METAL SEKTÖRÜNDE PATRON ÖRGÜTÜ MESS İLE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ DÖNEMİNE GİRİYORUZ! TALEPLERİMİZİ ANCAK MÜCADELE EDEREK KABUL ETTİREBİLİRİZ!



Benzer belgeler
BİZ METAL İŞÇİLERİ KAZANMAK İÇİN BİRLEŞEREK MÜCADELE ETMELİYİZ,

SINIFIN SINIFA KARŞI MÜCADELESİNDE İŞÇİ SINIFININ KENDİ PARTİSİ BELİRLEYİCİ ÖNEMDEDİR

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı Emma Goldman

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

SENDİKALAR VE İŞYERİ ÖRGÜTLENMESİ

İŞYERLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖRGÜTLENMESİ. Yrd.Doç.Dr. H. Ebru ÇOLAK KTÜ Harita Mühendisliği Bölümü GISLab

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

TARIM ORKAM-SEN SENDİKA MERKEZ GENEL MECLİSİ YÖNETMELİĞİ ( ANKARA) (TARIM VE ORMANCILIK HİZMETLERİ KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI)

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

DEVRİMCİ İLETİŞİM VE ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI SENDİKASI TANITIM BROŞÜRÜ

TOPLU İŞ HUKUKU (HUK302U)

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU**

SENDİKAL HAREKET, İŞYERİ TEMSİLCİLERİ ve ÖRGÜTLENME STRATEJİLER GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 2011

15-16 Haziran 2009 ANKARA. Türkiye ulusal proje konferansı örgütlenme ve sosyal diyalog

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

Kimin ADALETinden bahsediyorsunuz? Biz işçiler ve emekçiler için hiçbir zaman adalet olmadı ki?

KUZEY KIBRISTA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATI

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI

TÜZÜK VE YÖNETMELİKLER SOSYAL ETKİNLİKLER BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

Metal işçisinin önündeki tehlikeler ve fırsatlar

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -11

Nasıl Bir Sendika İstiyoruz?

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

istekli olanlara öncelik verilerek okul müdürünün teklifi ve milli eğitim müdürünün onayı

KUAFÖRLER & BERBERLER İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

T.C. ÇALİŞMA ve SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Çalışma Genel Müdürlüğü. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINA (Personel Daire Başkanlığı)

Belediye Şirketi Üzerinden İstihdam Edilen İşçilerin 2019 Yılı Ücretlerinin Belirlenmesi

Şahsım ve Öz Taşıma İş Sendikası adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm

Genel-İş Sendikası İstanbul 3 Numaralı Şube (Şişli) Başkanı Savaş Doğan Şişli Belediyesi Önünde Oturma Eylemine Başladı

KADINA YÖNELİK ŞİDDET, ERKEK EGEMEN SİSTEMİN SONUCUDUR!

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

TÜZÜK VE YÖNETMELİKLER BASIN YAYIN KOMİSYONLARI YÖNETMELİĞİ

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

Cumali FIRAT Yeminli Mali Müşavir Rapor Sayısı : YMM / Rapor Tarihi :

Öz Finans-iş Sendikası

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Teröre karşı mücadele cephesi!

Forum Toplu Sözleşme Pazarlığını Etkileyen Değişkenler

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm GENEL BELGİLER

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

NEYI DAHA BEKLİYORSUN! MASADA YANDAŞ MEMURUN İŞİ YAŞ! KAMU ÇALIŞANI. Yanlışta ısrar etme, senin iradeni satanların peşinden gitme!

TÜZÜK VE YÖNETMELİKLER A.5 İŞYERİ KOMİTELERİ YÖNETMELİĞİ

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK SPOR KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ PLANLI DERS ÇALIŞMA

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Bahar Dönemi Program Adı: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ PROGRAMI

Destek Personeli Eğitimleri

Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu Ağustos 2016

SOSYAL-İŞ SENDİKASI İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİLİĞİ YÖNETMELİĞİ

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında Basın Açıklaması Gerçekleştirdik!

