BÖLÜM 1 KURAMSAL ALTYAPI



Benzer belgeler
30 BÜYÜKŞEHİR YEREL SEÇİM ARAŞTIRMASI RAPORU.

YEREL YÖNETİMLER PERFORMANS ARAŞTIRMASI -BÜYÜKŞEHİRLER-

Yerel Yönetişim ve Sosyal Politika

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Prof. Dr Ayşen APAYDIN Türk İstatistik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye'nin en rekabetçi illeri "yorgun devleri"

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

Yerel Seçim Araştırması Raporu BÜYÜKŞEHİRLER

PLASTİK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

İstatistik ve Sicil İzleme Dairesi Başkanlığı

KAMU VE BELEDİYE HİZMETLERİNİN YEREL SEÇİME ETKİSİ

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Mayıs Düzce 1


Yerelleşme ve İyi Yönetişim

Ekonomik Rapor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / 307

TÜRKİYE DE MÜKELLEF HAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ TÜBİTAK 112K505 NOLU PROJE

ETİK DEĞERLER VE DÜRÜSTLÜK

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Yerel yönetimler, Kamu ve Sivil toplum kurum/kuruluşları, İşletmeler, Üniversiteler, Kooperatifler, birlikler

SİYASİ PARTİLERİN SEÇİM YARIŞI HIZ KESMİYOR

Belediyeler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI - TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM YETERLİLİKLER ÇERÇEVESİ İLE PROGRAM YETERLİLİKLERİ İLİŞKİSİ

19 MAYIS ÖN HAZIRLIK TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR 9-10 Nisan 2005, Ankara

ek: eğitim izleme göstergeleri

TBMM (S. Sayısı: 1345)

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

KADIN DOSTU KENTLER - 2


TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

İMYAD BASIN BÜLTENİ. imar ve yapı derneği TÜRKİYE 1. İBRAHİM KARAOSMANOĞLU. İmar ve Yapı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin AYAZ;

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZIRLAMA KILAVUZU

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

KPSS 2009/4 MERKEZİ YERLEŞTİRMEDEKİ EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR ( YERLEŞTİRME TARİHİ : 29 TEMMUZ 2009 )

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER SAHTECİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: ASOSAI 2012 FİLİPİNLER ÇALIŞTAYI


1. BİLİŞİM Dünya da Bilişim Altyapısı

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Dezavantajlı grupların internet erişimi ve Kütüphan-e Türkiye Projesi. Ahmet Çelik 28 Kasım 2014 İnet-tr 2014, İzmir

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

-TÜRKİYE DE KİŞİ BAŞINA TÜKETİCİ BORCU 4 BİN TL YE YAKLAŞTI

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini Açıkladı:

BASIN BÜLTENİ 12 Ocak 2012

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

MOTORLU KARA TAŞITI, RÖMORK VE YARI-RÖMORK İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii

E-DEVLET UYGULAMALARINI KULLANANLARLA KULLANMAYANLAR ARASINDAKİ FARKLARIN VE ETKİLERİN İNCELENMESİ

AKTİF GAYRİMENKUL DEĞERLEME VE DANIŞMANLIK AŞ

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

TEPAV Perakende Güven Endeksi TPE

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl Z/S T+U Saat Kredi AKTS Kent Ekonomisi ve. K/KÇS Zorunlu Belediyeler Ön Koşul

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

2015 Haziran ENFLASYON RAKAMLARI 4 Ağustos 2015

21. BM/INTOSAI SEMPOZYUMU: KAMUDA HESAP VEREBİLİRLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN SAYIŞTAY VE VATANDAŞLAR ARASINDA ETKİN İŞBİRLİĞİ

BÜRO, MUHASEBE VE BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ İMALATI Hazırlayan M. Emin KARACA Kıdemli Uzman

Kamuoyunda Erken Seçim Algısı Araştırması

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ GÖÇ

2015 Aralık ENFLASYON RAKAMLARI 4 Ocak 2016

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

Gayri Safi Katma Değer

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

UYAP VİZYONU SEMİNERİ KATILIMCI PROFİLİ

TURIZM OTEL YÖNETICILERI DERNEĞI TANITIM DOSYASI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Türkiye de Üniversiteleşme

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Eko-Bülten Şubat 2012 SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI

Faaliyet Raporu (1 Ocak 31 Aralık 2009) İstatistikler İSTATİSTİKİ BİLGİLER

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 52 İST, Amortisman listesine ilaveler ve listede değişiklikler yapıldı.

