2.45 - (B sırrınca) Sabr ve Salat ile yardım isteyin; muhakkak ki bu huşu edenlerden başkasına



Benzer belgeler
İbadetin Manası ve Çeşitleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

Cümlede Anlam İlişkileri

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :26

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

Yanlış Anlaşılan Faizci

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

BBY 310 BİLGİ SİSTEMLERİ TASARIMI TASARIM PLANI ÖDEVİ [HİLAL ŞEKER& GÜLÜMCAN KAYI]

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Özet şeklinde bilgiler

ST. THOMAS AQUİNAS Muhammet Tarakçı, İz yay. 2006, 280 s. Sadi YILMAZ *

Bu feryadımı askeriyeden atılan subayların feryadına bir tercüman olması hasebiyle dile getiriyorum.

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Brexit ten Kim Korkar?

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

Sohbetimizin temel konusu tasavvufun mahiyeti ve tasavvufun

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Nejat Yalkı'yı kaybettik. Acı haberin kısa zamanda duyulması tüm meslektaşlarda ve kendisini tanıyanlarda derin, unutulması güç acılar yarattı.

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

EUZU - BESMELE. Kovulmuş Şeytan dan Allah a Sığınırım. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla KUR AN EUZÜ - BESMELE İNSAN

HAKSIZ REKABET KURULU ÇALIŞMA RAPORU ANTALYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ANTALYA HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE KURULU FAALİYET RAPORU

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

2010, GÜÇLÜ BİR YENİ YIL!

Ekonomi Bakanlığından: GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞININ KONTROLÜNE TABİ ÜRÜNLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2013/5)

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Araştırma Notu 15/177

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Womb Blessing with Miranda Gray

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Temel Bilgisayar Programlama

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.


KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

TEKNOLOJİ VE TASARIM

İŞLETMENİN TANIMI

01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436

"Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu."

DENETİMLİ SERBESTLİK SİSTEMİNDE MESLEK ELEMANLARININ EĞİTİM ve İYİLEŞTİRME SÜRECİNDE YAŞADIĞI SORUNLAR ve ÇÖZÜM YOLLARI

ALLAH IN İÇİNDE KALARAK ETKİLİ DUA NASIL EDİLİR

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

Cumhuriyet Halk Partisi

Bu konuda cevap verilecek sorular?

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal

CÜMLE BİRİMLERİ ANALİZİNDE YENİ EĞİLİMLER

Ağaç işleme makinaları. Quality Guide. Takımın değeri

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

Bölgeler kullanarak yer çekimini kaldırabilir, sisli ortamlar yaratabilirsiniz.

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

İçindekiler Şekiller Listesi

TOBB ETÜ LİSANSÜSTÜ BURSLU ÖĞRENCİ YÖNERGESİ* (*) Tarih ve S sayılı Senato oturumunun 4 nolu Kararı ile Kabul edilmiştir.

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

Sevgili okuyucularıma bunların meallerini okumalarını öneriyorum.

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM OKULU ÖRNEĞĠ

Bir Yazı da Gönül Dünyâsı ndan I. Şâh-ı Nakşîbend (RhA) Hazretleri nin talebelerinden Emîr Hüseyin (RhA) de birgün şöyle anlatmıştır:

Transkript:

----- 1 - Fatiha suresi 7. ayet (Genel: 1 - İniş: 5 - Alfbetik: 24) ----- (١-٧) ص ر اط ال ذ ين ا ن ع م ت ع ل ي ه م غ ي ر ال م غ ض وب ع ل ي ه م و ل ا الض ال ي ن 1.7 - Sırâtallezîne enamte aleyhim, ğayril mağdûbi aleyhim ve leddâllîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 1.7 - Ki o yol in`amda bulunduklarının (nefslerinin hakikati olan Allah Esmâ`sına iman edip, onlardaki kuvveleri şuurlu olarak açığa çıkarma) yoluna... Gayril mağdubi aleyhim; Gazabına uğrayanların (âlemlerin ve nefsinin hakikatini göremeyip benlikleriyle kayıtlananların) Ve laddaaalliyn; Ve (Hakikatten-Vâhid-ül AHAD-üs Samed olan Allah ismiyle işaret edilen anlayışından) saparak şirk koşanların yoluna değil. ( Ahmed Hulusi ) 1.7 - O sırat ki İN ÂM da (ilâhi sıfatlarla tahakkuk). Bulunduklarının (Nebîler in, Sıddıklar ın, Veliyler in..) yoludur (ilâhi özelliklerle yaşayan onların arasında bulundur) Gadap edilmişlerin (müşriklerin, yüzü-kalbi Allah a dönük olmayanların; seyr-i sülüke girmeyenlerin; zahirle perdelenenlerin, yahudilerin) değil. Ve (Hâkikatlarından) sapanların (batın ile perdelenenlerin, nasaranın), değil. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 45. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٤٥) و اس ت ع ين وا ب الص ب ر و الص ل وة و ا ن ه ا ل ك بير ة ا ل ا ع ل ى ال خ اش عي ن 2.45 - Vesteînû bis sabri ves salâh, ve innehâ lekebîratun illâ alel hâşiîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.45 - (Varlığınızdaki Esmâ kuvvesine dayanarak) sabredin ve ona yönelerek (salât ile) yardım isteyin. Allah`a haşyet duymayanın benliğine kesinlikle bu iş ağır gelir! ( Ahmed Hulusi ) 2.45 - (B sırrınca) Sabr ve Salat ile yardım isteyin; muhakkak ki bu huşu edenlerden başkasına büyük/ağır gelir. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 50. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٥٠) و ا ذ ف ر ق ن ا ب ك م ال ب ح ر ف ا ن ج ي ن اك م و ا غ ر ق ن ا ا ل ف ر ع و ن و ا ن ت م ت ن ظ ر و ن 2.50 - Ve iz feragnâ bikumul bahra feenceynâkum ve ağragnâ âle fir'avne ve entum tenzurûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.50 - Varlığınızdaki Allah Esmâ`sı kuvvesinin açığa çıkartılmasıyla denizi yarıp sizi kurtarmış; Firavun ailesini ise size bakıp dururken boğmuştuk! ( Ahmed Hulusi ) 2.50 - Ve hani sizinle (B sırrı) denizi yarmıştık ta sizi kurtarmış, al-u fravun u ise siz bakıp dururken boğmuştuk. ( Hasan Güler )

----- 2 - Bakara suresi 57. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٥٧) و ظ ل ل ن ا ع ل ي ك م ال غ م ام و ا ن ز ل ن ا ع ل ي ك م ال م ن و الس ل وى ك ل وا م ن ط ي ب ات م ا ر ز ق ن اك م و م ا ظ ل م ون ا و ل ك ن ك ان وا ا ن ف س ه م ي ظ ل م و ن 2.57 - Ve zallelnâ aleykumul ğamâme ve enzelnâ aleykumul menne ves selvâ, kulû min tayyibâti mâ razagnâkum, ve mâ zalemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.57 - Ve sizi (yakıcı hakikatten perdeleyen ve beşeriyetinizin idâmesini sağlayan) bulutla gölgeledik; üzerinize menn (varlığınızı oluşturan Allah Esmâ`sındaki kudret kuvvesi) ve selva (manevî âleminizi hissetme duygusu) inzâl ettik (hakikatinizden şuurunuza)... "Rızık olarak verdiğimiz temiz şeyleri yeyin", dedik. Onlar (hakikat bilgisini değerlendirmeyerek) bize zulmetmediler, kendi nefslerine zulmettiler! (Burada âyetin bir bâtın yorumuna yer verilmiştir zâhir anlamı yanı sıra. A.H.) ( Ahmed Hulusi ) 2.57 - Ve sizi bulutla gölgeledik/bulutu üstünüze gölge yaptık ve üzerinize Menn (kudret helvası) ve Selva (bıldırcın kuşu) inzal ettik... (Dedik) sizi rızıklandırdığımız tayyibattan yiyin... Onlar bize zulmetmediler, lakin nefslerine/kendilerine zulmetmekteydiler. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 60. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٦٠) و ا ذ اس ت س ق ى م و سى ل ق و م ه ف ق ل ن ا اض ر ب ب ع ص اك ال ح ج ر ف ان ف ج ر ت م ن ه اث ن ت ا ع ش ر ة ع ي ن ا ق د ع ل م ك ل ا ن اس م ش ر ب ه م ك ل وا و اش ر ب وا م ن ر ز ق الل ه و ل ا ت ع ث و ا ف ى ال ا ر ض م ف س دي ن 2.60 - Ve izistesgâ mûsâ ligavmihî fegulnadrib biasâkel hacer, fenfecerat minhusnetâ aşrate aynâ, gad alime kullu unâsim meşrabehum, kulû veşrabû mir rizgıllâhi ve lâ tağsev fil ardı mufsidîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.60 - Hani Musa kavmi için su istemişti de: "(Varlığındaki Esmâ kuvvesiyle) asanı taşa vur" demiştik. (Vurunca) taştan on iki gözeden su fışkırmıştı. Her grup insan kendi meşrebini (su içeceği yeri) bildi. "Allah rızkından yeyin için, arzda fesat çıkarıcılar olarak aşırı gitmeyin" dedik. ( Ahmed Hulusi ) 2.60 - Ve hani Musa kavmi için su istemişti de biz (Bi-) asan ile taşa vur demiştik... Bunun üzerine taştan hemen oniki ayn/pınar/göze fışkırmıştı... Her gurup insan kendi meşrebini (su dan içecekleri yeri) hakıkaten bildi... Allah rızkından yiyin, için; ifsad ediciler olarak Arz da taşkınlık yapmayın (dedik). ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 61. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) -----

