Genİş açı. Kapadokya Demir Çağı. 34 national geographic aralık 2012

Benzer belgeler
ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

Urla / Klazomenai Kazıları


YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat

KAPADOKYA. Melih ÖZTEKİN. Eralp ÖZYAĞCI. Mert ÇİL. Başak DEMİRBAŞ

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

COĞRAFİK UYGARLIKLAR. Mezopotamya ya kurulmuş devletler: Sümerler, Akadlar, Babiller, Assurlar ve Elamlılar dır. SÜMERLER AKADLAR ASSURLAR BABİLLER

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

Hattuşa'nın Kısa Tarihçesi

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

BASIN METNİ BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica!

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III

SAGALASSOS TA BİR GÜN

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

Üstte, Lagaş Kralı Ur-Nanşe yaptırdığı tapınağa küfe taşıyor, karşısında karısı Kraliçe Abda

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

Asur Ticaret Kolonileri Çağı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

Dr. Öğrt. Üyesi Görkem Kökdemir

2500 YILLIK YERLEŞİM YERİ: AVŞAR AVŞAR DA ÖREN YERLERİ

Frig Uygarlığı Mimarisi

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

AKSARAY Aksaray ın Tarihçesi "Şehr-i Süleha"

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: km2 NÜFUSU: RESMİ DİLİ: İngilizce

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

BURGAZ KAZILARI 2008 YILI ÇALIŞMALARI

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

2. Gün 30/10/2016 Tebriz Sabah kahvaltımızın ardından tam günlük turumuza başlıyoruz ve 1958 tarihinde kurulmuş ve üç büyük salon, bahçe, ofis

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

ŞANLIURFA İLİ MERKEZ İLÇESİ NEOLİTİK ÇAĞ VE ÖNCESİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

SUYUN MİRASI. sutema.org.tr


ESKİŞEHİR İLİ DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI

BİLİNMEYEN BİR KAPADOKYA NIN PEŞİNDEN Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum? Yazılarımda marka olmuş yerleri anlatmaktan öte, hak ettiği halde pek

GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA ARK131

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

Lidyalılar Batı Anadolu'da hala etkin olan Kimmerleri Kızılırmak'ın ötesine sürerek bu tehlikeye kalıcı olarak son vermişlerdir.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kayseri K ültür V arlıklarını K orum a Bölge K urulu KARAR

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

bu şehirle, yani Hattuşa ile çok yakından ilgilidir. Yüzyıllarca Hititler e başkentlik yapacak olmasının yanı sıra Hitit siyasal ve kültürel tarihi

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MİMARİSİ

İmparatorluk Mirası. Anadolu Kültürel Mirası Erken Dönem. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü

6. ÜNİTE: Türklerde Sanat A. İLK TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

BEYŞEHİR BELEDİYESİ BEYFOT 4. ULUSAL FOTOĞRAFÇILAR BULUŞMASI FOTOMARATONU

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

Roma İmparatorluğu nda uygulanan taş kaplı yol kesiti A: toprak, B-D: taş katmanlar, E: taş kaplama, F: kaldırım ve G: bordür

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir.

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)


ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

13. YY. DA ARAMİ KAVİMLERİ BET ZAMANİ: Qir ülkesi halkı daha Emar metinlerinde görülmeden önce, Arami kavimlerine eski Kaŝiyari Dağı olan Tur Abdin

KAHRAMANMARAŞ'IN İLK ÇAĞDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

İzmir den İstanbul a akşamüstü uçağı.

İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ

TAYİNAT ARKEOLOJİ PROJESİ 2008 MEVSİMİ RAPORU. [Yayınlamak için değildir]

LİKYA TURU MAYIS 2015

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 2. II. Assurnasirpal dönemi. ( siyasi tarih, mimari, ortostatlar ve diğer sanat eserleri)

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

Transkript:

Krallar, Duvarlar ve Atlar Kapadokya nın tarihine dair sırları barındıran Yassıhöyük, güçlü savunma duvarlarına ve ünlü krallarıyla anılmasa da, atlarının güzelliği ve kalitesiyle ünlenen Tabal Ülkesi nin 24 krallığından birisi ya da başkenti olabilir. 34 national geographic aralık 2012 Kapadokya bölgesinin düzlüklerinde sıkça rastlanan doğal olmayan tepeler; alttakinin yıkılıp, üstüne bir başkasının kurulduğu eski yeni kentlerin kalıntılarını saklıyor. Nevşehir, Yassıhöyük te bugüne kadar surlar, yapı toplulukları ve anıtsal girişleri ortaya çıkaran arkeologlar, derinlere indikçe Tabal Ülkesi kentlerinden birinin izleriyle karşılaşabilir.

