ÖZEL EGE LİSESİ PROJEDE GÖREV ALANLAR. Naz MOL Merve KARAOĞLUOL Bahar ÖZTÜRK Selin BAŞAKÇI Nilüfer FAKOUR DANIŞMAN ÖĞRETMEN.



Benzer belgeler
Muhteşem Pullu

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

BENİM ADIM KEMERALTI

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

"MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI"

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

Tarihi Yarımada yı İnci Gibi Süsleyen Camiler

BAŞDURAK KEMERALTI TURİSTİK EL SANATLARI ÇARŞISI

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

GEBZE NİN TARİHİ ESERLERİ CAMİLER

İZMİR CAMİLERİ ALSANCAK HOCAZADE CAMİİ (ALSANCAK)

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İZMİR 1 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA

Ortaköy'ün simgesi Büyük Mecidiye Camii

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Han ve Hamamlar ÇENGEL HAN :

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Osmanlı mimarisinin oluşumuna etki eden faktörler nelerdir? Osmanlı mimari eserlerinin ihtişamlı olmasının sebepleri neler olabilir

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ

BURSA HANLAR BÖLGESİ NDE YER ALAN HANLAR, BEDESTEN VE ÇARŞILARIN DEPREM AÇISINDAN İNCELENMESİ

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ZEYREK 2419 ADA 13 PARSEL RÖLÖVE ANALİZ RAPORU 1. YAPININ YERİ VE TANIMI 2. YAPININ MEVCUT DURUMU VE BOZULMALAR 3. SONUÇ

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI. restorasy n

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..

1566 yılında Osmanlıların Sakız Adası nı ele geçirmesinin ardından deniz ticaretini sıkı tutması bu ada üzerinden yapılan ticareti zorlaştırmıştır.

BİLDİRİLER I (SALON-A/B)

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ OTEL

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ DÜKKÂNLAR

KOCAELİ GEBZE - ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI)

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

ÖRNEKLER. Nazife KURTMAN

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

Osmanlı nın ilk hastanesi:

Istanbul BEYLERBEYİ CAMİİ. Zübeyde Cihan ÖZSAYINER. Son cemaat yerindeki kitabe. Beylerbeyi sırtlarından (Gravür)

Ortadoğu ve Balkanlar üzerindeki hâkimiyetini sağladıktan sonra Osmanlı Devleti, İstanbul

TİLLO İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

II. BEYAZIT HAMAMI RESTORASYONU TAMAMLAMA VE ÇEVRE DÜZENLEME İŞİ

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ

RESTORASYON RAPORU SEDES MİMARLIK

Yrd. Doç. Dr. Şahabettin OZTURK' - Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP** HAKKÂRİ MEYDAN MEDRESESİ

ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER

ĐSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI, SAAT KULESĐ VE CAMĐĐ TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

SELANİK HORTACI CAMİSİ

KOZLUK UN EN ESKİ TAŞ YAPILARINDAN HIDIR BEY CAMİİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Aziz Yuhanna Kilisesi

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

HÜDAVENDİGAR KÜLLİYESİ

EVLİYA ÇELEBİYE GÖRE YANYA CAMİLERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ PEYZAJ YAPILARI DERSİ KONU: BAHÇE KÖŞKLERİ, BAHÇE TAHTLARI, ÇARDAKLAR, KAMERİYELER

Türk Hava Yolları Personellerine 2 Günlük Tebriz Turu 99 $

26 I MİMARİ I TEPE PENCERELİ EVLER. Tekirdağ da Rakoczi nin Evi. Günümüzde Rakoczi Müzesi olarak kullanılmaktadır.

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

Gezdikçe Gördükçe BD TEMMUZ İzlen Şen Toker. Güzel ağaç adlı masal kasabası. lberobello

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

İL: Mersin İLÇE: Tarsus KÖY/MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

Hayatınıza değer katarak, ev sahibi olmaktan öte yeni bir deneyim sunan Seyir Konutları ile sizleri ayrıcalıklı bir yaşama davet ediyoruz.

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

Konu: Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği nin uygulamaları hakkında.

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

S C.F.

