Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu D 377 GÖÇLER VE KENTLEŞME ÜZERİNE ETKİLERİ Aysun EYÜBOĞLU * 1. GÖÇLER VE KENTLEŞME: Kent; ayrı kültür, etnik ve dinsel kökenli, sosyal ve ekonomik sınıflan içinde barındıran toplumsal ve mekansal bir topluluktur. Kentleşmeyse; zamana bağlı olan yer değiştirme sürecidir. Salt sayısal anlamda bir artışın göstergesi olmayıp, kentleşme içinde sosyolojik, teknolojik ve ekonomik unsurları barındıran karmaşık bir süreçtir. Her bölgede, değişen koşullar nedeniyle aynı oranda gerçekleşmez ( 1 ). Kaçınılmaz olan kentleşme olgusuyla birlikte, günümüzde özellikle büyük kentlerimizde düşündürücü boyutlara varan göç olgusu karşımıza çıkmaktadır. Kırsal bölgelerden, topraklarından kopan insanlar kentlere sorunlarıyla birlikte gelerek, kente yeni sorunlar katarlar. Etkileşim ve değişim "kentli" ile "köyden gelen" arasında karşılıklı ve sürekli olmaktadır. 1954-1984 yılları arasında yaşanan göçlerle gelen vatandaşlarımız hızla kentleri köyleştirmişlerdir. Sonuçta toplum özellikle son yıllarda hızlı biçimde kırsal, tarımsal bir yapıdan ve kendine yeterlik ekonomisinden, tüketimci, kentsel ve dış pazarlara açılmaya çalışan anamalcı bir ticaret ve hizmetler ekonomisine geçmiştir. Üretim (yatırım), istihdam (işlendirme/ işsizlik) sorunları çözülmeden, hafif endüstrinin ve ticaret burjuvasının korunması için desteklenmiş tüketim eğilimleri, büyük yapısal sorunlara yol açmıştır. Sağlıklı bir demokratik toplumda olması gereken % 30-40 oranındaki orta sınıf, ne yazık ki % 20' 1ère kadar düşmüştür (2). Hızla sanayileşme sürecine giren ve artık İstanbul' un bir alt bölgesi haline getirilmiş Trakya Bölgesine; İstanbul' un çözülemez durumdaki kent sorunlarının olduğu gibi yansıması kaçınılmazdır. Örneğin İstanbul' da 1960-1995 yılları arasındaki 35 yılda dışardan göç edenlerin sayısı 3.7 milyondur. 50 yılda ülke nüfusunun 3.3 milyon artmasına rağmen, İstanbul' un nüfusu 7.7 katma çıkmıştır (3). Bu hızla artan nüfusun yerleşeceği alanların önceden planlanması gereklidir Kentleşmenin ülke genelinde ve Trakya bölgesine dağılımına bakıldığında; 1975-1980: 1980-1985: Türkiye % 20.65 % 24.88 Marmara % 31.4 % 32.4 Marmara Bölgesinin ağırlığı görülmektedir. Trakya Bölgesinin illerinde nüfusa, yüzölçüm ve kişi yoğunluğuna baktığımızda; * Yüksek Mimar
Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu II Nüfus (1980-1985): Edirne :389638 İstanbul :5842985 Kırklareli :297098 Tekirdağ :402721 Yüzölçüm: 6276 km 2 5712 km 2 655 km 2 6218 km 2 Yoğunluk: 62 kişi 1023 kişi 45 kişi 65 kişi (4). İstanbul' un mutlak ağırlığı bir yana Tekirdağ' m nüfus yoğunluğunun diğer iki ile göre daha fazla olduğu görülüyor. Sonuçta, işlevlere göre dengeli arazi kullanımı, belediye hizmetleri, altyapı olanakları, ulaşım, konut ve taşımacılık gibi alanlarda hızla büyütülen Trakya Bölgesinin kentleri, sanayinin gelmesiyle yakm gelecekte aynı hızla topraklarını kaybedecektir. Bununla birlikte bölgede doğal kaynaklar yok olacak, çevre kirlenecektir. Sanayileşme girişimlerinin hızıyla doğru orantılı biçimde, bölge dışından olası göçler, artık İstanbul yerine Trakya' nın diğer illerine doğru yönelecektir. Bu beklentiler varken, şimdiden sağlıklı bir kentleşme politikası oluşturulmalıdır. Kentleşme politikası; nüfusun ve ekonomik etkinliklerin coğrafi bölgeler arasındaki dağılışına, kentleşmenin hızına ve biçimine, gecekondu sorunlarına, kentsel topraklara, çevre değerlerinin korunmasına ve imar kurallarına uygun bir kentsel gelişmeye ilişkin önlemlerin bütünüdür. Ülkemizde son 25 yıldır planlı kalkınma dönemleri yaşamamıza rağmen, siyasal tutarsızlıklar nedeniyle halen sağlıklı bir kentleşme politikasına sahip olmadığımız bir gerçektir (5). 