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

KOMİSYON VE BÜRO YÖNETMELİKLERİ

ACİL TIP ASİSTAN BİRLİĞİ YÖNERGESİ

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu

fiç N N YASAL HAKLARI

İş Sağlığı ve Güvenliğine Genel Bakış ve Güvenlik Kültürü

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

KAMU GÖREVLİLERİNİN TOPLU SÖZLEŞME HAKKININ KULLANIMININ DÜZENLENMESİ HAZIRLIK TOPLANTISI BİLGİ NOTLARI

Levent KAVLAK Yönetim Kurulu Başkanı

TES-İŞ, 12 Aralık 1963'te enerji işkolunda faaliyet göstermek üzere Ankara'da kuruldu.ilk adı Türkiye Enerji, Su, Gaz, DSİ İşçi Sendikaları

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ... iii GİRİŞ...1 ÖRGÜTLERDE İNSAN KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ...9

SUNU PLANI SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME 2- ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI

Geçen ay meslektaşım, eğitmen arkadaşım Gülgün Koç ne güzel hatırlattı Peter Drucker ın meşhur tespitini : Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

Ailede Birlik, İşletmede Sürdürülebilirlik. KURUMSAL ve BİREYSEL ÜYELİK FORMU

TKP KASIM 1987 MK PLENUMU KARARLARI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI

RİSK YÖNETİMİ. Risk Yönetim Planının 7 Bileşeni

YENİ ESKİ. Madde 2- Sendikanın Amacı: ı) Çıkarıldı.

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

İş Yeri Hakları Politikası

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Sosyal-İş Sendikası tanıtım broşürü. "yarım asırlık çınar, geleceği örgütlüyor"

Metalde grev süreci hangi fabrikalarda başlıyor?

İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİLERİ NASIL ÇALIŞIR?

E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

NYELENİ AVRUPA YA NEDEN KATILMALISINIZ?

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

İşyerini işgal eden ERT işçileriyle röportaj

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

Ailede Birlik, İşletmede Sürdürülebilirlik. KURUMSAL ve BİREYSEL ÜYELİK FORMU

Transkript:

Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşiniz! Bütün Ülkelerin İşçileri ve Ezilen Halklar Birleşiniz! Karkerên hemû welaten yekbîn! Karkerên hemû welaten û gelên bîndest yekbîn! METAL SEKTÖRÜNDE PATRON ÖRGÜTÜ MESS İLE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ DÖNEMİNE GİRİYORUZ! TALEPLERİMİZİ ANCAK MÜCADELE EDEREK KABUL ETTİREBİLİRİZ! İşçi Arkadaşlar, Coğrafyamızdaki toplu sözleşmeleri belirleyecek nitelikte olan Metal İşkolu Grup Toplu İş Sözleşmesi dönemine girmiş bulunuyoruz. Metal Patronlarının örgütü MESS ile bu işkolunda örgütlü bulunan ve işkolu düzeyinde yüzde 1 barajını aşmış sendikalar Ağustos 2014 tarihinde itibaren teklifleri düzeyinde müzakerelere başlayacaklar. Bugüne kadar ki uygulamalardan bildiğimiz kadarıyla HAK-İŞ e bağlı ÇELİK-İŞ Sendikası, TÜRK-İŞ e bağlı TÜRK METAL Sendikası ve DİSK e bağlı BİRLEŞİK METAL İŞÇİLERİ Sendikası kendi Toplu Sözleşme(TİS) Taslaklarını Metal Patronları örgütü MESS e verecekler ve TİS görüşmelerine başlayacaklar. Geçen dönem TİS leri hakkında görüşlerimizi sizlerle paylaşmıştık. Geçen dönem TİS sonuçlarında birinci ve ikinci altı aylık zam oranları yüzde 7 olarak belirlenmişti. Bu sendikalar bu sözleşme zammını yeterli bulmuştu. Tabii ki bunlara sosyal haklar kalemlerinde ayrıca zamlar yapılmıştı. Öncelikle belirtmek gerekir ki TİS taslaklarının nasıl belirlendiği önemlidir. Çelik-İş ve Türk Metal sendikalarının patron örgütü ile gerçekten mücadele diye bir dertleri olmadığı içinde biz işçilerin taleplerini alma ve bu temelde TİS taslağı hazırlayarak bunu patron örgütü ile müzakere diye pek bir dertleri yoktur. Onlar göstermelik olarak fabrikalarda biz işçi arkadaşların küçük bir bölümüne anket vb. temelde sorular sorarak güya bizi de işin içerisine aldıklarını göstermeye çalışırlar. Ama özde Metal Patronları Örgütü MESS ne derse onu yapacaklardır. Birleşik Metal İşçileri Sendikası bunlardan kendisini ayırmakla bilinir. Onlar neredeyse her zaman MESS e bağlı işyerlerindeki temsilciler üzerinden işyerlerinden biz işçi arkadaşların taleplerini toplamaya çalışırlar. Bu yıl da 18 Nisan tarihinde MESS e bağlı işyerlerinde birer, ikişer temsilci çağırarak işyerlerindeki talepleri tespit etmeye ve bunlar temelinde bir taslak hazırlamaya çalışıyorlar. Yine bildiğimiz kadarıyla Birleşik Metal İşçileri Sendikası MESS e bağlı işyerlerindeki biz işçilerin seçmesi gereken işyeri komiteleri ile toplantılar yaparak bu talepleri daha da somutlamaya çalışacaklardır. Bu tutum tabii ki diğer iki sarı, işbirlikçi sendikadan daha iyidir. Görüntüde bakıldığında aslında demokratik bir şeyler yapılmaktadır. Tabanın söz ve karar sahibi olması ilkesi nin bu temelde uygulandığı kanısına varılabilir. Ama gerçekte durum böyle mi? Herkes kendisine sormalıdır. İşyerlerinde işyeri komiteleri seçilmekte midir? İşyeri komiteleri yönetmeliğinde yazıldığı gibi ayda bir düzenli toplantılar yapılmakta mıdır? İşyeri komitelerine katılacak arkadaşları biz mi seçiyoruz? İşyeri Komitesinde görevlendirilmiş arkadaşlar gerçekten bizim taleplerimizi alıp komitede değerlendiriyor mu? İşyeri komiteleri ne kadar bizim taleplerimizi üst kurumlarla paylaşıyor? Varsayalım ki taleplerimiz üste ulaştırıldı bunlar ne kadar dikkate alınıyor? Bu gibi soruları çoğaltabiliriz. Bu sorulara verilen

