Değişiklik yapma hakkı saklı tutulmuştur. Konuşmada söylenenler geçerlidir. Hanımefendiler, Beyefendiler,



Benzer belgeler
ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Almanya daki slam Konferans ve Federal Alman Hükümetinin Entegrasyon Politikas

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

** Berlin Lalesi Türkiyemspor'a

Avrupa da Yerelleşen İslam

Tarabya Konferansı. Alman-Türk İşbirliği Konusu olarak İslam ve Avrupa

Ulusal Entegrasyon Plani: Ulusal Entegrasyon Entegrasyon siyasetinin motoru Plani: Entegrasyon siyasetinin motoru Ulusal Entegrasyon Plani:

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Kiliseler ile yap lan Resmi Sözleflmeler ve her iki ülkede ibadet yerlerininin yap m

HAZIRLIK VE İSTİŞARE TOPLANTISI

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

ANKET DEĞERLENDİRME RAPORU. Ankete Katılan Toplam Kişi Sayısı :1426. Cinsiyetiniz?

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

NO 9 Bağıntısız gençler için medya lab yöntemleri etkileşimli araç

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri

SCA Davranış Kuralları

İnsanı insan yapan değerlere odaklanılmalıdır. İnsan olmak nedir? sorusuna cevap aranmalıdır.

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

CALSA SALANA Yıllık Toplantı Almanya - Karlsruhe. Messe Karlsruhe Messeallee Rheinstetten

Müteşebbis Üniversiteliler Bilgi İletişim Topluluğu

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İzbillo KHOJAEV * * Tacikistan Anayasa Mahkemesi Başkanı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

SİNOP SPASTİK ÇOCUKLAR DERNEĞİ RESEARCH ON ETHICAL PROBLEMS ON EDUCATION IN TURKEY TÜRKİYE DE EĞİTİM SEKTÖRÜNDEKİ ETİK PROBLEMLER ARAŞTIRMASI

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Hak ihlalinin sosyal boyutları Prof. Dr. Ejder Okumuş Eskişehir Osmangazi Üniv. İlahiyat Fak. Hak-fedakârlık dengesi

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İngilizce öğretmenlerinin asenkron eğitimden ürkmeleri

Aile birleşimi nedir?

Türkiye deki yenilikçi okulları belirlemek, buluşturmak ve desteklemek için yeni bir program...

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları. Bilgilendirme Toplantıları

We create chemistry. Kurumsal stratejimiz

İş Yeri Hakları Politikası

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

...Bir kitap,bir mesaj!

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO

İÇİNDEKİLER KAVRAMLAR BİR GÜNÜMÜZ. ROLLERİMİZ ve SORUMLULUKLARIMIZ HAKLARIMIZ OKULUMUZ AİLEMİZ SORUMSUZLUK ÇOCUK HAKLARI ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

YILI ERMENİ OKULLARI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

TARİHSEL BİR VARLIK OLARAK İNSAN İNSAN HAKLARI

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 4. SINIF İNSAN HAKLARI, YURTTAŞLIK VE DEMOKRASİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Arkadaşınız UNITE OGRENCI RAPORLARI VE YANIT KAĞITLARI. ICI P.K. 33 Bakırköy / İstanbul

tiftung Mercator Mercator Vakfı

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

Almanya ve Türkiye de Din Özgürlü ünün bir parças olarak Din Dersi

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU!

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Müslüman kadın futbolcular Berlin'de buluştu ALMANYA...

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül Ekim 2014 )

EĞİTİMİN HUKUKSALTEMELLERİ. 7. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Küresel Katılım Finans Zirvesi (GPAS) Haliç Kongre Merkezi Kurum ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

HAZIRLIK SINIFLARI 2. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

Transkript:

