Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü*



Benzer belgeler
DAVANIN ESASI KALAÇ/TÜRKĐYE DAVASI (61/1996/680/870) 1 Temmuz 19997

AİHM İçtihatları Kapsamında Medeni Haklar ve Yükümlülükler

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

BUKET TURAN. AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ md.9 DÜŞÜNCE, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ PRATİK NO: 11

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2011/6627 Karar No : 2015/4677

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. Hasan Celal GÜZEL-TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:65849/01) NİHAİ KABULEDİLEBİLİRLİK KARARININ ÖZET ÇEVİRİSİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Vicdani Ret. Basın Birimi

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Başvuru no: 74161/11 Ümit GÜL v. Türkiye

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

KARAR. Dava No: KI 39/09. Avni Kumnova

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

CEZA YARGILAMASI KAPSAMINDA İHAM UYGULAMASINDA KLON DAVA KAVRAMI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İstinaf Kanun Yolu ve Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Konferansı İstanbul, 1 Haziran 2017

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

AİHS İN 41. MADDESİ UYARINCA YAPILACAK TAZMİNAT TALEPLERİNE DAİR YÖNERGE *

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YÜKSEKTEPE TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG. 24 Ekim 2006

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ UYGULAMA TALİMATI 1 ADİL TAZMİN TALEPLERİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

CONSEIL DE + i AVRUPA L'EUROPE» KONSEYİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AGGA-YUNANİSTAN DAVASI ( No:3) Başvuru no: 32186/02

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

Alman Federal Mahkeme Kararları

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

18 Temmuz 1995 te, TRT bu talebi 2954 sayılı yasanın 27. Maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

Düşünce, Din veya İnanç Özgürlüğü Hakkı Nedir?

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

GENEL ANALİZ. Konu: AİHM Demirtaş Kararı. A. Genel Olarak AİHM Kararlarının Niteliği:

Yrd. Doç. Dr. Evra ÇETİN. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi nin maddeleri Bağlamında. Çalışanların Hakları

İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMA SÖZLEŞMESİ PROTOKOL No. 7

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KILIÇ VE EREN/TÜRKİYE (Başvuru no /07) KARAR STRAZBURG

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen

NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİ NE

Dini Sembol ve Kıyafetler

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Transkript:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü* I. Hakların Mahiyeti Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin (bundan sonra AİHS olarak kısaltılacaktır) 9. maddesi ile himaye altına alınmış, bu özgürlüklerin nasıl sınırlandırılabileceği de bu maddede belirtilmiştir. Madde şöyledir: 9. Madde Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü 1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. 2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü ancak kamu güvenliğinin, kamu düzenin, genel sağlığın veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirlerle ve yasayla sınırlanabilir. (1) Düşünce, vicdan ve din kavramları zihni veya ruhi faaliyetler olarak nitelendirilebilir ve dolayısıyla bireyin iç dünyası ile ilgilidirler (forum internum). Düşünce ve inançlar, ancak açıklandıkları zaman diğer bireyler veya devlet onun varlığından haberdar olurlar. İşte, tam o anda, ifade hürriyeti veya başkaca hürriyetlerle ilgili olarak 9. madde ile ilgili sorunlar yaşanabilir. Bu yüzden AİHS in İfade özgürlüğü başlıklı 10. maddesiyle incelemekte olduğumuz 9. madde neredeyse iç içe girmiştir denilebilir. Fakat maddelerin amacı ve işleyişinin daha iyi kavranması ve kavratılması açısından, bu maddeler gerek yazınsal alanda, gerekse konferanslarda ayrı ayrı işlenmektedir. Din ve inanç özgürlüğü, bireylerin istedikleri din ve inancı benimseme, dini bir inanca sahip olmama ve dinlere karşı ilgisiz olmayı da içerir. (2) AİHS maddeleri ele alınırken, uzmanlar tarafından üç tür hak ayrımı yapılmaktadır: haklar a) Mutlak Haklar : Hiçbir koşulda nisbet veya müdahaleye izin vermeyen b) Nisbi (Nitelikli) Haklar : Bu haklar ilkesel haklardır fakat belirli koşullarda, belirli tarzlarda müdahaleye izin verirler. c) Toplu Haklar : Bunlar, doğası gereği birden çok kişi, grup, topluluk tarafından kullanılabilen ve toplu olarak kullanılması inkar edilemeyen haklardır. 9. maddedeki hak, bu tanımlar göz önünde tutulduğunda, mutlak, nitelikli ve toplu hak olarak değerlendirilir. (3) 1

Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü mutlaktır, sınırlandırılamaz. Bu yön, hakkın içsel özelliğiyle ilgilidir. İnsani kişiliğe ilişkin kanaatler ahlaki, felsefi, dini, sosyal, politik, ekonomik ve bilimsel düzenlemelerle korunmuştur. Öte yandan, din ve inanç açıklandığı an dış dünyada etki yaratan bir kavram haline gelir ve maddenin 2. bendindeki şartlar gerçekleştiğinde müdahaleye izin verir. Dolayısıyla nitelikli / nisbi bir haktır. Din veya inancın açıklandığı anda nasıl sınırlandırılabileceği 9. maddenin konusuyken, düşünce ve vicdani kanaatlerin açıklanması bu maddeyle sınırlandırılmamıştır ve ancak 10. maddenin konusu olabilirler. Nihayet, bu haklar, doğaları gereği tek başına birey tarafından uygulanabileceği gibi toplulukla beraber uygulanabilir. II. Korunan inançlar AİHS 9. maddesinde dini inanışın mahiyeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (bundan sonra AİHM olarak kısaltılacaktır) ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu (kısaca Komisyon olarak anılacaktır) kararları ışığında incelendiğinde şu sonuçlara varılabilir: 9. maddenin uygulanabilmesi için inanç sisteminin belli derecede bir yapı oluşturması gereklidir. Ancak, AİHM, bu madde doğrultusunda din veya inancın ne olduğunu açıkça belirtmekten kaçınmıştır. Otantik inançlar, yani tarihi geçmişe sahip ve insan toplulukları arasında yaygın olan semavi dinler ve Budizm gibi temel inanç sistemlerinin tamamı korunmuştur. Bunun yanı sıra Krişna inancı, Yehova Şahitliği, Tanrısal Işık Merkezi, Siantoloji Kilisesi, Druidizm, Pasifizm, Veganizm gibi inanç sistemleri de korunmuştur. (Krişna- ISKCON / Birleşik Krallık; Yehova Şahitleri-Kokkinakis / Yunanistan; Omkrananda ve Tanrısal Işık Merkezi / İsviçre; X ve Siantoloji Kilisesi / İsveç; Druidizm-Chapel / Birleşik Krallık), Pasifizm-Arrowsmith / Birleşik Krallık; Veganizm-X / Birleşik Krallık). (3) Öte yandan idealizm ve başkalarını düşünen (Altruist) inançlar Mahkeme tarafından korunmamıştır (Vereniging Rechtswinkles Utrecht / Hollanda). Yine, siyasi inançlar da Mahkeme tarafından bu anlamıyla korunmamıştır (McFeeley / Birleşik Krallık). (4) Din, düşünce ve vicdani kanaatlerini değiştirme, bunun yanı sıra ateizm de sözleşme ile korunmuştur. III. Sınırlamalar AİHS 9/2 deki sınırlamalar 1. fıkrada tanınan hakların tümü bakımından değil, din ve inancını açıklama özgürlüğü açısından geçerlidir. Din ve inancı açıklama özgürlüğünün sınırlandırılabilmesi için öncelikli şart demokratik bir toplum yapısına sahip olmaktır. Eğer demokratik bir toplum yapısı varsa, bu yapı içinde kamu güvenliği, kamu düzeni, genel sağlık ve ahlak veya başkalarının hak ve özgürlüklerini koruma ihtiyacı doğmuşsa sınırlama yoluna gidilebilir. Bu sınırlama yasayla olabilecektir. 2