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU BİRİNCİ DAİRESİNİN 16/07/2014 TARİH VE 1642 SAYILI KARARININ EKİDİR.

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

YENİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ KURULMASINA İLİŞKİN YASA HAZIRLIKLARI

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ARASINDA YURTİÇİ ÖĞRETİM ELEMANI VE ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARININ DESTEKLENMESİ AMACIYLA YÜKSEKÖĞRETİM KURULUNCA


İL BAZINDA DAĞILIM İSTANBUL 136 ANKARA 36 İZMİR 23 ANTALYA 12 KOCAELİ 10 GAZİANTEP 9

SURİYE, IŞİD VE ASKERİ OPERASYONLA İLGİLİ SEÇMEN DÜŞÜNCELERİ

Toplumun Kamu Yönetimine ve Kamu Hizmetlerine Bakışı

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI

YATIRIM ORTAMI DEĞERLENDİRME ANKETİ: VERGİ SONUÇLARI

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Türkiye de Son Dönem Bölgesel Gelişme Politikalarının Değerlendirilmesi ve Gelecek Gündemi. Bölgesel Gelişme ve Yapısal uyum Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Transkript:

BÖLÜM 1 KURAMSAL ALTYAPI 15

16

BÖLÜM 1 - KURAMSAL ALTYAPI 1. ÇALIŞMANIN TEORİK ALTYAPISI Çalışmanın geniş kısmını kapsayan alan araştırmasının sonuçlarına ve bulguların analizine geçmeden önce, teorik altyapının oluşması açısından bu bölüm içindeki üç kısımda açıklamalara yer verilecektir. Bu bölümde öncelikle hızlı kentleşme sürecinde işlevi ve yapısı değişen yerel yönetim birimlerine ilişkin genel bilgiler verilecek; sonrasında kamu yönetimindeki yolsuzluklar, nedenleri, sonuçları ve mücadele yolları ile tanımlanacak ve bölüm, konuyla ilgili Türkiye de yakın geçmişte yapılmış alan araştırmalarındaki temel değişkenlerin belirtilmesiyle sonlandırılacaktır. 1.1. KENTLEŞME SÜRECİNDE YEREL YÖNETİMLER Halkın ortak yerel gereksinmelerini karşılamak amacıyla oluşturulan ve halkın kendi eliyle seçtiği organlarca yönetilen bir sistem (Göymen, 1983: 2838) olarak tanımlanan yerel yönetimlerin amacı, insanların yerel nitelikteki ortak ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Yerel yönetimler, insanların, başka insanlarla birlikte topluluk halinde yaşamalarının sonucunda meydana gelmiş kurumlar olarak da tanımlanabilir. Yerel yönetimlerin varlık nedenleri, insanların yerel ortak ihtiyaçlarının karşılanması için bazı işlerin yapılmasının zorunluluğu, ayrıca iktisadi, siyasal ve toplumsal örgütlenme gerekliliğidir. Yerel yönetimler, bu işlevlerini gerçekleştirirken kamu yararı ilkelerine ve kamu hizmeti anlayışına göre görev yapmaktadır. Yerel yönetimlerde, bu süreçte demokratik ve çoğulcu yöntemlerle yapılandırılmış organların ve işleyişlerin bulunması büyük önem arz etmektedir. (Alada, 1993: 7) Diğer bir ifadeyle, yerel yönetimler, yerel halkın ortak ihtiyaçlarını, demokratik ve çoğulcu bir yapı içinde, karşılamak amacıyla oluşturulmuş kamu hizmet birimleridir. (Alada, 1993: 29) Türkiye de yerel yönetim birimleri il özel idareleri, belediyeler ve köyler olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Cumhuriyet döneminde, sözkonusu üç yerel yönetim birimi içerisinde belediyelere daha fazla önem verilmiştir. 1930 yılında çıkarılan, çağdaş anlamda belediyeciliği düzenleyen 1580 sayılı Belediye Kanunu ile tüm hukuki niteliklere sahip belediyeler gerçek anlamda ortaya çıkmıştır. (Nadaroğlu, 1994: 200) Cumhuriyet döneminde, çağdaşlaşma hareketine hizmet edecek bir kurum olarak belirlenen belediyelere çok yönlü işlevler yüklenmiştir. Ancak dönemin belediyeleri, bu işlevleri gerçekleştirecek güce ve iradeye sahip durumda değillerdir. Ayrıca belediyeler ile merkezi yönetim arasında sıkı bir bağımlılık ilişkisi de mevcuttur. Belediyeler, Türkiye de çok partili siyasal yaşama geçilmesine kadar ki olan süreçte, çalışmalarını kentlere çağdaş bir görüntü kazandırmak 17

