HORATİUS (Lirik şair), OVİDİUS (Lirik şair), VERGİLİUS (Destan şairi)



Benzer belgeler
Tragedya da: AİSKHYLOS (Agamemnon), SOPHOKLES (Kral Oidipus, Elektra), EURİPİDES (Andromak, Elektra)

11.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI ÜNİTE: GİRİŞ

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi Test - 1 (Edebiyat Akımları ve Batı Edebiyatı)

BATI EDEBÝYATI VE EDEBÝ AKIMLAR * BATI EDEBİYATI VE EDEBİ AKIMLAR BÖLÜM 6

120 soruda BATI EDEBĐYATI ve EDEBĐ AKIMLAR

Bu devirde en büyük destan şairi Homeros yetişmiştir. Homeros'tan bir yüzyıl sonra yetişen Issiodes de didaktik şiir alanında eserler vermiştir.

Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatının Dönemleri ( )

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

ÖSY S S Y S d e M a M sa s l 1989-ÖYS CEVAP: D

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

BATI EDEBİYATI. İtalyancayı yazı dili haline getirmiş, böylece İtalyan edebiyatının kurucusu olmuştur.

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

Batı Edebiyatında Akımlar (1) İnsan davranışı temelde dört esas amaca yöneliktir. Menfaat, Güzellik, İyilik ve Gerçek

BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT EDEBİYATI ( )

9 Evliya Çelebi -Seyahatnâmesi'nden Seçmeler (MEB,Yapı) 13 Hüseyin R. Gürpınar -Kuyruklu Yıldız Altında Bir(Özgür)

DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ

EDEBİYAT AKIMLARI. Biçim, dil ve anlatımda, söyleyişte mükemmel olmaya çalışmışlardır.. İdeal insanlar işlenmiştir.(krallar, Soylular, tanrılar)

CENGİZHAN ANADOLU LİSESİ

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

11. Sınıf TÜRK EDEBİYATI. Mustafa CEYDİLEK Nuri CEYDİLEK. Redaksiyon. Burcu Yılmaz. Başak Kutucu. Esra Acar. Pınar Seyfittinoğlu

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 60 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar. Edebiyatına

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

LYS EDEBİYAT ÖN SÖZ. LYS EDEBİYAT Liselere Yardımcı Ders Kitabı Sevgili Öğrenciler,

Türk Dili II (MEP184) Yazar: Doç.Dr.Mehmet Mehdi Ergüzel S1

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

Yaşamda görülen olayları sahnede canlandırma sanatına ve bu amaçla yazılmış eserlere tiyatro denir. Tiyatrolar, tıpkı opera, sinema, bale gibi

GARİP AKIMI (I. YENİ)

1. BÖLÜM. Þiirin Anlamsal Özellikleri

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

Edebiyat ve Sosyal Hayat İlişkisi, Yenileşme Dönemi, Tanzimat ın Oluşumu yüzyıl Osmanlı Devleti nde ilk defa posta ve karantina

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Yeniçeri Ocağı nın kaldırıldığı 1826 dan başlayarak ıslahat kültürü yoğunluk kazanmış, Batılılaşma her alanda kendisini daha çok hissettirmiştir.

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

Toplumsal Olayların Etkisiyle Gelişen Üç Büyük Akımın Türk ve Dünya Edebiyatında İzleri

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 55 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar

2-Komisyon üyelerimizce İlkokullar için 10, Ortaokullar için 10, Liseler için 10 Veliler için 10 kitap belirlenmiştir.

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

EDEBİ BİLGİLER. verilir.

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER

EDEBİ BİLGİLER. verilir.

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

İBRAHİM ŞİNASİ

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ROMAN Roman, Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan halkın konuştuğu halk Latincesine verilen addır. Sonraları herkesin anlayabilmesi İçin bu dil

İKİNCİ BÖLÜM. EDEBİYAT SOSYAL BİLİMLER TESTİ (Ed Sos)

Metin Edebi Metin nedir?