(٢-٦١) و ا ذ ق ل ت م ي ا م وس ى ل ن ن ص ب ر ع ل ى ط ع ام و اح د ف اد ع ل ن ا ر بك ي خ ر ج ل ن ا م م ا ت ن ب ت ال ا ر ض م ن ب ق ل ه ا و ق ث ائ ه ا و ف وم ه ا و ع د س ه ا و ب ص ل ه ا ق ال ا ت س ت ب د ل ون ال ذى ه و ا د ن ى ب ال ذى ه و خ ي ر ا ه ب ط وا م ص ر ا ف ا ن ل ك م م ا س ا ل ت م و ض ر ب ت ع ل ي ه م الذ ل ة و ال م س ك ن ة و ب اؤ ب غ ض ب م ن الل ه ذل ك ب ا ن ه م ك ان وا ي ك ف ر ون ب ا ي ات الل ه و ي ق ت ل ون الن ب ي ن ب غ ي ر ال ح ق ذ ل ك ب م ا ع ص و ا و ك ان وا ي ع ت د و ن 2.61 - Ve iz gultum yâ mûsâ len nasbira alâ taamiv vâhıdin fed'u lenâ rabbeke yuhric lenâ mimmâ tumbitul ardu mim baglihâ ve gıssâihâ ve fûmihâ ve adesihâ ve besalihâ, gâle etestebdilûnellezî huve ednâ billezî huve hayr, ihbitû mısran feinne lekum ma seeltum, ve duribet aleyhimuz zilletu vel meskenetu ve bâû biğadabim minallâh, zalike biennehum kânû yekfurûne biâyâtillâhi ve yagtulûnen nebiyyîne biğayril hagg, zâlike bimâ asav ve kânû yağtedûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.61 - Ne demiştiniz Musa`ya... "Biz tek gıda ile yetinmeyiz; bizim için Rabbine dua et de bize arzda yetişenlerden; baklasından, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanından versin!" Musa sordu: "Size verilmiş hayırlı ve üstün olanı, âdi değersiz şeylerle mi değiştirmek istiyorsunuz? Şehre inin o zaman, istediğinize kavuşursunuz." Bundan sonra üzerlerine zillet ve meskenet vuruldu. Allah`tan (hakikatlerindekini yaşamaktan) gadaba uğradılar (dışa dönük bir yaşama geçtiler). Çünkü Allah`ın nefslerindeki işaretlerini (Esmâ kuvvelerini) örtüp, inkâr edip; Hakk`ın muradına karşı (nefsaniyetlerine uyarak) Nebileri öldürüyorlardı. Kendilerinden açığa çıkan isyan sonucu, sınır tanımadan çok ileri gittiler. ( Ahmed Hulusi ) 2.61 - Ve hani (Ey İsrailOğulları) demiştiniz ki Ya Musa, (sırf Sema dan inzal olunan) taam-ı vahid e/bir tek cins yemeğe asla sabretmeyeceğiz; bizim için rabbine dua et te bize Arz ın bitirdiklerinden, baklasından/sebzesinden, acurundan/kabağından, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın... (Musa da) şöyle dedi: Siz daha hayırlı/daha üstün olanı (B gerçeğince) daha aşağı olanla mı değiştirmek istiyorsunuz?... İnin Mısr a/kasaba ya; (o zaman) istediğiniz muhakkak sizin olacaktır... Üzerlerine zillet ve meskenet vuruldu, Allah dan (B gerçeğince) bir gadaba uğradılar... Böyle oldu, çünkü onlar Allah Âyetlerini (B sırrınca) inkar ediyorlardı ve Bi-ğayri Hakk nebîleri öldürüyorlardı... İsyan ettikleri için (B gerçeğince) böyle oldu... Ve sınır tanımıyorlardı/aşırı gidiyorlardı. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 62. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٦٢) ا ن ال ذ ين ا م ن وا و ال ذين ه اد وا و الن ص ا رى و الص اب پين م ن ا م ن ب الل ه

و ال ي و م ال ا خ ر و ع م ل ص ال ح ا ف ل ه م ا ج ر ه م ع ن د ر ب ه م و ل ا خ و ف ع ل ي ه م و ل ا ه م ي ح ز ن و ن 2.62 - İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ven nasârâ ves sâbiîne men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve amile sâlihan felehum ecruhum ınde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.62 - (Gizli şirk içinde olsalar bile \Yusuf: \) iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiiler (yıldızların tanrı olduğuna inanıp onlara tapanlar) arasından; nefslerinin Allah Esmâ`sından meydana geldiğine ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenler ve bunun gereği kendilerini selâmete çıkaran çalışmalara devam edenler, Rablerinin (Esmâ bileşimlerinin) indînde ecre (bunun getirisi olan kuvvelere) kavuşurlar. Onlar için ne korkulacak bir şey kalır ne de onları üzecek bir olay! ( Ahmed Hulusi ) 2.62 - Muhakkak ki (İslam a takliden) iman edenler, Yahudiler, Nasara ve Sabiiler den Allah a ve ahir güne kim (B-sırrıyla) iman eder ve bunun gereği salih amel işlerse, onların ecirleri rableri indindedir... Onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 63. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٦٣) و ا ذ ا خ ذ ن ا م يث اق ك م و ر ف ع ن ا ف و ق ك م الط ور خ ذ وا م ا ا ت ي ن اك م ب ق و ة و اذ ك ر وا م ا ف يه ل ع ل ك م ت ت ق و ن 2.63 - Ve iz ehaznâ mîsâgakum ve rafağnâ fevgakumut tûr, huzû mâ âteynâkum biguvvetiv vezkurû mâ fîhi leallekum tettegûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.63 - Hani sizden söz almıştık ve Tur`u da üstünüze kaldırmıştık (Musa`nın bir mucizesi). Size verdiğimizi (hakikat bilgisini) bir kuvve olarak tutun ve onun içinde olanı zikredip hatırlayın ki korunabilesiniz. ( Ahmed Hulusi ) 2.63 - Hani (ya İsrailOğulları) sizden Miysak almış ve Tur u da fevkinize ref etmiştik... Size verdiğimizi (B sırrınca) kuvvetle tutun ve onun içinde olanı zikredin/hatırlayın ki korunabilesiniz. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 73. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٧٣) ف ق ل ن ا اض ر ب وه ب ب ع ض ه ا ك ذ ل ك ي حى الل ه ال م و ت ى و ي ريك م ا ي ات ه ل ع ل ك م ت ع ق ل ون 2.73 - Fegulnadribûhu bibağdıhâ, kezâlike yuhyillâhul mevtâ ve yurîkum âyâtihî leallekum tağgılûn. (

Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.73 - "Onun (boğazlanan ineğin) bir parçasıyla (özünüzdeki ilâhî kuvveyi kullanarak) vurun (öldürülene)" dedik. İşte böylece hayata kavuşturur ölüyü... Size böylece (varlığınızdaki kuvvenin) işaretlerini gösterir, tâ ki aklınızı kullanın (değerlendirin). ( Ahmed Hulusi ) 2.73 - Onun (boğazlanan bakara nın) bir kısmı ile (B sırrınca) ona (öldürülen nefs e) darbedin dedik... İşte böyle diriltir Allah mevtaları... Ve size ayetlerini gösteriyor ki, belki akledersiniz. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 87. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٨٧) و ل ق د ا ت ي ن ا م وس ى ال ك ت اب و ق ف ي ن ا م ن ب ع د ه ب الر س ل و ا ت ي ن ا عيس ى اب ن م ر ي م ال ب ي ن ات و ا ي د ن اه ب ر وح ال ق د س ا ف ك ل م ا ج اء ك م ر س ول ب م ا ل ا ت ه وى ا ن ف س ك م اس ت ك ب ر ت م ف ف ريق ا ك ذ ب ت م و ف ر يق ا ت ق ت ل و ن 2.87 - Ve legad âteynâ mûsel kitâbe ve gaffeynâ mim bağdihî bir rusuli ve âteynâ îsebne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu birûhil gudus, efekullemâ câekum rasûlum bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, feferîgan kezzebtum ve ferîgan tagtulûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.87 - Andolsun ki Musa`ya (Kitap) hakikat bilgisi verdik; ondan sonra da birbiri ardınca içinizden Rasûllerle takviye ettik. Meryemoğlu İsa`ya da beyyineler (hakikat bilgisinin apaçık tasdiki olan hâller) verdik. Onu Ruh-ül Kuds (Onda açığa çıkardığımız kuvve) ile teyit ettik. Nefsinizi yüceltmek uğruna, ne zaman hevânıza uymayan gerçekleri dillendiren Rasûller gelse, onların bir kısmını yalanlayıp, bir kısmını da öldürdünüz. ( Ahmed Hulusi ) 2.87 - Andolsun ki Musa ya Kitab ı verdik... Ve ondan sonra da birbiri ardınca (Bi-) Rasûller gönderdik (takviye ettik)... MeryemOğlu İsa ya da beyyineler (apaçık açık mucizeler) verdik... Onu (Bi-) Ruhül Kudüs ile teyid ettik... Nefislerinizin hevasına uymayan (şey) ile (B sırrınca) size bir Rasûl geldiği her seferinde büyüklük taslamadınız mı?... Bir fırkasını yalanladınız, bir fırkasını da katlettiniz. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 93. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٩٣) و ا ذ ا خ ذ ن ا م يث اق ك م و ر ف ع ن ا ف و ق ك م الط ور خ ذ وا م ا ا ت ي ن اك م ب ق و ة و اس م ع وا ق ال وا س م ع ن ا و ع ص ي ن ا و ا ش ر ب وا ف ى ق ل وب ه م ال ع ج ل ب ك ف ر ه م ق ل ب ئ س م ا ي ا م ر ك م ب ه ايم ان ك م ا ن ك ن ت م م ؤ م ني ن 2.93 - Ve iz ehaznâ mîsâgakum ve rafağnâ fevgakumut tûr, huzû mâ âteynâkum biguvvetiv vesmeû,

gâlû semiğnâ ve asaynâ ve uşribû fî gulûbihimul ıcle bikufrihim, gul bié'semâ yeé'murukum bihî îmânukum in kuntum mué'minîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.93 - Biz sizden söz almıştık, Tur`u üzerinizde kaldırmıştık... "Verdiğimizi özünüzdeki kuvve ile yaşayın, algılayın ve gereğine uyun" (demiştik). Onlar ise: "Algıladık ama kabul etmedik" dediler. Bu inkârları yüzünden kalpleri buzağı sevgisiyle (dışsallıkla) doldu! De ki: "İman edenleriz diyorsanız, imanınızın getirisi de buysa, ne kötü bir şey bu!" ( Ahmed Hulusi ) 2.93 - Hani biz miysak almıştık sizden ve Tur u da fevkınızde ref etmiştik... Size verdiğimizi (Bi-) kuvvetle tutun ve işitin-dinleyin (demiştik)... Onlar ise: İşittik ve isyan ettik dediler... (Bi-) küfürleri yüzünden kalblerine buzağı içirildi (onunla sarhoş oldular)... De ki: eğer mü minlerseniz, imanınızın (B sırrınca) size emrettiği şey ne kötüdür!. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 102. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٠٢) و ات ب ع وا م ا ت ت ل وا الش ي اط ين ع ل ى م ل ك س ل ي من و م ا ك ف ر س ل ي م ن و ل ك ن الش ي ا طين ك ف ر وا ي ع ل م ون الن اس الس ح ر و م ا ا ن ز ل ع ل ى ال م ل ك ي ن ب ب اب ل ه ار وت و م ار وت و م ا ي ع ل م ان م ن ا ح د ح ت ى ي ق ول ا ا ن م ا ن ح ن ف ت ن ة ف ل ا ت ك ف ر ف ي ت ع ل م ون م ن ه م ا م ا ي ف ر ق ون ب ه ب ي ن ال م ر ء و ز و ج ه و م ا ه م ب ض ار ين ب ه م ن ا ح د ا ل ا ب ا ذ ن الل ه و ي ت ع ل م ون م ا ي ض ر ه م و ل ا ي ن ف ع ه م و ل ق د ع ل م وا ل م ن اش ت ر يه م ا ل ه ف ى ال ا خ ر ة م ن خ ل اق و ل ب ئ س م ا ش ر و ا ب ه ا ن ف س ه م ل و ك ان وا ي ع ل م و ن 2.102 - Vettebeû mâ tetluş şeyâtînu alâ mulki suleymân, ve mâ kefera suleymânu ve lâkinneş şeyâtîne keferû yuallimûnen nâses sıhr, ve mâ unzile alel melekeyni bibâbile hârûte ve mârût, ve mâ yuallimâni min ehadin hattâ yegûlâ innemâ nahnu fitnetun felâ tekfur, feyeteallemûne minhumâ mâ yuferrigûne bihî beynel mer'i ve zevcih, ve mâ hum bidârrîne bihî min ehadin illâ biiznillâh, ve yeteallemûne mâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum, ve legad alimû lemenişterâhu mâ lehû fil âhırati min halâg, ve lebié'se mâ şerav bihî enfusehum, lev kânû yağlemûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.102 - Bunlar Süleyman`ın (hakikatinin oluşturduğu) mülkü (tasarruf ettikleri) hakkında da (inkâra gidip), şeytanlara (vehim yollu saptırıcılara) tâbi oldular. Süleyman kâfir olmamıştır (hakikatinden perdelenmemiştir). Lâkin o şeytanlar kâfir olmuştur (hakikati inkâr ederek); zira insanlara sihirbazlık ve Babil`deki iki meleğe (Melîk`e) inzâl olanı öğretirlerdi. Oysa: "Biz imtihan vesilesiyiz; sakın hakikatinizdekini örterek (dış kuvvetlere başvurmak suretiyle sihir yapıp) kâfir olmayın" demedikçe kimseye bir şey öğretmezlerdi. Onlar karı-kocayı birbirinden ayıracak şeyleri öğretiyorlardı. Onlar Allah`ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine faydası olmayıp aksine zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun ki, onu (sihri) satın alanların sonsuz gelecekte hiçbir nasibi olmayacaktır. Nefslerinin hakikatini ne kadar kötü bir şeye sattıklarını bir bilselerdi! ( Ahmed Hulusi )

2.102 - Süleyman ın (Bismillah üzere zahir olan akıl) ın mülkü (Rahmaniyetten kaynaklanan gücü; kuş dili ni bilmesi, cinnler üzerinde tasarrufu, rüzgara hükmetmesi) hakkında onlar (yahudiler), o (ins ve cinn) Şeytanların okuduklarına (tılsımlara; evham, hayal ürünlerine) tabi oldular (Halbuki) Süleyman küfretmemiş/kafir olmamıştır (mülküyle gafil değil; kudret ve kuvvetin, her türlü te sir ve tasarrufun yalnız Allah a ait olduğundan emin, mutmain) Lakin o Şeytanlar kafir olmuşlardır; insanlara sihr i (nesnelere güç isnad etmek) ve (Bi-) Babil de Harut ve Marut adlı iki melek (meleke) üzerine inzal olunanı öğretiyorlardı Oysa (o iki melek): Biz yalnızca bir fitneyiz/imtihan vesilesiyiz, sakın (sihir yaparak) küfretmeyin/kafir olmayın, demedikçe hiçbir kimseye öğretmezlerdi (İnsanlar da) onlardan (Harut ve Marut tan) (Bi-) kendisi ile erkek kişi ile eşinin arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı Oysa onlar (sihir öğrenmiş kişiler) onunla Allah ın izni (Bi-iznillah) olmadıkça hiçbir kimseye zarar veremezler Onlar kendilerine zarar vereni ve fayda vermeyeni öğreniyorlardı Andolsun ki onu (sihri) satın alanların Ahirette (kudret-bilinç boyutunda müsbet) hiçbir nasibi olmayacağını kati olarak bilmişlerdir (Karşılığında B sırrınca) nefslerini/ benliklerini sattıkları (özdeşleştikleri) şey ne kötüdür Keşke bilselerdi. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 125. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٢٥) و ا ذ ج ع ل ن ا ال ب ي ت م ث اب ة م ص ل ى و ع ه د ن ا ا ل ى ا ب ر ل لن اس و ا م ن ا و ات خ ذ وا م ن م ق ام ا ب ر هي م هيم و ا س م عيل ا ن ط ه ر ا ب ي ت ى ل لط ائ في ن و ال ع اك ف ين و الر ك ع الس ج و د 2.125 - Ve iz cealnel beyte mesâbetel linnâsi ve emnâ, vettehızû mim megâmi ibrâhîme musallâ, ve ahidnâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle en tahhirâ beytiye littâifîne vel âkifîne ver rukkeıs sucûd. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.125 - Biz Beyt`i (Kâbe-kalp) insanlara güvenilir sığınak yaptık! İbrahim makamını (Hullet makamı, Esmâ mertebesi kuvveleriyle tahakkuk makamı) musalla (namazın yaşandığı yer) edinin. İbrahim ve İsmail`e: "Beytimi; tavaf edenler, kulluğunu yaşamak için oraya kapananlar ve secde eden rükû edenler için arındırılmış olarak muhafaza edin" dedik. ( Ahmed Hulusi ) 2.125 - Hani, Biz el-beyti (Beytullah ı, Kalb i), insanlar için MESABE (rücu yeri, sevap kazanma yeri, sığınak) ve emin (yer) kıldık... Makam-ı İbrahim den (hüllet makamı; kendi hüviyetinde, kendi vasıfları ile, kendine ait manaları seyreden makamdan) bir musalla/namazgah edinin... İbrahim e ve İsmail e Beytimi, tavaf edenler, i tikaf ile ibadete kapananlar ve secde eden rüku edenler için tahir kılın/temizleyin diye bilgilendirdik (emir verdik). ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 153. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٥٣) ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا اس ت عين وا ب الص ب ر و الص ل وة ا ن الل ه م ع الص اب ري ن 2.153 - Yâ eyyuhellezîne âmenusteînû bis sabri ves salâh, innallâhe meas sâbirîn. ( Kuranı Kerim Türkçe

