İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEMLERİ* Doç.Dr. Alâeddin TANDOĞAN



Benzer belgeler
COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: km2 NÜFUSU: RESMİ DİLİ: İngilizce

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK


Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

ARTVİN-MERKEZ-SALKIMLI RESMİ KURUM ALANI

YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖRESEL MİMARİ ÖZELLİKLERE UYGUN TİP KONUT PROJESİ TRABZON-RİZE EVLERİ

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

ESKİŞEHİR İLİ DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

Finlandiya nın Tarihçesi

Orman Koruma Dersi. ORMAN YANGIN DAVRANIŞI Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

SEYİTÖMER LİNYİT ÇIKARIM SAHASI

Büyük baş hayvancılık

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Harita Okuma ve Yorumlama. Yrd. Doç. Dr. Müge Kirmikil

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

İKLİM BİLGİSİ - 5 BASINÇ VE RÜZGARLAR - 1. cografya cepte 14 TON. Basınç Dağılışını Etkileyen Faktörler BASINÇ. cografya CEPTE

YAŞADIĞIM YERDEN ÜLKEME - NEREDE YAŞIYORUM? BÖLÜM 8

2011 YILINDA DOĞU ANADOLU BÖLGESİN DE URARTU BARAJ, GÖLET ve SULAMA KANALLARININ ARAŞTIRILMASI ALİKÖSE KANALI

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? Çevre Sorunları Konu Değerlendirme Testi

Alâeddin T A N D O Ğ A N

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

Türkiye'de Tarım. İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER

Arazi örtüsü değişiminin etkileri

Ağaçbaşı Yaylası Turbalığı/Trabzon: Doğal Çevre Değişimine Güzel Bir Örnek

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

DOĞU KARADENİZ & YAYLALAR & BATUM

BAĞLI DURAKLI AHIRLARIN PLANLANMASI

YAŞADIĞIM YERDEN ÜLKEME NEREDE YAŞIYORUM? M Ü

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

VAN OVASININ İKLİM ÖZELLİKLERİ. Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

ZEHİRSİZ DOĞA MANTARLARI. Yrd.Doç.Dr. Halil DEMİR

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Kanada Kalkanı Kanada Kalkanı. Kıyı Dağları. Kanada Kalkanı. Kıyı Ovaları. Örtülü Platform. Büyük Ovalar İç Düzlükler. Dağ ve Havzalar Kuşağı

8. Mevsimler ve İklimler

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

kpss coğrafya tamam çözümlü mesut atalay - önder cengiz

Yayla Turizmi, doğayla iç içe yaşamayı sevenler veya macera tutkunlarının genellikle günübirlik kullanım veya kısa süreli konaklama amacıyla yüksek

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

PROF. DR. FATMAGÜL KILIÇ GÜL HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ PROF. DR. ERKAN GÖKAŞAN DOĞA BİLİMLERİ MERKEZİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 2018, İSTANBUL

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Meyva Bahçesi Tesisi

Transkript:

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEMLERİ* Doç.Dr. Alâeddin TANDOĞAN Bu tebliğimde, Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan bir vadiyi önemli coğrafî özellikleriyle tanıtmaya çalışacağım. Bu vadi, Çayeli ilçe merkezinin 1 km. batısında denize dökülen 42 km. uzunluğundaki Büyükdere nin yukarı çığırını teşkil eder (Harita 1). Büyükdere nin kabul havzası, 491 km 2, genişliğindeki Çayeli ilçesinin hemen hemen 4 /5 ünü içine alır. Bu bölgede, deniz kıyısından itibaren birdenbire yükselen arazi, 34 km. içerde 3250 metreye ulaşır. Büyük - dere, bu yüksek arazi içerisine derin bir şekilde gömülmüştür. Kıyıda 1000 metreye yakın genişlikteki Büyükdere vadi tabanı, dağlık sahaya doğru gidildikçe daralır ve 6 km. içerde Madenli köyü yukarısında akarsu, tabansız diyebileceğimiz dar bir vadi içinden geçer. Dik ve derin vadiyi, Büyükdere nin bütün mecrası boyunca görmek mümkündür. K öy ler, bu vadi içinde arazinin nisbeten az eğimli kısımlarına yerleşmiştir. En y üksek köy sınırı, 1000 metreye ancak ulaşır. 1000-2000 Metre yükseklikleri arası, tamamen ormanlarla kaplıdır. Orman sınırının yakarısında tabiî dağ çayırları sahası uzanır ki, burası yaylacılık faaliyetine sahne olur. Rize yöresinde, dolayısiyle bizim inceleme sahamızda, sahilden iç kısımlara doğru gidildikçe tabiî şartların değişmesi sonucu, birbirinden ayrı özelliklere sahip coğrafî üniteler ortayca çıkar. Meselâ, Çayeli ilçesinde, kıyıda ortalama 10 knı. genişliğindeki bir sahil şeridinde çay ziraati, ekonominin temelini teşkil eder. Bu sahanın güneyinde 1000 metre yüksekliğe kadar uzanan alanda, yüzey şekillerinin daha arızalı, iklimin daha sert olması sebebiyle ekonomik faaliyette bir farklılık göze çarpar. Burada kültür arazisi, çok daha dar bir alana inhisar eder. Bu sebepten iç kısımda, çay ziraati dahi köylünün geçimini sağlamasına kâfi gelmez ve hayvancılık önemli bir ekonomik faaliyet olarak ortaya çıkar. Bu ikinci bölge sakinleri, Nisan ayından Eylül sonuna kadar süren * Türk Coğrafya Kurumunun Trabzon da tertip ettiği 23. Coğrafya Meslek haftasında, 12 Temmuz 1974 tarihinde verilen konferansın metnidir.

