TÜRÜK Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi 2014 Yıl:2, Sayı:3 Sayfa:231-238 ISSN: 2147-8872



Benzer belgeler
İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester)

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

TÜRKÇE ÖRNEK-1 KARAALİ KÖYÜ NÜN MONOGRAFYASI ÖZET

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

Türkiye yi Anlama Kılavuzu

Döneminde İzmir e Yönelik Göçler

I.YIL HAFTALIK DERS AKTS

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008

T.C. MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ Fen-Edebiyat Fakültesi

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

Türkiye'nin en yaşanabilir illeri listesi

Nüfus ve Göç Population and Migration

2017 YILI BİLİM SANAT MERKEZLERİNE ÖĞRETMEN ATAMASI SONUCU OLUŞAN İL-ALAN BAZLI TABAN PUANLAR

Truck & Trailer Brake Shoes / Kamyon & Dorse Fren Pabuçları 03/2013

İÇİNDEKİLER/CONTENTS

Changes of Rural Population in Turkey and its Distribution By Provinces ( )

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

TARİH BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article

VERGİ BİRİMLERİ. Taşra Teşkilatındaki Birimlerin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu

%100 Zeytinyağı ÜRÜN KATALOĞU / PRODUCT CATALOGUE.

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile. ecindeki. alternatif g. Anahtar Kelimeler:

BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA SUNUMU

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI.

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

ek: eğitim izleme göstergeleri

TIP FAKÜLTESİ - Tıp Lisans Programı Sıra No Üniversite Program Puan T. Kont. Taban Tavan 1 İstanbul Üniversitesi Tıp (İngilizce) Cerrahpaşa MF-3 77

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Akçakoca Belediyesi 2017 YILI MAVİ BAYRAK ÇEVRE EĞİTİM VE BİLİNÇLENDİRME ETKİNLİKLERİ DOSYASI

WEEK 11 CME323 NUMERIC ANALYSIS. Lect. Yasin ORTAKCI.

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE YENİLİKÇİLİK ÖDÜLLERİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI ÖDÜL SÜRECİ. Rapor Yazım Esasları

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

Kültür, Kimlik, Politika: Mardin'de Kültürlerarasılık

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34>

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 19, OCAK , S İSTANBUL ISSN: Copyright

TDE 101 Türkiye Türkçesi I Turkey Turkish I TDE 102 Türkiye Türkçesi II Turkey Turkish II

KENT BİLGİ SİSTEMİNİN BİR ALT SİSTEMİ OLARAK İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ VE TÜRKİYE İÇİN 2008 YILINDA İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ KULLANIM DURUMU *

İTÜ DERS KATALOG FORMU (COURSE CATALOGUE FORM)

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

Cases in the Turkish Language

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ (İSTANBUL) Radyo, Tv ve Sinema (Tam Burslu) 4 TS-1 483,

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TEHLİKELİ ATIK İSTATİSTİKLERİ BÜLTENİ(2013)

MUSTAFA ASLIER ĠN SANATI VE ÖZGÜN BASKIRESME KATKILARI Gülşah Dokuzlar Canpolat Yüksek Lisans Tezi

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

İ.T.Ü. DERS KATALOG FORMU (COURSE CATALOGUE FORM) AKTS Kredisi (ECTS Credits) CAB

ÖN ARAŞTIRMA. 1. İl Grubu: İstanbul Yalova Sakarya Kocaeli 2. İl Grubu: Bolu Eskişehir Afyon K. Isparta Burdur

SURİYE ARAP CUMHURİYETİNE YAPILAN İHRACAT ANALİZİ

g Na2HPO4.12H2O alınır, 500mL lik balonjojede hacim tamamlanır.

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği-

HAKKIMIZDA ABOUT US. kuruluşundan bugüne PVC granül sektöründe küresel ve etkin bir oyuncu olmaktır.

Türkiye Türkçesindeki Farsça Sözcükler ve Kullanım Şekilleri

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI


TıpGörDer. Tıbbi Görüntüleme Teşhis ve Tedavi Derneği. Türkiye de Görüntüleme Cihazlarının Demografikleri & Sayıları ve Yaş Profilleri.

