AB Kulisi Ağustos 2008 Editör den AB Kulisi nin bu ayki Editör den bölümü, AK Parti ye karşı açılan kapatma davasında Anayasa Mahkemesi nin verdiği karara ilişkin Avrupa Birliği nden gelen tepkileri değerlendiriyor Gündem Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler... Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları... 1
Editör den DĐREKTEN DÖNEN KARAR VE AB Anayasa Mahkemesi'nin, AK Parti'nin kapatılma davasına ilişkin verdiği karara, Avrupa Birliği'nin (AB) dört bir yanından çeşitli tepkiler geldi. Gelen tepkilerin hepsi temelde aynı mesajı içeriyor: Memnuniyet AK Parti'nin kapatılmaması kararı, politik yelpazedeki herkesi memnun etti. Çoğunluk oyu ile iktidara gelen bir partinin kapatılması örneğinin yaşanmadığı Avrupa'da, böyle bir davanın gerekçeleri hiçbir şekilde algılanamadı. Çünkü Avrupa'daki kökleşmiş siyaset geleneği, siyasi sorunların yargıda değil, politika çerçevesinde ve Parlamento'da çözülmesi gerektiğine işaret ediyor. Türkiye'de durumun farklı olduğunu iddia edenler ise, adeta ülkenin yeterince demokratik olmadığı ve olamayacağı itirafını yapıyorlar. Ancak ilginçtir ki, dava sürecinde, kapalı kapılar ardında davayı Türkiye'nin kendi iç meselesi olarak değerlendiren Hristiyan Demokrat çevreler, 'ne olursa olsun tam üyelik müzakerelerine devam edeceğiz' mesajını vermekten de geri kalmadılar. Hristiyan Demokratlar, bu tavrı Türkiye'nin AB sürecini desteklemekten ziyade, üyelikle sonuçlanmayacaklarını düşündükleri ve sadece diyalog aracı olarak gördükleri müzakereleri sürdürmek amacıyla takındılar. Davayı, demokrasinin temel prensiplerine aykırı olarak gören Avrupalı Sosyal Demokratlar ise, bu süreçte Ankara'da yaşanan gelişmelere karşı en fazla tepki gösteren taraf oldu. Peki, AK Parti kapatılsaydı tam üyelik müzakereleri kesilir miydi? Büyük bir ihtimalle AB, hukuki açıdan bu davanın Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi'nde sonuçlanmasını bekler, bu süre içinde ise zaten son dönemde iyice yavaşlayan müzakerelerin belini gayri resmi olarak iyice bükebilirdi. Bu da Türkiye-AB ilişkilerini bir on sene daha geriye atan bir gelişme olurdu. Đmaj Sorunu AB'den gelen ikinci mesaj, Türkiye'de acilen geniş çaplı bir diyaloğa ihtiyaç olduğudur. Son yıllarda peşpeşe yapılan AB reformları, Brüksel'e ülkenin hassas dengeler üzerinde oturduğunu unutturmuştu. Ancak toplumun ikiye bölünmüş görüntüsü son dönemde o kadar belirginleşti ki, Brüksel'den gelen mesajların da yönü yüz seksen derece döndü. Hatırlanacak olursa Avrupa Komisyonu 2004 yılının sonunda, Türkiye'de hızlanan reform sürecine ilişkin, 'ülkede sessiz devrim yaşanıyor' yorumunu yapmıştı. Ancak, yakın zamanda, Komisyon'un Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn'in, AK Parti'ye karşı açılan davaya ilişkin olarak 'gerekirse müzakereleri gözden geçiririz' değerlendirmesini yapması AB nin mesajlarındaki önemli değişimi gösterdi. AK Parti kapatılmadı ama bu konuda direkten dönülmesi bile Türkiye'nin değişen imajını alaşağı etti. Beklentiler Önümüzdeki dönemde Türkiye'den beklenen bir an önce 1982 Anayasası'nı, yeni bir demokratik Anayasa ile değiştirmesidir. AK Parti'den beklenen ise, böyle bir girişimde