Belçika diken üstünde



Benzer belgeler
ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.


Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Simge Özer Pýnarbaþý

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.


Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

17 ÞUBAT kontrol

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði


01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1


T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

ünite1 Sosyal Bilgiler

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve


2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor


Kanguru Matematik Türkiye 2015

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Tel./Fax :/.. Bornem Birlikte Yaşama Derneği Sint-Amandsesteenweg BORNEM Rue Auguste Gevaert BRUXELLES (ANDERLECHT) Tel./Fax : /.. Türk İşçileri Yardı


Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Kanguru Matematik Türkiye 2017

01 Kasým 2018

mmo bülteni mart 2005/sayý


MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Gelir Vergisi Kesintisi

Kanguru Matematik Türkiye 2015



TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Kýsa Çalýþma ve Kýsa Çalýþma Ödeneði

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Irkçýlýk, kin, nefret ve þiddet dolu günlere bir nokta

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012



mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz kasým 2005/sayý 90

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý

Kanguru Matematik Türkiye 2017


* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kümeler II. KÜMELER. Çözüm A. TANIM. rnek Çözüm B. KÜMELERÝN GÖSTERÝLMESÝ. rnek rnek rnek Sýnýf / Sayý..

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

8Ekim yerel seçimlerinde ilk kez oy kullanacak

Transkript:

Geç kalmadan Bayraðým tanýðýmsýn Eski köye yeni gazete Ýstifa çözüm deðil Bütün sanatlarýn birleþtiði sinemaya bir süre geç kaldým. Bir obur gibi geçtim ekranýn karþýsýna. Düþüncelerimiz veya inandýklarýmýz görüþümüzü etkilediði gibi yaþam içindeki nesneleri de algýlama þeklimizi de etkiler. FÝKRET AYDEMÝR MEHMET AYDOÐDU HAYDAR ABÝ Kýçýnda fonu olmayan 3-5 entel dantel, yaratýcýlýðýna ve bilgisine güvenerek yola çýktýlar. Hiç de iyi etmediler... 18 Bazý Türk kökenli Liberal siyasetçilerimizin þu anki durumu bana Çelik in Ateþteyim ben ateþte! þarkýsýný anýmsatýyor. 19 7 17 ERDÝNÇ UTKU www.binfikir.be Okuyun, bir fikir edinin Sayý 4 - Þubat 2006 Aylýk ücretsiz olarak daðýttýðýmýz gazetemizi bulabileceðiniz bölge bölge Binfikir noktalarý için sayfa 5 e bakýnýz Belçika diken üstünde Tanýnmayan ünlüler Binfikir de O bir Belçikalý melez: Adý Aylin Avrupa da gençlik ayaklanmalarýnýn olduðu 1968 yýlýnda Brüksel de Türk bir baba ve Belçikalý bir anneden dünyaya geliyor. Babaannesi, ismini Aylin koyuyor. Tanýmadýðýmýz ünlüler den sizlere tanýtmayý düþündüðümüz bir Belçikalý Türk melezi, ödüllü sinema ve tiyatro o- yuncusu Aylin Yay ile söyleþtik. Aylin Türk basýnýnda ilk kez Binfikir e konuþtu. Belçikalý yönetmenlerden Benoît Mariage ve Dardennes kardeþleri beðeniyor. Aylin, Fatih Akýn ýn bir projesinde olmak beni mest eder diyor. Türkiye kuþ gribiyle, Belçika dioxin kriziyle mücadele ediyor Belçika da 1999 yýlýnda ortaya çýkan dioksin krizi yeniden gündemde. Saðlýk Bakanlýðý 300 çifliðe geçici mühür vurdu. Halk, kümes hayvanlarý ve domuzlarda görülen bir çeþit hastalýk olan dioksin nedeniyle daha önce satýn aldýðý etlerden tedirgin. Belçika da olaðan dýþý hal ilan eden Saðlýk Bakaný Rudy Demotte, gerekli bütün önlemlerin alýndýðý belirtti. Tessenderlo Kimya nýn filitrelerinde 6-28 Ekim 2005 tarihleri arasýnda meydana gelen arýza nedeniyle ortaya çýkan sýzýntý ikinci dioksin krizine yol açtý. Uzmanlar saðlýk bakanlýðýnda durum deðerlendirmesi yapýp, alýnacak önlemleri görüþtü. Federal Saðlýk Ajansý geniþ çaplý araþtýrma baþlattý. Fikret Aydemir in haberi 4 te Leyla Ertorun un söyleþisi 12-13 te Evde ve Evden Uzakta editör den Kuþ gribi mi, tavuk kýran mý derken, geliþmekte olan ülkemiz üzerinde oynanan politik oyunlara kadar gelmiþtik ki, geliþmiþ Belçika da da dioksin krizi patlak verdi. Hem de ikinci kez. 3 te Gazeteci Rik Van Puymbroeck ve fotoðraf sanatçýsý Luc Daelemans ortak çalýþmalarý Thuis en Ver van Huis (Evde ve Evden Uzakta) adlý kitaplarýný yayýnladý. Kitapla ilgili bir de sergi açan gazeteciler, Limburg da oturan Türk kökenli Belçikalý iki ailenin yaþamýný bir yýl boyunca izlemiþ, birlikte Türkiye ye seyahat etmiþ, doðum, ölüm, düðün merasimlerini gözleyerek yazmýþ ve fotoðraflamýþlar. Sergide, ayný evde oturur gibi yakýnken, baþka bir evde oturur gibi de uzak olan Türk asýllý Belçikalýlarla yerli Belçikalýlarýn tanýþmasý belkiný hedefliyor. 10 da

2 GÜNDEM Gül üreten çocuklarýmýz Þubat 2006 Sesimiz Tiyatro Grubu, Küba Çocuk Tiyatro Festivali nde ikinci seçildikleri Nazým Hikmet in Sevdalý Bulut eserinden iki yýl sonra yine bir çocuk oyunuyla perde dedi. Fikret Aydemir Sesimiz Tiyatro Grubu - nun küçük sanatçýlarý, Lütfi Kaleli nin Gül Üreten Kýz masalýndan uyarlanan, Flamanca Het Bloemenmeisje oyunuyla Anvers - te seyirci karþýsýna çýktý. Tiyatroseverler genç oyuncularý uzun süre ayakta alkýþladý. Anvers Sint-Andries Kültür Merkezi nde Gül Üreten Kýz oyununun galasýný yapan genç ve yetenekli oyuncular, doðu motifleriyle iþlenen masalý, Anadolu seyir oyunlarýndaki deve geleneðiyle süsleyip, Belçikada yaþayan çocuklarýn modern katkýlarýyla özgün bir oyun ortaya çýkarttýlar. Berdan Gümüþ, Olgun Mercan, Alican Aygül, Özge Gündüz, Duygu Deniz, Özde Avcu, Özge Þalvarlýoðlu, Sofie Vandezande, Seline Caymaz, Sibelle Caymaz, Julie Yacquemijn, Sadýk Aygül, Özgür Gümüþ ve Fethi Gümüþ un rol aldýðý tiyatro oyununda, iç güzellik ile dýþ güzellik arasýndaki güç mücadelesi baþarýyla sahnelendi. Gül Üreten Kýz oyununun galasýnda kýsa bir konuþma yapan yönetmen Hasan Çakmak, Bu çocuklar sahnenin tozunu bir kere kaptý. Çok baþarýlý oyun ortaya çýkarttýlar. Velilere sesleniyorum, çocuklarýnýza mutlaka destek olun dedi. Bay Murtaza ya yoðun ilgi Haber Merkezi Anadol yararýna Kardeþlik Ti- Heusden Zolder da FCyatrosu nun Muze Cafe de sahnelediði ve Ayhan Aliustaoðlu nun yazýp yönettiði Tuvaletler Müdürü Bay Murtaza yoðun ilgi gördü. 380 kiþilik salonu dolduran tiyatroseverler arasýnda T.C. Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay ve SP.a senatörü Fatma Pehlivan ýn yanýnda çok sayýda dernek yöneticisi de vardý. 3. kez sahnelenen oyunun gençlerden oluþan oyuncu kadrosu ayakta alkýþlandý. Türk medyasýna ince göndermelerin yapýldýðý oyun, seyircileri kahkahaya boðdu. Bilet bulamayanlar oyunu ayakta izlemek zorunda kaldýlar. Amatör bir tiyatro grubu olan Kardeþlik Tiyatro su kalabalýk bir oyuncu kadrosu ile günümüz medyasýný Bay Murtaza adlý oyunla eleþtirdi. Teknik alt yapýnýn güçlü olduðu oyunda oyuncular da sahne içindeki rahatlýklarý ve performanslarý ile dikkat çektiler. Oyunu yazan ve yöneten Ayhan Aliustaoðlu, Bay Murtaza rolü ile baþarýlý bir performans sergilerken, diðer oyuncular da rolleri, dekor ve diðer teknik destekleri ile Bay Murtaza oyununun baþarýyla sergilenmesine katkýda bulundular. Vazgeçilemez bir tutku tiyatro Nihat Çetinkaya (22, Heusden-Zolder, Ýþçi) Uzun süredir oynamak istiyordum. Kardeþlik tiyatrosuna katýlmayý tercih ettim. Aypek Gel (18, Hasselt, Öðrenci) Küçüklüðümden beri istiyordum. Zolder da 6 yýl önce Belçikalýlarla tiyatroya baþladým. Bir daha da býrakamadým. Elvan Turhan (24, Heusden-Zolder, Sekreter) Hobim deðildi ama 14 aydýr oldu. Vazgeçilemez bir tutku tiyatro benim için. Aydoðdu dan bir ilk Ýlk kez bir Türk sanatçýnýn retrospektif sergisi Avrupa da bir müzede. Serpil Aygün 16 Þubat 02 Nisan tarihleri arasýnda Ressam Mehmet Aydoðdu nun retrospektif sergisi Liege de bulunan Modern ve Çaðdaþ Sanatlar Müzesi nde sergilenecek. Mehmet Vous Dýt Bonjour (Mehmet size merhaba diyor) baþlýklý iki yýllýk bir projenin devamý olan bu sergi, dünyada bir ilk olma özelliði gösteriyor. Mehmet Aydoðdu, 1980-2005 yýllarý arasýnda yapmýþ olduðu eserlerinden bir kesit olarak sunulan bu sergi ile eserleri retrospektif (geriye dönük) olarak bir müzede sergilenen ilk Türk sanatçý olma ünvanýný kazanýyor. Retrospektif sergiler, genellikle sanatçýnýn öldükten sonra hayatý boyunca yapmýþ olduðu eserlerinden örneklerin sunulduðu sergilerdir. Ancak Ressam Mehmet Aydoðdu nun henüz hayattayken, 1980 yýlýndan 2005 yýlýna kadar yaptýðý eserlerinden örneklerin sunulmasý, sanatçýnýn çalýþmalarýna verilen deðerin simgesi olarak büyük önem taþýyor. Eserleri iki yýl boyunca 3 kýtada, 5 ayrý ülkede 7 defa sergilenecek olan sanatçý Mehmet Aydoðdu, bu projenin sanatçý olarak yapmýþ olduðu yolculuðun, geliþmenin neden ve nasýl olduðunu gösteren bir proje olduðunu söyledi. Ayrýca projede izleyiciye Fransýzca merhaba diyerek Türk kökenli Frankofon biri olarak, insanýn coðrafik olarak yaþadýðý yerle oluþturduðu bütünlüðün mesajýný vermek istediðini belirtti. 2005 yýlý Mart ve Nisan aylarýnda Ankara Devlet resim ve Heykel Müzesi, Mayýs-haziran aylarýnda Karaman Arkeoloji Müzesi nde sergilen proje 16 Þubat- 2 Nisan 2006 tarihleri arasýnda Liege Modern ve Çaðdaþ Sanatlar Müzesi nde sergilenecek. Sanatçýnýn kolekyoncularýn elinde bulunan eserlerinin de yer aldýðý, bu sergi daha sonra Türkiye, Bosna-Hersek, Yunanistan ve Amerika da da sergilenecek.

