kaldýrmalýyýz iddiasýný dile getiren Zararsýz, Türkiye de son yýllarda saðlýk konusunda önemli deðiþimler... 2 DE



Benzer belgeler

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

Cumhuriyet Halk Partisi

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI


ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

35 YKR. ABD li turistler Ýlicek Köyünde. Muhtar Özdoðan (Saðda) Turistlerle

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Kapadokya Þiir Yarýþmasý

ÖDP : Maraþ'ý unutmayacak unutulmasýna izin vermeyeceðiz

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ

TÜRKÝYE SAÐLIK SEKTÖRÜNDE FÝNANSMAN: Paran Kadar Saðlýk

*** TOSYA KENT REHBERİ ***

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

OKA akar, Çorum bakar Baþkanlardan gazetemize ziyaret

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý


EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan

Yaz l Bas n n Gelece i

SGK Başkanı Fatih Acar CNBC-E nin Canlı Yayın Konuğu Oldu

GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: Ev Tel: Türker Alkan Zor iþ. Mustafa Andýç

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

10SORUDA AİLE SİGORTASI

7-10 ŞUBAT 2002 TARİHLERİ ARASINDA TRABZON DA YAPILAN İNCELEMELER HAKKINDAKİ ALT KOMİSYON RAPORU

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

Ýl Özel Ýdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Konusunda Yapýlan Yeni Yasal Düzenlemeler

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

A t t i l â Þ e n k o n

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

A NADOLU I SUZU Y ILLIK R APOR. isuzu ANADOLU GRUBU

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

Hüseyin Seyfi. Söyleþi. Devamý 5 DE

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Baþbakan Erdoðan, Güven bunalýmý doðdu. Avrupa dan gelecek PKK li grubun geliþi ertelendi dedi. Pakistan yolunda

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

Eczacýlardan Artýk Yeter

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti


GÜNLÜK SİYASİ YEREL GAZETE


Tam Gün Anayasa ya aykýrýdýr!

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

frekans araştırma

TMMOB'DAN BÝZ GERÇEK BÝR YAPI DENETÝMÝ ÝSTÝYORUZ

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

657 sayýlý yasada deðiþiklik ve hedeflenenler

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli?

Olmazsa Olmaz Sosyal Güvenlik

ABD'DE ÝÞ SAÐLIÐININ YÜKSELÝÞ VE DÜÞÜÞÜ*

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

TÜRKĐYE EKONOMĐ DÜNYA SPOR HAYAT YAZARLAR RADĐKALĐST OTOMOTĐV KÜLTÜR SANAT

Beşiktaş Gazetesi11 EKİM Antalya kampı başladı

Zigana'da çýð felaketi

Bakan Güler, "Türkiye rüzgar enerjisinde AB ülkeleri arasında 1'inci, olacak" dedi

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

ÝÞSÝZLÝK SÝGORTASI UYGULAMASI KONULU TOPLANTI YAPILDI

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

AKP Hükümetinin eðitim hedefleri hiç gerçekçi deðil!

Baþkan Hisarcýklýoðlu: Reformlarýn hayata geçmesi için hükümetle çalýþacaðýz

HAK ARAMA SÜRECÝNDE YASAL UYGULAMALAR HAKKINDA TUTUMLARI ARAÞTIRMASI. Giriþ. Örneklem ve Yöntem

Ýl Koordinasyon Toplantýsý Vali Yardýmcýsý Deniz Sürmen baþkanlýðýnda yapýldý.

BÝLECÝK ÜNÝVERSÝTESÝ MAKÝNA ve ÜRETÝM MÜHENDÝSLÝÐÝ BÖLÜMÜ'NDE BÖLÜME HOÞGELDÝN KOKTEYLÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

Kent savaşı ve iki Diyarbakır

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Dersimiz: Baþkanlýk. Baþbakanýn teveccühü. Pankobirlik'te neler oluyor BÝR DOST (3) Çorumda 600 "Çölyak" hastasý var. Cerioðlu:

SSK'NÝN DURUMU: SSK Neyin Sigortasý?

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Transkript:

Söyleþi 4 DE Zeynep Kuray ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) karþýtlarý ilk büyük eylemlerini toplantýlara katýlmak için Türkiye'ye gelen yöneticilerin kaldýðý Hilton Oteli önünde gerçekleþtirdi. Eylemciler, "7 milyarlýk dünya nüfusunu açlýða mahkum eden halk düþmaný IMF ve Dünya Bankasý'na geçit vermeyeceðiz" dedi. IMF ve Dünya Bankasý'nýn 6-7 Ekim'de Ýstanbul'da gerçekleþtireceði toplantýlarýn baþlamasýna sayýlý günler kaldý. IMF ve Dünya Bankasý Karþýtý Birlik üyeleri dün sabah Ýstanbul Elmadað'da toplandý ve Hilton Oteli'ne doðru yürüyüþe geçti. Emperyalistler, Ýþbirlikçiler 6'inci Filo'yu Unutmayýn'' sloganlarý atan eylemcilerin önünü bir süre sonra çevik kuvvet polisleri kesti. Polis barikatýný zorlayarak aþan eylemciler Hilton Oteli'ne yakýn bir yerde polise raðmen basýn açýklamasý yaptý. IMF ve Dünya Bankasý Karþýtý Birlik Sözcüsü Reha Keskin "Dünya zenginliðinin yüzde 70'ini elinde tutanlar hep kendi ceplerini dolduruyor. 7 milyarlýk dünya nüfusunu açlýða mahkum eden halk düþmaný IMF ve Dünya Bankasý'na geçit vermeyeceðiz" diye konuþtu. Dünya halklarýný sömürenleri ve temcilsilerine seslenen Keskin, Sizi 'paran yoksa güvenli bir geleceðin ve saðlýk güvencen de yok' diye özetlenen saðlýk politikalarýnýzdan tanýyoruz. Sizi en temel insan haklarýndan olan nitelikli eðitim ve saðlýk eðitim hizmetini zenginlerin kazanç kapýlarýndan biri haline getiren sosyal sorumluluk politikalarýnýn aslýnda ne demek olduðunu hastane kapýlarýnda yaþamýný yitiren yakýnlarýmýzdan biliyoruz. Sizi ve iþbirlikçilerinizi tarýmdaki yýkým politikalarýndan biliyoruz dedi. 2 DE 3 DE Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Baþkaný Emin Zararsýz, Türkiye nin gündeminden düþmeyen saðlýk harcamalarýyla ilgili çarpýcý bir açýklama yaptý. Zararsýz ýn açýklamasýna göre son altý yýl içinde saðlýk harcamalarýnda inanýlmaz bir artýþ yaþandý. Ancak bu artýþ yeni hastaneler ve parasýz hizmet yoluyla deðil, özel hastanelere ve ilaç firmalarýna akýtýlan kaynak nedeniyle yaþandý. Halktan alýnan vergilerin özele aktarýlmasý nedeniyle yaþanan artýþa karþýn, hükümet yaþanan artýþý durdurmak için ilaç ve hizmette tasarrufu ve katký paylarýnýn artýrýlmasýný gündeme getiriyor. Saðlýk örgütleri ise yaþanan bu olumsuz tablonun arkasýnda hükümetin uyguladýðý Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn yattýðýný dile getirdiler. Türkiye Avrupa nýn Gerisinde SGK nýn Sosyal Güvenlik dergisine açýklamalarda bulunan Emin Zararsýz, genç nüfusa raðmen saðlýk giderlerinin altý yýlda 7,2 milyar liradan 27,6 milyar liraya çýktýðýný belirtti. Bizi endiþelendiren saðlýk harcamalarýndaki artýþtýr. Buna dur demek gerekir. Gereksiz ilaç kullanýmýný, israfý ortadan kaldýrmalýyýz iddiasýný dile getiren Zararsýz, Türkiye de son yýllarda saðlýk konusunda önemli deðiþimler... 2 DE Darbeci hükümete yeter demenin zamaný geldi Amerika Devletleri Örgütü (OAS) Brezilya Büyükelçisi Ruy Casaes, Honduras halkýnýn þu an yaþamakta olduðu durumun kaygý verici olmayý sürdürdüðünü" belirtti ve yeter demenin zamanýnýn geldiðini vurguladý. Casaes, yasalara aykýrý bir þekilde iktidarý alan ve hiçbir meþruluðu olmayan bu hükümetin iktidarda kalmaya devam etmesinin, diðer bölgelerde de sorun yaratacaðý ifade etti. 8 DE Endonezya makamlarý, Sumatra Adasý'ný vuran þiddetli depremde ölenlerin sayýsýnýn 1000'i aþabileceðini bildirdiler. Ada'da 6.8 büyüklüðünde bir deprem daha oldu. Bu depremin hasara yol açýp açmadýðý henüz bilinmiyor. 7 DE Onat Kutlar ýn Ýshak ý elli yýl önce yayýmlanmýþtý, a Yayýnlarý nýn ilk kitabý olarak. Üniversiteli bir grubun yönettiði a Yayýnlarý, dünyayý ve edebiyat anlayýþýný deðiþtirmek için kurduklarý a dergisinin (1955-60) yan kuruluþuydu. 50 Kuþaðý diye de adlandýrýlan grubun öykücüleri ozanlarýndan daha kalabalýktýr: Onat Kutlar, Demir Özlü, Adnan Özyalçýner, Orhan Duru, Erdal Öz, Ferit Edgü. Onat Kutlar ýn ilk öykü kitabý Ýshak, YKY de özel bir baský, Erkal Yavi nin çizdiði özel bir logo (50 Kuþaðý nýn ilk kitaplarý 50 Yaþýnda) ve önsözle yayýmlandý. Önsözü, 50 Kuþaðý ndan Doðan Hýzlan yazdý. Önümüzdeki günlerde kuþaðýn öteki öykücülerinin ilk kitaplarý da ayný logo ve önsözle deðiþik yayýnevlerince yayýmlanacak. 5 DE Kapadokya bölgesinde, Kýzýlýrmak çamurundan faydalanýlarak üretilen çanak ürünleri, Avrupa ve Güney Amarika ülkelerine ihraç ediliyor. Son yýllarda hýzla artan taleplerle birlikte bölgenin en büyük çanak üretim fabrikasý olan Anadolu Çömlekçilik A.Þ., 2010 yýlýnda 2.5 milyon euroluk bir ihracat hedefliyor. 6 DA

