Suriye de Sonun Başlangıcı: Yaptırım Dönemi ve Suriye Ulusal Konseyi



Benzer belgeler
SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Cumhuriyet Halk Partisi

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Devrim Öncesinde Yemen

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

Тurkic Weekly (14-20 Aralık)

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

İRAN İSLAM CUMHURİYETİ BIE DELEGESİNİN ODAMIZI ZİYARETİ

İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 31 Ekim 01 KASIM 2014

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

Suriye Muhalefeti nin Antalya Toplantısı: Sonuçlar, Temel Sorunlara Bakış ve Türkiye den Beklentiler

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan ın Konuşma Metni I. YOİKK Toplantısı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

RUSYA FEDERASYONU 2015 ARALIK AYI SİYASİ GELİŞMELER GÜNCESİ. Hazırlayan: Yavuz Selim HAKYEMEZ

LOCAL COUNCILS AND SECURITY SECTOR REFORM IN SYRIA BAŞLIKLI TOPLANTININ SONUÇ RAPORU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Konseyleri ve Yüksek Öğretim Kurumları Ulusal Öğrenci Konseyi Yönetmeliği

SIRA SAYISI: 677 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

KTU SBE Sos. Bil. Derg. 2015, (9): SURİYE İÇ SAVAŞI VE ULUSLARARASI DÜZEN 1

Cumhuriyet Halk Partisi

Yine tehtid ettiler

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

SOSYOEKONOMİK BOYUTLARIYLA TÜRK-F. ALMAN İLİŞKİLERİ (VI2)

Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi. EMCDDA Türkiye Temas Noktası

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER 9. ASOSAI ARAŞTIRMA PROJESİ IŞIĞINDA İÇ DENETİM VE İÇ DENETİM BİRİMLERİ İLE SAYIŞTAYLAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

Araştırma Notu 15/179

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

İşte Marpoll'ün Son Anketi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜRKİYE KİMYA SANAYİ MECLİSİ 2015 YILI FAALİYET RAPORU

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

21. BM/INTOSAI SEMPOZYUMU: KAMUDA HESAP VEREBİLİRLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN SAYIŞTAY VE VATANDAŞLAR ARASINDA ETKİN İŞBİRLİĞİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

2006 Nüfus ve Konut Sayımı Kesin Sonuçları

Ortadoğu birliğine doğru ilk adım mı?

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

1) MESLEK STANDARTLARI HAKKINDA ( ÖNEMLİ SÜRELİ )

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

Sosyal Faaliyetler. Ankara Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

Türk ve Alman Bak fl Aç s ndan ran daki Geliflimin Güvenlik Politikas Boyutlar

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

Türkiye - Suriye Ortak Ulaştırma Komisyon Toplantısı Mutabakat Zaptı'nın Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2693. Bakanlar Kurulundan

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

Duygusal birliktelikten stratejik ortaklığa Türkiye Azerbaycan ilişkileri

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Tanımlar ve Kısaltmalar Madde 3- Bu Yönetmelikte geçen;

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

Kafkaslarda Barýþa Giden Yol Savaþtan mý Geçmeli?

DEVLET MALZEME OFİSİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ UYGULAMA VE ÖDÜL YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır.

TÜRKİYE GÜNDEM ARAŞTIRMASI

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğrenci Konseyi Yönergesi

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

Dış Ticaret Verileri Bülteni

SAUDİ AGROFOOD Uluslararası Gıda Fuarı Bilgilendirme Dosyası

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT)

DİCLE ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu. Basın Duyurusu. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Büyük Buluşması

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

Transkript:

16-17 Temmuz 2011 de İstanbul Konferansı nda Suriyeli bütün muhalif grupların üzerinde mutabık kaldıkları konu, demokratik ve sivil bir devlet hedefi oldu. Suriye de Sonun Başlangıcı: Yaptırım Dönemi ve Suriye Ulusal Konseyi The Beginning of the End in Syria: Sanctions Era and Syrian National Council Oytun ORHAN ORSAM Ortadoğu Uzmanı A.İ.B.Ü. Uluslararası İlişkiler Doktora Programı Abstract Certain differences in Syria s social and political structure prevented a government change in a short time such as in the examples of Egypt, Libya and Tunisia. However, throughout the international community, there is a common ground suggesting that the Assad administration has lost its legitimacy, and should leave the government. The problem is how to achieve it because of the difficulties caused by the aforesaid differences. This study is looking for an answer to the question of what kind of strategy has been followed by the U.S., the EU, and Turkey in this direction. In the first part, the process of sanctions imposed for the transition in Syria is handled. In this part, it is argued that U.S. and EU-centred political-economic sanctions; and Turkeycentred military precautions have been put into practice. And the second part deals with the organization process of the Syrian political opposition movement being of vital importance in order to weaken the regime and to plan post-assad Syria following the beginning of the events, and also this part deals with Turkey s role in this process. 41