bulunurken, toplumun bütün kesimlerini bu tartışmaya katarak bir diyalog ortamı yaratmasıdır. Türkiye'de gelmiş geçmiş bütün hükümetler şu ana kadar ülkedeki siyasi ve ekonomik reformları kendi halkı için yaptıklarını söylediler. Ama ne yazık ki şu ana kadar ülkede yaşanan siyasi gelişmeler, bu reformların sadece AB sürecinin hatırına gerçekleştiği görüntüsünü vermekten öteye gidemedi. Öte yandan, son yıllarda AB çevrelerinin deyimiyle sosyal demokratlıktan çıkıp, 'milliyetçi' ve 'askerci' bir parti haline geldiği eleştirilerine maruz kalarak, Sosyalist Enternasyonel'den ihraç edilme noktasına gelen CHP'nin de kendine çeki düzen vermesi yeni dönemde büyük önem teşkil ediyor. Duygu Leloğlu BRÜKSEL 2
Gündem Fransa Türkiye Đle Đki Yeni Fasılda Müzakereleri Başlatacak Avrupa Birliği'nin (AB) yeni Dönem Başkanı Fransa'nın Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Aralık ayına kadar Türkiye ile 2 fasılda müzakare açma kararı aldıklarını söyledi. Avrupa Parlamentosu'nun Dış Đşleri Komisyonu'nda geçtiğimiz ay yaptığı konuşma ile Fransa nın Dönem Başkanlığı önceliklerine değinen Kouchner, Fransa nın, Türkiye ile 2 fasılda müzakereleri açma yolunda karar verdiğini ifade etti. Düzenlediği basın toplantısında, kendisine yöneltilen, 'Niye daha fazla müzakere başlığı açmıyorsunuz?' sorusuna ise, 'Benim görüşlerimi biliyorsunuz' şeklinde yanıt veren Kouchner, kendisinin daha fazla fasıl açmaktan yana olduğunu ima etti. AB'nin kendi iç sorunları olduğuna dikkat çeken Kouchner, AB üyesi ülkelerin ortak kararının da daha fazla fasıl açmak yönünde olduğunu belirtti. Fransa Dışişleri Bakanı'nın sözleri, AB'nin, Türkiye ile her altı ayda bir 2 müzakere başlığı açılması konusunda kendi içerisinde zımni bir anlaşma olduğunu ortaya koyar nitelikte. Kouchner daha önce basına yaptığı açıklamada, Türkiye ile 6 fasılda müzakerelerin açılmasını istediğini ifade etmişti AB, Ergenekon Davasını Yakından Đzliyor Avrupa Komisyonu nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn'in sözcüsü Krisztina Nagy, Ergenekon Davasına ilişkin yaptığı açıklamada, Komisyon un bu olayı yakında izlediğini ve davanın polis soruşturması ve yasal prosedürler açısından uluslararası hukuka uygunluk göstermesini beklediklerini ifade etti. Avrupa Parlamentosu da Mayıs ayında kabul ettiği tavsiye kararında, Türk yetkililerine, 'hukukun üstünlüğü' prensibi ile uyumlu olarak Ergenekon suç örgütüne ilişkin daha derin bir soruşturma yapılması ve devlet yapısı ile yargının içindeki ağın tamamen açığa çıkarılması konusunda çağrıda bulunmuştu. 'Akdeniz Đçin Birlik' Zirvesi Paris'te Toplandı 'Akdeniz Đçin Birlik' Zirvesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Başkanlığında 43 ülkenin katılımıyla geçtiğimiz ay Paris'te gerçekleşti. AB ye tam üyelik sürecinin bu oluşumla tehlikeye girebileceğini düşünen Türkiye, Zirveye katılıma ilişkin son dakikaya kadar karar almazken, Sarkozy'nin 'üyelik sürecinizi sulandırmayacağız' taahhüdü üzerine, Paris'te Başbakan düzeyinde temsil edildi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Sarkozy arasında gerçekleşen ikili görüşme, iki ülke arasındaki buzları eritmedi ama karşılıklı jestlere sahne oldu. Sarkozy, Avrupa