Þubat 2006 YORUM 3 Ermeni soykýrýmýnýn, Fransýz Topluluðu na baðlý okullarda ders olarak öðretilmesini öngören yasa tasarýsýný üzüntüyle karþýladýðýný belirten Tanlay, mektubunda tarihçiler tarafýndan henüz kesin bir karara baðlanmamýþ olan bu konunun okullarda okutulmasýnýn, yeni nesil Belçikalýlarda Türklere karþý önyargý ve kin doðurmasýndan endiþelendiðini belirtti. Bu yasa tasarýsýnýn meclis tarafýndan onaylanmamasýný talep eden Tanlay a cevap veren Ýstasse, tasarýnýn yönetmeliklere uygun þekilde hazýrlandýðýný ve Meclis in, baðýmsýz þekilde karar alacaðýný ve bu konuda yetkili olduðunu yazdý. Ýstasse ýn cevap mektubu diplomatik nezaket çerçevesinde yazýldýysa da, Tanlay ýn bu giriþimi, tasarýyý sunan Christine Defraigne (MR) tarafýndan içiþlerine müdahale olarak nitelendirildi. Mektubun basýna sýzmasýyla olay büyüdü ve Tanlay ýn Ermeni Soykýrýmý uluslararasý bir yalan Haber Merkezi Yasa kabul edilirse ne olacak? MR li Christine Defraigne ve François Roelants du Vivier nin önerdiði yasa tasarýsý, 1998 de Federal Senato tarafýndan tanýnan Ermeni Soykýrýmý nýn resmi yaptýrýmlarla öðretilmesini öngörüyor. Kabul edildiði takdirde Ders kitaplarýna Ermeni Soykýrýmý na iliþkin bir bölüm katýlmasý ; üniversite araþtýrma programlarýnda Ermeni Soykýrýmý nýn da göz önünde bulundurulmasý ; Fransýz Topluluðu ve yurtdýþýnda konuyla ilgili yazýlý ve sözlü kaynaklarýn karþýlaþtýrýlmasýný saðlayacak önlemlerin alýnmasýnýn yaný sýra tasarý, Fransýz Topluluðunda düzenlenen geçmiþi anma etkinliklerine Ermeni Soykýrýmý nýn eklenmesini de saðlayacak. Türkiye Brüksel Büyükelçiliði görevine yeni baþlayan Fuat Tanlay ýn Belçika Fransýz Topluluðu Meclis Baþkaný Jean-François Istasse a (PS) gönderdiði mektup büyük yanký uyandýrdý. diplomatik sýnýrlarý aþýp aþmadýðý tartýþýldý. Olayýn Belçika basýnýnda yayýmlanmasýnýn ardýndan tepkilerini gösteren Türk dernekleri de çoðunlukla Büyükelçi yi desteklediklerini açýkladýlar. Mehmet Perinçek, soykýrým iddialarýný Ermeni kaynaklarla yalanladý Soykýrým iddialarý uluslararasý bir yalandýr Belçika Türk Platformu adýna baþkan Rýza Özen, Mehmet Perinçek in konuþmacý olarak katýldiðý Soykýrým Ýddialarý, Rusya-Ermenistan Devlet Arþivleri ve Gerçekler konulu konferans öncesinde yaptýðý açýklamada, Belçikalý siyasetçilere seslenerek yerel seçimlerde oy kullanacak olan 100 bin Türk ün soykýrým tasarýsýna destek verenleri iyi karþýlamayacaðý vurgulanarak, Büyükelçi Tanlay ý desteklediklerini bildirdi. Belçika Türk Platformu nun, Atatatürk Kültür Merkezi nde düzenlediði konferansta sözalan Mehmet Perinçek ise Soykýrým iddialarýnýn uluslararasý bir yalan olduðunu, yaþanan olaylarýn karþýlýklý kýyým olarak nitelendirilebileceðini söyledi. Perinçek konuþmasýný Rusya-Ermenistan Devlet Arþivlerini tarayarak yaptýðý saptamalara dayandýrdý. Belçikalý tarihçiler de bildiri yayýmladý Belçika da son zamanlarda benzer konularýn sýkça gündeme gelmesinden rahatsýz olan 100 e yakýn Belçikalý tarihçi, toplumsal hafýzanýn önemli olduðunu fakat bunlarý siyasete alet etmemek gerektiðini savunan bir bildiri yayýnlayýp, Meclis in tarih yazmak yerine tarihçilerin araþtýrma þartlarýný düzeltmesini istedi. Soykýrým tartýþmasýnýn Belçika da yeniden alevlendiði günlerde Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði nde konferansa katýlan Ýstanbul Üniversitesi Tarih Enstitüsü araþtýrma görevlisi Mehmet Perinçek, Rusya Devlet arþivlerinden ulaþtýðý Ermeni belgeleri dayanak göstererek, soykýrýmý yalanladý. Perinçek, Ruslar tarafýndan Osmanlý ya karþý kýþkýrtýlan Ermeni halkýnýn, milliyetçi Taþnaksütyun hareketince kandýrýlýp ve Müslümanlara zulüm uyguladýðýný savundu. Dönemin Çarlýk Askeri Mahkemeleri nin, Müslüman sivil halkýna dokunmayýn talimatýna uymayan birçok Taþnak askerini yargýladýðýný söyleyen Perinçek, Ermeni subaylarýn kendi kalemlerinden Türk ve Kürt halkýný nasýl katlettiklerinin yazýldýðý arþivler okudu. Ayrýca Taþnak yönetiminin ilk lideri Kaçaznuni nin Ermenistan da yasaklanan itiraf kitabýndan geçitler sunan Perinçek, Rusça sýný bulduðu bu kitabý Türkçe ve 5 ayrý dile daha çevirip yayýmlayacaklarýný açýkladý. Perinçek son olarak, Rus arþivlerinde Kýrmýzý Kitap diye muhafaza edilen ve Taþnaklarýn faaliyetlerini detaylý biçimde aktaran 76 sayfalýk bir belge de sundu. Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Yayýn Koordinatörü Erdem Resne Haber Koordinatörü Fikret Aydemir Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku, Fethi Gümüþ, Fikret Aydemir Lay-out Deniz Aydýn REKLAM reklam@binfikir.be ADRES Max Roosstr. 39, 1030 Brussel TEL 0032 2 242 01 53 e-mail gazete@binfikir.be WEB www.binfikir.be editör den serpilaygun@binfikir.be Yeni bir sayý, yine bir telaþ Kuþ gribi mi, tavuk kýran mý derken, geliþmekte olan ülkemiz üzerinde oynanan politik oyunlara kadar gelmiþtik ki, geliþmiþ Belçika da da dioksin krizi patlak verdi. Hem de ikinci kez Bundan 7 yýl önce yaþanan dioksin krizi dönemin hükümetini iktidarýndan etmiþti. Bu defa yaþanacak geliþmeleri önümüzdeki günlerde göreceðiz ama þu anda görünen bir gerçek te þu ki; geliþmiþ ülkeler kirlettikleri doðanýn intikamý ile karþý karþýya. Tessenderlo da bulunan bir kimya fabrikasýnda geçtiðimiz Ekim ayýnda oluþan sýzýntý sebebiyle dioksin alarmý ancak bu günlerde verilebildi. Seçimlere bir yýldan az bir zaman kala siyasi alanda Serpil Aygün Bundan 7 yýl önce yaþanan dioksin krizi dönemin hükümetini iktidarýndan etmiþti. Bu defa yaþanacak geliþmeleri önümüzdeki günlerde göreceðiz ama þu anda görünen bir gerçek de þu ki; geliþmiþ ülkeler kirlettikleri doðanýn intikamý ile karþý karþýya. yaþanan geliþmeler de Belçika Türk Platformunu alarma geçirdi. Türkiye Büyükleçisi Fuat Tanlay ýn geçen hafta Ermeni soykýrýmýnýn Frankofon okullarda ders olarak verilmesini öngören yasa tasarýsý ile ilgili hassasiyetini bildirmesi, diplomatik krize yolaçtý. Büyükelçi Tanlay a desteklerini ileten Türk platformu konuyu düzenledikleri bir konferansla detaylý olarak tartýþtý. Yasa tasarýsýný gündeme getiren Valon Liberal Partisi MR e üye Türk kökenli siyasetçiler zor bir süreçten geçerken, bu politikacýlarýn istifasý Brüksel de yaþayan Türk toplumunun gündemine taþýnýyor. Belçika nýn gündemini ve Binfikir in ön sayfalarýný bu haberler doldururken, orta sayfada ise sanat dünyasýndan hiç bilmediðimiz bir isme yer verdik. Belçikalýlarýn tanýdýðý ama çoðumuzun Binfikir de keþfedeceði, Türk toplumunda henüz tanýmamýþ bir ünlü, oyuncu Aylin Yay la yazarýmýz Leyla Ertorun söyleþti. Thomas est amoureux filmindeki baþrolüyle Paris Film Festivali nde en iyi kadýn oyuncu ödülüne layýk görülen Aylin Yay, ilk defa Türkçe yayýn yapan bir yayýn organýnýn konuðu oldu. Kültür sanat etkinlikleriyle yoðun geçecek olan þubat ayý boyunca sergilenecek tiyatro, sinema ve konser duyurularýný Artfikir de bulabilirsiniz. Bu ayýn etkinlikleri arasýnda iki farklý bölgede iki farklý tiyatro izleyicilerle buluþtu. Anvers te Belçikalý ve Türk kökenli çocuklarýn birlikte oynadýklarý Gül üreten kýz seyircilerin beðenisini toplarken, Heusden- Zolder de de Kardeþlik tiyatrosu üçüncü kez sahne aldý. FC Anadol kulubü yararýna sahnelenen oyunun yazarý Ali Ustaoðlu ile yaptýðýmýz sohbeti de yine Artfikir sayfasýnda okuyabilirsiniz. Aramýza yeni katýlan çizerimiz Ýsmail Doðan ýn karikatürlerini de mizah sayfamýzda yerini aldý. Belçika nýn Gazetesi olma iddiasýyla çýktýðýmýz bu yolculukta hem içerik olarak hem de reklam ve daðýtým gibi temel konularda edindiðimiz yeni deneyimlerle güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Tekrar buluþmak üzere

4 GÜNDEM Þubat 2006 Kabus geri mi döndü? Dioksin krizi leylaertorun@binfikir.be Radyomu istiyorum Geçen gün radyoda FM kýsa dalgada bir program arýyordum. Üç ayrý frekansta Türkçe yayýna rastgeldim. FM 95.8, 100.3 ve 107. Birisi, frekans giriþiminde bulunan Pasha Radyo nun yayýný, diðer ikisinden birisinin Gold Radyo olabileceðini öðrendik, üçüncünün de baþka yayýn mý olduðunu yoksa bir diðerinin tekrarý mý olduðunu anlayamadýk. Tekrar dinlemeye çalýþtýðýmýz da ise alamadýk. Geçen yýl da, Arap frekansýnda yayýn yapan Türk FM den arkadaþlar da daha fazla yayýn yapabilecekleri baþka bir frekansa geçtiler. Ama onlara bu olasýlýðý saðlayan frekans yasal Frekanslarýn tekrar gözden geçirilmesi ve yeni frekanslar için herhangi bir karar alýnmadý. Bu yasal beklenti esnasýnda yayýn yaparak durumlarýný meþrulaþtýrmaya çalýþan deðiþik Türkçe yayýnlar da var. deðildi ve bir süre sonra bitti. Radyo ve televizyondan sorumlu Frankofon Bakan Fadila Laanan göreve gelir gelmez bu karmaþaya bir son vereceklerini ve geçen eylül ayýnda frekans daðýtýmýný nihayetlendireceklerini söyledi. Ama henüz hiçbir þey sonuçlanmadý. Hâla bazý radyolar, sadece Türkler deðil, boþ bulduklarý yerden yayýn yapýyorlar ya da mevcut radyolar yayýn gücünü yükselterek diðerlerinin parazitli yayýn yapmasýna neden oluyorlar. Brüksel Flaman Bölgesi nde olduðundan, özellikle bölgeye yakýn Flaman radyolarý bu yüzden Radyo Televizyon Yüksek Kurulu na sýk sýk þikayette bulunuyorlar. Bildiðimiz kadarýyla frekanslarýn tekrar gözden geçirilmesi ve yeni frekanslar için herhangi bir karar alýnmadý. Bu yasal beklenti esnasýnda yayýn yaparak durumlarýný meþrulaþtýrmaya çalýþan deðiþik Türkçe yayýnlar da var. Ancak eðer öyle bir olasýlýk var ise bile, bu bir tane Türkçe frekans için mümkün olacak. Bir birlik ve konsensus oluþturarak bir frekans baþvurusu yapmak yerine herkes «kendi çöplüðünde kral olmayý» tercih ediyor. Halbuki bu kargaþayý bahane ederek otoritelerin kendilerini o tek olasýlýktan da mahrum edebileceklerini düþünmüyorlar. Nitekim ilk Körfez Krizi nde Arapça frekanstan taraflý yayýnlar yapýlýyor diye bayaðý sýkýntýlar yaþanmýþtý ve politikacýlarýn desteði ile bir alternatif grup bile ortaya çýkmýþtý. Ve, bu olay taa Danýþtay a kadar gitmiþti. Bütün bu radyocular bir tek þey de haklýlar, o da «radyomu istiyorum» demekte. Hatta bu ifade özgürlüðü aracý için çok geç bile kalýndý. Ama herkes bir þeyi de anlamalý. Bir pastayý paylaþmayý ve konsensüs ülkesi Belçika da baþka türlü olamayacaðýný. Paylaþacaðýz, birbirimize tahammül edeceðiz, hoþgörülü davranacaðýz ve yayýný reklamla kirletmeyeceðiz. Bu yazýmýn ilk bölümünü sitedeki köþemden okuyabilirsiniz: «Bizim Radyo» Belçika da Hýristiyan Demokrat partilen 45 yýllýk kesintisiz iktidarlýðýna 1999 seçimlerinde son veren dioksin krizi yeniden ortaya çýktý. Tüketici, kümes hayvanlarý ve domuzlarda görülen hastalýk nedeniyle tedirginlik yaþýyor. Fikret Aydemir Yerel seçimlerin yapýlacaðý yýlda yeniden dioksin krizinin ortaya çýkmasý siyasileri de tedirgin etti. 300 çifliðe geçici bir süre için mühür vuran Belçika diken üstünde, krizin sonuçlarýný bekliyor. Federal Saðlýk Ajansý geniþ çaplý araþtýrma baþlattý. Saðlýk bakanlýðý olaðan dýþý durum ilan etti. Halk saðlýðý açýsýndan çok büyük tehlike oluþturmadýðýný belirten Saðlýk Bakaný Rudy Demotte (PS), Uzmanlarýn bakanlýðýmýzda Kuþ gribinin ilacý Belçika dan Haber Merkezi yaptýðý toplantýda olayý bütün detaylarýyla ele aldýk. Uzmanlar ve bilim adamlarýmýz gerekli bütün önlemler üzerinde çalýþmaktalar. Arýzanýn çok büyük olmadýðýný tesbit ettik. Dioksin halk saðlýðý bakýmýndan çok büyük bir tehlike oluþturmuyor. Ancak, önce kriz havasýndan kurtulmanýn yollarýný aramalýyýz dedi. Tessenderlo Chemie nin filitrelerinde 6-28 Ekim 2005 tarihleri arasýnda meydana gelen arýza nedeniyle ortaya çýkan sýzýntý ikinci dioksin krizine yol açtý. Uzmanlar saðlýk bakanlýðýnda durum deðerlendirmesi yapýp, alýnacak önlemleri görüþtü. Tessenderlo Group ve PB Gelatins þirketleri yaptýklarý a- çýklamalarda, þimdiki durumun 1999 krizinde ortaya çýkan sýzýntýdan 45 kat daha az olduðunu ifade etti. Gavere de Leroy, Zulte de Algoet ve Deinze de Profat þirketlerinin faaliyetleri de durduruldu. Türkiye nin bir aydýr mücadele ettiði kuþ gribinin ilacý Belçika dan Kuþ gribiyle mücadele için kullanýlan dezenfekte ilacý ný üreten Belçikalý firma, kapýlarýný BÝNFÝKÝR e açtý. Fransa sýnýrýndaki Ýeper kasabasýnda bulunan kimya fabrikasý CID Lines Genel Müdürü Koen Brutsaert, Türkiye ye 150 bin ton ilaç gönderdiklerini belirtti. Yýlda 5 milyon litre ilaç üreten CID Lines Genel Müdürü Brutsaert, 2004 yýlýnda Asya yý kavuran kuþgribi, 2006 yýlýnda Türkiye yi vurdu. Dünyada 70 ülkeye ilaç gönderiyoruz. Türkiye ile de 9 yýldýr çalýþýyoruz. Hem özel sektörle hem de devlet kurumlarý için ilaç üretiyoruz. Preventif önlemler almak çok önemli. Sadece hastalýktan ölen veya göç eden kuþlarýn kendisi deðil, göçmen kuþlarýn dýþkýlarý da tehlike yaratýyor. Bu dýþkýlara basýp kümese giren insanlar, hastalýðýnda taþýyýcýsý oluyorlar dedi. Hastalýðýn büyükbaþ hayvanlarda çýkmamasýnýn Türkiye açýsýndan büyük bir þans olduðunu belirten Genel Müdür Brutsaert, hastalýðýn kümes hayvanlarýnda rastlanmasýnýn ekonomik açýdan yine de olumlu karþýlanabileceðini ifade etti. Türkiye nin kuþgribi ile giriþtiði mücadelede çok baþarýlý olduðunu ifade eden Ortadoðu Sorumlusu Richard Alasri, Hastalýðýn ortaya çýkmasýyla Piyasada bulunan mallarýn geri çekilmesinin þimdilik söz konusu olmadýðýný açýklayan Federal Saðlýk Ajansý (FAVV), geniþ çaplý araþtýrma baþlattýðýný duyurdu. Federal Saðlýk Ajansý, 300 çifliðin geçici önlem kapsamýnda kapatýldýðýný, uzmanlarýn ilk belirlemelerine göre halk saðlýðýnýn þimdilik tehlikede olmadýðýný belirtti. birlikte hem Türk yetkililer hem de halk çok soðuk kanlý ve duyarlý davrandý. Akdeniz ve Ortadoðu ülkelerinde bu tür davranýþlarý malesef çok fazla göremiyoruz diye konuþtu. Ýlaç þirketi tarafýndan Belçika da 6 Þubat tarihinde kuþ gribi konferansý düzenlenecek. CID Lines þirketi Genel Müdür Koen Brutsaert, 15 ülkeden katýlýmcýnýn konferansta bulunacaðýný belirtti. Türkiye den Dr. Ali Taþ ýn da katýlacaðý konferansta kuþgribi ile daha etkin mücadelenin yollarý aranacak. Kitapçýklar hazýr Kuþ gribiyle mücadele etmek için Türkiye ye ilaç gönderen Belçikalý þirket bir de kitapçýk hazýrladý. Kuþ gribine karþý alýnacak önlemlerin ve salgýn hastalýk kontrollerinin (mücadelenin) sade bir dille anlatýldýðý kitapçýk önümüzdeki hafta Türkçe ye çevriliyor. Toplam 20 sayfadan oluþan kitapçýðýn Türkiye genelinde ücretsiz olarak daðýtýlacaðý belirtildi.

