JEOLOJİK OLUŞUMLARIN KÜLTÜR VARLIKLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TURİZME KAZANDIRILMASI: PAMUKKALE ÖRNEĞİ



Benzer belgeler
TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir?

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU

9. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

JEOLOJĠ TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR

02 Nisan MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

VIII. FAYLAR (FAULTS)

YER KABUĞUNUN TARĠHĠ SÜRE- YIL BAŞLICA OLAYLAR ZAMANLAR BUZUL ÇAĞI SONRASI (POSTGLASİYA L) BUZUL ÇAĞI (PLEİSTOSEN)

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

T.C. AKSARAY ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ JEOLOJĠ MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Eğitim-Öğretim Döneminden Ġtibaren Uygulanacak

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

10. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Jeoloji Dr. Eşref ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi

1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

MERHABA. Takım ruhuyla çıktığımız bu yolda önceliklerimiz ve hedeflerimiz:

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

MALATYA TURİZM GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU NİSAN 2011 MALATYA

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ

MÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

ARKEOLOJĠK ALANLAR VE DOĞAL AFETLER

Kültür ve Turizm Bakanlığından: SAMSUN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 57.00/610 Toplantı Tarihi ve No : Karar Tarihi ve

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI

HATAY İLİ, DÖRTYOL İLÇESİ, ÇÖKEK YAYLASI SEL VE HEYELAN ALANI ÖN İNCELEME RAPORU

Kültür ve Turizm Bakanlığından: AYDIN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR Toplantı Tarihi ve No : Karar Tarihi ve

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

JEOLOJİK MİRAS.

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ PEYZAJ, KÜLTÜR VE SANAT KÜLTÜREL PEYZAJ VE SINIFLANDIRILMASI

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III

KONYA ĐLĐ JEOTERMAL ENERJĐ POTANSĐYELĐ

JEOLOJİ MÜHENDİSİ A- GÖREVLER

DEMRE VE ÇEVRESİNİ ETKİLEYEN TARİHSEL DEPREMLER

TÜRKİYE NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

COĞRAFĠ VE MEKANSAL YAPI

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

UNESCO Dünya Mirası.

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

UNESCO DÜNYA MİRAS ALANLARI - TÜRKİYE

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

8. Ünite Yeryüzünde Yaşam

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Yılı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporu

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

BAYINDIRLIK VE ĠSKAN BAKANLIĞI YAPI ĠġLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. YAPI MALZEMELERĠ DAĠRE BAġKANLIĞI NİSAN 2011

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

SU HALDEN HALE GĠRER

MMM291 MALZEME BİLİMİ

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

Küllüoba 2004 yılı Kazı Çalışmaları

Akdeniz Üniversitesi

Akdeniz Üniversitesi

Akdeniz Üniversitesi

MADEN KANUNU ve BU KAPSAMDA VERİLEN RAPORLAMA SİSTEMLERİ

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

İkinci Bölümde; Global hazır giyim ticareti senaryoları ve Türkiye için hedefler oluģturulmaktadır.

ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ DERSĠ

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

YÖNERGE KODLU ve DAHA SONRA KAYDOLAN ÖĞRENCİLER

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

2. METODOLOJĠ 1 METODOLOJĠ. Programlar ile Ġstatistiksel Veri Analizi-2 (Prof.Dr. Kazım ÖZDAMAR,2002) çalıģmalarından yararlanılmıģtır.

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

MTA Genel Müdürlüğü Tarafından Yürütülen TUCBS ve INSPIRE Standartları Çalışmaları

DÜNYA YI ARAŞTIRMAYA HOŞGELDİNİZ

AKHİSAR (MANİSA) DURASIL MAHALLESİ, 2 PAFTA 6, 7, 8, 9, 22, 25, 26, 27, 28, 29, 30 PARSELLER ENERJİ ÜRETİM ALANI (GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ)

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

Aspendos Antik Kenti Sponsorluk Dosyası

PEYZAJ MĠMARLIĞI MESLEĞĠ VE KAHRAMANMARAġ SÜTÇÜ ĠMAM ÜNĠVERSĠTESĠ PEYZAJ MĠMARLIĞI BÖLÜMÜ

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

2015 YILINA AĠT KALĠTE GÜVENCE SĠSTEMĠ GÖZDEN GEÇĠRME RAPORU

SULTANHİSAR-AYDIN 260 ADA 1,2,3,4 PARSEL JEOTERMAL ENERJİ SANTRALİ İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

TARİH: REVIZYON: 0 SAYFA : 1/7 ISPARTAKULE KOZA EVLERĠ-2 01 MAYIS MAYIS 2017 AYLIK FAALĠYET RAPORU

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 10. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

2008 YILINDA ÜNĠVERSĠTELERĠMĠZĠN MADEN MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMLERĠNE KAYIT YAPTIRAN ÖĞRENCĠLERĠN ÖSS PROFĠLĠ ve ÇEġĠTLĠ BĠLGĠLER

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

BAKA BULUŞMALARI -I-

Analitik Etütlerin Mekansal Planlamadaki Yeri ve Önemi

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

MIT Açık Ders Malzemeleri Petroloji

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI ÇÖLLEġME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAġTIRMA PROJESĠ

TOKAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

L31-B-20-C, L31-B-25-B, L31- B-25-C, L32-A-21-A, L32-A-21-B, L32-A-21-D

Test. Doğa ve İnsan BÖLÜM 1

İL GENEL MECLİSİNİN 2015 YILI MART AYI TOPLANTISI GENEL GÜNDEMİ (Valilik Toplantı Salonu 02,03,04,05,06/03/2015 tarihleri arası) G Ü N D E M

Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü. ÖRGÜN ÖĞRETİM 1. SINIF (A Şubesi) PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

LEVHA HAREKETLERĠNĠN ETKĠLERĠ Alfred WEGENER 1915 yılında tüm kıtaların bir arada toplandığını,sonra farklı yönlere kayarak dağıldığını ileri

Transkript:

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ JEOLOJİK OLUŞUMLARIN KÜLTÜR VARLIKLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TURİZME KAZANDIRILMASI: PAMUKKALE ÖRNEĞİ UZMANLIK TEZİ Engin YILMAZ EKİM - 2013 ANKARA

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ JEOLOJİK OLUŞUMLARIN KÜLTÜR VARLIKLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TURİZME KAZANDIRILMASI: PAMUKKALE ÖRNEĞİ UZMANLIK TEZİ Engin YILMAZ Tez Danışmanı Prof. Dr. Erhan ALTUNEL EKİM - 2013 ANKARA

KÜLTÜR VE TURĠZM UZMANLIK TEZĠNĠN ÇOĞALTILMASI VE YAYIMI ĠÇĠN ĠZĠN BELGESĠ Tezi Hazırlayanın Adı Soyadı : Engin YILMAZ Tez Konusu : Jeolojik OluĢumların Kültür Varlıkları Açısından Değerlendirilmesi ve Turizme Kazandırılması: Pamukkale Örneği Tez DanıĢmanı : Prof. Dr. Erhan ALTUNEL Kültür ve Turizm Uzmanlık Tez çalıģmamın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanarak Milli Kütüphane ve Ġhtisas Kütüphanesinde her türlü elektronik formatta arģivlenmesini ve kullanıma sunulmasını kabul ediyorum. / /2013

SINAV YETERLİK KOMİSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranıģ ilkelerine uygun olarak toplayıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalıģmada bana ait olmayan tüm veri, düģünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim../.../2013 Engin YILMAZ Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı

ÖNSÖZ Yerküre'nin jeolojik süreçler ile meydana getirdiği oluģumlarının en değerlilerini içerisinde barındıran jeolojik miras alanları, güzellikleriyle ve yaģanabilir, cazip yerler olmaları nedeniyle tarihte de insanların dikkatini çekmiģ ve bu alanların yakınlarında kültürel geliģim sağlanmıģtır. Bu uzmanlık tezi çalıģması kapsamında, Bakanlığımız sorumluluğunda bulunan kültür konusunda, jeolojik oluģumların kültürel geliģime nasıl bir katkı sağladığı üzerinde durularak genel değerlendirmeler yapılmıģ, turizm konusunda ise alternatif turizm türlerinin ortaya çıkarılarak turizmin çeģitlendirilmesi misyonuna uygun olarak jeolojik miras alanlarının bu doğrultuda nasıl değerlendirilebileceği anlatılmıģtır. Bu nedenle, Bakanlığımızın misyonu içerisinde yer alan "Ülkemizin doğal, kültürel ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmak, korumak, geliştirmek, gelecek nesillere aktarmak..." ve "...turizmi çeşitlendirmek..." (kultur.gov.tr, 14.08.2013) eylemlerinden yola çıkılarak hazırlanan bu tez çalıģması, genellikle kültürel geliģimin de yaģandığı jeolojik miras alanlarının turizmin çeģitlendirilmesi kapsamında değerlendirilebilecek ve korunması gereken en önemli alanlardan olduğunu anlatması nedeniyle önem arz etmektedir. Bununla birlikte, bu uzmanlık tezi çalıģması, yukarıda bahsi geçen ve genel anlamda jeolojik miras alanlarının korunarak gelecek kuģaklara aktarılması ve ülkemiz turizminin çeģitlendirilmesi konusunda önemli olması yanında, özel anlamda Dünya Miras Listesinde yer alan Pamukkale'deki traverten çeģitlerinin jeolojik açıdan anlatılması, travertenlerin kültürel geliģime olan katkısını ele alması, yok olma tehdidi altında bulunan bazı traverten oluģumlarının tespit edilmesi ve esasında kırık, fay ve çatlak sistemlerine bağlı olarak geliģen travertenlerin oluģumunda etkin olan ve Hierapolis antik kentini bir çok kez tahrip eden tarihsel depremler hakkında bilgi vermesi açısından da önem arz etmektedir. i

