ERKENCE ZEYTİN ÇEŞİDİNDE FARKLI TİPLERİN BELİRLENMESİ



Benzer belgeler
zeytinist

zeytinist

zeytinist

zeytinist

GDM 402 YAĞ TEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. Aziz TEKİN

SEZONU ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI REKOLTESİ TAHMİN RAPORU

SEZONU TÜRKİYE ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI REKOLTESİ TAHMİN RAPORU

SEZONU EGE BÖLGESİ ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI REKOLTESİ TAHMİN HEYETİ RAPORU

ZEYTİN-ZEYTİNYAĞI ÜRETİM MALİYETLERİ ÜZERİNE UZMAN ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI

zeytinist

Zeytin ağacı (Olea europaea L.) en iyi yetişme şartlarını Akdeniz iklim kuşağında bulmuş ve bu bölgeye zeytin medeniyeti adı verilmiştir.

HATAY DA YETİŞTİRİLEN HALHALI, SARI HAŞEBİ VE GEMLİK ZEYTİN ÇEŞİTLERİNİN BAZI FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNİN VE YAĞ VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ *

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ. Zeytinyağının Ülkemiz Ekonomisine Katkıları, Sorunları ve Beklentileri

DOĞU ANADOLU TAR.ARŞ.ENS./ERZURUM 1988

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

ZEYTİN ÇEŞİT GELİŞTİRME PROJESİ

Gemlik Zeytini. Gemlik

T.C. DOĞU AKDENİZ ZEYTİN BİRLİĞİ Eeast Mediterranean Olive Association ZEYTİN DOSYASI AKDENİZBİRLİK

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ

2014 YILI EGE BÖLGESĠ TURUNÇGĠL REKOLTE TAHMĠN RAPORU

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

YURT İÇİ SERTİFİKALI FİDAN/ÇİLEK FİDESİ VE STANDART FİDAN KULLANIMI DESTEKLEMESİ HAKKINDA TEBLİĞ YAYINLANDI

ZEYTİNDE BAKIM İŞLEMLERİ

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ

Çeşitler ve Yenilikler

Çizelge 1. Bazı Avrupa Ülkelerinde Yılları Arasında Elma Üretiminde Saptanan ÇeĢit Bazındaki DeğiĢimler


zeytinist

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU

Dünyada Zeytincilik ve Yayılışı. 30 Ülke; Kuzey Yarım Küre 8, Ülke Güney Yarım Küre 22 Ülke

Budama, seyreltme, gübreleme gibi bahçe işleri daha kolay ve ekonomik olarak yapılabilir.

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU. Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı

Elma kış dinlenmesine ihtiyaç duyan meyve türü olup, soğuklama gereksinimi diğer meyvelere göre uzundur.

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

SEZONU ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI REKOLTESİ TAHMİN HEYETİ RAPORU

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

Fen ve Mühendislik Dergisi 2000, Cilt 3, Sayı KAHRAMANMARAŞ BÖLGESİNDE TRABZONHURMASI (Diospyros kaki) SELEKSİYONU

Gaziantep İli Zeytin Genetik Kaynaklarının Morfolojik, Pomolojik ve Fizikokimyasal Özelliklerinin Belirlenmesi

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

zeytinist

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri

Meyva Bahçesi Tesisi

Modern (Bodur) ve Geleneksel Meyve Yetiştiriciliği. 04 Şubat 2014 İzmir

zeytinist

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

1900 lü yılların başından beri Gemlik te zeytin ve zeytinyağı ticareti yapan bir ailenin mensubuyum. Siyah zeytin, yeşil zeytin, dilimli

AYDIN İLİNDE YETİŞTİRİLEN YAMALAK SARISI MAHALLİ ZEYTİN ÇEŞİDİNİN. Hülya KAYA, F.Ekmel TEKİNTAŞ

Bazı Böğürtlen ÇeĢitlerinde Budamanın Verim ve Meyve Kalite Özellikleri Üzerindeki Etkileri

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

ZEYTİNYAĞI TEKNOLOJİSİ

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

A R A Ş T I R M A S O N U Ç L A R I

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

GIDA GÜVENLĠĞĠ YÖNETĠM SĠSTEMĠ (GGYS) UYGULAYAN SOFRALIK ZEYTĠN ĠġLETMELERĠ ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI ÇÖLLEġME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAġTIRMA PROJESĠ

1. MEYVECİLİK ARAŞTIRMALARI

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

FİDAN YETİŞTİRME. kolay temin edilebilmelidir.

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TAġINMAZLARIN ARSA VASFINI KAZANMASI

zeytinist

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

zeytinist

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

ELAZIĞ KOŞULLARINDA MÜRDÜMÜK (Lathyrus sativus L.) TE FARKLI SIRA ARASININ TOHUM VERİMİ VE VERİM ÖĞELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

Türkiyede Bölgelere Göre Yetişen Ürünler

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

Archived at

Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde, su tutan ağır (killi) topraklarda dikimden evvel drenaj problemi halledilmelidir.

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

ZEYTİNDE BAKIM İŞLEMLERİ 1 GİRİŞ AKDENİZBİRLİK

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

KAYSERİ GÜNEŞ ENERJİSİ POTANSİYELİ ve MALİYET ANALİZİ

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Ulusal Kümelenme Stratejileri Literatür Araştırması Raporu

BAZI LİMON ÇEŞİTLERİNİN YILLARI ARASINDA ANTALYA EKOLOJİK KOŞULLARINDA GÖSTERDİKLERİ VERİM VE POMOLOJİK ÖZELLİKLER

YURTİÇİ DENEME RAPORU

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

C e d r u s ( S e d i r ) C e d r u s a t l a n t i c a C e d r u s b r e v i f o l i a C e d r u s d e o d o r a C e d r u s l i b a n i

TÜRKİYE DE ZEYTİN ve ZEYTİNYAĞI

Transkript:

EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (DOKTORA TEZİ) ERKENCE ZEYTİN ÇEŞİDİNDE FARKLI TİPLERİN BELİRLENMESİ Mehmet TUTAR Tez Danışmanı: Prof. Dr. Ali TANRISEVER Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu : 501.01.01 Sunuş Tarihi : 30.04.2010 Bornova-İZMİR

ii

iii Mehmet TUTAR tarafından Doktora tezi olarak sunulan Erkence Zeytin Çeşidinde Farklı Tiplerin Belirlenmesi baģlıklı bu çalıģma E.Ü. Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim ve Öğretim Yönergesi nin ilgili hükümleri uyarınca tarafımızdan değerlendirilerek savunmaya değer bulunmuģ ve 30.04.2010 tarihinde yapılan tez savunma sınavında aday oybirliği/oyçokluğu ile baģarılı bulunmuģtur. Jüri Üyeleri: İmza Jüri Başkanı : Prof. Dr. Ali TANRISEVER (DanıĢman)... Raportör Üye : Prof. Dr. Adalet MISIRLI Üye : Prof. Dr. Mehmet YILDIZ Üye : Prof. Dr. Kubilay ÖNAL Üye : Yrd.Doç. Dr. Murat ĠSFENDĠYAROĞLU

iv

v ÖZET ERKENCE ZEYTİN ÇEŞİDİNDE FARKLI TİPLERİN BELİRLENMESİ TUTAR, Mehmet Doktora Tezi, Bahçe Bitkileri Bölümü Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Ali TANRISEVER Nisan 2010, 73 sayfa Bu tezde Ġzmir çevresinde yaygın olarak yetiģtirilen Erkence zeytin çeģidinde zaman içinde meydana gelmiģ olan farklı tiplerin belirlenmesi ve baģlıca morfolojik özelliklerinin tanımlanması hedeflenmiģtir. ÇalıĢmada Erkence çeģidinin yoğun olarak bulunduğu Karaburun, ÇeĢme, Urla, Seferihisar, Menderes, Güzelbahçe ve Foça ilçelerindeki zeytinlikler taranarak morfolojik bakımdan farklı görülen ağaçlar yanında meyve, yağ ve verim özellikleri yönünden üstün görülenler belirlenmiģtir. Dört yıl boyunca yapılan arazi çalıģmaları, ölçüm ve gözlemler sonucunda değiģik özellikleri bakımından öne çıkan 20 farklı ağaç tespit edilmiģtir. Yağ oranı % 18 ile % 41, olgunlaģma zamanı 10 Ekim ile 30 Aralık, hurmalaģma oranı % 0 ile % 86,7 verimlilik katsayısı ise 6,7 ile 2,7 arasında değiģmiģtir. Anahtar sözcükler: Erkence, Zeytin, Hurma Zeytini, Seleksiyon

vi

vii ABSTRACT DETERMINATION OF DIFFERENT TYPES IN ERKENCE OLIVE CULTIVAR TUTAR, Mehmet Ph.D. in Horticulture Dep. Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Ali TANRISEVER April 2010, 73 pages In this thesis, determination of different types, occured in the course of time and identification of their prevailing features in Erkence olive cultivar widely grown in Ġzmir Province were aimed. In this work, olive groves in Karaburun, ÇeĢme, Urla, Seferihisar, Menderes, Güzelbahçe and Foça districts where the Erkence cultivar intensified, were searched and the morphologically diverse trees besides the superior ones in terms of fruit, oil and productivity were determined. As a result of land works, measurements and observations for four years, 20 different trees were determined according to their various features. Oil contents were between 18-41 %, ripening times were between 10th October and 30th December, hurma rate ranged from 0 to 86,7, productivity ratio was between 2,7 and 6,7. Keywords: Erkence, Olive, Date Olive, Selection

viii

ix TEŞEKKÜR Tez konusunun belirlenmesinden yazım aģamasına kadar bana her zaman yol gösteren, sabır ve titizlikle katkılarını esirgemeyip her konuda destekleyen değerli danıģman hocam Prof. Dr. Ali TANRISEVER e, arazi çalıģmalarım boyunca beni yalnız bırakmayan ağabeyim Ahmet TUTAR a her zaman yanımda olan, beni maddi ve manevi her konuda destekleyen, çalıģmam boyunca sabır gösteren aileme sonsuz teģekkürlerimi sunarım.

x

xi İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... v ABSTRACT... vi TEġEKKÜR... ix ġekġller DĠZĠNĠ... xv ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ... xii 1.GĠRĠġ... 1 2. ÖNCEKĠ ÇALIġMALAR... 5 3. MATERYAL VE METOT... 13 3.1. Materyal... 13 3.2. Metot... 14 3.2.1. Bilgi toplama... 15 3.2.2. Saha taraması... 15 3.2.3. Tiplerin belirlenmesi ve yerlerinin iģaretlenmesi... 15 3.2.4. Meyve, yaprak ve çiçek örneklerinin alınması... 16 3.2.5. Seçimde esas alınan özelliklerin incelenmesi... 16

xii İÇİNDEKİLER (Devam) Sayfa 3.2.5.1. Ağaç özellikleri... 17 3.2.5.2. Meyve özellikleri... 17 3.2.5.3. Yaprak ölçümleri... 19 3.2.5.4. Çiçek özellikleri... 19 3.2.6. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi... 19 4. BULGULAR VE TARTIġMA... 21 4.1. ÇalıĢma sahasının Belirlenmesi... 21 4.2. Tiplerin Seçilmesi ve Elenmesi... 21 4.3. Belirlenen Erkence Tipleri... 22 4.4. Ağaç Özellikleri... 30 4.4.1. GeliĢme kuvveti... 30 4.4.2. Taç Ģekli... 31 4.4.3. Verimlilik... 33 4.4.4. OlgunlaĢma zamanı... 34 4.5. Meyve Özellikleri... 36 4.5.1. HurmalaĢma miktarı... 36 4.5.2. Meyve ağırlığı... 39

xiii İÇİNDEKİLER (Devam) Sayfa 4.5.3. Meyve indeksi... 41 4.5.4. Meyve içeriği... 42 4.5.4.1. Yağ oranı... 43 4.5.4.2. Su oranı... 45 4.5.4.3. Kuru madde miktarı... 47 4.5.4.4. Kuru örnekte % yağ... 48 4.6.Yaprak Özellikleri... 49 4.6.1.Yaprak boyu... 49 4.6.2.Yaprak eni... 50 4.6.3.Yaprak sapı boyu... 51 4.6.4.Yaprak sapı kalınlığı... 52 4.6.5. Yaprak indeksi... 53 4.7.Çekirdek Özellikleri... 54 4.7.1. Çekirdek ağırlığı... 55 4.7.2. Çekirdek indeksi... 56 4.7.3. Et-çekirdek oranı... 57 4.8. Çiçek Özellikleri... 58

xiv İÇİNDEKİLER (Devam) Sayfa 4.8.1. Çiçeklenme zamanı... 58 4.8.2. Somak uzunluğu... 59 4.8.3.Somaktaki çiçek sayısı... 60 4.9. Genel Gruplandırma... 61 4.10. Ġncelenen Özellikler Arasındaki ĠliĢkiler... 62 5. SONUÇ... 65 KAYNAKLAR DĠZĠNĠ... 68 ÖZGEÇMĠġ... 73

xv ŞEKİLLER DİZİNİ ġekil Sayfa 2.1. Hurma zeytin... 10 3.1. Erkence zeytini... 14 3.2. Soksholet cihazında yağ çıkarma iģlemi... 18 4.1. Seçilen tiplerin harita üzerindeki konumları... 23 4.2. Erkence-1 tipinde meyveler... 24 4.3. Erkence-6, ağacın genel görünümü... 25 4.4. Erkence-7 tipinde meyveler... 26 4.5. Erkence-11 de yayvan taç yapısı... 27 4.6. Erkence-15 te meyve görüntüsü... 28 4.7. Erkence-17 tipinde pürüzsüz meyveler... 28 4.8. Erkence-18 de meyve durumu... 29 4.9. Erkence tiplerinde meyve içerikleri... 43 4.10. Elde edilen bütün verilerin kullanılması ile oluģan Erkence grupları... 62

xvi

xvii ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge Sayfa 2.1. Dünya zeytinyağı üretimi (1000 ton)... 5 2.2. Dünya sofralık zeytin üretimi (1000 ton)... 6 2.3. Türkiye de yıllara göre zeytin üretimi ve ağaç sayısı... 7 4.1. Seçilen tiplerin bulunduğu koordinatlar.... 22 4.2. Seçilen Erkence tiplerinin geliģme kuvvetleri... 30 6.3. Tiplere taç Ģekline göre verilen puanlar... 32 4.4. Seçilen ağaçlarda üç yıllık verimlilik puanları... 33 4.5. Erkence tiplerinde olgunlaģma zamanı... 35 4.6. Erkence tiplerinde yıllara göre hurmalaģma oranları... 37 4.7. HurmalaĢma değerlerinin istatistiki olarak karģılaģtırılması... 39 4.8. Meyve ağırlıklarının istatistikî olarak karģılaģtırılması... 40 4.9. Meyve indeksine göre oluģan gruplar... 41 4.10. Erkence tiplerinde meyvenin % bileģimi... 42 4.11. Yağ oranlarına göre oluģan gruplar... 44 4.12. Meyvedeki su oranına göre oluģan gruplar... 46 4.13. Tanedeki kuru madde oranına göre oluģturulan gruplar... 47 4.14. Kuru ağırlıkta % Yağ... 48

xviii ÇİZELGELER DİZİNİ (Devam) Çizelge Sayfa 4.15. Erkence tiplerinde yaprak boyları... 50 4.16. Yaprak enine göre Erkence tipleri... 51 4.17. Yaprak sapı boyuna göre oluģan gruplar... 52 4.18. Yaprak sapı kalınlığına göre Erkence tipleri... 53 4.19. Yaprak indeksi bakımından oluģan gruplar... 54 4.20. Çekirdek büyüklüklerine Erkence tipleri... 55 4.21. Çekirdek indeksine göre oluģturulan gruplar... 56 4.22. Çekirdek oranına göre oluģturulan gruplar... 57 4.23. Seçilen Erkence tiplerinde çiçeklenme zamanları... 59 4.24. Somak uzunluğuna göre oluģan gruplar... 60 4.25. Somaktaki çiçek sayılarına göre oluģan gruplar... 61 4.26. Korelasyon tablosu... 63

