ÜNİTE SOSYOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKİYE DE SOSYOLOJİ. Prof. Dr. H.BAYRAM KAÇMAZOĞLU



Benzer belgeler
Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Şahin, Mustafa, Türk Düşüncesinde Nurettin Topçu nun Yeri ve Siyaset Sosyolojisi Açısından Devlet ve Demokrasi Anlayışı, Hacettepe Üniversitesi,1995.

Derse kabul koşulları (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 2 4 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE

Türk Sosyoloji Tarihinde İstanbul Ekolü

Kitaplar Yüzyıl Dönümünde Batıcı Bir Aydın: Ahmet Ağaoğlu ve Rol Değişikliği, Kitabevi Yay., İstanbul, 2010.

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Tez Başlığı Yıl

Türk Sosyologları. Editörler Prof.Dr. Nazmi Avcı / Doç.Dr. Erdal Aksoy

1

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Dersin içeriği:

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEK OKULU SOSYAL HİZMETLER PROGRAMI 1. SINIF BAHAR DÖNEMİ DERS İZLENCESİ

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

İ Ç İ N D E K İ L E R

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK SİYASİ TARİHİ I TST

6 ÜNİTE TÜRKİYE DE SOSYOLOJİ

Doç. Dr. Oğuz ARI Boğaziçi Üniversitesi

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

TÜRK SOSYOLOGLARI SOS312U KISA ÖZET

EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ. 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ - 1 İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İ Ç E R İ K. M i s y o n & V i z y o n S o s y o l o j i B ö l ü m l e r i n i n Ö n e m i N e d e n S o s y o l o j i B ö l ü m ü?

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Dr.Öğr.Üyesi GÖKHAN VELİ KÖKTÜRK

Lisans :İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih (Gece) Bölümü, Umumi Türk Tarihi Kürsüsü, 1980.

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

Editörler Prof. Dr. Zahir Kızmaz / Prof. Dr. Hayati Beşirli DEĞİŞİM SOSYOLOJİSİ

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

TÜRKİYE DE SOSYOLOJİNİN 100 YILLIK BİRİKİMİ ÜZERİNE BAZI TESPİTLER

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

ADRES: Akdeniz Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü, Kampüs/Antalya

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Din Sosyolojisi El Kitabı

Giriş. evre, çalkantılı bir dönem, ağır bir kriz dönemidir. Gerçekten de siyasal düşünceler tarihine

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Derece Alan Üniversite Tez Başlığı Yıl

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER

ÜNİTE:1. Siyaset ve Siyaset Bilimi ÜNİTE:2. Siyasetin Dili: Kavramlar, Kurumlar ÜNİTE:3. Bir Örgütlü İktidar Olarak Devlet ve Siyasal Sistemler

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

Dersi veren öğretim üyesi: Yrd. Doç. Dr. LütfiSunar

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Sosyoloji İstanbul Üniversitesi

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS LİSTESİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Yrd.Doç.Dr. ATAKAN HATİPOĞLU

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

tarih ve 463 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki-1

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİMİN TOPLUMSAL KURUM VE SÜREÇLERLE İLİŞKİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

EĞİTİMİN İŞLEVLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Yayına Hazırlayan: Levent Ünsaldı Redaksiyon: Barış Bakırlı Dizgi: İsmet Erdoğan Kapak: Gabrielle Gautier Ünsaldı - Ali İmren

FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYOLOJİ LİSANS MÜFREDATI I. ÖĞRETİM (GÜNDÜZ) ZORUNLU DERSLER

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

İşyeri Temsilcileri Rehberi

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

KONAKLAMA VE SEYAHAT HİZMETLERİ KIRSAL TURİZM ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Siyasal Partiler ve Seçim Sistemleri (KAM 314) Ders Detayları

PROF. DR. TANEL DEMİREL

Maliyet Muhasebesi I (147) A11-A Pazartesi İşletme İktisat Uluslararası İlişkiler

ÖZGEÇMİŞ Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası nın Kurduğu Hükümet Rejimi (1998)

Transkript:

HEDEFLER İÇİNDEKİLER TÜRKİYE DE SOSYOLOJİ Batı'da Sosyolojinin Doğuşu ve 19. Yüzyılda Osmanlı Devletinin Durumu Sosyolojinin Türkiye'ye Girişi Cumhuriyet'in İlk Yıllarından Günümüze Türk Sosyolojisinin Kısa Tarihi Türk Sosyoloji Tarihinden Yer Alan Bazı Sosyologlar SOSYOLOJİYE GİRİŞ Prof. Dr. H.BAYRAM KAÇMAZOĞLU Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Sosyolojinin doğuşu ve osmanlının 19. yüzyılda içinde bulunduğu durum hakkında fikir edinecek Sosyolojinin Türkiye'ye hangi koşullarda ve niye aktarıldığı konusunda bilgi sahibi olacak Cumhuriyet'in ilk yıllarından günümüze kadar türk sosyolojisinin geçmişi hakkında kısaca bilgi sahibi olacak Öne çıkan bazı sosyologların görüşlerini kısaca öğreneceksiniz. ÜNİTE 14

GİRİŞ Sosyoloji 19. yüzyılda Batı da ortaya çıkmış ve kısa bir süre sonra da Türkiye ye aktarılmıştır. Sosyoloji Türkiye ye yeni bir bilim dalı olarak girdikten sonra o tarihlerde Avrupa da ortaya çıkan tüm sosyoloji ekolleri de ülkemizde temsil edilmiştir. Belli bir görevle Türkiye ye giren sosyoloji, ilerleyen yıllarda pek çok ekol ve isim tarafından sahiplenilmiştir. II. Meşrutiyet döneminde Türkiye nin kurtuluşu ve Batıyı tanıtmak amacıyla Türkiye ye aktarılan sosyolojinin Cumhuriyet in kuruluşu ile birlikte görevi de değişmiştir. Sosyolojinin ülkemize girişinden bugüne kadar geçen süre içerisinde Türkiye de bir sosyoloji tarihi oluşmuştur. Bu sosyoloji tarihinde farklı dönemlerde farklı konular öne çıkmış, siyasal durum değiştikçe ele alınan konular da ağırlıklı olarak değişmiştir. İlerleyen sayfalarda bu değişmeler ve araştırılan konular hakkında bilgi sahibi olacağız. Bu ünitede, sosyolojinin doğuşu, Türkiye ye girişi, Türkiye deki tarihi ve öne çıkan bazı sosyologlara yer verilecektir. BATI DA SOSYOLOJİNİN DOĞUŞU VE 19. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ NİN DURUMU Osmanlı Devleti 19. Yüzyılda toplumu kurtaracak çareler aramaktadır. Sosyoloji, 16. yüzyıldan itibaren Batı Avrupa da köklü toplumsal değişimlerin 19. Yüzyılda ulaştığı sonuçlara bağlı olarak ortaya çıkmış bir bilim dalıdır. Ortaçağ sonlarında Batı da meydana gelen bir dizi toplumsal değişme, keşifler, uluslararası ilişkiler ve bu ilişkilerin yarattığı sosyal dönüşümler 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ticaret ve ardından sanayi burjuvazisinin doğmasına neden olmuştur. Bu değişimler ve dönüşümler, Batı da 19. yüzyılda yeni sınıflar ortaya çıkarmıştır. Bu yeni yapılanma ile birlikte Batılı toplumlar 19. yüzyılda önemli toplumsal sorunlarla karşı karşıya gelmişlerdir. Geleneksel bilim dalları bu sorunlara çözüm bulamayınca, yeni bir bilim dalına, sosyolojiye ihtiyaç duyulmuştur. 19. yüzyılda dünya egemenliğini ele geçiren ve aynı zamanda kendi içerisinde de toplumsal değişmeye bağlı olarak, sorunlar yaşayan bir kıta Avrupa sı vardır. Sanayileşme yolundaki Avrupa ülkeleri artık tarihin akışını değiştirebileceklerine inanmaktadırlar. Dahası toplumlara diledikleri yönü verebileceklerini düşünmektedirler. Bu değişmeleri kontrollü gerçekleştirmek için bir bilime gereksinim vardır. Öyle bir bilim dalı oluşturulmalı ki o bilim dalı ile toplumun işleyiş ve değişim yasaları bulunabilsin ve topluma istenilen yön denetimli bir şekilde verilebilsin. Bu anlayışa göre, toplumlar da aynen fen bilimlerinde olduğu gibi var olan, ancak bilinemeyen toplumsal kurallara göre varlıklarını sürdürmektedirler. Yeni bilim dalı olan sosyoloji ile toplumların bu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

