Eğitimde Son 10 Yıl - Sorunlar ve Çözüm Önerileri



Benzer belgeler
AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

ORTAÖĞRETİMDE KARİYER VE YETENEK YÖNETİMİ KONUSUNDA YASAL ÇERÇEVE

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖĞRETMEN YETİŞTİRME

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM

İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul) Programları. Yrd.Doç.Dr.Gülçin TAN ŞİŞMAN

OKUL YÖNETİCİLERİNİN HAKLARI VE SORUMLULUKLARI

Milli Eğitim Bakanlığı Örgütlenmesi

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEKÖĞRETİM

Amaç. Dayanak. Kapsam

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme Ve Geliştirme Genel Müdürlüğü DAĞITIM YERLERİNE

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM MOTORLU TAŞIT SÜRÜCÜLERİ SINAV SORUMLUSU MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

M.E.B. Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmenlik-2

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ EVDE ÇOCUK BAKIMI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ GELİŞİM ÇALIŞMALARI

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 4-6 YAŞ ÇOCUK EĞİTİMİ VE ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

SÜLOĞLU ALİ AYAĞ ÇOK PROGRAMLI ANADOLU LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ BRİFİNG DOSYASI

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI TOROSLAR LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ BRİFİNG DOSYASI

Türkiye de Erken Çocukluk Eğitimi. Temel Eği)m Genel Müdürlüğü. Funda KOCABIYIK Genel Müdür

ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM MOTORLU TAŞIT SÜRÜCÜLERİ DİREKSİYON EĞİTİMİ ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞĠTĠM KURUMLARI YÖNETĠCĠ VE ÖĞRETMENLERĠNĠN NORM KADROLARINA

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer'e de ulaştırdığımız Tem-Der'in hazırladığı

ULAŞTIRMA HİZMETLERİ OKUL SERVİS ARAÇ SÜRÜCÜLERİ EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÇOCUK BAKIM VE OYUN ODASI GELİŞİMSEL ETKİNLİKLERİ ( 3-6 YAŞ) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

DİN ÖĞRETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MESLEKİ ÇALIŞMA PROGRAMI Haziran 2018 GENEL İLKELER

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

EĞİTİM, ÖĞRETİM VE BİLİM HİZMET KOLUNA İLİŞKİN TOPLU SÖZLEŞME. Akademik jüri ücreti

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü

SERAMİK VE CAM TEKNOLOJİSİ ŞALÜMODA CAM ŞEKİLLENDİRME MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

MUHASEBE VE FİNANSMAN KOOPERATİFÇİLİK GELİŞTİRME VE UYUM EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ IOS İLE MOBİL PROGRAMLAMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MUHASEBE VE FİNANSMAN MALİYET HESAPLAMA TEKNİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 0-3 YAŞ ÇOCUK ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

2016 YILI HİZMETİÇİ EĞİTİM PLANIMIZ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ SİSTEMİ 2015

Matematik Öğretimi. Ne? 1

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

2016 YILI HİZMETİÇİ EĞİTİM PLANIMIZ

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ANDROİD İLE MOBİL PROGRAMLAMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ GELİŞİM ÇALIŞMALARI

Her Okulun Bir Projesi Var

KARTAL MİLLİ EĞİTİM VAKFI ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ BRİFİNG DOSYASI

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AKŞEMSETTİN İMAM HATİP ORTAOKULU BRİFİNG DOSYASI

TARIM TEKNOLOJİLERİ FINDIK BUDAMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ KADIN GİYSİLERİ ARTİSTİK ÇİZİM MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

GIDA TEKNOLOJİSİ EKMEK ÜRETİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

SOSYAL HİZMETLER VE DANIŞMANLIK TÜRKİYE BAĞIMLILIKLA MÜCADELE EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ERKEK ÜST GİYSİLERİ DİKİMİ (PANTOLON-YELEK-CEKET-FRAK) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

0-3 YAŞ ÇOCUK ETKİNLİKLERİ PROGRAMINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

SPOR HUKUKU. 3.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

28/4/2014 TARİHİNDE YAPILAN KURUM İDARİ KURULU TOPLANTISINA DAİR GÖRÜŞ RAPORU

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİ ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİ

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ DERİ DÜZ DİKİŞ MAKİNECİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MUHASEBE VE FİNANSMAN ALANI PERSONEL BORDRO VE ÖZLÜK İŞLERİ EĞİTİMİ KURS PROGRAMI

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ TABİİ KUMAŞ ÇİÇEK YAPMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Yayımlandığı Tebliğler Dergisi Tarih:Mayis2006 Sayı:2584

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ YAŞ ÇOCUK ELBİSE DİKİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI )

Ülkelere göre öğretmen yetiştirme modelleri

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÇOCUK BAKIM VE OYUN ODASI ETKİNLİKLERİ (3-6 YAŞ) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

istekli olanlara öncelik verilerek okul müdürünün teklifi ve milli eğitim müdürünün onayı

DANIġTAY BAġKANLIĞI NA

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ TIĞ ÖRGÜ PARA KESESİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ STİLİST EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2 AİT

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ERKEK GİYSİLERİ KALIP HAZIRLAMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 0-36 AYLIK GELİŞİMSEL RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR AİLE DESTEK MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

18. Milli Eğitim Şurası Kararları. Komisyon: İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ, ORTAÖĞRETİME ERİŞİMİN SAĞLANMASI