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

4. İLLERE GÖRE ÖĞRENCİ VE ÖĞRETİM ELEMANLARI SAYILARI NUMBER OF STUDENTS & TEACHING STAFF BY PROVINCES

ÖNEMLİ PREPOSİTİONAL PHRASES

Türkiye'nin en rekabetçi illeri "yorgun devleri"

Bulgaristan-Türkiye Sınırında Yaşayan Yerel Halkın Geleneksel Kültürleri ve Yaşayan Müzik Biçimleri

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Beden eğitimi ve spor eğitimi veren yükseköğretim kurumlarının istihdam durumlarına yönelik. öğrenci görüşleri

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK

T.C. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

ÜNİVERSİTE ADI 2012 BAŞARI SIRASI (0,12) 2011-ÖSYS 0,15BAŞA RI SIRASI (9) OKUL BİRİNCİSİ KONT (6) 2012-ÖSYS EN KÜÇÜK PUAN (11) PROGRAM KODU

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Üniversitelerin Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Biyomedikal Mühendislikleri Bölümlerinin. Alfabetik Sıralaması (2005 ÖSYM Puanlarına Göre)

İKRAMETTİN KARAMAN ÇALIŞMALARINDAN ÖRNEKLER

TABLO-1. İLKÖĞRETİM/ORTAOKUL/İLKOKUL MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2015 EKPSS/KURA )

Transkript:

TÜRÜK Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi 2014 Yıl:2, Sayı:3 Sayfa:231-238 ISSN: 2147-8872 TÜRK HALK MÜZİĞİNDE YÖRE, ÜSLÛP VE TAVIR KAVRAMLARI ÜZERİNE ÖZET Furkan Balategin Eroğlu * Türk halk müziği ifadesi ile, oldukça geniş bir coğrafyada yaşayan, medeniyet meydana getirmiş, büyük bir toplumun geleneğe dayalı müziğini kastediyoruz. Çünkü Türkler yalnızca Türkiye sınırları içinde değil, çeşitli coğrafyalarda, büyük öbekler halinde yaşamaktadırlar. Yalnızca, Uluğ Türkistan denilen, Merkezî Asya yı düşünsek bile, en az 250 milyonluk bir Türk nüfusunu ifade etmiş oluruz. Kaldı ki Türkler Uluğ Türkistan dışında, gerek Balkanlar da gerekse Avrupa, Amerika ve Avusturalya da da yaşamaktadırlar. Bu çalışma Türkiye yi ile sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla Türk halk müziği ifadesiyle Türkiye Türklerinin halk müziğini kastetmiş olmaktayız. Çalışmamıza konu olan Türkiye Türk halk müziğinde bazı temel kavramların tanımları üzerinde henüz ittifak oluşmamıştır. Yöre, Üslûp, Tavır, Tür, Otantizm, Anonimlik, Yöre Tezenesi, Tür ve benzerleri gibi birçok konu halen tartışılmaktadır. Yöre denildiğinde günümüz idarî bölünmesi esas alınmakta, yöreler il, hatta ilçelerle sınırlandırılmaktadır. Bir türkünün yöresi gündeme geldiğinde; Denizli, Kırşehir, Erzurum gibi il adlarıyla veya Silifke, Eğin, Safranbolu gibi ilçe adlarıyla anılırken, diğer yandan, İç Anadolu, Ege, Doğu Anadolu gibi bölge adlarıyla da ifade edilmektedir. Bu adlandırmaların ilmî olup olmadığı bir yana, iller arasında bu Türkü bizim, şu türkü bizden çalındı, falan ezgi bizden alındı gibi yersiz tartışmalara da yol açmaktadır. Elbette Türküler bir yörede (yerde, bölgede, mahalde) doğmuş, üretilmiştir. Günümüz türkülerinin büyük bir çoğunluğunun çok eski zamanlarda doğup bugüne miras olarak ulaştığını da unutmamak gerekir. Ayrıca müzikte yöre karakteristiğinden söz edilirken Tavır ifadesi kullanılmaktadır ki, tavrın kişisel mi, toplumsal mı olabileceği hususu göz ardı edilmektedir. Üslûp konusu ise hiç dillendirilmemektedir. Bu çalışmada amaç, Türkiye Türk Halk Müziğindeki Yöre, Üslûp ve Tavır kavramlarını, kaynak tarama yöntemi Yüksek Lisans Öğrencisi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilimdalı, fe@asenkron.com.tr