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati Edebiyatı Test-2

Düz yazı türleri. eleştiri. deneme. makale. Yılmaz DAĞ. fıkra. a-öğretici yazılar

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM 11. SINIF MF-DİL GRUBU GRUBU TÜRK EDEBİYATI DERSİ III

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GÜNLÜK (GÜNCE)

II ABDÜLHAMİT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDB303U

104 Soruda EDEBĐYAT-I CEDĐDE ve FECR-Đ ATĐ

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim.

TEKBİÇİM ESERADLARI İÇİN KURALLAR

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Tanzimat II. Dönem Edebiyatı ( )

Yayınlanmış eski sınav soruları htttp://eogrenme.anadolu.edu.tr adresinde yer alan deneme sınavı hizmetinde öğrencilerimize sunulmaktadır.

Genç Kalemler", şiir anlayışı konusunda Fecr-i Âti şairlerinden pek ayrılmadılar. Şiirde, konu seçimini şaire bırakmaları, onları, sanat anlayışları

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Doğru cevaplarla açıklama Puanlar Ödevler Kontrol eden görevlinin notları. yetenek amaçlarından. I. EDEBİYET ( test 1)

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

ALTINCI SINIF TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDAKİ METİN TÜRLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

HİKÂYE (ÖYKÜ) Tarihçe ve İlkler Dede Korkut (Korkut Ata) Kimdir? Dede Korkut Hikâyeleri ve Eğitim Araştırma Sonuçları Yararlanılan Kaynaklar

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

ALAN EXPERIENCE BİREYSEL EĞİTİM TAKVİMİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRKÇE 6. sınıf Haftalık ders sayısı 5, yıllık toplam 90 ders saati (öğrenim 18 haftada gerçekleşecektir)

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi 1990

1.Aşağıdaki yapıtlardan hangisi karşısındaki sanatçıya ait değildir?

1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 18)

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI MUSTAFAKEMALPAŞA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ I. DÖNEM 11

İLKNUR HATİCE ÖNAL HALİKARNAS BALIKÇISI T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI

SORULARLA YENİ TÜRK EDEBİYATI

. Haftalık 3, yıllık toplam 111 ders saati

METINLERIN SINIFLANDIRILMASI. Metinlerin Sınıflandırılması

Tanzimat Dönemi Edebiyatı

ÇAĞDAŞ YUNAN DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ PROGRAMI

Transkript:

Batı Edebiyatı ve Edebi Akımlar ESKİ YUNAN VE LATİN EDEBİYATI: Batı edebiyatının kaynağı Eski Yunan ve Latin edebiyatlarıdır. M.Ö.9. yüzyıldan M.Ö. 2. yüzyıla kadar süren Eski Yunan edebiyatının ana kaynağı da Homeros un İlyada ve Odise destanlarıdır. Eski Yunan edebiyatı didaktik türde HESİODOS; lirik türde SAPHO, PİNDAROS; fabl türünde AİSOPOS gibi şairleri yetiştirdikten sonra M.Ö.5. yüzyılda altın çağı nı yaşamıştır. Bu devrin önemli sanatçıları şunlardır: Tragedya da: AİSKHYLOS (Agamemnon), SOPHOKLES (Kral Oidipus, Elektra), EURİPİDES (Andromak, Elektra) Komedya da: ARİSTOPHANES, MENANDROS Hitabet alanında: DEMOSTHENES Felsefe alanında: SOKRATES, EFLATUN, ARİSTOTELES Tarih alanında: HERODOTOS M.Ö. 2.yüzyıldan sonra Eski Yunan edebiyatı yerini Latin edebiyatına bırakır. Latin edebiyatı Eski Yunan kültür ve sanatının etkisinde gelişen bir edebiyattır. Bu dönemin önemli sanatçıları şunlardır: Tragedya da: ENNİUS Komedya da: PLAUTUS, TERENTİUS Şiirde: HORATİUS (Lirik şair), OVİDİUS (Lirik şair), VERGİLİUS (Destan şairi) Hitabet alanında: ÇİÇERO (Nutuklar) Felsefe alanında: SENECA Tarih alanında: TACİTES Eski Yunan ve Latin edebiyatlarının mitoloji ile süslenmiş ürünlerinde doğa güzellikleriyle birlikte gerçek insanı buluruz. Bu ürünlerde insanların sevgileri, acıları, yiğitlikleri, kinleri..yer alır. Bu sevgiler, yiğitlikler, kinler ve acılar da yazgılarında dönüp dolaşarak İNSANCILIK (Hümanizm) ve ERDEMLİ OLMA düşüncesinde birleşirler. 5. yüzyılda Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra, Avrupa da, 11.yüzyıla kadar sanat ve kültür alanında öbür dünya düşüncesinin egemen olduğu ölü bir dönem başlamıştır.