cevapları değerlendirdiğimizde işyerlerinde komite çalışmalarının doğru dürüst yürütülmediğini görürüz. Bunu ne temsilcilerin büyük çoğunluğu istiyor ne de sendika yöneticileri. Çünkü komitelerin gerçekten çalışabilmesi için yeterli eğitimin olması gerekir. Eğitim almış komite üyesi ve biz işçiler aktif olmayan sendika temsilcileri ve yöneticiler için tehlike arz ediyor görünüyoruz. Bu sebeple de sadece suya sabuna dokunmayan, ama görüntüde var olan komiteler on yıllardır bu sendikada kâğıt üzerinde görünmektedirler. Ama arkadaşlar bu tarz çalışma sınıf sendikacılığı iddiası olan bir sendikanın çalışma tarzı olamaz! SORUN BİZDE Sendika ağaları ve sendika bürokrasisi yıllardır kapalı kapılar ardında müzakereler yürütmektedirler. Biz işçiler onların kapalı kapılar ardında ne konuştuklarını, neyi tartıştıklarını, nasıl tartıştıklarını bilmiyoruz. Sarı ve işbirlikçi sendika ağaları ve onların sadece kulluğunu yapan uzmanlarla birlikte patronların verdikleri ile yetindiler. Onların biz işçilerin yaşam koşullarını insani kılma diye bir dertleri de yok. Patronlar ve onların örgütlerinin çıkarı her şeyin üstünde görülmüştür. Hala da öyle devam ediyorlar. Onların biz işçiler karşısında esip-gürlemesi sadece bizleri kandırmak içindir. Bunların dışında kendilerine devrimci etiketi yapıştıran DİSK e üye sendikalar ise sözde bizleri sürece katıyorlar. Ama nasıl? Bunu hepimiz biliyoruz. Son dönemlerde sendika başkanlarının ve bazı şube başkanlarının biz işçileri bırakalım görüşmelere katmayı, mücadeleden yana olan uzmanları bile devre dışı bırakarak patronlarla sosyal diyalog yürüterek işçilerin çıkarını yaptıkları bu özel görüşmelerde patronlara peşkeş çektiklerini de biliyoruz. Yine bu devrimci etiketli sendika yöneticilerinin de bu görüşmeleri bize açık yapmadıklarını, sadece bazı temsilcileri bu görüşmelere kattıklarını biliyoruz. Bu sarı-işbirlikçi sendikalara göre görece daha iyi ama yeterli değildir. Biz görüşmelerin GİZLİ yapılmasına karşı olmalıyız. Yapılan TİS görüşmelerini işçiler açıkça izleyebilmelidirler. Sendika ağaları ve bazı işbirlikçi uzmanlar bunu patronlar bunu kabul etmiyor bahanesiyle reddediyorlar. Patronlar bunlara işbirliğini dayatıyorlar bunlar da kabul ediyorlar Ama biz kabul etmiyoruz. Sonuçta bugünkü durumdan biz işçiler sorumluyuz. Biz sendikaların yöneticilerini seçerken ve seçtikten sonra denetleme ve yönetme görevimizi yerine getirmiyoruz. Sınıf bilinçli işçiler, hakkını bilen ve bu hakları mücadele ile almayı bilen işçiler geleceklerini sendika yöneticilerine teslim edemezler. Sendika yöneticileri görevlerini yapmadıklarında, bizim çıkarlarımıza ihanet ettiklerinde onlardan hesap sorabilmeliyiz. Gerektiğinde olağanüstü kongrelerle çıkarlarımıza uygun davranmayan yöneticileri görevden alıp yeni yöneticiler seçebilmeliyiz. Biz bunu yapmıyoruz ve bunu yapmadığımız gibi onları 15-30 yıl gibi uzun sürelerle yönetici olarak tutuyoruz. Dolayısıyla kabahatın esası bizde! Sendikaların tüzük ve yönetmeliklerini bilmeliyiz ve

