Haklı nedenlere dayanan zulüm korkusu



Benzer belgeler
İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

Uluslararası Mülteci Hukuku Kapsamında Uluslararası Koruma. BMMYK Kasim 2014

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

YABANCILAR ve ULUSLARARASI KORUMA KANUNU. Yayım tarihi: 11 Nisan 2013 Yürürlük tarihi: 11 Nisan 2014

İş Yeri Hakları Politikası

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

Alman Federal Mahkeme Kararları

İÇİNDEKİLER SUNUŞ 7 ÖNSÖZ BİRİNCİ BÖLÜM EŞİTLİK KAVRAMI

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

Indorama Ventures Public Company Limited

Çev.: Alpay HEKİMLER *

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

2007: Avrupa Birliği Herkes İçin Fırsat Eşitliği Yılı

Macaristan Savcılığı İşbirliği ile Avrupa Konseyi Tarafından Düzenlenen AVRUPA SAVCILARI KONFERANSI 6.OTURUMU

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

KADINLARA KARŞI ŞIDDETIN TASFIYE EDILMESINE DAIR BILDIRI. Genel Kurulunun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

İdari Yargının Geleceği

Mülteci topluluklarından herhangi birinde, evlerinden uzaklaşmış olan insanların yaklaşık yüzde ellisini kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır.

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Avrupa Adalet Divanı

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin Tarihli Kararı

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

MÜLTECI STATÜSÜNÜN BELIRLENMESINDE UYGULANACAK ÖLÇÜTLER VE USULLER HAKKINDA ELKITABI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ GENEL KURUL KARAR N.B.B. BAŞVURUSU (2) (Başvuru Numarası: 2014/17143) R.G. Tarih ve Sayı: 22/3/

MÜLTECİ STATÜSÜNÜN BELİRLENMESİNDE UYGULANACAK ÖLÇÜTLER VE USULLER HAKKINDA ELKİTABI

ÖZGENUR YİĞİT ULUSLARARASI HUKUK, AVRUPA HUKUKU VE TÜRK HUKUKUNDA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN ETKİLİ BAŞVURU HAKKI

AYRIMCILIK ve NEFRET SUÇU

D.B. / Türkiye (33526/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI. Aşağıdaki metin kararın resmi olmayan özetidir. Özet

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874)

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

- Genel Gerekçe - Bu önerilerin amacı Kıbrıs ın kuzeyinde yerel mevzuatın parçası olan. Fasıl 105 Değişiklik Yasa Tasarısı Önerisi Gerekçeleri

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

Alman Federal Mahkeme Kararları. İşçiler, işverenlerden, kendilerine verilen doğru olmayan bilgilerden ötürü tazminat talep edebilirler.

Geçici Koruma Uluslararası Standartlar. BMMYK Kasım 2014

Türkiye'nin TESPİT Tamamlandı Eksik 1

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Alman Federal Mahkeme Kararları

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ZORLA KAYIP EDİLMEYE KARŞI HERKESİN KORUNMASINA DAİR BİLDİRİ

Savcıların Mesleki Sorumluluk Standartları ile Temel Görev ve Hakları Beyannamesi*

Irk veya Etnik Köken. Ayrımcılığı. Haklarınızı Bilin!

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

Gelenek ve kadınlara şiddet. Zorunlu evlilik

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

T.C. ANAYASA MAHKEMESİ

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Federal İdare İş Mahkemesi

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

ALMANYA DA 2013 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

Yard. Doç. Dr. SEMİN TÖNER ŞEN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi ULUSLARARASI HUKUKTA SOYKIRIM, ETNİK TEMİZLİK VE SALDIRI

Bilgi Uçurma Politikası

Alman Federal Mahkeme Kararları

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /26 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/14808 Karar No. 2015/131 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

MOBBİNG. Doç. Dr. Tuncay Yılmaz

İçindekiler Teşekkür 7 Tablolar ve Grafikler Listesi 15 GİRİŞ 19 BİRİNCİ BÖLÜM SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI I. SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ* 10 Aralık 1948

AVRUPA KONSEYĐ BAKANLAR KONSEYĐ

KLİNİK ARAŞTIRMALAR ve HUKUKİ TEMELLERİ

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm AZINLIK KAVRAMI BAŞLARKEN... 1

Trans Olmak Suç Değildir!

