KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ TG 3 ÖABT EDEBİYAT Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının İhtiyaç Yayıncılık ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar, gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
AÇIKLAMA DİKKAT! ÇÖZÜMLERLE İLGİLİ AŞAĞIDA VERİLEN UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ. 1. Sınavınız bittiğinde her sorunun çözümünü tek tek okuyunuz. 2. Kendi cevaplarınız ile doğru cevapları karşılaştırınız. 3. Yanlış cevapladığınız soruların çözümlerini dikkatle okuyunuz.
2015 ÖABT / TDE 1. Dil üzerine yapılan çalışmalarla Ural-Altay dilleri, Ural ve Altay dilleri olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Bu ayrımı başlatan kişi W. Schott tur. Schott, karşılaştırmalı ses bilgisi yöntemini kullanarak Ural-Altay dillerinin gerçek durumunu ortaya koymuştur. Ural-Altay dillerini söz ve yapı bilgisine dayanarak, dillerin karakteristik özelliklerini ortaya koyarak tespit etmiştir. 2. Türkçenin en son keşfedilen kolu, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ciddi olarak araştırılan, Orta İran da konuşulan Halaççadır. 1968 yılında Alman Türkolog Doerfer tarafından keşfedilmiştir. Ana Türkçedeki söz başı /h/ fonemini ve /d/ fonemini korumasıyla Halaçça hadak grubunda yer alır. TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ 4. Öncülde verilen cümleler Kâşgarlı Mahmut un Divanü Lügâti t Türk adlı eserinden alınmıştır. Divanü Lügâti t Türk Türkçenin bilinen ilk sözlüğüdür. Eser, Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçenin İslamiyet ten dolayı Türklerin bulunduğu coğrafyada önem kazanmış olan Arapçadan geri kalmadığını göstermek amacıyla yazılmıştır. Eserde sözcükleri açıklamak için örnek olarak verilen beyitler ve dörtlükler dışında atasözleri de sıkça kullanılmıştır. Kâşgarlı Mahmut bu sözler için sav adını kullanmıştır. 5. Öncülde verilen beyit Çağatay Türkçesi Dönemi nde kaleme alınan Babürname den alınmıştır. Beyitteki altı çizili eklerin yer aldığı sözcükler şu şekilde tahlil edilmektedir: nitey nit - ey ne it - ey # ne yapay m- fiilkökü emir- istek kipi. vasl. ga vasl. +. + ga # vasl na- isim iyelik yönelme kökü 3. teklik hâli fl ah s eki eki özümni öz + üm + ni # özümü- zamir kökü iyelik 1. teklik yükleme hâli fl ah s eki eki TG 3 7. Öncüllere bakıldığında, I. öncülde yer alan Orhun Türkçesinde söz başı b- ünsüzü genizsileşerek m ye dönüşür: ben+a < maña bilgisi; II. öncülde yer alan Karahanlı Türkçesinde düz ünlüler, dudak ünsüzleri yanında yuvarlaklaşmıştır: yawuz, sewug, kamug. bilgisi; III. öncülde yer alan Harezm Türkçesinde çok heceli sözcüklerin sonundaki /ġ/ düşmüştür: arıġ > arı. bilgisi ve Gelecek zaman eki -IsAr XVII. yüzyıldan itibaren yerini -AcAk a bırakmıştır: koşacak. bilgisi doğrudur. Ancak V. öncülde yer alan Çağatay Türkçesi Dönemi nden itibaren hâl eklerinden önceki zamir n si kullanılmamıştır. bilgisi yanlıştır. Çünkü hâl eklerinden önce gelen zamir n si, Çağatay Türkçesi Dönemi nden sonra Eski Anadolu Türkçesinde ve Osmanlı Türkçesinde de kullanılmıştır. Ekin kullanılmaması Çağatay Türkçesinin karakteristik özelliğidir. 8. Öncülde veilen cümleye bakıldığında, ölügli ve yaraġay sözcükleri dikkat çekmektedir. Uygur Türkçesinde, Orhun Türkçesinde bulunmayan -(X)glI sıfat-fiil eki vardır: öl + ü + gli. Ayrıca Orhun Türkçesinde gelecek zaman eki -DAçI yken Uygur Türkçesinde -gay ile yapılır: yaraġay. 