28 Ekim 2014 Avrupa Merkez Bankası Stres Testi Avrupa bankacılık testinde güdülen amaç eğer ev fiyatları düşerse ve ya ciddi bir piyasa tepkisinde bankaların ne kadar likit kalabileceğini çözmek için yapıldı yani varlık kalitesini test ettiler. Bu bankalar artık Kasım ayının 4 ü itibariyle yerel regülatörlerden ziyade Avrupa Merkez Bankası tarafından denetlenecekler. Avrupa Merkez Bankası (ECB) testi yaparken şunu arıyor, risk ağırlıklı varlıkların en az yüzde 8 i yüksek kalitede sermayeye sahip olmalı. Bu önümüzdeki 3 sene için önemli bir rakam. Sermayesi yetersiz bankalar iki hafta içinde Avrupa Merkez Bankası na nasıl artırabilecekleri yönünde beyanat vermek zorundalar ve 9 ay içerisinde bu sermayeyi artırmalılar. Yapılan test sonucunda, kabaca Avrupa bankacılık sisteminin beşte biri sağlıksız olarak açıklandı, ancak bunların belli bir bölümü finansmanlarını 2014 yılı içerisinde düzelttiler. Avrupa Merkez Bankası bu bankalar arasında en büyük problemi İtalya, Kıbrıs ve Yunan bankalarında gördü, ancak bu bankalar 2014 yılında sermayelerini güçlendirirken yapılan testin sonucuna göre sadece 10 milyar Euro sermaye artırımına gitmeleri gerektiği ortaya çıktı. Bankalar arasında İtalya en büyük problemle karşı karşıya olan banka olarak görünüyor, İtalya da dokuz banka gerekli sermayeyi karşılamaz iken iki İtalyan bankası hala fonlarını yükseltmek zorunda görünüyor. Bu yapılan test daha çok Avrupa Merkez Bankası nın denetleyici rolü üstlenmeden önce temiz bir başlangıç yapması için gerçekleştirildi ve test sonucu yedi yıl önce başlayan finansal krizden beri en sağlıklı görünümü veriyor. İlk başta toplamda bankaların 25 milyar Euro sermaye açığı bulunmuştu ancak şu ana kadar bankalar bu 25 milyar Euro nun 15 milyarını çoktan karşılamış görünüyor. Daha önce yapılan anketlere göre piyasa beklentisi bankaların 51 milyar Euro açığı bulunabileceği şeklindeydi. Ancak burada önemli olan konu Birliğin ekonomisi durgunluğa dayanmışken bu bankaların kredi verip veremeyecekleri olmalı. Avrupa Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Constancio ya göre bu sonuçlar bankaları daha çok kredi vermeye itecektir. Ama biz o kadar emin değiliz. İtalya nın dışında 3 Yunan bankası, 3 Kıbrıs bankası, 2 Belçika bankası, 2 Slovenya bankası, Fransa, Almanya, Avusturya, İrlanda ve Portekiz den birer banka testi geçemedi. Test sonuncunda en azından bu belirsizlik ortadan kalktı. Ancak hala önemli problemler sürüyor, bu test sonucu Güney Avrupa daki Kobilerin kredi krizini hala çözülebilmiş değil. Bunun dışında bir sorun daha görünüyor. Bu da bankaların geri çevrilemeyen kredileri, yani donuk kredileri, bu krediler 90 gündür ödenmeyen krediler. Bunların toplamı 879 milyar Euro rakamına ulaşmış durumda; bu rakam da donuk kredilerde 136 milyar Euro artış demek. 1
