YARDIM TOPLAMA KANUNU TASARI TASLAĞI GÖRÜŞ BİLDİRİM FORMU GÖRÜŞ VEREN Kişi ya da Kuruluşun Adı : Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) Kuruluş Yetkilisinin Adı : Kuruluştaki Görevi : İrtibat Adresi/Telefonu : Kamer Hatun Mahallesi, Hamalbaşı Caddesi, No:22 Kat:6 Daire:13, Beyoğlu-İstanbul-Türkiye Ofis Tel/Faks: 0212-251 58 50 info@kadav-ist.org / kadinlarladayanisma@gmail.com Taslağın Geneli Üzerindeki Görüş ve Değerlendirme Yardım Toplama Kanunu Tasarı Taslağı nı genel olarak olumsuz değerlendirilmekle birlikte, TASLAĞIN GERİ ÇEKİLMESİNİ, ve Avrupa Konseyi nin çağrısıyla toplanan Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları (USTK lar) Konferansı nda belirlenen Karar Verme Sürecine Sivil Toplumun Katılımıyla İlgili İyi Uygulama İlkeleri doğrultusunda yeni bir taslak hazırlama sürecinin başlaması gerektiği görüşündeyiz. Aşağıda bu görüşümüzün nedenleri taslak üzerinden açıklanacaktır: 1) Kanun taslağı yapım süreci tüm sivil toplum kuruluşlarına açık ve şeffaf olmalı, taslağı tartışma ve uzlaşma süreci aceleye getirilmemelidir. 2) Kanun taslağında Medeni Kanun, Dernekler Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu'na dair önemli değişiklikler yer almaktadır. Bu yapılması ön görülen değişikliklerin tek bir kanun taslağı altında ve hatta "yardım toplama" adı altında yapılan bir düzenlemeyle yapılması hayli sakıncalı ve temel kanun yapma usullerine aykırıdır. Teklif Yapılması gereken değişiklikler aşağıda gösterilmiştir. 1) Kanun taslağına dair görüşlerin toplanması için belirlenmiş süre en az 1 ay daha uzatılmalıdır. Taslağı tartışmak için bölgesel toplantılar yapılmalı ve bu toplantıların bilgisi ve çıktıları sadece internet sitesine koymakla değil, şeffaflık ilkesiyle bağdaşacak şekilde paylaşılmalıdır. 2)Kanun taslağında bulunan Medeni Kanun, Dernekler kanunu ve İçişleri Bakamlığı Teşkilatlar Kanunu'na dair değişiklikler ayrı ayrı kanunların kendilerinin ele alınmasıyla gerçekleşmelidir. Hiç bir şekilde bir kanun altında farklı kanunlara ilişkin temel değişiklikler yapılmamalıdır. 1 / 7
3) Kanun taslağında öngörülen denetim, işletim mekanizmaları ve bu mekanizmalardan sorumlu kurum ve kuruluşlar, sivil toplumun özellikle faaliyet, amaç, karar verme alanlarında özerkliğini ortadan kaldıracak niteliktedir. Uluslararasında GONGO olarak bilinen devlete, hükümete bağlı (bağımlı) sivil toplum modelini dayatan bir sivil toplum algısı yer almaktadır. 4) Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi bulunmamaktadır. Oysaki, Avrupa Birliği'nin 2004/113/ EC sayılı Mal Ve Hizmetlere Erişimde Kadınlar Ve Erkeklere Eşit Muamele Edilmesi Prensibinin Uygulanması direktifi madde 6'da belirtildiği ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW) madde 3 ile sözleşmeye taraf devletlerin yükümlülüğü olduğu üzere devletler kadın erkek eşitliğini sağlamak için özel (pozitif) önlemler almalıdırlar. 3) Söz konusu kanun tasarısı bu haliyle kabul edilebilir nitelikte değildir. Mevcut tasarı taslağı üzerinden gidilmesindense, tasarı hazırlama süreci şu zamana kadar yapılan genel görüşler doğrultusunda daha katılımcı, şeffaf ve açık olarak tekrar başlatılmalıdır. 4) Kadın erkek eşitliğini hayata geçirmek bir devlet politikası olmalıdır. Sosyal algıları değiştirme konusunda sivil toplumun rolü göz önüne alındığında, sivil topluma dair kurulması ön görülen tüm kurul,kuruluş vb. yapıda %50 eşit temsil ilkesi getirilmelidir. Eşit temsil ilkesi genel bir devlet politikası haline gelmelidir. 