IGMG Ev Sohbetleri Dersleri



Benzer belgeler
Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

Kur an ın Bazı Hikmetleri

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

SEYİTGAZİ İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ KONULARI

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Uyumayan Şehir. Uyumayan Şehir New York için artık bir slogan. Çoğu kişi gibi ben. de New York u izlediğim filmlerden tanıdım ve gerçekte filmlerdeki

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

GRUP ŞİRKETLERİNE KULLANDIRILAN KREDİLERİN VERGİSEL DURUMU

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ :

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Yanlış Anlaşılan Faizci

Toktamış Ateş'i kaybettik

İnşaat Sanayi KSO da buluştu

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

TEKNOLOJİ VE TASARIM

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Büyükşehir Bodrum halkına yeni süreci anlattı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Cümlede Anlam İlişkileri

Özet şeklinde bilgiler

İşte sınavla öğrenci alan liselerin kontenjanları

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İMAM HATİP VE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR OKUMALARI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

"Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu."

MAT223 AYRIK MATEMATİK

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

33. BÖLÜM İLK VE SON SORUŞTURMA İNŞAAT SAHİBİNE PARA CEZASI İNŞAATA YIKIM KARARI VE BU KARARIN İPTALİ SUÇLAMA; KARARA İTİRAZ ETMEMEK!

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

Şimdi Elazığ dan bir başarı hikayesiyle devam ediyoruz. Muhammed Hüseyin Yıldız, Elazığ da hayvanlar için bir barınak istiyoruz diyordu

KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

OTOPARK YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ

Danışma Kurulu Tüzüğü

Toplum olarak biraz fazla mı televizyon seyrediyoruz? Bunun sebepleri nelerdir?

Araştırma Notu 15/177

İbadetin Manası ve Çeşitleri

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

TORKIYE'DE MiSYONERLİK

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

WEB SAP (ORION) STAJ BAŞVURU KULLANICI DÖKÜMANTASYONU. Süheyla GÜVEN

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

(ÇEKAP) Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

TOBB ETÜ LİSANSÜSTÜ BURSLU ÖĞRENCİ YÖNERGESİ* (*) Tarih ve S sayılı Senato oturumunun 4 nolu Kararı ile Kabul edilmiştir.

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Konforun Tanımı Değişti...

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

ANADOLU DA BEYİN FIRTINASI

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi

Transkript:

