AVRUPA'NIN YEġĠL MARKASI Arçelik çevreci ürünlerle ödüle doymuyor Üretimde çevresel faktörleri ön planda tutan Arçelik, Avrupa pazarında Türkiye nin çevreci markası haline geldi. Şirket, enerji tasarrufu sağlayan ve doğal kaynakları koruyan ürünleriyle birçok alanda ödülleri topladı. Ürettiği çevreye duyarlı ürünler nedeniyle 1994 de Arjantin de yapılan İklim Değişikliği Konferansı na ilk davet edilen Türk şirketi olan Arçelik, aradan geçen süreçte ürettiği çevreci ürünlerle bir adım öne çıktı. Şirket, çevreyi ve doğal kaynakları koruyan yüksek verim ve az enerji tüketimi sağlayan ürünleriyle, İklim Platformu içinde yer alarak, 5 yılda CO2 emisyonlarını yüzde 13 azalttı. 2010 da AB Çevre Ödülü nde de Türkiye de birinci olan Arçelik, Avrupa da da finale kalarak, AB üyesi olmayan bir ülkeden bu başarıyı gösteren ilk şirket oldu. Birçok ilke imza attı Üretimde Ar-Ge yi ön planda tutan şirket, çevresel faktörlerin yanı sıra, enerji tüketiminin azaltılması, verimin artması ve tasarım gibi konulara da büyük önem veriyor. Örneğin; Arçelik buzdolaplarında A+ sınıfı ürünlerde enerji tasarrufu yüzde 20 lerde iken, A+++ sınıfına geçildiğinde tasarruf oranı yüzde 60 a kadar ulaşıyor. Çamaşır makinesi grubunda ise dünyanın en az enerji tüketen ürününü geliştiren Arçelik, A enerji seviyesinden yüzde 50 daha az enerji tüketimine neden oluyor. Şirket yönetim, ekonomi, toplum ve çevre alanlarında yürüttüğü faaliyetlerini Sürdürülebilirlik Raporu adıyla ayrı bir raporda da yayımlayarak çevreye olan duyarlılığını ön plana çıkarıyor. En çevreci ürün ödülünü aldı Şirketin TÜSİAD ve REC (Regional Environmental Center) tarafından 2010 da düzenlenen AB Çevre Ödülleri nde aldığı En Çevreci Ürün ödülü ise üretimde ne denli çevreci olduğunu gösteriyor. Bulaşık makinesinde ise dünyanın en az enerji ve su tüketen ürününde yine Arçelik imzası görülüyor. Öte yandan şirket 2010 da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışmaları nda (SENVER), Bulaşık Makinesi İşletmesi-EVÜ (Enerji Verimli Ürün) kategorisi birincisi, Çamaşır Kurutma Makinesi İşletmesi- SEVAP-1 (Sanayide Enerji Verimliliği Artırıcı Proje) kategorisi birincisi, Buzdolabı İşletmesi-EVET (Enerji Verimli Endüstriyel Tesis) kategorisi birincisi olarak 3 ödüle birden layık görüldü. Ġklim Platformu nda Yer Alıyor Arçelik Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın vizyonundan hareketle 2 Derece-İklim İçin Acil Eylem Çağrısı Bildirisi ne imza atan şirketler arasında yer alıyor. İklim Platformu-Türkiye İklim Değişikliği Liderler Grubu Sözcülüğünü ise Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu yürütüyor. 'KÜRESEL Ġġ DÜNYASI GÜNÜ' Türk CEO'lar, Küresel İş Dünyası Günü'nde dünya liderleri ve iş dünyasının üst düzey isimleri ile bir araya geldi. Güney Afrika'nın Durban kentinde 190 ülkeden hükümet temsilcileri, uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 17. Taraflar Toplantısı (COP-17) sona erdi. İklim Zirvesi kapsamında 5 Aralık 2011, Pazartesi günü düzenlenen Küresel İş Dünyası Günü'ne dünya liderlerinin yanı sıra iş dünyasından 250'ye yakın temsilci katıldı. Küresel İş Dünyası Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ve iş dünyasından üst düzey isimlerin yanı sıra müzakerelerin kilit isimlerinin konuşmacı olarak hazır bulunduğu "Durban Debate" paneline, Türkiye İklim Değişikliği Liderler Grubu Dönem Sözcüsü ve Arçelik CEO'su Levent Çakıroğlu da katıldı. Panelde yaptığı konuşmada enerji verimliliğinin yenilenebilir enerjiden çok BEYSAD 1
daha yüksek bir potansiyele sahip olduğunu belirten Levent Çakıroğlu, uluslararası yeni bir iklim değişikliği rejiminin varlığından bağımsız olarak şirketlerin kendi iş fırsatlarını yaratabileceklerini ve harekete geçmek için uluslararası anlaşmaların sonuçlanmasının ön şart olmadığını vurguladı. 2 Derece Bildirisi resmen sunuldu Hazırlık sürecine İklim Platformu'nun da katkıda bulunduğu 2 Derece Bildirisi, 5 Aralık tarihinde gerçekleştirilen özel bir resepsiyonla, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası'na resmen sunuldu. İklim Platformu Türkiye İklim Değişikliği Liderler Grubu üyesi ve Zorlu Enerji Grubu CEO'su Murat Sungur Bursa da resepsiyonda bir konuşma yaptı. Konuşmasında, iş dünyasının krizleri fırsata dönüştürmesinin gerektiğinin belirten Murat Sungur, "İklim değişikliği bugün karşılaştığımız en önemli krizlerin başında geliyor. Ve iş dünyası liderleri olarak kendi fırsat alanlarını yaratacak iş modellerini hayata geçirerek yeşil ekonominin bir parçası olabileceğimize düşünüyorum" dedi. KOÇ: BATI DAN HIZLI BÜYÜRÜZ Yılın ikinci çeyreğindeki büyümeyi inanılmaz olarak değerlendiren Mustafa Koç, 2012 de de batıya göre yine yüksek bir büyüme beklediklerini söyledi. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Türkiye nin dünyadaki ekonomilerle karşılaştırıldığında inanılmaz büyüme kaydettiğini söyledi. Küresel ekonominin büyük bir kriz beklediği 2012 de de Türkiye nin büyüyeceğini öngören Koç Önümüzdeki sene büyüme her ne kadar biraz düşse de batı standartlarına göre yine yüksek bir büyüme bekliyoruz. Benim şahsi görüşüm bu dedi. Yatırımcı için çok cazip ülkeyiz Sanayici gözüyle değerlendirdiği zaman bu yılın çok hareketli geçtiğini söyleyen Koç, yılın ilk iki çeyreğindeki büyüme rakamlarını, dış dünya ile kıyaslandığında inanılmaz olarak niteledi. Bu sene özelikle otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde rekor seviyelere ulaşıldığına dikkati çeken Koç Ama 2012 daha zor bir sene olacak. Onun için de biz tedbirliyiz. Türkiye yine de finans sektörü, dinamik yapısı ve sanayisiyle örnek bir ülke olarak ortada ve yabancı yatırımcıya çok cazip görünüyor. Ümit ediyorum ki önümüzdeki sene de yabancı yatırımcıyı daha çok buraya çekebiliriz ifadesini kullandı. Defy i alarak Afrika ya açıldık Avrupa daki durumun nereye gideceğinin belli olmamasından dolayı zor bir yıl olacağını söyleyen Koç, Türkiye ekonomisinin iyi durumuna karşın, Avrupa ile Türkiye ekonomisinin özellikle ihracat pazarları açısından birbirine bağlı olduğunu söyledi. Koç Onun için pazar çeşitlendirmesi çok çok önemli dedi. 2012 de kriz nedeniyle Avrupa ile ihracatın daralması halinde Asya-Pasifik ülkelerinin iyi bir alternatif pazar olup olamayacağının sorulması üzerine Koç, Arçelik in Güney Afrika nın en büyük beyaz eşya firmalarından Defy i satın aldıklarını hatırlattı. Defy nin bütün Sahra altı kara Afrika ülkelerine hizmet eden ve mal satan çok büyük bir firma olduğunu belirten Koç Bu bağlamda pazar çeşitlendirmesinde çok önemli bir adım attık. Ama otomotivde ortaklarımızla birlikte hareket etmek durumundayız. Asya her zaman çok önemli bir pazar dedi. 100 YILDA ĠKĠ SAVAġ YAġADIM BÖYLE KRĠZ GÖRMEDĠM, TÜRKĠYE BELKĠ DE ĠLK KEZ ĠYĠ GĠDĠYOR Türkiye ye ilk radyoları getiren Odeon Müzik in sahibi, ilk AEG bayisi ve distribütörü ve halen BSH Türkiye nin Yönetim Kurulu Üyesi 1911 doğumlu Leon Grünberg, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını gördüm, sayısız krizler yaşadım. Ama 100 yıllık hayatımda, 2008 de başlayan global kriz gibi kriz görmedim. Dünya ekonomisinin direkleri sarsıldı dedi. BEYSAD 2
