Ticari tavuklarda enterik virüslerin önemi

Benzer belgeler
Avian Influenza Tavuk Vebası Hastalığı Kuş Gribi

Hollanda da Avian Influenza nın İzleme (Monitoring) ve Sürveyansı. Ruth Bouwstra DVM PhD GD Animal Health

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

Viral gastroenteritlerin laboratuvar tanısı

Viral gastroenteritlere bağlı salgınlar Türkiye ve Dünyada Güncel Durum

Kanatlı İmmunolojisinde Gerçekler

Kanatlı. Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

AŞI-2 VEYSEL TAHİROĞLU

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI

NEWCASTLE HASTALIĞI (YALANCI TAVUK VEBASI)

Termofilik kampilobakterler

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Kanatlı. Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması

Kanatlı Hayvan Hastalıkları

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

SU VE BESİNLER İLE BULAŞAN HASTALIKLAR VE KORUNMA YOLLARI

7.EKMUD Kongresi,Antalya-Türkiye GÜNAYDIN

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

Virüsler Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER

SERVİKAL ÖRNEKLERDE HPV DNA ve SİTOLOJİK İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

KANATLI HAYVANLARDA AVIAN INFLUENZA (=TAVUK VEBASI)

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

MANDALARIN SIK KARŞILAŞILAN HASTALIKLARI. Doç. Dr. Bülent Elitok İç Hastalıkları A.B.D.

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Enzimlerinin Saptanmasında

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU

İnfeksiyöz Bronşitis

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

VİRAL GASTROENTERİTLER. Dr. Fatma SIRMATEL

Ebola virüsü İstanbul'a geldi!

K. Serdar DİKER Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

İstanbul daki El Ayak Ağız Hastalığı Vakalarında Coxsackievirus A6 ve Coxsackievirus A16 nın Saptanması

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Yasemin Budama Kılınç1, Rabia Çakır Koç1, Sevim Meşe2, Selim Badur2,3

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAYVAN SAĞLIĞI VE KARANTİNA DAİRE BAŞKANLIĞI

Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında 2005/8503 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Uygulama Esasları Tebliği

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

HIZLI VE YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKTE BRUCELLA GENOTİPLENDİRİLMESİ İÇİN MOLEKÜLER BİR YÖNTEM GELİŞTİRİLMESİ

11. Hafta. Aşı Uygulamaları

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar, Kaynak Aktarımı ve Ödemeler

Profoks Cihazından Üretilen Gazın Yumurtacı ve Etçi Tavuk İşletmelerinde Kullanılmasının Etkileri

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ

KÜMES HAYVANLARINDA STRESLE MÜCADELE: Spreyle Kurutulmuş

Hemoglobinopatilere Laboratuvar Yaklaşımı

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

Tavuklarda Mikoplazma İnfeksiyonları: Koruma ve Kontrol

BLACK QUEEN CELL VİRUS. Emre ÖZAN Veteriner Hekim Viroloji Laboratuarı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

2009 AFYONKARAHİSAR ÖNSÖZ. Sonsuz saygı, sevgi ve teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim.

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Süt sığırı işletmelerinde gizli tehdit Hipokalsemi, Jac Bergman, DVM, 28 Ekim 2017


MEME LOBU YANGISI. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp

MİKOPLAZMA İNFEKSİYONLARI

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

Nobilis Salenvac T. Salmonella ile mücadelede öldürücü yumruk

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

Kuş Gribi; Avian İnfluenza; H5N1virüsü; Tavuk vebası; Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

Kırmızı Tavuk Biti (Dermanyssus gallinea, Tavuk Akarı)

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri. Dengeli ve Ekonomik Besleme

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

KANATLI SAĞLIĞI KÖŞESİ GÜNEŞLİ A.Ş.

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

BIOPHARM MAYIS 08 BÜLTENĐ

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

: Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir.

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480)

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

GUMBORO HASTALIĞI. İnfeksiyöz Bursal Hastalığı. Dr.Olcay TÜRE GÖKSU

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III DERS YILI DOKU ZEDELENMESİ, ENFEKSİYON VE HALK SAĞLIĞI DERS KURULU

Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü urlara denir.

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı

DERS X Küresel Sağlık Sorunları

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri

Kanatlılarda Salmonella İnfeksiyonları ve Kontrolünde Temel Prensipler

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD

Brezilya Mutfak Malzemeleri Araştırması ( Ocak, Fırın, Aspiratör, Davlumbaz)

Transkript:

KANATLI SAĞLIĞI KÖŞESİ GÜNEŞLİ A.Ş. Bakteriler ve parazitler, ticari tavukçulukta mide ve bağırsak enfeksiyonlarının primer etiyolojik ajanları olarak görülmektedir. Ticari tavuklarda enterik virüslerin önemi Bu çalışma, bağırsak enfeksiyonlarının birden fazla nedene bağlı etiyolojisini yansıtan ishal, gelişme geriliği, kilo kaybı ve ölümle karakterize olan bağırsak sorunları olan Brezilya tavuk sürülerindeki virüslerin çeşitliliğini ortaya koymaktadır. Yazarlar: Elena MettIfogo 1, LuIs F.N.Nuñez 1, Jorge L.Chacón 1, SIlvana H.Santander Parra 1, Claudete S.AstolfI-FerreIra 1, José A.Jerez 2, RIchard C.Jones 3 ve AntonIo J.PIantIno FerreIra 1 1 Patoloji Bölümü, Veterinerlik Fakültesi, Sao Paulo Üniversitesi, AvendIa Professor Orlando Marques de PaIva 87, CEP 05508-900, Sao Paulo, SP, Brezilya 2 Önleyici Veterinerlik ve Hayvan Sağlığı Bölümü, Veterinerlik Fakültesi, Sao Paulo Üniversitesi, AvendIa Professor Orlando Marques de Paiva 87, CEP 05508-900, Sao Paulo, SP, Brezilya 3 Enfeksiyon Biyolojisi Bölümü, Dünya Sağlık Enstitüsü, LIverpool Üniversitesi, LIverpool CH64 7TE, Birleşik Krallık İNFOVET 124-125

www.gunesliasi.com.tr Son yıllarda Brezilya dahil olmak üzere dünya genelindeki ticari çiftliklerde gözlemlenmiş olan bağırsak sorunları bulunan tavukların ve hindilerin bağırsak içeriklerinde bir kaç virüs teşhis edilmiştir. Brezilya da bu virüslerin moleküler olarak tespit edilmesiyle birlikte bu durum, bağırsak bütünlüğüne zarar verme riskinden dolayı tavuk üretimi için büyük bir tehdit haline gelebilir. Bu hastalık; ciddi ölçüde büyüme gecikmesi, düşük üniformite, letarji, sulu ishal, yem tüketiminin gecikmesi ve yemden yararlanma oranının azalmasıyla karakterizedir. Tavuk astrovirüsü (CAstV), rotavirüs, reovirüs, tavuk parvovirüsü (ChPV), alt grup I kanatlı adenovirüsü (FAdV-1) ve kanatlı nefrit virüsü (ANV) konvansiyonel polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ve ters transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) kullanılarak araştırılmıştır. Ek olarak, bağırsak enfeksiyonunda bir role sahip olabilecek enfeksiyöz bronşit virüsü (IBV) de araştırmaya dahil edilmiştir. Tek başına ya da diğer virüslere eşlik ederek, en sık tespit edilen virüsler IBV, ANV, rotavirüs ve parvovirüs, reovirüs ve adenovirüsün izlediği CAstV oldu. Bu çalışma söz konusu hastalığın birden fazla nedene bağlı etiyolojisini yansıtan ishal, gelişme geriliği, kilo kaybı ve ölümle karakterize olan bağırsak sorunları olan Brezilya tavuk sürülerindeki virüslerin çeşitliliğini ortaya koymaktadır. 1. Giriş Kanatlı endüstrisinde enterik virüs enfeksiyonlarının ekonomik etkisi değerlendirilmiştir ve bu etki, önemsiz ekonomik etkilerden ciddi düzeyde olan ve yıkıcı kayıplara yol açan etkilere kadar uzanmaktadır. Bağırsak enfeksiyonları, ağırlıklı olarak genç kanatlıları etkilemeye yatkındır ancak diğer hastalıklara duyarlılığı artıran, yemden yararlanma verimini azaltan ve pazara sürme süresini uzatan bu hastalık bütün yaş gruplarında ortaya çıkabilmektedir. Şu anda hiçbir özel tedavisi bulunmamakla birlikte, bu hastalıkta yer alan