Entansif Süt keçiciliğinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar. Ercan Mevliyaoğulları Özgül Anitaş Saadet Bingöl



Benzer belgeler
Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

Koyun ve keçi sütü ve ürünlerinin üretiminde karşılaşılan temel sorunlar ile muhtemel çözüm önerileri

Abalım bir markasıdır

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

TARIM İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

Yarı-entansif sığır yetiştiriciliği

TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ

ULUSAL SÜT KONSEYĠ ARAġTIRMA VE DANIġMA KURULU SÜT SEKTÖRÜ 2010 YILI GENEL DEĞERLENDĠRME RAPORU 2.ÜLKEMĠZ SÜT HAYVANCILIĞINDA MEVCUT DURUM

Ruminant. Koyun Beslemede Dikkat Edilmesi Gereken Kritik Noktalar

KOYUN VE KEÇİLERİN BESLENMESİ

Keçi sütünün Beslenmede Yeri

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR*

creafix.net

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR *

Çanakkale Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Üyesi Keçicilik İşletmelerinde Teknik Sorunların Belirlenmesi Üzerine bir Araştırma

Prof.Dr. Selahattin Kumlu

AMASYA KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SORUNLARI

Sığır İşletmelerini Planlama İlkeleri

Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri. Dengeli ve Ekonomik Besleme

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR * Tedbir 101: Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Damızlık İnek Seçimi. Zir. Müh. Zooteknist. Tarım Danışmanı Fatma EMİR

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR * Tedbir 101: Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

BAĞLI DURAKLI AHIRLARIN PLANLANMASI

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

ENTANSİF SÜT KEÇİCİLİĞİNDE TIRNAK BAKIMI. Saadet Bingöl Ercan Mevliyaoğulları Ç.Ü.Z.F Zotekni Bölümüi Balcalı Adana

Burdur İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiriciler Birliği Üyesi Koyunculuk İşletmelerinin Yapısal Özellikleri ve Sorunları Üzerine Bir Araştırma*

Van İli Küçükbaş Hayvancılık İşletmelerinin Mevcut Durumu ve Verimliliği Etkileyen Sorunların Tespiti Üzerine Bir Araştırma *

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Erzurum İli Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi Çiftçi Eğitimi. Ocak Nisan 2009 Ziraat Fakültesi Konferans Salonu

DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KADININ ROLÜ. Zerrin KUMLU. Salahattin KUMLU. DGRV Eğitim Ekibi Ankara, 2016

İnek Rasyonları Pratik Çözümler

Burdur İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Üyesi Keçicilik İşletmelerinin Yapısal Özellikleri ve Sorunları Üzerine Bir Araştırma

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

Kuzu üretim teknikleri:

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

SIĞIRLARDA KURU DÖNEM BESLEMESİ

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

SÜT SIĞIRCILIĞI İŞLETMELERİNDE SÜRÜ SAĞLIĞI VE ÜREME YÖNETİMİ

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK-ŞUBAT SEKTÖREL SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

YATIRIM KAPSAMINDA UYULMASI GEREKEN MİNİMUM KOŞULLAR

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

Türkiye'de keçi yetiştiriciliği

SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ VE BESİCİLİĞİ

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME

Serbest Duraklı Ahırların Planlanması

KOYUN BESLEME: MALİYETLERİ YÖNÜYLE FARKLI YAKLAŞIMLAR

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ

İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler Yem Sektörü Pazar Analizi... 21

Hazırlayan: Prof. Dr. Fahri YAVUZ. Erzurum İli. Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi. Çiftçi Eğitimi. Kasım 2006

Hayvan Islahı ve Yetiştirme 2. ders

Irkların Sınıflandırılması

BAŞ DAMIZLIK SAANEN KEÇİSİ ÖN FİZİBİLİTE RAPORU. Nihal GÜVEN Tarım Danışmanı Ziraat Mühendisi/Zooteknist

HAYVAN SAĞLIĞI KOYUN YETİŞTİRİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÜLKEMİZDE HAYVANCILIK

AYDIN İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ OCAK 2016 KAYE EĞİTİM TOPLANTISI SEDA EMİNE PAYIK TEKNİK İŞLER ŞUBE MÜDÜRÜ

SÜT İNEKLERİNİN BESLENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR. Süt ineklerinin beslenmesini başlıca 4 dönemde incelemek mümkündür.