15 Ekim 2014 tarihinde İstanbul da düzenlenen İslam-Hıristiyanlık Kavramları Sözlüğü tanıtım toplantısı vesilesiyle eski Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Christian WULFF un Hürriyet, Din, Devlet Entegrasyona ilişkin Düşünceler konulu konuşması Değişiklik yapma hakkı saklı tutulmuştur. Konuşmada söylenenler geçerlidir. Hanımefendiler, Beyefendiler, Değerler bütününe göre dünyanın en İslami üç ülkesi sırasıyla hangileridir acaba? Sırayla bunlar Yeni Zelanda, Lüksemburg ve İrlanda dır. İslamiyet in bu üç ülkede en iyi şekilde uygulandığı söylenmektedir. Bu söylem, ABD de bulunan Georg Washington Üniversitesi nin iki profesörü tarafından yürütülmüş olan bir araştırmanın sonucunda elde edilmiştir. Ancak 33. sırada çoğunluğu Müslüman olan Malezya ve 48. sırada Kuveyt yer almaktadır. Bu çalışma ile ilgili elbette birçok eleştirel yaklaşım olabilir ve sonuç tabii ki çok da ciddiye alınmamalıdır. Ancak bu çalışmaya yine de yakından bir göz atmakta yarar vardır. Profesörler ilk önce Kuran ve Sünnetin devletlerden beklentilerini irdelemişlerdir. Bu çerçevede örneğin sosyal adalet, faizlerin kaldırılması, yolsuzluğa karşı mücadele, hukukun üstünlüğü, genel insan hakları, azınlıkların hakları ve çevrenin korunması gibi kavramlar incelenmiştir. Profesörler bir sonraki adımda bunların hangi ülkelerde en iyi şekilde uygulandığını araştırmışlardır. Kriterler bilinince, sonuç tamamen şaşırtıcı olmamaktadır. Aslında İslamiyet in pek etkisinde olmayan ve vatandaşlarının İslamiyet i sıkça keskin bir şekilde eleştiren batı değerler topluluğu ülkelerinin İslami değerleri temsil etmeleri nasıl mümkün olabilmektedir? Radikal Müslümanların batıyı İslami olmadıkları gerekçesiyle reddetmeleri nasıl mümkün olmaktadır? Belki de birbirimiz hakkında fazla bilgiye sahip olmadığımız için bu böyledir. Hâlbuki herkesin de tahmin ettiği gibi, şimdiden iç içe geçmiş ve sıkı bağlar kurmuş durumdayız. Bütün bunlar, toplumlarımızın istediği küreselleşme, göç ve uluslararası ağların bir sonucudur. Artık şimdi, birlikte yarattığımız gelişmelerin sonuçlarını yine birlikte yapıcı bir şekilde düzenlemek önem arz etmektedir. I. Şu sıralarda terör örgütü IŞİD tüm dünyada korku ve endişe yaratmaktadır. Her gün vahşice infaz edilmiş insanları, ölüm korkusu içinde aşağılanan rehineleri ve küçük çocuklarıyla kaçmak zorunda kalan aileleri televizyonlarda izlemekteyiz. Burada, Türkiye de ise terörün etkileri doğrudan hissedilebilmektedir. Şimdiden bir milyonu aşkın sayıda sığınmacı kabul edilmiş olup, bu sayı gittikçe artmaktadır. Türkiye, zor durumda olan insanlara yardım etmek için inanılmaz düzeyde çaba göstermektedir. Türk dostlarımızın bu başarılarını son derece takdirle karşılıyoruz. Teröristler bu vahşi suçları İslamiyet adına işlemekte ve kendi din devletlerini kurma çabası içindedirler. Bütün bunların daha önce bahsettiğim İslami değerlerle bağdaşması mümkün değildir. Teröristlerin bir dinin adını kötüye kullandıklarını görmek, hiç de zor değildir. Bu teröristler sadece Müslüman ülkelerden değil, dünyanın tüm bölgelerinden gelmektedirler. Böylece dini istismar