virüslerden herhangi birisine karşı henüz piyasada mevcut aşılar geliştirilmemiştir. İshal, performans düşüklüğü ve ölüm gibi bağırsak sorunları olan bir broyler sürüsünden alınan bağırsak içeriği veya etkilenen kanatlıların bakteri ya da tek hücreli içermeyen bağırsak içeriklerinden elde edilen müstahzarlarla bir günlük broylerlerde deneysel enfeksiyon yoluyla bağırsak enfeksiyonu başlatıldı. Ancak tek bir patojenin aşılanmasını takiben bu hastalığı yaymaya yönelik deney çalışmaları başarısız oldu. Saha koşulları altında bu bağırsak enfeksiyonları genellikle diğer enfeksiyon ajanlarıyla etkileşimleri veya kanatlıların yaşı, beslenmesi ve bağışıklık durumunun yanı sıra bağırsak enfeksiyonlarının kendini göstermesinde bu virüslerin rolünün değerlendirilmesini karmaşık hale getiren yönetim ve çevre sorunlarıyla karmaşık bir hal almaktadır. Virüslerle ilişkili bağırsak enfeksiyonları ilk olarak 1970 li yılların sonlarında bildirilmiştir ve bu hastalıklar gelişim eksikliği, tüy gelişiminin geri kalması, ishal ve diğer anomalilerle karakterizedir. Brezilya nın birkaç bölgesinde birkaç klinik bağırsak enfeksiyonu vakası gözlenmiş olmasına rağmen, polikrilamid jel elektroforezi (PAGE) tekniği kullanılarak yürütülen enterit rotavirüs, reovirüs ve pikobirnavirüs bulunduran broylerlerde bazı atipik rotavirüslerinin tespit edilmesine ilişkin çalışmalar haricinde bu sendroma ilişkin kapsamlı hiçbir araştırma bulunmamaktadır. Eskiden bağırsak enfeksiyonu, solgun kanatlı sendromu ve helikopter kanat hastalığı olarak adlandırılırdı ve büyüme yetersizliği ve tüy gelişiminin gecikmesiyle karakterize edilirdi. Bu semptomlar sürekli olarak ishal, artan ölüm oranı ve pankreas ve lenf atrofisi dahil olmak üzere daha az sıklıkta görülen diğer klinik belirtilerle birlikte gözlenmektedir. Bağırsak enfeksiyonları, klinik bulguların tutarlılığını en uygun şekilde yansıttığı ve bu vakalara muhtemelen aynı enfeksiyöz ajanlarının neden olduğunu gösterdiği için bu klinik seyir için en çok kabul edilen ad gibi görünmektedir. Bu çalışma kapsamında, en yüksek sayıda ajanı ve bunların Brezilya kanatlı endüstrisinde ortaya çıkışını araştırmak üzere tavuklardaki potansiyel bağırsak enfeksiyonu ajanları olarak birbiriyle ilişkili yedi virüsü taradık. 2. Materyaller ve Yöntemler 2.1. Saha Numuneleri. Aşağıda sayılan dokuz Brezilya eyaletinden gelen ticari tavuklardan iki yüz seksen (280) bağırsak içeriği numunesi toplandı: Rio Grande do Sul, Minas Gerais, Sao Paulo, Parana, Para, Rio de Janeiro, Santa Catarina, Goias ve Ceara. Numuneler 2008 ve 2010 yılları arasında toplandı. İshal, yetersiz kilo alımı, emilim bozukluğu sendromu, itlaf ve ölüm olarak tanımlanmış olan klinik bağırsak problemi belirtileri bulunan tavuklardan iki yüz on iki (212) numune toplandı ve önceden yetiştirilen son üç sürüdeki klinik bağırsak problemi Bu çalışma, Brezilya da bağırsak enfeksiyonlarıyla ilişkilendirilen virüslerin varlığını ortaya koyan ilk çalışmadır. geçmişleri bulunmayan tavuklardan 68 numune toplandı. Her numune, beş tavuktan elde edilen onikiparmak bağırsağından ince bağırsağın

