KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİLERİ



Benzer belgeler
ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ


İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir.

HİDROLOJİ Doç.Dr.Emrah DOĞAN

II. ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

HİDROLOJİ DERS NOTLARI

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı

Su temini açısından en değerli sular atmosferden yağışla gelen, yer üstü ve yer altında bulunan tatlı sulardır.

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Akış ve süzülme. 3.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

Dü nyamızdaki Hassas Denge

Fatih TOSUNOĞLU Su Kaynakları Ders Notları Su Kaynakları Ders Notları, Su Kaynakları Ders Notları

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

İzmir ve Ege Bölgesinde Kuraklık Alarmı. Şebnem BORAN. Küresel ısınma korkutmaya devam ediyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Küresel İklim Değişikliği ve Ülkemize Etkileri

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir.

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

1. İklim Değişikliği Nedir?

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

KÜRESEL ISINMA NEDİR?

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

İçerik. Türkiye de Su Yönetimi. İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Çalışmaları

SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON-2

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

KÜRESEL ISINMANIN TÜRKİYE NİN ENERJİ KAYNAKLARINA OLASI ETKİLERİ

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Gıda Güvencesinde, Değişen İklimin Ardındaki Gerçekler

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

BÖLÜM-1 HİDROLOJİNİN TANIMI VE ÖNEMİ

Biliyor musunuz? İklim Değişikliği ile Mücadelede. Başrol Kentlerin.

Küresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

RÜZGAR ENERJİSİ. Cihan DÜNDAR. Tel: Faks :

Yaşayan bir dünya için. Buket Bahar DıvrakD. 27 Mart 2008, İzmir

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

TARIM ve GIDA GÜVENLİĞİ ve GÜVENCESİ - 1. Prof. Dr. Hami Alpas ODTÜ- Gıda Mühendisliği Bölümü-Ankara

Küresel. İklim değişikliği

Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08

SU MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ YRD. DOÇ. DR. FATİH TOSUNOĞLU

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Impact of Climate Change on Yalova Gokce Dam Water Level. İklim Değişikliğinin Yalova Gökçe Barajı Su Seviyesine Etkisi

Hidroelektrik Santraller; Enerji ve Su Hakkı. TMMOB VII. Enerji Sempozyumu

HİDROELTRİK SANTARALLERİ

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

Dünyanın sağlığı bozuldu; İklim Değişikliği

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? Çevre Sorunları Konu Değerlendirme Testi

TÜRKİYE'DE HİDROELEKTRİK POTANSİYELİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐĞĐNĐN SU KAYNAKLARI ÜZERĐNE ETKĐLERĐ. Ali Fındık

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

AÇLIĞIN ÖNLENMESĠ ve GIDA GÜVENCESĠNĠN SAĞLANMASI

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Sorun Analizi (Sorunların Sektörlere Ayrılarak Belirlenmesi)

%78 Azot %21 Oksijen %1 Diğer gazlar

KĐMYA EĞĐTĐMĐNDE PROJE DESTEKLĐ DENEY UYGULAMALARI. Proje Hedef Sorusu : Sera Etkisi Buzulları Nasıl Eritiyor?

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

ISPARTA VE ÇEVRESI SU KAYNAKLARININ BELIRLENMESI, DEGERLENDIRILMESI VE KALITESININ KORUNMASI

HİDROLOJİK DÖNGÜ (Su Döngüsü)

YAGIŞ-AKIŞ SÜREÇLERİ

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

SU HALDEN HALE G İ RER

. GİRİŞ. Ancak, söz konusu sorunların bugün birdenbire ortaya çıkmadığını hepimiz biliyoruz. Bunları meydana getiren süreçlerin tarihsel bir

İklim Değişikliğinin Sanayiye Etkileri

Enerji ve İklim Haritası

Küresel İklim Değişikliğinin Keban Barajı na Hidrolojik Etkisi

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

İSTANBUL UN ÇEVRE SORUNLARI

Ekosistem ve Özellikleri

Ders Kitabı. Doç. Dr. İrfan Yolcubal Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü htpp:/jeoloji.kocaeli.edu.tr/

SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE. Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

5. SINIF FEN BİLİMLERİ YER KABUĞUNUN GİZEMİ TESTİ

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Hidrolojik Erken Uyarı Sistemleri ve DSİ Genel Müdürlüğü Uygulamaları

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı

Transkript:

7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu - 51 - KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİLERİ Doç. Dr. İbrahim YÜKSEL 1, Yrd. Doç. Dr. Mehmet SANDALCI 2, Arş. Gör. Gökmen ÇERİBAŞI 3, Prof. Dr. Ömer YÜKSEK 4 1 Sakarya Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Bölümü, Esentepe, Kampus, Sakarya Tel: 0264 295 64 72 67 35, E-mail: yukseli2000@yahoo.com veya iyuksel@sakarya.edu.tr 2 Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Müh. Bölümü, Esentepe, Kampus, Sakarya Tel: 0264 295 57 34, E-mail: sandalci@sakarya.edu.tr 3 Sakarya Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Bölümü, Esentepe, Kampus, Sakarya Tel: 0264 295 65 10, E-mail: gceribasi@sakarya.edu.tr 4 Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Müh. Bölümü, Trabzon Tel: 0462 377 26 41 325 72 20, E-mail: yuksek@ktu.edu.tr Özet Genel olarak fosil yakıtların yakılması, arazi kullanımının değişmesi, ormansızlaşma ve buna benzer çeşitli insan aktiviteleri sonucunda sera gazları artmakta ve sera gazı etkileri kuvvetlenmektedir. Atmosferdeki sera gazlarının artması küresel ısınmaya sebep olmakta ve bunun sonucunda iklim değişikliği oluşmaktadır. Küresel sıcaklıklardaki artışa bağlı olarak hidrolojik döngünün değişmesi, buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi gibi belirli değişimlerin insan hayatını, sosyoekonomik sektörleri ve ekolojik sistemleri etkileyecek önemli değişiklikler oluşturması beklenmektedir. Bu çalışmada, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkileri analiz edilerek ortaya çıkan olumsuz durum ve etkilerin ortadan kaldırılabilmesi veya en aza indirilebilmesi için çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Küresel Isınma, İklim Değişikliği, Su Kaynakları, Barajlar, Göller Effect of the global warming and climate change on water resources Basically, as a result of various human activities such as combustion of fossil fuels, land-use changes and deforestation, etc., greenhouse gases have been significantly increasing and its effect has been strengthening. Due to increasing of global warming temperatures, significant change such as change of hydrological cycle, melting of glaciers, sea level rise have been predicted to affect human life, socioeconomic sectors and ecological systems. In this study, in order to reduce negative effects of global warming and climate change on water resources are discussed and proposed solutions are presented. Key Words: Global Warming, Climate Change, Water Resources, Dams, Lakes