Birliği'nin Dönem Başkanı olarak Türkiye'nin AB sürecini engellemeyeceği ve AB Dönem Başkanı rolüne sadık kalacağı güvencesini verdi. Erdoğan ise Sarkozy'i Türkiye'ye davet etti. Zirvenin sonuç bildirisinde de, Türkiye'nin kaygılarına yer verilerek, Akdeniz Đçin Birlik'in, AB'nin genişleme politikasından, tam üyelik müzakerelerinden ve üyelik öncesi süreçten bağımsız olacağının altı çizildi. Zirve, Birliğin altı alandaki önceliklerini de tespit etti. Bu öncelikler; Akdeniz'de kirliliğin önlenmesi, kara ve deniz yolları, sivil koruma ağı, güney ülkelerinde güneş enerjisinden daha fazla yararlanılması, bir EuroMed Üniversitesi kurulması ve KOBĐ'lerin desteklenmesi olarak belirlendi. AB'ye benzer bir yapıya sahip olacak olan 'Akdeniz Đçin Birlik', AB'nin 1995 yılında başlattığı ve Türkiye'nin de içerisinde yer aldığı Barselona sürecinin bir devamı olarak görülüyor. Bir sekreterliğe sahip olacak olan bu oluşumun başkanlığı, iki yıllık dönemler şeklinde kuzey ve güney ülkeleri tarafından ortaklaşa olarak yürütülecek. Birlik, Akdeniz'e kıyısı olan bütün bölge ülkelerini içine alacak. Bu oluşum ile Akdeniz ülkeleri ile AB arasında bir yakınlaşma oluşturulması hedefleniyor. 3
AP Genişleme Sürecini Sorguluyor Avrupa Parlamentosu'na (AP) göre, önümüzdeki dönemde, üçüncü ülkelerle komşuluk ilişkileri genişleme sürecinin yerini alacak. AP, genişleme raportörü Alman Hristiyan Demokrat milletvekili Elmar Brok tarafından kaleme alınan ve Birliğin genişleme stratejisine bakışını ortaya koyan raporu onayladı. Raporda, Hırvatistan'ın AB ye üye olarak katılımının ardından, Birliği güçlendirmek için bir sürece ihtiyaç duyulduğunun altı çizildi. Türkiye'nin AB üyeliğine değinilmeyen raporda, sadece yeni geliştirilmek istenen 'Karadeniz Đçin Birlik' adlı oluşum kapsamında Türkiye ye yer verildi. Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, AP'nin raporuna tepki göstererek, Birliğin Batı Balkanlar ve Türkiye'ye karşı yeni koşullar öne sürmesinin üye ülkelerde AB sürecine ilişkin kuşkulara yol açabileceği uyarısını yaptı. Hırvatistan Zamanında AB Üyesi Olacağına Đnanıyor AB ile tam üyelik müzakerelerine Türkiye ile aynı tarihte başlayan Hırvatistan, Avrupa Birliği'nin (AB) kendi içinde yaşadığı sorunlara rağmen, Hırvatistan ın Birliğe üyeliğinin geciktirilmemesi çağrısında bulundu. Hırvatistan Devlet Başkanı Stjepan Mesiç, AB'de yaşanan kurumsal kriz nedeniyle ülkesinin üyelik tarihinin ertelenmeyeceğine ve Hırvatistan ın gelecek yıl Birliğe üyelik için hazır olacağına dikkat çekti. Mesiç, 'AB'nin, özellikle de Fransa'nın Birliğin kurumsal krizinin aşılmaması durumunda yeni üye ülkelere kapılarını açmak istememesini anlıyorum. Ancak biz reform sürecindeki hızımızı iyice artırarak, 2009 yılında üyeliğe hazır hale geleceğiz' şeklinde konuştu. Lizbon Anlaşması nın, Đrlanda'da yapılan referandumda reddedilmesinin ardından, Birliğin yeni Dönem Başkanı Fransa'nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Antlaşma nın yürürlüğe girmemesi durumunda genişleme sürecinin devam edemeyeceğini belirtmişti. Lizbon Anlaşması nın akıbetinin ne olacağı bilinmezken, Sarkozy de bu tavrından geri adım atmıyor. Ancak Fransa'dan sonra Dönem Başkanlığını