KANATLI SAĞLIĞI KÖŞESİ GÜNEŞLİ A.Ş. alt ucuna kadar bütün bağırsaktan alınan bir bağırsak içeriği havuzundan oluşuyordu. Tavuklar yaşları üç gün ile 106 hafta arasında değişen broylerler, etlik damızlıklar, piliç ve yumurta tavuğu sürülerinden oluşuyordu. Numuneler, Laboratory of Avian Diseases a (Kanatlı Hastalıkları Laboratuvarı) (Sao Paulo, SP, Brezilya) sevk edilene kadar 20 C de korundu ve işlemeye kadar 20 C de tutuldu. 2.2. Bağırsak İçeriği Numunelerinin Hazırlanması: Tris-Kalsiyum tamponuyla (Tris/HCl 0.1M, CaCl2 1.5mM, ph 7.3) 1:5 oranında bir süspansiyon hazırlandı. Periyodik homojenleştirme işlemleri altında oda sıcaklığında 30 dakika bekletildikten sonra düşük hızda santrifüjleme yoluyla (15 dakika boyunca 3.300 xg) hücre debrisi alındı. Üst fazlar, analize kadar 20 C de saklandı. Üreticinin talimatlarına göre TRIzol (Invitrogen, Valencia, CA, ABD) kullanılarak üst fazlardan DNA ve RNA çıkartıldı. 2.3. Referans Virüsler: Brezilya sürülerinden izole edilmiş olan ve kimlikleri sekanslama yoluyla teyit edilmiş olan ChPV, adenovirüs, CAstV ve ANV suşları moleküler deneylerde pozitif kontroller olarak kullanıldı. Ek olarak, bir Massachusetts aşı suşu (H120), Nebraska danası ishal virüsü ve S1133 suşları sırasıyla IBV, rotavirüs ve reovirüs için kontroller olarak kullanıldı. 3. Sonuçlar İncelenen 280 numuneden 226 sında (%80.7) en az bir virüs tespit edildi. İshal, letarji, performans yetersizliği, yetersiz kilo alımı, emilim bozukluğu ve ölüm oranı gibi klinik belirtileri bulunan tavuklardan toplanan 212 numuneden 183 ü (%65.4) taranan virüslerden bir veya daha fazlası açısından pozitifti ve 43 (%15.4) numunede, sağlıklı tavuklardan alınan numunelerde en az, bağırsak enfeksiyonlarıyla ilişkili bir virüs tespit edildi (Tablo 1). Klinik belirtilere bakılmaksızın, ticari tavuklar, etlik damızlıklar, piliçler ve yumurta tavuğu sürülerinden alınan bağırsak numunelerinde incelenen virüslerin tamamı tespit edildi (Tablo 3). Sonuçlar, klinik semptomlar gösteren ve göstermeyen (Tablo 1) tavuklardan alınan tek ve kontaminant virüsün (Tablo 1) tespiti ve virüs başına pozitif numunelerin mutlak na (Tablo 2) göre analiz edilmiştir. Tablo 1. 2007 ila 2010 yıllarında klinik bağırsak enfeksiyonu belirtileri bulunan ve bulunmayan tavuklardan alınan 280 bağırsak içeriği numunesinde yedi virüsün dağılımı Virüs Klinik belirtiler gösteren % Klinik belirtiler göstermeyen % Toplam (%) IBV 39 (13.9) 91 (32.5) 45 (16.1) ANV 18 (6.4) 4 (1.4) 22 (7.9) CAstV 10 (3.6) 4 (1.4) 14 (5.0) Parvovirüs 5 (1.8) 0 (0.0) 5 (1.8) Adenovirüs 12 (4.3) 2 (0.7) 14 (5.0) Rotavirüs 6 (2.1) 4 (1.4) 10 (3.6) Reovirüs 1 (0.4) 0 (0.0) 1 (0.4) Toplam bir virüs 91 (32.5) 20 (7.1) 111 (39.6) Eşlik Edenler İki virüs 60 (21.4) 14 (5.0) 74 (26.4) Üç virüs 25 (8.9) 6 (2.1) 31 (11.1) Dört virüs 7 (2.5) 2 (0.7) 9 (3.2) Beş virüs 0 (0.0) 1 (0.4) 1 (0.4) Toplam eşlik eden virüsler 92 (32.9) 23 (8.2) 115 (41.1) Pozitif toplamı 183 (%65.4) 43 (%15.4) 226 (80.7) Negatif 29 (10.4) 25 (8.9) 54 (19.3) Toplam 212 (75.7) 68 (24.3) 280 (100) IBV: enfeksiyöz bronşit virüsü; ANV: kanatlı nefrit virüsü; CAstV: tavuk astrovirüsü; aynı numunede eş zamanlı olarak iki ya da daha fazla virüs tespit edilmiştir. Tablo 2. Bağırsak numunelerinde tespit edilen tekil ve çoklu enterik virüs enfeksiyonu sıklıkları Tespit edilen virüs kombinasyonu IBV ANV CAstV Rotavirüs ChPV FAdV-1 Reovirüs Tek virüs 45 22 14 10 5 14 1 İki virüs 49 28 16 31 13 7 4 Üç virüs 17 25 22 4 10 4 11 Dört virüs 8 7 6 3 5 2 5 Beş virüs 1 1 1 0 1 0 1 Virüs başına pozitif numune yüzdesi % (n = 280) 120 83 59 48 34 27 22 42,9 29,6 21,1 17,1 12,1 9,6 7,9 ANV: Kanatlı nefrit virüsü; CAstV: Tavuk astrovirüsü; ChPV: Tavuk parvovirüsü; IBV: Enfeksiyöz bronşit virüsü; FAdV-1: Kanatlı adenovirüs grubu 1. İNFOVET 126-127

