HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTISI RAPORU TOPLANTI YERİ : MIRACLE RESORT OTEL TOPLANTI TARİHİ : 23-25 Kasım 2012 GRUP ADI KONU GRUP BAŞKANI GRUP SÖZCÜSÜ : İdare 2.Grup : DANIŞTAY 5. DAİRE KONULARI : Resul ÇOMOĞLU : İlker ŞENDOĞAN TOPLANTI RAPORU MEMUR ATAMA 1) Adalet Bakanlığında memur olarak görev yapan personelin, komisyonun yetki alanı dışında bir yere atama talebinin Adalet Bakanlığa iletilmesi gerektiği, Adalet Komisyonunun talebi reddedemiyeceği, 2802 sayılı Kanunun 114. maddesine göre mülhakat dışı atama yetkisinin Bakanlıkta olduğu, 2) Yan dal uzmanlığını kazanan uzman doktorların atamalarının, 5371 sayılı Kanunla 3359 sayılı Kanuna eklenen ek 4. madde uyarınca (eş ve sağlık özrü hariç) tercih hakkı verilerek kurayla belirleneceği, 3) Gümrük ve Ticaret Bakanlığında görevli personelin atanmasında ilgili yönetmelik hükümlerinde öngörülen hizmet sürelerinin dikkate alınacağı, görevinde başarısızlığının ortaya konulmasına gerek olmadığı, 4) 5283 sayılı Kanunun 4. maddesinde, sağlık biriminde çalışan personelin Sağlık Bakanlığına devri öngörüldüğünden, Adalet Bakanlığı'na bağlı cezaevinde psiko-yardım servisinde çalışan psikologun Sağlık Bakanlığındaki bir kadroya atanamayacağı, sağlık servisinde çalışan personelin devrinin söz konusu olduğu, 5) PTT Personeli Göreve Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğin 22. maddesinde hizmet gereği alt görevlere atama yapılabileceği belirtildiğinden, PTT'de dağıtıcılık yapan davacının sağlık nedeniyle hizmetli olarak atanabileceği; ayrıca, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine göre memur olarak atanabilmek için en az iki yıllık yüksekokulu mezunu olma 1
şartının getirildiği, PTT' de dağıtıcı olarak görev yapan davacı yüksekokul mezunu olsa bile, memurluğa atanması konusunda idarenin yargı kararıyla zorlanamayacağı; yine, yönetmelikte öngörülmediğinden PTT personelinin yer değiştirme taleplerinde öğrenim özründen yararlanamayacağı, 6) Genel idare hizmetleri sınıfında görev yapan davacının, mevzuatta özel bir düzenleme olmadığı takdirde, sağlık nedeniyle de olsa yardımcı hizmetler sınıfına atanamayacağı, 7) Kanunlarda münhasıran belirli bir kişiye tanınan ve yasalarda alt düzeye devredilebileceği belirtilmeyen atama yetkisinin ilgilisince kullanılabileceği; bu kapsamda, valiye ait atama yetkisinin vali yardımcısı tarafından kullanılamayacağı. 8) Sınav kazanarak uzman yardımcılığına başlayan davacının uzmanlığa atanması için gerekli diğer koşulları da yerine getirdikten sonra kadro yetersizliğinden bahisle uzmanlığa atanmamasının söz konusu olamayacağı. Kadronun idarece önceden hazır edilmesi gerektiği ve geç atama nedeniyle oluşan zararın da karşılanacağı, 9) Belirli bir göreve atanma için sınav şartı getirildiği takdirde; ilgilinin, görevin gerektirdiği tüm nitelikleri taşıdığını ileri sürerek atanma talebinde bulunması halinde, bu istemin sınav şartı gerekçesiyle reddinin yerinde olduğu, 10) 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi kapsamında istihdam edilen sözleşmeli personelin (fesih veya) istifa tarihinden itibaren 1 yıl geçmedikçe yeniden sözleşmeli personel posizyonunda istihdam edilemeyeceği; bu nedenle, bir pozisyonda sözleşmeli personel olarak görev yapan davacının, KPSS sonucu yerleştirildiği başka bir pozisyona atamayacağı, 11) Mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığında görev yapan personel, 5902 sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre, afet işlerine tahsis edilmiş kadro ve