temsilci, delege seçimlerinde şeffaflığı sağlamalı, biz işçilerin çıkarlarını savunan arkadaşlarımızı seçmeliyiz. Sendika ağaları bu yönetmelikleri ve tüzükleri kendilerini yönetimlerde uzun vadeli tutmak için uygun şekilde düzenliyorlar. Biz bu yönetmelikleri eleştirel olarak süzgeçten geçirmeli ve değiştirilmesi için de kavga vermeliyiz. SENDİKA AĞALARIKONTROL EDEMEYECEKLERİ BÜYÜMEYİ İSTEMEZLER Coğrafyamızda çalışanların yaklaşık yüzde 9 u sendika üyesi ve bunların da yaklaşık yüzde 5-6 sı bir toplu iş sözleşmesinden yararlanıyor. Bu örgütsüzlük demektir. Sendikalarda üye olmayan işçi arkadaşların kendi sınıf örgütlerinde de örgütlü olmadıklarını biliyoruz. Bunun sebebi patronlar değil, sınıf adına konuşanlardır. Sendikaların yöneticileri BOSCH örneğinde de olduğu gibi kendilerinin hesaplarını tehlikeye atacak örgütlenmelerin başarılı olmasını istemezler. BOSCH örgütlenmesinde gerekli sayıya ulaşıldığında üretimden gelen güç kullanılmayarak patronun ve işbirlikçi sarı sendikanın işçiler üzerindeki baskısına engel olunmamıştır. Reformist sendikaların ve kulluk yapan uzmanların korkaklığı buna neden olmuştur. İşçilerin üretimden gelen gücünü kullanmaları sınıf mücadelesi alanında en etkin silahıdır. Bu silahı kuşanmayanların sınıf adına konuşacak bir şeyleri yoktur. Bugün sınıf ve kitle sendikası olduğunu iddia edenlerin bir dizi işyerindeki örgütlenmeleri bu şekilde kaybetmeleri tesadüf değildir. Örgütlenmenin başından itibaren işçiyi bu temelde hazırlamayanların ve gün gelip çattığında da üretimden gelen gücü kullanmamaları sadece cahillikleri ile açıklanamaz. Onlar kendi koltuklarını koruyabilmenin peşindedirler. Hem elimizi kolumuzu bağlayan yasalara teslim olacaklar ve hem de denetimleri dışındaki örgütlenmelere gerekli olan desteği vermeyerek bu örgütlenmelerin sönümlenmesine sebep olmaktadırlar. Bu sınıf sendikacılığı ilkeleriyle bağdaşmayan bir davranış biçimidir. Sonuçta sınıfın kandırılmasıdır, sınıf işbirlikçiliğidir. Sendikalarda çok az sayıda bulunan iyi niyetli merkez ya da şube yöneticilerinin çabaları da bu sonucu değiştirmemektedir. Biz işçiler olarak kendi kaderimizi bu laftan sınıf sendikacılarına teslim etmemeliyiz. Bunun için fabrikalarda bağımsız örgütlenmemizi yaratarak işçi kardeşlerimizle birlikte mücadele etmeliyiz. Bu sendika yöneticilerin sol adına eleştiri getirenler de birçok hata yaparak sınıfın soldan tasfiyesine sebep olmaktadırlar. İşyeri örgütlenmelerinde sabırlı olmayan, işçileri kapsamayan, işçilerin uzun vadeli bilinçlenmeleri çalışmasına gereken önemi vermeyen sol yapıların çok büyük bölümü iradi eylemlerle işyerlerinde öne çıkan öncü işçilerin işten atılmalarına neden olmaktadırlar. Bunun sonucu olarak da fabrikalarda bilinçli işçiler tasfiye edilmektedir. Bu fabrikaların uzun yıllar örgütsüz kalmasına neden olmaktadır. Fabrikalarda sınıf partisinin sendikalardan bağımsız örgütlenmesini sağlayamayan bu devrimci-sol örgütler bilerek ya da bilmeyerek sınıfın örgütlenmesine zarar vermektedirler. SINIF SENDİKACILIĞINI, SENDİKA BÜROKRASİSİ VE SENDİKALARIN BAŞINA ÇÖREKLENMİŞ VE İŞÇİLERE YABANCILAŞMIŞ YÖNETİCİLERDEN BEKLEMİYORUZ! Biraz üstte dedik ki sorun bizde, evet, sorun bizde. Çünkü biz yıllardır bu tavırlara kanıyoruz ve iyi niyetliliğimizden kaybediyoruz. Biz kendimiz kendi örgütümüzü yaratamadığımız sürece hep böyle olacaktır.