3. Ural - Altay dillerinin Altay dil grubunu oluşturan; Türk, Moğol, Mançu-Tunguz (belki Kore ve Japon) dillerinin akrabalığına inanan yani dillerin ortak bir kaynaktan geldiği görüşünü savunan ve bunu tespit etmeye çalışan teoriye Altay Dilleri Teorisi denir. Altay dillerinin akraba olduğu görüşünü delillerle ilk defa Ramstedt ileri sürmüştür. Aalto, Poppe, Baskakov, Kotwicz, Gomboca, Nemeth gibi araştırmacılar Ramstedt in bu görüşünü desteklemişlerdir. Türk - Moğol - Mançu - Tunguz dillerinin ortak bir atadan geldiği görüşüne karşı olanlar da vardır. Clauson, Doerfer, Şçerbak, Benzing, A. Rona - Tas Altay dil birliğine karşı olan araştırmacılardır. 6. Eski Anadolu Türkçesinde küçük ünlü uyumu yoktur. Xr ve DXr ettirgen çatı ekleri kondurdılar, ilgi hâli eki Bayındır Han uñ yuvarlak şekilde görülmüştür. Bu dönemde çıkma hâli eki +Dın değil +dan dır. Zarf-fiil ekinin -In ile genişlemiş biçimleri ortaya çıkmıştır: kalkubanı > kalkup. olmak anlamındaki er- fiilinin sonuna gelen /r/ düşmüş; /e/ daralmış ve fiillerin birleşik çekimi ile isim çekimi, bu değişimin sonunda ortaya çıkan i- fiilinin ekleşmesiyle yapılmaya başlamıştır: gelüridi, dirleridi. Eski Anadolu Türkçesinde söz başı b- sesi yalnızca bolfiilinde düşmüştür: bol- > ol 9. Anadolu Selçukluları Dönemi nde dilde görülen ikili kullanımlar ve Orta Asya edebî dilinde olmayan Oğuz Türkçesine ait pek çok özelliğin yazılı eserlerde kullanılması, bu eserlerin dilinin özelliğidir. Bu dönemdeki karışık dilli eserler şunlardır: Belçetü l-hakayık, Ali nin Kıssa-i Yusuf u, Kudurî Tercümesi ve Kitab-ı Feraiz dir. Hoca Mesud tarafından kaleme alınan Süheyl ü Nevbahar, aynı dönemde Oğuz Türkçesiyle yazılan eserlerdendir. 3
10. Öncülde verilen dörtlük, 12. yüzyılda Batı Türkistan da yaşamış ilk mutasavvıf şair olan Ahmet Yesevi nin Divan-ı Hikmet inden alınmıştır. Divanı Hikmet te dinin esasları, tasavvuf adabı, cennet - cehennem, peygamber sevgisi, dünyadan şikâyet gibi konular yer alır. Türklerin Müslümanlığı sade bir şekilde anlayıp uygulamalarında Ahmet Yesevi ve müritlerinin çok büyük rolü vardır. Ahmet Yesevi nin Türkistan da yaymaya çalıştığı tasavvuf anlayışını Yunus Emre Anadolu da sürdürerek Yesevi çizgisini Anadolu ya taşımıştır. Öncüldeki dizelerde yer alan minge sin ok kirek sin sözü Yunus emre nin dizelerinde Bana seni gerek seni olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu söz Yesevi nin felsefesini tamamıyla açıklar niteliktedir. 13. Öncülde verilen dörtlükte görülen ses olaylarına bakıldığında, şehir+i < şehri sözcüğünde ünlü düşmesi; şehrin uğultusu sözünde ulama; duyabildiği < duyabildik+i sözcüğünde ünsüz yumuşaması (değişimi); karıştım < karış dı m sözcüğünde ünsüz sertleşmesi (benzeşmesi) vardır. Dörtlükte geçen sözcüklerde ünlü daralmasına örnek yoktur. 16. Verilen şiir musammat ayaklı koşma örneğidir. Musammat ayaklı koşma, hem musammat hem de ayaklı koşmanın tüm özelliklerini barındıran koşmalara denir. Koşma, âşık edebiyatı nazım şekilleri arasında yer almaktadır. Şiirde divan edebiyatında kullanılan mazmunlara yer verilmiştir. 