21. YÜZYIL UYGARLIĞINI YAKALAMAK; DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TEKNOLOJİ, FİNANS ve TEDARİK ZİNCİRİ

Benzer belgeler
İşletmelerde Karbon Yönetimi ve Gönüllü Karbon Piyasaları. Yunus ARIKAN REC Türkiye İklim Değişikliği Proje Yöneticisi

21. yy Uygarlığını Yakalamak DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TEKNOLOJİ - FİNANS - TEDARİK ZİNCİRİ

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ

Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI

Kyoto Protokolü nün Onanması (Taraf Olunması) ve Uluslararası İklim Rejiminin Geleceği ile İlgili Bazı Politik ve Diplomatik Noktalar

Afşin-Elbistan Termik Santralleri Elektrik Üretiminden Çok İklimi Değiştiriyor

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER

3 Kasım 2006, İstanbul

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND

Dr. G. Aslı Sezer Özçelik, Bileşen 1 Teknik Lideri 6 Mart 2018, Bilkent Hotel- Ankara

Dünyada ve Türkiye de Enerji Görünümü Selahattin İncecik. İstanbul Teknik Üniversitesi

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

SERA GAZI EMİSYON AZALTIMI SAĞLAYAN PROJELERE İLİŞKİN SİCİL İŞLEMLERİ TEBLİĞİ

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

Dr. Aslı Sezer Özçelik, Bileşen 1 Teknik Lideri 30 Ocak 2018, Bilkent Hotel- Ankara

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELEDE DÖNGÜSEL EKONOMİ YENİLENEBİLİR ENERJİNİN ÖNEMİ. Dr. Belma SOYDAŞ SÖZER Biyokütle Enerjisi Grubu Koordinatörü

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

SANAYİ SEKTÖRÜ. Mevcut Durum Değerlendirme

İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları: Türkiye İklim Taahhüdünün Değerlendirmesi 20 Ekim 2016, Ankara

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

SANAYİ SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRMELER , Ankara Canan DERİNÖZ GENCEL ENVE 95-ENVE 98. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Çevre Koordinatörü

EKONOMĠDE TEMĠZ UFUKLAR;

ARTIK VERİMLİLİK DE GÜVENLİK KADAR ÖNEMLİ!

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

Kadıköy Belediyesi Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

PARİS ANLAŞMASI: İÇERİĞİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİYET EDİLEN ULUSAL OLARAK BELİRLENMİŞ KATKI

İmalat Sanayinde Döngüsel Ekonomi ve İklim Değişikliğine Yönelik Çalışmalarımız

Proje Hazırlama. Prof. Dr. Hasan Efeoğlu. Mühendislik Fakültesi E&E Müh. Bölümü

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

vizyon escarus hakkında misyon hakkında Escarus un misyonu, müşterilerine sürdürülebilirlik çözümleri sunan öncü bir şirket olmaktır.

Küresel Enerji Trendleri Işığında İklim Değişikliği ve Doğalgaz

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

TEKLIF ÇAĞRILARI SIVIL TOPLUM DIYALOĞU (CSD-IV) AB VE TÜRKIYE ARASINDA KAPSAMINDA YAYIMLANAN. Fikirden Projeye. Hazırlayan: Öğr. Gör.

Araştırma Notu 12/124

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI. Türkiye de Karbon Piyasası

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

A.Hamdi Doğan Yönetim Kurulu Başkanı

Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları

ULUSAL PROGRAMLARA UYGUN AZALTIM FAALİYETLERİ NAMA. Tuğba İçmeli Uzman 17 Şubat

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

Düşük Karbonlu ve Sürdürülebilir Bir Gelecek için Akıllı Bilişim Semineri

Küresel İklim Değişikliği ve Emisyon Ticareti: Yeşil Ekonomi Tasarımına Önermeler

Enerjide Oyunun Kuralı Değişiyor

Grafik 16. Türkiye de elektrik üretiminin kaynaklara dağılımı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ

GÖNÜLLÜ KARBON PİYASASI PROJE KAYIT TEBLİĞİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİYET EDİLEN ULUSAL KATKI BELGESİ

Bursa SYK Ozlem Unsal, BSI Group Eurasia Ülke Müdürü 14 Ekim 2015, Bursa. Copyright 2012 BSI. All rights reserved.