YEREL YÖNETİMLERDE HİZMETLERDEN MEMNUNİYET VE YOLSUZLUKLAR İSTANBUL ARAŞTIRMASI için bayındırlık hizmetleri ve kentteki yaşamı ucuzlatabilmek için de düzenleyici işlemler üzerinde yoğunlaştırmışlardır. (Alada, 1993: 24-25) İlhan Tekeli de, 1930 yılında çıkan 1580 Sayılı Kanunun, belediyelere çok geniş bir görev alanı vermesi sebebiyle önemli olduğunu vurgulamaktadır. Ancak ilerleyen yıllarda, bu görevlerin merkezi yönetime doğru toplandığını, bir diğer ifadeyle merkezileştiğini de dile getirmektedir. 1930 yılında, 1580 Sayılı Kanun ile birlikte Belediye Gelirleri Yasası da çıkacaktır, fakat sözkonusu yılların Türkiye nin iktisadi bunalımdan etkilendiği yıllar olması nedeniyle bu yasa çıkarılamamıştır. Bu gelişme, belediyelerin kendilerinden beklenen işlevleri yerine getirme gücüne ulaşmaları önünde ciddi bir engel oluşturmuştur. Sözkonusu yasanın çıkması 1948 yılında gerçekleşmiştir. Ancak bu çıkan Belediye Gelirleri Yasası ise, belediyelerin ihtiyacını duydukları ekonomik güce ulaşmalarını sağlayacak etkiye sahip olmaktan uzaktır. (Tekeli, 2003: 5) 1950 li yıllardan itibaren ülkenin kırsal kesimlerinden kentlere doğru iç göç büyük hız kazanmıştır. Yaşanan iç göçte, tarımın makineleşmesinin ve modernleşmesinin, ulaşım koşullarındaki gelişmelerin (karayolu yapımına ağırlık verilmesi) etkisi önemli boyuttadır. Tarımsal alanda verimliliği artırmak için kullanılan makineler, kırsal kesimde yaşayan insanların hızlı bir şekilde topraklarından kopmalarına yol açmıştır. Kentlere yönelen bu iç göç sonucunda hem kırsal kesimde, hem de kentlerde çok önemli değişimler yaşanmaya başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı ndan sonra, Türkiye de çok partili siyasal yaşama geçilmesi, kentleşme sürecinin büyük bir hız kazanması ve 1960 lı yıllarda planlı kalkınma döneminin başlaması yerel yönetimlerin öneminin artmasında etkili olmuştur. (Keleş, 2003: 11) Ülkenin içine girdiği siyasal ve kentsel yapıdaki dönüşümlerin etkisiyle kentli nüfusun değişimi ve bu nüfusun farklılaşarak yoğunlaşan talepleri sonucunda yönetsel kurumlar açısından da değişimin gerekliliği ortaya çıkmıştır.(alada, 1993: 25) İnsanların gereksinim duyduğu hizmetlerin çeşitliliğindeki ve niteliğindeki değişimler, yerel yönetim birimleri ile yerel halkın sürekli olarak iletişim ve tabii ki etkileşim halinde olmalarını gerektirmektedir. Bu gereklilik, yerel yönetimlerin yerel halkın günlük yaşamında neden önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. (Göymen, 1983: 2838) Yukarıdaki paragraflarda da değinildiği üzere yerel halkın ortak ihtiyaçları yerel kamu hizmetinin konusunu belirlemektedir. İnsan ihtiyaçları ise yaşanan iktisadi ve toplumsal gelişmeler sonucunda değişmektedir. İnsan ihtiyaçlarındaki bu değişim, kamu hizmeti anlayışı üzerinde de değişikliklere neden olmaktadır. Kentleşme, refah düzeyi ve toplumsal farklılıklar arttıkça, yerel halkın talepleri gerek niteliksel olarak, gerekse de niceliksel olarak değişim göstermektedir. (Alada, 1993: 29) Yerel yönetimlerin, yerel nitelikteki kamu hizmetlerini halka sunma işlevlerinin olduğu açık- 18