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ EVDE ÇOCUK BAKIMI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YÖNETİCİ ATAMA VE GÖREVDE YÜKSELME YÖNETMELİĞİ

MAKİNE TEKNOLOJİSİ BİLGİSAYAR DESTEKLİ 3 BOYUTLU TASARIM - CATIA GELİŞTİRME VE UYUM EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİ VE ÖĞRETMENLERİNİN NORM KADROLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ ORGANİZASYONU KURS PROGRAMI

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ARTİSTİK ÇİZİM VE DRAPAJ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TÜRKİYE DE SOSYAL PLANLAMA; SORUNLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: GİRİŞ VE EĞİTİM

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİLERİ YÖNETMELİĞİ

KPSS KONU ANLATIMI. Web: Mail:

ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE ELLE TAŞIMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Sayı : Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA

SPOR SAMBO (MAVİ KUŞAK) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

2011 MALİ YILI PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİRİM FAALİYET RAPORU

TÜM ÖĞRETMEN VE İDARECİLERE

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ BİLGİSAYARDA GİYSİ KALIBI HAZIRLAMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ ŞİFRE DANTELİ YAPMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MESLEKÎ YETERLİLİK KURUMU İLE İLGİLİ BAZI DÜZENLEMELER HAKKINDA KANUN (1)

Transkript:

Eğitimde Son 10 Yıl - Sorunlar ve Çözüm Önerileri Doç. Dr. Murat Gürkan GÜLCAN Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Değişime ayak uydurmak yetmez. Asıl o değişimi yaratmak gerekir. Milli Eğitimde 2000 li Yıllar 21.Yüzyıl, bütün gözlemciler tarafından hiç tartışmasız Bilgi Çağı olarak kabul edilmekte, yeni teknolojilerin ve hızlı değişimin, eğitimin önemini giderek artırdığı görülmektedir. Ülkelerin kalkınmasının ve insan haklarının, bugünü ve yarınını güvence altına almanın nitelikli bir eğitimle sağlanabileceği, artık tüm dünya uluslarının tartışmasız kabul ettiği bir gerçektir. Ülkelerin uygarlık düzeyleri artık geleneksel yöntemler kadar insancıl gelişme göstergeleri ile de ölçülmektedir. Bugün, artık toplumların gelişmişlik düzeyleri, dünya ekonomisi ile ne ölçüde bütünleştiklerinden daha çok bilgi toplumu olma özelliğini ne kadar taşıdıklarına göre belirlenmektedir. Bireylerin; hızlı teknolojik gelişmelerle giderek karmaşıklaşan toplum yaşamına ayak uydurabilmeleri için çağdaş bilgi ve becerilerle donatılmaları gerekmektedir. Bu da her bireyin nitelikli bir eğitimden olabildiğince uzun süre yararlanması gereğini ortaya koymaktadır. Temel eğitim bir üst öğretime öğrenci hazırlamasının yanında ve hatta ondan daha önemli olarak, toplumda değişime uyum sağlamak yerine o değişimi yaratan bireyleri yetiştirmek zorundadır. Eğitim sistemleri, çevresi ile yakın etkileşimde olan açık ve dinamik bir sistem oluşturmakta ve artık değişime uyabildiği sürece değil değişimi yarattığı sürece başarılı olmaktadır. Eğitim, en genel anlamda, bireyde davranış değiştirme süreci olarak tanımlanmaktadır (Ünal 1996-7). Temel eğitim ise, her yurttaşa yaşamında karşılaştığı ve karşılaşacağı kişisel ve toplumsal sorunlarını çözmede; toplumun değerlerine, dizgelerine uyum sağlamada; üretken ve tutumlu olmada temel yeterlikleri, alışkanlıkları kazandıran bir eğitim türüdür (Başaran, 1982-13). Temel eğitim, ülkelerin daha ileri eğitim ve öğretim düzeylerini ve türlerini, sistemli bir biçimde oluşturacakları, yaşam boyu sürecek bir öğrenmenin ve insan gelişiminin temelidir (Herkes İçin Eğitim, 1990-3). Her insan çocuk, genç ve yetişkin kendi temel öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış eğitim olanaklarından yararlanabilmelidir. Bu ihtiyaçlar, hem temel öğrenme araçlarını hem de insanların varlıklarını sürdürmek, kapasitelerini sonuna kadar geliştirmek, onurlu bir biçimde yaşamak ve çalışmak, kalkınmaya her anlamda katılmak, yaşam standartlarını yükseltmek, bilinçli kararlar vermek ve öğrenmeyi sürdürmek için gerek duydukları temel öğrenimin içeriğini (bilgi, beceriler, değerler ve alışkanlıklar) kapsar. Temel öğrenme ihtiyaçlarının kapsamı ve bunların nasıl karşılanacağı, ülkeden ülkeye, kültürden kültüre ve ister istemez de zaman içinde değişiklikler gösterir (Herkes İçin Eğitim, 1990-3). Çağdaş eğitimin merkezinde insan bulunur ve eğitim, insana bakma, koruma, tüm yeteneklerini geliştirme, dinamik uyuma katkıda bulunma, öğrenme yollarını öğretme, bilimsel bilgiyi ve çağdaş teknolojiyi tanıtma, yaşamla ilgili becerileri kazandırma, demokrasi kültürünü edindirme, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı pekiştirme, meslekleri tanıtma ve milli kültür vasıtasıyla toplumsal bütünleşme işlevlerini yerine getirmelidir (15.Milli Eğitim Şurası, 1996-12). Anayasamızda (Mad.42), eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz denmektedir. Genç Türkiye Cumhuriyeti nin hedeflerinden biri çağdaş bir siyasal sistem kurma ve onun siyasal kültürünü yaratmadır (Altunya, 107 ). 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nda; Türk milletinin bütün fertleri; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan milli, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek hedeflenmiştir. 2000 li yıllarda Türk Milli Eğitim sisteminin hedef, ilke ve politikalarını belirlemek amacıyla 15 yıllık bir süreyi kapsayan Eğitim Ana Planı (1996-2010) oluşturulmuştur. 15. Milli Eğitim Şurası ve VII. 5 10 Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği Bülteni