5) Kanun tasarı taslağı, yapım süreci de dahil olmak üzere içeriğine dair yukarıda belirtildiği üzere ciddi sorunlar taşımaktadır ve kanun taslağının tamamen değiştirilmesi talep edilmektedir. Bu nedenle, aşağıda maddeler özelinde bir değerlendirme ve madde teklifi sunma yerine yukarıda belirtilen sorunların kaynakları açıklanacaktır. Taslak Maddesi Görüş ve Değerlendirme Teklif Kanun Taslağının değerlendirme yapmak istediğiniz maddesi bu sütuna yazılır. Taslağın her maddesi ayrı satır içinde değerlendirilir. Madde 2 (2) "... belirli bir ibadethaneyi yaptırma ve yaşatma amacıyla kurulan dernek veya vakıfların, tüzük veya senetlerinde belirtilen ibadethanenin ihtiyaçları için ve o ibadethanenin sınırları içinde yürüteceği yardım toplama faaliyetleri bu Kanun kapsamı dışındadır." Madde ile ilgili görüşler ve değerlendirmeler gerekçeleriyle birlikte bu sütuna yazılır. İbadethane yaptırma, yaşatma amacıyla kurulan dernekler veya vakıfları bu kanun taslağı dışında tutmak, sivil toplum kuruluşları arasında eşitlik ilkesini bozmakta, STK'lar arası açıkça ayrımcılığa ve hiyerarşiye yol açmaktadır. Söz konusu madde, yalnızca STK lar açısından değil, dini özgürlükler açısından da kısıtlayıcı Kanun Taslağının değerlendirme yapılan maddesinin varsa önerilen yeni şekli bu sütuna yazılır. 2 / 7
Madde 4(4): " Kamu görevlileri görevleri esnasında yetkili makamın izni olmadan yardım toplama faaliyetinde bulunamaz, kişi kurum ve kuruluşlara yardım yapılmasını isteyemezler" Madde 5(2) ve (3) "(2) Kamu yararı statüsü ile vergi muafiyeti bulunanlar dahil dernek ve vakıflar, bu Kanun çerçevesinde, sosyal yardımda bulunmak ve yetkili makamdan izin almak şartıyla, vekalet yoluyla kurban kesim organizasyonları düzenleyebilir, kurban derisi, fitre ve zekat toplayabilirler. (3) Bu maddenin uygulamasına dair usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir." bir ifade içermektedir. İbadethane kavramı Türk hukukunda mezhepleri kapsamamaktadır ve bu da AİHM nin din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. Kamu görevlileri resmi üniforma ya da benzeri giysilerle, mesai saatleri içinde, yetkili makamın izin olsa bile bağış toplayamamalıdır. Böyle bir uygulama nüfuz kullanılarak yardım toplanmasına yol açacağından tamamen sakıncalıdır. Kamu yararı statüsü ile vergi muafiyeti bulunanların kurban kesimi, kurban derisi, fikre ve zekat faaliyetleri için ayrı bir düzenlemeye tabii tutulması sivil toplum kuruluşları ve STK faaliyetleri arasında eşitlik ilkesini bozmakta, STK'lar arası açıkça ayrımcılığa ve hiyerarşiye yol açmaktadır. Ayrıca söz konusu yönetmelikle bu sayılan faaliyetlere kolaylıklar getirilmesiyle STK'ların faaliyetlerini yönlendirmesinden endişe duyulmaktadır. İkinci Bölüm Madde 8 (2): " İzin başvurusu üzerine yetkili makamlarca; işin önemi, yardım toplama faaliyetine girişeceklerin yeterlikleri, yapılacak hizmetin amaca ve kamu yararına uygunluğu, yardım toplama faaliyetinin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı Bu bölüm tamamen STK faaliyetlerini kısıtlayıcıdır. STK'ların devlet ve hükümetten bağımsız özerk yapısını ortadan kaldıran bir anlayış hakimdir. Tüm bölüm, baştan katılımcı bir anlayışla STK'ların talep ve önerileriyle bağdaşır şekilde yeniden yazılmalıdır. Aşağıda özellikle altı çizilen durumlar ifade edilmiştir. Yukarıda belirtilen görüşe paralel olarak izin konusunda yetkili makamların herhangi bir STK'yı bu maddede belirtilen kıstaslara göre değerlendirmesi STK'ların özerkliğini kaybetmesi anlamına gelmektedir. Hiç bir yetkili makam bir STK'nın "yeterliliğini", "yapılacak 3 / 7
