REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ VELİ BÜLTENİ ANAOKUL İLKOKUL YARIYIL TATİL BÜLTENİ 2018 2019 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI Sayı: 20
Sayın Velimiz, Öğrencilerimizin hem dinlenmesi hem eğlenmesi hem de okula gittiği dönemde zaman bulamadığı etkinlikleri ve faaliyetleri gerçekleştirmesi için fırsat yaratan yarıyıl tatili nihayet geldi. İşte bu hızlı ve yoğun geçen bir dönemin sonunda gelen yarıyıl tatili öğrenciler için, dinlenmek, eğlenmek ve ikinci döneme hazır olarak başlamak adına iyi bir fırsattır. Genellikle büyük bir sabırsızlıkla beklenen yarıyıl tatilleri Ne kadar da çabuk geçti!, Tatilden hiçbir şey anlamadım. ya da Düşündüklerimi hayata geçiremedim. söylemleriyle tamamlanır. İyi bir tatil öncelikle planlı bir tatil olmalı ve çocukların zihinsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişim alanlarına yönelik gerçekleştirilmelidir. Ancak bu durum tüm tatil sürecinin tamamını aktivitelerle doldurmak anlamına da gelmemeli, çocuklara kendi başlarına geçirebilecekleri boş zaman saatleri de yaratılmalıdır. Nasıl bir tatil yapmalı? Tatilde nelere dikkat edilmeli? Verimli bir tatil nasıl gerçekleşir? gibi soruların cevabını bulacağınız bilgileri sizler için derledik. Keyifli okumalar ve iyi tatiller dileriz. Saygılarımızla. Emel ATİLLA Anaokulu İlkokul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı emelatilla_88@hotmail.com Gökçen KILIÇASLAN İlkokul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı gokcen ozdemir@hotmail.com
VELİLERE ÖNERİLER Çocuğunuzun karnesi ile ilgili duygularınızı, çocuğunuzun kişiliğini incitmeden net bir şekilde anlatın. Onun başarılı olabilmesi için onun arkasında olduğunuzu ona hissettirin. Çocuğunuzu suçlayıp yargılamayın. Çocuğunuzu aşağılamayın, başkalarının yanında asla eleştirmeyin. Çocuğun karnesine bakarak çocuk hakkında kişilik analizi yapmayın. Ona tembel, bu çocuk adam olmaz vb. gibi olumsuz ifadeler kullanmayın. Çocuğunuzu arkadaşlarıyla, kardeşleriyle, komşunuzun çocuklarıyla kıyaslamayın. O herkesten farklı bir bireydir. UNUTMAYIN! Çocuğun karnesiyle ilgili anlattıklarını dinleyin. Onun düşüncelerine önem verin. Çocuğunuzun karnesinde zayıflar olabilir, bu durumu düzeltebilmesi için ona fırsat tanıyıp yol gösterin. Birlikte başarısızlığın nedenlerini bulup çözüm yolları arayın. Zayıfı olan çocuğunuzun dinlenmesine fırsat verin. Eksikliklerini gidermesi için de bir çalışma planı hazırlayıp uygulamasını sağlayın. Her anne babanın çocuklarından bazı beklentileri vardır. Bunları onunla konuşun. Çocuğunuzdan kapasitesinin üzerinde başarı beklemek, çocuğunuzda kaygıya sebep olur. Bu da başarısını olumsuz etkiler. Çocuğunuza, karnesinin iyi de olsa kötü de olsa onu seveceğinizi ve onun arkasında olduğunuzu hissettirin. ÇOCUĞUMA KARNE HEDİYESİ ALMALI MIYIM? Çocuklara karne hediyesi vaat etmek birçok açıdan sakıncalıdır. Çocuğun da ailenin de amacı iyi not almak değil, öğrenmek ve gelişmek olmalıdır. Karne hediyesi, çocuğu gerçek amaçtan (öğrenmek) uzaklaştırır, araca (notlar) odaklanmasını sağlar. Araç, amaç olur. Çocuk öğrenmek için değil, iyi not almak için çalışır. Öğrenmeden de iyi not alınabilir. Dahası çocuk öğrenmeye karşı olumsuz bir tutum geliştirir. Çünkü çocuk şöyle düşünür:
Ailem bana rüşvet (karne hediyesi) teklif ediyor. Öyleyse, öğrenmek kendi içinde değerli değildir. Değerli olsaydı, rüşvet teklif etmezlerdi. Bazı aileler, Çocuk yüksek not alsın da öğrenmese de olur diyerek ona ödül vermekte sakınca görmez. Bu durumda bile karne hediyesi sürdürülebilir bir motivasyon sağlamaz. Çünkü her sömestr hediyenin değerini arttırmak gerekir. Çocuk aynı değerdeki bir hediyeyle motive olmaz. Her zaman daha fazlasını ister. Her sene hediyenin değerini arttırmak da mümkün değildir. Aile kendini bir girdaba sokmuş olur. Çocuk hediye için değil de öğrenmek için çalışırsa sürekli iç motivasyonu olur. Karne hediyesi, bazı çocukları kısa sürede motive etse de bazılarının da motivasyonunu tamamen bitirir. Çünkü ödüle ulaşamayacağını düşünen çocuklar, bir süre sonra çalışmayı bırakır. Ben ne yaparsam yapayım zaten ödüle ulaşamam der. Bu durumda üzülmezler bile çünkü karne hediyesi çocuğa kötü not alma hakkı verir. Aile bu durumda çocuğuna bir şey diyemez çünkü çocuk İyi not alırsam hediye alacağınızı söylediniz. Ben hediye istemiyorum. Öyleyse kötü not alabilirim. der. Yani, kötü not alma hakkı otomatikman meşrulaşır. Aile, çocuğu hediye ile motive etmek yerine ona çocuğa yardımcı olsaydı, çocuk gelişebilirdi. BENİM İÇİN ÇALIŞ İyi not almak ve sınıfını geçmek çocuğun sorumluluğundadır. İnsanlar sorumluluklarını bir şey kazanmak için değil, değerlerinden dolayı yapar. Aile karne hediyesi vaat ettiği zaman, çocuğa Sınıfını benim için geçmelisin. mesajı verir. Çocuğun sorumluluk alması engellenir. YAPAY SEVGİ Aile karne hediyesi vaat ederse ve çocuk kötü not alınca almazsa, çocuğa şöyle bir mesaj gider: Biliyorum sen tableti (karne hediyesi) çok istiyorsun. Benim bu tableti seni sevdiğim/seni mutlu etmek/çocuğum olduğun için almam gerekir ama almıyorum. Çünkü istediğimi yapmadın. Çocuk Ailem benim ihtiyacımı veya isteğimi önemseseydi, her
durumda alırdı. der ve değersiz hissetmeye başlar. Kısacası, karne hediyesi birçok açıdan sakıncalıdır. Motive eder ama öğrenmek değil, not için kısa süreliğine eder. Çocuk değersiz hisseder. Çocuğa kötü not alma hakkı verir. NE YAPMALISINIZ? Bu sene için çocuğunuza söz verdiyseniz, sözünüzü mutlaka tutmalısınız. Yoksa güven kaybedersiniz. Ama diğer yıllar için çocuğunuzla konuşmalısınız. Sizin için değil, kendisi için eğitim aldığını bilmeli. Dahası notlara değil, öğrenmeye odaklanmalıdır. Ödevin var mı? sorusundan ziyade, Bu ödevle ne öğreniyorsun? sorusunu sormalısınız. Okulların da aynı zamanda gerçek öğrenme ve keşfetme ortamı yaratması gerekir. O zaman hediye vaadine gerek kalmaz ve evde yapay sevgi oluşmaz. Çocuğun sürekli motivasyonu olur. Tatil demek sınırsız televizyon bilgisayar demek değildir. Çocukların ebeveynlerinden en büyük istekleri tatil boyunca istedikleri kadar televizyon izlemek veya bilgisayar oynamak olabilir. Fakat unutulmamalıdır ki bunların kısıtlanması çocuğun okul dönemi ile ilgili değil, genel gelişim ve dikkati için gereklidir. Bu nedenle televizyon ve bilgisayar süreleri yine aşırıya kaçmadan kontrol altında devam ettirilmelidir. İnternette karşılaşılması muhtemel tüm tehditlerin kökeninde gerçek hayattaki tehditler vardır. İnternet için var olan tüm risk başlıkları gerçek hayatta da karşılaşılabilecek durumlardır. Dolayısıyla çocuklarımızı nasıl gerçek hayattaki tüm bu tehlikelerden korumak için çaba harcıyor ve kurallar koyuyorsak interneti de bilinçli, güvenli ve etkin bir şekilde kullanmayı öğrenerek ve çocuklara bunu öğreterek, sanal dünyanın risklerini minimize edebilir ve eğitim, iletişim ve güzel zaman geçirme gibi katkıları çocuklarımıza fırsat olarak sunabiliriz. Ailelerin, farklı yaş grubundaki çocuklar için, güvenli internet ve bilgisayar kullanımını sağlamalarına yönelik önerilerden bazıları şöyledir: Günümüzde çocukların çoğunun bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanımı ebeveynlere oranla daha ileri seviyededir. Anne ve babaların internet ve bilgisayar teknolojileri konusunda bilgi sahibi olmaları, eğer bu konuda yeterince bilgi sahibi değillerse kendilerini geliştirmeleri, en azından çocuklarını doğru yönlendirecek ve denetleme yapabilecek seviyede internet kullanımını öğrenmeleri gerekmektedir. Çocuklara gerçek hayatta nasıl kurallar konuluyorsa, sanal ortam için de kurallar koymak gerekmektedir.