2. SAĞLIKSIZ KENTLEŞMEDE BAŞLICA SORUNLAR: 1. Sanayileşememek, örgütleşememek, ihtisaslaşamamak sonucu ortaya çıkan ve bir türlü önü alınamayan aşırı nüfus yığılması: Ülkemizde tarım kesiminde verimin giderek düşmesi, tarım ürünlerinden sağlanan gelirin azlığı, toprak mülkiyetinin dengesiz dağılımı, tarım topraklarının küçük parçalara bölünmesi ve tarımda makinalaşma yüzünden işgücü talebinin azalması, kırsal kesimde sosyal altyapı eksikliği gibi nedenlerle kırdan kente olan göç hızlanmıştır. Ayrıca kentlerde bulunan eğitim, sağlık, eğlence gibi birçok olanak kentleri daha çekici hale getirmiştir (6). Kentsel alanlardaki gelişme farklılıkları sanayi yatırımlarını etkilemektedir. Buna bağlı olarak gelir düzeyinde artışlar olmakta, sektörel iş olanakları yaratılmakta, özellikle planlı büyük sanayi kentlerine göç yönlendirilmektedir. Giderek sanayinin yoğunlaştığı bu merkezlerde, ülkenin bütününe göre dengesiz biçimde kentler hızla gelişmekte, sanayileşme kentleşmede önemli bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla bu hızlı göçe hiçbir kamu hizmeti yetişememekte, konut talebini karşılayacak üretim mekanizmalarının da olmaması nedeniyle yaşam standardı düşmektedir. Büyük kentlere yapılan göçler, bugüne değin yetkililerce adeta teşvik edilmiştir. Gece-
Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu II kondu bölgeleri her zaman siyasal alanda sağ ve sol bütün partilerin kullandığı bir sömürü aracı olmuştur. Bunun sonucunda gecekondu maryasının türediği gibi, belediyelerin göz yumması ya da karşısında olmasıyla da kaçak yapılaşmalar ürkütücü boyutlara varmıştır. Zamanla gecekondular, çaresizlikten yapılan birer sığınak olmaktan çıkmış ve zenginleşme aracına dönüşmüştür. Politik nedenlerle sık getirilen imar afları, bir araziyi gaspederek yerleşmeyi neredeyse meşru hale getirmiş ve kötü örnekler yaratmıştır. Sonuçta kentleşmenin plansız yapılmasına çoğunlukla siyasal kararsızlıklar, bununla birlikte ekonomik güçlükler ve partizanlık neden olmaktadır. 2. Yerleşme ve tabakalaşma sonucu ortayaçıkan arsa spekülasyonu, çevre kirlenmesi, haberleşme, ulaşım, trafik ve altyapı sorunları: Özellikle göçle kente gelenlerin hızla oluşturduğu yerleşim bölgelerinde bu sorunlar en üst düzeydedir. Üstelik bu bölgelerde inşaat yapmak; yollarının henüz olmaması, yerleşim merkezlerinden uzakta bulunması gibi nedenlerle çok daha masraflıdır. Bu bölgeler aynı zamanda belediyelerin yol, atık ve temiz su, elektrik gibi hizmetleri ulaştırma ve denetim yapma olasılığının da düşük olduğu yerlerdir. Plansız ve denetimden uzak olunca yapılan konutlar da düşük standartlı ve sağlıksız niteliktedir. Genellikle dere yatakları, hazine arazileri, yeşil alan olarak ayrılan bölgelerde yapıldıklarından su baskınları, toprak kaymaları