AVRUPA balkan(lar)ı, TÜRKÇE bal(yk) ve BUNLARIN ASIL ANLAMLARI SORUNU *



Benzer belgeler
YAYIN DÜNYASINDAN. on yirmi yılda özelde Eski

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı

BALTA KELİMESİNİN KÖKENİNE DAİR

İspanyol Alfabesi 27 harf ve 2 digraf, yani tek ses veren ikili harf kombinasyonundan oluşur.

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER DİL AİLELERİ, DİL GRUPLARI, DİL TÜRLERİ. Dil Aileleri Dil Grupları Dil Türleri

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

Fuyu Kırgızcası Hakkında Yeni Bilgiler ve Türkolojiye Katkıları * Mehmet Ölmez (İstanbul)

Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK

dilbilirim içerik 4 dilbilirim haber 10 Dilbilim ve Mizah Metin Özdemir 15 Ayran Buyurun. Ay İnanmıyorum! Aykut Sığın

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Şubat :20 - Son Güncelleme Pazartesi, 15 Şubat :23

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR PROGRAMI

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

TÜRKÇEDEKİ ÇOCUK SÖZÜ GERÇEKTEN DOMUZ YAVRUSU MU DEMEK? Milan ADAMOVIĆ ** Aziz MERHAN ***

Türkiye Türkçesindeki Farsça Sözcükler ve Kullanım Şekilleri

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 6.Hafta

Türkiye deki Ağız Çalışmalarının Sözlükleri ve İlk Ağız Sözlükleri

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

KİTÂBİYAT KARAHAN, AKARTÜRK (2013), DÎVÂNU LUGATİ T-TÜRK E GÖRE XI. YÜZYIL TÜRK LEHÇE BİLGİSİ, TDK YAY., ANKARA.

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Öğretim Üyesinin Adı: Yrd. Doç. Dr. Milena Yordanova

TÜRKÇE / Yazımı Karıştırılan Sözcükler, Kısaltmaların Yazımı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI

ZfWT. Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Türk Dilleri Araştırmaları, 25.2 (2015): Sabırlı ve hoşgörülü olmanın örneği, Mehmet Ölmez * (İstanbul)

PROJE ADI: TEKRARLI PERMÜTASYONA BİNOM LA FARKLI BİR BAKIŞ

İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

ÜNLÜLER BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU. Türkçe bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin gelmesine büyük ünlü uyumu denir.

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

İngilizce nasıl öğrenilir?

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ PROGRAMI

Mikroorganizmalar gıda üretiminde en önemli tehlike veya tehlike kaynaklarıdır. Hayatımızda da önemli yere sahip olan bu canlılar hakkında genel

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖRGÜN ÖĞRETİM ARA SINAV PROGRAMI (SEÇMELİ)

KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Hafta 7

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2)

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

Limit, Türev ve İntegral. gibi LYS konularındaki problemlerini halletmek isteyenler için... ANTRENMANLARLA MATEMATİK. Dördüncü Kitap LYS

Divanü Lügati t-türk te Geçen baδram ~ bayram Kelimesinin Etimolojisi Üzerine. Mustafa ARGUNŞAH Galip GÜNER

Altay Dillerindeki Bazı Ev Gereç Adları Üzerine*

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

YENGEÇ SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Süleyman Kaan YALÇIN *

KURLUGAN KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

ARAŞTIRMA PROJESİ HAZIRLAMA KILAVUZU

Bölüm A: Kişisel Bilgiler. Lütfen e postanızı belirtiniz. []Cinsiyetiniz * Erkek Kadın. Giriş

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

RASSAL DEĞİŞKENLER VE OLASILIK DAĞILIMLARI. Yrd. Doç. Dr. Emre ATILGAN

COURSES IN FOREIGN LANGUAGES for ERASMUS INCOMING STUDENTS. at Sofia University. 2018/2019 academic year FACULTY OF CLASSICAL AND MODERN PHILOLOGY

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

Prostat kanserine karşı erken teşhis için

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Meninski'nin Sözlüğündeki "Tartarca" Sözcükler