Transkript:

PROJEDE GÖREV ALANLAR Naz MOL Merve KARAOĞLUOL Bahar ÖZTÜRK Selin BAŞAKÇI Nilüfer FAKOUR DANIŞMAN ÖĞRETMEN Gül KAZAK İZMİR/Bornova/2005

İÇİNDEKİLER Teşekkür...3 Kemeraltı nda...4 I.Kemeraltı nın Tarihçesi...5 II.Camiler...5,6 III.Hükümet Konağı...6 IV.Hanlar...6,7,8,9 V.Etnografya Müzesi...9,10 VI.Basında Kemeraltı...11 VI.1.Bahane Kemeraltı...11 VI.2.Zaman Doktoru...12 VII.Sonuç...13 VIII.Kaynakça...14 IXI.Resimler...15,16,17,18,19,20,21

TEŞEKKÜR Bize bu projeyi sunma olanağı sağlayan okulumuza, bize bu projeyi hazırlarken her zaman destek çıkan ve yardımcı olan danışman öğretmenimiz Gül Kazak a, bu projeyi hazırlarken kaynak kitaplarından yararlanmamızı sağlayan okul kütüphanenin çalışanlarına ve Kemeraltı nı bu kadar eşsiz düzenleyen kişilere çok teşekkür ederiz.

KEMERALTINDA İzmir denilince akla ilk gelen yerlerden biridir Kemeraltı. İzmir in kalbinin attığı bu mekân hem tarihi yerler hem de tüm çevre ilçelerinin yararlandığı büyük bir alışveriş merkezidir. Biz bu projeyi almadan önce Kemeraltı denilince, gözümüzün önüne alışveriş yapan kalabalık gelirdi. Oysa Kemeraltı na çıktığımız yolculukta buranın altın bir tarihe sahip olduğunu hiç bilemediğimiz gizemlerle çevrilmiş,eşsiz güzellikte bir yer olduğunu öğrendik. Anne ve babalarımızın ellerini tutup en güzel bayram giysilerini aldığımız vazgeçilmez yerdir Kemeraltı. Ağzına kadar tıklım tıklım insanlarla dolu hanları ilginç mimari yapılarıyla camileri, soğuk kış günleri içimizi ısıtan sıcacık salep satıcıları, dolaşa dolaşa yorgunluktan bitip düşenlerin imdadına yetişen çay içilecek yerleriyle tarihin ve ekonominin iç içe kaynaştığı eşsiz güzelliklerin barındığı Kemeraltı nı sizlere tanıtacağız. Hükümet Konağı nı, camileri, hanlarını,içinde her türlü gereksinimlerimizi karşılayacak alışveriş mekânlarını gezecek, Kemeraltı nda bulunmanın keyfini çıkaracağız. İzmir in en büyük ve geniş tarihi ve kültür mimarisi olan Kemeraltı nın gelişigüzel bir insan kalabalığı olarak görülmesi ve eski canlılığını yitirmesi bizi oldukça üzmektedir. İşte biz bu projeyi zaman zaman aklımızdan çıkardığımız tarihi güzellikleri doya doya yaptığımız alışverişleri,orada yaşanan insan manzaralarını anımsamak ve anımsatmak amacıyla seçtik. Kemeraltı nı yeniden yaşatmak onu tanıtmak dününü ve bu gününü incelemek istedik.