11.yüzyıldan sonra kilise ve din görüşünü her şeyin üstünde tutan, kişinin yaşam ve düşünce özgürlüğünü kısıtlayan, edebiyatta ve sanatta öbür dünya düşüncesini egemen kılan ORTA ÇAĞ başlar. Bu çağda görülen doğa ve dinle ilgili yiğitlik öyküleri, halk ozanlarının aşk ve yiğitlik konularında söyledikleri BALATLAR ve ulusal destanlar dönemin başlıca edebiyat verimleri arasındadır. Orta çağın büyük ozanı Rönesans ın da hazırlayıcılarından olan ve İlahi Komedya adlı eseriyle tanınan DANTE dir. Batı edebiyatında yenileşme, bilim ve sanatta YENİDEN DOĞUŞ anlamına gelen RÖNESANS la başlar (14.yüzyılın sonu, 15. ve 16. yüzyıllar). Rönesans la halk ve devlet ilişkileri yeniden düzenlenmiş, kralların ve derebeylerin dine dayalı sınırsız güçleri kırılmış, kişinin insance ve özgür yaşama isteği gerçekleşme yoluna girmiştir. Böylece uluslar edebiyatla, bu gerçeklere dayanan insanca düşünceleri yayarak, kilise dili olan Latince nin yerine kendi ulusal dilleri ile güçlü yapıtlar ortaya koymaya başlamışlardır. Bu dönemin ünlü sanatçıları şunlardır: Şiirde: Romanda: Deneme alanında: RONSARD RABELAİS, CERVANTES (Don Kişot) MONTAIGNE, BACON Tiyatro alanında: SHAKESPEARE [Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear, Romeo ve Juliet (Dramları), Venedik Taciri, Hırçın Kız, Yanlışlıklar Komedyası...(Komedileri)] Rönesans, 17.yüzyılın ortalarına doğru Klasisizm akımının doğmasına yol açmış, böylece Batı Edebiyatı birbirine tepki olarak ortaya çıkan akımların etkisinde 20. yüzyıla kadar gelişimini sürdürmüştür. BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR KLASİSİZM 17. yüzyılda Fransa da ortaya çıkan bir akımdır. BOILEAU bu akımın kurucusu olarak kabul edilir. Klasikler Eski Yunan ve Latin edebiyatını bilgi ve esin kaynağı olarak benimsemişlerdir. Temel olarak şu ilkelere dayanır: Sanat, insan tabiatına önem vermeli ona sevgi ve saygı duymalıdır. Klasik bir eser akıl ve sağduyu ya dayanmalıdır. Eser, dil, anlatım ve şekil de en olguna varmaya çalışmalıdır. Klasikler, insanların her zaman, her yerde, her toplumda aynı duygu ve düşüncede olduklarını kabul ederler. Onun için eserlerinde değişmez tipler yaratırlar. Klasisizmde fiziksel ve sosyal çevre önemli değildir; çünkü bunlar değişkendir. Bu akımda, sanatta mükemmeli bulmak esastır. Mükemmeli bulmak ise konunun seçilişinde değil, onun ele alınıp anlatılışındadır. Onun için anadili en güzel biçimde kullanmak da esas olmalıdır. Böylece klasikler günlük konuşma dilinden farklı kitabi bir dil kullanmışlardır. Sanatta sıkı kuralların bulunması ve sanatçıların bunlara uyması gerektiğine inanan klasikler, üç birlik kuralının doğmasına neden olmuşlardır (Yer, zaman ve eylem birliği)