92 ALÂEDDİN TANDOĞAN M KARA DENİZ P a zar İle«merkezleri Bucak rtl«rv«surl Keyler Ç * y * l i H â r it a : 1 - B ü y ü k d ır «h a v ıa s ı v* çevre sin in f i z i k î h a r it a s ı

İ n c e s u v a d i s i n d e ( ç a y e l! ) c o ğ r a f y a g ö z l e m l e r! 93 6 aylık Lir devre zarfında hayvanlarım, 2000 metrenin üstünde uzanan Alp çayırlarında otlatırlar. Yaylaların bulunduğu, ziraatin söz konusu olmadığı, sadece hayvan yetiştiriciliği ile uğraşılan bu dağ çayırları sahasını da üçüncü ekonomik faaliyet alanı olarak kabul ediyoruz. İşte, kısaca önemli coğrafî özelliklerini anlatmaya çalışacağım İncesu vadisi, bu üçüncü ekonomik faaliyet alanı içerisinde yer alır. Büyükdere, deniz kıyısından 30 km. içeride, Çataldere köyünün bulunduğu yerde (Resim 1) iki kola ayrılır: Batıdaki Ligovi deresi ismi ile anılır; diğeri ise İncesu deresidir. Şimdi, Çayeli nin en yüksek orman köyü olan Çataldere köyünden itibaren İncesu vadisi boyunca yukarıya doğru çıkmaya başlayalım. İlk bakışta, dik ve derin tabansız vadinin gayet gür ve sık bir orman örtüsü ile kaplı olduğu dikkati çeker. Kızılağaç, kayın, gürgen, kestaneden müteşekkil geniş yapraklı ağaçların ya- Resim 1 - Çayeli nin en yüksek dağ köylerinden biri olan Çataldere köyü. Büyükdere, resimdeki cami yakınında iki kola ayniır: Sağdaki İncesu deresi, diğeri Ligovi deresi. Çataldere köyünde kültür arazisinin büyük bir kısmını mısır tarlaları işgal ediyor. Taraçalar halinde görü en çay bahçeleri, çok az yer kaplar. Ziraat alanları ile orman arasındaki sınır, 1000 metre civarında nmda, Doğu Karadeniz bölgesinin en yaygın iğne yapraklılarından olan doğu ladini (Picea orientalis)nin yer aldığını görürüz. Kalın gövdeli ve uzun boylu bu ağaçların altında, orman gülü (Rhodedendron fîavum) ve ayı üzümü (Vaccinium arctostaphylos) den müteşekkil olan ağaççıklar, içine girmeyi imkânsızlaştıracak derecede sık bir örtü teşkil ederler. Bunlar, ormanın gelişmesine büyük ölçüde mani olurlar. Ağaçların ke silmesi ile ortaya çıkan boşlukları bu iki ağaççık, yeniden bir fidanra gelişmesine meydan vermeden süratle doldurur. Bu sebepten Orman İdaresi, adı geçen ağaççıklarla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Vadi tabanım takiben bu gür ve ürkütücü bitki topluluğu arasından yukarıya doğru çıkarken, denizden yüksekliği 980 m. olan, 2 ev ve 2 ot ambarından müteşekkü Çimenlik mezrasına rastlıyoruz. Ormanda ilerlerken karşılaşacağımız ikinci meskûn nokta, 1500 m. yükseklikteki Çemeroç mezrasıdır. Bu yükseklikten itibaren geniş yapraklı ağaçların