Sonuç olarak, Bakanlığımızın misyonu çerçevesinde hazırlanan bu tez çalıģmasının, jeoloji bilimi ile kültür varlıkları ve turizm arasındaki iliģkiyi yansıtması açısından yararlı bir kaynak olarak değerlendirilebileceğini sayın okuyuculara arz ederim. Bununla birlikte, tez çalıģmam sürecinde maddi ve manevi olarak her zaman yanımda olan sevgili aileme, bilgi ve birikimi ile beni yönlendiren sayın danıģmanım Prof. Dr. Erhan ALTUNEL'e ve tezin geliģimine doğrudan katkı sağlayan çok değerli arkadaģlarım Fatih Murat SAĞLAM, Murat ZORLU, Nihat Can DEMĠR, Onur YILDIRIM ve Orçun GÜLER ile kuzenim Evrim TURAL'a teģekkürü bir borç bilirim. ii

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...... i İÇİNDEKİLER....... iii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ... vii TABLOLAR, RESİMLER, ŞEKİLLER VE HARİTALAR...... viii GİRİŞ.... 1 BİRİNCİ BÖLÜM JEOLOJİK OLUŞUMLARIN KÜLTÜR VE TURİZM DEĞERİ 1. JEOLOJİK OLUŞUMLARIN KÜLTÜR VE TURİZM DEĞERİ... 5 1.1. Jeolojik OluĢumların Kültür Varlıkları Açısından Değerlendirilmesi... 5 1.1.1 Kültürel GeliĢim Bağlamında Tarihte Yaygın Olarak Kullanılan Kayaçlar... 8 1.1.1.1. ÇakmaktaĢı-Obsidiyen...10 1.1.1.2. KireçtaĢı... 12 1.1.1.3. Andezit-Bazalt... 13 1.1.1.4. KumtaĢı... 14 1.1.1.5. Traverten... 14 1.1.2. Anadolu Coğrafyasında Tarihte Yaygın Olarak Kullanılan Kayaçlar... 15 1.1.3. Fay Zonlarının Ġnsanoğlunun YaĢamıyla ĠliĢkisi... 17 1.1.4. Süs TaĢları... 18 1.1.5. Jeotermal Kaynaklar... 19 1.1.6. Kültür Tarihi AraĢtırmalarında Yerbilimsel Metotlar... 20 1.1.6.1. Jeoarkeoloji... 20 1.1.6.2. Kültürel Jeoloji... 21 1.1.6.2.1. Türkiye'de Örnek Bir Kültürel Jeoloji ÇalıĢması... 22 1.2. Jeolojik OluĢumların Korunması ve Turizm Kapsamında Değerlendirilmesi... 24 iii

1.2.1. Jeolojik Miras...... 25 1.2.1.1. Jeolojik Mirasın Korunmasında Ulusal ve Uluslararası ÇalıĢmalar...... 26 1.2.1.2. Jeolojik Miras Ulusal Envanteri... 27 1.2.2. Jeosit... 28 1.2.3. Jeodeğer... 28 1.2.4. Jeoyol... 28 1.2.5. Jeotur... 29 1.2.6. Jeotop... 29 1.2.7. Jeoturizm... 30 1.2.8. Jeoparklar..... 31 İKİNCİ BÖLÜM PAMUKKALE'NİN TARİHSEL MİRASLARI VE KORUNMASI 2. PAMUKKALE'NİN TARİHSEL MİRASLARI VE KORUNMASI..... 42 2.1. Pamukkale'nin Kültürel Mirası: Hierapolis Antik Kenti...... 46 2.1.1. Hierapolis Antik Kentinin Kısa Tarihçesi ve KuruluĢu...... 46 2.2. Pamukkale'nin Jeolojik Mirası: Travertenler...... 50 2.2.1. Travertenler...... 51 2.2.1.1. Travertenlerin OluĢumu ve Sınıflandırılması...... 51 2.2.1.2. Türkiye'de Traverten OluĢumu... 53 2.2.1.3. Pamukkale'deki Traverten ÇeĢitleri... 54 2.2.1.3.1. Kendiliğinden OluĢan Kanal Tipi Travertenler... 56 2.2.1.3.2. Teras Tipi Travertenler... 57 2.2.1.3.3. Sırt Tipi Travertenler... 59 2.2.1.3.4. Fay Önü Travertenleri... 61 2.2.1.3.5. AĢınmıĢ Örtü Travertenler... 62 2.3. Pamukkale'nin Mevcut Koruma Statüsü... 62 iv

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM PAMUKKALE'NİN JEOLOJİSİ 3. PAMUKKALE'NİN JEOLOJİSİ...... 64 3.1. Stratigrafi....... 65 3.2. Yapısal Jeoloji... 66 3.3. Hidrojeoloji... 69 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM PAMUKKALE'NİN BİLİNMEYEN JEOLOJİK MİRASLARI 4. PAMUKKALE'NİN BİLİNMEYEN JEOLOJİK MİRASLARI... 71 4.1. Fay Aynası... 73 4.2. Sırt Tipi Travertenler...... 83 4.2.1. Tabiat Varlığı Niteliğindeki Sırt Tipi Traverten... 84 4.2.2. Kültür Varlığı Niteliğindeki Sırt Tipi Travertenler... 86 4.3. Pamukkale'de Ġnsan Yardımıyla OluĢan Doğal Yapılar (Kanal Tipi Travertenler)... 97 4.4. Kanal Tipi Traverten Köprüleri... 100 4.5. Yelderesi Vadisi... 108 4.6. Pamukkale Traverten Jeoparkı Önerisinin Değerlendirilmesine Esas GZFT (SWOT) Analizi... 113 4.6.1. Güçlü Yönler (Strengths)... 114 4.6.2. Zayıf Yönler (Weakness)... 115 4.6.3. Fırsatlar (Opportunities)... 116 4.6.4.Tehditler (Threats)... 117 DEĞERLENDİRME VE SONUÇ.... 118 KAYNAKÇA.... 127 EKLER... 136 v

ÖZET... 139 ABSTRACT..... 140 ÖZGEÇMİŞ...... 141 vi

SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ AKVKBKMA bkz. BM Çev. GZFT (SWOT) JEMİRKO KÇJJP M.Ö. M.S. MTA ProGeo TÜBİTAK UNESCO 3S Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ArĢivi Bakınız BirleĢmiĢ Milletler Çeviren Güçlü ve Zayıf Yönler, Fırsat ve Tehditler (Strengths and Weakness, Opportunities and Threats) Jeolojik Mirası Koruma Derneği Kızılcahamam-Çamlıdere Jeopark ve Jeoturizm Projesi Milattan Önce Milattan Sonra Maden Tetkik Arama The European Association for the Conservation of the Geological Heritage (Avrupa Jeolojik Mirası Koruma Derneği) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraĢtırma Kurumu United Nations Educational, Scientific and Cultural Organisation (BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Sea, Sand, Sun (Deniz, Kum, GüneĢ) vii

TABLOLAR, RESİMLER ŞEKİLLER ve HARİTALAR Birinci bölümün tablo ve şekilleri Tablo 1.1. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki buluntulardan hazırlanan zaman tablosu... 9 ġekil 1.1. Farklı renklerdeki çakmaktaģları... 10 ġekil 1.2. Obsidiyenden yapılmıģ ok uçları... 11 ġekil 1.3. ġanlıurfa Göbeklitepe'deki kireçtaģı sütunlarından bir örnek... 12 Tablo 1.2. UNESCO Küresel Jeopark Ağına üye olan jeoparklar... 33 ġekil 1.4. KÇJJP broģür kapağı ve kapak üzerinde Güvem sütun bazaltlarının bir görünümü... 38 ġekil 1.5. Jeopark konseptine uygun olarak tanzim edilmiģ ve ziyarete hazır hale getirilmiģ Soğuksu Milli Parkı Kuzcapınar Fosil Ağaç Jeositi... 40 ġekil 1.6. Kızılcahamam Çamlıdere Jeoparkı içinde yer alan duraklara ulaģım için yerleģtirilen mesafe ve yön levhaları... 41 İkinci bölümün resim, şekil ve haritaları ġekil 2.1. Pamukkale'de bulunan Homo erectus fosili... 43 Harita 2.1. Pamukkale ve çevresinin jeolojik formasyonları, tektonik unsurları ve bölgedeki diğer antik kentler... 44 ġekil 2.2. YapıtaĢı olarak travertenin kullanıldığı Akhan Kervansarayı... 45 ġekil 2.3. Laodikeia Antik Kenti içinde traverten kullanılarak yapılmıģ bir köprü... 45 Resim 2.1. Hierapolis Antik Kentinde bulunan kuzey nekropolünden bir görünüm... 49 Resim 2.2. Hierapolis Antik Kentinde bulunan Frontinus Caddesi üzerindeki yıkılmıģ yapılar... 49 Resim 2.3. Hierapolis Antik Kentinde bulunan tiyatro yapısı... 50 Harita 2.2. Türkiye'de travertenlerin bulunduğu alanlar... 53 Harita 2.3. Traverten çeģitlerinin Pamukkale bölgesindeki dağılımı... 55 viii