Enerji Sektörüne Genel Bakış. Niçin Enerji Verimliliği. Gelişim ve Potansiyel. Zorunlu Uygulamalar. Destekler

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

İklim Değişikliği CEO Algı Araştırması. Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU

İklim Değişikliği ile Mücadelede Teknoloji Transferinin Rolü

Bina Sektörü. Teknik Uzmanlar Dr. Özge Yılmaz Emre Yöntem ve Duygu Başoğlu

ĞİŞİKLİĞİ. Prof.Dr.Hasan Z. SARIKAYA Müsteşar. 08 Mart 2010, İSTANBUL LİTİ

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ İNSİYATİFLERİ

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

PROJE KAPANIŞ KONFERANSI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ, BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ, KYOTO PROTOKOLÜ VE TÜRKĠYE

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİNDE KOBİ POLİTİKALARI

Karbon Piyasasına Hazırlık Teklifi Market Readiness Proposal (MRP)

Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi

Kentlerde İklim Dostu Ulaşım Zorunluluğu. Önder Algedik

TÜRKĠYE DE ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI MÜCADELE ADIMLARI

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Transkript:

21. YÜZYIL UYGARLIĞINI YAKALAMAK; DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TEKNOLOJİ, FİNANS ve TEDARİK ZİNCİRİ

REC Türkiye Hakkında REC Türkiye, siyasî görüşlerden ve çıkar gruplarından bağımsız, kâr amacı gütmeyen, uluslararası bir kuruluş olan Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi nin (REC) Türkiye deki ofisidir. REC Türkiye nin genel amacı, Türkiye nin çevre konusunda hukuki, kurumsal, teknik ve yatırım alanlarına yönelik kapasitesini güçlendirmek, böylelikle de AB çevre müktesebatının etkili bir şekilde uygulanması sürecini hızlandırmaktır. REC Türkiye, bu hedefe ulaşabilmek için, farklı finansal kaynaklar aracılığı ile yürütmekte olduğu çalışmalar çerçevesinde, hükümetler, sivil toplum kuruluşları (STK lar), özel sektör ve diğer çevresel paydaşlar arasında işbirliğini, bilgi paylaşımını ve çevresel karar alma süreçlerine halkın katılımını desteklemektedir. İklim Platformu Hakkında İklim Platformu, iklim değişikliği ile mücadele ve düşük karbon ekonomisine geçiş yolunda, iş dünyasında yürütülen çalışmalara destek sağlamak amacıyla kuruldu. Platform, karbon merkezli yeni bir ekonomi modelinin şekillendiği günümüzde şirketlerin beklenen değişime hızlı, verimli ve maliyet-etkin bir çerçevede uyum sağlaması için araçlar geliştiriyor.

21. YÜZYIL UYGARLIĞINI YAKALAMAK; DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TEKNOLOJİ, FİNANS ve TEDARİK ZİNCİRİ Kasım, 2009 Hazırlayan Önder Algedik İklim Platformu kapsamında Bölgesel Çevre Merkezi ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği tarafından hazırlanmıştır. İngiltere Büyükelçiliği tarafından finanse edilmiştir. Kurucular kurulu

Bu yayının tüm hakları saklıdır. 2009 Bölgesel Çevre Merkezi - REC Türkiye Bu yayının hiçbir kısmı izin alınmadan satılamaz ya da satılmak için çoğaltılamaz. Bu yayın Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye ve Türk Sanayicileri ve İŞadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından kurulan İklim Platformu kapsamında İnglitere Büyükelçiliği nin desteği ile hazırlanmıştır. Yayımcı: Bölgesel Çevre Merkezi - REC Türkiye İlkbahar Mahallesi 571. Cadde 617. Sokak No: 8 06550 Yıldız Ankara Tel: (90-312) 491 95 30 Faks: (90-312) 491 95 40 E-posta: info@rec.org.tr Web sitesi: www.rec.org.tr İklim Platformu tarafından sunulan destek hizmetlerinin bir parçası olan bu yayın, iklim değişikliği konusunda özel sektör tarafından düşük karbon ekonomisine geçişte atılabilecek adımlara dair temel bilgilerin derlendiği bir tartışma belgesidir. İklim Platformu tarafından 23 Kasım 2009 tarihinde gerçekleştirilecek konferans sonrasında ortaya çıkacak görüşler ile birlikte bilimsel danışma kurulu üyelerinden gelen değerlendirmeler ışığında, İklim Platformu nun görüşlerini yansıtan bir sonuç belgesi olacaktır. Hazırlayan Önder Algedik Yayım Koordinatörü Kerem Okumuş Grafik Tasarım ve Uygulama İris İletişim Hizmetleri Yayım Tarihi Kasım, 2009 ISBN 978-975-6180-34-1 Kapak resmi; Hong Kong İş Dünyası İklim Değişikliği Forumu (CCBF) tarafından yayımlanan Salım Azaltımı için Hong Kong İş Dünyası Rehberi nden alınmıştır.

