KENTE ENTEGRE OLMA ÇABASI: HEMŞEHRİ DERNEKLERİ VE FAALİYETLERİ



Benzer belgeler
AK PARTİ ile SİLİVRİ de günü kurtaran değil geleceği kuran belediyecilik

Türkiye de Kentleşme Sorunları Doç.Dr. Ahmet MUTLU

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

SİLİVRİ 2014 PAYDAŞ ANALİZİ

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KARABAĞLAR SONUÇ RAPORU

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl Z/S T+U Saat Kredi AKTS Kentleşmenin Ekonomi Politiği. Bu ders için ön koşul gerekmemektedir.

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

hemşehri hukuku: Hemşehri hukuku: Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliye

ŞANLIURFA BELEDİYESİ. Mehmet Fevzi Yücetepe Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcısı

Göç ve Kentle Eklemlenme Sorunları. Melih Ersoy, Orta Doğu Teknik Üniversitesi

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

Dünya üzümden sadece şarap yaparken, biz ise üzümden sadece şarap değil, başka neler yapacağımızı göstermeye devam edeceğiz.

BEŞPARMAK DAĞLARI ŞENLENDİ

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Kentlilik Bilinci. Gürcan Banger - ESYO 30 Eylül 2010

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

KENTE GÖÇ EDEN NÜFUSUN KONUT SORUNU i

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ NARLIDERE SONUÇ RAPORU

BATI YÖNETİM BİÇİMİ KARŞISINDA JAPON YÖNETİM UYGULAMALARI YÖNETİMDE Z TEORİSİ

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Üniversite Gençliğinin

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

Afetlerde Gönüllü Katılım ve Mahalle Afet Gönüllüleri

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

BİR KİTLE İLETİŞİM ARACI OLARAK KÖY WEB SİTELERİNİN İŞLEVLERİ AÇISINDAN SOSYOLOJİK OLARAK İNCELENMESİ

BÖLÜM III. KENTLEŞME, SİYASET ve GÖÇ POLİTİKALARI Sonrası Göçler ve Kentle Bütünleşme Sorunu 68

KÜLTÜR VE SOSYAL IŞLER MÜDÜRLÜĞÜ FAALİYETLERİ HAZİRAN 2015

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı

Ülkemizde Tehlikenin yeni adı sentetik uyuşturucular

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI

YILDIRIM BELEDİYESİ ŞEHİR KARNESİ 7 İSMAİL HAKKI EDEBALİ YILDIRIM BELEDİYE BAŞKANI

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ GAZİEMİR SONUÇ RAPORU

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

FARKLI YAŞAMLAR VE MEKANLAR OLARAK SİTERİL HAYATLAR

MİLAS TAKİ KENTLEŞME SÜRECİNİN TÜRKİYE GENELİNDEN FARKLILAŞMASI VE NEDENLERİ

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

AŞAĞI BORANDERE KÖYÜ

Prof.Dr. GÜLSEN DEMİR

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

AİLE YAPILARI. Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

TÜRKİYE DE GÖÇ BOYUTU, NEDENLERİ ve GÖÇÜN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

MUĞLA-BODRUM-MERKEZ ESKİÇEŞME MAHALLESİ-BARDAKÇI MEVKİİ 9 PAFTA 14 ADA 70 ve 90 PARSELLER KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

BİR SOSYAL OLGU OLARAK TÜRKİYE'DE KENTLERDE KONUT SORUNU

Türkiye de Kentleşme

YUSUF ADIGÜZEL ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Y. Lisans Sosyoloji Sakarya Üniversitesi 1998

ATAŞEHİR yılı itibariyle nüfusu kişiye ulaşmıştır.

DEMOGRAFİ: Nüfus meselelerine sosyolojik bir bakış

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

TERSİNE MENTORLUK. Tersine Mentorluk İlişkisinin Özellikleri

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BUCA SONUÇ RAPORU

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

Kente katbekat değer katan uzmanlık:

Bilgisayarın Yararları ve Zararları

Önsöz... iii İçindekiler v Tablolar Listesi vii Şekiller Listesi... ix Grafikler Listesi. ix

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

Planlama Kademelenmesi II

Batı Toplumuna İlk Kez Rakip Çıkardık

Editörler Prof. Dr. Mustafa Talas / Yrd. Doç. Dr. Emin Yiğit. Kent Sosyolojisi

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BAYRAKLI SONUÇ RAPORU

R E H B E R L İ K B Ü L T E N İ - 1

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

1950 LERDEN GÜNÜMÜZE GELEN BİR ALIŞVERİŞ KOMPLEKSİ: BALIKESİR KASAP VE SEBZE HALİ. Gaye BİROL Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü

BİZ BURADAYIZ! YALOVA MERKEZ BAĞLARBAŞI MAHALLESİNİN SOSYOLOJİK GÖRÜNÜMÜ - ÖZET


TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU İzmir Bölge Müdürlüğü 1/64

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

Eskişehir 2015 Vizyonu Kentin Sosyo-Ekonomik Geleceği. Gürcan Banger

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

TÜRKİYE DE KENT ÇALIŞMALARI GÜZ / 2017 [3 kredi] Ders Programı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Makbule Şiriner Önver. Konut ve Konut Politikası

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2015 Bahar (22),

ÇADED ÇARDAK AĞAÇLANDIRMA, DOĞA VE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ STRATEJİK EYLEM PLANI ÇALIŞTAY RAPORU

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER MAHALLİ HEYETLERİNİN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK


ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

3.11. KENTSEL KONULAR VE GENEL YAŞAM KALİTESİ

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

Aktivite Raporu No : 1. TEMİZLİK ve KIŞLIK YARDIM MALZEMELERİ DAĞITIM RAPORU

ADA DA ŞENLİK VARDI. tatlandırdı. Etkinlik piknik havasında geçiyor

ÇÖKÜNTÜ BÖLGESİ VE SUÇ: ANKARA DA HACIBAYRAM MAHALLESİ ÖRNEĞİ

Transkript:

KENTE ENTEGRE OLMA ÇABASI: HEMŞEHRİ DERNEKLERİ VE FAALİYETLERİ 18. yüzyılda İngiltere de gerçekleşen Sanayi İnkılâbının getirilerinden biri olan kırsal kesimden kente göç zamanla kentleşme olgusunu doğurmuştur. En basit tanımıyla kent sayısının ve kentlerde yaşayan nüfusun artışını ifade eden bu kavram, gelişen ülkelerde kentlileşmeyi de paralelinde getirirken; gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde kentlileşmenin önünden gitmektedir. Bu farkın oluşumunda göç-sanayi faaliyetleri ilişkisi de önemli bir etken olarak göze çarpmaktadır. Çünkü sanayi faaliyetlerine bağlı olarak gerçekleşen göçlerde kentleşmenin yanı sıra kentlileşme bilinci de gelişir. Bireyin yaşadığı mekânı çeşitli sebeplerden ötürü geçici-kalıcı olarak değiştirmesi anlamına gelen göç; ülkemizde sadece sanayi faaliyetlerine değil ulaşım, eğitim imkânları, gelişmiş sağlık hizmetleri ve kitle iletişim araçları sayesinde kenti, kent yaşamını öğrenen bireyin bu yaşamın bir parçası olmak istemesi gibi nedenlere de bağlıdır. Ülkemizdeki göçün Batıdaki gibi salt sanayi faaliyetlerine bağlı olmayışı göç edenlerin kentlileşme sürecinin uzamasına neden olmuştur. Kentlileşme, kentleşmenin sonucunda toplumsal bağlamdaki değişimlerin insanların davranış ve kültürlerinde, ilkelerinde, değer yargılarında da bir değişim süreci gerçekleştirmesidir. Geleneksellikten modernliğe geçişi simgeleyen kentlileşme, bireyde yarattığı kültür şoku ve bu şokun getirdiği korkuyla içine girdiği kültüre yabancı kalmasına, dolayısıyla bir savunma mekanizması geliştirerek kendi kültürüne bağımlılığını arttırmasına neden olur. İki kültür arasında kalan birey sancılı bir kentlileşme sürecine girer. Bir yandan kendi kültürünü muhafaza etmeye, bir yandan da içine girdiği kültürün gerekliliklerini yerine getirmeye çalışır. Tarihe bakıldığında da görüleceği gibi Türk halkı, kültürüne ve kültürünün bir sisteme oturmasıyla oluşan törelerine bağlılığını İslamiyet i kabul ettikten sonra da devam ettirmiştir. Mevcut kültürünü koruma eğiliminde olan yani başka bir deyişle kültürde muhafazakâr davranan Türk insanı, kırsal kesimden kente göç ettiğinde de doğal olarak bir kimlik mücadelesine girişmekte, kendisini değiştirmeye/dönüştürmeye çalışan kente karşı yerel kültürünü yaşatmaya devam etmektedir. Kentlileşmede kimlik mücadelesi kadar göç edilen yerdeki kültüre bağlılık ve o yerin kültürel değişime bakış açısı da son derece önemlidir. Elbette ki Denizli den göç eden bir aileyle Batman dan göç eden bir ailenin kentlileşme süreci farklılık gösterecektir. Bu noktada bir diğer husus ise göç edilen yerin alt kültürlerin oluşumuna ve gelişimine elverişli olup olmadığıdır. İstanbul, kültürel anlamda pek çok alt kültür barındırırken bu alt kültür

