Bu duruma nasıl ve neden gelinmiştir?



Benzer belgeler
1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

POMPA ve KOMPRESÖRLER

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Et fiyatları bu şekilde yükselirken yeterli hayvan olmaması kaçakçılığı ve sahteciliği körüklemektedir.

KURUYEMİŞ SEKTÖR RAPORU

ULUSAL TARIM KURULTAYI HAYVANSAL ÜRETĐMDE SORUNLAR ÇALIŞTAYI RAPORU

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

1- Ekonominin Genel durumu

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Demiryolu Taşımacılığı ve Bilişim Teknolojileri. Mete Tırman

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Murahhas Aza. Denetimden Sorumlu Komite Üyesi. Denetimden Sorumlu Komite Üyesi. Denetleme Kurulu Üyesi

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

SÜRDÜRÜLEBİLİR ALABALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ ÇALIŞTAY SONUÇ RAPORU

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ RAPORU (2012/2)

TEBLİĞ İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2013/19)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Bu seviyede enerjiye ihtiyacı olan ülkemizdeki enerji sektörünün temel göstergelerine bakınca şu teppitleri yapmak mümkündür:

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İnşaat Sanayi KSO da buluştu

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 01/12/2014 Sayı: 2014/107 Ref : 6/107. Konu: MISIR MENŞELİ POLİSTİREN İTHALATINDA DAMPİNG SORUŞTURMASI AÇILMIŞTIR

YERLİ ÜRETİCİLER TARAFINDAN ÇİN HALK CUMHURİYETİ MENŞELİ PVC İTHALATINA YÖNELİK YAPILAN KORUNMA ÖNLEMİ BAŞVURUSUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK VE ÖNEMİ ÇEVRE VE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ İLE İLİŞKİSİ. Gürbüz YILMAZ Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

VAKIF MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. (ESKİ UNVANI İLE VAKIF B TİPİ MENKUL KIYMETLER YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. )

T.C. ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ DEKANLIĞI.. BÖLÜM BAġKANLIĞINA. Üniversitesi,.. Fakültesi, Anabilim Dalı. numaralı

Ekonomi Bakanlığından: GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞININ KONTROLÜNE TABİ ÜRÜNLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2013/5)

AvivaSA Emeklilik ve Hayat. Fiyat Tespit Raporu Görüşü. Şirket Hakkında Özet Bilgi: Halka Arz Hakkında Özet Bilgi:

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

AYDIN TİCARET BORSASI

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

DEMİRYOLUNUN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ YAPILANMA SERBESTLEŞME TÜRKİYE DEMİRYOLU ALTYAPISI VE ARAÇLARI ZİRVESİ EKİM 2013 İSTANBUL TÜRKİYE

Ekonomi Bakanlığından: İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2015/9) ( T R.G.)

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 19 Ocak 2013 Sayı : 28533

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

TMS 33 HİSSE BAŞINA KAZANÇ. GÜNCELLEMELER ve YÜRÜRLÜK TARİHLERİ

Banvit Bandırma Vitaminli Yem San. A.Ş. 01 Ocak - 30 Eylül 2009 Dönemi. Faaliyet Raporu

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ YAZ OKULU YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

TEBLİĞ İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/10) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MUHASEBE VE DENETİM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (TEZSİZ)

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Sayfa No: 1

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (No: 2015/22) ( t s. R.G.)

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Çeyrek Finansal Sonuçları

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

YÖNETMELİK. a) Basamak kontrolü: On beş basamaklı IMEI numarasının son basamağının doğruluğunun kontrolünü,

28 Mayıs 2016 tarihli ve sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır. KURUL KARARI. Karar No : Karar Tarihi : 13/05/2016

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 14 SUNUŞ 16 BİR SEÇİM YAPMA BİLİMİ OLARAK EKONOMİ VE VERİMLİLİK İLKESİ 19 BÖLÜM 1 VERİMLİLİK-KAVRAMSAL ÇERÇEVE

İEİS Tüzük Değişikliği Önerisi

Mali Bülten. No: 2009/18

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU

Transkript:

Ülkemizde et fiyatlarındaki artış, et ithalatının serbest bırakılmasını tekrar gündeme getirmiş ve bu amaçla Et ve balık Kurumu na Et İthal Etme Yetkisi verilmesiyle yeni bir süreç başlamıştır. Bu duruma nasıl ve neden gelinmiştir? Bilindiği gibi, Türkiye, 1980'li yılların ortalarına kadar et hayvancılığı açısından Ortadoğu'nun en zengin ülkesi durumundaydı. Buna bağlı olarak Türkiye'den Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye et ihraç ediliyordu. Hatta bugün çok şikayetçi olduğumuz kaçak canlı hayvan girişi, o dönemde ters yönde işliyor, yani Türkiye'den bölgenin diğer ülkelerine et kaçakçılığı yapılıyordu. 1980'li yılların ortalarında Türkiye'de hayvancılığın merkezi konumunda bulunan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terörün gelişmesi hayvancılığa büyük bir darbe vurdu. Terör nedeniyle meraların kullanılamaz hale gelmesi, bölgede esas olarak mera hayvancılığı yapıldığı için, küçük ve büyükbaş hayvan sayısının hızla azalmasına neden oldu. Aynı dönemde ülkenin terör olmayan bölgelerinde de meralar hızla ortadan kaldırıldı. 1940 yılında 44 milyon hektar olan çayır mera alanları 2000'li yıllarda 12 milyon hektara kadar düştü. Aynı dönemde, bu eğilimi ortadan kaldırmak için önlem alınacağına, hayvancılığa verilen teşvikler kaldırılarak et ithalatı serbest bırakıldı. Bunun sonucunda, Türkiye dünyanın ucuz et pazarı oldu. Batı ülkelerinde tüketilemeyecek kadar kalitesiz ne kadar et varsa Türkiye'ye getirildi. Bunun sonucunda yalnız hayvancılık değil, et ürünleri işleyen sanayi işletmeleri de ya iflas ya da ithal ikilemi ile karşı karşıya kaldı. O dönemde, kamu sektöründe de hayvancılığa hizmet eden EBK, SEK ve Yem Sanayi gibi önemli kuruluşların özelleştirilmesine başlandı.1952 yılında kurulan EBK, özelleştirildiği 1995 yılına gelindiğinde 29 kombinaya sahipti. Bu kombinalar gerek üreticinin yetiştirdiği hayvanların değerlendirilmesinde, gerekse hayvan hastalıklarının denetlenmesinde önemli bir işleve sahipti. Özelleştirme sonrasında bu kombinalardan 10'da 9'u kapatıldı. O dönemde uygulanan serbest et ithalatının hayvancılığı çöküşe götürdüğü çok kısa zamanda ortaya çıkınca, et ithalatının kapsamı daraltıldı ve yalnızca damızlık canlı hayvan ithalatına izin verildi. Daha sonra, ithal edilen damızlık hayvanların da ülke koşullarına uyum sağlamada zorlandığı görülünce, canlı hayvan ithalatı da durduruldu ve yerli ırkların geliştirilmesine çalışıldı. Aynı dönemde hayvancılığa teşvikler de yeniden başlatıldı. Alınan önlemler üzerine tam hayvancılık kendini toparlamaya başlamış ve ülke çapında et ve süt hayvancılığı amacıyla birçok işletme kuruldu. 2001 krizi ile birlikte yeniden bir geriye gidiş süreci yaşandı. 2001 krizi sırasında besicilere verilen kredi faizlerinin yüzde 200'lere ulaşması ve verilen kredilerin zamanından