pozisyonlara atanmamış ise, pozisyonuyla birlikte il özel idarelerine devredilemeyeceği, 12) İl özel idareleri ve belediyelerin sürekli işçi kadrolarında çalışmaktayken 6111 sayılı Kanunun 166. maddesi uyarınca Karayolları Genel Müdürlüğüne, Milli Eğitim Bakanlığına ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatına atanacak personel konusunda idareye geniş bir takdir yetkisi tanındığından; idarelerce açık bir takdir hatasına düşülmediği sürece ilgililer hakkında tesis edilen işlemlerin yerinde olduğu, değerlendirilmiştir. MALİYE BAKANLIĞI/GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI-MEMUR ATAMA 1) Mülakat sınavlarında davacıya verilen puanların, komisyonca ayrı ayrı değerlendirilerek tutanağa bağlanmasının yerinde olduğu, mevzuatında öngörülmemesi nedeniyle görüntülü kayıta gerek olmadığı, 2) 5018 sayılı Kanunun geçici 5. maddesine göre, İSKİ gibi mahalli idarelere bağlı kuruluşlarda müfettiş olan kişiler iç denetçi olarak atanabileceğinden, 5018 sayılı Kanuna aykırı olarak iç denetçiliğe atanan kontrolörlere kamu iç denetçi sertifikası verilemeyeceği, 3) Vergi denetmenlerinin 27 yıllık çalışma süresini tamamlaması halinde bir başka bölgeye atanamayacağı 2
4) Vergi denetmenleri hakkında tesis edilen işlemlerin, tebliğ tarihi değil işlem tarihindeki hukuki duruma göre denetlenmesi gerektiği, bu kapsamda denetmenin eski düzenlemeye göre üç alt bölgeye atanamayacağı; 5) Vergi denetmenlerinin zorunlu hizmet bölgelerinde geçirdikleri fazla sürelerin bir alt veya bir üst bölgelere sırasıyla intibakından sonra atanacağı hizmet bölgesinin tespit edilmesi gerektiği, intibakla tamamlanan bölgeye atama yapılamayacağı, 6) Gelir uzmanlığı özel sınavını kazanarak gelir uzmanı olan davacının, gelir uzmanı yeterlilik sınavına katılamayacağı, söz konusu sınava gelir uzmanı yardımcılarının katılabileceği, değerlendirilmiştir. EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ-MEMUR ATAMA 1) Polis olarak görev yapmakta iken isteği üzerine başka kuruma geçen ilgililerin yeniden Emniyet Genel Müdürlüğüne dönme isteminin idarece kabulünün zorunlu olmadığı, 2) Polis memuru olarak görev yapan davacının bulunduğu bölgede hizmet süresini doldurması halinde, atama istek formu alınmaksızın bir başka bölgeye atanabileceği; ancak, atama koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerektiği, 3) Davalı idarece, ihtiyaç durumu da ortaya konularak, hizmetine ihtiyaç duyulması nedeniyle ataması yapıldığı belirtilen şahıslarca açılan davalarda; sözü edilen sebep dışında ilgilinin başka bir gerekçeyle atandığı ortaya konulamadığı sürece, davanın reddinin uygun olacağı, davacıların başarısızlığının ortaya konulmasının gerekmediği ve idarenin atama yapılacak kişileri belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, 4) Yönetmeliğin 19. maddesinde belirtilen zamandışı atama koşulları gerçekleşmedikçe polis memurlarının atamasının haziran ayında topluca yapılması gerektiği, 5) Bir yıldan fazla branşı dışında çalışan ve bu işleme karşı dava açmayan terörle mücadele branşlı personelin branştan çıkarılabileceği, 6) Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde öğrenim özrüne yer verilmediğinden, polis memurunun öğrenim özrüne binaen atamasının yapılamayacağı, değerlendirilmiştir. EŞ DURUMU NEDENİYLE ATAMA 1) Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 20/6. maddesinde öngörüldüğü üzere, başka kurumda çalışan eşin, Sağlık Bakanlığı personelinden unvan, kadro ve görev bakımından üst olması halinde, Bakanlık personelinin başka kurumda görev yapan eşinin bulunduğu yere atanamayacağı; bu nedenle, üniversitede araştırma görevlisi iken kura ile uzman hekimliğe atanacakların da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, 2) Stratejik personel olan uzman doktorların, kamu görevlisi olmayan eşlerinden dolayı, yönetmeliğin 21/a-c maddesi uyarınca, eşinin bulunduğu yere atanamayacağı; stratejik 3
