MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS ÂLİMLERİNE GÖRE MÜNKER HADİS *

Benzer belgeler
İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

HADİS TARİHİ VE USULÜ

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007)

Birinci İtiraz: Cevap:

Istılahlaşma Sürecinde Münker Hadis Kavramı*

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ. Prof. Dr. Yusuf Ziya KESKİN Hadis Anabilim Dalı

1. Adı Soyadı: Zekeriya GÜLER 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

Farklı Yönleriyle Endülüs Hadisçiliği, Mustafa ÖZTOPRAK, Sinop 2013, 152 sayfa.

MUHADDİSLERİN VE FAKİHLERİN MA RÛF TERİMİNE YÜKLEDİĞİ ANLAMLAR. Attribute a Meaning to Term of Marouf by Muhadeteeh and Jurists

Buhârî nin Eserleri ve Kitabu d-duafâi s-sağîr in Tanıtımı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

HADİS ARAŞTIRMA METODU

HADİSTE METİN TENKİDİ VE CERH - TA DİL ÂLİMLERİNİN RÂVİ DEĞERLENDİRMELERİNE ETKİSİ

3 Her çocuk Müslüman do ar.

Yaşadığı dönemde çok önemli İslam düşünürleri yaşamış. Bunlardan birisi de hocası İbni Teymiyyedir.

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Hadis İlminde İlleti Tespit Yolları *

İMAM ŞAFİİ NİN KULLANDIĞI HADİS KAVRAMLARI (er-risâle ÖRNEĞİ)* Fuat İSTEMİ *

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

BİR İMAM-HATİP HOCASININ HADİS BİLGİSİ: HADİS USÛLÜ DERSLERİ

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINCA YURT DIŞINDA GÖREVLENDİRİLEN DİN GÖREVLİLERİNİN HADÎS BİLGİ VE KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Hanefi Mezhebinde Mürsel Hadisin Delil Değeri * The Value of Mursel Hadith in Hanefi Tradition

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

HİCRÎ III. ASIRDA HADİS USÛLÜNE KAYNAKLIK EDEN ESERLER VE ÖZELLİKLERİ

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

ÜMMETİMDEN YETMİŞ BİN KİŞİ CENNETE SORGUSUZ GİRECEKTİR. HADİSİ ÜZERİNE SENET EKSENLİ BİR ANALİZ VE DEĞERLENDİRME * ÖZET

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

Tabakat Kitapları ve Hadis İlmine Sağladıkları Faydalar

Süleyman el Ulvan, geçtiğimiz günlerde annesinin vefatı üzerine geçici olarak serbest bırakımış ve cenaze törenine katılmıştı.

İSLÂM MEDENİYETİNİN KURUCU NESLİ SAHÂBE II SAHÂBE VE RİVÂYET İLİMLERİ SEMPOZYUMU

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

ÖZGEÇMİŞ YRD. DOÇ. DR. HALİL İBRAHİM KUTLAY

Bazı Hadis Kavramları ve Hadislere Yaklaşımda Güncel Problemler Perşembe, 06 Ağustos :43

RUMELİ İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ. YAYIM İLKELERİ ve YAZIM KURALLARI

HADİSİN TASHÎHİNDE SENED VE METNİN SIHHAT İLİŞKİSİNE İLLET VE ŞÂZ BAĞLAMINDA METODOLOJİK BİR YAKLAŞIM

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

ŞEVVÂL ORUCU İLE İLGİLİ RİVÂYETLERİN SENED VE METİN YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Fatih Mehmet Yılmaz

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

ÂLİMLER PEYGAMBERLERİN VARİSLERİDİR HADİSİNİN İSNAD AÇISINDAN TENKİD VE TAHLİLİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İLK DÖNEM HADİS- REY TARTIŞMALARI ŞEYBÂNÎ ÖRNEĞİ Mehmet ÖZŞENEL, İstanbul: İFAV, 2015 Ali SEVER

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

TEFSĠR ĠLMĠNE ĠLHAM KAYNAĞI OLAN SAHĠH HADĠSLERĠN SIHHATĠ KONUSUNDAKĠ ĠNCELĠKLER

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar*

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

KERTENKELENİN ÖLDÜRÜLMESİ İLE İLGİLİ HADİSLERİN

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

UYGULAMALARI HASAN UÇAR * Ondokuz May s Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, 2013, say : 35, ss OMÜ FD 171

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI

ﺐ ﺋﻟﺬﺮﻟ ﻼﺻ ﺔﻋﺪ ﺑ «ﺔﻴ ﻟ ﺘﺮ ﺔﻐﻠﻟﺎ ﺑ» ﺪﺠﻨﻟﻤ ﺢﻟﺎﺻ ﺪﻤﻣﺤ ﺪﻤﻣﺤ ﻴﻦﻫﺎﺷ ﻢﻠﺴﻣ ﺔ : ﺟﻤﺮﺗ ﻞﻴﺒﻧ 1 2 ﺔ:ﻌﺟ ﺮﻣ

Hadis Usûlü Literatüründe Yerleşik Bir Kabulün Tenkidi: Bir İhtisâr Örneği Olarak İbn Hacer in Nuhbetü l-fiker i

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

II. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi Bildiriler Kitabı - IV

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

FIKHÎ HADİSLERİN RİVÂYET DEĞERİ BAĞLAMINDA VÂRİSE VASİYYET OLMAZ HADİSİNİN TAHRÎC VE TENKÎDİ

ODUNPAZARI MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 40 HADİS EZBERE OKUMA YARIŞMASI

Abdestte başı mesh etmenin şekli

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

YILLIK DERS PLANI DERSİN ADI : KUR AN-I KERİM EK ÖĞRETİM 5.KUR (HATİM) ÖĞRETİM YILI: KURSUN ADI : KUR AN KURSU SINIF / DÖNEM :...

Sahabenin Faiz Hakkındaki Bazı Görüşlerinin Değerlendirilmesi

DR.KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ (CV)

ANADOLU İMAM HATİP LİSELERİ HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI VE DERS KİTABI ÜZERİNE BAZI MÜLAHAZALAR

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

ESER KARİZMASI MI MUSANNİF KARİZMASI MI? Which Charisma: Author or His Writings?

Ebû Hureyre radıyallahu anh dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

Basralı Muhtelit Râvîler (Hicrî İlk Üç Asır)*

İbn Hazm ın Râvi Tenkidinde Eleştirilen Yönlerinin Onun Tenkitçi Kimliğine Etkisi - el-muhallâ Çerçevesinde Değerlendirme -

Transkript:

The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss7214 Number: 62, p. 263-274, Winter I 2017 Yayın Süreci / Publication Process Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date 29.07.2017 15.12.2017 MÜTEKADDİMÎN VE MÜTEAHHİRÎN HADİS ÂLİMLERİNE GÖRE MÜNKER HADİS * THE DESCRIPTION OF MUNKER HADITH ACCORDING TO MUTAQADDIMIN AND MUTAAKHIRIN HADITH SCIENTIST Arş. Gör. Muhammed Aslan ORCID ID: orcid.org/0000-0002-0366-3315 Bingöl Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü, Hadis Anabilim Dalı Öz Hicri birinci asırdan itibaren fiilen uygulanan ve ikinci asrın sonlarına doğru kayıt altına alınan hadis usûlü, hadislerde kullanılan sened ve metin ile ilgili kural ve yöntemleri, râvîlerin vasıflarını ve hadis kavramlarını değerlendirmekte ve sınırlarını belirlemektedir. Hadis usûlünde değerlendirilen ve sınırları tespit edilmeye çalışılan önemli kavramlardan birisi de münker hadis kavramıdır. Sözlükte çirkin, kötü, yadırganan, inkâr edilen ya da sahih aklın çirkin gördüğü her fiil gibi anlamlara gelen münker kavramı, hadis usûlü açısından pek çok şekilde tanımlanmıştır. Yine Kur an ve hadis gibi İslam ın temel kaynaklarında hem sözlük anlamında hem de sözlük anlamına yakın dinî bir anlam kazanarak pek çok kez kullanılmıştır. Hadis çeşitlerinden ma rûf hadis, şâz hadis, muallel hadis, garip hadis gibi pek çok hadis çeşidi ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı olan münker hadis, hicri ikinci asrın sonlarında kullanılmaya başlanmıştır. Terim anlamında zaman içinde bazen anlam genişlemesi bazen de anlam daralması yaşanan münker hadis, en çok tanımlanan hadis çeşitlerindendir. Kaynaklarda ulaşabildiğimiz kadarıyla Yahyâ b. Saîd el-kattân (ö. 198/813) ile başlayan münker hadis tanımı, İbn Hacer in (ö. 852/1449) münker hadis: zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir şeklinde yaptığı tanımıyla son şeklini almıştır. Hicri ikinci asır ile dokuzuncu asır arasında geçen yedi asırlık sürede münker hadis tespit ettiğimiz kadarıyla en az yedi farklı anlamda kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Münker Hadis, Ma rûf Hadis, Muhalefet, Teferrüd, Rivâyet * Bu makale 18-20 Mayıs 2017 tarihlerinde Alanya Alaaddin Keykubad Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 2. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu nda sunulan tebliğin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş halidir.

264 Muhammed Aslan Abstract The hadith method, practiced since the exilic first century and recorded since the late second century, assesses and limits the rules and methods related to the documents and texts in hadiths, the qualifications of the deferent and the hadith concepts. One of the important concepts that is evaluated and limited in the hadith methodology is the concept of the münker hadith. In the dictionary, the notion of "münker" is described as "ugly, evil, unreasonable, denied, or every act that the authentic mind considers bad", and defined in several ways related to the hadith. Also, like the Qur'an and the hadith, it has been used several times in the basic Islamic sources, obtaining a religious meaning close to its lexical meaning. Münker hadith that has direct or indirect associations with other hadith types such as the known (ma ruf) hadith, şaz hadith, muallel hadith and garip hadith has been used since the late second century. The meaning of the term munker hadith had a tendency of expansion and sometimes narrowing in time and it is the most defined type of hadith. The oldest known definition was found in Yahya b. Said al-kattan (dated 198/813) and was finalized by Ibn Hajjar (d. 852/1449) as "the münker hadith is the hadith that was related by the weak deferent as opposed to the just deferent." During the seven centuries between the exilic second and ninth centuries, münker hadith was used in at least seven meanings as far as we could establish. Keywords: Munker Hadith, The Known (Ma ruf) Hadith, Opposition, Unique, Narrative Giriş İlimlerin kapsamlarının günden güne genişlemesi bütün ilimlere birlikte vakıf olmayı zorlaştırmış ve beraberinde ihtisaslaşmayı getirmiştir. İhtisaslaşma ile birlikte ilim alanlarının tozlu raflarda kalmış konuları yeniden değerlendirilmiştir. Aynı zamanda konuların çerçevesi daraltılmış ve sınırlı alanlarda yapılan çalışmalar yaygınlık kazanmıştır. Bu anlamda geçmişin birikimini bir araya getirerek değerlendiren ve böylece araştırmacılara hazır bilgi sunarak onların işini kolaylaştıran çalışmalar önem kazanmıştır. İhtisaslaşma ile birlikte ilmi çalışmalar da hız kazanmıştır. Her alan kendi içerisinde yetiştiği donanımlı elemanlarla bu çalışmaların artmasına katkı sunmuştur. Ancak buna rağmen hala çalışılmayı bekleyen binlerce mesele ve konu durmaktadır. Aynı durum hadis ilmi için de söz konusudur. Gerek hadis tarihinde gerekse hadis usûlünde pek çok konu çalışılmayı beklemektedir. Bu anlamda hadis usûlü alanında bir boşluğu dolduracağına inandığımız bu çalışmamızın konusu, münker hadis ve tarihi süreç içerisinde kazandığı anlamların değerlendirilmesi olacaktır. Böylece münker hadis hakkında geçmişin birikimi bir araya getirilecek ve araştırmacılarla ilgililerin yararına olacak şekilde değerlendirilecektir. Çalışmamızın girift, karmaşık ve pek çok hadis çeşidi ile bağlantılı olan münker hadisin daha anlaşılır hale gelmesi ve tarihi süreç içerisinde kazandığı farklı anlamların öğrenilmesi konusunda yarar sağlayacağını ümit ediyoruz. Çalışmamızda önce münker kavramı açıklanacak ardından tarihsel süreç içerisinde münker hadis terimi hakkında yapılan tanımlar ele alınacaktır. Son olarak da tanımlar hakkında değerlendirmede bulunulacaktır. 1. Kavramsal Çerçeve 1.1. Sözlük Anlamı Arapçada نكر n-k-r kökünden türemiş olan münker kelimesi, if âl bâbından olup ism-i mef ûldür. Sözlükte çirkin (Mustafa vd., 2004: 952), kötü, yadırganan (Karagöz, 2015: 497), inkâr edilen, bilinmeyen şey (İbn Manzûr, t.y.: 4539) ya da sahih aklın çirkin gördüğü her fiil (Zebîdî, 1965: 290) anlamlarına gelmektedir. Bu anlamlar, sözcüğün olumsuz durumları ifade etmek için kullanıldığını göstermektedir. Aynı olumsuzluk Münker kelimesinin dinî anlamına da yansımıştır. Dinî bir kavram olarak mülahaza edil-