İÇİNDEKİLER Yönetici Özeti 6 1 Giriş 12 2 İklim Değişikliği ile Mücadelede Bir Sonuç; Düşük Karbon Ekonomisi 13 2.1 Bilim den Ekonomiye Uzanan Yol 13 2.2 İklim Değişikliğinde Gözlemlenen ve Öngörülen Değişiklikler 16 2.3 Gelişmekte Olan Ülkeler İçin İklim Sorunu 20 2.4 Ekonomi Açısından İklim Değişikliği 22 2.5 Krizde Düşük Karbon Politikaları 24 2.6 Ülke Örnekleri 25 2.6.1 Güney Kore Yeşil Ekonomi Paketi 25 2.6.2 Meksika nın İklim Politikaları 26 2.7 Düşük Karbon Sektörü Hizmet ve Ürünleri 27 2.8 Düşük Karbon Ekonomisinin Pazar Büyüklüğü 28 2.9 Düşük Karbon Ekonomisinde Türkiye nin Yeri 30 2.10 Düşük Karbon Ekonomisinde Bir Risk; Karbon Vergileri 32 3 Düşük Karbon Ekonomisi için Teknolojinin Transferi ve Yaygınlaştırılması 34 3.1 Teknoloji Yaklaşımı 34 3.2 Teknolojinin Sınır Ötesi Geçiş Sorunları 37 3.3 Teknoloji Matrisi 38 3.4 Sonuç 39 4 Düşük Karbon Ekonomisi için Maliyet ve Finansman Yaklaşımı 40 4.1 Düşük Karbon Piyasasında Maliyet 40 4.2 Maliyet Matrisi 41 4.3 Düşük Karbon Ekonomisinin Finansmanı 43 4.4 Sonuç 44 5 Düşük Karbon Ekonomisinde Tedarik Zinciri Çözümleri 46 5.1 Risk mi, Fırsat mı? 47 5.2 Uygulama için Metodoloji 49 5.3 Sonuç 52 6 EKLER 54 6.1 G - 20 Ülkelerinde Önerilen ya da Gerçekleşen Mali Canlandırma Paketleri 54 6.2 Fikri Mülkiyet ve Teknoloji Transferi 55 6.3 Gelişmekte Olan Ülkelerin Azaltım ve Uyum İçin İki Taraflı ve Çok Taraflı Finansal Mekanizmaları 56 6.4 Şirketlerin Tedarik Zincirinde Sera Gazı Azaltım Örnekleri 57 6.4.1 UPS 57 6.4.2 TESCO 57 Şekiller ve Tablolar Dizini 59 Dipnotlar 61 5