Kapadokya Nevşehir, Gülşehir deki Suvasa Köyü yakınlarındaki düzlükte birdenbire karşınıza çıkıveren Gökçetoprak hiyeroglifli yazıtı, Tabal Ülkesi nin Büyük Kralı Tuvatis in oğlu Wasusarmas tarafından yazdırılmış. Yazı: Şengül Aydıngün Fotoğraflar: Ayk Kökçü Nevşehir Aksaray karayolundan sapmış, kimsesiz köy yollarında ilerliyoruz. Ovaören kasabası göründüğünde, telefonla kazı başkanını arıyoruz. Solunuzdaki büyük höyükteyim, diyor. Soldaki tepe o kadar büyük ki, höyük olabileceği ihtimali üzerinde durmadan, yaklaşık 1 km ilerideki küçük tepeye odaklanıyoruz. Yükseltiye yaklaştıkça üzerinde hareket halindeki insanları fark ediyoruz. Aradığımız höyük bu olmalı... Arabadan inip önümüzdeki tepeye doğru yönelmişken, bizi arayan kazı başkanı Prof.Dr. Yücel Şenyurt un Arkanızdaki höyüğe tırmanmalısınız, demesiyle şaşkına dönüyoruz. İhtimal vermeyip az önce yanından geçip gittiğimiz dev tepenin kalbinde antikçağ yerleşimi barındıran bir höyük olduğuna inanmak zor. Arkamızda yükselen rampayı tırmandığımızda, karşılaştığımız çukur öyle derin ve büyük ki, yaklaşık 600 metreye, 500 metre uzunluğundaki yükseltilerle çevrelenmiş, ay biçimli höyüğün içinden, az önce bulunduğumuz ovayı görmek imkânsız. Topakhöyük ve Yassıhöyük olarak adlandırdığı iki höyüklü Ovaören kazılarını yürüten Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Yücel Şenyurt, bu dev tepeyle 1996 yılında yüzey araştırmaları sırasında karşılaşmış. İlk gördüğümde ben de, burasının bir höyük olamayacağını dü- Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Şengül Aydıngün ve fotoğrafçı Ayk Kökçü, National Geoğraphic Türkiye ye sürekli katkı veriyor. 36 national geographic aralık 2012

Tabal Ülkesi, bugünkü Kapadokya bölgesinden daha büyük bir alana yayıylıyordu (üstte). Sulucakarahöyük teki sur duvarları, dönemin mütevazı sur mimarisi yansıtıyor (sağda). şünmüştüm diyor, ardından da ekliyor: Tepenin üzerinde dağılmış seramik parçalarının yoğunluğunu görünce şaşkına döndüm. Bu kadar büyük bir tepe eğer höyükse aşağıda neler olabilirdi? Şenyurt bu sorunun yanıtını bulabileceğini düşündüğü arkeolojik kazı için gerekli ön araştırma ve belgeleme işlemlerini tamamlayıp, yasal izinleri aldıktan sonra, 2007 yılında ilk kazmayı vuruyor. Kazıda ortaya çıkan en üst tabakalar, Demir Çağı na (İÖ 1200 İÖ 330) ait. Bu çağın ilk evresi olan Erken Demir Çağı (İÖ 1200 İÖ 900), Anadolu nun bazı bölgeleri için karanlık çağ olarak adlandırılıyor. Bu tanımın yapılmasının nedeniyse, her türlü resmi yazışmaların, kayıtların, edebiyatın, yazı dili olarak kullanılan çivi yazısının 300 yıl boyunca ortadan kalkması ve yaşanan olaylar hakkında bilgisiz kalmamız. Yassıhöyük bu anlamda karanlık çağa dair önemli bilgileri saklıyor olabilir... Şenyurt, burada ortaya çıkan ay biçimindeki duvarlar için, Savunma amaçlı yapılmışlar, diyor. Anadolu daki diğer örneklerle karşılaştırdığımızda daha mütevazı görünmelerinin nedeniyse, höyüğün yanından geçen dere yatağı ve bataklığın oluşturduğu doğal savunma hattı. Yassıhöyük, Kapadokya nın en büyük birkaç höyüğünden biri. 1996 da Prof.Dr. Sachiro Omura nın yüzey araştırmalarında belirlenen höyük, bu keşfin sonuçları henüz yayımlanmadan önce Yücel Şenyurt tarafından ikinci kez tespit edilmiş. İncelemelerinin ardından Şenyurt burası- nın, İlk Tunç Çağı sonundan Demir Çağı sonuna kadar (İÖ 2000 İÖ 330) yaşam izleri veren önemli arkeolojik bir kavşak olduğuna karar vermiş. Demir Çağı nın başı olarak tanımlanan İÖ 12. yüzyılın ilk yıllarında, bölgede dünya uygarlık tarihinin gördüğü en büyük yıkımlardan biri yaşanmış. Hititlerin çöküşüne ve bölgenin tekrar küçük krallıklara dönüşmesine yol açan bu felaketle ilgili, günümüze ulaşan çok az bilgi var. Bu yıkım, Ege Denizi üzerinden geldikleri için Deniz Kavimleri denilen savaşçı halkların, Akdeniz in doğusundaki toprakları istilası sonucunda gerçekleşmiş olmalı. O dönem Anadolu da neler olduğu konusu, uzun bir süredir bilim dünyasının ilgisini çekiyor. Ancak hâlâ tam bir fikir birliğine varıldığı söylenemez. İÖ 1600 lerden başlayarak iklimin giderek kuraklaştığını, Mykenai lıların ve Hititler in azalan tarımsal üretimi kontrol altına aldıklarını, kentlerin çevresini kalın savunma duvarlarıyla çevirdiklerini ve durumu kontrol etmeyi son ana kadar başardıklarını; Yunanistan da Mykenai, Anadolu da ise Hattuşa, Alacahöyük, Sarissa gibi antik kentlerin kazılarında ortaya çıkan savunma duvarları, buğday siloları, sulama havuzları ve barajların genel görünümünden anlıyoruz. Stanford Üniversitesi nden Prof. Amos Nur ise Anadolu daki Tunç Çağı çöküşlerini, İÖ 1225 ile İÖ 1175 yılları arasında gerçekleşen uzun süreli ve yıkıcı bir deprem fırtınasının başlatmış olabileceğini söylüyor. Nur a göre, yıkılan şehir savunma 38 national geographic aralık 2012 METİN ÇEVİRİSİ ÖNERİSİ İÇİN KAYNAKLAR: GELB 1939:33. HAWKINS 2000:455/1980:217/2000:452.