1 1. GİRİŞ Türkiye önemli zeytin üreticisi ülkeler arasında bulunmaktadır. 150 milyonu aģkın ağaç varlığı ile sofralık zeytin üretiminde ikinci, zeytinyağı üretiminde ise Dünyada dördüncü sırada yer almasına rağmen, birim alandan alınan veya ağaç baģına verim düģünüldüğünde, son sıralara yerleģtiği görülür (Anonim, 2010a). Bu durumun sebepleri arasında; ülkemizde zeytin üretimine ayrılan alanların çoğunun baģka tarım faaliyetinin gerçekleģtirilemediği, dağlık ve kıraç yerler olması, bakım ve mücadele iģlemlerinin gereği gibi yapılmaması, yer yer ekolojik sınırların dıģına taģılması yanında, amaca uygun çeģitlerin seçilmemesi ve üretimde kullanılan materyalin seçilmeden temin edilmesi, bazı çeģitlerde yapılan klon seleksiyonlarının da fidan üretimine yansımaması gibi faktörler sıralanabilir. Ülkemizde en fazla yetiģtiriciliği yapılan zeytin çeģitleri Gemlik, Ayvalık ve Memecik tir (Canözer, 1991). Toplam ağaç varlığımızın büyük bir çoğunluğunu bu çeģitler oluģturmaktadır. Son yıllarda kurulan bahçelerin büyük bir kısmında Gemlik ve Ayvalık çeģitlerinin kullanılması bu çeģitlerin oranlarını daha da arttırmaktadır. Diğer çeģitlerin oranları nispeten daha düģük kalmakla birlikte Erkence, Kilis Yağlık, TavĢan Yüreği, Uslu ve Domat önemli ölçüde yetiģtirilen çeģitler arasındadır. Türkiye de yakın zamana kadar farklı bölgelere farklı zeytin çeģitlerinin yerleģmiģ olduğu görülür. Bu bölgelere zeytin çeģit bölgeleri demek mümkün olup, mevcut ağaçların tamamına yakınını bir çeģit oluģturmaktaydı. Güney Marmara daki Gemlik, Kuzey Ege deki Ayvalık, Güney Ege deki Memecik Bölgeleri bunların en önemli olanlarıdır. Erkence çeģidi ise Ġzmir in Karaburun Yarımadası nda kalan Seferihisar, Urla, ÇeĢme ve Karaburun Ġlçelerinde kendine bir bölge oluģturmuģtur. Bu bölgelerdeki zeytin ağaç varlığının önemli bir kısmını Erkence teģkil etmektedir. Ancak son 15-20 yıllık dönemde zeytinin çelikle üretiminin yaygınlaģması ile özellikle Gemlik ve Ayvalık çeģitleri bütün zeytin bölgeleri ile beraber Erkence bölgesine de girmiģtir. Diğer yandan; belli baģlı zeytin çeģitlerimizde tip tespiti ve klon seleksiyonu konusunda yapılan çalıģmalar bulunmakla beraber, bu çalıģmalar sonucunda ortaya çıkan üstün tiplerin yaygınlaģmaları sağlanamamıģtır. Gemlik çeģidinde klon seleksiyonu tamamlanmıģ, Memecik te ise tamamlanmak üzeredir. Ayvalık ta önemli bir mesafe kat edilmiģ olmasına karģın çalıģma sonuçlandırılmamıģtır. Akdeniz Bölgesi çeģitlerinden TavĢan Yüreği ve Silifke

2 Yağlık, Güneydoğu Anadolu Bölgesi çeģitlerinden Nizip Yağlık ve Kilis Yağlık ta ise benzer çalıģmalar yapılmıģtır. Ülkemizde halen yetiģtirilen, talep edilen ve fidanları üretilen zeytinlerin tamamına yakınını yerli çeģitler oluģturmaktadır. Dolayısıyla yerli çeģitlerimizin seleksiyonu ve selekte edilen tiplerin üreticilerimizin hizmetine sunulması önemli bir gerekliliktir. Giderek artmakla birlikte ülkemizde her yıl 10.000.000 a yakın zeytin fidanı dikilmektedir (Anonim, 2010a). Seleksiyon çalıģmalarının bir an önce tamamlanması ve fidan üretiminin seçilmiģ materyalden yapılması zeytinciliğimizin geleceği açısından son derece önemlidir. Diğer yandan; üretilen fidanlara bakıldığında çok önemli bir kısmının Gemlik ve Ayvalık çeģidi olduğu görülmektedir. 100 den fazla çeģidin bulunduğu ülkemizde iklim ve toprak koģullarına göre, farklı kullanım alanları ve iģleme tekniklerine göre daha çok sayıda çeģidin devreye sokulması gerekmektedir. Zeytincilik kültürünün çok eski tarihlere dayandığı ülkemizde, yüzlerce, hatta binlerce yıldır yetiģtirilen çeģitlerde zaman içinde farklılıkların meydana gelme olasılığı son derece yüksektir. Bu durum yapılacak seleksiyonlarda baģarı Ģansını arttıran önemli bir faktördür. Toplanan materyalin gereği gibi muhafaza edilerek farklı karakterlere sahip tiplerin el altında bulundurulması seleksiyon çalıģmalarının en önemli kısımlarından biridir. Yeterli verimlilik ve kaliteye sahip olmadığı için seçim sırasında elense bile farklı karaktere sahip bitkiler sonradan yapılacak ıslah çalıģmaları için önemli bir kaynak teģkil ederler. Nitekim; Erkence çeģidinde rastlanan erkencilik, Verticillium solgunluğuna dayanıklılık ve hurmalaģma gibi özellikler birçok çeģitte olmayıp, ıslah çalıģmalarında kullanılmasında yarar olan karakterlerdir. Erkence zeytin çeģidi kendine has bazı özelliklere sahiptir. AĢağıda özetlenen bu özelliklerin önemli bir kısmı istenen, olumlu özellikler olup, üzerinde çalıģılmaya değer bir çeģittir. Birçok çeģide göre daha erkencidir. Bu sayede soğuk kıģ ayları gelmeden hasadı tamamlanabilmektedir. Ġzmir Ģartlarında Ekim-Kasım aylarında ağaç üzerindeki meyvelerin önemli bir kısmı olgunlaģmaktadır.

3 Kendi ekolojisinde yağ oranının Ayvalık ve Memecik çeģitlerinden daha fazla olması yanında yapılan bir çalıģmada Ege Bölgesi çeģitleri içinde yağ kalitesi bakımından Ayvalık, Memeli ve Memecik çeģitlerinden sonra dördüncü sırada yer aldığı belirlenmiģtir (Oktar ve IĢıklı, 1976). Kendine has, aromalı bir yağı vardır. Bir diğer önemli husus ise Erkence çeģidinde doğal olarak meydana gelen hurmalaģma, yani dalında tatlanma olayıdır (Pamuk, 1993). Dünyada ticari boyutta sadece Karaburun Yarımadasında ve sadece Erkence çeģidinde meydana gelen hurmalaģmanın iklim ve toprak özelikleri yanında anaç ve kalemin genotipine de bağlı olduğu, bazı tiplerin daha fazla hurmalaģtığı düģünülmektedir. Ġzmir yarımadasını teģkil eden Urla, Seferihisar, ÇeĢme ve Karaburun ilçelerinde yerel Hurma Kaba, Hurma Erkence çeģitlerinin yanında Ayvalık, Gemlik çeģitleri de yetiģtirilmektedir. Bu yörede özel iklim Ģartları nedeniyle Erkence çeģidi zeytinlerde yaygın Ģekilde görülen hurmalaģmanın daha yüksek ekonomik değer taģımasından dolayı genelde zeytinyağı üretimi ikinci planda kalmaktadır (Dıraman vd., 2009). Kuraklığa karģı bölgede bulunan diğer çeģitlerden daha dayanıklı görünmektedir. Genel olarak dalları daha sağlam olduğundan, sarı ağaç kurduna ve dal kırılmalarına daha dayanıklı görünmektedir. Bu özellik sırıkla hasat sırasında dal ve sürgün kırılmalarını önemli ölçüde azaltmaktadır. Yapılan çalıģmalarda son yıllarda zeytinciliğimizi tehdit eden Verticillium solgunluğuna yüksek derecede dayanıklı bulunmuģtur (Erten ve Yıldız, 2009: Yıldız ve diğerleri, 2009). Ayrıca yine dayanıklı bir çeģit olarak tespit edilen (Erten, 2004) Dilmit çeģidi ile aģırı benzerliği dikkat çekicidir. Çelikle üretimi çok kolay olmasa da mümkündür (Canözer, 1991). Yukarıda sıralanan bu olumlu özelliklerinin yanında genel olarak verimliliği orta düzeydedir. Erkence ağaçlarında genç dallar dikine ve uçtan büyüme eğilimindedir. Aynı zamanda kalın dallarda obur sürgün oluģumu fazladır. Bu sebeple ağaç Ģeklini muhafaza etmek oldukça güç olup, sürekli olarak bilinçli bir budamaya ihtiyaç duyar.

4 ġiddetli periyodizite gösteren bir çeģit olarak bilinen Erkence kendi ekolojisinde gerek erkencilik, gerekse yağ oranı bakımından üstünlük gösterdiğinden, kuraklığa, sırık zararına, hastalık ve zararlılara daha dayanıklı göründüğünden, düzenli ve yeterli ürün veren seçilmiģ bir Erkence tipi büyük çapta üretimi yapılan diğer çeģitlerle rekabet edebilecek, aranan bir çeģit haline gelebilecektir. Bu çalıģmada ilk planda hedeflenen Erkence çeģidinde klon seleksiyonuna esas olmak üzere farklı tipleri tespit etmek, bu tipleri temsil edecek ağaçları belirlemek ve yapılan ölçüm, gözlem ve analizlerle farklılıkları ortaya koymaktır. Ayrıca seçilen tipleri muhafaza etmek ve daha sonra bütün tipleri aynı Ģartlarda değerlendirebilmek amacıyla bir koleksiyon bahçesinin kurulması hedeflenmiģtir.

5 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Zeytin (Olea europae L.) Oleaceae familyasından bir meyve ağacıdır. Anavatanı Ön Asya nın güneyi, Yukarı Mezopotamya ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dir. Buradan Akdeniz ülkelerine ve Çin e doğru yayılmıģtır (Özkaya vd., 2009). Boskou (1996) ise Güneydoğu Anadolu nun zeytinin anavatanı olduğunu, diğer yerlere buradan gittiğini söylemiģtir. Bazı araģtırıcılar da zeytinin ana vatanının net olmadığını, ancak Doğu Akdeniz ve Ortadoğu olabileceğini belirtmektedirler (Fernanadez and Moreno, 1999). Zeytinin yağından, meyvesinden ve odunundan çok eski zamanlardan beri yararlanılmaktadır. Arkeolojik ve jeolojik bilgiler zeytinin M.Ö. 6000 yılından beri kullanıldığını göstermektedir (ÇavuĢoğlu ve Çakır, 1988). Kültürel anlamda ilk yetiģtiriciliğini ise M.Ö. 3000 yıllarında bugünkü Suriye de yaģayan Samiler yapmıģlardır. Zeytin öncelikle Akdeniz havzasına yayılmıģ ve yetiģtiriciliği burada yerleģmiģtir. Bugün halen zeytin üretiminin % 99 u Akdeniz e kıyısı olan ülkelerde gerçekleģtirilmektedir (Çizelge 2.1, Çizelge 2.2). Daha sonra zeytin, iklimi Akdeniz Ġklimi ne benzerlik gösteren dünyanın diğer yerlerine götürülmüģ ve yetiģtiriciliğine baģlanmıģtır. Son yıllarda özellikle Güney Amerika ve Avustralya da geniģ zeytin plantasyonları kurulmaktadır (Kaya, 2006). Çizelge 2.1. Dünya zeytinyağı üretimi (1000 ton) (Anonim, 2010b). Ülkeler 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 İspanya 669 974 1.411 861 1.412 990 827 1.111 1.236 1.028 İtalya 735 509 657 634 685 879 637 490 510 540 Yunanistan 420 430 358 414 308 435 424 370 327 305 Tunus 210 130 35 72 280 130 220 160 170 150 Suriye 81 165 92 165 110 175 100 154 100 130 Türkiye 70 175 65 140 79 145 112 165 72 130 Fas 40 35 60 45 100 50 75 75 85 85 Cezayir 34 27 26 15 70 34 32 22 24 59 Portekiz 50 25 34 29 31 41 29 48 36 49 Lübnan 5 6 5 6 8 6 6 6 11 25 Arjantin 11 4 10 11 14 18 23 15 27 23 Diğerleri 50 87 73 111 79 110 90 147 115 139 TOPLAM 2.374 2.566 2.826 2.503 3.175 3.013 2.574 2.763 2.713 2.662

6 Çizelge 2.2. Dünya sofralık zeytin üretimi (1000 ton) (Anonim, 2010c). Ülkeler 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 İspanya 431 416 575 448 579 538 420 500 553 485 Mısır 85 70 135 340 95 195 200 436 432 440 Türkiye 150 224 85 165 125 240 280 240 200 300 Suriye 93 142 80 170 120 200 120 200 100 120 Cezayir 35 34 48 64 59 86 69 81 91 107 Yunanistan 100 85 115 117 92 115 126 108 95 105 Fas 80 80 90 80 120 80 100 90 100 100 Arjantin 58 30 38 50 70 60 85 75 100 95 Peru 15 13 16 38 31 32 30 52 112 80 İtalya 75 65 60 66 65 63 61 80 56 64 Lübnan 6 7 6 6 7 6 6 6 23 53 ABD 129 60 120 81 100 87 116 18 109 48 Diğerleri 95 118 106 149 138 152 150 203 175 177 Toplam 1.351 1.343 1.473 1.773 1.602 1.852 1.762 2.089 2.146 2.173 Ülkemizde son 15 yıl içinde yeģil çelikler kullanılarak hızlı ve ucuz fidan üretiminin yaygınlaģması ile ağaç sayısında çok hızlı bir artıģ meydana gelmiģ, neredeyse iki katına çıkmıģtır (Çizelge 2.3). Ancak son yıllarda dikilen fidanlar tam verime yatmadığından bu süre içinde üretimdeki artıģ daha düģük kalmıģ olup gelecek 10 yıl içinde kendisini gösterecektir. Bu konuda dikkati çeken bir diğer nokta ise son yıllarda var ve yok yılları arasındaki farkın azalmasıdır. Bunda genç ağaçların fazlalığı etkili olabileceği gibi, son yıllarda kurulan bahçelerin büyük bir kısmının verim potansiyeli yüksek olan çeģitlerle kurulması, birçok yerde de sulanabilen taban arazilere kurulmuģ olması önemli olabilir.

7 Çizelge 2.3. Türkiye yıllara göre zeytin üretimi ve ağaç sayısı (Anonim, 2010d). Ağaç Sayısı ( 1000 Adet) Üretim (Ton) Yıllar Meyve Veren Meyve Vermeyen Toplam Sofralık Yağlık Toplam 1988 79.319 6.327 85.646 218.000 882.000 1.100.000 1989 79.460 6.250 85.710 162.000 338.000 500.000 1990 80.600 5.960 86.560 337.000 763.000 1.100.000 1991 81.520 6.185 87.705 181.000 459.000 640.000 1992 81.260 5.828 87.088 231.000 519.000 750.000 1993 81.703 5.460 87.163 200.000 350.000 550.000 1994 82.192 5.955 88.147 350.000 1.050.000 1.400.000 1995 81.437 6.144 87.581 206.000 309.000 515.000 1996 83.200 6.540 89.740 435.000 1.365.000 1.800.000 1997 85.780 9.950 95.730 200.000 310.000 510.000 1998 85.850 7.600 93.450 430.000 1.220.000 1.650.000 1999 87.130 8.370 95.500 250.000 350.000 600.000 2000 89.200 8.570 97.770 490.000 1.310.000 1.800.000 2001 90.000 9.000 99.000 235.000 365.000 600.000 2002 91.700 9.900 101.600 450.000 1.350.000 1.800.000 2003 92.250 10.500 102.750 350.000 500.000 850.000 2004 94.950 12.150 107.100 400.000 1.200.000 1.600.000 2005 96.625 16.555 113.180 400.000 800.000 1.200.000 2006 97.773 31.492 129.265 555.749 1.211.000 1.766.749 2007 104.219 40.110 144.329 455.385 620.469 1.075.854 2008 106.139 45.491 151.630 512.103 952.145 1.464.248 Zeytin yetiģtiriciliğinin binlerce yıllık geçmiģi bulunmaktadır. Buna bağlı olarak ta farklı ülkelerde birçok çeģit ortaya çıkmıģtır. Bugün 2000 den fazla zeytin çeģidinin olduğu tahmin edilmektedir. Bunların bir kısmı bütün dünyada bilinmesine rağmen, bazıları sadece belli alanlarda yetiģtirilen yerel çeģitlerdir. Bazı çeģitler farklı yerlerde farklı isimlerle anılmakta, bazen de farklı yerlerdeki farklı çeģitler aynı isimlerle anılabilmektedir (Barranco, 1995). Diğer yandan yapılan bakım iģleri ve ekolojik farklar nedeniyle meyve ve ağaç özelliklerinde değiģiklikler meydana gelmektedir. Bu durum aynı çeģidin farklı isimlerle tanınmasına neden olmaktadır (KaynaĢ vd., 1989).