Daha önce 2010 yılında bu test yapıldığında İrlanda ya geçerli not verilmiş ancak kısa bir süre sonra İrlanda finansal sistemi çökmüştü. Bankaların test sonucu yapılanması 2015 yılına kadar sürecek. Bankalar 136 milyar Euroluk geri döndürülemeyen krediye sahip oldukları için sermayelerini (kredi+ varlık) olduklarından 48 milyar Euro daha fazla göstermiş görünüyorlar. Banka varlıklarının en büyük payı kredilere aittir. ECB bu bankalardan açıklanmayan 136 milyar Euro sorunlu kredi buldu, böylece toplam batık kredi oranı 879 milyar Euro yu buldu, bu donuk kredi oranı en fazla İtalya da bulundu 12 milyar Euro ile, daha sonra Yunanistan 8 milyar Euro, Almanya 7 milyar Euro ile sorunlu bulundu. Bu sorunlu bankalar bilançolarını kuvvetlendirmek zorunda. Sorunlu bulunan bankaların çoğu ise büyük değil kendi sınırları içinde tanınan bankalar. Büyük bankalar arasında en fazla sağlıksız durum Yunanistan daki Piraeus bankasında görüldü, bu bankanın ana sermayesi yüzde 3.7 düşmüş görünüyor. Keza İtalya daki Monte di Paschi nin sermayesi neredeyse üçte bir oranında azaldı. Yine Avusturya daki Erste Bankası da ciddi bir darbe yedi. Yeni düzenleme bankaları zor duruma soktu, 31 banka ana sermayesi yüzde 10 un altında, yüzde 10 güvenlik açısından önemli bir eşik niteliğinde. Diğer 28 banka ise bu oranın sadece yüzde 1 üzerinde. Bu bankalar sermayelerini artırmak zorunda bu da onların daha az borç vermesine ve ya temettü dağıtmasına sebep olacak. Genel anlamda sağlıksız görünen bankalar küçük balıklar olarak nitelendirildi ve düşük montanda bir açık yaşandı. Varlık kredi testine göre bankaların yüzde 85 i donuk kredilerini gözden geçirmek zorunda. İtalya da bankalardan dört banka 3.3 milyar Euro yeni sermaye artırmalı diğer banka da sorunlu bulundu ama onlar bu yıl içinde sermayesini artırdı. İtalya da Banca Monte idi Paschi 2,1 milyar Euro açıkta yakalandı. Bu banka dünyanın en eski bankası ve İtalya nın en büyük üçüncü bankası ve geleceği şu anda belirsiz, muhtemelen daha güçlü bir rakibe satılacak. Tarihte yapılan testler sonucunda: 2014 yılında 150 bankadan 25 i sağlıksız 2011 de 90 bankadan 20si sağlıksız 2010da 91 bankadan 7 si sağlıksız bulundu. Yatırımcılar ise bu yıl daha çok Alman ve İspanya bankalarına odaklanmıştı. En azından stres test sonuçlarının açıklanması şeffaflığı arttırdı. Cosntancio ya göre bu test sonucunda kamunun bankalara güvenini artıracak. Daha önceki test sonuçları çok fazla eleştirilmişti çünkü sonucunda o ülkelerde problemler görülmüştü. Diğer testlerden farklı olarak bu sefer varlıkların 2
kalitesi de ölçüldü, mesela mortgage kredileri, işletme kredileri, diğer yatırımlar. Bunun sonucunda bankaların duyurdukları varlıkları 48 milyar Euro kadar düşürmeleri gerektiği ortaya çıktı. Avrupa Merkez Bankası Genişleme Adımları İşe Yarayacak mı? Geçen ay Avrupa Merkez Bankası (ECB) özel sektör varlık alımlarını duyurduktan sonra tüm gözler dün Frankfurt a çevrildi. Beklendiği gibi ECB, varlığa dayalı menkul kıymet (ABS) ve teminatlı bono (covered bond-cb) alımlarında yeni detayları açıkladı, bu da hala bazı önemli konuların çözülmediğini gözler önüne serdi. ECB Başkanı Draghi, TLTRO ile varlığa dayalı menkul kıymet alımlarının (ABS) birbirini destekleyen mi