Kendi örgütümüzü yaratamadığımız sürece ekonomik ve demokratik haklarımızı savunmanın bir aracı olan sendikalarda da bu tür oyunlara hep maruz kalacağız. Kimi sendika ağaları milliyetçilik ve dini sömürü temelinde bizim çıkarlarımızı patronlara peşkeş çekerler, kimi sendika bürokratları ve sendika aristokratları da sınıf mücadelesi vereceklerini söyleyerek birkaç göstermelik işle bizi kandırırlar ve ücret sendikacılığını devam ettirirler. Onlar ücret sendikacılığı da yapamıyorlar. Çünkü onu yapmış olsalardı o zaman bizler hala açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında bir ücretle yaşamaya mahkûm edilmezdik. İşte bizler kendi örgütümüzü yaratıp bu sendikaların başına çöreklenmiş bürokratlardan ve aristokrat yöneticilerden kurtulmak için mücadeleyi örgütlemediğimizden sorun bizden kaynaklanmaktadır. Sendikalar bizim kendi örgütlerimizdir. Onlara sahip çıkmalıyız. Bunun içinde kendi partimizi kurup sendikaların yönetimlerine ve sendikanın uzman kadrolarına gerçekten sınıf sendikacılığına uygun çalışabilecek işçi arkadaşlarımızı getirmeliyiz. Ama bu öyle kolay olmamaktadır. NELER YAPMALIYIZ? Bugünden itibaren işyerlerinde kendi arkadaşlarımız arasında en aktif arkadaşlarımızla işyeri Grev ve Mücadele Komitelerini kurmalıyız. Bildiğimiz gibi sendika bürokratları ve aristokratlaşan sendika yöneticilerinin böyle bir derdi yok. Biz bu komiteleri kendi inisiyatifimizle kurmalıyız. Kendi aramızda şimdiden grev fonu kurmalıyız. Zaten mücadele diye bir derdi olmayan sarıişbirlikçi sendikaların grev fonu diye bir derdi de yok. Olsa olsa bizim aidatlarımızı nasıl kendi yandaşlarına peşkeş çekeceklerinin hesabını yaparlar. BMİS ise kongre kararlarına rağmen bu konuda pek bir şey yapmamaktadır. Bir şey yapmış olsalar bize bilgi vermek zorunda kendilerini hissederler. İşyeri grev ve mücadele komitelerinde geçen dönem toplu sözleşmesi taslağında yer alan çalışma saatlerinin haftada 37 saate indirilmesi talebinin yerine haftada 35 saatlik çalışma haftası talebini işçi arkadaşlarımız arasında yayalım. İşçi arkadaşlarımıza daha insani koşullarda çalışabilmek için çalışma saatlerinin kısaltılmasının ne kadar önemli olduğunu anlatmalıyız. Ayrıca bugünkü DİSK yöneticilerinin yanından bile geçmek istemedikleri 35 saatlik çalışma haftası kararı olduğunu bu kararı 90 lı yılların ortalarında aldıklarını ve bunu biz işçilerin sahiplenmesi gerektiğini söylemeliyiz. Bu konuda başarılı olmak için de grevsiz bir kazanımın olamayacağını söylemeliyiz. Yine kapsam maddesini ortadan kaldırmalı ücretli çalışan her işçinin sözleşmeden yararlanması gerektiğini savunmalıyız. Biz işçilerin bölünmesine son vermeliyiz. Performans konusunda bizim söz sahibi olduğumuzu, biz işçilerin onayından geçmeyen hiçbir zaman etüdü sonucunu kabul etmeyeceğimizi savunmalı ve bunun gerçekleşmesi için de kavga vermemiz gerektiğini arkadaşlarımıza anlatmalıyız. Yine her gün birçok işçi arkadaşımızın iş kazalarında öldüğünü duyuyoruz. Kendi çalıştığımız fabrikalarda da patronlar maliyet i bahane ederek birçok iş güvenliği önlemini almıyorlar. Yine işyerindeki toz, gürültü, ağır işler, kimyevi maddeler sonucu çok genç yaşta hastalanıyoruz. Kimimiz bazen adı bilinmeyen hastalıklara kapılıp erken yaşta ölüyoruz ya da 35-40 yaşlarında patronlar hasta işçiye ihtiyacım yok, hasta işçiye verecek başka işim yok gibi bizim için hakaret anlamına gelen sözlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu duruma bir son vermeliyiz. Bu sebeple İşçi sağlığı- İş güvenliği konusunda kendi bağımsız kurullarımızı oluşturmalıyız. Yasalarda İSİG Kurullarının patronların egemenliğine terk edilmesine karşı bizler TİS ler üzerinde kendi bağımsız İSİG Kurulumuzu oluşturma hakkını elde etmeliyiz.