ġekil 2.4. Kanal tipi travertenlerin oluģumunu gösteren Ģematik kesit... 56 Resim 2.4. Hierapolis'in merkezinde yer alan kanal tipi traverten oluģumu... 57 ġekil 2.5. Teras tipi traverten morfolojisinin blok diyagramdaki görünümü... 58 Resim 2.5. Pamukkale'ye ismini veren beyaz renkli teras tipi travertenler... 59 ġekil 2.6. Sırt tipi travertenlerin oluģumunu gösteren Ģematik kesit... 60 Resim 2.6. Pamukkale de bulunan bir sırt tipi traverten oluģumu... 61 Üçüncü bölümün tablo, resim, şekil ve haritaları Harita 3.1. Pamukkale bölgesinin jeolojik haritası... 64 Harita 3.2. Pamukkale ve çevresinde yer alan formasyonların konumlarını ve yapısal özelliklerini gösteren hidrojeoloji haritası... 65 Resim 3.1. Tarihi depremler sonucu kanal tipi travertende oluģan çatlak... 66 Resim 3.2. Deprem sonucu Hamam-Bazilika yapısında meydana gelen yıkılma... 67 Resim 3.3. Depremler sonucu devrilmiģ olan kaya mezarları... 67 Tablo 3.1. M.Ö. 65 ve M.S. 1990 yılları arasında Pamukkale ve çevresinde kaydedilmiģ depremlerin listesi... 68 ġekil 3.1. Ġnceleme alanının Ģematik hidrojeoloji kesiti... 70 Dördüncü bölümün resim, şekil ve haritaları Harita 4.1. Pamukkale bölgesinin basitleģtirilmiģ haritası... 72 Harita 4.2. Pamukkale ve çevresinde jeosit olarak önerilen oluģumlar... 73 Resim 4.1. YokuĢyol Mevkii'ndeki fay aynası... 74 Resim 4.2. YokuĢyol Mevkii'ndeki fay aynası ve bloklarda oluģan kopma... 75 Resim 4.3. YokuĢyol Mevkii'ndeki fay aynasında kayma yönünü gösteren fay çentikleri... 76 Resim 4.4. YokuĢyol Mevkii'ndeki fay aynası üzerinde in-situ durumundaki kabartma... 77 ġekil 4.1. Karahayıt kabartması... 78 ix

Resim 4.5. Karahayıt Kabartmasının çalınmasından sonra fay aynasının mevcut durumu... 79 Resim 4.6. Fay ile kesilerek 1.5 m yükseklikte asılı kalan su kanalı ve fay aynası... 80 Resim 4.7. Hierapolis'e içme suyu sağlayan su kanalının devamı... 81 Resim 4.8. Su kanalı istikametinde suyun dereden karģıya geçmesini sağlayan kemer... 82 Harita 4.3. Fay aynası ve iliģkili olduğu kültür varlıklarının bulunduğu yerleri gösteren uydu haritası... 83 Resim 4.9. Yarıkkaya doğal sırt tipi traverten oluģumu... 85 Resim 4.10. Yarıkkaya doğal sırt tipi traverten oluģumunun hemen karģısında devam eden madencilik faaliyetleri... 85 Harita 4.4. Yarıkkaya Mevkii'nde bulunan sırt tipi travertenlerin yerlerini ve günümüz traverten ocakları ile iliģkisini gösteren uydu haritası... 86 Resim 4.11. Antik dönemde taģ ocağı olarak iģletilen "Çukurbağ Sırt Tipi Traverteni" yanında bulunan sütun parçası... 88 Resim 4.12. Bantlı traverten örneği... 88 Resim 4.13. Antik dönemde taģ ocağı olarak kullanılmıģ olan "Yarıkkaya Kültürel Sırt Tipi Traverteni"... 90 Resim 4.14. "Yarıkkaya Kültürel Sırt Tipi Traverteni" içinde antik dönem alet izleri... 90 Resim 4.15. "Yarıkkaya Kültürel Sırt Tipi Traverteni" içinde yapıtaģı olarak kullanılmak üzere traverten bloğunun çıkarıldığını gösteren izler... 91 Resim 4.16. "Yarıkkaya Kültürel Sırt Tipi Traverteni" içinde güncel madencilik faaliyetleri ve oluģan büyük tahribat... 92 Resim 4.17. Madencilik faaliyetleri sonucunda antik taģ ocağına giriģ kısmında meydana gelen tahribat... 93 Resim 4.18. "Yarıkkaya Kültürel Sırt Tipi Traverteni" yanında madencilik faaliyetleri... 93 x

Resim 4.19. Antik dönemde taģ ocağı olarak kullanılmıģ olan "Çukurbağ Sırt Tipi Traverteni"... 94 Resim 4.20. "Çukurbağ Sırt Tipi Traverteni" içindeki niģler... 95 Resim 4.21. Antik dönemde taģ ocağı olarak kullanılmıģ olan "Çukurbağ Sırt Tipi Traverteni" içine giriģ kısmı... 96 Harita 4.5. Çukurbağ sırt tipi traverteninin sınırlarını ve bulunduğu konumu gösteren uydu haritası... 96 ġekil 4.2. Hierapolis Antik Kentinde kültürel jeosit özelliğindeki kanal tipi traverten ağı ve kanalları kesen kırıklar... 98 Resim 4.22. Aktif beyaz travertenlerinin yanında oluģmuģ duvar Ģeklindeki kanal tipi traverten... 99 Resim 4.23. Çaltılı Dereyi karģıdan karģıya geçen ve güncel olarak oluģumu devam eden beyaz renkli kanal tipi traverten köprüsü... 101 Resim 4.24. Beyaz renkli kanal tipi traverten köprüsünün üst kısmı... 102 Resim 4.25. Hierapolis Ģehir merkezinden kanallar ile getirilen suyun oluģturduğu kanal tipi traverten ve devamındaki traverten köprüsü... 102 Harita 4.6. Beyaz renkli kanal tipi traverten köprüsünün konumunu gösteren uydu haritası... 103 Resim 4.26. Hierapolis Ģehir merkezinden kanallar ile getirilen suyun oluģturduğu kanal tipi traverten oluģumu ve devamındaki yıkılmıģ traverten köprüsü... 104 Resim 4.27. Hierapolis Ģehir merkezinden kanallar ile getirilen suyun Kadı Deresini geçmesi amacıyla inģa edilmiģ antik su kemerinin ayağı... 105 Resim 4.28. Su kemeri aracılığıyla Kadı Deresini karģıdan karģıya geçen kanal tipi traverten oluģumu... 106 Resim 4.29. Kanal tipi traverten üstünden ve devamındaki yıkılmıģ kemerden bir görünüm... 107 Harita 4.7. YıkılmıĢ kanal tipi traverten köprüsünün konumunu gösteren uydu haritası... 108 xi

Resim 4.30. Yelderesi Vadisi içinden bir görünüm... 109 Resim 4.31. Yelderesi Vadisi... 110 Resim 4.32. Yelderesi Vadisi içerisinde kireçtaģı formasyonu... 111 Resim 4.33. Yelderesi Vadisinin giriģ kısmında bulunan su kanalı... 112 Harita 4.8. Yelderesi Vadisi ile kültür varlığı olarak tescilsiz olan su kanalının konumu gösteren uydu haritası... 113 xii

GĠRĠġ Türkiye, tarihi boyunca toprakları üzerinde barındırmıģ olduğu çeģitli uygarlıklardan kalma kültür hazineleri, dünyada nadir olarak bulunan doğa güzellikleri ve her mevsimde yapılabilecek farklı etkinlikleri ile büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Türkiye, dağları, yaylaları, mağaraları, akarsuları, gölleri, termal kaynakları ve jeolojik miras alanları ile bir çok alternatif sunabilecek geniģ bir turizm yelpazesini oluģturmaktadır (Akpınar ve Bulut, 2010: 1577). Dünyada turizmin çeģitlendirilmesi ve pazarlanması çerçevesinde yoğun çalıģmalar yapılmakta ve sürdürülebilir nitelikte yeni turizm alanları ortaya çıkmaktadır. Son dönemlerde ortaya çıkan ve turizme kazandırılmaya çalıģılan jeolojik miras alanları özellikle yurtdıģındaki çalıģmalarda yoğun olarak ele alınmaktadır. Ülkemizde de bu çalıģmalar baģlatılmıģ olup jeolojik miras alanlarının korunması ve gelecek kuģaklara en iyi Ģekilde aktarılmasını amaçlayan jeopark olgusunun yasal zemine oturtulması için uğraģ verilmektedir. Jeoparklar, Bakanlığımızın misyonu çerçevesinde ele alınarak değerlendirilmesi gereken doğal, kültürel, tarihi ve bilimsel değerlerin iç içe olduğu turizm alanlarıdır. Ülkemizde en yaygın olarak deniz, kum, güneģ (3S) turizmi rağbet görmekte olup, turizmin çeģitlendirilmesi adına alternatif turizm olgusunun daha fazla yaygınlaģtırılması açısından milli parklar, özel çevre koruma bölgeleri, antik yerleģimler, tarihi sit alanları, doğal sit alanları, jeolojik miras alanları ve benzeri diğer alanlar farklı yönleriyle ele alınmalıdır. Alternatif yeni bir turizm türü olan ve insanların doğayı eğitsel açıdan tanıyarak hem eğlenmelerini hem de kültür birikimlerini arttırmayı amaçlayan

