Enerji Politikasının Vazgeçilmez Şartı Olarak; Enerji Alanında Güvenliğin Sağlanması: Zorlu Doğal Koşullar Altında Boru Hattı İnşası Prof. Dr. Werner Gumpel Rusya boru hattı inşası konusunda uzun yıllara dayanan bir deneyime sahiptir. Rusya daki boru hattı sisteminin uzunluğu, petrol alanında 47.000 km ye, gaz alanında ise 378.000 km ye (bunun içerisinde 2003 itibariyle 150.000 km si Gasmagistral e aittir) ulaşmıştır. Kazakistan yaklaşık 7.000 km nin üzerinde petrol ve 10.138 km doğalgaz boru hattına (2002), Türkmenistan ise 1.395 km nin üzerinde petrol ve 10.138 km doğalgaz boru hattına sahiptir.1 Ancak bu veriler, enerji tedarikinin siyasi ve teknik güvenliği bakışı açısından göreceli olarak değerlendirilmesi gerekli olan etkileyici rakamlardır. Tedarikin siyasi ve teknik açıdan güvence altına alınması hem ülke içinde tedarikin sağlanması açısından, hem de enerji kaynaklarını ihraç edenler açısından büyük önem taşımaktadır. Siyasi güvenlik denilince, yalnızca alıcının siyasi baskılardan bağımsız olarak, sözleşmeyle akdedilen miktarlarda petrolü ve doğalgazı sürekli olarak teslim alması konusu anlaşılmamalıdır. Bunun yanında Kafkaslar bölgesinde halen sık sık meydana gelen, boru hatları ve pompa istasyonlarına yönelik gerçekleştirilen siyasi amaçlı sabotajlara karşı güvenliğin sağlanması konusunun da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Ancak bu çalışmanın devamında bu konu üzerinde değil de, onun ötesinde enerji tedarikinin teknik güvenliği konusu üzerinde durulacaktır. Teknik güvenlik ile, alıcının, enerji kaynaklarını radikal koşullar altında bile kesintiye uğramaksızın sağlanmasını temin edilmesi konusunun anlaşılması gerekir. Bu husus, enerji ekonomisiyle ilgili ikinci şartın, yani Enerji Tedarikinin Ucuzluğu şartının da göz önünde bulundurulması suretiyle gerçekleştirilmelidir. Boru hatları diğer taşıma araçları ile karşılaştırıldıklarında gözle görülür avantajlar sağlamaktadırlar. Normal koşullar altında inşa edilmeleri çok fazla karmaşık olmayan boru hatları uygun işletim sitemleri ile büyük miktarların taşınmasını diğer tüm taşıma araçlarına oranla (açık deniz gemiciliği hariç) daha uygun bir maliyet ile gerçekleştirebilmektedirler. Boru hatları, en ideal toplu nakliye araçları olup, genel olarak yüksek oranlı bir güvenirliliğe sahip oldukları gibi, geçirildikleri araziye de uyarlanabilmektedirler. Boru hatlarının yüksek düzeydeki şebeke oluşturma kabiliyetleri sayesinde, uygun şekilde izole etmek suretiyle, bataklıklar, turbalar ve akarsulardan, hatta denizler gibi zorlu arazilerin içerisinden geçirilmeleri de mümkündür. Krasnador bölgesindeki Djubga dan Samsun a kadar uzanan "Mavi Akım" boru hattı bu gerçeği somut bir biçimde ispat etmektedir. Ancak Rusya ve de Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte ortaya çıkan bazı ülkelerdeki Boru Hatlarının İnşası kısmen ağır doğal koşullar altında gerçekleşmekte olup, buralarda boru hatlarının döşenmesi sırasında sıkça ihmallere rastlanmaktadır. Bunlar ise sıklıkla arızaların meydana gelmesine ve böylelikle enerji tedarikinin kesintiye uğramasına neden olmaktadır.