8 Ülkemizde en fazla zeytin yetiģtiriciliği Ege Bölgesi ndedir. Bunu Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri takip etmektedir (Gezerel vd., 2003). Türkiye de bölgelere göre farklı özellikler gösteren zeytin çeģitlerinin (halen tespit edilmiģ 117 çeģit ve tip vardır.) salamuralık, yağlık ve hem salamuralık hem de yağlık olarak değerlendirilebilenleri mevcuttur. Orijin bölgesi dıģında yetiģtirilen çeģitler, bölgelere göre adaptasyon sıkıntısı çekebilmektedir (Özkaya, 2003). Gökçe ve Tunalıoğlu (2000) Ġzmir de yaptıkları bir çalıģmada üretilen zeytin çeģitleri ile üreticilerin yetiģtirmek istedikleri çeģitlerin farklı olduğunu belirtmiģlerdir. Klon seleksiyonu ile daha verimli, kaliteli, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeģitler geliģtirilebilir (Gülcan ve Ġlter, 1975). Ülkemizde zeytinde klon seleksiyonu çalıģmaları ilk olarak ülkesel bir proje kapsamında 1979 yılında baģlamıģtır (Gür vd., 2006). Akdeniz Bölgesinde yaygın olan TavĢan Yüreği zeytin çeģidinde yapılan klon seleksiyonunda daha verimli ve periyodizite göstermeyen tipler tespit edilmiģtir (Salman ve ark., 1989). Benzer Ģekilde Gemlik çeģidinde de farklı tiplere ulaģılmıģtır (KaynaĢ vd. 1989). Ayvalık çeģitlerinde de ümitvar tipler tespit edilmiģ olup, Memecik te seleksiyon çalıģmaları devam etmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi çeģitlerinden Nizip Yağlık ve Kilis Yağlık çeģitlerinde yürütülen klon seleksiyonunda çok farklı verim potansiyeline sahip tipler ortaya çıkarılmıģtır (Gözel et al., 2007). Kıbrıs ta en çok tercih edilen çeģit kendi yerli çeģididir. Güney Kıbrıs ta klon seleksiyonu yapılarak 4 tipi geliģtirilmiģtir (Tozlu, 2007). Zeytin dıģında diğer meyve türlerinde de yapılan klon seleksiyonlarından baģarılı sonuçlar alınabilmektedir. Amasya elmasında yapılan bir çalıģmada seçilen 51 ağaç içinden 11 tip amaca uygun olarak belirlenmiģtir (Kaplan vd., 2002). Kaba aģı kayısı çeģidinde ise 450 ağaçtan 13 ü ümitvar görülmüģtür (Akça ve Asma 1997). Rallo (1995), Ġspanya' da yaptığı adaptasyon çalıģmasında, Picual ve Arbequine gibi yağlık, Manzanilla de Sevilla gibi sofralık önemli çeģitlerin coğrafi yetiģtiricilik alanlarının gittikçe geniģlemesinin, zeytin çeģitlerinin kendi orijin bölgeleri dıģında genellikle beklenilenden daha iyi adapte olabilme yeteneklerini gösterdiğini bildirmiģtir. Ersoy ve diğerleri (2001), Arbequine, Ayvalık, Carolea, Cobrancosa, Manzanilla, Picholine, Soury ve Gemlik (Trilya) gibi seçilmiģ bazı Akdeniz zeytin çeģitlerinin sulanan ve sulanmayan koģullarda (KemalpaĢa/Ġzmir) adaptasyon kabiliyetlerini incelemiģlerdir. ÇalıĢma sonunda, incelenen tüm çeģitlerin hemen hemen orijinlerindeki gibi davrandıklarını ortaya konmuģtur.

9 Arsel ve arkadaģları (2001), 14'ü yerli (Ayvalık, Çakır, Domat, Ġzmir sofralık, Memecik, Memeli, Sarı Yaprak, Uslu, Edincik Su, Gemlik, Samanlı, TavĢan Yüreği, Eğriburun, Yuvarlak Halhalı) 5'i yabancı (Hojiblanca, Manzanilla, Ascolano, Lucque ve Meski) zeytin çeģitlerinin KemalpaĢa koģullarına adaptasyonlarını araģtırmıģlardır. AraĢtırıcılar, Memecik, Samanlı, Domat, Manzanilla, Ascolana ve Hojiblanca'nın diğer çeģitlere göre bölgeye daha iyi uyum sağladığını bildirmiģlerdir. Karadağ vd. (2003), Eğriburun, Yuvarlak Halhalı, Nizip Yağlık, Kan Çelebi, Silifke Yağlık, Sarı Ulak, TavĢan Yüreği, Büyük Topak Ulak, Memecik, Domat, Uslu, Erkence, Ayvalık, Sarı Yaprak, Gemlik, Edincik Su, Labib ve Manzanilla çeģitlerinin, 1986-1999 yılları arasında Gaziantep koģullarında adaptasyon kabiliyetlerini incelemiģlerdir. Siyah sofralık olarak, Edincik Su, Yuvarlak Halhalı, Sarı Yaprak ve Gemlik çeģitleri, yeģil salamuralık olarak, Manzanilla, TavĢan Yüreği, Sarı Ulak, Domat ve Memecik, yağlık olarak da, Ayvalık çeģidinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi için uygun olduğu sonucuna varmıģlardır. ÇavuĢoğlu (1980), döllenme biyolojilerini incelediği Ayvalık, Çakır, Çilli, Erkence, Gemlik, Ġzmir Sofralık, Memecik ve Memeli çeģitlerinden, Ayvalık, Çakır, Çilli, Erkence, Gemlik, Memecik ve Memeli çeģitlerinin kısmen kendine verimli, Ġzmir Sofralık çeģidinin ise kendine kısır olduğunu saptamıģtır. AraĢtırıcı ayrıca, kendine kısır olan Ġzmir Sofralık çeģidi için tozlayıcı olarak Memecik, Gemlik, Erkence ve Memeli çeģitlerinin uygun tozlayıcılar olduğunu, Gemlik çeģidi için Ayvalık, Çakır, Erkence, Memecik çeģidi içinde Ayvalık, Ġzmir Sofralık, Çakır, Gemlik, Erkence ve Memeli çeģitlerinin iyi tozlayıcılar olduğunu bildirmiģtir. Önemli zeytin çeģitlerinin izo enzimleri değerlendirilerek yapılan gruplamada Erkence, Çilli ve Edincik Su çeģitleri ile aynı grupta yer almıģtır. Aynı çalıģmada farklı Gemlik ve Ayvalık klonları arasında bir farklılık gözlenmemiģtir (ġeker vd., 2003). Birçok yerli ve yabancı çeģidin yer aldığı AFLP markörleri kullanılarak yapılan bir diğer çalıģmada ise Çelebi, Sarı Ulak ve Erkence diğerlerinden farklı bir grup oluģturmuģlardır (Owen et al., 2005). Erkence üzerinde çok fazla çalıģılan bir çeģit değildir. Daha çok farklı kalite özelliklerinin çeģitler arasında karģılaģtırılması amacıyla araģtırmalara konu olmuģtur. Ancak az sayıda da olsa moleküler ve morfolojik farklılıkların ortaya

10 konulduğu çalıģmalarda da yer almıģtır. Seleksiyon ve çeģit içi varyasyonu esas alan bir çalıģmaya rastlanmamıģtır. ġekil 2.1. Hurma zeytin Çok özel bir sofralık zeytin çeģidi olan hurma zeytin Türkiye de ve diğer üretici ülkelerde özel alanlarda (mikroklimalarda) yetiģebilen bir üründür (Tunalığlu, 2003). Pazır ve diğerleri (2000) hurma zeytinin muhafazasında klorla yıkamanın olumlu etki yaptığı belirtilirken sıcaklığın önemli bir etkisinin olmadığını rapor etmiģlerdir. Pamuk (1993) tarafından yapılan bir çalıģmada hurma zeytin ağaçlarında meyvelerin hurmalaģması üzerine çeģit, sıcaklık, nem, rüzgâr ve mikroorganizmaların olumlu etkileri yanında toprağın bir etkisinin olmadığı bildirilmiģtir. Ancak bölgede yapılan incelemeler çok kireçli alanlarda hurma oluģumunun daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bunun yanında bakım koģulları, ağacın verim düzeyi ve fizyolojik durumu da hurmalaģma oranını etkiler. YaĢlı, bakımsız, uzun yıllar budanmamıģ, verimden düģmüģ ağaçlar ile sert budanmıģ, çok miktarda sürgün veren ağaçlarda hurmalaģma daha yüksek, bakımlı ve verimli bahçelerde hurmalaģma oranı daha düģük olmaktadır. Genel

11 olarak; yağ oranını arttıran faktörler hurmalaģmayı arttırırken, verimi arttıran etmenler düģürmektedir. Erkence yağ kalitesi bakımından da önem arzeder. Ülkemizin belli baģlı zeytin çeģitleri arasında yapılan bir araģtırmaya göre yağ özellikleri itibariyle Ayvalık, Memeli ve Memecik ten sonra gelir (Oktar ve IĢıklı, 1976). Yapılan bir diğer çalıģmada Ayvalık, Gemlik, Memecik, Erkence ve Nizip Yağlık çeģitlerinden elde edilen yağlar birbirleriyle kıyaslanmıģtır. Bu çalıģmaya göre 2006-2007 hasat döneminde en düģük serbest oleik asit yüzdesi Erkence çeģidinde bulunmuģtur (Gürdeniz et al., 2008). Ġstenmeyen trans yağ asidi içeriği önemli yerli ve yabancı zeytin çeģitleri arasında en düģük Erkence ve Çilli çeģitlerinde bulunmuģtur (Dıraman ve HıĢıl, 2004). Türkiyenin farklı bölgelerinde çeģitli sistemlerle elde edilen zeytinyağlarının değerlendirildiği bir diğer çalıģmada Erkencenin yoğun olduğu Ġzmir Yarımadasından alınan yağ örneklerinde özellikle kapalı ĢiĢelerde muhafaza edilenlerdeki negatif peroksit değiģimi dikkat çekici bulunmuģtur (Dıraman, 2007). Yapılan bir diğer çalıģmada ise Erkence yağında peroksit değerleri ve fenol içerikleri yüksek bulunmuģtur. En fazla miktarda bulunan fenolik madde sinnamik asit olup bu yönüyle Memecik çeģidi ile beraber birçok çeģitten ayrılmıģtır. Diğer bir karakteristik fenolik madde ise tirozol dür. Bu fenol sadece Domat ve Erkence çeģitlerinde belirgin olmakla birlikte Erkence de çok daha yüksek bulunmuģtur (Ocakoğlu, 2008). Zeytin ve zeytinyağı içerdiği antioksidan maddeler bakımından önemlidir. Bunların en önemlilerinden olan tokaferol içeriği bakımından Erkence orta sıralarda yer alan bir çeģittir (ġeker et al., 2009). Erkence ve Nizip Yağlık çeģitlerinin yağ renkleri diğerlerinden farklı bir grupta yer almaktadır. En koyu renkli yağ Erkencedir. Total fenol içeriği en yüksek Erkencede en düģük Ayvalık ta bulunmuģ, Erkence ve Domat yağlarının oksidasyona daha hassas olduğu belirlenmiģtir (Ocakoğlu at al., 2009). Karadağ ve arkadaģları (2008) tarafından önemli zeytin çeģitlerinin Güneydoğu Anadolu Bölgesine adaptasyonları değerlendirilmiģtir. Bu bölgede Erkence önemli performans kayıplarına uğramıģtır. Yağ oranı % 20 nin altına düģmüģ, 18 çeģidin yer aldığı çalıģmada yapılan tartılı derecelendirme sonucunda 15. sırada yer almıģtır. Erkence çeģidini önemli yapan en önemli özelliklerinden biri de Verticillum solgunluğuna dayanıklı görünmesidir. Erten, (2004) tarafından yapılan bir

12 çalıģmada Erkence nin sinonimi olduğu düģünülen Dilmit en dayanıklı çeģit bulunmuģtur. Erten (2004), yaptığı çalıģmada Verticillium dahliae' nin oldukça virulent bir patotipini kullanarak, içlerinde Hurma Kaba ve Dilmit çeģitlerinin de bulunduğu 71 yerel, 6 yabancı çeģitten oluģan toplam 77 zeytin çeģidi, 4 klonal delice anacı, 7 Gemlik ve 5 Ayvalık klonunun etmene karģı reaksiyonlarını araģtırmıģtır. Bazı araģtırıcılar tarafından Erkence ile aynı çeģit oldukları ifade edilen Dilmit ve Hurma Kaba çeģitlerinin farklı dayanıklılık sergilemeleri oldukça dikkat çekicidir. Dilmit in patojene dayanıklı, Hurma Kaba nın ise hassas olduğu belirlenmiģtir. Bu durum aslında Erkence nin bir çok farklı genotipten oluģan bir popülasyon olduğu fikrini desteklemektedir. Yapılan testler sonucunda, Dilmit %13,87 hastalık oranı ile dayanıklı, Erkence ise %6,67 hastalık oranı ile yüksek derecede dayanıklı bulunmuģtur (Erten, 2004; Erten ve Yıldız, 2004, 2009; Yıldız vd., 2009). Bornova Zeytincilik AraĢtırma Enstitüsü nde yapılan bir köklendirme denemesinde Erkence, çelikleri orta düzeyde köklenen çeģitler arasında yer almıģtır (Canözer ve Özahçı, 1991). Erkence hurmalaģma ve yağ özellikleri nedeni ile birçok araģtırmaya konu olmuģ olmasına rağmen, diğer özellikleri ile çok fazla bir çalıģma yapılmamıģtır.

13 3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal ÇalıĢma Erkence zeytininin yaygın olduğu Ġzmir Ġlinin Urla, ÇeĢme, Karaburun, Seferihisar, Güzelbahçe, Menderes ve Foça Ġlçelerinde gerçekleģtirilmiģtir. Yöre birçok bakımdan heterojen bir yapı sergilemektedir. Oldukça farklı jeolojik oluģumlara rastlanmakla birlikte kireçtaģı, andezit ve kalker en fazla rastlanılan ana kaya tipleridir (Anonim, 2009). Genel olarak engebeli bir araziye sahip olan bölgenin doğal bitki örtüsünü kızılçam ormanları ile maki ve frigana toplulukları oluģturur (Anonim, 2010e). Tipik Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölge yükseltiye ve farklı kısımlara göre değiģmekle birlikte 600-800 mm. kadar yağıģ almaktadır. Bu yağıģın önemli bir kısmı kıģ aylarında düģer. Yazlar sıcak ve kuraktır (Ġzmir Valiliği, 2010). En fazla yetiģtirilen tarımsal ürünler zeytin, turunçgiller, üzüm ve sebzelerdir. Bölge sahil bölgesi olması ve büyükģehre yakınlığından dolayı yoğun bir turizm baskısı ve yazlık istilası ile karģı karģıyadır. Var olan tarım alanları giderek azalmakta, yerli nüfus büyük oranda Ģehre göç etmekte veya tarımla uğraģmaktan vazgeçmektedir. Yöredeki mevcut zeytin alanları giderek daralmaktadır. Sahile yakın olan yerlerde zeytin ağaçları kesilerek yerlerine binalar dikilmekte, dağlık alanlarda ise gerekli bakımlar yapılmadığı için zeytinlikler elden çıkmaktadır. Zaman zaman yaģanan yangınlar da zeytinliklere ciddi zararlar vermektedir. Elde edilen zeytinler daha çok yağlık olarak değerlendirilmektedir (Canözer, 1991). Yakın zamana kadar özellikle Karaburun ve Urla da ticarete konu olan hurma zeytin dıģında, sofralık üretim sadece çiftçilerin kendi ihtiyaçlarını karģılayacak kadar yapılmakta idi. Son yıllarda daha çok Seferihisar, Urla ve Menderes ilçelerinde yeni kurulan zeytinliklerde Gemlik çeģidi kullanılmakta ve elde edilen ürün kısmen sofralık olarak değerlendirilmektedir. Erkence; Ġzmir Yağlık, Yerli Yağlık isimleriyle de anılır. Orijini Ġzmir dir. Ġyi bakım Ģartlarında oldukça kuvvetli geliģir. Büyükçe, düzgün, yuvarlak Ģekilli bir taç oluģturur. Dallanma seyrek ve yaprak yoğunluğu orta sıklıktadır. YaĢlı dallar gri, genç dallar ise yeģilimsi gri renklidir. YaĢlı dallar geniģ açılı, genç dallar ise dik açılıdır. Meyve oval Ģekilli, orta büyüklükte olup, uçta küçük bir

14 meme çıkıntısı bulunur. Meyve eti orta sertliktedir ve çekirdekten kolaylıkla ayrılır. Verimi orta düzeydedir. Erken olgunlaģan bir çeģittir. Ege bölgesi Ģartlarında Eylül ayının 15 inde itibaren renk değiģimi baģlar. Olgunluk hızla ilerler, Ege Bölgesi nde 15 Kasım da yağ oluģumunun maksimuma ulaģtığı tespit edilmiģtir. Üretimi çelikle ve aģılama suretiyle yapılabilir. Meyvelerin tutunma kuvveti zayıf olup, hasat öncesi erken döküm çeģit için önemli bir sorundur. Ağaç varlığı 3 Milyonun üzerinde olup, toplam ağaç varlığımızın %3,5 ini teģkil etmektedir. Esasen yağlık olarak değerlendirilen bir çeģittir (Canözer, 1991). ÇalıĢmanın materyalini Karaburun ve Foça Yarımadasındaki Erkence çeģidi ile kurulmuģ zeytinlikler ve münferit zeytin ağaçları oluģturmuģtur. Aynı zamanda bölgedeki zeytin yetiģtiricileri, zeytin sıkma tesisi iģletmecileri ile bu tesislerde çalıģanlar bilgi kaynağı olarak kullanılmıģlardır. ġekil 3.1. Erkence zeytini 3.2. Metot ÇalıĢma süresince gerçekleģtirilen baģlıca faaliyetler ayrı baģlıklar altında incelenmiģtir. ÇalıĢma sahasının sınırlarını belirleyen bilgi toplama aģaması, daha sonra gerçekleģtirilen saha taraması, tiplerin seçimi ve yerlerinin iģaretlenmesi, örneklerin toplanması, ölçüm ve analizlerin yapılması, toplanan ve elde edilen verilerin değerlendirilmesi baģlıca faaliyetlerdir.