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

F. Şeyda TÜRKAY KAHRAMAN ULUSLARARASI SİLAHLI ÇATIŞMALAR HUKUKUNDA KÜLTÜREL VARLIKLARIN KORUNMASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

YRD. DOÇ. DR. ULAŞ KARAN. Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Anayasa Hukuku Işığında EŞİTLİK İLKESİ VE AYRIMCILIK YASAĞI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

HALK AVUKATI ENSTİTÜSÜ ÇOCUK HAKLARI

Alman Federal Mahkeme Kararları

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

ÖNSÖZ... vii KISALTMALAR LİSTESİ... xv GİRİŞ...1

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

MÜLTECİLERİN KORUNMASINA İLİŞKİN FRANSIZ MAKAMI NEZDİNDE UYGULANAN BAŞVURU SÜRECİ (OFPRA)

TÜRKİYE DE YENİ GÖÇ YÖNETİMİ VE ULUSLARARASI KORUMADA TEMEL PRENSİPLER SELÇUK ŞATANA İL GÖÇ UZMANI UYUM VE İLETİŞİM ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI

2 Kasım Sayın Bakan,

Alman Federal Mahkeme Kararları

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Transkript:

Kan davasına taraf bir aileye veya aşirete mensubiyetinden kaynaklanan zulüm korkusuna dayalı olarak bir bireyin Mültecilerin Satüsüne dair 1951 Sözleşmesi altında mülteci statüsü talebine ilişkin BMMYK nin pozisyonu 1. 1951 Sözleşmesi mülteciyi ırk, din, uyruk, belirli bir sosyal gruba veya siyasi görüşe mensubiyetten kaynaklanan haklı nedenlere dayanan zülum korkusu nedeniyle uyruğunda olduğu ülkeninin dışında bulunan ve ülkesinin korumasından yararlanmayan veya bu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen kişi olarak tanımlamaktadır. Bu çalışma, kan davasına taraf bir aileye veya aşirete mensubiyetinden kaynaklanan zulüm korkusuna dayalı olarak bir bireyin mülteci statüsü taleplerine ilişkin durumunu incelemektedir. Haklı nedenlere dayanan zulüm korkusu 2. Haklı nedenlere dayanan zulüm korkusunun ölçüsü, her bir münferit vakanın kendine has koşullarına bağlı olacaktır. Zulüm, çok ciddi insan hakkı ihlallerini içerebilir. Yaşam veya özgürlük hakkına yönelik tehdit ve çok çeşitli ciddi zarar verme çeşitleri bunlar arasında sayılabilir. Bu noktada, iltica başvurusu sahibinin fikirlerini, duygularını ve psikolojik yapısıyla beraber vakanın kendine has özeliklerini göz önünde bulundurmak gereklidir. 1 3. Bir talepte kan davası söz konusu olduğunda korkulan muamelenin zulüme denk gelip gelmediği değerlendirilirken münferit vakanın içeriğini etraflıca bilmek önemlidir çünkü bu durum menşe ülkede başka şeylere de bağlı olabilir. Ancak genelde bir kan davası bir ailenin bir başka ailenin üyelerini kin güttükleri ve intikam almak istedikleri için antik bir şeref veya davranış kuralı haline getirerek öldürmeleri anlamına gelir. Bu uygulamanın geçmişi orta çağa kadar uzanmaktadır ve günümüzde hala Arnavutluk, Kosova (Sırbistan ve Karadağ) ve Kuzey Kafkaslar da geçerliliğini korumaktadır. Geleneksel olarak, sadece erişkin erkeklerin on yıllarca sürebilen kan davasının hedefidir ve kan davası ailenin tüm erkek üyeleri ortadan kaldırılana kadar sürebilir. Son zamanlarda, kadın ve çocukların da kan davasının hedefi haline geldikleri görülmüştür. Kadın ve çocukların ailenin erkek üyesine yapılan saldırı sırasında öldürülmüş veya yaralanmış olma ihtimalleri de vardır çünkü çocuklar genellikle öldürülebilecekleri, saldırıya uğrayabilecekleri veya 1 Bkz. BMMYK Mülteci Statüsünün Belirlenmesine Yönelik Usuller ve Ölçütler El Kitabı, 1979, yeni düzenleme 1992, (bundan sonra BMMYK El Kitabı olarak anılacaktır ), paragraf 51 53.