- 2 - ederek genç insanların yanlış yönlendirilmesi ve kandırılmaları, küresel boyutta bir sorun haline gelmiştir. Bütün bunlara rağmen, son zamanlarda terör eylemlerinden ötürü Müslümanlara karşı olan çekincelerinin doğru olduğunu düşünen endişeli vatandaşlardan mektuplar alıyorum. Aralarında İslamiyet hakkında çok okumuş böyle bir şiddeti sözde meşrulaştıracak Kuran surelerini alıntı olarak veren kişilerden ciddiye alınması gereken mektuplar da bulunmaktadır. Tahminen teröristler de tam da bu Kuran ayetlerine atıfta bulunmaktadırlar. Ancak, Eski Ahitte de şer adına kötüye kullanılabilecek cümleleri bulmamız mümkün değil mi? Günümüzde Müslümanların çoğunun sünnet yoluyla aktarılan tüm hususlara harfiyen uymadıklarını kabul görmüş Müslüman bilim insanlarının açıklamalarından biliyoruz. Bunlardan bazılarının zamana bağlı olduğu şeklinde yorumlanmalı ve tarihsel bağı içinde ele alınmalıdır. Bu husus, kitabı mukaddeste yer alan birçok cümle için de geçerli olup, Hıristiyanların büyük bir çoğunluğu tarafından harfiyen yerine getirilmemekte ve bu şekilde kendi hayatlarına adapte edilmektedir. Yine Müslüman bilim insanlarının açıklamalarına göre İslamcı teröristler Kuran ve Sünnete aykırı davranmakta ve İslam ın en başından itibaren geçerli esaslarını çiğnemektedirler. Bu hususlar özellikle Müslüman ülkelerde açık bir şekilde dile getirilmelidir. Özellikle dini liderlere büyük bir görev düşmektedir. Almanya daki Müslüman birliklerin bunu sesli ve açıkça dile getirmelerinden ve bu kanaat ile Alman meydanlarında gösteride bulunmalarından memnunum. Biz onların yanındayız ve birlikte diyalog ve barışçıl beraberlik için mücadele ediyoruz. Çok net bir şekilde şunu söylüyoruz: Ülkemizdeki havra, cami ve kiliselere zarar verilmesine ve saygısızlık edilmesine göz yummayız. İnsanların inançlarından ötürü hakarete uğramalarına izin vermeyiz. Biz Almanya da birlikte yaşıyoruz; dini ve kültürel çeşitliliğimizi birlikte şekillendireceğiz. II. Bana Kuran ile ilgili olarak endişelerini yazan insanlara sadece kitaplara ve kutsal yazıların tefsirlerine güvenmemelerini tavsiye ediyorum. İslamiyet e yeni ilgi duyan ve bu konularda okuyan herkes için seviniyorum ancak sonuçta sadece İslam dinine mensup insanlarla konuşanlar tutarlı ve tam bir fikir sahibi olabileceklerdir. Ve Müslümanlar da Hıristiyanlar, Museviler, Hindular, hümanistler ve inançsız insanlar gibi birbirlerinden farklıdır. Bu tür sohbetler için Avrupa da yeterince fırsat vardır. Birkaç on yıldır burada tüm dünya dinleri ve mezheplerine mensup insanlar yaşamaktadır. Avrupa da 14 milyonu aşkın Müslüman yaşamaktadır. Böylece İslamiyet, Hıristiyanlıktan sonra en büyük ikinci dini cemaat haline gelmiştir. Bu durum bundan sonra da devam edecektir. Artık Berlin de Katoliklerin sayısı Müslümanların sayısı kadardır. Alman başkenti gibi metropoller dünya kültür ve dinlerin vatanı haline gelmiştir. Bir zamanlar misafir işçi olanlar, zamanla göçmen sıfatını aldılar ve sonuç itibariyle haklı olarak ülkede eşit konum için ısrar eden ve dinlerini, Avrupa ülkelerinin kendilerine bizzat tanıdıkları temel ve insan hakları çerçevesinde tatbik etmek isteyen azınlıklar haline geldiler. Çoğunluklar azınlıklarla birlikte yaşar; çoğunluk olarak azınlıkların yaşam şekilleri konusunda sorumluluk taşır ve azınlıklar da kanunlara uymak zorundalar.