www.gunesliasi.com.tr Yukarıda açıklanan her iki analiz koşulunda, azalan sırayla en fazla sıklıktaki virüsler IBV, ANV, rotavirüs ve CAstV oluşuyordu. Tablo 1 de eşlik eden numunelerde tespit edilmiş olan virüsler arasında oluşan kombinasyonların gösterilmektedir. Mutlak sayılar (Tablo 2) IBV nin en sık teşhis edilen virüs olduğunu (%42.9) ve onu ANV (%29.6), CAstV (%21.1) ve rotavirüs (%17.1), tavuk parvovirüsü (%12.1), FAdV-1 (%9.6) ve reovirüs (%7.9) izlemiştir. lerin büyük bir çoğunluğu, ilk dört haftada daha sık olmak üzere, ilk yedi haftalık yaşamları süresince broylerlerde 193 (%85.4) olarak tespit edilirken, onu pozitif numunelerin 22 si (%9.7) ile etlik damızlıklar izledi ve bağırsak enfeksiyonları en düşük, her iki kanatlıda da haftalar arasında homojen bir dağılım olmak üzere %4.9 oranıyla piliçler ve yumurta tavuklarında tespit edildi (Tablo 3). En küçük yaş, IBV ve CAstV açısından pozitif olan semptomlar bulundurmayan üç günlük etlik civcivdi. Etlik damızlıklarda ve piliç/yumurta tavuklarında, etlik damızlıklarda ilk haftadan itibaren ve piliç/yumurta tavuklarında dördüncü haftadan itibaren hemen her yaş grubunda pozitif numune tespit edildi (Tablo 3). Damızlık civcivlerden alınan iki numune, bir günlükken CAstV açısından pozitifti. Tablo 3. Broylerler, damızlıklar ve yumurta tavuklarından elde edilen bir veya daha fazla virüse ait pozitif numuneler ve teşhis edilen civcivlerin haftalara göre ilgili yaşı. Broylerler Etlik damızlıklar Piliç/yumurta tavukları Hafta Hafta Hafta 1 27 1 3 4 1 2 32 8 1 8 1 3 31 12 1 13 2 4 33 23 1 23 1 5 20 31 1 24 1 6 33 32 2 31 1 7 17 33 2 48 1 34 1 93 2 35 1 106 1 37 3 40 2 45 1 51 1 57 1 58 1 Toplam 193 (%85.4) Toplam 22 (%9.7) Toplam 11 (%4.9) Her kanatlı türü için pozitif numune yüzdesi % (n = 226). 4. Tartışma Bakteriler ve parazitler, ticari tavukçulukta mide ve bağırsak enfeksiyonlarının (gastroenteritin) primer etiyolojik ajanları olarak görülmektedir. Ancak pek çok viral enfeksiyon; koronavirüs, reovirüsler, rotavirüsler, adenovirüsler, enterovirüsler ve Astrovirüs ailesinin (Tavuk Astrovirüsü-CAstV ve Kanatlı Nefrit Virüsü-ANV) üyeleri, tavuk ve hindilerin enterik hastalıklarıyla ilişkildir. Daha önce belirtilen virüslerle oluşan enfeksiyonların, başta broylerler ve hindiler olmak üzere genç kanatlıları etkileyen gelişme ve büyüme geriliği (bücürlük, bodurluk) sendromu (RSS) ekonomik açıdan önemli olan bağırsak enfeksiyonlarının patojenezinde önemli olduğuna inanılmaktadır. Son yıllarda, çalışmalar tavuklarda enteritin potansiyel etiyolojik bir ajanı olarak enfeksiyöz bronşit virüsünün (IBV) enterotropik suşlarını kapsamaktadır. IBV, gastrointestinal kanala ait pek çok hücrede gelişebilmektedir ve bazı Asya suşlarının ön midede lezyonlara neden olduğu açıklanmıştır. IBV nin yalnızca klinik belirtisi olmayan genç tavukların ve yumurta tavuklarının gastrointestinal kanalında devamlılık gösterdiğine inanılmaktadır. Tavukçuluk sektöründeki bağırsak enfeksiyonunu tanımlamak için farklı adlandırma veya terimler kullanılmıştır çünkü klinik belirtiler sıklıkla görülmez veya primer veya sekonder etiyolojik ajanlar, konakçının bağışıklık ve beslenme durumu ve çevresel koşullar gibi önceki koşullardan bağımsız olarak meydana gelir. Saif e göre, gastrointestinal kanal (GIT) vücudun gelişimin ilk aşamalarında risk altında olan ve uğradığı çeşitli hasarların besinlerden verimsiz şekilde yararlanılmasına neden olabileceği başlıca organıdır. Bağırsak enfeksiyonu için açıklanan çeşitli belirtilerden ishal ve normal gelişim eksikliği en sık bildirilen semptomlardır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, Tablo 1 de gösterildiği gibi klinik semptomları bulunan tavuklarda (%65.4) incelenen yedi virüsten bir veya daha fazlasından kaynaklanan yüksek bir enfeksiyon seviyesi ortaya koymaktadır. Ancak semptom göstermeyen tavuklardan (%15.4) alınan numuneler de, bu virüsler açısından (Tablo 1) pozitif gerçekleşmiştir ve bu durum, bu iki grup arasında benzer bir görülme sıklığı ortaya koymaktadır. Bu sonuç, tavukların herhangi bir semptom göstermeyen bağırsak kanalı yoluyla virüsü atması gerektiğini göstermektedir; bu nedenle bu tavuklar potansiyel bir enfeksiyon kaynağını temsil etmekle birlikte, semptom göstermeyen taşıyıcılar veya depolar olarak görülmektedir. Diğer çalışmalar normal tavuklarda düşük seviyelerde rotavirüs enfeksiyonu (%4.1) ortaya koyarken, %30 rotavirüs bulunduran asemptomatik sürülerde daha yüksek sıklıklar ve sağlıklı hindi sürülerinden elde edilen CAstV için %30 olduğu tespit edildi. Ancak bu çalışmalar çok geniş çeşitlilikte bir virüs incelemesi gerçekleştirmemiştir. Amerika Birleşik Devletleri nde Çalışmada, potansiyel bağırsak enfeksiyonu ajanları olarak bilinen birbiriyle ilişkili yedi virüs tarandı. yürütülen bağırsak enfeksiyonu bulunan hindi sürüleri ve sağlıklı hindi sürülerinden oluşan kapsamlı bir