kaçırılabilecekleri korkusuyla aileleri tarafından uzun süre evde tutulur ve okula gitmekten alıkonulur. Bu nedenle, erişkin erkekler kan davasının birincil hedefi olsalar bile ailenin diğer üyeleri de ölüm riski ile karşı karşıyadır veya onlara karşı daha hafif insan hakkı ihlalleri söz konusu olabilir. 4. Kişinin yaşam hakkından keyfi olarak mahrum edilmemesi 2 veya işkenceden muaf tutulma hakkını da içeren yaşam hakkının ihlali her zaman zulüm teşkil edecektir. Ancak iltica başvurusu sahibinin maruz kalma riski olduğunu iddia ettiği diğer zarar verme şekillerinin tek tek veya toplu şekilde zulüm anlamına gelip gelmediğini de değerlendirmek gerekebilir. BMMYK El Kitabı nda değinildiği üzere vakanın sadece nesnel gerçeklerinin değil aynı zamanda ilgili kişilerin fikirlerini ve duygularını (paragraf 51) da içeren öznel unsurlarının da değerlendirilmesini içeren zarar verici eylemlerin veya tehditlerin zulüm anlamına gelmesi her vakanın kendi koşullarına bağlıdır. 5. Özellikle kan davası bağlamında kan davasının özelliklerini, herhangi bir aile üyesinin kan davası yüzünden karşı tarafça daha önce öldürülüp öldürülmediği veya yaralanıp yaralanmadığı da dahil olmak üzere kan davasına taraf olan diğer aile veya aşiret üyelerinin tecrübelerini incelemek önemlidir. Kan davalarında tehditlerin hiçbir zaman sona ermediği kültürel bağlamını da daima akılda tutmak gerekli olacaktır. 3 6. Başvuru sahibinin ülkesine iadesi söz konusu olduğunda riskin doğasını belirlemekle ilişkili unsurlar arasında aşağıdakiler yer alacaktır: (a) anlaşmazlığın bir kan davası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği, (b) kan davası olarak nitelendirilebilmesi durumunda kökeni ve varsa gelişiminin başka nedenlerle gerçekleşen sık görülen cezai fiillere kıyasla ilgili toplumun klasik kan davası ilkelerine daha uygun olup olmadığı, (c) kan davasının tarihçesi, kan davasından kaynaklanan cinayetlerin kötü şöhreti ve öldürülenlerin sayısı, (d) polisin ve diğer makamların kan davasına yönelik geçmişteki tutumu ve gelecekteki olası tutumu, (e) kan davasına taraf diğer ailenin kan davasını sürdürmeye yönelik sergilediği taahhüt derecesi, (f) en son cinayetten bu zamana geçen süre, (g) kan davasına taraf diğer ailenin mağdur olacağı iddia edilen potansiyel kişiyi menşe ülkede bulabilme kapasitesi, (h) kan davasının potansiyel hedefi olan kişinin aile içindeki yeri ve 2 Bkz. Madde 6(1), 1966 Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi. 3 Bir kan davasının potansiyel mağdurunun bu kan davası bağlamında bir suç daha işlemiş ve menşe ülkede bunun cezasını çekmiş olması durumunda kan davası geleneğinde bu suçun kefaretini ödemek anlamına gelmeyebilir.