- 3 - Bu, Almanya da açık bir şekilde Anayasada düzenlenmiştir: İnsanlık onuru dokunulmazdır. Her tür devlet erki insanlık onuruna saygı göstermek ve onu korumakla yükümlüdür. Alman Anayasası nın birinci maddesi bu şekilde ifade edilmiştir. Bu, en üst ilkemizdir; birlikte yaşamımızın temelini oluşturmaktadır. Bunu herkes kabul etmelidir. Almanya hukukun üstünlüğünün, düşünce özgürlüğünün ve ayrımcılığa karşı korumanın esas alındığı yeni görüşlere de açık bir ülkedir. Almanya, hem eşit hem de farklı olarak birlikte yaşadığımız bir ülkedir. Her bir insan, kendine özgü onuruyla dokunulmazdır. İstisnasız olarak onur ve saygıyla birbirimize yaklaşıyoruz. Medeniyeti kesintiye uğratan Nazi soykırımından dersler çıkardık ve artık anayasamızın 4. maddesiyle yaşıyoruz: Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz. Bu ilke, kim neye inanır veya inanmazsa da, herkes için geçerlidir. Hiç kimse inancından dolayı dezavantajlı duruma düşürülemez. Devlet, bireysel temel hakların korunması anlamında dinlerin ve dünya görüşlerinin yan yana ve birlikte olmalarını düzenleme ve hoşgörü ortamı temin etme görevini üstlenmiştir. Yine Eugen-Biser Vakfı tarafından Kasım ayında yayınlanacak Almanya daki Hıristiyanlık ve İslamiyet El Kitabı nda bununla ilgili olarak şu denilmiştir: Devletin bu işlevini herkese karşı adalet içinde yerine getirebilmesi için kendisini dinlerden ya da dünya görüşlerinden sadece bir tanesi ile özdeşleştirmemesi gerekir. Bu nedenle din özgürlüğü ile ilgili insan hakkının somut olarak gerçekleştirilmesi, devlet ile dini cemaatler arasında, mesafeden ötürü sonuçta ikisinin de kazanacağı bir ilişkisizlikten ziyade, bir ayrışmayı gerektirmektedir. Deneyimlere göre insanlar, azınlık konumunda oldukları zaman din özgürlüğünün önceliklerini daha kolay algılayabilmektedirler. Milli günümüzde Almanya da İslamiyet in de artık Almanya nın bir parçası olduğunu ve birkaç hafta geçtikten sonra TBMM de Hıristiyanlığın da şüphesiz Türkiye nin bir parçası olduğunu söylediğimde bu izlemimi edinebildim. Türkiye de hiçbir Hıristiyan ve Almanya da hiçbir Müslüman bunu eleştirmedi. Ancak bu kavrayış henüz ilgili çoğunluk toplumunun her kesiminde yerleşmiş ve kabul görmüş değil. Şunu açıkça anlamamız gerekmektedir: Sadece biz kendi ülkemizde diğer dinlere karşı hoşgörü uygularsak, başka yerlerde de bunu inandırıcı bir şekilde talep edebiliriz. Sadece hoşgörülü olanlar, haklı olarak başkalarından hoşgörü bekleyebilir. Sadece karşısındakini eşit seviyede görenler, kimliklerine ilişkin arzu ettikleri saygıyı görebilirler. En iyisi, bizim bunu, anne-baba ve eğitici olarak çocuklarımıza aktarmamızdır. İnsanlar, ileride başka insanlara karşı sergileyecekleri davranışlarını genç yaştayken edinirler; davranışların güvensiz ve korku dolu ya da buna karşın açıklık, merak ve temel güven ile olup olmayacağı belirlenir. Aile, kreş, dernek, dini cemat ve okuldaki sosyalleşme kişisel tutumun temelinde iz bırakır. Okullarımızdaki din dersinde çocukların sadece kendi dinleri hakkında değil, diğer dünya dinleri hakkında da biraz bilgi edinmeleri iyidir. Böylece baştan önyargılar oluşmamaktadır. Örneğin eyaletlerimizden Aşağı Saksonya da eğitim gören İslam din dersi öğretmenlerinin öğrenimleri sırasında Hıristiyan ilahiyatçılar ile karşı karşıya gelmeleri ve dinler arası diyalog konusunda yetkinlik kazanmaları iyidir.