- 52-7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu 1. Giriş Son zamanlarda aşırı ve bilinçsiz kaynak kullanımları küresel ısınmaya neden olmuş ve bu da beraberinde iklim değişikliklerini getirmiştir. İklim değişikliğine bağlı olarak sıcaklık artışı ve yağış rejimlerinin değişmesi gündeme gelmiştir. İklim değişiminin; akarsu akışları, zemin suyu ve göllerdeki su hacimleri üzerinde sıcaklıklarda ve yağışlarda görülen değişmelere bağlı olarak etkisi vardır. Bu etkinin düzenli bir sürece sahip olmaması; kışın yağışların azalmasına, yazın ani yağışların olmasına ve mevsim sıcaklık ortalamalarının üstünde veya altında olmasına sebep olmaktadır (Sandalcı, 2007; Sandalcı, 2011). Atmosferdeki sera gazlarının yeryüzünün sıcaklığını artırmış olduğu yapılan ölçümlerle ortaya çıkmıştır. Göl yüzeyinden buharlaşmaya etki eden en önemli faktörlerden birisi de yüzey sıcaklığıdır. Yüzey sıcaklığı ile buharlaşma arasında doğru bir orantı vardır. Dolayısıyla küresel ısınma sonucu yüzey sıcaklıkları artmakta ve aralarındaki doğru orantı sebebiyle buharlaşma artmaktadır. Şekil 1 de yıllara göre yeryüzündeki sıcaklık artışları görülmektedir (Sandalcı, 2007; Sandalcı, 2011). Özellikle son 30 senede kayda değer bir artış olduğu üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir meseledir (Türkeş, 2007; Sandalcı, 2011). Şekil 1. Yıllara göre yüzey sıcaklığındaki artışlar 2. Dünya Su Kaynakları Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km 3 olup, bu suyun %97,5 i tuzlu su, geriye kalan %2,5 i tatlı su kaynaklarından oluşmaktadır. Tatlı suların da ancak %0,3 ü göllerde, akarsularda, barajlarda ve göletlerde bulunmaktadır. Bu durum ise, Dünya su kaynakları içerisinde ulaşılabilen tatlı suların oldukça az miktarda hatta yetersiz olduklarını göstermektedir. Çünkü Dünyamızda yaklaşık 1,5 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun 2,5 milyar insan ise sağlıklı suya hasrettir ve yılda yaklaşık 7 milyon kişi ise su ile ilgili hastalıklardan ölmektedir. 3. Türkiye Su Kaynakları Ülkemizin yenilenebilir su potansiyeli 234 milyar m 3 olup bulun 41 milyar m 3 ü yeraltı suları,193 milyar m 3 ü yerüstü sularından meydana gelmektedir. Ülkemizde çeşitli amaçlara yönelik kullanımlarda teknik ve ekonomik anlamda tüketilebilecek yüzey ve yeraltı suyu miktarının 110 milyar m 3 olduğu belirlenmiştir. Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için yılda ortalama kişi başına 10.000 m 3 su potansiyeline sahip olması gerekir. Su potansiyeli 1.000 m 3 ten az olan ülkeler Su Fakiri kabul edilmektedir. Kişi başına düşen kullanılabilir su potansiyeli 3.690 m 3 olan ülkemiz, dünya ortalaması olan 7.600 m 3 ün oldukça altında olmasından dolayı su fakiri olmamakla birlikte su kısıdı bulunan ülkeler arasındadır. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarımız 1.735 m 3 tür. Devlet İstatis-