Batı nın Suriye de rejim değişikliğini gerçekleştirme hedefinde kilit ö- neme sahip konulardan biri yönetim alternatifi oluşturabilecek, güçlü, organize, meşru, Esad sonrasına ilişkin net planları olan bir Suriye muhalefeti oluşturmak yatmaktadır. Giriş Arap Baharı Mart 2011 ayı ortasında Suriye ye sıçramış olmasına rağmen aradan geçen 7 aya rağmen Esad yönetimi iktidardaki yerini korumaya devam etmektedir. Arap Baharı nın yaşanmasının temelinde siyasal baskı, ekonomik kaynaklarının adil bir şekilde dağılmaması, etnikmezhepsel farklılıklar gibi faktörler yatmaktaydı. Suriye, bu açılardan iktidar değişimlerinin yaşandığı Mısır, Tunus ve Libya ile benzer nitelikler taşımaktaydı. Buna rağmen Suriye nin sosyal, siyasal yapısındaki bazı farklılıklar diğer örneklerdeki gibi kısa sürede bir iktidar değişiminin yaşanmasına engel oldu. Bunlar arasında Suriye toplumunun heterojen yapısı, ordu ve diğer güvenlik yapılanmasında bir mezhepsel azınlık grubunun etkin olması, Irak tecrübesinin yarattığı iç savaş korkusu, örgütlü muhalefetin yokluğu, bölgesel (İran) ve küresel (Rusya ve Çin) düzeyde rejime destek veriliyor olması bu faktörler arasında sayılabilir. Ancak uluslararası toplumun genelinde Esad yönetiminin artık meşruiyetini yitirdiği ve iktidarı bırakması gerektiği yönünde bir ortak düşünce oluşmuş durumda. Sorun bahsedilen faktörlerin yarattığı zorluk nedeniyle bunun nasıl başarılacağıdır. Çalışmada uluslararası toplum ama özellikle ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye nin nasıl bir strateji izlediği sorusuna yanıt aranmaktadır. İlk bölümde Suriye de değişim için uygulanan yaptırımlar süreci ele alınmaktadır. Bu kısımda ABD ve Avrupa Birliği merkezli olarak siyasi-ekonomik yaptırımların ve Türkiye merkezli olarak askeri tedbirlerin hayata geçirildiği savunulmaktadır. İkinci kısımda rejimi zayıflatmak ve Esad sonrasını planlamak için hayati önem taşıyan Suriye siyasal muhalefet hareketinin olaylar başlamasından sonraki örgütlenme süreci ve Türkiye nin rolü anlatılmaktadır. 1. Suriye de Değişim için Diplomatik, Askeri ve Ekonomik Yaptırımlar Dönemi Suriye de rejim değişikliğinin gerçekleşmesi artık bir zaman meselesidir. Gelinen noktadan itibaren ne ayaklanan Suriye halkının ne de Esad rejiminin yıkılmasını isteyen küresel ve bölgesel aktörlerin şimdiye kadarkinden farklı bir tutum içine girmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla Suriye de rejim değişikliği er ya da geç gerçekleşecek gibidir. Esas sorun bu sürenin ne kadar olduğu ve rejim değişikliğinin hangi araçlar kullanılarak gerçekleşeceğidir. Değişim barışçıl mı olacaktır yoksa hem Suriye hem de bölge uzun süreli bir istikrarsızlığa mı sürüklenecektir. Libya senaryosu mu yaşanacak yoksa Saddam ın Irak ında olduğu gibi on seneyi aşkın süre devam eden bir izolasyon, ambargo, yaptırım ve sonunda askeri seçenek mi hayata geçirilecektir. ABD nin Şam Büyükelçisi Robert Ford bir dergiye verdiği mülakatta, Suriye muhalefetine söylediğimiz şeylerden biri de, Libya ya müdahale ettiğimiz gibi Suriye ye de müdahale etmemizi beklememeleri. Muhalefet açısından asıl mesele, rejim içinden nasıl destek alacakları ve sorunu çözmek için dışarıya bakmamanın bir yolunu bulmak. Bu bir Suriye sorunu ve çözüm de Suriye den gelmeli ifadelerini kullanmıştır. 1 Bu ifadeler Suriye nin geleceğinin şekillenmesinde belirleyici rol oynayacak ABD nin politikasını eksik de olsa da göstermektedir. İfadelerden ilk çıkan sonuç ABD nin en azından kendisinin içinde olduğu askeri seçeneği dışladığıdır. Ancak 42

herkesin bildiği üzere silahlı bir mücadele olmadan, öldürme konusunda sonuna kadar irade gösteren otoriter bir rejimi yıkmak imkansızdır. Silahlı mücadele de Suriye içinden beklenmektedir. Rejim ama özellikle ordu içinde bir çatlak oluşması, muhalif kampa geçmesi ve rejime karşı silahlı direniş göstermesi istenmektedir. Ford un ifadelerinde ABD nin Suriye politikasını yansıtmak açısından eksik kalan kısmı ise Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone nin şu ifadelerinde bulmak mümkündür: Biz dünyanın her köşesinde demokrasiyi teşvik ediyoruz. Bu konuda Türkiye yi ilham olarak görüyoruz. Her ülkenin kendi yolunu bulması lazım. Suriye bir Libya, Mısır, Irak ve İran dan farklıdır. Herkesin, her halkın kendi yolunu demokrasiye doğru bulması lazım. Eğer o halklar, o devletler bu yolu seçerse, hepimiz destek vereceğiz. 2 Buradan da anlaşılan iç dinamiklerin değişim yönünde tavır alması durumunda ABD nin Esad yönetimini zayıflatmak ve muhalefetin elini güçlendirmek için tüm imkanlarını kullanacağıdır. Bu noktada ABD nin elindeki kozları şu şekilde sıralayabiliriz: Uluslararası toplumu ve örgütleri Suriye aleyhinde harekete geçirmek, tek taraflı ekonomik ve diplomatik yaptırımlar uygulamak, Avrupa ve Ortadoğu daki müttefiklerini yaptırım ve izolasyon politikasına yönlendirerek Suriye yi uluslararası arena ve bölgesinde yalnızlığa itmek, muhalefeti maddi ve siyasi olarak destekleyerek bir rejim alternatifi yaratmak. Sıralanan bütün kozlar açısından en kritik ülke o- larak Türkiye ön plana çıkmaktadır. Ekonomik ve siyasi yaptırımların sonuç üretmesi Türkiye nin desteğini gerektirmektedir. Bunun yanı sıra muhalefetin güçlendirilmesi çabalarında da Türkiye önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle ABD, Suriye politikasını Türkiye ile koordineli yürütmeye çalışmaktadır. Bu açıdan ABD Başkanı Obama ile Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ın 21 Haziran 2011 tarihinde yaptıkları telefon görüşmesi kritik öneme sahiptir. Bu görüşme sonrasında iki ülkenin Suriye ye karşı uygulanacak politika konusunda mutabık kaldıkları ve sonraki süreçte koordineli olarak Suriye üzerindeki baskının artırıldığını söylemek mümkündür. Bu görüşmeden sadece bir hafta sonra ABD nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone Suriye konusunda Türkiye ile tamamen beraber olduklarını ifade etmiştir. 3 Yine sadece bir hafta sonra da Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Bill Burns ile görüşmüştür. Görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye konusu masaya yatırılmıştır. 4 Obama ve Erdoğan arasında gerçekleşen telefon görüşmesine ilişkin gözden kaçan iki haber analizde ilginç iddialara yer verilmiştir. Bunlardan ilkine göre Türkiye Başbakanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama nın telefon görüşmesinde, Suriye için de Libya da olduğu gibi bir uçuşa yasak bölge ilanı konusuna değinilmiştir. 5 Bir diğer haber analizde, telefon görüşmesinin ardından iki tarafın Suriye sorununu, ABD-Türkiye ortaklığıyla çözme konusunda karara vardığı öne sürülmüştür. Buna göre Suriye üzerindeki ekonomik yaptırımlar ABD ve Avrupa tarafından artırılacak, Türkiye ise askeri seçenekler konusunda rol alacaktır. 6 Gerçekten de Suriye ye uygulanan yaptırımlar sürecine bakıldığı zaman iki aktörün söz konusu yönlerden Esad yönetimini sıkıştırmaya başladığı görülmektedir. Kademeli olarak yaptırım gücü artan tedbirlerin ilki Nisan 2011 ayının sonunda hayata geçirilmiştir. ABD, Beşar Esad ın yakınlarının mal varlığını dondurmuş ve bu kişilere seyahat yasağı getirmiştir. 7 Burada ilk dikkat çeken Beşar Esad ın yaptırımlara dahil edilmemiş olmasıdır. Sürecin başında Esad a kredi tanınmış ve şiddetin esas sorumlusu olarak görülen iç çekirdekteki diğer isimler cezalandırılmıştır. Esad a kredi tanımanın yanı sıra rejim içinde bir çatlak oluşturma çabası içinde olunduğu da söylenebilir. ABD yi Mayıs ayı başında Avrupa Birliği (AB) takip etmiştir. AB, Suriye de göstericilere yönelik şiddet nedeniyle Suriye ye silah ambargosu koymuş ayrıca, Suriyeli yetkili ve rejimle ilişkili 13 kişinin AB üyesi 27 ülkeye seyahat etmesini yasaklamış ve mal varlıklarını dondurmuştur. AB daha sonra bu yaptırımları Beşar Esad ı ve 9 yardımcısını kapsayacak şekilde genişletmiştir. Esad a karşı ilk sert çıkış ise 18 Mayıs tarihinde ABD Başkanı 43