Furkan Balategin Eroğlu www.turukdergisi.com yanında, alan tecrübelerimize dayanarak inceleyip, bazı önerilerde bulunmaktır. Anahtar Kelimeler: Halk Kültürü, Halk Müziği, Türkü, Söz, Müzik ON THE CONCEPTS OF REGİON, WORDİNG, TONE İN THE AREA OF TURKİSH FOLK MUSİC ABSTRACT With the expression of Turkish folk music, we refer to the music based on the tradition of a great society living in a very wide range of areas and generating a civilization because the Turks have lived not only within the boundaries of Turkey but also in variety of areas as large groups. Even when only the Central Asia called as Uluğ Turkestan is considered, it points out a Turkish population of 250 million people. Besides, except for Uluğ Turkestan, The Turks have been living in regions like Balkans, Europe, America and Australia. This study is limited to Turkey. Therefore, with the expression of Turkish folk music, we refer to the folk music of the Turks from Turkey. There has not been reached a consensus about the definitions of some basic concepts of Turkish folk music of Turkey. Some issues such as Region, Style, Attitude, Type, Authenticity, Anonymity, Local Plectrum and etc. are still being discussed. When the region is mentioned, today s administrative division is taken as a basis and it is limited to regions, provinces and even counties. When it comes to the region of a folksong; it can be expressed with the names of some cities such as Denizli, Eskişehir, Erzurum or with some province names such as Silifke, Eğin and Safranbolu and on the other hand, it can also be expressed with some region names such as Central Anatolia, Aegean or Eastern Anatolia. Apart from the fact that whether these nomenclatures are scientific or not, this can also lead to some discussions between the districts for reasons like this folksong has been stolen from our region or that folksong was taken from us. Of course, the folksongs have been born and composed in a certain vicinity (district, region, location). It should not be forgotten that the majority of today s folksongs were born in the old times and they have reached as an hereditary for today. Also when the region characteristic is mentioned, the expression of attitude is used, but it is ignored that the attitude can be both personal and social. And the style issue is never mentioned. The purpose of this study is to give some suggestions and analyze the concepts of Region, Style and Attitude in the Turkish Folk Music of Turkey through the ways based on our experience in the field and the literature review method. Key words: Folk Culture, Folk Music, Folk Song, Song, Music - 232 -

www. turukdergisi.com Furkan Balategin Eroğlu 1. GİRİŞ 1.1. Halk ve Halk Müziği Halk Müziği denildiğinde halk kavramına dikkat çekmek gerekir. Halkı, gelenek üretme melekesine sahip toplum olarak tarif ettiğimiz zaman Gelenek kavramı öne çıkmaktadır. Teoride iki kişi halkı oluşturabilir ve de geleneğe dair bir unsur üretebilir. Ancak, burada sözü edilen gelenek, bin yıllar öncesinden evrilip, dönüşerek günümüze kadar gelen ve toplumu meydana getiren ana kütlenin yaşayıp yaşattığı, sosyal yapı dahil, bütün kültürel unsurları saran, kültürün özü olarak nitelenebilir. Halka ait olmayı belirleyen popüler ve genel olma yanında gelenek önemli bir nitelik olarak öne çıkmaktadır. Bu cümleden hareketle, halk müziğini; Bin yıllar öncesinden günümüze kadar ulaşmış, bir millî kültürün içinde, profesyonel bir sanat kaygısı taşımadan, halkın duygu ve düşüncelerini aktardığı üreteni veya söyleyeni belli veya üreteni unutulmuş, geleneğe dayalı müzik 1 olarak tanımlamamız mümkündür. Batılı ülkelerde işçi sınıfının müziği, yerlilerin (ilkel toplumların) müziği gibi sosyolojik ve antropolojik tanımlamalar da vardır. Oysa, halk müziğinde sınıf farkı söz konusu olamaz. Burada, toplumu meydana getiren ana kütleye ait olma, popüler ve genel olma 2 ile geleneksellik nitelikleri yeterli görülebilir. Halk müziği eserleri aşk, ölüm, savaş, ekonomik ilişkiler, toplumsal sıkıntılar ve ilişkiler, doğa-insan ilişkileri gibi geniş konuları içerir. 1.2. Türk Halk Müziği Türk halk müziği dediğimizde, oldukça geniş bir coğrafyada yaşayan, medeniyet meydana getirmiş olan büyük bir toplumun geleneğe dayalı ve halkî özellikler taşıyan müziğini kastetmiş oluruz. Çünkü Türkler yalnızca Türkiye sınırları içinde değil, çeşitli coğrafyalarda, büyük öbekler halinde yaşamaktadırlar. Yalnızca Uluğ Türkistan denilen Merkezî Asya yı düşünsek bile en az 250 milyonluk bir Türk nüfusunu ifade etmiş oluruz. Kaldı ki Türkler Uluğ Türkistan dışında gerek Balkanlar da gerekse Avrupa, Amerika ve Avusturalya da da yaşamaktadırlar. Bu çalışmadaki alanımız Türkiye dir. Dolayısıyla Türk halk müziği ifadesiyle Türkiye Türklerinin halk müziğini kastetmiş olmaktayız. Çalışmamıza konu olan Türkiye Türk halk müziğinde bazı temel kavramların tanımları üzerinde henüz ittifak oluşmamıştır. Yöre, Üslûp, Tavır, Tür, Otantizm, Anonimlik, Yöre Tezenesi, Tür ve benzerleri gibi birçok konu halen tartışılmaktadır. Yöre denildiğinde günümüz idarî bölünmesi esas alınmakta, yöreler il, hatta ilçelerle sınırlandırılmaktadır. Bir türkünün yöresi gündeme geldiğinde; Denizli, Kırşehir, Erzurum gibi il adlarıyla veya Silifke, Eğin, Safranbolu gibi ilçe adlarıyla anılırken, diğer yandan İç Anadolu, Ege, Doğu Anadolu gibi bölge adlarıyla da ifade edilmektedir. Bu adlandırmaların ilmî olup olmadığı bir yana, iller arasında bu Türkü bizim, şu türkü bizden çalındı, falan ezgi bizden alındı gibi yersiz tartışmalara da yol açmaktadır. Elbette Türküler bir yörede (yerde, bölgede, mahalde) doğmuş, üretilmiştir. Günümüz türkülerinin büyük bir 1 Türker EROĞLU, Halk Bilimi Yüksek Lisans Ders Notları, Sakarya, 2011. 2 Tahir ALANGU, Türkiye Folkloru El Kitabı, İstanbul, 1983, Sayfa 21. - 233 -