7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu - 53 - tik Enstitüsü, 2025 yılına kadar ülkemiz nüfusunun 80 milyona varacağını tahmin etmektedir (DPT, 2001; Yüksel, 2005a; Yüksel, 2005b; Sandalcı, 2007; Sandalcı, 2008; Sandalcı, 2011). Bu durumda kişi başına düşecek kullanılabilir su miktarımız 1.300 m 3 e düşecektir. 4. Su Kaynaklarının Yanlış Kullanımı ve İklim Değişikliği İlişkisi Kurak ve yarı kurak iklim kuşağında yer alan ülkemizde; kuraklık, çölleşme ve tuzlanma gibi sorunlar küresel ısınma ile daha da artmaktadır. Yağışlı bölgelerde toprak içerisinde doğal olarak bulunan tuzlar, yağmur sularıyla akarsulara ve yeraltı sularına taşınır, bunlar aracılığıyla da deniz ya da göllere kadar ulaşır. Bu nedenle yağışlı bölge topraklarında genellikle tuz birikmesi olmaz. İklimi kurak ve sıcak, yağışı az bölgelerde tarımsal üretim ve verimi arttırmak amacıyla toprağa kontrolsüz olarak verilen sular, içlerinde doğal olarak bulunan tuzu toprağın içine dâhil ederler. Fazla verilen bu su, aynı zamanda taban suyunu yükseltmek suretiyle toprak ve taban suyu içinde bulunan tuzları da yukarı doğru harekete geçirir. Sıcağın etkisiyle beraberinde toprak yüzeyine kadar taşıdığı tuzları burada bırakarak, hızla buharlaşmak suretiyle, toprak yüzeyinde buzlanmalar oluşturur, tarımsal üretimi sınırlar ve verimi düşürür. Fırat Nehri nin iyi kalitedeki suyu bile her yıl 10 dekarlık bir alanda 1,1 ton civarında eriyebilir tuzlarını toprağa vermektedir (DPT, 2000; Sandalcı, 2011). 1940 yıllarında dizel motorlu tulumbaların kullanılmaya başlanmasıyla birlikte sulama masraflarının düştüğü Suriye nin Fırat Nehri havzasında yeni alanlar tarıma kazandırılmıştır. 1980 yılına kadar geçen süreçte, bu arazilerin yarısına yakın kısmında son derece yüksek tuz konsantrasyonları meydana gelmiş ve bu alanların büyük bir bölümü terk edilmiştir (Atlık, 2005; Sandalcı, 2011). Bugün GAP Bölgesi de aynı durumla karşı karşıyadır. 5. Barajların İklim Değişikliği Üzerindeki Etkisi Barajların iklim değişikliği üzerindeki etkisinin en önemli parametresi; belli sınırlar içerisinde olsa bile barajların sebep oldukları sera gazı üretimidir. Barajlar çok iyi planlandıkları takdirde hiç şüphesiz ki termik santrallere göre çok daha temiz enerji üretmektedirler. Ancak mühendislik ve teknolojik açıdan iyi planlanmamış, yeterli donanımla projelendirilmemiş barajlar metan gazı salgılama tehlikesine sahip oldukları için iklim değişikliğine ve dolayısıyla küresel ısınmaya yardımcı olmaktadırlar. Baraj gölünün altında kalmış olan bitki örtüsünün çürümesi ve buna ilaveten baraj gölündeki suyun çözünmüş oksijen bakımından fakir bir su olması sebebiyle baraj gölünün atmosfere karbondioksit yerine metan gazı salgılama riski vardır ve bu risk oldukça yüksektir. Atmosfere salgılanan metan gazının ise küresel ısınmaya etkisi karbondioksitten daha fazladır. Ancak yine de fosil yakıtlı termik santraller düşünüldüğünde tabiî ki bu etki daha azdır ve hatta kabul edilebilir sınırlar içerisinde sayılabilir. 6. Şehirleşmenin Su Kaynakları ve İklim Değişikliği Üzerindeki Etkisi Gelecek 15-20 yıl içerisinde Dünya nüfusunun yaklaşık % 55 nin şehirlerde yaşamaya başlaması, Dünyadaki metropol şehirlerin sayısının ise %36 ya ulaşması beklenmektedir. Özellikle son 50 yıl içerisinde aşırı derecede artış gösteren şehirleşme bir yandan iklim değişikliğine sebep olurken bir yanda da taşkınların sayısının ve etkilerinin artmasına neden olmuştur (Mehmet, 2004; Sandalcı, 2011). Diğer taraftan plansızca aşırı şehirleşmenin doğal bir sonucu olan çarpık yapılaşmanın etkisiyle yağmur sularının toprağa sızma miktarı azalmakta, buna karşın yüzeysel akışlar artmakta ve dolayısıyla yeraltı su seviyeleri düşmekte ve giderek azalmaktadır. Bir yandan toprağa sızan suyun azalması ile susuz kalan toprak diğer yandan seviyesi azalan yeraltı suları, hidrolojik çevirim (su döngüsü) için gerekli olan evapotranspirasyon (buharlaşma + terleme) olayını yeterince gerçekleştirememekte ve bunun sonucunda ise su dengesinin bozulmasına bu da iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