personelin, yalnızca yönetmeliğin 20. maddesinde bahsi geçen memur kadrosundaki eşlerinden dolayı eş durumu nedeniyle atanmasının mümkün olduğu veya eş kurasına tabi olabileceği, 3) 217 sayılı KHK kapsamında yer alan üniversitelerde, kadroda istihdam edilmesi nedeniyle memur kadrosunda çalışan öğretim elemanı, öğretim görevlisi veya uzman olan, bu itibarla da bir başka yerde istihdamı mümkün olmayan eşlerinden dolayı, stratejik personel kapsamındaki uzman doktorların atama talepleri dikkate alınarak yönetmeliğin 20/6. maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği, 4) Adalet Bakanlığında infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacının, memur stasüsünde bulunmayan ve 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi uyarınca istihdam edilen eşinden dolayı atama talebinin, ilgili yönetmeliğin 26/1. maddesi uyarınca reddinin yerinde olduğu, 5) Gümrük ve Ticaret Bakanlığında memur olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi kapsamında görev yapan, dolayısıyla kamu görevlisi olan eşi nedeniyle ilgili yönetmeliğin 13. maddesi uyarunca atama talebinin değerlendirilmesi gerektiği, 6) PTT'de 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli personel olarak görev yapan davacının naklen atanmasında eş durumunun gözetilmesinin zorunlu olmadığı; anılan KHK'nin 3/b ve 58/2. maddelerine göre (1) sayılı cetvelde çalışanlar nedeniyle 657 sayılı Kanunun eş durumuna ilişkin hükümlerinin uygulanması mümkün ise de, anılan Kanunun 72. maddesi dikkate alındığında eşlerin her ikisinin de memur olmasının zorunlu olduğu; ayrıca, kurumun ilgili yönetmeliğinde de eş durumuna bağlı yer değiştirmenin düzenlenmediği, bu nedenlerle eş durumunun dikkate alınamayacağı, 7) Gelir İdaresi Başkanlığında VHKİ olarak görev yapan ve Gelir İdaresi Başkanlığı Personel Yönetmeliği nde yer değiştirme suretiyle atamaya tabi personel arasında sayılmaması nedeniyle Yönetmelik uyarınca eş durumu özründen yararlanamayan davacının; KPSS sonucu başka ile muhasebe memuru olarak yerleşen eşi nedeniyle atama talebinde bulunması halinde, yine Yönetmelikte atıf yapılan ve devlet memurları hakkında uygulanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin 10 ve 14. maddeleri uyarınca isteminin değerlendirilmesi gerektiği, değerlendirilmiştir. ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI 1) 399 sayılı KHK eki 1 sayılı cetvelde yer alan görevde iken 4046 sayılı Kanun gereği kamu kurum ve kuruluşlarına atanan ilgililere, eski ve yeni görevleri arasında parasal hak farkının ödenmesi sırasında, 14.8.2006 tarihine kadar ödenmesi öngörülen şahsa bağlı hak kapsamındaki artışların, ilgililerin yeni kadrosundaki maaş unsurlarına yansıtılması gerektiği, bu şekildeki parasal ödemenin, atanılan kurumdaki maaşın artmasını değil, atama nedeniyle oluşan maaş farkı nedeniyle ödenilen fark tazminatın azalması sonucunu doğurduğu, 2) 399 sayılı KHK eki 2 sayılı cetvelde hizmet sözleşmesi ile istihdam edilen personelin, 4046 sayılı Kanun gereği başka kamu kurum ve kuruluşlarına atanması nedeniyle 4