devralacak olan Çek Cumhuriyeti, Sarkozy'nın bu tutumuna karşı çıktı. Çek Başbakan yardımcısı Alexandr Vondra, Sarkozy'nin, 'Lizbon Antlaşması onaylanmazsa AB genişlemesi durmak zorunda' çıkışının doğru olmadığını ve Fransa'nın bu tutumunun AB liderleri tarafından giderek daha fazla tepki çektiğini ifade etti. Bulgaristan'a AB Yaptırımı AB'nin icra organı Komisyon, 1 Ocak 2007'de Birliğe üye olan Bulgaristan'a, yolsuzluk ve organize suçlarla mücadele konusunda sınıfta kaldığı gerekçesiyle resmi olarak mali yaptırımlar uygulamaya karar verdi. Buna göre, Bulgaristan, yolsuzlukla mücadele ve organize suçlara ilişkin etkili tedbirler alana kadar, ülkede kurumsal altyapının güçlendirilmesine yönelik Phare programından ve tarım ve yapısal reformlar için öngörülen fonlardan mahrum bırakılacak. Komisyon, Birliğe aynı tarihte adım atan Romanya ve Bulgaristan'daki ilerlemelere ilişkin hazırladığı yıllık raporunda, iki ülkenin içişleri ve adalet konularındaki son durumunu mercek altına aldı. Her iki ülkede mahkeme kararlarının, gerektiği takdirde AB'nin hiçbir ülkesinde tanınmamasına ilişkin alınan geçici önlemler kaldırılırken, ülkelerin adalet ve içişleri alanında bir süre daha gözlemleneceğine dikkat çekildi. Bırakmak Đstemiyor Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, icra organının ikinci defa başına geçmek istediğini dile getirdi. Bir Hollanda gazetesine konuya ilişkin demeç veren Barroso, Komisyon Başkanı olmanın kendisine 'onur ve ayrıcalık' verdiğini belirterek, 'Eğer bugün ikinci dönem için karar verecek olsam, Başkanlık koltuğunda devam etmek isterim.' dedi. Ancak Barroso, Başkanlığa ilişkin kararın gelecek yıl Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrası alınacak olması nedeniyle, şu anda bu konuyu konuşmak için biraz erken olduğunu kaydetti. 4
Karadziç'in Yakalanması Sırbistan'ı AB'ye Yaklaştıracak Avrupa Birliği (AB), Sırp kasabı Radovan Karadziç'i yakalayan Sırbistan'a, mükafat olarak AB adaylığı kapılarını aralamaya hazırlanıyor. AB'nin başkenti Brüksel'den yapılan açıklamalar, Sırbistan'a AB üyeliği için ilk adım olan adaylık statüsünün önümüzdeki aylarda verilmesinin mümkün olduğunun işaretlerini verdi. Karadziç'in yakalanması AB'nin dört bir yanında yankı bulurken, Avrupa ülkelerinden de Sırbistan'ın AB ile yakınlaşmasına destek veren açıklamalar geldi. AB Daimi Temsilcilerinden oluşan COREPER'in, Sırbistan ın AB ye üyeliği konusunda bir stateji belirlemesi bekleniyor. Sırbistan'ın aday ülke statüsüne erişebilmesi için Lahey'de bulunan Eski Yugoslavya Savaş Suçluları Mahkemesi ile tam işbirliği yapması gerekiyor. AB, iki taraf arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla Sırbistan ile nisan ayında bir Ortaklık Anlaşması imzalamıştı. Bununla birlikte, Ortaklık Anlaşması nın tam anlamıyla yürürlüğe girmesi, ülkenin, insanlık suçu işleyen Sırp savaş suçlularının yakalanmasına yardım etmesine bağlanmıştı. AB'nin, Sırbistan'ın işbirliği yaptığına karar vermesi durumunda, ülkenin tam üyelik görüşmelerine başlamasının kapıları sonuna kadar açılmış olacak. Öte yandan Sırbistan, AB ile yakınlaşmak istediğini göstermek için Kosova'yı tanıyan AB ülkelerinden geri geçtiği Büyükelçilerini