Sayı : 26 Konu: MEDİNE-İ MÜNEVVERE 1 Tenvir olunan, nurlanan şehir. Hicretle doğan, yenilenen şehir. İnkılabın her türlüsünü yaşayan şehir. Ana kucağı kadar sıcak, soğuk kışta yorgan gibi ısıtan, çöl sıcağında gölgelik. Gönle ferah, göze fer, dize derman, söze ferman, gönle huzur Medine. Hayır namına ne ararsan bulursun orada. Medine hiçbir şey görmeyene, Medine bir aşk, bir kara sevda görene!! Cahil köre ne Medine? İnsan sevdiklerinin sevdiğini sever. Peyygamberimin sevdiği şehir. Uhud bizi sever biz Uhudu severiz diyor. Hendeğini de, taşını da toprağını da seviyoruz Medinenin. MEDİNE İSMİ NEREDEN GELİYOR? Medine'nin bilinen en eski adı Yesrib olup bu adın, buraya ilk yerleşen kişi olduğu rivayet edilen Yesrib b. Vâil b. Kâyine b. Mehlâbil'in isminden geldiği kaydedilmektedir. 1 "Zarar vermek, karıştırmak, kötülemek, başa kakmak, bozmak" gibi anlamlara gelen "serb" kökünden türeyen yesrib kelimesi, Kur'an'da Medine'nin adı olarak bir yerde geçmektedir. 2 Hicretin sonra Hz. Peygamber (s.a.v.), şehre "Tâbe, Taybe= Hoş ve güzel" adını verdi. 3 İslâm kaynaklarında Medine'ye Tayyibe, Miskîne, Azrâ, Câbire, Mecbûre, Mahabbe ve Mahcûbe isimlerinin verildiğine de şahit oluruz. Kur'an-ı Kerim'de Medine için kullanılan "Dâr" kelimesinden hareketle 4 Medine'ye "Dârülhicre, Dârü'l-îmân, Dârüs-sünne"; Resûl-i Ekrem'e nisbetle Medînetür Resûl/Medînetünnebi ve el- Medînetü'l-Münevvere gibi isimlerin verildiği görülmektedir. Çoğunluğu şehrin kutsallığına, hicret yurdu ve başşehir olmasına, hicretten sonra gerçekleşen medenîleşmeye vurgu yapan bu isimlerin sayısı doksan yediye kadar çıkarılmaktadır. Medine kelimesi Kur'an-ı Kerim'de on yerde geçmektedir. Bunların dördünde Medine şehri kastedilmektedir. 5 Medine'nin Arapça müdûn veya deyn kökünden türediği ileri sürülür. İbn Manzûr, kelimenin "şehre gelmek, ikamet etmek, yerleşmek" gibi anlamlara gelen müdûn kökünden türediğini ve yeryüzünün yerleşmeye uygun ve kale yapılan her yerine medine adı verildiğini kaydeder. 6 Mekke ile birlikte iki Harem'den (Haremeyn) biri olan Medine, hicret yurdu olması ve halkının herhangi bir zorlama olmaksızın İslâmiyet'i benimsemesinden dolayı "Kur'an'la fethedilmiş" kabul edilir. 7 Hicretten sonra Resûl-i Ekrem (s.a.v.), "Hz. İbrahim Mekke'yi harem yaptığı gibi ben de Medine'yi harem yaptım" sözleriyle şehri harem ilân etmiştir. 8 Diğer bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Ben bir karyeye (Şehre) hicret etmekle emrolundum ki, o karye diğer bütün karyelere(şehre) galip gelir. Bu 1 Semhûdî, I, 156 2 Ahzâb 33:13 3 Müsned, IV, 285 4 Haşr, 59:9 5 Tevbe 9:101,120; Ahzâb 33:60; Münâfikün 63:8; Küçükaşcı, Cahiliye'den Emevîler'in Sonuna Kadar Haremeyn, Shf. 209-212 6 Lisânü 'l Arab, "mdn" md. 7 Belâzürî, Fütûh, Shf. 8; İbnü'n-Neccâr el-bağdâdî, s. 45 8 Buhârî, "Büyü"', 53, "Cihâd", 71, 74; Müslim, "Hac", 454 Igmg Ev Sohbetleri 26 31122013 Medine-i Münevvere 1 1