Þubat 2006 Fehriye Erdal ve DHKP-C li 9 sanýðýn daha yargý süreci baþladý. Belçika ile Türkiye arasýnda sýcak temaslara neden olan bu davanýn ötesinde bence kayda deðer bir insanlýk unsuru var. Örgüt yanlýlarýnýn, ilk duruþmaya birkaç gün kala yayýmladýklarý bildirileri okuyunca dehþete düþtüm. Demokrasi savaþý verdiðini iddia eden bir kiþi veya kuruluþ, silahlý çatýþmayý ne derecede göze alýr? Ýnsan haklarý diye haykýranlarýn gözünde teröre kurban gidenlerin ne kadar insan deðeri var? Erdal ýn tahliyesini talep eden bildiride, DHKP-C nin, Türkiye dýþýnda silahlý eylem yapmadýðý ve yasalarýn dýþýna çýkmadýðý, açýkça bellidir (...) Bu baðlamda Belçika toplumu için bir tehlike oluþturmuyor deniyor. Eþitlik ilkesini savunduðunu iddia eden bir örgütün, böyle bir sav kullanmaya hakký yoktur. Suç, her yerde suçtur. Devlete karþý çýkabilirsiniz. Bazý konularda haklý da olabilirsiniz. Ancak karþý çýktýðýnýz devletin masum vatandaþlarýný maðdur etmek, her yerde insanlýk suçu olarak sayýlýr. Hiç bir zararýnýz olmadýðý ülkelerde bile. Kaldý ki, yasal çerçevelerde eylem düzenlemekle övünen davalýlarýn, yargýlandýklarý ve savcý tarafýndan sýralanan suçlarýna bakarsanýz, durumun yasallýkla pek alakasý olmadýðýný görürsünüz: çete kurma, terörizm, sahte belge kullanma, ruhsatsýz silah taþýma, silah ve uyuþturucu kaçakçýlýðý, cinayet, haraç toplama ve adam kaçýrma. Örgütün, Batý Avrupa'da da suç ve cinayetler iþlediðini bildiren Savcý Delmulle, örgüt planlarý arasýnda bir ABD baþkonsolosluðuna karþý sabotaj, GÜNDEM erdemresne@binfikir.be Ýnsanlýk suçunun siyasi rengi olmaz Bu davada Belçika yargýsýnýn, Türkiye devleti veya buna karþýt kuruluþlara iliþkin fikir beyan etmesi söz konusu deðildir. Söz konusu olan, kayýtsýz þartsýz insanlýðýn korunmasý, ve zanlýlarýn bir suçtan dolayý cezalandýrýlmalarý veya aklanmalarýdýr. Türkiye'de aralarýnda bir generalin de bulunduðu subaylara ve bir bakana yönelik suikast eylem hazýrlýklarýnýn da yer aldýðýný ifade etti. DHKP-C nin 13-14 Haziran 1991 de, Brüksel de THY ve Halk Bankasý temsilciliklerine yönelik saldýrýlarýný da hatýrlatan Federal Savcý, terör örgütü PKK ile iþbirliði içindeki DHKP-C'nin eylemlerini Türkiye dýþýna 5 taþýdýðýný söyledi. Goldman ýn 1917 de Leidenstadt ta doðsaydým, o insanlardan daha mý iyi olurdum? sözleri geldi aklýma: silahlý çatýþmada iþlenen suçlarý aklamasam da bir nebze anlarým; peki ya terör ve uyuþturucu kaçakçýlýðý, insanlýða ne kadar sýðar? Bildiride ayrýca Belçika, sadece Türkiye yi ilgilendiren bir konuda söz söyleme hakkýna sahip deðildir deniyor. Bak sen! Avrupalýlar, Türk hapisanelerine karýþtýklarýnda, Türkiye yi ilgilendiren bir konu deðil miydi? Neden desteklerini kabul ettiniz? Bu sözlerden çýkarýlacak önemli sonuçlar var: kendiniz için istediklerinizi baþkalarý için de savunmazsanýz, kendinize Müslüman olursanýz, insan haklarý ve eþitlik adýna konuþamazsýnýz. Bir ideolojiyle beyinleri yýkanýlýp, o ideolojinin insanlýk özünü bilmeyen veya unutan þahýslar, asla kahraman diye geçinemezler. Bu davada Belçika yargýsýnýn, Türkiye devleti veya buna karþýt kuruluþlara iliþkin fikir beyan etmesi söz konusu deðildir. Söz konusu olan, kayýtsýz þartsýz insanlýðýn korunmasý, ve zanlýlarýn bir suçtan dolayý cezalandýrýlmalarý veya aklanmalarýdýr. Ne kör milliyetçilik yapmanýn, ne de özgürlük mücahidi diye geçinmenin anlamý yoktur. ANVERS 1-ANADOLU C.V.B.A Van Kerckhovenstraat, 39 2060 Anvers 2- ALGÜL MARKET-FIRIN Sint-Bernardsesteenweg 338, 2020 Anvers 3- BIG DEAL SUPPERMARKET KESTENOGLU NV Statiestraat 111-113 2600 Berchem 4- BERCHEM BAKKERIJ Statiestraat, 12 2600 Berchem 5- LORIN FIRINI Bredorodestraat, 135 2018 Anvers 6- MILENIUM BVBA Gillisplaats, 6 2000 Anvers 7- ÖZYILDIZ FIRINI Klamperstraat 1, 2060 Anvers 8- RAMADA FIRINI Statiestraat 42, 2600 Berchem 9- RABUN BVBA Dambruggestraat, 222 2060 Anvers 10- ULUSOY KASABI Cuylitsstraat 2, 2018 Anvers BRÜKSEL 1- AU GOURMET SPRL Place de la Reine 50, 1030 Schaerbeek 2-B.A.V.S. SUPERMARCHE Chaussée de Helmet, 222 1030 Schaerbeek 3-Cado Center TOPUZ Place de la Reine, 28 1030 Schaerbeek 4- DÝDEM MARKET Boulevard Lambermont 45, 1030 Schaerbeek 5-GEMLÝK Patisserie Avenue Rogier, 27 1030 Schaerbeek 6-LÝBRARÝE ERSAN Place Liedts, 4 1030 Schaerbeek 7-LAS VEGAS Avenue Rogier, 135 1030 Schaerbeek 8-LÝBRAÝRÝE CEM Avenue Rogier, 2 1030 Schaerbeek 9-LÝBRAÝRÝE LE PRÝNTEMPS Place Pogge 339 1030 Schaerbeek 10-VÝZYON NIGHT SHOP Chaussée de Haecht, 92 1030 Schaerbeek 11-SÖYÜTLER SÜPER MARKET Rue Marie -Christine, 109 1020 Laken 12- BOULANGERÝE EL VAN Rue Ribaucourt 70, 1080 Molenbeek 13- RABÝHA BOULANGERÝE- Binfikir elinizin altýnda Aþaðýdaki noktalardan gazetemizi her ay ücretsiz temin edebilirsiniz. PATÝSSERÝE Chaussee de Merctem 2, 1080 Molenbeek 14- ÝLKNUR FIRINI Chausse de Anvers 349, 1000 Brüksel 15-LÝBRARÝE LE PETÝT BOTANIQUE SPRL Rue Royal 178, 1210 Brüksel BERÝNGEN 1.GÜL BAKERÝJ Stationstaraat 21 3582 Beringen CHARLEROI 1- TÝMPAÞ ANADOLU Route De Mons, 7 6030 Marchienne AU. PONT 2- TÝMPAÞ ANADOLU Rue Leon Dubois, 348 6030 Marchienne- Bocherie 3- ALÝMENTS INTER II sprl Rue Turenne, 36 6000 Charleroi FARCÝENNES 1.KAR DENÝZ MARKET 97, Rue J. Bolle 6210 Farciennes 2-SHOP EXPRESS Grande place 65, 6240 Farciennes GENK 1- EYÜP MARKET Sledderlo 54A 3600 Genk 2- ÞENOVA TÜRK FIRINI Sledderlo 40 3600 Genk 3. ELÝF MARKET Stalenstraat 29, 3600 Genk 4-GÜLER TÜRK FIRINI Stalenstraat 67, 3600 Genk GENT 1- TURKUAZ CENTER Dendermondsesteenweg 68, 9000 Gent 2- SULTAN KASABI Dendermondsesteenweg 123, 9000 Gent 3- RABOT FIRINI Wondelgem straat, 22 9000 Gent 4- 'T FRUIT HOEKJE Wondelgem straat, 152 9000 Gent 5- AYDIN MÜZÝK Wondelgem straat, 79 9000 Gent 6- BAYRAMPAÞA FIRINI Bevrijdingslaan, 128 9000 Gent 7- A.C.I. Bakkerij Bevrijdingslaan, 30 9000 Gent 8- DAYI Boekhandel Damportstraat, 109 9000 Gent 9- ANKA Müzik Damportstraat, 52 9000 Gent 10- DE STER Drongensesteenweg 3 9000 Gent 11- SULTAN KASABI Sleepstraat 208, 9000 Gent HEUSDEN-ZOLDER 1.HILAL MARKET Waterleidingstraat,6 3550 Heusden-Zolder 2.KRÝSTAL VÝDEO Waterleidingstraat, 1/4 3550 Heusden-Zolder 3.ANADOLU BAKKERÝJ Koolmijnlaan 61 3550 Heusden-Zolder LEUVEN 1- EFES DÖNER KEBAB Tiensestraat 23, 3000 Leuven LIEGE 1- AYHAN MARKET Rue Saint-Nicolas 464, 4000 Liege 2- ACER MARKET Rue Saint Severin 75-81, 4000 Liege 3- NUR SPRL Rue saint Leonard 169, 4000 Liege 4- MERKEZ SPRL Rue Saint Walburge 40, 4000 Liege 5- PÝTA CATHEDRALE Rue Cathedrale 53, 4000 Liege 6- CHEZ ÝBO Rue Hoyoux 149, 4040 Herstal LOKEREN 1-YILDIZ FIRINI ZAND 7,9160 Lokeren NAMUR 1. BOULANGERÝE SÝBEL Rue St Nikolas 30 5000 Namur Maasmechelen 1- ÖZTANK MARKET Oude Baan 168 3630 Maasmechelen 2- AHÝ FIRINI Oudebaan 14, 3630 Maasmechelen Sint-Niklaas 1- AYYILDIZ BAKKERÝJ Hazezindstraat 63, 9100 Sint-Niklaas Willebroek 1-ÖZ HARPUT FIRINI Louýs de Naeyerplein 2, 2830 Willebroek

6 BÝZLENÝM guvenozalp@binfikir.be Yargýmýz yorum özürlü Yargý adamlarýmýzýn önemli bir kýsmýnýn maalesef hâlâ yorum özürlü olmalarý da sistemin iþleyiþinin içeride ve dýþarýda alay konusu haline gelmesine çanak tutuyor. Her ne kadar zaman zaman, hatta çoðu zaman, Avrupa Birliði ne kýzsak ve bizi her eleþtirdiklerinde Türklük kalkanýmýzý devreye soksak da bazý konularda yerden göðe kadar haklý olduklarýný da kabul etmek gerekir. Son bir aydýr yargý alanýnda yaþananlara bakýn Avrupa kriterlerine uygun davranýyorum diyen, demokratik ve hukuk düzeninin hakim olduðu hangi ülkede bu tür olaylara rastlarsýnýz. Orhan Pamuk davasýný elimize yüzümüze bulaþtýrdýðýmýz yetmiyormuþ gibi üstüne tuz biber olarak Mehmet Ali Aðca vakasýný yaþadýk. Bu iki örnek bile yargýnýn elden geçmesi gereðini net bir þekilde ortaya koyuyor. Her þeyden önce yargý alanýnda görev yapan yetkililerin yorum kabiliyetlerini geliþtirmeleri yaþamsal bir önem taþýyor. AB, yýllardýr Türkiye den taleplerini içeren belgeler yayýmlar durur. Bunlara kýsa bir þekilde bile göz atmak, yargýnýn iþleyiþinin düzeltilmesiyle ilgili olan taleplerin ilk sýralarda yer aldýðýný görmek için yeterli olur. Gelinen aþamada Türkiye yargý alanýnda kaðýt üstünde bir çok unsuru Avrupa standartlarýna yükseltmeyi baþardý. Ama sýra kafalarýn deðiþmesine ya da kurala uygun uygulamaya geldiðinde ayný baþarýdan bahsetmek oldukça zor. Yargý adamlarýmýzýn önemli bir kýsmýnýn maalesef hâlâ yorum özürlü olmalarý da sistemin iþleyiþinin içeride ve dýþarýda alay konusu haline gelmesine çanak tutuyor. Son dönemde Türk Ceza Yasasý nýn en önemli maddesi haline gelen 301 in deðiþmesi için yoðun baskýlar, gözden kaçabilecek düzeyi çoktan aþmýþ durumda. Aslýnda bu boþ bir tartýþma olmanýn ötesine geçecek bir boyuta sahip deðil. Sadece 301. maddenin deðiþmesinin hiçbir anlamý yok. Asýl deðiþmesi gereken, bu ve benzeri maddeleri yorumlayanlarýn bakýþ açýlarý ve görüþleri. Özellikle düþünce ve ifade özgürlüðü alanlarýnda, ki bu ikisi Avrupa da en temel özgürlüklerin baþýný çeker, modern dünyadaki anlayýþ ve görüþten uzak olduðumuz görüntüsü Þubat 2006 veriyoruz. Bu görüntünün aþýlabilmesini en kýsa zamanda ve etkin bir biçimde saðlayacak uygulama ise, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi kararlarýna bakmak olacaktýr. Düþünce ve ifade özgürlüðü alanlarýnda yapýlacak inceleme ve soruþturmalarýn bu kararlar ýþýðýnda titizlikle yapýlmasý, Türkiye nin baþýnýn gereksiz yere derde girmesinin önüne geçilmesine katký saðlayacaktýr. Tabii iþ bununla da bitmiyor. Yargýnýn mali kaynak ve kadro sýkýntýsýnýn giderilmesi, yargý mensuplarýnýn eðitimlerinin sürekli ve etkin kýlýnmasý da sistemin saðlýklý iþleyebilmesi açýsýndan olmazsa olmaz unsurlar arasýnda yer alýyor. Anayasa Mahkemesi Baþkaný Tülay Tuðcu nun, AÝHM nin adli yýl açýlýþýnda yaptýðý konuþmada sarfettiði AÝHM yi yorum otoritesi olarak görüyoruz. Mahkemelerimiz kararlarý takip için büyük çaba harcýyor. Genel yargý mahkemeleri artýk kararlarýný sözleþmelere uygun vermeye mecburdur sözleri gelecek için umut veriyor. Dileðimiz, Türk yargýsýnýn en tepesinde yer alan isim olan, insan haklarýna önem veren bir mahkemenin baþkaný olduðunu Avrupalý meslektaþlarýna hissettiren Tuðcu nun sözlerinin yargýnýn alt kademelerinde de doðru yorumlanmasý. Orada bir Türk var uzakta Gamze Rastgeldi Anadolu Ajansý Dýþ Haberler Muhabiri Ayrýmcýlýktan bahsederken, sadece göçmenleri hedef alan ve hatta artýk resmi olarak da tanýmlanan "Ýslamofobi"den konuþmamak, manzarayý eksik býrakýr. Belçika'daki küçük Türkiye'nin sokaklarýnda, "Alevi, Kürt, Ermeni, Arap, Belçikalý, Avrupalý, Gavur" düþmanlýðý, fýrsat bulunduðunda baþka türlü bir ayrýmcýlýða dönüþüyor. Belçika'da doðup büyüyen, yüksek öðrenim görmüþ, sosyal bir iþte çalýþan, baðýmsýz, akýllý bir kadýnýn aðzýndan, "Kýzýmý asla Belçikalýyla evlendirmem" cümlesi dökülüveriyor. "Ýthal gelinlerin" hikayelerini dinlediðimizde ise, erkek egemen kültürümüze "ithal" edilmiþ, cinsiyet ayrýmcýlýðýnda yeni bir boyutla tanýþýyoruz. Dil bilmeyen, yol yordam bilmeyen, evlere kapatýlan bu kadýnlarý, Belçika'nýn sosyal sistemi bile koruyamýyor. Bir iþyeri sahibi, yasalar nedeniyle "vergi kaçýramadýðýndan" yakýnýyor, Türkiye'ye özeniyor. Yine doðma büyüme Belçikalý bir baþkasý, "Belçikalýlar aptal, iþi bilmiyorlar. Ben, þomaj alýyorum, kaçak da çalýþýyorum, çekiyorum iki ayda Mercedes'i, onlar aval aval bakýyorlar" diye övünüyor. Sonra ekliyor, "Seviyorum bu ülkeyi, kimseye de düþman deðilim." Farklý dernek, örgüt ya da yapýlardan konuþtuðumuz her "yetkili", bizi "diðerlerine" karþý uyarýyor: "Onlar þöyle þöyledir, þunu þunu yaparlar, biraz þeydirler..." Bir süre sonra bunu bir oyuna çevirip, herkese bir önce konuþtuðumuz kiþi hakkýnda soru sormaya baþlýyoruz, olumlu konuþaný bulamadan yurda dönüyoruz. Ülkenin dönemsel ekonomik önceliklerine göre, göçmen politikasýný sürekli deðiþtiren, yabancýlarýn aslýnda geri dönmeyeceðini oldukça geç anlayan Belçika hükümetinin, hala gerekli sosyal politikalarý geliþtiremediði açýk. Özellikle genç kuþaðýn dil ve eðitim sorunlarýnýn çözülemiyor olmasý nedeniyle, Fransa dan farklý olarak, bu kez kentin en merkezi yerinde, farklý bir getto kültürü hüküm sürüyor. Türkiye nin gerçek anlamda çaðdaþ, demokratik ve barýþ içinde bir ülke olmasýnýn önünde engel olan ne varsa, Brüksel de, iki adýmlýk mesafede karþýmýza çýkýyor. Avrupa daki bu minyatür Türkiye lerin vatandaþlarý, Türk hükümetlerinden en az gerçeðindekiler kadar þikayetçi. Yýllar önce kendi güçlü kuvvetli vatandaþlarýný, birer armaðan gibi uzak memleketlere gönderen iktidarlar, ancak uzun yýllar sonra yurtdýþýndaki yurttaþlarýmýzýn hem tehdit hem de nimet olabileceklerini anlayýp, onlarla hiç de dürüst olmayan bir iliþki kurdu. Bu süreç, resmi devlet ideolojisini yurtdýþýnda canlý tutacak örgütlenmelerin desteklenmesi, inanç temelli kimliðin öne çýkarýlmasý, vatandaþlýk konusunda ekonomik çýkarlarý koruyacak yaklaþýmlarýn benimsenmesi, yabancý ülkelerde çalýþan iþçilere, öncelikle ayaklý döviz makineleri olarak bakýlmasý gibi unsurlarý içeriyor. Türk göçmenler, yurtdýþýnda görev yapan diplomatlarýn ve yetkililerin, halktan kopuk tavýrlarý ve uygulamalarýyla da beslenen bir kýzgýnlýk içindeler. Bu kýzgýnlýk, en net biçimiyle þu sözlerle açýða çýkýyor: Artýk, Türkiye den beklediðimiz hiçbir þey yok, biz burada mutluyuz, gölge etmesinler yeter!. Belçika, gerçek bir çok kültürlü ülke olma çabasýnda samimiyse, farklý kültürleri ve geçmiþleri olan insanlar arasýndaki önyargýlarý kýracak programlara, onlara adil ve eþit fýrsatlar tanýyacak, kendilerini gerçekleþtirmelerinin önündeki engelleri kaldýracak düzenlemelere öncelik vermesi gerekiyor. Belçika gelir gelmez bizi ocaklara indirdiler, Belçika yý ancak yirmi yýl sonra, madenin karanlýðýndan çýktýðýmda gördüm diyen ilk kuþak göçmenlere ve onlarýn yakýnlarýna bunu borçlu. Avrupa nýn kalbi yeterince saðlamsa, krizleri atlatacak ve yaþlý kýtanýn insani deðerlerini yaþatacak gücü kendinde bulmalý. Özellikle, Paris teki deneyimden sonra, politikacý, sosyolog, sosyal uzman ve gazeteciler gibi, köþe baþlarýndaki kanaat önderlerinin de kendilerine sormasý gereken bir soru var: Biz, diðerlerinin görüþlerini gerçekten objektif biçimde yansýtýyor muyuz, yoksa sürekli onlarýn adýna mý konuþuyoruz? Belki bu soru, modern toplumlarýn aþamadýðý ekonomik ve sosyal krizlerde, sürekli maðdur konumuna düþen her kesimin, kendisini aracýsýz ifade edebilmesi ve kendi adýna konuþmasý için gerekli zeminin yaratýlmasýna ilham verebilir. BÝTTÝ