jeoturizm kapsamında, ülkemizdeki doğal ve görsel güzelliği ile bilimsel değeri olan ve bazıları kültürel geliģmelere de katkı sağlayan (örneğin Kapadokya, Pamukkale) veya hepsinin bir arada bulunduğu jeolojik miras alanlarının ziyaret edilir hale gelmesi veya var olan cazibesinin arttırılarak turizm değerinin yükseltilmesi doğa, tarih ve kültür için eğitim alanlarının oluģmasına, yoğun turizm faaliyetleri ile de yöresel ekonominin ve bu doğrultuda ülke ekonomisinin geliģmesine katkı sağlayacaktır. Ülkemizde en yüksek turizm potansiyeline sahip yerlerden biri Pamukkale bölgesidir. 1972 Dünya Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması SözleĢmesi ne göre oluģturulan ve Dünya Miras Komitesi tarafından yönetilen Dünya Miras Listesi'nde Dünya Miras Alanı olarak ilan edilen 981 doğal ve kültürel mekân yer almaktadır. Bunlardan 759 u kültürel, 193 ü doğal ve 29 i karma (doğal ve kültürel) miraslardır. Türkiye nin bu listede 9 u kültürel, 2 si karma olmak üzere 11 mirası bulunmaktadır. Pamukkale bölgesi de doğal ve kültürel özellikleri göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmeler sonucunda 1988 yılında karma (doğal ve kültürel) miras olarak bu listede yerini almıģtır (unesco.org.tr, 14.08.2013). Bu doğrultuda; ülkemizdeki jeolojik miras alanlarının korunarak gelecek kuģaklara aktarılması, koruma kullanma dengesi içinde turizme kazandırılarak turizmin çeģitlendirilmesinde ve kültür tarihi araģtırmalarında Bakanlığımız adına yapılan çalıģmalara örnek teģkil etmesi amacıyla Pamukkale bölgesinde göz ardı edilmiģ bulunan bazı jeolojik oluģumlar (Pamukkale bölgesinde kültür ve tabiat varlığı özelliği gösteren ve dünyada eģine zor rastlanan traverten çeģitleri, Hierapolis Antik Kentinde izleri görülen depremlerin tetikleyicisi konumundaki tektonik unsurlar ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan bazı jeomorfolojik alanlar) ele alınmıģtır. 2

Bu tez çalıģması kapsamında genel ve özel ölçekte yapılan araģtırma ve değerlendirmeler sonucunda; Bakanlığımızın son dönemlerde ortaya çıkan ve birçok Ülke tarafından desteklenen jeopark kavramı ile mevsimsel 3S turizmi ve ilgi çeken diğer turizm dalları yanında alternatif turizm dallarından biri olan jeoturizmin desteklemesinin gerekliliği, Pamukkale'deki kültür veya tabiat varlığı niteliğindeki jeolojik miras öğelerinden örnekler verilerek ortaya konulmaya çalıģılmıģtır. Jeolojik oluģumların kültür varlıkları açısından değerlendirilmesi ve turizme kazandırılmasını konu edinen ve Pamukkale'nin örneklem alanı olarak seçildiği bu tez çalıģması dört ana bölümden oluģmaktadır. Her bölüm kendi içinde alt bölümlere ayrılmıģ ve bu alt bölümlerde tez çalıģmasına iliģkin bütün veriler detaylı olarak ele alınmıģtır. ÇalıĢmanın bu kısmında tezin kapsamı, amacı ve öneminden kısaca bahsedilmekte olup; birinci bölümde, jeolojik oluģumların kültür ve turizm değeri ana baģlığı altında jeoloji ve kültür - turizm iliģkisi genel hatlarıyla ele alınarak jeolojik oluģumların kültürel geliģmelerdeki yeri ve bu oluģumların jeopark ve jeoturizm kapsamında nasıl değerlendirilebileceğine dair bilgilere yer verilmiģtir. Ancak, jeoloji ve kültür iliģkisinin geniģ kapsamlı bir konu olması nedeniyle, bu tez çalıģması kapsamında yalnızca örneklem alanı olarak belirlenen Pamukkale'deki kültürel geliģmeleri etkileyen jeolojik unsurlar ele alınmıģ ve tez çalıģması bu kapsamda sınırlandırılmıģtır. Ġkinci bölümde; tez çalıģmasında örneklem alanı olarak seçilen Pamukkale'ye iliģkin konulara geçilmiģ olup, Pamukkale'nin tarihsel mirasları ve korunması ana baģlığı altında, Türkiye'deki en önemli kültürel miraslardan olan, antik çağda kutsal kent olarak bilinen, Ģifalı suları ile de çok önemli bir sağlık merkezi haline dönüģen Hierapolis Antik Kentinin kısa tarihçesi ve antik çağda Hierapolis gibi bir kentin kurulmasındaki en büyük etken olan jeolojik mirasımız travertenler detaylı bir Ģekilde anlatılmıģtır. Ġkinci bölümün son kısmında ise bu tarihsel mirasların nasıl ve ne Ģekilde korunduğuna iliģkin bilgilere yer verilmiģtir. 3

Üçüncü bölümde; örneklem alanı olarak seçilmiģ Pamukkale'deki tarihi depremlerin ve traverten oluģumlarının nasıl meydana geldiğini açıklamaya yardımcı olmak amacıyla bölgenin jeolojisi kısaca anlatılmıģ olup, stratigrafik, yapısal ve hidrojeolojik verilere yer verilmiģtir. Dördüncü bölümde ise; Pamukkale'nin bilinmeyen jeolojik mirasları ana baģlığı altında, bölgenin ana çekim merkezi olan Hierapolis Antik Kenti ile beyaz renkli teras tipi travertenlerin gölgesinde kalan ve jeopark kavramı içerisinde değerlendirilebilecek doğal, kültürel, görsel ve bilimsel anlamda son derece ilgi çekici, ancak oldukça korumasız durumda kalmıģ olan değerli jeolojik oluģumlara yer verilmiģtir. Tez çalıģmasının son kısmında ise; tez çalıģmasına iliģkin değerlendirme ve sonuçlara yer verilerek kültür ve turizm çalıģmaları kapsamında Bakanlığımızca Pamukkale özelinde ve ülke genelinde değerlendirilebilecek yeni öneriler sunulmuģtur. 4

BĠRĠNCĠ BÖLÜM 1. JEOLOJĠK OLUġUMLARIN KÜLTÜR VE TURĠZM DEĞERĠ Jeolojik oluģumların kültür ve turizm değeri baģlıklı bu bölümde, jeolojik miras niteliğindeki oluģumlar kültür ve turizm konuları altında ayrı ayrı ele alınmıģtır. Kültürel değer anlamında, jeolojik oluģumların kültürel geliģim ile olan bağlantısı ve bu oluģumların insanoğluna yaptığı katkılardan genel olarak bahsedilmiģtir. Turizm değeri kapsamında ise, dünyada nadir olarak bulunan, yerkabuğunun oluģumuna ayna tutan ve bazı bölgelerde kültürel geliģmeleri de doğrudan veya dolaylı yoldan etkileyen doğal, bilimsel veya kültürel miras özelliğindeki jeolojik oluģumların korunması ve turizme kazandırılması kapsamında dünyada yapılan ve ülkemizde de yapılması gereken jeolojik koruma, jeopark ve jeoturizm uygulamalardan bahsedilmiģtir. 1.1. Jeolojik OluĢumların Kültür Varlıkları Açısından Değerlendirilmesi Doğanın çekirdeği konumundaki jeoloji, içinde yaģadığımız koģulların ilkelerini belirleyen ve dünyanın farklı bölgelerinde yaģayan insan topluluklarının yaģam biçimini etkileyen dinamik yerkabuğu süreçlerini inceleyen bilim dalıdır. Jeolojik faaliyetler sonucu ortaya çıkan oluģumlar ekosistemin bir parçası olmalarının yanında, aynı zamanda tabanını da oluģturmaktadır (Yusufoğlu, 2009:15).