karyeye( Şehir) Yesrib denilmektedir. O, Medine'dir. Demirci körüğünün demirin kirini giderdiği gibi, kirli insanları giderir (dışına atar) " 9 Peygamberimiz (a.s.), Akabe biatlarından sonra Medine'ye Hicrete karar veriyor. Bu kararla Medine'ye hicret her Müslümana Farz oluyor. "Hicret etmeyen bizden değildir" diyor, Peygamberimiz. Bütün Müslümanlar kadın/erkek, çoluk çocuk hicret ediyor. Nihayet Peygamber (a.s.), Ebu Bekir ve Ali (r.a.) efendilerimiz geride kalıyorlar. Onlara da hicret emredilince insanlık tarihini, yönünü, gidişatını değiştirecek bir kutsal beldeye Medine'ye yola çıkıyorlar. 12 günlük yorucu bir yolculuktan sonra Kuba'ya varıyor Peygamberimiz. Mekke'de iken müslümanlar, bir devlet otoritesi altında bir cemaat durumundaydı. Ama daha Medine'ye varmadan bu rol, bu statü değişti. TEMELİ TAKVA ÜZERE ILAN MESCİD Peygamberimiz (a.s.), Kuba'da ilk mescidi, takva üzere yapılan mescidi inşa etti. Bununla temel bir kural konuyordu. Müslümanların bulunduğu her yerde artık ilk iş cami kurmak olacaktır. Camisiz ne bir köy, ne bir mahalle kalmayacaktır. Kuba mescidi öyle bir mescittir ki, her Medine'ye giden Mescid-i Nebevi den Kuba mescidine yürüyerek giderse bir umre sevabı kazanıyor. Çünkü her Cumartesi günü Peygamber Efendimiz (a.s.), Kuba'yı ziyaret ediyor ve oradaki eğitimi takip ve murakabeden geçiriyordu. Bir mescid ziyaret etmek ve mescitlerin mektep, okul, ilk dershane, besmelenin, Kur'an'ın ve Sünnetin öğretilme mekanı olarak tarihteki yerini alıyordu. Kuba Mescidi yapılıp yaklaşık iki haftada tamamlanınca Peygamber Efendimiz (a.s.) Medine şehrine eski adıyla Yesrib'e yola çıkıyor. Peygamberimiz (a.s.)'ın Medine'de Kıldırdığı İlk Cuma Namazı Küba'dan, Medine'ye doğru yola çıkan Peygamberimiz (a.s.), Salim b. Avf oğullarının oturdukları Rânuna vadisine geldiği zaman, Cuma namazı vakti girdi. Hemen oracıkta Medine civarının ilk Cuma namazını kıldı ve kıldırdı. Bu şilk cuma cemaatinin sayısı kırk kişi idi. Burada irad edilen hutbenin bir bölümü şöyle idi: 10[1] "Ey insanlar! Kendiniz için, önden ahiret azığı olacak şeyler gönderiniz. Elbette, bilirsiniz ki; her biriniz ölecek ve davarını çobansız bırakacaktır! Yarım hurma ile de olsa cehennemden kendisini korumaya gücü yeten kimse, hemen o hayır işlesin. Onu bulamayan da, güzel bir sözle kendisini korumaya çalışsın. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerinden, Allah'a sığınırız. Sözlerin en güzeli, Yüce Allah'ın Kitabıdır. Allah'ın sevdiğini seviniz! Kur an, helal ve haram olan her şeyi beyan eyler. Allah'ın ihsan ettiği rahmetle aranızda sevişiniz. Allah'ın düşmanlarına düşman olunuz. O'nun yolunda, gereği gibi cihad ediniz! Kim Allah'la arasını düzeltirse, Allah da onun insanlarla arasını düzeltir. Biliniz ki, Cenab-ı Hakk, içinde bulunduğum yılın bu ayında, bugün şu bulunduğum yerde Cuma namazını kıyâmete kadar, üzerinize farz kıldı. Hayâtımda veya benden sonra, -âdil veya zâlim- bir imamı olduğu halde, önemsiz gördüğü veya inkâr ettiği için kim bu 9 Buharî, Fedailu'l-Medine, 2 Igmg Ev Sohbetleri 26 31122013 Medine-i Münevvere 1 2