(i) para ödemesiyle, bir uzlaşı kurumu aracılığıyla veya başka bir yolla kan davasından vazgeçilmesine yönelik beklentiler. 4 7. Tüm bu konuların vakanın belirlenmesinde belli bir ağırlığı olabilir. Vaka özellikle de sıradan suçlulardan veya mafyadan kaynaklanan haklı nedenlere dayanan zulüm içeren taleplerden ayrıştırılmalıdır. Genel olarak Devletler, sıradan suçlulardan kaynaklanan zulüm korkusunun Sözleşme zemininde bir bağlantısı olduğunu değerlendirmemektedir ancak yine de tamamlayıcı nitelikte bir koruma türü sağlayabilirler. 8. Diğer vakalarda olduğu gibi hariçte tutma da sözkonusu olabilir. Başvuru sahibinin kan davasıyla ilişkili ağır bir siyasi olmayan suçu doğrudan işlediğini veya işlenmesine yardımcı olduğunu gösteren ciddi nedenler varsa böyle olabilir. 5 Zulmü uygulayan kişi ve kurumlar 9. Kan davası içeren vakalarda zulmün kimden kaynaklandığı konusu ortaya çıkmaktadır. Aslında zulüm daha çok bir ülkenin makamları tarafından gerçekleştirilmektedir ancak yerel halk veya bireylerden kaynaklanan ağır ayrımcılık filleri veya başka türlü suçlar da böylesi eylemlere makamlarca bilerek göz yumulması veya makamların etkili koruma sağlamaması veya sağlayamaması durumlarında mülteci tanımı açısından zulüm olarak değerlendirilebilir. 6 Bu nedenle mülteci tanımı içerisinde zulmün hem Devletten hem de devlet dışı aktörlerden kaynaklanabileceği kabul edilmiştir. 10. Eğer iltica başvurusu yapan bir kişi haklı nedenlere dayanan zulüm korkusu olduğunu beyan ediyorsa, bu zulümün ya Devlet eliyle gerçekleştiğini ya da Devletin kontrol edemediği veya etmek istemediği kaynaklardan geldiğini göstermelidir. Kan davası içeren vakalarda Devletin böylesi uygulamaları kontrol etme yetisi tespit edilirken kan davalarını yasadışı kılan mevzuatın olması veya kan davalarını çözen yargı mekanizmalarının kurulmuş olması bireylerin bu duruma karşı yeterli ölçüde korunduğu anlamına gelmemektedir. Kolluk kuvvetleri, mahkemeler ve diğer Devlet makamlarının kan davasından sorumlu olan kişileri tespit etme, kovuşturma ve cezalandırma yönünde ceza kanunlarının uygulanması da dahil olmak üzere iradesi ve etkili kapasitesi olmalıdır. Örneğin, Devletin uzlaşı komisyonları kurmuş olması bile uygulamada böylesi kan davalarının bu tür komisyonlarca etkili şekilde çözülmesi sağlanamıyorsa yeterli değildir. Böylesi uzlaşı çabalarının özellikle hükümet dışı kuruluşlar tarafından yürütülmesi bile yeterli koruma düzeyini sağlamayabilir. Bu nedenle, her vakada makamların ortaya koyduğu çabaların münferit olarak bu vakayla ne ölçüde ilişkili olduğunun belirlenmesi gereklidir. Nedensel bağlantı (... nedenlerden ) 4 Bu ölçütler TB nin İngiltere İçişleri Bakanlığı na karşı açtığı davada belirlenmiştir. BK Göç Temyiz Mahkemesi, [2004] UKIAT 00158, 21 Haziran 2004, paragraf 36, Bkz. http://www.bailii.org/uk/cases/ukiat/2004/00158.html. 5 Bkz. BMMYK, Uluslararası Korumaya Dair Kılavuz İlkeler İstisna Hükümlerinin Uygulanması: Mültecilerin Statüsüne Dair 1951 Sözleşmesi Madde 1F, HCR/GIP/03/05, 4 Eylül 2003, Bkz. http://www.unhcr.org/cgibin/texis/vtx/publ/opendoc.pdf?tbl=publ&id=3f7d48514 ve tamamlayan İstisna Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Arka Plan Belgesi, Bkz. http://www.unhcr.org/cgi- bin/texis/vtx/home/opendoc.pdf?tbl=rsdlegal&id=3f5857d24. 6 Bkz. BMMYK El Kitabı, bir önceki dipnot, paragraf 65.