94 ALÂEDDÎN TANDOĞAN seyrekleştiğini ve iğne yapraklıların hakim duruma geçtiğini görüyoruz. 2000 Metreye yükseldiğimiz zaman birbirinden farklı iki alemin sınırında olduğumuzu fark ederiz. Aşağıda yemyeşil bir orman denizi; yukarıda haşin, kayalık, ancak müsait yerlerde kısa Alp çayırlarının yetiştiği çıplak bir arazi. Bundan sonra gezimi:? e, orman sınırının yukarısında bulunan bu dağlık alanda, yayla sahasında devam edeceğiz. Büyükdere nin yukarı çığırını teşkil eden, yükseklikleri 2750-3261 m. arasında değişen, testere dişleri gibi sivri zirveler dizisi ile çevrili, at nah şeklindeki bu havza, buzul t6poğrafyasını ihtiva etmesi bakımından ilgimizi çekmektedir (Şekil 1-2). Bu sahada yaptığımız araştırmalarda, küçük göller tarafından işgal edilmiş buz yalaklarım, tekne vadileri, hörgüç kaya ve moren birikintilerini tesbit ettik (Şekil 3). Şimdi, konumuzun ağırlık noktalarından birini teşkil eden buzul topoğrafyasmı daha yakından inceleyelim: Çizdiğindi sınırlar içerisinde belirgin dört buz yalağı (cirque) mevcuttur. Bunları, batıdan doğuya doğru yakınlarında bulunan yaylaların isimlerine göre adlandırıyoruz: Eğnaçor, Ongici, Şemçoğut I ve Şemçoğut II buz yalakları. Ayrıca, Mecoğ ve Çurmaniman yaylalarının bulunduğu mevkide birer kar yalağı (nivasyon sirki) mevcuttur. 2955 Metre yükseklikteki Ongici buz yalağının tabanım işgal eden göl, 150 m. genişlikte ve 60 m. eninde bir dikdörtgeni andırır (Resim 2). Resim 2 - Ü ç tarafı 3100 m. yi aşan zirvelerle çevrili, Hodgoğns yaylasının güneyinde bulunan 2955 m. yükseklikteki Ongici buz yalağı ve gölü.

m m m w m ^ \ \ \ W - % i ^ İ W ^ M m ß ä { r i J l I ' ı S

vadisi ile bu vadinin kollarını teşkil eden Onnici, Şernçogut, i ve Mecoğ vadilerinin boyuna profili i Ana buzul vadisini kuzey eyeri 3000 metre din yüksek zirveler dizisi. Dr- A -T a n d o ğ a n

Şekil :2 - İncesu ana buzul vadisi ile bu vadin Egnaçor, Curmaniman ve Mecoğ vadilerinin ve doğudan çevreleyen 3000 metredin yi

3237 / \ B u z ^olatjı, k a r y a la ğ ı ve g ö lle r i /A/C S\U Hj s. İn / / ^ a \ M or e n le r T aş a k ın tıla rı H ö rg ü ç k a y a la r A ie c c g W Y a r^aclar Ka'jaltk dik uam aclar V P ro (ıll» d e r in v a d ile r 30** Yaylalar A 3 24/ N 1 1 l i v y s 1_*^T mrmr r*r\ \ Ş e k il. 3 - / u c e s v V A O / S / B U Z U t T O P O G R A F Y A M Ş e K U l e f i /. 0 i i o SOc 7,000 D r R T a n d o ö a n I-----L. I-----1

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA G ÖZLEM LERİ 95 Bu büyük gölün yanında 25-30 m. genişliğinde küçük bir göl daha vardır. İki gol tarafından işgal edilen Ongici buz yalağı doğu ve güneyden dikliklerle çevrilmiştir. Batısı, 3188 m. yüksekliğindeki Marebudam tepesinden yuvarlanan iri kaya parçaları ile kuzeyi ise, alçak bir tümsekle sınırlandırılmıştır. Sirkin gerisindeki yamaçta, dar bir kriyoplanasyon sahanlığı gelişmiştir. Buz yalaklarıüın en büyüğü içinde Eğnaçor yaylası kurulmuştur (Resim 3). Uzunluğu 375 metreyi bulan 2810 m. yüksekliğindeki bu buz yalağında, birbiriyle irtibat halinde iki göl mevcuttur. Buz yalağı, doğu, Resim 3 - İçinde Eğnaçor yaylası ile iki gölün bulunduğu 2810 m. yüksekliğindeki Eğnaçor buz yalağının güneyindeki bir tepeden görünüşü. güney ve batıdan 3000 metreden yüksek tepelerle çevrilmiştir. Bu çukurluğun sularını boşaltan göl ayağı, buz yalağının önünde bulunan 2-3 m. yüksekliğindeki moren settini yararak kuzeye doğru akar. Sirkin güneyinde birbirinden alçak bir sırtla ayrılmış küçük kriyoplanasyon sahanlığı diyebileceğimiz düzlükler mevcuttur. Şemçoğut yaylası yukarısındaki buz yalağı, içinde göller bulunan iki kademeden müteşekkildir. Alttaki küçük göl, 2955 m. daha yukardaki göl ise, 2995 m. yüksekliktedir. Bu iki buz yalağının bilhassa doğu ve güney çevresi, testere dişleri gibi sivri 3000 metreyi aşan zirvelerle kuşatılmıştır.