Furkan Balategin Eroğlu www.turukdergisi.com çoğunluğunun çok eski zamanlarda doğup bugüne miras olarak ulaştığını da unutmamak gerekir. Ayrıca müzikte yöre karakteristiğinden söz edilirken Tavır ifadesi kullanılmaktadır ki, tavrın kişisel mi, toplumsal mı olabileceği hususu göz ardı edilmektedir. Üslûp konusu ise hiç dillendirilmemektedir. Biz bu çalışmada Yöre, Üslûp ve Tavır kavramlarını inceleyerek bazı önerilerde bulunacağız. 2. TÜRK HALK MÜZİĞİNDE YÖRE, ÜSLÛP VE TAVIR KAVRAMLARI 2.1. Yöre Bilindiği üzere halk kültürü geleneğe dayalı bir kültür olup içinde halk müziğini de barındırmaktadır. Halk müziği repertuvarını oluşturan sözlü, sözsüz, uzun, kırık bütün halk müziği eserine Türkü diyoruz. Türküleri de illere, ilçelere, köylere göre ifade etmenin ve her ile neredeyse, her ilçeye bir Türkü repertuvarı oluşturmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Yöre kavramı, her ne kadar, çoğunlukla Yer anlamında kullanılıyor ise de, kültürel bir alanı işaret ettiği için Nasıl bir yer? sorusunun cevabını aramamız gerekmektedir. Bu konuda Dr. Merdan GÜVEN; Türküleri belli bir köyün, kasabanın veya ilin sınırlarına hapsetmenin anlamlı olmadığını 3 söyleyerek bu düşüncemizi desteklemektedir. Mahmut Ragıp Gazimihal ise, Türkülerin iklimlere tabi bulunduklarını ifade ederek Şimali Anadolu Karadeniz), Şarki (Doğu) Anadolu, Orta Anadolu ve Cenubi Anadolu diyerek Türkiye deki Halk müziği yörelerini 4 bölgeye veya 4 yöreye ayırmıştır ki, bu ayrımda coğrafya esas alınmıştır. 4 Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, günümüzde, kültürü yaratan ve yaşatan halk devletin belirlediği idarî, siyasî veya coğrafi bölünmelere göre ele alınmaktadır. Oysa idarî, siyasî veya coğrafi sınırlar, kültürleri sınırlamada yetersiz kalırlar. Çünkü kültür sınırlarının idarî bölünmelere göre belirleyecek olduğumuzda hangi idarî bölünmeyi esas alacağımız hususu bir sorun teşkil eder. Esas alınacak idarî bölünme köy mü, şehir mi, bölge mi olacaktır? Bunlardan birini kabul ettik diyelim. O vakit Türkiye söz konusu olduğunda Osmanlı Devleti nin son dönemindeki idarî bölünmeyi mi, yoksa Cumhuriyet döneminde, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar defalarca değişmiş olan idarî bölünmeyi mi esas alacağız? Bilindiği üzere Osmanlı Devleti nin son dönemindeki idarî yapılanmada eyalet sistemi vardı. Bu yapı 1921 yılına kadar Liva veya Sancak adı verilen ve bugünkü vilayete yani il e tekabül eden idarî bölümler ile kaza, nahiye ve köyler şeklinde idi. 1921 Anayasası ile bu yapı il, ilçe, bucak ve köy teşkilatlanmasına dönüştü. Daha sonra bucaklar da lağvedilerek il, ilçe ve köy teşkilatlanmasına geçildi. Bu teşkilatlanmada mevcut olan 67 il bugün 81 e çıkmış, ilçe sayısı ise bu yapı içerisinde artış göstermiştir. 5 Şimdi biz bu teşkilatlanmanın hangisine itibar edeceğiz? Mesela son zamanda oluşturulan yeni iller, yeni kültür bölgeleri haline mi gelmiştir? Zonguldak tan ayrılarak il olan Bartın, Niğde den ayrılarak İl olmuş Aksaray, Bolu dan ayrılarak il olmuş Düzce bağlı bulundukları ilden ayrıldıklarında yeni bir kültür 3 Dr. Merdan GÜVEN, Türküler Dile Geldi, İstanbul, 2009, Sayfa 44. 4 Mahmut Ragıp GAZİMİHAL, Anadolu Türküleri ve Musiki İstikbalimiz, İstanbul, 2006, Sayfa 87. 5 Türker EROĞLU, Türk Dans Antropolojisine Giriş, Ankara, 2010,Sayfa119. - 234 -