Türkiye nin ilk plak şirketi Odeon un sahibi, ilk radyoları Türkiye ye getirip pazarlayan, Miele ve AEG buzdolaplarının ilk bayisi ve distribütörü olan Leon Grünberg, 100 yaşında olmasına rağmen hergün hazırlanıp işine gidiyor. Türkiye nin sanat ve sanayi alanındaki serüveninin canlı tanığı Grünberg, halen BSH Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi. AEG-Profilo ortaklığından hisseleri karşılığında dünyanın üçüncü büyük beyaz eşya üreticisi BSH nin Türkiye pazarına girişinde hisse alan ve şirketin yönetiminde yer alan Leon Grünberg, 2008 den bu yana etkili olan küresel kriz dünya ekonomisinin direği ABD, Japonya ve Avrupa nın büyükleri Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya yı sarsıyor. 1 ve 2 nci Dünya Savaşlarını gördüm, 100 yıllık hayatımda böyle krizi görmedim dedi. Okyanusu yüzerek geçmek Grünberg, 17 yaşında iş hayatına başladığını belirterek şunları anlattı: 83 yıllık iş hayatım oldu. Bir ömürden uzun. İşimde sayısız ekonomik kriz gördüm, ülke krizleri, dünya krizi. Hayatımdaki terazi gitti geldi, gitti geldi. Hep dengeyi tutturmaya çalıştım. Nasıl derseniz, okyanusu yüzerek geçmek gibi bir şey. Bir gün dalgalı, bir gün güneşli, ertesi gün fırtınalı olan havada okyanusu geçmek. Türkiye dikkatli olmalı Türkiye nin ise küresel krizdeki performansını, kriz geçmişine bakılırsa oldukça iyi şeklinde değerlendiren Grünberg, şunları dile getirdi: Türkiye de işler Avrupa da olduğundan çok daha iyi gitti. Belki bu ilk defa oluyor. O nedenle daha da dikkatli olması lazım. Çünkü herşey iyi giderken, tehlikeler gözardı edilebiliyor, hazırlıksız olunabiliyor. Bankaların sağlam duruşunun da katkısıyla çok şükür, krizi iyi atlattık. Bana göre hükümet böyle giderse tamam, ama biraz değişirse, politikalarında değişiklik yapar da günlük hayata müdahale ederse tamam değil. Sadece ticarette değil, günlük hayatta da özgürlük olmalı. Günlük hayatın iş dünyasına yansıması önemli. ĠĢler iyiyse karıģmam BSH nin Türkiye pazarına ilk girişi sırasında hisse sahibi olduğunu, daha sonra bu hisseleri de BSH ye yeni bir anlaşmayla sattığını kaydeden Grünberg, şöyle konuştu: İyi bir anlaşma oldu. Anlaşma kapsamında oğlum Roni Grünberg BSH Türkiye nin Pazarlama Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi olarak, bense yönetim kurulu üyesi olarak şirkette devam ediyoruz. Çok büyük işler yapmıyorum. İşler yolunda gittiği için hiç bir şeye karışmama gerek kalmıyor. Ama her şeyi biliyorum. Özellikle bu kriz döneminde eğer aksayan birşey görseydim, mutlaka söylerdim. Her gün iģe gitmek gibi her gün eve Hürriyet giriyor Yaşının epey ilerlediğinin farkında olduğunu kaydeden Leon Grünberg, Artık gözlerim çok iyi görmüyor. Ama ona rağmen hergün okuma faaliyetlerime devam ediyorum. Evimde ve ofiste bir büyütecim var. Şirketin bilançolarını, raporları okuyorum. İmzamı gözlerim kapalı atıyorum. İmza dışında fazla yazı yazmıyorum. Yalnız bir sıkıntım var, Hürriyet in yazıları bana biraz küçük geliyor. Yine de okumaya devam. Hergün işe gitmek gibi, hergün eve Hürriyet gazetesi giriyor. Bana göre anlattıklarımda ilginç birşey yok. Ama yazarsanız merakla okuyacağım dedi. Türkiye ye tek parti iktidarı yarıyor ama Atatürk ü unutmamalı Bu yaşına kadar Türkiye de kurulmuş bütün hükümetleri gördüğünü, bütün siyasi partileri, iktidar partilerini gördüğünü belirten Leon Grünberg, şunları söyledi: Şu hükümet bu hükümet diyerek ayırmak istemiyorum. Türkiye ye tek parti iktidarları yarıyor. Turgut Özal ile kaset fabrikamızın açılışında tanıştım. Şimdiki hükümeti de çok beğeniyorum. İyi icraatlar yapıyorlar. Ama hangi lider derseniz, bana göre Atatürk. Atatürk ü hiç kimse unutmamalı. Atatürk öldüğünde 26 yaşındaydım, o gün insanlar nasıl ağlıyorduysa bugün de insanlar Atatürk ü öyle sevmeli. Özellikle de Türk kadınları Atatürk ü unutmamalı. Çünkü ben tramvaylarda kadınların perdenin arkasında başka bir yerde oturdukları günleri de gördüm. Kadınlar bugün sahip olduklarının kıymetini bilmeli. BEYSAD 3
Ġnsan her güne bir amaçla uyanmalı 22 Aralıkta tam 100 üncü yaşını kutlamaya hazırlanan Leon Grünberg, 100 yaşında olmasına rağmen, hâlâ her gün düzenli olarak işine gitmesinin nedenini şöyle anlattı: Sabah saat 08.00 olmuş hâlâ yataktasınız, saat 09,10 hâlâ yataktaysanız, saat 11.00 de hâlâ sabahlıkla evde dolaşıyorsanız, o gün bitmez. İnsanın kendisine saygısını koruması için, her güne bir amaçla uyanmalı. Önemli olan aktif hayattan kopmamak. Koparsanız o zaman yaşlanmış olursunuz. Para kaybetmiyor kaset fabrikası hâlâ açık Leon Grünberg, Haramidere deki kaset fabrikasının halen açık olduğunu belirterek, Kasetin devri geçti ama, fabrikada CD üretiliyor. Şimdilik para kaybetmiyor. Çalışan birkaç kişi var. Onların ekmek parası, o yüzden fabrika açık dedi. Allah büyük, cari açık da hallolur Türkiye de ekonominin birçok açıdan iyi gittiğini söyleyen Leon Grünberg, Sadece Türkiye nin cari açığı beni düşündürüyor. Ama halledilir. Ben çok krizler gördüm, hepsi halloldu. Bu cari açık meselesi de hallolur, Allah büyük şeklinde konuştu. Asırlık çınardan gençlere tavsiyeler Leon Grünberg gençlere ve iş dünyasına yaşadığı deneyimlere dayanarak şu tavsiyelerde bulundu: Siyasetten hep uzak kaldım. Siyaset başka; ticaret, sanayicilik başka. Siyaseti onun ilmini alanlar yapmalı. Her işe girişimde, memlekete faydası olacak mı diye baktım. Yeni iş kuracaklar da bunu gözetmeli. Memlekete faydası olan iş, demek ki akıllı bir iş, boş bir alan, büyüme potansiyel var. Gençler yeteneği olduğunu düşündüğü alana yönelmeli. Sevdiği işi yapmalı. Eğitimini aldığı konuya yönelik iş yapmaya gayret etmeli. Sevdiği konuda