gibi felaketler ya da belediyelerin yıkımlarıyla karşılaşmaktadırlar. Sağlıksız yapılaşma çevreyi bozan birinci nedendir ve doğal kaynakların plansız ve hızlı biçimde yok olmalarına neden olur. Türkiye' de gecekondulaşma süreci 1930' larda başlamış ve özellikle de 1950' li yıllarda Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa gibi büyük kentlerde toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Sorun, kalkınma planlarında önlenmeye çalışıldıysa da siyasi partilerin iktidara geldiklerinde çıkardıkları aflar yüzünden istenen sonuç alınamamıştır (7). 3. Kişisel sorunlar: Kente dışardan gelip yerleşenler için, yaşam çok farklıdır. Aile düzeninden, yaşadığı fiziksel mekana, toplumla olan iletişimlerinden, teknolojiyi kullanmalarına, kültür ve eğitim farklılığından dolayı uyum güçlüğü çekmelerine kadar herşey yabancı ve yenidir onlar için. Dolayısıyla hazır olmadıkları bu sorunların yol açabileceği psikolojik ve bedensel rahatsızlıklara karşı yardım almaları, toplum içine katılmayı sağlayacak etkinliklerde bulunmaları gereklidir. Çoğu kez ekonomik güçlükler nedeniyle sağlıksız koşullardaki konutlarda yaşadıklarından ve iyi beslenemediklerinden birçok hastalığa yakalanma olasılıkları da bir hayli yüksektir. Kent merkezleri dışındaki yerleşimlerde yaşayanlar, doğal olarak kent işlevlerinden bir hayli uzaktırlar. Belediyelerin hizmetlerinin yetersiz ya da hiç olmadığı koşullarda yaşayanlar zamanla; küskün, merkezde oturanlara kin bileyen, varlığı, zenginliği kıskanan yurttaşlar haline gelebilirler. Ayrıca bu bölgelerde oturanların boş zamanlarını değerlendirme olanakları çok kısıtlı olduğundan, çoğunlukla da tüketici durumunda kaldıklarından suç işleme eğilimleri yüksektir. Her olanak bulduklarında kin biledikleri, kent merkezinde yaşayanlara fiziksel ya da psikolojik yönlerden zarar verme eğilimleri yüksektir. Sağlıksız yerleşmelerde yaşayan halkın topluma maliyetlerini de düşünmek gerekir. Bununla birlikte bu bölgelerde yaşayan yurttaşlarımız iş-
] ïïakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu II 380 sizlik sorunu ile de karşı karşıyadır, geçiın sıkıntısı insan sağlığı üzerinde etkilidir ve zaman içinde bir yıpranmaya yol açar. Soranları yaşayanlar salt yeni kentli olanlar değildir, kentli insanlar da çevre koşullarının bozulmasından, giderek yetersizleşen belediye hizmetlerinden, kalabalıktan, güçleşen yaşamın koşullarından dolayı gerilim içindedirler. Sonuçta göçle kente gelen ya da büyük kentlerde yaşayan insanlar, kentleşme ve toplumsal değişmeyle birlikte gelen soranlarla ve bunların kendilerine yansıyan bedensel, ruhsal rahatsızlıklarla mücadele etmek zorundadırlar. 3. ÖNERİLER: Sonuçta büyük kentlerin hızlı ve plansız biçimde büyümeleri, bir anlamda salt o bölgede yaşayan insanlarımızın sorunu olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle soranların tek basma ya da tek bir kent adına değil, bölgesel ve çok yönlü biçimde ele alınması gereklidir. Ancak eğitim, toplumsal, politik, ekonomik, planlama ve mimari alanlarda alınacak önlemlerle istikrarlı, kararlı yöneticiler ve uygulamacılann sağlıksız kentleşme sorunlarına çözüm getirebilmeleri olanaklıdır. Yakın bir gelecekte planlanan organize sanayi bölgeleriyle İstanbul' un artık bir alt bölgesi durumunda olan Trakya Bölgesine, yakın gelecekte yoğun göçlerin yaşanması beklenmektedir. Önlenemez göçler sonucunda gelen yurttaşlarımıza İstanbul' da olduğu gibi gecekondulu yerleşimler, sağlıksız koşullar yaratmadan gerekli hazırlıklar yapılmalıdır. Göçlerin Trakya Bölgesindeki kentlere katacağı bütün olumsuzluklar İstanbul' un soranlarından ayrı tutulmamalı, büyük kentlerde yaşanan sıkıntılardan dersler alınmalıdır. 