Yonca ağızlı, boyalı testi duvarları, tüm siyasi yapıyı; öncelikle isyan eden kendi halkına, ardından da Orta Avrupa, Balkanlar ve Yunanistan dan iklim koşullarının da etkisiyle daha iyi bir yaşam için göç eden kavimlere karşı savunmasız bırakmış olabilir. Yazın en sıcak günlerinden birinde, Yassıhöyük teki kazının farklı açmaları arasında yürürken, hafızamdaki bölük pörçük bilgilerden yola çıkarak o dönem yaşananları hayal etmeye çalışıyorum. Alanda, düzgün duvar sıraları, Hitit döneminden kaldığı tahmin edilen siyah bazalt sütun ve pitos parçaları, anıtsal kent kapısı ve üzerinde savunma duvarları ve bunun gibi pek çok ayrıntıyla karşılaşıyoruz. Anıtsal kapının düzgün mimarisinin yanı başında yer alan ve belki de korkudan kaynaklanan çok kötü bir işçilikle hızla yapıldığı anlaşılan ilave duvarlar, iki ayrı dönemi ve iki ayrı dünyayı anlatıyor. Demir Çağı nın 40 national geographic aralık 2012 Göllüdağ aslanları Sfenks başı (Kululu) Kululu da ele geçen heykel bir Tabal Kralı na ait olabilir. Tabal Ülkesi nden söz eden, yazılı kaynaklar küçük şehirler etrafında şekillenmiş, merkezi otoriteden yoksun bir modeli ortaya koyuyor. başlangıcında, pek çok önemli kent bir daha var olmamak üzere yakılıp yıkılırken, Yassıhöyük tekilerin de bu durumdan fazlasıyla etkilenmiş olması çok doğal. 50 kişilik bir uzman ve işçi ekibi, geçtiğimiz yaz iki aylık kazı sezonunda yerleşimin niteliğini belirgin şekilde açıklayan surları ortaya çıkardı. Ayrıca anıtsal girişler, sur içindeki yapı toplulukları ve küçük buluntularıyla çok sayıda ipucu da gün ışığına çıkarıldı. Bu devasa höyükteki araştırmalar, önümüzdeki yıllarda Kapadokya tarihine dair pek çok bilinmeyeni ortaya çıkaracak. Şenyurt, Yassıhöyük te, 2800 yıl önce, Hitit İmparatorluk döneminden sonraki yıllarda Kapadokya daki Tabal Ülkesi nin izlerine ulaştığını söylüyor: Yassıhöyük ün, Tabal Ülkesi nin 24 krallığından birisi ya da başkenti olması mümkün. Ancak kesin konuşmak için henüz erken. Hitit İmparatorluğu nun İÖ 12. yüzyılın başlarında tarih sahnesinden çekilmesinin ardından, Orta Demir Çağı nda Tuz Gölü nden Malatya ya, Kızılırmak kavisinden Suriye ye uzanan alanda ortaya çıkan Geç Hitit devletlerinin varlığına rağmen, Anadolu coğrafyasında yaşayan halk grupları, Asur yazılı kaynaklarında Hatti Ülkesi nin İnsanları şeklinde tanımlanmaya devam etti. Bunların en batıda kalanı Tabal Ülkesi ydi. Ancak Tabal adlandırması sadece Asur yazılı kaynakları ile Tevrat a dayanıyor ve söz konusu coğrafyadaki yerel yazılı kaynaklarda yönetici ve şehir adlarının ötesinde herhangi bir ülke, krallık, halk grubu veya sülale adına rastlanmıyor. Asur Kralı Salmanassar, Siyah Obelisk te, Tabal üzerine sefer yaptığından söz ediyor: Saltanatımın 22. yılında Tabal topraklarına indim... (şehirleri) yaktım, yıktım, ateşe verdim... 24 Tabal kralının hediyelerini kabul ettim (...) Saltanatımın 31. Yılında (...) Tabal topraklarına indim (...) komşularıyla birlikte 22 şehri ateşe verdim, yaktım, yıktım (...) İÖ 776 yılı dolaylarına tarihlenen Urartu yazılı kaynaklarındaysa bölge sadece, Tuaetehe boyunun (oğullarının) ülkesi şeklinde tanımlanıyor. fotoğraflardaki eserler kayseri müzesi nde yer almaktadır. Tabal Ülkesi nden söz eden yazılı kaynaklar, küçük şehirlerin etrafında şekillenmiş, merkezi otoriteden yoksun bir siyasi modeli ortaya koyuyor. İÖ 9. yüzyılın ortalarına ait kaynaklarda, Tabal Ülkesi nde bazen 22 bazen de 24 kral olduğundan söz ediliyor. Bu, aynı anda yönetilen bu kadar merkez ve yönetici/kral olduğu anlamına geliyor. Nevşehir, Acıgöl deki Ağıllı Köyü nde bulunan Topada Yazılı Kaya Anıtı ise açık bir şekilde İÖ 8. yüzyılın üçüncü çeyreğinde, Tabal Ülkesi nin en az 12 ayrı kralının var olduğuna işaret ediyor. Ancak Tabal ülkesinin merkezi neresiydi, büyük kralı/yöneticisi kimlerdi, henüz tam olarak bilmiyoruz. Bölgedeki Topada (Acıgöl), Suvasa (Gökçetoprak), İvriz de bulunanlar gibi hiyeroglifli yazıtlarda ve Asur kaynaklarında yerel krallar Ushitti, Urballa Varpalavas, Tuhamme ve Urimme den söz edilirken Büyük Kral olarak Wasusarma nın adı geçiyor. Tabal Kralları içinde en fazla arkeolojik belge, Asur kaynaklarından tanınan Tukkana (Tuvana) Kralı Urbala ya (Varpalavas) ait. Bu kralın Konya, Ereğli ye bağlı İvriz Köyü ndeki bir su kaynağı üzerinde fırtına ve üzüm bağlarının koruyucu tanrısı Tarhunzas a tapınırken betimlenmiş 5 metre yüksekliğindeki kaya kabartması ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri nde korunan Bor stelindeki betimi üzerindeki ayrıntılar, Tabal krallarının sanat ve inanç dünyası hakkında fikir veriyor. İÖ 1. binyılda Tabal ülkesi, hem önceki yüzyıllardan kalan eski dini gelenekleri sürdürmüş, hem de yerel ve yeni inanışlara açılmış. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan, o döneme ait kabartma resim ve hiyerogliflerde, kökleri Anadolu nun eski halkları Hititler, Huriler, Luwilere uzandığı anlaşılan çok tanrılı inancın izleri var. Hitit in Hava Tanrısı Teşup, Tabal da Bereket ve Fırtına Tanrısı Tarhunzas a, Luwi nin Fırtına Tanrısı Sanda ise Tabal ın Yeraltı Dünyası ve Ölüm Tanrısı na dönüşmüş. Diğer önemli Tabal tanrılarının da, eski çağların tapınım ve saygı gören tanrılarının devamı olduğu görülüyor. Erciyes Dağı da o dönemde kutsal kabul ediliyordu. Tabal dünyasında Erciyes, hem bir baş tanrı hem de yemin tanrısı konumundaydı. Dağın zirvesinden birkaç metre aşağıda insan eliyle oyulmuş 15 metrelik bir tünelin varlığı, bölgede araştırma yapan bilim insanlarının genel görüşüne göre, Tanrı Dağ a (Erciyes) sunumların yapılıp dua ve yeminlerin edildiği kült yeri olabilir. Sonraları bu kült alanı Demir Çağı nın ortalarında bölgeye hâkim olan Perslerin ateş kültü rahipleri için de uygun bir tapınım alanı olmuştu. Kibele (Kupaba) kültü de bölgede tapınım gören en güçlü dinsel motiflerden biriydi. Ovaören ve Yozgat ın Sorgun ilçesindeki Kerkenes Dağı kazılarında, kent kapılarının girişinde Kibele idollerinin ele geçmesi, bu kültün yerleşmelerin koruyucu ana tanrıçası olarak kabul gördüğünü gösteriyor. Ana Tanrıça Kibele kültünün, çok tanrıya inanan Tabal dünyasında da kabul görmesi