96 ÂLÂEDDİN TANDOĞAN Bilindiği gibi, buzul istilasına maruz kalmış vadiler, bazı özellikleriyle fluviyal vadilerden ayrılırlar. Bunlar, buzul vadilerinin düz bir şekilde uzanmaları, U şeklinde bir profile sahip olmaları, eşik durumunda olan sürgü ismi verilen kabartıları, akarsu tortularından ayrı özellikteki morenleri ihtiva etmeleri şeklinde özetlenebilir. Uzunluğu 5 km. civarında olan İncesu buzul vadisi, genellikle düı bir uzanışa sahiptir (Resim 4, 5, 6). Hodgoğns yaylası ile Ortayaylanın bulunduğu mevkide hafif bir Resim 4 Tekne şeklindeki İncesu ana buzul vadisinin İncesu yaylasından görünüşü. Ana bıızul vadis., resmin ortasında görülen sırtın sağına doğru uzanıyor; solda ise Sem çoğul tali buzul vadisi gürülüyor. Resim 5 - İncesu ana buzul vadisinin Ortayayla yakınından görünüşü.

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEM LERİ 97 Resim 6 - Tabanında Hodgoğns yaylasının yerleştiği İncesu ana buzul vadisi ile kaynağını Ongici buz yalağından alan asılı buzul vadisinin görünüşü. Asılı vadisinin sağ tarafında bir hörgüç kaya yer alıyor. kıvrım yapar. Güneydoğu-kuzeybatı uzanışlı buzul vadisinin profili, çizdiğimiz şekil ve fotoğraflarda görüldüğü, üzere, bariz bir U şeklini arz eder (Şekil 4, 5). Burada, tekne vadinin nereye kadar uzandığını tesbit etmek önemli bir mevzudur. Bugünkü buzul topoğrafyasını meydana getiren vadi buzulu, nereye kadar sarkmıştır? Bunu, fotoğrafta görülen cephe moreni yardımiyle tesbit ettik (Resim 7, Şekil 3). İncesu köyüne Resim 7 - İncesu buzul vadisinde 2150 m. yükseklikte tesbit ettiğimiz cephe moreni. U şeklindeki glasiyal vadi, cepbe moreninin aşağısında dik ve derin fluviyal vadiye dönüşüyor.

ALÂEDDlN TANDOĞAN Uzunluk o lca^ ı Incs.su buzul vac/isı ve. koiiarıoı enîua. z.s<zr)

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEMLERİ

100 ALÂEDDİN TANDOĞAN 1,5 kın. mesafede, 2150 m. yükseklikte yer alan cephe moreninin aşağısında tekne vadi kaybolmakta, dar ve derin V vadi ortaya çıkmaktadır. Akarsuyun bir kıvrım yapmasına sebep olan 15-20 m. yüksekliğindeki bu moren setti, vadi tabanında bir yamaçtan öbür yamaca doğru uzanmaktadır. Ana buzul vadisinde soldan üç, sağ taraftan bir vadi kavuşur. En güneydeki, Ongici gölü ile Hotgoğns yaylası arasında uzanan Ongici buzul vadisidir (Resim 6, Şekil 2, 3). Üç taraftan 3100 metreyi aşan tepelerle çevrilmiş olan bu vadi, % 26 gibi yüksek bir eğime sahiptir. Öyle ki, ana vadi ile Ongici gölü arasında, 1700 metrelik mesafe dahilinde yükseklik farkı 450 metreyi bulur. Bu asılı buzul vadisinin sağ tarafında bariz bir hörgüç kaya dikkati çeker. 5 Metre yüksekliğindeki bu hörgüç kayanın gerisinde bulunan düzlüğe bakan kısmı hafif meyilli, mukabil tarafı ise dik bir alın meydana getirmektedir (Resim 6). ikinci tali vadi, Eğnoçor buzul vadisidir (Resim 3 ve 8). Uzunluğu 3 km.yi bulan ve yukarı kısmında Eğnaçor buz yalağı ile gölünü ihtiva eden bu vadide eğim, % 22 dir. Eğnaçor gölünün beslediği küçük akarsu, büyük bir hızla akar. Vadinin enine profili U şeklindedir. Orta kısımda, tabandan 50-60 m. yüksekte gayet dik kayalar görülür. Buz yalağının önünde de bir hörgüç kaya vardır. Bu gözlemlerden şu sonuca varıyoruz: Resim 8 - İncesu buzul vadisine soldan karışan, 3 km. uzunluğundaki % 22 eğimli Eğncçor asılı buzul vadisi.