şahsa bağlı hak uygulamasından yararlanamayacağı; 4046 sayılı Kanun uyarınca Türk Telekomdan kamu kurum ve kuruluşlarına atanan personelin de, 406 sayılı Kanunun ek 29. maddesi uyarınca şahsi bağlı hak uygulamasından yararlanamayacağı, 3) Özelleştirme kapsamına alınan TEDAŞ'ın bağlı kuruluşlarında kapsam dışı personel (kamu görevlisi statüsünde toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında bırakılan personel) olarak çalışan ve 4046 sayılı Kanuna eklenen geçici 21. maddenin yürürlüğe girdiği 21.7.2005 tarihinde önce belirli iş sözleşmesi ile de olsa göreve başlayan ilgililerin, sözleşmelerinin birden fazla yenilenmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11/1. maddesi uyarınca belirsiz süreli iş sözleşmesi ile görev yaptıklarının kabulüyle, kapsam dışı personel olarak kamu kurum ve kuruluşlarına nakil hakkından yararlandırılmaları gerektiği; 21.7.2005 tarihinden sonra bu kuruluşlarda göreve başlayanların anılan geçici 21. madde uyarınca nakil hakkının bulunmadığı, 4) Türk Telekomda, özelleştirme sürecinin tamamlandığı 14.11.2005 tarihinden önce 399 sayılı KHK'ya tabi olarak çalışan ve 4502 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi kapsamında kapsam dışı statüde iş mevzuatına geçişinin sağlanması için başvuran davacının talebinin kabulüyle başvuru tarihinden itibaren parasal haklarının ödenmesi gerektiği, 5) Türk Telekomda çalışmaktayken, 4046 sayılı Kanunun 22. ve 406 sayılı Kanunun ek 29. maddeleri uyarınca kamu kurum ve kuruluşların atanan ilgililere, Yüksek Planlama Kurulunun 8.5.2006 gün ve 17 sayılı kararına göre 1.1.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ilk 40' TL nin ödenmesi gerekeceği; 15.4.2006 tarihi itibariye Devlet Personel Başkanlığına bildirilmeleri nedeniyle 1.7.2006 tarihi itiabariyle ödenmesi öngörülen ikinci 40 TL' den ve %2.5 oranındaki artştan ilgililerin yararlanamayacağı; 6) Türk Telekomda çalışmaktayken 1. tip iş sözleşmesi imzalamakla kamuya geçiş hakkından feragat eden davacıların, 406 sayılı Kanunun ek 29. maddesi uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarına geçiş talebinin reddi gerekeceği, değerlendirilmiştir. YÖNETİCİ ATAMA 1) Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 1952/244 sayılı kararının yalnızca terfi işlemlerine ilişkin olduğu, kanuna aykırı olarak idarecilik görevine atanan ilgililerin her zaman bu görevlerinden alınarak memur kadrosuna atanabileceği; idarecilik kadrosuna atanmanın ilgililer için müktesep hak oluşturmayacağı, 2) Kanun veya kanun hükmünde kararname ile kadro ve görev ünvanları değiştirilerek yahut kaldırılarak derece ve kademelerine uygun bir kadroya atanması öngörülen müdür, şef gibi idarecilerin bu ünvanlarının korunmasının zorunlu olmadığı, memur kadrosuna atanabilecekleri; kurumların yeniden yapılandırılması kapsamında kadro ve görev ünvanları değişmeyenlerin ise aynı ünvanlı kadrolara atanmaları gerekeceği, 3) İdarelerce, rotasyon uygulamasının aynı statüdeki tüm personeli kapsayacak şekilde objektif ölçülere bağlanması gerektiği, bir ildeki bazı müdürlerin görev yerlerinin değiştirilmesinin rotasyon kapsamında değerlendirilemeyeceği; bu nedenle, personel arasında ayırım yapmak suretiyle tesis edilen atama işleminin iptali gerekeceği, 5