6 Yönetici Özeti Küresel Eğilimler Güneş, gezegenimizin en temel enerji kaynağıdır. Güneş enerjisinin karalar, okyanuslar ve yerküreyi çevreleyen atmosfer arasındaki dönüşümü ise, yeryüzündeki canlı yaşamının sürekliliğini sağlar. 1700 lü yıllardan itibaren kömür, petrol ve doğalgaz olarak adlandırılan fosil yakıtların aşırı tüketimi ve orman alanlarının hızla yok edilmesi, atmosferdeki sera gazlarının birikimini ve ardından da küresel ortalama sıcaklıkları arttırıyor. Artan sıcaklıklar ise küresel ölçekte yağış rejimlerinde değişikliklere yol açarak, milyonlarca yıldır belirli sınırlar içerisinde yaşanan ekolojik dengeyi, daha önce hiç görülmedik şekilde değiştirmeye başladı. 1992 yılında Rio da gerçekleştirilen Yeryüzü Zirvesi nde kabul edilen Birleşmis Milletler geri dönüşü olmayan noktayı geçmemek için, bu yüzyıl içinde atmosferdeki sera gazları İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), birikiminin ulaşabileceği en üst değer uluslararası toplumun, bilim camiasının uyarılarına verdiği ilk resmi yanıt niteliğini taşıyordu. 1990 lı yıllarda Berlin Duvarı nın yıkılışıyla ortaya çıkan uluslararası siyasi konjonktürü yansıtan Sözleşme, teknik verilerin de eksikliği nedeniyle, genel bir söylemin ötesine geçmiyordu. 1997 de kabul edilen Kyoto Protokolü (KP), çözüm yönünde öncelikli adımlar için Sanayi Devrimi nin öncüsü ülkeleri adres gösterirken, hızla yayılan küreselleşmenin öne çıkardığı serbest piyasa ilkelerini temel referans kaynaklarından birisi olarak ele alıyordu. 2009 yılı Aralık ayında gerçekleştirilecek Kopenhag Zirvesi ise, çok kutuplu bir küresel ekonominin ışığında, 2012 sonrasında geçerli olacak küresel iklim rejiminin ana hatlarını belirleyecek. 350 ppm; %20; iklim değisikliğinin yol açacağı küresel ekonomik gelir kaybı %2; Bugün uygulanabilecek önlemlerin küresel ekonomik büyüklüğü 20. yüzyılın mirası; hem ekolojik hem ekonomik kriz Mevcut uluslararası anlaşmalar, hem sorumlu ülkelerin yeterli önlem almalarını sağlamaktan uzak hem de gerek nüfus gerek sanayileşme alanlarında payları ve sorumlulukları artan gelişmekte olan ülkeler için herhangi bir yükümlülük içermiyor. Son bilimsel veriler, sera gazlarının salımlarındaki artış sonucunda ortaya çıkan aşırı hava olaylarının, küresel ölçekte kalıcı zararlar ve kayıplar vereceğini ortaya koyuyor. Söz konusu ekonomik kaybın, 2020 yılı itibarı ile küresel gayri safi hasılanın %20 si düzeyine erişebileceği öngörülüyor. Buna karşılık salımların azaltılması için bugün alınacak önlemlerin küresel gayri safi hasılanın %2 si düzeyine çıkartılması halinde bu kayıpların önlenebileceği gerçeği, iklim değişikliği ile savaşımın sadece çevreci bir duyarlılık açısından değil, ekonomik ve ticari anlamda da gerçekçi ve gerekli bir adım olduğunu ortaya koyuyor. Yaşanan iklim krizinin temel kaynağı olarak enerji, sanayi, ulaştırma, atık, ormancılık ve tarım sektörleri adres gösteriliyor. Doğal olarak, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, toplu taşımacılık, temiz üretim, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir kentleşme ve sürdürülebilir arazi yönetimi de öncelikli çözüm yöntemleri olarak ortaya çıkıyor. Söz konusu sektörlerin, 2009 yılında doruğa ulaşan küresel ekonomik krize karşı alınan önlem paketlerinin en üst sıralarında yer aldığı gözlemleniyor.

