Kayýnda Savaþtepe Öðretmen Okulu nu dýþarýdan bitirdikten sonra Konya Yüksek



Benzer belgeler
Kayýnda Savaþtepe Öðretmen Okulu nu dýþarýdan bitirdikten sonra Konya Yüksek

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ


ünite1 Sosyal Bilgiler



ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden


Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

17 ÞUBAT kontrol

Kanguru Matematik Türkiye 2017

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý


Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kanguru Matematik Türkiye 2015

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý


Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

17 ÞUBAT kontrol

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Simge Özer Pýnarbaþý

ÝÇÝNDEKÝLER. Tema. Tema. Tema. Geleceðin Büyükleri olan Deðerli Öðrencilerimiz,

Kariyer Danýþmanlýðý. COUNCIL of INTERNATIONAL SCHOOLS

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...






Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

BASIN DUYURUSU ( ) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

ÖZEL ABC LİSESİ. ABC EĞİTİM KURUMLARI bugün 278 Çalışanıyla Eğitim Dünyasının Liderleri arasında gösteriliyor.

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Kanguru Matematik Türkiye 2018

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Sýnav gerçeðiyle ve gerçeðine uygun sýnavlarla ne kadar sýk yüzleþirseniz onu o kadar iyi tanýrsýnýz. Sýnavý tüm ayrýntýlarýyla tanýmak, onu kolay aþm

Kanguru Matematik Türkiye 2017


ÖÐRENCÝNÝN ÖZGEÇMÝÞ FORMU

İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

Kanguru Matematik Türkiye 2017

DOÐA KOLEJÝ 2019 BURSLULUK SINAVI VELÝ BÝLGÝLENDÝRME KÝTAPÇIÐI

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO:80

A Ç I K L A M A L A R


Kanguru Matematik Türkiye 2017

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

Kanguru Matematik Türkiye 2017

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO:95

Kanguru Matematik Türkiye 2018

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO:120

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO:75 5.ÇOCUK ÞÛRASI

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Çocuklar Nasýl Büyüyor?

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO:93

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: Hanımlar. Şûrâsı

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

Üçgenler Geometrik Cisimler Dönüþüm Geometrisi Örüntü ve Süslemeler Ýz Düþümü


ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Transkript:

adir Keskin, 1944 Afyon-Dazkýrý-Çiftlik doðumlu. Ýlkokulu kendi köyünde, ortaokulu dýþarýdan bitirdi. Ýzmir Ýmam-Hatip Lisesi ni 1965'te, ayný yýlýn eylül Kayýnda Savaþtepe Öðretmen Okulu nu dýþarýdan bitirdikten sonra Konya Yüksek Ýslam Enstitüsü nü 1969 yýlýnda bitirerek Çanakkale / Biga'da öðretmenlik hayatýna baþladý. Yedek subay olarak askerlik yaptýktan sonra Manisa / Salihli Lisesi nde öðretmenliðe devam etti. Salihli Ellinci Yýl Ortaokulu Müdür Baþyardýmcýlýðý yaptý. Daha sonra Manisa / Kýrkaðaç Lisesi Müdürü olarak atandý. Oradan zamanýn þartlarý nedeniyle Manisa'nýn Osmancalý köyüne öðretmen olarak gönderildi. Bir müddet burada çalýþtýktan sonra 1980 yýlýnda Manisa Lisesi Müdür Baþyardýmcýlýðýna getirildi. Manisa Lisesi nin müdürü emekli olunca bu okula müdür oldu. Meslek hayatýnýn ve idarecilik hayatýnýn büyük bir bölümünü Manisa Lisesinde geçirdi. 1998 yýlýnda siyasi iktidar deðiþikliði sebebiyle zorunlu olarak emekli edildi. Yazarýmýz eðitimcilik hayatý boyunca eðitim alanýnda önemli çalýþmalar yaptý. Özellikle Almanya'nýn Ingolstadt þehrindeki Apian Lisesi ile Manisa Lisesi ni kardeþ okul yaptý. Bu kardeþlik iliþkisi þehirlere de yansýdý ve Ingolstadt ile Manisa'nýn kardeþ þehir olmasýný saðladý. Avrupa'ya açýlan bu kapý sayesinde Manisa'da birçok okul bu imkânlardan yararlandý. Yazarýmýzýn müdürlüðü sýrasýnda Almanya'dan kendi okuluna hibe yoluyla komple fizik-kimya laboratuvarý, Çýraklýk Eðitim Merkezi ne de eðitim amaçlý dört adet çýplak motor ve Manisa Belediyesi ne de makam aracý kazandýrdý. Emekli olduktan sonra yine Almanya'da Türk çocuklarýnýn din eðitimi çalýþmalarýnda bulundu. Almanya'dan döndükten sonra yoksul aile çocuklarý için Manisa Belediyesi Eðitim Merkezi (MABEM) Dershanesi ni kurarak bu dershanenin iki yýl kurucu müdürlüðünü yaptý. 2009 yýlýnda buradan ayrýlarak yine yoksul ve dar gelirli aile çocuklarý için Soma Belediye Baþkaný Sayýn Hasan ERGENE'nin daveti üzerine, Soma Belediyesi Eðitim Merkezi (SOBEM) Dershanesi ni kurdu. Evli ve iki çocuk, iki torun sahibi olan KESKÝN, Manisa Hedef Koleji'nde Avrupa Kardeþ Okul Projesi ni yürütmekle birlikte hâlen bu kolejde öðretmenliðinin yanýnda, Manisa Yarýn Gazetesi ile www.tarihistan.org sitesinde eðitim konulu köþe yazarlýðýna devam etmektedir. Okullarda Öðrencilere ve Velilere Yönelik *Baþarýlý ve Baþarýsýz Öðrencilerin Ýtiraflarý *Öðrenci Öðretmen, Öðretmen ve Veli Ýliþkileri *Öðretmen Ýdare ve Veli Münasebetleri *Ergenlik Çaðýndaki Çocuklarýmýzla Doðru Ýletiþimin Yararlarý gibi baþlýklar altýnda çok sayýda lise, ilköðretim, üniversite ve cezaevlerinde seminer ve konferanslar vermiþ olup halen bu tür seri seminer ve konferanslarýna devam etmektedir. Yayýmlanmýþ Eserleri: 1- Manisa'da Vakýf Ýzleri ve Ýz Býrakanlar (2. baskýsý bitti) 2- Kýrk Gün Kýrk Programla Yaz Tatili Dinî Bilgiler Kitabý,(25. baský) 3-Eðitim Öðretim Dedikleri (11. baský) 4- MABEM li Öðrencilerin Ýçinden Gelenler 5- Eðitimde Fýrsat Eþitliði

Editörün Notu Ýnsanoðlu, doðduðu günden ölünceye kadar sürekli olarak eðitimle iç içedir. Duyduðumuz bir söz, yaþadýðýmýz bir olay, kavradýðýmýz veya anladýðýmýz bir konu, edindiðimiz tecrübeler, yaþananlardan çýkardýðýmýz dersler, bizim hayatýmýza mutlaka bir katký saðlar. Bunlarýn bizdeki etkisi eðitimdir. Eðitimde önemli olan ise güzeli, iyiyi, doðruyu, mükemmeli benimsemek, yaþamak, yaþatmak ve yaygýnlaþtýrmaktýr. Bu kitapta kendinizden, hayatýnýzýn çeþitli anlarýndan kesitler bulacaksýnýz. Eðitimle ilgisi olan olmayan herkesin okumasý, ibret almasý ve düþünmesi gereken, birbirinden farklý ve ilginç olaylara þahit olacaksýnýz. Bütün eðitimcilerin, idarecilerin, anne-babalarýn, öðrencilerin, gençlerin, yetiþkinlerin, yaþlýlarýn, kýsacasý herkesin ibretle okuyacaðý gerçek hayat hikâyeleri, hayatýmýza yön verecek güzellikte Çocuklarýmýzýn iyi yetiþtirilmesi için, geleceðimizin teminatý gençlerimizin hayatýný hem kolaylaþtýrmak hem de gerçek anlamda hayata hazýrlamak için, kitaptaki gerçek hayat hikâyelerini iyi okuyup anlamak gerekiyor. Bu kitabý, eðitim ve öðretimle ilgilenen herkese tavsiye ediyorum. Mustafa ATALAY

[ [ EÐÝTÝM ÖÐRETÝM DEDÝKLERÝ Bir Okul Müdürünün Günlüðünden Kadir KESKÝN MABEM ve SOBEM Dershaneleri Kurucu Müdürü Özel Hedef Koleji Avrupa Kardeþ Okul Proje Sorumlusu 11.Baský Manisa - 2015

Yazar Kadir KESKÝN 11. Baský Tashih Mustafa PALA Dizgi - Kapak Tasarým - Baský ajansrenk 0236 232 1717-239 0404 Ýsteme Adresi: Kadir KESKÝN 0505 772 44 40 E-mail: kadirkeskin45@hotmail.com Web: www.kadirkeskin.net 1. Baský: Mart 2008 2. Baský: Mayýs 2009 3. Baský: Kasým 2010 4. Baský: Þubat 2010 5. Baský: Mart 2011 6. Baský: Eylül 2011 7.Baský: Þubat 2012 8.Baský: Haziran 2012 9.Baský: Kasým 2013 10.Baský: Ekim 2014 11.Baský: Temmuz 2015 Bu kitabýn bütün yayýn haklarý Kadir Keskin'e aittir. Her hakký saklýdýr. Eserin adý ve yazarý belirtilerek alýntý yapýlabilir. Normal ve kanuni alýntýlarda kaynak gösterilmesi mecburidir.

