Trikotilomanide Klinik Özellikler



Benzer belgeler
Obsesif Kompulsif Kiþilik Bozukluðu Olan ve Olmayan Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastalarýnda Klinik Özelliklerin Karþýlaþtýrýlmasý

Obsesif Kompulsif Bozukluðun Belirti Daðýlýmýnýn ve Komorbiditesinin Çocuk ve Ergenler ile Eriþkinler Arasýnda Karþýlaþtýrýlmasý

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Van Ýl Merkezi Lise Son Sýnýf Öðrencilerinde Obsesif Kompulsif Bozukluk Yaygýnlýðý

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Panik Bozukluðu ve Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastalarýnýn Yeme Tutumlarý Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi

Obsesif kompulsif bozukluk için yardım aramada ilk başvuru yerlerinin değerlendirilmesi

Aurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý

Yatarak tedavi gören obsesif kompulsif bozukluk hastalarının klinik özellikleri


Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi

Madde Baðýmlýlýðý Olan Hastalarýn Ebeveynlerinde Öfke Düzeyi: Öfkenin, Depresyon ve Anksiyete Düzeyi ile Ýliþkisi

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Kalple Ýliþkili Olmayan Göðüs Aðrýsý Olan Hastalarda Psikiyatrik Eþtaný

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Erken ve Geç Baþlangýçlý Erkek Alkol Baðýmlýlarýnda Sosyodemografik, Klinik ve Psikopatolojik Özelliklerin Karþýlaþtýrýlmasý

Akne Vulgaris ve Psikopatoloji Ýliþkisini Aydýnlatmaya Yönelik Bir Çalýþma

Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz****

Sýnav Kaygýsý ve Ýliþkili Psikiyatrik Belirtiler

Alkol/Madde Baðýmlýlarýnda Özkýyým Giriþimi Öyküsünün Klinik Belirtilerle Ýliþkisi

Obsesif kompulsif bozukluk, DSM-IV sınıflandırmasında. Obsesif kompulsif bozukluk hastalar nda sosyodemografik özellikler ve komorbidite

Türkiye ve Fransa da Obsesif

Cloninger'in Mizaç ve Karakter Boyutlarý ile Kiþilik Bozukluklarý Arasýndaki Ýliþki

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi

Bedensel Hastalýðý Olan Kiþiler Arasýnda Psikiyatrik Yardýma Ýhtiyacý Olanlar Tanýnabiliyor mu?

Clark-Beck Obsesyon-Kompulsiyon Ölçeği nin Türk toplumunda psikometrik özellikleri

Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi

Sosyal Fobinin Diðer Psikiyatrik Hastalýklarla Birlikteliði

Sosyal Anksiyete Bozukluðunda Baþlangýç Yaþýnýn Klinik Gidiþ Üzerine Etkisi

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu ve Primer Enürezis Nokturnalý Çocuklarýn Annelerindeki Psikiyatrik Belirtiler ve Yetiyitimi

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi

Psikiyatrik Bozukluklara Baðlý Engellilik Hali; Üniversite Hastanesi Deneyimi. Disabilites Due to Psychiatric Disorders: Sample Of University Hospital

Ýntihar Giriþimi Olan Bireylerde Birinci ve Ýkinci Eksen Tanýlarý

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Yaygýn Sosyal Fobi Hastalarýnda Çekingen Kiþilik Bozukluðu ve Psikopatolojiye Etkileri

Bel ve Boyun Aðrýsý Hastalarýnda Anksiyete, Depresyon ve Yaþam Kalitesi #

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Yataklý Tedavi Hizmeti Sunan Psikiyatri Kliniklerinde Ektanýlar

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

Obez Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklarýn Sýklýðý

Türkiye de Mezuniyet Öncesi ve/veya Sonrasý Psikiyatri Eðitimi ve Hizmeti Veren Kurumlarýn Özellikleri

Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma

Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Komorbid Durumlar

Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri

Kahta Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniðinde Yatan Hastalarýn Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri


Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Cukurova Medical Journal

Huzurevindeki Yaþlýlarda Depresyon Sýklýðý ve Ýliþkili Risk Etmenleri

Cornell Demansta Depresyon Ölçeðinin Türk Demans Hastalarýnda Geçerlik ve Güvenilirliði

Obsesif kompulsif bozukluk tanısı konan bir grup hastada deksametazon supresyon testi 1

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

DEHB Tanýlý Çocuklarýn Ebeveynlerinde DEHB Oraný

Psikiyatri Polikliniðine Baþvuran Bir Grup Yaþlýda Huzurevi ya da Aile ile Kalmanýn Depresyon ve Anksiyete Düzeyine Etkisi

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma


Omurilik Felçli Hastalarda Travma Sonrasý Stres Bozukluðu ve Ýliþkili Faktörler

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK TANISI KONAN BİR GRUP HASTADA OBSESYONLARIN FENOMENOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý

Mirtazapinin Major Depresyonda Etki Baþlangýcý ve Güvenilirliði: Olgu Serisi

Bir Eðitim Hastanesinde Psikiyatri Konsültasyon Hizmetlerinin Deðerlendirilmesi

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Obsesif kompulsif bozuklukta ilaç tedavisine yanıtın öngörücüleri

Psikiyatrik literatürde 1800'lerden beri görünmekte

Sýnýrda Kiþilik Bozukluðu Aslýnda Bir Bipolar Spektrum Bozukluðu mudur?