Düşük Karbon Ekonomisi; ekolojik ve ekonomik kriz için tek çözüm 2012 sonrası dönemde geçerli olması beklenen yeni iklim anlaşmasıyla ilgili müzakereler; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ait azaltım hedeflerinin saptanması, iklim değişikliğinin etkilerine uyum, teknoloji ve finansman başlıkları altında hızla ilerlemektedir. Karbon yoğun üretim ve tüketim yaklaşımlarının değiştirilmesi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bir bütün halinde hareket edebilmesine olanak sağlayabilecek ortak nokta olarak ele alınmaktadır. Özellikle enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi, karbon yoğunluğu düşük enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, çevre dostu ve düşük karbon teknolojilerinin kullanımını yenilikçi ve sürdürülebilir bir yaklaşım olan düşük karbon ekonomisinin temel taşlarını oluşturmaktadır. İklim değişikliğine karşı mücadelede atılan bu adımlar sonucunda, düşük karbon ekonomisi olarak tanımlanan yeni ekonomik modelin geliştirilmesiyle, sera gazlarına olan bağımlılığı azaltan yeni bir ekonomik dönüşüm başlamıştır. 2009 yılında yaşanan ekonomik kriz sonucunda Meksika ve Güney Kore gibi ileri gelişmekte olan ülkelerin de bulunduğu toplam 13 ülke, ekonomik canlandırma paketlerinde küresel mali kriz ile birlikte düşük karbon ekonomisine geçiş ve ekonomide yeni bir dönüşüm için sürdürülebilirlik temelinde istihdam artırıcı yeşil mali ve finansal programlar geliştirmişlerdir. Tüm bu çalışmalar ışığında, düşük karbon ekonomisinin 2008 yılı içerisindeki küresel pazar büyüklüğünün, Türkiye nin aynı yıl içerisinde yaptığı ihracatın 36 katından büyük bir ekonomik alan yaratarak, 3,65 Trilyon Avro düzeyine ulaştığı gözlenmektedir. 3,65 Trilyon ; Düşük Karbon Pazarının 2008 Yılı Pazar Büyüklüğü 104,5 Milyar ; Türkiye nin 2008 İhracatı İklim değişikliğine karşı mücadelede en önemli sorunlardan bir tanesi ise, çözümün nasıl finanse edileceği sorusudur. Finansman tartışmaları, maliyet ve bu maliyetin hayata geçirilmesi için gerekli olan vergi, destek, ön yatırım bedelinin toplamından oluşan finans gibi iki başlıkta incelenmesi konunun daha net ortaya konulmasını sağlayacaktır. Son dönem ekonomik modelleri, 1990 yılı salımlarına göre %30 azaltım yapılabilecek sera gazı salımı azaltım potansiyelinin %30 kadarının negatif maliyetli projelerden sağlanabileceğini göstermektedir. Geriye kalan %40, 60 /ton eş-co 2 ve %30 ise 60-100 /ton eş-co 2 maliyetli projelerdir. Bu durumda ise karşımıza çıkan tablo sonucunda aşağıda belirtilen ekonomik sektörler ve finansman kaynakları çözüm olarak ortaya çıkmaktadır; 2010 yılı itibariyle uygulanması gündemde olan karbon gümrük vergileri ise geliştirilen yeni yaklaşımlara verilebilecek güncel bir örnektir. Bu yaklaşım sera gazı salım azaltım hedefi olan ülkelerin düşük karbon pazarının büyüklüğünü göz önüne alarak, ürettikleri karbon dostu ürünler ile iklim değişikliğine özen gösterilmeden üretilen ürünler arasındaki rekabeti eşitlemek amacıyla geliştirilmiştir. İklim dostu teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması, düşük karbon ekomisine geçişin önşartıdır. Düşük karbon teknolojileri ele alınırken üç farklı sınıflandırma ile karşı karşıya olduğumuz bilinmelidir: Halen mevcut ve yaygın kullanımda olan teknolojiler, Halen mevcut ancak bu teknolojiye ait ürün ve hizmetin piyasada bulunmadığı teknolojiler, Henüz yaygın olmayan teknolojiler Kullanımda olan teknolojilerin yaygınlaştırılması için pazarın oluşturulması, ürün ve hizmete dönüşmemiş teknolojiler için Ar-Ge ve innovasyon desteğinin sağlanması ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi için de uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Kamunun mevzuat 7