bilinmeyen yasaları keşfedilerek toplumların ani değişmeleri önlenebilecek, insanlık adına gelecek daha güvenle şekillendirilebilecektir. Batılı toplumlardan farklı olarak Osmanlı Devleti nde daha farklı sorunlar söz konusudur. Osmanlı Devleti nin siyasal ve ekonomik durumu, 19. yüzyılda Batılı devletler karşısında giderek gerilemiştir. Bu gerileyişe dur demek amacıyla harekete geçen yöneticiler, ilk defa III. Selim döneminde Nizamı Cedit hareketiyle sistemli bir Batıcılaşma çabasına girişirler. Ancak bu çabalar başarısızlıkla sonuçlanır. Tanzimat Fermanı ile birlikte sorun yeniden ciddi bir şekilde ele alınır. Tanzimat Fermanı nı 1856 tarihli Islahat Fermanı takip eder. 1860 lı yıllarda ise Batılı düşünceleri daha sistemli savunan, Batılı kavramları, değerleri, yaşam biçimini kısmen Türkiye ye aktarmak isteyen Yeni Osmanlılar Cemiyeti nin faaliyetleri gündeme gelir. Bu dernekle birlikte, anayasaya dayalı meşruti rejim isteyen bir hareket doğar. Yeni Osmanlıların öncülüğünde 1876 da I. Meşrutiyet ilan edilir ama bu kısa sürer. II. Abdülhamit bu grubu tasfiye eder. 1889 da bu sefer aynı taleplerle Jön Türk hareketi doğar ve bu hareketin inişli çıkışlı mücadelesi sonucu 1908 de II. Meşrutiyet ilan edilir. Meşruti bir rejime çekilmesine rağmen sorunlar giderek ağırlaşır. Osmanlı hızlı toprak kayıpları yaşar. Devlet çökme noktasına gelir. 1908 Devrimi ni yapan İttihat ve Terakki Cemiyeti nin önde gelen isimleri Batılı fikirlere aşinalıkları ve bağlantıları açısından Yeni Osmanlılardan çok daha ilerlediler. İttihat ve Terakki Cemiyeti liderlerinden Ahmet Rıza, Abdullah Cevdet ve Prens Sabahattin Batılı sosyologlar ve onların düşünceleriyle birebir ilişki kurarlar. Bu grup, Batılı düşünceleri Türkiye ye artarırken ortak özelliklere de sahip olduklarını gösterir. Pozitivist, Batıcı, ilerlemeci, evrimci ve biyolojik materyalist bir düşünce etrafında toplanmışlardır. SOSYOLOJİNİN TÜRKİYE YE GİRİŞİ Osmanlı Devleti 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı nın sonuçlarıyla birlikte çöküş sürecine girer. Çöküş, Balkan Savaşları yla ileri boyutlara ulaşır. Devlet yönetimine ortak olmak isteyen dönemin aydınları ve üst düzey bürokratları bu olumsuz sürecin önlenmesi ve toplumun bir şekilde toparlanması için harekete geçerler. Sosyal yasalarla toplumların geleceğine yön verilebileceği iddiasında olan sosyoloji, Osmanlı aydınlarının imdadına yetişir. Osmanlı yöneticileri ve aydınları bu anlayışla, devleti çökmekten kurtarmak, toplumsal değişmenin yasalarını ve Batıcılaşmanın yöntemini aktarmak adına sosyolojiyi Osmanlı Devleti ve toplumunu kurtaracak sihirli bir güç olarak algılayıp Türkiye ye aktarırlar. Dolayısıyla sosyolojinin Avrupa nın bazı ülkelerinde ortaya çıkma koşulları ile Osmanlı da hemen kabul görmesini sağlayan koşullar arasında büyük farklılıklar vardır. Sosyoloji Batı da pek çok toplumsal, ekonomik, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