önce geri talep edilmesi ile bu alana yatırım yapan neredeyse tüm işletmeler iflas etti. Daha sonra "onarım" amaçlı alınan bazı teşvik tedbirlerine rağmen, hayvancılık tekrar cazip hale getirilemediği için istenilen sonuç alınamadı. Piyasada, et fiyatları ile başta yem olmak üzere et üretiminde kullanılan girdi fiyatları arasındaki dengenin bir türlü sağlanamamış olması istenilen sonucun alınamamasının da büyük bir etken oldu. Günümüzde durum A) Yem Fiyatları: Halen et fiyatları ülkemizde örneğin AB ülkelerine göre yüksektir ve et ithalatının en önemli gerekçelerinden biri bu durumdur. Ancak, üretici açısından bakıldığında, aynı durum yem fiyatları açısından da geçerlidir. Ülkemizde meraların hızlı bir biçimde tahrip edilmesi ve yeterince yararlanılamaması nedeniyle, hayvan yetiştiricileri ağırlıklı olarak ithal maddelere dayalı konsantre yeme ağırlık vermek zorunda kalmıştır. Bu yem, kaliteli kaba yem olarak adlandırılan çayır ve mera bitkilerinden elde edilen yeme göre 5-6 kat daha pahalıdır. Gelişmiş ülkelerde kaliteli kaba yem tüketim oranı hayvan yemi tüketiminin yüzde 90'ını oluştururken, ülkemizde bu oran yüzde 10 düzeyindedir. Karma yemlerin yapısına giren hammaddede dışa bağımlılık yüzde 50'nin üzerindedir. Hayvancılıktaki girdi maliyetleri gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında 3-4 kat daha yüksektir. Girdi maliyetlerinin en önemli bölümünü (yüzde 70) yem fiyatları oluşturmaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak ülkemizde hayvancılık rantabl olmaktan çıkmakta ve hayvan sayısı artacağına azalmaktadır. B) Hayvan Varlığı Azalıyor: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; göre 2008 yılında büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,58 azalarak, 10 milyon 946 bin 239'a düşmüştür. Büyükbaş hayvanlardan sığır sayısı yüzde 1,60 azalarak 10 milyon 859 bin 942 baş olmuştur. 2009 yılı sonu itibariyle toplam büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yine %1,2 azalış göstermiş, Sığır sayısı ise %1,3 azalarak 10 723 958 baş olmuştur. Koyun sayısı 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,84 azalarak 23 milyon 974 bin 591 başa, keçi sayısı ise yüzde 11,02 azalarak 5 milyon 593 bin 561 başa düşmüştü. Bu sayı 2009 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre %9,3 azalarak 21.749.508 baş, keçi sayısı ise %8,3 azalarak 5.128.285 baş olmuştur. Buna bağlı olarak 2009 yılında kırmızı et üretimi, 2007 yılına göre yüzde 17 oranında azalarak 410 bin tona gerilemiştir. Bu yıl içerisinde sığır etinde yüzde 14,20, koyun etinde yüzde 17,69, keçi etinde yüzde 43,02 ve manda etinde yüzde 32,90 azalış meydana gelmiştir.

C) Sütte yaşanan sorunlar: Türkiye'deki hayvan sayısının azalması kaçınılmaz olarak et fiyatlarında artışı gündeme getirince, zaten yem fiyatlarını karşılayamaz duruma gelmiş bulunan süt üreticileri de, süt hayvancılığında kullanılan hayvanları kesime yollanması sonucunu doğurmuştur. Bunun sonucunda ülkenin süt üretimi de düşmüştür. TÜİK rakamlarına göre, süt üretimi, 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 0,70 azalarak, 12 milyon 243 bin 40 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın yüzde 91,93'ünü inek sütü, yüzde 6,10'unu koyun sütü, kalanını da keçi ve manda sütü oluşturmaktadır. 2007 yılında taban fiyatı 66 kuruş olan süt, 2010 yılı Ocak ayına gelindiğinde 85 kuruşa çıkarak, yüzde 28'lik bir artış gerçekleşmiştir. Oysa, 2008-2009 yıllarında yani et fiyatları yükselmeye başladığında süt fiyatı 40 kuruşa kadar inmiştir. Sektör temsilcilerinin açıklamalarına göre, 2008-2009 yıllarında 300 bin baş süt veren inek kesilmiştir. Kırmızı Et Açığı Türkiye'nin 2009 yılı kırmızı et üretiminin 410 bin tondur. Oysa on yıl evvel Türkiye de 507 bin ton kırmızı et üretiyordu. Gerçi tüketimimizin 1.2 milyon ton olduğu düşünülürse, gerçek üretimimizin resmi rakamların gösterdiğinden daha yüksek olduğu düşünülebilir; ancak o zamanda kırmızı et üretimimizin neredeyse yarıdan fazla oranda kayıt dışı olduğu ortaya çıkar, ki bu da başka bir önemli sorunu ortaya koymaktadır. Bu tablonun devam etmesi halinde neler yaşanabileceğine ilişkin olarak Devlet Planlama Teşkilatı tarafından bir projeksiyon hazırlanmıştır. Bu çalışmanın ortaya koyduğu gerçekler şöyledir: Türkiye'deki işletmelerin yüzde 72'sinde 1-4 baş hayvan bulunmaktadır. Bu durum verimliliği etkilemektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) nün, 2004 yılı verilerine göre, AB-15'de sığır ve dana karkas verimi 278,2 kg, koyun ve kuzu karkas verimi 14,8 kg seviyesinde. Türkiye'de ise sığır ve dana karkas verimi 180 kg, koyun ve kuzu karkas verimi 18 kilogramdır. Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) verilerine göre, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda 2015 yılında ülkemizde 170 bin ton civarında bir et açığı oluşacaktır. Türkiye'de et fiyatının AB ülkelerine göre yüksekliği bilinmektedir. Türkiye'de 1 kg. sığır etinin üretim maliyeti ortalama 5 avro ve bu maliyetin yaklaşık yüzde 70'i yemden kaynaklanmaktadır. AB'de ise bu rakam 2,5 avro seviyesindedir.