Yalnızca 2006 yılının ilk çeyreğinde on altı kaza rapor edilmiştir. Şüphesiz bunlar gerçekten ortaya çıkan kazaların sadece bir kısmını oluşturmaktadır. Gerçi eski Sovyetler Birliği topraklarındaki petrol ve doğalgaz ihraç eden bütün ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda olayları önlemek için gayret sarf etmektedirler, fakat güvenilir bir sevkiyat garantisi teknik nedenlerden ötürü sağlanamamaktadır. Geçmişte de teknik nedenlere dayalı olarak sık sık teslimatta kısıtlamalar ortaya çıkmıştır. Volga Ural Bölgesi bir tarafa bırakılacak olursa, Rusya nın en önemli petrol ve doğalgaz yatakları, yüksek kuzey bölgesinin kıraç yörelerinde bulunmaktadır. Geçmişte döşenen borular kötü bir kaliteye sahip olduklarından ötürü, bu hatlar göreceli olarak yüksek arıza eğilimine sahiptirler. Meydana gelen hasarların asıl nedenini ise korozyon oluşturmaktadır. Bir boru hattının kullanım ömrü, boruların kalitesine ve doğal koşullara bağlı olarak 15 ila 30 yıl arasında değişmektedir. Rusya daki doğalgaz boru hatlarının yüzde 13 ü hali hazırda 30 yılı aşkın bir süredir, yüzde 20 si 20 ila 30 yıl arasında ve yalnızca yüzde 34 ü 10 ila 20 yıl arasında bir süreden beri işletilmektedir.2 Korozyon önleyici maddelerin usulüne uygun bir biçimde uygulanmasının bir sonucu ve de aynı zamanda da boru hatlarının geçtiği yörelerdeki zeminlerin yüksek düzeyde agresif olması sebebiyle, söz konusu boru hatlarının fiziksel yaşlanma süreci, boruların öngörülen oranda işletilmesini mümkün kılmamaktadır. Bu durum akış oranının düşürülmesini zorunlu bırakmakta ve bu da, sonuçta güvenilirliği azalmaktadır. Bu tür bir durum, 1970 yılından sonra inşa edilmiş olan bir dizi boru hattında ortaya çıkmıştır. Bu durumdan özellikle Orta Asya nın Batı ya doğru uzanan ve şimdilerde örneğin Türkmen doğalgazının ihracatı açısından vazgeçilmez hale gelen boru hattı sistemlerini de etkilenmektedir. Bir dizi boru hattının 5 7 yıl sonra yenilenmesi zorunlu olacaktır. Türkmenistan, Rusya nın sisteminden ve bu ülkede öngörülemeyen siyasi ve teknik gelişmelerden bağımsız olabilmek için, Pakistan üzerinden Çin ve Hindistan a, ve ayrıca İran ve Hazar Denizi üzerinden Türkiye ye yeni boru hatları inşa etmeyi planlamaktadır.3 Ancak burada da büyük ölçüde Çin ve Özbekistan dan ithal edilmiş olan boruların kalitesindeki eksikliklerin bir sonucu olarak, tedarik alanında sürekli garanti sağlanamayacaktır. Korozyon hasarlarının yüksek oranda olmasına yalnızca yukarıda söz edilen korozyon önleyici maddelerin uygulanmasındaki eksiklikler ile anti korozyon maddelerinin yetersiz olması ve zeminlerin agresif olması yol açmamaktadır, bunun yanında ülkelerin sahip oldukları özel koşullar da burada önemli bir rol oynamaktadır. En büyük gaz kaynakları, yine yukarıda sözünü ettiğimiz gibi, ülkenin olağanüstü sert bir iklime sahip kuzey bölgelerinde yer almaktadır: -60 C altındaki soğuklar, kısa süren yaz mevsiminde üst yüzeyi yaklaşık bir metre derinliğe kadar eriyen sürekli donmuş haldeki toprak tabakası ve daha güneydeki devasa bataklıklar boru hatlarının inşasını ve bunların işletilmesini güçleştirmektedir. Alaska da sıkça kullanılan bir yöntem olan boru hatlarının ayaklar üzerine yerleştirilmesi, bu yöreler için mümkün olmamaktadır. Ayaklar yaz mevsiminde devrilebileceklerinden, hasar olasılıkları daha da artacaktır. Eğer izolasyon kötü yapılmışsa, bu durumda da sürekli donmuş haldeki toprak tabakasının gaz veya petrol nakil işleminin sürtünme ısısıyla erimesi ve kelimenin tam anlamıyla boru hatlarının "yüzmeye" başlaması veya deforme olması riski ortaya çıkmaktadır.
