ENDERUN MEKTEBİ NDE YETİŞEN İKİ SANATÇI: SAİD EFENDİ VE TEVFİK PAŞA



Benzer belgeler
OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

Koca Mustafa Reşid Paşa

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

Çağdaş Sanatımızda Son Osmanlı OSMAN HAMDİ KAYA ÖZSEZGİN

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT : AKSARAY ÜNİVERSİTESİ/EĞİTİM FAKÜLTESİ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ/RESİM-İŞ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI/

ÖZGEÇMİŞ. 2 Ünvanı : Prof.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

Levni, genç bir kız, 1720 Levni, genç bir erkek, YÜZYILIN MİNYATÜRLERİ VE 19. YÜZYILDA BATI TARZI RESME GEÇİŞ. Ayla ERSOY

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ MİMARLIK VE TASARIM FAKÜLTESİ GÜZEL SANATLAR TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

PİERRE DÉSİRÉ GUİLLEMET NİN İLK ÖZEL RESİM ATÖLYESİ VE OSMANLI DEVLETİ NDE SANAT EĞİTİMİNE KATKISI

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

HAZIRLAYAN:AYSU ÇELİK SINIFI:9-C NUMARASI:596

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve

İBRAHİM ŞİNASİ

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

ÖĞRETMEN REHBER KİTAPÇIĞI. Oryantalist Resim Koleksiyonu Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar Yaş

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Ülkemizde Tıp Fakültelerinin tarihi

Klasik Dönem Merkez Teşkilatı

AHMET ARSLAN OSMANLI DEVLETİ NİN PADİŞAHLARI ALBÜMÜ

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

ġevkġ EFENDĠ ve HASAN RIZA EFENDĠ SÜLÜS-NESĠH MURAKKAʻLARININ MUKAYESESĠ

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Osmanlı Devleti'nde Islahat Hareketleri, 3.Selim, 1.Mahmut, Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, 1.Meş Pazar, 23 Şubat :56

Hoca Ali Rıza ( )

file://c:\documents and Settings\Ozan\My Documents\My Web Sites\turkresmi\darus...

3. 18.yy da Grek ve Dakya projesi ile Osmanlıyı paylaşmayı planlayan Avrupalı iki devlet aşağıdakilerden hangisidir? I. Rusya. II.

Barış MANÇO ya. Doğum Günü Hediyelerimiz ODTÜ GELİŞTİRME VAKFI DANIŞMANLIĞINDA ALP KOLEJİ. 2 Ocak ALP KOLEJİ

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

85 IVAN KONSTANTINOVIC AYVAZOVSKI ( ) Kalyonlar, tual üzeri yağlıboya, 1869 imzalı. 90x138 cm.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

T.C MARMARA ÜNİVERSİTESİ Adalet Meslek Yüksekokulu

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

Arş. Gör. Togay Seçkin BİRBUDAK

(Etkinliklerin tarih ve saatlerinde değişiklik olduğunda ya da yeni bir etkinlik planlandığında

Benim en büyük şansım Adnan Turani gibi hem iyi bir sanatçı hem de iyi bir eğitimci atölye hocamın olmasıydı.

Devrim Erbil: Ritmin Resmi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

KARMA METAL CNC LAZER KESİM FERFORJE

EĞİTİM FAKÜLTESİ AKADEMİK_İDARİ_HİZMETLER

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

ÇOK YÖNLÜ KİŞİLİĞİYLE PIERRE/PIETRO MONTANI

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir.

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

Rüya ile Gerçek Arasında: San Gimigniano, Yapı Dergisi, Mayıs 2002,

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

ŞUBAT - MAYIS 2017 ETKİNLİK TAKVİMİ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU I BİLDİRİLER CİLT 2. Editörler. Prof. Dr. Zekeriya Kurşun Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili Dr. Kemal Kahraman Celil Güngör B E L E D

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

S A I15 NUMBER Y I L08

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Desen II (GRT 104) Ders Detayları

T.C. SORGUN KAYMAKAMLIĞI İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü... MÜDÜRLÜĞÜNE SORGUN

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

II. MAHMUT ( ) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

Devrim Erbil Ressam, Profesör, Devlet Sanatçısı

Sergi açılış kokteylini onurlandırmanızı dileriz.

ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU I BİLDİRİLER CİLT 2. Editörler. Prof. Dr. Zekeriya Kurşun Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili Dr. Kemal Kahraman Celil Güngör B E L E D

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

Transkript:

EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 15 Sayı: 49 (Güz 2011) 153 ENDERUN MEKTEBİ NDE YETİŞEN İKİ SANATÇI: SAİD EFENDİ VE TEVFİK PAŞA Halil ÖZYİĞİT (*) Özet Osmanlı da Saray, sanatın maddî ve manevî olarak beslendiği en büyük kaynaktır. Bunu hem kurumsal olarak, hem de bireysel olarak üretilen yapıtların ışığında rahatlıkla söylemek mümkün. Osmanlı Sarayı, sadece yetişmiş bir sanatçı ya da mimar topluluğu üzerinden sanatsal üretimi sürdürmemiş, kurduğu okullarda yetişen nitelikli ve sanatçı kimliğine sahip erkândan da azami şekilde faydalanmıştır. Said Efendi ve Tevfi k Paşa da Osmanlı Devletinin en önemli okulu Enderun Mektebi nde yetişmiş ve sanatsal üretimleri ile Saray ın dikkatini çekmiş iki seçkin örnektir. Anahtar Kelimeler: Said Efendi, Tevfi k Paşa, Türk Resmi, Enderun Mektebi Two Artist Trained in Enderun School Abstract In The Ottoman Empire, The Palace was the biggest source for nourishing the art both pecuniarily and morally. It is very easy to say this in the light of the art works that were produced both institutionally and individualy. The Ottoman Palace, has pursued the artistic production not only through an educated artist or architect ensemble, but also utterly took advantage of qualifi ed and artistic people that were trained in the schools it has established. Said Efendi and Tevfi k Pascha are outstanding examples of people who are trained in Enderun Mektebi, which is the most important school of Ottoman Empire, and have been noted by The Palace with their artistic productions. Key Words: Said Efendi, Tevfi k Pasha, Turkish Painting, Enderun School *) Arş. Gör., Ankara Üniversitesi, DTCF Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Elemanı (e-posta: halilozyigit@yahoo.com)

154 / Halil ÖZYİĞİT EKEV AKADEMİ DERGİSİ Giriş Enderun Mektebi ni, Osmanlı Devleti nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyduğu kadrolar için oluşturulmuş bir insan havuzu olarak düşünebiliriz. Türk eğitim tarihinde önemli bir yere sahip olan ve II. Murat (1421 1451) zamanında kurulan Enderun Mektebi, gerçek kimliğine Fatih Sultan Mehmet (1451 1481) zamanında kavuşur. 1909 a kadar eğitim vermeye devam eden Mektep, Osmanlı devletine çok sayıda sadrazam, vezir, yüksek rütbeli asker, hattat, şair, müzisyen, ressam ve minyatür ustası yetiştirmiştir (Baykal, 1953: 18, 25, 29; Akkutay, 1984: 25-26). Enderun Mektebi nde Eğitim Seçilen Acemi Oğlanlar, Enderun Mektebi ne hazırlık görevini üstlenen, Edirne Sarayı, Galata Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı ve İskender Çelebi Sarayı na dağıtılırdı. Hazırlık saraylarından iyi yetişenler, Enderun Mektebi ne kabul edilirdi. Enderun da, beden eğitimi, saray işlerini fiili olarak öğretimi, yeteneklerine uygun bir sanatta uzmanlaştırmak ve İslamî bilgilerinin artırmak gibi dört konu üzerinde ağırlıklı olarak eğitim verilmektedir. Bu eğitim faaliyetleri bir bütün olarak yapılır ve eğitim-öğretim birbirini izleyen altı odada; Büyük ve Küçük Oda, Doğancılar Odası, Seferli Odası, Kiler Odası, Hazine Odası ve Has Oda da yapılırdı. Enderun Mektebi nin hazırlık sınıfları konumunda olan bu odalarda öğretim uygulamalı ve de teorik olarak iki şekilde yapılırdı. Uygulamalı olanlar; saray ve protokol hizmetleri, güreş, atlama, meç ve ok atma gibi spor çalışmaları, hat sanatı, müzik gibi güzel sanatlardan oluşur. Teorik olanlar ise Türkçe, Arapça, Farsça, Kelime Bilgisi, Edebiyat, Tarih, Fen, Cebir ve İslamî bilimlerden oluşurdu (Baykal, 1953: 49-47; Akkutay, 1984: 86-122; Eldem ve Akozan, 1988: 25; Akyüz, 1999: 81-82). Zaman içinde devşirme Kanunu nun gereklerine uyma önemini kaybedince sistemde bozulmalar baş gösterir. II. Mahmut (1808 1839) döneminde Yeniçeriliğin kaldırılmasıyla (1826) Enderun da da bir takım düzenlemeler yapılır. Sultan Abdülmecit (1839 1861) döneminde iyice zayıflayan Enderun Mektebi nin, II. Abdülhamit (1876 1909) zamanında tamamen önemini kaybeder. 1 Temmuz 1909 tarihinde çıkarılan bir talimatname ile Enderun Mektebi lağvedilir (Akkutay, 1984: 29). Said Efendi ve Ferik Tevfik Paşa, Osmanlı Devleti nde temel eğitim-öğretim sistemini oluşturan ve önemini uzun süre koruyan Enderun Mektebi nden yetişmiş iki sanatçıdır. Enderunlu Ressamlar Said Efendi (d.h.1192 -ö.27 Cemaziyülevvel 1272 (d.1778/79 ö.4 Şubat 1856) Hayatı: Musâhip (Mert, 2002: 331) 1 ya da Hayalî lakabıyla tanınan 1778 79 (H.1192) yılında İstanbul Eyüp te dünyaya gelen Said Efendi nin ilk yılları hakkında pek bir bilgi yoktur. 1) İlk defa II. Murad (1446 1451) döneminden kullanılmaya başlanan bu unvana sahip olan kişi, bir takım imtiyazlara da sahiptir. Harem ve Taşra musahipleri olarak ikiye ayrılır. Harem musahipleri, bazı sanat dallarında üstün başarı gösterenlere verilirdi. Said Efendi de Harem musahiplerinin en ünlülerinden birisidir.