Sosyal Fobi Hastalarýnda Aleksitimi, Umutsuzluk ve Depresyon: Kontrollü Bir Çalýþma

Psikiyatri Kliniðinde Yatarak Tedavi Gören Þizofreni Hastalarýnýn Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Konversiyon Bozukluðunda Aleksitiminin Depresyon ve Anksiyeteye Etkisi #

Kronik Ürtikerli Hastalarda Kiþilik Bozukluklarý, Anksiyete ve Depresyon

Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý

2006 cilt 15 sayý

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Bir Üniversite Hastanesinde Yatan Hastalardan Ýstenen Psikiyatrik Konsültasyonlarýn Deðerlendirilmesi

Bir Psikiyatri Kliniðinde Yatarak Tedavi Gören Geç Baþlangýçlý Þizofreni Hastalarýnýn Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri

Yaþa Baðlý Makula Dejenerasyonunda Risk Faktörleri

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Kronik Hastalýðý Olan Çocuklar, Anne ve Babalarýndaki Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ


Çocuk Psikiyatri Hastalarýnda Yatýþ Süresine Etki Eden Faktörler

Dissosiyatif Kimlik Bozukluðu: Taný ve Nozolojik Sorunlar

Dr. Pembe Keskinoðlu*, Dr. Özgü Özkul**, Dr. Ruhan Ayan**, Dr. Gamze Norgaz**, Dr. Hatice Giray*, Dr. Bülent Kýlýç***

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Birinci Trimester Gebelerde Depresyon ve Anksiyete Bozukluðu

Araştırma Makalesi / Research Article. Selim TÜMKAYA, Filiz KARADAĞ, Nalan OĞUZANOĞLU

Diyabetik hastalarda retinopati sýklýðý ve risk faktörleri

Yaygýn Anksiyete Bozukluðu Tanýlý Bireylere Verilen Psikoeðitimin Tedavideki Etkinliðinin Ýncelenmesi

Majör Depresyon ve Anksiyete Bozukluðunun Birlikte Görüldüðü Durumlarýn Klinik Özellikleri: Karþýlaþtýrmalý Bir Çalýþma *

EŞIK-ALTI DEPRESYON VE DEPRESİF BOZUKLUK: GENEL MEDİKAL VE MENTAL SAĞLIĞA ÖZGÜ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ*

Transkript:

Trikotilomanide Klinik Özellikler Vehbi KESER*, Raþit TÜKEL**, Nuray KARALI***, Celal ÇALIKUÞU***, Tuba ÖZPULAT OLGUN**** ÖZET Bu çalýþmada, 19 trikotilomani hastasýnda, demografik ve fenomenolojik özellikler, eþlik eden psikiyatrik bozukluklar ve aile öyküsü araþtýrýldý. Hastalar, sosyodemografik ve klinik özelliklere iliþkin yarý-yapýlandýrýlmýþ bir görüþme formu, DSM-III-R için Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþmesi, DSM-III-R Kiþilik Bozukluklarý için Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþme Kýlavuzu ile deðerlendirildi. Hastalarýn % 84'ü kadýndý. Trikotilomaninin baþlama yaþý ortalamasýnýn 15.4, hastalýk süresi ortalamasýnýn 11 yýl olduðu saptandý. Hastalarýn, %79'unda saç koparma esas olarak saçlý deridendi. Saç koparma sonrasýnda, tüm hastalar rahatlama yaþarken; ondört hastanýn (%73.7) ayrýca haz duygusu yaþadýðý belirlendi. Trikotilomaniye ek olarak, hastalarýn %21'inde obsesif kompulsif bozukluk, %21'inde distimi, %10.5'inde yaygýn anksiyete bozukluðu %5.3'ünde þimdiki major depresif epizod, %15.8'inde geçmiþ major depresif epizod tanýlarý konuldu. Hastalarýn %36.8'inde kiþilik bozukluklarý mevcuttu. Elde ettiðimiz bulgular, konuyla ilgili yayýnlarda bildirilen sonuçlarla karþýlaþtýrýlarak tartýþýldý. Anahtar Sözcükler: Trikotilomani, saç yolma, klinik özellikler, eþtanýlý durumlar. SUMMARY Clinical Features in Trichotillomania In this study, we investigated the demographic and phenomenological features, comorbidity, and family history in a series of 19 * Uz. Dr., Alman Hastanesi, ** Doç. Dr., ****Dr., Ýstanbul Üniversitesi, Ýstanbul Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, *** Uz. Dr., Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi, ÝSTANBUL patients with trichotillomania. The patiens were assessed with a semistructured interview that focused on the demographic characteristics and hair-pulling behaviour, the Structured Clinical Interview for DSM-III-R, the Manual for the Structured Clinical Interview for DSM-III--R Personality Disorders. Eighty-four percent of the patients were female. The mean age at onset of hair pulling was 15.4 years, the mean duration was 11 years. Seventy-nine percent of the subjects reported pulling out hair primarily from the scalp. All subjects described a sense of relief, 14 (74%) gratification after pulling out their hair. Twenty-one percent of the patients had an associated diagnosis of obsessive compulsive disorder; 21% dysthymia; 10.5% generalized anxiety disorder; 5.3% current major depressive episode; 15.8% past major depressive episode. Personality disorders were present in 36.8% of the patients. We have discussed our findings in the light of the literature. Key Words: Trichotillomania, hair pulling, clinical features, comorbidity. GÝRÝÞ Trikotilomani, ilk kez 1889 yýlýnda, saçlarýný tutamlar halinde koparan ve bir tür alopesi olarak deðerlendirilen bir hastanýn incelenmesi sonucu, dermatolog Hallopeau tarafýndan tanýmlanmýþ ruhsal bir bozukluktur (Swedo 1993). Trikotilomani, eski Yunanca bir sözcük olup, "saç koparýyorum" anlamýna gelmektedir (Swedo 1993). Günümüzde trikotilomani, belirgin þekilde saç kaybý ile sonuçlanacak kadar kiþinin saçýný tekrarlayan bir tarzda kopardýðý, saç koparma öncesinde gerginlik duyumunun, saç koparýrken haz almanýn görüldüðü bir bozukluk 26