Eserlerinin kahramanlarını hep soylu tabakadan seçen klasikler, eserlerinde kaba ve çirkin sözlere de yer vermezler. Ahlaka uygunluk ilkesine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yapıtlarının etkileyici olmasını, hoşa gitmesini, tarih biliminden ayrılabilmesini ve din dışı konulara eğilmesini temel ilke olarak kabul etmişlerdir. Edebiyat türü olarak daha çok tiyatroyu, tiyatro türü olarak da trajedi ve komediyi benimsemişlerdir. Başlıca temsilcileri: Boileau (şiir) La Fontaine (fabl) Racine, Corneille (trajedi) Moliere (komedi) Madame de La Fayette (roman) La Bruyere (karakterleriyle) Bossuet (hitabet) Klasisizm, geçici rağbeti değil, sürekli rağbeti arar. Andre Gide. TÜRK EDEBİYATINDA KLASİSİZM Türk edebiyatı Batı ya açıldığında klasisizm dönemini tamamlamıştır. Bu nedenle edebiyatımızda klasisizmin önemli bir etkisi olmamıştır. Şinasi nin Şair Evlenmesi adlı komedisi, La Fontaine den yaptığı çeviriler ve Ahmet Vefik Paşa nınmoliere den çevirileri, bu anlayışın ürünleri olarak sıralanabilir. ROMANTİZM (COŞUMCULUK) 1830 lu yıllarda klasisizme tepki olarak doğmuştur. Victor Hugo nun Hernani adlı oyunuyla bir edebiyat akımı olarak başarıya ulaşmıştır. 1789 da fransız İhtilali yle birlikte derebeylik ve aristokrasi çökmüş; yeni bir yapılanma ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak romantizm, yeni duygu, düşünce ve idealleri anlatmayı amaçlamış, sanatın ve sanatçının kurallardan kurtulup özgürleşmesini savunmuştur. Avrupa da o zamana kadar süregelen Latin ve Yunan hayranlğı yerini Shakespeare, Goethe ve Schiller hayranlığına bırakmıştır. Klasik öğretinin bütün kuralları yıkılmış, Latin ve Yunan edebiyatları yerine Hristiyanlık mucizeleri, milli efsanler işlenmiş; konular ya tarihten ya da günlük olaylardan çıkarılmıştır. Tabiat manzaralarının, yerli ve yabancı törelerin betimlenmesine geniş yer verilmiş, insan psikolojisinin soyut olarak incelenmesi bırakılarak, insanlar çevrelerinde incelenmiş, insanın islâhından önce toplumun ıslâhı amacı ön plana