ENDERUN MEKTEBİ NDE YETİŞEN İKİ SANATÇI: SAİD EFENDİ VE TEVFİK PAŞA 155 Enderunlu Ata nın anlattıklarının ışığında Galata Sarayı na gelişinden haberdar olmaktayız. Enderunlu Ata ya göre, Said Efendi önce Galata Sarayı na oradan da Enderun un Hazine Odasına gelir. Geldiği sene çuhadar Sırrı Efendizade Şakir Efendi mabeyinciliğe atanır. Said Efendi de çuhadarlık görevine getirilir. Şakir Efendi süvari eğitiminde hiddetli ve sinirli davranmasından dolayı bu görevinden alınır ve daha sonra çuhadar Said Efendi mabeyinciliğe getirilir (Şahabeddin Bey, 1924a: 152). III. Selim (1789 1807) zamanında saraya giren sanatçı, III. Selim in kurmaya çalıştığı Nizam ı Cedit (1793) ordusuna karşı çıkınca bir süre Saray daki görevinden alını. Daha sonra görevine dönse de, Yeniçerilerin Kabakçı Mustafa Paşa önderliğinde Nizam-ı Cedid i dağıtması için ayaklanmaları sonucunda tahttan çekilen III. Selim in, tahta tekrar geri dönme çabasının öldürülmesi 2 ile sonuçlanması üzerine Saray dan bir süre uzak tutulur. II. Mahmut (1808 39) tahta geçince tekrar Saray a döner. Fakat III. Selim zamanında padişahın danışmanı olarak Saray da bulunan ve bir süre Paris elçiliği yapan Hâlet Efendi (1760 1822), II. Mahmut döneminde Saray da karıştığı bazı entrikalar yüzünden Konya ya sürülür. Onun samimi arkadaşı olan Said Efendi de musahiplik unvanı da elinden alınarak Adana ya sürülür. Burada bir yıla yakın bir süre kaldıktan sonra tamburî Zeki Ağa ile birlikte hem affedilir hem de musahiplik unvanına tekrar kavuşarak İstanbul a geri döner. Yakın arkadaşı olan Halet Efendi ise Konya da başı kesilmek suretiyle idam edilir. 1834 de musahiplik unvanı kaldırılınca kendisine kapıcıbaşılık unvanı verilir ve Said Efendi nin bundan sonraki Saray hayatı, ölünceye kadar oldukça sakin geçer (Şahabeddin, 1924a: 152; Uzluk, 1945: 51; Gülşen, 2002: 239-40; Mert, 2002: 332-333). Sanatı: III. Selim zamanında sarayda musâhib, mabeyncilik, kapıcıbaşılık ve hünkâr yaverliği gibi önemli görevler üstlenen Said Efendi nin esas ünü Karagöz oynatıcılığından gelir. Hatta bu karagözlerin hem imalatını hem de boyamasını yapmıştır. Ressamlığının yanında sazendeliği ve ney çalmak gibi özellikleri olan çok yönlü bir sanatçıdır (Şahabeddin, 1924a: 152; Gülşen, 2002: 240-41; Mert, 2002: 332-333). Bu özelliklerini Enderun da aldığı eğitimle ilintilendirmek pek de yanlış olmaz. Müzisyen kimliği kadar ressam kimliği de ön plandadır Said Efendi nin. Portre resimleri yapmaya meraklı olan sanatçı, bu resimleri sulu boya tekniği ile gerçekleştirmiştir. Said Efendi nin ayna karşısında geçerek yaptığı Otoportresi (Fot. 1), 1 m. ye yakın ölçülerdedir. Şişman Emin ile Keresteci Nuri Dede nin (Fot. 2) bir arada yapılmış olan tabloları yine Said Efendi nin eseridir. Said Efendi nin daha küçük ölçülerde yaptığını düşündüğümüz Otoportresi (Fot. 3) ve Abdi Bey ile birlikte yapılmış olan yarım portreleri (Fot. 4) yine resim sanatımızı için önemlidir. Said Efendi nin bir başka eseri olan Neyzen Ali Bey in 3 (Uzluk, 1945: 54) (Fot. 5) sulu boya resmi (Şahabeddin, 1924a: 153) Türk resim sanatının erken portre örneklerinden birisini oluşturması açısından önemlidir. 2) 28 Temmuz 1808. 3) Neyzen Ali Bey H.1245 (1829 30) tarihinde vefat eder. Resim bu tarihten daha önce yapılmış olmalıdır. Şahabeddin Uzluk, 1800 yılı başında yapılmış olabileceği bilgisini vermektedir.