Başarılı Süt Sığırcılığı İçin Neler Yapılmalıdır. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Zootekni Bölümü Adana

önemli yer tutmaktadır. Çünkü Türkiye'nin coğrafi şartları, arazi durumu ve tarımsal ORTA ANADOLU'DA KOYUN YETİŞTİRiCİLİGİ VE EKONOMİK ÖNEMİ

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

BRUSELLOZUN ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ. Yrd.Doç.Dr. Ahmet DİNÇOĞLU

SANAYİCİ GÖZÜYLE GIDA SEKTÖRÜ PANELİ KIRMIZI ET SORUNU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HAYVAN SAĞLIĞI VE HASTALIKLARDAN KORUNMA

Batı Anadolu İçin Bir Süt Keçisi: Bornova Keçisi

KEÇİ BESLEME Keçilerin Farklı Fizyolojik Evrelerde Beslenmeleri Sağmal Keçilerin Beslenmesi Çiftleştirme Sezonu ve Gebelikte Besleme

ÖNSÖZ. Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi BAKA Yönetim Kurulu Başkanı. Tuncay ENGİN BAKA Genel Sekreteri

TEKİRDAĞ İLİNDE KABA YEM ÜRETİMİ VE İHTİYACI KARŞILAMA ORANI

HALK ELİNDE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN ISLAHI ÜLKESEL PROJESİ. Dr. Bekir ANKARALI Daire Başkanı

DAMIZLIK DİŞİ SIĞIRLARIN BÜYÜTÜLMESİ. Prof.Dr. Selahattin Kumlu. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya. Jump to first page

SÜT SIĞIRI YETİ TİRİCİLİĞİNDE DÖL VERİMİ SORUNLARI. Prof. Dr. Selahattin KUMLU. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Antalya

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 5. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL

VIV. BÖLÜM 14. PRATİK KEÇİ BESLEME

Dünyada ve Türkiye de Endüstriyel Süt İşleme

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU TARAFINDAN DESTEKLENECEK SÜT ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERDE AB STANDARTLARI DENETİM FORMU

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

Türkiye Keçi Sütü Üretimi ve Keçi Sütünün Özellikleri. Özgül Anitaş Saadet Bingöl Ercan Mevliyaoğulları. Ç.Ü.Z.F, Zootekni Bölümü, Balcalı, Adana

KOYUNLARIN BESLENMESİ

Türkiye Keçi Eti Üretimi ve Keçi Eti Özellikleri Kevser Parmaksız Ercan Mevliyaoğulları Saadet Bingöl Ç.Ü.Z.F. Zootekni Bölümü, Balcalı, Adana

Batı Anadolu ve Trakya da Melezleme ile Elde Edilen Yeni Koyun Tipleri

BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Önder SÖZEN Koordinatör

Onları ne kadar. iyi beslersek. onlar da bizi o kadar. iyi besler...

T.C...İLÇESİ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFI BAŞKANLIĞI KOYUNCULUK PROJESİ

YÖNETİCİ ÖZETİ. Proje ile yüksek genetik kapasiteli damızlıklar öncelikle yurt içinden temin edilmeye çalışılacaktır.

Transkript:

Entansif Süt keçiciliğinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar Ercan Mevliyaoğulları Özgül Anitaş Saadet Bingöl Ç.Ü.Z.F Zootekni Bölümü, Balcalı, Adana. Giriş Süt hayvanları arasında önemli bir yeri olan keçiler, bazı ülkelerde büyük önem kazandığı ve üzerinde dikkatle çalışıldığı halde, dünya keçi varlığının neredeyse yarısının yaşadığı Asya ülkelerinde gayet ilkel şartlarda yetiştirildiği bilinmektedir. Ayrıca, Asya ülkelerinde keçilerin et kaynağı olarak değerlendirilmeleri oldukça yüksek düzeydedir. Ülke hayvancılığı açısından bu sevindirici bir gelişmedir. Yapılan son araştırma verilerine göre toplam keçi varlığımız 7277953 baş olup, sağılan toplam keçi sayısı 2968157 baş, elde edilen süt miktarı 318273 ton, kesilen toplam keçi sayısı 1254092 baş ve elde edilen et miktarı ise 26318 ton olarak gerçekleşmiştir. Tarımsal işletmelerde üretilen sütün %3,3 ü, üretilen kırmızı etin % 4,6 sı keçilerden elde edilmektedir (TÜİK 2012). Bu bilgiler ile artan Türkiye nüfusunun et ve süt ihtiyacına önemli katkı sağladığı anlaşılmaktadır. Ancak bu konuda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar göz ardı edildiğinde istenen karlılık ve sürdürülebilirlik konusunda sıkıntılar olabilmektedir. Bu konular dikkate alındığında entansif süt keçiciliğinde önemli gelişme ve karlılık sağlanması mümkün olacaktır. Resim 1. Hayvancılık işletmelerinde hayvanın ırkı, yaşı ve verim düzeyi çok önemlidir Hayvan başına verim düzeyleri Hayvancılık işletmelerinin başarısında kullanılan hayvan materyalinin ırkı, yaşı ve verim düzeyi belirleyicidir. Türkiye de hayvancılığın genel problem, sorunlara uzun soluklu çözüm yolarının uygulamaya aktarılamamış olmasıdır. Hayvan materyali ve yönetim kalitesi sonucunda ortaya konulan faaliyet birimlerinin üretim değeri ve işletmenin tarımsal geliri, ekonomik başarı kriterlerindendir. Bir

işletmenin süt satışı işletme giderlerini karşılarken damızlık satışı ise yıllık karını ifade eder. İşletmelerin gelirinin %54-65 den fazlasının süt satışından sağlanmaktadır. Bu nedenle hayvan başına elde edilen verim işçilik ve diğer giderlerin karşılanması noktasında eşik üretim değerinin altında olmamalıdır. Aynı masrafla bir keçiden 90 kg süt almakla 600 kg süt almak arasında büyük farkların olacağı açıktır. Türkiye nin hayvan varlığında Kültür ırklarının artarak yerli ırkların yerini alıyor olması ve entansif işletmelerde kültür ırklarına ağırlık verilmesi bu gereksinmenin bir sonucudur. Yüksek verimli hayvanlarla çalışmak karlılığı artırmakla birlikte hayvan başına üretilen süt miktarı için ekonomik eşik düzeyleri her işletme için aynı değildir. Günümüzde, piyasada günde en az 1 ton soğutulmuş ve kalite kriterlerine (protein, yağ, asitlik, yoğunluk ve Somatik Hücre Sayısı (SHS)) uygun süt üreten işletmeler daha yüksek fiyatla sütünü satabilmektedir. Ancak yüksek verimli hayvanların elde tutulması ve bakımı için gerekli koşullar sağlanamadığı takdirde işletme karlılığı dolayısıyla sürdürülebilirliği önemli düzeyde sekteye uğramaktadır. Ayrıca, hayvan başına verimlerin düşük olmasında genetik yapı bir yere kadar etkili iken çevresel faktörler daha geniş yelpazden verim üzerine etkili olmaktadır. Çevresel faktörlerden barınak, sürü yönetimi (üreme kayıtları, kızgınlık tespiti, çiftleştirme, vücut kondüsyonu, yemlik yönetim hataları vb.), sıcaklık stresi, hastalıklar, yemler ve besleme en önemli faktörlerdir. Resim 2. Entansif süt keçiciliğinde barınak özelikleri çok önemlidir. Yapılan bir çalışmada, keçi barınakların yapı türü olarak % 65 inin ağıl, % 20 sinin sundurma, % 15 inin ise ahır olarak sınıflandırılabileceği görülmüştür. Barınak yapımında en fazla kullanılan malzemenin (%79) tuğla-beton olduğu gözlenmiştir. İncelenen işletmelerin %50 sinde klasik bir ağılda bulunması gereken gezinme alanı, yem deposu, oğlak büyütme yeri gibi öğelerin tam olarak bulunduğu belirlenmiştir. Ortalama barınak yüksekliği 2,13 ± 0,8 m dir. İşletmelerin % 68,4 ünün doğal aydınlatmasının yeterli, % 31,6 sında ise yetersiz olduğu gözlenmiştir. Anket yapılan işletmelerdeki ağıl zeminleri barınakların % 88,2 sinde toprak, % 11,7 sinde betondur. Keçi barınaklarının % 66,6 sının zemininin kuru, % 16,6 sının nemli ve % 16,7 sinin ise ıslak olduğu tespit edilmiştir. Barınak tabanındaki dışkı düzeyi barınakların % 58,9 unda az, % 31,6 sında ise yoğun olarak gözlenmiştir. İşletmelerin sadece % 10,5 inin tabanında dışkı gözlenmemiştir. Keçi barınaklarının hiçbirinde altlık kullanılmamaktadır. Türkiye de bugüne kadar yapılan ıslah çalışmalarında arzu edilen hedefe ulaşılamamıştır. Bu konuda gerekli bilgi ve teknoloji olanakları mevcut olup ulusal kayıt sisitemi sürekliliği ve güvenilirliği sağlandığı takdirde önemli ilerlemelerin elde edilmesi mümkündür. Islah programı ulusal düzeyde ve ırk bazında düşünülmeli ve en azından orta vadede üretimden başlayarak tüm aşamaları içerecek şekilde (pazarlama, finans, sağlık, eğitim) planlama yapılmış olmaldır. İşletme Ölçekleri Hayvancılıkta sürü büyüklüğü, genellikle işletmelerde yetiştirilen hayvan sayısı olarak ifade edilir. Yapılan çalışma sonuçları karlılığın sürü büyüklüğü ile yakından ilişki içinde olduğunu göstermektedir. Amerika da büyük işletmelerin orta ölçekli işletmelere göre bir kg sütü %13 daha ucuza ürettikleri ve