TRÝKOTÝLOMANÝDE KLÝNÝK ÖZELLÝKLER olarak tanýmlanmakta; DSM-IV'te (APA 1994) 'Baþka Bir Yerde Sýnýflandýrýlmamýþ Ýmpuls Kontrol Bozukluklarý', ICD-10'da (WHO 1992) ise 'Alýþkanlýk ve Dürtü Bozukluklarý' taný grubu içinde yer almaktadýr. Trikotilomani hastalarýnda, en sýk saç koparmanýn, daha seyrek olarak da kaþ, kirpik, sakal-býyýk, koltukaltý ve kasýk gibi bedenin çeþitli bölgelerinden kýl koparmanýn görüldüðü bildirilmektedir (Christenson ve ark. 1991a, Cohen ve ark. 1995, Stanley ve ark. 1997). Önceleri seyrek görüldüðü düþünülen bu bozukluk, uzun yýllar psikiyatri literatüründe fazlaca yer almamýþtýr (Stein ve ark. 1995). Ancak son dönemlerdeki araþtýrma verileri, trikotilomaninin sanýldýðýndan daha sýk görüldüðünü ortaya koymaktadýr (Christenson ve ark. 1991b, Swedo ve Leonard 1992). Genel populasyondaki prevalansýyla ilgili bir çalýþma yoktur. Christenson ve arkadaþlarý (1991b) tarafýndan 2579 kolej öðrencisi üzerinde yapýlan bir çalýþmada, yaþamboyu prevalansý %0,6 olarak bildirilmiþtir. Trikotilomaninin, son yýllarda ortaya atýlan obsesifkompulsif spektrum bozukluklarý kavramý içinde ele alýnmasýyla birlikte araþtýrmacýlarýn ilgisini çekerek güncelleþtiðini görmekteyiz (Swedo 1993, Christenson ve ark. 1991a, Cohen ve ark. 1995, Stein ve ark. 1995, Swedo ve Leonard 1992, Stein ve ark. 1992, Christenson ve ark. 1993, Stanley ve ark. 1992, Lenane ve ark. 1992). Bu çalýþmada, ülkemizde trikotilomaninin kliniði ile ilgili sistemli bir çalýþmanýn yapýlmamýþ olduðu da göz önüne alýnarak, 19 trikotilomani hastasýnda, sosyodemografik özellikler, fenomenoloji, eþlik eden psikiyatrik bozukluklar ve aile öyküsünün araþtýrýlmasý amaçlanmýþtýr. GEREÇ VE YÖNTEM Denekler Çalýþmaya Ocak 1996 - Haziran 1998 tarihleri arasýnda Ý.Ü. Ýstanbul Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý polikliniðine baþvuran ve DSM-III-R taný ölçütlerine göre trikotilomani tanýsýný alan 19 hasta dahil edildi. Hastalara çalýþma ile ilgili bilgi verilerek onaylarý alýndý ve hasta seçiminde, en az ilkokul mezunu olma ve uygulanan testleri yanýtlayabilme koþulu göz önünde tutuldu. Araçlar DSM-III-R Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþmesi Türkçe Versiyonu (Structured Clinical Interview for DSM-III-R: SCID): DSM-III-R sýnýflandýrmasýna göre geliþtirilmiþ, birinci eksende taný koyma amacýyla uygulanan yapýlandýrýlmýþ bir klinik görüþme yöntemidir (Spitzer ve ark. 1987). DSM-III-R Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþmesi Türkçe Versiyonu-Kiþilik Bozukluklarý Formu (Manual for the Structured Clinical Interview for DSM-III-R Personality Disorders: SCID-II): DSM-III-R sýnýflandýrmasýna göre geliþtirilmiþ, ikinci eksende yer alan kiþilik bozukluklarý tanýlarýný koyma amacýyla uygulanan yapýlandýrýlmýþ bir klinik görüþme yöntemidir (Spitzer ve ark. 1990). Her iki formun da (SCID ve SCID-II) Türkçe çeviri ve uyarlamalarý Sorias ve arkadaþlarý (1990) tarafýndan yapýlmýþtýr. Hamilton Anksiyete Derecelendirme Ölçeði (HADÖ): Anksiyete düzeyini belirlemek amacýyla geliþtirilmiþ, deðerlendirmeci tarafýndan puanlanan 14 maddelik bir ölçektir (Hamilton 1959). Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeði (HDDÖ): Depresif hastalarda, belirtilerin þiddeti ve depresyonun düzeyini belirlemek amacýyla geliþtirilmiþ, deðerlendirmeci tarafýndan puanlanan bir ölçektir (Hamilton 1967). 17, 21 ve 24 maddelik formlarý vardýr. Çalýþmamýzda 17 maddelik formu kullanýlmýþtýr. Beck Depresyon Ölçeði (BDÖ): Beck ve arkadaþlarý tarafýndan 1961'de geliþtirilen, 1979'da yeniden gözden geçirilerek ikinci formu oluþturulan bu ölçek, depresyonda görülen bedensel, emosyonel ve biliþsel belirtileri ölçmede kullanýlmaktadýr. 21 maddeden oluþmakta ve deðerlendirme hastanýn kendisi tarafýndan yapýlmaktadýr. Bu çalýþmada, Türkiye uyarlamasý Tegin tarafýndan yapýlmýþ olan (Savaþýr ve Þahin 1997) ölçeðin özgün formu kullanýlmýþtýr. Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Belirti Listesi (YBOKBL): Klinik uygulama ve araþtýrmalarda yaygýn olarak kullanýlan, obsesyon ve kompulsiyonlarýn özelliðini ve sýklýðýný saptamak üzere geliþtirilmiþ belirti listesidir (Goodman ve ark. 1989a,b). Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeði (YBOKÖ): Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) belirtilerinin þiddetini deðerlendirmek üzere geliþtirilmiþ ve deðerlendirmeci tarafýndan puanlanan bir ölçektir (Goodman ve ark. 1989a,b). Puanlama, YBOKBL'nin hastayla birlikte gözden geçirilmesinin ardýndan yapýlmaktadýr. Toplam 19 maddeden oluþan bu ölçekte, ilk 10 maddenin puanlarý deðerlendirilmeye alýnmakta; 1-5. maddelerin toplamý obsesyon, 6-10. mad- 27