2 Mahkeme, Yalýn'ýn hedef gözeterek kendisini vurduðunu iddia ettiði polis Muhammed Giþi'nin tutuklanmasý talebi reddetti. Sanýk polis duruþmaya gelmezken dava 11 Mart'a ertelendi. Polisin açtýðý ateþ sonucu,19 Ocak 2008'de ayaðýndan yaralanan, emekli memur Kemalettin Rýdvan Yalýn'ýn (52) açtýðý davanýn ilk duruþmasý bugün (28 Eylül) Beyoðlu 4. Asliye Mahkemesi'nde görüldü. Yalýn'ýn avukatlarýndan Can Atalay duruþmayý bianet'e anlattý: "Müvekkilimiz 'hedef gözetilerek' vurulduðunu söyledi, þikayetini bildirdi. Avukatlarý olarak kaldýrýldýðý hastanede fiili gözaltý iþlemi yapýlmasý, 'bomba ihbarý var' denilerek evinin aranmasý gibi somut olaylarýn da gösterdiði gibi kolluðun 'delilleri karartma', müvekkili ya da tanýklarý etkileme çabasý söz konusu olabileceðini söyleyerek bu nedenle sanýk polis memuru Muhammed Giþi'nin 'sorgusunun alýnmasý beklenmeksizin' tutuklu olarak yargýlanmasýna karar verilmesini talep ettik. Mahkeme heyeti bu talebimizi reddetti." Duruþmaya sanýk polis Giþi katýlmazken Yalýn'ýn avukatlarýndan Sinem Uludað "Kendisinin bir baþka suçtan dolayý tutuklu olduðu söyleniyor. Ancak baþka bir bilgi yok. Diðer yandan mahkeme tebligatý Giþi'ye ulaþtýrýlmak üzere Sultanbeyli Polis Karakolu'na gönderilmiþ" dedi. "Adalete güvenmiyorum" Yalýn ise "Neredeyse iki yýl olacak. Beni vuran polis ortada yok. Adalete güvemiyorum. Söz konusu kiþinin polis olduðu için korunduðuna inanýyorum" dedi. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi'nde (AÝHM) baþvurmasý için iç hukuk yollarýnýn týkanmasý gerektiðini söyleyen Yalýn "Davadan sonuç çýkmayacaðýný bilsem de takipçi olacaðým" diye konuþtu. Duruþmaya bastonla katýlan Yalýn bundan 21 ay önce, 19 Ocak 2008'de, Taksim'de, gazeteci Hrant Dink'in anmasý ardýndan daðýlan gruba polise müdahalesi sýrasýnda polis kurþunuyla ayaðýndan vurulmuþ, kaval kemiði parçalanmýþtý. Olay günü 14 kiþiyle birlikte kayýtlara üzerinden "Hrant Dink posteri ve Birgün gazetesi çýktý" notuyla 15. þüpheli olarak geçmiþ, kaldýrýldýðý hastanede baþýna iki polis konularak gözaltýnda tutulmuþtu. Yalýn o dönem TCDD'de memur olduðunu, olaylarla ilgisi olmadýðýný söyleyerek polis Muhammed Giþi'nin kendisini niþan alarak vurduðunu iddia etmiþti. Taburcu edilen Yalýn'ýn evi "Bomba ihbarý var" denilerek aranmýþtý. 19 Ocak'ta çýkan olaylarda gözaltýna alýnan 15 kiþinin "yasadýþý slogan atmak, polise saldýrý, kamu malýna zarar vermek"le suçlandýðý ve tutuksuz yargýlandýklarý dava sürerken Yalýn'ýn þikayeti üzerine açýlan davanýn ilk duruþmasý yaklaþýk iki yýl sonra görüldü. Dava 11 Mart'a ertelendi. (EZÖ) Bianet Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Baþkaný Emin Zararsýz, Türkiye nin gündeminden düþmeyen saðlýk harcamalarýyla ilgili çarpýcý bir açýklama yaptý. Zararsýz ýn açýklamasýna göre son altý yýl içinde saðlýk harcamalarýnda inanýlmaz bir artýþ yaþandý. Ancak bu artýþ yeni hastaneler ve parasýz hizmet yoluyla deðil, özel hastanelere ve ilaç firmalarýna akýtýlan kaynak nedeniyle yaþandý. Halktan alýnan vergilerin özele aktarýlmasý nedeniyle yaþanan artýþa karþýn, hükümet yaþanan artýþý durdurmak için ilaç ve hizmette tasarrufu ve katký paylarýnýn artýrýlmasýný gündeme getiriyor. Saðlýk örgütleri ise yaþanan bu olumsuz tablonun arkasýnda hükümetin uyguladýðý Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn yattýðýný dile getirdiler. Türkiye Avrupa nýn Gerisinde SGK nýn Sosyal Güvenlik dergisine açýklamalarda bulunan Emin Zararsýz, genç nüfusa raðmen saðlýk giderlerinin altý yýlda 7,2 milyar liradan 27,6 milyar liraya çýktýðýný belirtti. Bizi endiþelendiren saðlýk harcamalarýndaki artýþtýr. Buna dur demek gerekir. Gereksiz ilaç kullanýmýný, israfý ortadan kaldýrmalýyýz iddiasýný dile getiren Zararsýz, Türkiye de son yýllarda saðlýk konusunda önemli deðiþimler yaþandýðýný belirtti. Saðlýk harcamalarýna deðinen SGK Baþkaný, toplam saðlýk harcamalarýnýn gayri safi yurt içi hasýlaya oranýna bakýldýðýnda Almanya nýn 10,1, Fransa 11,1, Ýspanya 8,2, Ýtalya 8,9 iken Türkiye de 6,3 olduðunu belirtti. Ayný ülkelerdeki kiþi baþý saðlýk harcamasýna bakýldýðýnda Almanya da 3 bin 499, Fransa da 3 bin 800, Ýspanya da 2 bin 700 dolar olduðunu kaydeden Zararsýz, Türkiye de ise 880 dolarda kaldýðýný aktardý. Sadece bu verilere bakarak deðerlendirme yapmanýn doðru olmayacaðýna, 65 yaþ üstü nüfusa bakmak gerektiðine dikkat çeken Zararsýz, en fazla saðlýk harcamasý yapýlan yaþ grubunun 65 yaþ üstü olduðunu ifade etti. Avrupa Birliði üyesi ülkelerde 65 yaþ üstü nüfusun toplam nüfusa oranýnýn ortalama yüzde 20 ler civarýnda bulunduðunu kaydeden Zararsýz, Türkiye de bu oranýn yüzde 6,8 gibi çok düþük bir oran olduðunu belirtti. Zararsýz, Yani Türkiye genç bir nüfusa sahiptir ve saðlýk harcamalarýnýn bu ülkelere göre çok daha az olmasý normaldir dedi. Ayda 23 Milyon Reçete Yazýlýyor 2002 yýlýnda 7,2 milyar lira olan saðlýk harcamalarýnýn 27,6 liraya ulaþtýðýný ve sürekli artma eðilimi gösterdiðini dile getiren Zararsýz, Bizi endiþelendiren saðlýk harcamalarýndaki artýþtýr. Buna dur demek gerekir dedi. Ýlaç harcamalarýnda da 2002 yýlýna göre yüzde 46,34 oranýnda reel artýþ yaþandýðýný kaydeden SGK Baþkaný, toplam saðlýk harcamalarý içindeki ilacýn payýnýn yüzde 30 u ulaþtýðýný söyledi. Bu oranýn ABD de yüzde 12,6, Japonya da yüzde 19,6, Ýngiltere de yüzde 15,8, Almanya da yüzde 14,8 de kaldýðýna dikkat çekti. Türkiye de ayda 23 milyon reçete yazýldýðýna iþaret eden Zararsýz, gereksiz ilaç kullanýmýnýn, ilaç israfýnýn sona ermesi gerektiðini söyledi. Ýlaçta kare kod sistemine mutlaka geçilmesi gerektiðini belirten Zararsýz, suiistimallerin önlenmesi gerektiðine dikkat çekerek, bir kiþiye 93 defa çekilen usulsüz MR ý örnek gösterdi. Beklenen Rakamlar TTB Baþkaný Gençay Gürsoy: Saðlýk harcamalarýndaki artýþ rakamsal olarak gerçeði ne derece yansýtýyor mu bilemiyoruz ama hâlâ Türkiye nin saðlýk alanýnda harcadýðý para benzer ülkelerin ortalamasýnýn altýnda. Saðlýk alanýndaki bütçe payý da böyle. Ama þu bir gerçek Türkiye de 80 li yýllardan beri devam eden AKP iktidarýnda çok daha belirgin hala gelen saðlýðýn piyasalaþtýrýlmasý, hizmetin kamu alanýndan deðil özel alandan satýn alýnmasý esasen saðlýk alanýnda en pahalý sistemin temellerini oluþturuyor. Bu harcamalarýn en önemli bölümü de bu saðlýk sistemi içinde ilaç ve teknoloji tüketimine gider. Bunlarý baþýndan Saðlýkta Dönüþüm Programýnýn ortaya atýldýðý zaman TTB olarak söyledik. Söylediklerimiz þimdi bu rakamlarla ispatlanmýþ oldu. Saðlýk harcamalarý teknolojiye gidiyor önleyici hekimliðe giden pay azalýyor. Bunun tersi olmalý. Kamusal hizmetin yayýlmasý lazým. Özel hastanelerde ne kadar çok ilaç yazarsak ne kadar çok incelersek hasta memnun olur diye düþünüyor. Bu hastaya müþteri gözüyle bakýldýðýnýn kanýtýdýr. Doðal olarak ilaç harcamalardaki payda artýyor. AKP bu dengesizliði gidermek içinde ilaçtaki katký payýný arttýrarak yine faturayý halka kesiyor. Bunlar beklenen sonuçlardý. Milyarlarca dolara füze alan memleket hala saðlýk harcamalarýna para ayýrmayý seçmiyor. Cepten ödemelerle harcamanýn tamamýný kýsarak hiçbir yere verilmez. Saðlýkta Dönüþüm Programýndan kesin dönüþüm yapýlmadýðý zaman vatandaþýn cebinden daha çok paralar çýkmaya devam eder. Dönüþmedi Yýkýldý SGK Baþkaný Emin Zararsýz in açýkladýðý rakamlarý deðerlendiren SES Aksaray Þube Baþkaný Songül Beydilli, uygulamada olan Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn saðlýk hizmetlerini özelleþtirmeyi esas aldýðýný belirterek, Hükümet uyguladýðý programla koruyucu saðlýk hizmeti terk edildi, bunun sonucu olarak da hastalýklar arttýk. Tedavi edici hizmetler teþvik edildi dedi. Önleyici saðlýk hizmetlerine göre tedavi edici saðlýk hizmetlerinin daha pahalý olduðunu belirten Beydilli, Artýk hastalarýn özel hastanelerden de hizmet alabilmesi, kâr etmeyi düþünen bu hastanelerin bir çok yapýlmayan iþi yapmýþ gibi göstermesine, yapýlmamasý gereken þeyleri yapmasýna neden oldu? Bu da saðlýk alanýndaki harcamalarýn arttýrýyor diye konuþtu. Kamu hastanelerinde uygulanan performansa göre döner sermaye uygulamasýnýn buralarda da yapýlan iþlem sayýsýný arttýrdýðýný dile getiren Beydilli, ilaç konusunda da benzer þeylerin yaþandýðýný aktararak, Saðlýkta Dönüþüm Programý ile Türkiye deki saðlýk hizmetlerini geriye götürdüðü kaydetti. Beydilli, Hastalýklara taný konmak yerine hastaya zaman az ayrýldýðý için teknoloji kullanýmý artmýþtýr. Teknolojinin kullanýmýnýn artmasý maliyetin artmasý demektir. Saðlýk harcamalarýndaki maliyet teknoloji ve ilaç tekellerine aktarýlmýþtýr. Saðlýk ticaret alaný haline getirilmiþtir. Bunun önünü açan Saðlýkta Dönüþüm Programýyla birlikte uygulamaya konulan Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý dýr (SSGSS). Saðlýkta Dönüþüm Programýna son verilmelidir. Koruyucu saðlýk hizmetlerini önemseyen, sevk zinciri olan, herkesin ücretsiz yararlanacaðý bir sistem kurulmadýr diye konuþtu. (ÝÞÇÝ SENDÝKA SERVÝSÝ)