yıllık kalkınma planını temel alan Eğitim Ana Planında Eğitimde Çağı Yakalama 2000 Projesi kapsamında yeni hedefler belirlenmiş, geleceğin eğitim ihtiyaçlarına cevap veren bir eğitim sistemi için yöntemler geliştirilmiştir. Proje kapsamında sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim uygulamaya konulurken; ikili öğretime son vermek, sınıf mevcutlarını 30 a çekmek, taşımalı eğitimi yaygınlaştırmak, kırsal bölgelerdeki öğrencileri yatılı ve pansiyonlu okullara yerleştirmek, birleştirilmiş sınıf uygulamasını aşamalı olarak kaldırmak, öğrencilerin okul giysisi, çanta, kitap ve defter gibi gereksinimlerini karşılamak, örgün eğitimi, uzaktan öğretim yöntemiyle desteklemek, okullarda bilgisayar destekli eğitimi yaygınlaştırmak, ilköğretim kademesinde en az bir yabancı dil öğrenme olanağı sağlamak, okulları, çağın gereklerine uygun araç ve gereçlerle donatmak, öğrenci merkezli öğretim yöntemlerini geliştirerek öğrenen toplum yaratmak ve okullarda fiziki alt yapıyı güçlendirmek gibi hedefler belirlenmiştir. 2000 yılı itibariyle son üç yılda 64.220 dersliğin yapımı tamamlanmıştır. 2002 yılının sonuna gelindiğinde ise 42.000 dersliğin yapımı daha tamamlanmıştır. Sınıf mevcutlarının 30 a indirilmesi hedefine ulaşılmış ancak bölgesel farklılıklar ve göç nedeniyle bazı bölgelerde kalabalık sınıf mevcutları varken bazı bölgelerde boş okullar ve sınıflar bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında yönetici atama, görevde yükseltme ve yer değiştirme işlemleri ile ilgili olarak Başbakanlığın çerçeve yönetmeliğine dayalı olarak iki yönetmelik çıkarılmış, her kademe ve türdeki yöneticilerin seçimi, ataması ve görevde yükseltilmeleri objektif kurallara bağlanmıştır. Yönetmelik eklerinde çizelgelerle hangi yöneticinin hangi koşullar altında hangi yönetim kademesine yükseltileceği kurallara bağlanmıştır. Yönetimde keyfiliğin önüne geçilmiş, kariyer ve liyakat esasları uygulanmaya başlanmıştır. Eğitim öğretim programları ve ders araç gereçleri ile haftalık ders programları AB standartlarına göre düzenlenmiştir. Buna göre programlarda bütünlük ve temel eğitimin gerektirdiği öğrenci gelişim özellikleri dikkate alınarak temel eğitimde hayata ve üst öğretime hazırlama ilkeleri dikkate alınmıştır. Ücretsiz ders kitabı dağıtımı her zaman yapılmakta olup, 2000 yılından başlamak üzere kırsal kesim ve dar gelirli aile çocuklarına yıllık 1.5 milyon öğrenciye ücretsiz olarak ders kitabı dağıtımı yapılmıştır. Kapanan köy okullarının öğrencileri YİBO ve PİO lara veya taşımalı olarak taşıma merkezlerine kaydedilmiştir. Okul müdürlerinin ve ilköğretim müfettişlerinin eğitimlerine aralıksız olarak devam edilmiştir. 4306 sayılı Yasayla eş zamanlı olarak yürürlüğe konulan Çağı Yakalama 2000 Projesi hedeflerine tam olarak ulaşılamamış ancak önemli bir gelişme kaydedilmiştir. MEB 2002 sonrası teşkilat yapısı Milli Eğitim Bakanlığı 2002 yılında, önce yönetici atama, yer değiştirme ve görevde yükseltme ile ilgili yönetmelikleri askıya almıştır. İzleyen yıllarda merkez ve taşra teşkilatına yönetici atamada her hangi bir ölçüt gözetmemiştir. Ayrıca her düzeyde yöneticiler çok sıklıkla görevden