hayvan sayısındaki her 4 katlık artışın net kârı 11 kat arttırdığı bildirilmektedir. Kanada da yapılan bir çalışmada sürü büyüklüğünün artması ile üretim maliyetlerinde bölgeden bölgeye değişmekle beraber önemli düşüşler olacağı bildirilmektedir (Gül ve ark. 2007). Büyük işletmelerin, ileri teknolojiden ve nitelikli işgücünden yararlanma olanakları daha yüksektir. Bu nedenlerle, rekabetin oldukça yüksek olduğu yerlerde küçük ölçekli işletmeler hızla kapanmakta, büyük işletme sayısı ise sürekli artmaktadır. Ancak işletme büyüklüklerinin artması ile gerekli teknik bilgi ve donanımın sağlanamadığı koşullarda iş etkenliği ve sürü idari uygulamalarındaki hataların arttığı ve bununda üretim ve verim özeliklerini olumsuz yönde etkilediği ortaya çıkmaktadır. Ancak küçük sürülerde etkenliğin daha iyi olduğunu bildiren çalışmalarda mevcuttur. Ayrıca, işletme büyüklüğü arttıkça üretilen sütün kalitesinde düşme olduğu da sonuçlarda verilmektedir. Ayrıca, küçük işletmelerin süt verimi ve döl verim özellikleri bakımından da daha başarılı oldukları bildirilmektedir. Büyük işletmelerin başarısızlıklarında ise kalitesiz işçilik ve başarısız sürü yönetimininin muhtemel nedenlerin başında olduğunu ifade etmektedirler. Burada önemli olan konu işletmelerin sınıflanmasında ekonomik büyüklüğün ne olması gerektiği konusudur. Resim 3. Türkiye de hayvancılık işletmeleri genelde ekstansif karakterlidir. Türkiye de hayvancılık işletmeleri genelde küçük ölçekli olarak yürütülmektedir. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde işletmeler içerisinde 1 9 baş işletmeye sahip olanların oranı yaklaşık % 23,21 dolaylarında, 10 19 hayvana sahip işletmelerin oranı ise % 16,63; 20 49 baş hayvana sahip işletmelerin oranı %29,28 dolaylarındadır (TUIK, 2014). Ayrıca bu işletmelerde de üretim geleneksel olarak doğaya bağımlı şekilde yürütülmektedir. Yapılan bir çalışmada keçi işletmeleirnin anaç sürü büyüklüğü 6 ile 115 baş arasında değiştiğini ve işletmelerde bildirilen tahmini günlük süt verimi ortalaması 2,32 ± 0,90 ve ortalama laktasyon süt verimi 363 ± 144 litre olduğu bildirilmektedir. Genel olarak ele alındığında her koşul için tek bir sürü büyüklüğünün ekonomik olmayabileceği anlaşılmaktadır. İşletmenin kurulacağı bölgenin mevcut kaynakları pazar olanakları, sütü değerlendirme, yem kaynakları gibi kısıtlara gore özel olarak hesaplanması gerekir. Küçük ölçekli işletme yapıları üretimin rasyonel bir yapıya kavuşturulmasının önündeki en önemli engel teşkil etmektedir. Keçi yetiştiriciliğinde üretimin gelişmesi önemli oranda, daha öncede bahsedildiği üzere, işletme ölçeklerinin büyümesine bağlıdır. Özellikle kıl keçisi işletmelerinde aile ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılan ihtiyaç fazlasını pazara sunan yapının