namazı terkederse, Allah onun iki yakasını bir araya getirmesin ve hiç bir işine hayır vermesin. Biliniz ki, böylesinin, tevbe etmedikçe, ne namazı, ne zekâtı, ne haccı, ne orucu, ne de herhangi bir iyiliği Allah katında bir değer taşır. Ancak, kim tevbe ederse Allah tevbesini kabûl eder." 11 Bu hutbe ile artık kıyamete kadar müslümanların zaman planlaması, öncelikleri ortaya konuyor. Müslümanların toplanma günü, ibadet günü, kıyamete kadar hiç değişmeyecek şekilde kesin bir dille ortaya konuyor. Cuma namazının önemi vurgulanıyor. Cumayı terkedenlerin iki yakasının bir araya gelemiyeceği net bir şekilde ifade ediliyor. Bu gün müslümanların dağınıklığı, bir araya gelememesi, perişanlığını burada aramak lazım. Camiler Cuma saatinde dolu, ama sokaklarda dolu. O kişinin de iki yakası bir araya gelmiyor; dağınıklık kendinde, evinde, ticaretinde, her tarafını sarmış. Bir imam etrafında okunacak Cuma hutbesi, Müslümanların gündeminin konuşulduğu hutbeleri acaba ümmet ne zaman görecek? Peyganberimiz (a.s.), Medine'ye bir mülteci gibi değil, yeni bir anlayışın, yeni bir hayat tarzının, yeni bir devletin başkanı olarak giriyor. Medine sosyal hayatın her yönünü kapsayan hükümler ile, medeni sȗreler yani Medine'de inen sureler ile farklılığını ortaya koyuyor. Medine demek sistem demektir. Medine demek kriter demektir. Medine demek medeniyet demektir. İnsanlık tarihinin en köklü değişiklikleri işte Medine'de başlamış ve devam etmiştir. Bu gün bu kriterler ilk günkü tazeliği gibi geçerlidir; kıyamete kadar da geçerli olacaktır. Bu kriterler çoktur; ama biz 5 tanesini sayalım. MEDİNE KRİTERLERİ 1.Kriter: Cami: Peygamberimiz (a.s.)'ın Medine'de yaptığı ilk çalışma, ilk iş, devesi Kasvanın oturduğu yeri satın almak ve orasını cami/mescid yapmak olmuştur. Daha evi, eşyası, koltuğu, çamaşır makinası, bulaşık makinası, kliması, tenceresi, tavası, kardrobunda kat kat elbisesi, eş ve çocukları için ayrı ayrı odası ve daha nesi ve nesi yokken; yokken; dünyalık evi, eşyası, koltuğu, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, kliması, tenceresi tavası, dolabında kat kat elbisesi, eş ve çocukları için ayrı ayrı odası ve daha nesi ve nesi yokken, Peygamberimiz (a.s.), üstü başı toz toprak içinde bir hamal, amele gibi çalıştı, sahabeyi çalıştırdı ve Mescid-i Nebevi'yi inşa etti. Mescid-i Nebi'nin İnşası Peygamber Efendimiz (a.s.), Medine ye varınca, Cebrail (a.s.) geldi ve "Ya Resulallah! Allahu Teâlâ sana, kendisi için taştan ve kerpiçten bir mescid yapmanı emrediyor" dedi. 11 İbn Mâce, es-sünen, 1/343, (Hadis No: 1081); Tecrid Tercemesi, 3/63, (Hadis No: 487'nin izâhı) Igmg Ev Sohbetleri 26 31122013 Medine-i Münevvere 1 3