Kuzeyin yüksek bölgelerindeki iklimin yalnızca insan faktörü üzerinde değil, onun ötesinde teknoloji üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Kış mevsiminde meydana gelen kar fırtınaları ve kısa süren yaz aylarındaki zor ulaşım koşulları, makinelerin, taşıtların ve malzemelerin hızlı bir biçimde aşınmasına neden olmaktadır. Makinelerin imal edildiği bütün malzemeler, düşük sıcaklıklarda fiziksel -mekanik- vasıflarını kaybetmektedirler. Soğukta kırılmalar meydana gelmekte, çeliğin dayanma güçü düşmekte, kauçuk sertleşmekte ve çeşitli parçaların hacimleri ve boyutları değişikliğe uğramaktadır. Sonuç itibariyle, sıra dışı sıcaklıklara sahip olan bölgelerde meydana gelen kırılmalar, ılıman yörelerdeki kırılmaların beş ila altı katı kadardır. Kış mevsiminde makineler yaz mevsiminde olduğundan beş misli daha fazla devre dışı kalmaktadırlar. Genellikle gereksinim duyulan bölgelere yüksek maliyetlerle getirilebilen yedek parçalara olan ihtiyaç da buna uygun olarak artmaktadır. Bu husus hem pompa istasyonları, hem de boru hatları için geçerlidir. Sıra dışı iklim, eksik ulaşım altyapısı ve ayrıca zorlu zemin koşulları, tesislerin kontrollerini güçleştirmektedir. Bölgeler arasındaki mesafenin uzak olmasıyla bağlantılı olarak da genellikle yeterli sayıda nakil aracı bulunmadığından dolayı, sıklıkla gerekli kontrol işlemleri yeterince yapılamamaktadır. Sonuç itibariyle boru hatlarında, ekonomiye ve çevreye zarar veren ve daha önceden önlenmesi mümkün olabilen kırılmalar meydana gelmektedir. Taşıma işleminin yapıldığı çok sayıda bölgedeki düşük yerleşim yoğunluğu da boru hatlarının inşasını ve bakımını güçleştirmektedir. Boruların içerisinde yer alan parafin çökelmesi, ılımlı sıcaklıklara kıyasla, düşük sıcaklıklarda daha fazla olmaktadır. Rusya nın kıtalararası büyük boru hatları, oldukça farklı iklimlere sahip birkaç bin kilometrelik güzergahlardan geçtiğinden dolayı, bu boru hatlarının farklı bölümleri son derece farklı doğal koşullara maruz kalmaktadırlar. Bu durum petrolün akış oranını ağırlaştırmaktadır. Özellikle boru hattı sisteminin özelliklerine bağlı olarak farklı kalitelerin birbirine karışıp taşınmasında bu durum daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Yolların inşası, iklimin elverişsiz olmasının yanı sıra, arazi nitelikleri (Tundra Arazisi) ve altyapı malzemesinin bulunmamasına bağlı olarak güçleşmektedir. Bu durum, inşaat ve bakım onarım maliyetlerine olumsuz etki etmektedir. Bu nedenle eksik ulaşım altyapısı, azımsanmayacak bir engel teşkil etmektedir. Malzemenin dayanıksızlığı sorunu, gelecekte giderek artan şekilde Polietilen den imal edilen boruların kullanılması sayesinde çözülmelidir. Polietilen den imal edilen doğalgaz boru hatlarının çelik borulara kıyasla tartışılmaz avantajları vardır. Bu borular hafif ve elastiktir, döşeme maliyetleri düşüktür, iç yüzeyleri pürüzsüz olduğundan yüksek bir akış kapasitesine sahiptirler, içerde ve dışarıda herhangi bir korozyon meydana gelmediğinden dolayı ayrıca bir izolasyonun yapılmasını gerektirmezler. Bunun ile birlikte Polietilen borulara, seksen yıl gibi uzun bir kullanım ömrü biçilmektedir. Bu nedenle Polietilen borular, Rusların değerlendirmelerine göre çelik borulara tam bir alternatif teşkil etmektedirler. Rus literatüründe