İNCESU VADtSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEM LERİ 101 Eğimi fasla olan Eğnaçor vadisi de, buzul aşındırmasının eseri olan asılı bir vadidir. Tabandan 50-60 m. yükseklikteki kayalar, buzulun azamî kalınlığım işaret eder. Bu asılı buzul vadisinden gelen morenler, ana vadiyi tıkamış ve İncesu deresinin bu şeddin kenarım dolaşarak bir kıvrım yapmasına sebep olmuştur. Ana vadiye soldan karışan diğer bir vadi, Çurmaniman yaylasının üzerinde bulunduğu kar yalağından başlar ve aşağıya doğru dik ve derin bir şekilde uzanır. İncesu buzul vadisi, sağ taraftan bir kol alır: Bu, Şemçoğut vadisidir (Resim 9). Uzunluğu 3 km. civarında olan bu vadinin eğimi % 17 dir. Şemçoğut yaylasının bulunduğu kısımda, geniş vadi tabanında makrosoliflüksiyon taraçalarmı hatırlatan basamaklar mevcuttur. Resim 9 - Bir buzul vadisinin tabanına yerleşmiş olan ve Pak ismi verilen basit, eğreti meskenlerden müteşekkil 2760 m, yükseldiğindeki Şemçoğut yaylası. Böylece İncesu vadisindeki buzul topografyasını inceledikten sonra, bu konuda bazı tasnif ve mukayeseler yapmakta fayda var: Buz yalakları içinde en alçak seviyede olanı, 2810 m. de yer alan Eğnaçor buz yalağıdır. Bu, aynı zamanda en büyük buz yalağım teşkil eder ve kuzeye bakar. Diğer buz yalaklarından ikisi 2955 m., sonuncusu 2995 m. yükseklikte yer alır. 1 /25000 Ölçekli topoğrafya haritasından alınan bu rakamlara göre buz yalaklarının ortalama irtifa:, 2930 m. dir.

102 ALÂEDDİN TAN D OĞ AN Aşağıdaki çizelgede görüldüğü üzere, Karadeniz dağlarının muhtelif kesimlerinde, Giresun un güneyindeki Karagöl kütlesinde, Gümüşhane nin güneybatısında yer alan Gâvur dağlarında ve Yukarı Salaçor dağlarında (Verçenik dağının güneyinde) yer alan buz yalaklarının ortalama yükseklikleri farklı değerler arz etmektedir. Buna uygun olarak, bu Buz yalaklarının ortalama yükseklikleri Pleistosen daimi kar sının İncesu vadisinde 2930 m. 2635 m. Karagöl kütlesinde 2700 m. 2650 m. Yukarı Salaçor dağlarında 2990 m. 2700 m. 2750 m. Gâvur dağlarında 2835 m. 2750 m. sahadaki daimi kar sınırı da değişik değerlere sahiptir.* Buna göre, Pleistosen deki daimi kar sınırı, en alçak seviyesine İncesu vadisinde ulaştı: 2635 m. Batıdaki Karagöl kütlesinde bu değer, 15 m. kadar yüksektir: 2650 m. Karadeniz e daha uzak bir mevkide bulunan Gâvur dağlarında ise, Pleistosen daimi kar sınırı 2750 m. ye yükselir. Yukarıda Salaçor dağlarında bu sınır, 2700-2750 m. arasında değişir. Bizim incelediğimiz sahanın Karadeniz e daha yakın olması, diğer kısımlara nazaran Pleistosen daimi kar sınırının daha düşük olması sonucunu doğurmuştur. İncesu havzasını çevreleyen dağlarda aktüel daimi kar sınırı, 3100 m. civarındadır. Buna göre, sahamızdaki daimi kar sınırı depresyonu 465 m. dir. Buzul devrinde vadiyi çevreleyen dağlar, daimi kar sınırının 600 m. kadar üstünde yükseliyordu. Bugün ise, daimi kar sınırı ile zirveler arasındaki yükseklik farkı, 100-150 m. kadardır. Kısaca tanıtmaya çalıştığımız buzul topoğrafyasmın yerleşmeye etkisi büyük olmuştur. Bu havzada mevcut 7 yayladan 6 sı, ya tekne vadinin tabanına veya buz yalaklarının, kar yalaklarının içine yerleşmiştir. Yalnızca İncesu yaylası, U şeklindeki tekne vadinin 1,5 km. aşağısında, flm iyal vadinin sağ yamacında iskân edilmiştir (Resim 10). Bu 7 yaylada, köy yerleşmelerinin aksine toplu yerleşme vardır. Mesken tiplerinde, yaylaların mevkiine göre bazı farklılıklar ortaya çıkar. Ormana en yakın olan, en aşağıdaki İncesu yaylasında meskenler, daimi bir iskâna sahne olduğu için büyük ve oldukça muntazamdır * Bu dağlık sahalardaki Pleistosen daimi kar sınırı, çevre dil m etodu uygulanarak bulunmuştur.