2 Ekim 2009 Cuma Zonguldak Çaycuma'da eþini, kayýnpederini, kayýnvalidesini, iki baldýzýný ve kayýnbiraderini öldüren Þafak Köksal'ýn, 21 Ekim 2007'de 12 askerin þehit olduðu Daðlýca baskýnýnda PKK'lýlarla çatýþtýðý ortaya çýktý. Zanlý Þafak Köksal ve zanlýya yardým ettiði iddia edilen aðabeyi tutuklandý. Damat köye yaklaþýk 8 kilometre uzaklýkta kendilerine ait kömür ocaðýndan dönen Köroðlu ailesine pusu kurdu. Yolu kütükle kapattý. Kamyonetten inen eþinin 2 kýz kardeþi ile kayýnpederi ve kayýnvalidesini silahla öldürdü. Köksal, 4 kiþiyi katlettikten sonra 8 kilometrelik yolu yürüyerek önce kendi evine sonra da eþinin kaldýðý eve gitti. 5 aylýk oðlunun gözü önünde eþi Ayþe Köksal ve kayýnbiraderini öldürdü. O gün asker uðurlamak için Çaycuma'ya giden kayýnbiraderi Ali Köroðlu ise katliamdan kurtuldu. Adliye çýkýþýnda gazetecilerin olayla iliþkin sorularýný cevaplayan baba Ýsmail Köksal, Hakkari'nin daðlýk bölgesinde vatani görevini yapan oðlunun, psikolojisinin bozulduðunu söyledi. Askerliðini Komando olarak Hakkâri de yapan Köksal'ýn iki yýl önce Daðlýca'da 12 askerin þehit olduðu 8 askerin kaçýrýldýðý birlikte görev yaptýðý ve oðluna da Doðu adýný verdiði öðrenildi. Yukarýdaki satýrlarý posta adresime gelen bir mailden alýntýladým. Günlerce televizyon kanallarýndan haberleri yapýldý, yorumlar verildi. Ülkemiz için gerçekten üzüntü verici bir durum. Yýllardýr süren kardeþ kavgasýnýn meyveleri bunlar. Çocuklarýmýz sað salim askerden dönse bile kafa saðlýklarýný yitirmiþ olarak dönüyorlar, çatýþma ortamlarýndan. Son yýllarda týp literatürüne Vietnam sendromu diye geçen bu rahatsýzlýk yüzünden binlerce Amerikalý asker psikolojik destek almýþtýr. Bu askerler ve aileleriyle ilgili gerçek hayattan esinlenerek onlarca film izlemiþinizdir. Vietnam savaþý sonrasý sivil hayata dönen bir çok savaþ gazisi asker savaþ karþýtý olmuþ, savaþ karþýtý eylemlerde aktif rol almýþlardýr. Ülkemizde çatýþma ortamýndan dönen askerler takip ediliyor mu bilmiyorum. Savaþ karþýtý olup olmadýklarýndan da haberimiz yok. Olsa da basýnda göremiyoruz. Ancak Amerikalý askerle bizim asker arasýnda fark var. Birisi emperyal düþünceyle ülkesini deniz aþýrý korumaya gidiyor, para karþýlýðý. Diðeri ise yaþadýðý topraklarda çatýþmaya giriyor. Ne olursa olsun çatýþmaya giren askerler denetlenmeli, desteklenmeli, topluma kazandýrýlmalýdýr. Bu yaþanan olayýn adý Vietnam sendromu mudur? Cinnet geçiren toplumumuz daha nice sendromlara gebedir. Sokaðýmýzda kýzlý erkekli çocuklarýn, oyuncak silahlarla televizyondan izledikleri ölüm oyununu, doðaçlamayla oynamaya çalýþtýklarýný izledim, üzülerek. Basýna da bir dur demeli, vermemeli böylesi acýklý haberleri hem de birinci sýrada. Akan kanýn durmasý için yapýlan önermelere yýllardýr kulak týkandý, UÐUR TÝCARET EROL - UÐUR AKDERE Ýnþaat ve Sihhi Tesisat Malzemeleri Odun - Kömür Satýþý Tel: Ýþ: 0384 441 36 49-441 26 27 Ev: 441 26 75 Cep: 0532 685 06 30-0555 373 96 90 Atatür Bulvarý No: 79 HACIBEKTAÞ Vietnam sendromu mu? kulaklar çekildi. Akan kan bir þekliyle durdurulmalýdýr artýk. Ancak bu þekilde çaðdaþ ve müreffeh bir toplum olabiliriz. Bakýn yýllar önce Oðuzhan Müftüoðlu geçmiþi aþabilmek baþlýklý Bireþim yayýnlarý sayfa 90 da neler önermiþ. Ve bu gün neler söylemiþ....abd nin yýllardýr yaptýðý gibi her iki halkýn baðrýnda derin yaralar açarak sürüp gelen bu savaþýn sona ermesini artýk engelleyecek politikalardan vazgeçmiþ olmasý bile, bu sorunu gerçekten çözmek isteyenler için önemli bir fýrsattýr... Konuya iliþkin en olumsuz durum, - MHP nin tutumunu bir yana býrakacak olursak- CHP yönetiminin geleneksel devlet politikasýnýn izinden giderek her þeye bir bölünme paranoyasý içinden bakmaya devam etmesidir. Onlar, bölünme dahil, hiçbir þeyin, yýllardýr yaþadýðýmýz insanlarýn kendileri tarafýndan seçilmeyen dinsel veya etnik aidiyetleri yüzünden birbirine düþman olup boðazlaþarak her iki halkýn baðrýnda onulmaz yaralar açan bugünkü durumdan daha kötü olamayacaðýný anlayamýyorlar. Biz otuz yýldýr, bu konudaki gerçek kalýcý bir çözümün bugünkü devlet yapýsýnýn kökten deðiþtirilerek, en küçük yerel birimlerden baþlayarak, her bölgede yaþayan halkýn, etnik, dinsel ve mezhepsel farklýlýklarýna bakýlmaksýzýn, kendi sorunlarýnýn çözümü ve kendilerinin idaresi hakkýnda söz ve karar sahibi olacaklarý sistemlerde arayan bir anlayýþý savunduk, bunun için mücadele ettik. Bu çözümün bugün de doðru olduðunu düþünüyorum. 1992 yýlýndaki tartýþmalarda, savaþýn en yoðun yaþandýðý o dönemde, Kürt sorununda demokratik çözüm yoluna gidilmesi için açýklamalarýmýz olmuþtu. Savaþýn yarattýðý þiddet ve katýlýk ortamýnda, bazý kesimler tarafýndan anlamsýz ve hafif bulunan önerilerin benzerleri bugün hemen her kesim tarafýndan ifade edilmeye baþlandý. O zamanki önerilerimizden bazý baþlýklar þunlardý:» Kürt sorununda dayatýlan askeri çözüm yoluna karþý demokratik bir çözüm siyasetini ýsrarla savunmak (gerekir) Kürt sorununun köklü çözümü için Kürt halkýnýn en temel haklarýnýn tanýnmasý gereklidir Bugün (1992) Türkiye'de böyle barýþçý ve demokratik bir siyasi çözüm yolunun benimsenmesi için çok güçlü bir potansiyel vardýr.» Barýþçý-demokratik bir siyasi çözüm yolunun geliþtirilmesi için çeþitli giriþimler olmuþtur. Bunlara karþý önyargýlý bir þekilde yaklaþýlmamalý, olumsuz yanlarý giderilerek, olumlu unsurlarýn geliþtirilmesi için çalýþýlmalýdýr.» Ýlk iþ, mevcut savaþa son verilmesi(dir). Sorunun özgür ve demokratik bir ortamda çözülebilmesi için Kürdistan'da sürüp giden ve her geçen gün yeni yaralar açan bu savaþ derhal, PKK'ya silah býrakma, teslim olma vb. hiçbir ön koþul dayatýlmaksýzýn bir ateþkesle sona erdirilmelidir. Savaþýn durdurulmasý ve Kürt sorununun bütün boyutlarýyla tartýþýlabilmesi için hiçbir kýsýtlamanýn olmadýðý özgür bir tartýþma ortamýnýn yaratýlmasý sorunun çözümü doðrultusunda atýlabilecek ilk adým olmalýdýr.» Kürt sorununun kalýcý çözümü ancak tutarlý bir demokratizmle saðlanabilir. Uluslararasý sözleþmelerde böyle bir çözümün bazý unsurlarý belirlenmiþtir Ülke bütünü için yerinden yönetim ilkelerinin geliþtirilmesi ve yerel meclislerin yönetsel yetkilerle donatýldýðý vali ve kaymakam, emniyet müdürleri gibi idari görevlerin seçimle gelmiþ yerel insiyatiflere baðlandýðý biçimlerden, federatif biçimlere kadar deðiþik çözümler üzerinde durulabilir. Kuþkusuz böyle bir çözüm, deðiþik kültürlerin tümüyle korunup geliþtirilmesine olanak tanýyacak anayasal ve idari düzenlemelerle (daha doðrusu 1982 Anayasasý'nýn tümüyle kaldýrýlarak her türlü ulusal azýnlýðýn, çoðunluk ulusla ayný haklara sahip olmasýný teminat altýna alacak yeni bir anayasal ve idari sistemin getirilmesi ile) olanaklýdýr. Enver Aysever, yeniden toplum sözleþmesi yazýsýnda bakýn ne önermiþ: Önümüzde somut bir MAYINLI ARAZÝ kaynaðý vardýr. Bunu hem simgesel, hem de iktisadi olarak kullanma olanaðý vardýr. Bu arazinin mülkiyet hakký devlette kalmak koþuluyla, bölge insanýna çalýþma alaný olarak verilse. Burada üretilen artý deðer, bir gösterge olarak þehit aileleri, bölge halký ve yatýrým olarak kullanýlsa, iyi bir baþlangýç olur. Dahasý; eskiden insan öldüren arsa, bu kez insanlarý besleyen ve daðdakiyle, çocuðunu yitirenin acýlarýný paylaþtýðý ve dindirdiði bir kaynak olabilir. Burada toplumsal barýþ sözleþmesi imzalanmýþ olur. L.Doðan Týlýç, Açýlým baþlýklý yazýsýnýn son paragrafýnda bakýn neler demiþ: AKP nin daha önceki açýlým larýnýn nasýl olduðunu A. Konukman saydý: Ekonomik açýlým, AB açýlýmý, Kýbrýs açýlýmý, BOP açýlýmý, Ermeni açýlýmý... Gerçekten çözüme odaklanýlmýþsa, þüpheciler de ikna edilebilir aslýnda. Þu Diyarbakýrlý çocuklar var ya, taþ attýklarý için içeri týkýlýp TMY ndan on yýllarla MUSTAFA SÜMEN hapisleri istenen... Onlar býrakýlarak baþlanabilir açýlýma. Ya da, iki de bir gazete kapatmaktan vazgeçerek! 24 Eylül 2009 Perþembe günü gecesi CNBC-e televizyon kanalýnda ASIL GERÇEK adlý belgesel bir film izledik. Asýl Gerçek, Irak Savaþ ýnda çarpýþtýktan sonra eve dönen askerlerin topluma adaptasyon sürecini masaya yatýran bir belgesel. Hem askerlerle hem de askerlerin aile ve arkadaþlarýyla yapýlan söyleþiler; savaþ sonrasý depresyon ve geçmiþle yüzleþme gibi konularda büyük sýkýntýlar yaþayan gençlerin ters yüz edilmiþ dünyalarýný açýklýyor. Travma sonrasý stres yaþayan gençlerin bu gün artýk bir çoðu savaþ karþýtý aktivistler olmuþlar. Hepsi birer vicdani redçi olmuþlar. Hükümetlerle mücadele ediyorlar savaþlarýn haksýzlýðý ile ilgili olarak. Orijinal adý, The Ground Truth olan; 2006 yýlýnda yapýlan; Patrica Foulkrod yönetiminde ki belgesel savaþ türündeki bu filmin DVD sini bulursanýz kaçýrmayýn izleyin Çaðdaþ, müreffeh ve demokratik bir Türkiye dileklerimle BAÞSAÐLIÐI Zir Mahallesinden Halil ÖCAL Eþi Zeynep ÖCAL 29.09.2009 Salý Günü Hakka yürüdü. Yakýnlarýna ve Sevenlerine Baþsaðlýðý dileriz. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 3009 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 00 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 441 33 38 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97 Huzurevi 441 33 38 Hacýbektaþ Noterliði 441 35 23 Hacýbektaþ Öðretmen evi 441 31 20

