BÜLTEN SAYI 61 T.C. MALİYE BAKANLIĞI MART 2012 AB VE DIŞ İLİŞKİLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI BU SAYIDA: EUROPA NOSTRA ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

Benzer belgeler
AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİNDE KOBİ POLİTİKALARI

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI. EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI)

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

21. BM/INTOSAI SEMPOZYUMU: KAMUDA HESAP VEREBİLİRLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN SAYIŞTAY VE VATANDAŞLAR ARASINDA ETKİN İŞBİRLİĞİ

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

İSTİHDAMA KATKISI. Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası

T.C. BA BAKANLIK AVRUPA B RL GENEL SEKRETERL Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Ba kanl. Avrupa Birli i Toplumsal Cinsiyet E itli i Stratejisi

Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. AVRUPA BİRLİĞİ TOPLULUK PROGRAMLARI HAKKINDA GENEL BİLGİ ve TÜRKİYE NİN KATILMAKTA OLDUĞU PROGRAMLAR

AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

KURUL KARARI ORTA VADELİ MALİ PLAN ( )

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

AB Ar-Ge Politikaları Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

3. Gün: Stratejik Yönetim ve Performans Yönetimi İlişkisi

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

KOBİ EĞİTİMLERİ HALİM ALTINIŞIK GÜVENLİK-KİŞİSEL GELİŞİM-YÜZ OKUMA UZMANI

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

Sentez Araştırma Verileri

AB 6.Çerçeve Programı Türkiye nin Katılımı Organizasyon Tiplerine Göre Dağılım Analizi

Türkiye: Verimlilik ve Büyüme Atılımının Gerçekleştirilmesi

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Maliye Bakanlığı Hazine Müsteşarlığı ASPB SGK KOSGEB. Maliye Bakanlığı SGK KOSGEB

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

AVRUPA BĠRLĠĞĠ FONLARI

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI EĞİTİM YAYIM VE YAYINLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI Kırsal Kesimde Kadın Kooperatifleri

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

VI- FİNANSMAN İHTİYACI (MÜKTESEBAT BAŞLIKLARI İTİBARIYLA)

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2015 Sonrası Kalkınma Gündemi için Seçkin Kişiler Üst Düzey Paneli (HLP) Görev Tanım Belgesi

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

TÜRKİYE NİN 4 ANA SORUNU ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 11 Aralık 2015

VE BİLGİ DENEYİMİ TÜRKİYE DE SANAYİLEŞME SORUNLARI VE KOBİ LERE YÖNELİK ÇÖZÜMLER. Hüseyin TÜYSÜZ KOSGEB Başkan Yardımcısı.

TÜBİTAK TEYDEB. Ar-Ge ve Yenilik Destek Programları

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Zafer-İn Operasyonu nun Hedefleri Nedir?

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AR-GE REFORM PAKETİ

TEKLIF ÇAĞRILARI SIVIL TOPLUM DIYALOĞU (CSD-IV) AB VE TÜRKIYE ARASINDA KAPSAMINDA YAYIMLANAN. Fikirden Projeye. Hazırlayan: Öğr. Gör.

2015 Sonrası Kalkınma Gündemi Türkiye İstişareleri. Özel Sektör Katılımı

Üniversite - Sanayi İşbirliği: Durum, Engeller ve Çözümler. Dragan Soljan, Erhan Akın, Sema Akın, Kubilay Ayturan

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

AB VE TÜRKĐYE DE BĐLGĐ TOPLUMU POLĐTĐKALARI VE CIP ICT PSP

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

MESLEKİ EĞİTİM İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM OLABİLR Mİ?

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA PROJELERİ KOORDİNASYON OFİSİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

Mali Kaynaklar / Fon (Hibe) Kaynakları. Mali Kaynaklar

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ

Araştırma ve Geliştirme Dünyasında Klinik Araştırmalar ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

7. Çerçeve Programı Nedir?

AB Çevre Müktesebatı Semineri Avrupa Birliği Kurumsal Yapısı, Temel Belgeler ve AB Müktesebatı

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

ERASMUS+ SPOR DESTEKLERİ

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012

Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

AB GENÇLİK POLİTİKALARINDA SAĞLIK

Projelerde Kamu, Özel ve Sivil Toplum İşbirliği

Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 25 Mayıs 2006

tepav OECD Beceri Stratejisi ve UMEM Projesi Aralık2011 N POLİTİKANOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Katılım Öncesi AB Hibelerinin Belediyeler Tarafından Kullanılması

T Ü B İ T A K. TEKNOLOJİ ve YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI BAŞKANLIĞI (TEYDEB) GİRİŞİM SERMAYESİ DESTEKLEME PROGRAMI 2013 YILI ÇAĞRISI

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

İZMİR DE EKO-VERİMLİLİK (TEMİZ ÜRETİM) UYGULAMALARININ YAYGINLAŞTIRILMASI PROJESİ KAPSAMINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR. Sibel ERSİN, İZKA PPKB Birim Başkanı

FEF LİSANS PROGRAMLARI DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

Transkript:

SAYI 61 T.C. MALİYE BAKANLIĞI MART 2012 BU SAYIDA: AVRUPA BİRLİĞİ NİN 2012 YILI BÜTÇESİ VE 2014-2020 YILLARINA İLİŞKİN ÇOK YILLI MALİ ÇERÇEVE YENİLİK İÇİN BİRLİK (INNOVATION UNION) BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DÜNYA GENÇLİK RAPORU 2011 OECD YEŞİL BÜYÜME STRATEJİSİ 2 7 12 16 EUROPA NOSTRA ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Avrupa Birliği ve tarihi eserlerin korunması ve yaşatılmasına yönelik Avrupa çapında faaliyet gösteren bir kuruluş olan Europa Nostra tarafından düzenlenen 2012 Avrupa Birliği Kültür Mirası Ödülleri sahiplerini buldu. 31 ülkenin toplam 226 proje ile katılım sağladığı organizasyonda 28 proje ödüle hak kazandı. Ödüller, koruma, araştırma, sivil inisiyatif, eğitim ve farkındalık yaratma olmak üzere dört ana bölümde verildi. Türkiye den katılan projeler arasından koruma dalında Miletos İlyas Bey Kompleksi, sivil inisiyatif dalında ise Allianoi İnisiyatifi ve Dr. Ahmet Yaraş ödüle layık görüldü. Europa Nostra ödüllerine ilişkin detaylı bilgiye http://www.europanostra.org adresinden ulaşılabilir.

Avrupa Birliği nin 2012 Yılı Bütçesi ve 2014-2020 Yıllarına İlişkin Çok Yıllı Mali Çerçeve Müge HAYRİYE GÜVENÇ AB Uzmanı Avrupa Birliği (AB) bütçesinin finansman kuralları hâlihazırda yürürlükte olan 7 Haziran 2007 tarih ve 2007/436/EC Euratom sayılı Avrupa Birliği nin Öz Kaynaklar Sistemi Hakkında Konsey Kararı uyarınca düzenlenmiştir. Bu kapsamda, Birlik bütçesinin tüm harcamaları, gümrük vergileri ile şeker vergilerini içeren geleneksel öz kaynaklardan, her Üye Devlet için Avrupa Komisyonu tarafından istatistiki bir yöntemle hesaplanmakta olan KDV kaynağından ve her Üye Devlete ilişkin olarak yine Komisyon tarafından yapılan ilgili yıla ait Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) tahminine dayalı GSMH kaynağı tarafından finanse edilmektedir. Bu yazıda, öncelikle AB nin 2012 yılı bütçesi üzerinde durulacak, daha sonrasında ise 29 Haziran 2011 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından Konsey in görüşüne sunulan 2014-2020 yıllarına ilişkin Çok Yıllı Mali Çerçeve nin nitelik ve içeriği incelenecektir. Avrupa Birliği nin 2012 Yılı Bütçesi Avrupa Birliği nin 2012 yılı bütçesi 1 Aralık 2011 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Birliğin harcama ödeneklerindeki artış, Üye Devletler tarafından talep edilen %1,86 seviyesinde sınırlandırılmıştır. Bununla birlikte, Komisyon, Konsey ve Parlamento bütçe rakamlarının gerçekçi olup olmadığını tespit etmek ve gerekirse değişiklik önermek amacıyla çalışmalar yapma konusunda anlaşmaya varmıştır. Birliğin 2012 bütçesinde harcama ödenekleri %1,86 lık artışla 129.1 milyar Avro, taahhüt ödenekleri ise %3,8 artışla 147.2 milyar Avro olarak belirlenmiştir. Birliğin 2012 yılı bütçesi aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Tablo 1: 2012 Bütçesi (TÖ: Taahhüt Ödenekleri, HÖ: Harcama Ödenekleri) Başlık Milyar Avro Bütçe payı (%) 2011 e göre değişim (%) TÖ HÖ TÖ HÖ 1. Sürdürülebilir Büyüme 67.5 55.3 45.9 +4.7 +3.2 1a. Büyüme ve İstihdam için Rekabet Edebilirlik 14.7 11.5 10.0 +9.1-0.2 1b. Büyüme ve İstihdam için Uyum 52.7 43.8 35.8 +3.5 +4.1 2. Doğal Kaynakların Korunması ve Yönetimi Doğrudan Yardımlar ve Pazar Harcamaları 60.0 57.0 40.8 +2.2 +1.9 44.0 43.9 29.9 +2.6 +2.5 2