kültürel, siyasal ve uluslararası nedene bağlı olarak doğmasına karşın Osmanlı da siyasal kaygılar nedeniyle gündeme gelmiş ve yerleşmiştir. Sosyolojinin Türkiye ye girişinin temel nedeni; sosyal sorunlara çözüm bulmak, kimlik çatışmalarını önlemek, ulusallığı öne çıkarmak, Batıcılaşmayı tanıtmaktır. Sosyolojiden beklenilen görev, sorunlara radikal çözümler bulmak değil, düzen içerisinde ilerleme ilkesine bağlı olarak mevcut sorunların çözümünde yol göstermektir. Türkiye de sosyoloji tarihinin önemli özelliklerinden birisi, siyasal eğilimlerin, sosyologların çalışmalarını da yakından etkilemiş olmasıdır. Türkiye de sosyolojinin ana eğilimleri ülkenin yürüttüğü politikalara ve bu politikarın belirlediği ortama sıkı sıkıya bağlıdır. Türk sosyolojisinde belirli tartışmaların başlaması, bitmesi, yeni ekollerin ortaya çıkması veya sona ermesi, başından beri Türkiye nin siyasal tarihini oluşturan bazı dönüm noktaları ile biçimlenmiştir. Sosyologlar, Osmanlı toplumunun Batı daki gibi alttan gelen toplumsal hareketlerle değil, üstten belirlenen siyasetle yönlendirildiğini bir kural olarak kabul etmektedirler. Toplumu yönlendirme konusunda halktan herhangi bir beklentisi olmayan sosyologların ulaşmak istedikleri toplumsal yapı, ancak siyaset aracılığıyla gerçekleşebilecektir. İşte Türk sosyologlarının halka rağmen halk adına oluşturmaya çalıştıkları ideal toplum a ulaşma projeleri, Osmanlı nın son döneminden günümüze kadar gücünü pozitivizmden almaktadır. Sosyolojinin Türkiye ye girişindeki öncü isimler arasında Abdullah Cevdet, Ahmet Rıza, Ahmet Şuayıp, Prens Sabahattin ve Ziya Gökalp bulunmaktadır. Sosyolojinin Türkiye ye girdiği dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidardadır. Tüm ekoller olmasa da belli başlı sosyoloji ekollerini ülkemize taşıyan isimler aynı zamanda İttihat ve Terakki nin liderliğini yapmış isimlerdir. Bu isimler arasında Ahmet Rıza yı, Abdullah Cevdet i, Prens Sabahattin i saymak mümkündür. Kısaca, toplumsal sorunları çözmek ve Batı yı tanımak adına II. Meşrutiyet döneminde 1908 den sonra pek çok sosyoloji ekolü ülkemize aktarılmıştır. Bu bağlamda, İttihat ve Terakki Cemiyeti nin önde gelen düşünürlerinden Abdullah Cevdet, Batılı sosyologlardan Gustave Le Bon ve Gabriel Tarde tarafından geliştirilen ve bireyi öne çıkaran Psiko-Sosyoloji Ekolü nü ülkemize taşımıştır. Herber Spencer etkisiyle evrimci ve Spencer ci biyoloji ekolünü temsil eden Ahmet Şuayıp, aynı zamanda ülkemizin ilk sosyoloji dergisi olan Ulumu İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası nı (1908-1911) arkadaşları ile birlikte çıkarmıştır. Ahmet Rıza, A. Comte un sosyoloji görüşlerinin ve dolayısıyla pozitivist anlayışın önde gelen temsilcisi olmuştur. Dönemin tüm sosyologları gibi pozitivizmi savunan Ahmet Rıza, düzen içerisinde ilerleme den yanadır. O, Halk adına halka yön verme, merkeziyetçilik ve otoriter devlet anlayışının önemli isimlerinden olduğu gibi, İttihat ve Terakki nin de liderlerinden biridir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Tartışma Osmanlı Devleti ve Sosyolojinin Türkiye ye Gelişi Diğer yandan Mustafa Suphi ve arkadaşları Marksist sosyolojiye yakınlık gösterip bu doğrultuda yazılmış bir sosyolojiye giriş kitabını Türkçe ye kazandırmışlardır. Sosyolojide bu isimlerden çok daha fazla etkili olan Prens Sahabattin ise F. Le Play tarafından kurulan Science Sociale Ekolü nü ülkemize taşımıştır. Yine tüm zamanların en etkili ismi Ziya Gökalp, A. Comte ve E. Durkheim tarafından geliştirilen Sosyolojizm ekolünün görüşlerinden hareket ederek sosyoloji yapmıştır. Sizce sosyoloji Türkiye'ye gelmeseydi topluma yön vermek konusunda hangi bilim dalından yararlanılabilirdi? Bir fikriniz var mı? II. Meşrutiyet döneminde sosyolojinin temel görevi ne olmuştur? CUMHURİYET'İN İLK YILLARINDAN GÜNÜMÜZE TÜRK SOSYOLOJİSİNİN KISA TARİHİ Cumhuriyet in ilanı ile birlikte siyasal sorunlar çözüme kavuşturulmuş ve sosyolojinin görevi de değişmiştir. Toplamsal çöküşe çözüm arayan sosyoloji çözümü Cumhuriyet in ilanı ile bulmuş ve yeni görevlere talip olmuştur: Cumhuriyet bireyine yurttaşlık bilgisi aktarmak. Sosyolojinin temel görevi Cumhuriyet in ilanı ile birlikte yurttaşlık bilgisi aktarmak olmuştur. Bu bağlamda sosyoloji, 1924 yılında lise ve öğretmen okulları programına girmiştir. Liselerde yer alan sosyoloji derslerinde Ziya Gökalp in E. Durkheim den aktardığı sosyoloji anlayışı egemen olmuş ve buna bağlı olarak millet, toplumsal değişime, çağdaşlaşma gibi konulara ağırlık verilmiştir. 1920 lerde ve 1930 larda üniversitede ders veren sosyologları da kısaca tanıyacak olursak, bunlar arasından ilk söz edilmesi gereken isim Necmettin Sadak tır. Prof. Necmettin Sadak, Ziya Gökalp in İstanbul Üniversitesi ndeki ilk yardımcısıdır. Gökalp in Malta ya sürgüne gönderildiği 1919 da sosyoloji derslerini Necmettin Sadak üstlenmiş ve bu görevini 1927 de milletvekili olana kadar sürdürmüştür. Sadak, 1927 de Max Bonafous ile birlikte İçtimaiyat (Sosyoloji) adlı bir de kitap yayınlamıştır. Necmettin Sadak tan sonra sosyoloji derslerini bir sure Mehmet İzzet yürütmüştür. Mehmet İzzet ten sonra sosyoloji dersleri 1929 dan 1933 e kadar İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu tarafından verilmiştir. 1920 li ve 1930 lu yıllarda sosyologlar üzerinde güçlü bir E. Durkheim Sosyolojizm etkisi vardır. Bu etki, İttihatçı yönetimlerin fikirleri ve Ziya Gökalp in sosyoloji anlayışıyla yerleşmiş, güçlenmiş, eğitim kurumlarıyla kökleşmiştir. Sosyolojizm dışındaki ekoller ile Amerikan ve Alman sosyoloji Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

anlayışlarının yansımaları bu dönemin ilk yıllarında çok zayıftır. Öyle ki varlıkları ile yoklukları bile belli değildir. Sosyolojizm dışında kalan başka ekollere bağlı sosyologlar da Durkheim-Gökalp çizgisinden tamamen kopmamışlardır. Sosyolojizm dışındaki ekolleri ve çeşitli ülkelerin sosyoloji anlayışlarını temsil eden isimler hem Durkheim Gökalp hem de bu etkileri taşıyan eklektik sosyologlardan oluşmaktadır. 1920-1940 döneminde Sosyolojizm ekolünden sonra kendisini açık açık ortaya koyan ikinci etkili ekol ise yine Science Sociale ve onun temsilcileridir. Alman sosyoloji anlayışı 1933 ten sonra ve özellikle G. Kessler aracılığı ile Amerikan sosyolojisi ise 1939 dan sonra Ankara ekolü ile belirgin bir etki alanına kavuşmuştur. 1933 te üniversite reformu yapılmış ve bir süre sosyoloji dersleri üniversite programlarında yer almamıştır. Üniversite reformu tamamlandıktan sonra sosyoloji eğitimi yeniden düzenlenmişdir. Yurt dışında olan Hilmi Ziya Ülken, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu doktora eğitimlerini tamamlayıp ülkeye dönmüşler ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, sonra da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi nde sosyoloji derslerini yürütmeye başlamışlardır. 1939-1940 eğitim-öğretim yılında İstanbul Üniversite sinden başka Ankara Üniversitesi nde de bir sosyoloji kürsüsü kurulur. Bu kürsünün kurucuları, Amerika dan doktoralarını tamamlayıp ülkemize dönen Dr. Behice Boran ve Dr. Niyazi Berkes dir. Böylece ülkemizde iki ayrı sosyoloji kürsüsü oluşmuştur. 1940 lı yıllarda Ankara da Behice Boran, Niyazi Berkes, Mediha Berkes den oluşan Ankara ekolü ile Hilmi Ziya Ülken, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Nurettin Şazi Kösemihal, Hasan Tanrıkut ve daha sonra Cahit Tanyol dan oluşan İstanbul ekolü şeklinde iki farklı sosyoloji anlayışı da böylece şekillenmiştir. Ankara ekolü sosyologları 1940 lı yıllarda köy sosyolojisi alan araştırmalarına ağırlık vermişlerdir. 1940 larda Ankara ekolü ile birlikte köy sosyolojisi önem kazanmış, özellikle Ankara ve Manisa köylerinde yapılan alan araştırmaları ile köylünün sosyal değişime eğilimlerini etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. Ekolün çalıştığı konular arasında; sosyal değişme, ekonomik yapı, üretim, kent, sanayileşme, gençlik, aile, kadın, ırkçılık gibi konular bulunmaktadır. Ankara ekolüne göre tüm değişme çabalarının amacı, Batı uygarlığına katılmak olmalıdır. Aksi takdirde Tanzimat düşünürlerinin istedikleri ve yaptıkları gibi salt taklitçi bir Batıcılık bize yarar sağlamaz. Türkiye bağımsızlığını koruyarak Batı nın yanında, diğer Batı ülkeleri kadar güçlü ve Batı daki özelliklere sahip bir toplum olmalıdır. İstanbul ekolü ise 1940 lı yıllarda Fransız kaynaklı ve felsefi ağırlıklı sosyoloji anlayışına getirdiği bir-iki yenilik dışında geleneksel sosyoloji anlayışını devam ettirmiştir. Ekol başlangıçta alan çalışmalarına fazla ilgi duymaz. Ancak ilerleyen yıllarda bu durumun değiştiği görülmektedir. İstanbul ekolü, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