zenginliğine Ankara da rastlanmaz. Çünkü İstanbul da her kentin kendi yerel kültürünü hemşehrilik bağı ve kurdukları derneklerle yaşatmaya devam edebilmesi için pek çok imkân mevcutken Ankara da bu alt kültür zenginliğini sağlayacak zemin yoktur. Özetle, kentlileşmede kozmopolit yapı da oldukça önemlidir. Köyden kente göç eden ailelerde çocuklar gittikleri okul ve bu sayede kurdukları sosyokültürel ilişkiler aracılığıyla kent kültürünü öğrenir ve benimserken; ilişkilerini aynı coğrafyadan geldikleri kişilerle sürdürmeye devam eden anne-babalar kültürel anlamda daha muhafazakâr bir tavır sergilemekte ve kentlileşmeye ayak diremektedirler. Gençlerin kentlileşme sürecine aktif olarak katılımları aile büyükleri tarafından sosyal çözünme olarak görülmekte, dolayısıyla bu da kuşak çatışmalarına neden olmaktadır. Göç eden bireyin öncelikli ihtiyacı barınacak bir yer ve geçimini sağlayacağı bir iş bulmaktır. Ancak sanayiye dayalı iş sahalarında istihdam sağlanamadığı için iş bulmakta zorlanan birey, yeterli bir eğitime sahip olmadığı, kente özgü herhangi bir işe yatkınlığı ya da uzmanlığı bulunmadığı için marjinal sektör olarak ifade edilen sosyal güvencesi olmayan ve yüksek gelir getirmeyen, sanayi ve hizmet sektörü dışında kalan işlere yönelir. Yeni göç eden kişi hemşehrileri aracılığıyla amele pazarları yla da irtibata geçer ve bu enformel dayanışma aracılığıyla iş bulur. Amele pazarlarında hemşehrilik son derece önemli bir vasıftır. Okulumuzun içerisinde bulunduğu Yenibosna da Sinopluların amele pazarı bulunmaktadır ve bu pazarda sadece Sinoplular vardır. Başka kişilerin bu enformel dayanışma yapısından yararlanması söz konusu dahi değildir. Ötekiler e karşı birbirlerini koruyan bu enformel yapı içerisinde de hemşehrililk ilçe, kaza, köy hemşehriliklerine bölünmektedir. Marjinal sektördeki ilginç bir özellik de aynı yerden gelen kişilerin zamanla aynı işi yapar hale gelişidir. Kıdemli olan göçmen süreç içerisinde bir çevre edinir ve yeni göç eden hemşehrilerine o çevreden iş bulur. Böylece de belli sahalarda belli coğrafyalardan gelen kişiler çalışır. Bunu en iyi anlayabileceğimiz iş kolu kapıcılıktır. Köyden kente gelmiş birey için kapıcılık, ekmek elden su gölden bir iştir ve hemşehrileri aracılığıyla boşalan kapıcılıklara yerleşmeye çalışır. Aynı ilişkinin benzerini başka iş sahalarında da görmek mümkündür. Yapılan araştırmalarda İstanbul a göç eden Kastamonuluların genellikle kapıcılık, Rizelilerin fırıncılık, Karslıların ise pazarcılık yaptığı tespit edilmiştir. 1 1 Erdumlu, Güngör, Prof. Dr. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi, 12 Haziran 2002 Radikal gazetesi, Anakentlerdeki Değişim