KESER V, TÜKEL R, KARALI N, ÇALIKUÞU C, ÖZPULAT OLGUN T. delerin toplamý kompulsiyon, 1-10. maddelerin toplamý obsesyon-kompulsiyon puanýný vermektedir. Ülkemizde geçerliliði ve güvenilirliði Karamustafalýoðlu ve arkadaþlarý (1993) tarafýndan yapýlmýþtýr. Araþtýrmamýzda, YBOKBL ve YBOKÖ'nün kullanýmý sýrasýnda, trikotilomaniye özgü olan düþünce ve davranýþlar deðerlendirme dýþýnda býrakýlmýþtýr. Sheehan Yeti Yitimi Ölçeði (SYYÖ): 'Ýþ, sosyal yaþam ve boþ zaman uðraþýlarý' ve 'aile yaþamý ve evdeki sorumluluklar' alt ölçeklerini içeren ve bu alanlarda görülen yeti yitimini belirlemek üzere kullanýlan bir ölçektir (Sheehan 1984). Puanlama, 0 ile 10 arasýnda deðiþen bir derecelendirmeye göre, kiþinin kendisi tarafýndan yapýlmaktadýr. Yarý-yapýlandýrýlmýþ görüþme formu: Hastalarýn sosyodemografik ve klinik özelliklerini belirlemek amacýyla araþtýrmacýlar tarafýndan hazýrlanmýþtýr. Ýþlem Trikotilomani tanýsý, klinik görüþmeler temel alýnarak, DSM-III-R taný ölçütlerine göre konuldu. Diðer birinci eksen bozukluklarýnýn tanýlarý için SCID, ikinci eksen kiþilik bozukluklarýnýn tanýlarý için SCID-II kullanýldý. Taný koyma iþlemi ve ölçeklerin uygulanmasý bu konuda deneyimli bir araþtýrmacý tarafýndan gerçekleþtirildi. Ýstatistiksel deðerlendirmeler, SPSS for Windows (version 5.01) bilgisayar programý kullanýlarak yapýldý. BULGULAR Trikotilomani tanýsý konmuþ 19 hastanýn yaþlarý 16-44 arasýnda deðiþmekteydi. Yaþ ortalamasý 26.4 (SS = 8.3) olarak belirlendi. Olgularýn onaltýsýnýn (%84.2) kadýn; onbeþinin (%78.9) bekar; onüçünün (%68.4) ortaokul ya da lise mezunu olduðu görüldü (Tablo 1). Çalýþma durumuna bakýldýðýnda; olgulardan altýsýnýn (%31.6) aktif olarak bir iþte çalýþmakta olduðu, birinin (%5.3) þimdiki rahatsýzlýðý nedeniyle, onikisinin (%63.2) ise baþka nedenlerle çalýþmadýðý belirlendi. Hastalýk baþlama yaþý ortalamasý 15.4 (SS=5.7), hastalýk süresi ortalamasý 11.0 yýl (SS=9.2) idi (Tablo 1). Hastalýk baþlama yaþý olgularýn %89.5'inde 20 ve altýndaki yaþlardaydý. Olgulardan dördü (%21.0) ilk olarak bir dermatoloða baþvurmuþ, ikisi dermatolojik tedavi uygulanmadan, biri yalnýzca lokal preparatlar, diðeri buna ek olarak anksiyete giderici ilaç uygulamasý sonrasý psikiyatriste gönderilmiþti. Olgularýn Tablo 1. Trikotilomani hastalarýnýn sosyodemografik özellikleri ort ± SS Yaþ 26.4 ± 8.3 Hastalýk baþlama yaþý 15.4 ± 5.7 Hastalýk süresi (yýl) 11.0 ± 9.2 s (%) Cinsiyet Kadýn 16 (84.2) Erkek 3 (15.8) Medeni durum Evli 4 (21.1) Bekar 15 (78.9) Eðitim Ýlkokul 3 (15.8) Ortaokul 5 (26.3) Lise 8 (42.1) Yüksek 3 (15.8) %31.5'inde, hastalýk, zaman zaman birkaç ay süren remisyon dönemlerinin görülmesi dýþýnda kronik bir gidiþ göstermekteydi. Olgulardan onbeþi (%78.9) saçlarýný, biri (%5.3) kaþlarýný, biri (%5.3) sakallarýný, ikisi (%10.5) koltukaltý ve kasýk kýllarýný kopardýðýný belirtti (Tablo 2). Saçlarýný koparanlardan biri ayný zamanda kirpiklerini koparmakta; biri göðüs bölgesinden, biri kol ve bacaklardan, bir diðeri de zaman zaman bacaklarýndan kýl koparmaktaydý. Saçlarýný koparan onbeþ hastanýn onbirinde (%73.3) saç kaybý bölgesel özellikteydi ve onbir hastanýn yedisinde saçlar, saçlý derinin tepe (verteks) ya da tepeye yakýn bölümlerinden, birinde sol pariyetal, birinde frontal bölgeden, birinde ense ve kulak arkalarýndan, bir diðerindeyse zaman zaman deðiþerek çeþitli bölgelerden koparýlmaktaydý. Saçlarýný koparan diðer üç hastada (%20.0) ise saç kaybý, kelleþmeye yol açacak kadar çok miktarda ve yaygýn idi (Tablo 2). Kaþlarýný yolan bir hastanýn kaþlarý tamamen yok olmuþtu. Saçlarýný koparan hastalardan birinde ise koparma yaygýn olmasýna karþýn saç kaybý belirgin deðildi. Ýleri derecede saç kaybýnýn ortaya çýktýðý üç kadýn hastadan ikisi (%10.5) oluþan lezyonu peruk kullanarak, diðeri (%5.3) evde de çýkarmadan baþörtüsü takarak gizlemeye çalýþmaktaydý. Bölgesel saç kaybý olan hastalardan; yedi kadýn hasta (%36.8) uzun olan saçlarýyla açýlmýþ bölgeyi gizliyor, bir kadýn hasta (%5.3) þapka giyerek, iki erkek ve bir kadýn hasta da 28