1. Eğitim a. Bireylerin kente uyumsuzluğunu gidermek için kamu ve özel kurumların işbirliğindeki eğitim ön koşuldur. Burada amaç, iş bölümünü, örgütlenmeyi bilen, yönetebilen, yürütebilen ve teknik bilgi ile donanmış insanı yetiştirmektir. b. Okulların sayısı artırılmalı, çeşitli dallarda meslek okulları ve Halk Eğitimi kurumlarıyla işbirliği içinde Trakya Bölgesine özgü, -örn. Tanm-hayvancılıkla ilgili- meslek edindirme kursları açılmalıdır. c. Göçle gelip kent merkezi dışında kurdukları yerleşimlerde yaşayan ailelerin kente uyumlarının sağlanmasında, hukuksal, toplumsal ve ekonomik sorunlarının çözümünde resmi ve gönüllü kuruluşların işbirliğine olanak tanınmalıdır. d. Sosyal Hizmetler Kurumu bünyesindeki, yakın dönemde açılan Toplum Merkezlerinde verilen hizmetler çeşitlenmeli, kentte yaşayan her kesime ulaşabilmelidir. 2. Toplumsal a. Trakya Bölgesinin gelecekte nüfus artışı sorunu yoktur. Ancak kurulması planlanan organize sanayi bölgeleri için göçlerle bölge dışından gelenlerin hızlı nüfus artışına neden olmaları beklenmektedir. Özellikle nüfus artışlarının yaşandığı bölgelerde yurttaşlarımıza nüfus planlaması için destek ve bilgi verilmelidir. b. Ülkemizde tarımda yaşanan büyük yapısal değişmeler sonucunda topraktan kopan nüfus
[i] Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu D 381 kırda ya da kentlerde yığılmakta ve emek açığa çıkmaktadır. Aslında köyde zaten işsiz bulunan yurttaşların kente gelip orada da işsiz kalmalarıyla kentleşme sağlanamaz. Ancak kente gelenleri, bölgenin gereksinimlerine göre istihdama yönelik kurslardan geçirerek çalışma hayatına katmakla kalkınmaya katkı sağlanabilir ve işsizlik azaltılabilir. c. Trakya Bölgesinin kent ve ilçelerinin tamamım kapsayacak bir programlamayla iş bulma bürolarının açılması; aranan işe göre işçi bulunması konusunda yararlı olacaktır. d. Büyük kentlerdeki spekülasyonlar önlenmelidir. Zamanla taşınmaz malın artan değerinden yararlanılmasında enflasyon, siyaset ve halkın beklentilerinin etkisi olmakla birlikte, en azından toprağın boş bekletilmesinde bir zaman sınırı konabilmelidir. e. Tarımda küçük parçalara ayrılmış toprakların kooperatifler, ya da çeşitli ölçekteki çiftçi birlikleri oluşturup, teknolojiden yararlanmaları sağlanarak gelir düzeyleri artırılmalıdır. 3. Politik a. Günlük ya da seçime bağlı politikalar kentleşmeye- sanayileşmeye karıştırılmamalıdır. b. Hızlı bir sanayileşme için; bugünkü karar mekanizmaları, ülkemizin tarımsal özelliklerinin bölgelere göre çoğunlukla göz ardı edildiği üretim ve üretici- tüketici arasına aracıların yerleştirildiği yapı değiştirilmelidir. c. Partilerin seçim programlarından gecekondu affı, tapu verilmesi, hazine arazilerinin devri gibi konular çıkarılmalıdır. Çünkü bu biçimde gecekonduda yaşayan insanlara ve kente iyilik yapılamaz, aksine sorunlar içinden çıkılamaz duruma gelir. d. Sanayinin yer seçimi kararlarında politik seçimler yerine bölgesel seçmelere ağırlık verilmeli, bölgesel yararlar hedeflenmelidir. 