herşeyden önce Ziya Gökalp den etkiler taşımaktadır. Bir geleneği sahip olan ekol, özellikle Fransız ve Alman sosyolojisini izlemektedir. Aslında Hilmi Ziya Ülken, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu ve Nurettin Şazi Kösemihal ayrı ayrı sosyoloji anlayışlarına sahiptirler. Hilmi Ziya Ülken, eklektik eğilimler taşır. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu da eklektiktir. Fransız sosyolojisi yanı sıra Alman sosyolojisinden de etkilenmiştir. Fındıkoğlu,ülkemizde sosyal siyaset anlayışının önde gelen temsilcisidir. Nurettin Şazi Kösemihal ise F. Le Play tarafından geliştirilen Science Sociale ekolünün üniversitedeki temsilcisi konumundadır. Tüm bunlara rağmen üç sosyolog da kara Avrupası sosyolojisinden beslenirler. Ziya Gökalp in ortaya attığı sorunları tartışmaya devam ederler. Ankara daki Sosyoloji Bölümü nün öğretim üyeleri 1948 de üniversiteden uzaklaştırılmış ve dersler bir süre diğer fakültelerden veya yurt dışından gelen hocalar tarafından yürütülmüştür. İstanbul Üniversitesi ndeki Sosyoloji Bölümü ise 1950 li yıllarda görevini sürdürmüş, daha önceki kadroya Turhan Yörükhan ve Ayda Yörükhan da katılmışlardır. 1950-1960 döneminde sosyoloji 1940 lardaki canlılığını kaybeder. Bunun nedeni dönemin siyasal koşullarıdır. 1940 lı yıllarda Ankara ve İstanbul Üniversitelerinde bulunan sosyoloji kürsülerinden Ankara daki kürsünün kapatılması ve kürsü üyelerinin üniversiteden uzaklaştırılması sosyolojiyi etkilemiştir. 1950 li yıllarda Ankara Üniversitesi DTCF ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi dışında sosyolojiye önemli katkılar sağlayan sosyologlar da bulunmaktadır. Bunlar arasında özellikle İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi nde Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Cavit Orhan Tütengil ve Amiran Kurtkan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi nde İbrahim Yasa çalışmaktadır. 1950 yıllarda sosyolojide öne çıkan yeni isimlerden de söz etmek mümkündür. Bunlar arasında Mümtaz Turhan önemli bir yere sahiptir. Turhan nın Kültür Değişmeleri ve Garplılaşmanın Neresindeyiz? başlıklı çalışmaları döneme damgasını vuran araştırmalardır. Turhan bu araştırmalarında kültür değişmeleri hakkında bilgi verir. Kültürün nasıl değiştiğini, hangi koşullarda kültürel değişmenin yararlı, hangi koşullarda çatışmalı olduğunu belirtir. Yine Batıcılaşmanın başarılı olabilmesi için Batı bilim zihniyetine sahip bilim insanları yetiştirilmesi gerektiğini, onun için Batı nın bilim zihniyetini almanın zorunlu olduğunu belirtir. 1950 li yılların temel çalışma alanı da 1940 larda olduğu gibi köy sosyoloji araştırmalarıdır. 1950-1960 dönemindeki sosyologların çoğunluğu mutlaka köy araştırması yapmış, köyle ilgili teorik ve pratik sonuçlara dayalı makaleler yayınlamışlardır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

1960 lı yıllara gelindiğinde, üniversitelerde yeni sosyoloji bölümlerinin kurulduğu daha önce var olan sosyoloji bölümlerine yeni öğretim elemanlarının katıldığı görülür. Türkiye de ilk bağımsız sosyoloji bölümü 1961 yılında İstanbul Üniversitesi nde açılmıştır. Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ise 1964 te bağımsız bir bölüm olarak kurulmuştur. ODTÜ Sosyal Bilimler Bölümü 1965 te kurulmuştur. Bu yıllarda Mübeccel Belik Kıray ve Şerif Mardin sosyologlar arasında öne çıkmıştır. 1960-1980 döneminde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi nde Nurettin Şazi Kösemihal, Cahit Tanyol, Muzaffer Sencer, Oya Sencer, Fügen Berkay, Ümit Meriç, Baykan Sezer, Korkut Tuna ve Mahmut Arslan; İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi nde Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Cavit Orhan Tütengil, Amiran Kurtkan, Mehmet Eröz, Mustafa Erkal, Enis Öksüz Ankara ve Hacettepe üniversitelerinde Tahir Çağatay, Nihat Nirun, Birsen Gökçe, Şevki Güler, Özer Ozankaya, Mahmut Tezcan görev yapmışlardır. O yıllarda Atatürk Üniversitesi nde sosyoloji bölümü olmamasına karşın Orhan Türkdoğan, Eyüp Kemerlioğlu ve Sabahattin Güllülü bulunmaktadır. 1960 öncesinde de var olan Yapısal-Fonksiyonalist sosyoloji anlayışı, 1960-1980 dönemine egemen olmuştur. Bu sosyoloji anlayışına mensup sosyologlar araştırmalarında; kırsal ve kentsel yapı, azgelişmişlik, bağımlı sosyoekonomik yapı, sanayileşmede yaşanan sorunlar, liberal ekonomik yapı ve prekapitalist ekonomi, kentleşme ve sorunları, gecekondulaşma ve sorunları, köy, azgelişmişlik olgusu, sınıfsal yapılar ve benzeri konulara ağırlık vermişlerdir. 1980 de Türkiye nin siyasal ve toplumsal yapısına askeri müdahale yapılmıştır. 12 Eylül darbesiyle yüzbinler siyasal eğilimleri nedeniyle tutuklanmış, bazı siyasal eğilimlerin faaliyetleri yasaklanmışdır. Diğer yandan bazı siyasal eğilimlerin önü ise tek yanlı olarak açılmıştır. Bu bağlamda, darbe ile iktidara gelen askeri yönetim ve onun ardından gelen sivil yönetim, yasaklarla şekillendirilen toplumsal düzende neo-liberal ekonomik politikaları uygulamaya sokmuşlardır. Ekonomik yapıda önemli değişmeler gerçekleştirilmiştir. Türkiye ulusalcı ve korumacı bir ekonomik yapıdan liberal bir ekonomik yapıya geçirilerek uluslararası sermaye ile uyumunu sağlanmak adına özelleştirme politikaları ile devletin denetiminde olan Kamu İktisadi Teşebbüsleri elden çıkarılmıştır. Diğer yandan dönemin liberal ve işbitirici belediyecilik anlayışı kentlerin dokusunu bozmuştur. Böyle bir sosyal ve siyasal yapı içerisinde sosyologların ilgi alanları da kısmen kendiliğinden, kısmen de zorunlu olarak değişmiştir. Bu değişmede siyasal ortam ve sosyologların çalışma özgürlüklerinin kısıtlanması önemli bir rol oynamıştır. Askeri yönetimin sona ermesi ve sınırlı demokratik bir düzene geçilmesinden sonra liberalleşme, sivilleşme, bireyselleşme talepleri hızla artamıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