TRÝKOTÝLOMANÝDE KLÝNÝK ÖZELLÝKLER Tablo 2. Trikotilomani hastalarýnda saç/kýl koparýlan bölgelerin sýklýðý s % Saçlý deri 15 (78.9) Tepe (verteks) 7 (36.8) Sol paryetal 1 (5.3) Frontal 1 (5.3) Ense ve kulak arkasý 1 (5.3) Yaygýn 4 (21.0) Deðiþerek çeþitli bölgeler 1 (5.3) Kaþ 1 (5.3) Sakal 1 (5.3) Koltukaltý ve kasýk 2 (10.5) Kirpik* 1 (5.3) Göðüs kýllarý* 1 (5.3) Kol ve / ya da bacak kýllarý* 2 (10.5) (*) Saç koparmanýn yanýsýra (%15.8) saçlarýný çok kýsa kestirerek lezyonu saklamaya çalýþýyordu. Kaþlarýný yolan bir kadýn hasta (%5.3), kalýn çerçeveli gözlük kullanarak kaþ kaybýný gizlemekte; sakalýný koparan bir diðer hasta ise, hergün traþ olarak açýlan bölgenin fark edilmemesini saðlamaktaydý. Bir hastada, lezyon, saklamaya gerek olmayan bölgelerde (koltukaltý ve kasýk) yer almaktaydý. Bir hastada ise, saç koparmalar, dikkatli bakýlmazsa görünümünde belirgin bir deðiþiklik meydana getirmemiþti. Hastalardan onbeþi (%78.9) koparma sýrasýnda hiç aðrý duymadýðýný belirtti. Tüm hastalar koparma sonrasýnda rahatlama duygusu yaþadýklarýný, ondördü (%73.7) rahatlamaya haz duygusunun da eþlik ettiðini bildirdi. Bir hasta (%5.3) koparma öncesi ve koparmaya eþlik eden aþýrý ve anlamsýz bulduðu bir düþüncenin (saldýrganlýk obsesyonu) zihninden geçtiðini; üç hasta (%15.8) öfke duygusunun ardýndan koparma eylemini gerçekleþtirdiklerini ifade etti (Tablo 3). Çalýþmamýzda, on olgu (%52.6) saç koparma davranýþýna eþlik eden törensel davranýþlarýnýn olduðunu belirtti (Tablo 3). Ýki olguda saçý özel bir hareketle (önce ortadan kýrarak) koparma, özelliði olan saç tellerini seçme (beyaz, ucu çatallý) ve koparma sonrasý aðýza götürme, ýsýrma; bir olguda saçý özel hareketlerle (önce birkaç kez çekme) koparma ve koparma sonrasý kök kýsýmlarýný aðýza alýp çiðneme; iki olguda özelliði olan saçlarý (kalýn ve kökü daha beyaz) seçme ve aðýza alýp ýsýrma, dudaða sürme; üç olguda sadece özelliði olan saçlarý (kalýn, kývýrcýk ve beyaz) seçme; iki olguda sadece aðýza götürüp ýsýrma biçiminde davranýþlar bulunmaktaydý. YBOKBL ile hastalarýn (þimdiki) obsesyon ve kompulsiyonlarýnýn daðýlýmý belirlenirken, trikotilomaniye özgü olan saç koparma davranýþý deðerlendirme dýþýnda býrakýldý. YBOKBL ile yapýlan deðerlendirmede; onüç hastada (%68.4) obsesyon ve kompulsiyonlarýn birlikte bulunduðu saptandý. Bir hastada (%5.3) ise yalnýzca kompulsiyonlar vardý. Obsesyonlarýn görüldüðü onüç hastadan; altýsýnda (%46.1) saldýrganlýk, altýsýnda (%46.1) kirlenme, beþinde (%38.5) dini, beþinde (%38.5) somatik, dördünde (%30.7) düzen/simetri ve üçünde (%23.0) cinsel obsesyonlar mevcuttu. Kompulsiyonlarýn görüldüðü ondört hastadan; onbirinde (%78.6) kontrol etme, yedisinde (%50.0) temizleme/yýkama, altýsýnda (%42.8) sayma, beþinde (%35.7) tekrarlama, dördünde (%28.6) sýralama/düzenleme, ikisinde (%14.3) biriktirme/toplama kompulsiyonlarýnýn bulunduðu belirlendi. Obsesyon ve kompulsiyonlarý birlikte bulunan dört hasta, DSM-III-R'ye göre OKB tanýsýný almaktaydý. Obsesyon ve/veya kompulsiyonlarý bulunan diðer on hastada, belirtilerin taný eþiðinin altýnda kaldýðý gözlendi. YBOKÖ'den elde edilen kompulsiyon puanlarýnýn (ort. 6.5, SS=5.4), obsesyon puanlarýndan (ort. 4.4, SS=4.9) yüksek olduðu dikkati çekmekteydi (Tablo 4). Olgularýn anksiyete puaný ortalamasý HADÖ'ye göre Tablo 3. Trikotilomani hastalarýnda saç/kýl koparmayla birlikte görülen özellikler s % Koparma sýrasýnda aðrý duyma 4 (21.0) Koparma sonrasýnda rahatlama 19 (100.0) Koparma sonrasýnda haz yaþantýsý 14 (73.7) Koparma öncesinde / sýrasýnda obsesyon 1 (5.3) Koparma eylemine eþlik eden törensel davranýþ 10 (52.6) 29