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEMLERİ 103 Resim 1 0 - Ön planda 2620 m. yüksekliğindeki Mecoğ yaylası; gerice İncesu vadisinin sağ yamacında kurulmuş, daimi iskâna sahne olan 2100 metre yüksekliğindeki İncesu yaylası. (Resim 11). Fliiviyal vadinin sağ yamacında, hafif Lir sırt üzerinde, birbirine sokulurcasına bir araya toplanan evlerin alt katları, fotoğrafta da görüldüğü üzere, dört köşe kalıplar haline getirilmiş granit taşlarıyle örülmüştür. Genellikle üst kat, kalın tahtalarla inşa edilir. Duvarlar, iklim şartları dikkate alınarak kalın yapılmıştır. Köy, yüksek bir mevkide bulunduğu için sıcaklık derecesi daima düşüktür. Yılın en sıcak mevsiminde, Ağustos ayında buraya uğradığımız zaman misafir kaldığımla evde, ısınmamız için gündüz bile soba yakılmıştı. Kış mevsiminde ise, her sene 2-3 m. kadar kar yağar. 55 Sene önce karın evleri tamamen örttüğü, 85 sene önce kar kalınlığının 8 m. yi bulduğu, köyün yaşlıları tarafından ifade edildi. İşte bu tabiat şartları sebebiyle evler, taş ve ahşap malzeme kullanılarak gayet sağlam inşa edilmişlerdir. Evlerin alt katlarında, çevre ile irtibatın tamamen kesildiği soğuk, karlı ve uzun süren kış mevsiminde -Ekim-Mayıs arasında, 7 aylık bir devrede- kullanılmak üzere, ev sakinlerinin ve hayvanların yiyecek maddeleri depo edilir. Netice itibariyle denilebilir ki, İncesu yaylası meskenleri, tamamen tabii çevrenin, beşeri ve ekonomik zaruretlerin etkisini aksettirmektedir (Şekil 6). Mecoğ, Çurmaniman, Eğnaçor yaylalarındaki meskenler ise, daha küçük ebatlıdır. Yine ahır kısmı taştan, diğer taraflar tahtadan yapılmıştır (Resim 10).

104 ALÂEDDÎN TANDOĞAN ÜST KAT A L T K A T Şekil: 6 -İncesu Köyünde bir ev plânı Dr.A.Tandoğan.

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELÎ) COĞRAFYA GÖZLEMLERİ 105 Resim 11- İncesu havzasının en büyük yerleşme noktası olan İncesu yaylasının yakından görünüşü. İdari bakımdan bir köy olan yayla, yaz kış devam lı meskûa olduğu için meskenler oldukça muntazaındır. Genellikle alıır ve ambar olarak kullanılan alt kısım, granit taş bloklariyle; üst kat ise çam tahtalafiyle inşa edilmiş. Çatı, hartama ismi verilen ince çam talıtslariyle örtülü. Öbür iki yaylada durum oldukça değişiktir. Ormandan uzak ve daha kısa bir süre için iskân edilen Şemçoğut ve Hodgoğns yaylalarında, Pak ismi verilen, harçsız taş duvarların üzerine çadır bezi gerilerek yapılan iptidai meskenlerde barıuılır (Resim 6_ 9, 12, 13). Bu küçük ve Resim 12- Tekne şeklindeki İncesu ana buzul vadisinin bir bölümü. Vadi tabanında Hodgoğns yaylası kurulmuş. Solda, Ongiçi asılı buzul vadisinin aşağı bölümü görülüyor.

106 ALÂEDDtN TANDOĞAN Resim 13- Duvarları harçsız taş yığınlarından ibaret, üstü çadır bezi ile örtülü, pak ismi verilen eğreti meskenlerden müteşekkil, 2760 m. yüksekliğindeki Şemçoğut yaylasının bir bölümü. muvakkat barınakların iç teşkilatı da, tahmin edileceği üzere çok basittir: Bir ocak ve yanında gündüz oturma, gece yatma yeri olarak kullanılan 20 25 cm. yüksekliğinde bir düzlük ve basit bir perde ile ayrılan mutfak kısmı (Şekil 7,8,9,10). Havzadaki 7 yaylanın yalnız biri, İncesu yaylası devamlı meskûndur. İdari bakımdan bir köy olan bu yaylanın nüfusu, yaz ve kış mevsimlerinde farklı değerler arz eder. 65 Evden müteşekkil bu yaylada yazın 75-90 aile bulunur; kışın ancak 16 aile kalır. Diğerleri, kışı orman içinde veya sahil şeridinde bulunan köylerinde geçirirler. İncesu yaylası, en yakın orman içi köyüne 7 8 saatlik mesefededir. Yayla halkı, evlerin yakınında yetiştirilen arpa, karalahana, patates gibi bazı ürünler dışında diğer bütün ihtiyaç maddelerini sahildeki merkezlerden temin ederler. Çayeli den satın alınan malzemeler, kamyonlarla Çataldere köyüne getirilir ve buradan da katırlarla yaylalara taşımr. Kışı İncesu yaylasında geçirenler, lüzumlu bütün yiyecek maddelerini ve diğer ihtiyaçlarım, yaz mevsimi içinde temin etmek mecburiyetindedirler. Evvelce bütün ihtiyaç maddeleri, Rize den satın alınırdı. Kafileler halinde 18 saatte Rize ye gidilir ve alınan malzemeler katırlara yüklenerek köye dönülürdü. Mısır, tuz, gazyağı gibi önemli ihtiyaç maddeleri Rize de bulunmazsa, Erzurum a, Oltu ya gidilirdi ki, buralara gidiş dönüş 18 gün sürerdi. Bugün durum oldukça değişmiştir. Artık ihtiyaç maddeleri Rize den değil, daha yakın merkezlerden temin ediliyor. Bunlardan biri,