1980 den sonra Türkiye de sosyoloji Bölümlerinin sayısı artmaya başlamıştır. 12 Eylül 1980 den sonra Türkiye de üniversitelerin yapısı değiştirilmiş, YÖK kurularak üniversiteler YÖK e bağlanmıştır. Daha önce kurulan ama faal bir eğitim programı uygulamayan pek çok üniversite 1980 den sonra bulundukları illerde eğitime başlamışlardır. Bu üniversitelerde sosyoloji bölümleri de kurulmuştur. 1980 den sonra sosyoloji bölümü kuran üniversiteler arasında Fırat Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi sayılabilir. Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ise 1979 da kurulmuştur. 1990 lardan sonra kurulan üniversitelerde de sosyoloji bölümleri açılmaya devam etmiştir. 12 Eylül 1980 sonrası sosyolojinin çalışma konuları yeniden değişmiş, hem askeri darbenin etkisi hem de ortaya çıkan liberal sosyal koşullar sosyologların ilgilerini farklı alanlara çevirmesine neden olmuştur. Bu bağlamda 1980 den sonra kadın, aile, feminizm, cinsiyet rol tutumları, kimlik, medya, çevre sorunları, göç, iletişim, suç, gündelik yaşam, yaşlılık, intihar, çalışan çocuklar, sokak çocukları, yoksulluk ve benzeri konular öne çıkmaya başlamıştır. Türk sosyolojisinin 1980 den sonra ortaya çıkan bir başka özelliği de önceki tarihine göre daha fazla dışa bağımlı hale gelmiş olmasıdır. 1990 lardan itibaren, özellikle SSCB nin çökmesinin ardından, postmodern tartışmalar, küreselleşme, tek kutuplu dünya, Avrupa Birliği tartışmaları sosyoloji alanında etkili olmuştur. Bu bağlamda da çok kültürlülük, etnisite, çok hukukluluk, laiklik, örtünme, din ve kamusal alan, İslami kimlikler, melezleşme, mozaik yapılar, yerellik, tüketim, boş zamanlar, azınlıklar, Batı dışı modernlik, ara formlar ve benzeri konular sosyolojide öne çıkmıştır. 1990 larda sosyolojinin temel tartışma konularından biri de sosyal bilimlerin tıkanıklığı ve yöntem tartışmaları olmuştur. 1980 den sonra Türkiye de sosyoloji öncesine göre daha fazla dışa bağımlı hale gelmiştir. 1980 den sonra sosyoloji bölümlerinin sayılarının artışında, yeni üniversitelerin açılması ve konu çeşitlenmesinin önemli rolü vardır. Bu artış 1990 lardan itibaren kurulan vakıf üniversiteleri ile devam etmiştir. Diğer yandan yine aynı dönemlerde sosyologların çalışma alanları da genişlemiştir. Sosyologların iş olanaklarını artıran bir başka faktör, özel araştırma şirketlerinin kurulması ve piyasaya çeşitli parti ve şirketlerin isteklerine dönük alan araştırmaları yapmalarıdır. Yine Avrupa ve Amerika dan ısmarlanan güdümlü projelere Türkiye den ham bilgi aktarma talebi de sosyologların çeşitli uluslararası projelerde yer almalarını yani iş bulmalarını sağlamıştır. Bu dönemde 1980 öncesinin topluma ve toplumun geleceğine ait görüşleri, talepleri tamamen değişmiştir. Öyle ki 1980 öncesinin toplum mühendisliği, kendini geleceğe, insanlığa, bir ideolojiye adama, daha iyi bir toplumsal gelecek kurma, talep etme anlayışının yerini, 1980 sonrasında bireycilik, hazcılık ve tekilcilik almıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

1980 sonrası sosyologlar arasında öne çıkan isimler arasında Emre Kongar, Şerif Mardin, Doğan Ergun, Baykan Sezer, Kadir Cangızbay, Nilgün Çelebi, Nilüfer Göle, Birsen Gökçe, Önal Sayın, Ülgen Oskay, Ümit Meriç ve Korkut Tuna dan söz etmek mümkündür. Bu sosyologların sosyolojik görüşleri ile yukarıda bahsettiğimiz düşünsel dönüşüm arasında doğrudan bağ kurmak doğru olmaz. Özellikle Doğan Ergun ve Baykan Sezer in yukarıda konjonktüre göre oluşan sosyoloji anlayışlarına yakın durmadıklarını, eleştirel yaklaştıklarını belirtmek gerekir. TÜRK SOSYOLOJİ TARİHİNDE ÖNE ÇIKAN BAZI SOSYOLOGLAR ÜZERİNE KISA NOTLAR Türk Sosyoloji Tarihinde öne çıkan bazı isimler hakkında kısa bilgiler vermek yararlı olacaktır. Bu bağlamda pek çok isimden söz edilse de konuyu örneklendirmek açısından birkaç isme yer vermek yeterli olacaktır. Bu isimler; Ziya Gökalp, Prens Sabahattin, Mehmet İzzet, Hilmi Ziya Ülken, Niyazi Berkes, Mübeccel Belik Kıray, Şerif Mardin ve Baykan Sezer dir. Ziya Gökalp 1876 yılında Diyarbakır da doğan Ziya Gökalp, Türk sosyolojisinin kurucu ismidir. A. Comte ve E. Durkheim in geliştirdikleri Sosyolojizm ekolünün Türkiye deki temsilcisidir. Comte-Durkheim görüşlerini temel alarak Osmanlı toplumunun sorunlarını çözmeye, bu çabaları sırasında milli bir sosyoloji oluşturmaya çalışmıştır. Ziya Gökalp, evrimci ve determinist bir sosyoloji anlayışına sahiptir. Türk toplumunun Doğu uygarlığından Batı uygarlığına, imparatorluktan ulus devlete geçmesi yönünde çaba harcamıştır. Bu bağlamda, gerek II. Meşrutiyet gerekse Cumhuriyet döneminin önde gelen ideologu olmuştur. Gökalp, Batı tipi, ulusal ve çağdaş bir milli devlet ve toplum oluşturmak için çaba harcamıştır. Ziya Gökalp sosyolojiyi Türkiye de kurumsallaştıran isimdir. O, sosyoloji aracılığı ile milliyetçiliği, batıcılığı ve İslamcılığı uzlaştırmaya çalışmıştır. Gökalp, Türklerin toplumsal sorunlarını çözmek ve ayakta kalabilmek adına Doğu uygarlığından Batı uygarlığına geçmesi gerektiğini savunur. Bu görüşlerini temellendirirken uygarlığın uluslararası ve herkesin malı olduğunu, kültürün ise ulusal, yerel özellikler taşıdığını, subjektif olduğunu belirtir. Ziya Gökalp, yaşadığı dönem ve sonrasının Türkiye de en fazla tanınan, görüşleri ile etkili olan düşünür, ideolog ve sosyologtur. Döneminde ve sonrasında ele aldığı konularla hep gündemde kalmayı başarmıştır. Gökalp ın incelediği konular arasında, ulusallaşma, Batıcılık, halkçılık, demokrasi, laiklik, hilafet, Kürt sorunu, siyasal ve ekonomik bağımsızlık, dil, edebiyat, sanat gibi konular bulunmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Şekil 1.1. Türk Sosyolojisinin kurucusu Ziya Gökalp (1876-1924) Ziya Gökalp, Türk Sosyoloji Tarihi nde bazı ilkleri gerçekleştiren isimdir. 1910-1911 yılında Selanik te sosyoloji dersleri veren Gökalp, 1914 te sosyoloji kürsüsünün açılmasını sağlamıştır. Gökalp 1915 te ilk sosyoloji araştırma enstitüsünü kurmuş, 1917 de üniversitenin yayınladığı ilk sosyoloji dergisi olan İçtimaiyat Mecmuası nı (6 sayı) çıkarmış, genç bilim insanlarının yetişmesinde aktif olmuş ve üniversitenin kurumsallaşması yönünde çaba harcamıştır. Başlıca eserleri arasında; Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Türkçülüğün Esasları, Kızıl Elma, Türk Medeniyet Tarihi ve Makaleler (9 Cilt) yer almaktadır. Prens Sabahattin 1879 yılında İstanbul da doğan Prens Sabahattin, F. Le Play tarafından geliştirilen Science Sociale ekolünün Türkiye temsilcisidir. Prens Sabahattin Türk sosyoloji tarihinin Ziya Gökalp ten sonra akla gelen ikinci önemli ismidir. Türkiye nin toplumsal sorunlarını çözmesi adına Doğu toplum yapısından Batı toplum yapısına, kamucu yapıdan bireyci yapıya geçmesi gerektiğini öne sürmüştür. Buna göre Türkiye bir Doğu toplumudur. Eğitimde, ekonomide, yönetimde merkeziyetçi bir anlayışa sahiptir. Bu anlayışı terk etmesi ve eğitimde, ekonomide, yönetimde bireyci yapıya geçmesi gerekmektedir. Prens Sabahattin, Türkiye de güçlü bir ekol oluşturmuş ve bu ekol aracılığı ile özellikle alan araştırmalarının geliştirilmesi yönünde çaba harcamıştır. Bu amaçla çevresinde topladığı isimlerle birlikte Türk Sosyoloji Tarihi nin önemli dergilerinden Mesleki İçtimai Mecmuası nı çıkarmıştır (1919). Bu dergi fazla uzun ömürlü olmamış, ekol de başarılı çalışmalar yapamamıştır. Ancak ilerleyen yıllarda ekol mensupları ve özellikle Mehmet Ali Şevki Sevündük Science Sociale ekolü çerçevesinde alan araştırmalarına yönelmiş ve köy sosyolojisi çalışmaları yapmıştır. Başlıca eseri; Türkiye Nasıl Kurtarılabilir? dir. Mehmet İzzet 1891 de İstanbul da doğan Mehmet İzzet, Galatasaray Lisesi ni bitirmiş ve ardından Fransa da felsefe eğitimi almıştır. 1918 de İstanbul Üniversitesi nde hoca olmuş, ahlak ve sosyoloji derslerini yürütmüştür. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Mehmet İzzet sosyolojiye idealist Alman felsefe etkisini taşıyan, bilimde eleştirinin esas alınması gerektiğini göstermeye çalışan bir anlayış yerleştirmek istemiştir. O, döneminde ve öncesinde geliştirilen ve milliyetçiliği açıklamaya çalışan görüşlere getirdiği eleştirileri ile tanınan bir sosyologtur. Evrensel ve felsefi yanı ağır basan bir milliyetçilik anlayışı oluşturma çabasında olmuştur. Başlıca eseri; Milliyet Nazariyeleri ve Milli Hayat tır. Hilmi Ziya Ülken 1901 yılında İstanbul da doğan Hilmi Ziya Ülken, sosyoloji alanında en çok kitap yayınlayan isimdir. Ülken, eklektik bir sosyologtur. Her dönem görüşleri değişmekle birlikte, sosyolojinin gelişmesinde, kurumsallaşmasında, kaynak ihtiyacının karşılanmasında büyük katkıları olmuştur. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü nü Ziya Gökalp ten sonra ikinci kez kuran ve Sosyoloji Dergisi ni ikinci kez yayınlayan Ülken dir. O, yazdığı çalışmalarla sosyoloji ve felsefe bilim dallarının başvuru kitaplarını oluşturan, üniversite dışında çıkardığı dergilerle Türk düşün yaşamına katkı sunan çok önemli bir isimdir. Hilmi Ziya Ülken yaşamı boyunca birçok ekolün etkisi altında kalarak bilim üretmiştir. Ülken, ekolden ekole, görüşten görüşe koşmuş, uçlarda dolaşmıştır. Zaman zaman bu uçları uzlaştırmayı deneyen Ülken, zaman zaman da bu uçların, farklı görüşlerin asla sentezlenemeyeceğini belirtmiştir. Ne kadar felsefe, düşünce, ideoloji, hatta sosyoloji yaklaşımı varsa Ülken oraya en azından bir kez uğramış, o anlayışı veya ekolü kendi çabalarıyla öğrenmeye çalışmış, savunmuş ve daha sonra oradan ayrılmıştır. Ülken sosyolojide çok nedenli açıklamalara yatkındır. Ahlak, sanat ve bilim onun için toplumun gereksinim duyduğu temel faktörler arasında yer alır. Ona göre yalnız dine, yalnız iktisada, yalnız coğrafyaya, yalnız psikolojiye önem verilmesi doğru değildir. Toplum; ailevi, mesleki, siyasi gruplardan oluşur. İnsanla dünya arasındaki karşılıklı ilişkileri ve bağları bize gösteren bilim dalı sosyolojidir. Bilimin objektif ve tarafsız olması gerektiğini belirten Ülken, doğa bilimlerdeki gelişmelerin sosyolojiyi de yakından etkilediği görüşündedir. Başlıca eserleri arasında; Aşk Ahlakı, İnsani Vatanperverlik, Yirminci Asır Filozofları, Türk Tefekkür Tarihi, Şeytan la Konuşmalar, Veraset ve Cemiyet, Tarihi Maddeciliğe Reddiye, Sosyolojinin Problemleri, Dünya da ve Türkiye de Sosyoloji Öğretimi ve Araştırmaları, Ziya Gökalp, Türkiye de Çağdaş Düşünce Tarihi, Anadolu Kültürü ve Türk Kimliği Üzerine yer almaktadır. Niyazi Berkes 1908 yılında Kıbrıs ta doğan Niyazi Berkes, doktora eğitimini ABD de tamamlamış ve 1939 da Türkiye ye dönmüştür. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi nde ikinci bir sosyoloji kürsüsünün kurulmasına katkı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