eğitim almalı. Yaptığı işi en iyi yapmayı prensip edinmeli. Marangozsan en iyisi olmaya çalışmalı. Doktorsa en iyisi olmaya gayret etmeli. Yuvarlanan taş yosun tutmaz, genç girişimciler, yerinde durup sabırlı olmalı. Borcu, faizi kârdan az olursa almalı. Aldığı krediyle ne yapacağını çok iyi bilmeli, bir planı olmalı. Faizi kârdan yüksekse, krediyi düşünmemeli. Herşeyden önemlisi, sözünü tutmalı. Yalan ve hileye başvurmamalı. Bizim zamanımızda söz senetti. Biz sözümüzle bugünlere geldik. Vergi kaçırmamalı. Vergi kaçıranlar bir yere varamaz. Rahat uyuyamaz. Başarı, kârı nasıl artırıp, nasıl daha çok vergi ödeyebilirim diye düşününce kendiliğinden gelir. GÜNDEMDE KRĠZ YOK BÜYÜMEYE DEVAM Dayanıklı tüketim ürünleri ve otomobil yedek parça üretiminde dünyanın en önemli şirketlerinden Bosch, Türkiye'de yatırıma devam edecek. Avrupa'daki ekonomik krize rağmen Türkiye'ye güvenlerinin devam ettiğini belirten Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young, "2012 için gündemimizde kriz yok. Türkiye'nin 2023 hedefinde biz de yerimizi aldık" dedi. Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young, Türkiye'nin 2023 yılı için koyduğu 500 milyar dolar ihracat hedefini çok heyecan verici bulduğunu belirterek, Bosch olarak bu büyümeye inandıklarını kaydetti. Bugün dünyanın en büyük oto yedek parça üreticisi olduklarını ayrıca dayanıklı tüketim malları ve yenilenebilir enerji alanlarında faaliyet gösterdiklerini hatırlatan Young, özellikle AR-GE çalışmalarına yaptıkları yatırımlar ile katma değeri yüksek üretim kapasitesini yükselteceklerini belirtti. Bosch Türkiye Genel Müdürü Young, özellikle otomobil sektörü ile enerji alanlarında yatırımlarının artacağını dile getirdi. Bosch Türkiye olarak 2012 için gündemlerinde krizin olmadığını belirten Young, "Herkes büyümedeki keskin düşüşten bahsediyor, ama biz tahminlerimizi Türkiye'nin büyümesine göre yaptık" dedi. BEYSAD 4
108 milyon avroluk yatırım Young, 2012 yılına ilişkin büyüme hedefleriyle ilgili olarak da, "Biz Türkiye'de büyüme hedefini her zaman gayrısafi milli hasıla büyümesini üçle çarparak belirleriz. Misal Türkiye ekonomisi yüzde 4 büyüyecekse biz yüzde 12'nin altındaki büyümeyi grup olarak önemli bir fırsatı kaçırdık gözüyle bakarız" ifadelerini kullandı. Bosch Grubu olarak Türkiye'de 2011'de yüzde 14 büyüme hedefi koyduklarını dile getiren Young, yüzde 20'lerin üzerinde büyümeyle yılı tamamlayacaklarını kaydetti. Gelecek yıl ise yatırımlara durmaksızın devam edeceklerini belirten Young, 2012'de Bosch Grubu olarak 108 milyon avroluk kapasite artırım yatırımı yaparak 600 kişiyi işe alacaklarını kaydetti. Young, yatırımın önemli bir kısmının benzinli araçlar cephesinde yapılacağını da bildirdi. Yüzde 30 tasarruflu otomobil Young, benzinli motorların ciddi bir geri dönüş yaptığını, benzinli araçlarda yüzde 30 tasarruf sağlayan teknolojiyi 2012'de bir Alman markasıyla birlikte piyasaya süreceklerini anlatıyor. Aslında önceki akşam İstanbul Ortaköy'deki yemekte belki de vatandaşın cebini ilgilendiren en önemli konu buydu. Zira yüzde 30 tasarruf, dizeller kadar olmasa da benzinli bir otomobilde yakıt maliyet dezavantajını büyük oranda ortadan kaldıracaktır. Young, ilk etapta bir markayla yaptıkları anlaşmanın ilerleyen dönemde diğer araçlara da yayılacağını belirtiyor. Bu teknoloji sonrası yaratılan parçaların tamamının Bursa'da üretileceğini ve dünyaya satılacağını dile getirdi. Yerli araçta elektrikli doğru tercih olabilir Young, hibrid araçların bir geçiş dönemi aracı olduğunu belirterek, elektrikli otolar içinse gidilecek daha çok yol olduğuna inandığını ifade etti. Young, Türkiye'nin yerli otomobilinin elektrikli olup olmamasına yönelik de, "En yeni teknolojiden başlayıp onu yakalamak mantıklı görünüyor. Elektrikli doğru tercih olabilir" dedi. Öte yandan, güneş panellerinin Bosch Grubu'nun ürettiği bir diğer ürün olduğunu belirten Young, Bursa'daki fabrikanın çatı ve arsasını güneş panelleriyle donattıklarını ve fabrikanın tüm elektriğini güneşten sağlayarak yüzde 25 tasarruf ettiklerini anlattı. BOSCH BURSA DA HAZIRLIK YAPIYOR Bosch Bursa Dizel Enjektör Fabrikası Ticari Genel Müdürü Dieter Wohlfarth, araştırmalarına göre 2020 den sonra dünyada elektrikli araç sayısının 1 milyonu bulacağını tahmin ettiklerini ve bu duruma göre hazırlık yaptıklarını söyledi. Wohlfarth, Bosch olarak her zaman kendilerini yenileyip, çağın gereklerini yerine getirerek piyasada söze geçen bir kurum olmak istediklerini belirtti. Elektrikli Araç Şirket olarak yaptıkları araştırmalarda 2020 den sonra dünya genelinde elektrikli araç sayısının 1 milyonu bulacağını tahmin ettikleri dile getiren Wohlfarth, şöyle devam etti: Bu konuda hiçbir soru işareti yok. Çünkü gelecekte araçların büyük bir kısmı elektrikli olacak. Ama tabii bu hemen yarın olmayacak. Bu belirli bir aşama, belli bir sürenin sonunda olacak. Şunu kesinlikle unutmamamız gerekiyor ki, 2020 de halen üretilen araçların büyük bir kısmı dizel, benzin veya gazla gidiyor olacak. Bizim için önemli olan, bu araçların da enjektörlerini de mümkün olduğu kadar ileri teknoloji ile üretmek ve buna paralel olarak da, geleceğin teknolojisi olan elektrikli motorlar için de yatırım yapıyor olmak. Şu anda biz ikisini paralel yürütüyoruz. SANAYĠDE DURGUNLUĞA DĠRENĠġ VAR Sanayi üretimi, mevsimsel düzeltilmiş olarak ve önceki aya göre, ekim ayında yüzde 4.4 oranında artış gösterdi. Bu artış bizim beklentimizin epey üzerinde. Mevsimsel düzeltilmiş kapasite kullanım oranının ekim ayında 0.3 puanlık artış göstermesi, sanayi üretiminde eylülde başlayan BEYSAD 5
