ÇOCUK OYUNCAKLARININ ÇOCUKLARA AKTARDIĞI DEĞERLER Çocuk oyuncakları, tarihin her döneminde çocuklara değer aktarıcı bir işlev yapmıştır. Bez bebek yapıp onu kucağına alan çocuk, farkına bile varmadan içinde yaşadığı toplumun annelik değerleri de kaz anmıştır. Bebeğini emzirerek doyurmuş, sallayarak uyutmuş, oynaması için yanına oturtmuş, yanlış bir şey yaptığını görerek azarlamıştır. Bütün bunların temelinde çocuğun içinde yaşadığı toplumun değerleri yer almaktadır. Geçmiş dönemlerin bez oyuncakları, tahta oyuncakları yerlerini plastik ve metal oyuncaklara bıraktığı zaman artık çocukların kendi yapamayacakları, ancak satın alabilecekleri oyuncaklar dönemi de açılmış oldu. Lego lar bir ölçüde çocukların yapabileceklerine uygun oyuncaklar iseler de hareketli ve sosyal rolleri güçlü oyuncaklar ancak satın alınan oyuncaklar oldular. Gene her dönemin İdol Oyuncakları olmuştur. Bu oyuncaklar her çocuğun mutlaka sahip olmak istediği oyuncaklar olarak çocuk kişiliğinin gelişiminde ve çocukta değerlerin oluşmasında önemli rolleri olmuştur. Geçmiş dönemlerin bez bebeği, kız çocuklarının önemli bir idol oyuncağı idi. Erkek çocuklar için ise uçurtma çok önemli bir idol oyuncak idi, bunun yanında bir tarafına kalınca bir ip bağlanmış sopa uçan at-küheylan olarak büyük önem taşırdı. Erkek çocukları bu sopayı bacaklarının arasına alır, ipi kuvvetlice tutarak istedikleri tempoda ata binerek koşarlardı. Uçurtma ise özgürlüğün, göklere açılmanın simgesiydi ve sonradan amatör uçak kullanma, model uç ak uçurtma, yamaç paraşütü gibi oyunların geçmişteki yerini tutuyordu. Günümüzün idol oyuncakları, kızlar için Barbie bebek tir, erkek çocukları için ise action-man.
Barbie bebek, incecik, güzel, sarışın, özgüvenli, bağımsız, kendi başına yaşayan bir genç kızdır. Anne değildir, olmaya da niyetli değildir, çünkü herhalde çocuk bakmayı sevmemektedir. Ayrıca evli de değildir, birlikte yaşadığı bir erkek de yoktur, sadece erkek arkadaşı vardır. Çok güzel bir evi vardır. Evi triplekstir, demekki üç katlıdır. Evi hem modern ve rahat, hem de süslü ve şıktır. Yemeklerini evin verandasında yer, mutfağı geniş ve çok moderndir. Yatak odası geniştir, yatağı büyük ve süslüdür. Evde birkaç yatak odası daha vardır. Sigara içmez. Evinde bir amerikan bar varsa d a içkiler ortada görünmemektedir. Banyosu rahat ve konforludur. Gardrobu çok zengindir. Günün her saati için birçok giysisi vardır. Gecelikleri, sabahlıkları, ev giysileri, spor giysileri öğleden sonra giysileri, akşam yemeği ve gece gezmeleri için abiye giysiler, yaz için mayoları, kış için