11. Parçada anlatılan eser, Kerderli Mahmut bin Ali tarafından 1358 yılında kaleme alınan Nehcü l-feradis tir. Bu eser Türk edebiyatındaki ilk kırk hadis çevirisidir. Sade bir dille yazılan eser, dünya ve ahirette mutlu olmak için gerekli olan Müslümanlık bilgilerini verir. Onar fasıllı dört babdan oluşan eserin birinci babında Hz. Muhammed (s.a.v), ikinci babında dört halife, üçüncü babında Ehl-i Beyt ve dört imam, dördüncü babında Allah a hoş gelen ve gelmeyen ameller anlatılır. Her fasıl Arapça bir hadisle başlar. Türkçe çevirisi verildikten sonra İslam âlimlerinin eserlerinden o hadisin anlamını veren kısımlar verilir. 14. Parçada sözü edilen sanatçı Mehmet Kaplan dır. Türk Halk edebiyatı lisansını Köroğlu üzerine yapmış olduğu tezle alan sanatçı, Pertev Naili Boratav dan sonra Erzurum da Köroğlu ile ilgili olarak yaptığı çalışmalarla halk edebiyatı odaklı folklor çalışmaları ikinci baharını yaşamıştır. Erzurum da kurucusu ve yöneticisi olduğu halk edebiyatı çalışmaları ile ilk doktorlarını yetiştirmiştir. 17. Budalaname; Kaygusuz Abdal ın mensur bir biçimde kaleme aldığı tasavvufi konuları işlediği eseridir. Miracname; 545 beyitten oluşan eseri Şeyyad Hamza sade bir dille mesnevi şeklinde yazmıştır. Fakrname; Âşık Paşa tarafından yazılan eser 161 beyitten oluşmaktadır. Alegorik mahiyette bir eserdir. Minbername; Kayguzsuz Abdal bu eserinde nefsi bilmenin önemini dile getirmiştir. 58 beyitten oluşan küçük bir eserdir. Ma ârif; Sultan Veled 56 bölümden oluşan eserini mensur olarak yazmıştır. Eser dinî - ahlaki öğütlere yer vermiştir. 12. Öncüldeki cümle ögelerine şu şekilde ayrılmaktadır: 1928 sonbaharında, Ankara ya ilk geldiğim Zarf tümleci Ara söz günlerde, Ankara kalesi, benim için Özne İlgeç tümleci âdeta fikr-i sabit olmuştu. zarf Yüklem tümleci 15. A, B, C ve E seçeneklerinde verilen bilgiler doğrudur. Cem Sultan ın emriyle Ebu l- Hayr-ı Rumî tarafından derlenen Saltukname adlı eser Sarı Saltuk etrafında gelişen menkabelerin derlenmesi ile meydana gelmiştir. Sarı Saltuk Anadolu ve Rumeli nin Türkleşmesinde önemli rolleri olan bir kahramandır. 18. B, C, D ve E seçeneklerinde verilen kavramların açıklamaları numaralanmış cümlelerde verilmiştir. Kısa bir türküye bağlı olarak anlatılan hikâyelere Güney Anadolu da Bozlak denir. Doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsü olup her zaman için bir yaratılış la ilgili olan anlatılar mit lerdir. İslami Dönem Türk destanlarının başkahramanına verilen ad Alperen (Gazi) dir. Âşık atışmalarının başladığı ve âşıkların ayağa bağlı olarak söylediği şiirlerden oluşan bölüm tekellüm dür. Sicillemede ise Bağlama Muamma kısmında galip olan âşık, karşısındaki âşığı hicvetmeye başlar. 4
19. Şiir Yunus Emre ye ait bir devriye örneğidir. Devriye, tekke edebiyatının en karmaşık türlerinden biridir. Bu tür, yaratılışın başı ve sonu, varlığın nereden gelip nereye gittiği ve bu ikisi arasındaki safahatın tasavvufa göre açıklamasıdır. 22. Parçada sözü edilen sanatçı Aziz Mahmud Hüdayi dir. Sanatçı Koçhisar (Ankara) da doğmuştur. İstanbul da Molla Nasırzade den dersler almıştır. Şeyh Üftade Hazretlerine intisab etmiştir. Celvetiyye tarikatının kurucusudur. Divan-ı İlahiyat, Miraciye, Tarikatname, Akaid Manzumesi, Tezakir-i Hüdai, Ecvibe-i Mutasavvıfane, Nasayıh ve Mevaız sanatçının Türkçe olarak kaleme aldığı eserleridir. 25. Bu parçada yer alan boşluklara sırasıyla Basitname/Millî Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri getirilmelidir. 