toparlanmanın ekim ayında da sürdüğü sinyalini veriyordu. Ancak kapasite kullanım oranındaki bu mütevazı artış sanayi üretiminde benzer ölçüde mütevazı bir artış olabileceğini düşündürüyordu. Dolayısıyla ekim ayında yaşanan sıçrama bizim için sürpriz oldu. Piyasalarda makroekonomik göstergelere ilişkin beklentiler hala yıllık değişim oranları üzerinden belirleniyor. Bu beklentilere bakıldığında ekimdeki sanayi üretimi artışının piyasalar için de sürpriz olduğu görülüyor. CNBC-e televizyon kanalının banka ve aracı kurum ekonomistleri arasında düzenlediği ankette ekim ayı sanayi üretimi için yıllık artış beklentilerinin ortalaması yüzde 4.3 çıkmıştır. Reuters in düzenlediği benzer bir anketteki beklentilerin ortalaması ise yüzde 4.6 ydı. Gerçekleşme bu beklentileri 3 puan kadar aşarak yüzde 7.3 ü buldu. Üstelik bu yıllık artış oranında bu kez eylüldeki gibi takvim etkisi de yok. Sürpriz artıģın kaynakları Ekim ayında sanayi üretiminin beklenenin ötesinde artış göstermesi, bizi bu konuda ayrıntılı bir analiz yapmaya itti. Bu analizin sonuçları sanayi üretiminde yaşanan sıçramanın hem iç hem de dış taleple bağlantısı olduğunu gösteriyor. CNBC-e tüketim endeksinde ekim ayında mevsimsel düzeltilmiş olarak yüzde 0.5 düşüş vardı. Fakat bizim yaptığımız mevsimsel düzeltme otomobil, ticari araç ve beyaz eşya satışları ile reel tüketim malı ithalatı gibi iç talebin diğer önemli göstergelerinde ekim ayında önemli artışlar olduğunu gösteriyor. Otomotiv Sanayi Derneği nin (OSD) yayınladığı otomobil ve ticari araç satışlarına ilişkin verileri mevsimsel olarak düzelttiğimizde, ekim ayında ilkinde yüzde 31.7 ikincisinde ise yüzde 16.8 artış gördük. Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği nin (BESD) yayınladığı dört ana ürüne (buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve fırın) ilişkin yurtiçi satış verileri mevsimsel olarak düzeltildiğinde ekim ayında yüzde 7 lik bir artış ortaya çıkıyor. Ekim ayında reel tüketim malı ithalatı ise mevsimsel düzeltilmiş olarak yüzde 3.5 artmış durumda. Bu verilerde yılın ilk yarısında genelde düşüş eğilimi vardı. Tüketici kredilerinin hız kesmeye başladığı ve geleceğe yönelik beklentilerin de olumsuza döndüğü bir ortamda iç talepteki bu canlanmanın nereden kaynaklandığı tam belli değil. Belki bir neden bayram öncesi alışverişi, bir neden de daha önce ertelenen bazı alım kararlarının kur artışları fiyatlara iyice yansımadan hayata geçirilmesi olabilir. Bu nedenlerden kaynaklanan iç talep canlılığının ise çok fazla devam etmesi zor. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda iç talebin yeniden kısılmasını bekleyebiliriz. DıĢ talebin etkisi Ekim ayında sanayi üretiminde gördüğümüz artışın dış taleple bağlantısını ise bu ayda mevsimsel düzeltilmiş ihracatın reel olarak yüzde 5.4 artış göstermesiyle kuruyoruz. Küresel ekonomiye ve özellikle de en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa ya ilişkin kaygılar nedeniyle, ihracattan gelen bu katkının da geçici olması ihtimali var. Şu sıralarda birçok uluslararası kurum Avrupa da bir resesyonun başladığı yönünde tahminler yapıyor. Bu durum önümüzdeki aylarda ihracatta performansın düşebileceğine işaret ediyor. Kısacası şu an için Avrupa daki resesyon Türkiye den henüz uzak gibi görünüyor ama bunun ne kadar süreceği tam belli değil. Kasım ayına ilişkin veriler belli olduğunda durumu daha iyi anlayabileceğiz. SON 5 YILDA KETTLE VE BULAġIK MAKĠNESĠ SATIġLARI PATLADI Nielsen in yaptığı araştırmaya göre penetrasyon oranı son beş yılda en çok artan ürünler kettle ve bulaşık makinesi oldu. Hanelerde cep telefonu sahipliği ise televizyonu yakaladı. Yine aynı araştırmada ev aletlerine en fazla ilginin Karadeniz de olduğu ortaya çıktı. BEYSAD 6
Nielsen Durables araştırması 2011 verilerini açıkladı. Nielsen ın 1998 yılından bu yana belirli aralıklarla gerçekleştirdiği Dayanıklı Tüketim Malları Araştırması hanelerdeki beyaz eşya, elektronik eşya, küçük ev aletleri ve kişisel bakım aletlerinde ürün ve marka penetrasyonunu belirliyor ve gelecek 1 yıl içinde ürün yenileme ve yeni ürün satın alma talebini ve satın alınması düşünülen markaları sorgulayarak üreticilere potansiyel pazar konusunda ışık tutuyor. Nielsen Durables araştırması ayrıca hanelerin mecra tüketimlerini inceleyerek yine üreticilere medya planlaması konusunda da yol gösteriyor. BeĢ yılın Ģampiyonu kettle 2005 yılında gerçekleştirilen Durables araştırmasının 2011 rakamlarına bakıldığında penetrasyonu en fazla artan ürün kettle oldu. Onu 17 puanlık artışla bulaşık makinesi izledi. Kombi penetrasyonu ise 15 puan arttı. Diğer yandan 2005 teki düzeyine göre penetrasyonu en fazla gerileyen ürün 18 puan düşüşle halı yıkama makinesi oldu. Onu 17 puanlık düşüşle mutfak robotu ve 11 puanlık düşüşle epilasyon aleti izledi. Araştırma sonuçlarına göre hanelerin %53 ünde masaüstü, notebook bilgisayar mevcut. Cep telefonu penetrasyonu hanelerde en fazla bulunan ürün olan televizyonu neredeyse yakaladı, çamaşır makinesi, ütü ve elektrikli süpürgeyi ise geçti. Hanelerde masaüstü bilgisayar sahipliği 13 puan arttı. 6 yıllık dönemde masaüstü bilgisayar sahipliğinin daha fazla artmamasının nedeni ise dizüstü bilgisayar sahipliğinin de önemli oranda artması. 2011 de her 4 haneden birinde bir dizüstü bilgisayar olduğu görüldü. Bilgisayar sahibi hanelerin tamamına yakınında ADSL modem bulunduğu da belirlendi. Ev aletlerine en çok ilgi karadeniz de Genel olarak tüm kategoriler incelendiğinde beyaz eşya sahipliğinde bölgelere göre bir farklılaşma olmadığı görülüyor. Ev aletlerinde ise Karadeniz bölgesinden sahiplik düzeyinin diğer bölgelere kıyasla daha yüksek seviyede olduğu görülmekte. Kişisel bakım aletleri sahipliğinde ise Marmara bölgesi önemli oranda yüksek ve ayrışıyor. Ev eģyasına ayrılan oran 2010 da %6,3 2010 Hanehalkı Bütçe Araştırması ndan elde edilen sonuçlara göre; Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %27,1 oranıyla konut ve kira harcamaları alırken, harcamaların %21,9 u gıda ve alkolsüz içeceklerden oluşmaktadır. Türkiye genelinde yapılan harcamalar içinde sağlık harcamalarına %21,1 ve eğitim hizmetleri harcamalarına ise %2 oranında pay ayrılıyor. Ev eşyasında ise 2009 yılında ortalama hanehalkı harcaması aylık 104 TL iken, 2010 yılında bu rakam 115 TL olarak tespit edilmiş. 2009 yılında hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması 1688 TL iken 2010 yılında 1843 TL olarak tahmin edilmiştir. 2010 yılında bu değer kentsel yerlerde 2023 TL, kırsal yerlerde ise 1420 TL olarak hesaplandı. EĢya sahipliği 2011 araştırma sonuçlarına göre hanelerde ortalama 15 eşya bulunuyor. Beyaz eşya grubu 5 ürün ile en fazla eşya bulunan grup. Elektronik eģya Hanelerde sahip olunan her 2 elektronik eşyadan biri, birden çok markayı bir arada satan bayiden, her 5 eşyadan biri ise sadece tek markayı satan bayiden alınmış. Elektronik eşya sahiplerinden önümüzdeki 1 yıl içinde ürününü yenilemeyi düşünenlerin oranı %3.3 düzeyinde. Ürün sahibi olmayanlarda ise yeni satın alım yapma niyetinde olanların oranı %1.4. Buna göre önümüzdeki bir yılda elektronik eşyada yenileme ve yeni alım yapma eğilimi %5 e yakın. BEYSAD 7