- 4 - Almanya da da imam ve İslam din dersi öğretmenlerin eğitilmesi önemlidir. İslam din dersinin başlatılması ve dört üniversite bünyesinde İslam İlahiyat Merkezlerinin kurulması, İslamiyet in eşit haklara sahip dini cemaat olarak kabul edilmesi ve böylece anayasal olarak garanti edilen dini uygulama özgürlüğünün temin edilmesi açısından atılmış çok sevindirici adımlardır. Türkiye de, örneğin Heybeliada da Ortodoks Hıristiyanların rahip eğitiminin yeniden mümkün kılınması da aynı şekilde önem arz etmektedir. Bu, Hıristiyan inancının serbestçe uygulanması için vazgeçilmez bir unsurdur. Bu konuda telafi ihtiyacı bulunmaktadır. III. Alman Anayasası, hiç kimsenin dini nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamayacağını garanti etmektedir. Ben şahsen, ayrımcılığın bulunmamasından daha fazlasını, daha olumlu ifade etmek gerekirse, hoşgörü istiyorum. Ben, hem Almanya da hem dünyada dinlerin beraberliğini istiyorum. Bunun önkoşulu, birbirimize ciddi bir şekilde ilgi duymamız ve birbirimizi kabul etmemizdir. Hâlâ, her iki tarafta da bilgi edinme ihtiyacı vardır. Bir çoğulcu ve çok dinli toplumda birlikte yaşamın sürdürülebilmesi, herkesin samimi bir şekilde karşı tarafın görüşüne saygı göstermesi ve ondan öğrenmesine bağlıdır. Çeşitliliği ve birbirine bağlılığı ortak bir değerde bulundurma gücüne haiz toplumların potansiyeli işte buna dayanmaktadır. Çalışmalarıyla bizler için harika bir temel yaratmış olan Ankara Üniversitesi ne, Eugen-Biser Vakfı na, Herder Yayınevine ve sözlüğün oluşturulmasında katkıda bulunan herkese teşekkür ederim ve Tarabya Konferansı için başarılar dilerim. Kültürler arası çalışma, kültürler arasındaki paylaşımda karşılaşma imkânları yaratmak, karşılıklı anlayış süreçlerini teşvik etmek ve dünyamızı yaratıcı bir tarzda birlikte şekillendirebilmek için mesleki ve sosyal değişimi ilerletecek öğrenme süreçlerinden oluşmaktadır. Diyalog, ortak yönlerimize odaklanmamız ile başlatılabilir. Museviler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar dünyayı ve insanları yaratan tek bir Tanrıya inanmaktadırlar ve yaratılışa saygı duymak ve muhafaza etmek görevini paylaşmaktadırlar. Hepsi kıyamet gününe inanmaktadır. Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler bir gün dünyadaki yaptıklarının hesabını vereceklerine inanmaktadırlar. Elbette dinler arasında birçok fark da bulunmaktadır. Bu farkları eşitlemek değil, tam tersi söz konusudur. Harikulade bir başarı ile oluşturulmuş İslam-Hıristiyanlık Kavramları Sözlüğü nde farklılıklardan hareket ederek anlama sürecine ulaşmak için ilk bakışta benzerlik gösteren Tanrı, vahiy ve kanun kavramlarında mevcut farklılıklar ortaya konulmaktadır. Bunlar dinler arası diyalog için temeli oluşturmaktadır; öyle bir diyalogdur ki bu, her zaman eşit hak ve düzeyde yürütülmesi zorunludur. Burada asıl olan, kültürel farkı işlemeyi mümkün kılan öğrenme süreçlerini harekete geçirmek ve taraflara kültürel çeşitlilik dünyasındaki kendi hayat tarzını bulabilmek üzere yapıcı çözüm yolları sunmaktır. Kültürel farklılığın ele alınması, sadece çoğunluk ile azınlığın birlikte hareket etmesi neticesinde beraberce üstesinden gelinebilecek bir görevdir. Bu yollarla yeni bakış tarzları bulunur ve çözümler yaratılır.