Kırsal kesimden göç eden birey, hemşehrileri aracılığıyla kenti tanımaya ve kente tutunmaya çalışır. Aynı coğrafyadan gelen ve aynı kültürü paylaşan insanlarda kimlik niteliği taşıyan ve ait olma duygusu meydana getiren hemşehrilik; kentte aslını kaybetmeme ve geldiği yerin kültürünü devam ettirme çabası açısından son derece önemlidir. Yerel kültürün kentte yaşamasına imkân tanıyan ve yerel kültürü kent kültürünün boyunduruğundan kurtaran mahalleler, hemşehrilerin bir bütün içerisinde hareket etme eğiliminin bir neticesidir. İstanbul da her yıl bu şekilde 400 bin kişilik bir mahalle oluşmaktadır. İstanbul Emniyet müdürlüğünün 2001 yılında hazırladığı bir rapora göre bu mahalleler yeterli hizmet götürülemediği ve gerekli güvenlik sağlanamadığı için suçların artışına ve terör örgütlerinin faaliyetlerine altyapı hazırlamakta. 2 Kentin yoğun göç alan semtlerinde, göç eden bireylerde geldikleri yerlerden farklı olarak "yeni bir tür muhafazakârlık" olgusu göze çarpmaktadır. Kent tipi muhafazakârlık, kentteki dinsel ve etnik temelli örgütlenmelerin zeminini oluşturmaktadır. Bu insanların geldikleri yerlerdeki günlük yaşamlarında sıradan bir takım nesneler, inanç ögeleri ve alışkanlıklar, kentin kozmopolit yapısı içerisinde kendini var etmesinin bir aracı haline gelmiştir. Kırsal kesimdeki insanı örnek alalım: Namazını kılar, ibadetlerini yapar, muhafazakâr bir yapısı vardır ama bu insan şehre geldiğinde köydeki yaşamını olduğu gibi devam ettiremez. İstanbul Fatih Çarşamba Mahallesi bunun eski bir örneği olduğu gibi kentin yeni gelişen semtlerinde de bu tür yapılanmaları görmek mümkündür. Kente ayak uydurmak için muhafazakârlık algısı ve birlikte olma güdüsü gelişir. Köydeki bir kadın muhafazakâr olsa da çarşaf giymez ama Fatih Çarşamba da köyden gelen kadın muhafazakâr yapısını korumak için çarşaf giyer. Kırsaldaki yaşamda çarşafın, sakalın ve takkenin o kadar önde bir rolü yokken kent yaşamında gelişen cemaatleşme sürecinde bu sıradan öğeler öne çıkmıştır. Cemevleri de bu konuya ilişkin başka bir örnektir. Alevi köyünde, alevi gelenekleri ve adetleri yaşamın sıradan bir parçası iken bu yaşamın kentteki kozmopolit yapıda varlığını sürdürebilmesi için cemevleri gerekli görülmeye başlanmıştır. Etnik olarak ise hemşehri dernekleri bunun bir göstergesidir. Hemşehriler arası resmi olmayan kültürel bağ, hemşehri dernek ve vakıflarının açılmasıyla resmi bir boyut kazanmıştır. Bu dernekler aracılığıyla kendisini koruma altına alan birey bir yandan geldiği yer ile kültürel iletişimini sürdürürken bir yandan da kentli olmanın 2 İstanbul u Bekleyen Sosyal Riskler- 2, İstanbul a Muhtemel Göç Dalgaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi APK Daire Başkanlığı Araştırma Müdürlüğü, 2004.