Anne babalar, çocuğun interneti bilinçli kullanımını desteklemek ve zararlarından korumak için birtakım kurallar koymalı, öğütler vermeli ve onları sanal ortamdayken takip etmelidirler. Bu kurallar çocuğun yaşıyla beraber değişiklikler gösterirken, konulan kuralların uygulanıp uygulanmadığının da takibinin yapılması ve kurallara uyulmasının sağlanması gerekmektedir. 7 10 Yaş Grubu Çocuklar; Bu yaş grubu çocuklar internet deneyimleri konusunda daha bilgilidir ancak uygunsuz içeriklere maruz kalıp kalmadıklarını öğrenmek için onların internet kullanımlarını denetlemekte ve izlemekte fayda vardır. Bu yaştaki çocukların internet üzerinden hangi kişisel bilgileri vermemeleri gerektiğini anlamaları sağlanmalıdır. Ayrıca, 7 10 yaş arası çocuklar genelde yasaklanan davranışları sergileme eğilimindedir. Bilgisayar karşısında geçirilecek zaman bir ya da iki saati geçmemelidir. İlköğretim çağının, çocuğun oyun veya arkadaş gruplarına katılma çağı olduğu unutulmamalıdır. Bu onun sosyalleşebilmesi için bir gereksinimdir. Bu nedenle, çocuğun diğer faaliyetler (arkadaşlarıyla birlikte oynayacağı oyunlar, ders çalışma gibi) için harcayacağı zaman bilgisayar başında geçireceği zamandan çok daha fazla olmalıdır. Kitap Okumak: Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak vakte sahip olurlar. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur. Ayrıca tatilde kitap okumaya başlamak böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için bu alışkanlığı kazanmaları, kitap okumanın keyfini yaşamaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır. Peki, tatil demek yoğunluklu olarak ders çalışmak, tekrar yapmak ve kitap okumak mı demek? Tabii ki hayır! İlk dönemin yorgunluğunun atılması, bedenin ve zihnin dinlenmesi ve rahatlaması da gerekir. Zaten okul olmadığından bunlara ayıracak bol bol vakit olacaktır. Bundan dolayı hazırlanılacak tatil programına zevk alınacak bir takım aktiviteleri de eklemek önemlidir. Bu aktiviteler sevilen ve zararsız televizyon programlarının izlenmesi, arkadaşlarla bir araya gelip ortak bir takım aktiviteler yapılması, yakınların ziyareti, hobilere daha çok zaman ayrılması şeklinde olabilir. Ancak tüm bunları yaparken ölçülü olmak da önemlidir. Tatilde öğrencinin sağlığına da dikkat etmesi oldukça önemlidir. Tatil boyunca alınan besinlere dikkat etmek, özellikle kış aylarına denk gelen yarıyıl tatilinde mevsim şartlarına göre giyinmek, öğünleri düzenli ve zamanında yemek, kalkış ve yatış saatlerinin düzenli olmasına çalışmak ve riskli aktivitelerden çekinmek sağlık için oldukça önemlidir.