ÝÇÝNDEKÝLER Sunum 1... Sunum 2... Önsöz... Giriþ... Ýlk Dersim... Zor Þartlarda Öðrencilik... Stajyer Öðretmen... Ýnsan Nefsi Azmaya Görmesin... Mesleðin Yüz Aký Öðretmenler... Þafaðýn Sessizliðini Bozan Telefon... Sevgiye Susayan Bir Genç Kýzýn Duygularý... Aþkýn Arkadaþý Kim ve Gözünü Kim Kör Etti?... Bir Gençlik Hatasý... Gençler Balýk Avýnda... Öðretmenimin Hayat Dersi... Mesleði Evliliðini Yýktý... Dilek ve Þikâyet Kutusunun Kurtardýðý Hayat... H.Þ.'nin Üniversite Ýken Yazdýðý Mektup... Üç Küçük Öðrencimin Ýçki Macerasý... Baba Böyle Yapar mý?... Merhaba Saygýdeðer Hocam... Mehmet'in Kalbini Göremedim... Ürkek Bakýþlar... Sýnýftan Atýlan Öðrenci... Ameliyat Dört Ay Sonraya... Müdürüm Kadir Keskin... Sahur Ziyafeti... Sobem'de Oyuncak Araba... Sobem'in Güzel ve Þirin Kýzý S... Acý Biberin Tatlý Hikayesi... Lütfen Bu Masalý Okuyun... Kopya Çeken Ýki Öðrenci... Ayrýmcýlýk... Ýki Öðrencinin Erik Kavgasý... 11 13 15 19 33 37 38 41 42 44 46 48 50 53 53 54 55 58 60 63 64 67 70 72 72 73 75 78 81 83 86 89 91 93

Japonya da Genetik Okuyacaðým... Ben Sana Bunu Hatýrlatýrým... Kalem ve Gözyaþý... Öðretmene Benziyordu... Ýddiayý Kaybettim... Ergenlik Çaðýndaki Çocuklarýmýzla Doðru Ýletiþimin Yararlarý... Özenip Taklit Edenin Ulaþtýðý Gerçek... Tuba Konuþmuyor... Arkadaþ Sen Bu eve Ne Yüzle Geldin?... Öðrenci Kalbinin Anahtarý... Okul Mührünü Çaldýlar... Piþmiþ Aþa Soðuk Su Katan Müdür Yardýmcýsý... Bayrak Merasimine Gelmeyen Öðrenci... Okul Tuvaletinde Ders Çalýþmak... Ökçeleri Basýk Ayakkabýlý Öðretmen... Oðlumdan Öðrendiklerim... Genç Müdür Yardýmcýmýn Öðrettikleri... Kýz Öðrencim Bira Ýçiyordu... Akla Bilgi Ekersen Düþünce Büyütür Baþarý Biçersin... Bil, Uygula, Piþman Olma... Kýzý Doðum Günü Kutladý Babasý Ýntihar Etti... 50 Yýldýr Uðraþý Alaným... Lise Çaðýnda Kýzlarýn Yaþadýðý Gizli Gerçekler... Zaman Zaman Notlarýma Düþenler... Ýyi Örnekler de Var... Bu Da Basýndan... Müdür Bey Arkadaþlarýmýn Saçýný Kesme... Ev Resmi Çizerken Yakalandý Mimar Oldu... Yere Atýlan Çöp... Sýrayý Öpen Öðrenciler... Yüzme Bilmeyen Giremez... Asalet... Ýki Öðretmenin Kavgasý... Orak Çekiçli Duvar Gazetesi... Ýstifaya Davet Edildim... Peygamberlerin ve Manevi Rehberlerin Baðýþlamasý ve Hoþgörüsü 99 100 102 102 103 105 108 109 109 112 113 116 119 121 123 125 126 129 132 133 135 139 143 144 145 146 146 148 149 150 151 152 154 156 156 159

Evlatlarýmýz Adýna Karar Vermenin Zorluðu... Hayat Duyduðum En Büyük Haz... Çocuðun Aynasýnda Anne- Baba ve Öðretmenler Görünür... Ana Babalara Tavsiyeler... Sevginin Büyük Sihri... Eðitimde Ailenin Payý... Eðitimde Atýlacak Yanlýþ Adým... Çocuklar Ailenin Kopyasýdýr... Çocuðun Geleceðine Ailenin Etkisi... Velilerimizin Ýtiraflarý... Bilgisayara Baðýmlý Çocuklar... Alman Emniyet Müdürlüðü nün Raporunu Hep Beraber Okuyalým Huzurumun Resmi... Nefis ve Necis Kokular... Cesaret Gösterisi Yaparken Boðuluyordu... Yaramazlýkta Sýnýr Tanýmayan Öðrenci... Mevlana Diyor Ki... Kýzýlderili Çocuk... Ortopedik Ayakkabý... Açým Açým Açým!... Arkamýzda Ýyi Bir Fabrika mý Ýyi bir Evlat mý?... Manisa da Cami Hocasý Arkadaþýmdan Dinlediðim Bir Hatýra... Yaþadýðým Olaylar... Kazandýðýmýz Parayý Nereye Koyalým?... Merak Etme Oðlum Seni Mutlaka Yaþatacaðým!... Hocam Diplomamýn Yarýsý Sizin... Doktor Fatma Hanýma(!) Babasýndan Gelen Telefon... Beni Mahçup Eden Öðrencim... Kaanada da Kulaðý Çýnlayan Öðrencim... Ýftarlýk Ekmek Arasý Soðan ve Sigara Paketi... Öðretmenim Ýntihar Edecek... Körün Rüyasý... Fatma Teyzenin Ýtirafý... Üçüncü Dünya Harbi... Boþanmak Kötülüðe Hizmettir... Boþanan Anne-Babalarýn Çocuklarýnýn Uðradýðý Psikolojik Travmalar... 161 164 165 169 170 171 172 172 174 175 177 179 183 189 191 192 196 197 199 201 204 205 206 209 211 212 213 215 217 220 222 227 227 229 230 235

Boþanmýþ Aile Çocuklarýnýn, Anne-Balalarýndan Ýstekleri... Kýssadan Hisse... Kýrkaðaç Lisesi nin En Güzel Öðretmeni... Fýrsatlarý Deðerlendirmek... Benim kýzým Aç Kalýr... Kader Buluþturunca... Ýdeoloji Gözleri Kör Edince... Müdür Törpülemek Ýsterse... Buket... Boya Sandýðýndan Makam Masasýna... Maldanlý Fatih... Bilge Ýnsan Arkadaþým Rahmetli Ýsmet Bey... Sertlik Savaþçýya, Tebessüm Öðretmene... Hür Kürsü... Çaðdaþ(!) Bir Velim... Ben Bir Öðretmeni Döveceðim Ama Bakalým Ne Zaman... Benim Oðlum Yorulmamalý... Anneler Babalar için Bir Yavrukurt Masalý... Babasýnýn elini Tutan Delikanlý... Vefasýz Öðrencim... Her Ýyilik Karþýlýk Bulmaz... Dost Dediðin... Ýyi Ýle Kötünün Mücadelesi... Barometre... Ah Þu Bürokrasi... Bürokrasinin Kötü Alýþkanlýðý... Gençlik Komisyonu nda Yaptýðým Konuþma... Müdür Bey Oðlumu Dövüver... Yönetici Nelere Dikkat Etmeli... Beraber Ýnceleyelim... Yöneticiye Uymayan Özellikler... Öðretmenden Beklenen Davranýþlar... Birazda Kendimizi Deðerlendirelim... Tembel Öðrencilerin Kulaklarý Çýnlasýn... Öðrencilerin Öðretmenlerinden En Çok Þikayet Ettiði Konular... Öðretmenin Sýnýftaki Temel Görevleri... 237 238 240 241 243 244 246 247 248 250 252 254 256 256 261 263 265 267 269 271 272 274 276 276 278 281 290 297 298 299 301 301 302 306 307 307

Gönüllerde Taht Kuran Öðretmenler... Ýdeal Öðretmen... Eðitimde Ýnanmanýn Önemi... Ýhtiyarlýðýn Üç Alameti... Öðretmenin Altý Hatasý... Kusur Kabul Etmeyen Meslekler... Öðrencilere Göre Üç Öðretmen Tipi... Öðrencilerimizin Ýtiraflarý... Ben Dosdoðru Arkadaþ Ýsterim... Baþarýsýz Öðrencilerimden Dinlediðim Piþmanlýklar... Baþarýsýz Öðrencilerin Baþarýsýzlýklarýnýn Sebepleri... Okulumuzdan ÖSS de Tirkiye Dereceli Baþarýlý Öðrencilerimizin Beyanlarý... Nasýl ÖSS Ýkincisi Oldum?... Baþarýlý Öðrencilerin Takip Ettiði Yol... Baþarýlý Öðrencilerin Ortak Özelliði... Mezun Öðrencimin Ýsteði... Gençlerin Büyük Hatalarý... Elli Yýllýk Meslek Hayatýmýn Tespitlerine Gelince... Azmini Yitirmeyen Baþarýr... Aðaca Çýkmasý Gereken Kaplumbaða... Kayýkçýnýn Küreði... Elyafýn Hikayesi... Kýr Tavuðu Gibi Yaþamak ve Bir Kýr Tavuðu Gibi Ölmek... Meslek Hayatýmýn Üçüncü Baharýný Yaþarken... Bitti Bitiyor Derken... Aðlayan Kadýn... Böyle Okul Müdürü Olur mu?... Müdüre Bak Müdüre... Müdürün Böylesi De Vardý... Okullarda Þiddet... Yüzde Elibeþ Virgül Altýlýk Oran ile Manevi Yozlaþmanýn Getirdikleri ve Gençleri Bekleyen Tuzaklar... Satanizm... Okullarda Þiddet ve Vicdan Eðitimi Ýliþkisi... 309 310 311 312 312 313 315 316 317 317 318 321 322 323 326 327 328 329 329 330 330 331 331 334 339 340 341 343 344 347 349 349 352

Alman Lise Müdürü nün Mektubu... Öðrenci Anketleri... Dilek ve Þikâyet Kutularý... Turgutlu Eðitimde Neden Egenin Yýldýzý?... Eðitimde Neden Baþarýlý Deðiliz?... Kitabýmý Bitirirken... Eðitim Semineri Verdiðim Okullar... Basýlmýþ Eserler... Kaynakça... 362 363 395 406 409 411 418 424 426 Bu kitabý çok sevdiðim torunlarým Serra Nur, M.Furkan Balsoy ve Batuhan Kadir Keskin ile vefakâr öðrencilerime ithaf ediyorum.