Şam da rejim taraftarları, Rusya ve Çin in BMGK da Suriye yönetimine sahip çıkmasını gösterilerle kutladı. Obama dan gelmiştir. Obama Esad a Ya değişime liderlik et ya da yoldan çekil mesajı iletmiştir. Ardından konuyu Birleşmiş Milletler (BM) in gündemine getirme çalışmaları başlamıştır. İngiltere ve Fransa, Suriye nin kendi halkına karşı şiddet uygulamasının kınanmasını öngören bir taslağı BM Güvenlik Konseyi ne sunulmuş ve sonraki aşamada kınama kararı çıkarılmıştır. En sert söylem, Temmuz ayı içinde hem ABD Başkanı hem de Dışişleri Bakanı nın, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ın ABD nin gözünde meşruiyetini yitirdiğini açıklaması olmuştur. Ekonomik yaptırımlar Beşar Esad ın kuzeni ve ülkenin en zengini Rami Maluf a ait Suriye nin en büyük bankası Commercial Bank of Syria ve GSM şirketi Syriatel e yaptırım uygulanması ile devam etmiştir. Ekonomik yaptırımlar kısa süre içinde Suriye nin yumuşak karnı olan enerji sektörünü kapsamaya başlamıştır. Ağustos ayı içinde ABD Dışişleri Bakanı Clinton, uluslararası petrol şirketlerine Suriye deki faaliyetlerini durdurma çağrısı yapmıştır. Obama nın, Esad a iktidarı bırakıp gitmesi çağrısını takiben İngiltere, Fransa, Portekiz ve Almanya Şam a yeni yaptırım öngören karar tasarısını BM Güvenlik Konseyi ne sunmuştur. İlk aşamada yaptırımların dışında tutulan Beşar Esad da Ağustos ayı sonu itibarıyla ekonomik yaptırımlar kapsamına alınmıştır. Ardından Eylül ayı sonunda AB hükümetleri, Avrupalı şirketlerin Suriye nin petrol sanayisine yeni yatırımlar yapmasını yasakladığını açıklamıştır. Günde 150 bin varil ham petrol ihraç eden Suriye nin bunun büyük bölümünü AB ülkelerine yapıyor olması yaptırımın olası etkisini göstermesi açısından önemlidir. Son o- larak; Fransa, İngiltere, Almanya ve Portekiz in ortaklaşa hazırladığı ve Suriye ye karşı tedbirler öneren karar tasarısı (BM) Güvenlik Konseyi nde Rusya ve Çin in vetosu sonucunda kabul edilmemiştir. 44

Askeri seçenek olmaksızın rejimin yıkılmasının mümkün olmadığı ortadadır. Ancak hiçbir aktör sonuçlarını önceden kestiremediği böyle bir maceraya atılmak istememektedir. Bu noktada diğer örneklerden farklı olarak Suriye özelinde iki ayaklı bir strateji izlenmeye çalışılmaktadır. ABD ve AB merkezli olarak yürüyen ekonomik ve diplomatik yaptırımlara paralel olarak Türkiye nin farklı boyutlarda önemli rol oynadığı bir süreç yaşanmıştır. Türkiye nin rolü konusunda iki boyut ön plana çıkmıştır. İlki Suriye muhalefetinin örgütlenmesidir. Bu boyut bir sonraki başlıkta detaylı olarak incelenmiştir. İkinci boyut ise doğrudan ya da dolaylı askeri baskıların artırılmasıdır. ABD her ne kadar kendisi askeri seçeneği dışlıyor olsa da bu olmadan değişimin mümkün olmadığı analizini yapmaktadır. Beklenti, Suriye içinden bir silahlı direniş sergilenmesidir. Bu noktada Türkiye nin rolü büyük önem taşımaktadır. Türkiye den beklentilerin şu başlıklar olması muhtemeldir: Suriye muhalefetinin siyasi alanın yanı sıra askeri alanda güçlenmesine yardım etmek, güvenli bölgeler oluşturmalarını sağlamak, bu bölgelere askeri koruma sağlamak, mümkünse tampon bölge oluşturarak muhalefetin burada güçlenmesine imkan tanımak ve bu bölgeye askeri koruma sağlamak, Türkiye nin doğrudan askeri caydırıcılığını kullanarak Suriye içi dinamikleri muhalefet lehine etkilemeye çalışmak ve Suriye yönetiminin İran dan gelen silahlanma girişimlerine engel olmak. Türkiye nin askeri alanda Suriye yönetimine karşı tedbir alacağının ilk işaretleri ayaklanmalar başladıktan hemen sonraki süreçte görülmüştür. Türkiye, 16 Mart tarihinde Diyarbakır a indirilen kargo uçağında BM nin İran a uyguladığı ambargoyu ihlal eden silahlar olduğu bildirilmiş ve Türkiye, bu durumu BM Güvenlik Konseyi ne 29 Mart tarihinde rapor etmiştir. 4 Ağustos 2011 tarihinde ise Almanya nın Süddeutsche Zeitung gazetesi, İran ın Suriye ye göndermek istediği silahları taşıyan bir konvoyun Türkiye de durdurulduğunu iddia etmiştir. Bunun ardından Eylül ayı içinde Başbakan Tayyip Erdoğan, Mısır ziyareti sırasında, artık inanmıyorum diyerek köprüleri attığı Suriye ye askeri malzeme taşıyan uçaklara hava sahasını kapattığını açıklamıştır. Başbakan, Suriye ye havadan ve denizden uygulanan silah sevkiyatı ambargosuna karadan da başlandığını açıklayarak, böyle bir girişim olursa durdurur el koyarız demiştir. Ancak askeri tedbirler noktasında esas önem taşıyan bir tampon bölge ya da uçuşa yasak bölge oluşturulması fikridir. Tampon bölge oluşturulması Suriye deki olayların Türkiye nin güvenliğini doğrudan etkileyecek bir hal alması durumunda meşruiyet kazanacaktır. Bu da Cisr el Şukur kasabasına yönelik askeri operasyonlar sonrasında Türkiye ye gelen Suriyeli misafirlerin sayısının çok daha büyük rakamlara ulaşması ile mümkün olabilir. Türkiye nin bu senaryoya ilişkin olarak hazırlık içinde olduğu bilinmektedir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir televizyon programında Suriye nin bir iç kargaşaya girmesi ve bunun Türkiye ye de bir risk oluşturması durumunda tedbir alınacağını söylemiştir. Bu tedbirlerin içinde asker var mı şeklindeki soruya ise, Bizim için bir güvenlik sorunu olduğunda tabii ki. Biz Irak ta Saddam, Kürt halkına baskıyı arttırdığında bir gecede 500 bin insan Türkiye sınırındaydı. Tabii o bölgeyi denetlemek için asker de dahil her türlü yöntem yani bir güvenlik sorunu haline dönüştüğünde bütün gerekli tedbirler alınır. Bir ara sayı 15 bine kadar çıktı, şimdi 7 bin 600 civarında. Yarın diyelim sayı tekrar arttı, bilemeyiz. Dolayısıyla Suriye nin bir iç kargaşaya 45