okunuş ) 2.153 - Ey iman edenler, hakikatinizin açığa çıkartacağı sabır (dayanma kuvvesi) ve salât (hakikatiniz olan Esmâ mertebesine yönelişin getirisi olan müşahede ile) yardım isteyin. Muhakkak ki Allah sabredenlerledir (Es Sabûr Esmâ`sıyla-mâiyet sırrı). ( Ahmed Hulusi ) 2.153 - Ya iman edenler, sabır ve salat (namaz) ile (B sırrınca) yardım dileyin (Bakara:155?)... Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 161. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٦١) ا ن ال ذ ين ك ف ر وا و م ات وا و ه م ك ف ار ا ول ئ ك ع ل ي ه م ل ع ن ة الل ه و ال م ل ئ ك ة و الن اس ا ج م عي ن 2.161 - İnnellezîne keferû ve mâ tû ve hum kuffârun ulâike aleyhim lağnetullâhi vel melâiketi ven nâsi ecmeîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.161 - Muhakkak ki kâfir olup (âlemlerin ve nefslerinin Allah Esmâ`sının açığa çıkışı olduğunu inkâr edenler) ve bu anlayışla ölenlere gelince... İşte Allah lâneti (Allah`tan uzak düşmenin sonuçları), meleklerin lâneti (nefslerini Esmâ kuvvelerinden ayrı düşünmenin sonuçları) ve bütün insanların lâneti (onlardan uzak düşmenin sonuçları) onların üzerindedir! ( Ahmed Hulusi ) 2.161 - Muhakkak ki kafir olanlar (gerçeği reddedenler) ve küffar olarak ölenlere (perdelilikte geri dönülmez, çare bulunmaz hale gelenlere) gelince; Allah ın, meleklerin ve bütün insanların la neti (bunlardan tard edilme, uzaklık) işte onlar üzerinedir. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 164. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٦٤) ا ن ف ى خ ل ق الس مو ات و ال ا ر ض و اخ ت ل اف ال ي ل و الن ه ار و ال ف ل ك ال تى ت ج رى ف ى ال ب ح ر ب م ا ي نف ع الن اس و م ا ا ن ز ل الل ه م ن الس م اء م ن م ا ء ف ا ح ي ا ب ه ال ا ر ض ب ع د م و ت ه ا و ب ث ف يه ا م ن ك ل د اب ة و ت ص ري ف الر يا ح و الس ح اب ال م س خ ر ب ي ن الس م اء و ال ا ر ض ل ا ي ات ل ق و م ي ع ق ل و ن 2.164 - İnne fî halgıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri vel fulkilletî tecrî fil bahri bimâ yenfeun nâse ve mâ enzelallâhu mines semâi mim mâin feahyâ bihil arda bağde mevtihâ ve besse fîhâ min kulli dâbbeh, ve tasrîfir riyâhı ves sehâbil musahhari beynes semâi vel ardı leâyâtil ligavmiy yağgılûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.164 - Şüphesiz ki semâlar ve arzın (gökler ve yeryüzünün-şuur boyutlarının ve bedenin) yaratılışının;

gece ile gündüzün (âlemlerin gerçekte yokluğu realitesinin ardından yeniden âlem sûretlerini seyir hâline geçiş) birbiri ardınca gelişinin; insanların yararı için denizde akıp giden gemide (ilâhî ilim denizinde yüzen bireysel şuurda); Allah`ın semâdan su inzâl edip onunla ölümden sonra arzı diriltmesinde (bilinç katlarından ilim inzâl ederek hakikatine şuuru olmayan bedende "diri" olanın açığa çıkarılmasında) ve onda hareket eden tüm canlıları yaymasında (tüm organlarındaki havl ve kuvvetin Allah`la meydana gelmesinde); rüzgârları yönlendirmesinde (Esmâ kuvvelerinin bilinçte fark edilmesinde); semâ ile arz arasında emre amade bulutların varlığında (beden boyutunda açığa çıkabilecek kuvvelerin şuurda varlığının oluşumunda), aklı olan topluluk için elbette işaretler vardır. ( Ahmed Hulusi ) 2.164 - Şüphesiz ki Semavat ve Arz ın halkedilişinde, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, (Bi-) insanların faydası için deniz de akıp giden gemide/gemilerde, Allah ın Sema dan su inzal edip de onunla (B sırrınca) Arz ı ölümünden sonra diriltmesinde ve (böylece) onda tüm hareket eden canlıları yaymasında, rüzgarları yönlendirmesinde, Sema ile Arz arasında emre amade bulutlarda, akleden bir kavim için elbette ayetler vardır. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 165. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٦٥) و م ن الن اس م ن ي ت خ ذ م ن د ون الل ه ا ن د اد ا ي ح ب ون ه م ك ح ب الل ه و ال ذ ين ا م ن وا ا ش د ح ب ا ل ل ه و ل و ي ر ى ال ذين ظ ل م وا ا ذ ي ر و ن ال ع ذ ا ب ا ن ال ق و ة ل ل ه ج ميع ا و ا ن الل ه ش ديد ال ع ذ ا ب 2.165 - Ve minen nâsi mey yettehızu min dûnillâhi endâdey yuhıbbûnehum kehubbillâh, vellezîne âmenû eşeddu hubbel lillâh, velev yerallezîne zalemû iz yeravnel azâbe ennel guvvete lillâhi cemîav ve ennallâhe şedîdul azâb. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.165 - İnsanlardan kimi de Allah dûnunda tapındıkları varlıklar edinip, onları Allah sevgisiyle (Allah`mışçasına) severler! İman edenler ise sevdiklerinin yalnızca Allah olduğunun şuurundadırlar (gayrına varlık vermezler). O (hakikati inkâr ederek nefslerine) zulmedenler, bu yüzden azaba düşeceklerini gördüklerinde, âlemlerden açığa çıkan kuvvetin yalnızca Allah`a ait olduğunu fark ederler, ama iş işten geçmiştir; keşke bunu önceden görebilselerdi... Allah Şedîd ül Azab`dır (yapılan yanlışta ısrar edenlere sonucunu şiddetle yaşatandır)! ( Ahmed Hulusi ) 2.165 - İnsanlardan kimi de Allah dan başkayı endad (eş, denk) edinip (bizzat ve hakikaten var sanıp) de onları Allah ı sever gibi (algıladıklarında açığa çıkan kuvveler onlara aitmiş gibi) severler... (Tekliğe, sistem e) iman etmiş olanlar ise Allah a muhabbette daha şiddetlidirler (muhatap oldukları varlığı tanıyarak severler)... O zulmedenler, azabı gördükleri zaman (görecekleri gibi; mesela ölüm kıyamette) bütün kuvvetin Allah a ait olduğunu ve Allah ın Şediyd ül Azab olduğunu göreceklerini keşke (daha önceden, şimdi) görselerdi. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 169. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٦٩)