değişmesi gerekmektedir. Bu yapının değişmesi önemli oranda üretim sanayi entegrasyonun kurulmasına bağlıdır Biyogüvenlik Sürüde hastalıklara karşı tedavi yerine sağlık koruma uygulamalarına ağırlık verilmesi maliyetleri önemli ölçüde azaltmaktadır. Süt keçisi yetiştirmede sağlık sorunlarının oldukça önemli ekonomik kayıplara neden olduğu bilinmektedir. Biyogüvenlik uygulamaları olarak işletme yer seçimi yerleşimi ve giriş çıkış kontrol noktalarında başlamakta olup sürü idaresindeki pek çok uygulama dahil olmaktadır. Koyuncu ve ark (2006) işletmelerin %89,5'inde her gün, % 10,5'inde üç günde bir defa yemliklerin temizlendiği sulukların ise % 94,7'sinde her gün, % 5,3'ünde iki günde bir temizlendiği bildirilmektedir. Yalnız kireçleme yoluyla dezenfeksiyon yapan işletmelerin oranı % 63,2 olup kireçle birlikte dezenfektan madde kullanan işletmelerin oranı ise % 31,6'dır. İşletmelerin % 68,4'ü her gün genel barınak temizliğini yapmaktadır. İşletmelerin %79'u enterotoksemi ve şap aşısını, % 73,7'sinin brusella aşısını, % 42,1'inin keçi ciğer ağrısı aşısını ve % 10,5'inin de agalaksi aşısını yaptırdıklarını belirtmişlerdir. Resim 4. Biyogüvenlik, işletme yer seçimi ile başlar ve sürü idaresini içine alarak devam eder Koyuncu ve ark (2006), işletmelerin tamamında yılda en az bir kez iç ve dış parazit mücadelesi yapıldığı ifade edilmiştir. Yetiştiricilerin % 79'u sağlık sorunları ve aşılama için işletmeye veteriner hekim çağırdıklarını ifade etmişlerdir. İşletmelerin tamamında iç ve dış parazit mücadelesinin yapıldığının ifade edilmesine rağmen oğlakların % 68'inde çeşitli dış parazitler tespit edilmiş olması düşündürücüdür. Özellikle pire yaygınlığını ve yapılan ilaçlamalara rağmen önemli bir başarının sağlanamadığı ifade edilmesi etkenlik veya barınak koşullarında olumsuzlukların sonucu olarak yorumlanabilir. İşletmelerde yıl içinde gerek sağlık koruma uygulamalarını gerekse sürü yönetimi tedbirlerini içeren takvimlerin kullanılması, karşılaşılan sağlık sorunlarının azaltılmasına yardımcı olacaktır. Ancak bunlarda prospektüse uyum ve uygulamada kullanılan teknikler ile uygulama zamanı da önem arz etmektedir. Oğlak kayıpları Entansif üretim yapılan bir sürüde karlılığı artırmak için, ana başına, ya da yılda doğum başına elde edilen oğlak sayısı ve bunlarında sütten kesime kadar büyütülenlerin oranı çok önemlidir. Döl verimi neslin devamı açısından doluğu kadar işletme damızlık satış kapasitesini belirlediği için çok önemlidir (Tölü, ve Savaş, 2012). Keçilerde döl verimi genetik ve çevresel etmenlere bağlı olarak oldukça büyük değişkenlik gösterebilir. Irklar arsıdna da önmemli varyasyonlar söz konusudur (Tölü, ve Savaş, 2012). Bu nedenle doğum ortamı, doğumda hemen ypaılacaklar ve doğumdan sonraki süreçlerde yapılanlar elde edilen