ARAÞTIRMA Sevilay Yükselir Nezahat Gündoðan... 1937-38 yýllarý arasýnda Dersim olarak bilinen bölgede yaþananlarý ve o dönem onlarca çocuðun devlet tarafýndan ailesinden, köyünden koparýlarak evlatlýk veriliþ öykülerini araþtýrmak için yola çýkmýþ bir Dersimli. Bugün yaþlarý 80 ile 85 arasýnda olan 10'dan fazla kayýp kýz çocuðuna ulaþan Gündoðan, yaþanýlan bu dramý yine o kayýp kýz çocuklarýn aðzýndan kayýtlara geçmek için bir belgesel hazýrlýyor. Gündoðan, bizi kýrmayarak kamuoyuna sunulduðunda çok ses getireceðine inandýðý o belgeselden bazý ipuçlarýný SABAH'a anlattý. Nereden geldi bu belgeseli hazýrlamak aklýna? Köken olarak Dersimliyim. Hep 1938 ve sonrasýna dair trajik hikâyeleri dinleyerek büyüdüm. Yaþadýðýmýz ülkede insanlarýn yazýlmayan tarihlerine karþý bir duyarlýlýðým var. Dersim tarihi üzerine bir çalýþma yapýyorum yaklaþýk üç senedir. Ancak benim filmimde esas üzerinde durduðum bu tarihsel süreci baþlý baþýna ortaya kurmak deðil, bir arka planý anlatmak. Üzerinde asýl durduðum konu 1938'de katledilenler, sürgüne gönderilenlerin yaþadýklarý dramlarý dýþýnda bir de o dönem çocuklarýn yaþadýðý dramlar. O dönem aileleri öldürülen ya da ailelerinden zorla alýnan çocuklar. Özellikle de kýz çocuklarý. Bunlarý anlatmak istiyorum. Kayýp çocuklarýn öykülerini anlatacaksýn yani... Kayýp deðiller aslýnda. Araþtýrmamda bu çýktý ortaya. Hepsi o dönemde devlet tarafýndan kayda alýnmýþ ve kaybolduðu sanýlan o çocuklarýn özellikle rütbeli asker ailelerinin yanlarýna evlatlýk olarak verildiði çýktý ortaya. Ben bu belgesel için yola çýkarken bunun birkaç çocukla sýnýrlý olduðunu sanýyordum. Ancak gördüm ki birkaç deðil, onlarca çocuk. Belki de yüzlerce... Devlet kayda almýþ derken ne demek istiyorsun? O çocuklar hangi askerin himayesine verilmiþ ise dönemin yetkili kurumlarý bunu kayda geçirmiþ demek istiyorum. Çok enteresan bununla ilgili bir belgeye bile ulaþtýk. Dersimli Ýsmail Koç, o katliamdan Dersimli kýzlarýn öyküsü 1938 yýlýnýn Dersim'i bugünün Tunceli'sinde yaþanan olaylarýn ardýndan ailelerinden koparýlan kýz çocuklarýnýn izini süren yazar ve yönetmen Nezahat Gündoðan çarpýcý öykülere ulaþmýþ. Gündoðan bu öyküleri belgesel yapýyor 3 yýl sonra yani 1941'de hem kendi kýzý hem de kardeþinin kýzýnýn izini sürmek için yola çýktýðýnda, yetkili makamlara baþvurduðunda kendisine bir belge veriliyor. Dönemin Salihli Kaymakamý imzasýyla Ýsmail Koç'a yazýlý olarak deniliyor ki; "Aradýðýnýz kýzlar Yarbay Münip Yýlmaztürk'ün nezaretindedir." Çok ilginç. Peki sonra ne oluyor? Sonrasý çok tuhaf. Ýsmail Koç, yanýnda bir güvenlik görevlisi ile birlikte o yarbayýn evine gidiyor. Ýstanbul Bebek'teki. Yarbayýn eþi, "Eþim evde deðil. Þu an müsait deðilim. 3 gün sonra gelin" diyor. 3 gün sonra gittiðinde ise kafasý kazýtýlmýþ, baþka iki kýz çocuðu çýkarýlýyor karþýsýna. "Bunlar benim aradýklarým deðil" diyor. Yarbayýn eþi ise, "Bizdekiler bunlar" deyip, kapýyý kapatýyor. Dersimli Ýsmail daha sonra yine iz sürmeye çalýþýyor ama muvaffak olamýyor. Ýþte belgeselin ana konusu da bu bulunamayan iki amca kýzý ile bulunan bir baþka amca kýzlarýnýn öyküsünü tüm dramýyla gözler önüne seriyor. Bulunan amca kýzlarýnýn öyküsünü anlat bize biraz... Bunlardan biri Samsun'da bir asker aileye evlatlýk verilmiþ. Aklý eriyor olan bitene. 10 yýl sonra ailesini bulmak için yola çýkýyor ve buluyor onlarý. Diðeri ise þu anda Adýyaman'da yaþýyor. O da ailesini 65 yýl sonra buluyor. Filmde ve daha sonra kitaba dönüþecek bu öyküleri onlarýn aðzýndan çok daha detaylý öðreneceksiniz. Ýnanýlmaz dramlar var bu öykülerde. Sadece kýz çocuklarý mý var belgeselinde. Evet. Ne yazýk ki sadece kýz çocuklarý. Bu bir devlet politikasý çünkü. Röportaj yaptýðým bir kadýna, "Niye sizi evlatlýk verdiler?" diye sorduðumda, "Hükümet kararýydý bu" dedi. Benim üzerimde durduðum en önemli konulardan biri bu. O zamanki devletin bu kararýndaki niyet neydi? 37-38'de neler yaþandýðý bir parçasý olarak dedim ya çeþitli projeler geliþtirildi. Þimdi o süreçte "Ulus yaratma da, dil ve kültür birliði yaratma da" önemli konulardan biri de özellikle kýz çocuklarýnýn yetiþtirilmesiydi. Evlatlýk olarak kýzlar verilmiþ. Verilemeyenler için de Elazýð'da Sýdýka Avar adlý bir öðretmenin öncülüðünde bir kýz enstitüsü kurulmuþ. Kýz çocuklarý oraya gönderilip bunlara Türk kültürü öðretiliyor. Avar kendini misyoner bir Türk öðretmeni olarak tanýmlýyor. Tek amacý da Türk dilini ve kültürünü o bölgedeki kýzlara aþýlamak ve öðretmek. DERSÝMLÝ ÝSMAÝL KOÇ'A VERÝLEN EVLATLIK BELGESÝ 1938 olaylarýndan 3 yýl sonra kýzýnýn ve yeðeninin izini süren Ýsmail Koç'a dönemin Salihli Kaymakamý Necati Vardar tarafýndan verilen yazýda aynen þöyle deniliyor: Kazamýzýn tatarislam köyüne yerleþtirilen tunçeli göçmenlerinden hüseyin oðlu Ýsmail koçun Ýstanbul da bulunan yarbay münip yýlmaz türkün nezdinde bulunduðu anlaþýlan kýz çocuklarýný alýp gelmek üzere Dahiliye vekaletinin emirlerine atfen Manisa valiliðinin emniyet müdürlüðünün ifadesine 1/2/941 gün ve 3/1 D.41/137 sayýlý emirleri mucibince mazereti tahakkuk etmiþ bulunmasýndan Ýstanbul ve Zonguldaða gidip gelmek üzere 15 gün mezuniyet verilmiþ olduðuna dair vesikadýr. 5/2/941 YILLAR SONRA AÝLELERÝNE KAVUÞTULAR Huriye ve Fatma (solda) amca torunlarý. Ayný köyde dünyaya geldiler. Çocukluklarýnýn ilk yýllarý birlikte geçti. 1938 harekâtýyla ailelerinden ve köklerinden koparýldý. Harekâtý yönetenler tarafýndan Huriye Samsun'da, Fatma ise Malatya'da rütbeli askerlere "evlatlýk" verildi. Huriye 10 yýl, Fatma ise 65 yýl sonra ailesine kavuþabildi. Eski Genelkurmay Baþkaný Orbay iki Dersimli kýzý evlat edinmiþ Neden özellikle kýz çocuklarý? Çünkü þu mantýðýn yön verdiðini düþünüyorum. Ýsmet Ýnönü'nün hazýrladýðý Kürt-Doðu raporlarýnda da özellikle "Dil birliðini, kültür birliðini, ulus birliðini yaratmak zorundayýz, onun için de aile çok önemli. Aileyi de var eden kadýndýr" deniliyor. Dolayýsýyla yeni kuþaklarýn da iyi Türk olarak yetiþmesini saðlamak anlamýna geliyor. Bize vereceðin bir örnek var mý? Olmaz mý? Mesela 38 harekâtýný yöneten Kazým Orbay. Eski Genelkurmay Baþkaný. Belgeselde ulaþtýðýmýz örneklerden biri o mesela. Orbay'ýn bir erkek çocuðu var. Ona raðmen iki Dersimli kýzý evlat edinmiþ. Daha doðrusu besleme olarak almýþ yanýna. Çünkü nüfusuna geçirmemiþ. Bulabildin mi onlarý? Evet kimsenin bilmediði bir gerçekti ne yazýk ki bu. Biri 13-14 yaþlarýnda, diðeri 6-7 yaþlarýnda ayný köyden iki kýz. Kýzlardan biri konuþmak istemedi. Ailelerinden nasýl koparýlmýþ ve evlatlýk verilmiþler? Ondan fazla kiþiye ulaþtým. Ve hepsinin ortak noktasý þu öykülerinde. Mesela bu çocuklar Elazýð'da toplanýyor. Ýlk etapta saçlarý kazýtýlýyor, elbiseleri deðiþtiriliyor ve medenileþtiriliyorlar. Bunlar birbirinden baðýmsýz dinlediðim öyküler. Sonra da merkezi bir yerde toplanýp ya bir okulda toplanýyorlar ya da askerinin denetiminde olan bir yerde oradan da Türkiye'nin deðiþik illerine ailelerin olduðu yerlere daðýtýlýyorlar. Genelkurmay'ýn elindeki bilgi ve belgeleri paylaþmasýný isteriz Belgesel ne zaman izlenecek? Çok kýsa bir zaman sonra. Kaba montajýný yaptýk. Film bitince kitabý yazmaya baþlayacaðým. Amaç kayýplarý bulmak mý? Tabiii ki deðil. Benim de, bu filme destek olan akademisyenlerin de asýl amacý Türkiye'nin karanlýkta kalmýþ, üstü örtülmüþ bilinmeyen tarihin aydýnlanmasýný saðlamak. Bu bir yüzleþme aslýnda. Yetkililerden istediðin bir þey var mý? Onlara bir mesajýn. Bir kere en baþta Genelkurmay'ýn elindeki bilgi ve belgeleri bizimle paylaþmasýný isteriz. Hala bulunamamýþ onlarca kiþiye ulaþmak ve onlarý aileleriyle kavuþturmak için Genelkurmayýn desteðine ihtiyacýmýz var. Ve eðer ki demokratik açýlým konusunda samimi ise yetkililer bu belgeleri açýklamalarý lazým. Bu evlatlýklar artýk 80'li 2 Ekim 2009 Cuma yaþlarda. Bunlarý eski kültürüne mi döndüreceksin? Mümkün deðil ama en azýndan nereden geldiðini, neler yaþadýðýný görmesi ve hayata gözlerini yummadan rahat bir nefes almasý saðlanýr bu açýlýmla. Kenan Evren'in eþi de Dersim evlatlýðý mý? Çok ilginç isimler var mý Dersim kayýplarýndan olduðu iddia edilen? Var elbette. Ama daha araþtýrma halindeyim. Mesela? Mesela Kenan Evren'in eþi Sekine Evren'in de bir evlatlýk olduðu iddia ediliyor. Bu konu üzerinde Dersim kökenli olup baþka yerlere göçmüþ olan birçok insanla yaptýðým röportajlarda karþýma çýkan iddialardan biri de bu. Ama sadece bir iddia. Araþtýrýyorum. Henüz, "Evet böyledir" diyecek bir noktada deðilim. Ancak ulaþtýðýmýz bazý bulgular bu iddiayý güçlendiren nitelikte. Bizimle paylaþýr mýsýnýz? Bu konuda þimdi çok fazla bir þey söylemek istemiyorum. Çünkü bu önemli bir iddiadýr ve üzerinde durulmasý gereken bir þeydir. Bir þehir efsanesi de olabilir. Ancak Sekine Evren'in kendi kýzlarý Sakine olduðunu iddia eden ailenin büyükleri yaþamýyor. Bir dönem bunu araþtýrmýþlar da. O dönemde gündemlerinde olan bazý bulgulardan hareketle söylüyorlar. Sakine'nin Manisa Alaþehir'de bir tüccara evlatlýk verildiði duyumunu o dönem almýþlar. Çünkü o dönem çocuklarý kayýp olan aileler o çocuklarýn izlerini sürmeye kendi olanaklarý ile ki o koþullarda yine devam ettirmeye çalýþmýþlar. Ben de yine onlarýn elindeki bulgulardan yola çýkýp iddiayý araþtýrýyorum. Ama tabii söz konusu kiþi Kenan Evren'in eþi olunca araþtýrmada yol almak da zor oluyor. BÝR ARADA TUTULMADILAR Dersim'den sürgün edilen birçok aile Manisa ve civarýnda mý konuþlandýrýlmýþ peki? Türkiye'nin her bir yaný ama özellikle Türk yerleþim bölgeleri. Kütahya, Aydýn, Uþak, Manisa ve civarlarý bunlarýn arasýnda. Zaten sürgüne gönderilen aileler parçalanarak gönderiliyor. Biri diyelim Samsun'a Amasya'ya gönderiliyor, diðeri Konya'ya gönderiliyor. Ya da her köye ancak iki aile olabilecek þekilde plan yapýlýyor. Onlarýn sayýlarý belirlenmiþ. Buradaki politika da yine ayný mantýk; "Bunlar bir arada olduðu sürece yine dillerini, kültürlerini yaþatmaya devam edecekler. O nedenle ayrý tutalým" kafasý. Ve sürgün edilenler özellikle Türk köylerine veriliyor ki oradaki asimilasyon hýzlý bir þekilde yaþansýn. Ýþte o süreçte kayýp olan Sakine'nin de Alaþehir'de evlatlýk verildiði iddia ediliyor. Ailenin esas büyükleri yaþamadýklarý için bu iddiayý devam ettirenler var. Þu an çok açýklamadýðým benim de araþtýrmalarým sonucunda bu verileri güçlendiren bulgular var ama açýkçasý daha olgunlaþmasý gerekiyor. SABAH