Elektronik eşya alışverişinde 2005 te her 2 tüketiciden biri peşin ödemeyi tercih ederken, 2011 de her 4 tüketiciden biri peşin ödeme yapıyor. 2011 de ödemede ağırlıklı tercih her 3 tüketiciden birinin tercih ettiği kredi kartı ile taksitlendirerek ödeme yöntemi. Her 5 tüketiciden 2 si ise bayi kampanyasından taksitle elektronik eşya satın almayı tercih ediyor. Nilsen in araģtırması nasıl yapıldı? Nielsen, dayanıklı tüketim ürünleri pazarında, ortak bilgi ihtiyacını en uygun maliyetle karşılayabilmek amacıyla 1998 yılında Dayanıklı Tüketim Malları Araştırması nı hayata geçirdi. Bu çalışma, pazarı takip etmek ve firmalara pazarlama stratejilerinde yol göstermek amacıyla ortaya çıktı. Daha sonra 2011, 2003, 2005 ve son olarak da 2011 de tekrarlanan çalışmanın temeli pazardaki son durumun fotoğrafını çekebilmenin yanı sıra, yıllar içindeki değişimi gözlemlemeye dayanmaktadır. Nielsen Tüketici Araştırmaları Direktörü Bahadır Tomaç araştırma ile ilgili şunları söyledi; Dayanıklı Tüketim Malları Araştırması firmalara, farklı ürün kategorilerindeki doyma seviyelerini dikkate alarak gerek pazarlama gerek üretim planlaması açısından hangi ürün kategorilerine ağırlık verilmesi gerektiğini göstermek ve hanelerde bulunan ve gelecek için düşünülen marka tercihleri doğrultusunda ürün bazında pazarlama stratejilerine ışık tutacaktır. Dayanıklı Tüketim Malları Araştırması, Türkiye kent/kır temsili 26 ilde 18 yaş üstü 2518 kişi ile yapılmıştır. Bu çalışma ile ürünleri/markaların hanelerdeki yaygınlığı, kimlerin kullandığı, satın alma eğilimi, satın alma noktası, ödeme şekli vb. konulara cevap bulunmuştur. Ġġ DÜNYASININ DESTEK TALEBĠNE BAKANDAN BEKLEMEYĠN YANITI İSO, 10. Sanayi Kongresi ne sanayiye destek talebinin reddi damgasını vurdu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve İSO Başkanı Tanıl Küçük ün konuşmasının ardından söz alan Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Bizden ucuz enerji, işçilik, hammadde istemeyin dedi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen 10. Sanayi Kongresi ne, Sanayiye destek verin çağrısına, hükümet kanadından beklemeyin yanıtı damgasını vurdu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 2012 de özel sektörün ilave kaynak sıkıntısı yaşayacağını vurgulayarak, Üretimden vazgeçmemenin yollarını aramalıyız dedi. İSO Başkanı Küçük ise, yüzme öğrenmek için derin sulara atılan sanayicinin kondisyon sahibi, güçlü bir yüzücü olması için destek istedi. Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün de bu isteklere, Bizden ucuz enerji, işçilik, hammadde istemeyin, Nasrettin Hoca gibi kaybettiğiniz anahtarı kapının önünde aramayın cevabını verdi. İSO tarafından Dalgaları Yöneterek Geleceği Tasarlamak temasıyla bu yıl 10. su düzenlenen Sanayi Kongresi dün İstanbul Kongre Merkezi nde başladı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan İSO Başkanı Tanıl Küçük, kongreyi soru işaretlerinin gölgesinde, zor bir ekonomik konjonktürde gerçekleştirdiklerini söyledi. Dalgaları Ġyi Anlamak Gerekiyor Gelecek birkaç yılın kolay geçmeyeceğini savunan Küçük, Fırtınalı ortamda, gelen veya gelebilecek dalgaları iyi anlamak, doğru yönetmek ve ülkemizin geleceği için fırsata çevirebilmek gerekiyor dedi. Küçük, mikro ekonomik düzeyin küresel ekonomiden gelen dalgaları karşılamaya, fikir ve fiziksel anlamda hazır olması gerektiğini belirtti. Küçük, şöyle dedi: Geride bıraktığımız yıllarda sanayimizin, rekabet mücadelesi verdiği küresel sulara çok hazırlıklı ve donanımlı çıktığını söyleyemiyoruz. Hatta sanayimizin durumunu, yüzme öğrenmek üzere derin sulara atılan bir insanın durumuna benzetebiliriz. Zorluklara, eksiklere rağmen sanayimiz, bir şekilde su üstünde kalmayı ve hatta yüzmeyi başardı. Bundan sonrası için hedefimiz artık, sanayimizi, çok daha uzun mesafeler kat edebilen, tekniği güçlü, kondisyon sahibi bir yüzücüye dönüştürmek olmalı. Türk sanayicisinde bu istek ve irade fazlasıyla var. İşte tam bu noktada beklentimiz, hükümetimizin, sanayimizin mücadelesine daha fazla destek verebilmesi BEYSAD 8
Dalgakıran Ġstiyoruz TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, 2012 nin dünya için zorlu bir yıl olacağını vurgulayarak Gelişmiş ülkelerin durumu dalgaların boyunu yükseltiyor. Yükselen dalgalar karşısında sanayiciler olarak önümüzdeki dönemde, müdebbir ve basiretli hareket etmek zorundayız diye konuştu. Gelecek yıl Avrupa dan ilave kaynak bulmanın zorlaşacağını, dile getiren Hisarcıklıoğlu, Bu gerçeği görerek, üretimden vazgeçmemenin yollarını aramalıyız. Bu dönemde hükümetimizin atacağı adımlar da bizi risklerden koruyacak, dalgakıran görevi görecek dedi. Şirketlerin yeni pazarlara girmelerini destekleyecek, ihracat ve yatırım sigortası sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, İstihdam ve enerji alanında girdi maliyetlerini azaltan reformlara devam etmeliyiz. Enerjiyle ilgili yüksek vergileri belli bir vade içinde azaltmalıyız. Sanayicilerimizin yurtdışı taşımacılık maliyetlerine, hazine desteği sağlamalıyız. Uzakdoğu kaynaklı ithalatın yol açtığı haksız rekabete karşı üretici sektörlerimizi korumalıyız. Piyasa denetim ve gözetim sistemlerini güçlendirmeliyiz. İş barışını bozacak adımlardan uzak durmalıyız diye konuştu. Ergün den Nasrettin Hoca lı yanıt Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de, Dalgaları yöneteceksek, önce dalga çekmeyi bırakmamız gerekiyor dedi. Ergün, hükümetin aldığı tedbirler sonucunda ihracattaki artışın, ithalattaki artışın önüne geçtiğini belirtti. Bakan Ergün, 2012 yılının da Türkiye için iyi geçeceğine ve yükseliş trendinin devam edeceğine inandığını dile getirerek, Orta Vadeli Plan da ihtiyatlı olarak belirlemiş olduğumuz yüzde 4 lük büyümeyi yakalayacağımızı, belki de geçeceğimizi düşünüyorum değerlendirmesini yaptı. Ülke olarak yüksek rekabet gücünün, ucuz hammadde, ucuz enerji ve ucuz işgücünde bulunamayacağını belirten Bakan Ergün, buralarda rekabet gücü aramanın boşuna olduğunu belirterek, Türkiye de ucuz işgücü olmayacak, ucuz enerji olmayacak, ucuz hammadde olmayacak. Biz buralarda ararsak Nasrettin Hoca nın karanlıkta kaybettiği anahtarı, burası karanlık burada bulamayız deyip, kapının önünde aramasına benzer. Bizim rekabet gücünü, bilim, teknoloji, Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarımlarda, üniversite ve sanayi işbirliklerinde aramamız gerekiyor