Topada Yazıtı: Wasusarma nın Laneti Nevşehir, Acıgöl e bağlı Ağıllı Köyü nde yer alan Topada yazıtının 2,83 m yüksekliğinde, 2,95 metre genişliğinde. Kaya yüzeyi üzerindeki Luwi hiyeroglifli yazıt, Tabal Kralı Wasusarma nın en kapsamlı yazıtı olarak biliniyor. Metinde adı geçen yönetici adları ve III. Tiglatpileser yazıtlarındaki tarihsel veriler, yazıtın, Wasusarma nın saltanat dönemine, İÖ 730 dolaylarına tarihlenebileceğini gösteriyor. Ben büyük kral, kahraman Tuwati nin oğlu, büyük kral, kahraman Wasusarma. Wasusarma nın huzurunda (varlığında) Muwaziti bunu (yazdı?). Parzuta şehrinde sekiz kral bana karşı geldi ve düşmanca tavır takındı... ve sadece üç kral bana dosttu, bunlar Warpalawas, Kiyakiyas ve Ruwatas... Ben kraliyet atlarımla (süvarilerimle?) (yola çıktım?), kendime sınır duvarları ve karakolları kurdum. Parzutalılar (...) bana sınırlarda (karşı koydular?) ve o tüm atlarıyla (muhtemelen Parzuta nın atları/süvarileri) ve ordularıyla kendi sınırını burada (?) kurdu ve onu (?) dağların üzerine koydu. Ben kendim (...) kraliyet atlarımla (süvarilerimle) ve o/onlar (...) iki kere (?), (...)ben (...) dım... O (kraliyet atları-süvarileri?) Parzutalıların ülkesine gitti ve binaları (şehri) yaktı (?), kadınları ve çocukları köle olarak getirdi. Ve atların (süvarilerin) büyüğü (?) sonra benim için sınırlarımı korudu. Efendim tanrı Tarhunzas, tanrı Sarrumas, tanrı X ve Y benden önce gittiler, Benim kraliyet atlarım (süvarilerim) ona karşı, TA-x şehrini iki yıl boyunca tuttular, boyunca şehri kuşattılar ve ona karşı tüm kentin arazilerini ellerinde tuttular, TA-x şehrine nehri geçerek üç yıl boyunca girdiler ve üçüncü yıl içerisinde atların en büyüğü (...) öncelikle (...) ve burada/ bundan sonra Parzutalıların ülkesi ve süvarileri düştü (yenildi) ve şehir yakıldı/yıkıldı... Fakat o/onlar, köle kadınları ve çocukları getirdiklerinde, Parzutalıların atları (süvarileri) ve tüm isyancılar bizim sınırlarımıza saldırdılar fakat o, onu fethedemedi. Tarhunzas zaferi ondan geri aldı (zaferi ona vermedi), o hiç bir yeri fethedemedi Ve Tarhunzas, Sarrumas, X ve Y tanrıları bana zaferi verdiler. Kim ki bunu yok ederse (...), eğer o bir kral ise Tarhunzas, Sarrumas, tanrı X ve Tanrı Y onu ve ülkesini parçalasın/ yok etsin, fakat o daha küçük bir adam ise Tarhunzas, Sarrumas, tanrı X ve Tanrı Y onu (onun başını) ve evini parçalasın/yok etsin. Bu yazıtı (...) Büyük Kral (...) Wasusarmas (...) (yazdırdı?). 42 national geographic aralık 2012 METİN ÇEVİRİSİ ÖNERİSİ İÇİN KAYNAKLAR: GELB 1939:33. HAWKINS 2000:455/1980:217/2000:452.