20. A, B, C ve D seçeneklerindeki sanatçılar ile verilen özellikleri arasında bütünlük vardır. Ancak paragraflarda Bayburtlu Zihni ye ait bir özellik yoktur. Asıl adı Mehmed Emin olan sanatçının inatçı mizacı, isyankâr ruhu mısralarına yansımıştır. Sergüzeştnâme adlı eseri önemlidir. Divan-ı Zihnî adlı eserinde tümüyle aruz vezni ile yazdığı şiirleri yer almaktadır. Hece vezniyle yazdığı şiirleri ile asıl ününü sağlayan destanları Sergüzeştnâme adlı eserinin sonundadır. 23. Parçada tanıtılan sanatçı Zeynep Hatun dur. Fatih Dönemi kadın şairlerinden olan Zeynep Hatun Arapça ve Farsçayı öğrenmiş, musiki dersleri almıştır. Zeynep Hatun yazdığı Farsça ve Türkçe şiirleriyle ün kazanmıştır. 26. Ahmed-i Dai tarafından kaleme alınan eser II. Murad adına yazılmıştır. Mektup türleri ve mektup yazma kurallarını öğreten bir eserdir. Türkçede varlığı bilinen en eski inşa kitabıdır. 21. A, B, D ve E seçeneklerinde verilen bilgiler doğrudur. Türk masallarının sınıflandırılması üzerine W. Eberhard ve P. Naili Boratav çalışmıştır. Typen Türkischer Volkmarchen adlı eserde çalışmalarıyla ilgili ürünleri yayımlamışlardır. Stith Thompson Motif Index of Folk Literature adlı 6 ciltlik eserinde masal motiflerini 23 başlıkta toplamıştır. Masal tipleri ile ilgili ilk sınıflama Antti Aarne ye aittir. 1910 yılında A. Aarne masalları üç ana başlık altında sınıflandırmıştır: 1. Hayvan masalları, 2. Asıl Halk Masalları, 3. Fıkralar. 24. Parçada sözü edilen sanatçı Figani dir. Asıl adı Ramazan olan şair İstanbul, Edirne ve Trabzon da bulunmuştur. Sanatçı şiirlerinde genellikle işret meclislerinin atmosferini yansıtmıştır. Figani nin bilinen tek eseri Divançe sidir. 5
27. Üslup ve nazım tekniği bakımından kendine has özelliklere sahip olan bir aşk hikâyesiyle başlayıp hasbihâl bölümünü de içeren ve İstanbul daki mekânları konu alan eser Hevesname dir. 29. Modern bilim anlayışına uygun metin şerhi çalışmalarının öncüsü sayılan ve İslam Edebiyatlarında Leyla ve Mecnun Mesnevisi adlı teziyle Türkiye de ilk defa edebiyat doktoru unvanını alan araştırmacı Ali Nihat Tarlan dır. 31. Âşıkam bir dilbere yok rahmeti âşıklar meded Bana kan ağlar acır sinemde yanıklar meded Bu beytin redifinde görülen söz sanatı nidadır. Nida sanatı Hey, ey gibi seslenme ünlemleriyle yapılır. Burada amaç, heyecan uyandıran kişi, olay ve durumlara seslenmektir. 28. Parçada bahsedilen tezkire Sehi Bey in Heşt Behişt adlı eseridir. Tezkire-i Sehi olarak da bilinen eser Anadolu sahasındaki ilk tezkire olma özelliğini taşır. 8 bölümden oluşan eserin her bir bölümüne behişt ya da tabaka adı verilmiştir. 30. Şair, sevgilinin gönül çeken kâküllerine göz göre göre gönlünü kaptırma, diyor. Bu beyitte sevgilinin kâkülü ejderhaya benzetilmiştir. 32. Benzetme ögelerinden yalnız benzeyenin bulunduğu istiare, kapalı istiaredir. Seçeneklerdeki dizeler incelendiğinde, Yaldızlı perçemlerin ıslandıkça uzuyor/yalnızlık damla damla şakağından sızıyor. dizelerinde yalnızlık sözcüğü su ya da tere benzetilmiştir fakat dizelerde benzetilen sözcükler yerine damla damla sözleri aracılığıyla benzetme yönü ve yalnızlık sözcüğüyle benzeyen ögeleri verilmiştir. 33. Seçeneklerde verilen eserlerden Namık Kemal e ait Âkif Bey, Şemsettin Sami ye ait Gâve, Ahmet Mithat Efendi ye ait Çengi ve Direktör Ali Bey e ait Ayyar Hamza tiyatro türünde kaleme alınmıştır; Müşahedat ise Ahmet Mithat Efendi ye ait bir romandır. 6