156 / Halil ÖZYİĞİT EKEV AKADEMİ DERGİSİ Said Efendi nin burada verdiğimiz ve tespit edilen resimleri ışığında hiç de azımsanamayacak sayısal bir üretkenlik gösterdiğini söyleyebiliriz. Hasan Leylek Dede nin de hocası olan Said Efendi, 4 Şubat 1856 (27 Cemaziyülevvel 1272) tarihinde vefat etmiştir (Şahabeddin, 1924a: 153). (Ferik) Tevfik Paşa (d. 1819-ö. H.1282 (1865 66) Hayatı: Müezzinbaşı Mehmed Şakir Efendinin oğlu olan Tevfik Paşa (Fot: 6) bir saraylı çocuğudur. Küçük yaşta kendisini sarayda bulan Tevfik Bey i, babası Enderun a yerleştirir. Galatasaray ve Topkapı Enderun Mekteplerini bitirdikten sonra Hasköy deki Humbarahane ye yazdırırlar. Bu mektepte beş yıl dil ve fen eğitimi alır. O zamanki kurumlar içinde önemli bir yere sahip olan okulda, Hoca İshak Efendi gibi önemli öğretmenlerden ders alır. H.1251 (1835 36) senesine doğru Avrupa ya gönderilecek talebeler arasına Tevfik Bey de katılır (Mehmed Esad, 1310: 19). (Ferik) İbrahim (1815-3 Ekim 1889) (Şahabeddin, 1924c: 184-185) 4 ve Derviş Beyler (1818 1882) (Şişman, 2004: 7-8; Şahabeddin, 1924c: 184) 5 (Fot. 7) ile birlikte Londra ya gönderilir. (Ferik) İbrahim Bey Londra da kalır, diğer ikisi altı ay sonra Paris e geçer. Derviş Bey ile Tevfik Bey Paris te üç yıl fen ve sanat eğitimi alır (Şahabeddin, 1924d: 205; Edhem, 1924: 22). Yurda döndükten sonra değişik askerî görevler verilen Tevfik Paşa ya, bu görevlerde başarılı olur ve üst rütbelere hızla yükselir. Sultan Abdülaziz (1861 1876) zamanında sarayda bulunan Paşa, bir sebepten dolayı Bursa ya sürgün edilir (Şahabeddin, 1924d: 205). Tevfik Paşa nın sürgün yıllarını geçirdiği esnada Bursa da Vefik Paşa (1823 1891) (Şişman, 2004: 7) 6 validir ve Vefik Paşa ile Tevfik Paşa nın iyi ilişkileri olur. Tevfik Paşa, Bursa dan İstanbul a döndükten sonra H.1282 (1865 66) tarihinde vefat etmiştir (Şahabeddin, 1924d: 205; Edhem, 1924: 22; Yetik, 1940: 37; Mehmed Süreyya, 1996: 1663). Sanatı: Vefik Paşa, büyük bir depremden zarar gören Bursa Ulu Cami sini tamir ettirirken, Tevfik Paşa mihrabın hat tezyinini üstlenir. Hat sanatı konusunda bu başarıyı göstermesi, kanımızca Enderun un kendisine sağladığı çok yönlü sanatçı yetiştirme eğitimine bağ- 4) H.1251 de (1835 36) Mekteb-i Mühendishane den İngiltere ye eğitime gönderilen ilk gençlerden birisidir. İbrahim Bey, Londra da dört yıl topçuluk ve resim sanatı üzerine eğitim görür. Yapıtlarında çizgi, ifade ve renk kullanımı bakımından İngiltere de aldığı sanat eğitiminin etkileri görülür. 5) Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn dan mezun olduktan sonra H.1251 (1835 36) tarihinde yurt dışına gönderilen Derviş Efendi nin esas isminin Mehmed Emin olduğu yönünde görüş vardır. Derviş Bey Londra dan 6 ay sonra Paris e geçerek burada Ecole des Mines e devam eder. 26 Haziran 1841 tarihinde yurda döner. 6) Ahmet Vefik Paşa, H.1250 (1834 35) tarihinde, Hariciye Nezareti memurlarından olan Babası Ruhiddin Efendi ile beraber Paris e gitmiştir. Paris te Lycée de Saint-Louis de 3 yıl eğitim görmüş, H. 1253 (1837 38) de yurda dönmüştür. Osmanlı İmparatorluğunda sadrazamlığa kadar yükselen Tevfik Paşa nın, Vefik Paşa ile olan dostluğunun başlangıcı Paris te bulundukları yıllara dayanmaktadır.