IV. Dışavurum sorunu Maddenin yorumunda en önemli sorunlardan biri de dinin veya inancın dışavurumun tanımlanmasında yaşanmaktadır. Mahkeme, çeşitli kararlarındaki yorumlarla bu konuyu aydınlatmaya çalışmıştır. Mahkemenin, dışavurum sorununu irdelerken, her şeyden önce ilahi / teolojik ve doktrinsel sorunlara ilişkin yanıtlar vermekten kaçındığını önemle belirtmek gerekir. Fakat, bunun yanı sıra, Mahkeme, ileri sürülen her dışavurumda dini inançların etkisini ve bunların dışavuruma ne zaman sebebiyet verdiğini irdelemektedir. Başvurucular, yaygın olarak, inanç sisteminin dışavurumu çerçevesinde herkese uygulanan kanunların kendilerine uygulanmamasını talep etmektedirler. Örneğin C. / Birleşik Krallık davasında, Queker inanışının müritleri nükleer silahlanma fonuna gideceği gerekçesiyle vergi ödemek istememişlerdir. Mahkeme, buna ilişkin kararında 9. maddenin başvurucuya inanışları çerçevesinde (...) kamu alanında 9. madde ile korunan özgürlükleri göz ardı etmeden, herkese ve tarafsız bir şekilde uygulanan kanuni düzenlemelere uymama hakkı vermeyeceğini belirtmiştir. Yine örneğin Khan / Birleşik Krallık davasında İslam dininin 14 yaşında bir kızla evlenmesine müsaade ettiğini ileri süren başvurucunun başvurusu reddedilmiştir. Efstratiou ve Valsamis / Yunanistan davasında, Yehova şahidi olan öğrenciler, geçit törenlerinde askerlerin bulunması nedeniyle Yunan Milli Günü kutlamalarına katılma zorunluluğuna karşı gelmişler, fakat Mahkeme geçit törenlerine katılmanın başvurucuların inanç sistemine ciddi bir müdahale oluşturmadığı kanaatine varmıştır. Dinin ve inancın dışa vurumu sadece inanç sistemi tarafından harekete geçirilen davranış ve hareketleri kapsar. Bu nedenle, uygulamada inancın dışa vurumu hakkının korunmasından faydalanabilmek için, başvurucu, söz konusu hareketin uygulamanın gerekli bir parçası olduğunu ispatlamak zorundadır. (5) X ve Y / Birleşik Krallık davasında Budist bir mahkum dinin başkalarıyla iletişime geçmesini emrettiğini, bu sebeple dini bir dergide makale yayınlamasının engellenemeyeceğini tartışmak istemiştir. Ancak, Mahkeme, bunun Budist inancının uygulanmasıyla bir ilgisi bulunmadığını belirtmiştir. Ahmed / Birleşik Krallık davasında öğretmen olan başvurucu Cuma günleri akşam üzeri ibadet edebilmek için izin istemiş ve yerel eğitim mercileri bu istemi kabul etmemişlerdir. AİHM bu yönlü başvuruyu kabul edilemez olarak değerlendirmiştir. Aynı şekilde Steadam / Birleşik Krallık davasında Pazar günleri çalışması gereken bir Hıristiyan bayanın başvurusu da reddedilmiştir. V. Konuya dair bazı önemli kararlar Mahkeme, Kokkinakis / Yunanistan (1993) davasında, 9. maddenin dini yayma faaliyetini koruduğu kanaatine varmıştır. Yehova Şahidi olan ve Ortodoksluktan ayrılan Minos Kokkinakis ve eşi, 1986 yılında Girit Adası nda Ortodoks bir bayanın evine giderek onu Yehova Şahitliği ne inandırmak için kitaplardan parçalar okurlar ve bazı kitapları da ona verirler. Görüştükleri bayanın polisi çağırması üzerine, Kokkinakis çifti gözaltına alınırlar ve yasaya göre başka bir dinin propagandasını yapmak suçundan mahkum edilirler. Girit İstinaf Mahkemesi 1987 de bayan Kokkinakis i beraat ettirir, ancak kocasının mahkumiyet kararını 4 aylık hapisi 3 aya indirerek ve 4.000 Drahmi para cezasına çevirerek onaylar. 3