Sunum 1 Güzel yapamýyorsan güzel yapanlarý örnek al! diye bir söz vardýr. Ýþte meslektaþým Kadir KESKÝN de böylesine güzel iþleri baþaran birisi. Herkesin bir iþi zor yaptýðý ülkemizde o, birden fazla iþi yapýyor. Bir yandan sivil toplum çalýþmalarýný yürütüyor, bir yandan maddî imkânlarý sýnýrlý üniversite adayý öðrencileri Manisa Belediyesi nin örnek bir uygulama olarak baþlattýðý MABEM projesiyle bir üst öðrenime hazýrlýyor, diðer yandan da yazýyor. Hem de bu iþleri yorgunluk ve bezginlik hissetmeden yapýyor. Tahsillilerin okumadýðýndan, yazmadýðýndan þikâyet ettiðimiz bir Türkiye'de Kadir Keskin, hem okuyor hem araþtýrýyor, hem de yazýyor. Öðretmenlik ve yöneticilik yýllarýnda sadece yaþamamýþ, hayatý boyunca deðerli bulduklarýný kayýt altýna almýþ, emekliliðinde de kitaplaþtýrmýþ. Bu yönüyle okuyup da yazma cesareti gösteremeyenler için güzel bir örnek o. Tarihi, coðrafyasý, kültür ve medeniyet deðerleri zengin, ancak yazýlý kayýt konusunda fakirliðimiz malum. Bilgi eskimesinin sonucu toplumumuzda oluþan fikrî durgunluk ile kalkýnma ve ahlakî dinamizmde baþ gösteren uyuþukluðu bireysel çalýþmalarýyla aþmaya çabalayan bir enerji küpü Kadir Keskin. Lafýn çok, icraatýn az olduðu ülkemizde o, bir cesaret timsalidir Manisa'da. Yenilgi psikolojisi ile hareket eden ülke aydýnlarýnda sýk rastlanan, galibin ve güçlünün yanlýþýnda bile hikmet arama, kendi doðrusundan kuþku duyma kompleksinden, öncelikle eðitimcilerin kendilerini kurtarmalarý gerektiðine inanan Kadir Keskin; muhafazakâr, karþý görüþçü, savunmacý anlayýþýn yerine toplumumuzun doðrularý ve kültür deðerleriyle meselelerimize bakmaya ve çözüm üretmeye çabalayan bir eðitimci. O, ilmi çalýþmalarýn, deðiþen doðrularýn alaný olduðu bilinci ile araþtýran, farklý kabullerden hareketle farklý bilgi disiplinlerinin oluþabileceðini gören medeni cesaret sahibi bir kiþilik. Dünyada önemli, fakat etkisiz bir ülke durumunda olan Türkiye'mizi, etkili bir ülke hâline getirmek için aydýnlarýmýzýn sadece eleþtirilere cevap veren ve savunmaktan baþka bir þey yapmayan insan konumundan bir üst seviyeye yükselip iddialý ve kendine güvenen insanlar > 1 1 <

olmasý gereðine inanan Kadir Keskin, Manisa'da Vakýf Ýzleri ve Ýz Býrakanlar, 40 Gün 40 Programlý Yaz Tatili Dinî Bilgiler Kitabý adlý kitaplarýndan sonra, eðitim camiasýnýn üçayaðýný oluþturan öðretmenlerevelilere-öðrencilere, hatta okul idarecilerine hitap eden bu yeni kitabýyla görevini fazlasýyla yerine getirmiþtir. Bu çalýþmasýnda öðrenci, öðretmen, idareci, veli herkesin kendisini içinde bulabileceði bir kitap olmuþtur. Kadir Keskin'in, Türkiye standartlarýnda büyük potansiyele sahip; fakat olmasý gereken yerde olmayan Manisa ilimizde, yürüttüðü bu çalýþmalarýn eðitimciler arasýnda kýskanýlmak yerine örnek alýnmasýný diliyor, yeni çalýþmalarýný bekliyoruz. Mustafa YILDIZ MEB Baþmüfettiþi 31 Mart 2008 > 1 2 <

Sunum 2 Günümüz dünyasýnda bilgi, en belirleyici unsur hâline geldi. Bilgideki bu geliþmeye paralel olarak teknoloji deðiþti, endüstrileþmenin yönü ve þekliyle beraber ticari yapý ve sektörler deðiþti. Alýnýp satýlan, paketlenip sevk edilen bilgi, tarlada ve fabrikada üretilen zenginliðin yerini alýnca bilginin üretildiði insan beyni ve insan, ayrý bir deðere kavuþtu. Sayý olmaktan çýktý, zenginlik kaynaklarý arasýnda sayýlmaya baþlandý ve insan kaynaklarý tanýmý zenginlik ifade eden tanýmlar arasýnda sayýlýr oldu. Bu yüzden eðitim, ülkeler için millî güvenliðe eþdeðer bir boyut kazandý. Her þeyi deðiþtirip dönüþtüren bilgi patlamasý, eðitim sistemini de deðiþtirdi. Tarým çaðýnda öðretmen, sanayi çaðýnda müfredat merkezli olan eðitimin yerini, öðrenci merkezli eðitim aldý. Eðitimdeki bu deðiþim, eðitimin taraflarýnýn rollerini deðiþtirdi. Bilgi aktaran öðretmenlik, herkesin vasfý haline geldi. Öðretmen, yardýmcý olup yol gösteren, öðrencinin iyi yapmakta olduklarýný bulup ortaya çýkaran, rehberlik eden daha saygýn bir konuma yükseldi. Öðretme merkezli eðitimden öðrenme merkezli eðitime geçildi. Okuldan ve öðretmenden öðretme sorumluluðunu aldý. Öðrenciye öðrenme sorumluluðunu verdi. Eðitimi bir dönemle sýnýrlý olmaktan çýkarýp herkesi, mezuniyeti olmayan bir ömürlük öðrenciye dönüþtürdü ve yeryüzünü açýk bir okul yaptý. Bu sebeple okullarý, öðrenmeyi öðrenme ve düþünme becerisi kazandýrma programlarýnýn önemli bir parçasý hâline getirdi. Eðitimde öðretmen ve okulun sorumluluklarýnýn yanýnda aileye, eðitim politikacýlarýna, eðitim planlayýcýlarýna, eðitim yöneticilerine, eðitim denetçilerine ve iþverenlere sorumluluklar getirdi. Eðitim, öðretmenlerin ve okulun iþidir, deyip geçiþtiremeyeceðimiz bu zaman diliminde, Sayýn Kadir Keskin'in, eðitimin tüm taraflarýna yani öðrencilere, anne-babalara, öðretmenlere, eðitim yöneticilerine ýþýk tutacak nitelikteki tecrübelerinden seçip getirdiði örnekleri ibretle okudum. Derin manalar taþýyan bu anlamlý örneklerin bireysel, toplumsal ve pedagojik manadaki etkili sonuçlarý karþýsýnda > 1 3 <