ve gerekli görülen diğer konular üzerinde inceleme yapılır ve sonucu en geç otuz gün içinde, başvurunun reddedilmesi halinde gerekçeleri ile birlikte yazılı olarak başvuranlara bildirilir." Madde 10 (1)(c): " c) Kamu yararı statüsü bulunan dernekler ile vergi muafiyeti bulunan vakıfların yardım toplama faaliyetleri Üçüncü Bölüm Dördüncü Bölüm Madde 14(1): "Yardım toplama faaliyetleri yetkili makamın gözetim ve denetimine tabidir. Gerekli görülen hallerde yardım toplama faaliyetleri İçişleri Bakanlığı tarafından da denetlenir." hizmetin amaca ve kamuya uygunluğunu" vb. diğer belirtilen muğlak ifadelerle inceleme yetkisine sahip olamaz. Böyle bir düzenleme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AHIS) madde 11 Dernek Kurma ve Toplanma Özgürlüğü'ne, Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme madde 19 ve 22'ye aykırıdır. Yetkili makamlar ancak hukuka uygunluğu denetleyebilir, STK faaliyetlerini fayda/zarar üzerinden denetleyemez ve fikir beyan edemez. STK'lar arası eşitlik ilkesi ihlal edilmiştir. Ayrımcılık ve hiyerarşi içermektedir. Bu bölüm STK faaliyetlerini kısıtlayıcıdır. STK'ların devlet ve hükümetten bağımsız özerk yapısını ortadan kaldıran bir anlayış hakimdir. Bu bölüm STK faaliyetlerini kısıtlayıcıdır. STK'ların devlet ve hükümetten bağımsız özerk yapısını ortadan kaldıran bir anlayış hakimdir. Tüm bölümün tekrar baştan katılımcı bir anlayışla STK'ların talep ve önerileriyle bağdaşır şekilde yeniden yazılması gerekmektedir. Aşağıda özellikle altı çizilmesine ihtiyaç duyulan durumlar ifade edilmiştir. STK'ların İçişleri Bakanlığı'nın denetimine tabii olması STK'ları özerkliğini ortadan kaldıran bir durumdur. İçişleri Bakanlığı belli bir politikası olan hükümetlere bağlıdır, STK'lar hiç bir politikaya göre denetlenmeye tabii tutulamaz. STK'ların bu şekilde denetlenmesi hükümetlere bağımlı STK'lara yani GONGO'lara dönüşmelerine yol açar. Uluslararası arenada GONGO'lar baskıcı ve otoriter rejimlerle özdeşleştiği görülen, bilinen yapılardır. Bu tür 4 / 7
Madde 14(7): " Yetkili makamlar hukuka, kamu düzenine veya yardım toplama amacına aykırılık tespit ettiklerinde yardım toplama faaliyetini her aşamada geçici olarak durdurabilir veya iptal edebilirler." Madde 15(1): " Tüzel kişilerce yürütülen yardım toplama faaliyetinden elde edilen brüt gelirin yüzde biri, yönetim kurulu başkanı tarafından yardım toplama süresinin sona ermesinden itibaren otuz gün içinde maliye veznesine yatırılır. Bu gelir, derneklere yardım amacıyla kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine kaydedilir" Madde 17 (1): " Toplanan yardımın, amacın gerçekleşmesinden sonra artması veya başka nedenlerle amacı doğrultusunda kullanılamaması durumunda; bu yardım hangi amaç için toplanmış ise o amacı gerçekleştirmek için başlatılmış olan yardım toplama faaliyetlerine veya o amacı gerçekleştirecek derneklere ya da derneklere yardım amacıyla kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine yetkili makamca devrettirilir. " Altıncı Bölüm bir denetleme Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerdeki örgütlenme, ifade ve toplanma haklarının ihlaline yol açacaktır. STK'lar ancak ve ancak bağımsız, ve tarafsız bir yapı tarafından ifade, örgütlenme ve toplanma hakları uluslararası standartlara uygun biçimde korunarak denetlenebilir. Kamu düzeni" gibi muğlak ifadeler kabul edilemez. Yetkili makamların iptal yetkisi somut bir çerçevede belirtilmeli, keyfi uygulamalara yol açmamalıdır. Keyfi şekilde yapılan iptallere dair cezai