BÖLÜM 1 - KURAMSAL ALTYAPI tır. Ancak, yerel yönetimlerin aynı zamanda halkın yerel siyasal süreçlere katılımının sağlanması gibi önemli siyasal işlevlerinin de olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. (Keleş, 2003: 11) Hızlı kentleşme sonucunda kentlerde konut sıkıntısı ve gecekondulaşma artmıştır. Kentlerde trafik-alt yapı problemleri, eğitim ve sağlık problemleri, asayiş problemleri ile çevre sorunları yoğunlaşmıştır. Hızlı kentleşme, belediye hizmetlerini etkisizleştirmektedir; çünkü kentlerde yoğunlaşan nüfus, belediyelerin nüfus başına düşen harcamalarında azalmalara neden olmuştur. Kenan Bulutoğlu ise sanayileşme ile birlikte yerel yönetimlerin üstlendikleri kamu hizmetlerinin arttığını vurgulamaktadır. Bu artış içinde ise özellikle belediyelerin kamu hizmetlerindeki artış öne çıkmaktadır. Hızlı kentleşme sonucunda kentlerde yaşayan nüfusun her geçen gün artmasının aynı zamanda büyük rantlar yaratıcı etkisinin olduğu da göz ardı edilmemelidir. Bu rant alanları, belediyeler için önemli gelir fırsatları yaratmaktadır. Ancak sözkonusu rantların paylaşımı konusunda toplum içinde ciddi çekişmelerin olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. İşte bu noktada belediyelerin bu rantları yerel kamu hizmetine çevirmek suretiyle; toplumdan gelen bu rantı topluma geri vermeleri büyük önem arz etmektedir. (Bulutoğlu, 2004: 349) Yerel kamu hizmetleri, halkın ortak ihtiyaçlarına ve bu ihtiyaçların önceliklerine göre düzenlenmektedir. Yerel kamu hizmetlerinin, tarafsızlık ve genellik ilkelerine uygun bir şekilde yerel halkın tamamının hizmetine sunulması önemlidir. Ayrıca yerel kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi sürecinde adalet ve eşitlik ilkeleri her zaman ön planda tutulmalıdır. Yerel kamu hizmetinin sunumunda, özel çıkarların değil, kamu yararının sağlanmasının gerekliliği üzerinde önemle durulmalıdır. Yerel kamu hizmetinin sunumundaki bir diğer önemli nokta ise, hizmetin sunumu sırasında süreklilik ve düzenlilik anlayışının benimsenmesi, dolayısıyla ortak yerel ihtiyaçların yerinde ve zamanında, herhangi bir aksama olmaksızın karşılanmasıdır. (Alada, 1993: 30) Türkiye deki belediyeciliğin tarihine bakıldığında, ilk başlarda kentin günlük iaşesinin düzenli olarak sağlanması ve zabıtai tedbirler üzerinde durulmuşken, zamanla belediyenin bu hizmetlerine başka hizmetlerde eklenmeye başlamıştır. Kentsel mekânları estetik kaygılarla düzenlemeye başlayan belediyeler, daha sonraları sağlık, sosyal yardım, çevre sorunlarının çözümü ve kültür konularında da hizmetler vermeye başlamıştır. (Alada, 1993: 30) Türkiye de, gerek merkezi yönetim gerekse de yerel yönetimler bazında kapalılıktan kaynaklanan sorunların ortaya çıktığı görülmektedir. Bu sorunlar ana hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir; siyasi alanda partizanlık (aşırı siyasallaşma) ve yozlaşma, mali alanda ise bütçe açıkları ve yolsuzluktur. İdareye bakılacak olursa da kapalılığın sonucunda hukuksuz ve keyfi yönetimle karşılaşılmaktadır. (Alada, 2004: 17) 19