- 5 - Hepimiz şunu biliyoruz: Çeşitlilik her zaman güzel ve zenginleştirici değildir, sorunları da beraberinde getirir ve bazen yorucudur. Eğer samimi bir diyalog istiyorsak, bu konuyu örtbas etmemeliyiz ancak yaralamayan ya da genelleştirmeyen doğru sözleri bulmalıyız. Bunlar öyle sözler olmalıdır ki, Müslümanları İslamcı teröristlerle aynı kefeye koymasın ve insanları sınıflandırarak dışlamasın. Tam da toplumsal dönüşümün ve kültürel çeşitliliğin ortasında, diğerleri ile birlikte her türlü ulusal, dil, kültür ve din sınırlarının ötesinde, çeşitlilik ile birleşmiş Avrupa da bir kimlik bulmak üzere insanlara yetkinlik kazandırmak, acaba nasıl mümkün olabilir? Biz duvarların yıkıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Ciddi düşünen hiçbir kimse, insanların ulusal ve dünya görüşleri sınırları çerçevesinde sınıflandırıldığı eski düzeni arzu etmemektedir. Dinlerin sosyal yaşam ile ilgili olarak ağır kurallar koyduğu yerlerde önemli boyutta sorunların ortaya çıkması olasılığı bulunmaktadır. Ben, dini gelenek ile insan hakları arasındaki hassas dengenin başarıyla yerine getirilebilmesinin insan haklarının seküler karakterine ve özgürleşim yönüne dokunulmadığı zaman mümkün olacağına inanıyorum. Aksi takdirde özgürlük tehlike altındadır. Gerçek diyalog, birleştirilecek ya da entegre edilecek mevcut konseptlere dayanmamakta, tüm katılanlara yeni kavrayış süreçleri sunabilmektedir. Burada önemli olan, hiç kimseyi dışlamamak, farklılığı benimsemek ve birlikte yeni sonuçlar çıkarmaktır. Diyalog, bilgi ve ilgilerini ortak bir benimseme sürecine dahil etmeye hazır olan insanları bir araya getirir. Cumhurbaşkanı iken Bellevue Sarayındaki çalışma odamda büyük bir duvar resmi asılıydı. Resimde memleketimin Aydınlanma Çağındaki insanlarının Müslümanlar, Museviler, hümanistler ve Hıristiyanların İstanbul daki, yani batı ile doğu arasındaki diyaloğu nasıl tasavvur ettikleri yansıtılmakta: İnsanlar birbirine yönelmiş ve yeni anlayışlara gerçek bir ilgi sergilemektedirler. Bu resimde barış ve ilerleme olguları ön plana çıkmaktadır. Berlin de House of One diye adlandırılan ilginç bir proje bulunmaktadır. Museviler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, üç monoteist semavi dinin yer aldığı ve günün birinde Museviler, Hıristiyanlar ve Müslümanların ayrı mekânlarda olsa da, aynı çatı altında dua edebilecekleri bir ibadethanenin kurulmasını planlamaktadırlar. Dördüncü bir mekân olan Karşılaşma Salonunda ise, inançlı olmayan ve farklı inançlara sahip olanlarla diyalog oluşturulabilecektir. Proje henüz gerçekleşmemiştir ancak şunu göstermektedir: Toplumun temelini oluşturan insanlar artık yola çıkıyor. Alman parlamentosu Bundestag daki ibadethane şimdiden bu şekilde düzenlenmiştir. Bir zamanlar Hans Küng şunu söylemişti: Dinler arasında barış olmadan uluslar arasında barış olmaz. Bu barışı elde etmek için yola çıkalım. Çatışma ortamını karşılıklı anlaşma ortamına dönüştürülebilmek ve inananlara içsel ruhlarını geliştirebilmek konusunda ilham verebilmek için bir din ve kültürler ittifakı kuralım. Bu çerçevede insanlık onuru herkes için geçerli, birleştirici bir unsur oluşturacaktır. Papa II. Johannes Paul 1986 yılında Assisi kentinde düzenlenen Barış için Dünya Dinler Buluşması ile iki önemli niyeti ortaya koymuştur: Bir taraftan dini motifleri sürgün etmeye meyilli bir kültür karşısına barışta bulunan manevi boyutu ön plana çıkarmayı, öbür taraftan dinlerin

- 6 - temsilcilerine barışın tesisine katkıda bulunma konusundaki sorumluluklarına işaret etmeyi ve dini mensubiyetin sıklıkla çatışmalara malzeme olarak araç haline getirildiğini hatırlatmayı. Her iki görev güncelliklerinden hiçbir şey kaybetmemişlerdir. Konuşmamın başındaki araştırmayı düşününce beni bir başka soru da meşgul etmektedir: Acaba Hıristiyan devletleri nedir? Belki de, insan sevgisinin uygulanması önemli bir kriter olarak kabul edilebilir. Hıristiyanlığın bu emri farklı din, kültür veyahut renk arasında özellikle bir ayırımı öngörmemektedir ve Hıristiyanlığın Tanrıya saygı duymak emrinden sonra en yüksek mertebedeki emridir. Bu konuda yapılacak bir araştırmanın sonucu da bizi şaşırtacağından eminim. Böyle bir çalışmada acaba Vatikan birinci sırada yer alır mıydı? Papa Franziskus bu konuda çalışmalarda bulunuyor gibi ve çok da şeyler yapıyor. Böylece, kültürel ve dini çeşitliliği barındıran çağdaşlık yolundaki tüm ülkeler kendi görevlerini yerine getirmelidirler. Başta dünyamızın iç içe geçmesi ile ilgili söylediklerim sonuçta genç neslin medya ortamındaki karşılaşmalarında da kabul buluyor. Şarkıları milyonlarca kişi tarafından dünya çapında, Avrupa da ve bütün Müslüman dünyasında dinlenilen çağımızın en başarılı Müslüman pop şarkıcısı İngiliz Sami Yusuf tur. Sanatçının dinleyicileri İngilizce, Arapça, Farsça ve Türkçe şarkılarını, karşılaşma ve hoşgörüde kendi kimliğini bulma yönünde bir davet olarak görmektedir. Konserlerinde dini bir ilham havası bulunmakta ve sufi ilahiler ve Fars mutasavvıflar ile yeni bir tarzla İslamiyet in spiritüalizmine davet etmektedir. Sami Yusuf, inancın bu merkezinden hareketle Sorun, din değil, onun yitirilmesidir. diyerek Londra da da karşılaştığı dini fundamentalistlerin sorununu dile getiriyor.