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 265 diğinde kavramın Allah ın razı olmadığı, İslâm şeriatının çirkin, kötü, kabahat, günah ve haram olarak bildirdiği davranışlar (İbn Manzûr, t.y.: 4539; Karagöz, 2015: 497) anlamında kullanıldığı görülmektedir. Bu durum münker sözcüğünün dinî bir terim olarak kullanıldığında da sözlük anlamını genel itibariyle koruduğunu göstermektedir. 1.2. Kur an da Kullanımı ve Anlamları Müslümanlar açısından sakınılması gereken şeyleri ifade eden münker kavramı, Kur an da n-k-r kökünün türevi olarak otuz yedi âyette geçmektedir. n-k-r kökünün ism-i mef ûlu olan münker kalıbında ise on sekiz âyette geçmektedir. İsm-i mef ûl kalıbının dışındaki kullanımlara baktığımızda kelimenin genellikle sözlük anlamında kullanıldığı görülmektedir. Birçok âyette aynı zamanda sözlük anlamı olan çirkin, yadırganan, hoş karşılanmayan (Hûd 11/70; Lokman 31/19), inkâr edilen (Ra d 13/36; Nahl 16/83, 22; Enbiyâ 21/50; Mü minûn 23/69; Mü min 40/81; Şûrâ 42/47), tanınmayan, bilinmeyen şey ( Yusûf 12/58; Hacc 22/44; Sebe 34/45; Fâtır 35/26; Kamer 54/6; Mülk 67/18) anlamında kullanılmaktadır. Birkaç âyette ise sözlük anlamına yakın bir anlamda kullanılmaktadır. Bu âyetlerde şeklini değiştirmek, tanınmaz hale getirmek, günahın, azabın, hoş karşılanmayan şeylerin büyüğü (Kehf 18/74, 87; Neml 27/41; Talak 65/8) anlamında kullanılmaktadır. İsm-i mef ûl kalıbındaki kullanımlara baktığımızda ise tamamına yakını Allah ın razı olmadığı, İslâm şeriatına uygun olmayan kötü, günah veya haram olan, dinin ve aklın reddettiği şeyler anlamındadır. Bu anlamdaki kullanımların yarısı kelimenin zıt anlamlısı olan ma rûf ile birliktedir. Yani İslâm şeriatına uygun olan her iyiyi emredip İslâm şeriatına aykırı olan her kötüyü yasaklamak anlamındaki emir bi l-ma rûf nehiy ani lmünker tamlaması şeklindeki kullanımıdır. İsm-i mef ûl kalıbındaki kullanım birkaç yerde de sözlük anlamı olan bilinmeyen, inkâr edilen şey (Hicr 15/62; Hacc 22/72; Zâriyât 51/25) anlamında kullanılmıştır. 1.3. Hadiste Kullanımı ve Anlamları Münker kelimesinin hadislerdeki kullanımına gelince, n-k-r kalıbının türevleri şeklinde Hz. Peygamber in, sahâbenin ve tâbiînin sözlerinde çokça geçmektedir. Sadece n-k-r kökünün ism-i mef ûlu olan münker kalıbında yüzden fazla yerde geçmektedir. Münker kelimesinin bu kullanımlarını tek tek saymak çalışmamızın hacmini aşacağından burada sadece bir kaç tanesine değinmekle yetineceğiz. Anlam bakımından hadislerdeki münker kullanımları Kur an daki kullanımlarla paralellik arz etmektedir. Bu durum Kur an ın münker kelimesine -sözlük anlamına yakın olmakla birlikte- dinî bir anlam yüklediğini ve bu anlamıyla Hz. Peygamber in ve sonrakilerin kullanımına da yansıdığını göstermektedir. Hadislerde geçen münker kelimesinin ism-i mef ûl kalıbının dışındaki kullanımlarına bakıldığında genellikle yadırgamak (Buhârî, Bed u l-vahy, 6; Müslim, İmân, 159), hoşlanmamak (Buhârî, İmân, 30; İlm, 89), yasaklamak (Ebû Dâvud, Cihâd, 121; Buhârî, Cihad ve s-siyer, 147), tanımamak (Buhârî, Menâkıb, 25; Ebû Dâvud, Melâhim, 17), inkâr etmek (Müslim, İmân, 190) gibi anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Bu durum hadiste münker kelimesinin ism-i mef ûl kalıbının dışındaki kullanımlarının dinî anlamdan çok sözlük anlamına yakın olduğunu göstermektedir. İsm-i mef ûl kalıbındaki kullanımlarına gelince tamamına yakını, emir bi l-ma rûf nehiy ani l-münker (Tirmizî, Fiten, 8, 11) tamlaması şeklinde ma rûfun zıddı Allah ın razı olmadığı, İslâm şeriatına uygun olmayan, kötü, günah veya haram olan, dinin ve aklın reddettiği şeyler (Tirmizî, Birr ve Sıla, 15, 36; Zühd, 39) anlamında kullanılmaktadır. Bu durum âyetlerdeki kullanımlarla paralellik arz etmektedir. Âyetlerde olduğu gibi hadis-

266 Muhammed Aslan lerde de münker kelimesinin kullanımının yarıdan fazlası bu kalıpla birlikte gerçekleşmektedir. Bunun vahyin etkisi ve yansıması olduğunu yukarıda zikretmiştik. Münker kelimesi ism-i mef ûl kalıbında olup emir bi l-ma rûf nehiy ani lmünker tamlamasının dışında kullanıldığı hadislerde ise kötü, çirkin (Ebû Dâvud, Haraç, 33; Edeb, 173), kötülük, çirkinlik (Müslim, İmân, 78, 231; Ebû Dâvud, Salât, 248), günah (Tirmizî, Tefsîru l-kur an, 39), zorlu, şiddetli (İbn Mâce, Tahâret, 117) ve insanın amellerini yazan meleklerden birisinin adı (Tirmizî, Cenâiz, 71) anlamlarında kullanılmıştır. Münker kelimesi hadis kitaplarında bazen bâb başlıklarında kullanılmıştır. Bunun örnekleri Kütüb-i Sitte de görülmektedir (Tirmizî, Fiten, 8, 9, 11; İbn Mâce, Et ime, 56, Fiten, 20). Bu durum münker kavramının İslâmî ilimler terminolojisinde ne kadar yaygın olarak kullanan bir kavram olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak çirkin olan, reddedilen, kabul edilmeyen, İslâm a uygun olmayan, dine ve akla aykırı olan şeyleri ifade eden münker kavramı, daha sonra -çirkin ve dine aykırı bir davranış olarak görülen- güvenilir râvîlere muhalefet etme durumunun adı olmuştur. 2. Hadis Usûlü Açısından Münker Hadis Sözlükte, çirkin olan, reddedilen, kabul edilmeyen, İslâm a uygun olmayan, dine ve akla aykırı olan şeyleri ifade eden münker sözcüğü, hadis âlimleri tarafından fâsık ya da hatası çok olan râvîlerin rivayetleri ile zayıf hadis çeşitlerinden kabul edilmeyen rivayetler için kullanılmıştır. Münker kavramı hadis terimi olarak kullanıldığında da sözlük ve dinî anlamda olduğu gibi olumsuz bir durumu ifade etmektedir. Hadis ilmi alanında münker kavramı ilk başlarda râvîleri değerlendirme lafzı olarak münkerü l-hadis şeklinde kullanılmıştır. Hicri ikinci asrın sonlarında kullanılmaya başlanan bu tabir, ilk defa Yahyâ b. Saîd el- Kattân (ö. 198/813) tarafından kullanılmıştır (Tuzcu, 2013: 9). Yahyâ b. Saîd el-kattân, Kays b. Ebû Hâzim (ö. 97/715) için münkerü l-hadis tabirini kullanmıştır. Ancak İbn Hacer (ö. 852/1449), onun bu tabiri daha sonraki dönemlerde kazandığı cerh anlamında değil de Kays b. Ebû Hâzim in rivâyet ettiği bazı hadislerde teferrüd ettiğine işaret etmek üzere kullandığını belirtmiştir (Yücel, 1997: 202). Kaynaklarda münkerü l-hadis değerlendirmesinin rivâyetinde teferrüd eden râvîler, zayıf râvîler ve metruk râvîler için kullanıldığı görülmektedir. Hadis terimi olarak kullanılması ise hicri üçüncü asra dayanmaktadır (Efendioğlu, 2006: 13). Münker kelimesini terim anlamında ilk kullananlar Yahyâ b. Mâ în (ö. 233/848), Ali b. el-medînî (ö. 234/848) ve İshak b. Râhûye dir (ö. 238/853) (Yücel, 1997: 199). Aynı asırda Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Buhârî (ö. 256/870), Müslim (ö. 261/875), Tirmizî (ö. 279/892) ve Nesâî (ö. 303/915) gibi bazı muhaddisler de münker terimini kullanmışlardır. Erken dönemlerde kullanılmaya başlanan münker terimi, hadisçiler tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bu tanımlardan bazısının kapsamı geniş olurken bazısının kapsamı dar olup özel durumlar için kullanılmıştır. Bu tanımları önce mütekaddimîn ve müteahhirîn diye iki başlıkta işleyeceğiz. Bu iki başlığın altındaki tanımları kronolojik olarak zikredecek, ardından bütün tanımları birlikte değerlendirerek gruplandırma yoluna gideceğiz. 2.1. Mütekaddimîne Göre Münker Hadis Tanımları Hicri ikinci asırdan itibaren kullanılmaya başlanan münker kavramı terim anlamıyla ilk kullanan kişi tespit edebildiğimiz kadarıyla Yahyâ b. Mâ în dir. Ona göre münker hadis, meşhur bir râvîden rivâyet etmekle birlikte teferrüd eden kişinin rivâyetidir. İbn Mâ în münker hadise örnek olarak Yahyâ b. Adem in Süfyân, Zebîd yoluyla