KESER V, TÜKEL R, KARALI N, ÇALIKUÞU C, ÖZPULAT OLGUN T. Tablo 4. Obsesyon, kompulsiyon, anksiyete ve depresyon puanlarý ortalamalarý 0rt ± SS YBOKÖ - obsesyon 4.4 ± 4.9 YBOKÖ - kompulsiyon 6.5 ± 5.4 YBOKÖ - obs. komp. (toplam) 10.8 ± 8.8 HADÖ 18.6 ± 7.3 HDDÖ 12.3 ± 5.9 BDÖ 19.2 ± 15.3 18.6 (SS=7.3); depresyon puaný ortalamalarý HDDÖ'ye göre 12.3 (SS=5.9), BDÖ'ye göre 19.2 (SS=15.3) bulundu (Tablo 4). Hastalarýmýzda, trikotilomaniye ek olarak, þimdiki durumda %52.6, yaþamboyu %63.1 oranýnda en az bir DSM-III-R birinci eksen bozukluðunun mevcut olduðu belirlendi. Trikotilomaniye, þimdiki durumda, en yüksek oranda anksiyete bozukluklarý (%31.6), ikinci sýrada duygudurum bozukluklarý (%26.3) eþlik etmekteydi. Trikotilomaniye eþlik eden DSM-III-R birinci eksen bozukluklarýnýn daðýlýmlarý Tablo 5'te verilmiþtir. Hastalarýn %36.8'inde, DSM-III-R ikinci eksen kiþilik bozukluklarýnýn bulunduðu belirlendi. Trikotilomani hastalarýnda en sýk obsesif kompulsif (%21.0), pasif agresif (%21.0) ve histrionik (%21.0) kiþilik bozukluklarý görülmekte; bunlarý, narsisistik (%15.8) ve borderline (%5.3) kiþilik bozukluklarý izlemekteydi (Tablo 5). SYYÖ'den elde edilen sonuçlara göre; hastalarda, iþ (ort. 2.9, SS=3.4), sosyal yaþam (ort. 2.7, SS=3.2) ve aile yaþamýnda (ort. 2.8, SS=3.7) hafif derecede yeti yitiminin mevcut olduðu belirlendi. Çalýþmamýzda, hastalarýn bilgisine baþvurularak, birinci ve ikinci derece akrabalarda trikotilomani ve OKB görülme oranlarý araþtýrýldý. Bu bilgilere göre; bir hastanýn (%5.3) ikinci derece akrabasýnda trikotilomani; iki hastanýn birinci derece, dört hastanýn ikinci derece akrabalarýnda olmak üzere toplam altý hastanýn (%31.6) ailesinde OKB bulunmaktaydý. TARTIÞMA Trikotilomaninin, kadýnlarda daha yüksek oranda (%88-98) görüldüðü bildirilmektedir (Christenson ve ark. 1991a, Stanley ve ark. 1997, Stein ve ark. 1995, Stanley ve ark. 1992, Muller 1987). Çalýþmamýzda da, kadýnlar belirgin olarak daha fazla sayýda (%84.2) idi. Cinsiyetler arasýnda görülme sýklýðý açýsýndan ortaya çýkan bu farklýlýðýn nedenleri henüz açýklanabilmiþ deðildir. Çeþitli çalýþmalardan elde edilen bulgular, trikotilomanide, evli olanlarýn oranýnýn %37 ile %45 arasýnda deðiþtiðini ortaya koymaktadýr (Christenson ve ark. 1991a, Stanley ve ark. 1997, Keuthen ve ark. 1997). Araþtýrmamýzda, bekar olanlar belirgin olarak daha yüksek orandaydý (%78.9). Bu farklýlýðýn, çalýþmamýzdaki hastalarýn yaþ ortalamasýnýn (ort. 26.4), diðer çalýþmalarda bildirilenlerden (ort. 34.0 ila 34.7) daha düþük olmasýna baðlý olabileceðini düþünüyoruz. Araþtýrmamýzda, Christenson ve arkadaþlarý (1991a) tarafýndan yapýlan araþtýrmadan elde edilen sonuçlara benzer biçimde, trikotilomani hastalarý arasýnda orta öðrenim düzeyinde eðitim görmüþ olanlar, yüksek oranda (sýrasýyla; %68.4 ve %78) bulunmuþtur. Birçok çalýþmada, trikotilomaninin baþlama yaþýnýn çocukluk ya da ergenlik dönemlerine rastladýðý bildirilmiþtir (Christenson ve ark. 1991a, Stanley ve ark. 1997, Christenson ve ark. 1993, Stanley ve ark. 1992, Keuthen ve ark. 1997, Soriano ve ark. 1996, O'Sullivan ve ark. 1997). Genellikle 20 yaþýndan önce baþladýðý ve baþlangýç yaþýnýn sýklýkla 11-15 yaþlar arasýnda olduðu belirtilmektedir (Christenson ve ark. Tablo 5. Trikotilomani hastalarýnda eþlik eden psikopatolojiler DSM-III-R 1. eksen bozukluklarý DSM-III-R 2. eksen kiþilik bozukluklarý s % s % Obsesif kompulsif bozukluk 4 (21.0) Obsesif kompulsif 4 (21.0) Distimi 4 (21.0) Pasif agresif 4 (21.0) Major depresif epizod (þimdiki) 1 (5.3) Histrionik 4 (21.0) (geçmiþ) 3 (15.8) Narsisistik 3 (15.8) Yaygýn anksiyete bozukluðu 2 (10.5) Sýnýrda 1 (5.3) Eþtanýlý durum (yaþamboyu) 12 (63.1) Kiþilik bozukluðu 7 (36.8) 30