www. turukdergisi.com Furkan Balategin Eroğlu bölgesi mi oluşmuştur? Elbette yeni bir kültür bölgesi oluşmamıştır. O vakit biz hangi idarî bölümü esas almalıyız? Bir ülkenin idarî teşkilat yapısı, o ülkenin yerel kültür sınırları için fikir verebilir ama belirleyici olamaz. Çünkü, kültürler idarî veya siyasî sınır tanımazlar. Peki o zaman halk müziğinde gelenekselliğin yaşandığı yöreleri nasıl sınırlayacağız. Mesela türküler anons edilirken söylendiği gibi İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz gibi, coğrafî bölgelere göre ifade etmek isabetli midir? Ayrıca her ile her Türkü repertuvarı oluşturmak ne kadar doğrudur? 6 Giriş bölümünde belirttiğimiz gibi, çoğunlukla Türkülerin doğuş yeri belli değildir. Türkiye deki Türk kültürü söz konusu olduğunda, Uluğ Türkistan (Orta Asya) dan buraya taşınan bu kültürün içinde bulunan unsurlardan kaçı burada yaratılmıştır? Elbette bunu tesbit etmek oldukça zordur. Nitekim Âşık ezgilerine baktığımızda, bu ezgilerinin çoğunun tekrarlanan ezgiler olduğu görülmektedir. Günümüzde yaratılmış olanların bile temel ezgileri ve hatta sözlerinin temellerinin geçmişte atılmış olduğu gerçeğiyle karşılaşmaktayız. Bu duruma en güzel örnek Âşıklar ın Usta Malı türküler söylemelerinin yanında, yeni eserler meydana getirirken ustaları taklit etmeleri, onların kullandığı ezgi ve hatta söz kalıplarından yararlanmalarını gösterebiliriz. Âşıklar dışındaki halk ezgileri de aynı şekilde geçmişteki ustaların yaratılarından yararlanılarak oluşturulmuşlardır. Bu son derece normaldir. Çünkü bunlar vahiy yoluyla insanlara ulaşmamıştır. Bir millet kültürünün temelleri o milletin oluşmasından başlayarak, tarih boyunca belirgin bir şekilde öbekleşip günümüze kadar ulaşmıştır. Tarihin her döneminde toplumu oluşturan insanlar, özellikle yaratıcı, üretici liderler mevcut unsurlara yenilerini ekleyerek kültürü geliştirirler. Bu cümleden olarak, eski yurtlarından Türkiye ye göç etmiş bulunan Türk topluluklarının kadim kültürlerini buraya taşıdıklarını ve dağıldıkları bölgelerdeki coğrafî şartlar ve temas ettikleri insanlardan da etkilenerek yeni yaratılar meydana getirmişlerdir. Hadiseye bu açıdan yaklaşıldığında, yöre konusunda en isabetli sınırlama veya belirleme yaklaşımının boylara, soylara, oymaklara ve aşiretlere göre olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Ancak boylar, soylar, oymaklar ve aşiretler sadece ülke çapında değil dünya çapında dağıldıklarından bu sınırlandırmanın da gerçekleştirilmesi mümkün olamamaktadır. Yalnızca Türkiye düşünüldüğünde dahi bu mümkün değildir. Türkiye de yalnızca Oğuz Boyu esas alınmış olsa dahi, bu boya bağlı oymaklar, aşiretler ve cemaatlar ülkenin çeşitli bölgelerine yayılmış olduğundan, bu şekilde sınırlandırmak ve incelemek mümkün görülmemektedir. Kaldı ki halk müziği eserleri olan türküler, kültürel yayılma (diffusion) yoluyla üretildiği, yaratıldığı veya yoğun olarak icra edilerek yaşatıldığı bir yerden başka bir yere/yerlere de taşınabilirler. Bu konuda Araştırmacı Mehmet Özbek in Bazı Türküler sevildikleri oranda yaygınlık kazanarak yöresellikten bölgeselliğe geçerler. 7 Şeklindeki ifadesi dikkat çekicidir. Tabi bu ifadeler halk müziğinde yöre ifade edilirken illerden, ilçelerden hatta köylerden söz 6 Türker EROĞLU, a.g.e. Sayfa 119. 7 Mehmet ÖZBEK, Türkülerin Dili, Ötüken, 2012, Sayfa 24. - 235 -