ا ن م ا ي ا م ر ك م ب الس وء و ال ف ح ش اء و ا ن ت ق ول وا ع ل ى الل ه م ا ل ا ت ع ل م و ن 2.169 - İnnemâ yeé'murukum bis sûi vel fahşâi ve en tegûlû alallâhi mâ lâ tağlemûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.169 - O (şeytan) size ancak benliğinizi kuvvetlendirecek fikir ve fiilleri, yalnızca helal olmayan bedensel zevkler için yaşamayı ve Allah hakkında ilme dayanmayan şekilde hüküm vermenizi emreder. ( Ahmed Hulusi ) 2.169 - O (şeytan) size ancak (Bi-) kötülüğü (nefsani iş), fahşayı (fuhuş gibi bedensel şeyleri) ve Allah hakkında ilimlenmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 177. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-١٧٧) ل ي س ال ب ر ا ن ت و ل وا و ج وه ك م ق ب ل ال م ش ر ق و ال م غ ر ب و ل ك ن ال ب ر م ن ا م ن ب الل ه و ال ي و م ال ا خ ر و ال م ل ئ ك ة و ال ك ت اب و الن ب ي ن و ا ت ى ال م ال ع ل ى ح ب ه ذ و ى ال ق ر ب ى و ال ي ت ا مى و ال م س ا كين و اب ن الس بيل و الس ائ لي ن و ف ى الر ق اب و ا ق ام الص ل وة و ا ت ى الز ك وة و ال م وف ون ب ع ه د ه م ا ذ ا ع اه د وا و الص اب ر ين ف ى ال ب ا س اء و الض ر اء و حين ال ب ا س ا ول ئ ك ال ذي ن ص د ق وا و ا ول ئ ك ه م ال م ت ق و ن 2.177 - Leysel birra en tuvellû vucûhekum gıbelel meşrigı vel mağribi ve lâkinnel birra men âmene billâhi vel yevmil âhıri vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn, ve âtel mâle alâ hubbihî zevil gurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli ves sâilîne ve fir rigâb, ve egâmes salâte ve âtez zekâh, vel mûfûne biahdihim izâ âhedû, ves sâbirîne fil beé'sâi ved darrâi ve hînel beé's, ulâikellezîne sadegû, ve ulâike humul muttegûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.177 - Vechlerinizi (yüzünüzü veya şuurunuzu) doğuya veya batıya (varlığın hakikati veya sistem bilgisine) çevirmeniz BİRR (işin hakikatini yaşamak) değildir. Asıl BİRR, "B" işareti kapsamında Allah`a iman edip, gelecekte yaşanacak sürece, melâikeye (algılanıp fark edilemeyen varlığın hakikati olan Allah Esmâ`sının kuvvelerine), Kitaba (varlığın hakikati ve Sünnetullaha), Nebilere iman eden; Allah sevgisiyle malı, akrabaya, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışlara (yuvasından-vatanından ayrı düşmüş), yardım isteyenlere, kölelikten kurtarmaya veren; salâtı ikame eden (Allah`a yönelişinin bilfiil hakkını veren), zekâtını veren (Allah`ın kendisine bağışladığından bir kısmını karşılıksız paylaşan), söz verdiğinde sözünde duran, sıkıntı, hastalık ve şiddete maruz kaldığında buna dayanandır. İşte bunlar sadıklar ve korunanlardır. ( Ahmed Hulusi ) 2.177 - Vechlerinizi maşrik ve mağrib yönüne döndürmeniz BİRR (hakiki iyilik, gerçek tevhid) değildir... Fakat (asıl) BİRR (e eren), <B> sırrıyla Allah a, ahir gün e, melaike ye, Kitab a ve Nebîler e iman eden;

onun muhabbeti üzere malı akrabaya, yetimlere, miskinlere, yolun oğluna, isteyenlere ve kölelere veren; salatı ikame eden ve zekatı veren; ahidleştiğinde (B gerçeğince) ahdini tam yerine getirenler, sıkıntı/fakirlik, hastalık durumlarında, savaşta/öfkenin şiddetlendiği anda sabredenlerdir... İşte bilfiil sadık olanlar bunlardır... Ve işte korunanlar da bunlardır. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 248. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٢٤٨) و ق ال ل ه م ن ب ي ه م ا ن ا ي ة م ل ك ه ا ن ي ا ت ي ك م الت اب وت فيه س كين ة م ن ر ب ك م و ب ق ي ة م م ا ت ر ك ا ل م و سى و ا ل هر ون ت ح م ل ه ال م ل ئ ك ة ا ن فى ذ ل ك ل ا ي ة ل ك م ا ن ك ن ت م م ؤ م ني ن 2.248 - Ve gâle lehum nebiyyuhum inne âyete mulkihî ey yeé'tiyekumut tâbûtu fîhi sekînetum mir rabbikum ve begıyyetum mimmâ terake âlu mûsâ ve âlu hârûne tahmiluhul melâikeh, inne fî zâlike leâyetel lekum in kuntum mué'minîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.248 - Nebileri onlara dedi ki: "Muhakkak ki onun hükümranlığının işareti, o tabutun (kalbin-şuurun) size gelmesidir. Ki onun içinde Rabbinizden bir sekine (iç huzuru-ferahlık), Musa ve Harun neslinden bir geriye kalan (ilim) vardır. Onu melâike (nefsinizdeki Esmâ kuvveleri) getirecektir. Muhakkak ki bunda kesin açık bir işaret vardır, eğer iman ehli iseniz." ( Ahmed Hulusi ) 2.248 - Nebîleri onlara dedi ki: Muhakkak ki O nun mülkü nün ayeti (alameti), o tabut un size gelmesidir... Ki onun içinde Rabbinizden bir sekine, Al-u Musa ve Al-u Harun un bıraktığından bir bakıyye vardır... Onu melaike taşır... Muhakkak ki bunda sizin için kesin bir ayet (alamet) vardır, eğer mü minler iseniz. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 250. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٢٥٠) و ل م ا ب ر ز وا ل ج ال وت و ج ن ود ه ق ال وا ر ب ن ا ا ف ر غ ع ل ي ن ا ص ب ر ا و ث ب ت ري ن ا ق د ام ن ا و ان ص ر ن ا ع ل ى ال ق و م ال ك اف 2.250 - Ve lemmâ berazû licâlûte ve cunûdihî gâlû rabbena efrığ aleynâ sabrav ve sebbit agdâmenâ vensurnâ alel gavmil kâfirîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.250 - Calut ve ordusunun karşısına çıktıklarında dua ettiler: "Rabbimiz dayanma kuvvesi ver, ayaklarımızı sâbitle, kaydırma ve inkârcılar topluluğuna karşı bize kazanma gücü ver." ( Ahmed Hulusi ) 2.250 - (Talut un askerleri) Calut ve onun ordusunun karşısına çıktıklarında: Rabbimiz, üzerimize sabır dök/yerleştir, ayaklarımızı sabit kıl/kaydırma ve kafirler topluluğuna karşı bize nusret ver. ( Hasan Güler )

----- 2 - Bakara suresi 255. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٢٥٥) ا لل ه ل ا ا ل ه ا ل ا ه و ا ل ح ی ال ق ي وم ل ا تا خ ذ ه س ن ة و ل ا ن و م ل ه م ا ف ى الس م و ات و م ا ف ى ال ا ر ض م ن ذ ا ال ذى ي ش ف ع ع ن د ه ا ل ا ب ا ذ ن ه ي ع ل م م ا ب ي ن ا ي د يه م و م ا خ ل ف ه م و ل ا ي حيط ون ب ش یء م ن ع ل م ه ا ل ا ب م ا ش ا ء ى و س ع ك ر س ي ه الس م و ات و ال ا ر ض و ل ا ي ؤ د ه ح ف ظ ه م ا و ه و ال ع ل ال ع ظي م 2.255 - Allâhu lâ ilâhe illâ hû, elhayyul gayyûm, lâ teé'huzuhû sinetuv velâ nevm, lehû mâ fis semâvâti ve mâ fil ard, men zellezî yeşfeu ındehû illâ biiznih, yağlemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bişey'im min ılmihî illâ bimâ şâé', vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard, ve lâ yeûduhû hıfzuhuma, ve huvel aliyyul azîm. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.255 - Allah O, tanrı yoktur sadece HÛ! Hayy ve Kayyûm (yegâne hayat olan ve her şeyi kendi isimlerinin anlamı ile oluşturan-devam ettiren); O`nda ne uyuklama (âlemlerden bir an için olsun ayrılık), ne de uyku (yaratılmışları kendi hâline bırakıp kendi Zâtî dünyasına çekilme) söz konusudur. Semâlarda ve arzda (âlemlerdeki tümel akıl ve fiiller boyutunda) ne varsa hepsi O`nundur. Nefsinin hakikati olan Esmâ mertebesinden açığa çıkan kuvve olmaksızın (biiznihi) O`nun indînde kim şefaat edebilir... Bilir onların yaşadıkları boyutu ve algılayamadıkları âlemleri... O`nun dilemesi (elvermiş olması) olmadıkça ilminden bir şey ihâta edilemez. Kürsüsü (hükümranlık ve tasarrufu \rubûbiyeti\) semâları ve arzı kapsamıştır. Onları muhafaza etmek O`na ağır gelmez. O Âliyy (sınırsız yüce) ve Azîm`dir (sonsuz azamet). ( Ahmed Hulusi ) 2.255 - ALLAH ki, tanrı yoktur ancak O vardır (O ndan gayrı vücud yoktur);hayy (gerçek diri) ve Kayyum dur (kendi kendine kaim; zira kıyambinefsihi)... Ne uyuklama (gaflet) ne de uyku Onu yakalayabilir (kayyumiyet sıfatı?)... Semalar da ve Arz da ne varsa Onundur... Onun katında kim şefaat edebilir ki Bi-izniHİ (O nun izni olarak) olmaksızın..? Bilir önlerinde ve arkalarında olanların hepsini... (B sırrıyla) dilemesi (izni) olmadan Onun ilminden bir (Bi-) şeyi kapsamak mümkün değildir... Kürsüsü (bilinç), Semalar ı ve Arz ı içine almıştır... Onların muhafazası O na ağır/zor gelmez... O, Aliy (sınırsız yüce) dir, Azıym dir (azameti sonsuz). ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 256. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٢٥٦) ل ا ا ك ر اه ف ى الد ين ق د ت ب ي ن الر ش د م ن ال غ ى ف م ن ي ك ف ر ب الط اغ و ت و ي ؤ م ن ب الل ه ف ق د اس ت م س ك ب ال ع ر و ة ال و ث قى ل ا ان ف ص ام ل ه ا و الل ه س م يع ع لي م