gerekliliklerini yerine getirebilmektedir. Hemşehri derneklerinin düzenledikleri faaliyetler; üyeleri bir araya toplama, birbirlerini tanımayan hemşehrilerin tanışmasını sağlama ve yerel kültürün canlılığını koruyabilmesi adına çok önemli bir konumdadır. Düğün, nişan, cenaze gibi insan yaşamının en önemli anlarında bu dernekler üyelerini yalnız bırakmazlar. Üyelerden alınan aidatlarla hemşehrilerin ihtiyaçları giderilir, yılın belirli zamanlarında memleketlerinde yayla şenlikleri vb. faaliyetler için fon oluşturulur. Derneklerin düzenlediği sosyal faaliyetlerde yerel kültürün öğeleri ön plana çıkarılır, konserlerde yerel sanatçılara yer verilir. Tüm bunlar yöresinden kopup kente gelerek yeni bir sosyal yapının içine giren ve çözünmeye başlayan bireyin memleket özlemlerini gidermesi sebebiyle de önemlidir. Dernek üyesi bireyin siyasi yönetimlerle(muhtar, belediye başkanı vs) ilişki kurabilmesi ve talep de bulunabilmesinde de yine hemşehri derneklerinin payı büyüktür. Hemşehri dernekleri, siyasette getirim sağlamak isteyen kişi ve gruplar için de önemlidir. Çankırılıların çoğunlukla oturduğu bir mahallede Çankırı hemşehri derneğiyle arasını iyi tutan muhtar adayı kuvvetle muhtemel muhtarlığı kazanacaktır. Çünkü dernek üyelerinde hep birlikte hareket etme mekanizması gelişmiştir. Benzer şekilde, bu mahalledeki en çok üyesi olan Çankırı hemşehri derneğinin başkanı muhtar adayı olduğunda büyük bir oy potansiyeline sahip olacaktır. Hemşehrilerin oluşturduğu mahalleler ve bu mahallelerin kentsel dayanışma mekanizmalarından farklı olarak kurdukları hemşehri dernekleri tampon mekanizması üstlenmesi babında da önem arz eder. Mübeccel Kıray, tampon mekanizma kavramını göreli olarak hızlı ve kapsamlı değişim zamanlarında ortaya çıkan, ne eski, ne de yeni yapıya ilişkin olan, yalnızca değişmekte olan yapıda görülen, bütünleşmeyi sağlayan kurum ve ilişkiler olarak tanımlamıştır. 3 Tampon mekanizma kavramını tam olarak anlayabilmek için gecekondu olgusundan da bahsetmek gerek. Türkiye de özellikle de 1950 lerden sonra köyden kente göç hız kazandı. Fakat gelen insanların barınmalarını sağlamak için devletin olanakları yetersiz durumdaydı ve bu da göçen insanları topyekûn çalışarak kısa sürede meydana getirilen izinsiz yapılaşmaya itti. Akşam vakitlerinde hemşehrilerin birleşerek birkaç gün içerisinde meydana getirdikleri bu barınak, geceleri ve kısa sürede yapılmasından ötürü gecekondu olarak literatüre geçti. Gecekondu, Yahudilerin yaşamaya zorlandıkları, etrafı duvarlarla örülü ve giriş-çıkışları kontrol edilen yapı anlamına gelen fakat zamanla anlamının genişlemesiyle yoksul ve etnik yapı olarak toplumdan farklı olan sosyal grupların yaşadıkları yer olarak tanımlanan gettodan farklı ve Türkiye de kentleşmeye özgü bir kavramdır. 3 Kıray, Mübeccel Belik, Ereğli: Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası, İstanbul, 1984, İletişim Yayınları

Gecekonduyu, gettodan ayıran yön ise kentlileşme eğiliminin yaşanması, yöresel kültür özelliklerinin kente taşınması ve sınıf atlama beklentisi içerisinde olunmasıdır. Gecekondu yaşamı, bir yandan bireyi yabancısı olduğu kent yaşamından korurken bir yandan da onunla bütünleşmesine yardımcı olur. Gecekonduda yaşayan birey sancılı kentlileşme sürecinde memleketi ile iletişimini sürdürür ve böylelikle de kenti taşralaştırırken, taşrayı da kentleştirir. Bugün kentlerde lahmacun, kebap yeniliyor ve türkü barlara gidiliyorsa bu gecekondu kültürünün bir getirisidir. Gecekondu mahallelerinde yardımlaşma ve dayanışmayı canlı tutan akrabalık ve hemşehri ilişkileri, kente yabancılaşmayı ve yoksulluk kültürünün oluşumunu engellerken bir yandan da alt bir kültürün oluşumuna sebep olur. Gecekondunun artık sahip olduğu bir kültür vardır: arabesk kültür. Bu kültür, kentte yaşarken kültürel anlamda köyle kent arasında kalışın bir yansımasıdır. Gecekondu mahallelerinin hayat tarzını ve yaşam görüşünü yansıtan bu kültürün oluşumunda 1980 askeri darbesi ve bu darbenin getirdiği baskıcı yönetim anlayışının da payı vardır. Orhan Gencebay ın Bir Teselli Ver parçasıyla başlayan arabesk müzik, zamanla gecekonduyu, kentteki köylüyü ve çaresizliğini anlatan ve onların yaşamına ışık tutan bir kavram haline gelerek onların kültürünü simgeler olmuştur. 4 Köyden kente göç eden insan nasıl ki kendini ve kültürünü koruyabilmek için gecekondulaşmaya başladıysa, kentli insan da kendini ve kültürünü koruyabilmek için, kendisi gibi olanlarla yaşayabilmek için Bahçeşehir, Florya, Etiler gibi semtlerde, güvenlik elemanları olan ve etrafı duvarlarla çevrili korunaklı sitelerde yaşamaya başladı. Alışveriş merkezleri ve süpermarketler de bu elit kesimin ihtiyaçlarını kentli olmayanlarla iletişime geçmeden giderebilmeleri için tarihsel süreçteki yerini aldı. Gecekondulaşma-siteleşme, köylü-kentli ilişkisinin somutlaşmış haline dönüşmüş ve kemikleşen bu yapı kentsel iletişimi olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye de kentleşme, her ne kadar uzun sürse ve sancılı olsa da Batıdaki kadar acımasız bir süreçten geçmemiştir. Gecekondu, gettodan, slum lardan, shanty town lardan çok daha farklı ve yoksulluk kültürünün oluşmasını engelleyen bir kavram olmuştur. Köyden kentte göç ve bu göçün beraberinde getirdiği kentlileşme sürecinde hemşehrilik bağı, aynı yerden gelen insanların oluşturdukları gecekondu mahalleleri ve kurdukları derneklerin/vakıfların etkileri büyüktür. Hemşehriliğin bir kimliğe dönüşmesi, aidiyet 4 Tüsiad Tarih (1939-2002), s.372