sağlayan Berkes, Ankara ekolüne mensup bir sosyologtur. Niyazi Berkes mesleğinin ilk yıllarında alan araştırmalarına ağırlık vermiş, daha sonra tarihsel sosyoloji çalışmaları ile Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin çağdaşlaşma sürecini merkeze alan çalışmalar yapmıştır. Osmanlı döneminde gerçekleştirilen değişmeleri Batıcılaştırma olarak ele alan Berkes, Mustafa Kemal Atatürk tarafından yapılan devrimsel dönüşümleri çağdaşlaşma olarak değerlendiren bir sosyologtur. Berkes in sosyoloji anlayışında sekülerizmin çok ayrı bir yeri vardır. O, Toplumun değişmesi, gelişmesi ve çağdaşlaşması için din ve devlet ilişkilerinin ayrılmasının ötesinde, dinin tüm toplumsal kurumlardan ayrılması ve laik yaşamın özel hayatın tüm alanlarında içselleştirilmesi gerektiğini belirtir. Kemalizmi merkeze alan Berkes, yaptığı çalışmalar, ürettiği görüşler ile geniş bir kesime kaynaklık ve düşün önderliği yapmıştır. Berkes, Kemalist reformların, devletçiliğin, Cumhuriyet in devrimci değişimlerinin olumlu bir yorumcusu olmuştur. Cumhuriyet döneminde yaşanan pek çok sorunun kaynağı olarak Osmanlıyı gören Berkes, yorumlarında Cumhuriyet dönemi ile Osmanlı toplumu arasında doğrudan bağlantılar da kurmuştur. Başlıca eserleri arasında; Bazı Ankara Köyleri Üzerine Bir Araştırma, Türkiye de Çağdaşlaşma, Türk Düşününde Batı Sorunu, Türkiye İktisat Tarihi, Atatürk ve Devrimler, Teokrasi ve Laiklik bulunmaktadır. Mübeccel Belik Kıray Türk sosyolojisinin temel konuları arasında milliyetçilik, Batıcılık, laiklik, az gelişmişlik, modernleşme gibi konular bulunmaktadır. 1923 yılında İzmir de doğan Mübeccel Belik Kıray, ünlü sosyolog ve siyasetçi Behice Boran ın öğrencisidir. Liseyi İzmir de okuyan Kıray, DTCF de sosyoloji okumuş ve Behice Boran yönetiminde Ankara da Tüketim Normları başlıklı çalışması ile doktora yapmıştır. Kıray ın Amerika da yaptığı ikinci doktorası, Dört Farklı Kültürde Tüketim Eğilimleri bağlığını taşımaktadır. 1961 yılında ODTÜ nde öğretim üyesi olan Kıray, Amerikan sosyoloji anlayışının ve 1960 ların ülkemizdeki en tanınmış sosyologudur. Mübecelle Belik Kıray, 1960 lı yıllarda birçok sosyoloji araştırması yapmıştır. Bunlar arasında Devlet Planlama Teşkilatının desteği ile Ereğli, Turizm Bakanlığının desteği ile Söke ve Safranbolu, Türk Sosyal Bilimler Derneğinin desteği ile İzmir araştırması bulunmaktadır. Mübeccel Belik Kıray, Türkiye de değişimin teorisyeni olarak tanınmıştır. Bu bağlamda geleneksel yapılardan sorunsuz bir şekilde modern yapıya geçilmesi gerektiği görüşünde olan modernleşmeci bir sosyologtur. Pozitivist-ampirist yaklaşımı benimseyen Kıray, toplumsal yapıyı işlevsel bir bütün olarak ele alır. Buna göre bir bütün olan toplumsal yapı, zamana bağlı olarak belirli yerlerde, belirli düzeylerde değişim yaşar. Bu değişmenin boyutları ve toplumun tekrar dengeyi nasıl kuracağı sorunsalı üzerinde duran Kıray, işlevselci yaklaşımdan aktardığı Tampon Mekanizmaları Kuramı ile bu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