Onat Kutlar ýn Ýshak ý elli yýl önce yayýmlanmýþtý, a Yayýnlarý nýn ilk kitabý olarak. Üniversiteli bir grubun yönettiði a Yayýnlarý, dünyayý ve edebiyat anlayýþýný deðiþtirmek için kurduklarý a dergisinin (1955-60) yan kuruluþuydu. 50 Kuþaðý diye de adlandýrýlan grubun öykücüleri ozanlarýndan daha kalabalýktýr: Onat Kutlar, Demir Özlü, Adnan Özyalçýner, Orhan Duru, Erdal Öz, Ferit Edgü. Onat Kutlar ýn ilk öykü kitabý Ýshak, YKY de özel bir baský, Erkal Yavi nin çizdiði özel bir logo (50 Kuþaðý nýn ilk kitaplarý 50 Yaþýnda) ve önsözle yayýmlandý. Önsözü, 50 Kuþaðý ndan Doðan Hýzlan yazdý. Önümüzdeki günlerde kuþaðýn öteki öykücülerinin ilk kitaplarý da ayný logo ve önsözle deðiþik yayýnevlerince yayýmlanacak. 50 Kuþaðý süregelen edebiyatýn gerçeklik anlayýþýna ve ilkgençliklerine rastlayan dönemin siyasal baskýsýna karþýdýrlar. Bu karþý duruþ bir çekip-gitme ile bir yýkma isteði arasýnda gelip gider. Gerçeklik de masalsýlýkdan yararlanan bir gerçeküstü öðeler taþýr. Birbirlerine benzemez anlatým ve konular seçen öykücülerin öykülerinde kimi edalarýn birbiriyle kesiþtiðinden söz edilebilir. Örneklersek, Onat Kutlar ýn öyküleri ile Adnan Özyalçýner in öyküleri, günlük olaylarýn içerdiði masal öðeleriyle benzeþirler. Ferit Edgü nün öyküleriyle Onat Kutlar ýn öyküleri benzer bir loþluk ya da karartýk bir gök taþýrlar. Yazarýn ürkekliði Ýshak ta Doðan Hýzlan ýn 50. yýl ve Onat Kutlar ýn 1977 deki ikinci baský için yazdýklarý önsözle YKY nin bir sunusu yer alýyor. Bu sunuda Ýshak için verilen yargýlardan biri Onat Kutlar ýn uzun süre öyküde görülmeyiþiyle ilgiliydi: Denilebilir ki, yazarýný bile ürkütüp ötelere savurmuþ, yeni öykülerden uzak tutmuþ bir büyüsü vardýr onun. Bu yargý bir an duraksattý beni. Onat gerçekten kitabýnýn ýskalanmamasý, 1960 Türk Dil Kurumu Ödülü alýþý yüzünden mi yazýdan uzak durmuþtu. Bir daha böyle öyküler yazamamaktan mý korkmuþtu? Belki de artýk beðenmiyordu Ýshak ý. Bu sorularýn hepsinin yanýtý, onun On Yedi Yýl Sonra baþlýklý önsözünde. Onu durduran bir bakýma dönemin özelliði, 1960 harekatýnýn sonuçlarý:...hiç olmazsa halk öðrenmiþti Celal Bayar padiþah deðildir ve bir kedi bir krala bakabilir ve týrmalayabilir yüzünü. Bir de kimin için yazýyorduk sorusu. Hiçbir yazar, artýk Sait Faik gibi sýnýfýn en arka sýralarýndan birinde gizlice þiirler okuyan öðrenci için yazdýðýný söyleyemezdi. Çünkü o öðrenciler artýk Marighella ve Lenin okuyorlardý. Ýþçilerse nereden kitap alsýnlar!.. Okurla ortak bir dilimiz neredeyse yoktu. Kavgasýna katýldýðýmýz insanlara ulaþamýyorduk. Bu kaygý ona Kül adlý romanýný Paris te yaktýracaktýr. Ýshak ý da arada yazdýklarýný da yayýmlamayý düþünmez, eðer gençlik arkadaþý ve hemþerisi Ülkü Tamer istemese yayýmlamayacaktýr da... Onat Kutlar daha sonra, özellikle aðýr baský dönemlerinde, hepsi de öykü olan ama öykü diye adlandýrmadýðý metinler yazarak iliþki kuracaktý okuruyla: Bahar Ýsyancýdýr, Yeter ki Kararmasýn... Ama bütün onlarýn temelinde ve arkasýnda Ýshak ýn ve sonradan gün yüzüne çýkan ilk öyküleriyle son denemelerinin yer aldýðý Karameke nin gölgeleri vardýr. Nedir Ýshak ýn büyüsü? Yazarý, onun Antep i anlattýðýný söyler. Ýshak, bir Anadolu kentindeki gerçeklerin ne yorumudur ne de sorunlarýnýn çözümü. Küçük, alçakgönüllü kesitleridir bu öyküler. Bu öykülerde hoþnut olunmayan karanlýktan kaçýp gitme isteði vardýr, utangaç ve bilinçsiz bir baþkaldýrý. Bu baþkaldýrý on yýl sonra bir bilinçlenme dönemi, bütün dünyayý sarsan 68 de yeniden basýlmaya deðer görünmeyecektir. Ne var ki yayýmlandýktan elli yýl sonra aþklar, dostluklar, yiðitlikler kadar ihanetin ikiyüzlü býçaðýný, bencilliði tanýmýþ eski kuþaklar kadar, günümüzün bilinçli ve utangaç genç kuþaðýna da tanýdýktýr Ýshak: Kocaman bir çekicin çatýya gümbürtüyle indiðini gördük. Çekicin ucunda bir adam. Gür, kahverengi saçlý, kýrmýzý yanaklý biri. Yüzü sinek öldürür gibi kaygýsýz ve neþeli. Vuruyor elindeki aðýr demiri. Hey! diye baðýrdý babam. Buraya baksana. Sana söylüyorum. Damdaki! Ne yapýyorsun orada? (...) Hiç! dedi adam. Çatýyý aktarýyorum. Ne aktarmasý yahu! Düpedüz yýkýyorsun çatýyý. Bizimki dalgýn dalgýn güldü. Siz de bunlarý çatý diye mi yaptýrdýnýz? dedi. Direkler çürümüþ. Vurunca mürver gibi daðýlýp gidiyor. Çýtalarý tutan direklerden birinin saçakla birleþtiði noktaya vurdu. Direk kýrýlarak yana kaydý. Çýtalar çöktü. Kiremitler içeri döküldü. (Çatý) Bu öyküyü anlatan, yaðmurda yürümek ve çekip gitmek isteyen çocuðu/ergeni destekleyen bir de yaþlý vardýr, büyükannesi. Yaðmura çýkmak ister. Çatýnýn yýkýlmasýyla içeri dolan yaðmur sularý onu mutlu edecektir. Ve çaðrýlan polis bile çatýnýn yýkýlmasýný engelleyemeyince, Güleç Osman bu sözleri duymadý. Yalnýz þaþkýnlýktan gerilen yüzü çabucak gevþedi. Gülümseyerek, Eyvallah! dedi. Zembilini sýrtlayýp yürüdü. Ben de arkasýndan. Çatý daki, eski çürümüþ çatýlarý yarým saatte dümdüz eden Güleç Osman bir simge midir? Hükümet konaðýnýn çatýsýný da aktardýðýna göre... Kesinlikle...Peki Kediler de ölmüþ kedilerin yanýndan yaðmura çýkan adamýn temiz havayla sarhoþlaþtýðýnda, yaðmura eþlik eden rüzgarýn parça parça koparýp götürdüðü tenteler? Unutulmuþ çocuklar Onat Kutlar ýn öykülerinde genellikle bir çocuk vardýr, bir de büyükanne. Ben ikisini de deðiþim isteyen kuþaklar olarak yorumlarým, biri geçmiþin, biri geleceðin kuþaklarý. Kimi zaman çocuk küçümser ihtiyarý, kimi zaman ikisi de büyüklerin yani yöneten ve üretenlerin umurunda deðildir. Bu umrunda olmama kimi zaman Hadi öyküsündeki gibi bilinçsiz büyük kýyýmlara götürür çocuðu. Bu çocuk odadaki bir paçavra kadar dikkat edilmeyen, ihmal edilmiþ bir çocuktur. O yüzden istediðini yapmak için beyin gücünü geliþtirerek çevresindeki hareketleri yönetir. Önce kedinin sonra annesinin sevgilisinin hareketlerini. Sonunda adam annesini öldürür. Sevilmeyen, býrakýlmýþ çocuklardan bir diðeri Külkuþlarý ndaki Gazel dir. Açlýktan zor yürüyen Gazel, Hadi de diþleri çýkýnca yiyeceði elmalarý seyreden çocuða benzer. Böyle çocuklardan biri Onat Kutlar ýn Ýshak a alýnmamýþ iki öyküsü ile 1980 den sonra yayýmlanmýþ üç öyküsüyle dosyalarda kalanlarý kapsayan Karameke deki Altýn da yer alýr. Bir diðeri çað ve sýnýf karþýlaþtýrmasý olarak yazýldýðýna inandýðým Pera da. Bu film ön yazýmýnda daha önceki çaðýn ve üst sýnýfýn temsilcisi olarak bir büyükbaba vardýr. Onat ýn kuþlarýný, kedilerini de simgeler gibi okuyabilirsiniz. Hele avcýlarýn canlý canlý yakaladýðý Karameke leri. Ama Onat Kutlar ýn öykülerini simgelerle bölmeden de tat alabilirsiniz. O öykülerde cinayetler, kan davalarý, avcýlarýn kýyýcýlýðý ve eski, çok eski söylenceler vardýr. Anlatýlarýn hepsi de bu topraklardandýr: Öylesine uzaktýr ki Anadolu kimi aydýnlarýmýza, onlara bir Avrupa tadý verir. Yakýn olmadýklarý gerçeði deðiþtirilmiþ sanýrlar. Ýshak ý on yedi yýl önce çok erken, on yedi yýl da çok geç yargýlayan kimileri, Alaybeyi nin udcusunu Kafka nýn Prag ýndan, Horozlar ýn büyükannesini Mansfield in Yeni Zelanda sýndan, Hacýköprü nün çiftçisini Camus nün Oran ýndan getirilmiþ sandýlar. Ne kadar kötü okuyorlar Yunus u, Orhan Kemal i Yaþar ý... (On Yedi Yýl Sonra) Siz, Doðan Hýzlan ýn dileðine uyun, Bir kuþaðýn iyi öykücülerini severek, beðenerek, edebiyat tarihindeki yerlerini anýmsayarak okuyun. Ýshak tan baþlayarak. ÝSHAK Onat Kutlar Yapý Kredi Yayýnlarý 2009 118 sayfa 17 TL. KARAMEKE Onat Kutlar Yapý Kredi Yayýnlarý 2009 120 sayfa 8 TL. Radikal Kitap

Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Yaþar ALKAN Kapadokya bölgesinin ulusal anlamda tanýtýlmasýnýn yaný sýra, bölgenin coðrafik özelliklerini, tarihi ve kültürel birikimlerini ve insan yaþamlarýný fotoðraf yardýmýyla aktarmak ve fotoðraf sanatýnýn geliþimine katkýda bulunmak amacýyla ilki geçen yýl düzenlenen Ulusal Kapadokya Fotoðraf Yarýþmasý için müracaatlar baþladý. Türkiye Fotoðraf Sanatý Federasyonu (TFSK) desteði ile düzenlenen "Kapadokya'da Doða ve Ýnsan" konusunun iþleneceði 2. Ulusal Kapadokya Fotoðraf Yarýþmasý'na amatör ve profesyonel fotoðraf sanatçýlarýnýn yaný sýra isteyen vatandaþlarda katýlabilecek. Renkli ve siyah beyaz baský olarak katýlýmýn saðlanabileceði yarýþmaya bir kiþi en az 5, en çok 10 eser ile katýlabilecek. Kapadokya ve civarýnda çekilmiþ fotoðraflarýn seçici kurul deðerlendirilmesine tabi tutulacaðý ve fotoðraflarýn kýsa kenarý 18'den küçük ve uzun kenarý da 45 santimetreden büyük olmayacak. Yarýþma sonrasýnda ödül alan ve sergilenmeye deðer görülen eserler, Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir'de kendisini polis olarak tanýtan þahýs, 4 bin 30 TL deðerinde kontör dolandýrýcýlýðý yaptýðý iddia edildi. Alýnan bilgilere göre, Nevþehir Emniyet Müdürlüðü Þehit Ýsmail Arslan Polis Nevþehir Belediyesi web sitesinde yarýþma sergisi olarak da yayýnlanacak. 2. Ulusal Kapadokya Fotoðraf Yarýþmasý'na katýlmak isteyenlerin eserlerini en geç 21 Aralýk 2009 tarihine kadar Nevþehir Belediyesi Paþa Konaðý Karasoku Mahallesi Eski Vilayet Binasý NO: 26 adresine gönderebilecekler. Ýþadamý Mustafa Çankaya, Fotoðraf Dergisi Yayýn Yönetmeni Nadir Ede, fotoðraf sanatçýsý Ömer Serkan Bakýr, gazeteci-fotoðrafçý Metin Yýldýrým, arkeoloð Murat Gülyaz ve Nevþehir Belediyesi Strateji Geliþtirme Müdürü Mustafa Alevli'den oluþturulacak seçici kurul, yarýþmaya katýlan fotoðraflarý 26 Aralýk 2009 tarihinde deðerlendirmeye alacak. 28 Aralýk 2009 tarihinde açýklanacak sonuçlara göre birinci olacak eser sahibine 1 adet Canon EOS 450D dijital fotðraf makinasý ikinci olacak eser sahibine 1 adet Canon EOS 1000D dijital fotoðraf makinasý ve üçüncülüðü kazanacak eser sahibine de 1 adet Canon IXUS 85 IS dijital fotoðraf makinasý hediye edilecek. Merkez Amirliði'ne baþvuruda bulunan Y.A. isimli kiþi, cep telefonunu arayan tanýmadýðý bir kiþinin kendisini Diyarbakýr Ýl Emniyet Müdürlüðü Kaçakçýlýk ve Organize Suçlarla Mücadele Þube Müdürlüðü nden çalýþan komiser Alper olarak tanýtarak, "Üzerinizdeki telefon numarasý kaçakçýlýk olayýna karýþtý, onu temizlememiz için en yakýn bankamatiðe git hemen" dediðini ve kendisinin birden paniðe kapýlarak Garanti Bankasý ve Ýþ Bankasý ATM'lerine giderek, telefondaki kiþinin belirttiði numaralara toplam 4 bin 30 TL deðerinde kontör gönderdiðini, kontör gönderme iþlemleri sürerken bir kiþinin kendini uyarmasý ile dolandýrýldýðýný anladýðýný belirterek, þikayetçi oldu. Kontör dolandýrýcýlýðý ile ilgili soruþturma baþlatýldý. Kent Haber Sulucakarahöyük/ KAPADOKYA Kapadokya bölgesinde, Kýzýlýrmak çamurundan faydalanýlarak üretilen çanak ürünleri, Avrupa ve Güney Amarika ülkelerine ihraç ediliyor. Son yýllarda hýzla artan taleplerle birlikte bölgenin en büyük çanak üretim fabrikasý olan Anadolu Çömlekçilik A.Þ., 2010 yýlýnda 2.5 milyon euroluk bir ihracat hedefliyor. Nevþehir'in Avanos ilçesinde kurulu bulunan Anadolu Çömlekçilik A.Þ. Yurtdýþý Pazarlama Müdürü Ali Altunbaþ, çanak ve çömlek ürünü açýsýndan dünyanýn en kaliteli toprak yapýsýna sahip Avanos ilçesinde, Kýzýlýrmak nehrinin bereketli topraklarýndan elde edilen Avanos çamurunun M.Ö. 3000'li yýllardan beri bölgeye ekonomik manada bir canlýlýk getirdiðini kaydetti. 1980 li yýllarýn ikinci yarýsýna kadar ilkel yöntemlerle küp, testi ve saksýlýk olarak üretimi yapýlarak tüketicilere ulaþtýrýlan Avanos çanaðýnýn, turizmin Kapadokya bölgesinde geliþtirilmesi ile ciddi bir geliþme kaydettiðini anlatan Altunbaþ, 1998 yýlýnda Avanos çamurundan üretilen ürünlerin çeþitliliðinin bu alanda fabrikasyon ürünü oluþturulmasýný ortaya koyduðunu ifade etti. Anadolu Çömlekçilik olarak Avanos çanaðýnýn sadece belirli Avrupa ülkelerinde deðil, dünyanýn farklý ülkelerinde de etkin bir þekilde pazar bulmasý yönünde ciddi ilerlemelerin kaydedildiðini anlatan Altunbaþ, ilk etapta sadece Almanya olarak Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir'in Uçhisar beldesinde bulunan tarihi Uçhisar Kalesi, yerli ve yabancý turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Bu yýlýn ocak-aðustos döneminde 179 belirlenen pazarýn, Avanos çanaðýnýn yüksek kalite ve gösteriþi ile birlikte diðer Avrupa ülkelerine de ulaþtýrýlmaya baþlandýðýný söyledi. 11 yýllýk süre içerisinde Almanya merkezli olarak gerçekleþtirdikleri ihracat hamlesine son olarak Fransa, Belçika gibi ülkelerin yaný sýra ABD ve Japonya gibi ülkeleri de eklediklerini vurgulayan Altunbaþ, bu yýl içerisinde Rusya ya da ihracat yapacaklarýný kaydetti. Altunbaþ, eylül döneminden baþlayarak mart ayý sonuna kadar devam edecek 2010 yýlý üretim hamlesinde önemli bir beklenti içerisinde olduklarýný belirtti. Altunbaþ, "Çanak ve çömlek ürünleri açýsýndan dünyada sadece Vietnam etkin bir rekabet içerisinde olduðumuz ülke. Bu ülkede iþçilik oldukça ucuz olduðu için bizim ile rekabet edebilir bir düzeydeler. Ancak kalite noktasýnda bir rekabet söz konusu deðil, çünkü onlarýn ürettiði çanaklar da kalite ülkemizdeki çanak ürünlerine ulaþmada oldukça uzak kalýyor" dedi. Kent Haber metre yüksekliðindeki Uçhisar Kalesi ni 73 bini yerli ve yabancý, 35 bini de öðrenci olmak üzere toplam 108 bin kiþi ziyaret etti. Uçhisar Belediye Baþkaný Osman Süslü, son yýllarda Türkiye turizminde de ön plana çýkan butik otel zincirlerine sahip Uçhisar beldesindeki turistik konaklama tesislerinde bin 300 yatak kapasitesine ulaþýldýðýný söyledi. Doðal, tarihi ve kültürel deðerlerle bezeli Uçhisar beldesinde, dünyanýn ilk doðal gökdeleni olarak da bilinen 179 metre yükseltiye sahip kaleyi 108 bin kiþinin ziyaret ettiðini belirterek, yapýlan bu ziyaretlerden bilet geliri olarak da 101 bin 500 TL gelir saðlandýðýný belirtti. Kent Haber Defter, Kalem,Silgi ve tüm okul kýrtasiye ihtiyaçlarý