I.KEMERALTI NIN TARİHÇESİ İpek Yolu'nun batı ucundaki ticaret merkezi İzmir'de liman, Hisar Camii'nin bulunduğu bölgeye kadar gelirdi. Limanın ağzında ise, 12. yy'da Bizanslılar tarafından kurulan İzmir Liman Kalesi bulunmaktaydı. Kale tarafından korunan limanın sağ kıyısında ise Frenk tüccarlarının dükkanları ve limanın iç kısmında da kervansaraylar bulunurdu. İpek Yolu'nu takip eden deve kervanlarıyla İzmir'e getirilen mallar bu hanlara indirilir, Ceneviz tüccarları aracılığı ile de limandan gemilere yüklenerek ihraç edilirdi. İşte bu bölgede kurulu; birçok tarihi mekanı kucaklayan İzmir'in ünlü Kemeraltı çarşısının oluşumu da oldukça ilginç olaylara dayanıyor. Tarihte bir iç liman olan Kemeraltı bölgesini, kaleyi almak için Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlılar çeşitli saldırılar düzenlemişler, ancak başarılı olamamışlardır. İzmir Liman Kalesi'ni düşürmek, 1402 yılında, iç limanı taşlarla doldurarak kaleyi savunmasız bırakan Timurlenk'e nasip olmuştur. Timur'un askerleri, Kadifekale sırtlarından sürükleyip getirdikleri taşlarla limanı doldurmuşlar, böylece sonradan Kemeraltı denilen yerleşim bölgesi oluşmuştur. Zaman içinde bu bölgede yerleşim gelişmiş, hanlar, hamamlar, camiler, kiliseler, havralar, şadırvanlar inşa edilmiştir. Bölge, bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir. Kemeraltı çarşısında halen tarihten süzülüp bozulmadan günümüze kadar gelen bir düzen ve yapı vardır. Tarihi mekanları görülmeye değerdir. Kaynaklar, çarşının ismini; ana caddeyi boydan boya aralıklarla süsleyen 'arasta' adı verilen kemerlerden aldığını bildiriyor. II.CAMİLER II.1.HİSAR CAMİİ Kemeraltı'nda, Kızlarağası Hanı'nın hemen bitişiğinde bulunan Hisar Camii, 1592 yılında Yakup Bey tarafından yaptırılmıştır. Kesme taşlardan inşa edilen camiinin içi, Osmanlı süsleme sanatının en güzel örneklerini sergilemektedir. Minaresi tek şerefeli Hisar Camii'nin ortasında büyük hacimli kubbesi vardır. Yanlarda üçer büyük, daha geride üç küçük ve son cemaat yerinde de yedi tane küçük kubbesi bulunmaktadır. Sütun başlıkları ve diğer süslemeleri günümüze kadar bozulmadan gelmiştir. Hisar Camii, aynı zamanda İzmir'in en büyük camisidir. II.2.KEMERALTI CAMİİ İzmir'in belli camilerinin sıralandığı Anafartalar Caddesi kenarında, eski iç liman kıyısındadır. 1690 tarihinde inşa edilmiştir. Anafartalar caddesi ile 853 ve 856. Sokaklar arasında bulunan bu cami, 1812 yılında esaslı bir tamir görmüştür. Etrafında medrese, kütüphane ve sebili de vardır. Zeminde olup, tek bir kubbe, bütün cami sathını örter. II.3.SALEPÇİOĞLU CAMİİ 850 ve 917.sokaklarda olup, son derece zarif bir yapı tarzına sahip olan cami Kemeraltı'nda bulunmaktadır. 1906 yılında Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından tek büyük kubbeli olarak yaptırılan camii, ince yapılı,zarif bir minareye sahiptir. Caminin dış duvarları mermer ve yeşil taşlarla örülmüştür. Büyük kubbesi altın varakla işlenmiş olan caminin son cemaat yerinde üç kubbesi bulunmaktadır. İzmir'in en nadide camileri arasında sayılır. Kemeraltı'ndan gitmek istenirse, Salepçioğlu Hanı'nın içinden geçilerek erişilir.