4) Başbakan başmüşavirliği gibi istisnai memuriyette bulunan ilgililerin hizmetine ihtiyaç duyulmaması halinde her zaman görevinden alınabileceği, bu konuda idarelerin geniş takdir yetkisine sahip olduğu; ancak, kariyer niteliğinde bir görevde iken istisnai memuriyete atanan kişilerin bu görevlerinden alınmasında müktesebatlarının gözetilmesi gerekeceği, 5) İcra müdür ve müdür yardımcılarının, ilgili yönetmelik maddesinin değiştirildiği 26.11.2005 tarihinden itibaren, bağlı bulundukları ağır ceza Cumhuriyet başsavcıları veya icra hakimleri tarafından tutum ve davranışları itibarıyla lüzum gösterilmesi halinde başka bir yere atanabilecekleri, değerlendirilmiştir. EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ /AMİR-MÜDÜR ATAMA 1) İkinci bölge ikinci görev sırası geldiğinden bahisle atama işlemleri gerçekleştirilen emniyet müdürleri nedeniyle ilgili yönetmeliğin 24. maddesi dikkate alınarak; davacının rütbesinde gitmesi planlananların sayısı, ipka nedeniyle atanamayanların kaç kişi olduğu ve gerekçeleri, bu bölgeye daha önce atanmayan personelin bulunup bulunmadığı, personelin ikinci bölgeden dönüş yılları ve sicil numaralarını içeren liste ile atamaları planlandığı halde atamaları yapılmayan personel listesinin ve gerekçelerinin incelenmesi sonucu değerlendirme yapılmasının uygun olacağı, 2) Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 19/d maddesi uyarınca, rütbe terfii nedeniyle bulunduğu yerde göreve devam imkanı bulunmayan 3. sınıf emniyet müdürlerinin bir başka yere atanmalarının uygun olduğu, 3) Komiser olarak görev yapan davacının, ikinci bölge birinci görev sırasının gelmesi nedeniyle ilgili yönetmeliğin 21,23 ve 24. maddeleri uyarınca; sicil, rütbe ve hizmet branşı dikkate alınarak tesis edilen işlemlerin incelenmesinin uygun olacağı, buna göre; ikinci bölge birinci görev sırası gelen 200 personel arasından sicile göre 11 kişi, branşa göre ilk dört kişi arasında yer alan davacının, hizmetine ihtiyaç duyulan dört kişi arasında yer alması nedeniyle hakkında tesis edilen işlemin yerinde olduğu, değerlendirilmiştir. MUVAFAKAT TALEPLERİ 1) Davacıların girdikleri sınavda başarılı olmaları durumunda; sınav kazanmamış olsa bile eğitim durumunda değişiklik olduğu takdirde, kendi kurumunda yükselme imkanı da yoksa eğitim durumuna uygun bir kuruma geçmek istediğinde; göreve girdiğindeki öğrenim durumu değişmese bile öğrenim durumuna uygun bir kuruma atanmak istediğinde muvafakat verilmesinin uygun olacağı, 2) Bir kurumda doktor olarak görev yapan davacının Sağlık Bakanlığına atanma istemi; denetim serbestlikte öğretmen olan kişinin Mili Eğitim Bakanlığına geçme istemi; zabıt katiplerinin veri hazırlama kontrol işletmeni kadrolarına atanma istemi örneklerinde olduğu gibi; ilgililerin, atanmak istediği kurumlardaki görevlerin, görev yaptıkları kurumdaki görevle eşdeğer 6
olması ve hizmetlerine de ihtiyaç duyulması halinde muvafakat verme konusunda idarelerin yargı kararıyla zorlanamayacağı, değerlendirilmiştir. YOLLUK ve DİĞER PARASAL HAKLAR 1) Harcırah Kanununun 3/g maddesinde tanımlanan memuriyet mahalli dışında görevlendirilenlere yolluk ödenemeyeceği, 2) 2547 sayılı Kanunun 13/b-4. maddesi uyarınca belirli bir süre belirtilmeden yapılan görevlendirmenin sürekli nakil niteliğinde olması nedeniyle ilgililere geçici görev yolluğu ödenemeyeceği, 3) Davacının atama işlemi nedeniyle alamadığı döner sermaye farkının, tazminat olarak kendisine ödenmesi gerektiği; ancak ödenmesi gereken tutardan, atama sonraki görevinde aldığı döner sermaye niteliğindeki tutarın mahsup edileceği, 4) İstanbul'da düzenlenen komiser yardımcılığı kursuna katılanlara, fiili imkansızlık nedeniyle yer temin edemeyen idarenin, ayrıca barınma bedeli ödeme zorunluluğunun bulunmadığı; bu kişilere, belgelendirmeleri şartıyla ve on günü aşmamak kaydıyla gündelik miktarı kadar yatacak yer temini ücreti ödenebileceği, 5) Arama ve kurtarma teknisyeni olarak görev yapan davacıların yiyecek yardımının, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçesinden gönderilecek ödenekle, kadrolarının ait olduğu il özel idarelerince ödenmesi gerektiği, değerlendirilmiştir. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU 1) Mahkemenin iptal kararının Danıştayca bozulması üzerine; idarece 2577 sayılı Kanunun 28. maddesi uyarınca işlem tesis edilmiş ise mahkeme kararı beklenmeden bozma kararı üzerine Kanunun 52/4. maddesi uyarınca ilgili idarece yeniden bir işlem tesis edilebileceği; davanın reddine ilişkin kararın bozulması üzerine ise, Danıştayca işlem hakkında önceden yürütmenin durdurulmasına karar verilmediği sürece idarece yeniden işlem tesis edilmemesinin yerinde olduğu; idare mahkemesi kararının beklenilmesi gerektiği, 2) Genel müdür yardımcısı olması nedeniyle kanun gereği aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan davacı tarafından, genel müdür yardımcılığından alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiye açılan davada mahkemece verilen iptal kararı üzerine yönetim kurulu üyeliğine de atanması gerekmekte ise de; anılan kararın Danıştay'ın ilgili dairesince yürütülmesinin durdurulması karşısında, yönetim kurulu üyeliğine atanmamasının sonuç olarak yerinde olduğu, 3) Bakanlıklarca veya ilgili kurumunca yapılan görevde yükselme ve eğitimi sınavlarının ilerleme ve yükselme kapsamında değerlendirilemeyeceği; göreve atanmayı sağlayan seçme aşamasına ilişkin bu işlemlere karşı açılan davalarda işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yerdeki Ankara İdare Mahkemelerinin yetkili olduğu, 7
4) Atama, görevlendirme ve yemek bedeli gibi bireysel nitelikli işlemlerin iptali istemiyle, sendikaların kendi adına dava açma ehliyetinin bulunmadığı; sendikaların, üyelerinin tümünün ortak hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla dava açabileceği, 5) 2002 yılında yapılan intibak işleminin 10 yıl sonra düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine, anılan işleme karşı açılan davada süreaşımı bulunduğu, 6) Davacının talebine uygun olarak atamanın davalı idarelerce gerçekleştirilmesi nedeniyle mahkemelerce karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesinin mutlak bir kural olmadığı; davalı idarenin, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin ortaya konulması gerektiği, değerlendirilmiştir. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Beşinci Daire Konularına İlişkin Olarak; 1) Özellikle Türk Telekom dosyalarında görüleceği üzere, aynı konuda Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından adli yargının görevli olduğu belirtildiği halde; 2247 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca dava dosyası ile ilgili Uyuşmazlık Mahlemesi Kararının; 30. maddesi uyarınca ise tüm ilke kararlarının bağlayıcı olması nedeniyle Danıştayın ilgili dairesince ihtilafın idari yargının görev alanında kaldığına karar verilebildiği; bu itibarla, Anayasanın 158. maddesinde veya Kanunda, Uyuşmazlık Mahkemesinin yargı mercileri arasındaki görev uyuşmazlıkları hakkında verdiği kesin nitelikteki kararların yargı mercilerini bağlayacağı yönünde değişiklik yapılmasının uygun olacağı, 2) Yolluk vb. gibi parasal talep içeren davalarda yargı mercilerince; bazen Borçlar Kanunu'ndaki 10 yıllık genel zaman aşımı süresine veya 5018 sayılı Kanunun 34. maddesi ile 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesine, bazen de 