2 Ekim 2009 Cuma 7 Endonezya'da durum Endonezya makamlarý, Sumatra Adasý'ný vuran þiddetli depremde ölenlerin sayýsýnýn 1000'i aþabileceðini bildirdiler. Ada'da 6.8 büyüklüðünde bir deprem daha oldu. Bu depremin hasara yol açýp açmadýðý henüz bilinmiyor. ABD Jeolojik Araþtýrmalar Merkezi, son 24 saat içinde büyük bir sarsýntý daha olduðunu ve bu sarsýntýnýn merkez üssünün, Bengkulu'nun 155 kilometre kuzeybatýsýnda, deniz yüzeyinin 15 kilometre kadar altý olarak belirlendiðini açýkladý. Endonezya Saðlýk Bakanlýðý Kriz Merkezi Baþkaný Rüstem Pakaya, deprem felaketinin ardýndan ölü sayýsýnýn 1000'i aþabileceðini söyledi. Endonezyalý yetkililerin son açýklamasýnda, Sumatra Adasý'nýn 900 bin nüfusa sahip Padang kenti açýklarýnda meydana gelen 7.6 büyüklüðündeki depremde 75 kiþinin öldüðü bildirilmiþti. Yetkililer daha sonra ölü sayýsýnýn 200'e ulaþtýðýný bildirdi. Endonezyalý yetkililer, depremde kentte bir hastanenin çöktüðünü, yýkýlan binalarýn enkazýnda binlerce kiþinin olduðunu söylemiþlerdi. Sumatra'nýn batý kýyýsýnda yer alan büyük bir liman kenti olan Padang, Singapur'a yaklaþýk 400, Cakarta'ya da 850 kilometre uzaklýkta bulunuyor. Endonezyalý yetkililer, depremde kentte bir hastanenin çöktüðünü, yýkýlan binalarýn enkazýnda binlerce kiþinin olduðunu da belirtti. Ülke televizyonlarýnda enkaz yýðýnlarý ve yýkýlan evlerin görüntülerine yer verilirken, Metro televizyonu, Padang havaalanýnýn çöken çatýsýnýn görüntüsünü yayýmladý. Tsunami alarmý ise bir süre sonra kaldýrýldý. Diðer basýn yayýn kuruluþlarý, depremde otellerin de hasar gördüðünü duyurdu. Kentte telefon hatlarýnýn da kesildiði, kent sakinlerinin panik içinde evlerinden dýþarýya kaçýþtýðý bildirildi. Depremin geniþ bir alanda hissedildiði, komþu Singapur'da da yüksek binalarýn tahliye edildiði bildirildi. Batý Sumatra vilayetinin baþkenti olan Padang, dünyanýn en aktif fay hatlarýndan biri üzerinde bulunuyor. Jeologlar öteden beri, 900 bin nüfusu bulunan Padang'ýn günün birinde büyük bir depremle yýkýlabileceðini söylüyor. Endonezya meteoroloji kurumu, Padang'ýn 50 kilometre açýðýndaki depremin, 2004'teki büyük tsunamiye yol açan ayný fay hattý üzerinde olduðunu bildirdi. Samoa adalarýnda durum Samoa takýmadalarýný vuran çok þiddetli deprem ve sarsýntýdan kýsa süre sonra gelen dev dalgalar yüzünden ölenlerin sayýsý 144 olarak açýklandý. Yetkililer, çok sayýda kiþinin kayýp olduðunu belirtirken, 2 bin 488 kiþinin de güvenli yerlere gitmek için evlerini terk ettiðini kaydetti. Görgü tanýklarý da kamyonlar dolusu ceset gördüklerini ve ölü sayýsýnýn açýklanandan çok daha fazla olduðunu belirtti. Ayný kaynaklar, ceset dolu kamyonlarý ilk gördüklerinde þoke olduklarýný ama 3 saat sonra bu kamyonlarý görmeye alýþtýklarýný kaydetti. Yetkililer, araçlarýn ve insanlarýn sel sularý tarafýndan yutulduðunu belirtti. Bazý köylerde evler denize sürüklendi. Bazý bölgelerde ise tsunami dalgalarý çekilirken tonlarca kum býraktý, arama ekipleri kumun altýnda cesetler buldu. Yetkililer, tsunaminin Batý Sahili/Alaska Tsunami Uyarý Merkezi, Batý Samoa'ya baðlý Apia'da ve Amerikan Samoasý'na baðlý Pago Pago'da tsunami gözlendiðini, Pago Pago'da dalgalarýn normal deniz suyu seviyesinin 1 buçuk metre üzerinde olduðunu bildirdi. Amerikan Samoasý'ndan bir yetkili Fox televizyonuna sarsýntýyý 5 dakika boyunca hissettiði açýklamasýný yaptý. Afet bölgesi ilan edildi ABD yönetimi Amerikan Samoasý'ný "afet bölgesi" ilan etti. ABD Baþkaný Barack Obama'nýn imzaladýðý afet bölgesi kararý, bölgeye federal yardým gönderilmesini öngörüyor. Söz konusu karar, zarar gören konut ve binalarýn yeniden yapýlmasýna mali destek verilmesi, mali kayýplarýn bir bölümünün karþýlanmasý gibi uygulamalarý da kapsýyor. Hawai ile Yeni Zelanda arasýnda bulunan volkanik yapýdaki Samoa adalarýnýn Amerikan Samoasý bölümünün nüfusu 65 bin civarýndayken, Batý Samoa olarak da bilinen Samoa'nýn nüfusu yaklaþýk 220 bin kiþiden oluþuyor. TSUNAMÝ NEDÝR? Japonca'daki 'tsu' (liman) ve 'nami' (dalga) kelimelerinin birleþtirilmesiyle kullanýlan tsunami, "deprem gibi sismik faaliyetler sonucu denizdeki su kütlesinin dikey olarak hareketlenmesiyle oluþan ve olaðandan çok daha fazla hýza sahip dalga" olarak tanýmlanýyor. Saatteki hýzý 800-1000 kilometreye kadar da çýkabilen tsunami dalgalarý, okyanus açýklarý için olaðan kabul edilen, ancak kýyýlarda rastlanmayacak yükseklik olan 10 metreye veya daha yüksek seviyeye ulaþabiliyor. Kýyýya ulaþan normal dalgalar sadece su yüzeyinin basit hareketinden oluþurken, tsunamide yüzeyden dibe kadar tüm su kütlesi hareket ediyor. Denizdeki veya okyanustaki akýntýlarý geçici olarak artýrýp azaltmasý dýþýnda tsunami ile deniz dalgasý arasýnda herhangi bir baðlantý bulunmuyor. Büyük çaplý tsunamilerin 10 yýlda bir gerçekleþtiði görülürken, þimdiye kadar kaydedilen tsunamilerin yaklaþýk yüzde 59'u Büyük Okyanus'ta (Pasifik), yüzde 25'i Akdeniz'de, yüzde 12'i Atlas Okyanusu'nda ve yüzde 4'ü Hint Okyanusu'nda meydana geldi. Bugüne kadar en fazla can kaybýna neden olan tsunami ise 2004 yýlýnda görüldü. Hint Okyanusu'nda meydana gelen 9.15 büyüklüðündeki depremden sonra ortaya çýkan tsunami, Endonezya, Sri Lanka, Tayland, Malezya ve hatta Somali kýyýlarýna kadar olan bölge ülkelerinde yaklaþýk 230 bin kiþinin ölümüne yol açtý. Samoa ve Amerikan Samoasý Depremin vurduðu Samoa ve Amerikan Samoasý ayný bölgede yer almalarýna raðmen yönetim biçimleriyle birbirinden ayrýlýyor. Samoa olarak bilinen baðýmsýz Samoa devleti, Büyük Okyanus'un güneyinde Polinezya'daki adalar topluluðundan oluþan bir ülke. 20. yüzyýlýn baþlarýnda Alman Samoasý olarak bilinen baðýmsýz Samoa, 1914-1997 arasýnda Batý Samoa adýný aldý. Ülke Birleþmiþ Milletler tarafýndan 1976'da Samoa olarak tanýndý. Güneybatý Asya'dan gelen göçmenlerce 4 bin yýl önce kurulan ilk yerleþim yerleri, 1700'lerde Avrupalý sömürgeciler tarafýndan keþfedildi. Samoa devletinin bulunduðu Samoa Adalarý zaman dilimine göre yeni yýla ABD'den sonra giriyor. Samoa'nýn nüfusu 2007 verilerine göre 177 bin kiþi. Nüfusun yüzde 92'den fazlasýný Samoalýlar oluþturuyor. Avrupa kökenliler ise yüzde 7 civarýnda. Anayasal monarþiyle yönetilen Samoa'nýn baþkenti Apia. Samoa ile karýþtýrýlan ABD topraðý Amerikan Samoasý ise bir adalar topluluðu. Amerikan Samoasý'nýn en büyük ve geliþmiþ adasý Tutuila adasý. Amerikan Samoasý olarak bilinen adalara ilk kez 2 bin 500 yýl önce Polinezyalýlarýn yerleþtiði sanýlýyor. Avrupalýlar burayý keþfetmeden önce Tutuila, bugün Samoa'nýn bir parçasý olan Upolu adasýna baðlý bir bölgeydi. ABD, 1872'de Pago Pago'da deniz üssü kurmak için Samoa Krallýðý ile bir anlaþma imzaladý. 1889'da da ABD, Ýngiltere ve Almanya, Samoa'nýn tarafsýz kalmasý konusunda anlaþmaya vardýlar ve adalar bu üç devletin korumasý altýna girdi. 1899'da ise 171 derece batý boylamýnýn doðusunda kalan adalarda ABD'nin, batýsýnda ise Almanya'nýn çýkar üstünlüðü kabul edildi. 1951'e kadar ABD ordusunun yönetimi altýnda olan adalar, bu tarihten sonra Washington yönetimine baðlandý. 1960'ta halkýn oluþturduðu kurucu meclis çalýþmalarýna baþladý. 1978'de de Amerikan Samoasý'nýn seçimle iþ baþýna gelen ilk valisi göreve geldi. Amerikan Samoasý'nýn üçte ikisinden fazlasýný kaplayan Tutuila, Amerikan Samoasý'nýn en büyük adasý. Adalar grubunun batý ucu, Samoa'ya baðlý Upolu'ya 33 km uzaklýkta. Tutuila'nýn 97 kilometre doðusundaki Manua Adalarý ikinci büyük toprak parçasýný oluþturuyor. Tau, bu grubun içindeki üç adanýn en büyüðü. Diðer adalar ise çok küçük. Amerikan Samoasý'nýn 65 bin olan nüfusunun büyük çoðunluðunu Samoalýlar ve Samoalý melezler oluþturuyor. Samoalýlar, Hawaii, Tahiti, Tonga ve Yeni Zelanda'nýn yerli halklarýyla akraba olan bir Polinezya halký. Samoa dili ise Malezya- Polinezya dil ailesine baðlý. Amerikan Samoasý halkýnýn çoðu Ýngilizce konuþuyor. Nüfusun yarýsýndan fazlasý Kongregasyon Kilisesi'ne baðlý. Geri kalanlar da genellikle Katolik ya da Metodist. Nüfusun yüzde 95'i Tutuila adasýnda yaþýyor. Tutuila'dakilerin yarýsýndan fazlasý en büyük yerleþim merkezi olan Pago Pago'nun da bulunduðu adanýn doðu kesimine yerleþmiþ durumda. Kalan nüfusunu hemen hepsi Manua adalarýnda. Swains adasýnýn nüfusu ise çok az. Radikal