TRÝKOTÝLOMANÝDE KLÝNÝK ÖZELLÝKLER 1991a, Stanley ve ark. 1992). Çalýþmamýzda da, baþlangýç yaþý ortalamasý 15.4 bulunmuþ; hastalarýn %89.5'inde hastalýðýn 20 ve altýndaki yaþlarda baþladýðý belirlenmiþtir. Trikotilomani, araþtýrmalarda en sýk saç koparma þeklinde karþýmýza çýkmaktadýr (Christenson ve ark. 1991a, Cohen ve ark. 1995, Stanley ve ark. 1997). Olgu serimizde de, 15 olguda (%78.9), aðýrlýklý olarak saç koparýldýðýný belirledik. Saç koparma, tüm saçlý deride yaygýn olarak görülebildiði gibi, belirli bir bölgeyle de sýnýrlý olabilmektedir (Christenson ve ark. 1991a, Stein ve ark. 1995). Trikotilomani hastalarýnda, saçlý deride en sýk verteksten saç koparýldýðý bildirilmiþtir (Christenson ve ark. 1991a). Hasta grubumuzda da, saçlý deride en sýk (%36.8) verteksten saç koparýldýðýný belirledik. Saç koparmanýn sonucu ortaya çýkan bölgesel ya da yaygýn kelleþmeyi gizleme amacýyla, birçok hastanýn, þapka giymek, peruk takmak, uzun olan saçlarýyla açýlan bölgeyi kapatmaya çalýþmak gibi çeþitli yöntemlere baþvurabildikleri bildirilmektedir (Rothbaum ve Ninan 1994, Jaspers 1996). Hastalarýmýzda da, peruk takmak, baþ örtüsü kullanmak, þapka giymek, uzun olan saçlarýyla açýlan alaný örtmek, saçlarý kýsa kestirmek gibi çeþitli gizleme yollarýnýn kullanýldýðýný gözlemledik. Hastalar, sýklýkla, çirkin görünümleri nedeniyle lezyonlarýný sakladýklarýný belirtiyorlardý. Yine sýklýkla, lezyonun oluþumuyla ilgili bir açýklama yapmanýn zorluðunu ifade ediyor; saçma bulduklarý, ancak engel olamadýklarýný bildirdikleri bu davranýþýn, "delilik" olarak algýlanabileceðinden çekiniyorlardý. Christenson ve arkadaþlarý (1991a), trikotilomani hastalarýnýn %68'inde koparma sýrasýnda aðrý duyusunun olmadýðýný bildirmiþlerdir. Çalýþmamýzda da, olgularýn büyük bir çoðunluðunda (%79), koparmaya eþlik etmesi beklenen aðrý yaþantýsýnýn olmadýðýný belirledik. Trikotilomanili hastalarda, saçý özel bir hareketle ya da simetrik olarak koparmaya çalýþma, belli özellikleri olan saç ya da kýlý seçme, koparma sonrasý saçý aðýza götürme gibi yineleyici tarzdaki davranýþlar, törensel eylemler olarak deðerlendirilmektedir (Stein ve ark. 1995, Jaspers 1996). Christenson ve arkadaþlarý (1991a), 60 olguluk serilerinde, koparma sonrasý saçý aðýza alma, ýsýrma, çiðneme gibi davranýþlarýn %48 oranýnda görüldüðünü bildirmiþlerdir. Çalýþmamýzda, toplam on olguda (%52.6) törensel davranýþlar bulunmakta; bunlardan yedisi (%36.8) koparma sonrasýnda saçý aðýza alma ve ýsýrma gibi davranýþlar sergilemekteydi. Saç koparmaya eþlik eden bu tür davranýþlarýn kompulsiyonlarla benzerliðini dikkat çekici bulduk. Trikotilomanili hastalarda genellikle, saç koparma öncesinde ya da sýrasýnda obsesif bir düþüncenin bulunmadýðý bildirilmiþtir (Stanley ve ark. 1992). Çalýþmamýzda, sadece bir olguda, koparma davranýþýna obsesif düþüncenin eþlik ettiðini belirledik. Bu hastada, ayný zamanda OKB taný ölçütleri karþýlanmaktaydý. Eriþkin trikotilomanili hastalarýn büyük bir çoðunluðunun saç koparma öncesi artan bir gerginlik (%95) ve koparma sonrasýnda rahatlama ve haz (%88) yaþadýklarý bildirilmiþtir (Christenson ve ark. 1991a). Çalýþmamýzda, tüm olgular koparma sonrasýnda rahatlama yaþadýðýný belirtirken, ondört olgu (%73.7) ayrýca haz yaþadýðýný ifade etmiþtir. Çeþitli araþtýrmalarda, trikotilomaniye en sýk eþlik eden psikiyatrik bozukluklarýn duygudurum ve anksiyete bozukluklarý olduðu bildirilmiþtir (Swedo 1993, Christenson ve ark. 1991a, Swedo ve Leonard 1992, Winchel ve ark. 1992). Çalýþmamýzda, trikotilomaniye olgularýn %31.6'sýnda anksiyete bozukluklarý, %26.1'inde duygudurum bozukluklarýnýn eþlik ettiðini saptadýk. Trikotilomaniye özgü olan bir kiþilik özelliði ya da bozukluðu belirlenememiþtir (Christenson ve ark. 1992). Bir çalýþmada, trikotilomaniye histrionik (%27), sýnýrda (%19) ve pasif-agresif (%19) kiþilik bozukluklarýnýn eþlik ettiði bildirilmiþtir (Swedo ve ark. 1989). Olgu serimizde, en yüksek oranda obsesif kompulsif (%21), pasif-agresif (%21) ve histrionik (%21) kiþilik bozukluklarýnýn görüldüðünü belirledik. Ayrýca, üç olguda narsisistik (%15.8), bir olguda sýnýrda (%5.3) kiþilik bozukluðu saptadýk. Christenson ve arkadaþlarý (1991a), trikotilmani hastalarýnýn %33'ünde obsesyon ve/veya kompulsiyonlarýn; %15'inde ise OKB'nin bulunduðunu bildirmiþlerdir. Bu oranýn, OKB'nin %2.5 olarak bildirilen genel populasyondaki görülme oranýndan (Karno ve ark. 1988) yüksek olduðu dikkati çekmektedir. YBOKBL'ye göre, olgularýmýzýn %73.7'sinde obsesyon ve/veya kompulsiyonlarýn bulunduðunu; ancak, yalnýzca dördünde (%21) OKB taný ölçütlerinin karþýlandýðýný belirledik. Bir çalýþmada, trikotilomani hastalarýnýn birinci derece akrabalarýnda OKB görülme sýklýðý %5 olarak 31