dengeyi sağlayan, toplumsal işlevin bozulmadan sürmesini gerçekleştiren geçici ve ara mekanizmalardan oluşan denge üzerine odaklanır. Kıray tarihe ve tarihsel sosyolojiye ilgi duymamıştır. O, genellikle anket, gözlem, görüşme teknikleri üzerinden gerçekleştirdiği araştırmalarında elde ettiği verileri çözümleyip değerlendirirken işlevselci yaklaşımın teorilerini başarılı bir şekilde kullanarak bulgularını bu yaklaşımın teorileri ile bütünleştirmiştir. İşlevselci sosyoloji yaklaşımının Türkiye ye aktarılmasında, yerleştirilmesinde, tanınmasında ve yaygınlaştırılmasında büyük bir misyon üstenen Kıray, yetiştirdiği öğrencileri ile de Amerikan sosyolojisi anlayışının yaygınlaşmasında önemli bir yere sahip olmuştur. Başlıca eserleri arasında; Ereğli: Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası, Örgütlenmeyen Kent İzmir, Kentleşme Yazıları, Toplumsal Yapı Toplumsal Değişme bulunmaktadır. Şerif Mardin 1927 yılında İstanbul da doğan Şerif Mardin, sosyolojiye Amerikan sosyolojisinin etkisi altında girmiş, yapısal-işlevsel ve davranışçı sosyoloji yaklaşımını benimsemiştir. İlerleyen yıllarda bu yaklaşıma mesafeli duran Mardin, Amerikalı sosyolog Edward Shis in merkezi-çevre kuramına ve Weberci sosyoloji anlayışına yönelmiştir. Mardin in sosyoloji anlayışında Amerikan sosyolojisinden aktardığı merkezi-çevre kuramı etkili bir yere sahiptir. Daha sonra da Weberci anlayışla Türk düşün tarihi ve dinsel içerikli davranışların insan, grup, toplum üzerindeki etkileri üzerinde yoğunlaşmıştır. Tarihsel çalışmaları ile öne çıkan ve Türk Modernleşme sürecini araştırmalarının merkezine yerleştiren Mardin, Tanzimat dönemini ve sonrasını Türk modernleşmesi çerçevesinde incelemiştir. Mardin in yaptığı araştırmalar bugünkü Türkiye nin ekonomik yapısı ve toplumsal davranışlarının temelini oluşturan kültürel, dinsel ve zihinsel kodları ortaya çıkarmaya yöneliktir. Başlıca eserleri arasında; Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu, Din ve İdeoloji, İdeoloji, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri, Türkiye de Din ve Siyaset, Türk Modernleşmesi, Bediüzzaman Said Nursi Olayı: Modern Türkiye de Din ve Toplumsal Değişme bulunmaktadır. Baykan Sezer 1939 yılında doğan Baykan Sezer, sosyoloji çalışmalarına diğer sosyologlardan farklı bir anlayışla başlamıştır. Sosyolojiye başladığında nasıl bir sosyoloji yapacağı konusunda kafası oldukça nettir. Sezer in görüşlerinin daha lise yıllarında yoğun okumalarına bağlı olarak şekillendiği ve bu süreçte Kemal Tahir in de düşünsel açıdan önemli katkıları olduğu bilinmektedir. Lisans Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Bireysel Etkinlik Osmanlı Devleti ve Sosyolojinin Türkiye ye Gelişi öğrenciliği sırasında yazdığı bitirme tezi ile sosyoloji anlayışını ortaya koyan Sezer in bu eğilimi yaşamı boşunca değişmemiştir. Baykan Sezer, sosyoloji anlayışını oluştururken ve çalışmalarını yürütürken Batılı sosyoloji tezlerinin temsilciliğini ve sözcülüğünü yapmamış, baştan beri Doğu ve Batı toplumlarının farklılığına işaret etmiştir. Sezer, bu farklılığın tarihsel ve coğrafi yapıdan kaynaklandığını, geri-ileri evrim çizgisinin olmadığını ve birbirinden farklı gelişme gösteren toplumsal yapıların bulunduğunu belirtmiştir. Bu yüzden, Sezer göre, başka toplumlara benzemenin, Batılılaşmaya çalışmanın, aslında Batıcılaşmanın uluslararası yapıda bize kazandıracağı birşey yoktur. Sezer, Türkiye nin Batıcılaşmaya çalıştıkça hep geriye düştüğünü söylemiştir. Baykan Sezer, Batılı sosyologların toplum açıklamalarını yetersiz ve taraflı bulmuştur. Ona gore Batılı sosyologlar dünyayı değil, ancak Batılı toplumsal yapıları kendi çıkarları doğrultusunda, toplumlar arası çatışmalarda haklı ve üstün gören bir anlayışla sosyoloji yapmaktadırlar. Baykan Sezer toplumların hep aynı özellikler göstermediğini, farklı ve özgün özelliklere sahip başka toplumların da var olduğunu ileri sürmüştür. Ona gore, bazı toplumların bu özgünlükleri tarihsel yapılarından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, ezberci ve şablonlara dayalı yapay sosyolojiden uzak durmak, gerçekten sosyoloji yapmak için tarihe yönelmek ve tarihsel verileri bilmek gerekir. Türk toplumunun yerinin Doğu olduğunu belirten Sezer, sosyolojik görüşlerini Doğu-Batı Çatışma Teorisi yle ortaya koymuştur. Buna göre tarihsel, coğrafi faktörler bağlamında Doğu ve Batı toplumları birbirlerinden farklı özelliklere sahip olarak tarih sahnesinde yerlerini almışlardır. Tarih sahnesine farklı özellikleriyle çıkan bu toplumlar tarih boyunca birlikte var olmuşlar ve çatışmışlardır. Birbirini öteki olarak tanımlayan, bu bağlamda ideolojik mekanizmalarını da üreten Doğu ve Batı toplumları tarih boyunca birbirleri ile çatışarak birbirlerinin kimliklerini var etmişlerdir. O nedenle toplumları açıklamak için geliştirilen pek çok sosyolojik görüş ve teori yetersiz; Türk toplumunu açıklama konusunda eksik ve yanlıdır. Baykan Sezer in Türk sosyolojisine kazandırdığı teori hangisidir? Araştırınız. Baykan Sezer, Türk sosyolojisinde özgün bir yere sahiptir. Diğer sosyologların Batılı teorilere ve sosyologlara dayanma anlayışı Baykan Sezer de görülmez. Sezer bu tür anlayışların karşısındadır ve eleştirel olarak bakar. Türkiye nin ve Doğu toplumlarının sorunlarının, aktarma sosyoloji anlayışları ve teorileri ile çözülemeyeceği görüşündedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

Başlıca eserleri arasında; Sosyolojinin Ana Başlıkları, Türk Sosyolojisinin Ana Sorunları, Toplum Farklılaşmaları ve Din Olayı, Sosyolojide Yöntem Tartışmaları bulunmaktadır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