11. Mülteci tanımını tamamlamak için bir bireyin haklı nedenlere dayanan zulüm korkusunun Sözleşmenin beş temel gerekçesinden biriyle nedensel bağlantısı olması gerekir. 12. Sözleşme gerekçelerinden biri nedeniyle kişinin Devlet dışı bir aktörden zulüm görme riski varsa Devletin sağladığı korumanın bir Sözleşme gerekçesine dayanıp dayanmadığına bakılmaksızın nedensel bağlantı kurulmaktadır. Alternatif olarak, kişinin Devlet dışı bir aktörden zulüm görme riskinin Sözleşme gerekçesiyle ilişkisi olmaması ancak Devletin Sözleşme gerekçelerinden birisi nedeniyle koruma sağlayamaması veya sağlamak istememesi söz konusuysa nedensel bağlantı yine kurulmaktadır. 7 Örneğin, riskin başvuru sahibinin aile üyeliğinden kaynaklanması söz konusu olabilir ve yetkili makamlar bu kişiyi (algılanan) siyasi görüşü 8 veya etnik geçmişi nedeniyle korumak istemeyebilir. Alternatif olarak, Michelle Thomas ve Diğerleri ne karşı Savcılık davasında kayınpederin ırkçı bir inşaat kalfası olduğu Güney Afrikalı bir aile söz konusudur ve bu kişi zenci işçileri hem fiziksel hem de sözlü olarak taciz etmektedir. ABD Temyiz Mahkemesi temyiz başvurusu sahibinin kayınpederi olan Boss Ronnie ye yönelik aileye zarar veren düşmanlığın nedeninin konuyla ilgili olmadığına karar vermiş, önemli olanın Thomas ailesinin gördüğü zararın korunan bir gruba mensubiyetten kaynaklanması olduğunu belirtmiştir. 9 13. Nedensellik bağlantısı hem zulmedenlerin zarar verme motivasyonu ile hem de Devletin sağladığı korumanın ayrımcılık nedeniyle başarısız olmasıyla kurulabilir. Ayrıca, BMMYK nin görüşüne göre Sözleşme gerekçesinin zulümü artıran ilgili bir faktör olması yeterlidir. Tek veya baskın neden olması gerekli değildir. 14. Kan davalarında bireyin ayrım yapılmaksızın saldırıya uğraması söz konusu değildir çünkü kişi bir aileye mensubiyetinden dolayı ve köklü kurallar temelinde hedef haline gelmektedir. Kişinin birisine borcu olması veya mafyanın hedefi olması nedeniyle kötü muamele görmekten hatta öldürülmekten endişe ettiği diğer durumlarla karşılaştırıldığında bir kan davası senaryosu içinde zulümden korkan kişiler, kendi eylemleri nedeniyle değil yaşayan veya ölü aile bireylerinin aktardığı düşünülen sorumluluklar nedeniyle hedeflenmektedirler. Bu nedenle, bu kişiler sadece özel bir intikamın peşinde koşan kişilerin kurbanı olmakla kalmaz aynı zamanda kan davası geleneğini sürdüren kuralın da kurbanı olurlar. 10 7 Bkz. Belirli Bir Sosyal Gruba Mensubiyete Dair BMMYK Kılavuz İlkeleri, dipnot 11, paragraf 21; Özet Sonuçlar Toplumsal Cinsiyet Esaslı Zulüm, Uluslararası Korumaya Dair Küresel İstişareler, San Remo Uzmanlar Yuvarlak Masa Toplantısı, 6 8 Eylül 2001, no. 6. 8 Örneğin, Kanada da Ukraynalı bir ailenin siyasi görüş nedeniyle temyize gitmesine izin verilmiştir. Mahkeme, bir işadamı olan kocanın/babanın yaygın hükümet yolsuzluğuna dair resmi bir şikayette bulunmasından sonra siyasi görüşü nedeniyle zulme uğradığını ortaya çıkarmıştır. Siyasi görüş nedeni hükümetin resmi olarak başvuru sahibi tarafından ifade edilen görüşe katılması ancak bu kişiyi zulme karşı koruyamaması veya korumak istememesi durumunda da uygulanabilir bulunmuştur. Bkz. Klinko Kanada ya Karşı (Vatandaşlık ve Göç Bakanı), Kanada Federal Temyiz Mahkemesi, [2000] 3 F.C. 327, 22 Şubat 2000. 9 Michelle Thomas Ve Diğerlerine Karşı Savcılık, ABD Dokuzuncu Bölge Temyiz Mahkemesi, No. 02-71656, 409 F.3d 1177, 3 Haziran 2005, Refworld de bulunabilir. 10 Farklı yargı alanlarında görülen pek çok davada kan davasının başvuru sahibinin suçlulardan veya Mafyadan kaynaklanacak zulümden korktuğu durumlara denk tutulduğunu ve kan davasında içtihat kati olmamasına rağmen Sözleşme gerekçesiyle hiç bir ilişki kurulmadığını görüyoruz. Nedensel bağlantının bulunmadığı durumlarda her zaman