Furkan Balategin Eroğlu www.turukdergisi.com edilemeyeceği anlamına da gelmez. Çünkü Şanlıurfa, Harput, Eğin, Silifke İstanbul, Kırşehir gibi bazı iller belirgin bir biçimde adlarından söz ettirecek kültür yapısına, dolayısıyla da müzikal bir yapıya sahiptirler. Yukarıda sözünü ettiğimiz Eğin, Silifke gibi ilçelerin yanında, Arguvan, Acıpayam, Çameli, Fethiye gibi bazı ilçelerde karakteristikleri itibarıyla yöre olarak ifade edilebilecek durumdadırlar. Ayrıca, Teke, Ankara, Trakya, İzmir, Bursa, İstanbul gibi yerler de yöre olarak ifade edilebilir. Bu yörelerden bazıları Kültür Merkezi olmalarından dolayı öne çıkmış, bazıları da kendilerine ait bir karakteristik oluşturduklarından yöre olarak anılabilir duruma gelmişlerdir. Bu durumda Yöre adlandırmasında çözüm olarak, müzikal yapı itibarıyla karakteristik olarak bir öbek oluşturmuş olan yerlerle, kültür merkezi olan yerler esas alınabilir ve Türkiye dikkate alındığında, ülkede kültür merkezi olarak adlandırılabilecek yerleri tesbit etmekle işe başlanabilir. Bu merkezler, geniş bir hinterlanda (ard ülkeye) sahip olmalı, aynı zamanda birer ticaret, sağlık ve eğitim merkezi olarak yüzyıllar ötesinden günümüze ulaşmış bulunmalıdır. Tabii bu merkezleri belirlemek kolay bir iş değildir. Özellikle kültür tarihî açısından ciddî araştırma gerektirir. Sonuç olarak, halk kültürü ile ilgili bütün çalışmalarda yöre adı verilen alanı idarî veya coğrafî olarak sınırlamak isabetli değildir. İsabetli olan oymak, aşiret, cemaat gibi sosyolojik öbekleşmelere göre sınırlamaktır. Ancak bu öbekler de ülkelerin çeşitli yerlerine dağılarak oradaki yerel halkla karıştıklarından bu da mümkün olamamaktadır. Bu durumda yukarıda teklif ettiğimiz gibi; halk müziği söz konusu olduğunda Yöre ifadesi ile Eğin, Arguvant, Silifke ve benzerleri gibi Müzikal Karakteristik oluşturmuş olanlarla, Harput, Konya, İstanbul, Bursa v.b. gibi Kültür Merkezleri nin anlaşılmasının daha uygun olacağını düşünmekteyiz. 2.2. Tavır ve Üslûp Türkiye Türkçesinde Arapça Kökenli Tavr 8 dan Tavır ve Üslûp kavramları çoğunlukla eş anlamlı görülmekte ve Yol, Yordam, Yöntem, Öbek, Tarz, Biçem, Yorum, Ekol gibi kavramlarla birlikte anılmaktadır. Görebildiğimiz kaynaklara bakıldığında Türk halk müziğinde tavır ve Üslûp konusunu detaylı olarak Türker Eroğlu nun, ele aldığı görülmektedir. Türk Dans Antropolojisi ne Giriş adlı çalışmasında Eroğlu: Uzun yıllardır halk kültürünün soyut alanlarından olan dans ve müzik konusunda bir yöredeki müzikle ilgili özel icra biçimleri ifade edilirken hep tavır ifadesi kullanılır. Bir yörenin müzikteki icra biçimi kastedilerek; mesela Yozgat söz konusu olduğunda Yozgat Tavrı veya Yozgat Tezenesi ; yahut Konya söz konusu olduğunda Konya Tavrı veya Konya Tezenesi şeklinde ifadeler kullanılır. Kırşehirli Neşet Ertaş ın tavrı ile babası olan Muharrem Ertaş ın tavrı farklıdır. Ancak bütün Kırşehir yöresinin kendine has bir çalma ve söyleme şekli vardır ki; nasıl mimarîdeki genel akımlara ve biçimlere Rönesans, Rokoko, Barok Uslûbu deniliyorsa biz de bir ilin veya bir bölgenin genel olarak müzik icra 8 İlhan AYVERDİ, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Tavır Maddesi, İstanbul, 2005, Sayfa 3055. - 236 -