Başlık Milyar Avro Bütçe payı (%) 2011 e göre değişim (%) TÖ HÖ TÖ HÖ Kırsal Kalkınma, Çevre ve Balıkçılık 15.9 13.1 10.8-1.3-0.1 3. Vatandaşlık, Özgürlük, Güvenlik ve Adalet 2.1 1.5 1.4 (*) +10.9 (*) -1.3 3a. Özgürlük, Güvenlik, Adalet 1.4 0.8 0.9 +15.9-2.5 3b. Vatandaşlık 0.7 0.6 0.5 (*) +2.1 (*) 0.4 4. Küresel bir Aktör olarak AB 9.4 6.9 6.4 +7.4-4.0 5. Yönetim 8.3 8.3 5.6 +1.3 +1.3 Komisyon 3.3 3.3 2.3 +0.2 +0.2 Bütçe 147.2 129.1 100 AB-27 GSMH (%) 1.12 0.98 (*) Avrupa Birliği Dayanışma Fonu hariç Kaynak: Budget 2012 in figures: http://ec.europa.eu/budget/figures/2012/2012_en.cfm Birliğin 2012 yılı bütçesi, 2007-2013 Yıllarına ilişkin Çok Yıllı Mali Çerçeve kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla, harcama eğilimleri ve düzenlemeleri bu dönem için tespit edilen kurallara göre belirlenmektedir. Öte yandan, söz konusu Mali Çerçeve 2013 yılı sonu itibarıyla yürürlükten kalkacağı için ve 2014 yılından itibaren Birlik harcamalarının öncelik ve miktarlarını belirleyecek yeni bir mali çerçeveye olan ihtiyaç dolayısıyla Avrupa Komisyonu tarafından 29 Haziran 2011 tarihinde 2014-2020 Yıllarına İlişkin Çok Yıllı Mali Çerçeve Önerisi hazırlanarak Konsey in onayına sunulmuştur. 1 2014-2020 Yıllarına İlişkin Çok Yıllı Mali Çerçeve 29 Haziran 2011 tarihinde Komisyon un kapsamlı reform önerisi çerçevesinde Konsey in değerlendirmesine sunulan 2014-2020 Mali Çerçevesi nde toplam beş Genel Harcama Kategorisi bulunmaktadır. Bunlar; Başlık 1: Akıllı ve Kapsayıcı Büyüme, Başlık 2: Sürdürülebilir Büyüme: Doğal Kaynaklar, Başlık 3: Güvenlik ve Vatandaşlık, Başlık 4: Küresel Avrupa Başlık 5: Yönetim Giderleri dir. Başlık 1: Akıllı ve Kapsayıcı Büyüme, rekabet edebilirlik, Ar&Ge, KOBİ desteği, eğitim, mesleki eğitim, gençlik ve spor programları, nükleer güvenlik, sosyal kalkınma gündemi, gümrük, fiscalis ve sahtecilikle mücadele, enerji, ulaştırma ve Avrupa yı Bağlama Hizmeti (Connecting Europe Facility) ile ekonomik, sosyal ve bölgesel uyum programlarını kapsamaktadır. Başlık 2: Sürdürülebilir Büyüme: Doğal Kaynaklar, yine Ortak Tarım Politikası kapsamında yer alan pazara yönelik harcamaları ve doğrudan ödemeleri, kırsal kalkınma, çevre ve iklim değişikliği ile mücadele programlarını 3

içermektedir. Başlık 3: Güvenlik ve Vatandaşlık, göç yönetimi fonu, iç güvenlik, bilgi iletişim sistemleri, adalet, vatandaşlık ve temel haklar, gıda güvenliği, kamu sağlığı, tüketiciyi koruma gibi programlara tahsis edilen kaynakları kapsamaktadır. Başlık 4: Küresel Avrupa, Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), Avrupa Komşuluk Politikası, istikrar, güvenlik, nükleer güvenlik işbirliği aracı, garanti fonu ve dış eylemlere yönelik harcamaları içermektedir. Son olarak, Başlık 5: Yönetim Giderleri ise AB kurumlarına tahsis edilen kaynak miktarından oluşmaktadır. Komisyon tarafından önerilen 2014-2020 Mali Çerçevesinde yer alan harcamaların dağılımı Şekil- 1 de gösterilmektedir. Kaynak: 2014-2020 Mali Çerçevesi, Derleme. Avrupa Komisyonu (2011), Communication from the Commission to the European Parliament, the Council, the European Economic and Social Committee and the Committee of the Regions, A Budget for Europe 2020. Şekil 1. 2014-2020 Mali Çerçevesi Genel Harcama Kategorileri (taahhüt ödenekleri) 2014-2020 Mali Çerçevesi, toplam harcamalarda %5 artış öngörmektedir. Taahhüt ödenekleri 2011 fiyatlarıyla 1.025.000 milyon Avro olup toplam AB GSMH sinin %1.05 ini oluşturmaktadır. Harcama ödenekleri ise 2011 fiyatlarıyla 972.198 milyon Avro olup toplam AB GSMH sinin %1 ini oluşturmaktadır. Acil Durum Rezervi, Avrupa Küreselleşme Fonu, Dayanışma Fonu, Esneklik Enstrümanı, Tarım Sektöründeki Krizler için Rezerv ve Küresel İklim ve Biyoçeşitlilik Fonu ile çeşitli ajanslar için ayrılan fonlar ise önceki mali çerçeve uygulamalarına paralel olarak, Çok Yıllı Mali Çerçeve dışında bırakılmıştır. Bu harcamaların 2014-2020 döneminde toplam AB GSMH sinin %0,11 ni oluşturması öngörülmektedir. 2008 yılında küresel çapta baş gösteren ekonomik ve finansal krizle mücadelede Birlik çapında hareket etme gereği ve 2020 Avrupa Stratejisi hedefleri, mevcut bütçe sisteminde yeni bir yaklaşımın benimsenmesini yapısal bir zorunluluk haline getirmiştir. AB üyesi ülkelerin gelecek on yıla ilişkin olarak kabul etmiş oldukları kalkınma hedeflerini içeren Avrupa 2020 Stratejisi, Birliğin ulaşması gereken yeni 4