YEREL YÖNETİMLERDE HİZMETLERDEN MEMNUNİYET VE YOLSUZLUKLAR İSTANBUL ARAŞTIRMASI 1.2. KAMU YÖNETİMİNDE YOLSUZLUKLAR Literatürde en yaygın kullanılan tanımıyla, kamusal gücün özel kazançlar için kötüye kullanılması (C.W.Gray, D.Kufmann; 1998) olarak açıklanan yolsuzluk, daha geniş anlamıyla emanet edilmiş yetki ya da görevin özel yarar sağlama amacıyla kullanılmasıdır. (www.transparency.org) Yolsuzluk genel olarak kamusal bir kötülük - kamusal başarısızlık olarak nitelendirilse de yolsuzlukların sadece kamu kesimi ekseninde olmadığı, piyasada işletmelerin kendi bünyelerindeki yolsuzlukların engellenebilmesi için denetim şirketlerine başvurmasından anlaşılabilmektedir. (Şeker, M., 2008:170) Yolsuzlukla ilgili literatür incelendiğinde başlıca yolsuzluk türleri olarak 1, - Rüşvet - Rant ve Rant Kollama - İrtikap (Zorla Yiyicilik) - Zimmet Hırsızlık - Patronaj - Adam Kayırmacılık (İltimas) - Nepotizm (Akraba Kayırmacılık) - Kronizm (Eş-Dost Kayırmacılık) - Nüfuz İstismarı (Clientilism) Siyasal Kayırmacılık (Partizanlık ve Siyasal Yandaşlık) - İçeriden Öğrenenlerin Ticareti - Logrolling (Oy Ticareti) in sıralandığı görülmektedir. Kamu yönetiminde yolsuzluklar; birey üzerinden, kurumsal yapı üzerinden ve hem birey hem de kurumsal yapı üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Birey üzerinden yorumlama yapıldığında, kamu yönetiminde yolsuzluğun temel nedeninin kişisel açgözlülük olduğu ileri sürülmektedir. Kişilerin karakter olarak açgözlü olması, bu kişilerin yolsuzluğa, diğer bir ifade ile kanun dışı işleri yapmaya yatkın olmasına yol açmaktadır. Kamu yönetiminde yaşanan yolsuzlukların temeline kurumsal yapıyı yerleştiren görüş ise fırsat, risk ve kurumsal kültür gibi değişkenlerin karışımı sonucunda yolsuzluğun meydana geldiğini ileri sürer. Yolsuzluk için bir fırsat ortaya çıkmışsa ve yakalanılma riski de düşükse ve tabii kurumda da uygun bir ahlaki ortam geliştirilememiş ise, bu noktada yolsuzlukla karşılaşılma ihtimali çok yüksektir. Görüldüğü 1 Bu konuyla ilgili geniş bilgi için Türkiye de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri, Yolsuzluğa Bakış: İstanbul Örneği yayınlarına bakılabilir. 20

BÖLÜM 1 - KURAMSAL ALTYAPI üzere, bu görüş yolsuzluğa kişisel eğilimden çok, kurumsal görevin yerine getirilmemesi olayının sebep olduğunu ileri sürmektedir. Kamu yönetiminde yaşanan yolsuzlukların nedenini açıklamaya çalışan bir diğer görüş ise önceki iki görüşün tek başına yolsuzluğu açıklamada yetersiz kalacağını, bu sebeple de iki görüşün birleştirilerek daha kapsamlı bir görüşün oluşturulmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Sözkonusu görüş, yolsuzluklarda hem kişilerin karakterlerindeki zayıflıkların hem de kurumsal etkilerin rol oynadığını, dolayısıyla yolsuzluklarda hem kişilerin hem de bu kişilerin çalışmakta olduğu kurumların dikkate alınması gerektiğini ileri sürmektedir. (Alada, 1993: 36-37) Yolsuzluk ve rüşvetin gerçekleşmesinde en azından iki tarafın bulunduğu ve bu iki tara a kendi kişisel çıkarlarını gerçekleştirdiği dikkatlerden kaçmamalıdır. İlişkinin bir tarafında kamu gücünü elinde tutan kamu görevlisi (siyasetçi ve bürokratlar), diğer tarafında ise yapılacak/yapılan yolsuzluktan çıkar sağlayan ve bu sağladığı çıkarı da kamu görevlileri ile paylaşan vatandaşlar ve işadamları vardır. Bu yüzden yolsuzluklar incelenirken sadece kamu görevlisini sürece dahil edip, yolsuzluğun diğer tarafını tamamen göz ardı etmek ciddi bir eksikliktir. (Tekeli, 2007: 2) Tekeli, bu noktada yolsuzluğu iki tarafı bulunan bir çıkar ilişkisi olarak görmenin bile yetersiz olacağına dikkat çekmektedir. Bu iki taraf, kendi dışlarında kalan toplumun diğer kesimlerinin aleyhine bir çıkar ilişkisine girmektedirler. Yolsuzluğun tarafları, yakalanmamak koşuluyla, kazanan durumunda iken; bu çıkar ortaklığının dışında kalanlar kaybeden durumuna geçmektedirler. İşte bu sebepten ötürü yolsuzluğun tarafları, yolsuzlukları toplumdan gizlemektedir. (Tekeli, 2007: 3) Toplumun yolsuzluklardan zarar görmesi ve kaybeden durumunda olması sonucunda, toplumun kendisinin de dışsal denetimde bulunmayı talep etmesi, dışsal denetim hakkının olması önem arz etmektedir. (Alada, 2004: 37) Yolsuzluğun kamu yönetimi açısından sonuçları kaynak kullanımında etkinsizlik, kamu hizmetlerinin üretim maliyetlerinde artış, kamu hizmetlerinden yararlanmada haksızlık ile kamu hizmet ve yatırımlarında kalite düşüklüğü ve verimsizlik olarak sıralanabilir. (Şeker, 2008: 98) Tekelci yetkiye sahip olan bazı kamu görevlileri, kaynakların kullanımında görevlerini kötüye kullanarak karar alma mekanizmalarında özel kişi ve kesimlere çıkar sağlayabilmektedir. Bu durum hesap verme mekanizmasının ve saydamlığın etkin uygulanamadığı bir ortamda meydana geliyorsa, kaynak dağılımında etkinsizliklerle karşılaşılmasına neden olmaktadır. (Tarhan vd., 2003: 56). Öte yandan herhangi bir kamu ihalesinde rüşvet vererek ihaleyi kazanan bir firma, verdiği rüşveti bir maliyet unsuru olarak düşünmekte ve genellikle iki farklı şekilde sürece yansıtmaktadır. Bu durum ya teklif edilen ihale bedeline eklenmekte ya da ihale konusunun istenen za- 21