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 267 aldığı hadisi göstermektedir. Ona göre Yahyâ b. Adem in, meşhur râvîlerden olan Süfyân tarikiyle aldığı hadisinin herkes tarafından bilinmesi ve rivâyet edilmesi gerekirken bu hadisinde teferrüd etmesinde bir kusur bulunduğunu belirtmektedir. Bu kusurdan dolayı da bu hadisin münker olacağını ifade etmektedir (Muhammedî, 2005: 62). İlk dönemlerde münker kavramını terim anlamda kullananlardan birisi de Ali b. el-medînî dir. İbnü l-medînî in münker hadisi kullanımına baktığımızda farklı durumlar için aynı kavramı kullandığını görüyoruz. Bu kullanımları şöyle sıralayabiliriz: a) Muhalefetü s-sıka anlamında; sıka râvîlere muhalefet içeren rivâyet için münker tabirini kullanmıştır. b) Zayıf hadis anlamında; senedi zayıf olan rivâyet için münker tabirini kullanmıştır. c) Mechûl râvînin teferrüdü anlamında; mechûl aynı zamanda teferrüd eden râvînin rivâyeti için münker tabirini kullanmıştır (Muhammedî, 2005: 62-63). Ahmed b. Hanbel, münker hadisi: râvînin teferrüd ettiği rivâyet olarak benimsemiştir. Ahmed b. Hanbel buna örnek olarak sıka bir râvî olan Eflah b. Humeyd el- Ensârî in teferrüd ettiği Hz. Peygamber Iraklılara zâtüırkı mikât yaptı hadisini göstermiştir (el-hınn, 2007: 180). San ânî, İbn Hacer in Fethu l-bârî nin mukaddimesinde Ahmed b. Hanbel ve diğerlerinin münker hadisi mutlak manada teferrüd olarak ele aldıklarını zikrettiğini ifade etmektedir (San ânî, 1997: 2/6). Muhammedî, yaptığı detaylı araştırmada Ahmed b. Hanbel in sıka olsun, zayıf olsun, mechûl olsun râvîlerin teferrüdünü münker kabul ettiğini tespit etmiştir (Muhammedî, 2005: 64-67). Münker hadis terimini kullananlardan biri de Buhârî dir (ö. 256/870). Buhârî ye göre münker hadis: metrûk, kezzâb ve zayıf râvîlerin yanında teferrüdü kabul edilen râvîlerin seviyesine ulaşmayan râvîlerin teferrüd ettikleri hadistir (Muhammedî, 2005: 70-72). İmkânlarımız dâhilinde yaptığımız araştırma ve elimizdeki kaynaklara göre günümüz anlamında münker hadisin tanımını yapan ilk kişi İmam Müslim (ö. 261/875) gözükmektedir (Yücel, 1997: 200; Efendioğlu, 2006: 13). Ona göre münker hadis şöyle tespit edilir: râvînin rivâyeti sıka râvîlerin rivâyetlerine arz olunur. Şayet bu râvînin rivâyetlerinin geneli sıka râvîlerin rivâyetine tamamı ya da tamamına yakını muhalif ise bu râvî mehcûrü l-hadis kabul edilir ve rivâyetleri red olunur (Nevevî, 1929: 1/56). Başka bir deyişle rivâyetlerinin geneli sıka râvîlerin rivâyetlerine muhalif olan râvî sıka olmaktan çıkar. Böylece bu râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadisler münker kabul edilir. İmam Müslim mehcûru l-hadis sayılıp rivâyetleri münker kabul edilenlere Abdullah b. Muharrer, Yahyâ b. Ebû Üneyse, Ebü l- Atûf Cerrâh b. el-minhâl vb. râvîleri örnek göstermektedir (Nevevî, 1929: 1/57). İmam Müslim, bu gibi kişilerden hadis almadıklarını belirtmekle birlikte bu kişilere sıka râvîler iştirak etmeleri durumda ziyadelerinin kabul edilebileceğini söylemektedir (Nevevî, 1929: 1/58). İbn Hacer, İmam Müslim in tanımına metrûk râvîlerin uygun düştüğünü belirterek şöyle söylemektedir: buna göre İmam Müslim metrûk râvînin rivâyetini münker olarak isimlendirmiştir (İbn Hacer, 1994: 2/675). Ancak İmam Müslim in tanımı detaylı incelendiğinde İbn Hacer in Müslim in tanımı hakkında söylediklerinin yersiz olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü İmam Müslim tanımında muhalefetten bahsetmektedir. İbn Haceri in aralarında benzerlik kurduğu metruk hadiste ise muhalefet şartı bulunmayıp râvîde bulunan kusur etkilidir. Müslim in zayıf ve sadûk râvîlerin te-

268 Muhammed Aslan ferrüdünü de münker kabul ettiği söylenmektedir (Muhammedî, 2005: 73). Münker terimini çağdaşlarından az da olsa farklı kullananlardan birisi Ebû Dâvûd es-sicistânî dir (ö. 275/889). Ebû Dâvûd, sıka, sadûk ve zayıf râvîlerin teferrüdünü münker kabul etmekle birlikte senedi munkatı olan hadis için de münker terimini kullanmıştır. Ebû Dâvûd ayrıca pek çok hadisi senedindeki bir illetten, metninin mahfûz olmamasından, mahfûz hadislere muhalif olduğundan ya da mursel veya mevkûf hadisi merfû göstermek suretiyle teferrüd ettiğinden münker addetmiştir (Muhammedî, 2005: 73-76). Münker hadis hakkında fikir beyan eden kişiler arasında akraba olan ve birlikte bazı çalışmalarda yapan Ebû Zür a er-râzî (ö. 264/878), Ebû Hâtim er-râzî (ö. 277/890) ve oğlu İbn Ebû Hâtim er-râzî (ö. 327/938) de vardır (İbn Ebû Hâtim, 1953: 4/175). Bu çalışmaların başında İbn Ebû Hâtim in yazdığı Kitâbü l-cerh ve t-ta dîl adlı eser gelmektedir. Bu âlimler akraba olmaları ve beraber çalışmaları hasebiyle düşüncelerinde yakınlık vardır. Onlara göre sıka olsun, zayıf olsun, mechûl olsun, metrûk olsun râvînin teferrüd ettiği hadis münkerdir. Yine onlara göre zayıf râvînin başka râvîlere muhalif rivâyet ettiği hadisler de münkerdir (Muhammedî, 2005: 67-70). Tirmizî nin münker hadis hakkındaki görüşü Buhârî nin görüşüyle örtüşmektedir. Ona göre göre münker hadis, metrûk, kezzâb ve zayıf (el-hınn, 2007: 181) râvîlerin teferrüd ettikleri hadistir. Tirmizî ayrıca zayıf râvînin muhalefetini de münker olarak kabul etmiştir (Muhammedî, 2005: 76-78). Tirmizî, senedinde zayıf râvînin bulunduğu, başka bir tarikten de desteklenmeyen hadisin münker olduğunu belirtmiştir (Tirmizî, İsti zân, 11). İbnü s-salâh ın Mukaddime sinden öğrendiğimiz kadarıyla münker hadisi tanımı yapanlardan birisi de Ebû Bekr Ahmed b. Hârûn el-berdîcî dir (ö. 301/914). Buna göre Berdîcî münker hadisi kendi rivâyetinin metninden başka metni ve tariki bulunmayan râvînin teferrüd ettiği rivâyettir (İbnu s- Salâh, 1984: 46) şeklinde tanımlamıştır. İbnü s- Salâh, Berdîcî nin bu şekilde mutlak bir tanım verdiğini ve tasnif yapmadığı belirtmektedir (İbnu s-salâh, 1984: 46). Nesâî de (ö. 303/915) çağdaşlarının genelinde olduğu gibi sadûk veya zayıf râvînin teferrüd ettiği hadisi münker olarak görmüştür. Nesâî, İbrahim b. Hasan, Haccâc b. Muhammed, Hammâd b. Seleme, Ebû Zübeyr, Câbir b. Abdillah tarikiyle naklettiği Hz. Peygamber (s.a.s.) av köpeği hariç, kedi ve köpeğin fiyatlandırıp satılmasını yasakladı. hadisini münker addetmiştir (Suyûtî, 2010: 203; El-Hınn, 2007: 180). Nesâî ayrıca sıka olsun, sadûk olsun, zayıf olsun râvîlerin muhalefetini de münker hadis olarak değerlendirmiştir (Muhammedî, 2005: 76-80). İbn Hacer, Ahmed b. Hanbel, Nesâî ve benzerlerinin münkere verdiği anlamın, benzeri dahi rivâyet edilmemiş teferrüd olduğunu belirtmektedir (İbn Hacer, 1994: 2/674). Mütekaddimîn dönemi âlimlerinin münker hadis hakkındaki görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz: 1- Meşhur bir râvîden yapılan rivâyette teferrüd eden kişinin rivâyeti, Yahyâ b. Mâ în. 2- Mutlak teferrüd; Sıka olsun, sadûk olsun, zayıf olsun, metrûk olsun ya da mechûl olsun râvînin teferrüd ettiği rivâyet, Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd es-sicistânî, Ebû Zür a er- Râzî, Ebû Hâtim er-râzî, İbn Ebû Hâtim er- Râzî, Berdîcî, Nesâî. 3- Zayıf râvînin teferrüdü; Zayıf olsun, kezzab olsun, metrûk olsun ya da mechûl olsun râvînin teferrüd ettiği rivâyet, Ali b. el- Medînî, Buhârî, Tirmizî. 4- Zayıf veya sadûk râvîlerin teferrüdü, Müslim. 5- Teferrüdü kabul edilen râvîlerin seviyesine ulaşmayan râvîlerin teferrüd ettikleri hadis, Buhârî. 6- Sıka râvîlere muhalif olarak rivayet edilen hadis, Ali b. el-medînî, Nesâî (ö. 303/915), Müslim.