2008 yılında Türkiye'de üretici kırmızı etin kilogramı 8 TL civarında satılırken, etin tüketiciye ortalama satış fiyatı 14 TL civarında gerçekleşmiştir. 2010 yılının ilk aylarında etin üretici fiyatı 16 lirayı, tüketiciye satış fiyatı ise 30 lirayı aşmıştır. Et fiyatları bu şekilde yükselirken yeterli hayvan olmaması kaçakçılığı artırmıştır. Bunun sonucunda, et ve hayvan kaçakçılığı artmakta, normal olarak ülkemizde eti yenmeyen ve piyasa değeri bulunmayan yaşlı at ve eşekler dana ve sığır eti niyetine satışa sunulmuştur. Bilindiği gibi, birkaç yıl önce yapılan bir kaçakçılık operasyonu sırasında Doğu sınırımızdan yalnızca sığır ve koyun değil, hörgüçlü inekler ile Hint buffalolarının da girdiği saptanmıştı. Türkiye'de kaçak et nitelemesi yapıldığında temel olarak üç ana konu akla gelmektedir: - Gıda maddesi olarak kaçak sokulan etler, - Canlı hayvan olarak yapılan kaçakçılık ve - Mezbaha ve kombinalar dışında denetim dışı kesilen hayvanlara ait et anlaşılmaktadır. Büyük kaçakçılık organizasyonlarında genellikle, sınırdan kaçak yollardan sokulan canlı hayvanların piyasaya sürülmesi, serbest bölgelere transit geçiş amacıyla getirilen etlerin ülkeden geçerken "kaybedilmesi" yöntemleri uygulanmaktadır. Bunun dışında, yurda giriş yapan araçlar ve yolcularla küçük partiler halinde et ve diğer et mamulleri ülkemize kaçak olarak sokulmaktadır. Canlı hayvan kaçakçılığında esas olarak İran ve Irak sınırlarında yer alan Şemdinli, Yüksekova, Başkale gibi merkezler kullanılmaktadır. Bu bölgelere komşu ülkelerde yaşanan otorite boşluğu ya da yetkililerin göz yumması nedeniyle, kaçakçılar tarafından İran, Afganistan, Hindistan, Pakistan menşeli canlı hayvanlar ülkemize sokulduktan sonra ya o bölgede kesilmekte, ya da canlı olarak "kaçak" sevk edilmektedir. Bazen de, bu hayvanlara menşe şahadetnamesi ve sağlık belgesi temin edilerek "aklandıktan" sonra, yasal yollardan bölge dışına çıkarılarak tüm ülkeye gönderilmektedir. Kaçak hayvan ticareti için özellikle ucuz olması nedeniyle hasta ya da terk edilmiş hayvanlar tercih edilmektedir. Bu ölçüde kaçak hayvan girişinin doğal bir sonucu, hayvan hastalıklarının yaygınlaşmıştır. Örneğin, Hakkari, Van ve çevresindeki hayvanlardan alınan kan örneklerinde yüzde 20'sinde şap hastalığı olduğu sonucunu göstermiştir. Gerekli denetim yapılmadan mezbaha ve kombinalar dışında, kesilen kaçak et sorunu ise ülkemizin en önemli sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Bu arada mevcut mezbahaların tümünün çalışma ruhsatlı olmaması, ya da yeterli hijyenik koşullara sahip bulunmaması da sorunu daha ciddi bir hale getirmektedir. Örneğin İstanbul'daki et kesiminin yüzde 60'ının kontrolsüz olduğu, ruhsatlı