34. Parçada bahsedilen Fecriati Dönemi sanatçısı Şehabettin Süleyman dır. Sanatçı, Fecriati mensuplarından tiyatro ile uğraşanlar arasındadır. Fecriati den başka kısa süreliğine de olsa Nāyilere katılmış hatta bu gruba adını Şehabettin Süleyman vermiştir. Sanatçı döneminde daha çok münekkit olarak tanınmış ve edebî tenkit, makale tarzında birçok eser kaleme almıştır. Özden çok biçim üzerinde durarak içeriği anlama feda etmiştir. Genç Kalemler hareketinin başlattığı dilde sadeleşme anlayışına karşı çıkmıştır. 36. Soruda verilen şiir Cemal Süreya ya ait Beni Öp Sonra Doğur Beni adlı şiirdir. İkinci yeni şairlerinden olan Cemal Süreya nın kendine özgü bir imge dünyası vardır. Söyleyiş biçimi İkinci Yeni şiirinin karanlığını gidermiştir. Sanatçının tüm şiirlerinde lirizm ve erotizm hâkimdir. Şair tarihe, din ve aile gibi sosyal konulara olumsuz bakmıştır. 39. Cemile, Kırgız ve dünya edebiyatının en tanınmış roman ve hikâye yazarlarından olan Cengiz Aytmatov un hikâyesidir. Silindir Şapka Giyen Köylü sosyal gerçekçi anlayışın öncülerinden olan Sadri Ertem in hikâye kitabıdır. Lal Masalları, daha çok şairliğiyle ön plana çıkan Murathan Mungan ın hikâyesidir. Sam Amca, toplumcu gerçekçi romancılardan ancak onlara göre daha Kemalist devrimci bir sanatçı olan Samim Kocagöz ün hikâye kitabıdır. Duvak ise Yavuz Bülent Bakiler in şiir kitabıdır. 37. Parçada özellikleri verilen sanatçı İhsan Oktay Anar dır. Sanatçının eserleri fantastiğin, tarihin, felsefenin, edebiyatın buluştuğu iç içe geçtiği anlatılardır. Romanlarında modern ve postmodern edebiyatın tekniklerini kullanmıştır. Amat, Efrasiyab ın Hikâyeleri, Kitab-ül Hiyel, Puslu Kıtalar Atlası, Suskunlar, Yedinci Gün, Galiz Kahraman sanatçının eserleridir. 40. Türk edebiyatında izlenimci eleştirinin ilk örneklerini Nurullah Ataç vermiştir. Deneme ve eleştiri türünde usta bir isim olan sanatçı, 1940 tan sonraki yazılarında Türkçeyi özleştirme çabaları ile öne çıkmıştır. Fransız, Latin ve Rus klasiklerinden çeviriler yapan sanatçı gazete ve dergilerde eleştiri ve deneme türlerinde yazılar kaleme almıştır. Karalama Defteri - Sözden Söze, Ararken - Diyelim, Söz Arasında, Okuruma Mektuplar, Günce 1-2, Söyleşiler sanatçının eserleri arasındadır. 35. Öncülde verilen dizelerin ilki Mehmet Âkif Ersoy un Küfe şiirinden alınmış, ikincisi ise Yahya Kemal Beyatlı nın Akıncılar şiirinden alınmıştır. Her iki şiir de Millî Edebiyat Dönemi ürünleridir. Yahya Kemal in ve Mehmet Âkif in şiir anlayışları farklıdır. Mehmet Âkif epik ve didaktik tarzda şiirler yazmış, nazmı nesre yaklaştırmıştır; Yahya Kemal aksine nazmı nesirden uzaklaştırmış, şiiri musikiden başka türlü bir musiki olarak tanımlamıştır. Şair, sözcük seçiminde ve mısra kompozisyonunda titizdir. Her iki sanatçı da şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Yahya Kemal yalnızca Ok şiirini hece ölçüsüyle kaleme almıştır. 38. A, B, D ve E seçeneklerinde verilen açıklamalar ile ayraç içerisindeki sanatçılar bütünlük oluşturmaktadır. Ancak C seçeneğinde verilen özellikler Talip Apaydın a değil Dursun Akçam a aittir. Talip Apaydın yazın hayatına şiirle başlamıştır. Eserlerinin konularını Orta Anadolu köylerinden seçmiştir. İlk romanı Sarı Traktör ile tarımda makineleşme konusuna bir umut olarak yaklaşan sanatçı, öykü ve romanlarında doğa betimlemeleri ve insan ilişkilerini tüm doğallığı ile yansıtmıştır. 