alınmış veya yerleri değiştirilmiştir. Böylece MEB tarafından zaman içinde oluşturulan yönetmelikler ve kriterler yıllarca işletilmemiştir. Atamalarda 657 S.K. kariyer ve liyakat esasları dikkate alınmamıştır. Atamaların önemli bir kısmı dava konusu yapılmış, idari mahkemeler ve Danıştay idarenin atamalarını iptal etmiştir. Yerine tekrar atanan yöneticiler en kısa sürede tekrar görevden alınmış; bu süreç böyle devam edip gitmiştir. Bu süreç içinde çıkarılan yönetmelikler 8-10 kez değiştirilmiş, yapılan sınavlar ve atamalar tartışma konusu yapılmıştır. Bu verimsiz yılların ardından Milli Eğitim Bakanlığı nın yeniden yapılandırılması amacıyla; Bakanlar Kurulu tarafından 652 sayılı KHK, 14.09.2011 günlü Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu KHK nin Görevler başlıklı 2. Maddesinde, Anayasanın 42. maddesinde yer alan Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağı hükmüne yer verilmemiştir. Diğer yandan, Bakanlığın Görevler maddesinin kapsamı bu kararname ile genişletilmiş ve Anayasanın çizdiği çerçevenin dışına çıkılarak, küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek gibi yeni görevlere yer verilmiştir. Bu durumda eğitimin ulusal ve evrensel boyutta ülkede ve dünyada anlayışı, işbirliğini, dostluğu, kardeşliği, barışı üretme; insan kişiliğini tam geliştirme; iyi insan ilişkileri kurma; eşit düzeyde ilişki kurma becerisi kazandırma gibi temel işlevleri ve millilik niteliği küresel düzeyde rekabet anlayışı ifadesiyle ile gölgelenerek etkisizleştirilmiştir. 657 Sayılı Devlet memurları Kanunu ndaki kariyer ve liyakat esası yerine performans kriterleri getirilmiştir. Ancak, görevden alınan yaklaşık 400 orta ve üst düzey yöneticiler pasif görevlere atanmış ve hatta tamamen verimsizleştirilerek devlet zarara uğratılmıştır. Bu personelin maaşlarında ayrıca 666 Sayılı KHK ile iyileştirmeler yapılmıştır. Bir yandan performans kriterlerinden söz edilirken diğer yandan hiç çalıştırılmayan personelin maaşlarına zam yapmıştır. Kararname ile Müsteşar, müsteşar yardımcısı ve genel müdür gibi kadrolardan müşavirliğe atanan 95, genel müdür yardımcılığına atanan 40, daire başkanlığına atanan 85 ve şube müdürlüğüne atanan 370 kişi ile merkez teşkilatında 590 personel ile 74 il milli eğitim müdürü toplamı 664 kadro atıl duruma getirilirken 2 Sayılı Liste ile 618 kadro daha ihdas edilerek kamu kaynaklarında büyük bir israfa neden olunmuştur. Yeni ihdas edilen kadro karşılığı sözleşmeli personel için getirilen (yılda dört ikramiye, iki teşvik ikramiyesi, fazla çalışma ücreti gibi ödemeler) memur statüsünde görevli personele verilmemektedir. Bu şekilde aynı işi, benzer önem, güçlük ve sorumluluk derecesinde yerine getiren personel arasında özlük hakları bakımından ayrımcılık yaratılmıştır. Bu işlemlerin üzerinden üç yıl geçmeden, R.G. 1/3/2014 tarih ve 6528 sayılı kanunun 25. maddesi, 3. fıkrası Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, İnşaat ve Emlak Grup Başkanı ve Grup Başkanı kadrolarında bulunanlar ile Bakanlık taşra teşkilatında İl Müdürü, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı ve İlçe Millî Eğitim Müdürü Cilt:12 Sayı:1 Mayıs 2014 11