gururlandým ve hayýflandým. Bir eðitimcinin yaptýðý doðru hizmetlerin olumlu neticesinden gurur duydum. Ýyi insan olmanýn erdemini bir kere daha anladým. Öðretmen okulunda verilen formasyon eðitiminin bu gerçek örneklerden arýndýrýlarak verilmesinin, iþin özünü iskelete dönüþtürdüðünü, mesleðe yeni baþlayan eðitimcilerin tüm meslek hayatlarýný bu iskeleti giydirmeye harcadýklarýný düþününce ister istemez etkisiz hizmetlerimize ve geçip giden ömrümüze, yitirdiðimiz deðerlere ve insan yetiþtirme sanatýmýzdaki kayýplarýmýza üzüldüm. Mesleðime baþlarken yaþanmýþ böyle gerçek ve somutlaþmýþ örneklerden yararlanabilseydim, toplumsal yararým çok daha fazla olabilirdi, diye düþünüyorum. Vaktinde ve yerinde söylenen küçük bir sözün, yapýlan küçük bir yardýmýn kurtardýðý hayatlarý, kurduðu mutluklularý ve hayatýn rengini nasýl deðiþtirdiðini, millet bahçesinde gül isteyenlerin, millete bahçývanlýk etmesinin nice güllerin yetiþmesini saðladýðýný öðrendim. Abartmadan söyleyeyim, kitabý, çeþitli sebeplerle birkaç kez okudum. Gördüm ki bu hayat tecrübesinden öðrenci, veli, öðretmen, yönetici ve bütün bir toplumun çýkaracaðý müthiþ dersler var. Hayat doðrular üzerine kuruludur ve hayat bize, daima kendi doðrularýný öðretir. Bu doðrularý ya eðitim yoluyla benimsersiniz ya da acý tecrübelerle pahalý bir þekilde öðrenirsiniz. Bu öðrenmenin sýnýrsýz olaný baþkalarýnýn tecrübeleridir. Tecrübelerini en veciz ifadelerle bizimle paylaþan Sayýn Kadir Keskin Hoca ma teþekkür ederim. Yine örnek bir hizmette bulundu. Bu gerçekçi tecrübeleri okuyacak ve içselleþtirip hayatýna katacak olan öðrencileri, anne-babalarý, öðretmen arkadaþlarý ve eðitim yöneticilerini, eðitim politikacýlarýný, eðitim planlayýcýlarýný, eðitim denetçilerini kutlarým. Bu hayýrlý çalýþmanýn diðer eðitimcilerimizin anýlarýyla zenginleþerek eðitimimizi bir meþale gibi aydýnlatmasýný can-ý gönülden dilerim. Mustafa PALA MESOB Genel Koordinatörü (Emekli Ýl Milli Eðitim Müdür Yardýmcýsý ve Halk Eðitimi Baþkaný) 31.03.2008 > 1 4 <

Önsöz Altmýþ dokuz yýlý geride kalan ömrümün, elli senesi kamuda, özel sektörde ve yurtdýþýndaki eðitim hizmetlerinde geçti. Emekli bir eðitimciyim; ama emekliliðin nasýl bir þey olduðunu henüz anlayamadým. Günlerimi, öðrenci cývýltýsý ve zil sesleri içinde tamamlýyorum. Gündüzün bitmeye yüz tuttuðu erguvan rengi akþamýn baþladýðý saatte, son bir çiçek daha diyen arý misali acele ediyorum. Nice kýr çiçekleri var kenarda, köþede kadife bir dokunuþ bekleyen... Ulaþmalýyým onlara henüz gün kararmadan Þimdi hizmetin son duraklarýndan birindeyim. Manisa Belediyesi Eðitim Merkezi (MABEM) ni kurup iki yýl kurucu müdürlüðünü yaptýktan sonra, þimdi de çok deðerli Belediye Baþkaný Sayýn Hasan ERGENE nin daveti üzerine yine dar gelirli aile çocuklarýný sýnavlara hazýrlamak üzere Soma da Soma Belediyesi Eðitim Merkezi (SOBEM) Dershanesi ni kurdum. Soma da yaþayan, dar gelirli ailelerin zeki çocuklarýný üst okullara hazýrlamak ve insan kaynaklarýmýzýn güçlenmesine katkýda bulunmak amacýyla açýlan, Soma Belediyesi Eðitim Merkezin de (SOBEM) hizmetlerimi sürdürüyorum. Her þeyi ile yeni oluþturulan bu hizmet yuvasýnýn kuruluþ safhasýnýn her adýmýnda görev aldýðým için tarifsiz mutluluklar yaþýyorum. Bana güvenip bu hizmetlerime kapý aralayan çok deðerli Belediye baþkanlarý Sayýn Bülent KAR ile eðitime düþkün Sayýn Hasan ERGENE ye müteþekkirim ve Allah a hamd ediyorum. Elli yýl eðitime emek vermenin getirdiði sosyal bir birikim olmalýydý ve bunlar baþkalarýyla paylaþýldýkça deðer bulacaktý. Öyle ise, elli yýlýn tecrübesini paylaþmaya açmalýydým. Gelecek kuþaklar için oluþturulacak toplumsal hafýzaya katký saðlamalýydým. Yeni neslin daha akýllý olduðu söylenir. Bu doðrudur. Þimdi onlar, bilgiye daha çabuk ulaþabiliyor; ama hayatýn farklý bir gerçeði daha var ve denir ki Aklýn bütün fonksiyonlarýný icra etmesi için hafýzaya ihtiyaç var. Bu hakikatten hareketle, elli yýllýk hizmetim süresinde kendi doðrularýmýn ve yanlýþlarýmýn yanýna, hayatýn bana kattýklarýyla birlikte eðitim hizmetinde görev alacak genç kuþaklara bu mirasý býrakmayý > 1 5 <

düþündüm. Biliyoruz ki Akýllý insan kendi deneyiminden ve daha akýllý insan da baþkalarýnýn deneyiminden faydalanan insanmýþ. Ýþte bu akýllý nesle sunulabilecek en iyi hizmetlerden birinin tecrübelerimi onlarýn istifadesine sunmak olduðunu düþünerek kendi açýmdan Yöneticinin Günlüðü isimli kitabýmý yazma ve yayýnlama zorunluluðunu hissettim. Oku! diye emrolunan bir dinin mensuplarý olan milletimizin, en okumayan toplumlarýndan biri hâline geldiðini biliyoruz. Bir baþka gerçek daha var. Yazarýmýz da pek az. Okuma konusunda olduðu gibi bu alanda da medeni dünyanýn çok gerisindeyiz. Oysa Sevgili Peygamber imiz (S.A.V) : Kýyamet koparken bile elinizdeki fidaný dikin. ve bir baþka öðüdünde ise, Dünya ahiretin tarlasýdýr. diye buyuruyor. Bir faninin ilk kýyameti ömrün sonudur. Altmýþ dokuz yaþý aþmýþ birisi olarak güneþi batýdan aldýðýmý, gölgemin uzayýp ömrümün kýsaldýðýný biliyorum ve bildiklerim de benim fidanýmdýr, düþüncesindeyim. Bu bilgiler ki dünyanýn imarýna yarar. Öyle ise, bunlarý eðitimle ilgilenen meslektaþlarýma býrakmalýydým ve onlarda gelecek kuþaklarýn hakký vardý. Bu düþüncelerle yazmayý denedim, bu denemelerden elinizdeki kitapla birlikte, Manisa da Vakýf Ýzleri ve Ýz Býrakanlar, 40 Gün 40 Programlý Yaz Tatili Yöneticinin Günlüðünden sonra MABEM li Öðrencilerin Ýçinden Gelenler ile Asýrlýk Eðitim Çýnarý Manisa Lisesi isimli kitaplarým da basýma hazýrlýk aþamasýndadýr. Aslýnda ben bir yazar deðilim. Kendimi yazarlýk disiplini ve deðerleri konusunda çok hazýrlýklý ve donanýmlý görmem; ama Manisa eðitimcisi yoðun olan bir ilimiz olmasýna raðmen 1930 larýn eðitimcisi Çaðatay Uluçay ve Ýbrahim Gökçen den günümüze dek Manisa da bizim nesilden eli kalem tutup arkasýnda eser býrakan üç eðitimci arkadaþýmýz çýktý. Bunlardan biri, fikir ve görüþlerinden her zaman yararlandýðým Manisa için bir deðer olan proje adamý, deðerli kardeþim eðitimci Mustafa Pala, emekli öðretmen Bedriye Aksakal ve þahsým. Mektup yazmanýn bile tarih olduðu günümüzde kitap yazmanýn ne kadar zor olduðunu bizzat bilenlerdenim; ama kitap > 1 6 <

yazmaktan daha zor olaný ise yazýlan kitaplarýn geri döþümüdür. Emekli maaþýndan baþka hiçbir geliri olmayan þahsýmýn bile bile bu maddi külfetin altýna girmemin sebebi nedir? Bunun sebebi, bu kitabýn içinde okuyacaðýnýz Bingül'ün arkadaþý L.K. ler için. Her geçen gün bataklýða düþen L.K. ler her eðitimci gibi beni de yürekten yaralamaktadýr. Sevgili gençler, biz büyükleriniz hatta dünyanýn en en zengin adamý Bill GATES bütün varlýðýmýzý ve servetimizi þu anda ilköðretim sýralarý ile lise sýralarýný dolduran siz çocuklara ve gençlere versek sizin çocukluðunuzu ve gençliðinizi satýn almamýz mümkün deðildir; ama sizlerin bizim gördüklerimizi, yaþadýðýmýz ve yaþanýlan yanlýþlarý yaþamadan bedava veya bir kitap bedeli ile öðrenmeniz mümkün. Ülkemizin deðerli fikir adamý Rahmetli Cemil Meriç Gazete günlüktür. Okuyunca biter. Kitap ise istikbale yollanan bir mektuptur. diyor. Ýstedim ki bizim gördüklerimiz, yaþadýðýmýz ve yaþanýlan yanlýþlar bizimle beraber mezara gitmesin. Bizden sonraki gelecek ve halen týklým týklým sýnýflarý dolduran öðrenciler, stajyer öðretmenler, genç müdürler, evlat sahibi olan anne-babalar, bizim gördüðümüz, yaþadýðýmýz ve yaþanýlan yanlýþlara düþmesin. Hatýrladýðýmda hâlâ büyük üzüntü duyduðum öðrencim L.K. ler çýkmasýn.(bu kitabýn okunmasýna, Bira Ýçen Kýz Öðrencim isimli yazýmla baþlanmasýný tavsiye ediyorum.) Evet, Manisa da Vakýf Ýzleri ve Ýz Býrakanlar 40 Gün 40 Programlý Yaz Tatili Kitabý Eðitim Öðretim Dedikleri- Yöneticinin Günlüðünden sonra MABEM li Öðrencilerimizin Ýçinden Gelenler ile Asýrlýk Eðitim Çýnarý Manisa Lisesi adlý kitaplarým da yukarýda ifade ettiðim gibi basýma hazýr beklemektedir. Gayret bizden, baþarý Allah tandýr. Umudum ve inancýmla bu eserimi istikbale, sizlere bir mektup olarak gönderiyorum. Her mektup selam ve kelamla bittiðine göre bundan sonra bu kitabý eline alan ve satýrlarý okuyan her okuyucum bana göre genç olacaktýr. Sizlere selam olsun diyorum. Mutlu, > 1 7 <

huzurlu, sýmsýcak güzelliklerle dolu bir hayat sizi sarýp sarmalamasý dileðiyle gözlerinizden öpüyorum. Umarým bu mektubumla umduðum mesajlar yerine ulaþýr ve yeni L.K. ler yaþanmaz. Selam ve dualarýmla... 24 Kasým 2013 Kadir KESKÝN Manisa Lisesi Emekli Müdürü > 1 8 <