trençkotları, pardösüleri, mantoları vardır. Kürk giymemektedir, çevrecidir ve hayvan katliamına karşıdır. Sporu sever, tenis ve yüzme gözde sporlarıdır. Evinin önünde spor arabası durmaktadır. Araba spordur ama aynı za manda da gösterişlidir, yüksek hız yapabildiği her halinden bellidir. Barbie bebek çalışmamaktadır. İşi yoktur, eğitimi de belli değildir, belki eğitimi de yoktur. Eğitime gereksinmesi de yoktur, iş de önemli değildir, çünkü her şeyi vardır. Bunları kaz anması için çalışması gerekmemektedir. Paranın nerden geldiği belli değildir ama bebek olduğuna göre- aslında sadece adı bebektir- anne babası ona bu rahatı bu lüksü sağlamaktadır. İşte bu paranın nerden geldiğinin belli olmaması, eğitimi, işi ve çalışması olmadığı halde lüksünün yerinde olması hepimize bugünün genç kadınlarının tutumunu çağrıştırmıyor mu? Günümüzün daha baba evinde yaşayan genç kızları da kendilerinin her şeylerinin olmasını bir zorunluluk, bunları ödemenin de ailelerinin görevi olduğ u nu düşünmüyorlar mı? Çalışsalar bile kazandıklarının gereksinmelerden çok konfor ve lüks için harcanmasının doğru olduğunu belirtmiyorlar mı? Genç kadınların günümüzdeki özlemleri Barbie bebeğin yaşamıyla şasılası bir benzerlik göstermiyor mu? Bunca güzellik salonu, bunca estetik merkezi, zayıflama kürleri, giysi markaları, çeşit çeşit ayakkabı satan süpermarket reyonları hep aynı şeyi söylemiyor mu? Daha iyisini iste, daha çoğunu iste, yaşama
hakkını iste, kişiliğini bu markayla kanıtla. Pa rası mı? Parası ne olacak? Kredi kartını kullanırsın. Gence kredi kartı, çocuğa kredi kartını verirsin, annesine, babasına ödetirsin. Barbie bebek size yol gösteriyor. Sen rahat yaşa ve iste. Ödeyecek birisi bulunur, yoksa arayıp bulursun, nasıl olsa gençsin, güzelsin, ödemek için yarışırlar. Barbie bebek konforlu ve lüks yaşıyor ama ailesi ortalarda hiç görünmüyor. Demek ki onlar bir yerlerde çalışıp çabalayıp yaşıyorlar, Barbie bebeğin bütün giderlerini de ödüyorlar. Barbie bebek, hiç kardeşi de olmad ığı için, ailesinin parası kendisine yetiyor. Şimdi Barbie Bebeğin temsil ettiği sosyal rolü görelim ve aktardığı değerleri anlayalım. Eğitimi belli değil Programı yok Mesleği yok Hedefi yok Çalışmıyor İşlevi yok Hiç sıkıntı çekmiyor Çabası yok Hiç derdi olmuyor Aidiyeti yok Hiç engeli yok Yardımlaşmıyor Ailesi ortada yok Paylaşmıyor Kardeşi yok Hep alıyor Vermeyi bilmiyor, niyeti de yok. İşte çocuklarımızın ille de benim de olsun dediği idol oyuncak, işte bu oyuncağı sosyal rolü ve aktardığı değerler. Siz, çocuğunuzun Barbie bebek gibi olmasını ister misiniz?