hedefler ortaya koymaktadır. AB üyesi ülkelerin küresel çapta rekabet edebilirliğini artırmak ve uzun vadede büyüme potansiyelini tetiklemek amacıyla oluşturulan Strateji, AB yi akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomi haline getirmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede, Birlik 2020 yılına kadar istihdam, yenilik, eğitim, sosyal içerme ve iklim/enerji alanlarında Birlik çapında ve ulusal düzeyde belirlenen çok sayıda eylemi içeren beş temel hedeften oluşan bir kalkınma stratejisi benimsemiştir. 2020 Stratejisi nin istihdam hedefi doğrultusunda, 2020 yılına kadar 20-64 yaş arası işgücünün %75 nin istihdam edilmesi; Araştırma ve Geliştirme/Yenilik hedefi doğrultusunda AB nin GSYH sinin %3 ünün Ar&Ge ve Yenilik çalışmalarına aktarılması hedeflenmektedir. İklim değişikliği/enerji hedefi, sera gazı emisyonlarını 1990 seviyesinin %20 altına düşürmeyi, toplam enerji tüketiminin %20 sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmasını ve enerji verimliliğinde %20 artışı hedeflemektedir. Eğitim hedefi, okul bırakma oranını %10 un altına düşürmeyi, 30-34 yaş arası nüfusun en az %40 ının yükseköğretim almasını amaçlamaktadır. Son olarak yoksulluk/sosyal dışlanma hedefi ile yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındaki insanların en az 20 milyon azaltılması amaçlanmaktadır. Komisyon tarafından hazırlanan 2014-2020 Mali Çerçevesi nde genel harcama kategorileri ve harcamaların tahsisinin, bu zorluk ve hedefler karşısında Birliği mali açıdan yeterli bir kaynak miktarıyla desteklemeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. Nitekim, Avrupa 2020 Stratejisi hedeflerine paralel olarak araştırma ve yenilik, eğitim ve KOBİ lere tahsis edilen kaynak miktarında artış gözlemlenmektedir. 2014-2020 döneminde Akıllı ve Kapsayıcı Büyüme Başlığı altında bu alanlara aktarılan kaynak miktarının bütçe harcamaları içerisindeki payı %48 e çıkmıştır. Komisyon un önerisinde, Ortak Tarım Politikası harcamalarında daha fazla verimlilik sağlanmasına yönelik bir takım çabalar da dikkati çekmektedir. Bu kapsamda, tarım harcamalarının bütçe içerisindeki payının bir önceki dönemde %44 seviyesinden yeni mali çerçevede %37 civarına çekildiği gözlemlenmektedir. Dolayısıyla Komisyon un, Ortak Tarım Politikası nın reformuna yönelik olarak Fransa ve İngiltere nin başlarını çektiği koalisyon grupları arasındaki çekişmeyi de göz önünde bulundurduğu anlaşılmaktadır. Sonuç 1 Aralık 2011 tarihinde Avrupa Parlamentosu nda onaylanarak yürürlüğe giren Birliğin 2012 yılı bütçesi, 2007-2013 Mali Çerçevesi nin genel eğilimlerini yansıtmakta ve harcama yapısı ile dağılımı açısından önceki yıl bütçelerinden çok büyük bir farklılık göstermemektedir. Öte yandan, Komisyon tarafından 29 Haziran 2011 tarihinde sunulan yeni Mali Çerçeve önerisi öncelikle 2013 sonrasındaki yedi yıl içerisinde hangi politika öncelikleri doğrultusunda harcama yapılacağını ortaya koymuştur. Harcama yapısı Birlik politikalarının nasıl evrileceğinin de bir göstergesi niteliğindedir. 2014-2020 yıllarına ilişkin Çok Yıllı Mali Çerçeve de Birliğin küresel çapta rekabet edebilirliğini artırmak amacıyla Ar&Ge, inovasyon, eğitim ve sosyal politika gibi alanlara ayrılan kaynak miktarı bir önceki mali çerçeveye göre artış göstermiştir. Buna ek olarak, tarım harcamalarında da bir azalma gözlemlenmektedir. Bu durum Birlik politikaları ile harcamaların niteliği arasındaki bağın kuvvetlendirildiğinin bir göstergesidir. 5

Kaynakça: Avrupa Komisyonu (2011), Communication from the Commission to the European Parliament, the Council, the European Economic and Social Committee and the Committee of the Regions, A Budget for Europe 2020, Brüksel 29.6.2011, COM(2011) 500 Final, Part I, http://ec.europa.eu/budget/library/biblio/documents/fin_fwk1420/mff_com-2011-500_part_i_en.pdf Avrupa Komisyonu (2011), Draft Interinstitutional Agreement Between the European Parliament, the Council and the Commission on cooperation in budgetary matters and on Sound Financial Management, Brüksel, 29.06.2011, COM(2011) 403 Final. 1 Konsey e sunulan belgeler arasında 2014-2020 yıllarına ilişkin Çok Yıllı Mali Çerçeve, Avrupa Parlamentosu, Konsey ve Komisyon arasında sağlam mali yönetim ve bütçesel konularda işbirliği Hakkında Taslak Kurumlararası Anlaşma, Avrupa Birliği nin Öz Kaynaklar Sistemi Hakkında Konsey Kararı için Öneri ve Öz Kaynaklar Sistemine ilişkin uygulama tedbirlerini ortaya koyan Konsey Tüzüğü için Öneri yer almaktadır. 6

Yenilik İçin Birlik (Innovation Union) Ekin GÜNDAY ECER AB Uzmanı 2010 yılında Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen Avrupa 2020: Akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme için bir strateji yenilikçi çalışmaları ön plana çıkarmaktadır. Avrupa 2020 stratejisinin beş temel hedefinden bir tanesi Avrupa Birliği (AB) Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının (GSYH) %3 ünün araştırma-geliştirmeye (Ar&Ge) harcanmasıdır. Beş temel hedefe ulaşmak için AB ve Üye Devletler tarafından yürütülmesi gereken yedi temel girişimden bir tanesi de Yenilik İçin Birlik tir. Yenilik İçin Birlik kavramı araştırma ve yenilik faaliyetleri için geçerli koşulların iyileştirilmesi ile finansman kaynaklarına erişimin kolaylaştırılmasını amaçlamaktadır. Bu sayede, yenilikçi fikirler ürün ve hizmetlere dönüşebilecek ve büyüme ve istihdama katkıda bulunabilecektir. Mevcut durumda, Amerika ve Japonya ile kıyaslandığında AB Ar&Ge faaliyetlerine çok daha az yatırım yapmaktadır. Özel sektör tarafından gerçekleştirilen Ar&Ge faaliyetleri gelişmekte olan ülkelere yönlendirilmiş ve birçok araştırmacı da daha iyi koşulların sağlandığı ülkelere yerleşmişlerdir. Avrupa 2020 stratejisi ile ortaya konan AB GSYH sinin %3 ünün Ar&Ge ye harcanması hedefi, 2020 yılına kadar 3.7 milyon yeni iş yaratılmasına ve 2025 yılına kadar GSYH de yaklaşık olarak yıllık 800 milyar Avroluk bir artışa yol açacaktır. 1 Amerika ve Japonya yenilikçilik pazarında lider konumdadır. Diğer taraftan Çin ve Güney Kore gibi ülkelerin yenilikçilik pazarında aktif olarak yer almaları yeni işbirliği ve pazar fırsatları yaratmakla beraber, AB menşeli firmalar için ciddi bir baskı da oluşturmaktadır. Bu çerçevede, AB nin mevcut bilim ve yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, Avrupa Komisyonu nca yapılan tespitler şu şekilde özetlenebilir: Yetersiz finansman kaynakları, yüksek maliyetli patentler, pazar bölünmeleri, güncelliğini yitirmiş düzenleme ve prosedürler ile kamu alımları politikasının stratejik olarak kullanılamaması, özel sektörün araştırma ve yenilik faaliyetlerine engel oluşturmakta ve birçok yeni fikrin pazara ulaşmasını engellemektedir. AB genelinde ulusal ve bölgesel araştırma ve yenilik sistemleri birbirinden ayrı işlemektedir. Bu sistem yenilik faaliyetlerinde maliyetli çakışmalara yol açmaktadır. Oluşturulacak Avrupa Araştırma Alanı ile araştırma çabaları bir havuzda toplanabilecek ve fikirleri pazara getirmek için gerekli yatırımların etkinliği artırılabilecektir. Yenilik faaliyetleri Avrupa 2020 stratejisi ile ortaya konan sosyal problemlere odaklanmalıdır. Böylelikle AB nin rekabetçi gücü enerji, sağlık, eğitim ve toplu taşıma gibi alanlarda yeni çözümler yaratabilecektir. Yenilikçilik kavramı yenilikçilik faaliyetlerinde iş modelleri, tasarlama ve marka yönetimi olgularını da içine alacak şekilde yeniden tanımlanmalıdır. Yenilikçilik faaliyetlerine ekonomideki tüm aktör ve bölgeler dahil edilmelidir. KOBİ ler, kamu sektörü ve Avrupa daki tüm bölgeler kendi güçlü oldukları alanlarda yenilikçi faaliyetlerde bulunmalıdır. 2 7