Giriþ Her zaman olduðu gibi bugün de insanlarýn fedakârlýklarýný sonuna kadar zorladýklarý ve bu konuda hiçbir fedakârlýktan çekinmedikleri iki konu vardýr. Bunlardan birincisi saðlýk, ikincisi de eðitimdir. Saðlýk konusunda bilgim, herhangi bir sade vatandaþýmýzýn bilgisinden ibarettir; ancak kendime kadardýr. Saðlýk konusunda baþkasýna aktaracak bir bilgi birikimim yoktur. Dolayýsýyla bu konuyu hemen kapatarak sadece bizim ülkemizde deðil, bütün ülkelerde anne-babalarýn, öðretmenlerin eðitimle ilgili olsun veya olmasýn herkesin, her meslekten insanýn, her ortamda ve her kademede çokça konuþtuðu, gazetelerde çokça yazýlan, televizyon ekranlarýnda açýk oturumlar yapýlýp sýkça konuþulan ve bu alanda olabildiðince kitap yazýlan bir konu var. Bu, hepimizi çok yakýndan ilgilendiren; ama çok iyi bildiðimizi zannettiðimiz, ancak yeteri kadar bilgi ve birikim sahibi olmadýðýmýz çocuklarýmýzýn eðitimi ve öðretimi konusudur. Kýrk bir yýllýk meslek hayatýnýn yirmi beþ yýlýný okul idareciliðinde geçirmiþ bir eðitimci olarak bu konuda ben de biraz söz sahibi olduðumu düþündüm ve bu eseri kaleme aldým. Bu kitap, kendi gözlemlerimin ve birikimimin yanýnda sene sonlarýnda yaptýðým anketlerle kýsmen öðrencilerin de görüþlerini ifade edecektir. Büyük laf etmekten korkarým. Burada da böyle bir duruma düþmek istemiyorum; ama þurasý da bir gerçek. Eðitim konusunda sürekli olarak belli bir kesim konuþuyor, veliler konuþuyor, öðretmenler, bakanlýk yetkilileri, pedagoglar; herkes ama herkes konuþuyor. Üniversite gençliði dýþýnda ortaöðretim öðrencilerinin konuþmasýna pek fýrsat verilmiyor; verilse de onlara çocuk gözüyle bakýlýp görüþleri dikkate alýnmýyor. Böylece bir kargaþadýr, devam edip gidiyor. Ben bu kitabýmda, eðitimdeki sorunlarýn odak noktasýnda görülen öðrencilerin olumsuz davranýþlarý ile kusuru onlarda görme anlayýþýndan ziyade esas sorumluluðun ve kusurun veliler ve öðretmenler olarak kendimizde aramamýzýn daha doðru olacaðý anlayýþýný iþlemeye çalýþýyorum. > 1 9 <

Zira çocuklarýmýz evde anne-babalarýn, sýnýflarda da öðretmenlerin birer aynasý olduðunu düþünüyorum. Çocuklarýmýzda ve öðrencilerimizde gördüklerimiz bizim verdiklerimizin karþýlýðýdýr. Bunu bir hikâye ile de daha iyi anlatacaðýmý sanýyorum. Bir adam ile oðlu ormanda yürürlerken oðlunun ayaðý takýlýp yere düþer. Caný acýyan çocuk, Ahhhh! diye baðýrýr. Ýlerideki daðdan, Ahhhh! diye bir ses duyulur ve çocuk bu sese þaþýrýr. Çocuk merak ederek Sen kimsin? diye baðýrýr. Aldýðý cevap ayný ses tonu ile Sen kimsin? olur. Çocuk, aldýðý bu cevaba kýzar ve Sen bir korkaksýn! diye tekrar baðýrýr. Daðdan gelen ses yine aynýdýr: Sen bir korkaksýn! Bu durum karþýsýnda þaþkýnlaþan çocuk, babasýna dönüp Baba ne oluyor, kim bu? diye sorar. Babasý oðluna, Oðlum, þimdi beni iyi dinle ve öðren! der. Sonra da daða doðru dönüp Sana hayraným! diye baðýrýr. Gelen cevap, Sana hayraným! olur. Baba, tekrar baðýrýr: Sen muhteþemsin! Karþýdan duyulan ses: Sen muhteþemsin! Oðlan, olan bitene çok þaþýrýr; ama hâlen ne olduðunu anlayamamýþtýr. Babasý açýklamasýný yapar: Ýnsanlar buna, 'yanký' derler, ama aslýnda bu hayatýn ta kendisidir. Hayat, daima sana, senin verdiklerini geri verir. Hayat, yaptýðýmýz davranýþlarýn aynasýdýr. Daha fazla sevgi istediðin zaman daha fazla sev; daha fazla þefkat istediðinde ise daha fazla þefkatli ol; saygý istiyorsan daha fazla saygýlý ol. Þayet kötülük yaparsan da daha fazlasýný görürsün, bunu iyi öðren. Bunlar hayatýn bir parçasýdýr, herkes için geçerlidir. Hayat bir tesadüf deðildir, yaptýklarýmýzýn aynasýdýr. der. Bizim de çocuklarýmýz ve öðrencilerimiz üzerinde gördüðümüz olumlu ve olumsuz davranýþlar, bizim onlara verdiklerimizin birer yansýmasýdýr. Gençlerin bu olumsuz davranýþlarý karþýsýnda ne veliler ne de öðretmenler, mazereti birbiri üzerine atarak sorumluluktan kurtulamazlar. Bu konuda mazeret üretmekten ziyade hep beraber, Nerede hata yapýyoruz? > 2 0 <

diyerek herkes, kendi payýna düþeni almalý ve gereðini yerine getirmelidir. Sorumluluktan kaçmakla hiçbir sorun çözülemez Bir defa þunu iyi bilelim. Çocuk, anasýndan doðduðu günden itibaren iyi bir gözlemcidir. Çevresinde gördüðü her þeyi adeta bir fotoðraf makinesi gibi hafýzasýna almaya çalýþýr. Hatta fotoðraf makinesinden de öte bir kamera gibi hiçbir þeyi de ihmal etmeden kaydeder, hatta en ufak ayrýntýyý bile kaçýrmaz; çünkü o çocuðun beyni boþtur, beynine doldurduðu bilgilerle hayata tutunabilecektir. Beynine doldurup yüklediði örneklemeler ve bilgi yükü, onun hayatýnda yönlendirici olacaktýr. Üç aylýk çocuðu olan bir anne, psikiyatri profesörü olan doktora giderek: -Doktor Bey, çok erken geldiðimin farkýndayým; ama çocuðumu çok güzel eðitmek istiyorum. Bu yüzden sizin önerilerinizi almaya geldim, der. Doktorun cevabý ilginçtir: -Hanýmefendi, çocuðunuzun eðitimi için çok geç kalmýþsýnýz. En geç üç aylýk hamileyken gelecektiniz. Bundan da anlaþýlýyor ki eðitim, anne karnýnda baþlayýp ölünceye kadar devam eden bir süreçtir. Eðitimde, öðretmenin payý ve sorumluluðu olduðu kadar anne-babalarýn da payý ve sorumluluðu büyüktür. Anneler, sürekli olarak çocuklarýnýn eðitimi ile ilgilenirler. Sonra onlarý öðretmenlere teslim ederler. Peki, bir öðretmen, öðrencisinin eðitim sürecinde hangi konumdadýr? Nerede bulunmalýdýr? Öðretmen olmayý düþünen her insan bu sorularý kendine sormalýdýr. Bir öðretmen, öðrencinin anne-babasý gibi her þeyi deðildir; ama bunun yanýnda çok þeyidir. Meselâ onun öðreteni, eðiteni, rehberi, yol göstereni, öðrencilerin örnek aldýðý bir idolü müdür; yoksa öðrencinin ufkunu aydýnlatan, bilgi veren ve bakýþ açýsýný geniþleten biri midir? Tabii ki hayýr! Dünyanýn büyük bir köye dönüþtüðü hayatýmýzda öðretmenin görevi, öðrencinin bilgiye nasýl ulaþacaðýnýn yollarýný göstermektir. Ýyi bir öðretmen olmak için öncelikle araþtýrýp sorgulayan ve iyi bir insan kimliðine sahip olmakla baþlar. Onun için biz çocuklarýmýzýn nasýl olmasýný istiyorsak öncelikle kendimiz de çocuklarýmýzýn olmasýný istediðimiz gibi olmak zorundayýz; ancak bu durumda öðretmenden bir þeyler > 2 1 <