girmesi Türkiye ye de bir risk oluşturduğunda tabii ki tedbir alınır. şeklinde yanıtlamıştır. 8 Daha önce Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir haberde de Türkiye, sınırda tampon bölge kurarsa, muhaliflerin bu bölgeyi Suriye nin Bingazisi yapmaya hazırlandığı iddia edilmiştir. 9 Askeri tedbirler noktasında bir diğer adım askeri muhalif unsurların silahlanması ve güvenli bölgeler içinde faaliyet göstermesini sağlamaktır. Bu yönde haberler de basında yer almaktadır. İngiliz Independent gazetesinde Suriye ordusundan kaçarak Türkiye ye sığınan Albay Riyad Esad ile yapılan mülakat bu açıdan son derece çarpıcıdır. Türk yetkililer tarafından korunduğunu söyleyen Riyad Esad Suriye ordusundan kopan askerlerin kurduğu Özgür Suriye Ordusu nun komutanı olduğunu belirtmiştir. Albay mülakatta Suriye içinde örgütlenmiş oldukları iddiasını öne sürmüştür. Şimdiye dek 200 bin kişilik Suriye ordusundan 10 ila 15 bin askerin taraf değiştirdiğini söyleyen Albay el Esad, Suriye ordusunda moralin düşük olduğunu ve yakın zamanda daha çok kişinin taraf değiştireceğini savunmuştur. Beşar Esad rejimini devirmek için gerilla tipi saldırılar ve suikastlar planlandığını da belirtmiştir. 10 Muhaliflerin silahlandırılmasına ilişkin basında çıkan diğer haberler yavaş yavaş silahlı bir direnişe dönüşen Suriye deki ayaklanmalarda muhaliflerin ellerindeki silahların Türkiye den kaçırıldığı şeklindedir. 11 Bu yöndeki iddialar bizzat Suriye lideri Beşar Esad tarafından da dile getirilmiştir. 12 Askeri tedbirler noktasında son adım ise Türk Silahlı Kuvvetleri nin Yıldırım-2011 tatbikatını Hatay da başlatmış olmasıdır. 5-13 Ekim tarihleri arasında Hatay da icra edilen tatbikatın Başbakan Erdoğan ın Suriyeli misafirlerin kaldığı çadır kentleri ziyaretine paralel gerçekleştirilmesi 13 Türkiye nin askeri caydırıcılığını Suriye üzerinde gösterme çabası şeklinde değerlendirilebilir. 2. Suriye de Değişim için Libya Modeli: Suriye Ulusal Konseyi Suriye muhalefetinin dış destekle örgütlenme çabaları 2006 yılına kadar uzanmaktadır. Wikileaks tarafından yayınlanan ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerine göre, ABD hükümeti, Suriye de hükümet karşıtı yayınlar yapan bir uydu kanalı olmak üzere Suriye deki muhalefet grupları ve onlara bağlı projeleri gizlice desteklemiştir. Suriye Adalet ve Kalkınma Hareketi ağıyla ilişki içinde Barada TV ye 2006 yılından bu yana ABD hükümetinin 6 milyon dolar civarında yardım yaptığı, bu yardımın uydu yayını sağlamak ve Suriye içinde diğer faaliyetleri finanse etmek amacıyla harcandığı belirtilmektedir. 14 O dönemde gizli ve sınırlı çapta yürüyen örgütlenme çabaları Arap Baharı nın Suriye ye sıçraması ile açık ve geniş kapsamlı bir boyut kazanmıştır. Suriye muhalefeti ilk olarak 1-2 Haziran 2011 tarihlerinde Antalya da bir araya geldi. Suriye de Değişim Konferansı başlıklı ilk örgütlenme çabasına Sünni Arap aşiretlerinden Alevilere, Kürtlerden, Hıristiyanlara, sürgünde doğan muhalif gençlere ve kadın aktivistlere kadar oldukça geniş bir katılım olmuştu. Böylece Suriye de gösterilerin başlamasından sonra muhalifler ilk kez bir araya gelmiş ve rejimin değişmesi için işbirliğine gitmişti. 15 Antalya Konferansı nı takiben bir hafta sonra muhalifler bu kez Belçika nın başkenti Brüksel de bir araya gelmiş, yaklaşık 200 muhalifin katıldığı iki günlük konferans sonunda Suriye yönetimine halka yönelik katliama son vermesi ve Devlet Başkanı nın görevi bırakması yönünde güçlü bir mesaj verilmişti. 16 Brüksel in ardından 16-17 Temmuz 2011 tarihlerinde 350 civarında kişinin katılımıyla Suriye İçin İstanbul Buluşması adı altında yine Türkiye de bir araya gelindi. Beşar Esad yönetimiyle mücadeleye nasıl devam edileceğinin masaya yatırıldığı konferansın sonucunda bir bildirge yayınlandı, 25 üyeli bir konsey ve 11 ü- yeli bir komite kurulması kararlaştırıldı. Suriyeli muhalifler bu ilk deneyimler ile daha örgütlü ve birlikte hareket etme konusunda çaba sarf etmeye başlamıştı. Ancak üç toplantıdan çıkan sonuç makro hedeflere yönelik ortak hareket stratejilerinin belirlenmesinden ziyade grup çıkarlarının ön plana çıkmış olmasıydı. Güçlü ve geniş tabanlı bir muhalefetin oluşmasını engelleyen bir diğer unsur Suriye yönetiminin ülke içindeki muhalif örgütlenmeye hiçbir alan tanımamasıydı. İstanbul Konferansına paralel olarak aynı gün içinde Şam da düzenlenmesi planlanan Konferans 46