15 3.2.1. Bilgi toplama Diğer faaliyetlere baģlamadan önce Erkence çeģidinin yayılma alanını belirlemeye yönelik bir çalıģma yürütülmüģtür. Bu amaçla çok detaylı olmamak üzere yöredeki zeytinlikler gezilmiģ, tarım teģkilatları ve zeytinyağı sıkma tesisleri ile temas kurularak, elde edilen bilgiler ıģığında çeģidin coğrafi sınırları belirlenmiģtir. Ayrıca zeytinliklerin yoğun oldukları yerler, hurmalaģmanın fazla olduğu sahalar, yağ oranının ve yağ kalitesinin fazla olduğu alanlar belirlenmiģ, üretilen yağların ne Ģekilde değerlendirildiği, zirai mücadele ile ilgili alınan önlemler, yöre zeytinciliğindeki değiģmeler gibi detaylı bilgiler de toplanmıģtır. Diğer yandan, Erkence ile benzerliğini yerinde görmek üzere Dilmit çeģidinin bulunduğu Aydın Ġli, Bozdoğan Ġlçesine gidilerek bu çeģit yerinde incelenmiģ, yetiģtiricilerden bilgi alınmıģtır. Bilgi toplama safhası 2005 ve 2006 yıllarında gerçekleģtirilmiģtir. 3.2.2. Saha taraması Öncelikle çalıģma sahasının tamamı gezilmiģ, çiftçilerle, yağ fabrikası çalıģanları ve yörede sırıkçılık yapan vatandaģlarla (para karģılığı sırıkla zeytin hasat eden kiģiler) görüģülerek farklı tiplerin bulunabileceği muhtemel sahalar belirlenmiģtir. Bu mevkiiler mümkün olduğu kadar detaylı incelenmiģtir. Araçla girilebilen hemen her yere gidilmiģ, araç girmeyen, ancak önemli görülen yerler yaya olarak gezilmiģtir. Saha taraması 2006 hasat dönemi baģında tamamlandıktan hemen sonra, tiplerin belirlenmesi aģamasına geçilmiģtir. 3.2.3. Tiplerin belirlenmesi ve yerlerinin işaretlenmesi Bilgi toplama aģamasında belirlenen alanlar 2007 yılı hasat döneminde detaylı olarak, taranmıģ, yetiģtiricilerle görüģülerek farklı gördükleri ağaçlar ile geziler esnasında farklılık görülen ağaçlar belirlenmiģtir. Daha sonraki yıllarda seçilen tiplerin bazıları yeterince farklı olmadıkları görüldüğünden veya yeterli verim potansiyeline sahip olmadıklarından elenmiģtir. Öncelikle bulundukları ilçe ile birlikte Urla-4, Karaburun-14 gibi numaralandırılan ağaçlar sonradan yakınlarında bulundukları ilçe, köy veya mevkii ile isimlendirilmiģlerdir. Saha çalıģması tamamlandıktan sonra bütün tiplere birer numara verilerek değerlendirmeler bu numaralar üzerinden yapılmıģtır. Elemelerden geçen ve özellikleri detaylı olarak incelenen 20 ağacın yeri GPS (2006 Model, Magellan Explorist 210) yardımıyla belirlenmiģtir.

16 3.2.4. Meyve, yaprak ve çiçek örneklerinin alınması Ġlk planda seçilen 59 ağaçtan seçim esnasında, yani 2006 hasat döneminde meyve örnekleri toplanmıģtır. Her ağaçtan yaklaģık yarım kg sağlam meyve, ağacın farklı kısımlarından tesadüfi örnekleme yoluyla elle sıyrılarak alınmıģtır. Mümkün olduğu kadar ağacın her yönünden ve farklı yüksekliklerinden meyve toplanmaya çalıģılmıģtır. Alınan örnekler naylon torbalar içine konulmuģ, ölçüm ve analizler yapılıncaya kadar buzdolabında 5 o C de saklanmıģtır. Üzerinde yeterli meyve bulunmayan ağaçların meyve örnekleri bir sonraki hasat periyodunda, meyveleri yeterince olgunlaģmayan ağaçların ise daha sonraki aylarda alınmıģtır. Yaprak ve çiçek örnekleri ise 2008 çiçeklenme döneminde toplanmıģtır. Örneklerin ağacın farklı yönlerinden orta kuvvette geliģen sürgünler üzerinden alınmasına dikkat edilmiģtir. Örnekler toplama esnasında naylon torbalara konulmuģ, ölçümleri yapılıncaya kadar buzdolabında muhafaza edilmiģtir. 3.2.5. Seçimde esas alınan özelliklerin incelenmesi 2006 yılı hasat dönemi boyunca ağaçların geliģme kuvveti, taç Ģekli, çevresinde bulunan ağaçlara göre gözle görülür bir farklılıklar, meyve ve yaprak özellikleri, verim durumları ve bilgisine danıģılan vatandaģların beyanları dikkate alınarak belirli ağaçlar seçilmiģtir. Seçilen her ağaç farklı birer tip olarak kabul edilmiģtir. Ġlk planda 59 adet seçilen tip sayısı bazı ağaçların kesilmesi ve 3 yıl boyunca süren gözlemler sonucunda diğer bazı seçilmiģ ağaçlarla aynı görülmesi, yada yeterli verim potansiyeline sahip olmaması nedeniyle elenmiģtir. 2006 hasat dönemi boyunca seçilen ağaçlarda öncelikle geliģme kuvveti, taç Ģekli, verim durumu gibi ağaç özellikleriyle, hurmalaģma miktarı, olgunlaģma durumu gibi meyve özellikleri kaydedilmiģtir. Yaprak ve çiçek örnekleri ise 2008 yılı çiçeklenme döneminde alınmıģtır. Solmaması için plastik torbalara konularak ağızları bağlandıktan sonra Ege Tarımsal AraĢtırma Enstitüsüne getirilmiģ, ölçümleri yapılıncaya kadar buzdolabında muhafaza edilmiģtir.

17 3.2.5.1. Ağaç özellikleri Tiplerin seçimi sırasında ağacın geliģme kuvvetine göre bir puan verilmiģtir. Verilen değerler bütün tipler belirlendikten sonra tekrar düzeltilerek en kuvvetli geliģene 10, en zayıf geliģene ise 1 puan olacak Ģekilde tekrar düzenlenmiģtir. Aynı zamanda ağacın yaģlılık durumu ile çevresindeki değer ağaçların durumu da verilen puanda etkili olmuģtur. Taç Ģekli olarak en dik geliģene 1, en yayvan geliģene ise 10 puan, diğerlerine de 1-10 arasında uygun görülen değerler verilmiģtir. Verimlilik 2006, 2007, 2008 hasat dönemlerinde üç yıl boyunca izlenmiģ ağacın taç büyüklüğü ve dal yoğunluğuna göre verim düzeyi 1-10 skalası kullanılarak puanlanmıģtır. Bu puanlar kullanılarak tiplerin verimlilikleri belirlenmiģtir. 3.2.5.2. Meyve özellikleri Ġncelenen meyve özellikleri, meyve eni, meyve boyu, meyve ağırlığı, hurmalaģma oranı, ve meyve içeriği (% yağ, % nem, % kuru madde) olmuģtur. Meyvelerin en ve boyları ölçü tahtası kullanılarak ölçülmüģtür. Meyvelerin geneline uymayan çok iri ve çok küçük olanlar çıkarılmıģ, kalan gruptan tesadüfen alınan onar adetlik 3 parti, toplam 30 meyve ölçümlerde kullanılmıģtır. Ölçü tahtasına yan yana meyve eni ölçümünde enine, meyve boyu ölçümünde boyuna dizilen 10 meyvenin uzunluğu cm cinsinden ölçülüp 10 meyvenin mm cinsinden ortalaması olarak kabul edilerek bir tekrar Ģeklinde kaydedilmiģtir. ÇalıĢmada bütün meyve ölçümleri 3 tekrarlı olarak gerçekleģtirilmiģtir. Meyvelerdeki hurmalaģma oranlarının belirlenmesinde genel olarak kendiliğinden yere dökülmüģ olan meyveler dikkate alınmıģtır. Yere dökülen meyvelerin tamamına yakınında tamamen veya kısmen hurmalaģma olmuģsa 10 puan, hiç hurmaya rastlanılmamıģsa 1 puan verilmiģtir. Daha sonra verilen puanlar % hurmalaģma oranına dönüģtürülmüģtür. Hurma oluģumu yıllara göre değiģiklik gösterdiğinden dolayı gözlemlerin yapıldığı süre içinde üç yıl boyunca ayrı ayrı kaydedilmiģtir.

18 Yağ analizleri Ege Tarımsal AraĢtırma Enstitüsünde bulunan 6 bölmeli soksholet cihazında (2000 model, Gerhardt marka soxtherm 2000 automatic) gerçekleģtirilmiģtir. Yine 3 tekrarlı olarak yapılan çalıģmada tesadüfen alınan meyve örnekleri çekirdekleri ile birlikte mermer havanda iyice dövüldükten sonra etüvde petri kapları içinde 105 0 C de en az 4 saat bekletilerek suyunun buharlaģması sağlanmıģtır. Daha sonra sokshalet cihazının karton tüplerine yaklaģık 10 g örnek konularak 120 0 C de hekzanla 4 saat yıkanmıģtır. Cihazın birikme haznesinde biriken yağ hekzan karıģımı yine etüvde 105 0 C de 2 saat bekletildiğinde hekzan tamamen uçmakta sadece yağ kalmaktadır. Bu yağın, konan yaģ ve kuru örnek miktarlarının, petri kaplarının ve cihazın birikme haznelerinin daralarının tartılması ile elde edilen rakamlar kullanılarak yapılan hesaplama ile meyvelerdeki % yağ, nem ve kuru madde miktarları belirlenmiģtir (Kaya, 2006). ġekil 3.2. Soksholet cihazında yağ çıkarma iģlemi.

19 3.2.5.3. Yaprak özellikleri Yaprak boyu cetvel yardımıyla, yaprak eni, yaprak sapı boyu, yaprak sapı çapı elektronik kumpas yardımıyla ölçülmüģtür. Yaprak eni ölçümünde yaprağın en geniģ yeri esas alınmıģtır. Her bir değer nispeten orta kuvvette geliģen sürgünlerin orta kısımlarından ağacın farklı taraflarından alınmıģ 10 adet yaprağın aritmetik ortalaması alınarak bulunmuģtur. Diğer ölçümlerde olduğu gibi 3 tekrar kullanılmıģtır. 3.2.5.4. Çiçek özellikleri Çiçekle ilgili olarak çiçeklenme zamanı, somak uzunluğu ve bir somaktaki çiçek sayısı belirlenmiģtir. 2008 çiçeklenme döneminde üç gün içinde seçilmiģ bütün ağaçlar gezilerek çiçeklenme durumlarına göre erken çiçeklenenler 1, en geç çiçeklenenler 10 olacak Ģekilde puanlanmıģtır. Ağaçların bulunduğu yükseklik ve diğer ekolojik koģullar dikkate alınmamıģtır. Alınan çiçek örneklerinde tesadüfen seçilen 10 somağın aritmetik ortalaması bir tekrar olarak kabul edilmiģtir. Üç tekrarlı yapılan çalıģmada somak uzunlukları cetvel yardımı ile, somaktaki çiçek sayısı ise sayılarak tespit edilmiģtir. 3.2.6. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi Toplanan veriler bilgisayar ortamına alındıktan sonra Jump Ġstatistik Programı (V.7.0) kullanılarak analiz edilmiģtir (Özgen vd., 2009). Her karakter için mevcut veriler t testi ile gruplandırılmıģtır. Bütün verilen kullanılması ile yapılan Culuster analizi ile tiplerin birbirine yakınlık ve uzakları belirlenmiģtir. Ayrıca korelasyon analizi yapılarak karakterler arasında var olan iliģkiler ortaya konulmuģtur.

20

21 4. BULGULAR VE TARTIŞMA 4.1. Çalışma Sahasının Belirlenmesi UlaĢılan bilgiler ve sahadaki incelemeler sonucunda çeģidin özellikle Urla, ÇeĢme Karaburun ve Seferihisar ilçelerinde yayıldığı, buralardaki eski zeytinliklerin neredeyse tamamının bu çeģitle kurulduğu tespit edilmiģtir. Diğer yandan Güzelbahçe ve Menderes ilçelerinde de hatırı sayılır miktarda Erkence bulunmaktadır. Buradan Doğu ve Güneye gidildikçe Erkence yerini Memecik çeģidine bırakmaktadır. Foça ilçesinde de bir Erkence varlığı söz konusudur. Buradaki Erkence oranının yaklaģık %50 kadar olduğu tahmin edilmiģtir. Foça dan Kuzeye doğru gidildikçe Ayvalık çeģidi yoğunlaģmakta, Doğuya doğru ise Erkencenin yerini Memeli, Ayvalık ve Uslu çeģitleri almaktadır. Ġzmir dıģında Ege ve Akdeniz sahili boyunca diğer illerde de Erkence çeģidine rastlanmaktadır (H. Arsel, 2006, sözlü görüģme). Derlenen bilgiler ıģığında Erkence çeģidinin yaygın olduğu Karaburun Yarımadası çalıģma sahası olarak belirlenmiģtir. 4.2. Tiplerin Seçilmesi ve Elenmesi Tip seçimi 2006 hasat dönemi boyunca yapılmıģtır. Seçimde ağaçların o yılki verim durumları, gözle seçilebilen ağaç, meyve ve yaprak özellikleri ile çiftçi tavsiyeleri etkili olmuģtur. Sonradan yapılacak elemeler de dikkate alınarak ilk planda seçilen tip sayısı yüksek tutulmuģtur. Bu dönemde seçilen 59 tip 2007 hasat döneminde yapılan değerlendirmelerle 44 e, bir sonraki yıl 20 ye düģürülmüģtür. Bu elemede bazı tiplerin ilk yıl farklı görünmelerine rağmen müteakip yıllarda çevresindeki diğer ağaçlarla aynı görünmeleri veya yeterli verim potansiyelinde olmamaları etkili olduğu gibi farklı yerlerde seçilen tipler arasında birbirine benzer olanlardan en iyi bir veya birkaçının seçilmesi de önemli olmuģtur. Bazı ağaçların seçilmelerini takip eden yıllarda kesilmesi ve kaybedilmesi de eleme sebeplerinden biridir. Üç yıllık saha çalıģması boyunca seçilen 59 ağaçtan 3 ü kesilmiģtir.

22 4.3. Belirlenen Erkence Tipleri En son seçilen ve bu tezde detaylı olarak incelenen 20 tipin GPS yardımıyla alınan koordinatları Çizelge 4.1 de, bölgesel konumları ise ġekil 4.1 de görülmektedir. Çizelge 4.1. Seçilen tiplerin bulunduğu koordinatlar. Tip Enlem Boylam Yükseklik (m) Erk.1 38 16,21800' 26 21,97600' 17 Erk.2 38 37,00900' 26 31,49000' 115 Erk.3 38 16,89900' 26 49,89000' 77 Erk.4 38 19,46900' 26 34,49500' 156 Erk.5 38 13,61800' 26 53,52900' 169 Erk.6 38 22,99100' 26 30,60600' 45 Erk.7 38 30,28400' 26 36,64100' 64 Erk.8 38 17,60900' 26 45,78600' 162 Erk.9 38 32,87000' 26 34,62000' 47 Erk.10 38 44,33927' 26 50,64460' 197 Erk.11 38 24,01600' 26 30,30500' 31 Erk.12 38 33,15700' 26 33,85800' 66 Erk.13 38 31,81100' 26 23,27800' 16 Erk.14 38 15,78100' 27 03,76800' 197 Erk.15 38 30,32800' 26 36,60800' 63 Erk.16 38 15,95900' 26 20,66300' 71 Erk.17 38 17,97700' 26 45,58700' 89 Erk.18 38 04,70900' 26 56,87900' 6 Erk.19 38 21,15000' 26 52,17300' 21 Erk.20 38 39,84800' 26 26,00000' 22

23 ġekil 4.1. Seçilen tiplerin harita üzerindeki konumları. Belirlenen 20 Erkence tipinin bulundukları yerler ve genel bazı özellikleri aģağıdaki gibidir. Erk.1: Alaçatı nın güneyinde, genç bir zeytinliğin kenarında bulunan yaģlı bir ağaçtır. Ġlk olarak geç olgunlaģmasıyla dikkat çektiği için seçilmiģtir. Ayrıca 2008 yılında yüksek oranda hurmalaģması da ilginç bulunmuģtur.