www. turukdergisi.com Furkan Balategin Eroğlu biçimlerine o yörenin Uslûbu ; o yöredeki kişilerin kendine özgü icra biçimlerine ise O yörenin tavrı denilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz. 9 demektedir. Oysa, her ne kadar Batı da Üslûp (Style) Bir çağa özgü teknik 10 olarak ifade ediliyorsa da Türkiye de daha çok Bir yazarın, bir kişinin anlatışı, deyişi, yapış biçimi veya tarzı 11 olarak ifade edilmektedir. Bu konuda Mehmet Said Türkoğlu; Üslûp, bir bakıma ruhun iz düşümüdür. Eskiler Üslub-ı beyan, ayniyle insandır. derlerdi. Üslup, ruhun aynasıdır. Kişiliğin tüm tonları üslup sayesinde kendini ortaya koyar. Ve bir yazar, üslubu sayesinde zihinlerdeki o bir başkasınınkine benzemeyen söz saltanatını kurar. demektedir. Bu anlamda Üslûp, parmak izi gibi kişiselleştirilmektedir. Tavır ise, İngilizce de Attitude : Tutum, Davranış 12 ; Türkçe de ise Arapça kökenli olmakla birlikte, Durum, Davranış, Vaziyet olarak ifade edilmektedir. Türk halk müziğinde tavır için Yöredeki anlatım şekli diyenler de vardır. 13 Buna göre Üslûp un yaygın olarak ferdî, kişisel olduğunu, Tavır ın ise bölgesel olabileceğini düşünebiliriz. Böyle düşündüğümüzde EROĞLU nun çalışmasında Türk halk müziğindeki Yöre Uslûbu için belirttiği; Müziğin Temel Karakteristiği ni, Yörenin Avazı nı (Türkü okuma biçimini), Yöre Sözlerini İfadedeki Ağız Özellikleri ni, Yöre Sazlarındaki İcra Biçimi ve Teknikleri ni, Yöredeki Kişisel Türkü Söyleme Biçimleri ni Yöre Tavrı veya Yöresel Tavır olarak ifade edebiliriz. Bu durumda Eroğlu nun belirttiği Kırşehir deki geleneksel müziğin nitelikleri; özel çalma ve söyleme şekilleri; avazı ve ağzı söz konusu olduğunda Kırşehir yöresi müzik icra uslûbu veya kısaca Kırşehir uslûbu yerine Kırşehir Tavrı diyerek Tavır ı genel Üslûp u ise özel olarak düşünebilir ve o şekilde adlandırabiliriz. Eroğlu nun ifade ettiği Tezene ifadesi için, haklı olarak belirttiği gibi Yörenin Tavrı şeklinde hatalı kullanılmaktadır. 14 Çünkü Yöre Tezenesi yalnızca Bağlamayı yöre tekniğiyle çalmayı göstermektedir. Oysa yörelerde diğer çalgıların da yöreye has bir icra biçimi vardır. Yukarıda belirtildiği gibi Çalgılardaki Yöresel İcra Biçimleri Yöre Tavrı olarak ifade edilebilir. Bu durumda Tezene ifadesi kullanıldığında yalnızca yöredeki bağlama çalma tekniğini belirttiği için isabetlidir. 3. SONUÇ Bu çalışmada Türk halk müziğinde tartışılmakta olan temel kavramlardan Yöre, Tavır ve Üslûp kavramları ele alınarak bazı teklifler yapılmıştır. Buna göre Yöre ifadesi ile Eğin, Arguvan, Silifke ve benzerleri gibi Müzikal Karakteristik oluşturmuş olan yerlerle, Harput, Konya, İstanbul, Bursa ve benzerleri gibi Kültür Merkezleri nin anlaşılmasının daha uygun olacağını kanaatine varılmıştır. Üslûp ve Tavır meselesinde 9 Türker EROĞLU, Türk Dans Antropolojisine Giriş, Ankara, 2010,Sayfa115. 10 Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük, Uslûp maddesi. 11 A.g.e., Uslup maddesi. 12 The Concise Oxford Turkish Dictionary, Tavır Maddesi, İstanbul, 1990. 13 Mehmet Can PELİKOĞLU, Geleneksel Türk Halk Müziği Eserlerinin Makamsal Açıdan Adlandırılması, Erzurum, 2012, Sayfa 19. 14 Bkz.: Hüseyin ŞAHİN- Süleyman ÖZEROL, Arguvan Türküleri, İstanbul, 2004, Sayfa 18. - 237 -