2.256 - Lâ ikrâhe fid dîni gad tebeyyener ruşdu minel ğayy, femey yekfur bittâğûti ve yué'mim billâhi fegadistemseke bil urvetil vusgâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.256 - "DİN"de (Allah yaratısı sistem ve düzeni \Sünnetullah\ kabul konusunda) zorlama yoktur!.. Rüşd (Hakikat en olgun hâliyle) ortaya çıkmış, sapık fikirlerden ayrılmıştır. Kim Tagut`u (gerçekte var olmayıp vehim yollu var sanılan kuvvelere tapınmayı) terk eder, (varlığını oluşturan) Allah`a (Esmâ`sına) iman ederse, kesinlikle o kopması mümkün olmayan, hakikatindeki sağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah Semî ve Alîm`dir. ( Ahmed Hulusi ) 2.256 - Diyn de zorlama yoktur (İslam da?)... Gerçekten rüşd (hidayet, hak, doğruluk) ğayy dan (azgınlık, dalalet) apaçık ayrılmıştır (deliller ortadadır)... Artık her kim (Bi-) Tağut u (tapılacak nesne, Allah dışında vücud, ilah kabul etmeyi) inkar edip Allah a (B sırrıyla) iman ederse muhakkak o kopması/ayrılması olmayan sapasağlam bir kulpa (B sırrınca) yapışmış olur... Allah Semi dir, Aliym dir. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 257. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٢٥٧) ا لل ه و ل ى ال ذين ا م ن وا ي خ ر ج ه م م ن الظ ل م ات ا ل ى الن ور و ال ذين كف ر وا ا و ل ي اؤ ه م الط اغ وت ي خ ر ج ون ه م م ن الن ور ا ل ى الظ ل م ات ا ول ئ ك ا ص ح اب الن ار ه م ف يه ا خ ال د و ن 2.257 - Allâhu veliyyullezîne âmenû yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr, vellezîne keferû evliyâuhumut tâğûtu yuhricûnehum minen nûri ilez zulumât, ulâike ashâbun nâr, hum fîhâ hâlidûn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.257 - Allah iman edenlerin Velî`sidir; onları zulmattan (karanlıklardan-hakikat bilgisizliğinden) Nûr`a (ilmin aydınlığında hakikati görmeye) çıkartır. Fiilen küfür (hakikati inkâr) hâlinde olanlara gelince; onların velîsi Tagut`tur (gerçekte var olmayıp var sandıkları kuvveler, fikirler), onları nûrdan zulmete ihraç eder. İşte onlar, ateş (sonuçta yanmaya mahkûm) kişilerdir. Onlar o şartlarda sonsuza dek kalıcıdırlar. ( Ahmed Hulusi ) 2.257 - Allah iman edenlerin Veliy sidir... Onları karanlıklardan Nur a çıkarır... Fiilen küfür (hakikatlerini örtme) halinde olanlara gelince, onların evliyası Tağut tur (Allah dışındaki ilahları)... (O taptıkları ilahlar) onları Nur dan karanlıklara çıkarırlar... İşte onlar Nar ashabıdır... Onlar onda (Nar da) ebedi kalıcılardır. ( Hasan Güler ) ----- 2 - Bakara suresi 285. ayet (Genel: 2 - İniş: 87 - Alfbetik: 11) ----- (٢-٢٨٥) ا م ن الر س ول ب م ا ا ن ز ل ا ل ي ه م ن ر ب ه و ال م ؤ م ن ون ك ل ا م ن ب الل ه و م ل ئ ك ت ه و ك ت ب ه و ر س ل ه ل ا ن ف ر ق ب ي ن ا ح د م ن ر س ل ه و ق ال وا س م ع ن ا

و ا ط ع ن ا غ ف ر ان ك ر ب ن ا و ا ل ي ك ال م ص ي ر 2.285 - Âmener rasûlu bimâ unzile ileyhi mir rabbihî vel mué'minûn, kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih, lâ nuferrigu beyne ehadim mir rusulih, ve gâlû semiğnâ ve etağnâ ğufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 2.285 - Er Rasûl (Hz.Muhammed a.s.) Rabbinden (varlığını oluşturan Allah`ın Esmâ bileşiminden) kendisine (şuuruna) inzâl olana (boyutsal bir geçiş yapan bilgiye) iman etmiştir. İman edenler de!.. Hepsi iman etti ("B" harfinin işaret ettiği anlam doğrultusunda) nefslerini oluşturan hakikatlerinin Allah Esmâ`sı olduğuna, meleklerine (nefslerinin aslı olan Esmâ kuvvelerine), Kitaplarına (inzâl olan bilgilerine), Rasûllerine... Onun Rasûlleri arasında (irsâl olmaları konusunda) hiçbir ayırım yapmayız... "Algıladık ve itaat ettik, mağfiretini isteriz Rabbimiz; dönüşümüz sanadır" dediler. ( Ahmed Hulusi ) 2.285 - Er-Rasûl (Rasûlullah), Rabbinden kendisine İNZAL olana (B sırrıyla) iman etti, mü minler de (iman ettiler)... Hepsi, (B sırrıyla) Allah a, meleklerine, kitaplarına ve Rasûllerine iman etmiştir... O nun Rasûllerinden hiçbirini ayırt etmeyiz... işittik ve itaat ettik, Ğufran sın (mağfiretini isteriz) Rabbimiz, dönüşümüz sanadır, dediler. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 18. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٨) ش ه د الل ه ا ن ه ل ا ا ل ه ا ل ا ه و و ال م ل ئ ك ة و ا ول وا ال ع ل م ق ائ م ا ب ال ق س ط ل ا ا ل ه ا ل ا ه و ال ع زيز ال ح كي م 3.18 - Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve vel melâiketu ve ulul ılmi gâimem bil gıst, lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.18 - Allah şehâdet eder, kendisidir "HÛ"; tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Esmâ`sının kuvveleri olanlar (melâike) ve Ulül İlm de (ilim açığa çıkardığı mahaller) bu hakikatin Hak oluşuna şehâdet eder, Adl`i kaîm kılarlar. Tanrı yoktur, sadece "HÛ"; Azîz, Hakîm`dir. ( Ahmed Hulusi ) 3.18 - Allah La ilahe illa HU ya, yani O ndan başka vücud yok a şahid olmuştur... (Dolayısıyla çeşitli birim isimleri adı altında gene kendisi) Melaike ve kaimen Bil-Kıst (uluhiyyet hükümlerini kaim kılan, adil) olarak İLİM sahipleri de (bu şahadeti izhar etmiştir)... (Demek ki) Aziyz, Hakiym olan O ndan başka ilah (vücud) yoktur. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 38. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-٣٨) ه ن ال ك د ع ا ز ك ر ي ا ر ب ه ق ال ر ب ه ب ل ى م ن ل د ن ك ذ ر ي ة ط ي ب ة ا ن ك س ميع الد ع ا ء