alınmıştır. Klasik edebiyatın akıl ve sağduyuya önem vermesine karşılık, romantizmde hayal ve fanteziye geniş yer verilmiştir.yazarlar eserlerinde kişiliklerini gizlememişler, olaylar karşısında duygu ve görüşlerini açıkça anlatmışlardır. Romantik şiirde, doğa sevgisi; bireycilik; Ortaçağa, yabancı ülkelere, Doğu ya hayranlık; toplumsal geleneklere isyan; duygulara, doğaüstü güçlere, rüyalara, ihtiraslara bağlılık dikkat çeker. Zıtlıkların uyumunu ilke olarak benimseyen romantikler hayatı güzel, çirkin bütün yönleriyle vermeye çalışırlar. Klasiklerin önemsediği din duygusuna geniş yer veren romantiklerin kahramanlarının çoğu dindardır. Din, her şeyin gelip geçici olduğunu söylediği için de kahramanlar, genellikle kuşkulu, üzüntülü ve karamsardırlar. Edebiyat dilindeki kalıplaşmış kelimeler yerine, günlük konuşma dilini kullanmayı benimseyen romantikler, her sınıftan insanı da eserlerine konu olarak almışlardır. Genel olanın yerine özeli, tipin yerine gözalıcı olanı seçmişlerdir. Aşk, ölüm, tabiat en belli başlı konular olarak dikkat çeker. Bu akımda oyun türlerinden dram, edebiyat türlerinden de roman gelişmiştir. Başlıca temsilcileri: Victor Hugo (Sefiller. Notre Dame in Kamburu, Cromwell, Hernani.) J.Jack Rousseau (Emile, İtiraflar, Toplum Sözleşmesi) Goethe (Faust) Lamartine (Greziella) A. Dumas Pere (Üç Silahşörler, Monte Kristo Kontu) A. Dumas Fils (Kamelyalı Kadın)ýý Alfrede de Musset (şiirleriyle) Schiller ( Haydutlar adlı dramı ve denemeleriyle) Lord Byron (Don Juan, diğer şiirleriyle) Chateaubrian Puşkin Shakespeare

Stendhal (Romantizmden realizme geçmiştir) Balzac (Romantizmden realizme geçmiştir) Romantizm, ağlayan yıldız, inleyen rüzgar, ürperen gece, kendinden geçen çiçektir. Musset Romanitzm, varlıkların olduklarından başka türlü olmadığına, olmayacağına üzülmektir. TÜRK EDEBİYATINDA ROMANTİZM A. Gide Tanzimat edebiyatı dönemindeki ürünlerin çoğunluğu romantik akımın etkisiyle kaleme alınmıştır. Namık Kemal roman ve tiyatrolarıyla Ahmet Mithat, ilk romanlarıyla Recaizade Mahmut Ekrem, şiirleriyle Abdülhak Hamit, tiyatrolarıyla REALİZM (GERÇEKÇİLİK) 19. yüzyılın ikinci yarısında romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır. 1857 yılında Gustave Flaubert in Madame Bovary adlı romanıyla, realizmin, romantizm karşısındaüstünlük sağladığı kabul edilmektedir. Realizmde, duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakır. Konular gerçekten alınır. Yaşanan ve gözlenen gerçek bütün çıplaklığıyla anlatılır. Bunun sağlanması için gerektiğinde anket gibi bazı sanat dışı yöntemlere bile başvurulmuştur. Bu akımda, gerçeğin anlatılması için kişilerin psikolojileri, onların kişiliklerini etkileyen çevrelerinin tanıtımı, içinde bulundukları ortam ayrıntılarıyla verilir. Onun için de betimleme, realist yazarlarda en önemli anlatım biçimi olarak dikkat çeker. Yalnızca yaşananın anlatılmasına yönelen gerçekçiler, olaylar ve kişiler karşısında tarafsız davranırlar. Eserlerine kendi duygu, düşünce ve yorumlarını katmazlar. Yine, gerçek hayatın anlatılması esas olduğu için eserlerinde toplumun sıradan insanlarına rastlanır. Eserlerinde daha çok yaşamın olağan olaylarına yöneldikleri için çok basit bir konu bile ele alınıp işlenir. Gerçekçi yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur. Gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak, yaşananı nesnel bir şekilde aktarmayı amaçlarlar. Gerçekçi yazarlar, biçim güzelliğine çok önem vermişler, dilde ve anlatımda süsten, özentiden kaçınmışlardır.