24 ġekil 4.2. Erk.1 tipinde meyveler. Erk.2: Karaburun un Ambarseki köyü yakınlarında yapılan incelemeler esnasında çevresindeki ağaçlardan farklı göründüğü için seçilmiģ olup en kuvvetli geliģen ağaçlardan biridir. Erk.3: Urla nın Bademler köyü yakınlarında tespit edilmiģtir. Tarla içinde münferit ağaç olan tipin incelendiği üç yılda her yıl yeterli ürün vermesi dikkat çekici bulunmuģ olup, seçilenler içinde en yüksek verimliliğe sahip olanıdır. Erk.4: Urla nın Barbaros köyünden alınmıģtır. En belirgin özelliği sürgünlerin dip kısımlarındaki yaprakların geniģliğidir. Bu özelliği ile Çakır çeģidini andıran tipin sürgün ortalarındaki yapraklar normal olduğundan yaprak ölçümlerinde bu özellik görünmemektedir. Erk.5: Seferihisar Ġlçesinin Beyler köyü yakınlarındadır. GeliĢme kuvveti, taç yoğunluğu ve verimi yönünden o civardaki en iyi ağaç olarak görüldüğü için seçilmiģtir.

25 Erk.6: Ildır yakınlarında Cami Boğazı mevkiinde ilk olarak geliģme kuvveti yüzünden seçilen bir tiptir. Çok kuvvetli geliģen ağaç, aynı zamanda en fazla yağ oranına sahip tip olmuģtur. ġekil 4.3. Erk.6, ağacın genel görünümü Erk.7: Karaburun un Çatalkaya Köyü yakınlarında olan tipin küçük ve dar yaprakları ayırt edici özelliğidir. Meyveler koyu siyah renkli, lentiseller belirgindir.

26 ġekil 4.4. Erk.7 tipinde meyveler. Erk.8: Urla yakınlarında Değirmen dağı mevkiinde vatandaģların çok hurmalaģtığı için tavsiye ettikleri bir ağaçtır. Ayrıca bulunduğu yer Urla da en fazla hurma yapan mevkilerden biridir. Bulunduğu yerde füme renkli yaprakları karakteristik olup, fidanlarında aynı farklılık gözlemlenmemiģtir. Erk.9: Karaburun da Eğlenhoca köyünde zeytin çiftçilerinin göstermesiyle seçilmiģtir. Her yıl meyve vermesi ve yüksek oranda hurmalaģması belirgin özellikleridir. Erk.10: Yeni Foça yakınlarında seçilmiģ çok kalın gövdeli yaģlı bir ağaçtır. Seçilen tipler arasında en yaģlı olanı olarak tahmin edilmektedir. Erk.11: Ildır-Balıklıova arasında Gerence Koyu yakınlarındadır. Ağaç yayvan geliģimi ile dikkat çekmektedir. Bakımsız olmasına rağmen her yıl ürün veren tiplerden biridir.

27 ġekil 4.5. Erk.11 de yayvan taç yapısı. Erk.12: Karaburun un Ġnecik Köyünde bulunan ağaç hem hurmalaģma oranı, hem de her yıl meyve vermesi ile üstün bulunan tiplerden biridir. Erk.13: Karaburun Küçükbahçe köyünde bulunmaktadır. Belirgin Ģekilde boncuklanma gösterdiği için seçilmiģtir. Ġncelenen ve seçilen ağaçlar arasında bu özelliğe sahip tek tiptir. Erk.14: Menderes Çatalca köyü yakınında bulunmaktadır. YaĢlı ve büyük bir ağaç olup, en iri meyveli olan tiptir. Buna karģın verimi oldukça düģük seyretmektedir. Erk.15: Mordoğan yakınlarında bulunan ağaç, tek baģına, bakımsız olmasına rağmen oldukça iyi geliģmiģtir. 2006 yılındaki aģırı verimi ile dikkat çekmiģtir.

28 ġekil 4.6. Erk.15 te meyve görüntüsü. Erk.16: ÇeĢme Ovacık köyü ile Alaçatı arasında tesadüfen rastlanılan bir ağaç olup seçilen tipler arasında en erkencisi olarak belirlenmiģtir. Erk.17: Urla yakınlarında, koyu renkli, düz, parlak meyveleri ile dikkat çeken bir ağaçtır. ġekil 4.7. Erk.17 tipinde pürüzsüz meyveler.

29 Erk.18: Ürkmez yerleģim merkezi kenarında bir turunçgil bahçesinin kıyısında bulunan ağacın meyve tipi diğerlerinden daha uzundur. ġekil 4.8. Erk.18 de meyve durumu Erk.19: Güzelbahçe Yelki yakınlarında olan ağaçta geç olgunlaģma belirgin olup, tipler arasında en geç olgunlaģanlardan biridir. biridir. Erk.20: Karaburun Yeniliman yakınlarındadır. Yayvan geliģen tiplerden SeçilmiĢ 20 tip üzerinde yapılan bütün ölçüm, gözlem ve analizlerin değerlendirilmesi sonucunda elde edilen bulgular aģağıdaki baģlıklar altında incelenmiģtir.

30 4.4. Ağaç Özellikleri 4.4.1. Gelişme kuvveti Erkence iyi bakım Ģartlarında kuvvetli geliģen bir çeģit olarak bilinmektedir (Canözer, 1991). 10 puan üzerinden yapılan değerlendirmede seçilen 20 tipin ortalaması 6.2 bulunurken geliģme kuvveti bakımından önemli bir varyasyonun varlığı görülmektedir. Çizelge 4.2 de görüldüğü gibi Erk.6 ve Erk.2 en kuvvetli ağaçlardır. Erk.7 ise en zayıf geliģen tip olarak belirlenmiģtir. Tiplerin büyük çoğunluğu orta kuvvette geliģenler sınıfında yer almıģtır. GeliĢme kuvveti anaçtan ve çevre Ģartlarından çok fazla etkilendiğinden seçimlerde kıstas olarak alınmamıģ, görülen farklılıkları ortaya koymak amacıyla seçilenler arasında sonradan bir değerlendirmeye gidilmiģtir. Çizelge 4.2. Seçilen Erkence tiplerinin geliģme kuvvetleri (1-10 skalası). Tip Gelişme Kuvveti Erk.1 7 Erk.2 9 Erk.3 6 Erk.4 5 Erk.5 6 Erk.6 10 Erk.7 3 Erk.8 6 Erk.9 6 Erk.10 7 Erk.11 5 Erk.12 7 Erk.13 5 Erk.14 8 Erk.15 8 Erk.16 4 Erk.17 4 Erk.18 8 Erk.19 4 Erk.20 5 Ortalama 6,2 Önceleri daha büyük ağaçlardan oluģan geniģ aralıklı zeytinlikler tercih edilmekteydi (ÇavuĢoğlu ve Çakır, 1988). Nitekim Salman ve arkadaģları (1989) tarafından 1980 li yıllarda TavĢan Yüreği çeģidinde yapılan klon seleksiyonunda

31 tip seçiminde kuvvetli ağaçlar tercih edilmiģtir. Daha sonra yapılan çalıģmalarda ise böyle bir seçime rastlanmamıģtır. Bununla beraber son yıllarda kabul gören entansif zeytin yetiģtiriciliğinde nispeten zayıf geliģen, daha küçük bir taçla fizyolojik dengeye gelebilen çeģitler tercih edilmektedir. Bu bakımdan geliģme kuvveti yönünden son sıralarda yer alan tipler gelecek yıllar için daha çok önem kazanabileceklerdir. Kendi kökleri üzerinde yetiģtirilen meyve tür ve çeģitlerinde daha çok orta kuvvette geliģen çeģitlerin budama ile kontrol edildiği bahçeler tesis edilirken, anaç kullanılan tür ve çeģitlerde geliģme kuvvetini sınırlayan özelliklerin daha çok anaçtan kaynaklanması istenmektedir. Her ne kadar daha zayıf geliģen ağaçlarla kurulan sık dikim bahçeler giderek daha fazla önem kazansa da Domat ve Ayvalık çeģidi gibi çok kuvvetli geliģen çeģitler de yaygınlaģmaya devam etmektedir. Diğer yandan zayıf geliģen delice anaçları üzerinde dahi kuvvetli geliģen Erkence çeģidinin kendi kökleri üzerinde çok daha kuvvetli geliģmesi beklenmelidir. 4.4.2. Taç şekli Geleneksel zeytincilikte hasat ve budama kolaylığından dolayı yayvan geliģen ağaçlar tercih edilmektedir. Özellikle Ayvalık gibi kuvvetli geliģen çeģitlerde uygulanan budama tedbirleriyle yayvan bir taç oluģturulmaya çalıģılmaktadır. Uygulanan budama sisteminin yanı sıra çeģidin yayvan bir taç oluģturması budama iģlemlerini kayda değer bir Ģekilde kolaylaģtırdığından, aranan bir özelliktir. Çizelge 4.3 te de görüldüğü üzere taç Ģekli bakımından çok farklı tipler bulunmasına karģın, büyük bölümü Canözer in (1991) belirttiği gibi, ortalarda, yani yuvarlak veya yuvarlağa yakın bir taç Ģekline sahiptir. Bu çalıģmada tipler arasında Erk.2 en dik geliģen tip olarak belirlenirken Erk.7, Erk.8, Erk.9 ve Erk.17 onu takip etmiģlerdir. En yayvan olanları ise sırasıyla Erk.11, Erk.15, Erk.16 ve Erk.20 olmuģtur.

32 Çizelge 4.3. Tiplere taç Ģekline göre verilen puanlar (Yayvan:1, Dik:10). Tip Taç Şekli Erk.1 4 Erk.2 10 Erk.3 7 Erk.4 4 Erk.5 6 Erk.6 6 Erk.7 8 Erk.8 8 Erk.9 8 Erk.10 4 Erk.11 1 Erk.12 4 Erk.13 5 Erk.14 6 Erk.15 2 Erk.16 3 Erk.17 8 Erk.18 7 Erk.19 5 Erk.20 3 Ortalama 5,5 Seçilen tipler yanında Erkence çeģidi bölgede incelendiğinde özellikle vadi ve dere yataklarında, sık bahçelerde yer alan ağaçlar oldukça dikine geliģmektedir. Buralarda ağaç Ģeklini muhafaza etmek oldukça güçtür. Dikine geliģme eğilimi konusunda çeģitlerin farklı karakteristikleri vardır. Örneğin Ayvalık ve Memeli çeģitlerinde sürgün geliģimi kuvvetli ve dikine olmakla beraber bir süre sonra durmakta, yana doğru sarkarak yan dal haline gelmektedir. Erkence ile Çakır ve Dilmit çeģitlerinin dahil olduğu grupta ise dikine geliģim o kadar kuvvetli olmamakla birlikte dallar müdahale edilmediğinde yıllar boyunca dikine geliģmeye devam ederek dağınık, yuvarlak veya uzun, eliptik bir taç meydana getirir. Bu bakımdan çalıģma esnasında herhangi bir iģlem yapmadan, kendiliğinden oldukça yayvan geliģen tiplere rastlanması önemlidir.

33 4.4.3. Verimlilik Seçilen tiplerin farklı yaģlarda, farklı ekolojik koģullarda, farklı bakım Ģartlarında ve farklı taç büyüklüklerinde olması nedeniyle verimlerinin ölçülmesi yerine gözle görülür verimlilik düzeylerinin puanlanması yoluna gidilmiģtir. Bu konuda üç yıl boyunca yapılan değerlendirmeler Çizelge 4.4 te görülmektedir. Verilen puanlarda bakım Ģartları, taç büyüklüğü, ağacın yaģlılık durumu, çevresindeki diğer ağaçların verim düzeyleri etkili olmuģtur. Çizelge 4.4. Seçilen ağaçlarda üç yıllık verimlilik puanları (1-10 Skalası). Tipler 2006 2007 2008 Ortalama Erk.1 7 5 8 6,7 Erk.2 8 2 5 5,0 Erk.3 6 7 8 7,0 Erk.4 6 1 3 3,3 Erk.5 7 3 4 4,7 Erk.6 8 2 6 5,3 Erk.7 7 1 6 4,7 Erk.8 6 1 6 4,3 Erk.9 7 3 5 5,0 Erk.10 6 2 5 4,3 Erk.11 8 2 3 4,3 Erk.12 7 8 5 6,7 Erk.13 7 2 8 5,7 Erk.14 4 3 1 2,7 Erk.15 10 1 5 5,3 Erk.16 5 9 4 6,0 Erk.17 7 1 3 3,7 Erk.18 7 2 9 6,0 Erk.19 7 2 7 5,3 Erk.20 6 3 8 5,7 Ortalama 6,8 3,0 5,5 5,1 Yıllara göre ortalama verim değerleri incelendiğinde 2006 yılı 6.8 ortalama puanla ilk sırada yer almaktadır. 2007 yılının hem yok yılı olması hem de yıl içinde yaģanan kuraklık, ortalama verimin düģmesine neden olmuģtur. Hatta 2007 yılında yaģanan kuraklık 2008 yılı verimlerini de önemli düzeyde etkilemiģtir. Tipler arasında 2008 yılında en yüksek verim değerini alan Erk.18 in yaz aylarında sulanan tek ağaç olması kuraklığın 2008 verim değerlerine etkisini doğrulamaktadır.

34 Yıllara göre verimlerle ilgili dikkat çekici bir diğer nokta ise periyodizite konusudur. Az periyodizite gösteren, yani her yıl ürün verme eğiliminde olan tiplerde dolu yıllardaki verimler diğerlerinden düģük kalsa da ortalama verimler bakımından ilk sıraları almıģlardır. BaĢka bir ifadeyle yok yılında da verimli olan ağaçlarda ortalama verimlilik daha yüksektir. Üç yıllık değerlere göre ortalama verimlilik bakımından Erk.3, Erk.1, Erk.12 ve Erk.16 tipleri 6 puanın üzerinde kalarak ilk sıralara yerleģmiģlerdir. En az verimli olanlar ise 4 puanın altındaki ortalama değerleriyle Erk.14, Erk.4 ve Erk.17 olmuģtur. Yıllar ayrı ayrı değerlendirildiğinde 2006 yılında Erk.15, Erk.6, Erk.12 ve Erk.2 en verimli ağaçlar olmuģtur. Bu yılın en verimsizleri ise Erk.14, Erk.10, Erk.8, Erk.4 ve Erk.20 olarak sıralanmıģtır. 2007 yılı yok yılı olduğu için ve yaģanan kuraklık nedeniyle verimlilik genel olarak düģük olup ortalama puanı 3 tür. Yılın en verimlileri sırasıyla Erk.16, Erk.12, Erk.3 ve Erk.1 dir. Bunlar aynı zamanda yıllar ortalaması bakımından da en öne çıkan ağaçlardır. Erk.17, Erk.15, Erk.8, Erk.7 ve Erk.1 ise en düģük verimliler arasında yer almıģtır. 2008 yılında en verimli görülen ağaçlar Erk.18, Erk.3, Erk.1, Erk.13 ve Erk.20, en verimsiz görülenler ise Erk.14, Erk.4, Erk.17, Erk.5 olarak belirlenmiģtir. 4.4.4. Olgunlaşma zamanı Erkence adından da anlaģılacağı üzere genel olarak erken olgunlaģan bir çeģittir. 15 Kasım da meyvedeki renk değiģimi büyük oranda gerçekleģmekte, yağ oranı maksimuma ulaģmaktadır (Canözer, 1991). Ancak çeģidin yayıldığı alanlarda bu bakımdan büyük bir varyasyon görülür. Genel olarak yok yıllarında veya üzerinde az meyve bulunan ağaçlarda olgunlaģma daha erken dönemlerde gerçekleģirken verim yıllarında veya meyve yüklü ağaçlarda olgunlaģma daha geç meydana gelmektedir. Aynı Ģekilde farklı ağaçlar arasında da gözle görülür bir varyasyon söz konusu olabilir. Çizelge 4.5 te görüldüğü üzere seçilen tiplerde olgunlaģma zamanı Ekim in ilk yarısı ile Aralık sonu arasında bir değiģim göstermektedir.