işletme oğlak sayısında önemli farklar meydana getirir. Sağlıklı gelişme hayvancılığın temel unsurlarından biridir. Buda ana rahminde ve doğumdan sonra kuzuların yeterli beslenmeleri ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Resim 5. Oğlaklar ağız sütünü zamanında ve yeter miktarda içmelidir. Oğlaklar için en önemli besin kaynağı süt olup hemen doğum sonrası kolostrum ve hemen ertesinde süt ile besleme kritik süreçleri, meydana getirir. Oğlakların, ağız sütünü zamanında ve yeter miktarda içtiğinden emin olunması gerekir. Bilindiği üzere, ağız sütü oğlakların hasatalıklara karşı direncini sağlayan ve belirleyen madde olması ile ayrıcalık arz eder. Ağız sütü içmeyen yavrular sağlıklı gelişemez ve sonraki yaşmalarında da kolayca hasta olurlar. Göbek kordonu bakımı, nefes aldırma ve annesinin ilgisinin tam olduğunun takip altında tutulması ve gerekirse yardımcı olmak oğlak kayıplarını önemli ölçüde azaltacaktır. Ayrıca doğan oğlaklar daha sonra özel bölmelere konulmalı yavrular sürekli takip edilmelidir. Resim 6. Süt içemeyen yavrulara yardım edilip, süt içmeleri sağlanmalıdır. Oğlak doğumları yılın soğuk aylarına denk geldi ise mutlaka ıstıcıların yeter süre ve etkenlikte kullanım için hazır olması sağlanmalıdır. Süt içemeyen yavrulara yardım edilip, süt içmeleri desteklenmeli ve kontrol altında tutulmalıdır. Kuzu, oğlak bölmelerinin tabanı kuru ve altları temiz olmalı, hava cereyanından uzak tutulmalıdır. Ancak sadece sütle besleme yeterli bir gelişme sağlamak için yeterli olmayıp mutlaka kaba yem ve kesif yemlere alışması, ruminant olmasının temel göstergesi olduğu için süt ile besleme döneminde geçiş için alıştırma yapılmalıdır. Doğan yavrulara 15. gününden itibaren, kaliteli kuru ot ve kuzu başlangıç yemi verilmesi gerekir. İlk haftalar bol yapraklı kaliteli yonca verilmesi alışma ve iştah açısından önemlidir. Koyuncu ve ark (2006) Anket yapılan 20 işletmede 2004 yılında ölen oğlak sayısının 335 baş ile ortalama oğlak kaybı oranı %30 olarak belirlenmiştir. Bu oranın % 19,4 ü abort (yavru atma) iken, % 57,3 ü ilk 7.günde, % 20,9 u 8. günden sütten kesime kadarki dönemde ve % 2,4 ü