8 Sekil.1 Düşük karbon ekonomilerinin küresel salım azaltımındaki payları Azaltımda payı %30 %40 %30 Maliyet Negatif maliyetli 60 /CO 2-e 60-100 /CO 2-e Sektör Enerji Verimliliği Enerji-Endüstri Tarım-Ormancılık Yeni Teknolojiler alanında desteği, yine kamunun kendi ihtiyaçlarını düşük karbon ürünler ile sağlaması ve diğer destekler gerekli en temel politikalar olarak tanımlanabilir. Teknolojinin sınır ötesi geçişinde ciddi sorunlar oluşturan, böylece teknolojinin yayılımını sınırlayan fikri ve sınai mülkiyet hakları konusu ise bu alanda dikkate alınması gereken önemli bir noktadır. İklim değişikliğine karşı mücadelede en önemli sorun alanlarından birisi de, çözümün nasıl finanse edileceğidir. Finansman tartışmalarında, teknoloji kullanımının ve geliştirilmesinin maliyeti ve bu maliyetin karşılanabilmesi için gerekli olan finansman ve mali araçların ulusal ve küresel ölçekte belirlenmesiyle soruna çözüm daha da net ortaya konulacaktır. Finansman konusunda en önemli sorunlardan biri de yatırımların ön finansmanıdır. Bu noktada; farklı ülke örnekleri, piyasa oluşturmada devletin satın alım destekleri, mevzuat yönlendirmeleri, yatırım teşvikleri gibi araçlar ile pazarın hızla oluşturulduğunu, bir dizi adımın bütünsel bir şekilde atılması ile de özel sektörün risklerini de düşürerek yatırım motivasyonunu da arttırdığını göstermektedir. İklim değişikliği ile mücadelede yer alan kamu, yerel yönetim, iş dünyası ve sivil toplum gibi farklı paydaşlar ekonomik açıdan farklı rollere sahip aktörlerdir. Ancak her bir paydaşın iklim değişikliği ile savaşımda üstleneceği roldeki benzerlik ise tüketici oldukları noktada ortaya çıkmaktadır. Küresel mali krize önlem olarak hayata geçirilen yeşil ekonomik paketler ile finanse edilen yeşil kamu satın alımları ve düşük gelirliler için yeşil paketler gibi politikaların devlet finansmanı ile nasıl hayata geçirildiğinin ve pazarın oluşturulduğunun somut örnekleri arasında sayılabilir. İklim değişikliği ile mücadele ve düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde ürün ve hizmetlerde hedeflenen düşük karbon beklentisinin yanı sıra, tedarik zincirinin de düşük karbon salımına sahip olması önem taşımaktadır. Tedarik zinciri, düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde temel olarak ürünün yaşam döngüsü içerisindeki salımı ve bu ürün-hizmeti sunan işletmenin salımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Tedarik zincirinde düşük karbon uygulamaları olan işletmelere ait sera gazı envanterlerinin çıkarılması ve bu çerçevede azaltım stratejisinin belirlenmesi konusunda dünyada bir dizi ülke uygulamalara başlamıştır. Pek çok şirket de gönüllü olarak bu çalışmaları hayata geçirmiştir. İklim değişikliği ile mücadelede kamusal düzenlemeler, satın alma politikaları, gelişen tüketici ve pazar baskısı, şirketleri iklim dostu uygulamalara yönlendirmektedir. Düşük karbonlu bir tedarik zincirinin yaratılmasıyla daha verimli ve sürdürülebilir bir üretim döngüsünün sağlanması ve dolayısıyla üretim maliyetlerinin düşmesi gibi sonuçlar ise şirketler tarafından bizzat uygulanarak görülmektedir. Düşük Karbon Ekonomisi ve Türkiye Türkiye nin BMİDÇS ve Kyoto Protokolü ne katılmasının Türk ekonomisinin gelişimini ve Türkiye nin kalkınmasını engelleyeceği yönündeki önyargılar, uzun bir süre konuyla ilgili gerek kamu gerek özel sektör tarafından yürütülen tartışmalara damgasını vurmuştu. Ancak bu tartışmalarda, Türkiye nin, bir başka çevre sözleşmesi olan Montreal Protokolü ne