- 54-7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu Diğer taraftan akarsuların akım miktarları şehir alanı içerisinde etkili olan arazi kullanım planlarına göre değişebilmektedir. Şehir alanları arttıkça asfalt beton gibi su geçirmeyen zemin oranı da artmaktadır. Bu gibi zeminlerde yeraltına yağmur sularının süzülme oranı azalmakta ve sonuçta yeraltı su seviyesi de düşmektedir. Yeraltı su seviyesinin düşmesiyle birlikte akarsuların rejimleri de değişmekte bunun sonucunda da taşkınlar, erozyonlar veya heyelanlar meydana gelmektedir (Mehmet, 2004; Sandalci, 2007; Sandalcı, 2011). 7. İklim Değişikliği ve Küresel Isınmanın Türkiye deki Göllere Etkisi Son birkaç yıl içinde göllerin önemli miktarlarda kuruması küresel ısınmanın dehşet verici etkisini gözler önüne sermektedir. Türkiye nin önemli göllerindeki son durumları aşağıda özetlenmiştir. 7.1. Tuz Gölü Son yıllarda iklim değişikliğine bağlı kuraklık etkisiyle yeraltı sularını besleyen yağışların azalması ve sulama için bilinçsiz yeraltı suyu çekilmesi, Tuz Gölü nün küçülmesine ve sularının çekilmesine neden olmuştur. 1987 yılında yüzölçümü 92562 hektar iken 2005 yılında 32552 hektara düşmesi yaklaşık %35 azaldığını ifade etmektedir. 7.2. Beyşehir Gölü Türkiye`nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü kuraklık ve tarımsal sulamanın etkisiyle su potansiyelinin yaklaşık %23 düşmesi kuraklık kaygılarını artırmaktadır. 7.3. İznik Gölü Türkiye nin 5. Büyük gölü ve Marmara Bölgesi nin en büyük gölü olan İznik Gölü, Yaklaşık 32 km uzunluğunda ve 11 km genişliğindedir. Gölden tarımsal sulama ve balıkçılık yapılarak fayda sağlanmaktadır. Göl kıyısında bazı yerlerde suyun yaklaşık 10 m çekilmesi kuraklığın etkisini ortaya koymaktadır. 7.4. Eğirdir Gölü En derin yeri 13 m olan Eğirdir Gölü tektonik bir göl olup üç dere ve birkaç kaynak ile beslenir. Isparta sınırları içinde kalan Eğirdir Gölü nün son yıllarda su seviyesinin 56 cm azalması mevsimlerin kurak geçtiğinin, buharlaşmanın artığının en büyük delilidir. Bunun yanında Şekil 2 de verilen fotoğrafta göl sularının ciddi miktarda çekildiği gözlenmektedir. Şekil 2. Eğirdir Gölü

7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu - 55-7.5. Manyas Gölü Kuşcenneti Milli Parkı nın da bulunduğu Manyas Gölü, küresel ısınma sonucu tarihinin en kurak zamanlarını yaşamaktadır. Manyas Gölü nün su derinliği kuraklıktan dolayı yaklaşık 0,4 m kadar azaldığı görülmektedir. Öte yandan gölden balıkçılık yaparak hayatlarını idame eden insanların artık balıkçılık yapamaması ise bölgede yaşayan insanların sosyoekonomik yapılarını da olumsuz olarak etkilemektedir. 7.6. Van Gölü 1995-2008 yılları arasında Van Gölü nde 2 metrelik seviye düşüşü yaşanmıştır. Göldeki su seviyesinin düşüşü göl suyundaki tuzluluk ve soda oranının yükselmesine neden olmaktadır. 7.7. Ladik Gölü Dünyada yüzen adacıklara sahip 3 gölden biri olan Ladik Gölü, aşırı sıcak ve sulama amaçlı kullanılması sebebiyle kurumaktadır. 1300 hektar olan gölün büyüklüğü, su seviyesinin 6 metreden 1,5 metreye inmesi nedeniyle 700 hektara düşmektedir. Kıyısında artık inek ve koyunların otladığı Ladik Gölü nde suların çekilmesi sebebiyle turna balığı nesli de tehlikeye girmektedir. 11 köyün geçim kaynağı olan gölün kurumaya başlaması köylülerde de tedirginliğe yol açmaktadır. 2 ay öncesine kadar sıcaklardan bunalıp serinlemek için göle giren vatandaşları uyarmak amacıyla göl kıyısına konulan Yüzmek Tehlikeli ve Yasaktır levhası ise gölün içler açısı durumu gözler önüne sermektedir. 7.8. Sapanca Gölü Şekil 3. Sapanca Gölü Gölü besleyen kaynaklara kurulan şişeleme fabrikaları, fabrikaların kendilerine izin verilen miktarın üzerinde su çekmeleri, gölün su toplama havzasındaki yapılaşma ve İzmit teki sanayi kuruluşlarının ve Yuvacık Barajı nın su alması, kuraklıkla birleşince gölün sularında büyük oranda azalma meydana gelmektedir (Sandalcı, 2008). 8. Baraj Göllerindeki Durum Türkiye genelinde barajlardaki doluluk oranı 2007 rakamlarına göre %50 nin altına düşerken Ankara da bu oran %10 a kadar, İstanbul da %48,35 e kadar düşmüştür.