Yapılan bu tespitler kapsamında, Yenilik İçin Birlik girişimi çerçevesinde hayata geçirilmesi gereken faaliyetler beş temel başlık altında toplanmıştır: 1. Bilgi Temelinin Güçlendirilmesi ve Bilgi Parçalanmasının Önlenmesi: Yenilik İçin Birlik girişimi kapsamında ilk yapılması gereken tüm Üye Devletlerde modern bir eğitim sisteminin oluşturulmasıdır. Mevcut durumda Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonya ve diğer ülkelerle kıyaslandığında Avrupa da nüfusa oranla araştırmacı sayısı çok daha düşük düzeydedir. %3 lük Ar&Ge hedefine ulaşılabilmesi için araştırma alanında en az bir milyon kişinin istihdamının sağlanması gerekmektedir. Emekli olacak araştırmacılar da dikkate alındığında söz konusu rakam daha da artmaktadır. Bu çerçevede AB ve Üye Devletlerin gençleri araştırma faaliyetlerine özendirmeleri, bu yönde bir kariyer için teşvik etmeleri ve kariyerlerini Avrupa da sürdürmeleri için çaba harcamaları gerekmektedir. Oluşturulacak Avrupa Araştırma Alanı ile yenilikçilik alanına yapılacak yatırımların etkinliği artırılacaktır. Böylece, araştırma faaliyetlerindeki çakışmalar öncelenebilecek ve maliyetlerde düşüş sağlanabilecektir. Hem özel hem de kamu sektörünü bir araya getirmesi planlanan Avrupa Araştırma Alanı, yaratacağı sinerji ile AB nin yenilikçilik alanında uluslararası rekabet gücünü artıracaktır. AB nin yenilikçilik ve araştırma faaliyetlerini destekleyen programlarının da Yenilik İçin Birlik girişiminin amaçları ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Finansman kaynakları çok farklı paydaşların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde gözden geçirilmeli, özellikle yenilikçi fikirleri yeni ürün ve hizmetlere dönüştürme potansiyeline sahip KOBİ ler göz ardı edilmemelidir. 3 2. Yenilikçi Fikirlerin Pazara Getirilmesi: Mevcut durumda, AB genelinde girişimciler fikirlerin pazara getirilmesi aşamasında çeşitli engeller ve olumsuz çerçeve koşulları ile karşılaşmaktadır. İlk olarak, girişimcilerin finansman kaynaklarına erişim olanakları artırılmalıdır. AB nin yenilikçi yatırımlar için cazip hale getirilmesi kamu özel sektör ortaklıklarının etkin kullanımını ve düzenleyici çerçeve koşullarında ciddi değişiklikleri gerekli kılmaktadır. AB genelinde yenilikçi yatırımların önündeki en önemli engellerden bir tanesi de patent başvurularının maliyetli ve karmaşık olmasıdır. Mevcut durumda tüm AB ülkelerinde geçerli bir patent almak ABD ye kıyasla yaklaşık olarak 15 kat daha pahalıdır. Bu durum AB Patentine ilişkin düzenlemelerin sadeleştirilmesini ve ucuzlatılmasını gerekli kılmaktadır. Kamu alımları harcamaları AB genelindeki toplam GSYH nin yaklaşık %17 sine denk gelmektedir. Özellikle sağlık, ulaşım ve enerji alanlarında kamu alımları önemli bir pazar oluşturmaktadır. Bu pazar yenilikçi fikirlerin desteklenmesinde önemli bir fırsat yaratmaktadır. Diğer taraftan, yenilikçi fikirlerden kamu alımları alanında faydalanılması da mevcut bütçe kısıtları altında kamu hizmetlerinin hem kalitesini hem de etkinliğini artıracaktır. 4 3. Sosyal ve Bölgesel Uyumun Artırılması: Yenilik İçin Birlik girişimi AB nin tüm bölgelerini kapsamalıdır. Yaşanmakta 8

olan mali krizin daha az gelişmiş bölgeler üzerinde daha olumsuz etkileri bulunmaktadır. Ayrımcı uygulamalardan kaçınmak için Yenilik İçin Birlik girişiminin tüm bölgeleri kapsaması önem arz etmektedir. Yenilikçi fikirlerin sosyal faydaları da gözden kaçırılmaması gereken bir konudur. Söz konusu faydaların gün ışığına çıkabilmesi yetkili aracıları, etkili teşvikleri ve birlikte öğrenmeyi kolaylaştırıcı ağları gerekli kılmaktadır. 5 4. Avrupa Yenilikçilik Ortaklıkları: Avrupa 2020 stratejisi Yenilik İçin Birlik girişimi ile birlikte Avrupa Yenilikçilik Ortaklıklarının kurulmasını öngörmektedir. Bu Ortaklıklar ile beraber AB de araştırma ve yenilik çalışmaları için yeni bir model ortaya çıkacaktır. Bu Ortaklıklar yeniliklerin sosyal faydalarına odaklanacak ve ilgili sektör ve piyasalarda hızlı bir modernleşme sürecini beraberinde getirecektir. Ayrıca bu Ortaklıklar araştırma ve yenilikçilik faaliyetleri zincirindeki tüm aşamaları kapsayacaktır. Mevcut finansman araçlarının ve girişimlerinin de sadeleştirilmesi ve daha iyi koordine edilmesi gerekmektedir. Söz konusu Ortaklıkların başarılı olabilmesi için devlet müdahalesinin makul olduğu alanların seçilmesi ve Ar&Ge faaliyetlerinde ulusal, bölgesel ve AB çapındaki tüm çabaların bir araya getirilmesi gerekmektedir. Doğru ortaklıkların seçimi bu alanlarda başarı sağlanabilmesi için çok önemlidir. Bu çerçevede, spesifik sosyal ihtiyaçlara odaklanılması, tüm paydaşların sorumluluk alması, katma değer yaratılması, sonuçlara gereğince önem atfedilmesi ve yeterli finansman kaynaklarının yaratılması büyük önem taşımaktadır. 6 5. Politikaların Dış Kaynaklarla Desteklenmesi: Yenilik İçin Birlik girişiminin bir diğer önemli bir bileşeni de uluslararası alanda AB nin gerçekleştirdiği bilim ve teknoloji işbirliğinin derinleştirilmesidir. Bu yaklaşım üçüncü ülkelerle karşılıklı bilim ve teknoloji çalışmalarını gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda, ortak Ar&Ge ya da yenilik projelerinin sonuçları pazara sunulabilecektir. 7 Yenilik İçin Birlik girişimi daha önce de bahsedildiği üzere, AB nin araştırma ve yeniliğe ilişkin programlarında bir reformu da beraberinde getirmektedir. Bu çerçevede, Horizon 2020 programı Yenilik İçin Birlik girişiminin mali aracı olarak nitelendirilebilir. 2014 2020 yılları arasında 80 Milyar Avro luk bir bütçe ile işleyecek olan program mevcut kurallarda önemli sadeleşmeler öngörmektedir. Horizon 2020 programı AB nin Çerçeve Programı dahil olmak üzere araştırma ve yeniliğe ilişkin tüm programlarının birleştirilmesi ile ortaya çıkmaktadır. 8 HORIZON 2020: Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı Horizon 2020 programının temel amaçları arasında büyümeyi teşvik etmek ve sosyal ihtiyaçlara cevap verebilmek yer almaktadır. Bu kapsamda program şu özellikleri içermektedir: Mevcut programların yapısında önemli sadeleştirmeler, Yeni katılımcılara da açık kapsayıcı bir yaklaşım, Yenilikçi fikirlerin pazara ulaşmasını sağlayacak, araştırma ve yeniliği bütünleştiren tutarlı finansman olanakları, Pazara yakın yenilik ve faaliyetlere daha çok destek, 9