3.38 - Hunâlike deâ zekeriyyâ rabbeh, gâle rabbi heb lî mil ledunke zurriyyeten tayyibeh, inneke semîud duâé'. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.38 - Aynı yerde Zekeriyya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana ledünnünden (rahmeti sonucu özel melekî kuvve açığa çıkışıyla) tertemiz bir nesil hibe et. Sen kesinlikle duamı işitensin (yönelişimi algılayansın)." ( Ahmed Hulusi ) 3.38 - İşte orada Zekeriyya Rabbine dua etti... Rabbim, bana ledünnünden tertemiz bir zürriyyet hibe et; muhakkak ki sen duayı çok iyi işitensin. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 39. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-٣٩) ف ن اد ت ه ال م ل ئ ك ة و ه و ق ائ م ي ص ل ى ف ى ال م ح ر اب ا ن الل ه ي ب ش ر ك ب ي ح ي ى م ص د ق ا ب ك ل م ة م ن الل ه و س ي د ا و ح ص ور ا و ن ب یا م ن الص ال حي ن 3.39 - Fenâdethul melâiketu ve huve gâimuy yusallî fil mihrâbi ennallâhe yubeşşiruke biyahyâ musaddigam bikelimetim minallâhi ve seyyidev ve hasûrav ve nebiyyem mines sâlihîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.39 - O mabette Rabbine yöneliş hâlindeyken, melâike ona nida etti: "Allah`tan sana Bi-kelimeyi (İsaözel kuvvelerin açığa çıktığı Allah kelimesini) tasdik edici, seyyid (kuvvelerinin efendisi), hasur (nefsaniyetini kontrol eden) sâlihlerden bir Nebi olarak (varlığındaki Hakk`ı yaşayan) Yahya`yı müjdeler." ( Ahmed Hulusi ) 3.39 - O (Zekeriyya) mihrab da kaim olarak (kıyamda) bilfiil namaz kılarken melaike O na nida etti: Allah seni, Allah dan bir Kelimeyi (İsa yı, B sırrınca) tasdik edici, Seyyid (kuvvelerinin efendisi), Hasur (nefsine hakim) ve salihlerden bir Nebî olarak Yahya yı (B sırrınca) müjdeler. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 49. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-٤٩) و ر س ول ا ا ل ى ب نى ا س ر ای ل ا ن ى ق د ج ئ ت ك م ب ا ي ة م ن ر ب ك م ا ن ى ا خ ل ق ل ك م م ن الط ين ك ه ي پ ة الط ي ر ف ا ن ف خ فيه ف ي ك ون ط ي ر ا ب ا ذ ن الل ه و ا ب ر ئ ال ا ك م ه وال ا ب ر ص و ا ح ي ال م و ت ى ب ا ذ ن الل ه و ا ن ب ئ ك م ب م ا ت ا ك ل ون و م ا ت د خ ر ون ف ى ب ي وت ك م ا ن فى ذل ك ل ا ي ة ل ك م ا ن ك ن ت م م ؤ م ني ن 3.49 - Ve rasûlen ilâ benî isrâîle ennî gad cié'tukum biâyetim mir rabbikum ennî ahlugu lekum minet

tîni kehey'etit tayri feenfuhu fîhi feyekûnu tayram biiznillâh, ve ubriul ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevtâ biiznillâh, ve unebbiukum bimâ teé'kulûne ve mâ teddehırûne fî buyûtikum, inne fî zâlike leâyetel lekum in kuntum mué'minîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.49 - İsrailoğullarına Rasûl olarak gönderecek, (O) diyecek ki: "Ben size Rabbinizden, varlığında O`na dair işareti taşıyan biri olarak geldim. Ben size çamurdan kuş şeklinde bir mahlûk meydana getirir, içine nefhederim de (Esmâ kuvvesini onda açığa çıkartırım da) o biiznillah (o yapıda Allah Esmâ`sının o şekilde açığa çıkmayı dilemesiyle) bir kuş olur. Körü ve cüzzamlıları iyileştiririm. Biiznillah (onların hakikatlerini oluşturan Esmâ kuvvesinin elvermesiyle) ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi de size (Allah`ın bildirmesiyle) haber veririm. Bu olayda, eğer iman ederseniz, size (önemli) işaret vardır (Rabbinizin kudreti hakkında)." ( Ahmed Hulusi ) 3.49 - (Onu) İsrailOğullarına (şöyle diyecek olan) Rasûl yapacak: Hakikaten ben size Rabbinizden (B sırrınca) bir ayet/mucize olarak geldim/getirdim... Ben size çamurdan kuş şeklinde (bir şey) yaratırım; onda nefhederim (Can üflerim) de Bi-iznillah (Allah ın izniyle o gerçek) bir kuş olur... (Anadan doğma) körü ve alacalıyı iyileştiririm... Bi-iznillah ölüleri diriltirim... Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi de (B sırrınca) size haber veririm... Eğer mü minler iseniz bunda sizin için gerçekten bir ayet/ibret vardır. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 54. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-٥٤) ري ن و م ك ر وا و م ك ر الل ه و الل ه خ ي ر ال م اك 3.54 - Ve mekerû ve mekerallâh, vallâhu hayrul mâkirîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.54 - Mekr yaptılar ve karşılığını Allah`tan mekr ile aldılar. Allah mekr yapanların en hayırlısıdır (hakikati dillendirenin ortadan kalkması için gizli hileye başvurdular, Allah da olayı aynı yoldan, yani onlar fark edemeden onların aleyhine sonuçlandırdı). (Kişinin kendisini Allah`tan ayrı düşürenuzaklaştıran fiile devam edip bundan zarar görmediğini sanması, mekre uğraması demektir. Çünkü zarar görmediğini sanarak o fiile devam etmesi, sonuçta Allah`tan daha fazla uzaklaşmasına yol açar ki, Allah`tan yani hakikatindeki Esmâ kuvveleriyle tahakkuk etmekten uzak düşmekten daha büyük ceza olmaz insan için.) ( Ahmed Hulusi ) 3.54 - Bilfiil mekr işlediler (helak etmek için tuzak kurdular)... Allah da mekr yaptı (tuzaklarını iptal edecek kuvveleri galip getirdi)... Allah mekr yapanların en hayırlısıdır. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 77. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-٧٧) ا ن ال ذ ين ي ش ت ر ون ب ع ه د الل ه و ا ي م ان ه م ث م ن ا ق ليل ا ا ول ئ ك ل ا خ ل ا ق ل ه م ف ى ال ا خ ر ة و ل ا ي ك ل م ه م الل ه و ل ا ي ن ظ ر ا ل ي ه م ي و م ال ق يم ة و ل ا ي ز ك يه م و ل ه م ع ذ اب ا لي م

3.77 - İnnellezîne yeşterûne biahdillâhi ve eymânihim semenen galîlen ulâike lâ halâga lehum fil âhırati ve lâ yukellimuhumullâhu ve lâ yenzuru ileyhim yevmel gıyâmeti ve lâ yuzekkîhim, ve lehum azâbun elîm. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.77 - Allah ahdini ve yeminlerini az bir değere satanlara gelince; onların sonsuz gelecek sürecinde hiçbir nasipleri yoktur. Allah (dıştaki bir tanrıdan değil, hakikatlerindeki Esmâ kuvvelerinin tahakkukundan söz edilmede) kıyamet sürecinde onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları arındırmaz. Onlar için feci bir azap vardır. ( Ahmed Hulusi ) 3.77 - (Bi-) Allah ahdini ve yeminlerini az bir pahaya satanlara gelince, onların ahirette hiç bir nasibi yoktur... Allah kiyamet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları tezkiye etmez... Onlar için elim azab vardır. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 124. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٢٤) ا ذ ت ق ول ل ل م ؤ م ن ين ا ل ن ي ك ف ي ك م ا ن ي م د ك م ر ب ك م ب ث ل ث ة ا ل اف م ن ال م ل ئ ك ة م ن ز لي ن 3.124 - İz tegûlu lilmué'minîne eley yekfiyekum ey yumiddekum rabbukum biselâseti âlâfim minel melâiketi munzelîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.124 - Hani iman edenlere: "İnzâl olunmuş üç bin melâike ile Rabbinizin size yardım etmesi yetmez mi?" diyordun. (Bazı Esmâ ül Hüsnâ kuvvelerinin, iman edenlerde açığa çıkmasıyla oluşan yürekliliğin, mücadele azmi vermesi.) ( Ahmed Hulusi ) 3.124 - (Rasûlüm) hani mü minlere: İnzal olunmuş üç bin melaike ile (B sırrınca) Rabbinizin size imdad etmesi, size kafi gelmez mi? diyordun. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 125. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٢٥) ب ل ى ا ن ت ص ب ر وا و ت ت ق وا و ي ا ت وك م م ن ف و ر ه م هذ ا ي م د د ك م ر ب ك م ب خ م س ة ا ل اف م ن ال م ل ئ ك ة م س و مي ن 3.125 - Belâ in tasbirû ve tettegû ve yeé'tûkum min fevrihim hâzâ yumdidkum rabbukum bihamseti âlâfim minel melâiketi musevvimîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.125 - Evet... Eğer dayanır ve korunursanız, düşman aniden saldırsa dahi, Rabbiniz, varlığınızdaki Esmâ`dan kaynaklanan beş bin melâike kuvvesiyle size yardım eder. ( Ahmed Hulusi ) 3.125 - Evet... Eğer sabreder ve ittika ederseniz (korunursanız);ve (onlar da) şu fevrlerinden (hemen şu anlarında/ bu cihetlerinden) size gelseler (saldırsalar bile), Rabbiniz size nişanlı/damgalayıcı beş bin melekle (B sırrınca) imdad eder. ( Hasan Güler )