Ovaören deki kazılarda ortaya çıkarılan Orta Tunç çağı na ait yüzlerce çanak çömlek parçası, bütünü Kapadokya bölgesinin uzak geçmişine dair ipuçlarını barındıran yap bozların parçalarını andırıyor. Tabal ın yeni inanışlara açık olduğunu göstermesi yanında, komşularına hoş görünmek, dinsel ayrılık yüzünden olumsuz ilişkiler yaşamamak, savaşlarda karşı tarafın tanrısını da yanlarına almak gibi siyasi bir çözüm olarak da değerlendirilebilir. Bölgede tespit edilen hiyeroglifli yazıtların çözümü Tabal Ülkesi na dair karanlık noktaların yavaş yavaş aydınlanmasına neden oldu. 2000 li yılların başından itibaren bölgedeki hiyeroglifli yazıtlar bir kez daha Hititolog J. David Hawkins tarafından yeniden okunduğunda Tabal Ülkesi hakkında detaylar ortaya çıkmaya başlamıştı. Topada Yazılı Kaya Anıtı da, Kral Wasusarma nın ağzından Parzuta şehri etrafındaki çatışmaları ve Kral ın zaferini aktarıyor. Yücel Şenyurt un 2007 de Göstesin Köyü nde (Ovaören in önceki adı) bulduğu hiyeroglifli yazıt da Kral Wasusarma nın varlığını kanıtlıyor. Tabal Ülkesi yle ilgili kapsamlı ilk yüzey araştırmaları 55 yıl öncesine dayanıyor. Arkeolojik yüzey araştırmaları ve kazıları 1967 de başlatan Prof.Dr. Tahsin Özgüç ve ekibi, Tabal ve onu çevreleyen bölgelerde Demir Çağı na ait höyüklerin, dağ yerleşimlerinin, iskân yerlerinin, hiyeroglifli anıtların, kabartmalı taşların, doğal yollara hâkim stratejik önemi olan kalelerin peşine düştü. Prof. Dr. Özgüç, Kayseri de Kültepe, Kululu, Çalapverdi ve Sultanhan Höyük teki araştırmalarında mimari ve seramik eserlerle birlikte kabartmalar, steller, orthostatlar, heykeller, yazıtlar, hiyeroglifli kurşun levhalar buldu. Tahsin Özgüç, Bu eserler sayesinde özellikle Kültepe ve Kululu nun Tabal ülkesinin çok önemli iki şehri olduğunun anlaşıldığını, kurşun levhalarda okunan birçok şahıs ve yer adının çivi yazılı metinlerle karşılaştırılması sonucunda da Tabal Ülkesi ile ilgili pek çok problemin çözümlenebileceğini belirtiyordu. Bütün kazı çalışmaları ve araştırmalara rağmen Tabal Ülkesi nin başkenti ve merkezleri hakkında bilgiye sahip olunamadı. 44 national geographic aralık 2012