Þubat 2006.beMLEKETTEN Sabahlarý ilkokul, akþamlarý sanat akademisi 7 Ece Ayaydýn Académie des Beaux- Arts de Saint-Josseten-Noode, Saint-Josse Belediyesi ne baðlý bir sanat okulu. Yalnýzca akþamlarý eðitim veren bu okul sabahlarý Ecole Joseph Delcef adý ile ilkokul olarak hizmet veriyor. Bir çok kiþinin akademi olarak tanýmadýðý bu binada bir çok dalda her yaþ gurubuna sanat eðitimi veriliyor. Okulun verdiði disiplinler arasýnda; seramik, resim, desen, heykel, iç mimarlýk, reklam, 12-18 yaþ grubu gençler için bütün disiplinlerin karma eðitimi yanýnda 6-11 yaþ grubu için de resim, heykel eðitimleri veriliyor. Ortalama 300 kiþinin eðitim gördüðü okula kayýt olmak isteyenler sýnavsýz ve ön koþulsuz olarak baþvuru yapabiliyorlar. Okul kayýt ücreti yýllýk 144 euro. Atölyeler hafta içleri 18:00-21:00 arasýnda, hafta sonlarý gün boyunca olmak üzere haftanýn yedi günü kullanýlabiliyor. Her sene sonunda yapýlan jüriyle öðrencinin baþarýsý belirlenip bir sonraki yýla devam edip edemeyeceði karar veriliyor. Üç sene sonunda isteyenler diplomalarýný alabiliyor. Eðitimine devam etmek isteyenler üç sene daha çalýþmalarýný sürdürerek okulda öðretmenlik yapmalarý için gerekli diplomayý alýyorlar. Geçtiðimiz yýl Aralýk ayýnda okulun açmýþ olduðu sergide eseri olanlar arasýnda bir de Türk öðrenci vardý. Ýki senedir okulun öðrencisi olan Sabit Karahisarlý Türklerin bu kadar yoðun yaþadýðý bu Pekçok Türk çocuðunun öðrenim gördüðü Joseph Delclef Ýlköðretim Okulu, akþamlarý da bir güzel sanatlar okuluna dönüþüyor. bölgede kendinden baþka okulda hiç Türk öðrenci olmadýðýndan dolayý üzüntü duyduðunu belirterek, Seramik sanatýyla bir sergide tanýþtým, inþaatlarda çalýþtýðým için malzemeyle yakýnlýðým vardý ama bir türlü nereden baþlayacaðýmý bilemiyordum. Okula girdikten sonra sanatsýz geçirdiðim zamana acýr oldum. Þu anda hem çalýþýyorum hem de bu okula devam ediyorum. Haftanýn dört günü burada seramik çalýþýyorum. Hedefim üç sene seramik okuduktan sonra üç senede heykel okumak. Çünkü bence biz Türklerin kültüründe topraða bu yakýnlýk her zaman var ve bizim kültürümüzü sanatsal alanlarda yaþatmamýz gerekiyor. Artýk Türkiye ye gittiðimde hatýra fotoðraflarý deðil camilerdeki seramiklerin fotoðraflarýný çekiyorum. Ve burada seramiklerimde o desenlerden yararlanýyorum dedi. Belçikalý baþbakandan bayram ziyareti Ben herkesin baþbakanýyým Haber Merkezi Belçika nýn Flaman Hükümeti Baþbakaný Yves Leterme, Kurban Bayramý nda bir Türk ailesini ziyaret etti. Belçika da bir ilke imza atan Baþbakan Leterme, Anvers kentinde oturan Mustafa Kaymak ýn evine iki saatlik bayram ziyaretinde bulundu. Flaman Baþbakaný Yves Leterme, Belçika da yaþayan Müslümanlarýn da baþbakaný olduðunu ifade etti. Belçika da Müslümanlar ýn ýrkçýlýk olaylarýna maruz kalmalarýndan rahatsýzlýk duyduðunu belirten Baþbakan Leterme, her dinden insanýn barýþ içinde ve birarada yaþayabilmeleri için birbirlerinin kutsal saydýðý þeylere saygý göstermeleri gerektiðini söyledi. Leterme, Kurban Bayramý'nda Türk ve Müslüman bir aileyi ziyaret ederek bu mesajý en güçlü þekilde vermek istedim dedi. Türk yemeklerinin de tadýna bakan Flaman Baþbakan Yves Leterme, ikram edilen baklava, dolma ve elma suyunu geri çevirmedi. Mustafa Kaymak ile uzun uzun sohbet eden Flaman Baþbakan Leterme, yabancýlarýn sorunlarýný ilk aðýzdan dinleme fýrsatýný da bulduðunu belirtti. Adres: Rue Potagére 52, 1210 Bruxelles Tel: 02 220 27 61 fikretaydemir@binfikir.be Geç kalmadan Dünyayý kurtarmak istedik; kendi geleceðimizden vazgeçerek. Ýnsanlýða hizmet etmek istedik; kendi çocuklarýmýzý kurban vererek. Bütün sanatlarýn birleþtiði sinemaya bir süre geç kaldým. Bir obur gibi geçtim ekranýn karþýsýna. Hayatýn bize armaðanlarý ný gördüm Uður Yücel in Yazý Tura sýnda. Yavuz Turgul un Gönül Yarasý nda çakýldým bulunduðum koltuða. Gönül yaralarý m kanadý. Dünyayý kurtarmak isteyen bizlerin kendi geleceðimizden vazgeçiþlerimizi, Ýnsanlýða hizmet için kendi çocuklarýmýzý kurban ediþlerimizi yaþadým. Baba Nazým ýn (Þener Þen) yerinde olmayý asla istemem, kýzý Piraye nin geçip karþýsýna, Onlarý bizden daha çok korudun sevdin. Sana olan nefretimi dizginlemeye çalýþýrken, hep þöyle derdim: ama onu hayat böyle yaptý. Babasý egitim gönüllüsü, Halk Partili bir solcu, öyle ki oðlunun adýný bile bir þairden almýþ. Nazým bey vurmuþ Anadolu yollarýna, kendini insanlýða adamýþ. Bütün bunlarý anlayabiliyordum da anlayamadýðý, nasýl oluyor da böylesine sevgi dolu bir insan evlatlarýna ilgisiz kalabiliyordu. Hatýrla baba... Dünyanýn öbür ucunda bir köydeydik, hastaneye gitmemiz gerekiyordu. Çünkü o lanet köye hiçbir doktor gelmiyordu. Ama sen sevgili öðrencilerinin karne notlarý yüzünden beni þehre götürmedin. Aðrýlarýmý önemsemedin, erteledin. Annemle ortalarda kaldýk baba. Aðrýlarým bana bir armaðan verdi baba. Çocuklarýn seni terk etti diye sakýn suçlama baba. Ýdeallerin ailemizin mahvýna neden oldu. Baba sen bizi hiç sevmedin. Sevgini öðrencilerine o kadar çok veriyordun ki, eve geldiðin zaman verecek hiçbir þey kalmýyordu. Ben de çocuklarý çok seviyorum baba, Hiç doðmayacak olan çocuklarýmý çok seviyorum dediði zaman, Verecek cevabýmýz olmaz ona. Olamaz... Siyasi koþturmalardan yorgun düþtük, Sevgi maratonuna baþlayamadýk bile. Çocuðumuz uyumadan önce baþýnda masal bile okumaya zamanýmýz kalmadý. Kendimize masallar anlatmaktan. Beþ yönetmenin beþ ünlü masalý günümüz Ýstanbul una uyarlamalarý Anlat Ýstanbul undan sonra baþka bir masalý, Anvers te kendi çocuklarýmýzýn oynadýðý Gül Üreten Kýz ý izledim. Sesimiz Tiyatro Grubu nun sahnelediði Gül Üreten Kýz oyununda fakir ve iyi yürekli çobaný canlandýran Oðluþum u izlerken gururlandým. Sonra dikildiði zaman oðlum/kýzým karþýma, verecek cevabým olsun isterim. Ben sinemaya, biz hayata hep geç kaldýk...

8 SÝZbize Þubat 2006 Kuþ gribini abartýyorlar fethigumus@binfikir.be Kör ve saðýr iliþkiler Buralarda insaný karþýlarken hoþgeldiniz demek, unutulmuþ. Kýsa, soðuk, aðýz alýþkanlýðýndan doðan bir merhaba veya selam alýrsan, öp de baþýna koy. Heeey, haaay, huuuy gibi kýsa, fazla anlam taþýmayan çýðlýklarla selamlanýrsýn. Buralarda biz sözcüðü fazla anlam taþýmýyor artýk. Dünyada bizler yaþamýyoruz, buralar ben-ler dünyasý. Oysa buralarda sizler sözcüðü gün geçtikçe daha sýk kullanýlmakta. Özellikle yerli deðilsen siz olursun. Siz diye hitap eden, kendine gelince ben-leri yaþar fakat sana sen olma hakkýný pek tanýmaz. Nasýlsýnýz, iyi misiniz? sorusunu, temkin ve dikkatle sormak zorundasýn. Sorduðunda belli belirsiz bir dudak bükmesi, bir kaþ kýmýldamasý görür gibi olursun. Söylenmese de, sessiz ama kaþla dudak arasý hissedilir bir fazla özel soru sormayýn veya sana ne yanýtý almýþ gibi olursun. Karþýlanýrken git gide daha sýk duyulan soru eee... Buralarda biz sözcüðü fazla anlam taþýmýyor artýk. Dünyada bizler yaþamýyoruz, buralar ben-ler dünyasý. ne yapýyorsun? Ne yapýyorsun derken, genellikle hangi iþlerle meþgul olduðun merak edilir. Hal, hatýr sorma alýþ veriþi artýk bit pazarlarýna kalacak demek. Hoþça-kal, güle güle gibi insaný ýsýtan sözlerden uzak, uzaklaþýyoruz, vedalaþýyoruz artýk. Ayrýlýrken byee, haydi... diyerek uðurlanýnca, insan kendine soruyor: ne haydisi? diye. Bana haydi git artýk mý,... defol mu dendi þimdi... sessiz ve kaþla dudak arasý? Buralarda garip buluþmalar yaþýyoruz. - Heeey! Uzun süredir görüþmedik. Nerelerdesin? Eeeh? Anlat bakiiim ne yapýyorsun? Sen de bir haay, huuy çekip nerelerde olduðunu, (aslýnda o kadar da uzaklarda deðildin) hangi iþi yaptýðýný anlatýrsýn. Anlatmaz olaydýn, çünkü laf bundan sonra senin ve onun iþi ekseninde döner. Aslýnda ne kendi iþinden ne de onun iþinden fazla konuþmak istemezdin. Onun halini sormak istersin, iyi, mutlu, saðlýklý olmasýný dilerken, sorsam mý sormasam mý, diye gidip gelirsin. Sormamaya karar verirsin. Ýþ ve para sohbetleri kýsa bir süre sonra iki tarafý da sýkar ve sonra nasýl kýsa keseriz kaygýlarý baþlar. O, benliðini merkeze alýr, senden bahsederken seni yavaþ yavaþ unutur, seni sizlere sýðdýrmalara kayar. Vedalaþma aný gelir: Haydi... görüþürüz belki, byee der. Kafanda 20 saniye üç kelime uçuþup kalýr: haydi, byee ve... belki. Ya bir daha görüþmek istersin ya da istemezsin deðil mi? Belki ne demek? Kendi tercihimle seninle bir daha görüþmek istemem, ama olur ya belki, bir gün yine tesadüfen falan. Olur ya, belki, tesadüfen bir gün yine karþýlaþýrsak, az önceki gibi nezaket gereði haay, huuy dedikten sonra, ayak üstü, birbirimize katlanarak bla bla bla yaparýz. Almayayým, saðolun, ben yokum bu iliþkilerde. Beþir Ayhan 44 - Esnaf / Liege Liege, Namur ve Mons ta yaþayan vatandaþlarýmýz kuþ gribi ile ilgili görüþlerini Binfikir e anlattý Burda Anadolu nun deðiþik bölgelerinden gelen pek çok insan yaþýyor. Hangisine sorarsanýz sorun eskiden bizim tavuklarýn 100 ünden 90 ý ölürdü derler. Ama biz ölmedik. Tabii ki önlem alýnmalý ama bu yeni bir olay deðil. Maalesef basýn abartýyor. Komþu Yýlmaz Kahya ülkelerde 34 - Esnaf / Liege bu hastalýðýn çýkmamasý beni þüphelendiriyor. Türkiye ye yapýlan bir sabotaj gibi sanki. Türkiye turizmini kýrmak için yapýlan bir oyun bu. Kuþlarýn göç ettiði yollardaki ülkelerde neden kuþ gribi yok? Kuþ bize gelene kadar Avrupa dan birileri bu kuþ gribini bulaþtýrdý. Türkiye bu konuda iyi çalýþtý. Ölümler az oldu. Mustafa Altýntaþ Eskiden çocuklar 42 - Ýþsiz / Namur ölürdü, bilen yoktu neden öldüklerini. Tavuk kýran vardý bir de. Kimse bilmiyordu iþin aslý neydi, tavuk kýran denirdi adýna. Þimdi kuþ gribi oldu. Bu Türkiye de de olur Amerika da da. Yaban kuþlardan geliyor bu hastalýk. Türkiye kuþ gribinden kýrýlýyor deseler yine gideriz, abartacak bir þey yok. Irak ta günde kaç tane adam ölüyor, yine de insanlar oraya gidiyor. Kuþ gribi ile ilgili geliþmeler, politik de olabilir M. Kemal Doðan gerçek de olabilir. Ama Türkiye ile ilgili her Esnaf / Liege þey abartýlýyor. Örneðin son günlerde Türkiye deki kar yaðýþý abartýlýyor. Sanki Türkiye den baþka bir yerde kar yaðmýyor. Kuþ gribine gelince; hastalýk yeni olduðu için hükümet de bilinçli deðil. Erkenden uyarý yapacak altyapýya da sahip deðil. Niyazi Ýmaret Ýnsan saðlýðýný etkildediði için önemli Ýbrahim Kavuncu 35 - Esnaf / Liege bir konu. 2-3 sene önce Belçika da da domuzlarda ve tavuklarda hastalýk çýkmýþtý. Satýþlarda düþüþ olmuþtu. Belçikalýlar biraz abartýyorlar bu durumu. Türkiye ye seyahat edilmesinde bence bir sakýnca yok. 65 - Emekli / Namur Kuþ gribi bir politikadýr, büyük tavuk üreticilerinin davasýdýr. Küçük üreticiyi yok ediyorlar, büyük üreticiler büyük satýþlar yapacaklar. Bu kuþ gribi önce Van da çýktý ertesi gün Ýstanbul a sýçradý. Ne kadar çabuk oldu bu. Nihat Ümit 56 - Ýþçi / Namur Türkiye ye nerden geldi bu kuþ gribi? Rusyasý var Ermenistaný var. Belçika Hükümeti anons yaptý, Türkiye ye seyahat edebilirsiniz diye. Türkiye Hükümeti niye bu kadar abartýyor? Bunda bir iþ var. Yusuf Özkan 40 - Ýþadamý / Liege Kuþ gribi sadece Türkiye de yok, medya abartýyor. Bundan 6-7 ay önce kuþ gribinden bahsedildi ama hiç bir önlem de alýnmadý. Kuþ gribi olsa da Türkiye ye giderim. Mevlüt Þevik 56 - Esnaf / Namur Böyle bir hastalýk çýktý, Türkiye de yeterince önlem alýyor. Belçika da yaþadýðým için çekinmeden tavuk yiyorum, Türkiye de olsa yiyemezdik. Türkiye nin her tarafýnda kuþ gribi olsa da önlemimi alýr yine giderim. 70 derecede piþen tavukta sorun yok. Abartmaya da gerek yok, önlemler alýnmýþ durumda.