Aşağıda, tatilinizi planlarken göz önünde bulundurmanız gereken gelişim alanları ve örnek faaliyetler bulunmaktadır. Siz, kendi koşullarınıza göre bu faaliyetleri daha da çoğaltabilirsiniz. Örnek Faaliyetler: Bilişsel Gelişim İçin Bedensel Gelişim için Duygusal Sosyal Gelişim için Kitap okumak Günlük tutmak Resim yapmak Scrabble, Bil Bakalım Memory, Tabu vb. oyunlar oynamak. Spor faaliyetleri (basketbol, futbol, tenis, vb.) Bisiklete binmek İp atlamak Oyun oynamak Aile sohbetleri, Piknikler, yürüyüşler Birlikte film izleyip üzerinde konuşmak Arkadaşları ile bir araya gelmek için uygun ortam yaratmak OKUL ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÖĞRENCİLERİMİZİN AİLELERİNE ÖNERİLER Duygusal okuryazarlık; kendi duygularını tanıyabilmek ve anlayabilmek, karşısındaki kimseyi dinleyebilmek ve onun duygularını anlayabilmek ve de kendi duygularını etkili bir şekilde ifade edebilmek şeklinde tanımlanıyor. İnsanın hem kendinin hem de karşısındakinin duygularını tanıyabilme ve kendini ifade edebilme gücü! Pek çok araştırma, küçük yaşlardan itibaren çocuklara duygusal zekâ konusunda net ve açık bir eğitim vermenin ne kadar etkili olduğunu doğruluyor. Duygusal okuryazarlık; Duygularımızı tanımak, Duygularımızın sorumluluğunu almak, Duygu düşünce ayrımını yapabilmek, Karar verirken duyguları dikkate almak, Başkalarının duygularını anlayabilmek, Başkalarının duygularını dikkate almak Okul öncesi yaşlarına damgasını vuran öfke nöbetleri ve ağlama krizleri, küçük çocukların duyguları ile nasıl baş edebileceklerini henüz öğrenmediklerinin de kanıtı aynı
zamanda. Ancak bu günlerin geçip gitmesini ve bir an önce büyümelerini beklemek yerine öğretmenler ve anne babalar bu dönemi, hem o an için hem de uzun vadede büyük faydalar sağlayan duygusal okuryazarlık becerilerini çocuklara öğretmek için kullanabilirler. Sayıları gittikçe artan pek çok araştırma, küçük yaşlardan itibaren çocuklara duygusal zekâ konusunda net ve açık bir eğitim vermenin ne kadar etkili olduğunu doğruluyor. Farklı araştırmalar, sosyal ve duygusal beceri programlarına katılan anaokulu çocuklarının daha az öfke ve kaygı sergilediklerini ve daha iyi birer sosyal problem çözücülere dönüştüklerini söylüyor. Bu sonuçlar daha barışçıl ve huzurlu bir sınıf ortamı yaratırken, aynı zamanda kazanılan faydaların anaokulu yıllarından çok daha uzun vadeli etkileri oluyor. Erken çocukluk dönemindeki olumlu sosyal davranışlarla, gelecekteki akademik başarı ve zihinsel sağlık arasında güçlü bir bağ bulunuyor. Diğer bir deyişle, çocuklar kendilerini sakinleştirmeyi, duygularını ifade etmek için kelimeleri kullanmayı ve başkalarına karşı nazik ve iyi davranmayı öğrendiklerinde, gelecekteki başarılarının ve ruhsal sağlıklarının da temellerini atıyorlar aynı zamanda. Anne babalar, küçük çocukların duygusal okuryazarlığını geliştirmek için pek çok şey yapabilirler: 1. Duyguları Adlandırın: Etkili iletişimin temeli yansıtarak dinlemektir. Anaokulu çocuklarının kendilerini dille ifade etme becerileri sınırlıdır. Ancak anne babalar çocukların davranışını (bağırmak, itmek, ağlamak ya da geri çekilmek olabilir) dinleyebilirler ve sonra da bunu onlara yansıtarak hissettikleri şeye bir isim koymalarına yardımcı olabilirler. Çok kızgınsın! Küçük kardeşin resmini yırttı ve sen de çok kızdın. Çok üzgünsün. Anneannen gitti ve sen de gitmesini istemedin. Çok üzgün hissediyorsun. Çok mutlusun! Kocaman bir balonun var ve çok mutlu olduğun için zıplayıp duruyorsun! Vb. Ayrıca, çocuklar olgunlaştıkça, duygusal kelime haznelerini geliştirmek adına; Hayal kırıklığına uğramış gibisin. Kulen yıkıldı ve sen onu yapmak için çok uğraşmıştın. Bu çok moral bozucu. ya da Şaşkın görünüyorsun. Şimşek gerçekten çok sesliydi ve seni çok şaşırttı. gibi soyut veya mecazi sözcüklere de yer verilmelidir. 2. Duyguları Normalleştirin: Duygular, iyi ya da kötü olarak sınıflandırılmamalı. Yine de güçlü duygular çocukları korkutabilir ya da yorabilir. Bu yüzden, çocukların verdikleri tepkiyi normalleştirmek, herkesin bazen kızgın, üzgün ya da korkmuş hissedebileceğini görmelerine yardım etmek onları rahatlatabilir ve başkalarının bakış açısından bakma becerilerini de geliştirir. Çocuk sakinleştikten sonra tekrar konuya dönün ve çocuğun kendini nasıl hissettiği de dahil olmak üzere neler olup bittiğini kısaca özetleyin. Sonra ona, siz dahil herkesin bazen böyle hissedebileceğini hatırlatın. Örneğin, Bu sabah anneanne gittikten sonra kendini çok üzgün hissettin. Etrafı tekmeledin ve ağladın. Babaannen kalsın ve seninle oynasın istedin. Herkes bazen üzgün hisseder. Anneanne gittiğinde ben de kendimi kötü hissettim. Onunla konuşmayı ve sana kitaplar okumasını seyretmeyi çok seviyorum. İnsanların hoşça kal deyip gitmesi üzücü bir şey. Onu yarın aramak ya da ona bir resim çizmek ister misin?