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEM LERİ 107 1 S«kıi: 7 Semcoğut yayla*ınia t.pik bir "PAK, plim yaylatınca kır'pajc r Dr.A.Tandogan biraz önce belirttiğimiz gibi Çayeli; diğeri ise İkizdere nin 2000 m. yüksekliğindeki motorlu taşıtların işleyebildiği bir karayoluna sahip olan Çimil köyüdür. İncesu havzasında en alçak yayla 2100 m., en yüksek yayla ise 2810 m. yükseklikte bulunur. Aradaki 710 m.lik yükseklik farkı ile bakı durumu, yaylalardaki sıcaklık şartlarının değişik olması sonucunu doğurur. Alçak ve güneye bakan yaylalarda, ilkbaharda sıcaklık daha erken yükselir ve bununla ilgili olarak kar yerden erken kalkar, çayırlar gelişme imkânını bulur. Gayet tabii ki, yüksek yaylalarda havalar daha geç ısınır ve erken soğur. İşte bu sebepten, yaylalara çıkış ve iniş değişik tarihlerde ve kademeli olarak cereyran eder. Orman içi köylerinden yaylalara çıkarken ilk önce mezralara uğranılır. İncesu vadisindeki Çemeroç mezrasına Mart sonunda çıkılır. Burada 1,5 ay kaldıktan sonra 15 Mayısta İncesu yaylasına gelinir. İki ay kadar burada otlatılan hayvanlar, önce Ortayayla ya, sonra 2500 m. yükseklikteki Hodgoğns yaylasına çıkarılır. Burası, beslenen hayvan sayısı bakımından havzanın en büyük yaylasıdır. 1966 Yılında 600 sığır, 1500 koyun mevcut idi. Diğer 5 yaylada ise, hayvan sayısı ancak 200-500 civarındadır. Hodgoğns yay-

108 ALÂEDDİN TANDOĞAN

İNCESU VADİSİNDE (ÇAYELİ) COĞRAFYA GÖZLEM LERİ 109 lasında fazla hayvan beslenmesinin sebebi, yakınındaki daimi iskâna sahne olan İncesu köyünün yaylası olması ile ilgilidir. 2810 Metre yüksekliğindeki 40 hanelik Eğnaçor yaylasına, Çayeli nin Buzlupınar ve Çataldere köyü halkı gelir. İlk önce Karos ve Çofk yaylalarına uğrarlar. En sıcak devreyi Eğnaçor yaylasında geçirdikten sonra yine aynı yol takip edilerek köye inilir. Bu yaylada beslenen hayvan sayısı, 450 civarındadır. 80 Hanelik Şemçoğut yaylasında 300 sığır beslenir. Bu yaylada 45 sene önce 1050 sığırın otlatıldığı yaşlılar tarafından ifade ediliyor. 34 Evin bulunduğu Çurmaniman yaylası sakinleri, Çayeli nin İncesırt, Madenli, Buzlupınar, Çukurluhoca, Çataldere ve Gürgen köylerinden gelirler. Beslenen sığır sayısı 380 civarında. Meçoğ yaylasında ise, 20 ev var ve 200 sığır besleniyor. Bu son iki yayla sakinleri, inişte ve çıkışta Keğut yaylasına uğrarlar. En sıcak devrede, 15 Temmuz - 15 Ağustos arasında, hayvanlar yukarı yaylada otlatılırken aşağı yaylalar, mahalli tabirle koru olur. Yani boş kalan yaylada, bu müddet zarfında katiyen hayv an otlatılmaz. Böylece inişte hayvanlar, büyümüş olan otlardan rahatça istifade ederler. Konuyu bitirmeden önce, önemli bulduğum birkaç noktaya temas etmek istiyorum: Birinci husus, yaylacılık faaliyetinin izahı ile ilgili. Neden yüzlerce kişi, en yakım 5-10 saatlik mesafede bıdunan yüksek yayla sahasına hayvanlarını çıkarmak lü?.umunu hissediyor? Yaylacılığa sebep olan coğrafî faktörler nelerdir? Ziraatten nasibini alamayan orman içi köyü sakinleri, yaşayabilmek için hayvan beslemek zorundadır. Lâkin köyler, yerleşik bir hayvan besleyiciliğine imkân verecek şartlara sahip değildir. Eğimli, akarsularla parçalanmış ve ormanlarla kaplı bu sahada hayvanları otlatacak mera yoktur. Zaten çok az yer kaplayan dağınık kültür arazisi, mısır ve çay bahçeleri tarafından işgal edilmiştir. Bu sebepten hayvanları, ilkbaharda karların erimesi ile yeşeren dağ çayırlarında otlatmaktan başka çare kalmıyor. Yani bu ekonomik faaliyet, tabii şartların bir neticesi olarak ortaya çıkıyor. Burada hemen şunu belirteyim ki, ailelerin büyük bir kısmı, yaylaya ticari bir gaye ile değil, kendilerinin kışlık tereyağı, peynir, çökelek ihtiyacını karşılamak üzere çıkarlar. Bu hayvani ürünleri satıp bir gelir sağlayanların sayısı çok azdır. Orman içi köyleri halkının beslenmesinde mühim bir rol oynayan yaylacılık faaliyetinin bazı mahzurları da var: Bilindiği gibi yaylalar, orman sınırının hemen üstünde yer alır. Mezralar ise, orman içindedir. Mezralardaki ve ormana yakın yaylalardaki evlerin hepsi, ahşap malzeme ile inşa edilir. Bundan başka yaylaların yakacak odun ihtiyacı, yine