YEREL YÖNETİMLERDE HİZMETLERDEN MEMNUNİYET VE YOLSUZLUKLAR İSTANBUL ARAŞTIRMASI manda tamamlanmamasıyla sonuçlanacaktır. İhale süreçlerinde yaşanan rüşvet olayları, rüşvetin bir rekabet unsuru olarak algılanmasıyla kendini göstermektedir. Rüşvetin ihaleyi kazanmak için bir rekabet unsuru olarak kullanılması, kazanılan ihale sonucunda verilecek hizmetin kalitesiz olmasına da yol açmaktadır. (Şeker, 2008: 100) Literatürde yolsuzlukla mücadele kavramı üzerine yapılan çalışmalarda belirli noktalar üzerinde durulmaktadır. Bu noktalar aşağıdaki şekildedir (Tekeli, 2007: 1-2): - Yolsuzluğun tanımı yapılırken, çoğunlukla kamu gücünü elinde tutan kamu görevlilerinin, ellerinde bulundurdukları kamu gücünü kendilerine maddi, manevi ve/veya siyasal özel çıkarlar sağlayabilmek için kötüye kullanmaları üzerinde durulur. - Yolsuzluğun toplumlar üzerinde olumsuz etkileri olan kötü bir olay olduğu, bu nedenle de yolsuzluklarla sürekli mücadele edilerek, toplumdaki yolsuzlukların oranının en aza indirilmesinin gerekliliği üzerinde durulur. Yolsuzlukların en aza indirilebilmesi için, insanların yolsuzluk yapabilme fırsatlarının azaltılması ve yapılan yolsuzlukların açığa çıkmasını sağlayacak önlemler alınmalıdır. Yönetimlerin şeffaf olması, hesap verilebilirlik kavramının zorunlu olması, denetimin kurumsallaşmış olması gibi önlemler önerilmektedir. Yolsuzluk yapan bir kamu görevlisinin ise alacağı cezaların belirlenmiş olması ve bu cezayı uygulayacak kurumların geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye de yolsuzlukla mücadeleyle ilgili önemli adımlar özellikle Avrupa Birliği ile olan müzakere sürecinde yoğunlaşmıştır. Yolsuzlukla mücadeleyle ilgili yasal düzeyde ve mevzuata dayalı gelişmelerin gösterilmesine rağmen Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri ve aday ülkelere göre bu alanda henüz istenilen düzeyde somut adımların atılamadığı bir ülkedir. Bu noktada yolsuzlukla mücadele etmekle görevli kurum ve kuruluşların bir uyum içerisinde ve etkin bir şekilde görevlerini sürdürebilmeleri için siyasi etkilerden bağımsız bir üst kurulun varlığı kaçınılmazdır. Böylesine bir üst kurul, uluslararası işbirliklerini de kapsayacak, tarafsız, bütünlükçü bir yapıda olmalı ve kamu kurumları arasında bu alandaki performans kriterlerini ve izlenmesi gereken stratejileri belirlemesi gereklidir. (Karakaş ve Çak, 2008: 154-155) Bu çalışmada yolsuzluk kavramı ve yolsuzluk çeşitlerinin tanımlarına yer verilmemekte, konunun sınırlandırılması için yerel yönetimlerdeki yolsuzluklara ilişkin araştırma sonuçları değerlendirilmektedir. 22