bu borularla yaşanan olumlu tecrübelerden bahsedilmektedir. Buna göre, 1980 ila 1997 yılları arasındaki dönemde, Rusya ya ait topraklarda Polietilen boru hatlarıyla ilgili "yalnızca" 73 hasar bildirilmiştir.4 Ancak bunlar resmi rakamlardır. Kaza sayılarının gerçekte daha yüksek olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda bile çelik boru hatlarında, gerçekte olduğundan "epeyce düşük" rakamların ortaya çıkacağı söylenmektedir.5 Hasarların sayısı, tahmin edilemeyecek kadar yüksektir. Resmi rakamlara göre, yalnızca 1998 yılında bu hasarların
sayısı on iki, 1999 yılında ise üçtür. Aynı durum bugün bağımsız olan Türk Cumhuriyetleri için de geçerlidir. Buna göre Kazakistan 2004 ve 2005 yıllarında doğalgaz boru hatlarında yalnıza dört adet ağır patlama kaydetmiştir. Bu patlamalar her şeyden önce kötü malzemeye, eksik bakım onarım işlemlerine ve yapılan yolsuzluğa dayandırılmaktadır. Batılı uzmanlar, boru hatlarının çok eski olduğunu söylemektedirler.6 Günümüzde özellikle Doğu Sibirya gaz sahalarının açılması planlanmakta ve bu süreç hızlandırılmaktadır. Böylelikle mevcut Rus yerleşim bölgelerine enerji tedariki sağlanmak suretiyle, şiddetli Çin göçüne karşı bir savuma olarak yerleşim yoğunluğu artırılacak ve iş sahaları yaratılacaktır. Henüz kısa bir süre önce devlet başkanı Vladimir Putin kapsamlı bir göç programını ilan etmiştir. Bu program, kuşkusuz ilgili bölgelerde kazalar meydana geldiğinde ağır hasarlar ortaya çıkmasına neden olan ekolojik özellikleri dikkate alınmaksızın hazırlanmıştır.7 Rus doğalgaz ve petrol boru hattı sistemindeki teknik güvenliğin burada ortaya konulmuş olan durumu, geniş anlamda Rusya ve Türk Cumhuriyetleri ndeki enerji kaynağı tedarikçileri tarafından kesintisiz olarak enerji temin edilmesini yalnızca Batı da endişe edilen siyasi baskıların tehdit etmediğini, onun ötesinde daha çok bu sistemlerde ortadan kaldırılmaları uzun yıllar ve çok fazla sermaye gerektirecek olan teknik eksiklikler tarafından tehdit edildiğini göstermektedir. Buna göre, Rus kaynakları 20 yıldan daha eski boru hatlarının yeniden tesisi için gerekli olan onarım maliyetlerinin 175 185 milyar dolar civarında tutacağını hesaplamaktadırlar.8 Eğer bir ülkenin ekonomik kalkınması ağırlıklı olarak Rusya yada Orta Asya dan yapılan gaz sevkiyatlarına bağlı ise, tüm bunların bilinmesi gerekmektedir. 1 İlgili devletlerin istatistiksel yıllıkları için bkz.: Library of Congress, Country Profile Turkmenistan 2005; M. M. Fattachov: Primenenie trub iz termoplastov pri stroitelstve i rekonstrukzii raspredlitelnych truboprovodov. In_ neftegazovoe delo, 2006 (www.ogbus.ru) 2 Bkz. M. M. Fattachov, a. g. y. 3 www.rferl.net, 14. 2. 2006 4 M. M. Fattachov: Primenenie trub iz termoplastov pri stroitelstve i rekonstrukzii paspredlitelnych truboprovodov. Yer aldığı eser: Neftegasovoe delo 2006, S. 6; www.ogbus.ru 5 A.g.e., S. 7 6 Radio Free Europe Radio Liberty (www.rferl.org), 8. 11. 2004 7 Bkz. Ekolgija severa: Severo-Zapadnyi sektor Arktiki: prognos razvitija ekolgiceskoj situazii (www.ecosever.ru), 30. 4. 2006
8 Bkz. V. I Suslov und A. G. Korshubajev: Energeticeskie transportnye puti i transportnaja infrastrukturaa v Sibiri i na Dal nem Vostoke. Yer aldığı eser: EKO Bvserossiiskij Ekonomiceskij Shurnal, No. 8/2005, S. 50