Þubat 2006 SÝZbize 9 Cengiz Taþkýn 39 - Mimar / Mons Bedi Karataþ 45 - Esnaf / Mons 2 yaþýndan beri Belçika dayým. Fransýzca medyayý takip ediyorum. Türk medyasý konularý biraz abartýyor. Buradaki medya abartmadan konunun özünü veriyor. Fransýzca radyodan dinlediðim kadarýyla Türkiye de turizm, kuþ gribinden etkilendi. %20-30 düþüþ var. Avrupa da basýnla hükümetler birbirine yakýn çalýþýyorlar. Bu tür olaylarý çok fazla ön plana çýkarmýyorlar. Ama Türkiye de basýn ya bir hükümeti destekliyor ya da karalamaya çalýþýyor. Bunun için olaylar abartýlýyor. Mesela Fransa daki olaylar Türk basýnýnda Fransa dan daha çok çýktý. Ufuk Doðan Türkiye den 10 gün önce geldim. 44 - Ýþçi / Liege Kuþ gribi medyaya fazlaca yansýdý. Türkiye olumsuz gösterildi. Bir gazeteci yazdý; Yugoslavya da 56 kiþi kuþ gribine yakalandý diye ama baþka kimse bunu yazmadý. Baþka ülkelerde olaylar kapatýlýyor, bizde abartýlýyor. Kuþ gribine yakalanma olasýlýðý trafik kazasýndan ölme olasýlýðýndan daha az. Bu ölenleri kuþ gribi deðil, bilgisizlik öldürdü. Eskiden tavuk kýran vardý. Bu iþ danýþýklý dövüþ olabilir. Gerçekten bir kuþ gribi var mý, yok mu, onu da bilmiyoruz. Belki de bir kýran geldi gitti. Çok uluslu þirketler de bu iþin içinde olabilir. Hükümet gerçekten iktidar olsaydý, böyle küçük bir olayda fýrtýna koparýlmasýna izin vermezdi. Bu konu politikayý aþtý. Türkiye gevþek davrandý. Kuþ gribi 6 ay, 1 sene önceden biliniyordu, ancak ölümler olunca konuyla ilgilenilmeye baþlandý. Ýnsandan insana geçmemesi iyi. Büyük bir salgýný önlüyor. Belçikalýlarýn bu durumdan etkilenip Türkiye ye tatile gitmemesi normal. PKK bombasý gibi turizmi etkiliyor. Yücel Karadurmuþ 49 - Ýþsiz / Mons-Ath Kuþ gribi diye bir hastalýk var ve kuþlardan geçtiði söyleniyor. Türkiye de hükü- Kadir Akoðlu 49 - Ýþçi / Mons-Cuasmes metin yeterli önlem aldýðýný düþünmüyorum. Halký yeterince bilgilendirmediler. Kuþ gribi ilk olarak Manyas ta çýktý. O bölgede tavuklarla ilgi bir enstitü varmýþ ve onu kapatmýþlar. Bu enstitü çalýþtýrýlýp, olay orada sonlandýrýlabilirdi. Bu hükümetin yeterli bilgiye sahip olduðunu sanmýyorum. Ýbrahim Postal 50 - Dernek yöneticisi Mons-Cuasmes Kuþ gribi büyük oranda abartýlýyor. Tacettin Yüksek Türkiye turistik ve ekonomik olarak 35 - Ýþadamý / Liege geliþme döneminde. Bunu engellemek için Türkiye üzerinde komplo kuruluyor. Daha önce Romanya da falan da vardý ama bu kadar büyütülmedi. Tv kanallarýnda Türkiye ile ilgili olumsuz örnekler ön plana çýkarýlýyor. Müslüman bir ülke olarak AB ye aday olduðumuz için yapýlýyor, bunlar. Musa Kart Ayrýmcýlýk maddesi Herhangi bir iþyerinde karþýlaþabileceðimiz, hoþ olmayan ve ayrýmcýlýðý körükleyen olaylar: iþveren veya meslektaþlarýmýz tarafýndan sizlere karþý uygunsuz davranýþlar, sataþmalar, aþaðýlýyýcý seks içeren sözde anlatýlan fýkralar, ýrkçý söylemler veya ayrýmcýlýðý teþvik eden propagandalar. Bu tür olaylara karþý bir þeyler yapabilir miyiz? Evet! Belçika Ceza Kanunu nda bulunun ýrkçýlýðý yasaklayan maddeden alýntý yapýlarak, her iþyerinde bulunmasý gereken ve iþyeri kurallarýnýn yazýldýðý Ýþyeri Yönetmeli ðine ilave edilebilir. Yönetmeliðe ilave edilecek maddenin içeriði: Hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ýrk, renk, dil, din, siyasal veya diðer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azýnlýða mensupluk, servet, doðum, simdiki veya gelecekteki saðlýk durumu, fiziki durumu, maluliyetinden dolayý veya sosyalsuleyman@binfikir.be Hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ýrk, renk, dil, din, siyasal veya diðer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azýnlýða mensupluk, servet, doðum, simdiki veya gelecekteki saðlýk durumu, fiziki durumu, maluliyetinden dolayý veya herhangi baþka bir durumdan dolayý hiçbir þekilde ayýrýmcýlýk yapýlmamasý saðlanýr. herhangi baþka bir durumdan dolayý hiçbir þekilde ayýrýmcýlýk yapýlmamasý saðlanýr. Böylece iþveren ve iþçiler karþýlýklý olarak bu kurallara hem kendi aralarýnda hem de müþterileri ve misafirleri içinde uyacaklarýný taahhüt ederler. Bu maddenin sadece kaðýt üzerinde kalmamasý için iþverenin, eþit haklarýn korunmasý (iþe alýnmalarda, meslek eðitimi vs..) gerekli çabayý ve özeni göstermesi zorunludur. Tabii ki burada sendika delegelerine ve militanlarýna büyük görevler düþüyor. Çalýþmakta olduðunuz iþyerinin yönetmeliðinde bu madde yoksa sendika yaptýrým gücünü kullanarak bu maddenin ilave edilmesini saðlayabilir. Bu madde bir yerde bir iþçinin iþten atýlmamasýný güvence altýna alýr. Ýþyerlerine yeni iþçi alýmýnda daha eþit davranýlmasýný saðlar. Genelde iþverenler bu maddeyi Ýþyeri Yönetmeliði ne ilave etmeyi istemezler, gerekçe olarak da bizim iþyerimizde ýrkçýlýk yoktur ve herkese ayný ve eþitlikte davranýyoruz derler ama yaþanýlan deneyimler gerçeðin hiç de öyle olmadýðýný gösteriyor. Herhangi, bir iþyerinde çalýþan okuyucularýmýz, çalýþmakta olduklarý iþyerinin yönetmeliðinde bu maddenin olup olmadýðýný kontrol edip, yok ise, sendika temsilcileriyle konuyu tartýþmaya açabilirler. Böylece hem kendileri hem de diðer çalýþanlar için gerekli katkýyý saðlayabilirler.

10 Gazeteci Rik Van Puymbroeck ve Fotoðraf Sanatçýsý Luc Daelemans ýn ortak çalýþmalarý olan Thuis en Ver van Huis Evde ve evden uzakta adlý fotoðraf sergisi 5 Þubat a kadar Heusden Zolder Muze Cafe de (Dekenstraat 40) gezilebilir. Sergi aslýnda Gazeteci Rik Evde ve evden uzakta Ayný evde oturur gibi yakýnken, baþka bir evde oturur gibi de uzak olan Türk asýllý Belçikalýlarla yerli Belçikalýlarýn tanýþmasý kitaba ve sergiye konu oldu. Serpil Aygün Van Puymbroeck un yazmýþ olduðu Thuis en Ver van Huis adlý kitabýn fotoðraflarýndan oluþuyor. Gazeteci Puymbroeck ve Fotograf Sanatçýsý Daelemans, Heusden Zolder da oturan Türk kökenli Belçikalý iki ailenin yaþamýný bir yýl boyunca izlemiþ, birlikte Türkiye ye seyahat etmiþ, doðum, ölüm, düðün merasimlerini gözleyerek yazmýþ ve fotoðraflamýþlar. GÜNDEM Van Puymbroeck un ilk kitabý olan Thuis en Ver van Huis Evde ve evden uzakta serginin açýlýþ günü olan 15 Ocak ta yayýnlanmýþ. Kitap Heusden Zolder da oturan Ergül-Yýldýz Özcan ailesi ile Orhan-Tülin Çakar ailesinin yaþamlarýnýn gözlemi ve kaydýyla aslýnda bir Belçikalýnýn kapý komþusu olan Türkleri tanýma çabasý. Sergi, ayný evde oturur gibi yakýnken, baþka bir evde oturur gibi de uzak olan Türk asýllý Belçikalýlarla yerli Belçikalýlarýn tanýþmasý belki de Göçmenler sandýk baþýna Haber Merkezi Belçika da ilk defa yasal olarak belirli bir süre oturum hakký olan herkes önümüzdeki yerel seçimlerde oy kullanabilecekler. Schaerbeek ve St- Josse da yoðun faaliyetlerde bulunan Bouillon De Cultures Derneði 21 Ocak ta Emir Kýr ve Tamimount Essaidi nin katýldýðý bir bilgilendirme toplantýsý düzenledi. 3 Ekim de yapýlacak olan Þubat 2006 belediye seçimlerinde ilk defa oy kullanacak olan yabancýlarýn seçim hakký ile ilgili bilgilendirme ve duyarlýlýðý artýrmayý amaçlayan bu toplantýda yetkilier, yasal düzenlemelerin hala hazýrlanma aþamasýnda olduðunu söylediler. Bunun yanýnda 5 yýllýk resmi oturumu olanlarýn seçme hakkýna sahip olacaklarýný belirtilirken, bu vatandaþlarýn oy kullanmak istemeleri halinde baðlý bulunduklarý belediyeye bildirmeleri gerektiði vurgulandý. Geçtiðimiz yýl Avrupa Birliði ülkeleri vatandaþlarý önceden bildirmek kaydýyla oy kullanma hakkýný elde etmiþlerdi. 2 > 12 SUBAT 2006 - Anvers müzik - tiyatro - dans - film - görsel sanatlar tiyatro konser dans Dervish in Progress + Momentum Waalse Kaai 14, 200 Antwerpen rezervasyon: 03/248 01 00 tiyatroplayback 6 ve 8 subat 2006 20:30 Monty dans Solum 8 subat 2006 21:30 Monty Montignystraat 3, 2018 Antwerpen rezervasyon: 03/238 91 81 diger programlar ve ayrintili bilgi icin

12 SÖYLEÞTÝK Þubat 2006 Leyla Ertorun Bu sayýmýzda tanýmadýðýmýz ünlüler den sizlere tanýtmayý düþündüðümüz bir Belçikalý Türk melezi, ödüllü sinema ve tiyatro oyuncusu Aylin YAY la söyleþtik. Brükselli oyuncu hakkýnda yazan ilk Türk ya da türkofon medyayýz. Sinema tutkunlarýnýn kitlelerin Pierre Paul Reynders in Thomas est amoureux filmi ile tanýdýðý Aylin Yay, sinemaya 1998 yýlýnda kýsa metrajlý bir filmle ayak atýyor. O ana kadar da Shakespeare den, Tennessee William sa, Valérie Lemaître den Philippe Blasband a kadar birçok oyunda yer aldý. Belçikalý yönetmenlerden Benoît Mariage ve Dardennes kardeþleri beðeniyor Fatih Akýn ýn bir projesinde olmak beni mest eder diyor. Avrupa da gençlik ayaklanmalarýnýn olduðu 1968 yýlýnda Brüksel de Türk bir baba ve Belçikalý bir anneden dünyaya geliyor. Babaannesi, ismini Aylin koyuyor. Türkçem pek iyi deðil dediðinden röportajý Fransýzca yapmayý planlarken her iki dilde de konuþuyoruz. Bir oyuncu diksiyonu ile konuþmasa da kendini oldukça iyi ifade ediyor. Çocukluðunda bir dönem, 2-5 yaþ arasý Ýstanbul da yaþýyor. Konservatuardan sonra da hem bir üniversite diplomam olsun hem de diðer kökenimle ilgili eðitim alayým diye Þark tarihi ve dilleri eðitimi görüyor. Aylin Yay, biz sizi birkaç yýl önce Thomas est amoureux filminin afiþinde gördüðümüzde keþfettik. Ýsminizden Türk kökenli olabileceðinizi tahmin ettik. Evet babam Türk, annem Belçikalý. Fiziðim itibariyle bazen pek Türk e benzemiyorsun diyorlar. Halbuki renkli gözlü ve sarýþýn olmama raðmen yüz hatlarýmda Türk e benzediðim anlaþýlýyor. (Ben de daha dikkatli bakýyor ve evet özellikle elmacýk kemikleriniz sizi ele veriyor diyorum.) Thomas est amoureux filminde aþkýn bile sanal alemde yaþandýðý anlatýlýyor. Siz de bir fahiþe rolünü oynuyorsunuz, öyle deðil mi? Thomas est amoureux filminin ödüllü baþrol oyuncu Aylin Yay ilk defa bir Türk Medyasýnda! Sanat her dilde konuþur Thomas internet aracýlýðýyla dört farklý kadýnla iliþki kurmaya çalýþýyor. Ben de bunlardan sanal alemde fahiþelik yapan kadýný oynadým. Thomas internet aracýlýðýyla dört farklý kadýnla iliþki kurmaya çalýþýyor. Ben de bunlardan sanal alemde fahiþelik yapan kadýný oynadým. Bu film sizin sinemada önünüzü açtý diyebilir miyiz? Ben daha önce kýsa metrajlý bir filmde de oynamýþtým. Ama bu filmin festivallere katýlmasý ve Paris Film Festivali ile Amiens de ödüle layýk görülmesi ses getirdi. En iyi kadýn oyuncu ödülünü aldým. Çalýþmalarýnýza baktýðýmýzda iki isme sýk sýk rastlýyoruz. Pierre Paul Reynders ve Philippe Blasband. Hatta Pierre Blasband ýn eþiniz olduðunu öðrendik. Genellikle birlikte çalýþtýðýmýz arkadaþlar, ya konservatuardan ya sinema okulu Insans tan tanýdýðýmýz bildiðimiz insanlar. Eþim Philippe le de ben konservatuarda oyunculuk o da Insas ta sinema okurken arkadaþtýk zaten. Ýkimiz de ayný alanda çalýþtýðýmýz için ortak yapýmlarda olmamýz doðal. Þu anda da birlikte bir film çalýþmanýz var, öyle deðil mi? Zor olmuyor mu yönetmenle oyuncunun evli olmasý? Hayýr olmuyor. Ýkimiz de profesyoneliz. Film çekerken yönetmen ve oyuncuyuz. Evdeki olabilecek sorunlarý karýþtýrmýyoruz. Küçük tartýþmalarýmýz olmuyor mu, oluyor ama her çiftin arasýnda olduðu gibi bunu evde yapýyoruz. Eþiniz Philippe Blasband ýn çalýþmalarýna baktýðýmýzda çok geniþ bir filmografisi ve metin ve senaryo yazarlýðýný keþfettik. Hatta çok aþina olduðumuz filmlerin ya senaryosunu yazdýðý ya da yönetmenliðini yaptýðýný farkettik. Kendisi hem tiyatro hem de sinema için üretiyor. Hatta biz de önümüzdeki hafta böyle bir çalýþma için Ýstanbul a gidiyoruz. Eþimin yazdýðý bir tiyatro oyunu Nathalie ilk kez Belçika dýþýnda, yani premier mondial olarak Türkiye de 9 Þubatta Yýldýz Kenter Tiyatrosunda sahnelenecek. Benim Tilbe Saray ile irtibatým sonucu böyle bir þeyin gerçekleþtirilmesi mümkün oldu. Baþrollerini Zuhal Olcay ve Tilbe Saray oynayacaklar. En çok beðendiginiz, filminde oynamak istediðiniz Belçikalý sinemacýyý sorarsak, ne dersiniz? Benoît Mariage ile çalýþmak isterdim. Bir de Dardennes kardeþlerle, kim istemez ki.