II.4.BAŞDURAK CAMİİ Hacı Hüseyin Camii ile ilgili en eski kaynak Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde yer almaktadır. Daha sonraki yıllara ait çeşitli vakfiyelerde Hacı Hüseyin Camii'nden söz edilmekte, XIX. yüzyıldan sonra ise cami bulunduğu mevkinin adını alarak Başdurak Camii adıyla anılmaktadır. Evliya Çelebi nin sözünü ettiği kapının üzerinde yer alan kitabede caminin 1774-75 yılında onarım gördüğü belirtilmektedir. Halen ibadete açık olan camii son olarak 1972 yılında onarım görmüştür. Anafartalar caddesi ile 863 sokak köşesinde olup,869 ve 873 sokaklarla çevrelenmiştir. II.5.ŞADIRVAN CAMİİ Cihannüma'ya göre İzmir'in Ulucamii olan "Niflizade Camii" bu olmalıdır. Zira "derya tarafında ve denize yakın" idi. Anafartalar ile 912 sokak köşesinde olup, ismini altında ve yanında bulunan şadırvanlardan almıştır. Evliya Çelebi caminin yapılışı için 1636 tarihini vermektedir. 1815 yılında da önemli bir tamir görmüştür. Evliya Çelebi'nin "bir beyaz inciye" benzettiği bu Cami nin altında o zamanlar "serapa aktar dükkanları" vardır. II.6.KESTANE PAZARI CAMİİ Kestane Pazarı Camii, eski iç liman kenarında olması nedeniyle Evliya Çelebi, minareyi güçlükle oturttuklarından sözeder. Çelebi'ye göre 1667 yılında yapılan camii, kare bir mekan üzerine büyük bir kubbeyle etrafında dört kubbeden oluşmaktadır. Son derece güzel olan mihrabın Selçuk'taki İsa Bey Camiinden getirtildiği söylenir. Giriş kapısı üzerinde bir kitabenin yer aldığı Kestane Pazarı Camii nin son cemaat yerinde üç kubbe bulunur. 872 ve 882. sokaklardadır. III.HÜKÜMET KONAĞI 1868-1872 yıları arasında inşa edilen Hükümet Konağı, mimari özelliğinden çok, Kurtuluş Savaşı'ndaki ve İzmir'in kurtuluşundaki yeri ile önemli tarihi bir yapıdır. 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun kente girip Hükmet Konağı'na çekilen Türk bayrağı görüntüsü, adeta Kurtuluş Savaşının zaferle sonuçlanmasıyla özdeşleşmiştir. 1970 yılında yanan konak, 1980'den sonra cepheleri orijinaline çok yakın olarak yeniden inşa edilmiştir. IV.HANLAR IV.1.KIZLARAĞASI HANI (HİSARÖNÜ) Sakız Adası'nın Osmanlı egemenliğine geçmesinden ve Osmanlı-İran savaşlarının durdurulup Kasr-ı Şirin Anlaşmasına dönülmesinden sonra İpek Yolu'nun Anadolu'dan geçen bölümü tekrar ulaşım ağına girmiş, dolayısıyla İzmir'in liman olarak önemi artmıştır. Bu yeni durum üzerine doğudan ve Anadolu'dan İzmir'e yönelen kervanların taşıdığı malları depolamak, pazarlamak, ayrıca tüccar ve kervanları barındırmak için yeni han ve kervansaraylara ihtiyaç duyulmuştur. Bu sebeble XVII. asrın sonuna kadar şehir içindeki hanların sayısı yüze yaklaşmıştır. Bu hanlardan günümüze kalan miras yirmi adet yıkık dökük handan ibarettir. Bunlardan sadece Kızlarağası Hanı mülk sahiplerinin gayret ve fedakarlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün anlayışı ve yardımları sayesinde oluşturulan işbirliği sonunda kısmen restore edilerek kısmen de rekonstrüksiyon uygulanmak suretiyle bugünkü durumuna getirilmiştir