Nihayet her hazırlık yapıldıktan sonra temel atılmak üzere toplanıldı. Temele ilk taşı, Efendimiz (a.s.) mübarek elleriyle koydular. Sonra sıra ile; "Ebu Bekir, taşını, benim taşımın yanına koysun! Ömer, taşını Ebu Bekir'in taşının yanına koysun! Osman, taşını Ömer'in taşının yanına koysun! Ali, taşını Osman'ın taşının yanına koysun" buyurdular. Emirleri yerine geldikten sonra oradaki Ashab-ı kiramına; "Siz de taşlarınızı koyunuz" buyurdular. Onlar da koymaya başladılar. Mescidin yapılmasında, başta sevgili Peygamberimiz olmak üzere bütün Ashab-ı kiram durmadan dinlenmeden çalıştılar. Mübarek sırtlarında taş ve kerpiç taşıdılar. Taş ile temeli bir buçuk metre yükseltip, üzerini kerpiçle ördüler. Resulullah Efendimiz (a.s.) bir gün, kerpiç yüklenmiş götürüyordu. Eshabından biri huzur-ı şerifine varıp, fevkalade bir edeble: "Ya Resulallah! Kerpici benim taşımama müsaade eder misiniz?" dedi. Hatem-ül Enbiya Efendimiz, ona, daha büyük bir nezaketle, kendisinin sevab kazanmaya daha çok muhtaç olduğunu bildirip kerpici vermediler. Onun da gidip taş getirmesini tavsiye buyurdular. Mescid-i Nebi'nin inşasında en çok çalışanlardan biri de Resulullah Efendimiz idi. En ağır kayaları yüklenerek, mübarek göğüsleri darala darala ustaların yanına götürürlerdi. Bu taşları ve kerpiçleri taşırken yapılan işin kıymetini, kavuşulacak nimetleri müjdeleyerek Ashabını gayrete getirirdi. Efendimizin bu gayretini gören Müslümanlar, büyük bir aşkla çalışıyorlardı. Hatta Ammar bin Yasir, herkes birer kerpiç taşırken, o; birini Peygamber Efendimiz, birini de kendisi için olmak üzere iki kerpiç götürürdü. Bu hali Resulullah Efendimiz (a.s.), gördüklerinde, yanına vardılar. Mübarek elleri ile Hz. Ammar'ın sırtını sığayıp, "Ey Sümeyye'nin oğlu! Senin iki, başkalarının bir ecri var" buyurdular. Mescidin duvarları kısa zamanda bitirildi ve üzeri örtüldü. Ayrıca mescide bitişik bir şekilde, Resulullah Efendimiz için kerpiçten iki oda yapıldı. Demek ki, cami en önemli şey; evden daha önemli! Cami varsa ev de vardır. Cami yoksa evler harebe, hapishane, tımarhane, mezbahane, hastahane oluyor. Bir türlü mutluluk gelmiyor eve. Bir türlü huzur gelmiyor evlere. Huzur evde bulunmayınca sokakta, başka yerlerde huzur aranıyor. Hangi taşın altına kaçmışsa huzur bir türlü bulunmuyor. Stadyumlara gidiliyor, kahvehanelere gidiliyor, parklara, dünyanın en uzak tatil beldelerine gidiliyor bir türlü bulunmyor huzur ve saadet. Bir eşya nerede kaybolduysa orada o çevrede bulunabilir. Atalarımız yiğit düştüğü yerden kalkar derler. Kalpler camiye, kainatın rabbine bağlanmadığı sürece, kalplere huzur veren Allah, huzur vermedikçe nerede bulsun insan huzur ve mutluluğu! Bulamıyor da. En gelişmiş müreffeh ülkelerde hiç bir şeye ihtiyacı olmayan her şeye sahip olan insanlar intihar ediyor. Dünyada her 40 saniyede bir intihar gerçekleşiyor. Her yıl bir milyondan fazla kişinin intihar ettiği, Kuzey Avrupa'daki intihar oranının yüksek olduğu, gelişmiş ülkelerde erkeklerin kadınlara oranla daha fazla hayatına son verdiği ve 'sert' yollara başvurduğu ortaya çıkmıştır. Dünyada her 40 saniyede bir kişinin intihar ettiği ifade edildi. İngiliz The Lancet dergisinde, konuya ilişkin önceki araştırmaları derleyen makaleye göre, dünyada her yıl bir milyondan fazla kişi intihar ediyor, bu da her 40 saniyede bir kişinin yaşamına son verdiği anlamına geliyor. Igmg Ev Sohbetleri 26 31122013 Medine-i Münevvere 1 4