Þubat 2006 13 Bizimle yaptýðýnýz bu söyleþi sizi Türk toplumuna da tanýtacaktýr. Türk sinemasýnda da ortak yapým yapma çabalarý var. Kimbilir bir Türk yönetmen, bir Fatih Akýn sizinle bir þeyler yapmak isteyebilir. Ah keþke, çok isterim. Ben bütün önerilere açýðým. Hatta çocuklar olmasa birkaç ay Türkiye ye gidip bir tiyatro çalýþmasý yapmayý çok isterdim. Ama çocuklar olunca belli bir aile düzeniniz olmasý gerekiyor. Hatta bir ara sinemada çok ilginç bir rol teklif edildi ama tiyatroda bir oyunum olduðu için reddetmek zorunda kaldým. Bazýlarý ikisinin çok farklý alanlar olduðunu iddia ediyorlar, oyunculuðun bile farklý olduðunu iddia edenler var. Teknikler farklý tabii ki. Tiyatroda bir solukta oynayýp çýkýyorsunuz, oyunun ritmini düþürmemeniz, o gerçeði yansýtmanýz gerekiyor. Ama esasýnda bu sinemada da öyle. Ayný gerçeði yansýtmanýz gerekiyor. Yalnýz fragmanlar çekilip duraksayýp ya da durdurulup tekrar oyunun içine girmeniz gerekiyor. iyi tepkiler aldý ve 6 Mart ta Arenberg sinemasýnda gösterime girecek. Þu anda da Coquelicot yu (Gelincik) çekiyoruz. Esasýnda Avrupa nýn birçok yerinde olduðu gibi Belçika da da olanaklar kýsýtlý. Yoksa bir çok proje gerçekleþtirilebilir. Couleur des mots filminde bir rahatsýzlýðý, hastalýðý olan bir çocuðun hikayesi mi iþleniyor? Daha doðrusu afiþteki kadýnýn bir rahatsýzlýðý var. Doðuþtan dyshasie* denen bir rahatsýzlýðý, bir engeli var. O kadýnýn birgün içinde yaþadýklarýný anlatýyor. Sanýyorum eþinizde sizin gibi bir melez, Ortadoðu kökenli? Evet. Onun da babasý Belçikalý, annesi Ýranlý. Bu farklý ama bir o kadar da birbirine yakýn kökenlerimiz birbirimizi daha iyi anlamamýzý saðlýyor ve bakýþ açýmýzý daha geniþ kýlýyor. Bu deðiþik kökenlerimizin bizi daha zengin kýldýðýnýn farkýndayýz. Fatih Akýn a gelince çok beðeniyorum. Özellikle o Alman disipliniyle Þark bakýþý duyarlýlýðýný harmanlamasýný çok zekice buluyorum. Tiyatro mu, sinema mý? Ayrým yapmak istemem. Ýkisi de birbirini besleyen dallar. Yapabilsem ikisini bir arada götürmek isterim. Ama aile hayatýný da sürdürebilmek için dönüþümlü olarak her iki alanda da çalýþýyorum. Yoksa oyunculuðunuzda farklý bir þey olmuyor, ayný derinlikle oynama çabasý gösteriyorsunuz. Sinema piyasasýndan önce epey tiyatro oyununda yer aldýnýz, hatta o alanda da bir ödülünüz var öyle deðil mi? Ben oyunculuða lisedeyken baþlamýþtým. Brüksel akademisinde oyunculuk dersleri alýyordum. Sonra Konservatuara girdim. Anýmsadýðýma göre anneniz sizi bu kursa utangaçlýðýnýzý yenesiniz diye yazdýrmýþ galiba? Evet öyle bir þey var ama utangaçlýðýmý hala yenemedim. Hala bir çekingenlik, bir korkuyla sahneye çýkarým. Birçok oyunda rol aldým. Bunlardan (Ikili) Macbeth (à 2) de bütün karakterleri biz iki oyuncu oynadýk. Bu oyunla 2003 te Tiyatro ödülü aldýk. Þu anda bir fim çeviriyorsunuz ve geçen yýl çektiðiniz bir filminiz de gösterime girecek. Biraz bahseder misiniz? Couleur des mots (Sözcüklerin rengi) yu geçen yýl klasik film yöntemiyle deðil de, DV kamera yöntemiyle çektik. Olanaklar kýsýtlý olduðundan bu yöntemi kullandýk. Film bir çok festivali dolaþtý, Bu konuyu iþlemenizin özel bir nedeni var sanýrým. Eðer çok özelinize girmezsek, bu konuyla ilgili bir þey sorabilir miyim? Ne soracaðýmý tahmin ediyor ve tabii sorun diyor. Eþinizin sitesine girdiðimizde týklayabileceðimiz baþlýklar arasýnda dyshasie ile ilgili bir baþlýk var. Sanýrým çocuklarýnýzdan birisinin böyle bir rahatsýzlýðý var ve insanlarý bu konuda bilgilendirmeye çalýþýyorsunuz. Doðru anlamýþsýnýz. Büyük oðlum bu rahatsýzlýkla doðdu, daha doðrusu bu bir engel. Biz de konuya duyarlýlýðý arttýrmak için bunu internet sitemize koyduk. Böylece bu engelle yaþamak zorunda o- lanlara destek saðlamýþ oluyoruz. Couleur des mots filminde de konuyu iþledik ama her þey bir kurgudan ibaret. Türk sinemasýndan bildiðiniz, izlediðiniz sinemacýlar var mý? Belçika da iki yýlda bir gerçekleþtirilen Akdeniz Film Festivalinde ödül alan Nuri Bilge Ceylan ýn filmi Uzak ý çok beðenmiþtim. k* Nörolojik bir rahatsýzlýktan meydana gelen bir konuþma zorluðu, özürlülüðüuri Thomas Est Amoureux - Thomas Aþýk Oldu Thomas agorofob, yani açýk alan korkusu olan genç bir adamdýr. Yýllar önce iþinden ayrýlýp kendini bütün parasýný yatýrdýðý apartman dairesine kapatmýþtýr. Kimse ile hiç bir iliþkisi yoktur ve diðer insanlarla ancak bilgisayar yolu ile iletiþim kurmaktadýr. Thomas bu hayatýndan mutlu olmakla birlikte yalnýzlýk çekmektedir. Terapistinin önerisi üzerine internet teki bir randevu sitesine üye olur. Umduðundan fazla kadýn ilgi duyduklarýný belirtirler. Dört ayrý kadýnla sanal alemde görüþmektedir. Bunlardan bir tanesi sanal alemdem ona asýlan bir fahiþedir.

16 ilknurcengiz@binfikir.be Konuþ onunla odo sobre mi madre' ( Annem Hakkýnda THer þey) ile uluslararasý zafer alayýndan sonra, 'Habla Con Ella' (Konuþ Onunla) ile deðiþiklik yaparak artýk kadýn portresi deðil, erkek portresi çizen aykýrý Ýspanyol yönetmen Pedro Almodovar, bence tahmin ettiðinden de baþarýlý oldu. Çünkü bu film besteci Alberto Iglesias'ýn, ki Almodovar ile ilk çalýþmasý deðil, müziðiyle daha da ateþli ve duygusal bir hava estiriyor. Hable Con Ella veya Habla Con Ella, koma halinde hastanede yatan iki kadýn ve onlara aþýk olan iki adamýn hikayesini anlatýyor. Konuþ Onunla, dramatik, duygusal, acý ve aþk dolu bir müzikten oluþuyor. Geneli yaylý çalgýlardan oluþan bir ekip çalýþmasý olduðu içinde klasik müzik özellikleri aðýr basýyor. Ýspanyol gitari ve kemanýn birleþimi seyirciyi adeta koltuðundan koparýp, hikayenin içine çekiyor. Iglesias diðer film müzikleriyle de bu dalda kendini ispatlamýþ bir müzisyen. O kadar sade ve duygulu ki, etkilenmemek için kalpsiz olmak lazým. Habla Con Ella, koma halinde hastanede yatan iki kadýn ve onlara aþýk olan iki adamýn hikayesini anlatýyor. Sevdiðinin yanýnda nöbet bekleyen iki adam. Film ilginç bir tiyatro sahnesiyle baþlýyor. Genç kýzýn özel hemþireliðini yapan Benigno, onunla her þeyi duyacakmýþ gibi konuþup, sohbet ediyor. Bir gün Benigno Lydia'nin (Rosario Flores) yataðýnýn baþýnda oturan Marco ile tanýþýr (Dario Grandinetti), seyahatname yazarý. Benigno bu adamýn tiyatro gösterisinde yanýnda oturan, aðlayan adam olduðunu hatýrlar. Marco, Benigno'ya nazaran, duygusal bir yapýa sahip deðil. Çünkü o bitkisel hayattaki insanlarla konuþmanýn çok anlamsýz olduðunu duüþünüyor. Marco'nun bu düþüncesi Benigno'yu üzer. Onlarýn her þeyi duyduðunu ve onunla konuþmasý gerektiðini söyler (Hable Con Ella). Filmde bu iki adamýn geçmiþinden bilgilerle hikayedeki þimdiye nasýl gelindiðini de görüyoruz. Dolayýsýyla Benigno'nun baktýðý kýza olan umutsuz aþký ve onunla kazadan önce aralarýnda geçen, 'önemsiz' kýsa bir konuþmaya da eþlik etmiþ oluyoruz. Alicia'ya duyduðu aþkýn düþüncesi zihnine o kadar musallat oluyor ki kendini Alicia'nin içine girmiþ gibi hissediyor. Aslýnda Alicia'nýn geçirdiði kaza da ona bir lütuf oluyor çünkü böylece ona daha yakýn olma imkaný olacaktýr. Ona kendi elleriyle bakacaktýr. Marco'nun durumu ise çok farklýdýr. Onun sevgilisi bir matadordur ve onlar evlenmeye karar vermiþlerdir. Ama bir boða buna beklenmedik, erken bir son getirir. Almodovar yine hep yaptýðý gibi burada da ölüm ve yaþamla/kayýp ve eriþilmez zor aþklarla oynuyor. Gerçek ve zor duygularý ele alarak, sizi sizden koparýp, yüreðinizle yüzleþtiren görüntüler ve müzikle baþ baþa býrakýyor. ARTfikir Þubat 2006 Medya çok kýsa sürede kendi kalitesiz starlarýný yetiþtiriyor Buradaki, hayatýnda hiç tiyatro seyretmemiþ çocuklarla çalýþmak, onlarý oyun oynarken sahnede görmek bana zevk veriyor. Bunu parayla satýn alamazsýnýz. Erdinç Utku Ýstanbul da bir tuvaletler zincirine sahip olan Bay Murtaza nýn iþlettiði tuvaletlerin birinde, toplumun her kesiminden tuvalete gelen müþteriler ve Bay Murtaza nýn zekice kurduðu diyaloglarla günümüz medyasý ve yarattýðý insan tipi eleþtiriliyor. Oyunu yazan ve yöneten Ayhan Aliustaoðlu, Bay Murtaza rolü ile baþarýlý bir performans sergiliyor. Türkçe ve özellikle de Türkiye gündemini ele alan, medyatik yaþam biçimini eleþtirel bir yaklaþýmla sunan bir oyun, ilk oyununuz Tuvaletler Müdürü Bay Murtaza. Niçin böyle bir konu seçtiniz, Belçikalý Türklerin yeterince konusu yok mu? Önce kendimi tanýtayým. Ben Ayhan Aliustaoðlu. 17 yýldýr Belçika dayým, 3 çocuk babasý bir tiyatro yönetmeni adayýyým. Türkiye AB ye giriþ aþamasýnda bir ülke. Bu konuda yapýlan çok çeþitli çalýþmalar var. Türkiye AB ye giremez diye bir düþünce oluþtu. Yaklaþýk 5 ay TV baþýna oturdum. Türk televizyonlarýnýn mý? Evet Türk Tv leri. Niçin böyle bir þey yapma gereði duydunuz? Türkiye de iyi gitmeyen þeyler vardý. Türkiye yurtdýþýnda kendi gerçekleriyle algýlanmýyor. Çaðdaþ, demokrat Türkiye bilinmiyor. Bunun nedeni Avrupalý Türkler arasýnda okuma seviyemizin düþük olmasý. Bu iþkenceye 5 ay nasýl dayandýnýz? Türkiye deki tutarsýzlýklarý insanlarýnýza göstermek zorundaydým. Birey olarak bunun görevim olduðunu düþündüm. Bu birey görevini aþmýþ, altýnda aydýn sorumluluðu olmasýn? Tv yi açtýðýnýz zaman çolukçocuk TV seyrediyoruz. Medya çok kýsa sürede kendi kalitesiz starlarýný yetiþtiriyor. Yýllardýr kültür sanata emek verenler kenara itilmiþ durumda. Ama bu oyunu sonuçta, Belçika daki Türkler izliyor. Türk medyasýnýn yöneticilerine bu oyunla etki yapmak zor olsa gerek? Hiç de zor deðil. Sizin gibi, basýn aracýlýðýyla mesajým dolaylý da olsa ulaþýyor. Niçin tiyatro gibi boþ(!) iþlerle zaman öldürüyorsun? Sapasaðlam adamsýn, tiyatro yapacaðýna, çalýþsana! Buna katýlmýyorum. Günde 13-14 saat çalýþýyorum. Tiyatro benim hobim. Burada hayatýnda hiç tiyatro seyretmemiþ çocuklarla çalýþmak, onlarý oyun oynarken sahnede görmek bana zevk veriyor. Bunu parayla satýn alamazsýnýz. Çünkü tiyatro, yaþanan gerçeði, canlý olarak, bire bir seyirciyle paylaþma sanatýdýr. Bu da her babayiðidin harcý deðildir. Limburg bölgesinde faaliyet gösteren diðer tiyatro gruplarý ile iþbirliði projeniz var galiba? Belçika Türk Dernekler Birliði nin (BTDB) hazýrladýðý proje kapsamýnda, Türk Gençlik Tiyatrosu (TGT), Turkse Spotlights ve Kardeþlik Tiyatrosu ortaklaþa bir Flamanca Türkçe senaryo çalýþmasý yapýyoruz. Oyunu da birlikte sergileyeceðiz. Türkiye den Ahmet Yenilmez gelip, bizi bir hafta çalýþtýracak. Belçika dan da yine bir profesyonel tiyatrocu ile çalýþacaðýz. 14-15 saat aðýr sayýlabilecek bir iþte çalýþtýktan sonra, tiyatro için zaman ayýrýyorsun. Tiyatro bu kadar çekici mi? Türkiye de okul yýllarýmda hep tiyatro kollarýndaydým. Halk Eðitim Merkezleri nde tiyatro yaptým. Sahnenin havasýný teneffüs edip de tiyatroyu sevmemek, hayatýn yanlýþlýklarýndan biridir.