41. Parçada anlatılan edebî akım egzistansiyalizmdir. Bu akım özellikle II. Dünya Savaşı öncesi dönemlerde ve savaş dönemlerinde edebiyata yansımaya başlamıştır. Egzistansiyalist felsefeye göre varoluş özden önce gelir. İnsan, kendini konumlandırmaya, anlamaya, anlamlandırmaya çalışır. Bu akımda insanın kendini sorgulaması mecburiyettir. Yazar, çağının tanığıdır ve toplumun geçirdiği bunalımlar içinde üstüne düşen sorumluluğu almalıdır. Bu akıma bağlı kalınarak yazılan eserlerde biçim ve üsluba yönelik mükemmellik aranmaz, açık ve sade bir anlatım tercih edilir. Jean Paul Sartre egzistansiyalizmin edebiyatta en büyük temsilcisidir. Öncülde verilen parça Sartre a aittir. 7
42. A, B, C ve D seçeneklerinde verilenler bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeninin ders işlerken dikkat etmesi gereken yöntem ve tekniklerdir. E seçeneğinde verilen Konuların işlenmesinde eğitim araç gereçlerinin kullanılmasından çok anlatım esasına dayalı yöntemler tercih edilmelidir. ifadesi yanlıştır. Çünkü ders esnasında kullanılan araç gereçler öğretimin kalitesini artırır ve bilgilerin kalıcılığını sağlar, bu nedenle de araç gereç kullanımı salt anlatım tekniğinden daha etkilidir. 45. Öğretici metinler, bilgi vermek amacıyla yazılan, dili göndergesel işlevi ile kullanan, açıklayıcı, tamamlayıcı anlatım türlerini kapsayan metinlerdir. Mithat Cemal Kuntay a ait Üç İstanbul adlı eser roman türünde yazılmıştır. Bu nedenle verilen açıklamayı örneklendirmez. 48. Balık kılçığı kavram haritası, neden sonuç ilişkileri ve kavram sınıflandırılması yapılırken kullanılan bir öğretim uygulamasıdır. Verilen öncülde öğretmen, öğrencilerinden divan şiirine ait kavramları sınıflandırmasını istemektedir. Bu nedenle kullanılabilecek en uygun öğretim uygulaması balık kılçığı kavram haritasıdır. 43. Öncülde verilen etkinlik sürecinde yapılan en önemli hata, gözlem faaliyetlerinin değerlendirilmesinin gezi sonuna bırakılmasıdır. Çünkü gezi tekniğinde önemli olan gözlemlerin sıcağı sıcağına gezi yapılan ortamdayken değerlendirilmesidir, bu şekilde öğrenmeler daha kalıcı hâle gelir. 46. 3-5 uzmanın bir başkan yönetiminde bir konunun farklı yönlerini samimi bir havada tartıştığı uygulama paneldir. Dolayısıyla Işın Öğretmen in süreçte kullanmış olduğu tartışma tekniği paneldir. 49. İlerlemecilik, öğrenenlerin öğrendikleri bilgilerle günlük yaşamları arasında bağlantı kurmalarına, bilgiyi özümlemelerine ve kalıcı bilgi edinmelerine fırsat verilmesinin gerekliliğini temel alır. Öncülde verilen bilgiye göre bu öğretmenin benimsemiş olduğu eğitim felsefesi ilerlemeciliktir. 44. Kollegyum tekniğinde iki panel grubu vardır. Birinci panel grubu uzman kişilerden, ikinci panel grubu ise öğrencilerden oluşur. Öğrencilerden oluşan grup konuyu sunar ve uzmanlardan oluşsan gruba sorularını yöneltir. Yusuf Emre Öğretmen in bu süreçte kullanmış olduğu tartışma tekniği kollegyumdur. 47. Öncülde verilen süreçte öğretmen, öğrencinin sürece aktif katılımını sağlayarak aktivite ilkesini, metnin biçim ve içerik özelliklerini kâğıda dökmelerini sağlayarak somuttan soyuta ilkesini kullanmıştır. Sınıfa bir metin getirilmesi ve çalışmaların bu metin üzerinden yürütülmesi ayanilik ilkesiyle, öğrencilerin konu ile ilgili yorum yaparken aynı zamanda kendini tanıtma becerilerinin geliştirilmesi (bir taşta iki kuş) ekonomiklik ilkesiyle açıklanır. Ancak süreçte tümden - gelim ilkesi kullanılmamıştır. 50. Soruda verilen şiirler garip akımı şiir anlayışını temsil eder, bu nedenle doğru cevap B seçeneğidir. 8