Suriye yönetiminin engellemesi nedeniyle gerçekleştirilememişti. Böylece iç ve dış muhalefet arasında kurulması planlanan bağ kurulamamış, muhalif hareketin esas gücü olan Şam ayağı zayıf kalmıştı. 16-17 Temmuz İstanbul Konferansı nda bütün grupların üzerinde mutabık kaldıkları konu, demokratik ve sivil bir devlet hedefi oldu. 17 Aynı ay içinde Almanya nın Berlin şehrinde bir araya gelen muhalifler Ağustos ayının son haftasında yine İstanbul da toplanarak Suriye Ulusal Konseyi nin yakın zamanda ilan edileceğini açıkladı. Son olarak 15 Eylül 2011 tarihinde de tüm muhalif hareketleri bir çatı altında topladığını ifade eden Suriye Ulusal Konseyi nin kuruluşu ilan edildi. Böylece Libya daki Ulusal Geçiş Konseyi gibi uluslararası tanınma stratejisi hayata geçirilmiş oldu. Konsey üyeleri de bir sonraki hedeflerinin uluslararası alanda tanınmak olduğunu ifade etti. 18 Ulusal Konsey toplantısı çağrısı yapılırken sadece Esad rejiminin yıkılmasını savunanlar toplantıya gelebilir şartı öne sürülmüştü. Yani rejim ile muhalifler arasında uzlaşı aramaya dayalı çözüm önerilerinin geçerliliğinin kalmadığı bir sürece girilmiş oldu. Toplantılarda mutabık kalınan bir diğer husus Suriye nin toprak bütünlüğünün korunması oldu. Böylece yine bazı gruplar tarafından dile getirilen azınlıklara (Arap Aleviler, Kürtler gibi) özerk bölgeler verilmesi taleplerinin önü kesildi. Suriye halkı birdir, bir kalacak sloganı vurgulandı, Suriye nin özgür ve demokratik bir ülke olması konusunda mutabık kalındı. 19 Genel Kurul 190 Üye SURİYE ULUSAL KONSEYİ Sekreterya 29 Üye Yerel Koordinasyon Komiteleri 6 Üye Bağımsızlar 5 Üye Şam Deklerasyonu 4 Üye Kürtler 4 Üye Kaynak: Source: nationalcouncilofsyria.com nationalcouncilofsyria.com Müslüman Kardeşler/ Aşiretler 5 Üye Hıristiyanlar 1 Üye Ghalion Grubu 4 Üye Suriye Ulusal Konsey i şimdiye kadar oluşturulan muhalefet cepheleri arasında en fazla grubu barındıran olması itibariyle öne çıkmaktadır. Her şeyden önce iç (tamamı olmasa da) ve dış muhalefet bir aradadır. Konsey deki Suriyeli muhalif gruplar Arap aşiretler, Kürtler, Müslüman Kardeşler, liberaller, sosyalistler, gençlik örgütleri ve Asurilerden oluşmaktadır. 20 Konsey i oluşturan üç temel organ bulunmaktadır. Birincisi 190 ü- yeli genel kuruldur. Bu yapı muhalefetin meclisi gibi düşünülebilir. Bunun yanı sıra 7 kişilik bir icra komitesi olacaktır. Bu komite genel kuruldan aldığı yetkiye dayanarak onun adına hareket edecektir. Yani bir anlamda yürütme işlevini üstlenecektir. İcra Komitesi nde Arap aşiretleri, liberalleri, Müslüman Kardeşler i, Kürtleri, Bağımsızları, Asurileri ve Suriye deki devrimci grupları temsilen birer kişi bulunacaktır. Heyetin başkanı da dönüşümlü olarak değişecektir. 21 Bir de Konsey in tüm idari işlerinden sorumlu olacak Sekreterlik bulunmaktadır. 29 üyeli Sekreterlik içinde parti ve grupların dağılımı ise şu şekilde olmuştur: Suriye içinde faaliyet gösteren, ayaklanma hareketini koordine eden Yerel Koordinasyon Komiteleri 6 üyelik ile ilk sırada yer almıştır. Müslüman Kardeşler ve Arap aşiretlere 5, Bağımsızlara 5, Şam Deklarasyonu grubuna 4, Kürtlere 4, Galyun Grubu na 4 ve Hıristiyanlara (Asuriler) 1 koltuk verilmiştir. Konsey in sözcülüğü görevini üstlenen Burhan Galyun, tüm ülkelerin Suriye muhalefeti ile ilişkilerini koordine edecekleri organın Suriye Ulusal Konseyi olduğunu belirtmiştir. 22 İcra Komitesi 7 Üye Suriye Ulusal Konseyi organlarını ve muhalif grupların dağılımını gösteren grafik 47