Þubat 2006 ARTfikir 17 Özellikle Flaman Bölgesi nde tiyatronun Türk gençlerini sosyo-kültürel etkinliklere çekmek gibi bir iþlevi var. Kýzlýerkekli genç bir grup ile çalýþýyorsunuz. Türk toplumu sizi yeterince destekliyor mu? Yeni kurulduðumuz için þimdiye kadar oyunumuzu sadece iki kez sahneleyebildik ve 950 kiþiye ulaþtýk. Bugün 3. kez sahnedeydik ve 380 kiþilik salon doldu. Bilet bulamayanlar geri dönmek zorunda kaldýlar. Kardeþlik Tiyatrosu ve Ayhan k ü l t ü r Aliustaoðlu nun yeni projeleri? Öncelikle BTDB nin Flamanca-Türkçe oyun projesi var. Daha sonra ben yeni bir oyun yazacaðým. Þarapçýlarýn umudu Þarap Sarayý Erdem Resne Brüksel in kalkýnma aþamasýndaki Marolles semtinde gezinenlerin dikkatini geçen yýldan beri yepyeni bir bina çekiyor. Parlak sarýmtrak taþlar, demir çerçeveli camlar ve þaþaalý armalarla süslenen bu sanayi binasý, sanýlanýn aksine yeni deðil, yüzyýllýk geçmiþi bulunan ve Art Nouveau stilinde inþa edilmiþ bir Þarap Sarayý. Kraliyet e pasta, çikolata ve þarap satan ünlü tüccar Ernest Catteau nun sahibi olduðu 1892 yapýmý bu han, iþlerin büyümesiyle mimar F. Symons tarafýndan geniþletilir ve þarap alýþveriþ merkezine dönüþür. Ön cephesindeki güzel motif ve armalar, ayný zamanda þarap ticaretinin reklamýný yapmak amacýyla bu geniþleme sürecinde tasarlanýr. Aralarýnda Portekiz den Porto, Almanya dan Koblenz ve Fransa dan Cognac ýn da bulunduðu, 20. yüzyýl ýn baþýnda þarap ve likörleriyle ün salmýþ þehirlerin armalarý, bu ön cepheyi süslüyor. 2. & etkinlik takvimi Sesimiz Tiyatrosu: GÜL ÜRETEN KIZ - 02-02-05 Pazar, saat 15.00 Zuiderspershuis, Waalse Kaai 14, Antwerpen - 18-02-05 Cumartesi, saat 20.00 De Centrale, Kraankinderstraat 2, Gent - 26-02-05 Pazar, saat 15.00 St. Andries, st.- Andriesplaats 1, Antwerpen Yazacaðýnýz yeni oyunla ilgili bazý ipuçlarý verir misiniz? Belçika daki Türklerin yaþamlarý konu ediliyor. Yine komedi mi? Hayýr bu sefer dram olacak galiba. Belçika da tiyatro yapmanýn, Türkiye de tiyatro yapmaktan farký var mý? Ek olarak içinde yaþadýðýmýz Flaman toplumuna, Türk gençlerinin sanatsal çalýþmalarýný gösterme kaygýsý var. s a n a t 0090 Sanat Festivali/ Anvers 2-12 Þubat programý - Crossing the bridge / Fatih Akýn, 04/02/2006, saat 20.00, Muhka Cinema - Dervish in progress / Ziya Azazi, 04/02/2006, saat 20.00, Zuiderpershuis - Momentum / Aydýn Teker, 04/02/2006, saat 20.00, Zuiderpershuis - Baba Zula in Zuiderpershuis, 04/02/2006, saat 21.30, Zuiderpershuis - Het Bloemenmeisje / Sesimiz, 05/02/2006, saat 15.00, Zuiderpershuis - Fratricide / Yýlmaz Arslan, 05/02/2006, saat 20.00, Muhka Cinema - Parallel / Þafak Uysal ve Burge Öztürk, 05/02/2006, saat 20.30, Zuiderpershuis - Ýki Genç Kýz / Kutlu Ataman, 06/02/2006, saat 20.00, Muhka Cinema - Frozen, 06/02/2006, saat 20.30, Monty - Tired 2 / Ýlyas Odman, 07/02/2006, saat 20.30, Monty - Dolap / Taldans, 07/02/2006, saat 21.30, Monty - Performans / Meryem Bayram, 08/02/2006, Monty - Playback/ Ve diðer þeyler topluluðu, 08/02/2006, saat 20.30, Monty - Solum Teldans, 08/02/2006, saat 23.00, Monty - Umut / Yýlmaz Güney, 09/02/2006, saat 20.00, Muhka Cinema - Sürü / Zeki Ökten, 10/02/2006, saat 20.00, Muhka Cinema - Yol / Þerif Gören, 11/02/2006, saat 20.00, Muhka Cinema - Duvar / Yýlmaz Güney, 12/02/2006, saat 20.00, Muhka Cinema E S K Ý y aþ a m la r E S K Ý m ek a n la Dünya savaþýna biraz kala, Þarap Sarayý (Palais du Vin) diye adlandýrýlan bina, 90 lara kadar yoðun ticari faaliyetlere merkez olur, ardýndan da terkedilir. Bugünlerde ise mimari deðeri yüksek bu yapýt, uzun bir restorasyon sürecinin ardýndan Brüksel Belediyesi ve Sosyal Yardým Kurumu (CPAS OCMW) tarafýndan tekrar canlandýrýlýyor. Sosyal amaçlý þirketlere destek veren bir merkez olarak düþünülen bina, semtin sosyal ve ekonomik kalkýnmasýna katký saðlamakla birlikte, ikamet iþlevi görecek. Kentin en eski ve popüler semtlerinden Marolles, belki de Þarap Sarayý sayesinde, Þarapçýlar Semti imajýndan da kurtulur... Adres: Rue des Tanneurs Huidevettersstraat /1000 Brüksel Türk Gençlik Tiyatrosu SON TUZAK Birinci Gösteri: Tarih: 18/02/2006 Saat: 20:00 Yer: Casino Meulenberg Varenstraat 22, 3530 Houthalen /Helchteren Ýkinci Gösteri: Tarih: 24/02/2006 Saat: 18:00 Yer: Dilsen-Stokkem Kültür Merkezi Rijksweg 460, Dilsen-Stokkem r Söyle bayraðým tanýðýmsýn Sevgili meslektaþým Ýsmail Doðan ýn, çizdiði Türkiye kuþ gribinden ölen çocuklara aðlýyor konulu karikatürü için tehdit edildiðini hep birlikte öðrendik. Üzüntüyle öðrendik. Anlamsýz ve yersiz bu tür tehdidi kaleme alanlarý vicdanlarýyla baþ baþa býrakmak isterim. Çünkü, baþkalarýyla polemik yapmak, uyduruk takýlmalar yapmak çok kolaydýr. Ama, vicdaný ile hesaplaþmak çok zordur. Ayný bir kitabý tutuþturan rüzgarlarla savrulan ve ruhunuzda þavkýyan bir suç mehmetaydogdu@binfikir.be Düþüncelerimiz veya inandýklarýmýz görüþümüzü etkilediði gibi yaþam içindeki nesneleri de algýlama þeklimizi de etkiler. dizesiyle hesaplaþmak gibi. Herkes istediðini söyleyebilir veya çizebilir varsayalým. Ben bu üzücü olayý baþka bir yönüyle ele almak isterim. Görme, algýlama ve eleþtiri bazýnda. Biliyor musunuz görme konuþmadan önce gelmiþtir. Çocuk konuþmaya baþlamadan önce bakýp tanýmayý öðrenir. Bir bakýma görme iþlevi kelimelerden her zaman önce gelmiþtir. Kýsaca, yaþamýmýzý ve deðerlerimizi sözcüklerle anlatýrýz ama ifadelerimiz varolan gerçeði hiçbir zaman deðiþtiremez. Ay ý yalnýzca geceleri, yani karanlýkta gördüðümüzü, varlýðýnýn kosmoz içinde sürekli olduðunu biliriz. Ne var ki bu bilgi, gördüklerimizle baðdaþmaz hiçbir zaman. Ýnsan karakter yapýsýndaki farklýlýklar sonucu nesneler ve kelimeler arasýnda daima bir uçurum vardýr. Düþüncelerimiz veya inandýklarýmýz görüþümüzü etkilediði gibi yaþam içindeki nesneleri de algýlama þeklimizi de etkiler. Ýnsanoðlu, yalnýzca baktýðý þeyleri görür. Bakmak bir seçme edimidir. Bu edimin sonucu olarak gördüðümüz her nesne konu olabilir. Böylelikle, insanýn bir veya birkaç þeyi görmesi, dokunmasý demek, kendisini o þeyle iliþkili kýlmasý demektir. Ýþte Ýsmail Doðan ýn çizgilerini besleyen gerçek budur. Aðlayan bir Türk bayraðýný çizmekle herhangi bir saygýsýzlýkta bulunmamýþtýr. Ýnsani deðerlerin ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduðunu vurgulamak istemiþtir. Yeryüzündeki birçok þey, imgeler insan yapýsýdýr demek istiyor. O bir sanatçý olarak, tek bir nesneye deðil de nesnelerle aramýzdaki iliþkilere daha olgunca bakmamýzý teþvik etmektedir. Çünkü, insanýn görüþü sürekli olarak canlýdýr, hareketlidir, deðiþkendir ve her þeyi kendisine en yakýn çevresinde tutmaya çalýþýr. Kýsaca, karþýdaki köyü gördüðümüzü kabul edersek, o köyde görüldüðümüzü de kabul etmeliyiz demek istemektedir. Bence, görüþün iki yanlýlýðý, algýlamanýn iki yanlýlýðý olabilir veya olmalýdýr. Ama eleþtirinin, verimli ve yerinde olabilmesi için, bu ifade aynen geçerli deðildir. Ýsteyerek veya istemeyerek bazý eleþtiri dozunu aþarak tehdide dönüþerek, bir nehrin denize ulaþamadan kuruyuþuna dönüþüverir. Verimsiz ve kýsýr. Ve ölüp giden o küçücük vücutlar içimizde yanan sularýn bir türlü kabuk baðlatamayacaðý yara olarak kalacaktýr. Hiçbirimizin üzerinden bulutlar geçmesin, yaðmursuz ve öylece gideceðiz dünyanýn beklediði günlere.

18 Þubat 2006 Hayt Huyt Park - Haydar Abi Delikanlý adamýn köþesi... Lightlar ve yumuþaklar okumasýn! Evrimini tamamlayamayýp magandalýkla delikanlýlýk arasýnda kalmýþ, harbi yazarýnýz Haydar abi AB-T.C. iliþkilerinden kadýn-erkek iliþkilerine; þomaj dop basýmýndan sahte para basýmýna; gerdek gecesinden Kadir gecesine; beyaz ticaretinden beyaz kadýn ticaretine; BABArazziden külüstür-sanata; silahlý çatýþmadan kuþak çatýþmasýna aklýnýza gelebilecek her konuda engin birikim ve deneyimlerini sizlerle paylaþýyor. Eski köye yeni gazete Binfikir deyim yerindeyse yýrtýk dondan çýkar gibi çýktý. Kýçýnda fonu olmayan 3-5 entel dantel, yaratýcýlýðýna ve bilgisine güvenerek yola çýktýlar. Hiç de iyi etmediler. Ne güzel oturmuþ bir düzenimiz vardý, geldiler hepisini alt-üst ettiler. Post modern köylülük diye yazýp AB nin baþkentinde nasýl gazetecilik yapýlmalý onu anlattýlar. Bazý site ve gazetelerle köy bülteni diye alay ettiler. Düðün, niþan, askere gitme ve þirket açýlýþý haberlerine dil uzattýlar. Neymiþ efendim gazetecilik etiðiymiþ. Yok daha neler! Bir de tutmuþ gazetecilik ilkelerinden bahsediyorlar. Serpil midir Merpil midir, bir genel Yayýn Yönetmeni var, bir terane tutturmuþ gidiyor. Reklam ayrýymýþ, haber ayrýymýþ... Þimdiye kadar gazete ve dergi çýkaranlar gazeteci deðil miydi? Onlar gazete ve dergilerine yarým sayfa þirket ya da esnaf haberi, yarým sayfa da reklam koyarken kötü mü ettiler yani. Parayý veren düdüðü çalar, reklamý ve parayý kim verirse onun haberini ve röportajýný yapacaksýn, reklamý kapacaksýn! Eski köye yeni adet getirmeyin, alýþkanlýklarýmýzý deðiþtirmeye kalkýþmayýn. (Haa bu arada bi de itirafta bulunayým; Helal olsun bu kýza, haber ve röportaj karþýlýðý reklam almayý reddetmesine raðmen sayfalarý dolduruyor. Aldýðým istihbarata göre sayfa sayýsýný arttýrmayý düþünüyorlarmýþ... Demek ki bu iþte iyi para var.) Ben de gazete çýkaracaðým Binfikirle aramýzda kan uyuþmazlýðý var. Burada kendimi sýðýntý gibi hissediyorum. Neymiþ efendim herkes ikinci adammýþ. Birinci adam yokmuþ. Sen onu külaðýma anlat. Bu gazetenin en birinci adamý Haydar Abi dir bu böyle biline. Çýkýn sokaða bir yoklama yapýn, sonucu anýnda göreceksiniz. Ne yazýk ki bu Binfikirciler benim kýymetimi bilmiyor. Ben de kendime bir kanka bulup gazete çýkaracaðým. Daðýtým iþi kolay. Bizim çocuklar cýkaracaðým gazeteyi Belçika daki kahvehanelerde en çok okunan gazete yapmazsa þerefsizim. Bir numarasý olmayan bir numara olmaktansa numaracý bir gazete olmak daha iyidir. Bizim gazetede her numara olacak. Parayý bastýrana haberi yapacagýz, reklamý ya da fonu kapacaðýz. Þomajdan aldýðým ve etraftan kaçak kopardýðým 3-5 centi bu iþe yatýrýyorum. Parayý bastýrýp, bir haným kýzýmýzý da Haber Dairesi Baþkaný yapacaðým. Tek þartým var. Etik yerine etek daha önemli bizde. Anlarsýnýz ya! Aaa yeni aklýma geldi; yoksa gazete çýkarmadan önce Binfikircilerin yaptýðý gibi site mi açsam Büyükelçim hoþgeldin Kendisini bizim Tayyip Erdoðan ýn yanýnda görürdüm. (Tayyipciðim bana Abi diye hitap eder) Fuat Tanlay Brüksel e elçi olunca iyi dedim, fena biri deðil. Buradan kendisine hoþgeldin diyorum. Her türlü danýþmanlýða hazýrým. Ýstesin istediði raporu yazayým. O da artýk örtülüden benim çýkaracaðým yeni gazeteyi destekler. Why not icabýnda. (Adým aþýrý milliyetciye çýkmasýn diye açýktan yazamýyorum ama sonuna kadar yanýndayým.) Bu Belçikalýlar gitsinler kendi sömürge tarihine baksýnlar. Atalarý milyonlarca Afrikalýyý öldürenler, cellat çocuklarý olmuyor da biz oluyoruz ha. Ulan var mý öyle yaðma. Kýzdýrmayýn Haydar Abi nizi, açtýrmayýn bayramlýk aðzýný... Oyarým valla! Geçen konferansta bizim Mehmet(Bana hep Haydar Amca der babasý Doðu iyi arkadaþýmdýr) de söyledi. Bu sokýrým iddialarý uluslararasý bir yalandýr. Tarihte yaþananlar karþýlýklý kýyýmdýr. Çocuk gitmiþ taa Rusyalara bu iþi araþtýrmýþ. Helal ulan sana Mehmet, sen bu yolda devam et. Eskiden koministler Moskova ya giderdi, þimdi araþtýrmacýlarýmýzý gönderiyoruz. Gurur duydum kendisiyle þahsen...