Zihinsel Yetersizliği olan bireylere Okuma- Yazma Öğretimi. Emre ÜNLÜ

Durûs Kitabı 1. Cilt Gramer Kuralları. Üç Hareke

Arkadaşınız Kutsal Ruh

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ve Beyin Fırtınası DR. MEŞKURE YILMAZ

This information (23) on X-linked genetic disorders is in Turkish X bağlantılı Genetik Hastalıklar (İngilizce'si X-linked Genetic Disorders)

YÖNETİCİNİN BİREYSEL GELİŞİMİ

MAT223 AYRIK MATEMATİK

CİCİANNE SÖZÜ ÜZERİNE

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 49, ERZURUM 2013, 67-72

Zeka Soruları 4 - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ZEKA SORULARI

MOĞOLCADAKİ ŞAHIS ZAMİRLERİNİN SİSTEMİ * D. TÖMÖRTOGOO

İleri Diferansiyel Denklemler

Sadece 2 İstekle MySQL Blind SQL Injection. Canberk BOLAT canberk.bolat[-at-]gmail[-dot-]com

ET-TUHFETÜ Z-ZEKİYYE Fİ L-LUGATİ T TÜRKİYYE ÜZERİNE BİR TÜRKMEN YAYINI

Doç. Dr. Sema ASLAN DEMİR

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.)

PROF. DR. NURETTİN DEMİR

Date: Tue, 2 Mar :10: Subject: yabancı dil öğretimi From: ttkbilkogretimsubesi@gmail.com To: sedatphonetic@hotmail.com.

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Tercüme çeviri hizmeti verdiğimiz konular

1: İLETİŞİM, DİLVE KÜLTÜR

Ermeni Alfabesi - Gizli ilimler Sitesi

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Aralık 2013 December 2013 Yıl 6, Sayı XVI, ss Year 6, Issue XVI, pp DOI No:

Türk sözlük sistemi üzerine iki not. Ceval Kaya

Hacettepe Üniversitesi Sözlük Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen Türk

DÜZENLEME Ders Notu - 1

4. DERS ÖĞLE ARASI MATEMATİK RİTMİK SAYMA TÜRKÇE ALFABE-SÖZLÜK ARASI MATEMATİK DOĞAL SAYILARDA DESTE- DÜZİNE-PROBLEMLER

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme

MODERN MANTIK ARASINAVI (SOSYOLOJİ) ÇÖZÜMLERİ B GRUBU

Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her aile üyesi için de farklı

A y ş e y i m a s a s ı k a p ı n a y e d i ş e r a l t ı ş a r a r a b a y a

LOJİK İFADENİN VE-DEĞİL VEYA VEYA-DEĞİL LOJİK DİYAGRAMLARINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

LATİNCE GRAMER 2 1. DERS DÜZENİ 2. DERSE DEVAM ZORUNLULUĞU 3. DERS İÇİN GEREKLİ KAYNAKLAR 4. DİJİTAL KAYNAKLAR 5. DERSİN İŞLENİŞ BİÇİMİ

DR. MUSTAFA SARI, TÜRKÇEDE ART ZAMANLI DEĞİŞMELER (YÜZ HADİS YÜZ HİKÂYE ÖRNEĞİ), PEGEMA YAYINCILIK, ANKARA 2007, 358 S.

Transkript:

Türkbilig, 2014/27: 155-159. AVRUPA balkan(lar)ı, TÜRKÇE bal(yk) ve BUNLARIN ASIL ANLAMLARI SORUNU * Marek STACHOWSKI ** Çev. Mustafa AĞCA *** Türk dil biliminin Avrupalı çoğu öğrencisi, bir Türkçe kursuyla üniversite eğitimine başladıklarında, "balık" anlamında ilk olarak Türkçe balyk 'balık' sözcüğünü öğrenirler. Bu nedenle, onlara bir Eski Türkçe kursunda balyk'ın Eski Türkçede hem "duvar" hem de "şehir" anlamlarına geldiği söylendiğinde çok şaşırırlar. Öğrenci, aynı sözcükle "balık", "duvar" ve "şehir" gibi nasıl üç farklı anlamın ifade edildiğini güçlükle anlayabilir ve aklına hemen bu sözcüklerden en az birinin muhtemelen (ya da kesinlikle) bu öğrencinin bilmediği farklı bir dilden Eski Türkçeye alıntı olduğu düşüncesi gelir. Ayrıca, Türkçe bal "bal" ile sadece bir muhtemel fonetik bağlantı vardır, ancak bu çok da mantıklı görünmez. ÈSTJa II'ye bakmak da sorunu çözmez. Her şeyden önce, Türkçe balyk "duvar; şehir" ile bālyk "balık" (ÈSTJa II 59) arasındaki fark oldukça yapaydır. Hiç kimse, önceki sözcüğün neden kısa ünlülü okunması gerektiğini anlayamaz, ÈSTJa'da Arap harfli yazmada elifsiz (örn. 'bliq') sadece bir, elifli (örn. 'bālik' [iki kez:] bālyk için 'bālk', balyh için 'bāliḫ' 'bālḫ', balyg için 'bāliġ') altı yazım örnek olarak verilir. Tabii ki graphematik 1 bir argüman kesin olarak kabul edilemez. Bununla birlikte bu oran, bālyk "balık"a karşılık bir kısa -a- ile okunuşa işaret etmez. Aksine, her iki sözcükte de bir uzun -ā- varsaymak daha cazip gelir. Fakat daha sonra, çokanlamlılığı (bālyk "1. duvar; şehir; 2. balık") ya da eşadlılığı (bālyk 1. "duvar; şehir"; bālyk 2. "balık") dikkate alıp almamamız gerektiği sorusu ortaya çıkıyor. Çünkü bu sözcüklerdeki ünlü uzunluğu ikincil (aşağıya [1] ve [4]'e bkz.) olabilir. Biz bundan sonraki kısımda ünlü uzunluğu konusunu yok sayıp sadece 'a' yazacağız. * ** *** 1 Kim Juwon and Ko Dongho eds. Current Trends in Altaic Linguistics: A Festschrift for Professor Emeritus Seong Baeg-in on his 80th Birthday. Seoul: Altaic Society of Korea, 2013. Institute of Oriental Studies, Faculty of Phiology, Jagiellonian University, Kraków / POLAND. Araş. Gör., Hacettepe Üniversitesi. Çevirenin notu: Graphemik olarak da adlandırılan dilbilimin bu alanı, yazı sistemleri ve onların temel bileşenlerini inceler. Türkçeye yazıbilim(i) olarak çevrilebilir.