Furkan Balategin Eroğlu www.turukdergisi.com ise Üslûp un yaygın olarak ferdî, kişisel tutum tavranış ve tarz olduğunu, Tavır ın ise yöresel veya bölgesel olabileceğini düşünmekteyiz. Bu durumda, Neşet Ertaş ın çalma ve söyleme tarzına Neşet Ertaş ın uslûbu, belirli bir karakteristiğe sahip olan Kırşehir e özgü çalma, söyleme ve diğer karakteristik öğelerin öbeğine ise Kırşehir Tavrı diyebiliriz. Adı geçen kelimelerin sözlük anlamından ziyade, çağrışımları ve kavramlaştırma çabası göz önüne alınmalıdır. KAYNAKLAR ALANGU, Tahir, Türkiye Folkloru El Kitabı, Adam Yayıncılık 131, İstanbul, 1983. AYVERDİ, İlhan, Misalli Büyük Türkçe Sözlük (3. Cilt), Tavır Maddesi, Kubbealtı Yayınları, İstanbul, 2005, BAYKARA, Tuncer, Anadolu nun Tarihi Coğrafyasına Giriş, Anadolu nun İdari Taksimatı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları:86, Seri VII, Sayı A 7, Sevinç Matbaası, Ankara, 1988. EROĞLU, Türker, Türk Dans Antropolojisine Giriş, Yurt Renkleri, Ankara, 2010. EROĞLU, Türker, Halk Bilimi Ders Notları, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Sakarya, 2011. GÜVEN, Merdan, Türküler Dile Geldi, İstanbul, 2009. İZ, Fahir (Editör), The Concise Oxford Turkish Dictionary, Tavır Maddesi, İstanbul, 1990. ÖZBEK, Mehmet, Türkülerin Dili (Sözlük), Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2009. PELİKOĞLU, Mehmet Can, Geleneksel Türk Halk Müziği Eserlerinin Makamsal Açıdan Adlandırılması, Atatürk Üniversitesi Yayınları 1006, Erzurum, 2012. ŞAHİN Hüseyin, (Süleyman ÖZEROL ile) Arguvan Türküleri (Halkbilimsel Bir Araştırma Denemesi), Arguvan ve Köyleri Eğitim Kültür Vakfı Yayınları, Kitap No:2, İstanbul, 2004. Türkçe Sözlük, Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu: 549, Sözlük, Bilim ve Uygulama Kolu Yay.:1, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988. TÜRKOĞLU, Mehmet Said, Üslûp Üzerine-Deneme, Yağmur Dergisi, Ocak-Şubat-Mart 2005, http://www.yagmurdergisi.com.tr/archives/konu/uslup-uzerine - 238 -