Þubat 2006 19 MUSTAFA ÖZTÜRK Schaerbeek Belediyesi Meclis Üyesi Türk kökenli politikacýlarýn, çalýþmalarýnýzda Türkiye ye odaklanmalý mýsýnýz? gibi bir soru ya muhatap olduklarý zaman, verecekleri cevabýn hayýr olmasý gerektiðini hepimiz biliriz. «Türkiye yi unutmalý mý?» sorusuna da cevap hayýr olacaðýna göre, ne yapýlmalý? Bundan da önemlisi, politikacý nýn politika yapmaya hazýr olup olmadýðýdýr. Yeterli bilgilere sahip olmasý ve neden politika yaptýðýný bilmesi gereklidir. Her devletin kendi iç problemleri olduðu gibi Türkiye nin, kâh coðrafi kâh politik ve tarihsel nedenlerden dolayý iç ve dýþ problemleri mevcuttur. Bir zamanlar dünyaya hükmetmiþ, asýrlarca üç kýtada mevcudiyetini sürdürmüþ Osmanlý Ýmparatorluðu nun ERGÜN TOP Anvers Belediyesi Meclis Üyesi Odak yeri varisleri tarafýndan kurulmuþ olan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlý dan günümüze kadar süregelen bazý problemleri hâlâ yaþamaktadýr. Bu açýdan baktýðýmýzda, yukarýdaki soruya cevap bulabilmek için Türk kökenli politikacýlarý Türkiye de eðitim almýþ olanlar ve almamýþ olanlar diye iki gruba ayýrmakta yarar vardýr. Çok küçük yaþlarda gelenler ile burada doðup tahsillerini bulunduklarý ülkede tamamlayanlar, tabii ki Türkiye nin tarihi konusunda birinci gruptakiler kadar bilgili olamayacaklardýr. Böylece, ikinci gruptaki politikacýlar her ne kadar Türkiye ye odaklanmak isteseler de odaklanamazlar. Birinci gruptakiler için durum farklý: Türkiye de tartýþýlan beynelmilel diyebileceðimiz herhangi bir sorun, eðer yaþadýklarý ülkede de tartýþýlýyorsa ve bu konuda bilgileri varsa, üstelik bazý politik yanlýþlýklarý görebilmiþlerse, onlar da birer politikacý olarak objektif ve dürüst olmak kaydýyla konuya odaklanabilirler. Bu, «Türkiye ye odaklanmak» Siyaset genellikle toplumsal sorunlarý çözmek adýna yapýlýr. Bu geniþ çizgide ait olduðunuz toplumsal grubun sorunlarý elbette kendiliðinden ön plana çýkar. Örneðin bir çiftçi ailenin çocuðu iseniz, ister istemez çiftçilerin sorunlarý sizin de önceliðiniz olur. Eðer göçmen bir ailenin çocuðuysanýz hem çevreniz, hem aileniz, hem de karþýlaþtýðýnýz sorunlar doðal olarak sizi göçmenlerin sorunlarýna öncelik tanýyan bir politikacý haline getirir. Belçika da yaþayan vatandaþlarýmýz uzun yýllar Türkiye endeksli bir yaþam tarzý sergilediler. Siyasette de böyle bir eðilim var. Bunu þahsen doðru bir yaklaþým olarak görmüyorum. Aslýnda toplumu temsil eden tüm sivil toplum temsilcileri ve siyasetçilerin birinci önceliði burada yaþayan insanlarýmýzýn ve birlikte yaþadýðýmýz diðer insanlarýn sorunlarýný çözmek olmalýdýr. Bizler Türk kökenli siyasetçiler olarak bu ülkede yaþayan toplumun bir parçasýyýz ve bu toplumun sesi olmak zorundayýz. Bu nedenle Türk kökenli siyasetçiler olarak insanlarýmýzýn yaþadýðý sorunlarý çok iyi takip edip, bunlarý siyasi arenaya taþýyýp çözümler aramalýyýz. Belçika ve Türkiye arasýndaki Avrupa Birliði, Ermeni meselesi gibi sorunlarý ise mümkün olduðu kadar Belçika siyasetinin gündemine getirmemeliyiz, diye düþünüyorum. Ayrýca Türk kökenli Belçika lý siyasetçiler olarak kendimizi Türkiye Cumhuriyeti nin siyasi veya resmi temsilcileri gibi de göstermemeliyiz. Bu önemli konular gündeme geldiðinde, konularý derinlemesine bilen uzman kiþiler söz almalý ve Belçika kamuoyu doðru bir þekilde bilgilendirilmelidir. Siyaset yapmak isteyen insanlarýmýz öncelikle kendilerini bu önemli konularda da eðitmeli, bilinçli hale gelmelidirler. Aksi takdirde yanlýþ bir demek deðildir. Türkiye nin, uluslararasý problemlerinden birisini durup dururken ele almanýn da ne kadar yanlýþ bir iþ olacaðýný burada vurgulamakta yarar görüyorum. Türk kökenli politikacýlarýn, asýl yapmasý gereken iþ, seçildikleri yerde verimli olmalarýdýr. Bu yerel, bölgesel veya Federal olabilir. Hizmet, bulunduklarý bölgede bütün insanlarý kapsamalý. Üstlenilen görevi layýkýyla yerine getirme azminde olunmalýdýr. Ikinci vatan olarak seçilmiþ bir ülkede politika yapan bir kiþi için, Türkiye ye odaklanma, söz konusu dahi olmamalýdýr. Zira tarihe baktýðýmýzda en büyük meziyetlerinin devlet kurmak olduðunu gördüðümüz Türklerin (Türkler tarihte 16 Ýmparatorluk kurmuþlardýr), Türkiye Cumhuriyeti nde 550 milletvekili vardýr ve ikinci vatanlarýnda politika yapan Türk kökenlilere ihtiyaçlarý yoktur. Eðer odaklanýlacak ise, Belçika daki Türk kökenli politikacýlar için, seçildikleri seçim bölgesine odaklanmalarý en doðrusu ve faydalýsýdýr. Biz tüm Belçikalýlarýn siyasetçisiyiz beyan hem anavatanýmýza hem de burada yaþayan insanlarýmýza zarar verebilir. Artýk biz Türk kökenli siyasetçiler olarak, bu tür önemli konularda partiler üstü bir siyaset anlayýþý geliþtirmeliyiz. Bir diðer önemli konu ise genel anlamda sergilememiz gereken siyasetçi tarzýdýr. Elbette ait olduðumuz toplumu ve bizleri destekleyen insanlarýmýzý unutmamalýyýz.fakat bunlarý yaparken diðer yandan da bir Belçika vatandaþý olarak birlikte siyaset yaptýðýmýz insanlarla bu ülkede birlikte yaþadýðýmýz tüm diðer vatandaþlarýn sorunlarýna da azami dikkati göstermeliyiz. Toplumumuzun sesi olurken ayný zamanda Belçika da yaþadýðýmýzý unutmamalýyýz Sadece Türk toplumunun sýkýntýlarý ile deðil, yaþadýðýmýz ülkenin tüm sorunlarý ile ilgilenmeliyiz. Bu ülkede yaþayan Türk kökenli bir doktor ben sadece Türkleri muayene ederim diyemez veya bir bakkal ben sadece Türklere satýþ yaparým demez. Siyaset de öyledir. Bazý Türk kökenli liberal siyasetçilerimizin þu anki durumu bana Çelik in bir þarkýsýný anýmsatýyor; Gitsem gidemem, kalsam kalamam, ateþteyim ben ateþte! Ortalýk kýzýþýnca en çok da MR(Reform Hareketi) çatýsý altýndaki Türklerin tansiyonu yükseliyor. Hatta bu siyasetçilerimiz ve parti üyeleri istifa etmeye davet ediliyor. Sorunlu partinin Ermeni sorununa kafayý takan milletvekili Christine Defraigne ve Ermeni sorunu yasa tasarýsý hakkýndaki haberi arkadaþlarýmýz farklý bir bakýþ açýsýyla sayfalarýmýza taþýdýlar. Gelelim biz asýl konumuza; sanki diðer partilerde konuya farklý bakýlýyormuþ da olaylarý soykýrým olarak deðerlendiren bir tek MR varmýþ gibi bir hava estiriliyor. Sosyalistlerin ve Yeþillerin olaylara soykýrým olarak erdincutku@binfikir.be Ýstifa çözüm deðil Tüm siyasilerimizi istifaya deðil ama maskelerini kaldýrýp, olduklarý gibi görünmeye çaðýrýyorum. bakmadýðýný söyleyebilir misiniz? Pireye kýzýp, yorganý terketme zamaný deðil. Zaman partide kalýp, sonuna kadar mücadele etmek ve önyargýlý olmadan, partide kanat oluþturup, denge saðlamak zamanýdýr. Bu, tüm üyelerin ve siyasilerin partiden istifa etmesinden çok daha zor ama etkili ve yararlý bir yöntemdir. Konuyla ilgili olarak görüþtüðümüz Türk kökenli Liberal siyasetçimiz Sait Köse, partideki mücadeleyi býrakmaya hiç de niyetli olmadýðýný, Mustafa Öztürk ile birlikte dayanabildikleri kadar partide kalýp, MR in tutumunu deðiþtirmeye çalýþacaðýný söyledi. Kimse partisine göbek baðý ile baðlý deðil. Siyasetçi yeri geldiðinde inceldiði yerden kopsun deyip, istifa da edebilmeli. Ama her þeyin bir sýrasý var. Zaten görüþtüðümüz Türk Sivil Toplum Örgütü temsilcileri de Türk kökenli siyasetçilerimizin partilerinde kalýp, mücadele etmelerinden yana tavýr sergiliyorlar. Seçimlere daha çok var ama ortalýkta çeþitli senaryolar dolaþmaya baþladý bile. Fehriye Erdal ý Belçika Yerel Seçimleri öncesinde Türkiye ye iade edecek olan Sosyalist Parti nin (PS) atacaðý son dakika golünden tutun da, MR e sadece Nasrettin Hoca nýn eþeðinin kalacaðý ve MR in özellikle Schaerbeek te nal toplayacaðý, konuþulanlar arasýnda. Ýþi daha da ileri götürenler, farklý partilerde önemli konumlardaki adaylarýn yerel seçimlerde elaltýndan birbirlerini destekleyeceklerini iddia ediyorlar. Doðrusu artýk kimin eli kimin oyunda belli deðil. Türk kökenli politikacýlar olarak partiler üstü bir siyaset anlayýþý geliþtirelim diyen siyasilerimiz, iþ baþa düþünce gerçekten partiler üstü mü davranacaklar, yoksa partilerinin altýnda kalýp ezilecekler mi hep birlikte göreceðiz. Tüm siyasilerimizi istifaya deðil ama maskelerini kaldýrýp, olduklarý gibi görünmeye çaðýrýyorum. Lütfen kendimizi ve halkýmýzý aldatmayalým!

20 Sivil Toplum Þubat 2006 Çaðdaþ Dernekler Federasyonu Seçimlerde ille de Türk adaylara deðil, görüþlerine katýldýðýnýz insanlara oy verin adnanyildiz@binfikir.be Aslýnda insanlýðý kurtaracak Ýslam dýr Rusya nýn da daðýlmasýndan sonra kapitalizmin düþmaný Ýslam olmuþtur. Ýnsanlarý sömürmek ve silah sanayiinin iþlemesi için kapitalizme yeni bir düþman gerekti, o düþman da Ýslam oldu. Ýslam ý düþman seçip kötülemekle yetinmeyip binbir bahaneyle Müslümanlarýn üzerine gidildi: savaþ yarattýlar Afganistan, Çeçenistan, Irak, Keþmir deki gibi; bunlarý da insanlýk uðruna yaptýlar. Bu ne biçim insanlýk: yüz binlerce insaný öldüreceksin; çoluk çocuðu aç, ilaçsýz býrakacaksýn; evleri yerle bir edeceksin ve böyle yapmakla insanlýðý kurtardýðýný söyleyeceksin! Ýnsanlýk öyle kurtarýlmaz, kurtarýcý Ýslamdýr çünkü Ýslam: - sevgi, þefkat, merhamet kaynaðýdýr; - fakiri elinden tutar, zengine meþru ölçüler içinde huzur verir; - iman, ibadet, ilim ve ahlak getirir; Ýnsanlarý sömürmek ve silah sanayiinin iþlemesi için kapitalizme yeni bir düþman gerekti, o düþman da Ýslam oldu. - kadýný, moda ve endam gösterme hastalýðýndan Kur an-ý Kerim in gerçek medeniyeti ve analýk haysiyeti sayesinde kurtarýr; - baba yý dumanlý köþelerden alýp evine ve ailesine baðlar; - cehaletin yerine ilmi; silah yerine kitabý; nefretin yerine hürmeti; felaketin yerine huzuru; zulmün yerine adaleti hâkim kýlar. Kadýn ve erkeði, amir ve memuru, iþçi ve patronu, fakir ve zengini birlik ve beraberlik içinde yaþatacak, herkesin mutlu olduðu bir ortam kuracak, dünya ve ahiret saadetine eriþtirecek olan din, Ýslamdýr. Kurtarýcý Ýslam dýr çünkü içkiyi, kumarý, zinayý, eroini, rüþveti, haksýzlýðý, faizi, yalaný, dedikoduyu, iftirayý, kibiri yasaklar ve bunlarý önler. Dünyadaki yeraltý ve yerüstü kaynaklarý, hiçbir istismara firsat vermeden adil ölçülerde bütün insanlýða baðýþlayacak olan yine Ýslam dýr. Delil: Ýslam dan önce Ortadoðu ya baktýðýmýzda, insanlýða sýðmayacak tüm kötülükler orada görüyoruz (kölelik, diktatörlük, çocuklarý canlý gömme, kadýnlara hiçbir hak vermeme,...). Ýslam ýn gelmesiyle bu kötülüklerin hepsi ortadan kalktý, insanlar huzur ve saadete kavuþtu, çoðu ülkeler kendileri Ýslam ý seçtiler. Peki þimdi neden böyle deðil? Deðiþik nedenler var, ben ikisini söyleyeyim: Ýslam a karþý olanlarýn her þeyi büyüterek negatif haberler yayýmlamalarý ve bundan da önemlisi, Müslümanlarýn mümin olmamalarý, yani Ýslam ý yaþamamalarý (maalesef Ýslam kurallarýna uymayan Müslümanlar çoðunlukta). Ýnsanlýða örnek olacak Ýslami bir hayat yaþamamýz umudu ile... Erdem Resne 1994 te kurulan Çaðdaþ Dernekler Federasyonu (ÇDF) - nun kurucularý arasýnda bulunan ve baþkanlýk dahil birçok görev almýþ olan Genel Koordinatör Okyay Karataþ la derneðin geçmiþi, amaçlarý, ve projeleri hakkýnda konuþtuk. Flaman Hükümeti nin 1994 te dernekler yasasýna iliþkin yürürlüðe koyduðu yönetmelik doðrultusunda 10 dernek tarafýndan kurulan Çaðdaþ Dernekler Federasyonu, baþta sadece Türk derneklerine yönelse de, zamanla diðer göçmen topluluk derneklerine de kapýsýný açmýþ. Okyay Karataþ, ilkelerine uygun her derneðin, Federasyona üye olabileceðini söylüyor: ilkelerimiz; ilericilik, laiklik, çaðdaþlýk ve ýrkçýlýk karþýtlýðý. Her türlü ýrkçýlýða karþý çýkýyoruz. 2000 yýlýna kadar ortalama 20 dernek aktif olarak bünyemizde barýnmýþtýr. Ama buradaki Türk derneklerin sayýsý ve gücü belli. Bu yüzden 2000 de benim de önerimle diðer göçmen derneklerin de girebilmesi için tüzük deðiþikliðine gittik. 2003 e kadar tabana fazla yayýlamadýklarýný anlatan Karataþ, bu tarihten sonra hazýrlanan yeni yönetmeliklerle durumun deðiþtiðini söylüyor: o yýl dernek yasasý yine deðiþti ve ödeneklerin derneklere deðil sadece federasyonlara verilmesi kararlaþtýrýldý. Bizim de rolümüz büyüdü, artýk üye derneklere ödenekleri biz aktaracaktýk. O yüzden derneklerle iliþkimiz büyüdü. Bazý dernekler karþý çýkýp fesih kararý aldý, bazýlarý da bizden ayrýldý fakat ayrýlan 12 dernekten bugün sadece ikisi ayakta. ÇDF, bugün itibariyle Doðu Felemenk, Anvers, Limburg ve Felemenk Brabant ta Oktay Karataþ 53 derneði temsil ediyor. Laiklik ilkesini geniþ olarak algýlayan ÇDF de, dini çalýþma yapan hiçbir dernek bulunmuyor: Cami derneklerinin bile görevlerini farklý görüyoruz ve kendimizle baðdaþtýrmýyoruz. Biz daha çok kültür-sanatla ilgileniyoruz ve dini faaliyeti gerekli kurumlara býrakýyoruz. Karataþ, kendilerini hiçbir partiye baðlamadýklarýný ama genel olarak sol a yakýn olduklarýný açýklýyor. ÇDF, etkinliklerini de ilkeleri doðrultusunda planlýyor: hedefimiz, çaðdaþ Türk kültürünü Avrupalýlara, Avrupa kültürünü de buradaki Türklere tanýtýp kaynaþma yaratmak. Mesela 5-6 yýldýr Gent teki Uluslararasý Film Festivali ne katkýda bulunuyoruz: Türk filmlerinin seçimi ve vizyona girmesine yardýmcý oluyoruz. Kendimiz de Türk Film Festivali düzenledik. E- debiyat geceleri, gençliðin karþýlaþtýðý sorunlar hakkýnda paneller gerçekleþtirdik. Saz kurslarý ve konserler programlýyoruz. Okyay Karataþ, derneklerin sadece kendi yapabileceklerine yönelmeleri ve boþ enerji harcamamalarý gerektiðine inanýyor: mesela eðitim projelerine fazla yer vermiyoruz, çünkü bu denli önemli bir konu profesyoneller tarafýndan ele alýnmalý. Herkes bu kapasitede olamaz. ÇDF, Belçika sýnýrlarýný da aþýp uluslararasý çalýþmalar yürütüyor: 2002 yýlýnda Avrupa gençlik projesini yürüttük. Dört ülkeden Türk kökenli gençleri bir araya getirdik. Ýlk ayak Hamburg da gerçekleþti, ardýndan biz Gent te aðýrladýk tüm gençleri, sonra da Strasburg a gidildi. Rotterdam da planlanmýþtý ancak teknik nedenlerden dolayý son seyahat gerçekleþmedi. Bu projenin amacý ayný kökenden gençlerin, farklý ülkelerde karþýlaþtýklarý sorunlarý, yaþadýklarý hayatý karþýlaþtýrmaktý. Böylece bilgi alýþ-veriþi kurup farklý insanlarýn birbirlerine örnek olmasýný amaçladýk. Temsil ettiði göçmen toplumlarýn Belçika yaþamýna uymasýný isteyen ÇDF, Türk dernekleriyle deðil, daha çok Belçikalý oluþumlarla ortak proje üretmek istiyor. Gent Þenlikleri ne bu yüzden katýlýyoruz. Buradaki siyasi ve sosyal yaþama ayak uydurmak lazým. O yüzden Federal Parlamento ya ziyaret düzenleyip, üyelerimize Belçika devlet yapýsý hakkýnda bilgi vermeyi amaçlýyoruz. Bilinçli ve duyarlý vatandaþlar projesi yürütüyoruz. Ýnsanlarýn kendi toplumlarýna kapanmalarýný istemiyoruz. Mesela seçimlerde Türklerin ille de Türk adaylara deðil, görüþlerine katýldýklarý insanlara oy verilmelerini istiyoruz, hangi parti ve köken olursa olsun. Evrenselliðe bakýyoruz. Karataþ, entegrasyon konusunda hem Belçika nýn, hem Türklerin hatasý olduðunu söylüyor: biz pozitif ayýrýmcýlýk istemiyoruz. Sadece eþit haklar istiyoruz. Dil konusunda yeni gelen insanlara olanak sunulmasýný istiyoruz. Ama göçmen toplumlarýn da bazý yaptýrýmlarý kabul etmesi lazým. Zorunlu dil kursu varsa gideceksin, meslek eðitimi alacaksýn. Bizim kültürümüz böyle diye kahvede oturup kaðýt oynamakla yetinmeyeceksin. Yani suçu sadece bir tarafta, Belçikalýlarda aramamak lazým. Sonuçta burada kültürümüzü de, dini inançlarýmýzý da yaþatabiliyoruz, onlarýn arkasýna sýðýnýp her þeye karþý çýkmamak lazým. Gelecek sayýmýzda, Belçika Türk Federasyonu nu konuk edeceðiz