Temyiz başvurusu 1988 de reddedilir. AİHM, Girit İstinaf Mahkemesi nce indirilerek verilen cezanın, Kokkinakis in dinini ve inançlarını açıklama özgürlüğüne bir müdahale olarak kabul etmiştir. Mahkeme, kararında, başka bir dinin propagandasının yapılmasının aşırıya kaçmaması gerektiğini de vurgulamıştır. Mahkemeye göre, aşırıya kaçan bir propaganda düşünce özgürlüğüne saygı ile bağdaşmayan bir yozlaşma sayılabilecektir. Mahkemeye göre Din özgürlüğü asıl olarak bireyin vicdanıyla ilgili bir mesele olduğundan, diğer başka şeylerin yanı sıra, kişinin dinini açıklamasını da içerir. Söz ve davranışlara yansıyanlar, dinsel inançların varlığıyla yakından ilintilidir. Komisyon, Kalaç / Türkiye (1997) davasında, askeri disiplin nedeniyle görevden almanın 9. maddeyi ihlal anlamına gelmediği kanaatine varmıştır. 1992 yılında Komisyon a başvuran Bay Kalaç, dini inançları nedeniyle askeri hakimlik görevinden alındığını bildirmiştir. Şikayetçi, askeri hakimlik görevinden zorunlu olarak emekli edilmesinin, dini inanç ve uygulamalarına dayandığını ve bu nedenle din özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Hükümet ise zorunlu emeklilik kararının din, vicdan veya inanç özgürlüğüne bir müdahale olmayıp, aksine Türk ulusunun temeline yani Silahlı Kuvvetlerin güvence altına almakla sorumlu olduğu laikliğe karşı bağlılık duymayan bir kişinin askeri hukuksal hizmetten uzaklaştırılmasını amaçladığını savunmuştur. Mahkeme kararında şunları vurgulamıştır: Bay Kalaç, askeri bir görev seçerek, doğası itibariyle Silahlı Kuvvetler mensuplarının belli hak ve özgürlüklerine, sivillere uygulanması mümkün olmayan sınırlamalar getirilmesi olasılığını içeren askeri disiplin sistemini kendi isteğiyle kabul etmiş olmaktadır (Bakınız 8 Haziran 1976 tarihli Engel ve diğerleri Hollanda davası, Seri A, no. 22, s. 24., paragraf 57). Devletler, özellikle askeri hizmetin gereklerini yansıtan kurulu düzene aykırı şu veya bu şekilde bir tutumu yasaklayarak, orduları için disiplin kuralları benimseyebilirler. Mahkeme, Dahlab / İsviçre (2001) kabul edilemezlik kararında, birçok inancın mevcut olduğu topluluklarda, herkesin inancına saygı gösterilmesi ve inançların birbiriyle bağdaştırılması esasından hareketle bir takım sınırlamaların söz konusu olabileceğine karar vermiştir. İsviçre de ikamet eden başvurucu, 1991 tarihinden itibaren öğretmenlik yapmaktadır. 1991 yılında Katolikliği bırakıp Müslüman olan başvurucu 1990-1991 öğretim yılının sonundan itibaren başörtülü olarak derslere girer. Cenevre Kantonu İlköğretim Genel Müdürlüğü Temmuz 1996 ve Ağustos 1996 tarihlerinde mesleki faaliyetler içerisinde başörtü takılmasının Kamu Eğitimi Kanunu nun 6. maddesi ile bağdaşmadığı konusunda başvurucuyu uyarır ve yasak koyar. Başvurucu Ağustos 1996 da Danıştay a başvurur, bu başvurusu reddedilir ve bu karar Federal Mahkeme tarafından onaylanır. Başvurucu, 9. maddenin ihlal edildiğini, giyiminin 4 yıl boyunca okul içerisinde herhangi bir soruna yol açmadığını, ayrıca kadın-erkek ayrımı yapılarak Sözleşme nin 14. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Hükümet ise, İslami başörtüsünün dinsel bir sembol olduğunu, Federal Anayasa nın 27/III maddesinde devlet okullarının laikliği ilkesinin benimsendiğini hatırlatmıştır. Yine hükümet, Bayan Dahlab ın Katolik iken inançlarının gereğini yerine getirdiğini, gösterişçi bir dini sembol taşımadığını fakat İslam dinini benimsedikten sonra gösterişçi bir yapıya büründüğünü, Cenevre Kantonu nda çok sayıda laik olmayan özel okul olduğunu, başvurucunun formasyonunun bu okullarda ders verebilmesine olanak tanıdığını, ancak devlet okullarının dini açıdan tarafsız olması gerektiğini vurgulamıştır. Mahkeme ise, kabul edilemezlik kararında, birçok dinin birlikte varolduğu demokratik bir toplumda bu özgürlüğün farklı gruplar arasında çıkarları uzlaştırmak ve her birinin inançlarına saygı sağlamak amacıyla özgül sınırlamaları zorunlu kılabildiğini ifade etmiştir. Yine aynı kararda, beş yıldan fazla bir süredir öğrenci ve ebeveynlerinden kaynaklı şikayetin yokluğu, toplumda başkasının 4