- 56-7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu Küresel ısınma ve neticesinde ortaya çıkan iklim değişikliği dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye de de barajlarda son derece olumsuz etkilere neden olmaktadır (Sandalci, 2007). Öte yandan baraj gölleri yapay göl olarak göz önüne alınırsa tabii göllerden bir farkının olmadığını görünmektedir. Dolayısıyla küresel ısınmanın tabii göllerdeki olumsuz etkileri aynen baraj göllerinde de görülmektedir. Bu çerçevede baraj gölleri dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de küresel ısınmadan olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu olumsuzluklar, başta buharlaşmanın artması olmak üzere kullanma suyu ihtiyacının artması olarak gösterilebilir. Öte yandan küresel ısınma ve onun etkisiyle ortaya çıkan iklim değişikliği nedeniyle hava sıcaklığının mevsim ortalamalarından yüksek olması ve bundan dolayı da karların ani erimesi baraj gölüne gelen debinin olağanüstü artmasına neden olmaktadır. Bunun neticesinde ise taşkın ve sel felaketleri görülmektedir. 1994 yılında Silifke Gezende Barajı nda görülen olay bu şekilde oluşmuştur. Neticede Silifke Gezende Barajı sular altında kalmıştır (Sandalci, 2006; Sandalcı, 2011). Küresel ısınma neticesinde ülkemizdeki bazı önemli baraj göllerindeki durum aşağıda özetlenmiştir. 8.1. Atatürk Barajı Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde etkili olan kuraklık, tarımsal sulamada kullanılan suyun miktarının fazlalığı ve artan enerji talebi nedeniyle Atatürk Barajı ndaki su seviyesinde son zamanlarda düşmeler görülmektedir. Türkiye nin 2. en büyük ve dünyanın sayılı büyük barajları arasına giren Atatürk Barajındaki bu su seviyesi düşüklüğü 4 m ye yaklaşmıştır. 8.2. Yuvacık Barajı Kocaeli nin en büyük içme suyu kaynağı olan Yuvacık Barajı, küresel ısınma sonucu oluşan iklim değişikliğinin etkisiyle baraj göl yüzeyinden aşırı buharlaşma ile olumsuz etkilenmektedir. Bu olumsuz etkilerin görülmemesi ve bölge halkının sudan mahrum kalmaması için yerel yönetimler tarafından yakın civarda bulunan su kaynaklarının en önemlisi olan Sapanca gölünden Yuvacık Baraj Gölünü beslemek gibi projeler gerçekleşmektedir. Şekil 4 de Yuvacık Barajı nın bir görünüşü verilmiştir. Şekil 4. Yuvacık Barajı 8.3. Demirköprü Barajı ve Avşar Barajı Demirköprü Barajı nda son yıllarda beklenen yağışların gelmemesi ile su hacminde %50 azalma olduğu görülmektedir. Yine aynı şekilde Demirköprü Barajı yakınlarında bulunan Avşar Barajı nın da bu yıl 73 milyon m 3 olan su bu yıl 26 milyon m 3 e düştüğü görülmektedir.