BÖLÜM 1 - KURAMSAL ALTYAPI 1.3. YOLSUZLUK VE YEREL YÖNETİMLERLE İLGİLİ ALAN ARAŞTIRMALARI Yolsuzluk ve kamu hizmetleri ile ilgili gerek yabancı gerekse yerli literatürde çeşitli çalışmalar bulunmakla birlikte, bu konuda gerçekleştirilmiş uygulamalı araştırmalar incelendiğinde genellikle varılan bulguların daha önce o yörede ya da bölgede yapılmış benzer türdeki çalışmalarla karşılaştırıldığı dikkat çekmektedir. Çalışmanın bu bölümünde Türkiye de kamu hizmetleri veya yolsuzluklar konulu yakın geçmişte yürütülmüş önemli araştırmalardan bahsedilecektir. Söz konusu araştırmalar hakkında genel bilgilerin verildiği bu bölümün ardından, diğer bölümlerde araştırmamızda ortaya çıkan bulguları yorumlarken bu araştırmaların sonuçlarından da faydalanılacak ve çeşitli karşılaştırmalara yer verilecektir. Fikret ADAMAN ve Ali ÇARKOĞLU nun 1999 yılında yürüttüğü Türkiye de Yerel ve Merkezi Yönetimlerde Hizmetlerden Tatmin, Patronaj İlişkileri ve Reform başlıklı araştırma, 7 coğrafi bölgeden toplam 14 ilde 1206 kişiyi kapsamaktadır. Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Konya, Samsun, Trabzon ve Van da yürütülen bu araştırmada; - Kamu hizmetlerinden duyulan tatmin düzeyi, kurumlara olan güven ve memnuniyet ölçümleriyle belirlenmiş; - Merkezi yönetim ve yerel yönetimlerdeki patronaj ilişkiler değerlendirilmiş; - Merkezi yönetim ve yerel yönetimlerle ilgili reform arayışları incelenmiştir. Fikret ADAMAN, Ali ÇARKOĞLU ve Burhan ŞENATALAR ın yürüttüğü Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) yayınlarından 2001 yılında çıkan Hanehalkı Gözünden Türkiye de Yolsuzluğun Nedenleri ve Önlenmesine İlişkin Öneriler isimli eserde yer alan saha araştırması Türkiye de belediye sınırları içerisinde yaşayan 18 yaş ve üzeri nüfusu temsil eden toplam 3.021 kişiyle yapılan yüz-yüze görüşmeleri içermektedir. Bu çalışmadaki bağımlı değişkenler şu şekilde sıralanabilir; - Türkiye nin çözülmesi gereken en önemli sorunlar, - Kurumlara duyulan güven, - Çeşitli meslek mensuplarına ilişkin dürüstlük algısı, - Kurumlardan duyulan hizmet memnuniyeti, -Kamu kurumlarının sahip olması gereken özellikler, -Kamu kurumlarının en zayıf yönleri, -Merkezi ve yerel yönetimin halka ve şirketlere karşı olan eşitlik algısı, 23