15. Başvuru sahibinin ya belirli bir aileye mensubiyetten ya da Sözleşme gerekçelerinden birinden kaynaklanan zulüm korkusuna katkıda bulunan bir neden belirlenemezse yetkili makamların potansiyel olarak koruma sağlamaması veya sağlayamasının Sözleşme gerekçelerinden biri veya birkaçı ile ilişkili olduğunun belirlenmesi yine de gerekecektir. Bir sonraki bölümde daha detaylı iredelenecek olan belirli bir sosyal gruba mensubiyet bağlantısının değerlendirilmesi bağlamında yetkililerin koruma sağlamama veya sağlayamamasının nedenlerinden birisine örnek; kan davasının aile meselesi olduğuna ve kolluk makamları tarafından değil aile içinde çözülmesi gerektiğine dair görüş olabilir. Belirli bir sosyal gruba mensubiyet 16. Sözleşme gerekçesiyle ilişkili olarak belirli bir sosyal gruba mensubiyet hakkında BMMYK Mayıs 2002 de Uluslararası Korumaya Dair Kılavuz İlkeleri yayımlamıştır. 11 Kılavuz İlkeler de paragraf 11, belirli bir sosyal grubu aşağıdaki şekilde tanımlamaktadır: zulme uğrama riskinden başka bir ortak özellik taşıyan kişi grubu veya toplum tarafından bir grup olarak algılanan kişiler topluluğu. Bu özellik, değişmez, doğuştan gelir veya kimliğin, vicdanın veya kişinin insan haklarını kullanmasının temelini oluşturacaktır. 17. Bu tanım ortak hukukun hüküm sürdüğü yargı alanlarında karar alma süreçlerinde baskın olan korunan özellik ile sosyal algı yaklaşımları arasında bir uzlaşı sağlamaya çalışmaktadır. Korunan özellik yaklaşımı sosyal algı analizlerinin özünü oluşturan bir grup kümesini tespit etme yönüyle anlaşılabilir. Bu belirli sosyal grup gerekçesi genellikle medeni hukuk alanında daha az gelişmiş olmakla beraber iki yaklaşımdan da söz edilmektedir. 12 18. Kılavuz İlkeler de söz edilen belirli sosyal grup tanımının uygulanmasında BMMYK nin görüşü, aile biriminin belirli bir sosyal grup için klasik bir örnek teşkil ettiğidir. Bir aile toplum içinde sosyal olarak ayırt edilebilen, tanınabilen bir gruptur ve ailenin bireyleri toplum tarafından aile üyelikleri zemininde algılanırlar. İster kan bağı, ister evlilik bağı, ister buna bağlı akrabalık bağları ile oluşan bir ailenin üyeleri bu tanımın gerekliliklerini; değişmez ve doğuştan gelen hem de korunan ve temel olan ortak bir özelliği paylaşarak yerine getirmektedirler. 13 1966 Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi Madde 23(1) ailenin toplumun doğal ve temel grup birimi olduğunu belirterek toplumun ve Devletin koruması altında olduğunu eklemektedir. Ayrıca, aile geniş ölçüde tanınan, üyeleri toplum tarafından kolaylıkla ayırt edilen bir birim olarak algılanmaktadır. 19. BMMYK Kılavuz İlkelerinde belirtildiği gibi aileler, mahkemeler ve idari organlarca hatırlanması gereken uluslararası insan hakları araçları altında tanımlanan tamamlayıcı koruma şekillerinin de bulunması gerektiğidir. 11 BMMYK, Uluslararası Koruma Kılavuz İlkeleri: 1951 Sözleşmesi Madde 1A(2) ve/veya Sözleşmenin Mültecilerin Statüsüne Dair 1967 Tarihli Protokolü bağlamında Belirli Bir Sosyal Gruba Mensubiyet, HCR/GIP/02/02, 7 Mayıs 2002 (bundan sonra BMMYK Belirli Bir Sosyal Gruba Mensubiyet Kılavuz İlkeleri olarak anılacaktır). Bkz. http://www.unhcr.org/cgi- bin/texis/vtx/publ/opendoc.pdf?tbl=publ&id=3d58de2da. 12 Daha fazla detay için bir önceki kaynak, 13 Kan bağı değiştirilemez ve evlilik bağı ortadan kalksa bile evliliğin geçmişte yaşanmış olduğu gerçeği değişmez.