dini inançlarına saygı gösterildiğinin bir kanıtı olarak yer almıştır. Şikayet, 14. madde açısından da reddedilmiş, uygulamanın başvurucunun kadın olmasından değil, bir inancı yansıtan kıyafetlerden kaynaklandığı hüküm altına alınmıştır. Karaduman / Türkiye (1993) kabul edilmezlik kararında, Komisyon, yüksek öğrenimi için laik bir üniversiteyi seçen öğrencinin bu üniversitenin düzenlemelerini kabul etmiş sayılacağı kanısına varmıştır. Komisyon, laik üniversite düzeninin gerekleri dikkate alındığında, öğrencilerin kılık ve kıyafetlerinin düzenlenmesinin ve bu düzene uyulmadıkça kendilerine diploma verilmesi gibi bazı idari hizmetlerden yararlandırılmamalarının, din ve vicdan özgürlüğüne bir müdahale oluşturmadığı düşüncesine varmıştır. Komisyon X / Avusturya (1973) kabul edilmezlik kararında, dini inançlardan dolayı askerlik yapmayanların cezalandırılmasının devletin iç işi olduğuna ve bu cezalandırmanın 9. maddenin ihlali anlamına gelmediğine karar vermiştir. Başvurucu, dini inancının askerlik yapmakla bağdaşmadığını ileri sürerek askerlik hizmetini yapmayı reddetmiş ve bundan dolayı da cezalandırılmıştır. Cezalandırma üzerine, başvurucu, kendisinin Katolik olduğunu, silahlı bir savaşçı olarak Avusturya ordusunda zorunlu askerlik yapmasının dini inancına aykırı düştüğünü ve bu nedenlerle askerlik yapmaktan kaçındığını, kendisine dini inancına aykırı olarak zorla askerlik yaptırılmak istenmesini şikayet etmiştir. Komisyon, zorunlu askerlik yaptırma veya zorunlu askerlik yerine dini inançları askerlik yapmalarına engel kişiler için başka bir kamu hizmeti öngörmenin, Sözleşmeci devletlerin takdirine bırakıldığına karar vermiştir. Mahkeme, Larissis ve diğerleri / Yunanistan (1998) davasında, askerlerin sivillere dinlerini benimsetmeye çalışmalarını cezalandırmayı 9. maddeye aykırı bulurken, aynı askerlerin ordu içerisinde bu tür çalışmalar yapmalarını cezalandırmayı 9. maddeye aykırı bulmamıştır. Yunan Hava Kuvvetleri mensubu üç subay, Pentecostal Kilisesi ne bağlıydılar ve gerek askerler arasında gerekse de siviller arasında dinlerini yaymaya çalışmaktaydılar. Mahkeme, bazı askerlerin sivillere dinlerini benimsetmeye çalışmalarının cezalandırılmasını 9. maddeye aykırı bulmuştur. Ancak, Mahkeme, aynı kişilerin havacı askerlere kendi dinlerini benimsetmeye çalışmalarından dolayı cezalandırılmalarını ise 9. maddenin ihlali olarak görmemiştir. Bu kararda şunlar vurgulanmıştır: Mahkeme, din özgürlüğü öncelikle bir bireysel vicdan sorunu olduğundan bunun, diğerlerinin yanısıra, bir komşusun o dine inandırmaya çalışma hakkını da içeren bireyin dinsel inancını açıklama özgürlüğünü de kapsadığını vurgular. Bununla birlikte, 9. madde bir din ya da inançtan hareket eden ya da esinlenen her türlü davranışı, örneğin maddi veya sosyal avantajlar önerme ya da bir kiliseye yeni üyeler kazandırmak amacıyla uygun olmayan baskı yöntemleri uygulanması gibi uygun olmayan kendi dinini benimsetmeye çalışmayı korumaz. (6) (1) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 11. Protokol İle Değiştirilen Metin, Avrupa Konseyi, 2003, sf. 10 (2) Mustafa Ruhan Erdem, Yrd. Doç. Dr. Oğuz Sancakdar, T.C. Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı, 2004, sf. 247 (3) AİHS ve AİHM İçtihatları Konferansı, (4) AİHS ve AİHM İçtihatları Konferansı, (5) AİHS ve AİHM İçtihatları Konferansı, (6) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Uygulaması, Ergin Ergül, Yargı Yayınevi, 2003, sf. 198 * Mersin Barosu Dergisi'nin 14. sayısında yayınlanmıştır. 5