mezbaha oranının yüzde 30'u geçmediği tahmin edilmektedir. Bu durumda kesilen etlerin yarıdan fazlasının denetim dışı kesildiği kabul edilmelidir. Kaçak hayvan girişi, ekonomiye ve hayvancılığa verdiği zararın dışında, insan ve hayvan sağlığı açısından da büyük bir risk oluşturmaktadır. Ülkemizde sık sık rastlanan şap, şarbon, tüberküloz, brusella gibi hastalıklar hayvan ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Alınması gereken önlemler: Türkiye, bu yoldan daha önce geçmiştir ve bugünkü olumsuz tablonun oluşması ithalat kapılarının açılması ile başlamıştır. Bugün et fiyatlarının yüksek olması nedeniyle et ithalatının başlaması durumunda belki, geçici bir süre için et fiyatları düşecektir; ancak orta ve uzun vadede rekabet şansını tamamen yitiren yerli üreticiler bu durumda hayvancılık yapmaktan vazgeçecekler ve bu durumun sonucunda et fiyatları kalıcı bir biçimde bugünkünden çok daha yüksek hale gelecektir. Bu durum, yalnızca bir tahmin değildir. Et üretimi dünya ölçeğinde beslenme kriterlerinin değişmesi ve Çin başta olmak üzere bazı gelişmekte olan ülkelerde et tüketiminin giderek artması nedeniyle bir dar boğaza girmektedir. Et arzı bu durumda talebin gerisinde kalmakta ve fiyatlar artmaktadır. Bunun yanı sıra, gıda alanı giderek dünya çapında spekülatif hareketlere daha fazla açılmaktadır. Geçen yıllarda yaşadığımız gıda enflasyonu ve fiyat hareketlerinde bir yılda yüzde yüzlere varan artışlar unutulmamalıdır. Özellikle dışa bağımlı ülkeler bu tür spekülatif hareketlerin hedefi durumundadır. Dolayısıyla bu durum karşısında en başta alınması gereken önlem, ithalat yolunun açılması değil, ülke içinde üretimin artırılmasıdır. Nitekim, et ithalatının başlamasından bu yana yaşananlar da bu saptamaları doğrulamıştır. Başlangıçta 'üreticiyi terbiye etmek' anlayışıyla sınırlı bir ithalat öngörüldüğü halde ithalat oranı giderek artmakta ve bu durum ülke içindeki üreticileri ellerindeki hayvanların yerine yenisini koymama davranışına sürüklemektedir. En son 14 Eylül 2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan tebliğ ile kurbanlık büyük ve küçük baş hayvan ithalatının da önü açılmış, bu tebliğ çerçevesinde Trakya Bölgesi için 80 bin büyükbaş hayvan ithal edilmiştir. Görüldüğü gibi her parti ithalat, daha sonra daha büyük bir başka ithalatın yolunu açmakta ve üreticiyi yıkıma sürüklemektedir. Bu politika, et fiyatlarındaki artışın hayvan sayısındaki azalmadan kaynaklandığını inkar eden ve üreticiyi spekülatör gibi gören anlayıştan kaynaklanmaktadır. Bu anlayış en kısa zamanda terk edilmeli ve ülkede üretimi artıracak çareler aranmalıdır. Bu çerçevede alınabilecek bir

önlem yurtdışından damızlık hayvan ithal ederek bunları uygun fiyatla üreticiye dağıtmaya ağırlık vermektir. Fiyat artışlarının bir diğer nedeni ise üretim sektöründe ortaya çıkan tekelleşme eğilimleridir. Bu eğilim de et fiyatlarının artmasında belirli bir rol oynamaktadır. Ancak ithalat politikasının bu eğilimi ortadan kaldırmak yerine güçlendirdiği unutulmamalıdır. Diğer önemli önlemler şöyle sıralanabilir: - Yem fiyatlarına yönelik destek artırılmalı ve genel bir ölçek yerine bölgesel özellikleri dikkate alan bir yöntem uygulanmalıdır. - Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde uygulanan mera yasakları kaldırılmalıdır. - Bu durumda artabilecek kaçak hayvan giriş ve çıkışına karşı gerekli önlemler alınmalıdır. - Damızlık hayvanlar ve süt hayvanlarının kesimini engellemeye yönelik önlemler alınmalı; kuzu ve dana eti tüketimi yerine koyun ve sığır eti tüketimini teşvik edecek kampanyalar yürütülmelidir. - Hayvancılığa verilen teşvikler artırılmalıdır. Et verimini artırmak ve verimsizliğin neden olduğu hastalık ve erken kesimleri önlemek için küçük üreticilerin elindeki hayvanların toplu bakım ve sağımlarının yapılacağı "hayvan kreşleri" oluşturulmalıdır. - EBK güçlendirilerek et piyasasında düzenleyici rol oynayabilecek bir konuma getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki piyasanın düzenlenmesi ve spekülasyonun önlenmesinin en sağlam yolu ülke içindeki üretimi teşvik etmek ve EBK'yı bu amaçla kullanmaktır. Bunun için bu üretici işlevi öne çıkarılmalıdır. - Kayıtdışı üretimi engellemeye yönelik yaptırımlar uygulanmalıdır. - Meracılığın yapıldığı yerlerde çoban eğitimine gidilmeli; çobanlık meslek haline dönüştürülmeli ve çobanların Bağ-Kur primleri devlet tarafından karşılanmalıdır. --------------- Kaynaklar: - Muhtelif Gazete Yazıları - Türkiye Ziraatçiler Derneği

Kırmızı Et Sektörü ve Yaşanan Gelişmeler