yaptırımlar ön görülmelidir. Bu madde, madde 4 (1)'deki ilkeyle çelişmektedir. Yardımda bulunanlar sadece yardım ettikleri STK ve faaliyetlerine yardımda bulunmaktadır. Diğer derneklere yardım amacı güdülemez, bu uygulama vergilendirmeden farksızdır. Yardım toplamanın amacı ve yardımda bulunanların iradesi yok sayılmaktadır. Ayrıca bu toplanan miktardan hangi derneğe, hangi kıstaslara göre, ne kadar yardım yapılacağının belirtilmesi gerekmektedir. STK'ların kendi yürüttükleri yardım toplama çalışmasından arta kalan para tamamen onların sorumluluğundadır. İçişleri Bakanlığı ile yukarıda belirtildiği üzere hiç bir bağlarının olmaması gerektiği gibi İçişleri Bakanlığı, STK'ların kendi faaliyetleri için topladıkları paraları bütçesine aktaramaz. Bu durum madde 20 (2) için de geçerlidir. Yeni ceza tanım ve hükümleri getirilerek STK faaliyetlerine dair yasaklayıcı, kısıtlayıcı ve 5 / 7
Madde 20(1)(b): "... Ayrıca, izinsiz toplanan mal ve paralara elkonularak derneklere yardım amacıyla İçişleri Bakanlığı bütçesine gelir kaydedilmek üzere mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir." Madde 20(2):" Bu Kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara yetkili makam karar verir ve verilen idari para cezaları derneklere yardım amacıyla kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine gelir kaydedilir." Yedinci Bölüm cezalandırıcı yapı arttırılarak devam etmektedir. Buna karşın STK'ları keyfi uygulamalardan koruyacak hiç bir düzenleme bulunmamaktadır. İçişleri Bakanlığı bütçesine hiç bir gelir aktarımı yapılamaz. STK ların idari işlemlere karşı yargı yoluna başvurması halinde, davalar sonuçlanana kadar toplanan mal ve paralara hiç bir şekilde dokunulamaz. Madde 17(1) deki görüşler bu madde için de geçerlidir. Kanun taslağında Medeni Kanun, Dernekler Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu'na dair önemli değişiklikler yer almaktadır. Bu yapılması ön görülen değişikliklerin tek bir kanun taslağı altında ve hatta "yardım toplama" adı altında yapılan bir düzenlemeyle yapılması hayli sakıncalı ve temel kanun yapma usullerine aykırıdır. Değişiklik yapılması öngörülen kanunlara dair değişiklikler ayrı ayrı kanunların kendilerinin ele alınmasıyla gerçekleşmelidir. Hiç bir şekilde bir kanun altında farklı kanunlara ilişkin temel değişiklikler yapılmamalıdır. Yedinci Bölüm Tamamen STK'ların özerkliğine müdahale eden bir yapıdadır. STK'ların faaliyetlerde bulunmaları zorlaştırılmış ve hatta kendilerini tanımlamada kullandıkları kısaltmalara dair 6 / 7
Ek madde 2- Sivil Toplum Konseyi Ek madde 3- Sivil Toplum Kurulu sınırlamalar öngörülmüştür. Bu bölüme dair Türkiye Üçünü Sektör Vakfı (TÜSEV) görüşleri benimsenmektedir. Kurulması ön görülen yapının üyelerinin çoğunluğunun İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenmesi STK'ların özerkliği ortadan kaldırır ve daha evvel de belirtildiği gibi devlete, hükümete bağımlı kuruluşlar haline getirir. Ayrıca genel görüş 4'de belirtildiği üzere üyelerin seçimi toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yapılmalı bunun için %50 eşit temsil ilkesi konulmalıdır. Kurulması ön görülen yapının üyelerinin çoğunluğunun İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenmesi STK'ların özerkliği ortadan kaldırır ve daha evvel de belirtildiği gibi devlete, hükümete bağımlı kuruluşlar haline getirir. Ayrıca genel görüş 4'de belirtildiği üzere üyelerin seçimi toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yapılmalı bunun için %50 eşit temsil ilkesi konulmalıdır. 7 / 7