Jeolojik olaylar ve farklı yeryüzü Ģekilleri gezegenimizin topluluklarını, uygarlıklarını ve kültürel çeģitliliğini derinden etkilemiģtir (Zouros, 2007:169). Ġnsanoğlu, varoluģundan beri her zaman içinde yaģadığı doğal çevreyi sorgulamıģ ve algıladığı ilginç jeolojik oluģumları, jeolojik faaliyetler sonucu meydana gelen doğal afetleri tarihsel dönemlerde mitolojik yönden açıklamaya çalıģmıģtır (Vitaliano, 2007; aktaran Yusufoğlu, 2009:15). Denilebilir ki; jeolojik oluģumlar ve olaylar insan yaģamında soyut veya somut olarak daima var olmuģtur. Burada; kayaçlar, mineraller, süs taģları, hidrotermal kaynaklar, yer Ģekilleri, madenler ve daha birçok jeolojik ürünün insanoğlunun tarihi boyunca yaģamında sürekli ihtiyaç duyduğu varlıklar olduğu ve bunların kullanımlarına göre önemli birer kültürel değere dönüģtüğü söylenebilir. Ġnsanların yaģamlarını sürdürmeleri için gereken hammaddelerden en önemlilerini jeolojik oluģumların sunduğu aģikârdır. Jeoloji ve kültür varlıkları arasındaki iliģkinin esasında temelini oluģturan kayaçların burada vurgulanması önem arz etmektedir. Ġnsanlık tarihinin üç milyon yıl öncesine kadar uzandığı ve yaklaģık iki buçuk milyon yıl önce de jeolojinin kökenini oluģturan kayaçların, yani diğer bir deyiģle taģların alet yapımında kullanıldığı tahmin edilmektedir. Günümüzden yaklaģık 12.500 yıl önce, dünya iklimi ve coğrafyası bugünkü haline yaklaģmaya baģlamıģ ve son buzul dönemi olan Pleistosen'in sona ermesiyle insanoğlunun yaģaması için gerekli Ģartlar oluģmuģtur. Tarih öncesi dönemlerden olan ve yaklaģık M.Ö. 10.000-5.000 yılları arasındaki bölümü kapsayan Neolitik dönemle birlikte insanlar yerleģik hayata geçmeye baģlamıģlardır. Bu dönemle birlikte özellikle taģ malzeme endüstrisi de büyük geliģmelere sahne olmuģ ve taģ malzemelerin, özellikle de taģ baltaların cilalanması gerçekleģtirilmiģtir (Erol ve Özbek, 2002: 72). Yerbilimcilerin, yerkürenin geçmiģi hakkında bilgi edinme gereçleri olan taģların toplumsal önemi kültürel değerlerinden çok, ekseriyetle "ekonomik değer" 6

Ģeklindedir. Bu ekonomik yaklaģım nedeniyle özellikle ülkemiz delik deģik edilmiģ ve her yerde ocak açma yarıģı baģlamıģtır. Ankara civarında andezit bulma-iģletme çukurlarının açılması, Denizli'de antik traverten ocaklarının tahrip edilmesi (bkz. Resim 4.16) ve Muğla'daki kayrak taģı avı bu duruma en iyi örneklerdir. Esasında, geçmiģten günümüze doğru tüm uygarlıklarda taģlar, özellikle de karbonatlı kayaçlar, var olmanın, kalıcı olmanın ve ihtiģamın temel maddesi olmuģtur. TaĢların yaygın kullanımı ve kalıcılığı sayesinde antik kentler günümüze kadar ayakta kalabilmiģ ve bu jeolojik oluģumların kültürel değeri sayesinde geçmiģ dönemler hakkında bilgi edinilebilmiģtir. Burada denilebilir ki, Arkeoloji bilimi varlığını kültürel jeolojik değeri olan taģlara borçludur (Boyraz; Uysal ve Engin, 2005:17). Ġnsanlık tarihi, tarih öncesi dönemler ve taģ malzemeler buraya kadar arkeoloji biliminin uğraģı alanındadır. Ancak taģ endüstrisinde, özellikle de cilalı taģ baltalarının, bunların yapımında kullanılan malzemelerin türü, kökeni, yaģı ve kaynağı gibi soruların yanıtını arkeoloji tek baģına bulamamaktadır. Bu soruların çözümünde diğer bilim dalları devreye girmektedir. Bu bilim dallarından biri de jeolojidir. Maisels (1999), arkeoloji ile jeoloji arasındaki iliģkiyi Ģöyle ifade etmiģtir: "Arkeoloji ile jeoloji, ondokuzuncu yüzyıl aydınlanmasının ikiz kardeşleridir. Antika düşkünlüğünü arkeolojiye dönüştüren jeoloji olmuştur. Arkeoloji ise, jeoloji ile tarih arasındaki halkayı oluşturur." (Maisels, 1999; aktaran Erol ve Özbek, 2002: 72). Buradan anlaģılacağı üzere, arkeolojik çalıģmalarda jeoloji bilgisinin aranmayacağı bir alan hemen hemen yok gibidir. Arkeolojik örneklerde jeoloji bilimi yardımı ile, köken, yaģ, kaynak bölge, yapım teknolojisi ve olası taģınma yolları gibi konulara açıklama getirilebilir (Erol ve Özbek, 2002; 72). Cilalı taģ baltalar sadece toplulukların geliģmesinde bir etken olarak kalmayıp, aynı zamanda bu toplulukları birbirinden ayıran sosyal bir öğe de olmuģtur. Öyle ki; taģ baltaların imal edildiği malzemenin türünün bilinmesi ve bu 7

malzemenin orijinal kaynağının tespit edilmesi, dolayısıyla o dönemde yaģamıģ insanların ticaret yollarının belirlenmesi açısından da önemlidir. Bu bağlamda, Neolitik döneme ait cilalı taģ baltaların jeolojik yöntemler ile incelenmesi, arkeolojik anlamda önemli sonuçlar vermekte olup, günümüzden binlerce yıl önce yaģamıģ insan toplulukların sosyal yaģamlarına ait önemli ipuçları hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir (Erol ve Özbek, 2002; 73-74). TaĢların insanlar ile olan iliģkilerinin tarihi çok eskilere kadar uzanır ve geçmiģ zaman hakkında çok fazla Ģey söyler. Tanrı krallar, kölelik, uygarlık, inançlar, estetik ve sanat; kısacası somut ve soyut kültürel miras olarak geçmiģe ait ne varsa hepsi jeolojik bir ürün olan iģlenmiģ taģlarda korunmaktadır (Boyraz; Uysal ve Engin, 2005:20). Jeolojik oluģumların kültür varlıkları açısından değerlendirilmesini genel bir bakıģ açısıyla yansıtmak üzere, ilerleyen baģlıklarda hepsi birer jeoloji ürünü olan ve bu tez çalıģmasında örneklem alanı olarak belirlenmiģ Pamukkale'deki kültürel geliģmeleri de doğrudan etkilemiģ olan kayaçlar (örneğin Pamukkale travertenleri), süs taģları, faylar ve jeotermal kaynaklar örnek olarak ele alınacak olup, sonraki baģlıklarda ise jeoloji ve kültür iliģkisi arasında bir köprü görevi gören ve kültür tarihi araģtırmalarında kullanılan yerbilimsel metotların (Jeoarkeoloji, Kültürel Jeoloji) tanıtımına yer verilecektir. 1.1.1. Kültürel GeliĢim Bağlamında Tarihte Yaygın Olarak Kullanılan Kayaçlar TaĢlar, diğer bir deyiģle kayaçlar, jeolojinin kökenini oluģturmaktadır ve insanlık tarihi boyunca avcılıktan barınmaya ve estetiğe kadar kültürel birçok eylemde sürekli olarak var olmuģ ve bir geliģmiģlik ürünü olarak da sürekli var olmaya devam edecektir. Jeolojik oluģumların kültürel değerini açıklamaya yardımcı olması açısından, jeolojinin kökenini oluģturan kayaçların genel olarak hangi türlerinin tarihte insanoğlu tarafından ne Ģekilde kullanıldığının anlatılması faydalı olacaktır. 8

Jeolojinin bu önemli malzemesinin insanlık tarihindeki yerini öğrenmek adına, ilk insan yerleģimleri ve uygarlıklarının en göze çarpanlarının yaģadığı Anadolu topraklarından çıkarılan buluntuların sergilendiği Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ndeki sergi malzemesi ile envanter kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde genel olarak, geçmiģten günümüze sırayla çakmaktaģı, obsidiyen, kireçtaģı, andezit, bazalt, kumtaģı ve travertenin tarihte insanlar tarafından en yaygın olarak kullanılmıģ kayaç türleri olduğu belirlenmiģ ve bu doğrultuda Tablo1.1 hazırlanmıģtır (Boyraz; Uysal ve Engin, 2005:18). Tablo 1.1. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki buluntulardan hazırlanan zaman tablosu. (Kaynak: Boyraz; Uysal ve Engin, 2005: 18) 9

1.1.1.1. ÇakmaktaĢı - Obsidiyen ÇakmaktaĢı, denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin çökelmesi ile kahverengi, gri, beyaz ve siyah renklerde oluģan çok sert bir kayaçtır. Çok sert bir kayaç olması ve düzgün yüzeyler halinde kırılması sayesinde ilkel insanlar tarafından alet yapımında kullanılan çakmaktaģı demir veya çeliğe sürtüldüğünde kıvılcım çıkarabilmektedir. Bu özelliği ile 17. ve 18. yüzyıllarda ateģli silahların horozunda, barutu ateģleyici madde olarak kullanılmıģtır (tr.wikipedia.org, 14.05.2013). ġekil 1.1. Farklı renklerdeki çakmaktaģları (paleoberkay.blogspot.com, EriĢim Tarihi: 14.05.2013) Obsidiyen, magmadan çıkan lavın kristalleģmeye yetecek zaman geçmeden hızlıca soğuyarak donmasıyla oluģan volkanik kökenli bir cam türüdür. Kristal yapıda olmamalarından dolayı keskin kenarları moleküler inceliğe kadar ulaģabilir. Bu özelliğinden dolayı eski çağlarda ok ucu olarak kullanılmıģ olan obsidiyen, günümüzde ise neģterlerin kesici kısımlarında kullanılmaktadır (tr.wikipedia.org, 10.04.2013). 10