7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu - 57-9. Sonuçlar ve Öneriler İklim değişikliğine neden olan küresel ısınmanın nedenlerine bakılacak olunursa; insan kaynaklı olduğu ve insanoğlunun aşırı istek ve doyumsuzluğundan ortaya çıktığı görülmektedir. Ayrıca küresel ısınmada, bazı şirketlerin doğayı ve insanı hiçe sayarak daha fazla kazanç sağlama tutkusunun da payı büyüktür. Son 50 yılda fosil yakıtların tüketilmesi, ormansızlaşma, hızlı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artması gibi nedenlerle karbondioksit, metan gibi sera gazlarının atmosferdeki yığılmasında artış görülmektedir. Bilim insanlarına göre bu artışın küresel ısınmaya neden olduğu ortaya konulmuştur. 1860 tan günümüze kadar tutulan kayıtlar, ortalama küresel sıcaklığın 0,5 ila 0,8 derece kadar artığını göstermektedir. Bununla birlikte son 50 yıldaki sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkileri olduğu görüşü de kabul edilmektedir. Hiçbir önlem alınmazsa bu yüzyıl sonunda küresel sıcaklığın ortalama 2 derece artacağı tahmin edilmektedir. Sıcaklıklar artınca, büyük su yüzeylerinden buharlaşma artacak, yer altı su seviyesi düşecek ve evapotranspirasyonun da etkisiyle toprağın kuruması kaçınılmaz olacaktır. Bunun sonucunda bölgesel olarak iklim değişecek, tarımsal ürünler ve ormanlar zarar görecektir. Göl ve deniz gibi su yüzeylerine yakın yerlerde hava nemi ve buna bağlı olarak yağışlar artacak, taşkın ve seller meydana gelecektir. Bu şekilde dengelerin bozulması ile toplumsal göçler başlayacaktır. Gelecekte muhtemel olabilecek bu tehlikelere karşı tedbir almanın artık zamanı gelmiştir. Bu tedbirler aşağıdaki gibi sıralanabilir: Suyun doğal döngüsü ve akışının, yeryüzündeki yaşam için paha biçilmez ekolojik ve ekonomik faydası bilindiğine göre doğal ve yapay su alanlarında su yönetiminin çok iyi planlanması gerekmektedir. Kütlenin korumu prensibi gereği hacimlerde bir azalma söz konusu değildir. Dolayısıyla hidrolojik döngüdeki su hacminde bir değişiklik olmamaktadır. Ancak değişen hidrolojik döngüdeki zamana göre sıralama ve dengesizliktir. Son zamanlarda mevsim normallerinin dışında görülen yağışlar ve hava sıcaklıkları bu dengesizliğin en belirgin kanıtıdır. Mevcut kaynakların en faydalı şekilde kullanılması gerekmektedir. Fosil yakıt tüketiminin günden güne artması ve bu artışın son zamanlarda hızlanması sera gazlarını artırmakta olup bu gibi faaliyetlerin önüne geçecek toplu taşımacılık çözümünün göz önüne alınması gerekmektedir. Toplu taşımacılığın deniz, demiryolu ve hava yoluna kaydırılması ile fosil yakıt tüketiminin düşürülmesi araştırılmalıdır. Ülkemiz nehir ve deniz taşımacılığına son derece elverişli olmasına rağmen maalesef bu imkânlardan yeteri kadar yararlanamamaktadır. Bunun için devletin nehir taşımacılığı (iç suyolu taşımacılığı) gibi toplu taşımacılığı özendirmesi, toplumu eğitmesi, sigorta ve sair vergileri az almak suretiyle müteşebbislere yol açması gerekmektedir. Geri dönüşüm faaliyetleri özendirilmeli bilhassa eskiden olduğu gibi depozitolu sisteme geçilmelidir. Bu bağlamda PVC esaslı şişe ve sair kullanılmamalıdır. Öte yandan insan sağlığı için son derece zararlı naylon poşet kullanılmamalı yerine kesekâğıdı gibi çözümler yaygınlaştırılmalıdır. Suyun doğal döngüsü ve akışının, yeryüzündeki yaşam için paha biçilmez ekolojik ve ekonomik faydası bilindiğine göre doğal ve yapay su alanlarında su yönetiminin çok iyi planlanması gerekmektedir. Enerji üretiminde fosil yakıtların kullanılmadığı hidroelektrik santrallerine ve nükleer enerji santrallerine önem vermek de sera gazı salınımını azaltacak önemli tedbirlerdendir. Ormanların korunması, ağaç dikmenin özendirilmesi bu konuda yapılacak en güzel çalışmalardandır. Ağaçlandırma çalışmaları gerek küresel ısınmanın etkilerine karşı gerekse baraj rezervuarının sedimente karşı korunması noktasında yapılabilecek en güzel çalışmalardır. Bu tür faaliyetlerin artırılması gerekir. Geri dönülmez bir noktaya geldiği kabul edilen küresel ısınmanın etkilerinin azaltılmasında önemli bir diğer adımı da eğitimdir. Gelecek nesillere küçük yaşlarda aşırıya gitmemesinin öğretilmesi, israf etmeden tasarruflu yaşamanın bir üstünlük olduğunun anlatılması gerekir.