Özet Osmanlı Devleti ve Sosyolojinin Türkiye ye Gelişi Batılı toplumsal özelliklere sahip olmayan ve dolayısıyla Batılı toplumlarla benzer sorunları bulunmayan Türkiye'ye sosyoloji II. Meşrutuyet döneminde girmiştir. Sosyolojinin Türkiye'ye aktarılmasında iki temel amaç gözetilmiştir. Bunlardan birincisi; çözülmekte olan toplumu sosyal yasalar aracılığı ile çözülmekten kurtarmaya çalışmak; ikinci si ise Batıcılaşma doğrultusunda gerçekleştirilmesi düşünülen toplumsal değişme konusunda sosyolojiden yardım almak, sosyoloji aracılığı ile Batılı toplumların özelliklerini tanımak, bu özellikleri ülkemize bilimsel bir araç aracılığı ile aktarmaktır. Cumhuriyet'in kuruluşu ile birlikte sosyolojinin de misyonu değişmiştir. Artık sosyolojinin görevi, vatandaşa yurttaşlık bilgisi aktarmaktır. Cumhuriyet tarihi boyunca her on, on beş yılda bir değişen siyasal konjonktüre göre sosyolojinin ele aldığı konuların öncelik sıraları da değişmiştir. Buna göre bazı dönemler köy sosyolojisi, bazı dönemler kalkınma konusu, bazı dönemler küreseselleşme öne çıkmıştır. Türk sosyoloji tarihinde öne çıkan sosyologlar arasında ilk akla gelenler, tüm zamanlar göz önünde bulundurulduğunda Ziya Gökalp, Prens Sabahattin, Mehmet İzzet, Hilmi Ziya Ülken, Niyazi Berkes, Mümtaz Turhan, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Behice Boran, Mübeccel Belik Kıray, Şerif Mardin ve Baykan Sezer şeklinde sıralanabilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

Ödev Osmanlı Devleti ve Sosyolojinin Türkiye ye Gelişi Bir sosyolog seçin ve o sosyologun en az iki kitabını okuyun. Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan ödev bölümüne yükleyebilirsiniz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. DEĞERLENDİRME SORULARI 1. I. Prens Sabahattin II. Ziya Gökalp III. Ahmet Şuayıp IV. Ahmet Rıza V. Mehmet İzzet Yukarıda verilenler içerisinde, Türkiye de Sosyolojinin kurumsal açıdan yerleşmesini sağlayan isim veya isimler hangi seçenekle verilmiştir? a) Yalnız I b) II ve III c) Yalnız II d) I ve V e) IV ve V 2. Türkiye nin ilk sosyoloji dergisi aşağıdakilerden hangisidir? a) Yurt ve Dünya b) Sosyoloji Dünyası c) Felsefe Yıllığı d) Ulumu İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası e) Türk Yurdu 3. Türkiye de ilk sosyoloji kürsüsü hangi tarihte kurulmuştur. Doğru seçeneği işaretleyiniz? a) 1914 b) 1912 c) 1923 d) 1908 e) 1935 4. Cumhuriyet in ilk yıllarında sosyolojinin temel görevi ne olmuştur? a) İyi öğrenci yetiştirmek b) İyi hoca yetiştirmek c) Batılı sosyoloji bilgilerini Türkiye ye aktarmak d) Vatandaşa yurttaşlık bilgisi aktarmak e) Toplumsal incelemelerde bulunmak 5. I- Behice Boran Hilmi Ziya Ülken Fatma Başaran II- Nurettin Şazi Kösemihal Mediha Berkes Cahit Tanyol III- Hasan Tanrıkut, Ayda Yörükan Niyazi Berkes IV- Hilmi Ziya Ülken Turhan Yörükan Behice Boran V- Behice Boran Niyazi Berkes Meriha Berkes Yukarıda bilgilere göre Ankara ekolü sosyologlarını doğru gösteren seçenek hangisidir? a) Yalnız I b) I ve II c) I, II ve III d) I, II ve IV e) Yalnız V Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

6. 1940-1960 döneminde öne çıkan sosyoloji disiplini hangisidir? a) Köy sosyolojisi b) Kent sosyolojisi c) Endüstri sosyolojisi d) Çevre sosyolojisi e) Din sosyolojisi 7. Aşağıdakilerden hangisi Niyazi Berkes in eseri değildir? a) Türkiye de Çağdaşlaşma b) Türkiye de Çağdaş Düşünce Tarihi c) Türk Düşününde Batı Sorunu d) Atatürk ve Devrimler e) Bazı Ankara Köyleri Üzerine Bir Araştırma 8. Aşağıda yer alan teori sosyolog eşleştirmesinde doğru olan seçeğini işaretleyiniz. a) Tampon Kuram Şerif Mardin b) Merkez Çevre Kuramı Korkut Tuna c) Doğu Batı Çatışması Kuramı Baykan Sezer d) Saçaklama Kuramı Enis Öksüz e) Batı dışı modernlik kuramı Mehmet Ecevit 9. Sosyolog eser eşleşmesinde yanlış olan seçeneği işaretleyiniz. a) Mübeccel Belik Kıray Ereğli: Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası b) Baykan Sezer Sosyolojinin Ana Başlıkları c) Şerif Mardin Din ve İdeoloji d) Ziya Gökalp Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak e) Mehmet İzzet Türkiye nin Toplumsal Yapısı 10. Sosyal bilimlerde yöntem tartışmaları hangi dönemde etkili şekilde gündeme gelmiştir? a) 1920 lerde b) 1990 larda c) 1980 lerde d) 1950 lerde e) 1940 larda Cevap anahtarı: 1.C, 2.D, 3.A, 4.D, 5.E, 6.A, 7.B, 8.C, 9.E, 10.B Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK KAYNAKLAR Azman, A. (2006). Mübeccel Kıray da Toplumsal Değişme Anlayışı ve Kentin Mekansal Yerleşim Düzeni (Editörler: Ertan Eğribel ve Ufuk Özcan), Sosyoloji Yıllığı 15: Sosyoloji ve Coğrafya, İstanbul: Kızılelma Yayınları. Berkes, N. (1969). 100. Soruda Türkiye İktisat Tarihi, Cilt: I, İstanbul: Gerçek Yayınları. Berkes, N. (1978). Türkiye de Çağdaşlaşma, İstanbul: Doğu Batı Yayınları. Eğribel-Özcan, E.-U. (Editörler) (2009). Sosyoloji Yıllığı 18: Türkiye de Toplum Bilimlerinin Gelişimi I-II, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Eğribel-Özcan, E.-U. (Editörler) (2010). Sosyoloji Yıllığı 20: Türk Sosyologları ve Eserleri I-II, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Kaçmazoğlu, H. B. (2004). Baykan Sezer ve Türk Sosyolojisi, (Editörler: Ertan Eğribel ve Ufuk Özcan), Sosyoloji Yıllığı 11: Baykan Sezer e Armağan, İstanbul: Kızılelma Yayınları. Kaçmazoğlu, H. B. (2010). Türk Sosyoloji Tarihi Üzerine Araştırmalar, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Kaçmazoğlu, H. B. (2011). Türk Sosyoloji Tarihi II: II. Meşrutiyet ten Cumhuriyet e, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Kaçmazoğlu, H. B. (2011). Türk Sosyoloji Tarihi III: Yeni Türkiye de Sosyolojinin Düşünsel ve Kurumsal Temelleri, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Kaçmazoğlu, H. B. (2012) Demokrat Parti Dönemi Toplumsal Tartışmaları, İstanbul: Doğu Kitabevi. Kızılçelik, S. (2009). Batı Sosyolojisine Aşırı Bağımlı bir Sosyoloji Örneği: Ziya Gökalp, Prens Sabahattin, Sabri F. Ülgener, Mübeccel B. Kıray, Şerif Mardin, Emre Kongar ve Nilüfer Göle nin Sosyoloji Anlayışları Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme, (Editörler: Ertan Eğribel ve Ufuk Özcan), Sosyoloji Yıllığı 18: Türkiye de Toplum Bilimlerinin Gelişimi I, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Kurtulmuş, H. (2008). Mübeccel B. Kıray: 1923-2007), Türkiye de Sosyoloji II (Editör: M. Çağatay Özdemir), Ankara: Phoenix Yayınları. Özdemir, M. Ç. (2008). (Editör). Türkiye de Sosyoloji I-II, Ankara: Phoenix Yayınları. Sezer, B. (2011). Sosyolojinin Ana Başlıkları, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21