ENDERUN MEKTEBİ NDE YETİŞEN İKİ SANATÇI: SAİD EFENDİ VE TEVFİK PAŞA 157 lanmalıdır. Sanatçının bugün pek çok resmi hakkında bilgi sahibi değiliz. Fakat bu tarihlerde Reşat Fuat Bey de bulunan bir tablosu hayli ilgi çekicidir. Tevfik Paşa bu eserde, saraydaki kadınlardan birini kendisine model yaparak, suluboya ile portresini yapmıştır (Şahabeddin, 1924d: 205). Ressam Halil Paşa da Tevfik Paşa nın sanatı ve şöhretinden övgüyle söz eder. Ressam Sami Yetik sanatçının desen ve kompozisyon bilgisi son derece başarılı bulur. Sanatçının yapıtlarında gören bir göz, heyecanlı bir ruh ve bunları tuvale aktaran özgür bir el diye bahseder (Yetik, 1940: 37). Ne yazık ki Tevfik Paşa hakkındaki kaynaklar oldukça sınırlıdır. Eserlerini görenlerin sanatsal yaratısından hayranlık ile bahsettikleri sanatçının, görsel malzemesine ulaşamadığımız için günümüz bakış açısıyla yorumlamamızı imkânsız kılmaktadır. Oldukça genç denilebilecek bir yaşta hayata veda etmesi, askeri görevleri ve sanat piyasasının henüz yeterince oluşmaması sanatındaki üretkenliğine mani bir sebep olarak da düşünülebilir. Değerlendirme ve Sonuç Osmanlı Devleti nin son yüzyılı, Batılılaşma olgusuna bağlı gelişmelerin sahne aldığı bir görüntü çizer. Bu görüntü içerisinde, resim sanatı, geleneksel minyatür resminden kopuş ve Batılı resim sanatı etkisinde ilk ürünlerini vermeye başlar. Aynı zamanda, İmparatorluk topraklarına geçici bir süre için gelen veya saray bünyesinde çalışan yabancı uyruklu ressamlar, yurt dışına eğitim için hiç gitmemiş ressamlar ile yurt dışında eğitim alıp dönen askerî kökenli Türk öğrencilerin, resim sanatında etkin ve yön vericiliği üstlendiği, kendi dinamiğini yaratma çabaları içinde olduğu bir dönemdir. Türk resminin ilk dönemi için, Osman Hamdi Bey e kadar Türk ressamları içinde figürsüz çalışma ve figürün büyük boyutlu olarak ele alınarak ön plana çıkarılmaması alışagelmiş bir uygulamadır (Öner, 1991: 155) şeklinde yaklaşım görülür. Tuvalde figürün fazlaca yer almaması, Osmanlı toplumunun sıcak bakmaması ile ilintilendirilir. Türk resminin ilk temsilcilerinin figür ve figürlü kompozisyonlara mesafeli durarak, hatta bu alanı azınlık ve yabancı ressamlara bırakarak manzara ve ölüdoğa resmine yönelmeleri, bu fikrin bir ürünü olarak karşımıza çıkartılmaktadır. Bu dönem için, figürün az sayıda ve küçük boyutlu olarak resimde kullanılması, tasavvuf ruhu ve ahlakçı bir yaklaşımla günümüz araştırmacılarının bir kısmı tarafından öne sürülmektedir (Sağlam, 2004: 20-21). Oysa 19.yy. ın ilk yarısına tarihleyebileceğimiz, Said Efendi nin gerçekleştirdiği 1 m.ye yakın ölçülerde olan Otoportresi (Fot. 1), ile diğer Otoportresi (Fot. 3), Şişman Emin ve Keresteci Nuri (Fot. 2), Said Efendi ve Küpeli Abdi (Fot. 4) ve Neyzen Ali Bey ( Fot. 5) portresi bu fikre katılmamıza engel olmaktadır. Said Efendi nin her iki otoportresi ( Fot. 1 ve Fot. 3), anatomik olgunluk ve ayrıntılı çalışma açısından oldukça başarılıdır. Sanatçının, Şişman Emin ve Keresteci Nuri (Fot. 2), Said Efendi ve Küpeli Abdi (Fot. 4) ( Fot. 5) ve Neyzen Ali Bey isimli eserleri daha primitif ve minyatür etkili olsada, figürden pek de uzak kalmadıklarının ispatıdır. Hatta Said Efendi den daha önce, tasavvuf geleneğinin en derin yaşandığı Mevlevî kültürü içinde hayatını sürdürmüş olan Nami Dede (?-?) (Şahabeddin, 1924b: 169-170), (Fennî) Mehmet Dede (?-1711) ve Fasih Dede (?-1695) (Şahabettin, 1957: 57-58, 60-61) gibi Mevlevi ressamların figürlü resimlerinden söz edebiliriz. Nami Dede nin, ayrıntılı