İstemezseniz, neden bu oyuncağın simgelediği ideolojiyi görmezden geliyorsunuz? Gelelim erkek çocuğumuz un idol oyuncağı na. Bu oyuncak da Action-Man ya da Power Ranger s olarak bilinen Kötülerle Savaşan Güçlü Adam dır. Kötülerle Savaşan Güçlü Adam, erkek çocuklarının yeni idol oyuncağı dır. Bu simgede görünüşe göre iyi özellikler yer almaktadır. Çağın ideolojisi güçlü adam ı güçlü, yapıcı, öncü, girişimci kişi lik olarak tanımlama eğilimindedir. Güçlü adam, başarılı olandır, kazanmaya daha yakındır, lider niteliği taşımaktadır. Kötülüklerle mücadele etmektedir. Dünyada da, uzayda da iyilerin yanında (iyiler biziz), kötüler de vardır(kötüler onlardır). İşte BİZ güçlü adamlar ve BEN güçlü adamların başı, ONLAR kötü adamlar ve O kötü adamların başı ile mücadele ediyoruz. Elbette BİZ kazanıyoruz ve ONLAR yok oluyorlar. Onları silahlarımızla imha ediyoruz, İMHA EDİYORUZ. Bu simgede de sosyal roller ve aktardığı değerler belirgin biçimde çizilmektedir. İyiler vardır İyiler kötü olamaz Kötüler vardır Kötüler iyi olamaz BİZ, iyileriz BİZ, kötü olamayız ONLAR, kötülerdir ONLAR, iyi olamazlar Onlarla SAVAŞMAK Görüşmek,konuşmak zorunludur YASAKTIR Savaşı biz KAZANIRIZ Kazanmamız KURALDIR
Dünyayı, insanları, ilişkileri, olayları ve durumları böyle kesinleştirmek, bu kesinliği de siyah -beyaz karşıtlığı nda vermek, erkek çocuk kişiliğini fanatizme, saldırganlığa, kaşısındakiler hakkında önyargı lı olmayı meşrulaştırmaya yönelik etkiler yapmaktadır. Aktarılan değerler de bunlarla ilgili olarak Düşmanlık, Savaş, Silahlar, Hep kendini iyi ve haklı görmek gibi insanlık değerlerine aykırı nitelikler olarak aktarılmaktadır. Bu oyunlardaki düşman, çocuk için, sırasında kendi arkadaşları, öğretmeni, kendi annesi babası bile olabilir. Çocuğun isteklerini yapmayan, ona kurallar koyan, yrsiz ısrarlarını yerine getirmeyen herkes sırasında düşman sayılabilir. Böyle olunca da düşman sözcüğü, bir tetik gibi arkadan savaş I, biz-onlar ayırımı nı, bir tarafın yenen, bir tarafın yenilen olmasını gerekli kılmaktadır. Böylece de düşünmek, karşısındakini anlamaya çalışmak, birbiri ile konuşmak, sorunları görüşerek çözümlemek, birbirini an lamak ve barışmak davranış kodları olarak iletilmemektedir. Bu davranışlar, zayıflık, güçsüz olmak, bunların sonucunda da değersiz olmak, mutsuz olmak gibi sonuçlara neden sayılmaktadır. Görülüyor ki, çocuk oyuncakları diye hafife alınan, salt oyun oy nama araçları olarak görülen araçlar, aslında düşünceleri, düşünce sistemleri olan ideolojilere uygun davranış kalıplarını ve hayat değerlerini oluşturmakta sanıldığından daha güçlü etkiler yapan aktarıcılardır. Çocuk oyuncakları yoluyla iletilen sosya l roller, sosyal değerler, sosyal etkiler, sosyal davranışlar, çocuğun üzerinde sanıldığından daha derin izler bırakmaktadır. Onun kişiliğini biçimlendirmede oyuncaklar önemli roller oynamaktadır. Geçmişin bir uçurtmayı yapmak, çocuğun kendi yaptığı oy uncaklarla oynamak, çember çevirmek, ip atlamak gibi çocuğun yapıcı gücünü
arttıran, kendilik gerekir. değeri kazandıran özelliklerin de ayrıca incelenmesi Günümüzün pazar ekonomisinin yönlendirdiği çocuk oyuncakları, artık daha yüksek bedellerle elde edilen, elektronik donanımlı, uzaktan kumandalı, büyüklerin kullandığı araçların küçük modelleri olan oyuncaklar olarak çocuğu geliştirici, onun yapıcılığını arttırıcı özelliklerle ilgisi kalmamış karmaşık ürünlerdir. Ancak, işin en önemli yanı, günümüzün idol oyuncakları nın çocuklarımıza aktardığı sosyal değerlerdir ve bu değerlerin ne ölçüde insan gelişimine hizmet ettiğidir. Açıkça görülüyor ki, oyuncaklarla aktarılan ideoloji, çocuklarımızın insanlık değerleri ne olumsuz etkiler yapmaktadır. Ko nunun önemi sandığımızdan daha da büyüktür ve belki de mücadele etmemiz gereken konuların başında gelmektedir.