- 58-7. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu Kaynaklar Atlık, A., Küresel Isınma, Su Kaynakları ve Tarım Üzerine Etkileri Araştırma Yazısı, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul, 2005. DPT, İklim Değişikliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayın No: 2532, ÖİK: 548, Ankara, 2000. DPT, Su Havzaları, Kullanımı ve Yönetimi ÖİK Raporu, DPT Yayın No: 2555, ÖİK: 571, Ankara, 2001. Mehmet, K., Şehirleşmenin Küresel İklim Sapmaları ve Taşkınlar Üzerindeki Etkisi Marmara Coğrafya Dergisi Sayı:6, İstanbul, 2004. Yüksel, İ., Yüksek, Ö. ve Önsoy, H., Türkiye de Su Kaynaklarının Analizi ve Değerlendirilmesi, Türk Sucul Yaşam Dergisi, 3/4, 229 234, 2005a. Yüksel, İ., Türkiye nin Su Kaynakları ve Hidroelektrik Enerji Potansiyeli, Tabiat ve İnsan Dergisi, 39/2, 22-26, 2005b. Sandalcı, M., Silifke Taşkını ve Analizi, 1. Ulusal Taşkın Sempozyumu, DSİ, 10-12 Mayıs, Ankara, Türkiye, 2006. Sandalcı, M. ve Yüksel, İ., Su Kaynakları Kullanımının İklim Değişikliği Üzerindeki Etkisi, I. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Tikdek 2007, İstanbul, 447-453, 2007. Sandalcı, M., Yüksel, İ. ve Sözbir, N., Sapanca Gölü İle İklim Değişiminin Etkileşimi, 1. Ulusal Doğal Afetler ve Yerbilimleri Sempozyumu, Sakarya, 135 137, 2008. Sandalcı, M. ve Yüksel, İ., İklim Değişikliğinin Türkiye deki Göller ve Barajlar Üzerindeki Etkisi, Yapı Dünyası Dergisi, 181, 25 29, 2011. Türkeş. M., Küresel İklim Değişikliği Nedir? Temel Kavramlar, Nedenleri, Gözlenen ve Öngörülen Değişiklikleri, 1. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi-TİKDEK, İTÜ, İstanbul, Türkiye, 11-13 Nisan, 2007.