Marek STACHOWSKI Bugüne kadar, balyk balık ın kökeni ile ilgili, dört bilim adamı tarafından öne sürülen üç fikir yayınlandı. Bunların en eskisi, bu sözcüğü balk(y)- parıldamak, ışıldamak, ışık saçmak fiili ile ilişkilendiren László Rásonyi ye aittir. Èrvand V. Sevortjan, balyk tan ziyade * balkyk, balk(y)- fiilinin bir türevi olacağından (ÈSTJa II 60), morfolojik olarak neredeyse imkânsız olan bu açıklamayı kabul etmemekte kesinlikle haklıdır. Martti Räsänen'in rekonstrüksiyonları * baluk ya da * balyk (VEWT 61b), sözcüğün kökeni ve anlamı hakkında hiçbir şey belirtmediği için (Esas itibarıyla, bunlar sözcüğün asıl ses yapısı hakkında herhangi gerçek bir bilgi vermezler.), aslında hiçbir çözüm önermez ve Türkçe sözcüğün hem Kalmukça balgă zagăsn bir balık türü; çapak balığı hem de Mançuca falu bir çipura (karagöz) türü ile örtüşmesi bir Türkoloğa herhangi bir şekilde yardımcı olmaz. Üçüncü etimoloji ilk olarak, balyk balık ın bal ya da bar su birikintisi (haznesi), özellikle bataklık ve kil toprak üzerinde birikmiş su gibi sözcüklerle bağlantılı olduğunu düşünen S. P. Tolstov (1947; ÈSTJa II 60 tan sonra değinildi) tarafından önerilmiştir. È. V. Sevortjan bu fikri, ilave ettiği başka örneklerle sürdürmüş (örneğin Kazak leh. bal küçük çukur balgy köpük, pis köpük ; Azeri leh. balax bir gölet ya da dere kıyısındaki sazlık ; Yakutça baltyj- su çalkalamak ; Kırgızca balčylda- suda yürümek (zıplamak).) ve Kazak leh. bal küçük çukur (hendek) ile temsil edilen, Ana Türkçenin nazari bir varyantında itibari bir *bal(-) ad / eylem kökünün olduğu sonucuna ulaşmıştır (ÈSTJa II 60). Ancak, *bal- eylem köküne herhangi bir Türk dilinde rastlanmaz. balyk duvar; şehir için yaygın bir görüş, kil; çamur için kullanılan bir sözcüğün türevi olduğudur. ÈSTJa II 59 da örnek olarak kanıt gösterilen bal kil, çamur sözcüğü muhtemelen Sarı Uygur Türkçesinden alınmıştır, ancak bu sözcük bir hapaks 1 gibi görünmektedir. Öte yandan, Türkçede çamur için yaygın olarak kullanılan sözcükler balyk ve balçyktır ve her ikisi de aslında anlamı bir şekilde çamur la bağlantılı olması gereken *balın açık türevleridir. Clauson bu sözcüklerin her ikisi için de herhangi bir köken bilgisi vermez (1972: 335 vd). Bu da ne yazık ki onun bir etimolojik sözlük olarak adlandırdığı eserinde bir istisnadan ziyade yaygın bir durumdur. Türkçe bal "bal" için Clauson "Bazı Hint-Avrupa dillerinden, b- ile yer değiştiren bir önses olarak m-'nin fazla kabul görmediği bir döneme tarihlenen, çok eski bir ödünçlemedir" der (1972: 330a). Bu, genellikle son model üzerine doğru bir bilgidir, buna rağmen kimse bu gizemli dönemin başlangıcını, daha da kötüsü, ne zaman sona erdiğini bilmez. Çünkü Sibirya Türk dillerine ödünçlenen Rusça sözcükler bile -yalnızca 17. yüzyılda başlayan bir süreçte- bazen m- > b- değişikliğine uğramıştır (krş. Rusça matrác döşek, minder > Tuvaca matrās ~ 1 Çevirenin notu: Eski Yunanca hapaks legomenon "bir kez söylenen" ifadesinin kısaltılmış şeklidir. Dilbilimde, yazı dilinde sadece bir kez tanıklanan ve bu nedenle varlığı şüpheli olan sözcük ya da şekiller bu terimle adlandırılır. 156