duygusu aşılaması, bireyin varlığının yabancısı olduğu kentte kaybolmasını engellemesi, kentlileşirken aynı zamanda yöresel kültürünü yaşatabilmesine imkân sağlaması, dernekler aracılığıyla siyasi yönetimlerle iletişime geçebilmesi ve talepte bulunabilmesi, yoksulluk kültürünün oluşumunu engellemesi, kent yaşamından silinmeye başlayan dayanışma kültürünü canlı tutması bu olguların olumlu neticelerindendir. Kente daha önce göç etmiş olan hemşehri, kente yeni gelen hemşehrisine ev ve iş bulur, ona kenti tanıtır ve kent adabını öğretir. Dolayısıyla bir ağabey konumuna yükselir. Aradaki hemşehrilik bağının sürdürülmesi ile bu konum kalıcı hale gelebilir ve bir süre sonrada liderlik vasfını beraberinde getirir. Böylelikle de aradaki hemşehrilik ilişkisi alt-üst ilişkisine dönüşür. Aynı alt-üst ilişkisi zamanla hemşehri derneklerinde de görülür. Dernek yöneticileri ve üyeleri arasında tabakalaşmaya, dernekler arasında çatışmaya neden olur. Dernekler arası çatışmalar ise biz ve ötekiler sürecini başlatır. Hemşehri dernekleri biz i merkeze alıp korurken ötekiler e karşı olumsuz bir tavır takınır. Tüm bu süreç ve sonuçlar ise hemşehri ilişkisinin, hemşehri derneklerinin, gecekondu mahallelerinin olumsuz etkilerindendir. Sonuç olarak göç eden birey, kentteki varlığını devam ettirebilmek ve yalnızlığını paylaşabilmek için gecekondu tipi mahalleleşmeye gitmiş, hemşehri dernekleri aracılığı ve kültür muhafazakârlığıyla da yerel kültürünün kent kültürü tarafından dönüştürülmesine direnmiştir. Hemşehrilik kavramı etrafında örgütleşmiş, dernek ve vakıflar kurmuş; enformel dayanışma örnekleri sergilemiştir. Kurulan derneklerle kent yaşamında birlikte hareket etme eğilimi canlı tutulmuştur. Gecekondu, arabesk kültür, amele pazarı gibi Türkiye de kentleşmeye özgü kavramlar oluşmuştur. Kentte kalış süresi uzadıkça da hemşehriliğin yerel kültürle olan bağların koparılmasına müsaade etmemesi ve gecekondu mahallelerinde sosyal kontrolün etkin olması kentlileşmeyi engeller hale gelmiştir. KAYNAKÇA Erdumlu, Güngör, Prof. Dr. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi, 12 Haziran 2002 Radikal gazetesi, Anakentlerdeki Değişim Hobsbawn, Eric J, Devrim Çağı 1789-1848, Dost Yayınları, 1998

http://www.gocsempozyumu.org/bildiriozetleri.htm Işık, Oğuz- Pınarcıoğlu, M. Melih, Nöbetleşe Yoksulluk, İletişim Yayınları, İstanbul, 2009 İstanbul u Bekleyen Sosyal Riskler- 2, İstanbul a Muhtemel Göç Dalgaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi APK Daire Başkanlığı Araştırma Müdürlüğü, 2004. Kıray, Mübeccel Belik, Ereğli: Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası, İstanbul, 1984, İletişim Yayınları Tüsiad Tarih (1939-2002), s.372