dedi. Paul Romer: Türkiye büyük düģünmeli Stanford Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü Kıdemli Üyesi ve NYU Stern School of Business Henry Kaufman Misafir Öğretim Üyesi Paul Romer, gerçekleştirdiği Geleceğin Rotası başlıklı konuşmasında, ekonomideki durumu trafik sıkışıklığına benzeterek, teknolojinin bu doğrultuda geliştirilmesi ve buna göre fırsatlara yol açacak kuralların oluşturulması gerektiğini ifade etti. Yeni büyük kentlerle bağlantılar kurulmasının önemini ve gereğini vurgulayan Romer, İstanbul da büyük bir nüfus yoğunlaşması bulunduğunu, iş gücünde değişim yaratmak için başka büyük merkezler de oluşturulması, bunun için hükümetin yeni politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtti. Çin örneğini veren Romer, sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye de bir Shenzhen kurulması halinde gençlere yeni fırsatlar yaratılacaktır. Bu bölgenin göçmen kabul etmesiyle birtakım sorunlar çözülür. İstanbul un üstündeki yük hafifler. Türkiye büyük düşünmeli. Büyük merkezleri sadece Türkiye içinde değil, içinde bulunduğu bölgede de kurabilir. Son yüzyılda kentlere göç eden insan sayısı neredeyse son 12 bin göç edenlerle aynı. Yeni kurulacak büyük merkezler de göç kabul edecek ve insanlar için yeni fırsatlar yaratacak. Türkiye, bunu yapacak gücü olduğuna inanıyorsa, kendisine bu konuda güveniyorsa dışarıdan destek aramak yerine bu yolda ilerlemelidir. Sanayi Kongresi nde konuģan KOSGEB BaĢkanı Mustafa Kaplan: Mikro iģletmeleri rekabetçi yapmak için çalıģıyoruz Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Başkanı Mustafa Kaplan, mikro ölçekli işletmelerin daha rekabetçi olması için çalıştıklarını söyledi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen 10. Sanayi Kongresi ve İnovasyon Sergisi nin ikinci gününde KOBİ ler İçin Fırsatlar Tehditler konulu panelin açılışında konuşan KOSGEB Başkanı Kaplan, Türk ekonomisinin yüzde 99 unun KOBİ lerden oluştuğunu ve bu oranının yüzde 95 lik BEYSAD 9
bölümün ise mikro işletmelerden oluştuğunu hatırlattı. Bu işletmelerin dünyayla yarışmasının ne denli mümkün olabileceğinin belirsizlik taşıdığını söyleyen Kaplan, KOSGEB olarak bu yüzde 95 lik orandaki işletmeleri daha rekabetçi yapmak ve büyütmek için çalışıyoruz dedi. Fırsat ve tehdit kavramlarının global olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Kaplan, yüzde 95 rakamının KOSGEB olarak üzerinde çalıştıklarını ve bu işletmelerin daha rekabetçi olması ve daha büyümesi için çeşitli yaklaşımlar sergilediklerinin altını çizdi. KOSGEB olarak KOBİ desteklerini baştan sona yeniledik. Paradigmanları değiştirdik ve özellikle proje esaslı destek modellerimizi getirdik diyen Kaplan, proje esaslı destek modellerinde bugün konuşulacak olan fırsat ve tehditleri görerek işletmeye göre uyarlanmasını ve kendi stratejilerini ve hedeflerini koyan işletmelere destek olmayı kurguladıklarını ifade etti. KOSGEB i hala eski algılarla algılayan sanayiciler olduğunu savunan Kaplan, Bu sanayicilerin halen birkaç sene evvelki destek modellerinde kaldıklarını görüyoruz diye konuştu. Söz konusu bu değişimin ve dönüşümün takip edilmesinin önemine değinen Kaplan, KOSGEB olarak destek olmayı bundan sonra bir araç olarak gördüklerini söyledi ve hedeflere varmak için bu değişim ve dönüşümleri sağlamak amaçlı bir yapıyla tasarladıklarının altını çizdi. ĠSO Ġnovasyon Ödülleri sahiplerini buldu İSO tarafından, Türkiye nin inovasyon altyapısının gelişimine ve inovasyon bilincinin Türkiye de yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla verilen İSO İnovasyon Ödülleri sahiplerini buldu. Ödüller kapsamında, ticari başarı ve ürüne bakılarak değil sanayi firmaları bünyesinde oluşturulan inovasyon ortamı, bilgi, insan kaynağı, liderlik, süreç yönetimi ve iş sonuçları başlıklarında ödüllendirildi. İSO İnovasyon Ödülü nü bilgi kategorisinde Vodafone Türkiye grup şirketi Oksijen ARGE, insan kaynakları kategorisinde Eczacıbaşı Esan Endüstriyel Hammaddeler San. ve Tic. AŞ, liderlik kategorisinde Eczacıbaşı Yapı Gereçleri San. Tic. AŞ, süreç yönetimi kategorisinde Vitra Karo San. Tic. AŞ, iş sonuçları kategorisinde Muratbey Gıda ve Süt Ürünleri Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti. aldı. İSO İnovasyon Jüri Özel Ödülü nü Royal Halı İplik Tekstil Mobilya San. Tic. AŞ, İSO İnovasyon Büyük Ödülü nü Turkcell Teknoloji Araştırma Geliştirme AŞ kazandı. ĠNOKSAN, ABD NĠN KALĠTE STANDARDI NSF YĠ DE ALDI Ürünlerinin yurtdışı pazarlarda daha rahat yer bulması adına kalite standart belgeleri alma çalışmalarına hız veren İnoksan, Amerika nın kalite standartlarından olan NSF yi de bünyesine katarak kaliteli üretim sürecini yeniden belgelendirdi. 1996 da EN ISO 9001 belgesi alan İnoksan, 1997 de EQNET üyesi Hollandalı kuruluş KEMA dan da kalite belgesi almaya hak kazandı. İnoksan daha sonra sırasıyla 1998 yılında İngiliz Standartları Enstitüsü nden ve Moskova Rus Test Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi nden ürün kalite belgelerini aldıktan sonra Rusya ve Türk Cumhuriyetleri pazarına giriş vizesi olarak kabul edilen GOST-R ISO 9001 Kalite Sistem Belgesi ve GOST-R belgesini de alarak sektördeki elini güçlendirdi. Firma bugün gelinen noktada son olarak Amerikan menşeli Hijyen ve Sağlığa Uygunluk sertifikası NSF yi de alarak, sektörün dünyadaki en büyük pazarı olan Amerika ya giriş yaptı. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, dünyaca tanınan Türk döner kebabının en sağlıklı ve kolay şartlarda pişirilebildiği cihazlarıyla insan sağlığına uygun çalıştıklarını Amerika da da tescillediklerini kaydetti. Varlık, dünyanın en büyük pazarı olan ABD de bundan böyle Türkiye nin daha fazla söz sahibi olacağını dile getirdi. DUYURU: ÇELĠK SEKTÖRÜ ĠZMĠR DE BULUġACAK Demir çelik sektörünün buluşma noktası olan SteelOrbis, Piyasa Sohbetleri Toplantıları nın ilkini 12 Ocak 2012 de, İzmir, Ege Bölgesi Sanayi Odası nda gerçekleştirecek. BEYSAD 10