Kızlarağası Hanı 1744 yılında inşaa edilerek işletmeye açılmış, kısmen iki katlı hanlardandır. 1745 yılında meydana gelen deprem sebebiyle denize bakan cephesi hasar görmüştür. Derhal onarımı yapılmış ve bu esnada yan kısmını tek kat olarak Saçma Hane inşaa edilmiştir. Bir müddet sonra bu kısımlar şehir merkezi olması sebebiyle sıra halinde dükkan olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hanın üst katını, ona değişik mimari özelliklerinden birini veren ve özgünlük kazandıran Osmanlı hanları içinde tek örnek olmasını sağlayan giriş kapısının solundaki merdivenle ulaşılan, avluya nazır, beş sütunlu, altı sıra kemerli, üzerine bulunduğu koridorun beşik tonozu ile örtülü bir revak ve batı koridorundan ayrı olarak içten "U" şeklinde çepeçevre dolanan üç eşit tonozun altındaki galeriler ve bu galerilere sağlı sollu açılan ve geçmişte dükkan ve daha sonraki tarihlerde geceleme amacıyla kullanılan ocaklı, nişli, bodrumlu, ahşap tabanlı odalar oluşturulmaktadır. Oda pencereleri avluya ve sokağa bakmaktadır. Odaların içlerinde ihtiyaca cevap verecek her tür araç ve gereçler de bulunmaktaydı. Deve, katır, eşek, at gibi kervan hayvanları da yükleriyle girdikleri han avlusuna yüklerini indirdikten sonra burada gecelemekteydi. Mallar han depo ve mahzenlerinde muhafaza altına alınırdı. Çok korunaklı olan hanın kapıları bütün hanlarda olduğu gibi havanın kararmasıyla kapanırdı. Avlunun etrafında onyedi adet depo ve mağaza bulunmaktadır. Avlunun batı yönünden ve revak altından bir cümle kapısıyla sokağa çıkılmakta, avlunun diğer üç yüzünün ortasından ise sağ ve sollarında küçük hücreler bulunan geçitlerden geçilerek bedestenlere(koridorlara) girilmektedir. İç tarafta bulunan koridorlar üst katta olduğu gibi burada da U şeklinde hanı dolanmaktadır. Bu koridorlara da sağlı sollu dükkanlar açılmaktadır. Kızlarağası Hanı diğer Osmanlı hanları gibi çarşılı ve avlulu hanlar üzerindedir. Üst katta avluya bakan beş sütunlu, altı sıra kemerli yegane revakı ve cephesindeki bindirme konsollar üzerindeki çıkma cumbalı şahnişinlerin sebebiyle Osmanlı han mimarisinin özgün eserleri arasında sayılmaktadır. 4000 m2'lik kareye yakın dikdörtgen planlı, avluya bakan kısımları iki katlı, bedestenleri tek katlı yaklaşık 500 m2'lik avlusu olan görkemli bir yapıdır. Koridorlar(bedestenler), doğu ve batı yönlerindeki birer kapı ile dışa açılmaktadır. Tam ortalarındaki geçitlerle de avlu ile irtibatları sağlanmaktadır. Hanın ön yüzünün alttan itibaren üst kat hizasına kadar tamamıyla düzgün kesme blok taşlarla örülmüş olması, üst katta ise üç sıralı salt taşından oluşan konsollar üzerine oturtulmuş üç adet çıkma cumbalı şahnişinin varlığı ve üst katta duvarlarında İzmir'in hanlarına has tek sıra yontu taşı ve çift tuğla hatıllı işleme dizinin uygulanmasıyla oluşturulan kompozisyonu göz hemen algılamakta ve seyredende han canlıymış, yaşıyormuş gibi bir duygu uyandırmaktadır. KIZLAR AĞASI HANININ ÖZELLİKLERİ Üst katta tek sıra yontu taşı ve bunun üzerine iki dizi tuğla hatıl çekilmek suretiyle kirpi saçakların altına kadar işlem tekrarlanarak duvar tamamlanmıştır. Hanın çatısı tamamen kurşunla kaplıdır. Giriş kapısının hemen sağ yanında bulunan bir çeşme ile bu çeşmeye ait su hazinesinin bir sebil olarak kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Hisar Camisi'ne bakan, doğu tarafında hanın avlusunda olduğu gibi saçaktan tabana kadar tek sıra yonu taşı üzerine iki sıra tuğla hatıl örgü sistemi tatbik edilmiş üst sıralar bordür üzerine oturtulmuştur. Cami avlusuna bakan iki katlı bölüme ait duvar, tabandan saçağa kadar geometrik süslemelerle baştan başa bezenmiştir.