Cami toplayan demektir. İnsanın dağılan aklını, zihnini, düşüncesini toplayan demektir. Cami, kurda, kuşa yem olmasın diye toplar insanları. Nefis ve şeytan koalisyonuna cami ile kurduğunuz koalisyonla karşı gelirsiniz, mücadele eder, galip olursunuz. Cami kıyamete kadar müslümanların hayat merkezidir. Her şey camiye göre ayrlanmıştır. Günde beş vakit insanlar camiye çağrılır. İnsan unutur, dünya işlerine dalar, ihmal eder diye felaha gelin, kurtuluşa gelin, en büyük Allah tır. Dünya sizi kandırmasın, kulsunuz görevleriniz var diye ezanlar binlerce camiden yüksek sesle, yangın kulesindeki bekçilerin yangın tehlikesine karşı insanları uyardığı gibi, deniz fenerlerinin yolunu kaybeden gemilere yol gösterdiği gibi hep teyakkuzda. Hiç bir yere bu kadar çağrı yoktur. İlla da camide toplanacak müslüman. Bencil, tek başına hayat yaşamak, kimsesiz, asosyal yaşam, hastalıklı bir ruh halidir; yasaktır; adres camidir. Cennete girmenin şartı insanların içine girmektir. Kimse bana karışmasın, ben de kimseye karışmayayım anlayışı zamane hastalığıdır; şifası camidir. Ebu Hureyre (r.a.) dan nakledilmiştir. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Münafıklara en ağır gelen namaz yatsı ve sabah namazıdır. Nefsimi kudret eliyle tutan Allah a yemin olsun ki, içimden şöyle geçti: Odun için emir vereyim de odun toplansın. Sonra namaz için emir vereyim de bunun için ezan okunsun. Sonra birisine emredeyim; cemaate imam olsun. Sonra kendim namaza katılmayıp, camiye gelmeyen adamlara varayım ve evlerini başlarına yakayım. Elbette Peygamberimiz (a.s.), gidip evleri yakmıyor, ama biz bu gün görüyoruz ki, camiye gelmeyenlerin evlerinde yangın var. Yangın ya çocuklara ya anne-babaya sıçramış, mahalleye sıçramış, sevgi yok, saygı yok merhamet yok, güven yok, yardımlaşma yok, herkes birbirinden kaçıyor. Birbirinin yüzlerine dahi bakmıyorlar. Ecdadımız da camiyi bu şekilde anlamış. Camiye cemaate gelmeyen müslümanın şahitliğini dahi kabul etmemiştir. Şehir planlamasında da yine cami şehrin merkezinde yer almıştır. Batıda şehrin merkezlerinde meydan ve heykeller yer alırken, İslam dünyasında, merkez cami, ulu cami, halife padişahlar, paşalar ve din büyüklerinin adını alan camiler yer almıştır. Ezan okunacak, herkes camide toplanacak, aynı emir ve yasakları camide öğrenecekler, dışarı çıkınca ona göre yaşam sürecekler. Medine'de Peygamberimiz hayattayken 7-8 mescid olduğu; bunların, mahalle mescidi şeklinde ibadet ve Kur an ve Hadis eğitimi yapıldığı rivayet edilmektedir. 2. Kriter: Meşhur Medine Ekonomisi Medine kriterlerinin ikincisi, meşhur medine ekonomisidir. Medine Ekonomisi denen ve bu gün hala tazeliğini koruyan 3 prensiptir. Peygamberimiz (a.s.), Medine'ye gelince ekonomik güç başkalarının elinde idi. Peygamberimiz (a.s.), bu günkü Mescid-i Nebevi'nin kıbleye doğru sağdaki duvarın dış tarafı ki, burayı Peygamber Efendimiz (a.s.) tesbit etmişti. Burası Medine pazarı idi. Bu pazarın ekonomik prensipleri şunlardı: 1. Faiz kesinlikle haramdır: Bu prensip İslam ekonomisinin temelidir. Bu gün dahi dünyadaki ekonomik krizlerin tek çözümüdür. Spekülasyona kapalı, üretime dayanan, haksız kazancın önüne geçen bir sistemdir. Kolaydır ve anlaşılabilir. Kur anda faiz yasağı tedricen getirilmiş ve muhtelif ayetlerde ifadesini bulmuştur: Bakara Suresi, 279. ayet kısa ama kapsamlıdır: Eğer tövbe eder faizden vazgeçerseniz ana paranız sizindir. Böylece ne zülüm etmiş ne de zulme uğramış Igmg Ev Sohbetleri 26 31122013 Medine-i Münevvere 1 5