Ege Bölgesi Sanayi Odası Demir Çelik Meslek Komitesi katkıları ile gerçekleşecek olan toplantı, Ege Bölgesi nin yanı sıra, tüm Türkiye'den çelik sektörünün bütün önemli oyuncularını bir araya getirecek. 200 e yakın sektör temsilcisini biraraya getirecek olan toplantı ile katılımcılar, hem geçmişten günümüze çelik sektörünün değerlendirilmesini dinleme fırsatı bulacak, hem de önümüzdeki dönemde çelik sektörünü bekleyen gelişmeler hakkında sohbet etme imkanı yakalayacak. Toplantıya kimler katılacak? Beyaz Eşya Ana ve Yan Sanayii Çelik üreticileri Otomotiv Ana ve Yan Sanayii İnşaat / Müteahhitlik / Çelik Konstrüksiyon Firmaları Kalıp Üreticileri Bağlantı Elemanları Üreticileri Makine Sanayii Panel Radyatör Sanayii Distribütörler Ticaret şirketleri ÜCRETSĠZ olarak gerçekleşecek olan toplantı hakkında detaylı bilgi almak için www.steelorbisevents.com web sitesini ziyaret edebilir veya aşağıdaki telefondan iletişime geçebilirsiniz. Tel: 0216 468 10 62 e-posta: events@steelorbis.com DUYURU: AB MEVZUATI VE PROJE DUYURULARINI TAKĠP EDEBĠLMEK ĠÇĠN http://ab.immib.org.tr adresi ziyaret edilebilir. DUYURU: T.C. KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLĠ ĠġLETMELERĠ GELĠġTĠRME VE DESTEKLEME ĠDARESĠ BAġKANLIĞI ĠSTANBUL HALĠÇ HĠZMET MERKEZĠ MÜDÜRLÜĞÜ Konu : Adres DeğiĢikliği KOSGEB İstanbul Haliç Hizmet Merkez Müdürlüğü yeni hizmet binasına taşınmış ve yeni adresinde hizmet vermeye başlamıştır. KOSGEB Merkez Müdürlüğünün iletişim bilgileri aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. ĠletiĢim Bilgileri Adres: Yılanlı Ayazma Yolu No:15 K:6 Yeşil Plaza Topkapı/İSTANBUL Telefon: 0212 482 03 03 Faks: 0212 236 43 30 E-mail: istanbulhalic@kosgeb.gov.tr DÜNYA DAN Haberler ABD DE, 2011 TATĠL DÖNEMĠNĠN HEMEN ÖNCESĠNDE LCD TV SEVKĠYATLARI YENĠDEN YÜKSELĠġE GEÇTĠ DisplaySearch'e ait Ayrıntılı Küresel TV Sevkiyatı ve Tahmini Raporu'na göre 2011 yılının üçüncü çeyreğinde yıldan yıla %3,7 oranında artan TV pazarı sevkiyatları 62 milyon adete ulaştı, bu da 2011'in ikinci çeyreğine kıyasla %12'lik bir artış anlamına gelmektedir. Üçüncü çeyrekte, ikinci çeyrekteki yıldan yıla sevkiyattaki %1'lik düşüşün ve 2011'in ilk çeyreğindeki yıldan yıla %1'lik zayıf artışın ardından bir iyileşme gerçekleşmiştir. BEYSAD 11
Bununla birlikte araştırma şirketi, TV üretiminde kullanılan hem LCD hem de plazma panellerine yönelik siparişin 2011'in üçüncü çeyreğinde yalın stok seviyeleri nedeniyle düştüğünü bildirdi. Bazı tedarikçiler, tatil sezonu stokları konusunda tutucu bir yaklaşım sergiliyor. Eğer tatil dönemi talebi beklenenden yüksek çıkarsa tedarik zinciri siparişleri karşılamada tam anlamıyla hazırlıklı olmayabilir, bu da muhtemelen TV arzı eksikliği ile sonuçlanabilir. Kuzey Amerika, Japonya ve Batı Avrupa gibi gelişmiş pazarlarda düşük tüketici talebinin olması nedeniyle araştırma şirketi 2011 yılının TV sektörü için zorlu bir dönem olarak geçtiğini kaydetti. Bu da TV üreticileri ve görüntü paneli üreticilerinin düşük kârlılık elde etmesi sonucunu doğurdu. Tedarik zinciri stok problemleri 2011 yılının ortalarına kadar devam ettiğinden TV üreticileri yıl için planlanmış sevkiyatları düşürdüler ve üçüncü çeyrekte panel siparişlerini azalttılar, bu da panellerde daha büyük fiyat düşüşleri ile sonuçlandı. Böylece müşteriler 2011 tatil döneminde daha düşük perakende TV fiyatları ile karşılaştılar. DisplaySearch'ün Kuzey Amerika TV Araştırması Direktörü Paul Gagnon konu hakkında şunları söyledi: "2011 çoğunluğunda hedef pazar talebi Kuzey Amerika'da zayıf seyretmiştir ve yılın ilk üç çeyreğinde birim sevkiyatları yıldan yıla oranlarda %4 seviyesinde düşmüştür. Bununla birlikte, tüketiciler halen fiyat konusunda oldukça hassaslar ve en iyi indirimleri bulabileceklerini düşündükleri tatil döneminde alışveriş yapmak üzere taleplerini erteliyor olabilirler. Önceki tatil dönemlerini takip ederek tüketiciler bu alışkanlığı edindiler." LCD TV sevkiyatları tüm dünyada tahmin edilenden yaklaşık %1 daha iyiydi - 2011 yılının ilk ve ikinci çeyreğindeki tek haneli büyüme rakamlarına kıyasla yıldan yıla esasta %12,9'luk büyüme ile 51,5 milyon TV. Araştırma şirketi, bunun nihai pazarlarda talebin iyileşmekte olduğunu gösterdiğini söylüyor. Bazı LCD TV perakende fiyatları kilit fiyat seviyelerinin altına düşüyor. 32 inç için 300 dolar 40 inç - 42 inç için 500 dolar SUSUZ ÇAMAġIR YIKAMA %30 MALĠYET TASARRUFLARI DOĞURABĠLĠR Ekonomik koşullar nedeniyle konut ve ticari çamaşır makinesi üreticileri ilgilerini pratik çözümlere yönlendiriyorlar. Enerji verimliliği ve zararlı materyallerin azaltılması üreticiler açısından öncelikli konular olarak öne çıkıyor. Düşük su tüketimi nedeniyle önden yüklemeli çamaşır makineleri daha verimli. Kurutma makineleri büyük ölçüde çamaşır makinelerinin durulama kapasitesine bağlı olduğundan bu cihazlar için enerji verimlilik standartları en son geliştirilmiştir. 2011 yılı boyunca ABD fabrika birim sevkiyatlarındaki düşüş sürekli artan elektrik, doğal gaz ve petrol maliyetlerinin etkilerini yansıtıyor. Eylül 2011'de elektrikli ve doğalgazlı kurutma makineleri ve otomatik çamaşır makineleri için ABD fabrika birim sevkiyatı 1.342.500 birime ulaşmıştır bu da bir önceki yılın aynı dönemine göre %6'lık bir düşüş anlamına gelmektedir. 2011'in ilk dokuz ayında birim sevkiyatları 10.131.600 adete ulaşmıştır, bu da bir önceki yılın aynı dönemindeki rakamlara kıyasla %6,2'lik bir düşüşe işaret etmektedir. UBM Canon Data Products Baş Editörü Andrew Humphreys şunları dile getiriyor: "Enerji maliyetlerindeki artış ve zorlu ekonomik iklim, çamaşır ve kurutma makinelerinin 2011 satışlarını olumsuz yönde etkiliyor. Tüketiciler, bütçe dostu ve az enerji harcayan yeni çamaşır makineleri ve kurutma makineleri bekliyorlar." BEYSAD 12
Verimliliğin en üst seviyelerine ulaģacak Ģekilde yeni çamaģır makineleri geliģtiriliyor. Genel merkezi Türkiye'de bulunan Arçelik'in Beko markası Aquafusion Teknolojisi'ni sunuyor, bu teknoloji Avrupa'nın A+++ enerji sınıfından %20 daha az enerji tüketmek üzere tasarlandı. Flexysense özelliği sayesinde Beko markalı bir kurutma makinesi A sınıfa kıyasla %60 daha az enerji sarf ediyor. 