Geniş katılım yelpazesine rağmen daha önceki oluşumlarda yer alan bazı grup ve isimler Konsey in temsil yeteneği olmadığını savunmuştur. Suriye Ulusal Konsey ine ilk tepki, Suriye de faaliyet gösteren iç muhalefetten gelmiştir. Her ne kadar Yerel Koordinasyon Komiteleri ve a- yaklanmanın temel dinamiği olan gençler Ulusal Konsey e dahil edilmiş olsa da iç muhalefet kanadından bazı isim ve grupların tatmin olmadığı görülmektedir. Ulusal Koordinasyon Kurulu üyesi Hüseyin Awdat, el Yovm Televizyonu na yaptığı açıklamasında Cüzi bir bölümü de olsa Suriyeli muhaliflerin birleşmesi olumlu yönde atılmış bir adımdır. Ulusal Konsey, tüm Suriyeli muhalifleri kapsamamaktadır. Çünkü Ulusal Konsey, 15 muhalif parti ve bağımsız şahısları içerisinde barındıran Ulusal Koordinasyon Kurulu na davet göndermemiştir. Kurul, bu konseyde yer almamaktadır ifadelerini kullanmıştır. 23 Suriye muhalefetinin saygın isimlerinden Mişel Kilo da, Şam da toplanan Suriye muhalefetinin, İstanbul da ilan edilen Suriye Ulusal Konseyine katılım niyetinde olmadığını, Konsey in dış müdahaleye açık olduğunu buna karşın iç muhalefetin buna tamamen karşı olduğunu belirtmiştir. Bunun yanı sıra U- lusal Konsey in Suriyeli Türkmenlerin temsilcilerini davet etmemiş olması ve kurullarda temsil hakkı tanımamış olması da bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Suriye Türkmen Hareketi Sözcüsü Ali Öztürkmen Konsey in bu haliyle Suriye halkının tamamını temsil etme hakkına sahip olmadığını ifade etmektedir. 24 Suriye Müslüman Kardeşler örgütünün eski lideri Ali Sadrettin Bayanuni de Konsey in tam desteğe sahip olmasa da muhalefetin yaklaşık %80 inini temsil ettiğini ifade etmiştir. 25 Konsey in sözcülüğünün Paris teki Sorbonne Üniversitesi nin öğretim üyelerinden Burhan Galyun a verilmiş olması ağırlığın İslamcılarda olacağı yönündeki Batılıların kaygılarını azaltmıştır. Ancak bu görüntü verilse de Müslüman Kardeşler/Arap aşiretler kotasından Sekreterlik e seçilen kişilerin yanı sıra Bağımsızlar listesinden de Müslüman Kardeşler e yakınlığıyla bilinen aydın ve düşünürlerin Sekreterlik e girdikleri iddia edilmiştir. 26 Ayrıca Konsey Başkanı Galyun un başkanlık süresinin 3 ay olduğu bu sürenin sonunda Suriye Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Şam Deklarasyonu üyesi ve Müslüman Kardeşler in eski üyelerinden Enes Abdullah ın başkanlığı üstleneceği iddia edilmiştir. Suriye Ulusal Konseyi nin kalıcı olup olmayacağı ve Libya Ulusal Geçiş Konseyi benzeri uluslararası toplumun desteğini alacak meşru organ olup olamayacağını görmek için beklemek gerekmektedir. Ancak Konsey in güç kazanması ihtimalinin öncekilere göre yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Her şeyden önce Suriye muhalefet yelpazesinde yer alan birçok grup bünyesindedir. Konsey, kuruluşunu takiben uluslararası tanınırlık kazanmak için yurt dışı gezilerine başlamıştır. Bu çerçevede ilk olarak İsveç te bir araya gelen Burhan Galyun liderliğindeki muhalifler bir sonraki adım olarak Mısır a gitmeyi planlamaktadır. Geziler Konsey in tanınırlılığını artırırken diğer taraftan ziyaret edilen ülkelerin yönetimleri tarafından tanınma yolu da açılmaya çalışılmaktadır. Ulusal Konsey i farklı kılan bir diğer unsur Başbakan Erdoğan ın Suriye muhalefetine Türkiye de ofis açma izni verileceği açıklamasını takiben kurulmasıdır. Bu durum gerçek ya da değil Ulusal Konsey in Türkiye nin desteği ile kurulduğu algısını yaratacaktır. Türkiye de resmi bir ofis açılır ve Konsey faaliyetlerini buradan yürütürse uluslararası tanınırlık yolunda önemli bir adım atılmış olabilir. Bu durum daha önceden Suriye muhalefetinin kendi başına örgütlenme çabalarına izin veren ancak doğrudan müdahil olmayan Türkiye açısından da yeni bir aşamaya geçildiğinin göstergesi olacaktır. Türkiye nin doğrudan müdahil olması Konsey in hem Suriye içindeki hem de uluslararası alandaki meşruiyetini artıracaktır. Bu desteğin sürmesi ve diğer ülkelere yayılması Konsey in herkes tarafından muhatap kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Uzun vadede Esad karşıtı ülkeler Konsey i Suriye halkının temsilcisi olarak hükümet olarak tanıyabilirler. Amerikan yönetimi konseyin kuruluşunu memnuniyetle karşıladığını açıklamış, ABD li yetkililer konseyle temaslarının olacağını belirtmiştir. Economist dergisi de, Konsey üyelerinin yabancı hükümetler nezdinde yoğun kulis yaptıklarını, muhaliflerden Ausama Monajed in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 48