KANATLI SAĞLIĞI KÖŞESİ GÜNEŞLİ A.Ş. araştırmada, Rotavirüslerin sağlıklı sürülerde hastalıklı sürülerden biraz daha fazla sıklıkta görüldüğü tespit edildi. Klinik hastalık ve büyük patolojik değişiklikler başlamadan önce kanatlıların bağırsak içeriklerinde astrovirüsler tespit edildi. ANV kaynaklı klinik hastalık, genç tavuklarda böbrek lezyonları olarak görülmekteyken yaşlı tavuklarda yalnızca subklinik persistan enfeksiyon olarak görülmektedir. Bu koşullar, sağlıklı görünen ve farklı derecelerde patojenisitesi olabilecek sürülerden alınan numunelerde teşhis edilmiş olan reovirüs, koronavirüs ve tavuk parvovirüsü dışındaki virüsleri yansıtmaktadır. Aslında farklı serotiplerin ve hatta aynı serotip dahilindeki suşların hastalık ve ölüme neden olma kabiliyetlerinin değişkenlik gösterebileceğine dair belirtiler bulunmaktadır. Ayrıca yaş, pasif bağışıklık seviyesi, diğer patojenlerle eş zamanlı enfeksiyon ve strese neden olan işletme hataları gibi pek çok faktör kanatlıların enterovirüslere olan duyarlılığını etkiliyor. Semptomlardan bağımsız olarak, %80.7 oranına tekabül eden numunelerin çoğunun, virüslerden bir veya daha fazlası için pozitif olduğu tespit edilmiştir ve bu durum, Brezilya tavuk sürülerinde bu virüslerin yüksek orandaki görülme sıklığını ortaya koymaktadır (Tablo 1). Bu pozitif numunelerin yaklaşık yarısında (115 numune veya tamamının %41.1 inde) aynı anda iki veya daha fazla virüs tespit edilmiştir ve bu durum, bağırsak enfeksiyonunun çok nedenli etiyolojisine ilişkin hipotezi öne çıkarmaktadır. Eşlik eden bu numunelerde söz konusu yedi virüsün dağılımı ortaya konmuş ve Tablo 1 de gösterilmektedir. Kombinasyonlar, her virüsün görülme sıklığıyla orantılı olarak dağılım göstermiştir ve bir model veya sabit bir sıklık ortaya koymamıştır. Anlamlı yinelenebilirliği olan hiç bir belirli virüs kombinasyonu gözlenmemiştir. Nadiren, tek bir ajan bağırsak enfeksiyonundaki tek etken faktördür, ayrıca farklı virüs kombinasyonlarının bulunması hastalığın görünümlerinin değişiklik göstermesine neden olabilir. IBV, tek bir virüs içeren numunelerde (Tablo 1) ve Tablo 2 kapsamında gösterilen numunelerin tamamında (120 Yapılan araştırmalar sonucunda incelenen 280 numuneden 226 sında (%80.7) en az bir virüs tespit edildi. numune/%42.9) tespit edilen en yaygın virüs oldu. IBV, enfeksiyöz tavuk bronşitiyle ilişkili enfeksiyöz bir ajandır ve Brezilya dahil pek çok ülkedeki hastalık salgınlarından sorumludur. Enfeksiyöz bronşit (IB); solunum, üreme ve bazen de böbrek belirtileriyle karakterizedir. Ancak bu virüsün bazı suşlarının bağırsak hücrelerinde çoğaldığı ortaya konmuştur ve potansiyel ishal ajanları olarak adlandırılmışlardır veya en azından bağırsak enfeksiyonlarında bir rolleri olabilmektedir. Son yıllarda, enteriti bulunan ancak tipik solunum, üreme veya böbrek belirtileri bulunmayan tavukların bağırsak içeriklerinden değişken IBV suşlarını izole ettik. Bu durumlarda IBV, bütün numuneler astrovirüs, reovirüs ve rotavirüs bakımından negatifken bulunan tek patojen olmuştur. Bir günlük SPF civcivlerine, filtrelenmiş IBV değişkenleri aşılandığında, ishal veya böbrek belirtileri olmaksızın solunum belirtileri gözlenmiştir (veriler yayınlanmamıştır). Ek olarak, bu numuneler üzerinde ANV veya tavuk parvovirüsü gibi diğer muhtemel enterit ajanları açısından tarama yapılmamıştır. Ancak bağırsak içeriklerinde tespit edilmiş olan IBV suşları, bağırsak enfeksiyonunda doğrudan patojenler olarak bir role sahip olmayabilir. İncelenen virüslerden ANV, mutlak sayılara göre ikinci en yaygın virüstü ve Tablo 2 kapsamında gösterildiği gibi (%29.6) 83 numunede tespit edildi. IBV nin neden olan primer ajan olmaması halinde, ANV bu çalışmada teşhis edilen bağırsak enfeksiyonuna neden olan en yaygın patojen olur. İlk olarak pikornavirüs olarak görülen ANV yakın zamanda, 2000 yılında, Astrovirüs Ailesi nin yeni bir üyesi olarak nitelendirilmiştir ve Macaristan da büyüme yetersizlikleri bulunan genç tavukların böbrek numunelerinde tespit edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri nde, tavuk sürülerinde birkaç enterovirüsün varlığını tespit etmek üzere yakın zamanda gerçekleştirilmiş olan bir çalışma, ANV nin en yaygın virüs olduğunu ve onu koronavirüs, reovirüs, CAstC ve rotavirüsün izlediğini ortaya koydu. AVN nin yol açtığı kanatlı nefritinin karakteristik belirtileri hiç olmamakla (subklinik) ishal, büyüme geriliği, tubülonefrozlu böbrek yetmezliği, interstisyel nefrit, ürikoz ve ölümle karakterize olan salgınlara kadar değişiklik göstermektedir. Sırasıyla %21.1 ve %17.1 (Tablo 2) olmak üzere, tavuk astrovirüsleri (CAstV) üçüncü sırada yerini alırken, rotavirüsleri bu çalışmada tespit edilen en sık görülen dördüncü ajan oldu. Daha önce, analiz edilen 34 numunenin 21 inin (%61.7) CAstV bakımından pozitif olarak teşhis edildiği çalışmada Pantin-Jackwood ve diğerleri tarafından daha yüksek bir CAstV sıklığı bildirilmiştir. Astrovirüsler; insanlar, büyükbaş hayvanlar, domuzlar, koyunlar, kediler, köpekler, geyikler, fareler ve hindilerde akut gastroenteritin yanı sıra ördeklerde ölümcül hepatite neden olmaktadır veya bununla ilişkilendirilmiştir. Ancak CAstV nin klinik önemi belirsizliğini korumaktadır. Diğer yandan, rotavirüsler sıklıkla bağırsak enfeksiyonuyla İNFOVET 128-129