Başlıca temsilcileri: Stendhal (Kırmız ve Siyah, Parma Manastırı) Balzac (Goriot Baba, Vadideki Zambak, Eugenie Grandet) G. Flaubert (Madame Bovary) Lev Tolstoy (Savaş ve Barış, Diriliş, Anna Karenina) Dostoyevski (Suç ve Ceza) A. Çehov (Vanya Dayı, Vişne Bahçesi) M. Şolohov (Ve Durgun Akardı Don) E. Hemingway (Çanlar Kimin İçin Çalıyor) J.Steinbeck (Gazap Üzümleri) Herman Melville (Moby Dick) Charles Dickens (Oliver Twist, David Copperfield) Gogol (Müfettiş, Ölü Canlar) Turganyev (Babalar ve Oğullar) M.Gorki (Çocukluğum, Benim Üniversitelerim, Ekmeğimi Kazanırken) Roman dediğin, bir uzun yol üzerinde dolaştırılan bir aynadır. Bir bakarsın göklerin maviliğini, bir bakarsın yolun irili ufaklı çukurlarında birikmiş çamuru görürsün. Sonra da kalkıp heybesinde bu aynayı taşıyanı ahlaksızlıkla mı suçlayacaksınız? Aynası çamuru gösteriyor diye aynaya kabahat bulmak olur mu? Böyle çamurlu çukura bulunan yola, daha doğrusu suyun akmasını, kokmasını, çamur çukurları meydana getirmesini önlemeyen temizlik müfettişine TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM Recaizade Mahmut Ekrem (Araba Sevdası) Samipaşazade Sezai (Zehra) Nabizade Nazım (Kara Bibik) Henri B.Stendhal Halit Ziya Uşaklıgil (Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar)

Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Kiralık Konak, Yaban ) Memduh Şevket Esendal (Ayaşlı ve Kiracıları) Reaşat Nuri Güntekin (Romanlarıyla) Refik Halit Karay (Romanları ve hikayeleriyle) Sait Faik Abasıyanık (Roman ve hikayeleriyle) NATÜRALİZM (DOĞALCILIK) 19.yüzyılın sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan natüralizm, bir anlamda realizmin bir üst basamağı (gerçeğe yaklaşmadaki katılığı nedeniyle) olarak düşünülebilir. Natüralizmi, realizmden ayıran nokta onun deney yöntemine de yer vermesidir. Deney yöntemi, doğa olaylarında aynı nedenler, aynı koşullar altında aynı sonuçları doğurur düşüncesidir (Determinizm). Natüralistler bu anlayışın tabiatta olduğu gibi insan yaşamı için de geçerli olduğunu savunmuşlardır.bu yaklaşımla pozitif bilimlerle sanatı birleştirmeye çalışmışlardır. İnsanın fizyolojik özellikleri üzerinde durmuş; insanı ırsiyet (soyaçekim) ve genetik özellikleriyle ele almışlardır. Ayrıca sosyal çevrenin insan üzerinde yaptığı etkileri de derinlemesine araştırmışlar, bir anlamda kendilerini bilim adamı, toplumu laboratuvar, insanı da deneme, inceleme aracı olarak ele almışlardır. Natüralist yazarlar insanı belli koşulların içinde ele alır, onun duygu ve düşünce dünyasını, yetiştiği doğal ve toplumsal çevrenin etkisi doğrultusunda çizerler. Onların eserlerinde insan kendi yazgısını biçimlendirici, çevre üzerinde değiştirici bir güç taşımaz. Toplumsal nedenleri bir yana bırakmışlar, yalnızca yaşananı nesnel bir biçimde aktarmakla yetinmişlerdir. Bu sebeple de onlara zabıt katipleri yakıştırması yapılmıştır. İnsan psikolojisiyle fizyolojisini birbirine bağlı kabul ettikleri için eserlerinde kahramanların fiziksel özelliklerini çok ayrıntılı olarak vermişlerdir. Buna bağlı olarak da betimleme, doğalcı eserlerin en önemli anlatım biçimi olarak dikkat çeker. Realistlerdeki biçim güzelliği, kompozisyon olgunluğu ve üslup kaygısı natüralistlerde yoktur. Ancak natüralistler de halkın kolayca anlayabileceği açık ve yalın bir dil kullanmışlardır. Tiyatroda, kostüm ve dekora önem veren natüralistlerin eserlerine genel olarak bir kötümserlik havası hakimdir. Başlıca temsilcileri: Emile Zola (Meyhane, Germiznal, Nana, Toprak..) Alphonse Daudet Guy de Maupassant Goncourt Kardeşler