kadrolarında bulunanların görevleri bu maddenin yayımı tarihinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona erer. Şeklinde düzenlenerek MEB yeniden reorganize edilmiştir. Yani üç yıl önce değişen tüm bakanlık örgüt yapısı 2014 te tekrar sil baştan yapılmıştır. Yine aynı kanunun 8. fıkrasında Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla halen Okul ve Kurum Müdürü, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcısı olarak görev yapanlardan görev süresi dört yıl ve daha fazla olanların görevi, 2013-2014 ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erer. Görev süreleri dört yıldan daha az olanların görevi ise bu sürenin tamamlanmasını takip eden ilk ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erer. denilerek 60.000 okul ve kurum yöneticilerinin görevi de sona erdirilmiştir. Bu iki düzenleme ile 800 ü orta ve üst düzey yönetici olmak üzere merkez ve taşrada toplam 150.000 okul ve kurum yöneticisinin görevi sona ermiştir. Bu türden bir uygulama MEB tarihinde ilk kez görülmektedir. MEB merkez ve taşra teşkilatında, genel müdürler, başkanlar, milli eğitim müdürleri ve yardımcıları, okul müdürleri ve yardımcıları artık her gün görevden alınma kaygısı ile iş başı yapmaktadır. Bu durum, eğitimde sürdürülebilir ve kalıcı bir eğitim politikası oluşturmanın önündeki en büyük engeldir. 4+4+4 okul modeli 1997 yılında uygulamaya konulan 8 yıllık ilköğretim uygulaması ile ilköğretimde program bütünlüğüne dayalı eğitim öğretim aşamalı olarak gerçekleşirken ve henüz tam olarak sonuçları görülmemişken, 30 Mart 2012 günü kabul edilen 6287 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 11 Nisan 2012 tarihinde de Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasanın uygulamaya konmasının bir yıl sonra kamuoyu ve eğitim çevrelerince bu yasanın, öğrencileri, öğretmenleri, velileri ve toplumun büyük bir kesimini mağdur ettiği ifade edilmiştir. Temel eğitimi düzenleyen yasanın toplumunda her bireyi yakından ilgilendirmesine ve ülkemizin geleceğini şekillendirecek olmasına rağmen, toplumsal uzlaşı sağlamadan ve bilimsel bir temele dayandırılmadan yasa uygulamaya konulmuştur. Bu uygulama ile karşılaşılan sorunlar şöyle sıralanabilir: Okula başlama yaşının geriye çekilmesi ile birlikte, 60, 66 aylık ve 72 ve 83 aya kadar olan farklı yaşlardaki öğrencilerin; aynı sınıfta, aynı ortamda bulunmaları, fiziksel dengesizlik ve psikolojik farklılıkları beraberinde getirmiştir. Bu yaş grubu çocukların gelişim özellikleri bakımından birkaç aylık far büyük önem arz etmektedir. 60, 66 ve 72 aylık çocuklarda, beslenme, tuvaletini yapma vs. temel ihtiyaçlarını giderirlerken büyük güçlükler çektikleri gözlemlenmiştir. Birçok veli bu durumdan dolayı, okul bahçesinde ya da bir şekilde okul ile irtibat sağlayarak çocuğunu endişeli bir şekilde beklemek zorunda kalmıştır. 2011 2012 eğitim öğretim yılında, 1 milyon 285 bin öğrenci eğitim öğretime başlamışken, 2012 2013 eğitim öğretim yılı döneminde 1 milyon 758 bin öğrenci okula başlamak zorunda kalmıştır. Bu nedenle, derslikler yetersiz kalmış sınıflar kalabalıklaşmıştır. OECD ülkelerinde ortalama sınıf mevcudu 21 iken, ülkemizde 1. sınıfların mevcudu ortalama 57 olmuştur. Okullarda kalabalık sınıflardan dolayı tam gün eğitim çalışmaları yapılamadığı için okulların %51 ikili eğitim yapmak zorunda kalmıştır. Ders saatlerinin artması nedeniyle de birçok yerde derslere saat 06.45 de başlanmış, ders saatlerini bir güne sıkıştırmak için, teneffüslerin 5 dakikaya indiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, küçük yaşlardaki çocukların temel ihtiyaçlarını gideremediği ve dinlenemediği gözlenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı nın verilerine göre; 60 66 aylık çocuklar arasında 1 milyon 200 bin öğrenci, 66,72 aylık çocuklardan yaklaşık 550 bin öğrenci okula başlamıştır. Dönem başında çocuğunu okula göndermeyen velilere para cezası, verileceğinin söylenmesine rağmen böyle bir uygulama yapılamamıştır. On binlerce anne baba, 60 66 aylık çocuklarının okula başlamasının uygun olmadığını ispatlamak ve rapor almak için doktor kuyruğa girmişlerdir. 72 ay öncesi çocukların büyük bir kısmı okula başladıkları, (bazı yerlerde % 30-% 40 oranında) daha sonra aileleri tarafından okuldan alınıp, okul öncesine yönlendirildikleri gözlemlenmiştir. Buna bağlı olarak da okul öncesi okullaşma oranı gelişmiş dünyanın çok gerisinde % 46 düzeyinde kalmıştır. 1. sınıfa başlayan öğrenci sayısındaki artış nedeni ile okullardaki resim atölyeleri, laboratuarlar, müzik odaları hatta depolar bile sınıfa dönüştürülmüş, ancak sınıfların mevcutları düşmemiştir. Bazı okullarda üst sınıfların derslikleri birinci sınıflara tahsis edilmiş bu yüzden üst sınıfların mevcutları da artmıştır. Bazı okulların inşaatları tam bitmeden hizmete açılmak zorunda kalınmıştır. Bilimsel ve sanatsal eğitim açısından yetersiz olan okullarımız daha da olumsuz şartlara doğru sürüklenmiştir. İlk dört yıl birinci kademeden sonra, mesleğe yönlendirme adı altında çocukların çıraklık ya da stajyer öğrenci olarak, küçük yaşta iş piyasasına çekilmesi ve çocuk işçilerin sayılarının artması tehlikesi doğmuştur. Bu uygulama ile çocuk işçilerin artmasının yanında, okul ortamından uzaklaştırılan çocukların sosyal, akademik becerilerinin gelişmesi engellenmiştir. Eğitim bölgelerindeki okullarının imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesi, öğrencileri evlerine daha uzak yerlerdeki okullarda eğitim görmeye zorlamıştır. Böylece okulları ile evleri arasındaki mesafe artmış olan öğrenciler, başka okuldaki (5.6.7.8 sınıflar) ile birleştirilerek kalabalık sınıflarda eğitim görmelerine yol açmıştır. Okulların imam hatip e dönüştürülmesi ile imam hatip ortaokul ve imam hatip lisesi sayısı gereğinden fazla artmış, birçok okulun kontenjanın boş kalması sonucu kaynakların boşa harcanmasına neden olmuştur. İlköğretimin birinci kademesinin 4 yıllık ilkokul, ikinci kademesinin de 4 yıllık ortaokul şeklinde düzenlenmesi, 5. sınıfların ortaokullara dahil edilmesi ile 20-30 bin sınıf öğretmen açığa çıkmış, bunların büyük bir kısmı okullarında norm fazlası hale düşürmüştür. Öğretmenlerin birçoğu norm fazlası duruma düşmemek ve istemedikleri yerlerde çalışmamak için alan değiştirmek zorunda kalmışlardır. Alan değişikliği ile beraber, geçiş yaptıkları alanın formasyon bilgisine yeterince sahip olmadıkları gibi, o alanın bilgi birikimi de öğretmenlerde yetersiz kalmıştır. 12 Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği Bülteni