bekleyebiliriz. Eðitimi sadece okuldan ve öðretmenden beklemek, bir veli için kolaycýlýða kaçmak demektir. Þu bir gerçek ki ailede çocuklarýmýz, sýnýflarda ise öðrencilerimiz bizlerin birer aynasýdýr. Onlar da bizim aynamýzdýr. Onlar bizde kendilerini, biz de onlarda kendimizi görürüz. Bu gerçeði baþtan kabullenmemiz gerekir. Kabullenmesek bile bu gerçek deðiþmez. Denemesi de gayet basittir. Sýnýflarda derse giren öðretmen arkadaþlarýma sesleniyorum. Sýnýfa gülerek girerseniz, karþýnýzda gülen bir sýnýf bulursunuz; þayet sýnýfa asýk bir suratla girerseniz, karþýnýzda asýk suratlar bulursunuz. Siz sýnýfta hafiflik yaparsanýz, aynýsýný hatta daha fazlasýný karþýnýzda bulursunuz. Evde de ayný þekilde deðil mi? Evine gülerek gelen babayý sevinçle ve gülerek karþýlayan çocuklar evde huzurlu ve neþeli bir hava yaþarken somurtarak gelen babayý gören çocuklar da nereye saklanacaðýný bilemezler. Nasýl ki öðrencilerimiz ve çocuklarýmýz bizim yüz ifademize göre þekil alýyorsa, onlarýn ruh âlemleri de bizim onlara davranýþlarýmýza göre þekillenmektedir. Bu gerçekleri kabullenmeyen anne-babalar ve eðitimciler gerçeklerle yüzleþmekten korkuyor demektir. Bu tip insanlar çocuklarýnda ve öðrencilerinde hoþlanmadýðý davranýþlarý kendilerinde aramaktan ziyade mazereti hep baþka yerlerde aramaya baþlarlar. Kendilerine göre o kadar çok mazeret üretebilirler ki bunlarýn kusuru anne-babalara göre bazen komþu çocuðundadýr. Güya kendi ailesine münasip olmayan aile çocuklarýndan edindiði arkadaþ tipleri, televizyon yayýnlarý, yetersiz öðretmenler, zararlý kitaplar, kafeler, internet kafeler... Bunlarýn sayýsýný bir hayli uzatabiliriz. Öðretmene göre mazeretler de boldur. Yalnýz öðretmen deyince burada iki kesim öðretmenden söz edeceðim: Birincisi, devlet okullarýnda görev yapan arkadaþlarýmýz. Ýkincisi de özel okullarda görev yapan öðretmen arkadaþlarým. Zaten bu kitabýn konusu da anne-baba çocuk iliþkileri deðil. Öðretmen ve öðrenci iliþkileri üzerine olacaktýr. Kitabýn adýndan da anlaþýlacaðý gibi bizler bugüne kadar hep öðrencileri kendi gözümüzle görmeye çalýþtýk. Onlarýn gözüyle kendini deðerlendiren öðretmenin, müdür yardýmcýsýnýn ve okul müdürünün çok az > 2 2 <

olduðunu düþünüyorum. Bugün eðitimde yaþanýlan sýkýntýlarýn ana kaynaðý da burada yatmaktadýr. Her eðitimcinin sýnýfa girer girmez hemen almasý gereken bir mesaj vardýr. O mesaj, o kadar belirgindir ki þu anda sýnýfta ders veren öðretmen arkadaþlarýmýn büyük bir çoðunluðunun maalesef bu mesajdan habersiz olduðunu düþünüyorum. Her öðretmenin sýnýfa adýmýný atar atmaz almasý, hissetmesi gereken ileti her öðrencinin gözünde, belki de alnýnda büyük puntolarla yazýlýdýr. Evet, o mesaj nedir biliyor musunuz? Lütfen öðretmenim! Ben, çok önemli biriyim! Devlet okullarýnda görev yapan öðretmen arkadaþlarýmdan çok azýnýn öðrencilerin gözlerinde veya alýnlarýnda iri puntolarla yazýlý olan bu mesajý algýladýðýný ve hissettiðini sanmýyorum. Hatta böyle bir þeyden haberi olmayan birçok öðretmenin varlýðýný bizzat kendim müþahede ettim. Nereden biliyorsunuz? diye soracak olursanýz þöyle açýklayabilirim. Her veli toplantýsýnda bu mesajý algýlayamayan, bu mesajýn varlýðýndan bile habersiz olan öðretmenlerin öðrenci velileriyle yaþadýklarý problemleri çözmek için çok zor anlar yaþadýðým günlerden biliyorum. Veli toplantýlarýna velilerin gelmesi için ýsrarla duyuru yaparýz; ama devlet okullarýnda özellikle liselerde toplantýlara öðrenci velilerinin katýlýmý çok düþüktür. Buna mukabil özel okullarda veli toplantýlarýna katýlým, devlet okullarýna nazaran en üst seviyededir. Veli toplantýsýna katýlmayan öðrenci velisi, hemen hemen yok gibidir. Çok önemli veya acil mazereti dolayýsýyla toplantýya katýlamayan veli, bilahare mutlaka okula gelir ve çocuðu ile ilgili bilgileri, ilgili sýnýf öðretmeninden ve ders öðretmenlerinden alýr. Gözlemlerime göre maalesef her iki kesimde de veliye karþý çok farklý davranýlmaktadýr. Devlet okullarýnda çok kýymetli öðretmen arkadaþlarýn yanýnda maalesef, pedagojik formasyonu eksik, beþeri münasebetleri son derece zayýf arkadaþlar da bulunmaktadýr. Devlet okullarýnda, veli toplantýsýnda çoðu kez velilerle öðretmen arkadaþlar arasýnda ufak tefek sýkýntýlar yaþanýr. Devlet okullarýnda çalýþan memur ve öðretmenler, iþ güvencesi açýsýndan kendilerini daha rahat hissederler; çünkü lokmalarýnýn rizikosu yoktur. Verimli olsa da olmasa da maaþlarýný ve ücretlerini eksiksiz alýrlar. Onun için bazý > 2 3 <

öðretmenlerin veli toplantýlarýnda, velilere çocuklarý hakkýnda Bu senin çocuk adam olmaz! O tembelin tekidir. Nato mermer, nato kafa! Sýnýfta duvardan ses alýyorum; ama senin çocuðun bugüne kadar aðzýný bile açmadý. Senin çocuðun çok pýsýrýk. Senin çocuðun üniversiteyi kazanamaz. Sen bunu sanayiye götür, çalýþsýn. Burada zaman kaybetmesin! gibi aslýnda çocuðu hakkýnda söylediði doðrular, veli üzerinde þok etkisi oluþturuyordu. Bazen öðretmen ve veli arasýnda tatsýzlýða varan aðýz münakaþalarý hatta kavgalar yaþanýyordu. Konu bana kadar gelince benim de arayý bulmak için dökmediðim dil kalmazdý. Veliye ve öðrenciye karþý hep öðretmenin yanýnda oldum. Bu yüzden zaman zaman sýkýntýlar da yaþadým; çünkü öðretmenin otoritesi, bir yerde devletin otoritesidir. Öðretmen zaafa uðrarsa eðitimde sonuç almak mümkün olmaz. Toplantýdan sonra öðrenci velisiyle sorun yaþayan öðretmenle konuþur, hatasýný hatýrlatýr, bir daha böyle hatalara düþmemesi için gerekli ikazlarý yapardým. Nedense devlet okullarýnda az da olsa öðrenciye ve veliye karþý yumuþak dil kullanmayan öðretmen arkadaþlarým vardý. Bu tür arkadaþlar, öðrenci ve veliyle yaþadýðý olumsuz hallerde, nefsine yenik düþerek hep karþýsýndakini suçlamamalýdýr. Biraz da kendini ortaya koyarak Nerede hata yaptým? diye kendini sorgulamalýdýr. Anlatýlýr, kralýn biri rüyasýnda otuz iki diþimin de çýktýðýný görür. Sabahleyin özel müneccimbaþýný çaðýrýr der ki: -Bu gece gördüðüm rüyamda otuz iki diþimin de çýktýðýný gördüm. Bu durum neye iþarettir? der. Müneccimbaþý: -Efendim, bunun anlamý, öleceksiniz ve tacýnýz da tahtýnýz da saltanatýnýz da tarumar olacaktýr, deyince kralýn tepesi atar: -Götürün bunu derakap sallandýrýn, diye sehpaya gönderir ve idam ettirir. Kral baþka bir müneccimbaþýný çaðýrýr, ona da gördüðü rüyayý aynen anlatýr ve rüyanýn yorumunu ister. Ýkinci müneccimbaþý ise: -Efendim, ölümlü dünyada yaþýyoruz. Þu ana kadar dünyaya kazýk çakan olmadý. Bizler de öleceðiz, vezirlerin ölecek, en yakýnlarýn ölecek; ama içimizde en muammer (uzun ömürlü) sen olacaksýn. diye yorumlar. Bu defa kral, adamlarýna emreder: -Götürün bunu hazineye, ihtiyacý kadar altýn verin, der. > 2 4 <