35 Çizelge 4.5. Erkence tiplerinde olgunlaģma zamanı. Erk.1 Erk.2 Erk.3 Erk.4 Erk.5 Erk.6 Erk.7 Erk.8 Erk.9 Erk.10 Erk.11 Erk.12 Erk.13 Erk.14 Erk.15 Erk.16 Erk.17 Erk.18 Erk.19 Erk.20 Ortalama Tip Olgunlaşma Zamanı 20 Aralık 20 Kasım 10 Kasım 30 Kasım 20 Kasım 20 Kasım 30 Kasım 30 Kasım 10 Aralık 20 Kasım 10 Kasım 20 Kasım 20 Kasım 30 Ekim 30 Kasım 10 Ekim 10 Kasım 10 Kasım 30 Aralık 20 Kasım 22 Kasım Tiplerin büyük bir çoğunluğunda olgunlaģma zamanı bakımından çok belirgin farklar yoktur. Verim yılındaki ağaçlarda genellikle Kasım ayı içinde tam olgunlaģma gerçekleģmiģtir. Bununla birlikte Erk.16 tipindeki erkencilik oldukça dikkat çekicidir. 2006 yılı Kasım ayında bu ağacın meyveleri tamamen olgunlaģıp dökülmüģtür. Bu nedenle bu tipin meyve örnekleri diğerlerinden bir yıl sonra, 2007 yılında alınarak ölçüm ve analizleri gerçekleģtirilmiģtir. Erk.14 teki erkenciliğin ise daha çok ağaç üzerindeki meyve miktarının az oluģundan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Erk.19 ve Erk.1 tipleri geç olgunlaģmaları ile diğerlerinden belirgin olarak ayrılmaktadır. Özellikle Erk.19 hasat sonuna kadar neredeyse hiç olgunlaģmamaktadır. Erk.1 de ise durum biraz daha farklıdır. Meyveler Kasım sonunda hafif kızıla dönmekte ve bu Ģekilde kalmaktadırlar. 2008 yılında bu ağacın meyvelerinin hemen tamamının hiç kararmadan hurmalaģtıkları gözlenmiģtir.

36 Erkence erkenci bir çeģit olması yanında meyvelerin dala bağlantısı da zayıftır. Bu sebeple hasadın geciktirilmemesi gerekir. Aksi taktirde meyveler yere dökülerek yağ kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bölgede yetiģtiriciler bazen daha fazla hurma alabilmek için hasadı kasıtlı olarak geciktirirler, bazen de iklim Ģartları uygun olmadığından veya yeterince iģçilik bulunamadığından hasat gecikebilir. Bunun haricinde hasadın büyük bölümü Ocak ayı gelmeden tamamlanmaktadır. 4.5. Meyve Özellikleri 4.5.1. Hurmalaşma miktarı HurmalaĢma iklim ve toprak koģullarından çok etkilenir. Yıllar ve mevkiiler arasında büyük farklılıklar gösterebilir (Çizelge 4.6). Genel olarak sahile yakın olan yerlerde ve kireçli topraklarda daha yüksek olmaktadır. Ayrıca bakım koģulları, ağacın yaģı ve ağaç üzerindeki meyve miktarı ile de ilgilidir. Bakımsız ve verimden düģmüģ, yaģlı ağaçlarda hurmalaģma oranı daha yüksekken verimli ve genç bahçelerde oran daha düģüktür. Aynı Ģekilde ağacın yüklü olduğu verim yılında düģük, seyrek meyve yaptığı yok yılında yüksektir. Sert kesilmiģ veya gençleģtirme budaması yapılmıģ yaģlı ağaçlar daha fazla hurmalaģmaktadırlar. Yamaç ve kıraç yerlerdeki ağaçlarda, derin topraklı, taban yerlere göre daha fazla hurma olmaktadır. Genel olarak yağ oranını arttıran faktörler hurmalaģma oranını arttırırken, verimi arttıran faktörler hurmalaģma oranını düģürmektedir.

37 Çizelge 4.6. Erkence tiplerinde yıllara göre hurmalaģma oranları (%). Tip 2006 2007 2008 Ortalama Erk.1 25 55 95 58,3 Erk.2 15 15 20 16,7 Erk.3 5 5 5 5,0 Erk.4 1 1 1 1,0 Erk.5 5 20 30 18,3 Erk.6 1 1 1 1,0 Erk.7 5 5 5 5,0 Erk.8 75 65 55 65,0 Erk.9 85 90 85 86,7 Erk.10 5 1 1 2,3 Erk.11 15 20 5 13,3 Erk.12 60 65 70 65,0 Erk.13 5 5 20 10,0 Erk.14 5 15 25 15,0 Erk.15 30 35 45 36,7 Erk.16 5 20 1 8,7 Erk.17 1 10 30 13,7 Erk.18 1 1 1 1,0 Erk.19 1 1 1 1,0 Erk.20 25 30 40 31,7 Ortalama 18,5 23,0 26,8 22,8 Eylül Ekim aylarında uzun süre devam eden yağıģsız ve çiğli günler hurmalaģmayı belirgin düzeyde arttırmaktadır. Kurak yıllarda ağaçların çok sıkılması veya hasat döneminde sürekli yağıģlı geçen mevsim düģük oranda hurma oluģumuna sebep olduğu gibi sulama da oranı düģürmektedir. Pamuk (1993) hurmalaģma üzerine çeģit, iklim faktörleri ve mikroorganizmaların olumlu etki yaparken toprak özelliklerinin etkili olmadığını belirlemiģtir. Aynı bahçedeki aynı çeģide ait ağaçlarda karģılaģılan farklı hurmalaģma oranları bugünkü bildiklerimizle net olarak açıklanamamaktadır. Uygulanan bakım iģlemleri ve iklim Ģartlarına göre yıllara göre oranlar değiģse de bahçe içerisinde fazla hurmalaģan ağaçlar hemen her yıl bu özelliği göstermektedirler. Bu husus genetik faktörlerin etkili olabileceğini akla getirmektedir. Bölgedeki ağaçların tamamına yakınının tohumdan yetiģmiģ delice anaçları üzerine aģılı olması anaç genotipinin hurmalaģmayı etkileme ihtimali yanında her ne kadar gözle net olarak görünmese de Erkencenin genotipik olarak bir popülasyon çeģidi olabileceği, bu nedenle her genotipin farklı özellikler ortaya koyabileceği olasılık

38 sınırları içindedir. Bu ihtimaller düģünüldüğünde anaç ve kalem interaksiyonlarını da akla getirmek gerekir. ÇalıĢma süresince elde edilen veriler incelendiğinde genel olarak, ekolojinin uygun olduğu yerlerde geç olgunlaģan tiplerde daha fazla hurmalaģma görülmüģtür. Bu olayın hurmalaģmanın mekanizmasıyla iliģkili olduğu düģünülmektedir. Çünkü meyveler tam renk dönüģümü döneminde hurmalaģmaktadırlar. Ġlkim Ģartlarının uygun olduğu Kasım Aralık aylarında meyveler henüz renk dönüģümü aģamasında ise yüksek oranda hurmalaģmaktadır. KararmıĢ olan olgun meyveler ise artık hurmalaģmamaktadırlar. Son dönemlerde meydana gelen hurmalar yeterli ıģık almayan, bu sebeple yeģil kalan ara zeytinlerinden meydana geldiğinden ilk dönemde oluģanların kalitesini tutmazlar. Genetik bir özellik olan meyve eti rengi ise hurmalaģma oranına oldukça etkili görülmektedir. Meyve eti koyu renkli olan, bu sebeple halk arasında karaca olarak isimlendirilen tiplerin hurmalaģma eğilimleri belirgin Ģekilde düģüktür. Meyve eti açık renkli olup, yerel olarak kabaca adıyla anılan ağaçlar çok daha fazla hurmalaģır, hurmalaģmayanların ise ekolojik Ģartlardan etkilendiği düģünülmektedir. Zira ortam faktörlerindeki küçük değiģiklikler etkili olmaktadır. Ağacın bahçedeki konumu, bakısı, taç yoğunluğu, fizyolojik durumu etkili olabilmektedir. Yıllara göre hurmalaģma oranı değerlendirildiğinde en fazla hurmalaģma oranının % 26,8 ortalama ile 2008 yılında meydana geldiği görülür. Bu oran 2006 yılında % 18,5, 2007 yılında ise %23,0 dır. 2008 yılındaki farklılığın iklim Ģartlarından kaynaklandığı düģünülmektedir.

39 Çizelge 4.7. HurmalaĢma oranlarının istatistiki olarak karģılaģtırılması. Tipler Ortalama Hurmalaşma Oranı (%) Gruplar Erk.9 86,7 a Erk.12 65,0 b Erk.8 65,0 b Erk.1 58,3 b c Erk.15 36,7 c d Erk.20 31,7 d Erk.5 18,3 d e Erk.2 16,7 d e Erk.14 15,0 e Erk.17 13,7 e Erk.11 13,3 e Erk.13 10,0 e Erk.16 8,7 e Erk.3 5,0 e Erk.7 5,0 e Erk.10 2,3 e Erk.18 1,0 e Erk.19 1,0 e Erk. 4 1,0 e Erk. 6 1,0 e Ortalama 22,8 LSD (0.05): 17,34 VK: 0,46 Bu bakımdan tipler arasında da belirgin farklar mevcuttur. Tiplerde görülen hurmalaģma oranları istatistikî olarak değerlendirildiğinde 5 farklı grup meydana gelmiģtir. Erk.9 en fazla hurmalaģan tip olup, tek baģına bir grup oluģturmuģtur. ġartların uygun olduğu yıllarda hurmalaģmanın %70 e kadar çıktığı (Pamuk, 1993) düģünülürse bu tipin hurma üretimi bakımından oldukça ümitvar olduğu söylenebilir. Bunu takip eden b grubunda ise Erk.12, Erk.8 ve Erk.1 tipleri yer almaktadır. En sonda yer alan Erk.6, Erk.4, Erk.19 ve Erk.18 tiplerinde hiç hurma oluģumuna rastlanmamıģtır. 4.5.2. Meyve ağırlığı Meyve ağırlığı özellikle sofralık zeytin üretiminde üzerinde önemle durulan bir özellik olması yanı sıra yağlık üretim için de önemlidir. Meyve ağırlığı, ürün miktarının yanı sıra çevresel faktörlerden etkilenen hayli değiģken bir karakterdir. Meyve iriliği sofralık zeytinlerde birinci derecede önemli olup ayrıca el ve makineli hasadı kolaylaģtırması sebebiyle yağlık zeytinlerde de irilik tercih

40 edilmektedir (Scramuzzi and Roselli, 1986). Hasadın elle yapıldığı yerlerde, iri olan meyveler yerden toplama hızını arttırmaktadır. Aynı zamanda mekanik sarsıcı hasat makinelerinin kullanılması durumunda ağır olan meyvelerin uygulanan titreģimle dökülmesi daha kolay olmaktadır (Aydın, 2000). Aynı Ģekilde meyveleri daldan sıyırma prensibi ile çalıģan aletler içinde iri meyveler avantajdır. Diğer yandan, Erkence çeģidinde meyvenin dala bağlantısının zayıf olması da makinalı hasada uygunluk bakımından önem arzeder (Pamuk ve Mendilcioğlu, 1992). Çizelge 4.8. Meyve Ağırlıklarının istatistikî olarak karģılaģtırılması. Tipler Ortalama Meyve Ağırlığı Gruplar (g) Erk.14 4,26 a Erk.18 3,93 b Erk.5 3,78 b c Erk.8 3,69 b c d Erk.12 3,69 b c d Erk.9 3,61 c d e Erk.15 3,53 d e Erk.2 3,52 d e Erk.20 3,45 d e Erk.3 3,40 e Erk.16 3,07 f Erk.4 3,03 f g Erk.6 3,00 f g Erk.13 2,97 f g h Erk.10 2,95 f g h Erk.7 2,95 f g h Erk.11 2,80 g h Erk.1 2,75 h Erk.19 2,41 ı Erk.17 2,40 ı Ortalama 3,26 LSD (0,05): 2,24 CV (%): 0,05 Erkence orta büyüklükte meyvelere sahip olup ortalama meyve ağırlığı 3 g kadardır (Canözer, 1991). Çizelge 4.8 de görülen seçilmiģ Erkence tiplerinin ortalama meyve ağılıkları ise 2,4 ile 4,26 g arasında değiģmiģtir. Ölçümler sonucunda 9 farklı grup ortaya çıkmıģtır. En iri meyveli Erk.14 tek baģına a grubunda yer alırken, en küçük meyveli Erk.17 ve Erk.19 ı grubunda yer almıģlardır.

41 Zeytinde ve diğer meyvelerde yapılan klon seleksiyonlarında benzer Ģekilde seçilen tipler arasında meyve iriliği bakımından büyük bir varyasyon görülmektedir (Salman vd. 1989: Akça ve Asma, 1996; Kaplan ve ark., 2002; Gür ve ark., 2006). Bu bakımdan meyve ağırlığı en çok üzerinde durulan, seçim kriteri olarak kullanılan özelliklerden biridir. 4.5.3. Meyve indeksi Meyve indeksi çevresel faktörlerden az etkilenen bir özellik olması sebebiyle tiplerin fenolojik olarak ayırt edilmesinde oldukça önemli bir kıstas olarak karģımıza çıkmaktadır. Çizelge 4.9. Meyve indeksine göre oluģan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Meyve İndeksi Erk.18 1,53 a Erk.4 1,52 a b Erk.19 1,51 a b c Erk.9 1,51 a b c d Erk.3 1,49 a b c d e Erk.14 1,48 a b c d e Erk.6 1,47 a b c d e f Erk.7 1,46 b c d e f Erk.10 1,45 c d e f g Erk.17 1,45 c d e f g Erk.5 1,45 d e f g Erk.8 1,44 e f g Erk.12 1,43 e f g Erk.11 1,43 e f g Erk.16 1,43 e f g Erk.20 1,41 f g h Erk.1 1,40 g h ı Erk.2 1,39 g h ı Erk.15 1,35 h ı Erk.13 1,34 ı Ortalama 1,45 LSD (0,05): 0,06 CV (%): 0,03 Daha önce yapılan bir çalıģmada boy en oranı 1,38 olarak belirlenmiģtir (Canözer, 1991). Seçilen tipler arasında Erk.18 1,53 ile en uzun meyveli tip olurken, Erk.13 1,34 ile yuvarlağa en yakın tip olmuģtur. Ancak tiplerin büyük bölümünde meyve indeksi 1,40 dan fazla bulunmuģtur.

42 Dokuz farklı grubun ortaya çıktığı değerlendirmede Erk.18, Erk.4, Erk.19, Erk.9, Erk.3, Erk.14, Erk.6 a, Erk.1, Erk.2, Erk.15 ve Erk.13 ise son grup olanı grubunda yer almıģlardır. 4.5.4. Meyve içeriği Taze meyve yağ, su ve kuru maddeden meydana gelmektedir. Bu bileģenlerin oranları tipler arasında belirgin farklılıklar göstermektedir. Çizelge 4.10 da seçilen tiplerin meyve bileģimleri görülmektedir. Çizelge 4.10. Erkence tiplerinde meyvenin % bileģimi. Tip % Nem % Kuru Madde %Yağ TOPLAM Erk.1 43,6 23,7 32,7 100,0 Erk.2 49,4 21,2 29,4 100,0 Erk.3 50,4 26,2 23,4 100,0 Erk.4 47,1 34,9 18,0 100,0 Erk.5 32,5 32,9 34,6 100,0 Erk.6 32,3 26,7 41,0 100,0 Erk.7 46,6 26,1 27,4 100,0 Erk.8 30,6 33,2 36,1 100,0 Erk.9 36,8 34,4 28,8 100,0 Erk.10 38,9 28,8 32,3 100,0 Erk.11 37,5 30,4 32,1 100,0 Erk.12 45,7 19,4 34,9 100,0 Erk.13 44,4 23,1 32,4 100,0 Erk.14 45,9 29,6 24,4 100,0 Erk.15 41,9 32,5 25,6 100,0 Erk.16 51,7 24,8 23,5 100,0 Erk.17 43,9 33,2 22,9 100,0 Erk.18 52,7 21,8 25,4 100,0 Erk.19 48,5 31,0 20,5 100,0 Erk.20 36,2 29,7 34,1 100,0 Ortalama 42,8 28,2 29,0 100,0 Meyve etinin baģlıca bileģenleri su ve yağdır. Olgunluk ilerledikçe bu iki bileģen ters orantı gösterir. Yani, yağ miktarı arttıkça su miktarı azalır (ÇavuĢoğlu,1991). ġekil 6.9 incelendiğinde % kuru madde ile % nem arasında ters bir iliģkinin söz konusu olduğu görülür. Yağ ve su oranı arasında da benzer bir iliģkiden söz edilebilir. Değerler toplamda birbirlerini 100 e tamamladıkları için bu durum beklenen bir sonuçtur. Ancak kuru madde ve yağ oranları arasında böyle bir iliģkiye rastlanmamıģtır. Dolayısıyla tiplerin farklılıklarını ortaya

43 koymada kuru ağırlıktaki yağ oranı daha stabil ve güvenilir bir kriter olarak karģımıza çıkmaktadır. ġekil 4.9. Erkence tiplerinin meyve içerikleri Meyvelerdeki yağ, su ve kuru madde oranları ile ilgili bulgular aģağıdaki baģlıklar halinde açıklanmıģtır. 4.5.4.1. Yağ oranı Yağ oranı ekolojik koģullardan ciddi oranda etkilenmekle birlikte yetiģtiricilik açısından önemli bir faktör olduğundan üzerinde en fazla durulan konulardan biri olmuģtur. Ürün miktarının yanı sıra yağ verimi, yağlığa yönelik yetiģtiricilik yapılan bahçelerde verimliliğin temel faktörüdür. Yağ verimi ile ilgili komponentler meyve ağırlığı, et oranı ve etteki yağ miktarıdır (Rallo, 1995). Yağ verimine çeģidin genetik karakteri, yetiģtiği yerin Ģartları ve kültürel tedbirler etki etmektedir (Pansiot and Rebour, 1964).