ise sütten kesimden 6.aya kadar olan dönemde meydana gelmiştir. Ölen oğlaklar cinsiyetleri ve doğum tipi açısından incelendiğinde, % 54,3'ünün dişi ve % 45,7'sinin erkek, % 53,1'inin çoğuz doğan oğlaklardan olduğu tespit edilmiştir. İşletmeler oğlak hastalıkları açısından incelendiğinde, en sık görülen sağlık problemlerinin dış parazitler (% 68,4), solunum yolu hastalıkları (% 52,6) ve göz hastalıkları (% 42,1) olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca işletmelerin % 36,8 inde adi ishaller ile muhtemelen koksidiyoza bağlı ishaller, % 26,3 ünde ektima ve % 10,53 ünde ise anlatılanlardan beyaz kas hastalığının görüldüğü belirlenmiştir. Oğlak büyütme damızlık satışı amaçlı yapılamsı gerektiğinden, bir plan dahilinde uygun oğlak büyütme rasyonları ile beslenmeli ve aşıları zamanında yaptırılmalıdır. Dişi yavrulardan üstün vasıflı olanlar, damızlık olarak ayrılarak uygun bakım ve besleme uygulanmalıdır. Erkek yavrulardan da damızlık olan üstün vasıflı yavrular seçilerek ayrılmalı ve daha sonrada oğlaklar yaş gruplarına göre ayrı bölmelere barındırılmalıdır. Pazarlama Son yıllarda keçi sütü, bazı fizyolojik özelliklerinden dolayı yüksek talep görmeye başlamıştır. Tüm dünyada üretilen sütlerin yüzde 2,5'u keçi sütüdür. Bu pazar büyüyecek, çünkü keçi sütü anne sütüne en yakın süt. Ayrıca laktoz intoleransı ve kolestrol gibi birçok nedenden ötürü inek sütünün kullanıldığı birçok alanda tercih olarak keçi sütü öne çıkıyor. Kaliteli ve aranan dondurma üretimi için keçi sütü önemli ve vazgeçilmez bir hammadde olması ile inek sütünden farklılık arz etmektedir. Dondurma üretim firmalarının artması sonucu, keçi sütü sadece klasik peynir veya yoğurt üreten firmalar dışında dondurma üreten firmalar tarafından da talep bulan bir hammaddedir (Darcan ve Güney 1996). Artan bu talebin güvenli ve sürekli olarak karşılanması ise birtakım girişimleri gerektirmektedir. Bunun için özellikle keçi sütünü işleyecek ve piyasada talebi olan ürünlere dönüştürecek, bunu gerçekleştirirken üreticinin emeğini dikkate alacak bir entegrasyon modeline ihtiyaç vardır (Ertuğrul, 1996). Bu modelin oluşturulması ile karlı ve verimli bir üretim alanı olmaya başlayan keçi yetiştiriciliğinde yüksek verimli ırkların yetiştirildiği sistem pazardaki yerini koruyarak rekabet edebilecektir. Pazarlama konusu her üretim alanında olduğu gibi burada da önemli bir handikaptır. Ancak yıl boyu üretim olmaması ve küçük ölçeklerde üretim yapılıyor olması üreticinin pazarlık gücünü önemli ölçüde azaltmaktadır. Resim 7. Keçi sütü, bazı fizyolojik özelliklerinden dolayı yüksek talep görmeye başlamıştır. Yemler ve Besleme

Sıfır kar oluşturan üretim seviyesini (Başa baş noktası, minimum üretim seviyesi); yapılan masraflara karşın kar veya zararın olmadığı üretim miktarı veya kendi masrafını karşıladığı üretim seviyesi olarak tanımlanabilir (Balcıoğlu, 1983). 1980-1995 yılları arasında yem fiyatları ortalama 812.7 kat artarken hayvansal ürün fiyatları 408.4 katı artış değerinde kalmıştır. Ancak işletme koşullarında üretilecek konsantre yem karışım kalitesi, katkıların satın alınması ve teknik bilgi temini gibi yem üretim süreçleri dikkate alındığında kapasite kullanımının bu konuda da dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir (Binici ve Akdemir, Ş, 1993). Üretim sistemi ve mantığı açısından entansif süt keçiciliği ile entansif süt sığırcılığı birbirlerine çok yönden benzerlik gösterir. Çünkü sütçü keçilerde de laktasyon süresi 9-10 aya kadar ulaşabilmektedir. Bu nedenle besleme bakımından kritik dönemlerde de benzerlikler söz konusudur. Beslenme açısından ekstansif üretimde 2 aylık çiftleşme sezonu, laktasyon başındaki ilk 2 ay ve gebeliğin son 1 aylık dönemi kritik iken ve 5 ay ek yemlemeye ihtiyaç duyulurken entansif üretimde bu süre tüm yıla yayılmaktadır. Ancak laktasyon sonunda mera koşulları ve kaba yem kalitesi yüksek ise entansif sistemde ek yeme ihtiyaç olmayabilmektedir. Entansif süt keçiciliğinde dikkat edilmesi gereken kritik dönemler yine çiftleşme sezonu, laktasyonun başı ve gebeliğin sonudur. Yüksek verimli süt keçilerinde besin madde temini bakımından en kritik dönem doğumla başlayan ve laktasyonun pike ulaştığı dönemdir. Çünkü, yem tüketimi ancak laktasyon pike ulaştıktan sonra maksimuma ulaşmakta ve tüketilen yemlerle keçinin ihtiyacı karşılanamamaktadır. Yem tüketimi laktasyonun bu döneminde %30-40 artmakta ve 6-10 hafta arasında maksimuma ulaşmaktadır (Görgülü, 2002). Resim 8. Bir kg süt için kullanılan yem miktarı kaliteli yem kullanımı ile düşmektedir. Bir kg süt için kullanılan yem miktarı kaliteli yem kullanımı ile düşme eğilimde olduğu için kaliteli yem kullanımı ile karlılık artmaktadır(görgülü, 2002). Kalitesiz yem kullanımında 1 kg süt üretim miktarı düşmekte buda karlılığı düşürmektedir. Pratik keçi yetiştiriciliğinde mera+ek kesif yem, sınırlı ya da serbest kaba yem+ek kesif yem verilen geleneksel yemleme sistemi ve sürü büyüklüğüne ve entansiteye bağlı olarak kaba ve kesif yem birlikte gereksinmelerin dengeli bir şekilde karşılanmasını olanaklı kılan yemleme sistemi tam yemleme (TMR) uygulamalarıdır(ertuğrul, 1996). Kesif yemin düzensiz olarak verildiği geleneksel sistemde hayvanların yem alımları ve aldıkları yem miktarı denetim altında olmadığı için verimde ve rumen koşullarında sürekli dalgalanmalar gözlenebilmektedir. Ayrıca laktasyon seyri içinde verim düştükçe azaltılacak kesif yem miktarı laktasyonun ileri aşamalarında süt veriminin daha hızlı düşüşüne neden olmaktadır. Nitekim, bir çalışmada hayvancılık işletmelerinde karlılığı etkileyen en önemli iki unsurun hayvan besleme uzmanı ile çalışma ve sağım yeri kullanım etkenliği olduğunu bildirmektedir. İşletmelerde, işçi başına, sağmal keçi başına ve işletmede toplam yem tüketimi ile elde edilen süt miktarı ve satılan süt miktarı arası oranlar bu konuda etkenliği belirlemede ve ölçmede kullanılacak önemli göstergelerdir.