2577 sayılı Kanunun 11 ve 7. maddelerine göre dava açma sürelerinin hesaplanabilmesi nedeniyle, ilgililer tarafından davalı idareye yapılan parasal hak talepli başvuru süreleri konusunda kanunlarda açık bir düzenleme yapılmasının gereklilik oluşturduğu, bu şekilde ihtilafların büyük ölçüde azalacağı, 3) Konusu belli parayı içeren idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında miktar belirtilmemiş olsa bile, uyuşmazlık konusu miktarın tek hakim sınırında olduğu tespit edilebildiği takdirde, uyuşmazlığın tek hakim tarafından çözülmesinin uygun olacağı, 4) Anayasanın 41. maddesi ile hizmet gerekleri birlikte değerlendirilerek, eş durumu nedeniyle atama talepleri nedeniyle 657 sayılı Kanunun 72. maddesi ile kurum yönetmeliklerinin daha kapsayıcı ve sorunu çözmeye yönelik olarak yeniden düzenlenmesi gerektiği, 5) Memurların başka kurumlara atanma istemlerine kurumlarınca muvafakat verilip verilmemesi konusunda 657 sayılı Kanun'un 74. maddesi dışında başka bir düzenleme olmaması ve anılan maddedeki hükmün idarelere geniş bir takdir yetkisi vermesi nedeniyle sık sık ihtilaflar yaşandığı da dikkate alındığında muvafakat istemleri hakkında kurum yönetmeliklerinde düzenleme yapılmasının uygun olacağı, 8
6) Kanun veya KHK ile kadrosu ve görev ünvanları kaldırılan şef, müdür gibi yönetici konumunda bulunan kişilerin yeni görevlerinin belirlenmesinde kazanılmış hak ilkesinin gözetilmesi gerektiği, 7) Türk Telekom ve Tedaş gibi özelleştirme dosyalarında görüldüğü üzere, mevzuatı karmaşık ve tararlarca anlaşılması güç olabilecek kararların daha sade ve anlaşılabilir şekilde kaleme alınmasının uygun olacağı, önerilmektedir. Genel Olarak; 1) 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinde Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebileceği belirtilen kararlara karşı taraflarca Danıştay'a temyiz talebinde bulunulsa dahi; mahkemece, dosyanın re'sen itirazı incelemekle görevli Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesi konusunda 2577 sayılı Kanunda düzenleme yapılmasının zaruri olduğu, bu şekilde binlerce dosyanın gereksiz yere Danıştaya gönderilmesinin önüne geçilebileceği, 2) Mahkemenin nihai kararından sonra davacı tarafından feragat dilekçesi verilmiş ve karar temyiz edilmiş ise, Danıştay tarafından bozma kararı verilmesi yerine feragat istemi hakkında karar verebilmesi yönünde 2577 sayılı Kanunda düzenleme yapılmasının uygun olacağı, 3) İdare Mahkemesince vekalet ücretine veya faize hükmetmeme gibi asıl dava konusunun dışındaki fer'i nitelikli talepler nedeniyle Danıştay ın bozma kararı vermesi yerine düzelterek onama kararı verebilmesi yönünde 2577 sayılı Kanunda düzenleme yapılmasının uygun olacağı, 4) İstanbul'da gerçekleştirilen hukuki müzakereler toplantısında gündeme getirilen pilot dosya uygulaması konusunda yasal düzenleme yapılmadan gerekli çalışmalara başlanılmasının uygun olacağı; emsal nitelikteki yüzlerce dosyadan yalnızca bir tanesi üzerinden yürütülen yargısal faaliyetin, Danıştay daki dosya birikiminin önüne geçilmesinde ve yargısal sürecin hızlanmasında katkıda bulunacağı, 5) Mahkemelerce Danıştay a dava dosyası gönderilirken, ilgili dairesinin belirtilmesi zorunluluğu getirildiğinden, daire konularının ayrıntılı bir şekilde Mahkemelerin bilgisine sunulması ve bu konudaki Başkanlar Kurulu Kararlarına da Mahkemelerin erişiminin sağlanması hakkında çalışmalar yapılmasının uygun olacağı, 6) Hakimlerin, UYAP üzerinden Danıştay kararlarına ulaşmasının yararlı olacağı, önerilmektedir. 9