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 269 7- Zayıf râvînin başka râvîlere muhalif rivâyet ettiği hadis, Ebû Zür a er-râzî, Ebû Hâtim er-râzî, İbn Ebû Hâtim er-râzî, Tirmizî. 8- Senedi zayıf olan rivâyet, Ali b. el- Medînî. 9- Senedi munkatı olan hadis, Ebû Dâvûd es-sicistânî. Mütekaddimîn dönemi tanımlarına bakıldığı zaman çok geniş yelpazede tanımlar yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde münker hadisi tanımlayan on iki âlimin tanımlarını özetlemek istediğimizde dokuz farklı tanım yapıldığı görülmektedir. Bu durum hicri ilk dönemlerde terimlerin anlamlarının belirginleşmediğinden kaynaklanmaktadır. Bu tanımların ortak noktaları bulunsa da birbirinin aynısı değildir. 2.2. Müteahhirîne Göre Münker Hadis Tanımları Mütekaddimîn ile müteahhirîn arasında ayrım noktası Takıyyüddîn İbnü s- Salâh tır (ö. 643/1245). İbnü s-salâh aynı zamanda münker hadisi tasnif ederek tanımlayan ilk kişidir. İbnü s-salâh, Berdîcî nin tanımını zikrettikten sonra onun tasnif yapmadığını ancak münker hadisin kısımlara ayrılması gerektiğini ve iki çeşit olduğunu belirtmektedir. İbnü s-salâh münker hadisin şâz hadisle aynı anlamda olduğunu söylemektedir (İbnu s-salâh, 1984: 46). İbnü s-salâh a göre münker hadisin birinci çeşidi râvînin teferrüdle birlikte sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir. Bunun örneği Mâlik in, Zührî, Ali b. Hüseyin, Ömer b. Osman, Üsame b. Zeyd yoluyla rivâyet ettiği hadistir. Mâlik bu rivâyetinde Ömer b. Osman râvîsi ile başka sıka râvîlere muhalefet etmiştir (İbnu s-salâh, 1984: 47). Çünkü kendinden başka diğer sıka râvîler Ömer b. Osman yerine Amr b. Osman ı zikretmişlerdir. Mâlik bu rivâyetiyle tek kalmıştır. Dolayısıyla Mâlik in tek kaldığı ve başka sıkalara muhalif rivâyet ettiği bu hadisi İbnü s-salâh a göre münkerdir. İbnü s- Salâh ın Mukaddime sini şerh eden Zeynüddin el-irâkî (ö. 806/1404), bu örneğe itiraz ederek münker hadise örnek olamayacağını ifade etmektedir. Irâkî, bu hadisi İbnü s-salâh tan başka kimsenin münker saymadığını ve münker sayılsa bile ancak senedde münker ya da şâz sayılabileceğini belirtmektedir (Irâkî, t.y.: 88). İbnü s-salâh a göre münker hadisin ikinci çeşidi ise teferrüd etmekle birlikte senedinde teferrüdü kabul edilmeyen râvînin bulunduğu hadistir. Yani senedinde teferrüdü kabul edilen râvîlerin seviyesine ulaşmayan râvîlerin olduğu hadistir. Bunun örneği İbnü s-salâh ın Ebû Zükeyr Yahyâ b. Muhammed b. Kays, Hişâm b. Urve, Hişâm ın babası Urve b. Zübeyr, Hz. Aişe yoluyla rivâyet ettiği hadistir. Ebû Zükeyr sâlihü -hadis bir râvîdir. Yani teferrüd ettiği hadisi kabul edilen sıka râvîlerin seviyesine ulaşmamış bir râvîdir (İbnu s-salâh, 1984: 47). Dolayısıyla Ebû Zükeyr in teferrüd ettiği bu hadis İbnü s-salâh a göre münker hadistir. Münker hadisi tanımlayanlardan biri de İbn Dakîkul îd dir (ö. 702/1302). Ona göre münker hadis, şâz hadis gibidir. İbn Dakîkul îd münker hadis için râvînin teferrüd ettiği hadistir dediği de zikredilmektedir (Muhammedî, 2005: 48). Münker hadisi tanımlayanlardan bir diğeri de Zehebî dir (ö. 748/1348). Ona göre münker hadis zayıf râvînin teferrüd ettiği ya da sadûk râvînin teferrüd ettiği hadistir (Zehebî, 1985: 42). Münker hadisi tanımlayanlardan Bedreddin İbn Cemâ a (ö. 733/1333) ise münker hadisin zayıf râvînin teferrüd ettiği rivâyettir (İbn Cemâ a, 1986: 51) şeklinde tanımlamıştır. Münker hadisi tanımlayanlardan İbn Kesîr ed-dimeşkî (ö. 774/1373) ise münker hadisin şâz hadis gibi olduğunu ifade ettikten sonra münker hadisi iki şekilde tanımlamak-