44 Çizelge: 4.11. Yağ oranlarına göre oluģan gruplar. Tipler Ortalama Yağ Gruplar Oranı (%) Erk.6 40,98 a Erk.8 36,14 b Erk.12 34,88 b c Erk.5 34,62 b c Erk.20 34,12 b c Erk.1 32,66 c d Erk.13 32,44 c d Erk.10 32,26 c d Erk.11 32,11 c d Erk.2 29,45 d e Erk.9 28,79 e f Erk.7 27,36 e f g Erk.15 25,64 f g h Erk.18 25,41 g h Erk.14 24,43 g h Erk.16 23,46 h ı Erk.3 23,35 h ı Erk.17 22,93 h ı Erk.19 20,52 ı j Erk.4 17,98 j Ortalama 28,98 LSD (0,05): 3,25 CV (%): 0,07 Belirlenen tipler arasında yağ oranı % 17,98 ile 40,98 arasında değiģirken tipler ortalaması 28,98 olmuģtur. Daha önce yapılan çalıģmalarda Erkence çeģidinde %25,36 (Canözer, 1991) ve %15 (Karadağ et al.,2008) yağ oranları tespit edilmiģtir. ÇalıĢma bölgesinin birçok yerinde 1 kg yağ elde etmek için kullanılan zeytin miktarı 3 kg kadardır. Yer yer bu miktar 7-8 kg.a kadar çıkar. Bazı yıllarda da yağ oranları daha düģük seyretmektedir. Bazı mevkilerde %50 ye varan yağ oranlarından bahsedilse de çalıģma süresince yağ fabrikalarında rastlanan en yüksek yağ oranı % 43,77 (Seferihisar/UlamıĢ) olmuģtur. Derlenen bilgilere göre Ġzmir Yarımadasında yetiģtirilen diğer çeģitlerle kıyaslandığında Erkence çeģidi en fazla yağ oranına sahip olanıdır. Sadece çok az rastlanan Girit çeģidinde yağ oranının daha yüksek olduğu bilgisine ulaģılmıģtır. Seçilen tipler arasında Erk.6 %41 lik yağ oranı ile en yağlı tip bulunmuģtur. Bu tipten 2007 yılında alınan meyve örneklerinde yapılan analizlerde % 43 kadar

45 değiģen oranlar yakalansa da ortalama yine % 41 civarında olmuģtur. En son sırada ise Erk.4 bulunmaktadır. Yapılan istatistikî analizde yağ oranı bakımından 10 grup oluģmuģtur. A grubunda Erk.6 tek baģına bulunmaktadır. Son sıradaki j grubunda Erk.19 ve Erk.4 yer almıģtır. 4.5.4.2. Su oranı Meyvelerin içerdikleri su miktarları yağ oranını dolaylı olarak etkilediği için önemlidir. En fazla su oranına %52,7 ile Erk.18 de rastlanmıģtır (Çizelge 4.12). Tipler arasında yaz aylarında sulanan tek ağacın Erk.18 olması sulamanın meyvedeki su miktarını arttırdığını düģündürmekle birlikte bunu yakın oranlarla takip eden ve aynı grupta yer alan Erk.16 ve Erk.3 de herhangi bir sulamanın yapılmaması su oranının ağacın fizyolojik durumu ve genotipiyle de iliģkili olduğunu akla getirmektedir. Dikkat çekici bir diğer nokta ise meyvedeki su oranıyla hurmalaģma arasındaki iliģkidir. Genel olarak yüksek oranda hurmalaģan tiplerde su oranı düģük veya orta düzeyde çıkmıģtır. Su oranı % 46 civarı veya üzerinde olan a, b, c, d ve e gruplarında hurmalaģma oranı oldukça düģük veya hiç yoktur. Meyve hurmalaģtığında suyunu bir miktar kaybetmekte ve buruģuk bir hal almaktadır. Dolayısıyla hurmalaģan meyvelerde su oranının düģük çıkması beklenen bir sonuç olmakla birlikte mevcut su oranının hurmalaģmaya etkisinin olup olmadığının ayrıca araģtırılması gerekmektedir.

46 Çizelge 4.12. Meyvedeki su oranına göre oluģan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Su Miktarı (%) Erk.18 52,74 a Erk.16 51,73 a b Erk.3 50,43 a b c Erk.2 49,37 b c d Erk.19 48,46 c d e Erk.4 47,09 d e f Erk.7 46,57 e f g Erk.14 45,92 e f g h Erk.12 45,74 f g h Erk.13 44,42 g h Erk.17 43,86 h ı Erk.1 43,63 h ı Erk.15 41,86 ı Erk.10 38,91 j Erk.11 37,47 j k Erk.9 36,82 j k Erk.20 36,21 k Erk.5 32,49 l Erk.6 32,34 l Erk.8 30,61 l Ortalama 42,83 LSD (0,05): 2,54 CV (%):0,04 Daha önce yapılan bir çalıģmada Erkence de su oranı % 54 bulunmuģtur (Canözer, 1991). Seçilen tiplerin tamamının daha düģük oranlarda su içermesi oldukça dikkat çekicidir. Bu farklılığın çalıģmaların yapıldığı yılların iklimsel farklılıklarından veya örnek alınan yerlerin özelliklerinden kaynaklandığı düģünülmektedir. Yapılan değerlendirmede 12 grup oluģmuģ, % 50 den fazla su içeren Erk.18, Erk.16 ve Erk.3 a grubunda yer almıģtır. En az su içerenler ise l grubundaki Erk.5, Erk.6 ve Erk.8 olmuģtur. Son sıralarda yer alan özellikle Erk.6 ve Erk.5 in yağ oranı bakımdan öne çıkması yağ oranı arttıkça su oranının oransal olarak düģüģünü göstermektedir.

47 4.5.4.3. Kuru madde miktarı Kuru madde miktarı meyve içeriği bakımından belki de en kararlı ve ağacın karakterini gösteren kriterdir. Zira su ve yağ oranı çevresel faktörlerden çok fazla etkilenmekte, birisinin yükselmesi diğerinin oransal düģüģüne neden olmaktadır. Çizelge 4.13 te seçilen Erkence tiplerinde ortalama kuru madde miktarları ve istatistiki değerlendirmede oluģan gruplar görülmektedir. Çizelge 4.13. Tanedeki kuru madde oranına göre oluģturulan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Kuru Madde Miktarı (%) Erk.4 34,93 a Erk.9 34,38 a b Erk.8 33,24 a b c Erk.17 33,21 a b c Erk.5 32,89 a b c Erk.15 32,50 a b c Erk.19 31,01 a b c d Erk.11 30,42 b c d e Erk.20 29,67 c d e Erk.14 29,65 c d e Erk.10 28,83 c d e f Erk.6 26,68 d e f g Erk.3 26,21 e f g h Erk.7 26,07 e f g h Erk.16 24,81 f g h ı Erk.1 23,70 g h ı j Erk.13 23,14 g h ı j Erk.18 21,85 h ı j Erk.2 21,19 ı j Erk.12 19,38 j Ortalama 28,19 LSD (0,05): 4,43 CV (%): 0,10 Bütün tiplerin ortalaması % 28,2 bulunmuģtur. Erk.4 % 34,9 ile ilk sırada yer alırken, Erk.12 %19, 4 le son sırada yer almıģtır. ÇalıĢmada standart olarak kabul edilen Zeytincilik AraĢtırma Enstitüsü ne ait KemalpaĢa da bulunan zeytin koleksiyon bahçesindeki Erkence tipinde kuru madde olaranı %20,64 olarak belirlenmiģtir (Canözer, 1991). Erkence 12 haricindeki bütün seçilen Erkence tiplerindeki kuru madde oranı bundan yüksek bulunmuģtur.

48 Yapılan istatistikî değerlendirmede tipler kuru madde miktarları bakımından 10 grup içinde yer almıģlardır. Erk.8, Erk.17, Erk.5 Erk.15 ve Erk.19 a grubunda yer alıp, en fazla kuru madde miktarına sahip tipler olmuģlardır. En az kuru madde içerenler ise j grubundaki Erk.1, Erk.13, Erk.18, Erk.2 ve Erk.12 dir. 4.5.4.4. Kuru örnekte % yağ Kuru ağırlıktaki yağ oranları bakımından Erk.12, Erk.6 ve Erk.13 tipleri ilk sıralarda yer alırken Erk.4, Erk.17 ve Erk.19 en sonda yer almıģlardır. Ortalamanın % 50,7 olduğu karģılaģtırmada değerler % 64,4 ile % 34,0 arasında değiģmiģtir. Çizelge 4.14. Kuru Ağırlıkta % Yağ. Tipler Ortalama Gruplar % Yağ Erk.12 64,4 a Erk.6 60,6 a b Erk.13 58,4 a b c Erk.2 58,2 a b c Erk.1 58,0 b c d Erk.18 53,8 c d e Erk.20 53,5 c d e Erk.10 52,8 c d e f Erk.8 52,1 c d e f Erk.5 51,6 d e f g Erk.11 51,4 e f g h Erk.7 51,2 e f g h ı Erk.16 48,6 e f g h ı J Erk.3 47,1 f g h ı J k Erk.9 45,6 g h ı J k Erk.14 45,2 h ı J k Erk.15 44,1 ı J k Erk.17 40,8 j k Erk.19 39,9 k l Erk.4 34,0 l Ortalama 50,6 LSD (0,05): 6,35 CV (%): 0,08

49 4.6.Yaprak Özellikleri Her dem yeģil olan zeytinde çeģitlerin gözle ayırt edilmesinde en çok yararlanılan kısımlarından birisi de Ģüphesiz yapraklarıdır. Bu sebeple seçilen Erkence tiplerinde yaprakların eni, boyu, boy/en oranı, sap uzunluğu ve kalınlığı incelenerek farklılıklar ve ortak özellikler ortaya konulmaya çalıģılmıģtır. Diğer yandan bazı tipler yapraklarında gözlenen farklılıklar nedeniyle seçilmiģlerdir. 4.6.1.Yaprak boyu Bu çalıģmada seçilen Erkence tiplerinde ise ortalama yaprak boyu 62,3 mm olurken en düģük değer 54,2 mm ile Erk.14, en yüksek değer ise 69,5 mm ile Erk.11 tipinde belirlenmiģtir (Çizelge 4.15). Yaprağın boyu bakım Ģartlarına, alındığı sürgünün ağaçtaki konumuna, geliģme kuvvetine, yaprağın sürgün üzerinde bulunduğu yere göre değiģmektedir. Ancak birçok birçok yaprağın ölçülmesi ile elde edilen ortalama değerler ağacın genetik özellikleri ile ilgi bazı farklılıklarını da ortaya koymaktadır. Erkence genel olarak kısa yapraklı bir çeģit olarak bilinmektedir. Daha önce yapılan bir çalıģmada ortalama yaprak boyu 45,56 mm olarak tespit edilmiģtir (Canözer, 1991).

50 Çizelge 4.15. Erkence tiplerinde yaprak boyları Tipler Ortalama Yaprak Gruplar Boyu (mm) Erk.11 69,47 a Erk.17 66,95 b Erk.6 66,70 b Erk.2 65,23 b c Erk.9 65,23 b c Erk.3 64,16 c d Erk.16 62,44 d e Erk.7 62,24 d e f Erk.1 62,08 e f g Erk.4 61,93 e f g Erk.15 61,69 e f g h Erk.20 61,69 e f g h Erk.13 61,50 e f g h ı Erk.10 60,46 e f g h ı Erk.8 60,34 f g h ı Erk.18 60,19 g h ı Erk.5 59,81 h ı Erk.19 59,64 ı Erk.12 59,53 ı Erk.14 54,21 j Ortalama 62,27 LSD (0,05): 2,04 CV (%): 0,02 10 grubun meydana geldiği değerlendirmede Erk.11 tek baģına a grubunda yer alırken Erk.14 tek baģına son grup olan j grubunda yer almıģtır. 4.6.2.Yaprak eni Erkence yaprak boyu kısa olmasına rağmen yaprak eni birçok çeģide göre fazla olan bir çeģittir. Hatta bazı tiplerde sürgünlerin dip kısımlarındaki yapraklar çok enli olup, yuvarlağa yakın bir Ģekil almaktadır. Ancak sürgün ortalarına doğru bu özellik ortadan kalktığından ölçülen değerlerde görülmemektedir. Bununla birlikte Çizelge 4.16 da görüldüğü üzere tipler arasında belirgin farklılıklar görülmektedir.

51 Çizelge 4.16. Yaprak enine göre Erkence tipleri Tipler Ortalama Gruplar Erk.17 16,62 a Erk.16 16,09 a b Erk.11 15,83 b Erk.5 15,60 b Erk.10 15,59 b Erk.18 14,49 c Erk.6 14,28 c d Erk.1 13,66 d e Erk.14 13,58 d e Erk.4 13,22 e f Erk.13 13,17 e f Erk.3 12,59 f g Erk.8 12,57 f g Erk.20 12,25 g h Erk.12 12,11 g h Erk.2 12,03 g h Erk.19 11,77 h Erk.9 11,75 h Erk.7 10,85 ı Erk.15 10,17 ı Ortalama 13,41 LSD (0,05): 0,75 CV (%): 0,03 Canözer (1991) Erkence için ortalama yaprak enini 11,86 mm belirtmiģtir. Bu çalıģmada belirlenen tiplerde ise ortalama yaprak eni 10,17 ile 16,62 mm arasında değiģmiģtir. Bütün tiplerin ortalaması ise 13,41 mm bulunmuģtur. Yaprak eni bakımından 9 grup meydana gelmiģtir. Erk.17 ve Erk.16 a grubunda yer alan tipler olup, Erk.7 ve Erk.15 ı grubunda yer almıģtır. 4.6.3.Yaprak sapı uzunluğu Çevre Ģartlarından az etkilenen özelliklerden biri de yaprak sapı boyudur. Bu bakımdan seçilen tipler arasında büyük bir varyasyon gözlenmiģ, yaprak sapı boyları 3,95 ile 6,47 mm arasında değiģmiģtir. Bütün tiplerin ortalaması ise 5,10 mm olmuģtur. Erk.15, Erk.17 ve Erk.5 en uzun yaprak sapına sahip tiplerdir. Erk.12, Erk.10 ve Erk.6 da ise en kısa yaprak sapları ölçülmüģtür (Çizelge 4.17).

52 Çizelge 4.17. Yaprak sapı boyuna göre oluģan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Erk.15 6,47 a Erk.17 6,05 b Erk.5 5,62 c Erk.4 5,42 c d Erk.14 5,41 c d Erk.7 5,39 c d Erk.9 5,32 d e Erk.8 5,23 d e Erk.1 5,12 e f Erk.16 5,11 e f Erk.20 4,97 f g Erk.13 4,95 f g h Erk.19 4,90 f g h ı Erk.3 4,79 g h ı Erk.2 4,76 g h ı Erk.18 4,75 g h ı Erk.11 4,71 h ı Erk.6 4,69 ı Erk.10 4,37 j Erk.12 3,95 k Ortalama 5,10 LSD (0,05): 0,25 CV (%): 0,03 4.6.4.Yaprak sapı kalınlığı Yaprak sapı kalınlığı da en fazla varyasyon gözlenen karakterlerden biri olmuģtur. Canözer (1991) Erkence için ortalama yaprak sapı kalınlığını 1,10 mm olarak belirtirken bu çalıģmada ortalama kalınlık 1,09 mm bulunmuģ olup tiplerin aldığı değerler 0,92 ile 1,27 mm arasında değiģmektedir (Çizelge 4,18). Yaprak sapı çapı en fazla olanlar Erk.17, Erk.4 ve Erk.5, en az olanlar ise Erk.7, Erk.12 ve Erk.14 tipleridir.

53 Çizelge 4.18. Yaprak sapı kalınlığına göre Erkence tipleri Tipler Ortalama Gruplar Erk.17 1,27 a Erk.4 1,22 b Erk.5 1,20 b Erk.1 1,18 b c Erk.19 1,14 c d Erk.10 1,13 c d e Erk.15 1,13 d e f Erk.16 1,12 d e f Erk.2 1,10 d e f g Erk.11 1,09 e f g h Erk.13 1,09 e f g h Erk.20 1,08 f g h Erk.3 1,06 g h ı Erk.9 1,05 h ı Erk.6 1,04 h ı Erk.18 1,02 ı j Erk.8 1,01 ı j Erk.14 0,99 j k Erk.12 0,95 k l Erk.7 0,92 l Ortalama 1,09 LSD (0,05): 0,05 CV (%): 0,03 Yaprak sapı kalınlığı bakımından tipler içinde 12 grup meydana gelmiģtir. Erk.17 a grubunda tek baģına yer alırken, Erk.12 ve Erk.7 en son gruptaki yerini almıģtır. 4.6.5. Yaprak indeksi Yaprak boyu ve eni ağacın geliģme kuvvetine göre çok fazla değiģebilen değerlerdir. Bu nedenle yaprak indeksi daha ayırt edici bir özellik olarak değerlendirilmiģtir. Sürgünlerin dip kısmında bulunan yapraklar daha kısa ve enli olduklarından örnek olarak seçilen yapraklar sürgünlerin orta kısımlarından alınmıģtır. Yaprak indeksi 3,8 ile 6,1 arasında değiģmiģtir (Çizelge 4.19). Ortalama değer ise 4,65 mm bulunmuģtur. Yaprak boyunun enine göre en fazla olduğu, bir baģka deyiģle yaprakları daha ince uzun tipte olanlar Erk.15, Erk.7 ve Erk.9 olmuģtur. Erk.10, Erk.16 ve Erk.5 ise yaprakları enlerine göre en kısa olanlardır.