AVRUPA balkan(lar)ı, TÜRKÇE bal(yk) ve BUNLARIN ASIL ANLAMLARI SORUNU batrās ay. [Schönig 2002: 263]). Ancak aynı zamanda tam tersine b- > m- değişikliği de bilinir (örn. Rusça peč ocak > Tobolsk-Tatarcası müts ay. [Anikin 2003: 448]). Bu, hiç kimsenin, mânâsı bal olan bir Hint-Avrupaca sözcüğün Türkçeye ödünçlenmesinin terminus ante quem 1 ini kuramayacağı anlamına gelir. Bu yüzden bunun çok erken bir ödünçleme olduğunu söylemek için hiçbir dayanağımız yoktur. Daha da kötüsü, Clauson un (age.) giriş kısmında söyledikleri hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir: En yakın Hint-Avrupaca koşutu Latince mel; Sanskritçe biçimi ise madhu dur. Her şeyden önce Latince mel ve Sanskritçe madhu iki farklı sözcüktür, bu yüzden madhu Latince mel in Sanskritçe bir değişkesi olarak görülemez (krş, örn., Smoczyński 2007: 382). Ayrıca, Latince mel'in Ana Hint- Avrupaca biçimi genellikle *melit (> Hititçe militt-, Yunanca méli, -tos ay.) olarak yeniden kurulur, mellis bal ise Proto-İtalik *meli ye kadar gider. Latince mel in ortaya çıkış süreci ve kökeni hâlâ belirsiz ve ihtilaflıdır (de Vaan 2008: 370). Her durumda, Ana Türkçe üzerinde bir Latince, hatta bir Proto-İtalikçe etkinin hem coğrafyası hem de kronolojisi apaçık izlenemez, aksine bir kanıt gerektirir. Ancak, Clauson hiçbir zaman bu görüşe ihtimam etmemiştir. Buna ek olarak, kimsenin, neden Ana Hint-Avrupacadaki *-e- nin Ana Türkçede *-a- ya dönüşmesi gerektiği konusunda bir açıklama yapmadığı görülüyor. Sonuç olarak, bu arkaplan karşısında, Türkçe bal bal ın Hint-Avrupaca kökenli olduğu görüşünün son derece tartışmalı olmasından fazlası ortaya çıkıyor. Benim, yukarıda verilen sözcüklerin kökenleri ve karşılıklı ilişkileri üzerine görüşlerim şu şekilde sıralanabilir: [1] Türkçedeki bal bal, ilk şekli *bal (ya da belki 11. yüzyıla ait, Mahmud Kaşgarî nin karşılaştırmalı Türkçe sözlüğünde, Arap harfli yazmadaki gösterimi harfi harfine yapılırsa *bāl olabilir; krş., Türkmencede *bāl değil, bal; ayrıca aşağıya bkz. [4] ) olan Türkçe kökenli bir sözcüktür. Modern anlamı bal ikincildir, asıl anlamı ise daha ziyade çamur, kil; koyu, yapışkan ve yoğrulabilir madde dir. bal sözcüğünün birkaç türevi vardır ve Türk dilbilimi tarihinde yanlışlıkla bazı diğer sözcüklerin de bal bal kökenli olduğu varsayılmıştır. ÈSTJa II 47 de, ne yazık ki doğru türevler arasında doğru olmayan ve yanlışlıklarına dair net bir açıklama yapılmayan iki örnek verilmiştir. Bunlar: [1a] Macarca bálmos, Ukraynaca bánuš "Romence mămăligă benzeri bir tür yemek" (Üretiminde bal hiç kullanılmadığı hâlde) aslında Türkçe bulamaç "püre, ezme, posa, lapa" < bula- "una bulamak, karıştırmak, karmak"ı yansıtır (Stachowski 2012: 194) ve [1b] Romence bali(e)mez "çok ağır bir havan topu" < Türkçe balyemez ay. < Almanca Faule 1 Çevirenin notu: Latince bir ibare olan terminus ante quem, "bir şey için olası en son tarih" anlamına gelir. Tarih ve arkeoloji gibi bilimlerde kullanılan bir tarihlendirme yöntemidir. İngilizce metinde bu şekilde geçtiği için biz de aynısını aldık. 157