110 ALÂEDDİN TAN D OĞAN ormandan temin edilir. Bunun neticesinde orman üst sınırı, bazı yerlerde büyük ölçüde alçalmış, ormanın kalitesi düşmüş ve hesapsız, rasgele ağaç kesimi dolayısiyle geniş alanları orman gülü ve ayı üzümü ağaççıkları kaplamıştır. Böylece her sene önemli bir yurt serveti tahrip edilmekte ve orman gelişme imkânı bulamamaktadır. Bu konuda temas etmek istediğim ikinci nokta, yaylacılığın istikbali ile ilgili: Çay ziraatinin gelişmesi ile yaylacılık eski önemini yitirmiştir. Her sene yaylaya çıkarılan hayvan sayısı gittikçe azalmaktadır. Yaylacılık faaliyetinin ormanların tahribine sebep olduğunu düşünerek bu gerilemeyi, sevindirici bir olay olarak değerlendirebilir m iyiz? Kanaatimizce, yaylacılığın gerilemesine seyirci kalmak, hatalı bir davranış olacaktır. Yaylacılığın canlandırılması için devletin bu konu ile ilgilenmesi gereğine inanıyoruz. Bu, sadece dağ köyleri halkını değil, çay ziraati ile uğraşan sahil şeridindeki halkı da ilgilendiren bir konudur. Dağ köylerinde çay ziraatinin, kıyı kesimindeki gibi önemli bir gelir kaynağı durumuna gelmesi mümkün değildir. Çünkü doğal şartlar buna imkân vermez. Sahil şeridinde çay ziraati ile uğraşan halk, hayvan beslemekte güçlük çekmektedir ve burada hayvan ürünleri açığı büyüktür. Ahırında sağılan ineği bulunmayan bir aile, dışardan süt, yoğurt temin edemez. Her aile, ancak kendi ihtiyacına cevap verecek sayıda hayvan beslemektedir. Bu sebeple, bilhassa yaz mevsiminde gurbetten dönenler, bu hayvansal besinlerden mahrum kalmaktadırlar. Bu noktalar dikkate alındığında, yaylacılık faaliyetinin canlandırılması, desteklenmesi, organize edilmesi gereği ortaya çıkar. Bu konuda devletin yapacağı en önemli yardım, yaylalara motorlu taşıtların işleyebileceği yollar inşa etmektir.* Bunun yanında, hayvan yetiştiricilerini bir kooperatif altında toplamak, muhakkak ki yararlı olacaktır. Ayrıca, süt ve et verimini arttırmak için hayvan ırkının İslahına da önem verilmelidir. Kooperatifin kuracağı süt fabrikasında imal edilecek pastörize süt, yoğurt, tereyağı ve peynir, hayv an beslemekte zorluk çeken ve satın alma gücü oldukça yüksek sahil şeridindeki çay üreticileri tarafından rahatlıkla tüketilir. * Karayollarının yaylalara ulaşması ile bu sahanın turistik bir değer kazanacağını söyleyebiliriz. Bunun örneklerini Çamlıhemşin yaylalarında görüyoruz. Fırtına deresinin kolları üzerinde bulunan Elevit yaylası ile Ayder (Hala) mezrasını buna örnek olarak gösterebiliriz. Her iki yerleşme merkezi de, Orman İdaresinin yaptırdığı karayoluna sahiptir. Bunlardan bilhassa, romatizmal hastalıklara iyi gelen şifalı bir kaplıcaya sahip olan Ayder mezrası, otel, fırın, lokanta gibi tesisleriyle şimdiden turistik bir mevki durumuna gelmiştir. Harikulade denebilecek güzellikte bir manzaraya sahip olan, yemyeşil çam ormanlariyle heybetli karlı dağları seyreden, temiz havalı diğer yaylaların da günün birinde yol ve elektriğe kavuşacağını, sadece hayvanların beslendiği bir yer değil, insanların eğlendiği, dinlendiği bir saha haline geleceğini düşünmek hayal olmasa gerek.