270 Muhammed Aslan tadır. Ona göre münker hadis sıka râvînin teferrüdle birlikte sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir. Onun münker hadise yaptığı ikinci tanım ise muhalefet olsun ya da olmasın adalet ve zabt sıfatını haiz olmayan râvînin teferrüd ettiği rivâyettir şeklindedir (Şâkir, 1996: 1/183). Münker hadisin önceki tanımlarını değerlendirerek çerçevesi daha belirgin bir tanım ortaya koyan ise İbn Hacer dir. Ona göre münker hadis zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir (İbn Hacer, 2000: 72). Müteahhirîn dönemi âlimlerinin münker hadis hakkındaki görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz: 1- Mutlak teferrüd; Râvînin teferrüd ettiği hadis, İbn Dakîkul îd. 2- Zayıf râvînin teferrüd ettiği hadis, İbnü l-kattân el-fâsî (ö. 628/1231), Bedreddin İbn Cemâ a, Zehebî, İbn Kesîr. 3- Zayıf ya da sadûk râvînin teferrüd ettiği hadis, Zehebî. 4- Senedinde teferrüdü kabul edilmeyen râvînin bulunduğu hadis, başka bir deyişle senedinde teferrüdü kabul edilen râvîlerin seviyesine ulaşmayan râvîlerin ferd olarak rivâyet ettikleri hadis, Takıyyüddîn İbnü s- Salâh. 5- Sıka râvîye muhalif olarak rivâyet edilen hadis, Takıyyüddîn İbnü s-salâh, İbn Dakîkul îd, Bedreddin İbn Cemâ a, İbn Kesîr ed-dimeşkî. 6- Zayıf râvînin sıka râvîye muhalif olarak rivâyet ettiği hadis, İbn Hacer, Ebû Zür a er-râzî, Ebû Hâtim er-râzî, İbn Ebû Hâtim er-râzî, Tirmizî, İbn Hacer, İmam Suyûtî (ö. 911/1505), Beykûnî (ö. 1080/1669), Nebhânî (ö. 1369/1949), Alevî (ö.1425/2004). Müteahhirîn dönemi âlimlerinin tanımları mütekaddimîn dönemi âlimlerinin tanımlarından çeşitlilik bakımından azdır. Bu durum zaman içerisinde münker kavramının terim anlamının belirginleşmeye başladığını göstermektedir. Bu dönemin tanımları mütekaddimîn dönemimde yapılan tanımlarla aynıdır. Bu dönemde yeni tanımlar geliştirilmemiş var olan tanımlara ekleme ya da eksiltme yoluna gidilmiştir. 3. Mütekaddimîn ve Müteahhirîn Âlimlerin Münker Hadis Hakkındaki Görüşlerinin Değerlendirilmesi Mütekaddimîn ve müteahhirîn âlimlerin münker hadise bakışlarını gördükten sonra bu bölümde iki dönemin değerlendirmesi yapılacaktır. Böylece benzer tanımları bir araya getirerek belli başlıklar oluşturacak ve başlığa uygun düşen tanımları aynı başlık altında değerlendireceğiz. 3.1. Mutlak Manada Râvînin Teferrüd Ettiği Rivâyet Münker teriminin ilk kullanımlarına baktığımızda, muhalefet olmaksızın râvînin teferrüd ettiği rivâyetler için kullanıldığını görüyoruz (Aydınlı, 2013: 210). Bu anlamda muhalefet olmaksızın bazen sıka râvînin, bazen sadûk râvînin, bazen zayıf râvînin, bazen metrûk, ya da mechûl râvînin rivâyeti için münker terimi kullanılmıştır. Daha önce belirttiğimiz gibi hicri ikinci asırda Yahyâ b. Saîd el-kattân, üçüncü asırda Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd es-sicistânî, Ebû Zür a er- Râzî, Ebû Hâtim er-râzî, dördüncü asırda İbn Ebû Hâtim er-râzî, Berdîcî (İbnu s-salâh, 1984: 46), Nesâî ve sekizinci asırda İbn Dakîkul îd münker hadisi, mutlak olarak râvînin teferrüd ettiği rivâyet olarak kabul etmişlerdir. İbnü s-salâh, hadisçiler arasında münker hadisi bu anlamda kullanan birçok kimsenin bilindiğini söylemektedir. 3.2. Bir Kayda Bağlı Olarak Râvînin Teferrüd Ettiği Rivâyet Münker hadis terimini mutlak manada teferrüd eden râvînin rivayeti için kullananların yanında münker hadisi, teferrüdü bir kayda bağlayarak tanımlayanlar da vardır. Bu anlamda münker hadis tanımlayanlardan bir kısmı münker hadisi zayıf râvînin teferrüd ettiği hadis olarak tanımlamıştır. Bir kısmı da zayıfla birlikte sadûk râvîyi de zikrederek bunların rivâyet ettikleri hadisleri münker hadis olarak tanımlamıştır. Bir kısmı da senedinde teferrüdü kabul edilen râvîlerin seviyesine ulaşmayan râvîlerin olduğu hadis olarak

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 271 tanımlamıştır. Bu tanımları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: a) Zayıf râvînin teferrüd ettiği hadis: Münker hadisi bu şekilde tanımlayanlar arasında hicri üçüncü asırdan Ali b. el-medînî, Buhârî, Tirmizî, sekizinci asırdan Bedreddin İbn Cemâ a ve İbn Kesîr ed-dimeşkî zikredilebilir. Bu hadisçilere göre ister zayıf olsun, ister metrûk olsun ister mechûl olsun zayıf râvînin teferrüdü münker hadistir (Aydınlı, 2013: 210). İbn Hacer, İbnü l-kattân el-fâsî nin de bu görüşte olduğunu bildirmiştir. Yine Zehebî de bazen sadûk olan râvîlerin rivâyetlerini bazen de zayıf olan râvîlerin rivâyetlerini münker kabul etmiştir (Yücel, 1997: 201; Efendioğlu, 2006: 13). b) Zayıf râvînin teferrüd ettiği hadis ile sıka derecesine ulaşmamış sadûk râvînin teferrüd ettiği hadis: Münker hadisi bu şekilde tanımlayanların arasında hicri üçüncü asırdan Müslim ve sekizinci asırdan Zehebî vardır. c) Teferrüdü kabul edilen râvîlerin seviyesine ulaşmayan râvîlerin ferd olarak rivâyet ettikleri hadis: Münker hadisi bu şekilde tanımlayanlar arasında hicri üçüncü asırdan Buhârî ile yedinci asırdan Takıyyüddîn İbnü s-salâh vardır. d) Meşhur bir râvîden yapılan rivâyette teferrüd eden kişinin rivâyeti: Münker hadisi bu şekilde tanımlayan ilk ve tek kişi üçüncü asır âlimlerinden Yahyâ b. Mâ în dir. Ona göre herkesin bildiği bir râvîden rivâyette bulunduğu halde teferrüd eden kişinin rivâyeti münkerdir. Teferrüdü kayda bağlayan âlimlerin tanımlarına baktığımızda hadisin münker sayılması şart koşulan teferrüd kayıtlarının birbirinden farklı olduğu görülmektedir. Bu kayıtların kısmen ortak noktaları bulunsa da birbirinin aynısı değildir. Dolayısıyla bu tanımları birbirinden ayırarak her şahıs için ayrı değerlendirmek gerekmektedir. 3.3. Senedinde İnkıta Bulunan ya da Senedi Zayıf Olan Rivâyet Münker hadisi terim anlamıyla kullanan ve üçüncü asır hadisçilerden olan Ali b. el-medînî, münker hadisi senedinde inkıta bulunan hadis olarak benimsemiştir. Ali b. el- Medînî nin çağdaşı olan Ebû Dâvûd es- Sicistânî ise senedi zayıf yani senedinde zayıf râvîlerin olduğu hadisi münker hadis olarak benimsemiştir. 3.4. Mevzû Hadis Anlamında Münker hadisin râvînin teferrüd ettiği rivâyet anlamında kullanıldığı dönemden başlayarak sonraki dönemlerde de ara ara kullanılan anlamlarından birisi de mevzû hadis anlamındaki kullanımıdır. Bu anlamdaki kullanım, daha çok ilel, mevzûat ve zayıf râvîlerle ilgili eserlerde kullanılmıştır. Çoğu zaman da rivâyetlerin değerlendirilmesi için kullanılmıştır. Bu anlamda münker ve münkerün cidden terimleri mevzû, şibhü l-mevzû, ke ennehû mevzû, lâ asle lehû, leyse lehû asl ve bâtılün (Yücel, 1997: 201; Efendioğlu, 2006: 13-14) gibi tabirlerle birlikte kullanılmıştır. Münker kavramı Ebü l- Ferec İbnü l-cevzî (ö. 597/1201), Zehebî, İbn Arrâk (ö. 933/1526), Ali el-karî (ö. 1014/1605) ve diğer bazı muhaddisler tarafından yukarıdaki tabirlerle birlikte uydurma hadis anlamında kullanılmıştır (Efendioğlu, 2006: 13; Aydınlı, 2013: 210). Ancak bununla beraber münker hadisin uydurma hadis anlamında kullanılması mutlak manada uydurma olduğu anlamına gelmez. Çünkü her uydurma rivâyet münkerdir, ancak her münker uydurma değildir. Aynı zamanda bu anlam hem çok yaygın olmamış hem de usûlcü muhaddisler tarafından benimsenmemiştir. 3.5. Sıka Râvîlere Muhalif Olarak Rivâyet Edilen Hadis = Şâz Hadis Münker hadisi tanımlayanların bir kısmı münker hadis ile şâz hadisin eşanlamlı olduğunu belirterek münker hadisi sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet edilen hadis şeklinde tanımlamışlardır. Bu görüşü savu-