ġekil 1.2. Obsidiyenden yapılmıģ ok uçları (woodcocompany.com, EriĢim Tarihi: 15.05.2013) Buradan anlaģılacağı üzere, insanların ilk kullandığı taģlar çakmaktaģı ve obsidiyendir. GeçmiĢte el baltaları Ģeklinde kullanılan bu taģlar zaman içinde mızrak ucu, ok baģı ve diğer keskin aletlere dönüģmüģtür. Ġlk zamanlarda kendilerini korumak ve yaģamlarını sürdürmek amacıyla bu taģları iģleyen insanoğlu, zamanla bunların gizledikleri güzellikleri ortaya çıkararak mücevherat ya da sanatsal objelerin yapımında da kullanmıģlardır. Günümüzde de yarı değerli süs taģları olarak önemlerini sürdürmektedirler (Boyraz; Uysal ve Engin, 2005: 19). 11

1.1.1.2. KireçtaĢı KireçtaĢı, kalsiyum karbonat tuzundan (CaCO 3) oluģan tortul bir kayaçtır. (tr.wikipedia.org, 10.04.2013). KireçtaĢları, mineraller dıģında, insanlar tarafından kullanılan en eski taģlar olup ilk kullanımları 10.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Sert ve gösteriģli olanları, yerleģik medeniyetlerin ortaya çıkmasından itibaren çoğunlukla bina gövdeleri, sütun, sütun baģları, heykel, kapı ve duvar süslemelerinde kullanılmıģlardır. Bu özellikleri sayesinde kireçtaģları, Helenistik ve Roma dönemlerindeki en gözde yapı malzemesi olmuģtur. KireçtaĢları, bol olmaları ve yerleģim yerlerine yakın yerlerde bulunmaları nedeniyle Anadolu uygarlıklarında da yaygın olarak kullanılmıģ bir kayaç türü olarak karģımıza çıkmaktadır. Çoğu zaman da yerleģim yerleri bu hammaddenin sağlandığı alanlara kurulmuģtur. Son yüzyılda kimya, endüstri, ziraat ve yine mimari alanlarda kullanımı daha da yaygınlaģmıģtır (Boyraz; Uysal ve Engin, 2005: 20). ġekil 1.3. ġanlıurfa Göbeklitepe'deki kireçtaģı sütunlarından bir örnek (gobeklitepe.info/tr/, EriĢim Tarihi: 18.07.2013) 12

1.1.1.3. Andezit - Bazalt Andezit, Tersiyer ve Kuvaterner dönemlerinde geliģen volkanik hareketlere bağlı olarak oluģmuģ bir kayaç türü olup, Ankara'nın GölbaĢı bölgesinde bolca bulunması nedeniyle Türkiye'de Ankara taģı olarak da bilinmektedir (tr.wikipedia.org, 10.04.2013). Bazalt, volkanik bir kayaç türü olup, siyah renkte ve kesif yığınlar halinde oluģur. Doğada kütle, damar ve akıntı halinde bulunur ve baģlıca özelliklerinden birisi, altıgen prizmalar biçiminde, büyük sütunlar meydana getirmesidir (bkz. ġekil 1.4). Sert ve dayanıklı bir taģ olduğundan kaldırım, yapı taģı, demiryolu, köprü malzemesi olarak kullanılır. Yeryüzünde çok bol olarak bulunan bazalt, bazı bölgelerde binlerce kilometrekarelik yerleri örter (tr.wikipedia.org, 10.04.2013). Andezit ve bazalt türünde olan kayaçlar insanlar tarafından çok sonra kullanılmaya baģlayan kayaçlardır. Bu gecikmenin temel sebebi, andezit ve bazaltın iģlenmesinin zor ve büyük bloklar elde etmenin güç olduğu kayaçlar olmalarıdır. Genellikle andezit ve bazalt kaya buluntuları heykel ve kabartma duvar süsleri Ģeklindedir ve bu kayaçlar ilk kullanılmaya baģlandığı tarihlerden itibaren günümüze doğru kullanımı yaygınlaģan volkanik kayaçlardır. AĢınma ve iklime bağlı bozunmalardan daha az etkilendikleri için özellikle mimari alanlarda yaygınca tercih edilen kayaçlar arasındadır (Boyraz; Uysal ve Engin, 2005: 20). 13

1.1.1.4. KumtaĢı KumtaĢı, kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapıģması sonucu oluģan ve kuvars taneleri oranı yüksek olan fiziksel tortul bir kayaçtır. (tr.wikipedia.org, 10.04.2013). KumtaĢı, kullanım tarihçeleri volkanik kayaçlarla birlikte baģlayan, ancak volkanik kayaçlara oranla geçmiģ dönemlerde çok daha az tercih edilen bir kayaç türüdür. Örneklerinin çoğu kabartma Ģeklinde olduğu gibi, zaman zaman mimari alanlarda da kumtaģından yararlanılmıģtır (Boyraz; Uysal ve Engin, 2005: 20). 1.1.1.5. Traverten Travertenlerin kültürel tarihteki yeri bu baģlık altında yüzeysel olarak ele alınacak olup, Pamukkale'nin örneklem alanı olarak belirlenmesi ve bu bölgenin varlığını travertenlere borçlu olması nedeniyle bu kayaçlar daha detaylı olarak tezin ikinci bölümünde anlatılacaktır. Traverten, basınç altında, bünyesinde erimiģ karbondioksit bulunan yeraltı sularının, geçtikleri bölgelerdeki kalsiyum karbonatı (CaCO 3 ) eriterek taģıması ve bu suların aniden basınçsız ortama çıkarak karbondioksitin uçması ile, suda erimiģ bulunan kalsiyum karbonatın çok ince katmanlar halinde birikmesi sonucunda oluģan bir kayaç türüdür (tr.wikipedia.org, 10.04.2013). 14

Travertenler, bina ve sur gövdelerinde yakın dönemlerde kullanılmaya baģlanmıģtır. Son dönemlerde ise bina kaplama malzemeleri arasında en ön sıralarda kullanılan kayaç türü olarak ön plana çıkmaktadır (Boyraz; Uysal; Engin, 2005: 20). Fay, kırık ve çatlaklara bağlı olarak yeryüzüne çıkan sıcak su kaynakları çevresinde oluģan travertenlerin etrafında birçok medeniyet var olmuģtur. Bunun temel nedeni olarak, traverten kayacının iģlenmeye, yontulmaya uygun olması sayesinde yapı taģı olarak çeģitli birçok yapının inģa edilmesinde kolaylıkla tercih edilebilen bir kayaç türü olması söylenebilir. Bu özelliklerinden dolayı travertenlerin çevresinde genellikle antik kentler görülmektedir. Bu travertenler tarih öncesinden günümüze kadar bilim, kültür, din ve güzel sanatlara tanıklık edip çeģitli medeniyetlerin ürünü olarak yaģadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve mimari özelliklerini yansıtmaktadırlar (Atabey, 2003:97). Ülkemizde, yüksek bir traverten rezervine sahip olan Denizli yöresindeki dünyaca ünlü Hierapolis, Laodikeia, Tripolis ve Colossae gibi antik kentlerde ve Selçuklu kervansaraylarında yapıtaģı olarak traverten kullanılmıģtır. Bununla birlikte, Anıtkabir'de de yapıtaģlarından biri olarak Ankara ve çevre illerdeki ocaklardan çıkarılan traverten kayacı kullanılmıģtır. Anıtkabir'in inģaatı sırasında, Eskipazar'a (Karabük) yaklaģık 5 km uzaklıktaki Budaklar köyü civarındaki taģ ocaklarından getirilen sarı travertenler, tören alanındaki kolonlar ve mozole kolonları ile Aslanlı Yol çevre duvarlarında oldukça fazla miktarda kullanılmıģtır (Akın, 2006:34). 1.1.2. Anadolu Coğrafyasında Tarihte Yaygın Olarak Kullanılan Kayaçlar Anadolu coğrafyası, iklimi, suyu, bereketli toprakları, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri sayesinde tarihin her döneminde insanların ilgisini çekmiģ ve yaģam 15