Seçmeli ders kavramı içerisinde öğrencinin seçimine bırakılması gereken dersler zorunlu seçmeli ders haline getirilmiştir. Bazı okullarda diğer seçmeli dersler için branş öğretmeni olmadığı ileri sürülmüş ve öğrenciler din derslerini seçmeye zorlanmışlardır. Ortaöğretim öğrencileri ise bir taraftan üniversitelere giriş sınavı hazırlığı ile karşı karşıya kalırken bir taraftan da okul öğretim programına uyum sorunu yaşamışlardır. Birçok öğrencinin sınava hazırlanmak için heyet raporu alarak okullarını bıraktıkları, dershanelerde, kurslarda sınava hazırlandıkları gözlemlenmiştir. İkinci kademeden sonra getirilen, isteyen öğrenci açık öğretimden liseyi tamamlayabilir uygulaması ile açık öğretim yoluyla lise bitirme oranlarında artış olmuş ve binlerce öğrenci okul ortamından uzaklaşmıştır. Açık öğretim lisesi uygulaması ile öğrencilerin okul ortamından uzaklaştıkları; sosyal, kişisel ve akademik becerilerinin gelişmesinin engellendiği ve tam zamanlı öğrenmeden de uzaklaştıkları, birçok öğrencinin, daha lise çağında iken evlendikleri ve çalışmak zorunda kaldıkları gözlemlenmiştir. Dershaneler 2010 yılında yayınlanan MEB Strateji Planında, yükseköğretim arzının ve mesleki eğitime yönelimin yetersiz olmasının eğitim sisteminde sınavları ön plana çıkaran faktörler olduğu ve son dönemde yapılan eğitim reformlarıyla birlikte bu olumsuzlukların zamanla giderileceği belirtilmiştir (MEB, 2010). Buna bağlı olarak planda dershanelerin talebin azalacağı ima edilmiş ve dershane kurucularının geleceğe dönük yatırım planlarının özel okullara yönlendirilmesinin sağlanacağı belirtilmiştir. Bu yönlendirmenin sağlıklı gerçekleşmesi için içerisinde dershanelerin okula dönüşümüyle ilgili teşvikleri (arsa tahsisi, vergi muafiyeti vb. ) içeren yeni mevzuat geliştirileceği ve bu doğrultuda 2014 yılı sonuna kadar özel dershanelerin % 70 inin özel okula dönüştürülmesinin sağlanacağı belirtilmiştir. (Özoğlu, 2011: 17). 1/3/2014 tarih ve 6528 sayılı Kanunla, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 2. maddesinde tanımlanan dershaneler ibaresini yürürlükten kaldırılmıştır. Okulların, Bakanlıkça dönüşüm programına alınan kurumlardan 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sonuna kadar, özel eğitim, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim gibi özel öğretim okullarına dönüştürülmesi ön görülmüştür. Ancak alınan bu kararları uygulamak çok da gerçekçi değildir. Öncelikle dershanelerin özel okula dönüştürülmesi çok zor görünmektedir. Uygulama sonuçları birkaç yıl içinde sonuç verecektir, ancak, dershanelerin tümüyle kapanabilmesi söz konusu olamayacağı şimdiden görülebilmektedir. Ayrıca, dershanelerin okullara alternatif kurumlar olarak geliştiği gerçeği yanında bu kurumların aynı zamanda ticari kurumlar olarak yasalara aykırı eğitim vermediği sürece arz-talep dengesi içerisinde işletilmelerinin yasaklanamayacağı da savunulmaktadır. Dershanelerin zaman içerisinde etkisini kaybetmesi, 1739 S.K. Temel İlkeler bölümü III. Yöneltme, Madde 6 da belirtilen: Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler. Millî eğitim sistemi, her bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenlenir. Bu amaçla, ortaöğretim kurumlarına, eğitim programlarının hedeflerine uygun düşecek şekilde hazırlık sınıfları konulabilir. Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılır. açıklamasının uygulamaya konulmasına bağlıdır. MEB, 2003 yılında çıkarılan İlköğretimde Yöneltme Yönergesi nin işletilmesini sağlayamamıştır. Yani, Türk Milli Eğitim Sistemi nin sınavlar dışında bir yöneltme politikası yoktur. Buna göre sınavlar var oldukça dershaneler de var olacaktır. Sonuç ve öneriler 1. Son 10 yılda MEB tarafından uygulamaya konan düzenlemelerle 2000 li yıllarda başlatılan programlar ve kazanımlar yok sayılmıştır. Eğitimde süreklilik en temel ilkelerden biridir. Ancak son 10 yılda uygulanan eğitim politikaları değerlendirildiğinde eğitimin sürekliliğinin göz ardı edildiği görülmektedir. Her bakan değişikliğinde öğretim programlarından başlamak üzere tüm eğitim politikaları yeniden dizayn edilmiştir. 2. Öğrenci merkezli eğitim hedefine ulaşılamamıştır. 2005 yılından başlayarak tüm öğretim programlarının yapılandırmacı model dikkate alınarak yeniden yapılmasının üstünden dokuz yıl geçmesine rağmen, öğrenci bilgiyi yapılandırmak yerine ezberlemeye devam etmiş, programın hedefleri havada kalmıştır. MEB sınav odaklı eğitim anlayışından kurtulamamış, çoktan seçmeli sınava dayalı yöneltme devam etmiştir. 3. Eğitim istihdam ilişkisi açısından eğitimde planlama ilkeleri yeterince dikkate alınmamaktadır. MEB merkez ve taşra her düzeydeki eğitim yöneticilerini her fırsatta görevden alıp yeni yöneticiler atayarak eğitim yönetimini sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Bu görevden almalar ve atamalarda, temel yasalardaki kariyer ve liyakat esasları dikkate alınmamış, binlerce yönetici pasif görevlere atanarak ve verimsizleştirilerek kamu kaynakları çarçur edilmiştir. Eğitim yönetimi alanı ve formasyonu tanımlanarak yönetici olmak için gerekli koşulların taşınması kanun ve yönetmeliklerce belirlenmelidir. Eğitim yöneticilerinin her fırsatta görevden alınmaları engellenmelidir. 4. Öğretmenlik mesleği önemini biraz daha kaybetmiştir. Öğretmenlik formasyonu fen-edebiyat fakültelerine açılarak ve kısa sürelerde formasyon kazandırma yolları tercih edilerek öğretmenlik mesleği herkesin yapabileceği bir meslek haline getirilmiştir. Bunun yerine öğretmenliğin mesleki statüsü yükseltilmeli, öğretmenlik mesleğine iki yıllık lisansüstü (ağırlıklı olarak uygulamalı) eğitim sonunda atama yapılmalıdır. Ayrıca öğretmenlik mesleki yeterlikleri yeniden tanımlanmalı kanunla Öğretmenler Odası kurulmalı ve öğretmenlik mesleğine giriş ve görevde yükselme vb. konularda Öğretmenler Odası yetkilendirilmelidir. 5. Son 10 yıllık uygulamalarla, Türk eğitim sisteminde, geçmişten gelen sorunların çözümlenmediği, tam tersine bu sorunları daha da derinleştirdiği görülmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı çok büyük bir örgüttür ve uygulamaları toplumun tamamını etkilemektedir. Milli bir eğitim planlaması, ihtiyaç analizi yapılmadan ve toplumsal uzlaşı sağlamadan yeni bir modelin uygulamaya konulması sorunları çözmek yerine dana da derinleştirmekte Cilt:12 Sayı:1 Mayıs 2014 13