40 yıl aradan sonra bugün Tabal krallığının gizemini çözmek için çalışan Yücel Şenyurt, Yassıhöyük ün biraz ilerisindeki Topakhöyüğün doğusunda, Tabal dan daha eski bir tabakaya rastladıklarını söylüyor: Burada Asur kolonilerince kurulmuş bir aşağı şehrin varlığıyla karşılaştık. Kazılarda çıkan seramikler ise halen kazılan tabakanın İÖ 2. binyılın, Asur Ticaret Kolonileri dönemine ait olduğunu gösteriyor. Şenyurt burada İÖ 2. binyıldan başlayarak, İÖ 6. binyıla kadar gidebileceklerini düşünüyor. Coğrafi konumu itibariyle, diğerlerine göre daha batıda yer alan Tabal Ülkesi, Anadolu Asur Mezopotamya ilişkilerinde aktif bir rol oynamış. Asur kralları, önceleri bölgeye ekonomik kaygılarla gelmişler. Atlarının güzelliği ve kalitesiyle ün yapan Tabal Ülkesi, Asur a vergilerini çoğunlukla at ve katır olarak ödeyip, Asur ordusunun süvari gücüne katkı sağlamış. Asurlular da Tabal krallarına vergilerini düzenli ödeyip problem çıkarmadıkları sürece dokunmamış. Önceleri Asur a boyun eğerek vergi ödeyen Tabal, vergilerin ağırlığı yüzünden sonraki dönemlerde Asur karşıtı Geç Hitit krallıklarından oluşan koalisyonlarda yer almaya başlamış. Tabal Ülkesi Anadolu daki güçlü Urartu ve Muşki/Frig devletleriyle Mezopotamya daki Asur Devleti arasında yapılan mücadelelerde, değişen siyasi şartlara göre, ya taraf olmuş ya da doğrudan hedef haline gelmiş. Yücel Şenyurt un öğrencilerinden, doktora çalışmasını Tabal Ülkesi üzerine yapan Dr. Atakan Akçay, Geç Hitit Devletleri nin, Asur karşısında fazla bir güç gösteremediklerini söylüyor. Tabal kralları vergi ve haraç vermek suretiyle ayakta kalmaya çalışırken, Asur kralları İÖ 730 lardan itibaren istedikleri kişiyi kral yapabilecek ölçüde Tabal in içerisinde olmuş. Asur askeri seferlerinin, II. Sargon ile daha farklı bir boyut kazanarak Tabal Ülkesi ni de kapsadığını görüyoruz. Tabal bu dönem boyunca, Orta Anadolu da Asur a karşı yeni bir düşman olarak ortaya çıkan Muşkiler ve doğudaki Urartular ile ittifak arayışları içerisine girmiş. Ancak bu arayışlar kısa sürede Asur tarafından etkisiz hale getirilmiş, Muşkili Mita, II. Sargon ile mücadelelerinin ardından bağlılığını sunmak zorunda kalmış. II. Sargon un Tabal sınırları içerisindeki bir Kimmer mücadelesi sırasındaki ölümü ardından, Orta Anadolu daki tüm dengelerin de altüst olduğu anlaşılıyor. Anadolu nun Demir Çağı nda birden bire höyük yerleşmelerinde karşımıza çıkan surların çevrelediği yeni kentler, stratejik değeri yüksek olan dağların kilit noktalarına inşa edilen kaleler, o dönemde huzurun yerini korkuya bıraktığının göstergesi olabilir. Kültepe, Karahöyük, Sultanhan Höyüğü ve Ovaören deki Yassıhöyük ün surlarla çevrilmesi de Demir Çağı na rastlıyor. Kululu, Çalapverdi, Göllüdağ ve Kerkenes ise aşılması zor dağlar üzerinde kurulmuş. Demir Çağı nın önemli dağ kentlerinden Göllüdağ da 2172 metrede kurulmuş. Öylesine planlı ve cetvelle çizilmişcesine düzenli bir yerleşim ki, şaşmamak imkânsız. Dar sokakları, büyük tapınak ve yönetim yapılarıyla dağın tepesinden Kapadokya Ovası nı izliyor... Ulaşım zorluğu Göllüdağ ın tahrip edilmeden kalmasını sağlamış. Dr. Akçay, Asur yazılı kaynaklarında İÖ 640 yıllarına kadar izlenebilen Tabal Ülkesi nin bilinen son krallarının Işgallu ve Mugallu olduğunu söylüyor: Bu krallar muhtemelen Asur etkisinin zayıflamaya başladığı Malatya ve Toros Dağları nın iç kısımlarına çekilerek ayakta kaldılar. Bölgede İÖ 7. yüzyılda yaşanan Kimmer istilalarıyla birlikte, yazılı kaynakların sustuğunu görüyoruz. Bu tarihlerde artık Tabal siyasi yapısı da iyice dağınık bir hal alıyor... İÖ 1. binyılın ortalarından itibaren bölgeye gelen Persler, bu coğrafyayı iyi, kaliteli atların yetiştirildiği yer anlamına gelen Katpatuka Kapadokya Güzel Atlar Ülkesi olarak adlandırmış. Günümüzde peri bacalarının arasında yapılan at turlarının dışında bölgede at görmek çok kolay olmasa da, ziyaret ettiğimiz kazı alanlarında çok miktarda ele geçen at kemikleri Demir Çağı nda Kapadokya Ovası ndaki ulaşım hareketliliğine ışık tutuyor. Kapadokya da 19. yüzyılda başlayıp günümüze uzanan arkeolojik çalışmalar ise İÖ 1. binyılda, dağılan uygarlıkların ardından bu topraklarda tutunmaya çalışan krallıkların, bu kentlerde yaşayan insanların istilalardan korunmak için yaptığı savunma duvarlarının, onları korumaya çalışan süvarilerin ve bu kentler arasında dörtnala koşan güzel atların anısını günümüze taşıyor. j 46 national geographic aralık 2012