Roman anlatılmış ve tabiattan çıkartılmış belgelerle vücuda getirilmelidir. Tarihçiler, mazininhikayecileri, romancılar da halin hikayecileridir. TÜRK EDEBİYATINDA NATÜRALİZM Goncourt Kardeşler Bizim edebiayıtımızda doğalcılık anlayışına en çok yaklaşarak eser veren sanatçı Hüseyin Rahmi Gürpınar dır. Ancak eserlerinde sosyal eleştiriye yer vermesi onu natüralistlerden ayıran önemli bir noktadır. PARNASİZM Fransa da şiir türünde ortaya çıkmış bir akımdır. Şiirdeki gerçekçilik diyebileceğimiz parnasizm, bir anlamda realizmle natüralizmin şiirdeki sentezinden oluşmuştur. 1886 da Parnas adlı derginin yayınlanmasıyla ortaya çıkmıştır (Parnas: Mitolojide ilham perilerinin yaşadığına inanılan efsanevi dağın adı). Parnasyenler şiiri salt biçim olarak görürler. Bu nedenle biçim güzelliğini her şeyin üstünde tutarlar. Yine aynı nedenlerle ölçü ve uyağa çok önem vermişler, ritmi ön plana çıkarmışlardır. Sözcüklerin birarada kullanılmasından doğacak müziği de şiir için gerekli görmüşlerdir. Parnasizm, romantizme tepki olarak doğduğu için bu akımda duygunun yerini düşünceler almış, parnasyenler şiirde ayrıntılı ve nesnel betimlemelere yer vermişler, duygusallığı reddetmişlerdir. Şiiri, ışık, gölge, renk ve çizgilerle sağlamayı düşünürler. Sanat, sanat içindir görüşünde olan parnasyenler şiirde yarar değil, güzellik ararlar. Tarihteki mutlu dönemlere duyulan özlem, yabancı ülkelerin manzara ve gelenekleri işlenen konulardır. Parnasyenler Eski Yunan ve Altin mitolojisine büyük hayranlık duyarlar. Dolayısıyla ele alınan bazı konular klasisizmle benzerlikler taşır. Başlıca temsilcileri: Th. Gautier T.D. Banville François Coppee J.Maria de Heredia TÜRK EDEBİYATINDA PARNASİZM Bu akımın en belirgin etkileri Tevfik Fikret te görülür. Kimi yönleriyle Yahya Kemal de bu akımdan izler taşır.