Bu anlamda eşit temsiliyet sorunu önemli bir sorun olmasına rağmen, en önemli olanın işçilerin kendi sağlık ve güvenlikleri konusunda sorunu ve çözümünü kendilerinin işyeri ya da bölümlerde yapacakları toplantılarla tespit etmeleri önemlidir. Patron tarafı adına işyeri hekimi dedikleri doktorlara topu atıp işin içerisinden sıyrılmaya çalışıyorlar. İşyeri hekimlerinin çok büyük bölümü zaten patron işbirlikçisi konumundadır. Onlar rahatlıkla senin hastalığından işinden kaynaklanmıyor diyebiliyor. Ya da iş kazasının sorumlusu işçi diyebiliyor. Bizim hastalıklarımızın çok büyük bölümü işyerlerindeki çalışma koşullarından kaynaklanıyor. Biz bu sebeple işyerinde sağlık ve güvenlik konularında söz sahibi olmalı ve alınacak önlemleri tespit edip patrona taleplerimizle gitmeliyiz. Bu taleplerimiz yerine getirilmediğinde birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için şiarıyla üretimi durdurmaya kadar gitmeliyiz. Ücretler konusu da önemlidir. Bu konuda da açlık sınırının altında hiçbir ücretlenmeye izin vermeyeceğimizi, ücretlerin en az yoksulluk sınırına çekilmesi gerektiğini savunmamız lazım. BUNUN İÇİN GÜÇLÜ BİR HAZIRLIK GEREKLİDİR Biz işçiler uluslararası alanda sınıf kardeşlerimizin verdiği mücadeleden de biliyoruz ki, bu gibi hakları alabilmek için büyük bedeller ödemeye hazır olmalıyız. Ama kazanımlar bedel ödemeden sağlanamıyor. Ödeyeceğimiz bedelin boyutu bizim örgütlülüğümüze bağlıdır. Eğer her işletmede kendi partimizin çekirdeklerini oluşturabilmişsek ve bu çekirdeklerin öncülüğünde işyeri grev ve mücadele komitelerinin çalışmalarını başarılı kılmışsak o zaman zafere az bedellerle ulaşabiliriz. Tabii ki sadece kendi çalıştığımız işyeri değil, bulunduğumuz alandaki örgütlü örgütsüz diğer işyerlerindeki arkadaşlarımızla şimdiden ilişkiler geliştirilmeli ve oralarda da komitelerin kurulmasına öncülük etmeliyiz. Sarı, işbirlikçi sendikaların tabanlarına dönük çalışmada da bu temelde hazırlıklar yapmalıyız. Çünkü İŞÇİ SINIFININ ÇIKARI BİRDİR VE BUNUN İÇİN GÜCÜNÜ BİRLEŞTİRMESİ ŞARTTIR! HER FABRİKA BİR KALE GİBİ SAĞLAM OLMALIDIR Her fabrikadaki çalışmalarımız en üst boyutta olmalıdır. Geçmişte bir kale nasıl korunuyorduysa fabrikadaki örgütlülüğümüz de o duruma getirilmelidir. Bu taleplerimizin barışçıl görüşmelerle yerine gelmeyeceği açıktır. Bu sebeple patronların grevimizi kırmak için önce özel güvenlik çapulcularını, onlar yetmez ise polisi ve jandarmayı devreye sokacağını bilmeliyiz. O zaman bizim görevimiz her türlü önlemi alarak grevi sürdürmek olmalıdır. Sermaye sınıfı onların örgütü ve onların denetimindeki devlet güçleri hangi yöntemle bize saldıracaklarsa bizim aynı yöntemle mücadeleyi sürdürecek tarzda hazırlık yapmamız şarttır. Onların kullanacağı her türlü şiddete karşı bizim onları püskürtecek düzeyde ve başarmak için genel grev uygulayacak duruma gelmemiz lazım. Bunun için iki şeye ihtiyaç vardır: Birincisi, ZAMAN PLANLAMASI YAPILMALIDIR Yukarıda belirttiğimiz taleplerin gerçekleşmesi çetin bir mücadeleye bağlıdır. Bu çetin mücadelenin örgütlenmesi gerekir. Bu örgütlenme için ne kadar zamanın yeterli olacağına tek başına biz karar veremeyiz, koşullar bunu belirler. Fakat biz önümüze bir buçuk yıllık bir çalışma planı koymalı ve belirli aralıklarla çalışmalarımızı gözden geçirerek güçler durumunu değerlendirmeliyiz. Eğer bir dönem başarmak için yeterli hazırlığa yetmiyorsa o zaman planımızı iki dönem üzerine