yoksa birbirine zıt politikalar olup olmadığı konusunda belirsiz mesajlar veriyor. Hala alım programının içeriğiyle ilgili belli bir rakam verilmedi. Aynen Eylül de dediği gibi Draghi, CB ve TLTRO arasında ciddi etkileşimler olmasından dolayı kesin bir rakam vermenin zor olduğunu söyledi. Ama toplamda etkisinin ECB bilançosunu 2012 yılı başındaki seviyeye getireceğini söyledi. İlk TLTRO ihalesi hayal kırıklığı yarattı Draghi ek tedbireler de alabileceğini belirtti, bu tam anlamıyla bir parasal genişleme (QE) anlamına geliyor. Hem ABS de hem CB (CBPP) da alımlar birincil hem de ikincil piyasalarda olacak, daha önceki CBPP de de öyle olmuştu. Bu CBPP yapılan üçüncü alım, daha önceki 2009 ve 2011 yıllarında yapılanlardan farlı olduğu söyleniyor çünkü ECB bunu bu sefer çok açık uçlu yapmaya çalıştı. Hedef bir rakam montan verilmedi, volümle ilgili yeterlilik seviyesi de aranmıyor mesela ikinci CBPP de volüm 300 milyon ve birinci de 100 milyondan az olmamalıydı. Herhangi maksimum bir vade de yok. CB ler Ekim 2014 de başladı. Burada önemli bir problem ECB nin hem banka bonolarını alması hem de onların denetleyiciliğini yapması onun bu durumunun uyumsuzluğunu ortaya çıkarabilir. ABSPP ise 2 yıl sürecek hem yetkili hem de garantili ara tranşlar ABS de alınacak. Ama bunlar için uygunluk kriteri yine belirlenmedi. Bu yılın son çeyreğinde başlatıldı. ECB nin alacağı enstrümanın kredi notu (ratingi) önemli. Minimum not BBB- olmalı. Bu durum hem Kıbrıs ı hem Yunanistan ı içermiyor. Eurosystem her ne kadar bunlar dâhil dese de, volümleri az olacak. Burada başka bir sorun, eğer Yunanistan birlikten çıkarsa bu ABS lere ne olacak. Yunanistan kurtarma programının ikinci evresinde ve hatta 3. Evresine geçmesi konuşuluyor. ABS piyasalarıyla ilgili bir diğer problem, likit olmayan bir doğası olması; bu da mevcut ECB programının istediği kadar uyaran etkisi yapmayacağını gösteriyor. Aynı zamanda satın almak için de mevcut kaliteli kağıt kıtlığı var. İlk TLTRO ihalesinde de talep sadece 82.6 milyar Euro gelirken aslında Avrupa Birliği ndeki likidite problemi bundan kat kat daha fazla. En nihayetinde TLTRO- ABS ve CB leri 3
bir paket olarak değerlendirip bunun gerekli olan bilanço büyüklüğüne ulaşmada etkili olacağı belirtiliyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Constancio ya göre satın almaya elverişli teminatlı bono (CB) stoğu 600 milyar Euro civarında ayrıca bunu karşılayan ABS tutarı da 400 milyar Euro. Ancak görünen o ki arz tarafında ciddi riskler oluştuğundan ve fiyatları arttırdığından ECB nin alacağı ABS ler 400 milyar Euro nun çok çok altında olacak. Teminatlı bonoları almak ECB ye özel sektör varlık alımlarında da bulunmayı sağlayacak. Ancak teminatlı bono pazarı tuhaf bir pazar, ve istenen hacmi elde etmek çok zor. Tahvil piyasasındaki kıtlık bu alımları gerçek kılmaktan öte sadece sembolik kılacak görüşündeyiz. Tam bir parasal genişleme (QE) programına geçmek ise neredeyse imkânsız, Avrupa Birliği nde sadece Almanya, Weidmannn karşı değil, daha