4. Ekonomik: a. Türkiye ekonomisinin dışa bağımlı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle ülkenin kendi yararına alacağı kararlar ve seçim yapabilme özgürlüğü baştan kısıtlanmış durumdadır. b. Özellikle Trakya Bölgesinin tarımından yaratılan gelirler, aynı bölgedeki yatırımlara ayrılmalıdır. Halen azınlık nüfusun elinde bulunan ulusal gelirin büyük bölümü, sanayileşmeyi sağlayıcı yatırımlara yöneltilememektedir. Ayrıca yatırımların işgücünün az kullanıldığı girişimlere gitmesi yerine dengeli yapılması gereklidir. c. Kalkınma için ayrılan yatırımlar artırılmalı, kısa sürede sanayileşme sağlanmalıdır. Hızlı bir sanayileşme için bugün özel kesim elinde bulunan kapasite bir araya getirilmelidir. d. Organize sanayi bölgelerini gelişme bölgelerinde kurmak, temel üretim sanayilerini kur-
Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu D madıkça bir işe yaramaz ve ekonomiye de katkı sağlayamaz. e. Sanayide kullanılan teknoloji kısa sürede eskimemeli, her zaman çağdaş ve en yeni yöntemler uygulanmalıdır. 5. Planlama a. Sosyal/ekonomik yatırımlar ve etkinliklerin Trakya Bölgesine dengeli dağılımı için bir planlama yapılmalı ve uygulanmalıdır! b. Kaynaklar gelecekte kullanılmalarına izin verecek ölçüde, planlı kullanılmalı, burada devletçi politikalar asıl olmalıdır. Trakya' da birbirine yakın mesafelerde kurulması istenen, üstelik kaynak tüketimi fazla olan deri ve tekstil gibi organize sanayi bölgelerinin yakın gelecekte bölgede yaratacağı sıkıntılar göz ardı edilmemelidir. c. Planlamada devletin yükümlülüğü büyüktür. Trakya Bölgesinde sanayinin gelişmesi özel kesimin kararlanna, yol göstericiliğine bırakılmamalı, günlük politikalara alet edilmemelidir. d. Sanayileşirken, gereksiz tüketim sanayimden önce temel üretim sanayilerinin kurulması planlanmalı, ileri teknolojiden yararlanılmalıdır. e. Sanayileşmeyle birlikte nüfusun ve etkinlik alanlarının değişeceği, yer seçimi kararlarının planlamada önemli olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle bölgede nüfusun ne oranda yer değiştireceği, gereksinimleri karşılamak için bölgeye hangi yatırımların yapılacağı ve bölgede hangi yeni faaliyetlerin yaratılacağı iyi planlanmalıdır. f. Planlama yapılırken, sanayileşmenin yanında tarımsal üretim ve teknolojisinin de yeniden ele alınması gereklidir. g. Kentleşme konusunda bir otorite boşluğu ve dağınıklığı olduğu ortadadır. Zamanla hızlanan uygulamalarda hatalar ve suistimaller de çoğalmıştır. Uzman olmayan bazı kişiler, uzmanların kararlarını etkilemiş, yönlendirmiş, bunda siyaset büyük rol oynamıştır. I960' ta büyük kentlerde kurulan nazım planı büro lan 1983 yılma dek çalışmış, ancak siyasi güçler ve yöneticiler bu çalışmaları benimsemediklerinden, amacına ulaşamadan aynı yıl kaldırılmıştır (8). 6. Mimari a. Belediyelerin görevi imar planları yoluyla arsa üretmektir. Arazilerin arsaya dönüşmesi ile oluşan yüksek toprak rantı, yıllardır ülkemizin bazı politikacıları tarafından politik çıkarlara dönüştürülmüştür. Özellikle yerel yönetimler imar planlarını uygulamalıdır.
ïrakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu II b. Bölge dışından gelenler için, tip imar planlarıyla yeni mahalleler kurulmalıdır. Büyük kentlerin yakınlarındaki kasaba ya da köylerde de bu yerleşimler planlanabilir. Buralarda yapılacak konutlar ve altyapı hizmetleri için alınacak ücretler taksitlendirilmelidir (9). Aynı amaçla sanayi kentlerinin dışındaki bölgelerde "gecekondu önleme bölgeleri" nin kuruması ve kullanıcılarına kredili olarak verilmesi de sağlıklı kentleşmeye yardımcı olabilecek çalışmalardır. c. Ucuz, kullanım alanı küçük sosyal konutlar yaygınlaştırılmalıdır, kooperatiflerin kurulması iyi bir çözüm olabilir. d. Kentlerdeki eski eserlerden, mevcut yapı stoklarından yararlanılmalı, günün koşullarına yanıt verecek düzenlemelerle bugünkü yaşama katılmalıdır. Kentlerde gelişmeler yaşanırken, "korumayı" ortadan kaldırıcı uygulamalardan her zaman kaçınılmalıdır. e. Kentleşme olgusu siyasal irade tarafından ciddi biçimde ele alınmalı, yerel yönetimlerde planlamalar yapılırken mimar kökenli uzmanlara görev verilmelidir. Bir örnek vermek gerekirse, 1955'lerde Büyük Londra Belediyesinde 3000 mimar görev yapmaktaydı (10). Bugünkü Türkiye' de belediyelerin tamamında gerçekten 3000 mimar var mıdır? f. Organize sanayi bölgelerinin kurulması, sanayi yerleşimlerini ve aynı zamanda bu bölgelerde olası kentleşmeyi kontrol edebilir, ancak çevrelerindeki olumsuz durumlara karşı tampon yeşil alanlar planlanmalıdır. SONUÇ Kalkınma ülkemiz için gereklidir, ancak tarım ile sanayi arasında bir seçim yapmak demek değildir. Kalkınma, kaynakların ve insan öğesinin akılcı biçimde kullanılmasıyla gerçekleşir ve kalkınma sağlanırken, insan ile çevre değerleri, birbirleriyle olan etkileşimleri özen gösterilmesi gereken başlıca konular olmalıdır. Sonuç olarak planlı sanayileşme; yöneticilerin uyumu, politik denge ve kararlılık, planlı kentleşme, kaynakların dengeli ve geleceğe yönelik kullanımı, işgücünün hesaba katıldığı ekonomik yatırımlar, göçler ve neden olduğu sorunlar ile toplumsal değişimler düşünülerek ele alınması gereken çok yönlü ve pek çok uzmanlık alanı içeren bir konudur. Konuya partilerüstü bir anlayışla yaklaşılmalıdır. Ülkemizde çoğu bölgede olduğu gibi, Trakya Bölgesi için de sanayileşme kaçınılmazdır, ancak doğa ve insan değerleri temel alınarak hızlı, planlı biçimde yürütüldüğünde ve sağlıklı şehirleşmeyle desteklendiğinde amacına ulaşacaktır.
[I] Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu II 384 KAYNAKLAR: 1. Tufan, M, " Kentlerin Köyleşmesi Yerine Köylerin Kentleşmesi " Kırsal Sanayi Sempozyumu, DPT, 6-8- Nisan 1993, Ankara, s.27. 2. Tekeli, D, "Çarpık Kentleşmeye Karşı Ortak Bilinci Sağlayabilir miyiz?", Yapı 113, Yem Yay, s.51. 3. Tezcan, S, " İstanbul' un Çarpık Kentleşme Sorunları ve Bazı Öneriler", Yapı 189, Yem Yay, 1997, s.70. 4. Sezer, S, " İstanbul' un Gelişmeye Yönelik Nüfi.ıs Değerlendirmesi ", İstanbul' un Kentsel Gelişme Sorunları ve Avrupa Metropolleri, Türkiye' de 16. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu, 3-8 Kasım 1992, MSÜ, İstanbul, ss.160-165. 5. Keleş, R, Türkiye' de Kentleşme, Mimarlar Odası Ankara Şub,1971, Ankara, s.33. (6) Yıldırak, N- Olhan, E, " Kırsal Kesimde Genç Nüfusun tarımsal Faaliyetlere Katılımı ve Kente Göç Etme Eğilimleri", Kırsal Sanayi Sempozyumu, DPT, a.g.e, ss:59-60. 7. Tufan, M, a.g.e, s.30. 8. Tekeli, D, a g.e, s.51. 9. Boysan, A, " Gecekondunun Reorganize Edilmesi Böylece Kendin-Yap Mahallelerine Dönüştürülmesi", Yapı 138, Yem Yay,1993, İstanbul, s. 56. 10. Tekeli, D, a.g.e, s.51.