ve toplumda ayrışmalara neden olmaktadır. Eğitim politikaları oluşturulurken sürdürülebilir olmalı ve toplumsal uzlaşmayla oluşturulmalıdır. Yeni eğitim sistemini oluşturulmadan önce, STK lar, eğitim uzmanları, üniversiteler vb. kişi, kurum ve kuruluşların katılacağı geniş çaplı katılım sağlanmalıdır. 6. Dershanelerin kapatılması ya da dönüştürülmesi öncelikle eğitimde dershaneleri doğuran aksaklık ve eksiklilerin giderilmesine bağlıdır. Okullar ve bölgeler arasındaki eğitim farkı ortadan kaldırılmadığı sürece sınav sistemi devam edecektir. Dershanelerin kapatılması ya da dönüşümü hedeflenmişse uzun vadede dershane talebini artıran eğitim politikalarından vazgeçilmelidir. Bunun için ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarının artırılması ve aralarındaki kalite farkının giderilmesi gerekmektedir. 7. Ülkemizde eğitime ayrılan pay, gelişmiş Avrupa ülkelerine göre, GSMH ve genel bütçe içerisindeki yeri oldukça gerilerde kalmıştır. Kamu kaynaklarından eğitime daha çok pay ayrılmalıdır. 8. Geleceğe yönelik insan kaynakları planlaması yapılmalıdır. Ülkemizin gelecekte ihtiyaç duyacağı insan kaynakları planlamasını yapabilmesi için, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurumu, Meslek Odaları, STK lar bir araya gelip çalıştaylar düzenleyerek, hangi alana ne kadar insan kaynağı gerekeceği konusunda planlama yapmaları ve buna göre ortaöğretime ve yüksek öğretimde ihtiyaçlar doğrultusunda programlar açılmalıdır. Eğitimde planlama sadece Milli Eğitim Bakanlığı nın üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. Eğitimde planlama, başta sanayi kuruluşları olmak üzere üniversiteler, diğer kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin de katılacağı ve süreklilik arz eden bir konu olarak ele alınmalıdır. 9. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye de yaklaşık 20 milyon öğrenci (örgün ve yaygın eğitim), 1 milyon öğretmen bulunmaktadır. Türk eğitim sistemi, % 94 oranında merkeziyetçi bir sistemle yönetilmeye çalışılmaktadır. Bu merkeziyetçi yönetim modeli, eğitimin ağır yükünü kaldıramamaktadır. Özellikle okul öncesi ve ilköğretim (ilkokul, ortaokul) düzeyinde yerinden yönetim, planlama, bütçeleme ve istihdam olanakları yaratılmalıdır. 10. Son yıllarda uluslararası yarışmalarda, araştırmalarda ve raporlarda (OECD, PİSSA, TIMSS vb.) Türkiye matematik, fen gibi temel alanlardaki derslerde Avrupa ülkeleri içerisinde son sıralarda yer almaktadır. Bu nedenle, Türk Eğitim Sisteminin kendisini yeniden sorgulaması ve sembolik değişiklik ve eğitim modellerinden çok, köklü reform özelliğinde olacak bir eğitim modeli geliştirmek zorundadır. 11. OECD ülkelerinde zorunlu eğitim 14-18 yaş arasında tamamlanmaktadır. Bu çerçevede, bazı ülkelerde ortaöğretimin tamamı, bazı ülkelerde ise bir kısmı zorunlu eğitim kapsamındadır. Bazı ülkelerde de zorunlu eğitim ortaöğretim öncesinde tamamlanmaktadır. OECD ülkelerinin çoğunda ortaöğretim, genel eğitim ve mesleki-teknik eğitim olmak üzere iki ana bölümde yapılandırılmıştır. Türkiye de ortaöğretim düzeyinde başarılı uygulamalarıyla bilinen, okul sanayi iş birliği ile gerçekleştiren, mesleki ve teknik eğitim veren okulları korunmalı ve geliştirilmelidir. 