www.gunesliasi.com.tr ilişkilendirilmektedir ancak rotavirüslerin kanatlı sektörüne ilişkin ekonomik açıdan anlamlılığı henüz tanımlanmamıştır. Rotavirüsler, numunelerin %46.5 inde ve 2005 ve 2006 yıllarında test edilen Amerika Birleşik Devletleri nin bütün bölgelerinden gelen tavuk sürülerinde görülmüştür. PAGE yöntemiyle serogruplarının sınıflandırılmasına ilişkin çalışmalar, D grubu rotavirüslerinin Birleşik Krallık sürülerinde en sık bildirilen grup olduğunu göstermiştir. Ayrıca yakın zamanda D grubu rotavirüs enfeksiyonunun, Almanya da bulunan 5 ila 14 günlük broyler civcivlerde RSS gelişiminde etken bir faktör olduğu ileri sürülmüştür. Etlik sürülerde ayrıca A, F ve G grupları da tespit edilmiştir. Brezilya da bir çalışma, PAGE yönetimini kullanarak dokuz farklı elektroferogrup belirlemiştir ancak bunlardan yalnızca üçü kanatlı rotavirüsünün A grubu profiliyle benzerlik göstermiştir. Çok yakın geçmişte ise, rotavirüs aynı zamanda Brezilya daki broyler ve yumurta tavuğu sürülerinde de tespit edilmiş ve bu numunelerin yaklaşık %15 inin A grubuna ait olduğu belirlenmiştir. NSP4 geni için aynı RT-PCR testini kullanarak yürütülen daha önceki bir çalışmada, ticari hindilerden alınan numunelerde dört farklı rotavirüs genotipi tespit edilmiştir ve bu durum, insanlar ve diğer memelilerde bildirilene benzer şekilde rotavirüslerin genetik değişkenliğinin büyüklüğünü ortaya koymuştur. Parvovirüslerin memeli türlerinde gastrointestinal hastalığa yol açtığı bilinmektedir ve tavuklarda emilim bozukluğu sendromuna ve hindilerde enterite neden oldukları ileri sürülmüştür. Ancak tavuk parvovirüslerin hastalıktaki rolü henüz belirlenmemiştir. Elektron mikroskopisi kullanılarak yürütülen daha önceki çalışmalarda, bağırsak enfeksiyonu bulunan tavukların numunelerinde parvovirüs benzeri partiküller belirlenmiştir ancak PCR gibi yeni moleküler araçların geliştirilmesine kadar parvovirüslerin varlığını doğrulamak mümkün olmamıştır. Bu araştırmada, tavukların %12.1 i, reovirüs ve adenovirüs bakımından pozitif olanlardan biraz daha fazla olan ve tavuk parvovirüsünün tavuklardaki bağırsak enfeksiyonunun önemli bir etiyolojik ajanı olarak görülmesi gerektiğini gösteren tavuk parvovirüsü bakımından pozitif bulunmuştur. Amerika Birleşik Devletleri genelinde yürütülen bir araştırmada, 54 tavuk numunesinde tavuk parvovirüsünün görülme sıklığının yüksek düzeyde olduğu (%77) tespit edilmiştir. Kanatlı Adenovirüsü alt grup I in bu çalışmada incelenen virüsler arasında pozitif numune sıklığı %9.6 oranındaydı (Tablo 2). Alt grup I ve II adenovirüslerinin kanatlı sektöründe geniş bir dağılım gösterdiği ve yaygın olarak bağırsak numunelerinde tespit edildiği düşünülmektedir. Adenovirüsle hastalık arasındaki ilişki alt grup II (hindi hemorajik enteriti ve ilgili virüsler ve alt grup III (yumurta azalması sendromu)) açısından iyice anlaşılmış olmakla birlikte, çoğu alt grup I kanatlı adenovirüsünün patojen olarak rolü tam olarak tanımlanmamıştır. Kanatlı reovirüsleri genellikle, bağırsak enfeksiyonu bulunan kanatlıların bağırsak kanallarında tespit edilmektedir ve geniş dağılım göstermektedir. Kanatlı reovirüsleri, bu çalışmada yalnızca %7.9 oranıyla en düşük sıklıkta belirlenmiştir (Tablo 2). 