ile görüştüğünü, Türk hükümetinin de Konsey in Ankara da bir temsilciliği açmasına izin verdiğini iddia etmiştir. 27 3. Suriye Ulusal Konseyi nin Yol Haritası Suriye üzerinde siyasi, diplomatik ve ekonomik baskı oluşturma sürecinde en önemli ayaklardan biri Suriye muhalefetinin güçlendirilmesidir. Batı nın Suriye de rejim değişikliğini gerçekleştirme hedefinde kilit öneme sahip konulardan biri yönetim alternatifi oluşturabilecek, güçlü, organize, meşru, Esad sonrasına ilişkin net planları olan bir Suriye muhalefeti oluşturmak yatmaktadır. Bu aşamaya kadar Batı nın Suriye konusunda daha sert adım atmasını engelleyen faktörlerden biri söz konusu muhalefetin olmamasıdır. Suriye muhalif halk hareketi kendiliğinden ve lidersiz bir şekilde ortaya çıkmış ve o şekilde devam etmektedir. Hali hazırda bu hareketi yönlendirme kapasitesine sahip herhangi bir siyasi hareket ya da lider bulunmamaktadır. Suriye yönetimi muhalefetin içerde organize olma girişimlerine izin vermediği için muhaliflerin neredeyse tamamı Suriye dışında faaliyetlerini yürütmektedir. Suriye içi muhalefet ise daha çok önde gelen bireyler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşmaktadır. Suriye de rejim değişikliğini iç dinamikler yoluyla gerçekleştirmek isteyen Batı da öncelikle güçlü bir Suriye muhalefeti oluşmasını, ardından tüm uluslararası desteği bu yapıya vermeyi beklemektedir. Hedeflenen Libya Ulusal Geçiş Konseyi benzeri bir yapıdır. Bu organ zaman içinde güçlenerek Suriye yönetimi üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturacak ve ayaklanan Suriye halkının meşru temsilcisi olacaktır. Ayrıca geçen zaman içinde son derece sınırlı muhalefet ve siyaset tecrübesi olan hareket kendi içinde tecrübe kazanarak gerçek bir yönetim alternatifi olmaya başlayacaktır. Bu hedef başarılırsa kendiliğinden ve lidersiz ilerleyen Suriye deki ayaklanma hareketini tek bir merkezden kontrol etme imkanına kavuşulacaktır. İç ve dış muhalefet arasında güçlü bir bağ kurularak dağınık güçler tek bir merkezde toplanabilecektir. 15 Eylül 2011 tarihinde kuruluşu ilan edilen Suriye Ulusal Konseyi ne destek veren önde gelen muhaliflerden Firaz Atassi de Konsey in rolünü şu şekilde açıklamaktadır: Konsey, tüm dünya ile iletişim kurduğumuz ortak sesimiz olacaktır. Konsey aracılığı ile uluslararası destek arayacak, pazarlıkları yürüteceğiz. Esad rejimi ile dost ülkelerle görüşerek yeni alternatiflere yönelmelerini sağlayacağız. Suriyelilere iletilmek üzere maddi yardımların aktarılabileceği güvenilir bir kanal rolü görecektir. Ayrıca Suriye sokaklarındaki ayaklanmayı yönlendirecek, gösterilerin şeklini belirleyecektir. 28 Suriye muhalefetinin organize olması sürecinde öne çıkan aktör Türkiye olmuştur. Türkiye yi öne çıkaran olgu; kimliği, son yılarda sağladığı yumuşak gücü (güven) ve coğrafi konumudur. Ayaklanan Suriye halkı her ne kadar Esad yönetiminden rahatsız olsa da Batı ve özellikle ABD ye karşı da derin bir güvensizlik duymakta, Amerikan tanklarının önünde Suriye rejimine karşı mücadele etmeyeceklerini ifade etmektedirler. 29 Tam da bu nedenle Batı, Suriye muhalefetinin güvenirliğini olumsuz etkilememek için çok fazla arkalarında bir görüntü vermemeye çalışmaktadır. Ancak Türkiye nin desteklediği bir Suriye muhalefetinin Suriye içinde güçlü ve meşru bir muhalefet olarak kabul edileceği gerçeği Türkiye nin önemini artırmaktadır. Suriye muhalefeti de çok fazla Batı dan destek aldıkları görüntüsü vermek istememektedir. Bu nedenle Suriye muhalefetinin konferanslarının ikisi hariç (Brüksel ve Berlin) tamamı Türkiye de gerçekleştirilmiştir. Suriye muhalefeti son Ulusal Konsey kurulana kadar birçok kez bir araya gelmiş ve her seferinde yeni bir Ulusal Konsey kurulmuştur. Bu organlardan her biri kendini Suriye halkının büyük çoğunluğunu temsil eden, güçlü siyasi isimlerden oluşan ve muhalefetin meşru temsilcisi organ olarak tanımlamıştır. Bu sürecin ortaya koyduğu gerçek; müdahale, yönlendirme, baskı olmadan Suriye muhalefetinin kendi başına bir araya gelerek ortak bir platform oluşturmayı, Esad ın rejimi ile nasıl mücadele edileceğini ortaya koymayı ve Esad sonrasına ilişkin bir siyasi-güvenlik-ekonomi altyapısı oluşturmayı başaramadığıdır. Ulusal Konsey in meşru olduğuna karar verilmesinde Konsey in bütün grupları 49

temsil etme kapasitesinin yanı sıra dış aktörlerin, ki burada Türkiye ön plana çıkmaktadır, tavrı da belirleyici olacaktır. Parçalanmış muhalefeti ve gruplar arası çıkar çatışmalarını önleyecek olan söz konusu aktörlerin soruna doğrudan müdahil olmalarıdır. Bu yapı bir kere belirlendikten sonra Libya da olduğu gibi tüm uluslararası destek Konsey e verilecektir. Suriye Ulusal Konsey inin sözcüsü Burhan Galyun İstanbul da düzenlenen konferansın ardından okuduğu sonuç bildirgesinde dünyanın birleşik, rejim alternatifi olacak bir Suriye muhalefeti beklediğini ve bu yapıyı tanıyacaklarını ifade etmesi bu beklentiyi ortaya koymaktadır. Bu durum Suriye muhalefetinin Libya modelini örnek aldığını göstermektedir. Ancak Libya modelinin başarılı olmasını sağlayan bazı faktörlerin Suriye örneğinde geçerli olmadığını ifade etmek gerekir. Suriye Ulusal Konsey i yayınladıkları sonuç bildirgesinde Esad rejiminin devrilmesi için dış müdahale ve askeri operasyonlara kategorik olarak karşı olduklarını Suriye liderinin görevini bırakması için barışçıl gösterilerin devam etmesinin savunduğunu belirtmiştir. Libya modelinin başarılı olmasını sağlayan uluslararası müdahale ve askeri operasyondur. Eğer müdahale olmasaydı herkes bilmektedir ki Kaddafi nin oğlu Seyülislam ın ifadesi ile direniş bir hafta içinde bitirilecek ve Bingazi Kaddafi güçleri tarafından ele geçirilecekti. Libya örneğinde Bingazi merkezli bir güvenli bölge oluşturulmuş, muhalefet burada güçlendirilmiş, silahlandırılmış, hava operasyonları ile önü açılan Libya muhalefeti Trablus u ele geçirmiştir. Libya modelinde, ordudan kopuşlar yoğunlaşmış, silahlı güçler tek çatı altında toplanmış (son haftalarda kapasitesi hakkında net veri olmamakla birlikte Suriye ordusundan kopan bazı askerlerin oluşturduğu Suriye Özgür Ordusu isimli silahlı bir direniş örgütü oluşturulduğu haberleri bulunmaktadır), bu yapı güvenli bölgeler oluşturmuş ve bu alanlarda uçuşa yasak bölgeler oluşturulmuştur. Dağınık hareket eden Suriyeli ayaklanmacılar ise henüz hiçbir bölgeyi kontrolü altına alamadığı gibi silahlı direniş henüz düşük seviyelerdedir. Ancak Suriye Ulusal Konsey inin web sayfasında Suriye hava savunma sistemine ilişkin haritaların olması da muhaliflerin uçuşa yasak bölge oluşturma fikrine sıcak baktıklarının bir işaretidir. Genel Değerlendirme Çalışmada ortaya konan tablodan çıkan sonuç şu şekildedir. Askeri seçenek olmaksızın rejimin yıkılmasının mümkün olmadığı ortadadır. Ancak hiçbir aktör sonuçlarını önceden kestiremediği böyle bir maceraya atılmak istememektedir. Bu noktada diğer örneklerden farklı olarak Suriye özelinde iki ayaklı bir strateji izlenmeye çalışılmaktadır. Birinci ayakta uzun süreli; siyasi, diplomatik, ekonomik yaptırımlar yoluyla rejimin zayıflatılması yer almaktadır. Bu süreç ABD ve AB merkezli olarak yürümektedir. Ekonomik yaptırımların artması ile güvenlik yapılanmasının finansmanı zorlaştırılacak, Sünni ticaret ve sanayi burjuvazisinin rejimle çıkar ilişkisine son verilecek ve halk arasında huzursuzluklar artırılmaya çalışılacaktır. Siyasi ve diplomatik baskıların yoğunlaşması ile izole konumda, kimse ile ilişki kuramayan, marjinalleşmiş bir Suriye ortaya çıkacaktır. Bu da yönetim ve güvenlik birimleri içinde rejimin hayatta kalacağına olan inancı sarsarak kopmaların artmasını sağlayacaktır. İşte bu noktada da askeri boyutu olan ikinci ayak karşımıza çıkmaktadır. Rejim içinde çatlak oluşması ile beraber şimdiye kadar sivil düzeyde seyreden gösteriler silahlı direnişe dönüşecektir. Yani olayın askeri boyutu Suriyelilere bırakılacaktır. Ancak bunun için silahlı muhalifler, Libya daki Bingazi örneğinde olduğu gibi, güvenli bir bölgeye ihtiyaç duyacaktır. Buna paralel olarak siyasi muhalefetin güçlendirilmesi sürdürülecektir. Bu boyutta Türkiye nin pozisyonu; Suriye nin en uzun sınıra sahip komşusu olması, Suriye halkı tarafından güvenilen bir ülke olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Suriye de değişim için Türkiye merkezli olarak; yaptırımlara katkı verme, siyasi muhalefetin topraklarında örgütlenmesine izin vermenin yanı sıra askeri tedbirlerin hayata geçirilmesi adımları atılmaktadır. O 50