nın sonlarında Kerkenes Dağı nda kurulan kentin gün ışığına çıkarılan kalıntıları arasında kuzeydeki Kapadokya Kapısı ile düzgün taş döşemeli geçit ve yol bulunuyor. Yedi Kapılı Yüksek Şehir İÖ 7. yüzyılın başı, büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemdi; Tabal ın Geç Hitit devletleri yıkıldı; 640 larda doğudaki Urartu Krallığı yerle bir edildi; kudretli Asur, İÖ 612 de Babil ve Med güçlerine yenik düştü... Anadolu da yeni güç merkezleri beliriyordu. Bunlardan biri Kilikya Krallığı, diğeri de Lydia ydı. Frigya, efsanevi kral Midas ın yönetiminde önem kazanmıştı. Dönemin daha gezici diğer aktörleri ise İskitler ve Kimmerler di. Bu kargaşada, büyük bir insan grubunun Frigya dan doğuya doğru Kızılırmak ı geçerek yeni bir krallık kurdukları görülür. Bu göçmenler Sinop la Kayseri arasında yer alan Kerkenes Dağı nda büyük ve sağlam bir başkent kurdular. Neden yer değiştirdiklerini, ne tarih ne de efsaneler anlatır ancak Herodotos un kayıtlarında Pteria olarak anılan bu yeni başkentin dağı çevreleyen parıltılı duvarları, güce, kalıcılığa ve üstünlüğe işaret ediyor. Şehir, böyle büyük bir girişimde bulunmaya yeterli güç ve kaynaklara sahip, hırslı ve ileri görüşlü bir lider tarafından kurulmuş olmalı. Tarihin aktardıkları az olsa da, Herodotos a göre Lydia Kralı Krezüs (Karun), kâhinlere danıştıktan sonra Kızılırmak ı geçmiş, Pteria yı ele geçirmiş, halkını esir almıştı. Buna karşılık Perslerin ilk kralı Büyük Kiros, İran dan Suriye nin kuzeyine doğru ilerlerken bir ordu toplamış ve Kilikya Kapıları ndan geçerek büyük olasılıkla kenti gören bir yerde Krezüs le karşılaşmıştı. Savaş sonuçsuz kaldı. Krezüs kışı geçirmek üzere memleketine dönerken, Kiros un da aynı şeyi yapmasını beklemişti. Ama yanılmıştı. Kiros Sardes i almak için yoluna devam etti. Kâhinin dediği olmuş, Krezüs Kızılırmak ı geçerek büyük bir imparatorluğu kendi imparatorluğunu! yok etmişti. Herodotos un pek söz etmediği Kerkenes Dağı ndaki kalıntılar, 20 yıl önce arkeoloji bilimi bazı sırlarını ortaya çıkarana dek adeta tamamen unutulmuştu. 1920 lerde H.H. von der Osten ile E.F. Schmidt in öncü çalışmalarının üzerine inşa edi- 48 national geographic aralık 2012 Fotoğraf: Kerkenes Proje Arşivi