54 Karaburun ilçesinden, birbirine yakın noktalardan seçilen 4 tipin ilk sıralarda yer alması dikkat çekici bulunmuģtur. Bu bölgenin ekolojik özellikleri yaprak ebatlarını etkilemiģ olabileceği gibi, o yöredeki zeytin ağaçlarının genetik yapısından da kaynaklanabileceği düģünülmelidir. Çizelge 4.19. Yaprak indeksi bakımından oluģan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Erk.15 6,1 a Erk.7 5,7 a b Erk.9 5,6 b Erk.2 5,4 b Erk.3 5,1 c Erk.19 5,1 c Erk.20 5,0 c Erk.12 4,9 c d Erk.8 4,8 c d e Erk.4 4,7 d e f Erk.6 4,7 d e f Erk.13 4,7 d e f Erk.1 4,5 e f Erk.11 4,4 f g Erk.18 4,2 g h Erk.17 4,0 h Erk.14 4,0 h Erk.10 3,9 h Erk.16 3,9 h Erk.5 3,8 h Ortalama 4,7 LSD (0,05): 0,32 CV (%): 0,04 Yaprak indeksi bakımından oluģan 8 gruptan en baģtaki a grubunda Erk.15 ve Erk.7, en sondaki h grubunda ise Erk.18, Erk.14, Erk.10, Erk.16 ve Erk.5 tipleri yer almıģtır. 4.7.Çekirdek Özellikleri Çekirdekler özellikle sofralık zeytinler için önemlidir. Genel olarak; küçük, pürüzsüz olması ve etten kolay ayrılması istenir. Bununla birlikte yağlık çeģitler için de ayırt edici özelliklerden biridir. Çekirdekler çevre Ģartlarından en az etkilenen bitki kısımlarından birisidir. Sadece çekirdek geometrilerine bakılarak çeģitler tanımlanabilmektedir.

55 4.7.1. Çekirdek ağırlığı Çekirdeklerin ağırlığı meyvenin büyüklüğüne bağlı olarak değiģmekle birlikte meyvenin büyüklüğü dıģ faktörlerden daha fazla etkilendiğinden bu değiģim her zaman orantılı değildir. Ayrıca bu çalıģmada çekirdek ağırlıkları elde edilen meyve ağırlıkları ile kıyaslandığında iki özelliğin çok iliģkili olmadığı görülmüģtür. Çizelge 4.20 de görüldüğü gibi ortalama çekirdek ağırlıkları 0,38 ile 0,63 g arasında değiģmiģtir. Genel ortalama çekirdek ağırlığı ise 0,52 g olmuģtur. Canözer (1991) ise Erkence nin ortalama çekirdek ağırlığını 0,42 g olarak belirtmiģtir. Sıralamada ilk üç sırada Erk.18, Erk.8 ve Erk.3 tipleri yer alırken, Erk.10, Erk.17 ve Erk.19 son sıralarda yer almıģtır. Çizelge 4.20. Çekirdek büyüklüklerine Erkence tipleri Tipler Ortalama Çekirdek Gruplar Ağırlığı (g) Erk.18 0,63 a Erk.8 0,63 a Erk.3 0,62 a Erk.9 0,62 a Erk.14 0,59 a b Erk.12 0,56 b c Erk.4 0,55 b c Erk.7 0,54 c d Erk.5 0,54 c d Erk.6 0,53 c d Erk.20 0,52 c d e Erk.16 0,50 d e f Erk.15 0,48 e f g Erk.13 0,47 e f g Erk.1 0,47 e f g Erk.2 0,47 f g Erk.11 0,46 f g Erk.10 0,44 g Erk.17 0,39 h Erk.19 0,38 h Ortalama 0,52 LSD (0,05): 0,05 CV (%): 0,06

56 Çekirdek ağırlığı bakımdan yapılan istatistikî analizde 8 farklı grup oluģmuģtur. Ġlk grupta en fazla çekirdek ağırlığına sahip olan Erk.18, Erk.8, Erk.3, Erk.9 ve Erk.14 yer almıģtır. Erk.17 ve Erk.19 ise son grupta bulunmaktadır. 4.7.2. Çekirdek indeksi Fanizza ya (1982) göre Çekirdek uzunluğu ve çekirdek çapı yüksek kalıtsallığa sahip özellikler olup, bu özellikler çevre koģullarından da oldukça az etkilenmektedir (Kaya, 2006). Çekirdek eni ve boyu tipler arasında belirgin farklar göstermekle birlikte en az varyasyonun gözlendiği ölçümlerden biri de çekirdek indeksi olmuģtur. Genel ortalamanın 2,1 olduğu çekirdek indeksinde tip ortalamaları 1,96 ile 2,30 arasında değiģmiģtir (Çizelge 4.21). Çekirdekleri en uzun olan tip Erk.17, yuvarlağa en yakın olan tip Erk.16 bulunmuģtur. Çizelge 4.21. Çekirdek indeksine göre oluģturulan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Erk.17 2,30 a Erk.4 2,29 a Erk.19 2,28 a b Erk.9 2,27 a b Erk.7 2,27 a b Erk.2 2,23 a b c Erk.14 2,18 b c d Erk.3 2,17 c d e Erk.10 2,16 c d e f Erk.18 2,15 c d e f g Erk.5 2,13 d e f g Erk.12 2,10 d e f g h Erk.6 2,09 e f g h Erk.11 2,07 f g h ı Erk.20 2,06 g h ı Erk.1 2,05 g h ı j Erk.8 2,03 h ı j Erk.13 2,01 h ı j Erk.15 1,98 ı j Erk.16 1,96 j Ortalama 2,14 LSD (0,05): 0,10 CV (%): 0,03 Çekirdek indeksi bakımından tipler 10 gruba ayrılmıģlardır. Ġlk grupta Erk.17, Erk.4, Erk.19, Erk.9, Erk.7 ve Erk.2, son grupta ise Erk.1, Erk.8, Erk.13,

57 Erk.15 ve Erk.16 yer almıģtır. Meyvesi uzun olan tiplerin çekirdeklerinin de uzun olması beklenmesine rağmen meyve indeksi ile çekirdek indeksi arasında herhangi iliģki gözlenmemiģtir. 4.7.3. Et-çekirdek oranı Çekirdek oranı özellikle sofralık olarak değerlendirilen zeytinlerde düģük olması istenen bir değerdir. Meyve etinin yapısı, sofralık zeytinler için önemlidir. Yüksek et/çekirdek oranı, çeģitler arasında değiģiklik gösteren ve aranan bir özelliktir (Scaramuzzi and Roselli, 1986). Zeytinin yok yıllarında meyveler daha fazla irileģtiklerinden çekirdekler oransal olarak küçülmekte ve et/çekirdek oranı artmaktadır (KaĢka and Dönmez, 1991). Seçilen Erkence tipleri arasında çekirdek oranları % 13,4 ile 18,4 arasında değiģmiģtir (Çizelge 4.22). Yapılan bir çalıģmada ise Erkence çeģidinde meyvedeki çekirdek oranı %13,84 olarak belirlenmiģtir (Canözer, 1991). Tiplerin çoğunda çekirdek oranının bu değerden yüksek olması dikkat çekicidir. Çizelge 4.22. Et-Çekirdek oranına göre oluģturulan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Erk.7 18,45 a Erk.3 18,40 a Erk.4 18,27 a Erk.6 17,79 a b Erk.1 17,23 a b c Erk.9 17,09 a b c Erk.8 16,96 a b c Erk.11 16,52 b c d Erk.16 16,19 b c d Erk.17 16,11 b c d Erk.18 16,10 b c d Erk.19 16,03 c d e Erk.13 16,00 c d e Erk.12 15,22 d e f Erk.20 15,08 d e f g Erk.10 15,05 d e f g Erk.5 14,35 e f g Erk.14 13,93 f g Erk.15 13,65 f g Erk.2 13,40 g Ortalama 16,09 LSD (0,05): 1,73 CV (%): 0,06

58 7 grubun meydana geldiği gruplamada Erk.7, Erk.3, Erk.4, Erk.6, Erk.1, Erk.9, Erk.8 ilk grupta, Erk.20, Erk.10, Erk.5, Erk.14, Erk.15, Erk.2 son grupta yer almıģlardır. Belirgin bir korelasyon gözlenmese de hurmalaģma oranı bakımından ilk sıralarda yer alan Erk.9, Erk.8 ve Erk.1 nın çekirdek oranı bakımından da a grubunda yer alması çekirdek iriliği ile hurmalaģma oranı arasında bir iliģkinin varlığını akla getirmektedir. 4.8. Çiçek Özellikleri 4.8.1. Çiçeklenme zamanı Çiçeklenme zamanı bakımından tipler arasında önemli bir varyasyon görünmekle birlikte (Çizelge 4.23) bu varyasyonun asıl nedeninin seçilen ağaçların bulundukları ekolojik koģullar olduğu düģünülmektedir. Denize olan uzaklık, bakı, yükseklik, toprak özellikleri çiçeklenme zamanını etkilemektedir. Ancak tiplerin genetik özelliklerinin de etkili olduğu kaçınılmazdır. Zira birbirine çok yakın yerlerden seçilen Erk.7 ile Erk.15, Erk.8 ile Erk.17 sıralamada oldukça farklı yerlerde bulunmaktadır. Erk.20 en erken çiçeklenen tip olurken, Erk.4 en geç çiçeklenen ağaç olmuģtur. Seçilen tiplerin çiçeklenme zamanları Canözer in (1991) Erkence çeģidi için belirttiği 13-9 Haziran olan çiçeklenme zamanı ile uyum göstermektedir. Çiçeklenme dönemini etkileyen bir diğer faktör ise yıldır. Yıl içinde yaģanan iklim Ģartlarına göre çiçeklenme dönemi ve çiçeklenme süresi değiģebilmektedir (Toplu ve Gezerel, 2000).

59 Çizelge 4.23. Seçilen Erkence tiplerinde çiçeklenme zamanları. Erk.1 Erk.2 Erk.3 Erk.4 Erk.5 Erk.6 Erk.7 Erk.8 Erk.9 Erk.10 Erk.11 Erk.12 Erk.13 Erk.14 Erk.15 Erk.16 Erk.17 Erk.18 Erk.19 Erk.20 Ortalama Tip Tam Çiçeklenme Zamanı 15 Mayıs 5 Mayıs 20Mayıs 5 Haziran 20 Mayıs 10 Mayıs 30 Mayıs 25 Mayıs 20 Mayıs 10 Mayıs 30 Mayıs 25 Mayıs 15 Mayıs 25 Mayıs 10 Mayıs 20 Mayıs 15 Mayıs 20 Mayıs 10 Mayıs 30 Nisan 22 Mayıs 4.8.2. Somak uzunluğu Somak uzunluğu varyasyonun en fazla karģılaģıldığı değerlerden biri olmuģtur. Bununla birlikte daha önce Erkence çeģidi için belirlenen somak uzunluğunun 14-28 mm olduğu düģünülürse (Canözer, 1991) Çizelge 4.24 ten de görüleceği üzere hemen bütün tipler bu sınırlar arasında kalmaktadır. Erk.2 29,5 mm ile en uzun, Erk.7 16,7 mm ile en kısa somaklara sahip tipler olmuģlardır. Ortalama somak boyu ise 23,5 mm bulunmuģtur.

60 Çizelge 4.24. Somak uzunluğuna göre oluģan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Erk.2 29,54 a Erk.6 28,91 a b Erk.20 28,64 a b Erk.8 27,07 a b c Erk.18 25,88 b c d Erk.1 25,52 b c d Erk.3 25,36 b c d e Erk.16 24,71 c d e Erk.11 24,11 c d e Erk.19 23,91 c d e Erk.13 23,57 c d e Erk.12 23,34 d e Erk.10 23,11 d e Erk.4 22,93 d e f Erk.5 21,77 e f g Erk.9 19,45 f g h Erk.14 19,41 f g h Erk.17 18,37 g h Erk.15 17,38 h Erk.7 16,67 h Ortalama 23,48 LSD (0,05): 3,61 CV (%): 0,09 Somak uzunluğu bakımından yapılan t testinde 8 grup ortaya çıkmıģtır. Erk.2, Erk.6, Erk.20 ve Erk.8 en uzun somaklı grup olurken, Erk.9, Erk.14, Erk.17, Erk.15 ve Erk.7 en kısa somaklı grubu teģkil etmiģlerdir. 4.8.3. Somaktaki çiçek sayısı Canözer (1991) Erkence çeģidinde somaktaki çiçek sayısının 6-20 arasında değiģtiğini belirmiģtir. Seçilen Erkence tiplerinde somaktaki çiçek sayısı 9,0 ile 16,7 (Çizelge 4.25) arasında olup, bütün tiplere ait değerler Canözer in (1991) belirttiği sınırlar arasında kalmaktadır. Somaktaki ortalama çiçek sayısı ise 12,4 bulunmuģtur.

61 Çizelge 4.25. Somaktaki çiçek sayılarına göre oluģan gruplar. Tipler Ortalama Gruplar Erk.3 16,67 a Erk.10 15,47 a b Erk.6 14,83 a b Erk.8 14,50 a b c Erk.18 14,50 a b c Erk.2 13,67 a b c d Erk.9 13,50 a b c d e Erk.20 13,25 a b c d e f Erk.12 12,92 b c d e f g Erk.13 12,92 b c d e f g Erk.5 12,33 b c d e f g h Erk.7 12,08 b c d e f g h Erk.16 12,08 b c d e f g h Erk.1 11,33 c d e f g h Erk.11 10,33 d e f g h Erk.17 10,08 e f g h Erk.19 10,00 f g h Erk.14 9,63 g h Erk.4 9,42 h Erk.15 9,00 h Ortalama 12,43 LSD (0,05): 3,47 CV (%): 0,17 Erkence tipleri somaktaki çiçek sayısı bakımından istatistiki değerlendirmeye tabi tutulduklarında 8 grup ortaya çıkmıģtır. Erk.3, Erk.10, Erk.6, Erk.8, Erk.18, Erk.2, Erk.9 ve Erk.20 a grubunda, Erk.5, Erk.7, Erk.16, Erk.1, Erk.11, Erk.17, Erk.19, Erk.14, Erk.4 ve Erk.15 h grubunda yer almıģlardır. 4.9. Genel Gruplandırma Ölçülen ve hesaplanan bütün sayısal veriler kullanılarak gerçekleģtirilen cluster analizi ile seçilmiģ olan 20 tip birbirlerine olan yakınlıklarına göre 6 farklı grup içinde toplanmıģtır (ġekil 4.10). Ġlk grupta Erk.1, Erk.13, Erk.10, Erk.20, Erk.6, Erk.2, Erk.11 ve Erk.16, 2. grupta Erk.15, 3. grupta Erk.4, Erk.7, Erk.17 ve Erk.19, 4. grupta Erk.3, Erk.18 ve Erk.12, 5. grupta Erk.9 ve Erk.10, 6. grupta ise Erk.5 ve Erk.14 yer almıģtır.

62 Erk.1 1 Erk.13 Erk.10 Erk.20 Erk.6 6 Erk.2 2 Erk.11 Erk.16 Erk.15 Erk.4 4 Erk.7 7 Erk.17 Erk.19 Erk.3 3 Erk.18 Erk.12 Erk.8 8 Erk.9 9 Erk.5 5 Erk.14 13 10 20 11 16 15 17 19 18 12 14 ġekil 4.10. Elde edilen bütün verilen kullanılması ile oluģan Erkence grupları. Cluster analizi sonucunda Erk.1 ve Erk.13 birbirine en yakın tipler olarak belirlenirken Erk.15 kendi baģına bir grup oluģturmuģtur. Yüksek hurmalaģma oranları ile dikkat çeken Erk.8 ve Erk.9 da ayrı bir alt grup meydana getirmiģtir. 4.10. İncelenen Özellikler Arasındaki İlişkiler Ölçülüp tartılan veya gözlemleri alınarak var olan farklılıkları ortaya koymak üzere değerlendirilen, analiz edilen bütün özelliklerin ortalama değerleri alınarak özellikler arasındaki iliģkileri belirlemek amacıyla gerçekleģtirilen korelasyon analizinden elde edilen sonuçlar Çizelge 4.26 da görülmektedir. 0 yakın olan değerler zayıf, uzak olan değerler ise güçlü iliģkileri gösteren tabloda 0 a en uzak olabilecek değerler 1ve -1 dir. Tablodaki negatif değerler negatif, bir baģka deyiģle ters yönlü iliģkileri göstermektedir. Bu durumda değerlerden birinin

Şekil 4.26 63