kurmalıyız, yani dört yıllık bir hazırlık dönemi. Hem kendi arkadaşlarımızı, hem sarı işbirlikçi ve örgütsüz işyerlerindeki işçileri bu mücadeleye hazırlamak, toplumun diğer kesimlerini, kamuoyunu hazırlamak belli bir zamanı alacaktır. Bu sebeple aceleyle bir şeyler yapıp başarısız olmak yerine, başarıyı güvenceye alacak bir çalışmanın örgütlenmesi için bir planlama yapmak bizim görevimizdir. İkincisi, Gün geçirmeden partimizin saflarında örgütlenerek gücümüzü büyütmemiz lazımdır. KENDİ PARTİMİZİ İNŞA EDECEĞİZ Sınıf mücadelesinin öncü örgütü biz işçilerin inşa edeceği gerçek İŞÇİ SINIFI PARTİSİDİR. Gerçek sınıf partisi kendisini burjuva yasalarının sınırları içerisine hapsetmez. Sınıf partisi işçi sınıfının kurduğu bir parti olarak fabrikalarda illegal hücreler temelinde örgütlenir. Fabrikalardaki öncü işçilerin içerisinde yer aldığı ve inşa ettiği böylesi bir parti bu öncü birlikleriyle fabrika fabrika işçileri sermayenin ideolojik etkilerinden kurtarır, özgürleştirir. Ancak sermayenin değişik kesiminin temsilcisi olan partilerden ve onların ideolojisinden kurtulan işçi kendi çıkarları için bağımsız bir savaşıma atılır. Bu savaşımı, işçilerin fabrikalarda ilmek ilmek ördüğü MARKSİST-LENİNİST PARTİ(BOLŞEVİK) doğru bir şekilde yöneterek işçi sınıfının mücadelesinde başarılı olmasını sağlayabilir. Biz işçiler ancak böyle bir parti yaratabilirsek o zaman bugünkü sermaye partilerine ve onların iktidarına karşı başarılı bir mücadele yürütebiliriz. Ancak kendi yaratacağımız partimizin önderliğinde sermaye düzenini yıkıp kendi iktidarımızı kurabiliriz. KAHROLSUN KAPİTALSİT SÖMÜRÜ DÜZENİ! BİMRE SAZÛMANA KAPİTALİSTA KEDXWARÎ! YAŞASIN SOSYALİZM! BİJÎ SOSYALÎZM SOSYALİST DEVRİM İÇİN ÖRGÜTLEN! JI BONA ŞOREŞA SOSYALÎST BIRÊXISTIN! MARKSİST-LENİNİST PARTİ(BOLŞEVİK)-ÖK PARTİYA MARKSİST-LENİNİST(BOLŞEWİK)-KR 10 Gulan / Mayıs 2014