birçok uzman tamamen parasal genişleme yapılmasına karşı olarak duruyor. Bu bazılarına göre deflasyonla mücadelede son başvurulacak araç olarak görünüyor. Biim anladığımız kadarıyla ECB nin Aralık ayında yapacağı TLTRO ihalesinin sonucunu görmek gerekecektir. Aynı zamanda ABS ve CB alımlarının etkisi ve ECB çalışanlarının Aralık ayında yayımlayacakları beklentilerini takip etmek işe yarayacaktır. Bu demektir ki Ocak ayına kadar yeni bir karar açıklanmayacak, yeni bir karar ancak ve ancak büyüme ve enflasyon tarafında çok kötü rakamlar gelirse olur. Tüm Bunların Yatırım Kararlarınıza Etkisi: Uzun vadede tüm bu tartışmalar ve belirsizlikler Euro nun daha da değer kaybetmesine sebep olacak. Artık bir şekilde yılın kalan bölümünde Euro/Dolar paritesinde 1.27 seviyesinin üzerini görmemizin zor olduğunu düşünüyorum. En nihayetinde bu Dolar/TL kur seviyesine de yansıyacaktır, kur seviyesinin 2.22 nin altına inmesine imkân vermeyecektir. Her ne kadar Avrupa borsaları bu gelişmelerden olumsuz etkilense de, dalgalı seyir devam ediyor ve Borsa İstanbul un seviyesi daha çok ABD kaynaklı haberlerden daha çok etkileniyor. Tüm bunların sonucunda bizim beklentimiz ECB tarafında Ocak ayını bekleyen bir piyasada Ocak ayına kadar Borsa İstanbul seviyesinde 85.000 seviyesinin kolay kolay aşılamayacağıdır, uzun vadede yılsonuna kadar doların güçlenmesi ve Dolar/TL kurunda yine 225 seviyelerinin üzerini görmemiz olası duruyor. 4
Ekinci Ekonomik Danışmanlık Bilgilendirme Yazısı Ekinci Ekonomik Danışmanlık (EEC) tarafından hazırlanan bu rapordaki analizler ve haberler sadece Ekinci Ekonomik Danışmanlık şirketinin abonesinin dikkatine sunulmaktadır. Bu rapor herhangi bir şekilde hisse senetleri veya diğer finansal enstrümanlar için al, tut, sat önerisi olarak kullanılmamalı ve değerlendirilmemelidir, herhangi bir yatırım tavsiyesi ve önerisi içermemektedir. Bu rapordaki bilgiler EEC tarafından güvenilirliğine inandığımız birçok kamu ve endüstri kurumundan derlenerek hazırlanmıştır. Herhangi bir şekilde beyan ve garanti verilmemiştir. EEC bu bilgilerin kullanımından doğabilecek sonuçlardan sorumlu değildir. Bu tür bilgiler daha geniş bir yatırım analizin bir parçası olarak okunmalıdır. Bu raporda ifade edilen görüşler işbu tarih itibariyle verilmiştir ve önceden bildirilmeksizin değiştirilebilir. Bu rapor satış yapmanız için ya da herhangi bir menkul kıymet satın almanız için herhangi bir teklif vermemektedir. Edindiğiniz kazançlardan ve ya kayıplardan EEC fayda sağlamaz. Her ne kadar müdürleri, memurları, çalışanları veya danışmanları kendi adlarına menkul yatırımları yapsa da EEC, şirket olarak herhangi bir menkul kıymete yatırım yapmaz. Bu rapordaki metin ve grafikler de dâhil olmak üzere Rapor telif hakkı korumasına tabidir. Bu rapordaki mevcut içeriğin ve ya materyallerin hiçbiri EEC den önceden yazılı izin alınmadıkça çoğaltılamaz, lisanslanamaz, EEC dışında satılamaz, modifiye edilemez, iletilemez, yayınlanamaz, alenen gösterilemez, uyarlanamaz. Tüm hakları saklıdır. 5