İnsanların ihtiyaçlarına cevap veren iş fırsatlarına daha çok odaklanma, Yeni girişimci ve gençlere daha çok fırsat yaratma. 9 Horizon 2020 programı AB ye açık bir şekilde katma değer sağlayacak üç öncelik alanına kaynakları yönlendirecektir. Bu öncelikler Avrupa 2020 stratejisinin ve Yenilik İçin Birlik girişiminin öncelikleriyle de örtüşmektedir. 1. Mükemmel Bilim: Bu öncelik AB nin bilim altyapısının düzeyini yükseltecek ve uzun vadede AB nin rekabet gücüne katkıda bulunacaktır. Bu öncelik ile iyi fikirler ve Avrupa daki yetenekler desteklenecek, araştırmacıların öncelikli bir araştırma altyapısına erişimi sağlanacak ve dünyadaki en iyi araştırmacılar için Avrupa bir cazibe merkezi haline gelecektir. 2. Endüstriyel Liderlik: Bu öncelik ile amaç Avrupa nın araştırma ve yenilik faaliyetlerinde iş dünyası için de bir cazibe merkezi haline getirilmesidir. Bu doğrultuda önem arz eden endüstriyel teknolojilere yatırım yapılması sağlanacak, Avrupa şirketlerinin gerekli finansman kaynaklarına erişimleri ile büyüme potansiyellerine katkıda bulunulacak ve yenilikçi KOBİ lerin dünya çapında şirketlere dönüşmesine destek sağlanacaktır. 3. Sosyal Atılımlar: Bu öncelik Avrupa 2020 stratejisinin politika önceliklerini yansıtmaktadır. Bu yaklaşım ile sosyal bilimler de dahil olmak üzere değişik alan, teknoloji ve disiplinlerden kaynak ve bilgiler bir araya getirilecektir. Bu sayede araştırma faaliyetlerinin sonuçlarının pazara ulaşması kolaylaşacaktır. 10 Sürdürülebilir kalkınma, Horizon 2020 programının önemli bir amacını oluşturmaktadır. Horizon 2020 programının bütçesinin en az %60 nın sürdürülebilir kalkınma alanındaki faaliyetlere ayrılması öngörülmektedir. Bu payın büyük bir kısmı da iklim ve çevreye ilişkin önceliklere ayrılacaktır. Horizon 2020 programı yedi yıllık bir dönemi kapsamakta olup, bu dönem zarfında ekonomik ve politik koşullarda ciddi değişikliklerin ortaya çıkması olasılık dahilindedir. Bu çerçevede, Horizon 2020 programının geçerliliğinin sağlanması gerektiği durumlarda öncelik ve kaynak dağılımında yeni ayarlamaların yapılması zorunlu olacağı için esneklik kavramı programa dahil edilmiştir. Horizon 2020 programının uygulanma sürecinde araştırma ve yenilik faaliyetlerinin programlanmasında stratejik bir yaklaşım ön plana çıkmaktadır. Ortak faaliyetler programın önemli bir aracı olacaktır. Sonuçların değerlendirilmesi ise belli bir grup gösterge ile yapılacaktır. Sonuç Avrupa 2020 stratejisinin beş temel hedefi arasında yer alan AB GSYH sinin %3 ünün araştırma-geliştirmeye harcanmasına ulaşılmasında en önemli araçlardan biri Yenilik İçin Birlik girişimidir. Bu girişim çerçevesinde hayata geçirilecek faaliyetler ile bu amaca ulaşmada önemli bir yol alınacaktır. Bu hedefin tutturulması ile AB nin uluslararası alanda rekabet gücü artacak, yeni istihdam olanakları yaratılacak ve GSYH ye katkıda bulunulacaktır. Sağlayacağı bu faydalar Yenilik İçin Birlik girişiminin önemini ortaya koymaktadır. 10

Kaynakça: European Commission, Communication from the Commission Europe 2020 Flagship Initiative Innovation Union, Brussels, 6 October 2010. European Commission, Communication from the Commission Horizon 2020 The Framework Programme for Research and Innovation, Brussels, 30 November 2011. http://ec.europa.eu/research/innovation-union/index_en.cfm http://ec.europa.eu/research/horizon2020/index_en.cfm 1 European Commission, Communication from the Commission Europe 2020 Flagship Initiative Innovation Union, Brussels, 6 October 2010. 2 Ibid., s. 7 8. 3 Ibid., s. 8 13. 4 Ibid., s. 13 20. 5 Ibid., s. 20 22. 6 Ibid., s. 20 24. 7 Ibid., s. 27. 8 http://ec.europa.eu/research/horizon2020/index_en.cfm?pg=h2020 9 European Commission, Communication from the Commission Horizon 2020 The Framework Programme for Research and Innovation, Brussels, 30 November 2011, s. 3-4. 10 Ibid., s. 4 5. 11

Birleşmiş Milletler Dünya Gençlik Raporu 2011 Ayşenur ONUR AB Uzmanı Küresel ekonomik krizin yarattığı işsizlik ortamı hiç şüphesiz en çok genç nüfusu etkilemiştir. İşsizlik sorunu, başta genç nüfus olmak üzere tüm toplumun refahı için, devletlerin uzun vadede bir an önce önlem almalarını gerektiren önceliklerin başında gelmektedir. Ağustos 2010-Ağustos 2011 döneminin Uluslararası Gençlik Yılı olması sebebiyle, 25-26 Temmuz 2011 tarihlerinde New York ta Birleşmiş Milletler (BM) merkezinde gerçekleştirilen BM Gençlik Genel Kurulu nun üst düzey toplantısının sonuç raporunda da ele alındığı üzere gençler arasında istihdam yaratmak hem devletlerin hem de uluslararası toplumun üzerine eğilmesi gereken kritik bir konudur. 6 Şubat 2012 tarihinde açıklanan "Gençlik İstihdamı: Değişen Zamanlarda İnsan Onuruna Yakışır İş Arayışına Gençlerin Yaklaşımı" başlıklı BM Dünya Gençlik Raporu da, gençler arasında işsizlik probleminin yarattığı sıkıntılar ve bu sorunla başa çıkmada neler yaptıkları ile başta devletlerin bu sorunu çözmede başvurmaları gereken çözüm yolları gibi hususlara odaklanmaktadır. Rapor, ilk kez yapılan bir uygulama ile tüm dünyadan yaşları 15 ile 30 arasında değişen gençler ve gençlik örgütleri temsilcileriyle internet üzerinden yapılan interaktif görüşmelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda hazırlanmıştır. Bu bilgiler 11 Ekim-7 Kasım 2011 tarihleri arasında, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi nin (UNDESA) resmi internet sayfası üzerinden IntenseDebate platformu kullanılarak, katılımcıların iş ortamlarına ilişkin görüşleri, deneyimleri ve tavsiyelerini paylaştıkları yaklaşık 1110 yorum neticesinde elde edilmiştir. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, raporla ilgili olarak yaptığı açıklamada, dünyanın bu güne kadar bilinen en büyük genç nüfusa sahip olduğunu; gençlerin ekonomik ve siyasi hayatta daha fazla seslerinin duyulmasını istediklerini ifade etmiş; BM sisteminin de iş imkanlarının zengin olduğu bir ekonomik büyümeyi desteklemesi gerektiğinin altını çizmiştir. Rapor, her ne kadar farklı coğrafi bölgeler, yaş ve cinsiyet farklılıkları gibi çeşitli hususlar dikkate alınarak üretilmiş olsa da, özü itibarıyla internet üzerinden yapılan tartışmalar neticesinde oluşturulduğundan, raporun genç nüfusun ortalama görüşünü yansıtamayabileceği ve gençler arasındaki farklılık yelpazesini ortaya koyamayabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Toplam beş bölümden oluşan raporun İstihdam ve Gençlik başlıklı ilk bölümünde genç nüfusun emek piyasasındaki statüsü ile genç istihdamına yönelik eğilimler ele alınmaktadır. İş Ortamına Hazırlık başlıklı ikinci bölüm iş yaşamının temelini oluşturması bakımından önemli olan eğitimin kalitesi ve faydasına odaklanmaktadır. Raporun İş Arayışı başlıklı üçüncü bölümü, gençlerin iş hayatına geçiş dönemini incelemektedir. İş Ortamı ve Gençlik başlıklı dördüncü bölümde, iş hayatı ve koşullarının gençlerin hayatları üzerindeki etkisi gözlemlenmektedir. Raporun Son ve Tavsiyeler başlıklı sonuç bölümünde ise gençler 12