YEREL YÖNETİMLERDE HİZMETLERDEN MEMNUNİYET VE YOLSUZLUKLAR İSTANBUL ARAŞTIRMASI - Merkezi ve yerel yönetimin iş başvurularındaki objektiflik algısı, - Çeşitli kurumlarda rüşvet ve yolsuzluğun yaygınlık seviyesi, - Kurumlar temelinde rüşvetin meşru ve gayrimeşru olarak sınıflandırılması, - Çeşitli kurumlarla ilişki içinde olma durumu, - Çeşitli kurumlarda kuraldışı ödeme yapma durumu, ödemenin şekli ve değeri, - Türkiye de yolsuzluğun ve yolsuzlukla mücadelenin seyri, - Yolsuzluk-medya ilişkisi, - Siyasi partilerin menfaat karşılığında oy isteme durumları, - Rüşvet verme eğilimi, - Rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede en güvenilir siyasetçi(ler), - Yolsuzlukla mücadelenin çeşitli kurumlar temelinde nasıl yapılması gerektiği, - Ekonomik durum değerlendirmeleri. Esfender KORKMAZ, Mustafa E. ERKAL, Türkel MİNİBAŞ, Burhan BALOĞLU, Binhan Elif YILMAZ ve Murat ÇAK tarafından hazırlanan, 2001 yılında İTO yayınlarından çıkan Türkiye de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri isimli eserde, araştırma İstanbul da 15 ilçede toplam 597 kişiyle yapılmıştır. Bu araştırmanın test ettiği ana hipotezler şu şekildedir; - Yolsuzluk toplumsal bir felaket haline gelmiştir. - Yolsuzluk sosyal bir hastalıktır, toplumda güven unsurunu ve toplum inancını zayıflatmıştır. - Toplumun değişik kurum ve kesimlerinde yaygınlaşmıştır. - Yolsuzluk, Türkiye nin en önemli problemleri arasında yerini almıştır. - Yolsuzluklar, Türkiye nin ekonomik problemlerini daha da ağırlaştırmakta, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklara yol açmaktadır. - Toplumsal dayanışma ve sosyal bütünleşme üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta ve geleceğe güveni sarsmaktadır. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) nin 2002 yılında yayınladığı Kamu Reformu isimli eserde geniş örneklemli bir araştırma yapılmıştır. Türkiye genelinde 32 ilin 78 ilçesinde yapılan toplam 2.416 anketin değerlendirildiği bu araştırmanın ana amaçları; - Toplumun kamu yönetimine, kamu kurumlarına ve kamu hizmetlerine yönelik algısının ve reform ihtiyaçlarının hangi alanlara odaklandığının tespit edilmesi, - Kamunun yeniden yapılanması yönünde toplumdaki beklentilerin belirlenmesi, - Bir reform projesinde yer alabilecek düzenlemelere ilişkin kamuoyu tercihlerinin saptanması şeklinde sıralanabilir. Fikret ADAMAN, Ali ÇARKOĞLU ve Burhan ŞENATALAR ın yürüttüğü Türkiye 24

BÖLÜM 1 - KURAMSAL ALTYAPI Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) yayınlarından 2003 yılında çıkan İş Dünyası Gözünden Türkiye de Yolsuzluğun Nedenleri ve Önlenmesine İlişkin Öneriler de yer alan saha araştırmasında ise yaklaşık 1.200 iş dünyası temsilcisi ile görüşülmesinin yanı sıra, iş dünyasından 30 üst düzey yönetici ve iş sahibiyle derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bu araştırma İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli, Bursa, Denizli, İçel, Konya, Gaziantep, Malatya, Trabzon ve Adıyaman olmak üzere 12 ilde yürütülmüştür. Araştırmanın bağımlı değişkenleri, - Kurumlarda Rüşvet ve Yolsuzluğun Yaygınlığı - Algılanan Kuraldışı Ödeme Sıklığı - Verilen Toplam Rüşvet Sayısı - Kamu Bankalarının Kredi Taleplerini Değerlendirmede Objektifliği, olarak belirlenmiştir. TESEV yayınlarından 2004 yılında çıkan Fikret ADAMAN, Ali ÇARKOĞLU ve Burhan ŞENATALAR tarafından hazırlanan Türkiye de Yerel ve Merkezi Yönetimlerde Hizmetlerden Tatmin, Patronaj İlişkileri ve Reform başlıklı araştırma, 1999 yılındaki aynı konulu araştırmanın örnekleminin genişletilmesiyle yürütülmüştür. Bu araştırma Türkiye de 20 il merkezinde ve bağlı ilçelerde belediye sınırları içerisinde yaşayan kent nüfusunu temsil eden 18 yaş ve üzeri toplam 1.220 kişiyi kapsamaktadır. Projenin yürütüldüğü iller; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Osmaniye, Samsun, Trabzon, Van ve Zonguldak tır. Esfender KORKMAZ, Serdar ONGAN, Filiz BALOĞLU, Murat ÇAK ve Murat ŞEKER tarafından hazırlanan, 2007 yılında İ.Ü. İktisat Fakültesi Mezun ve Mensupları Vakfı yayınlarından çıkan Yolsuzluğa Bakış: İstanbul Örneği başlıklı araştırmada; İstanbul ilinde toplam 20 ilçede 1.500 kişi ile görüşülmüş, halkın yolsuzluklara karşı algısı ve tepkisi incelenmiştir. 25

26