Binayı içten ve dıştan kurşun örtünün bitiminden itibaren çepeçevre tuğladan yapılmış iki sıralı bir kirpi saçak dolanmaktadır. Çatıda üst kat oda sayısı kadar baca mevcuttur. Bu durum daha önce bitirilmiş olunan üst kat odalarının geceleme amacıyla kullanıldıklarının kanıtıdır. Hanın avluya bakan duvarlarını pencere altlarından firdolayı bir sıra taş bordür(korniş) dolanmaktadır. Fil ayaklarında ve sütunlarda taş silindir, sütun başlıklarında, üçgen ve baklava motifleriyle tezgin edilmiş taş objeler kullanılmıştır. İç mekan cephelerindeki kapı ve pencerelerde üstü kemerli, yanları ise düşey dikdörtgen olan söve taşları kullanılmıştır. Bina dışına bakan pencerelerin kemer alınlıkları tuğla ile bezenmiştir. Pencere söve taşlarına tesbit edilen lokmalı demir çubuk parmaklıklarla mekanlar emniyete alınmıştır. Hanın 871. Sok üzerinde bulunan cephesindeki giriş kapısının sonunda, duvara tesbit edilmiş olan inşaa kitabesinde binanın 1. Sultan Mahmut'un Kızlarağası Hacı Bekir Ağa tarafından yaptırıldığı ve yapım tarihinin Hicri 1157, Miladi 1744 yılı olduğu yazılıdır. Kitabede altı kartuş içinde aşağıda belirtilen ifadelere yer verilmiştir. Transkripsiyonu: Şahen-şeh-i kişver-küşa Mahmut Han kılsa reva Darü'ş-şerifine ağa böyle güzin zatı seza Ali himem Hacı Beşir Ağa-yi zi-münir-re'y. Bu han binasın derzamir etmişti ol Merd-i ata tarih düşdise nola bu mısra-ı alem-beha Ni'me'l-mahal Hakka beca han-ı cedid oldu bina. Sene 1157(1744) Bugünün Türkçesiyle: Ülkeler fetheden Mahmut Han uygun görse Darü'ş-Şerifine yakışır böyle bir ağa seçse himmeti yüksek parlak görür sahibi Beşir Ağa'yı. Bu güzel han binasını o eli açık kişi yaptırdı. Tarih düş dese ne ola bu dünyayı süsleyen mısra Hakka uygun bu güzel yerde yeni han bina edildi. Sene 1157(1744). Kızlarağası Hanı Hisar Camii'nin ön kısmındaki kayalık kısmın ön tarafı doldurularak elde edilen geniş bir alana inşaa edilmiştir. Zamanla dolgu olan kısım üzerindeki ağırlıklar sebebi ile oturmalar olmuş ve binada çatlamalar meydana gelmiştir. 1987 yılında yaptırılmış bulunan harabiyat raporuna göre dolu kısımlarında yer yer 120 cm kadar varan oturmalar olmuştur. Bu bakımdan restorasyon sırasında bu kısımlar yıkılarak yeniden yapılmıştır. Bu bakımdan bu kısım rekonstrüksiyon olarak değerlendirmek gerekmektedir. 1988 yılı sonlarında başlayan restorasyon çalışmaları 1993 yılı sonunda tamamlanmıştır. 1994 yılı başından beri ticari faaliyetine devam eden handa, el sanatları, eski elişi işleme, hediyelikler, her türlü hediyelik eşya, halı, kilim, gümüş takı, cam eşya, kemik üzere elişi, giyim eşyası, antika eşya, tatlıcı, telefoncu..., eski ev eşyası, saz aletleri, hediyelik gemi ve deniz eşyaları, deri çanta, nargile ve malzemeleri, oyun aletleri, toprak seramik satışı yapan dükkanlar ile gelinlik, kadın ve erkek elbise dikimi yapan terzileri ile kahvehanesi bulunmaktadır.

Kızlarağası Hanı dün ile bugünü birlikte yaşanacak, İzmirimizin tek tarihi hanıdır. IV.2.ÇAKALOĞLU HANI Yine İzmir'in 18. yy. Osmanlı Dönemi eserlerinden biri olan Çakaloğlu Hanı İzmir'in önemli tarihi eserlerinden biridir.han,uzun dikdörtgen planlıdır ve üstü tonozlu kapalı bir çarşı şeklindedir.dış duvarlar kesme taş ve bir iki sıra tuğla hatlı olarak inşa edilmiştir.üstü tonozla örtülü uzun yolun iki tarafında karşılıklı dükkanlar sıralanmıştır.yolu örten tonozların kaide kısımlarında ve dükkanların üstüne gelen kısımlarda sıra ile pencereler açılmış ve han aydınlatılmıştır.dükkanlar aynı büyüklükte olup bir kısmına yuvarlak kemerli,bir kısmına düz ahşap kapılar girilir. Başka bir sokağa açılan yuvarlak kemerli büyük demir bir kapısı bulunur.kapının üstünde kitabe yeri gibi bir boşluk vardır.aynı boşluk diğer kapının üstünde de bulunmaktadır.kapının iki yanında 1805 tarihli mermerden yapılmış bir sebil ve çeşme bulunmaktadır.sebil'i Hacı Ahmed'in yaptırdığı üstündeki yazıdan anlaşılmaktadır.sebil ve çeşme aynı mimari tarzda olup lale-barok üslupta son derece güzel kabartmalarla süslenmiştir.bugün bakımsız olmakla birlikte oldukça sağlam olan çarşı dükkanları depo olarak kullanılmakta ve mülkiyeti şahıslara ait olmaktadır. IV.3.DİĞER HANLAR Hanlar ve bedestenler İzmir'in Osmanlı-Türk çehresi içinde son derece önemli bir yere sahip olduğu açıktır.özellikle 17.yy ve 18. yy 'da gelişen bu mimarinin tipik örneklerinden bugüne kalanlar son derece azdır.var olanlar da bakımsızlık nedeniyle harap durumdadır. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın yapımına başlattığı ve kedisinden sonra tamamlanan Vezir Han oldukça büyük ve geniştir.yangınlara karşı son derece dayanıklı ve korumalı inşa edilen Küçük Vezir Han da önemli hanlar arasında yer alır.bunların dışındaki hanlarımız ise Karaosmanoğlu Han,Selvili Han,Mirkelam Han,Esir Han,Küçük Demir Han 'dır. V.ETNOĞRAFYA MÜZESİ Bina, 19. yüzyılda neoklasik tarzda, meyilli bir teras üzerine inşa edilmiştir. Bunun 1831 yılında ilkin hastane olarak (St Roch Hastanesi) kullanıldığı; 1845 yılında Fransızlar tarafından onarılarak fakir Hıristiyan aileleri için bir bakımevine dönüştürüldüğü bilinmektedir. Aynı bina daha sonra Hıfzısıhha Müessesesi ve Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmıştır. 2 Aralık 1984 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Etnografya Müzesi olarak düzenlenmek üzere devredilmiştir. İzmir'de etnografik eserler 29 Ekim 1978 tarihinden itibaren İzmir Atatürk ve Etnografya Müzesi'nin alt katında teşhir edilmekte idi. Daha sonra 1985-1987 yıllarında restore edilen eski sağlık müdürlüğü binası Etnografya Müzesi olarak hizmete sunulmuştur. Müze binası zemin kat üzerine üç katlı olarak inşa edilmiştir. 1. ve 2. katları teşhir salonları 3. kat depo, laboratuvar, fotoğraf stüdyosu ve büro olarak hizmete sunulmuştur.