geri gönderme kararı aldı. Almanya Đstihdam Pazarındaki Kısıtlamaları Kaldırmayacak Almanya, istihdam pazarında Doğu Avrupalı işçilere ilişkin uyguladığı kısıtlamaları 2011 yılına kadar kaldırmayacak. Almanya bu tavrının gerekçesini, bu ülkede dünyaya gelmiş işçilere fırsat vermek olarak açıkladı. Öte yandan Berlin, nitelikli işçilere ilişkin getirilen kuralları gevşeteceğini açıkladı. Ülkede yabancı işçilerin çalışabilmesi için yılda en az 86 bin 400 euro kazanmaları koşulu, gelecek yılın başından itibaren 63 bin 600 euro'ya düşürülecek. 2004 yılında AB ye katılan Doğu ve Merkezi Avrupa ülkelerine istihdam konusunda getirilen kısıtlamalar Belçika, Danimarka, Almanya ve Avusturya da halen devam ediyor. AB'den KOBĐ'lere Destek Avrupa Komisyonu, AB'nin uyum politikasının KOBĐ'lere daha fazla yardımcı olmasını sağlamak amacıyla yeni bir girişim başlattı. Avrupa Komisyonu'nun Bölgesel Politikalardan sorumlu Üyesi Danute Hübner, 2007 2013 yılları arasında KOBĐ'lere toplam 27 milyar Euro ödenek ayrıldığını duyurdu. Bu ödeneğin 17,5 milyar Euro luk büyük bir bölümü teknoloji ve araştırmaya ayrılacak. Hübner, KOBĐ'lerin Avrupa ekonomisinin belkemiğini oluşturduğunu belirterek, KOBĐ'lerin AB bütçesinden aldığı finansmanın en büyük miktarının uyum fonlarından karşılandığına dikkati çekti. AP'den 'Sigara Yasaklansın' Önerisi Avrupa Parlamentosu nun Đrlandalı üyeleri, 2025 yılında sigaranın AB'de yasaklanması doğrultusunda görüş belirtti. AP'de en fazla koltuk sayısına sahip olan Hristiyan Demokratların Đrlanda Delegasyonu Başkanı Avril Doyle, gerçekleştirdiği basın toplantısında, tütün endüstrisinin Avrupalı politikacılara lobi yapmasının önüne geçilmesini istedi ve onbeş yıl içinde Avrupa'da sigara içmenin tamamen yasaklanmasını talep etti. Avrupa Komisyonu da, sigaraya karşı mücadele etmek ve Birlik bünyesindeki fiyat farklılıklarını azaltmak amacıyla AB'nin sigara ve tütüne koyduğu gümrük vergilerinin enflasyon oranında artırılmasını istedi. 1970 lerde hazırlanan ve halen geçerli olan düzenlemeye göre sigaraya, fiyatının %57 si oranında gümrük vergisi uygulanıyor. Komisyon bu oranı % 63'e çıkarmayı hedefliyor. AB'nin icra organı bu önerisinin benimsenmesi durumunda, Birlik içinde tütün tüketiminin % 10 oranında azalacağını vurguluyor. 5
AP, Gaz Pazarı nın Serbestleşmesinde 'Üçüncü Yolu' Destekliyor Avrupa Parlamentosu, bir süre önce Fransa ve Almanya tarafından ortaya atılan ve enerji firmalarına hem gaz tedariki sağlama hem de taşıma altyapısı oluşturma izni verilmesini öngören teklife destek verdi. AP'nin konuya ilişkin hazırladığı rapor büyük bir çoğunluk ile kabul edildi. Paris ve Berlin bu anlaşmanın elektrik sektörüne de taşınması için ısrar ediyor. Avrupa Komisyonu ise daha önce hazırladığı öneride, gaz veya elektrik tedariki sağlayan enerji şirketlerinin, enerji altyapısına sahip olan şirketlerden ayrılmasını öngörmüştü. Ancak Fransa ve Almanya, altı AB ülkesinin de desteğini alarak Komisyon'un teklifine alternatif bir öneri geliştirdi. Bu çerçevede, önerilen 'Üçüncü yol', enerji şirketlerinin işletme ve mülkiyet haklarının korunmasını ve enerji taşımasının Bağımsız Taşıma Operatörleri (ITO) tarafından