len ve 20 yıla yayılan arkeolojik araştırmalar Pteria hakkında çok bilgi sağladı. Gelişen teknoloji yeni bilimsel yaklaşımları mümkün kıldı. Zeplinden hava fotoğrafları çekildi, bir kere de insan taşıyan sıcak hava balonu kullanıldı. Jeofizik taramalar yeraltındaki kalıntıların görüntülerini çok net bir biçimde ortaya koyarken, 1 milyon 400 bin GPS verisiyle, ayrıntılı, üç boyutlu modeller oluşturuldu. Kazı çalışmaları buranın hem kültürü, hem de kaderine dair deliller sundu. Yedi kilometre boyunca uzanan, yedi kapılı, güçlü taş duvarlar, bu yüksek şehri çevreliyordu. Tamamı ortaya çıkarılan, Kapadokya Kapısı dediğimiz kent kapısı, Frigya nın beşkenti Gordiyon daki daha erken döneme ait hisar kapısını andırıyor. Kapı avlusunda kabaca biçimlendirilmiş granit bir stel ile Dağlık Frigya dan çok iyi bilinen türde, basamaklı anıtın üstüne yerleştirilmiş insan biçimli bir idol bulunuyordu. Kapının arka tarafındaki kapalı bölmede ise, bir çift sfenksin derin kabartma ile resmedildiği kumtaşı kaide yer alıyordu. Bu kaidenin üzerine, üç adet Frig broşu takmış, belki de Kibele yi temsil eden, kumtaşından insan ölçülerinde bir tanrıça heykeli oturtulmuştu. Daha da görkemlisi, Saray Yapı Grubu nun Anıtsal Girişi nde sıralar halinde yerleştirilmiş boş yüzleri 80 cm çapındaki çift yüzlü, taş idollerdi. Burada da heykeller ile yazıtlı ve oyma kabartma bezemeli bir heykel kaidesi bulunuyordu. Sazla kaplı beşik çatılı, taş temeller üzerinde yükselen, ahşap çatkılı megaron benzeri müstakil mimari Frigya dünyasına aitti. Kentin sonuna dair çarpıcı kanıtlar, yüzeyin hemen altında yatıyordu. Alevler yer yer, graniti eritebilecek yoğunluğa ulaşmıştı. Değerli eşyaların çoğu alınmış ve modern arkeoloji için geriye sadece kenara atılmış eserler kalmıştı. Bunların arasında kent seçkinlerinin zevklerini yansıtan İon ve Lydia tarzında altın ve fildişinden muhteşem eserler de yer alıyor. Kapadokya Kapısı nda kentten kaçmaya çalışırken ezilerek kısmen yanmış iki insanın iç burkan kalıntıları da bulundu. Bunlardan orta yaşlı kadın olanı giriş geçidinde düşmüştü. Geçit duvarı üzerine çökmüş ve ahşap kalaslarla birlikte, bedeni de yanmaya devam etmişti. Onlar kimdi, yalnızlar mıydı, yoksa kaçmayı başaran bir grubun geride kalan son üyeleri miydi? bilmemiz mümkün değil. Perslerin fethiyle Kayseri, daha sonra Kapadokya olacak bölgenin satraplık başkenti oldu. Erciyes Dağı nın sulak yamaçlarında bağlar, meyve koruları ve avlakların bulunduğu vadide tarım kaynaklı fırsatlar sağlayan bu bölge, zamanla Anadolu platosundaki yeni bir iletişim kavşağına dönüştü. Geoffrey Summers & Françoise Summers Kapadokya Kapısı nda bulunan altın süs eşyasının ön ve arka yüzü (üstte). Karşılıklı oturan kabartma sfenksli kaide, yağmalanan kentteki yangında zarar görmüş (altta). 50 national geographic aralık 2012 Fotoğraflar: KerKenes Proje Arşİvİ