Teşhirinde İzmir ve yöresinin 19. yüzyıl'daki sosyal yaşamından kesitler verilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, endüstrileşme ile birlikte bugün artık yok olmaya yüz tutmuş, tenekecilik, nalıncılık, çömlekçilik, göz boncukçuluğu, tahta baskıcılık, halı dokumacılığı, urgancılık, keçecilik ve saraciye gibi el sanatlarımız sergilenerek tanıtılmaktadır. 1. Kat Teşhiri: Sağda 1. bölümde: 19. yüzyıl misafir odası, el işlemeleri, hamam takımları ile 2. bölümde: Göz boncuğu fırını ve örnekleri, İzmir ilinin ilk Türk eczanesi (İttihat Eczanesi), keçecilik, nalıncık ve tenekecilik sergilenmiştir. İzmir'in meşhur şerbetçisi (Demirhindi) bu bölümde yaşadığı yüzyıldan ziyaretçilere teşhir edilmektedir. 3. bölümde: Menemen çömlek çarkı ve mamülleri, saraciye, deve ve deve güreşleri, halk oyunları, efe ve efe giysileri tanıtılmıştır. Salonların iç kısımlarında yer alan koridordaki gömme vitrinlerde para keseleri, sedef kakmalı eşyalar, cam ve el işlemeleri teşhir edilmiştir. 2. Kat Teşhiri: 1. bölümde: 19. yüzyıl gelin odası, gelinliklerin vitrini, oturma odası, sünnet odası ve mutfak malzemeleri, 2. bölümde: Ege Bölgesi gelin başları, kadın süs eşyaları, Osmanlı devri sikkeleri, el yazması kitaplar ve yazı takımları teşhir edilmiştir.

VI.BASINDA KEMERALTI VI.1.BAHANE KEMERALTI Tarık Dursun K. şöyle diyor; Çok yıllar önce Berlin deyken bir ikindi üstü düştü aklıma memleketim.memleket özlemi içimde buram buram tüterken içlerinden en çok Kemeraltı nı özledim.kendi kendime sordum ne içindi? Çünkü ben Karşıyaka da doğdum İzmir de büyüdüm.ben bunları hatırlamadım da Kemeraltı nı hatırladım öyle mi? Kendi kendime sordum ne içindi?acaba yıllar öncesi limandan kente büyük bir kapının ağzından giriliyordu da ondan mı Kemeraltı ydı? Ne kadar yıllar öncesi peki?bilemiyorum. O Kemeraltı nın ucu ona bugünkü kadar uzak olmayan denizin hemen kıyısında başlardı. Küçük bir meydan girişi vardı, ortasında süslü ve ince yapısıyla birde saat kulesi.yanı başında soyluğunu mazi çinilerinden almış küçük bir camii,beyaz taştan Hükümet Konağı ve sağında Sarı Kışla. Bunların hiçbiri şimdi yok.saat Kulesi sanki yerinden edilmiş ve sanki başka bir yere taşınmış gibi bana yadırgatıcı geliyor.yanan ve yenisi yapılan Hükümet Konağı da öyle.sarı kışla yıkıldı. Kemeraltı nın gerçekten Kemeraltı olduğu yıllarda girişini Ankara Palas Oteli tutardı.ankara Palas ı geçtiniz mi solda Hükümet Konağı nın halka açık kapısı sağda Milli Kütüphane ye ardından da Bahri Baba Parkı karşılardı sizi.köşede bir de Yapı Kredi Bankası. Sonra numaralı Beyler sokakları başlardı.ilkinin başında da Süleyman Ferit Eczacıbaşı tam karşısında da Aktaşların eczaneleri gizli çiçek ve altın damlası kokuları üretilirdi.bu iki kolonya İzmir için hiçbir zaman değerini yitirmedi. Kemeraltı nın dilimlendirilmiş saatleri yok muydu? Vardı fakat bir zamanlar tabii.öğle öncesi Kemeraltı başta İzmir daha sonra tüm çevre ilçelerindeki kadınlarındı.öğle ezanı saatinde yemek satılan yerlere gidilir,sonraki zamanlar erkeklerindi.