katılmasının Türk ekonomisine sağladığı yararlar gözardı edildiği gözlemlenebilir. Gerek Protokol ün gelişmekte olan ülke tanımını somut sayısal verilerle ortaya koyması gerek Türk diplomasisinin gerekli müdahaleleleri zamanında yapması gerek Türk bürokrasisinin sürecin ulusal düzeyde uygulanması konusunda gösterdiği ciddiyet ve konusunda uzman sivil toplum kuruluşlarıyla yürütülen işbirlikleri, Türkiye nin Montreal Protokolü nde dünya ölçeğinde büyük bir başarıya yakalamasını sağlamıştır. Bu çalışmalar sonucunda, 2000 yılı itibari ile hem Türkiye nin CFC salımları 5000 ton/yıl düzeyinden 300 ton/yıl düzeyine inmiş, hem de bu maddelerin en çok kullanıldığı otomotiv ve beyaz eşya sektöründe yürütülen teknolojik dönüşümler sayesinde üretici Türk firmaları özellikle Avrupa pazarında büyük bir paya sahip olmuş, böylelikle ciddi bir ekonomik gelir ve istihdam artışı sağlanmıştır. Türkiye nin Montreal Protokolü deneyimi, uluslararası çevre sözleşmelerinin ulusal ve uluslararası alanda doğru kurgulanması halinde sadece çevresel değil ekonomik anlamda da çok büyük yararlar sağlayabileceğinin en büyük göstergesidir. Türkiye, 2004 yılına kadar BMİDÇS nin dışında kalması, bu dönemde küresel ölçekte büyük bir sıçrama yaratan yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında yeterli bir ilerleme kaydedememesinin en büyük gerekçelerinden birisini oluşturmuştur. 1990-2004 döneminde OECD ülkeleri bünyesinde enerji kullanımında karbon yoğunluğunun %4,2 azalırken aynı değerin Türkiye de %6,5 oranında artmış olması bu sürecin en açık göstergesidir. -%4,2; 1990-2004 döneminde OECD ülkelerinin enerji kullanımında karbon yoğunluğu değişimi +%6,5; 1990-2004 döneminde Türkiye nin enerji kullanımında karbon yoğunluğu değişimi Benzer şekilde Türkiye nin Kyoto Protokolü I. yükümlülük dönemi olan 2008-2012 yılları arasında Esneklik Düzeneklerinin dışında kalması, hem uluslararası karbon finans kaynaklarının Türkiye deki yatırımları desteklemesi sürecinin önünü tıkamış hem de Türk firmalarının bu sürecin dışında kalmasına yol açmıştır. Türkiye, zengin yenilenebilir enerji kaynaklarının varlığı ve bugüne kadar değerlendirilmemiş enerji verimliliği potansiyeli ile düşük karbon ekonomisinin en önde gelen ülkeleri arasında yer alabilir. Türkiye nin 2012 sonrası dönemin tanımlanacağı Kopenhag Zirvesi nde ortaya çıkacak uluslararası iklim rejiminde doğru bir kurguda yer alması, bu sürecin başarıya ulaşabilmesinin ön koşuludur. Bu noktada, uluslararası alanda ileri gelişmekte olan ülkeler kategorisinde tanımlanan ve OECD üyesi olmalarına rağmen Kyoto Protokolü Ek-B Listesi kapsamında yer almamaları nedeniyle henüz 2012 sonrası dönem için bir salım azaltım yükümlülüğü bulunmayan ülkelerle daha yakın bir işbirliğine girmesi Türkiye için önemli bir seçenek olarak düşünülebilecektir. 9

10 Sonuç Olarak; Düşük karbon ekonomisi, artık sadece siyasi bir tercihten öte, ekonomik bir politika zorunluluğu haline gelmiştir. Küresel ısınmanın kalıcı zararlarından dönüş, ancak bugün atılacak adımlar ile mümkün olabilecektir. Bu adımlar açısından, Türkiye nin iklim değişikliği süreçlerine geç katılımı aynı zamanda ekonomik kayıp anlamına gelmektedir. Küresel düzeyde önemli bir role sahip olan Türk İş Dünyası, teknoloji konusunda birikimini arttırarak, finansal konuların çözümüne yönelik yenilikçi ve öncü adımları ortaya koyma, bunların gerçekleşmesi için gerekli çabayı sarf etme ve düşük karbon ekonomisinin bir başka boyutu olan tedarik zincirinde gerekli önlemleri alma konularında öncülüğünü göstermelidir. Türkiye ekonomisi küresel tedarik zincirinde önemli bir role sahiptir. Yeni küresel iklim dostu girişimlerin ve ilgili mevzuat alanlarının uluslararası ticarette uygulamaya girmesi ile birlikte hem sektörün sürdürülebilirliğinin sağlanması hem de küresel rekabet gücünün geliştirilmesi için gelişmeler yakından takip edilmelidir. Türk iş dünyası, hızla değişen iklim koşulları ve ekonomik yaklaşımlar dikkate alındığında, düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinin hızlandırılması için hem gerekli özgün çözümlerin yaratılmasında ve hayata geçirilmesinde hem de bu sürecin hızlandırılmasıyla ilgili kamu-özel sektor işbirliğinin oluşturulmasında öncü rol oynamalıdır. İklim sorununun ancak küresel bir çözümle gerçekleşebileceği dikkate alındığında, Türkiye ekonomisinin ve başrolde yer alan özel sektörün bu süreçte yer almamasını düşünmek hem küresel bir varlık riski, hem de ekonomik olarak geride kalma riski olarak karşımızda duracaktır.

11