12. Yöneltme, öğrencilerin ortaöğretim sonunda kendilerine ve yaşamlarına ilişkin bir öngörü oluşturmaları ve bu öngörüye göre belirledikleri hedefler doğrultusunda çalışmaları gerekir. Bu model Türkiye de öğrencilerin büyük çoğunluğunun aynı tür lisede, farklı öğretim programlarını izleyerek, öğrencilerin farklı gereksinimleri olduğunu kabul edilmesi ve okulların bu gereksinimlere yönelik farklı program ve yaklaşımlar geliştirebilecek kapasite ve esnekliğe sahip olması gerekir. Ortaöğretimin son iki yılında öğrenciler farklı alanlarda seçmeli dersler alabilirler. Orta öğretimde çok programlı, yatay ve dikey geçişlere elverişli eğitim programları geliştirilmelidir. Okul türlerinin azaltılması ve okul içinde sunulan programların öğrencilerin ilgilerine göre çeşitlendirilmesi gerekir. Öğrenci hızlı bir gelişim dönemindedir ve gerçekçi ve kalıcı seçim dönemine henüz girmiş olduğundan sık sık alan ve meslek seçimi kararı değişmektedir. İlköğretimde temel becerileri kazanmış olan öğrencilerin, ortaöğretimde üst öğretim koşulları hakkında bilgi sahibi olmaları, ilgi ve yeteneklerini test etmeleri ve öğrencinin üst öğretime yöneltilmesinde akademik başarının yanı sıra öğrencinin ilgi ve isteği dikkate alınmalıdır. 13. Okullarda rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin hem nicelik hem de nitelik açısından büyük ölçüde güçlendirilmesi gerekir. Rehber öğretmen başına düşen öğrenci sayısı her kademede en fazla 250 olması gerekir. Bu gün bu sayı iki neredeyse üç katıdır. Ayrıca, yöneltme hizmetleri okul, öğretmen, veli ve diğer kurumlar arasında bir iş birliği gerektirir. Bu nedenle, yöneltme sadece rehberlik servisinin yürütebileceği bir hizmet değildir. Her öğretmen kendi branşı bakımından ve genel olarak pedagojik bakımdan öğrencileri izleme, değerlendirme ve yöneltme konusunda sorumluluk üstlenmelidir. Bu nedenle öğretmenin hizmet öncesi ve hizmet içinde yöneltme konusunda yetiştirilmesi gerekir. Kaynaklar 1. Âdem, M. Atatürkçü Düşünce Işığında, Eğitim Politikası, Ankara, 1999. 2. Âdem, M. Eğitim Politikası, Şafak Matbaacılık, Ankara, 1995. 3. Akyüz, Y. Türk Eğitim Tarihi, Kültür Koleji Yayınları, İstanbul, 1993. 4. Altunya, N. Eğitim Sistemimize Kuşbakışı, Ankara, 1994. 5. Cumhuriyetin 75. Yılında İlköğretim, Tekışık Yayınları, Ankara, 1998. 6. Cumhuriyetin 75. Yılında Milli Eğitim. M.E.B. Ankara, 1998. 6. Gülcan, M.G. AB ve Eğitim, Pegem Yayınları, 2000. 7. Herkes İçin Eğitim 2000, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara 2000. 8. MEB (2010). Millî Eğitim İstatistikleri http://sgp.meb.gov.tr. 9. MEB. (2000-2009). Millî Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı. 10. Özoğlu, M. (2011). Özel Dershaneler: Gölge Eğitim Sistemiyle Yüzleşmek, SETA Analiz, Mart, Sayı 36. 11. Resmi Gazete Tarihi : 10/07/2009 Sayısı: 27284 12. Resmi Gazete, 14.Eylül 2011, 652 sayı. 13. Resmi Gazete, 11 Nisan 2012 6287 sayı. 14. Resmi Gazete, 14.Mart 2014, 28941 sayı. 15. Tekeli, İ., Eğitim Üzerine Düşünmek, Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, (2004). 16. Sönmez, Veysel, Eğitim Felsefesi, Anı Yayıncılık, Ankara, 1998. 17. Tanilli, Server. Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz? Cem Yayınevi, İstanbul, 1994. 18. Yücel, H. Ali, İyi Vatandaş İyi İnsan, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1993. 19. 2000 Yılında Milli Eğitim, APAK, Ankara, 1999. 20. 2002 yılı Başında Milli Eğitim M.E.B. Ankara, 2002. 14 Gazi Üniversiteli Öğretim Üyeleri Derneği Bülteni