için elveriģli bir bölge olduğundan burada medeniyetler kurulmuģtur. Günümüzde olduğu gibi antik dönemlerde de insanlar önce yakın çevrelerinde var olan doğal malzemelerden yararlanma yolunu seçmiģlerdir. Bu malzemelerin yakın çevrede yeterli olmadığı veya bulunmadığı durumlarda ise daha uzaklardan karģılamaya çalıģmıģlardır. Ülkemizin müzeleri gezildiği zaman hemen hepsinde o bölgeden çıkartılmıģ, her antik döneme ait tarihi eserler görülebilir (Sevin vd., 2008:38). Karbonatlı kayaçlar Türkiye deki tortul kayaçlar içinde en yaygın olarak bulunan litolojidir. Ancak, bu karbonatlı kayaçların bolluğu stratigrafik yaģlara ve tektonik bölgelere göre değiģiklik göstermektedir. Örneğin, denizel kireçtaģları ve dolomitler Mezozoik ve Tersiyer yaģlı Toros KuĢağının kuzeyinde ve güneyinde yer alırken, gölsel kireçtaģları ve travertenler Kuvaterner ve Neojen yaģlı Ġç Anadolu da hâkimdir. Mermerler genellikle Paleozoik yaģlı metamorfik kayaçlar ve Mezozoik yaģlı ofiyolitlerle bir arada bulunmaktadır. Diğer yandan, Mezopotamya ile birlikte Anadolu, Erken ve Orta-Holosen (paleolitik ve neolitik zamanlar) dönemindeki ilk insan yerleģimlerinin bulunduğu coğrafik bölge olmakla birlikte; Sümerler ve Romalılar'dan Osmanlı ya kadar farklı birçok medeniyet tarafından iģgal görmüģtür. Bu zaman zarfında, karbonatlı kayaçlar antropojenik (insan kaynaklı) faaliyetlerin tümünde önemli bir rol oynamıģtır. Anadolu daki müzelerde yer alan buluntular ve arkeolojik sit alanlarındaki inģaat malzemeleri (taģlar) medeniyetin geliģiminde karbonatlı kayaçların önemini göstermektedir. Bu yüzden, insan eliyle yapılmıģ Ģeylerin üretimi ve yerleģimler için kullanılan karbonatlı kayaçların çıkarıldığı yerler kültürel jeo-miraslardır (Kazancı; Boyraz ve Uysal, 2005:334). Bu kültürel jeo-miraslar yerbilimlerinin yeni bir dalı olan kültürel jeolojinin ilgi alanı içerisinde yer almakta olup, ilerleyen baģlıklarda kültürel jeolojinin tanımı ve ilgi alanları detaylı olarak açıklanacaktır. Bu tez çalıģmasının ana amaçlarından bir tanesi olan jeoloji ve kültür varlığı iliģkisinin değerlendirilmesi açısından, yerbilimlerinin bu yeni dalının tez kapsamında tanıtılması faydalı olacaktır. 16

1.1.3. Fay Zonlarının Ġnsanoğlunun YaĢamıyla ĠliĢkisi Yerkabuğunun Ģekil ve yapısı iki grup faktörün etkisi altında sürekli olarak değiģim göstermektedir. Bu faktörlerden biri bizzat yerin içinde doğan ve biriken enerji kaynakları olup, diğer faktör ise güneģ enerjisidir. Yerkabuğunun Ģekil ve yapısında değiģikliğe neden olan iç enerji kaynaklarının oluģturduğu faylanmalar ve özellikle aktif faylar, etkin olduğu dönemlerde yeryüzünün Ģekillenmesinde önemli rol oynarlar (Altunel, 2011:1). Dinamik jeolojik hareketlerin (tektonik hareketler) geliģtiği fay zonlarının, insanoğlunun yaģamını her ne kadar olumsuz etkilemiģ olduğu bilinse de, geçmiģte kültürel geliģmelerin yaģanmasına olanak tanıyan alanlar olduğu da bilinmelidir. GeçmiĢ dönemlerde, insanoğlu zararlarının farkına varamadan fay zonları üzerinde ya da yakınında yaģamını elveriģli hale getirmiģtir (Yusufoğlu, 2009:16). Bakıldığında, geliģmiģ Ģehir veya bölgelerin çoğunlukla fay zonları üzerinde veya fay zonlarına yakın alanlarda bulunduğu görülmektedir. Ġnsanoğlu, yeryüzüne ayak bastığı andan itibaren yerleģim yeri belirlemede bir arayıģ içindedir. YaĢadığı dönemdeki koģullar içinde yerleģeceği yere karar vermede özellikle iklim, su kaynakları, verimli topraklar, savunma, geçiģ güzergahları gibi faktörleri göz önünde bulundurmak zorundadır. Su kaynakları, verimli topraklar ve geçiģ güzergahı gibi faktörler büyük ölçüde aktif tektonik yapılar tarafından kontrol edilmektedir. Fay zonları veya fay sistemleri, insanoğlunun temel ihtiyaçlarından olan su ve toprağın geliģtiği verimli alanlardır ve aynı zamanda morfolojik olarak barınmasına elveriģli doğal yapıların da oluģtuğu yerlerdir. Dolayısıyla ilk insanlar yeryüzüne yayılırken büyük ölçüde fay zonlarını takip etmiģ, fay zonları boyunca çıkan sıcak ve soğuk su kaynakları, fay hareketine bağlı olarak 17

geliģen kolay iģlenebilir toprak alanlarında (alüvyonlar) tarımın yapılabilmesi sonucu olarak da yerleģim yerleri hem tarihsel dönemlerde hem de günümüzde fay zonları boyunca veya fay zonlarına yakın yerlerde kurulmuģtur. Jeoloji, bir yandan insanoğluna yerleģim yeri kurmak için cazip mekanların oluģmasına katkıda bulunurken diğer yandan da insanoğlunu yerleģtiği yerden baģka yerlere göç etmeye zorlamıģtır. Aktif fay zonları boyunca yerleģim yerleri kuran insanoğlu, bu fay zonları üzerinde meydana gelen büyük depremler sonucu yaģadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmıģtır (Yusufoğlu, 2009:16; Altunel, 2011:1). Burada, fay zonlarının insanoğlunun hayatında ve kültürel geliģmelerde büyük bir rolü olduğunu söyleyebiliriz. 1.1.4. Süs TaĢları Jeoloji biliminin alt dallarından biri olan Gemoloji'nin ilgi alanına giren süs taģları, geçmiģten günümüze kadar insan hayatında her zaman var olmuģtur ve bundan sonra da varlığını sürdürecektir. Tarih öncesi dönemlerde alet veya silah olarak kullanılan bazı taģ ve mineraller, daha sonraları güzellikleri ile insanların dikkatini çekmiģtir. Parlak ve güzel renkli olan bu jeolojik ürünler gücünün varlığına inanılan efsanevi, hatta tanrısal objeler haline gelmiģtir. Arkeolojik bulgulardan da yola çıkıldığında, güzel renkli ve etkileyici taģ ve minerallerin ilk çağlardan beri çekici görünümleri ile süs malzemesi olarak kullanılmıģ olduğu ve bunların somut birer kültürel mirasa dönüģtüğü görülmüģtür. Zamanla taģları iģlemeyi öğrenen insanoğlu, bu sert, dayanıklı ama bir o kadar da çekici malzemelerin en değerlilerini ve en nadidelerini hep en iyiye layık bularak tanrılarına, liderlerine sunmuģ, tapınaklarını süslemiģ, bir soyluluk ya da toplumsal sınıfın iģareti olarak kabul etmiģtir. Bu konuda, tarih öncesinde obsidiyen ve çakmaktaģından yapılan ok uçlarından Aztekler'in turkuaz tören masklarına, Uzakdoğu'da kutsal sayılan jadeitlerden tapınakları süsleyen değerli taģlara, sepiolit olarak bilenen bugünkü lületaģından, tek taģlı elmas alyanslara kadar pek çok örnek verilebilir (Lüle, 2001:32). 18

Süs taģları tarihi dönemlerde kültürel anlamda ne kadar değerliyse, günümüz kültüründe de vazgeçilmeyen ve giderek popülaritesi artan kültürel jeolojik değerler olarak karģımıza çıkmaktadır. Çoğunlukla kültürel miras alanlarının bulunduğu turizm bölgelerinde açılan dükkan, stand vb. yerlerde sergilenen bu süs taģları güzellikleri ve enerji verici özellikleriyle insanlar tarafından rağbet görmekte ve bu alan geliģen bir sektöre dönüģmektedir. 1.1.5. Jeotermal Kaynaklar Jeotermal kaynaklar Ģimdiki zamanda olduğu gibi tarihte de insanlar tarafından Ģifa bulmak için kullanılmıģtır. Tektonik faaliyetler sonucu oluģan fay sistemlerinin bulunduğu alanlardan yeryüzüne çıkan jeotermal kaynakların çevresi tarihi dönemlerde de cazibe merkezi olmuģtur. Bu durumu sıcak su kaynaklarına yakın yerlerde inģa edilen antik kentlerin varlığından çıkarmaktayız. Buna örnek olarak Pamukkale'deki Hierapolis Antik Kentini verebiliriz. Bugün, Pamukkale'deki traverten oluģumlarının da kaynağı olan kırık ve çatlaklardan yüzeye çıkan, kalsiyum tuzu ve karbondioksit içerikli termal suların yüzyıllardan beri çeģitli hastalıkları iyileģtirici etkisi oluğuna inanılmıģ ve bu alan Ģifa arayan insanların en önemli uğrak yeri olmuģtur. Bu ilgi, kaynakların etrafında Hierapolis adıyla önemli bir yerleģim merkezinin oluģmasına neden olmuģtur. Hierapolis, kalsiyum karbonatlı suların binlerce yıldır Ģekillendirdiği olağanüstü ve dünyada eģine zor rastlanan bir traverten coğrafyasına yaslanarak biçimlenen kutsal bir kent olmuģ ve ünü tüm Akdeniz havzasına yayılarak Helen ve Roma uygarlıklarının ihtiģamlı merkezlerinden biri haline dönüģmüģtür (kulturvarliklari.gov.tr, 28.02.2012). 19