272 Muhammed Aslan nanlar arasında Nesâî, Takıyyüddîn İbnü s- Salâh, Nevevî, İbn Dakîkul îd, Bedreddin İbn Cemâ a ve İbn Kesîr ed-dimeşkî, Zeynüddin Irâkî gibi âlimler vardır (Efendioğlu, 2006: 13). Bunlardan bazısına göre münker hadis teferrüd etmekle birlikte sıka râvînin kendisinden daha sıka râvîye muhalif olarak rivâyet ettiği hadistir. Bu anlamıyla münker hadis şâz hadisle eş anlamlıdır (İbnu s-salâh, 1984: 47; Nevevî, 1929: 1/57). Bu anlam İbnü s-salâh ve onu takip eden muhaddisler tarafından benimsenen münker hadis tanımıdır. İbnü s- Salâh ve onu takip edenlerin dışındakilere göre ise râvî ister sıka olsun ister sadûk olsun isterse zayıf olsun kendisinden daha iyi derecedeki sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadis münker hadis olarak isimlendirilmektedir. Sonuç olarak münker hadis bazı muhaddisler tarafından şâz hadis ile eş anlamlı tanımlanmış olsa bile bu görüş kabul edilmemiş ve sonraki muhaddisler tarafından ciddi bir şekilde eleştirilmiştir. Hatta İbn Hacer bu şekilde düşünenleri gafil olmakla itham etmiştir (İbn Hacer, 2000: 73). Bu muhaddislerin tanımlarına baktığımızda aslında hem şâz hadisin hem de münker hadisin tanımını yapmışlardır. Onların bu konuda bir problemleri yoktur. Ancak şâz hadise ayrı münker hadise ayrı denk gelen bu tanımları ikisi için eşit kullanmaları sorun haline gelmiştir. Şayet ikiye ayırarak tanımladıkları bu kavramları birinci tanım için sadece şâz, ikinci tanım için ise sadece münker deselerdi cumhura da muvafık olurlardı. 3.6. Zayıf Râvînin Sıka Râvîlere Muhalif Olarak Rivâyet Ettiği Hadis İslâmî ilimlerin kapsamlarının netleşmeye başladığı hicri üçüncü asır ile dördüncü asırda dinî kavramların da tanımları netleşmeye başlamıştır. Aynı durum münker kavramı içinde gerçekleşmiştir. Zaman içerisinde anlamında daralmalar gerçekleşmiş ve bu süreç günümüzde kullandığımız anlam netleşinceye kadar devam etmiştir. Daha önce hem sıka hem de zayıf râvînin teferrüdle birlikte muhalefet ettiği rivâyetler için kullanılan münker kavramı, bu iki kullanım için yetersiz olduğu görülmüş ve sıka râvînin muhalefeti için ayrı, zayıf râvînin muhalefeti için ayrı kavramlar geliştirilmiştir. Böylece sıka râvînin muhalefeti için şâz, zayıf râvînin muhalefeti için münker terimi kullanılmaya başlanmıştır. Neticede münker terimi bugün yaygın olarak kullanılan anlamıyla kullanılmaya başlanmıştır. Buna göre münker hadis, zayıf râvînin teferrüdle birlikte kendisinden daha iyi durumda olan râvîye muhalif olarak rivayet ettiği hadis tir (İbn Hacer, 2000: 73; Suyûtî, 2010: 203). Zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadis şeklindeki tanım, münker terimi için en yaygın tanımdır. Bu tanımın ilk belirtileri İmam Müslim de görünmektedir. İmam Müslim den sonra Ebû Zür a er-râzî, Ebû Hâtim er-râzî, İbn Ebû Hâtim er-râzî ve Tirmizî de münker hadisi benzer şekilde tanımlamışlardır. Ebû Hâtim er-râzî, münker hadisi bu anlamda kullanan önemli muhaddislerden birisidir. Er-Râzî, Seleme b. Verdâ nın sika râvîlerin rivâyetlerine muhalif olarak rivâyet ettiği hadislerinin çoğunu münker bulduğunu söylemiştir (Yücel, 1997: 200). Bu tanımın en önemli savunucusu müteahhirîn dönemi muhaddislerinden İbn Hacer dir. Hatta bu tanım İbn Hacer ile özdeşleşmiştir. İbn Hacer, şâz ve münker hadisi aynı anlamda kullanan İbnü s-salah ı tenkit etmiş, bu iki terim arasında güvenilir hafızlara muhalefet açısından benzerlik, şâz rivayetin râvîsinin sika, münker rivayetin râvîsinin zayıf olması yönünden ise farklılık bulunduğunu ortaya koyarak münkeri zayıf râvînin güvenilir râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadis şeklinde tarif etmiştir (İbn Hacer, 2000: 73). İbn Hacer den sonra münker terimi bu anlamı ile son şeklini almış ve kendisinden sonra gelen muhaddisler de münker hadisi bu anlamda kullanmışlardır (Efendioğlu, 2006: 14). O kadar ki, bugün münker hadis denildiğinde ma rûf hadisin mukabili olan bu son anlam akla gelmektedir. İbn Hacer le birlikte cumhurun görüşü haline gelen bu tanım