arasındaki işsizliğin önüne geçilmesi amacıyla yapılması gerekenler tavsiye niteliğinde ortaya konulmaktadır. Bu yazıda, yukarıda belirtilen bölüm başlıkları tek tek incelenmek yerine, rapor genelinde öne çıkan hususlar vurgulanacak ve sonuç bölümündeki tavsiyeler üzerinde durulacaktır. Rapora göre, küresel ekonomik kriz sonrasında dünya genelinde, genç nüfusun iş gücüne katılım oranında düşüş yaşanmıştır. 1998-2008 yılları arasında bu oran %54.7 den %50.8 e düşmüştür. 2009 yılında küresel işsizlik oranı %6.3 iken, bu oran genç nüfusta son 20 yılın en yüksek rakamına ulaşmış ve %12.7 olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam 75.8 milyon kişiye tekabül etmektedir. 2010 yılında işsizlik oranı gençler arasında %12.6 iken, yetişkinler arasında %4.8 olarak gerçekleşmiştir. Bugün 152 milyon genç çalışan, günlük gelirin aşırı yoksulluk sınırının altında olduğu (günde 1,25 ABD Doları) hanelerde yaşamaktadır. Bu rakam toplam çalışan yoksul kesimin %24'ünü oluşturmaktadır. Genç nüfus içinde cinsiyet ayrımına bakıldığında, kadınlar arasında erkeklere nazaran işsizlik oranının daha yüksek olduğu görülmektedir. Küresel olarak 2010 yılında genç erkek nüfusun %56.3 ü emek piyasasına katılabilmişken bu oran genç kadın nüfusta %40.8 olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılında genç kadınlar arasında küresel işsizlik oranı %12.9 iken bu oran genç erkeklerde %12.5 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran özellikle Orta Doğu daki gelişmekte olan ülkelerde kadınlar arasında erkelere kıyasla iki kat fazladır. Avrupa Birliği ve Doğu Asya da bulunan gelişmiş ekonomilerde ise erkekler arasında işsizlik oranı kadınlar arasındaki işsizlik oranından fazladır. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde kadın nüfus, geleneksel olarak kadınlara yönelik işlerde istihdam edilmekte, yarı zamanlı ve daha düşük ücretlere tabi olmaktadır. Gençlere yönelik istihdam koşullarının artırılması ihtiyacı her ne kadar tüm ülkelerde var olsa da istihdama yönelik koşullar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde istihdamın yaratılması önündeki en önemli engel küresel ekonomik kriz iken, gelişmekte olan ülkelerde emek piyasasına yeni katılan gençlere yönelik iş fırsatlarının oluşturulabilmesi temel zorluk olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak gerek gelişmiş ülkelerde gerekse gelişmekte olan ülkelerde iş ortamının gerektirdiği koşullar ile eğitim müfredatı kapsamında edinilen bilgi ve beceriler arasında büyük bir farkın olduğu gençler tarafından özellikle vurgulanan bir husus olmuştur. Gelişmiş ülkelerde, yüksek işsizlik oranına bağlı olarak gençler arasında yüksek rekabet ortamı oluşmuştur. Bu durumda da gençler düşük maaşlı işleri kabul etmek zorunda kalmaktadır. Küresel ekonomik kriz nedeniyle bir yandan maliyetlerini kısmayı bir yandan da üretimi artırarak kar elde etmeyi hedefleyen şirketler, gençleri işe alımlarında pek çok özellik talep etmekte ancak buna karşın düşük ücret vermeyi öngörmektedirler. Bunun yanı sıra işe alım koşullarından biri olarak sözleşmelerde 6 aydan 12 aya kadar işverene çalışanını işin tüm koşullarını karşılamadığı gerekçesiyle hiçbir hak talep etmeksizin işten çıkarabilme yetkisi veren hükümler yer alabilmektedir. Bu durum zaten yüksek rekabet ortamının ve yüksek işsizlik oranının bulunduğu gelişmiş ülkelerde gençler üzerinde, memnun olmasalar bile mevcut işlerini kaybetmemeleri yönünde bir baskı yaratmaktadır. Kendi işini kurma seçeneği ise yeterli maddi 13

gücün olmaması, yatırımcılara yönelik güven ortamı eksikliği ve yüksek risk gibi faktörler nedeniyle gençler tarafından fazla tercih edilmemektedir. Küresel krizle birlikte gelişmekte olan ülkelerde kayıtdışı istihdam oranı da artmıştır. Dünya gençlik nüfusunun %87 sini barındıran söz konusu ülkelerde gençler kayıtdışı olarak kötü şartlarda çalışmaktadır. Bu ülkelerde yeni iş ortamlarının yaratılabilmesi bir yana, gençlere yönelik iş fırsatları bile oldukça sınırlıdır. İş sahibi olunsa dahi, bu ülkelerdeki çalışma koşulları gençleri sağlık sigortası ve sosyal güvenlik önlemleri gibi haklardan maruz bırakmaktadır. İş sahibi olma, gençlerin, sorumluluk sahibi yetişkinler olarak toplumun bir parçası haline gelmelerinde çok önemli bir adım olarak görülmektedir. Bu nedenle, genç nüfustaki yüksek işsizlik oranı, gençleri maddi açıdan etkileyen bir unsur olmanın ötesinde, sosyal açıdan önemli bazı olumsuz etkileri tetikleyerek toplumun geneline etki etmektedir. Örneğin büyük şehirlere iş bulma umuduyla göç eden gençler iş bulamamanın yarattığı gerginlik ve kendine güvensizlik nedeniyle aile ilişkilerinin kopması, depresyon ve hatta madde bağımlılığı gibi problemlerle karşılaşabilmektedir. Bu durum da aile kurumunu ve ebeveynlik olgusunu olumsuz etkileyerek toplumun genelinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Raporun sonuç bölümünde gençler tarafından ortaya konulan tavsiyeler aşağıda sıralanmaktadır: Eğitim sisteminin, gençleri emek piyasasına hazırlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Eğitim müfredatı yalnızca teorik bilgilerden oluşmamalı; emek piyasasının pratik ve dinamik koşulları ve iş ortamının gereklilikleri doğrultusunda girişimciliğin, liderlik vasfının, müzakere edebilme ve iş çevreleri kurabilme becerilerinin geliştirilmesine odaklanmalıdır. Bu süreçte önemli aktörlerden biri olan politika yapıcılar gerekli siyasi desteği sağlamalıdır. Bunun için hükümetler, özel sektör, eğitim kurumları, sendikalar ve sivil toplum örgütleri koordineli olarak çalışmalıdır. Devletler, özel sektör ile işbirliği yaparak gençleri iş hayatına hazırlayacak mesleki eğitimler ve staj olanakları sunmalıdır. Devletler, gençlere, eğitimleri sonrasında büyük şirketlerde sorumluluklarını artıracak ve rekabet edebilirliklerini güçlendirecek staj olanakları sağlamalıdır. Devletler, genç liderlerin yetiştirilmesi amacıyla bir fon oluşturmalıdır. Devletler, gençlerin bilgi ve yeteneklerini kullanabilmeleri ve iş hayatına hazırlanabilmeleri amacıyla toplum hizmetlerinde çalışmalarını sağlayacak bir strateji oluşturmalıdır. Gençlerin istihdam edilmesine öncelik veren projelere yatırım yapılmalıdır. Genç girişimcilere destek olunmalıdır. Bilgi ve iletişim teknolojilerine yatırım yapılmalı ve bu doğrultuda genç mezunların istihdam fırsatlarından haberdar olabilmelerine olanak sağlanmalıdır. Raporda özetle, gençler arasındaki yüksek işsizlik oranı, düşük ve adil olmayan maaşlar, kötü çalışma koşulları, eğitim kalitesi ile iş ortamının 14

gereklilikleri arasındaki bağlantısızlık, yaş, cinsiyet ve ırka bağlı ayrımcılık ve devletlerin genç nüfusun istihdamı konusunda yetersiz kalması gibi sıkıntılar ortaya konulmaktadır. Raporda ayrıca, yukarıda sayılan tavsiyeler doğrultusunda genç nüfusun istihdamına yönelik sorunlara çözüm bulunabilmesi amaçlanmaktadır. Nitekim iş sahibi olma, yalnızca maddi anlamda gelir sağlayan bir araç değil, gençleri toplumun bir parçası haline getirmenin önemli bir unsurudur. Kaynakça: United Nations, World Youth Report 2011, Youth Employment: Youth Perspectives on the Pursuit of Decent Work in Changing Times, http://unworldyouthreport.org/ (22.02.2012). 15