DİPNOTLAR 1 ABD den Suriye itirafı, Hürriyet, 28 Eylül 2011, http://www.hurriyet.com.tr/planet/18851685.asp. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 2 Ricciardone: Suriye konusunda Türkiye ile beraberiz, Hürriyet, 30 Haziran 2011, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/ goster/printnews.aspx?docid=18147287. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 3 Ricciardone: Suriye konusunda Türkiye ile beraberiz, Hürriyet, 30 Haziran 2011, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/ goster/printnews.aspx?docid=18147287. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 4 Sinirlioğlu ABD li müsteşar Burns ile görüştü, Hürriyet, 7 Temmuz 2011, http://www.hurriyet.de/haberler/dunya/947145/sinirlioglu-abdli-mustesar-burns-ile-gorustu. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 5 Obama ve Erdoğan, Suriye de uçuşa yasak bölgeyi görüşmüş, Euractiv Haber Sitesi, 22 Haziran 2011, http://www. euractiv.com.tr/politika-000110/article/obama-ve-erdogan-suriyede-ucusa-yasak-bolgeyi-gorusmus-019208. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 6 ABD-Türkiye anlaştı mı, Hürriyet, 26 Haziran 2011, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews. aspx?docid=18111229. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 7 ABD, Esad ın yakınlarının mal varlığını dondurdu, Yeni Şafak, 29 Nisan 2011. http://yenisafak.com.tr/ Dunya/?i=316683&t=29.04.2011. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 8 Davutoğlu: Suriye ye karşı tabii ki tedbir alınır, Zaman, 7 Ekim 2011. http://www.zaman.com.tr/haber. do?haberno=1187945. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 9 Tampon bölge Suriye nin Bingazi si olabilir, Hürriyet, 19 Haziran 2011. http://www.hurriyet.com.tr/planet/18063641.asp. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 10 Esad rejimini Türkiye den devirecek, Hürriyet, 10 Ekim 2011, http://www.hurriyet.com.tr/planet/18943302.asp. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 11 Silahlar Türkiye den kaçırıldı iddiası, Hürriyet, 29 Eylül 2011, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews. aspx?docid=18848099. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 12 Utku Çakırözer, Esad konuştu, Cumhuriyet, 7 Ekim 2011. http://cumhuriyet.com.tr/?hn=283256. (Son Erişim Tarihi: 11 Ekim 2011) 13 Bu ziyaret Başbakan Erdoğan ın annesinin vefatı nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmiştir. 14 ABD den Suriye deki muhalefete gizli destek, Hürriyet, 18 Nisan 2011, http://www.hurriyet.com.tr/planet/17574840.asp. (son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011) 15 Veysel Ayhan, Oytun Orhan; Suriye Muhalefetinin Antalya Toplantısından Gözlemler, ORSAM Dış Politika Analizi, 1 Haziran 2011, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?id=2011. 16 Syrian opposition gathers in Brussels, Now Lebanon Gazetesi, 4 Haziran 2011, http://nowlebanon.com/newsarchivedetails.aspx?id=278327. 17 Oytun Orhan, Suriye İçin İstanbul Buluşması, ORSAM Dış Politika Analizi, 21 Temmuz 2011, http://www.orsam. org.tr/tr/yazigoster.aspx?id=2455. 18 Suriye Muhalefeti İstanbul da Konsey Seçti, BBC Türkçe, 16 Eylül 2011, http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/09/110915_syria_opposition.shtml. 19 Gazi Mısırlı ile röportaj, Habertürk Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.haberturk.com/dunya/haber/675821-millimucadele-veriyoruz. 20 Gazi Mısırlı ile röportaj, Habertürk Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.haberturk.com/dunya/haber/675821-millimucadele-veriyoruz. 21 Gazi Mısırlı ile röportaj, Habertürk Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.haberturk.com/dunya/haber/675821-millimucadele-veriyoruz. 22 Zeina Karam, Syria opposition launches national council, Associated Press, 2 Ekim 2011. 23 Suriye Ulusal Konseyi Nihayet Kuruldu, İsra Haber, 2 Ekim 2011, http://www.israhaber.com/suriye-ulusalkonseyi-nihayet-kuruldu-13234-haberi.html. 24 Suriye Türkmen Hareketi Sözcüsü Ali Öztürkmen ile yapılan görüşme, 4 Ekim 2011. 25 Shane Farrell, What comes next for the Syrian opposition?, Now Lebanon Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www. nowlebanon.com/newsarticledetails.aspx?id=318202. 26 Economist: Suriye Ulusal Konseyi Türkiye nin Cebinde Olmamalı, Anka Haber Ajansı, 7 Ekim 2011, http://www. sondakika.com/haber-economist-suriye-ulusal-konseyi-turkiye-nin-3042929/ 27 Economist: Suriye Ulusal Konseyi Türkiye nin Cebinde Olmamalı, Anka Haber Ajansı, 7 Ekim 2011, http://www. sondakika.com/haber-economist-suriye-ulusal-konseyi-turkiye-nin-3042929/ 28 Shane Farrell, What comes next for the Syrian opposition?, Now Lebanon Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www. nowlebanon.com/newsarticledetails.aspx?id=318202. 29 Suriyeli reformcu muhalif Haithem Manna ile yapılan röportajdan aktaran Syria Under Bashar (II): Domestic Policy Challenges, Middle East Report No: 24, International Crisis Group Raporu, s. 10. 51