Honduras: Çatýþma sertleþiyor, karþýlýklý tehditler yükseliyor Honduras ta darbeci yönetimin sýkýyönetim ilan edip darbe karþýtý halk muhalefetine karþý þiddetin dozunu artýrmasý kýtada gerilimi týrmandýrýyor. Darbeciler ve halk muhalefeti arasýndaki çatýþma þiddetlenirken, Brezilya nýn darbeci hükümete yeter demenin zamaný geldi þeklindeki açýklamasý ve Venezüella nýn darbecilere daha fazla uluslararasý baský çaðrýsý nihai çatýþmanýn yaklaþtýðýna iþaret ediyor. Darbeci hükümete yeter demenin zamaný geldi Amerika Devletleri Örgütü (OAS) Brezilya Büyükelçisi Ruy Casaes, Honduras halkýnýn þu an yaþamakta olduðu durumun kaygý verici olmayý sürdürdüðünü" belirtti ve yeter demenin zamanýnýn geldiðini vurguladý. Casaes, yasalara aykýrý bir þekilde iktidarý alan ve hiçbir meþruluðu olmayan bu hükümetin iktidarda kalmaya devam etmesinin, diðer bölgelerde de sorun yaratacaðý ifade etti. Casaes, darbecilerin çözüm yollarýný týkayarak, kamuoyunu oyalamak ve Kasým da yapmayý planladýklarý baþkanlýk seçimlerini meþrulaþtýrma þeklinde bir taktik izlediðinin farkýnda olduklarýný ifade etti. Casaes, ayrýca Brezilya Büyükelçiliði nde yaþanan geliþmelere iliþkin olarak ise, darbeci hükümetin Brezilya Büyükelçiliði nin Zelaya nýn Honduras a giriþinde rolü olduðuna iliþkin yakýþtýrmalarýnýn tamamen yalan olduðunu, Zelaya nýn ülkesine girdikten sonra Brezilya Büyükelçiliði ne misafir edilmek amacýyla baþvurduðunu belirtti. Brezilya nýn tavrýnýn ise yasal bir devlet baþkanýnýn bu talebi karþýsýnda baþka türlü olamayacaðýný vurguladý. Manuel Zelaya, 28 Haziran da bir askeri darbe ile sürgüne gönderilmiþ ancak tüm engellemelere raðmen 22 Eylül de ülkesine gizlice geri dönerek Brezilya Büyükelçiliði'ne sýðýnmýþtý. Brezilya devlet baþkaný Luiz Inacio Lula da Silva da eðer darbeciler büyükelçiliðe girerlerse bütün uluslararasý diplomatik normlarý ihlal etmiþ olurlar demiþti. Venezüella: Darbecilere daha fazla baský yapýlmalý! OAS Venezüella Büyükelçisi Roy Chaderton, Pazartesi yaptýðý açýklamada darbenin üzerinden üç ay geçmesine raðmen OAS ýn bu ülkedeki geliþmeler karþýsýnda yavaþ hareket ettiðini belirtti. OAS Olaðanüstü Konsey Toplantýsý nda söz alan Chaderton, darbeci baþkan Roberto Micheletti nin aralarýnda ifade, toplantý ve bir araya gelme özgürlüklerinin de olduðu beþ anayasal hakký sýnýrlamasý ile ilgili olarak OAS ýn yavaþ ve kahvaltý sonrasý siesta uyuþukluðu içerisinde yanýt verdiðini belirtti. Chaderton, öte yandan darbeci hükümeti destekleyen ve iktidardaki barbarlarýn komplolarýný hayata geçirmelerini saðlayan medya terörüne de dikkat çekti. Honduraslý Canal 36 ve Radyo Globo nun kapatýlmasýna karþýn Fox News, CNN Ýspanyolca ve Ýngilizce gibi ABD kaynaklý kanallarýn darbeci Micheletti yi geçici baþkan (Kasým seçimlerine dair bir dezenformasyon) ve Zelaya yý da devrik baþkan olarak tanýmladýklarýný vurguladý. Chaderton, konuþmasýnda darbecilerin Manuel Zelaya nýn bir haftadan beri bulunduðu Brezilya Büyükelçiliði ne yönelik zehirli gazla yaptýklarý saldýrýdan dolayý 17 yaþýndaki üniversite öðrencisi Wendy Avila nýn öldüðünü belirterek durumun ciddiyetinin altýný çizdi. Venezüellalý OAS büyükelçisi, darbe sonrasý Honduras ta pek çok faili meçhul cinayet ve kayýplar olduðunu vurguladý. Chaderton, darbeci Micheletti hükümeti, anayasal haklarý 45 günlüðüne yasaklamasýnýn gerekçesini seçim kampanyasý olarak ortaya koyup bunu bizim kabul etmemizi beklemektedir diyerek darbeci Micheletti nin bir diðer komplosunun altýný çizdi. Chaderton, konuþmasýný uluslararasý kamuoyuna Honduras a daha fazla baský yapmasýnýn son derece gerekli olduðu mesajýný ileterek tamamladý. Kýtasal Bolivarcý Koordinasyon: Honduras taki isyan iktidara yürüyor Kýtadaki uluslararasý sol hareketin önemli bileþenlerinden Kýtasal Bolivarcý Koordinasyon (CCB) da, semtlerden baþlayarak büyük bir isyancý hareket yaratan Honduras halkýyla dayanýþma çaðrýsýnda bulundu. Halk muhalefetine ve baðýmsýz medyaya yönelik saldýrýlarý kýnayan CCB, bir dayanýþma eylemi çaðrýsý yayýnladý: Darbeci hükümete karþý tepkimizi toplu bir þekilde göstermek, demokratik bir þekilde seçtikleri baþkan Zelaya yý eski görevine döndürmek ve darbecileri ülkelerinden kovmak için semtlerden yükseltilen isyancý harekete ve halk direniþine desteðimizi sunarak dayanýþma amaçlý için bir eylem yapma çaðrýsýnda bulunuyoruz. Latinbilgi