158 / Halil ÖZYİĞİT EKEV AKADEMİ DERGİSİ ve titiz bir çalışmasının ürünü olan Derviş Ali (Fot. 8) (Şahabeddin, 1924b: 170; Şahabettin, 1957: 71) 7 portresi, Said Efendi nin bazı yapıtları gibi primitif ve minyatür etkiler taşımasına rağmen, Türk resmindeki ilk portre örneklerinden olması açısından önemlidir. Fasih Dede nin H. 1104 (1692/93) tarihli portresi de (Fot. 9) erken tarihli başka bir portre çalışması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda tasavvuf kültürünün figürlü resmin önünde bir engel olarak durduğunu söylemek mümkün gözükmüyor. Sonuç olarak Türk resmi İbrahim ve Tevfik Paşa ile başlatılır (Yetik, 1940: 11). Fakat bu araştırmaların ışığından yola çıkarak, Enderun dan yetişen Said Efendi ile birlikte Mevlevî ressamlar Nami Dede, (Fennî) Mehmet Dede ve Fasih Dede gibi isimleri bu ressamlara selef olarak ekleyerek, Batılı anlamda Türk resim sanatı ve figürlü resimlerin üretilme tarihini biraz daha öne çekebiliriz. Ortaya koydukları yapıtların ışığında, arka planda oluşturulan fon ve mekân düzenlemesi açısından Osmanlı Minyatür sanatı etkilerini taşısa da; bu sanatçıların yaptığı portrelerin yüz formları ve anatomik olgunlukları minyatürden kopuşu gösterir. Bu resimlere, anatomi bilgisine sadık kalınarak Batı lı anlamda resim sanatının ve figürlü kompozisyonların Osmanlı topraklarındaki öncülerindendir diyebiliriz. Kaynakça Akkutay, Ü. (1984). Enderûn Mektebi. Ankara: Gazi Eğitim Fakültesi Yayını. Baykal, İ. H. (1953). Enderun Mektebi Tarihi. İstanbul: Halk Basımevi. Eldem S. H. ve Akozan, F., (1988). Topkapı Sarayı. İstanbul. Gülşen, Sezai (2002). Çok Yönlü Bir Sanatçı Eyüplü Said Efendi, Tarihi, Kültürü ve Sanatıyla VI. Eyüp Sultan Sempozyumu, 238 241. Halil Edhem (1340/1924). Elvah-ı Nakşiye Koleksiyonu. İstanbul: Matbua-ı Amire. Akyüz Y. (1999). Türk Eğitim Tarihi. İstanbul: Alfa Yayınları. Mehmet Esad (1310). Mirat-ı Mekteb-i Harbiye. İstanbul: Şirket-i Mürettebiye Matbaası. Mehmed Süreyya (1996). Sicill-i Osmanî. Yay. Haz. Nuri Akbayar. Cilt. 5, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. Mert Talip (2002). Musahip Mehmet Said Efendi, Tarihi, Kültürü ve Sanatıyla VI. Eyüp Sultan Sempozyumu, 330 336. Öner S. (1991). Tanzimat Sonrası Osmanlı Saray Çevresinde Resim Etkinliği (1839 1923). (Yayınlanmamış Doktora Tezi). İstanbul: M.S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı Batı Sanatı ve Çağdaş Sanatlar Programı. 7) Şahabettin Uzluk gördüğü bu portreyi şu şekilde tanımlamaktadır; 12x17 cm. ölçülerindeki eser, koyu yeşil bir fon üzerine alçı karışık suluboya kullanılarak yapılmıştır. Uzluk, eserin altında talik ile yazılmış Resme Namî imzasının okunduğunu ifade etmektedir.