1.1.6. Kültür Tarihi AraĢtırmalarında Yerbilimsel Metotlar Eski çağlardan günümüze miras kalan jeoloji kökenli taģınır veya taģınmaz kültür varlıkları kültürel jeo-miras olarak tanımlanmaktadır (bkz. Kazancı; Boyraz ve Uysal, 2005:334). Bu kültürel jeo-miraslara süstaģları, obsidiyen ok ucları, karbonatlı kayaçlardan yapılmıģ mimari sütun parçaları, yerleģim görmüģ peribacaları, tez kapsamında anlatılacak olan kanal tipi travertenler ve daha birçok jeolojik oluģum örnek olarak verilebilir. Son dönemlerde, kültürel jeo-mirasların araģtırılması konusunda Jeoarkeoloji ve Kültürel Jeoloji disiplinlerinden faydalanılmaktadır. Tezin bu kısmında, Bakanlığımızın çalıģmalarını da yakından ilgilendiren bu iki yeni dalın tanıtılması faydalı olacaktır. 1.1.6.1. Jeoarkeoloji Ġnsanoğlu, avcılık ve göçebelikle geçen bir hayat tarzından sonra günümüzden yaklaģık 15.000 yıl önce Anadolu nun da içinde bulunduğu yakın doğuda yerleģik düzene geçerek ilk köyleri oluģturmuģtur. Ġnsanlar yerleģeceği bölgeyi seçerken, ilk etapta doğal Ģartların uygunluğuna bakmıģ ve bu yerleģim yeri seçiminde bölgenin antik bitki örtüsü, iklim Ģartları, tabii kaynakları, sulak oluģu, tarıma elveriģliliği ve coğrafi konumu önemli etkenler olmuģtur. Bu bakımdan bir bölgenin kültür tarihi araģtırılırken, antik çevre ortamının da bilinmesi gerekmekte olup burada yerbilimsel metotlar devreye girmektedir. Ġnsanların eski dönemlerde yerleģtikleri bir bölgenin jeolojik yapısı, yeraltı su kaynakları, maden yatakları, erozyonun tespiti ve doğal ortamdan bugünkü ortama geçiģ nedenleri ancak çok disiplinli projeler kapsamında ve özellikle uygulamalı yerbilimsel metotlarla araģtırılabilir. Bu araģtırmalar Jeoarkeoloji kavramı altında toplanır. Jeoarkeoloji, 20

arkeoloji bilimindeki birçok sorunun cevabının yerbilimsel (jeoloji, mineraloji, jeofizik, coğrafya) metotlarla araģtırılması olarak da tanımlanabilir (jmo.org.tr, 28.02.2013). Ülkemizin önemli kültürel tarihi ve arkeolojik sit alanlarının fazlalığı göz önünde bulundurulduğunda, Jeoarkeoloji'nin ülkemiz için geliģmesi gereken bir dal olduğu görülmektedir. Arkeolojik araģtırmalarda Jeoarkeoloji uygulamalarının gerçekleģtirilmesi antik çevre ortamlarının daha kolay olarak belirlenmesine imkan tanıyacaktır. 1.1.6.2. Kültürel Jeoloji Arkeolojik eserlerin büyük bir bölümü jeolojik oluģumlardan üretilmiģ malzemelerdir. Bu doğrultuda, yerbilimlerinin ilgi alanına giren birçok konunun insan yaģamını doğrudan veya dolaylı yönden etkilediği aģikârdır. Bu kapsamda, araģtırmacılar Jeoloji biliminin yeni geliģen bir dalı olan Kültürel Jeoloji yi, Bakanlığımızın da ilgili olduğu birçok alanda kullanmaktadırlar. Kültürel Jeoloji, kültürün oluģumuna etki eden veya ona katkıda bulunan her türlü jeolojik olayı ve bunların etki biçimini inceleyen bilim dalı olup, inceleme materyali olarak kültürel jeo-mirasları kullanır (bkz. Kazancı; Boyraz ve Uysal, 2005:334). Kültürel jeo-miraslar, insanların yerküreyi kullanarak veya ondan etkilenerek bıraktığı izlerdir. Kültürel jeo-miras elemanları veya yapıtaģları olan ilk insan yerleģim yerleri (mağaralar), el baltaları, aletler (silisli kayalar, mineraller), yapı taģları, yontular (kayaçlar), insanlara ait kemik-diģ parçaları, süs eģyaları, yaģam kalıntıları, tarihsel doğal afetler, iklim değiģimleri ve insan göçü gibi unsurlar 21

Kültürel Jeoloji'nin materyali ve inceleme konularıdır. Ġlk el baltalarının ortaya çıkıģından günümüze kadar olan insan-doğa iliģkilerini temel alır. Tüm su kaynaklarının tuzlu olduğu yöredeki eski bir yerleģim yerinin neden orada olduğu (suların niçin tuzlandığı), onarımı yapılacak bir yapının taģlarının hangi kaynaklardan getirildiği, tarihsel ve tarih öncesi dönemlerdeki büyük insan göçlerinin doğal nedenlerinin araģtırılması gibi konular kültürel jeoloji konularıdır (Kazancı, 2010:37-39). Türkiye, coğrafik konumu ve özellikleri sayesinde tarihte birçok uygarlığı üzerinde barındırmıģtır. Bu özellikleri ile Türkiye de Kültürel Jeoloji'nin ilgi alanına giren birçok materyal birikmiģ olup bu dalın geliģmesi ve uygulanır hale gelmesi önem arz etmektedir. Örnek olarak, Bakanlığımızın sorumluluğunda bulunan antik kentlerin veya tarihi binaların onarımının orijinal malzemeleriyle yapılması Kültürel Jeoloji araģtırmaları ile sağlanabilir. Bunun için, tarihi yapıların inģasında kullanılan taģların yaģ ve köken tayini yapılarak ilk çıkarıldıkları kaynaklara ulaģılabilir ve yapının restorasyonu orijinal malzemeyle yapılabilir. Kültürel Jeolojinin daha iyi anlaģılabilmesi için tez çalıģmasının dördüncü bölümünde Pamukkale'de yer alan bazı kültürel jeo-miraslar (sırt ve kanal tipi travertenler) ele alınarak somut örnekler ortaya konulmuģ ve Kültürel Jeoloji'nin yararları gösterilerek tez çalıģması desteklenmiģtir. 1.1.6.2.1. Türkiye'de Örnek Bir Kültürel Jeoloji ÇalıĢması Ülkemizde, Bakanlığımız sorumluluğunda bulunan müze ve ören yerlerinde, karbonatlı kayaçlardan üretilmiģ veya karbonatlı kayaç bileģimi olan objelerin sayılması ve gruplandırılması suretiyle yapılan bir Kültürel Jeoloji çalıģmasında, Kazancı vd. (2005); hayvan ve insan heykeli, sütun, duvar, zemin gibi büyük ölçekli nesneler ile süs eģyası gibi küçük ölçekli nesnelerin yoğun olarak traverten ve 22

mermer gibi karbonatlı kayaçlardan üretildiğini; birkaçı dıģında, neredeyse tüm arkeolojik yerleģim alanlarının karbonatlı kayaçlar ile yapılmıģ olduğunu; özellikle duvar ve zeminlerin kireçtaģı veya travertenden yapılırken, sütunların mermerlerden yapılmıģ olduğunu; kaya mezarlarının çoğunlukla Anadolu nun güneyinde yer alan Ermenek ve Mut Ġlçelerindeki Tersiyer yaģlı kireçtaģlarında görüldüğünü; Ġç Anadolu da Cihanbeyli ve Karaman Ģehirlerinde yer alan karbonatlı kayaçlar üzerine kazılarak yapılmıģ olan tipik evlerin Likya ve Frigya nın taģ evleri olduğunu; bu evlerin bazılarının da derin vadiler içinde saklı durumda olduğunu ileri sürmüģ olup; bunların, sadece korumak ve gelecek kuģaklara aktarılmak için değil, aynı zamanda araģtırma yapmak ve Ģimdiki topluma tanıtmak adına tipik ve önemli kültürel jeomiraslar olduğunu ifade etmiģlerdir (Kazancı; Boyraz ve Uysal, 2005:334). Türkiye, üzerinde barındırdığı eski birçok uygarlıktan kalan mağara, taģ ev, antik yerleģim vb. birçok kültürel jeo-miras sayesinde büyük bir Kültürel Jeoloji potansiyeline sahiptir. Bu doğrultuda, Bakanlığımızca Kültürel Jeoloji çalıģmalarının desteklenmesi özellikle arkeolojik kazılarda, yüzey araģtırmalarında ve müzecilik faaliyetlerinde yürütülen çalıģmalarda yarar sağlayacaktır. 23