Kaynaklar Balcıoğlu, C., 1983. Nazilli İlçesi Süt Sığırcılığı İşletmelerinden Seçilen Bir Grubun Yem Giderlerinin En Küçüklenmesi (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). E.Ü. Ziraat Fakültesi, Bornova. Binici, T., Akdemir, Ş, 1993. Aşağı Seyhan Ovasında Süt Sığırcılığına Yer Verilen İşletmelerde Yem Giderlerinin Minimizasyonu, Ç.Ü.Z.F. Dergisi, 8, (1):177-192, Adana. Darcan, N., O. Güney 1996. Farkli Sagim ve Büyütme Uygulamalarinin Koyunlarin Laktasyon Süt Verimi ve Kuzularin Büyüme ve Besideki Performanslari Üzerine Etkileri. Hayvancilik 96 Ulusal Kongresi18-20 Eylül 1996, 275-279, Izmir. Ertuğrul, M., 1996. Küçükbaş hayvan Yetiştirme Uygulamaları. Ank. Üniv Ziraat Fak. Yay:1446, 426. Gül,A., Yılmaz Işık, H., Multu, S., Görgülü, M., 2007. Kültür Irkı Damızlık Sığır Desteği Projesinin Sosyo-Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi: Adana İli Uygulamaları. Sonuç raporu, PROJE NO: TÜBİTAK-TOVAG-104 O 231 Gürgen, Y., 1995. İşletme Yönetimi, Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Genel Yayın No:111, Ders Kitapları Yayın No: 30, Adana, 149s. Koyuncu,E., Pala, A., Savaş, T., Konyalı, A., Ataşoğlu, C., Daş, G., Ersoy, İ.E., Uğur, F., Yurtman,İ.Y., Yurt,H.H., 2006. Çanakkale Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Üyesi Keçicilik İşletmelerinde Teknik Sorunların Belirlenmesi Üzerine bir Araştırma Hayvansal Üretim 47(1): 21-27, 2006 Tölü, C.,Savaş, T., 2012. Gökçeada, Malta ve Türk Saanen Keçi Genotiplerinin Doğum ve Oğlak Büyümesi Açısından Karşılaştırılması. Hayvansal Üretim 53(2): 17-25, 2012 TÜİK 2012. Türkiye istatistik kurumu resmi web sitesi. http://www.tuik.gov.tr/ustmenu.do?metod=temelist