Hadis Usûlü Kavramlarından Münker Hadisin Tarihi Süreçte Kazandığı Anlamların Değerlendirilmesi 273 münker hadis için en uygun tanımdır (Alevî, 1990: 127; el-ğavrî, 2009: 145). İbn Hacer den sonra bu görüşü savunanlar arasında, İmam Suyûtî (Suyûtî, 2010: 203), Beykûnî, Nebhânî (en-nebhânî, 2001: 87), Alevî (Alevî, 1990: 127) ve bugünkü hadisçilerin hemen hemen tamamı bulunmaktadır. 3.7. Münker Hadis Teriminin Diğer Kullanımları Münker hadisin yukarıda sıraladığımız altı genel tanımın dışında da bazı özel tanımları da yapılmıştır. Ancak bu tanımlar yaygınlık kazanmadığından onları ayrı bir başlık altında ele almayacak ve sadece tanımları vermekle yetineceğiz. Bunlardan birisi, aynı zamanda birer cerh ve ta dil kriterleri olan fuhşu l-galat, kesretu l-gaflet ve fısk durumlarından herhangi birisi ile mecruh olan kişilerin rivâyet ettikleri hadisler için kullanılan tanımdır. Buna göre çok hata yapan, çok dalgın veya büyük günah işleyen râvînin rivâyet ettiği hadis münker hadistir (Suyûtî, 2010: 203; Aydınlı, 2013: 210). Bir diğer tanıma göre münker; kendisi sıka olsa da, zayıf râvîlerden münker hadis rivâyet eden râvî anlamındadır (Aydınlı, 2013: 210). Üçüncü bir tanıma göre ise sadece bir hadis rivâyet eden râvî anlamındadır (Aydınlı, 2013: 210). İmam Buhârî ye nisbet edilen bir tanıma göre ise kendisinden hadis almanın helal olmadığı râvî şeklindedir (Aydınlı, 2013: 210). Bu tanımlar yaygın olmasa da ara ara münker kavramını karşılamak için kullanılmışlardır. Bununla birlikte bu tanımlar münker kavramı karşılamamaktadır. Bu tanımlar günümüzde bizleri bağlamamakla birlikte tanımı savunan kişileri doğru analiz etmek için onların kaynaklarını okuduğumuzda bilinmesi gereklilik arz etmektedir. SONUÇ Sonuç olarak münker sözcüğünün çirkin olan, reddedilen, dine ve akla aykırı olan şeyler anlamına geliyorken kavram olarak daha sonra -çirkin ve dine aykırı bir davranış olarak görülen- güvenilir râvîlere muhalefet etme durumunun adı olmuştur. Münker kavramı pek çok âyet ve hadis geçmekte ve genellikle âyet ve hadislerdeki kullanımlarının sözlük anlamında olduğu görülmektedir. Bu kullanımlarda sözlük anlamının yanında münker kavramına ayrıca dinî bir anlamın da yüklendiği görülmektedir. Münker kavramının terim anlamına baktığımızda ise tarihi süreçte farklı anlamlarda ve farklı kavramlarla birlikte kullanılmış olduğunu ve geniş bir yelpazede tanımlandığını anlaşılmaktadır. Bu anlamda münker kavramı tarihi süreç içerisinde râvînin teferrüd ettiği rivâyet, mevzû hadis, şâz hadis, zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadis, çok hata yapan, çok dalgın veya büyük günah işleyen râvînin rivâyet ettiği hadis ve sadece bir hadis rivâyet eden râvî gibi çok geniş anlamlarda kullanılmıştır. Bu durum ıstılahların netleşmediği ilk dönemlerde münker kavramının bugünkü anlamında kullanılmadığını göstermektedir. Ayrıca hicri ilk asırlarda yaşayan hadis âlimlerinin kavramlara verdikleri tanımların kendilerine has olduğunu ve her âlimin tanımının kendisini bağladığını belirtmektedir. Burada mütekaddimîn dönemi âlimlerin kavramlara verdikleri anlam farkını göz ardı ederek ilk dönemlerdeki kullanımları bugünkü münker anlamında kullanılmış gibi kabul etmenin de büyük yanılgı olduğunu da anlaşılmaktadır. Bu yüzden ilk dönem âlimlerinin hadisler hakkında verdikleri münker hadistir hükümlerini eleştirmeden önce onların münker hadisi hangi manada kullandıklarını bilmek gerekir. Aksi takdirde yapılacak değerlendirmeler gerçeği tam olarak yansıtmayacaktır. Sonuç olarak, bütün tanımlar birlikte değerlendirildiğinde en uygun tanımın zayıf râvînin sıka râvîlere muhalif olarak rivâyet ettiği hadis şeklindeki tanım olduğu, bunun zamanla yaygınlık kazandığı ve gönümüzde de münker hadisin bu anlamda kullanıldığı anlaşılmaktadır.

274 Muhammed Aslan KAYNAKÇA Alevî, M. (2000). el-menhelu l-latîf fî Usûli l- Hadîsi ş-şerîf, el-medînetü l- Münevvere: Mektebe Melik Fehd. Aydınlı, A. (2013). Hadis Istılahları Sözlüğü, İstanbul: İFAV Yayınları. Buhârî, M. (2002). Sahîhu l-buhârî, Dimeşk: Dâru İbn Kesîr. Ebû Dâvud, S. (1997). Süneni Ebû Davud, Beyrût: Daru İbn Hazm. Efendioğlu, M. (2006). Münker, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (s. 13-14), Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı. Irâkî, Z. (t.y.). et-takyîd ve l-izâh, Beyrût: Müessesetü l-kütübi s-sekâfiyye. İbn Cemâ a, B. (1986). el-menhelü r-revî Fî Muhtasari Ulûmi l-hadîsi n-nebevî, Beyrût: Dârü l-fikr. İbn Hacer, A. (1994). En-Nüket Alâ Kitabi İbnü s-salâh, Riyâd: Dârü r-râye. İbn Hacer, A. (2000). Şerhü n-nuhbe Nuzhetü n- Nazar Fî Tavzîhi Nuhbeti l-fiker Fî Mustalahi Ehli i-eser, Dimeşk: Matba atu s- Sabâh. İbn Ebû Hâtim, A. (1953). Kitâbü l-cerhi Ve t- Ta dîl, Beyrût: Dârü l-kütübi l- İlmiyye. İbn Mâce, M. (t.y.). Süneni İbn Mâce, Kâhire: Dâru İhyâi l-kütübi l-arabiyye. İbn Manzûr, M. (t.y.). Lisânu l-arab, Kâhire: Dâru l-me ârif. İbnu s-salâh, O. (1984). Ulûmu l-hadis (Mukaddime), Dimeşk: Matba atu s-sabâh. el-ğavrî, S. A. (2009). el-muyesser fi Ulûmi l- Hadîs, Dimeşk: Dâru İbn Kesîr. el-hınn, M. S. (2007). el-îzâh fî Ulûmi l-hadîsi ve l-istilâh, Dimaşk: Dârü l-kelimi t- Tayyib. Karagöz, İ. (2015). Dinî Kavramlar Sözlüğü, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı. Muhammedî, A. M. A. (2005). eş-şâz ve l- Münker ve Ziyâdetü s-sıkat Muvâzene Beyne l-mutekaddimîn ve l-mutaahhirîn, Beyrût: Dârü l-kütübi l-ilmiyye. Mustafa, İ. vd. (2004). el-mu cemu l-vasît (Gözden geçirilmiş dördüncü baskı). Kâhire: Mektebetu ş-şurûki d- Devliyye. Müslim, M. (2006). Sahîhi Müslim, Riyâd: Dârüt-Taybe. en-nebhânî, M. (2001). en-nuhbetü n- Nebhâniyye bi Şerhi Menzûmetü l- Beykûniyye, Beyrût: Dârü l-kütübi l- İlmiyye. Nevevî, Y. (1929). el-minhâc fi Şerhi Sahîhi Müslim b. Haccâc, Kâhire: El- Matb atü l-mısriyye bi l-ezher. San ânî, İ. (1997). Tavzîhü l-efkâr Li Me ânî Tankîhü l-enzâr, Beyrût: Dârü l- Kütübi l-ilmiyye. Suyûtî, C. (2010). Tedrîbü r-râvî fî şerhi Takrîbi n-nevevî, Kâhire: Dârü l-hadîs. Şâkir, A. M. (1996). el-bâ isü l-hasîs Şerhu İhtisâri Ulûmi l-hadîs, Riyâd: Mektebetü l-ma arîf. Tirmizî, M. (2005). el-câmiu s-sahîh (Sünenu t- Tirmizî), Beyrût: Dâru l-kitâbi l-arabî. Tuzcu, R. (2013). Muhaddislerin ve Fakihlerin Ma rûf Terimine Yüklediği Anlamlar, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 18/1, 1-35. Yücel, A. (1997). Cerh Lafızlarından Münkerü l-hadis ve Farklı Kullanımları, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 13-14-15, 199-210. Zebîdî, M. M. (1965). Tâcu l-urûs Min Cevâhiri l-kâmûs, Kuveyt: et-turâsu l-arabî. Zehebî, M. (1985). el-mûkıza Fî İlmi Mustalahi l-hadîs, Beyrût: Dârü l-beşâiri l- İslâmîyye.