gerçekleştirilmesini içeriyor. AP Kuzey Akım Projesini Sorguluyor Avrupa Parlamentosu, Baltık ülkelerinden geçerek Rus doğalgazını Avrupa'ya ulaştıracak olan Baltık Deniz Boru Hattı Projesi nin çevresel ve jeopolitik etkilerini sorguluyor. AP, geçtiğimiz ay Polonyalı Parlamenter Marcin Libiki'nin kendi insiyatifiyle hazırlamış olduğu tavsiye niteliğindeki raporu 60'a karşılık 542 oyla onayladı. Raporda, Baltık deniz yatağına uzanacak toplam 1220 kilometre uzunluğundaki 'Kuzey Akım (Nord Stream) Boru Hattı Projesi ne ilişkin çekinceler ortaya konuldu. Kuzey Akım'ın AB için önemli bir proje olduğuna dikkat çekilen raporda, Projenin özellikle oldukça hassas olan Baltık deniz yatağına zarar vererek çevreye olumsuz etkileri olabileceği uyarısı yapılıyor. Birliğin öncelikli enerji projelerinden birini oluşturan Kuzey Akım, AB'nin önümüzdeki yıllardaki doğalgaz tedarikini güvence altına almak açısından önem teşkil ediyor. Projenin onaylanması durumunda, 2010 yılında inşasına başlanacak ve 2011 yılında tamamlanacak. Kuzey Akım ın her yıl 55 milyar metre küp Rus gazını Almanya'ya ulaştırması hedefleniyor. Boşanma Yasaları AB'yi Đkiye Bölüyor Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Birlikte şu ana kadar hiç uygulanmamış olan ve Avrupa'yı ikiye bölebilecek 'güçlendirilmiş işbirliği' adlı mekanizmayı, boşanma yasaları için başlatmaya hazırlanıyor. AB'de ortak boşanma yasası oluşturmak isteyen dokuz Avrupa ülkesi, Đsveç'in vetosuna takılınca, 'iki vitesli' Avrupa'ya doğru yola çıkıldı. Avrupa Komisyonu'nun izin vermesi halinde, boşanmaya ilişkin ulusal yasalarına ortak düzenlemeler getirerek Avrupa entegrasyonunda bir adım daha ilerlemek isteyen Avrupa ülkeleri, 'güçlendirilmiş işbirliği' mekanizmasını başlatacak. Bu mekanizmaya yeşil ışık yakılması için Birliğin 27 ülkesinin nitelikli oy çoğunluğu ile onayı gerekiyor. 'Güçlendirilmiş işbirliği', Lizbon Antlaşması nın Đrlanda'da geçen ay yapılan referendumda reddedilmesinin ardından, AB'nin paralize olmaktan kurtulabilmesinin yollarından biri olarak görülüyor. Ancak bazı AB ülkelerinin diğerlerinden daha ileri derecede entegrasyona gitmelerini sağlayacak olan bu mekanizmanın AB yi ikiye böleceği yönünde eleştiriler dile getiriliyor. AB ülkeleri yıllardır boşanma yasalarında ortak bir tavır belirlemeye çalışıyor. Ancak, liberal Kuzey Avrupa ülkeleri ile Malta gibi boşanmanın yasak olduğu muhafazakar Katolik Akdeniz ülkeleri arasında boşanmaya ilişkin düzenlemelerde büyük farklar bulunması bu konuda ortak düzenlemeler oluşturulmasını zorlaştırıyor. 6
Ajanda 1 Ağustos - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi 7 Ağustos - Avrupa Merkez Bankası Toplantısı, Frankfurt 15 Ağustos - AB Kurumları kapalı 25 Ağustos - Avrupa Parlamentosu Komite Toplantıları 26 Ağustos - Avrupa Parlamentosu Siyasi Grup Toplantıları 27 Ağustos - Avrupa Komisyonu'nun yaz tatili sonrası ilk haftalık toplantısı - Avrupa Parlamentosu Grup Toplantıları 28 Ağustos - Avrupa Parlamentosu Komite ve Grup Toplantıları 29 Ağustos - AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi CPS Advisory Group Brüksel, Istanbul, Washington CPS AB Kulisi nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir. 7