Dikkat edersek, burada iki müneccimbaþý da ayný þeyi söyledi. Ýkisi de kralýn öleceðini söyledi; ama söyleyiþ tarzý ve üslup farklý olduðu için biri üslubunun karþýlýðýný boynuna geçen ilmikle ödedi. Diðeri de hoþ ve güzel üslubunun karþýlýðý olarak altýnla takdir edildi. Çoðu devlet okulunda velilere, çocuklarýnýn durumu bazý öðretmen arkadaþlar tarafýndan maalesef birinci müneccimbaþýnýn tarzýyla ifade ediliyor. Bu gibi durumlar, maalesef, çeþitli kýrgýnlýklara sebep oluyor. Hatta üslup nedeniyle yaka paça kavga eden öðretmen-veli kavgalarýna þahit olan bir idareciyim. Özel okullarda ise velilere öðrencinin hep iyi taraflarý gösteriliyor. Çocuðun çok zeki, ama yeteri kadar çalýþmýyor. Çalýþýrsa istediði üniversiteyi kazanýr. gibi ifadeler velinin hoþuna gidiyor. Böylece özel okullardaki veliler de öðretmeni okul idaresine ne kadar çok överse o öðretmen, iyi öðretmen oluveriyor. Diðer tarafta ise devlet okullarýnda veli ve öðrenci, öðretmeni ne kadar eleþtirirse o kadar deðersiz, o kadar kötü öðretmen olarak tanýnýyor. Ben, hem devlet okullarýnda hem de emekli olduktan sonra özel okullarda çalýþan bir eðitimci olarak her iki sektörde yaþanan olumsuzluklarý yakýndan izleme fýrsatý buldum. Önce devlet okullarýnda yaþanan problemleri izah ettikten bilahare özel okullarýn durumunu da izah etmeye çalýþacaðým. Kim ne derse desin, ülkemizde bazý özel okullarýn haricinde büyük bir çoðunluðu, bu iþi sadece para kazanmak amacýyla yapmaktadýr. Birinci hedefleri para kazanmaktýr. Özellikle özel okullarda, veli toplantýlarýndan önce Öðretmenler Kurulu Toplantýsý yapýlýr. Bu toplantýda öðretmenlere, velilere nasýl davranýlacaðý ve çocuklarý hakkýnda övücü konuþmalar yapmalarý için uyarýlarda bulunulur. Her türlü þýmarýklýðýn yaþandýðý bir sýnýfta, ayný sýnýftaki dört beþ kýza birden âþýk olan ve bu kýzlarla birlikte okul ortamýna uymayan davranýþlarda bulunan öðrencinin velisine, Oðlunuzla gurur duyuyoruz, efendim. diyen idareciler, öðretmenler gördüm. Yani veli, parasý için resmen yanýltýlmakta, öðrencinin istikbali ile oynanmaktadýr. Siz deðerli okuyucularýmýn aklýna þöyle bir soru gelebilir. Mademki > 2 5 <

rahatsýzlýk duyuyorsun, senin böyle bir okulda ne iþin vardý? derseniz, zaten daha fazla dayanamadým, ancak bir yýl bu kadar bu riyakârlýklara tahammül edebildim. Üstelik bu okulun çok muhafazakâr olarak bilinen bir kurumun okulu olmasýna raðmen diploma törenlerinin diskolarda içkili yapýldýðýný söylesem herhâlde benim ne söylemek istediðimi anlar ve bana hak verirsiniz. Bu özel okulda uygulanan eðitim dýþý davranýþlarý, ilgili kurumun baþkanýna ve yetkililerine rapor etmeme raðmen hiçbir sonuç almadýðýmý da özellikle belirtmek isterim. Özel okullarda öðretmen, öðrenciden korkuyor ve çekiniyorsa burada yapýlacak eðitimin kalitesini ve deðerini sizin takdirlerinize arz ediyorum. Þuna inanýyorum ki özel okullarda, özellikle çalýþtýðým okulda yaþanan öðrenci disiplinsizliði, tü, kaka! olarak gördüðümüz devlet okullarýnda yaþanmamaktadýr. Devlet okulunda çalýþan meslektaþlarýmýz, iþ güvencesi içerisinde kendini güvende hissedip Öðrenciye ne kadar faydalý olabiliyorum? gibi bir soruyu kendine sormuyorlar. Sýnýfta yaþanan en ufak bir olumsuzlukta yaydan fýrlamýþ ok gibi soluðu doðru idare odalarýnda alýrlar ve Müdür Bey, ben bu öðrenci ile ayný sýnýfta olmak istemiyorum, bu öðrenciyi benim sýnýfýmdan alýn! gibi þikâyetlerle gelirler. Sýnýfta yaþanan olumsuzlukta kendisinin payý nedir, hiç düþünmez. Hiçbir iþ, problemsiz deðildir. Elbette her iþin kendine göre sýkýntýlarý vardýr ve olacaktýr da. Kaloriferli sýcacýk sýnýflarda ders yapan öðretmen arkadaþlarým, bir de binlerce metre yer altýnda çalýþan maden iþçilerini, karda kýþta çalýþan bir inþaat iþçisini, daha nice aðýr þartlarda çalýþan iþçi kardeþlerimizi düþünen bir öðretmen, eðer iþini seviyorsa mesleklerin en zevklisi olan öðretmenlik mesleðinden þikâyet etmemesi gerekir. Bu kadar para ile bu kadar ders, diye düþünen bir öðretmenin mesleðinde baþarýlý olmasý ve öðrencilerin beyninde kalýcý, güzel ve olumlu izler býrakmasý mümkün deðildir. Bu tip öðretmenler, öðrenciler tarafýndan sevilmeyen öðretmen tipleridir. Ergenlik çaðýndaki gençlerin sýnýfta suspus oturmalarýný elbette bekleyemeyiz. Nitekim kendi öðrencilik hayatýmýzý düþünelim. Hangimiz o sýralarda yaramazlýk yapmadýk? Hem bu gibi öðretmen arkadaþlar, özel sohbetlerinde ve hatta sýnýflarda, öðrencilik hayatýndaki bazý yaramazlýklarý ballandýra ballandýra anlatýp da kendisine karþý bir yaramazlýk yapýlýrsa bu > 2 6 <

durumdan þikâyet etme hakký olur mu? Bunun yanýnda nice öðretmen arkadaþlarým da vardý ki öðretmen içeri girdiðinde, elli elli beþ kiþilik sýnýflarda en ufak bir sinek sesi duyulacak misali büyük bir sessizlik içerisinde ders verdiklerini gördüm. Öðretmenin sesini duymasanýz sanki dýþardan o sýnýfta öðrenci yok sanýrsýnýz. O halde her mesleðin bir inceliði olmasý gerekir. Öðretmenliðin inceliði de öncelikle öðretmenin branþ bilgisi açýsýndan yeterli bilgiye sahip olmasý gerekir. Öðretmenin her konuda bilgi sahibi olmasý elbette istenemez; ama branþý konusunda dolu dolu bilgiye sahip olmasý gerekir. Bu konudaki eksikliði öðrenci katiyen affetmez. Yirmi otuz sene öncesinin öðrenci öðretmen ve veli öðretmen iliþkileri artýk çok gerilerde kaldý. O yýllarda öðrenci, öðretmen kadar; veli de öðretmen kadar bilgiye sahip deðildi. Ama bugün bir fizik öðretmeni kadar fizik, matematik öðretmeni kadar matematik, bir tarih öðretmeni kadar tarih bilen üniversite mezunu mühendis veya öðretmen olan veliler var. Üstelik son zamanlarda ailelerin aile doktoru olduðu gibi ailelerin aile öðretmenleri tuttuklarýna þahit olmaya baþladým. Velilerimizden biri, bir gün çocuðunun fizik dersine giren fizik öðretmeninin sýnýfta problemi yanlýþ çözdüðü gerekçesiyle bana baþvurdu. Mesleðini sordum. Kendisinin esnaf olduðunu söyledi. Olayý baþlangýçta içimden hafife aldým, 'olamaz böyle bir þey' diye düþündüm. Sonra öðrenci velisine, Pekâlâ, fizik probleminin yanlýþlýðýný nereden biliyorsun? dediðimde, Aile öðretmenimiz var, her hafta sonu gelir, çocuðumun bir hafta boyunca okulda aldýðý derslerin alýþtýrmasýný yapar, yeni haftada alacaðý ders konularýný iþler. diye cevap verdi. Sonra da çocuðunun fizik defterini bir dilekçe ile bana býraktý. Bu durumdan sonra hemen fizik öðretmenlerinden bir komisyon kurulmasýný saðladým. Velinin býraktýðý defterdeki problemlerin çözümünü kendilerinden istedim. Gerçekten velinin þikâyetinde haklý olduðunu gördüm. Sonra da o ders öðretmenini çaðýrarak derslere daha hazýrlýklý girmesini tembih ettim. Artýk öðretmen arkadaþlarým þunun farkýna varmalý. Öðrenciler ve > 2 7 <