OECD Yeşil Büyüme Stratejisi Son yıllarda dünya ekonomisinde yaşanan krizler ile birlikte ülkelerin yüksek borç ve kamu açıkları, enflasyon baskıları ve işsizlik sorunlarıyla karşı karşıya kalmaları, ekonomi politikalarında yeni yaklaşımların geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. Uluslararası ekonomik krizlerin, iklim değişikliği gibi küresel çevre sorunlarıyla mücadelenin yoğun olarak tartışıldığı bir döneme denk gelmesi, hem ekonomi ve çevre alanlarında alınacak önlemlerin birbirini destekleyici nitelikte tasarlanmasına uygun bir ortam yaratmıştır. Özellikle, su kıtlığı, kaynak darboğazı, su ve hava kirliliği, biyoçeşitliliğin azalması ve iklim değişikliği gibi sorunların uzun dönemde ekonomik büyüme, kalkınma ve refahı olumsuz etkileyecek boyutlara ulaşacağının tahmin edilmesi, önümüzdeki dönemde hem ekonomi hem çevre alanlarında yaşanan sorunlara ortak çözüm arayışlarını giderek önemli hale getirmiştir. Bu çerçevede Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), yaşanan bu gelişmeleri değerlendirerek, çevreye dost ekonomik kalkınma ve büyüme stratejilerinin geliştirilmesi yönünde yeni çalışmalar başlatmıştır. Özellikle 2009 yılındaki OECD Bakanlar Konseyi toplantısında, büyümenin çevreye dost diğer bir deyişle yeşil bir şekilde gerçekleştirilebileceğinin kabul edilmesi ve OECD den bu yönde bir strateji geliştirmesinin talep edilmesi, 2011 yılında meyvelerini vermiş ve yeşil büyüme konusundaki OECD çalışmaları Mayıs 2011 de bir paket halinde yayımlanmıştır. 1 Bu yazıda, son yıllarda sık olarak gündeme gelen yeşil büyüme konusunda OECD nin İbrahim Barış ŞAYLAN AB Uzmanı geliştirdiği stratejinin genel hatları ele alınacaktır. OECD yeşil büyüme stratejisini sunarken, konunun hassasiyetini vurgulamak amacıyla çevre ve ekonomi alanında yaşanan bazı gelişmeleri birtakım rakamlarla açıklamaya çalışmıştır. Bu bağlamda OECD, 20. yüzyılda dünya nüfusunun 4 kat, ekonomik üretimin 22 kat ve fosil yakıt tüketiminin ise 14 kat büyüdüğünü kaydetmektedir. Öte yandan bu sürecin bir sonucu olarak 2030 yılı itibarıyla 1 milyar kişinin su kıtlığı sorunuyla karşı karşıya kalacağı tahmin edilmektedir. Özellikle 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağı düşünüldüğünde, bu sorunların daha ciddi boyutlara ulaşacağını tahmin etmek zor olmayacaktır. Bu bakımdan dünya, hem büyüyen nüfus sonucu artan ihtiyaçların karşılanması hem de giderek ciddileşen çevre sorunlarına çözüm bulunması olmak üzere iki boyutlu bir sorun ile karşı karşıyadır. Bu çerçevede OECD ye göre, yeşil büyüme stratejisi bu iki boyutlu sorunun çözümünde anahtar bir konumdadır. OECD, yeşil büyümeyi (green growth), insanlığın refahı için gerekli olan kaynak ve çevresel faktörleri sağlayan doğal varlıkların güvence altına alınarak ekonomik büyüme ve kalkınmanın gerçekleştirilmesi şeklinde tanımlamaktadır. Bu çerçevede, yeşil büyümenin gerçekleştirilmesi için sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek ve yeni ekonomik fırsatlar yaratacak bir yatırım ve inovasyon ortamının oluşturulması gereklidir. OECD, yeşil büyümenin çeşitli kanallar yoluyla ekonomik ve çevresel krizlerin 16

çözümünde ve yeni büyüme fırsatlarının yaratılmasında önemli bir rol oynayacağını vurgulamaktadır. Bu kanallar: verimlilik (doğal kaynak ve varlıkların kullanımında üst düzeyde etkinliğin sağlamasına yönelik teşviklerin oluşturulması örnek olarak atık ve enerji tüketiminin azaltılmasına yönelik teşvikler verilebilir); inovasyon (çevre sorunlarına yeni çözüm yollarının bulunmasına yönelik politikalarla desteklenen inovasyon fırsatlarının sunulması); yeni pazarlar (yeşil teknoloji, ürün ve hizmetlere talebi artıracak ve yeni iş fırsatları yaratacak şekilde yeni pazarların oluşturulması); güven (Hükümetlerin önemli çevre sorunlarıyla ne şekilde mücadele edecekleri konusunda öngörülebilirlik ve istikrar sağlanması yoluyla yatırımcıların güveninin artırılması) ve istikrar (daha dengeli makroekonomik koşulların oluşturulması, fiyatlardaki dalgalanmanın azaltılması ve mali disiplinin artırılması bu çerçevede başvurulacak yöntemler arasında kamu harcama kalemleri ve bunların etkinliğinin gözden geçirilmesi ve kirletmenin fiyatlandırılması aracılığıyla kamu gelirlerinin artırılması yer almaktadır) şeklinde sıralanmaktadır. OECD ye göre iyi tasarlanmış ekonomi politikaları yeşil büyüme stratejilerinin temelini oluşturmaktadır. Bu çerçevede, esnek ve dinamik bir ekonomik yapının büyüme için uygun ortamı yaratacağı ve büyümenin çevreye dost bir şekilde gerçekleştirilmesini kolaylaştıracağı vurgulanmaktadır. Buna göre yeşil büyüme kaynakların verimli kullanımını sağlayacak ve böylece çevresel açıdan ekonomi üzerinde ortaya çıkabilecek baskıları asgari düzeye indirecektir. OECD, yeşil büyüme stratejisinin uygulanması için iki ana politika temelinde çeşitli araçlara başvurulması gerektiğini ifade etmektedir. Bu politikalardan ilki, hem ekonomik büyümeyi hem de doğal sermayenin korunmasını birlikte destekleyen çerçeve koşullarının oluşturulmasını kapsamaktadır. Bu çerçevede, vergilendirme ve rekabet politikası gibi mali ve düzenleyici politikaların doğru şekilde tasarlanması sayesinde, kaynakların daha verimli kullanılmasının sağlanacağı kaydedilmektedir. Ayrıca inovasyon ve çevreye dost ve verimli teknolojilerin desteklenmesi yönündeki politikalar da bu ana politikanın kapsamına girmektedir. 2 Bu yöndeki ikinci politika alanı ise doğal kaynakların etkin kullanımını teşvik etmeyi ve kirletmeyi daha pahalı hale getirmeyi hedefleyen uygulamaları içermektedir. Bu doğrultudaki politikalar özellikle fiyatlandırmaya dayalı araçları kapsamaktadır. Vergi ve emisyon ticareti gibi araçlarla çevrenin kirletilmesi ve doğal kaynakların aşırı kullanımının fiyatlandırılması bu yönde uygulanacak politikaların temelinde yer almaktadır. Bu ana politika kapsamında ayrıca farklı alanlarda yapılacak yasal düzenlemeler, teknolojik gelişimi destekleyen politikalar ve gönüllü yaklaşımlar gibi piyasa dışı araçlara da başvurulabilecektir. OECD ye göre yeşil büyüme sürecinde özellikle çevre vergilerine giderek artan bir şekilde başvurulması, büyüme odaklı vergi reformlarının yapılmasında 17