2011 Tüketici Elektroniği Fuarı'nda Whirlpool Corp. en verimli çamaşır cihazlarını bir çift (Duet) halinde tanıttı. Bu cihazlar resmi verimlilik standartlarının üzerinde, çünkü yıkama bölmesi sadece 43 litre kadar su kullanıyor ve böylece en düşük ABD verimlilik standardını %160 oranında geçiyor. Duet çamaşır makinesi ve kurutma cihazı Altıncı His (Sixth Sense) Teknolojisi sayesinde performansı hissedebiliyor ve yönetebiliyor. Entegre yıkama uygulamalarını içeren bir suit ise tüketicilere ilave konfor sunuyor, böylece tüketiciler cihazın LCD ekranındaki Stain Assist (Leke Yardımcısı) bilgilerine ulaşabiliyorlar. Çamaşır yıkama esnasında harcanan enerjinin %95'i suyu ısıtmak için kullanılıyor. Soğuk su ile yıkama teknolojisini kullanarak sadece ABD tüm elektrikli ev aletlerinin tükettiği toplam enerjinin %10'u kadar tasarruf edebilir ve 26-34 milyon ton arasında sera gazı emisyonlarını azaltabilir. Isıtılmamış veya az ısıtılmış sudan elde edilen önemli enerji tasarrufunu fark eden deterjan üreticileri ve beyaz eşya üreticileri soğuk su teknolojisini teşvik ediyor. Haier Amerika, ABD pazarı için ilk önden yüklemeli çamaşır makinesi gamını 2011 yılının ortalarında piyasaya sürdü ve HWF5300AW isimli bir model özel olarak enerji verimliliği için test edilmiş Green Wash (Yeşil Yıkama) programına sahiptir. Tide HE soğuk su deterjanı ile birlikte Green Wash modunda çamaşır makinesi, üstten yüklemeli ve sıcak su kullanan standart bir çamaşır makinesine kıyasla %80 enerji tasarrufu sunmaktadır. Beyaz eşya OEM'leri hem yeni pazarlarda hem de gelişmekte olan bölgelerde büyüme için fırsatlar aramayı sürdürüyor. Satın almalar yaparak Electrolux ve Arçelik gibi büyük OEM'ler tesislerini yüksek büyüme oranlı bölgeleri içerecek şekilde genişletti. Bu yılın başlarında Electrolux, Mısırlı beyaz eşya üreticisi Olympic Grup'u ve Güney Afrikalı beyaz eşya üreticisi Compañia Tecno Industrial'ı satın aldı, her iki şirket de bölgesel pazarlar için çamaşır makineleri üretiyor. Yoğuşmalı kurutucu veya menfezsiz kurutma makinesi esasen yeni bir teknoloji değil, ancak bazı beyaz eşya OEM'leri, daha küçük konutlarda yaşayan tüketicilere yönelik yeni pazarlara ulaşma ümidiyle tasarım çalışmalarını yeniden şekillendiriyorlar. Yoğuşmalı kurutma makineleri bir menfez ya da kanal gerektirmemektedir, bu nedenle de küçük bir evin çeşitli kısımlarına (klozet dahil) yerleştirilebilirler. Çamaşırları temizlemek için su yerine plastik küçük parçalar kullanan susuz yıkama çamaşır makinesi sektörü için ciddi fırsatlar sunuyor. Konsept ilk olarak İngiltere'de bir üniversitede profesör olarak çalışan Stephen Burkinshaw tarafından sunulmuştu. Yükleme başına çok daha az su gerektiren susuz yıkama süreci standart bir yıkama ve kurutma uygulamasından kaynaklanan enerji maliyetlerini ciddi ölçüde azaltacaktır. Öngörülen ticari çamaşır yıkama maliyeti tasarrufları ise %30'u aşacaktır. BEYAZ EġYA SEVKĠYATLARI EKĠM'DE DÜġÜġ GÖSTERDĠ ABD Nüfus İdaresi'nin ayrıntılı verilerine göre Elektrikli Cihaz, Beyaz Eşya ve Bileşenleri Sevkiyatları Ekim 2011'de 10.203 milyon dolarlık mevsimsel olarak düzeltmeye tabi tutulmuş değere ulaştı, bu rakam ise Eylül 2011'deki 10.280 milyon dolarlık değere kıyasla %0,7'lik bir düşüşe işaret etmektedir. BEYSAD 13
Beyaz eşya kategorisinde, mevsimsel olarak düzeltmeye tabi tutulmuş Ekim ayı Yeni Siparişleri 10.127 milyon dolarlık değere erişti, bu rakam ise Eylül ayındaki 10.686 milyon dolar rakamına göre %5,2'lik küçülme yaşandığı anlamına gelmektedir. Beyaz eşya kategorisinde, mevsimsel olarak düzeltmeye tabi tutulmuş Ekim ayı Yerine Getirilmemiş Siparişler 26.615 milyon dolarlık değere erişti, bu rakam ise Eylül ayındaki 26.691 milyon dolar rakamına göre %0,3'lük düşüş olduğu anlamına gelmektedir. Beyaz eşya kategorisinde, mevsimsel olarak düzeltmeye tabi tutulmuş Ekim ayı Toplam Stokları 15.443 milyon dolarlık değer kaydetti. Bu rakam Eylül ayında 15.356 milyon dolara eşitti, böylece %0,6 seviyesinde bir düşüş yaşandı. ABD'de Ekim ayında üretilen tüm dayanıklı mal sevkiyatı son altı aylık dönemin beş ayına kıyasla 2,6 milyar dolar veya %1,3 oranında artarak 203 milyar dolara ulaştı. Ekim ayında bu kategoride %0,5'lik bir düşüş yaşanmıştı. ABD BEYAZ EġYA ÜRETĠM SEKTÖRÜ KÜÇÜLDÜ, GENEL ÜRETĠM ĠSE KASIM AYINDA BÜYÜME GÖSTERDĠ En son İş Dünyası hakkındaki ISM Üretim Raporu kapsamında görüşülen ABD tedarik şirketi yöneticilerine göre Kasım 2011'de ABD beyaz eşya üretim sektörü küçülse de ABD genel üretim sektöründe ekonomik faaliyet art arda 28. ayda büyüme gösterdi, genel ekonomi ise art arda 30. ayda büyüdü. ISM'nin incelediği 18 üretim sektörü içinde Kasım ayında sekizi büyüme kaydederken dokuzu ise - Elektrikli Cihaz, Beyaz Eşya ve Bileşenleri sektörü de buna dahildir - küçülme gösterdi. Tedarik Yönetimi Uzmanı (CPSM) ve Tedarikçi Çeşitliliği Uzmanı (CPSD) unvanlarını haiz olan ve aynı zamanda da Tedarik Yönetimi Enstitüsü'nün Üretim İşi Araştırma Komitesi başkanlığı görevini yürüten Bradley J. Holcomb şunları söyledi: "Kasım ayı genel PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) %52,7 seviyesinde oluştu, bu oran Ekim ayında %50,8'e eşitti, bu da üretim sektöründe art arda 28. ayda büyüme olduğuna işaret ediyor. Yeni Siparişler Endeksi, Ekim ayına göre 4,3 yüzde puanlık artış ile %56,7 seviyesine ulaştı, bu da üç aylık gerilemenin ardından ikinci ayda da büyüme yaşandığını gösteriyor. %45 olarak kaydedilen Fiyat Endeksi Ekim ayındaki %41 seviyesine göre 4 yüzde puan artarken hammadde fiyatları art arda ikinci ayda (%50'nin altında kalarak) azalmaya devam etti. Araştırma katılımcıları genel ekonomik iklim, devlet düzenlemeleri ve Avrupa'daki finansal koşullar hakkında endişelerini belirtmeye devam ediyor, ancak azalan hammadde fiyatları ve olumlu yeni sipariş seviyelerine dayanarak da gelecek birkaç aya yönelik ihtiyatlı bir iyimserliğe sahipler." BSH HOME APPLĠANCES; SERVCO, ECHELON VE PURCELL MURRAY ĠLE DĠSTRĠBÜTÖRLÜK SÖZLEġMELERĠ'NĠ UZATTI BSH Home Appliances; Servco, Echelon Home Products ve Purcell Murray Company ile distribütörlük sözleşmelerini uzattı. Birden çok yıl için yapılan her bir distribütörlük sözleşmesinin ayrıntıları gizli tutuluyor. Servco, Hawai'deki beyaz eşya bayileri ve inşaat şirketleri için BSH'nin Bosch, Thermador ve Gaggenau markalı ürünlerinin yegane distribütörü olarak çalışmaya devam edecek. BEYSAD 14
Echelon, Kuzeybatı ABD'deki beyaz eşya bayileri ve inşaat şirketleri için BSH'nin Bosch, Thermador ve Gaggenau markalı ürünlerinin yegane distribütörü olarak hizmet sunmaya devam edecek. Purcell Murray, Kaliforniya ve Kuzey Nevada'daki beyaz eşya bayileri ve inşaat şirketleri için BSH'nin Bosch, Thermador ve Gaggenau markalı ürünlerinin yegane distribütörü olarak hizmet sunmayı sürdürecek. BSH Home Appliances Corporation, ABD'de mukim durumdadır ve şirketin tamamı Münih'te yerleşik BSH Bosch und Siemens Hausgeräte GmbH'ye aittir. BSH, New Bern, NC ve La Follette, TN'de beyaz eşya üretim tesislerine sahiptir. BEYSAD 15