VI.2 ZAMAN DOKTORU Yıl 1970...turist olarak Almanya ya gidiyor Edip ŞEN. O yıllarda Almanya da faaliyet gösteren bir Amerikan firmasına saatçi olarak başvuruyor.şen in meslekteki yetkinliğini test etmek isteyen şirket yığıyor önüne bozuk saatleri.alnının akıyla kalkıyor bu zor işin altından ŞEN ve hepsinin tik taklarını geri getiriyor. Amerikan şirketinin yetkilisi soruyor,şaşkın: Hangi saatçilik okulundan mezunsunuz? Edip ŞEN yanıtlıyor; Kemeraltı Saatçilil Okulundan... Amerikanlar ellerindeki okul listesini tarıyorlar fakat böyle bir okula rastlamıyorlar. Edip ŞEN şöyle diyor; Saygıdeğer nezih İzmir in tek alışveriş merkeziydi Kemeraltı. Eğitimli, kültürlü,güzel insanlar doldururdu sokaklarını bu çarşının.bizim tabirimizle o yıllarda beşikten mezara kadar her şey satılırdı Kemaraltı nda.izmir in ekonomisinin kalbiydi bu tarihi mekan. Peki şimdi Edip ŞEN Kemeraltı nın ve saatçiliğin geldiği bu durumdan üzgün.ama umutsuz değil.en azından dernekle birlikte Kemeraltı için sıkı bir çalışma içinde.

VII.SONUÇ Kemeraltı nı tanımak için yaptığımız bu yolculuk bir bakıma tarihin altın sayfalarına, yüreklerimizdeki İzmir e yaptığımız güzel ve anlamlı bir süreç oldu. Daha önce Kemeraltı na gittiğimizde aklımızda sadece alışveriş yapmak vardı.bu projeyi hazırladıktan sonra Kemeraltı nda bulunan tarihi ve kültürel miraslarımız olan bu tarihi mekanlara daha değişik bir gözle baktık. Önünden geçerken hiç dikkatimizi çekmeyen Şadırvan Camii nin, Salepçioğlu Camii nin ne muhteşem yapılar olduğunu gördük. Yapılışlarında her bir tuğlanın ne kadar muntazam döşendiğini, her bir nakışın, kıvrımın ne anlama geldiğini öğrendik. Bu kadar güzel tarihi ve kültürel yapılarla bezenen Kemeraltı yla gurur duyduk. Kemeraltı nda dolaşırken alışveriş yapan insanların kalplerinden geçen İyi ki Kemeraltı var sözünü duyar gibi olduk. Bu güzel kültürel değerlerin günümüze kadar bozulmadan gelmesini sağlayan ve herbirini İzmir lilerin hizmetine sunan ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz. İyi ki yurdumuzun en güzel yeri İzmir de yaşıyoruz. Ne mutlu ki güzel İzmir in adına yakışır bir Kemeraltı sı var.

VIII.KAYNAKÇA Tarık Dursun K. (2000) İzmir Kent Kültür Dergisi İzmir www.izmir.gov.tr www.wowturkey.com www.izmir.net www.izmir.com

IXI. KONULARLA İLGİLİ RESİMLER

II.HİSAR CAMİİ

III.SALEPÇİOĞLU CAMİİ KESTANE PAZARI CAMİİ

V.KIZLARAĞASI HANI