olursunuz. 12 Ayrıca, Hz. Peygamber (a.s.), Veda Hutbesi nde şöyle buyurmuştur: Cahiliyet ribasından olan her çeşit riba kaldırılmıştır, ancak sermayeniz sizindir. Böylece ne zulüm eder ne de zulme uğrarsınız Kur'ân ve Sünnet'te en şiddetli bir dille yasaklanan faizin müminler için kaçınılması gereken yıkıcı ve azaba götürücü bir haram olduğu açıktır. Ancak onu yakından da tanımak lâzımdır. a) En büyük tahribi, ruhî ve ahlâkî değerler üzerinde olan faiz korkunç bir haramdır. Çünkü faiz insanda bencillik, cimrilik, katı kalplilik, duygusuzluk, zaafları sömürme, ihtiras, maddeye tapma gibi en iğrenç duygu ve düşünceleri geliştiren; büyük bir sömürü aracıdır. b) Faiz, toplumsal zararları da son derece büyük olan bir ilâhî yasaktır. Kişileri bencil ve çıkarcı kılarak bütün fertler arası ilişkileri menfaatlere dayandıran; sevgi, şefkat ve yardımlaşma duygularını körelten böylece ahlâkî çözülmelere neden olan faiz toplumun sabit gelirlilerini mutlu azınlık lehine ezen korkunç bir çarktır. Zira faizli ekonomik düzenlerde mal varlığı daima fakirlerden faizcilere ve faizli kredi kullananlara akar. Bu sebeple azınlığı giderek zenginleşen, sabit gelirli çoğunluğu sürekli fakirleşen bir cemiyet yapısının oluşumu kaçınılmazdır. Medine kriterleri adalet demek, paylaşım, işbirliği, merhamet demektir. Ticaret helal, haksız kazanç haramdır. 3. Kriter. Ashab-ı Suffe Ashab-ı Suffe, Arapça "sahipler, arkadaşlar" manalarına gelen "ashab" kelimesiyle, "eyvan, sed, sofa" gibi manalara gelen "suffe" kelimesinden oluşmuş bir tabirdir. Medine'ye hicretten sonra Hz. Peygamber (a.s.)'ın Medine'deki mescidine bitişik gölgelikte barınan ve ilim tahsili ile uğraşan sahabilere verilen genel isimdir. Suffe'de toplanan öğrencilere Kur'ân-ı Kerîm, yazı, hadis-i şerifler ve çeşitli dinî bilgiler öğretilirdi. Bu öğrenciler kendilerine ayrılan bölümü, dinlenme ve ders çalışma yeri olarak kullanırken, sınıf olarak da mescidden yararlanıyorlardı. Ashab-ı Suffe nin Hocaları Baş hoca Hz. Peygamber (a.s.) idi. Abdullah b. Mesud (r.a.), Ubey b. Ka b (r.a.), Muaz b. Cebel (r.a.) ve Ebu'd-Derdâ (r.a.) gibi ilim sahibi sahabeler de Ashab-ı Suffe'nin diğer mümtaz hocaları idi. Alınacak dersler: 1) Cami çevresinde bir hayat gerekiyor. Hayat merkezinin cami olduğu bir yaşam tarzı. 2) Ashab-ı Suffe gibi daima eğitim, yaşamak için, yaşatmak için eğitim. Medeniyet kurmak için eğitim. 3) İnsan daima ekonominin içindedir. Başkalarının çarkına diş olmak yerine, bilinçli kazanma ve harcamayı bilmesi gerekmektedir. 4) Ölüm ve ötesini hatırlatacak, ahiretimize zarar vermeyecek bir bakış ve yaşam tarzına sahip olmak. 12 Bakara, 2:279 Igmg Ev Sohbetleri 26 31122013 Medine-i Münevvere 1 6