Marek STACHOWSKI Metze, Brunswick'te ağır bir havan topunun ironik adı (Kissling 1951: çeşitli yerlerde); eğer bu Türkçe sözcük bal "bal" ile bağlantılı olsaydı, balyemez sözcüğü kelimesi kelimesine "bal yemez" - Gerçekten bir havan topu için tuhaf bir isimdir. İnsan, "bal yemez" havan topları var ise bir havan topu gibi olan ve "bal yiyen" bir nesne ne olabilir acaba diye sorabilir.- anlamına gelirdi. [2] *bal'ın türevlerinden biri Türkçe, küçültme anlamlı sözcükler oluşturan, hem yaygın olarak "küçük" hem de daha az sıklıkla "benzer" anlamlarına sahip +čyk ekini almış balçyk "çamur"dur. Böylece, balčyk "çamur"un etimolojik anlamı, yaklaşık olarak "bala benzer", yani koyu ve yapışkan bir maddeye benzeyen şeydir. [3] "duvar; şehir" anlamlarındaki Türkçe sözcük, balyk ya da bazen baluk ya da balyg, nasıl yazılırsa yazılsın, iki heceli bir kelime olarak gösterilir. Ancak, Mahmud Kaşgarî ayrıca, bazı Oğuz boylarına özgü bir sesletim olan, tek heceli bir türev balk'ı belgelemiştir (ÈSTJa II 59). O, balk sözcüğünü yanlış olarak değerlendirse de biz balyk sözcüğünün ikinci hecesindeki ünlünün ikincil olma olasılığını dikkate almalıyız (örn. *bal > *balk > balyk). Ancak bu fikir, i hâli *oğulu değil, oğlu olan Türkçe oğul (<AnaTürkçe *ogul < *okl < *ok > Oyrotça, Tuvaca uk çolukçocuk, nesil ) sözcüğünde olduğu gibi iki ünsüz arasına sokulan bir ünlünün genel olarak hareketli olmasından dolayı tamamen sağlam sayılamaz, çünkü balyk sözcüğünün i hali *balgy değil, balyğy balığı iken ünlüsü hareketsizdir. Böylece, bu sözcüğün ilk şeklinin, geçici olarak *bal(y)k *"kilden yapılmış duvar" > "1. duvar(lar) > 2. şehir" olduğu ileri sürülebilir. Etimolojikmorfolojik olarak *"kilden yapılmış nesne" gibi bir anlama sahip olabilir. [4] Türkçe balyk "balık" için ben, sözcüğün köken olarak, çamurlu ya da killi su diplerini tercih eden "kadife balığı" ya da diğer bir türle ilgili olduğu fikrini önermek istiyorum. Bu anlam, göçlerinden dolayı gittikçe daha fazla balık türü öğrenen Türk insanı tarafından zamanla genelleştirilmiştir. Aslında, ilk hecede bir uzun ünlüye işaret eden (krş. yukarıda [1]) Türkmence bālyk ve Kızıl-Hakasça pālyk, Türkçe ses değeri düşük ünlüler genellikle -y- ya da - i-'li hecelerden önce uzunlaşma eğiliminde oldukları için, daha fazlasını kanıtlamaz. Böylece, özellikle Türkmence bālyk'ta bulunan uzun ünlünün aksine Türkmence bal "bal"ın kısa ünlülü olduğunu göz önünde bulundurursak ünlü uzunluğu her iki örnekte de ikincil olabilir. Kısacası: Ana Türkçe *bal "çamur; kil; koyu ve yapışkan madde" sözcüğünün üç türevi vardır (*balčyk "çamur"; *bal(y)k "duvar; şehir"; *balyk "kadife balığı" > "balık") ve daha sonra anlamı "bal"a dönüşmüştür. Ancak, Ana Türkçede bulunan *bal'daki anlam değişiminden önce oluşmuş olan bir türev daha olmalıdır: *balyk *"bataklık (alan)" > *"bataklık orman". Yeni bir türevin semantik temelini biçimlendiren sonraki anlamdır: *balyk+an > balkan "ormanlık dağ(lar)" (Bu, geleneksel bir çeviridir, ancak *"bataklık ormanlarla kaplı dağlar" gibi toplu bir anlam muhtemelen daha doğrudur.) ve bu türev bugün bile 158

AVRUPA balkan(lar)ı, TÜRKÇE bal(yk) ve BUNLARIN ASIL ANLAMLARI SORUNU bilinen uluslararası coğrafî bir terim olarak yaşamaktadır: Balkan(lar) (Eren 1987:118 vd). Kaynaklar ÈSTJa II = Sevortjan È. V. (1978), Ètimologičeskij slovaŕ tjurkskich jazykov (Obščetjurkskie i mežtjurkskie osnovy na bukvu «B»). Moskva. VEWT = Räsänen M. (1969), Versuch eines etymologischen Wörterbuchs der Türksprachen. Helsinki. ANİKİN, A. E. (2003), Ètimologičeskij slovaŕ russkich zaimstvovanij v jazykach Sibiri. Novosibirsk. CLAUSON, G. (1972), An etymological dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford. EREN, H. (1987), Balkan adının kökeni. Türk dili 429. 113-124. KİSSLİNG, H. J. (1951), Baljemez. Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft 101. 333-340. SCHÖNİG, C. (2002), Anmerkungen zum b ~ m-wandel in den modernen Türksprachen. Hauenschild I. et al. (eds), Scripta ottomanica et res altaicae, 257-275. Wiesbaden. SMOCZŃSKI, W. (2007), Słownik etymologiczny języka litewskiego, Wilno. STACHOWSKI, M. (2012), Ein neues Wörterbuch der türkischen Lehnwörter in Balkan- und Karpatensprachen und ukrainisch bánuš Maisbrei. Studia Etymologica Cracoviensia 17(2012). 191-197. TOLSTOV, S. P. (1947), Goroda guzov. Sovetskaja Ètnografija 1947/3. 71-75. de VAAN, M. (2008), Etymological dictionary of Latin and the other Italic languages. Leiden Boston. 159