da hem korunan özellikler hem de sosyal algı yaklaşımı altında belirli bir sosyal grup teşkil eder şeklinde kabul edilmektedir. 14 Bu standartlar uygulanırken aile üyeliğinin mülteci tanımında söz edilen belirli bir sosyal gruba mensubiyet gerekçesi kapsamına mükemmelen dahil olduğu açıktır. 15 Örneğin, 2005 te yukarıda söz edilen Michelle Thomas davasında mahkeme ailenin belirli bir sosyal grup teşkil edebileceğini teyit etmiştir. 16 20. Kan davası vakalarında belirli bir sosyal grubu bir kan davasına dahil olan aile üyeleri veya antik bir husumet nedeniyle hedef alınan aile üyeleri veya geleneksel kan davasının hedefindeki ailenin erkekleri veya daha da belirgin şekilde XXX ailesinin YYY ailesiyle süren kan davası nedeniyle ölümle tehdit edilen erkek üyeleri olarak tanımlamak mümkün olabilir. Bu şekilde grup sadece kan davasının neticesinde korkulan zulüm ile tanımlanmakla kalmaz aynı zamanda akrabalık bağlarıyla da tanımlanmaktadır. Dahili kaçış veya ülke içi yer değiştirme 21. Sözleşme gerekçelerinden kaynaklanan haklı nedenlere dayanan bir zulüm korkusu tespit edildiğinde karar alıcıların menşe ülke içinde bir yer değiştirme durumunda zulümden kaçınılıp kaçınılamayacağı konusunu da incelemesi gerekebilir. Zulüm kaynağının Devletin kendisi olmadığı durumlarda bu seçenek son derece ilgili olabilir ama yine de önerilen yer değişikliğinin kişi için güvenlik ve pratiklik açısından uygun olması, hukuki olarak erişilebilir olması, kişinin zulüme veya herhangi başka bir zarara uğrama riskine maruz kalmaması gerekir ve ilgili ülke bağlamında bu kişi gereksiz güçlüklerle karşılaşmadan görece normal bir yaşam sürdürebilmelidir. 17 Sonuç 22. Sonuç olarak, bir bireyin kan davasına taraf bir aşiret veya aileye mensubiyetinden kaynaklanan zulüm korkusuna dayanan iltica başvurusu, münferit vakanın özelliklerine bağlı olarak 1951 Sözleşmesi altında mülteci statüsünün tanınmasına neden olabilir. Koruma Operasyonları ve Hukuki Tavsiye Bölümü Uluslararası Koruma Hizmetleri Şubesi BMMYK, Cenevre 17 Mart 2006 14 BMMYK Belirli bir Sosyal Gruba Mensubiyet İlkeleri, Bkz. Dipnot 11, paragraflar 6 ve 7. 15 Bkz. BMMYK, Mülteci Statüsünün Tespiti, Öz Çalışma Modülü 2, 1 Eylül 2005, s. 37 ( Belirli bir sosyal grubun en görünen örneklerinden birisi ailedir. ). 16 Bkz. Michelle Thomas ve Diğerlerine Karşı Savcılık, dipnot 9. 17 Bkz. BMMYK, 1951 Sözleşmesi Madde 1A(2) ve/veya Sözleşmenin Mültecilerin Statüsüne Dair 1967 Tarihli Protokolü bağlamında Uluslararası Koruma Kılavuz İlkeleri: Dahili Kaçış veya Yer Değiştirme Alternatifi, HCR/GIP/03/04, 23 Temmuz 2003, Bkz. http://www.unhcr.org/cgibin/texis/vtx/publ/opendoc.pdf?tbl=publ&id=3f28d5cd4.