2005 ve 2006 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri nin bütün bölgelerinden gelerek test edilen tavuk sürülerinin %62.8 inde kanatlı reovirüsleri teşhis edilmiştir. Kanatlı reovirüsleri, viral artrit/tenosinovit, solunum hastalığı, immünosupresyon ve bağırsak enfeksiyonu veya emilim bozukluğu sendromu dahil olmak üzere çeşitli hastalık durumlarından etkilenen tavukların çeşitli dokularından izole edilmiştir. Ayrıca kanatlı reovirüslerinin sinerjistik bir etkiye neden olduğu ve tavuk anemi virüsü, Escherichia coli ve enfeksiyöz bursal hastalığı virüsü gibi diğer ajanların patojenisitesini artırdığı ortaya konmuştur. Ancak etkilerin şiddeti, reovirüsün suşuna bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Artrit/tenosinovit ile reovirüs enfeksiyonu arasında genellikle açık bir ilişki olduğu bildirilmektedir. Ancak tavuklardaki bağırsak enfeksiyonlarıyla ilişkili diğer primer patojenler düşünüldüğünde kanatlı reovirüslerinin bağırsak enfeksiyonundaki Diğer hastalıklara duyarlılığı artıran ve yemden yararlanma verimini azaltan bu hastalık bütün yaş gruplarında ortaya çıkabilmektedir. rolü belirsizliğini sürdürmektedir. Virüslerle yaş arasındaki ilişki, virüslerin broyler civcivlerde, damızlıklarda ve piliç/yumurta tavuklarında farklı aşamalarda tespit edilebildiğini göstermiştir; örneğin özellikle broyler civcivlerde ilk haftadan son haftaya kadar virüs tespit edilmiştir. Önemli bulgulardan biri de, bir dikey bulaşma göstergesi teşkil edebilecek bir günlük damızlık civcivlerde CAstV nin tespit edilmesi olmuştur. McNulty ve diğerlerine göre, genç tavuk sürüleri üzerinde uzunlamasına yürütülen bir çalışmada, kanatlı rotavirüsü normalde, pasif maternal bağışıklığın modülasyonu nedeniyle iki haftalık olduktan sonra tespit edilir. Ancak Tamehiro ve diğerleri bir haftalık broylerlerde rotavirüs bakımında pozitif olan numuneler olduğunu bildirmiştir. Ayrıca Pantin-Jackwood ve diğerleri yaşamları boyunca astrovirüsün var olmasının yanı sıra yerleştirilmeden önce tavuklardan toplanan numunelerde rotavirüsün var olduğunu da ortaya koymuştur. Sonuç olarak, bu çalışmada tespit edilen başlıca virüsler IBV, ANV, CAstV ve rotavirüs olmuş ve bunları tavuk parvovirüsü, adenovirüs ve reovirüs izlemiştir. Ancak astrovirüsler (ANV ve CAstV) en önemli patojenler olarak görülmelidir çünkü koronavirüs (IBV), her ne kadar numunelerde büyük bir yüzde oranıyla bulunsa da, önceki deneylerimizde bağırsak kanalında patojenisiteye neden olduğu ortaya konulmamıştır (veriler yayınlanmamıştır). Klinik hastalık belirtileri bulunan ve bulunmayan tavuklar arasında yüksek oranda virüs tespit edilmiştir ve bu durum, bu virüslerin semptom göstermeyen taşıyıcılarda görülme sıklığının yüksek olduğunu ortaya koymakta ve bu taşıyıcıların potansiyel bir enfeksiyon kaynağını temsil edebileceğine işaret etmektedir. Ayrıca bu çalışmada tespit edilen CAstV nin bir günlük damızlık civcivlerde var olması dikey bir bulaşmayı akla getirebilir. Ek olarak bu virüslerin neden olduğu hasarlar, bu kanatlıların yaşamlarının ilk haftalarında bağırsak kanalının emilim kabiliyetini engelleyebilir ve bu durum, üretim döngüsünün geri kalanında üretkenliğin üzerindeki olumsuz etkiyi artırabilir. Bu çalışma, Brezilya da bağırsak enfeksiyonuyla ilişkilendirilen bu virüslerin bulunduğunu ortaya koyan ilk çalışmadır. Bu virüslerin rolünü ve ticari kanatlı üretimi üzerindeki etkilerini belirlemek için deneysel çalışmalar yürütülmelidir.