SEMBOLİZM (SİMGECİLİK) 19.yüzyılın ikinci yarısında parnasizme tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır. Parnasyenler insan duygularına, izlenimlere önem vermiyorlardı Onalr için önemli olan gerçekti, düşüncelerdi.sembolistler bu anlayışa karşı çıkmış, duygusallığa, insanın iç dünyasına yönelmişlerdir. Onalra göre somut varlıklar, dış dünya ile insanın duyuları arasında köprü kurmaya yarayan birer simgedir. Çünkü dış gerçek ancak insanın algılayış biçimiyle var olur. Yani insan onu nasıl algılıyorsa öyle değerlendirilir. Sembolistler, semboller aracılığıyla dış çevrenin insan üzerindeki etkilerini ve izlenimlerini anlatmışlardır. Şiiri sessiz bir şarkı olarak tanımlamışlar ve müziği şiirin amacı durumuna getirmişlerdir. Onlara göre şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir; çünkü şiir bir şey anlatmak için yazılmaz. Şiirde anlam kapalı olmalıdır ve herkes kendince yorum getirebilmelidir. Sözcüğün anlam değerinden çok müzikal değeri önemlidir. Anlam kapanıklığı ve farklı çağrışımlar yaratabilme amacı, bol bol mecaz ve istiarelerin kullanılmasına yol açmış, dolayısıyla dil de ağırlaşmıştır. Gerçeklerden kaçma, hayale sığınma, çirkinlikleri hayal yardımıyla güzelleştirme, bunlara bağlı olarak ortaya çıkan karamsarlık, sembolizmin en belirgin özelliklerindendir. Durgun sular, ay ışığı, alacakaranlık, tan ağartısı, perdede gezinen gölgeler ve ölüm başlıca temalarıdır. Lirizm, bu anlayışın en önemli ögesi durumundadır. Parnasyenlerin genellikle sone nazım biçimini kullanmalarına karşın, sembolistler daha çok serbest nazım biçimlerine yönelmişlerdir. Başlıca temsilcileri: Baudelaire Rimbaud Mallarme Verlaine Puşkin TÜRK EDEBİYATINDA SEMBOLİZM Bu anlayışın ilk uygulayıcısı Cenap Şahabettin dir. Ancak bu akımın en başarılı örneklerini veren şairimiz Ahmet Haşim dir. Kimi yönleriyle Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi şairler de bu akımın izlerini taşırlar. Şairin dili, düzyazı gibi anlaşılmak için değil, ama duyulmak üzere oluşmuş müzik ile söz arasında, sözden çok müziğe yakın, ortalama bir dildir.

Ahmet Haşim (Piyâle Önsözü) EMPRESYONİZM (İZLENİMCİLİK) 1890-1910 yılları arasında Fransa da gelişmiş; edebiyatta, resimde, müzikte etkisini sürdürmüş bir akımdır. Sembolizmle birlikte gerçeküstücülüğü (sürrealizm) hazırlayan bir akım niteliğindedir. Bu akımda dış dünya ile ilgili gözlemlerin, sanatçının iç dünyasında oluşan değişik ruhsal durumuna göre yansıtılması esas alınmıştır. Onlara göre duyularımız dış dünyayı bize olduğu gibi değil, onun gerçek görünüşünü değiştirerek ulaştırır. Bunun için de bizim anlattıklarımız dış dünya değil, bu dünyanın hayalimizle bezenmiş bizdeki izlenimleridir. Seyreyledim eşkâl-i hayâtı Ben havz-ı hayâlin sularında, Bir aks-i mülevvendir onun çün Arzın bana ahcâr ü nebâtı Ahmet Haşim (Mukaddime) SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK) 20.yüzyılın başlarında Andre Breton tarafından Freud un görüşlerine (psikanaliz yöntemi) dayanılarak açılan bir sanat akımıdır. Gerçeküstücülüğün bilgi ve esin kaynağı olan Freud a göre, insanoğlunun dış dünyasından edindiği alışkanlıklar, istekler bilinçaltında toplanır. Bu istekler düş (rüya, yarı rüya) durumunda çözülerek ortaya çıkar. Sürrealistler, Freud un bu görüşünü edebiyata uygulamışlari bir anlamda bilinçaltının, bilinç alanına olan egemenliğini savunmuşlardır. Dolayısıyla içinden geldiği gibi yazmak bu akımın en belirgin özelliğidir. Akılcılığın karşısındadırlar, geleneksel ve biçime dayalı inanç ve değerleri düşünceden silmişlerdir. Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak içim başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır. Andre Breton Bu akımın Batı daki en önemli iki temsilcisi Andre Breton ve Paul Eluard dır. Bizim edebiyatımızda Oran Veli Kanık ın kimi şiirlerinde bu akımın izleri açıkça görülmektedir.