3. Stratejiler Geliştirin: Genellikle hislerimizi kontrol edemeyiz ancak duygularımızı nasıl ifade ettiğimizi ve davranışlarımızı kontrol edebiliriz. Bazen basit bir şarkı bile çocukların duygusal stresle baş etmelerine yardımcı olabilir. Çocuğun sevdiği bir şarkının sözlerini değiştirip şöyle yapabilirsiniz Kızdığımda kardeşime vuramam ama yere ayağımla güm güm diye vurabilirim. gibi 4. Resimleri Okuyun : Araştırmalar kitap okumanın hikâye, roman empatiyi geliştirdiğini söylüyor. Resimli kitaplar, küçük çocuklara duygusal okuryazarlığı öğretmek için güçlü birer araç. Bir hikâyede mutlu, korkutucu ya da üzücü bir olay olduğunda durun ve resme birlikte bakın. Şu küçük kıza bak, sence şu anda kendini nasıl hissediyor? Karakterlerin yüz ifadelerini, nasıl durduklarını ve neler yaptıklarını birlikte inceleyin. Aynı yöntemi birlikte çizgi film ya da film izlerken de uygulayın. 5. Farkındalık Çalışmaları Yapın: Oturduğunuz yerde hareket etmeden gözlerinizi kapatın, sakinliği hissedin ve dikkatinizi duyularınıza verin. Etraftaki seslere, kokulara, bedeninizin dokunduğu yerlere, gözünüzde canlanan görüntülere 60 saniye boyunca çocuğunuzla sessizce oturun. Ardından gördüklerinizi ve duyduklarınızı birbirinizle paylaşın. Parkta etrafınızı dinleyerek yürüme çalışması yapın. Uykudan önce ya da okul gününün sonunda, o gün içinde sizi mutlu eden küçük anları birbirinizle paylaşın. Sonuç olarak duygusal okuryazarlık alfabeyi öğrenmek kadar temel bir gereksinim. Psikolog Daniel Goleman ın söylediği gibi Eğer elinizde duygusal becerileriniz yoksa, eğer sizi strese sokan duygularınızı yönetemiyorsanız, eğer empatiden yoksunsanız ve etkili ilişkiler kuramıyorsanız, o zaman ne kadar zeki olursanız olun hayatta çok da ileri gidemezsiniz.
ÖRNEK ETKİNLİK Aşağıdaki surat ifadelerini çocuğunuzla birlikte yorumlayıp, hikâye üretebilir ve başka duygu ifadeleri içeren suratları birlikte çizerek hikâyeler yazabilirsiniz.
NOTLAR KAYNAKÇA Psik. Dan. BOLAT Özgür, Beni Ödülle Cezalandırma, Psik. Dan. YAVUZ Muhammet, Velilere Karne Önerileri Pedagog ERDOĞAN Gözde, Karne Alan Çocuk Pedagog GÜNEŞ Adem, Karne Notları Kime Aittir? Psik. Dan. TEMUR Belgin, Sömestr Tatili
Adres: Turgut Özal Mahallesi 1949. Cadde No: 46/B Batıkent Yenimahalle/ANKARA Tel: 0 (312) 424 06 06 E mail: info@ankaraingilizkulturkoleji.com