KESER V, TÜKEL R, KARALI N, ÇALIKUÞU C, ÖZPULAT OLGUN T. bulunmuþtur (Lenane ve ark. 1992). Çalýþmamýzda, bir olgunun (%5.3) ikinci derece akrabalarýnda trikotilomani; iki olgunun (%10.5) birinci derece akrabalarýnda, dört olgunun (%21) ise ikinci derece akrabalarýnda OKB bulunduðunu belirledik. Ancak, ailede trikotilomani ve OKB görülme oranlarýnýn, hastalarýn verdiði bilgilere dayanarak belirlenmiþ olmasý, bu sonuçlarýn güvenilirliðini tartýþmalý kýlmaktadýr. Çalýþmamýzda kontrol grubunun bulunmamasý, sonuçlarýn deðerlendirilmesi açýsýndan bir kýsýtlýlýk oluþturmaktadýr. Sosyodemografik ve klinik özellikler açýsýndan daha saðlýklý deðerlendirmeler, ülkemizde bu alanda yapýlacak geniþ örneklemli ve karþýlaþtýrmalý çalýþmalarla elde edilebilecektir. Yeterince araþtýrýlmamýþ olan bu hastalýðýn, bir dizi araþtýrmanýn daha gündemini oluþturacaðýný düþünüyoruz. KAYNAKLAR American Psychiatric Association (1994) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. 4. Baský, Washington DC, American Psychiatric Association. Beck AT, Rush AJ, Shaw BF ve ark. (1979) Cognitive Therapy of Depression. New York, Guilford. Beck AT, Ward CH, Mendelson M ve ark. (1961) An inventory for measuring depression. Arch Gen Psychiatry, 4:561-571. Christenson GA, Chernoff-Clementz E, Clementz BA (1992) Personality and clinical characteristics in patients with trichotillomania. J Clin Psychiatry, 53:407-413. Christenson GA, Mackenzie TB, Mitchell JE (1991a) Characteristics of 60 adult chronic hair pullers. Am J Psychiatry, 148:365-370. Christenson GA, Pyle RL, Mitchell JE (1991b) Estimated lifetime prevalence of trichotillomania in college students. J Clin Psychiatry, 52:415-417. Christenson GA, Ristvedt SL, Mackenzie TB (1993) Identification of trichotillomania cue profiles. Behav Res Ther, 31:315-320. Cohen LJ, Stein DJ, Simeon D ve ark. (1995) Clinical profile, comorbidity, and treatment history in 123 hair pullers: A survey study. J Clin Psychiatry, 56:319-326. Goodman WK, Price LH, Rasmussen ve ark. (1989a) The Yale- Brown Obsessive Compulsive Scale: I. Development, use, and reliability. Arch Gen Psychiatry, 46:1006-1011. Goodman WK, Price LH, Rasmussen ve ark. (1989b) The Yale- Brown Obsessive Compulsive Scale: II. Validity. Arch Gen Psychiatry, 46:1012-1016. Hamilton M (1967) Development of a rating scale for primary depressive illness. Br J Sdc Clin Psychology, 6:278-296. Hamilton M (1959) The assessment of anxiety states by rating. Br J Med Psychology, 32:50-55. Jaspers JPC (1996) The diagnosis and psychopharmacological treatment of trichotillomania: a review. Pharmacopsychiat, 29:115-120. Karamustafalýoðlu O, Üçýþýk AM, Ulusoy M ve ark. (1993) Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Derecelendirme Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenirlik Çalýþmasý. 29. Ulusal Psikiyatri Kongresi, 29 Eylül-4 Ekim, Bursa. Karno M, Golding JM, Sorenson SB ve ark. (1988) The epidemiology of obsessive compulsive disorder in five US communities. Arch Gen Psychiatry, 45:1094-1099. Keuthen NJ, O'Sullivan RL, Hayday CF ve ark. (1997) The relationship of menstrual cycle and pregnancy to compulsive hairpulling. Psychother Psychosom, 66:33-37. Lenane MC, Swedo SE, Rapoport JL ve ark. (1992) Rates of obsessive compulsive disorder in first degree relatives of patients with trichotillomania: A research note. J Child Psychol Psychiatr, 33:925-933. Muller SA (1987) Trichotillomania. Dermatol Clin, 5:595-601. O'Sullivan RL, Rauch SL, Breiter HC ve ark. (1997) Reduced basal ganglia volumes in trichotillomania measured via morphometric magnetic resonance imaging. Biol Psychiatry, 42:39-45. Rothbaum BO, Ninan PT (1994) The assessment of trichotillomania. Behav Res Ther, 32:651-662. Savaþýr I, Þahin NH (1997) Biliþsel-Davranýþçý Terapilerde Deðerlendirme: Sýk Kullanýlan Ölçekler. Ankara, Türk Psikologlar Derneði Yayýnlarý. Sheehan D (1984) The Anxiety Disease. New York: Scribner, s.148-149. Soriano JL, O'Sullivan RL, Baer L ve ark. (1996) Trichotillomania and self-esteem: A survey of 62 female hair pullers. J Clin Psychiatry, 57:77-82. Sorias S, Saygýlý R, Elbi H ve ark. (1990) DSM-III-R Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþmesi Türkçe Versiyonu (SCID) Kullaným Kýlavuzu. Ýzmir, Ege Üniversitesi Yayýnevi. Spitzer RL, Williams JBW, Gibbon M ve ark. (1990) Manual for the Structured Clinical Interview for DSM--III--R Personality Disorders. Washington DC, American Psychiatric Press. Spitzer RL, Williams JBW, Gibbon M (1987) Structured clinical interview for DSM-III-R. Washington DC, American Psychiatric Press. Stanley MA, Breckenridge JK, Swann AC ve ark. (1997) Fluvoxamine treatment of trichotillomania. J Clin Psycopharmacol, 17:278-283. Stanley MA, Swann AC, Bowers TC ve ark. (1992) A comparison of clinical features in trichotillomania and obsessive-compulsive disorder. Behav Res Ther, 30:39-44. Stein DJ, Hollander E, Mullen L ve ark. (1992) Compulsive and impulsive symptoms and traits in the obsessive-compulsive related disorders (abstract). Biol Psychiatry, 31:267. Stein DJ, Simeon D, Cohen LJ ve ark. (1995) Trichotillomania and obsessive-compulsive disorder. J Clin Psychiatry, 56(suppl 4):28-34. 32

TRÝKOTÝLOMANÝDE KLÝNÝK ÖZELLÝKLER Swedo SE, Leonard HL, Rapoport JL ve ark. (1989) A doubleblind comparison of clomipramine and desipramine in the treatment of trichotillomania (hair pulling). N Engl J Med, 321:497-501. Swedo SE, Leonard HL (1992) Trichotillomania. An obsessive compulsive spectrum disorder? Psychiatr Clin North Am, 15:777-790. Swedo SE (1993) Trichotillomania. Obsessive-Compulsive Related Disorders, E Hollander (Ed), Washington DC, American Psychiatric Press, s.93-111. Winchel RM, Jones JS, Stanley B ve ark. (1992) Clinical characteristics of trichotillomania and its response to fluoxetine. J Clin Psychiatry, 53:304-308. World Health Organization (1992) The ICD-10 Classification of Mental and Behavioural Disorders. Clinical descriptions and diagnostic guidelines. Geneva, WHO. 33