----- 3 - Ali_İmran suresi 126. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٢٦) و م ا ج ع ل ه الل ه ا ل ا ب ش رى ل ك م و ل ت ط م ئ ن ق ل وب ك م ب ه و م ا الن ص ر ا ل ا م ن ع ن د الل ه ال ع زيز ال ح كي م 3.126 - Ve mâ cealehullâhu illâ buşrâ lekum ve litatmeinne gulûbukum bih, ve men nasru illâ min ındillâhil azîzil hakîm. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.126 - Allah bunu size bir müjde olsun ve kalplerinizdeki (hakikatinizdeki) kuvveye mutmain olmanız için yaptı. Yardım ancak ve yalnız Azîz ve Hakîm olan Allah indîndendir. ( Ahmed Hulusi ) 3.126 - Allah bunu, size bir müjde olsun ve kalbleriniz (B sırrınca) onunla mutmain olsun diye yaptı... Yardım ancak ve yalnız, Aziyz ve Hakiym olam Allah indindendir (çoklukla perdelenmeyin). ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 133. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٣٣) و س ار ع وا ا ل ى م غ ف ر ة م ن ر ب ك م و ج ن ة ع ر ض ه ا الس مو ات و ال ا ر ض ا ع د ت ل ل م ت قي ن 3.133 - Ve sâriû ilâ mağfiratim mir rabbikum ve cennetin arduhes semâvâtu vel ardu uıddet lilmuttegîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.133 - Koşuşun, Rabbinizden (hakikatinizdeki Esmâ bileşiminden kaynaklanacak olan) mağfirete ve semâlar (idrak mertebeleri) ile arz (bedensellik) genişliğindeki (Allah Esmâ`sının kuvveleriyle tahakkuk ortamı olan) cennete... Korunanlar için hazırlanmıştır o! ( Ahmed Hulusi ) 3.133 - Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği Semavat ve Arz kadar olan (kapsayan) cennet e (mekansızlık boyutuna, Hakikat yaşamına) koşun... (Ki o) muttakiler için hazırlanmıştır. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 152. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٥٢) و ل ق د ص د ق ك م الل ه و ع د ه ا ذ ت ح س ون ه م ب ا ذ ن ه ح ت ى ا ذ ا ف ش ل ت م و ت ن از ع ت م ف ى ال ا م ر و ع ص ي ت م م ن ب ع د م ا ا ر يك م م ا ت ح ب ون م ن ك م م ن ي ريد الد ن ي ا و م ن ك م م ن ي ريد ال ا خ ر ة ث م ص ر ف ك م ع ن ه م ل ي ب ت ل ي ك م

و ل ق د ع ف ا ع ن ك م و الل ه ذ و ف ضل ع ل ى ال م ؤ م ني ن 3.152 - Ve legad sadegakumullâhu vağdehû iz tehussûnehum biiznih, hattâ izâ feşiltum ve tenâzağtum fil emri ve asaytum mim bağdi mâ erâkum mâ tuhıbbûn, minkum mey yurîdud dunyâ ve minkum mey yurîdul âhırah, summe sarafekum anhum liyebteliyekum, ve legad afâ ankum, vallâhu zû fadlin alel mué'minîn. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.152 - (Uhud`da) Allah elbette size sözünü tuttu; varlığınızdaki Allah Esmâ`sının elverdiği kuvve ile (biiznihi) onları yok etmek üzereydiniz. Ancak Allah size sevdiğinizi (zafer ve ganimet) gösterdiğinde zayıflık gösterdiniz ve size verilmiş olan hükme isyan edip tartıştınız. Sizden kimi dünyalığı istiyordu (görev yerini bırakıp ganimete koştu), kimi de sonsuz geleceği (Rasûlün hükmüne uyup direndi ve şehîd oldu). Sonra Allah, size ne durumda olduğunuzu göstermek için geri çevirdi. Bununla beraber sizi affetti. Allah iman edenlere fazl sahibidir. ( Ahmed Hulusi ) 3.152 - Andolsun ki Bi-izniHİ (O nun izni ile) onları (düşmanlarınızı) öldürmekte iken Allah size olan va dini doğru çıkardı... Nihayet (Allah) sevdiğinizi (zafer, ganimet) size gösterdikten sonra zaaf gösterdiniz, o iş hakkında çekiştiniz ve isyan ettiniz... Sizden kimi dünyayı diliyordu kimi de ahireti... Sonra sizi denemek için (Allah) sizi onlardan uzaklaştırdı... Andolsun ki (Allah) sizi affetti... Allah mü minlere fazl (fazlalık, lutuf) sahibidir. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 162. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٦٢) ا ف م ن ات ب ع ر ض و ان الل ه ك م ن ب اء ب س خ ط م ن الل ه و م ا ویه ج ه ن م و ب ئ س ال م صي ر 3.162 - Efemenit tebea rıdvânallâhi kemem bâe bisehatım minallâhi ve meé'vâhu cehennem, ve bié'sel masîr. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.162 - Allah rıdvanına (Esmâ kuvvesinin hakikatindeki varlığına) tâbi olan kimse, Allah`ın hışmının açığa çıktığı, yaşayacağı ortam cehennem olan kişi gibi midir? O ne kötü sondur! ( Ahmed Hulusi ) 3.162 - Allah ın rıdvanına tabi olan kimse, Allah dan (B sırrınca) bir gadaba uğrayan ve barınağı cehennem olan kimse gibi midir?.. O ne kötü varış yeridir. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 180. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٨٠) و ل ا ي ح س ب ن ال ذين ي ب خ ل ون ب م ا ا تی ه م الل ه م ن ف ض ل ه ه و خ ي ر ا ل ه م ب ل ه و ش ر ل ه م س ي ط و ق ون م ا ب خ ل وا ب ه ي و م ال ق يم ة و ل ل ه مير ا ث الس م و ات و ال ا ر ض و الل ه ب م ا ت ع م ل ون خ بي ر

3.180 - Ve lâ yahsebennellezîne yebhalûne bimâ âtâhumullâhu min fadlihî huve hayral lehum, bel huve şerrul lehum, seyutavvegûne mâ behılû bihî yevmel gıyameh, ve lillâhi mîrâsus semâvâti vel ard, vallâhu bimâ tağmelûne habîr. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.180 - Allah`ın kendi hakikatleri olan Esmâ kuvvesi ile fazlından verdiklerinde cimrilik edenler, sanmasınlar ki bu haklarında hayırlı olan bir şeydir. Bilakis şerrdir! Cimrilik ettikleri şey kıyamet sürecinde boyunlarında asılı olacaktır! Semâlar ve arzın mirası (Esmâ kuvvelerinden sürekli oluşan her şey) Allah`ındır. Allah yapmakta olduklarınızdan (onları yaratan olarak) Habîr`dir. ( Ahmed Hulusi ) 3.180 - Fazlından (B sırrınca) Allah ın kendilerine verdiği ile cimrilik edenler, onun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar... Bilakis bu onlar için bir şerdir... Cimrilik ettikleri şey (B sırrınca) kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır (onları kayıtlayacaktır)... Semavat ve Arz ın mirası Allah ındır (zira Semavat, Arz ve bunlardan açığa çıkan herşey O nun Esmasının bir zuhuru olarak varettikleridir, vücud hepten O nundur)... Allah yapmakta olduğunuz şeyleri (B sırrınca) Habiyr dir. ( Hasan Güler ) ----- 3 - Ali_İmran suresi 198. ayet (Genel: 3 - İniş: 89 - Alfbetik: 7) ----- (٣-١٩٨) ل ك ن ال ذين ات ق و ا ر ب ه م ل ه م ج ن ات ت ج رى م ن ت ح ت ه ا ال ا ن ه ار خ ال دي ن ف يه ا ن ز ل ا م ن ع ن د الل ه و م ا ع ن د الل ه خ ي ر ل ل ا ب ر ا ر 3.198 - Lâkinillezînettegav rabbehum lehum cennatun tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ nuzulem min ındillâh, ve mâ ındallâhi hayrul lil ebrâr. ( Kuranı Kerim Türkçe okunuş ) 3.198 - Fakat Rablerinden korunanlara gelince, onlara altlarında nehirler akan cennetler vardır. Orada sonsuza dek yaşarlar Allah indînden inzâl olan ile (hakikatleri olan Allah Esmâ`sının bilinçlerine inzâl \boyutsal geçiş\ ettiği kuvveler ile). Allah indînde olanlar, Ebrâr (Allah`a ermişler) için daha hayırlıdır. ( Ahmed Hulusi ) 3.198 - Fakat Rablerinden ittika edenlere (Rablerinde fani olanlara) gelince, onlara altlarından nehirler akan cennetler vardır... Onda ebedi kalıcılardır... Allah indinden bir nüzül (iniş, ikram, ziyafet) olarak... Allah indinde olanlar ise Ebrar (Berr ler, Hakka itaatkar saidler) için daha hayırlıdır. ( Hasan Güler ) ----- 4 - Nisa suresi 51. ayet (Genel: 4 - İniş: 92 - Alfbetik: 82) ----- (٤-٥١) ا ل م ت ر ا ل ى ال ذ ين ا وت وا ن صيب ا م ن ال ك ت اب ي ؤ م ن ون ب ال ج ب ت و الط اغ وت و ي ق ول ون ل ل ذ ين ك ف ر وا هؤ ل اء ا ه دى م ن ال ذين ا م ن وا س ب يل ا 4.51 - Elem tera ilellezîne ûtû nasîbem minel kitâbi yué'minûne bil cibti vet tâğûti ve yegûlûne lillezîne