veliler, artýk eski veli ve eski öðrenci deðil. Bugün ister kabul edin, isterse etmeyin her þehirde günden güne mantar gibi çoðalan dershane faktörü var. Öðrencilerin gözünde dershanelerin ayrý bir yeri var. Okulda raporlu veya izinli öðretmenin dersi boþ geçtiðinde bayram yapan öðrenci, dershanede boþ geçen ders için dershane yetkililerinden hesap sorabiliyor. Ýdarecilik hayatýmda boþ geçen dersten dolayý öðrencilerin çok azýndan boþ geçen ders için Dersimiz neden boþ geçiyor? diye þikâyeti aldým. Boþ geçen derslerde veya derse gelmeyen öðretmenler için öðrenciler, oleeeyyy diye sevinçlerini belirtirler. Ama dershanelerde böyle bir sevinç gösterisine þahit olamazsýnýz. Öðrenciler, dershanelerde edindikleri yeni bilgilerle ders öðretmeninin bilgisini sýnamak için zaman zaman öðretmenlerine de çeþitli sorular sorabiliyorlar. Þayet öðretmen bu problemi çözemezse veya öðrenciye tatmin edici bir cevap veremezse öðretmen branþ bilgisi açýsýndan öðrencinin gözünde bitmiþ oluyor. Yine öyle veliler var ki makine mühendisi veya üniversitede matematik profesörü. Fizik, kimya, tarih, coðrafya, edebiyat gibi birçok alanda bilgisi olan velilerimiz var. Her akþam eve geldiðinde ne öðrenip öðrenmediðini soran ve çocuðunun defterini kontrol eden veliler var. Elbette bu tür veliler öðretmenin yanlýþýný bulduðunda, bu öðretmeninin gerek veli nezdinde gerekse öðrencinin gözünde deðeri bir hiç oluveriyor. Öðrenci de öðretmenin ders anlatýþýna pek kulak vermiyor. Kýrk beþ dakika boyunca öðretmeni dinlemeyen bir öðrenicinin sýkýntýsýný göz önüne getirin. Hayatta en zor þeylerden biri, boþ laf dinlemektir. Artýk bu öðretmenin durumu, öðrencinin karþýsýnda deðeri olmadýðý için boþa konuþan bir insana dönüþmüþtür. Buna misal olarak yaþadýðým bir olayý anlatayým. Bin dokuz yüz seksen öncesinin hýzlandýrýlmýþ kurslarýndan, yani üç aylýk öðretmenlerden bir arkadaþ, müdürlük yaptýðým okula tayin edildi. Branþ bilgisinin ve meslekî yeterliliðinin son derece zayýf olduðunu yaþanan bu olayla kýsa zamanda anlamýþ oldum. Derse girdiði sýnýflardan, ders anlatamadýðý konusunda þikâyetler gelmeye baþlamýþtý. Bir gün sýnýfta bir problem dolayýsýyla öðrencilerle sýkýntý yaþanmýþ; olay, bana kadar intikal etmiþti. Olayýn konusu, kitapta geçen bir problemin çözümü sýrasýnda dört kere sekizin kaç yaptýðýydý. Öðrenciler, otuz iki olduðunu söylerken öðretmen, on altý > 2 8 <

olduðunu iddia ediyordu. Meseleyi dinledikten sonra branþým fizik olmamasýna raðmen tartýþmanýn sebebini hemen anladým ve öðrencileri sýnýflarýna gönderdim. Ders öðretmenine oturmasýný söyledim. Nedir bu konu? diye sordum. Öðretmen, Müdür Bey, buyurun bakýn, kitapta on altý yazýyor. Ben kitaptakini söylüyorum, kitap yanlýþ mý yazacak? diye kendini savunmaya kalkýþtý. Ben de dayanamadým, Evet ( ) arkadaþým, kitap yanlýþ yazmýþ. Yazýlan bu kitap Allah kelâmý deðil ya! Bir mürettip hatasý olabilir ve görüldüðü üzere olmuþ, bu yanlýþta diretmekte ne fayda var? Bu bir ilk okul talebesinin bileceði bir kerrat cetveli! dediðimde, öðretmen arkadaþýn verdiði cevap Müdürüm, ben de otuz iki olduðunu biliyorum, ama kitapta on altý yazdýðý için ben görüþümde ýsrar ettim. þeklinde olunca þunu anladým: Öðretmenin kendine güveni olmadýðý için yanlýþ yaparým korkusu içinde kitaba inanarak yanlýþta ýsrar ettiðinin bile farkýnda deðildi. Daha sonra bu öðretmenin adý okulda bir anda yayýldý. Kerrat cetvelini bilmeyen fizik öðretmeni diye, her yerde konuþuldu. Maalesef lisede çalýþamadý ve kendi isteðiyle bir köy ortaokuluna fen bilgisi öðretmeni olarak tayinini istemek zorunda kaldý. Ýnsan bindiði dalý keser mi? Maalesef kesiyor. Milli Eðitim Bakanlýðý, 12 Eylül öncesi aldýðý siyasî kararlarla eðitime en büyük darbeyi vurmuþtu. Kýrk beþ günlük ve üç aylýk kurslardan geçirilerek okullara tayin edilen öðretmenler, eðitim enstitülerini ve yüksek öðretmen okullarýný kapatýp öðretmen yetiþtirme yetkisini Yüksek Öðretim Kurulu na devretmesi, bana göre eðitimde yapýlan en büyük yanlýþlýktýr. O yýllarda eðitimin mayasýný oluþturan öðretmen okullarýnýn araç ve gereçleri haraç mezat okullara daðýtýlmýþ; ancak bu okullarda malzemeleri koyacak laboratuarlar, atölyeler, iþlikler ve çalýþma odalarý olmadýðý için kýyýda köþede atýlarak harap olup gitmiþtir. Daha sonra bu yanlýþlýðýn farkýna varýlmýþ, Öðretmen liselerinin açýlmasý ile bu yanlýþtan dönülmeye çalýþýlmýþtýr. Ne yazýk ki yüksek öðretmen okullarýný tekrar açma imkâný ise yoktur. Bu tasarrufu ele geçiren Yüksek Öðretim Kurulu, elinde bulundurduðu bu yetkiyi, tekrar Milli Eðitim Bakanlýðý na devretmeyi de düþünmemektedir. Zaten ülkemizde bir bürokrasi imparatorluðu oluþturulmuþ; hiçbir kurumun elindeki gücü, bir baþka kuruma devretme gibi bir niyeti görülmemektedir. Ýþte bugün, eðitimde yaþanan sýkýntýlarýn sebebi, geçmiþte yapýlan yanlýþlarýn bir sonucudur. Öðretmenlik mesleði, en büyük darbeyi, yukarýda bahsettiðimiz yanlýþ uygulamalarla almýþtýr. > 2 9 <

Daha önceki öðretmen okullarýnýn eðitim süreleri ilk okuldan itibaren altý yýl idi. Buraya gelen öðrenci, öðretmen olacaðý düþüncesiyle altý yýllýk eðitimi süresince gerçek anlamda öðretmenlik eðitimi alýr, öðretmen olmak için çalýþýr, öðretmen gibi olmayý düþünürdü. Bu okullarý tercih eden çocuklar, öðretmen olmak amacýyla bu okullara geliyor, daha küçük yaþta öðretmenlik mesleðine motive oluyor ve kendilerini ona göre hazýrlýyorlardý. Biliyordu ki mezun olunca gideceði yer, kuþ uçmaz kervan geçmez bir köy ilk okulu idi. Orada yemeðinden banyosuna, ekmeðinden aþýna kadar her iþini kendisi yapacak, söküðünü dikecek ve sosyal hayatýný idame ettirecek bir hayat tecrübesini kazanarak gidiyordu. Ama YÖK'ün yürürlüðe girmesiyle beraber öðretmen yetiþtirme sistemimiz sekteye uðratýlmýþ; hatta yüksek öðretim sistemi önemli derecede karmaþaya uðratýlmýþtýr. Böylece okullarýmýzdaki eðitim sistemi de bozulmuþ, lise son sýnýfa kadar gelmiþ olan çocuklarýmýz, hangi mesleði seçeceðine, hangi yüksek okula gideceðine; daha doðrusu ne olacaðýna bir türlü karar verememiþlerdir. Rasgele yazdýðý okul isimlerinden ve boþta kalmayayým anlayýþýndan hareketle herhangi bir yüksekokulu kazanmýþ oluyorlar. En acýsý, kaloriferli evlerde doðup büyümüþ, modern banyolarda duþ almýþ, hayatta mutfaða bile girmemiþ ve hiçbir sýkýntý ile karþýlaþmamýþ bay veya bayan gençlerimizin tesadüfen yazdýðý öðretmen yetiþtiren bir bölümü kazanmasýný, mezun olduktan sonra da mahrumiyet bölgelerinin köy veya mezralarýna öðretmen olarak tayin edildiklerinde ne kadar verimli olabileceklerini düþününüz? Sizce hangi uygulama daha gerçekçi? Benden önce cevabýný verdiniz. Tabiî ki eski öðretmen okulu menþeli öðretmenler. Ýþte maalesef bu okullar, siyasî hýrslarýn kurbaný olmuþ ve bu güzide eðitim kurumlarý kýyýma uðratýlmýþtýr. Bu okullarda öyle bir hiyerarþi geliþtirilmiþti ki bu öðretmen okullarýnda gerçek anlamda baþarý gösteren öðrenciler, hiçbir tavassut ve torpil olmaksýzýn Öðretmenler Kurulu Kararý yla seçilip yüksek öðretmen okullarýna gönderiliyor, sonra da branþ öðretmeni olarak ortaokullara ve liselere tayin ediliyorlardý. Yýllardýr liselerde idarecilik yapan bir eðitimci olarak elbette çok iyi ve deðerli öðretmenlerle çalýþtým. Ama gerçekten bu okullarda çalýþtýðým yýllarda yüksek öðretmen okulu mezunlarýnýn ortaokul ve liselerde çok farklý bir yeri vardý. Siyasî kararlarla kapatýlan bu okullar, yýllar sonra da olsa yapýlan yanlýþlýðýn farkýna varýlarak öðretmen liseleri olarak tekrar > 3 0 <