ENDERUN MEKTEBİ NDE YETİŞEN İKİ SANATÇI: SAİD EFENDİ VE TEVFİK PAŞA 159 Sağlam M. (2004). TCMB Sanat Koleksiyonu. Ankara: Nurol Matbaacılık. Şahabeddin Bey (1924a). Türk Ressamları: Said Efendi, Millî Mecmua, 10, 152 153. Şahabeddin Bey (1924b). Türk Ressamları: Nami Dede, Millî Mecmua, 11, 169 170. Şahabeddin Bey (1924c). Türk Ressamları: İbrahim Paşa, Millî Mecmua, 12, 184 185. Şahabeddin Bey (1924d). Türk Ressamları: Tevfik Paşa, Millî Mecmua, 13, 205. Uzluk Ş. (1945). Mevlana nın Ressamları, Konya: Konya Halkevi Güzel Sanatlar Komitesi Yayınları,. Uzluk Ş., (1957). Mevlevilikte Resim-Resimde Mevleviler. Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları. Şişman A., (2004). Tanzimat Döneminde Fransa ya Gönderilen Osmanlı Öğrencileri. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. Yetik S., (1940). Ressamlarımız. İstanbul: Marifet Matbaası. Fot. 1: Said Efendi, Otoportre (Milli Mecmua)

160 / Halil ÖZYİĞİT EKEV AKADEMİ DERGİSİ Fot. 2: Said Efendi, Şişman Emin ve Keresteci Nuri (Mevlevilikte Resim Resimde Mevleviler) (Solda) Fot. 3: Said Efendi, Otoportre (Mevlevilikte Resim Resimde Mevleviler) (Sağda) Fot. 4: Said Efendi, Said Efendi ile Küpeli Abdi Bey (Mevlevilikte Resim Resimde Mevleviler)

ENDERUN MEKTEBİ NDE YETİŞEN İKİ SANATÇI: SAİD EFENDİ VE TEVFİK PAŞA 161 Fot. 5: Said Efendi, Neyzen Ali Bey (Milli Mecmua) (Solda) Fot. 6: (Ferik) Tevfik Paşa (Milli Mecmua) (Sağda) Fot. 7: (Ferik) İbrahim Paşa, Kimyager Derviş Paşa (Milli Mecmua)

162 / Halil ÖZYİĞİT EKEV AKADEMİ DERGİSİ Fot. 8: Nami Dede, Derviş Ali (Milli Mecmua) (Solda) Fot. 9: Fasih Dede, Portre (Mevlevilikte Resim Resimde Mevleviler) (Sağda)