önemli bir rol oynayacaktır. Nitekim bu süreçte kurumlar ve gelir vergisi ile sosyal güvenlik primleri üzerindeki vergi yükünün azaltılması sağlanabilecek ve daha kapsamlı mali reform paketlerinin bir parçası olarak enerji sektörüne ve karbondioksit emisyonları üzerine yeni vergiler getirilebilecektir. Böylece bu alanlardan sağlanacak gelirin, iş ve emek üzerinden alınan vergilere ve kamu harcamalarında yapılan kesintilere alternatif bir kaynak teşkil edeceği OECD tarafından vurgulanmaktadır. Bu çerçevede OECD nin yaptığı çalışmaya göre, emek üzerindeki vergi yükünün %1 oranında azaltılmasının, uzun vadede istihdamın %0,4 kadar artış göstermesini sağlayacağı tespit edilmiştir. OECD, yeşil büyüme stratejisinin sürdürülebilir kalkınmanın yerine geçecek bir kavram olarak görülmesi yerine, sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir alt bileşeni olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Buna göre, yeşil büyüme kapsam açısından daha dar bir strateji olup; ekonomi ve çevre politikaları açısından somut ve ölçülebilir bir ilerlemeyi hedefleyen operasyonel bir siyasi gündeme sahip bulunmaktadır. OECD tarafından geliştirilen yeşil büyüme stratejisine göre, ekonomik büyümenin sırf Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) bazında ölçülmesi, doğal varlıkların refah, sağlık ve zenginlik üzerindeki etkilerinin hesaba katılmamasına yol açmaktadır. Bu bakımdan yeşil büyüme stratejisi, ekonomik büyümenin niteliği ve oluşumu ile insanların refah ve zenginliğinin ne şekilde etkilendiğini ele alan bir ölçme ve değerlendirme yöntemini benimsemektedir. OECD, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilere sahip ülkelerin yeşil büyüme stratejilerini benimsemelerine büyük önem vermektedir. Bu doğrultuda yeşil büyüme politikaları ile yoksulluğun azaltılması hedeflerinin birlikte ele alınmasının kilit bir konumda olduğu kaydedilmektedir. Bu çerçevede bir yandan çevrenin korunmasının sağlanması, diğer taraftan da daha etkin altyapı hizmetlerinin sunulması (özellikle su ve ulaştırma alanlarında), çevre sorunlarından dolayı kötüleşen sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve verimliliği artıracak ve maliyetleri düşürecek ileri teknolojilerin temin edilmesi bu yöndeki politikaları destekleyici niteliktedir. Aynı zamanda düşük gelire sahip ülkelerde yeşil büyüme politikaları aracılığıyla doğal varlıklara ağırlık verilmesi ile, bu ülkelerin çevresel risklere karşı kırılganlıkları azaltılabilecek ve bu ülkelerdeki yoksul kesimin geçim koşulları iyileştirilebilecektir. Bu bakımdan yeşil büyüme stratejisi, doğal sermayeyi, diğer mal ve hizmetlere benzer şekilde bir üretim faktörü olarak görmektedir. Özellikle düşük gelir düzeyine sahip ülkelerde doğal sermayenin toplam varlıkların tahmini olarak %25 ini oluşturduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu strateji kapsamında doğal sermayenin neden ön plana çıkartıldığı daha iyi anlaşılmaktadır. OECD nin yeşil büyüme stratejisine ilişkin çalışmasında ayrıca, çeşitli ülkelerin yeşil büyüme kapsamında yaptıkları mali reformlara ve iyi uygulama örneklerine de yer verilmektedir. Bu çerçevede dikkati çeken örnekler arasında Almanya ve Güney Kore nin attığı adımlar yer almaktadır. Özellikle Almanya nın 1999-2005 döneminde gerçekleştirdiği yeşil bütçe reformu bu örnekler arasında en büyük çaplı reformlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Bu doğrultuda Almanya da uygulanan politikalar 18

sonucunda 2005 yılı itibarıyla 40-50 milyar Avro tutarında bir mali teşvik (Almanya nın GSYH sinin %2 si kadar) yeşil büyüme hedefine uygun olarak tahsis edilmiştir. Yapılan reformlar kapsamında; enerji sektöründeki vergiler artırılmış, elektrik üzerine yeni bir vergi getirilmiş ve kamyonlardan yol ücreti alınmaya başlanmış (22 milyar Avro civarında kaynak yaratılmıştır); Almanya nın sera gazı emisyonlarının %57 sine neden olan endüstri işletmeleri ve elektrik üretim tesisleri için emisyon ticareti sistemi getirilmiş (5-15 milyar Avro civarında kaynak yaratılmıştır); içeceklerin paketlenmesinde zorunlu depozito rejimi uygulanmaya başlanmış (2-4 milyar Avro civarında kaynak sağlanmıştır); çevreye zararlı bazı sübvansiyonlar azaltılmış (4 milyar Avro luk bir tasarruf sağlanmıştır) ve yenilenebilir enerji ve enerji teknolojileri için yeni sübvansiyonlar (6 milyar Avro tutarında) getirilmiştir. OECD nin bu alandaki çalışmalarında ayrıca yeşil büyüme konusunda Güney Kore tarafından gerçekleştirilen reformlara da yer verilmiştir. Buna göre Güney Kore, Ulusal Yeşil Büyüme Stratejisi ve Beş Yıllık Plan (2009-2013) ile kapsamlı bir yeşil büyüme politika çerçevesi oluşturmuştur. Bu doğrultuda, çevreye dost büyümeyi sağlayacak lokomotiflerin teşviki, halkın yaşam kalitesinin artırılması ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik uluslararası çabalara destek verilmesi konusunda çeşitli hedefler belirlenmiştir. Güney Kore nin, Plan kapsamında yeşil büyüme program ve projeleri için yıllık GSYH sinin %2 si düzeyinde bir kaynak ayırmayı planladığı kaydedilmektedir. Sonuç olarak, OECD nin yeşil büyüme konusundaki çalışmaları, ekonomik büyüme ve kalkınmanın hem iklim değişikliği başta olmak üzere çevre sorunlarıyla mücadele ile hem de doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimiyle birlikte nasıl gerçekleştirilebileceği konusunu uluslararası gündeme getirmesi bakımından önem arz etmektedir. OECD nin çeşitli alanlarda yaptığı çalışmaların uluslararası standart ve ilkelerin tespitinde belirleyici bir rol oynadığı düşünüldüğünde (kurumsal yönetişim alanında olduğu gibi), bu alandaki OECD çalışmalarının da dikkatle takip edilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Özellikle, Haziran 2012 de Devlet ve Hükümet Başkanları nın katılımıyla düzenlenecek olan Rio+20 Dünya Zirvesi ndeki ana temalardan birinin sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun giderilmesi çerçevesinde yeşil ekonomi olması, konunun 2012 yılında daha fazla gündeme geleceğini ve daha fazla önem kazanacağını göstermektedir. 19

Kaynakça: OECD (2011), Towards Green Growth, Paris, http://www.oecd.org/dataoecd/37/34/48224539.pdf OECD (May 2011), Towards Green Growth: A summary for policy makers, Paris, http://www.oecd.org/dataoecd/32/49/48012345.pdf 1 Söz konusu OECD çalışmalarına aşağıdaki internet adresinden erişim mümkündür: http://www.oecd.org/document/10/0,3746,en_2649_37465_44076170_1_1_1_37465,00.html 2 Düşük karbonlu enerji teknolojilerine yapılacak yatırımlar sayesinde 2020-2050 döneminde 112 trilyon Dolar değerinde petrol tasarrufunun sağlanabileceği tahmin edilmektedir. 20

T.C. MALİYE BAKANLIĞI AB VE DIŞ İLİŞKİLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI İlkadım Caddesi No:2 Kat:6 06450 Dikmen/ANKARA Telefon: (312) 415 23 31-415 23 28 Faks: (312) 417 11 72 e-posta: info@abmaliye.gov.tr http://www.abmaliye.gov.tr/ 2012 T.C. Maliye Bakanlığı Tüm hakları saklıdır. Bültenimizde yer alan yazıların sorumluluğu yazarlara ait olup Maliye Bakanlığı açısından bağlayıcılığı yoktur.