503 RAMSAR ALANLARININ KORUMA-KULLANIMINA BURDUR GÖLÜ ÖRNEĞİ Erol KESİCİ * Ali GÜNLÜ ** İ. İsmail TURNA *** Özet Göl, sulak alanların korunması konusunda 1993 ten bu yana Su Kuşları Koruma ve Üretme sahası olup, ekolojik özellikleri yönünden su kuşları için önemli alanları oluşturmaktadır. Aphanius burduricus gölün endemik olan tek balık türünü oluşturur. Burdur Gölü, Ramsar Sözleşmesini benimsememizden sonra (1994) bir kısmı, 15.4.1998 tarihinde de tamamı Ramsar alanı olarak ilan edilen, 9 Ramsar alanımızdan biridir (Anon, 2000;2002). Burdur Gölü nde 1970 yılından günümüze kadar süre gelen su seviyesindeki düşüş nedeniyle; göl yüzey alanının daralması ve göl kıyı çizgisindeki kurumalar, havzadaki yoğun kirlilik baskısı gölün ekolojik yapısında etkili olmuş olup, mutlaka korunması gereken göl için çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. Burdur Gölü nde1970 yılından günümüze kadar süre gelen su seviyesindeki düşüş nedeniyle göl yüzey alanının küçülmesi ve göl kıyı çizgisindeki kurumalar; korunması gereken göl için çok ciddi sorunlar oluşturmuştur. Son yıllarda göller üzerindeki yoğun olan insan etkinlikleriyle, kısa süreçli ekonomik çıkarlar için her şeyi paraya dönüştürme yarışından Burdur Gölü de etkilenmiştir. Tarımsal alanların yanlış yerde kurulması ve bilinçsiz kullanımı, göle çok yakın konumlanan işletme -fabrika ve yerleşim alanları ile bunların altyapı eksiklikleri ve hiç bitmeyecekmiş gibi yerine konulması gerekenden fazla suyun tüketilmesi, kirletilmesi Ramsar Alanının biyolojik zenginliklerinde kayıplara neden olmuştur. Giriş Burdur Gölü tuzlu sular (athalassık) sınıflamasında, hiposalin olarak kabul edilmektedir (Kazancı, 1998). Gölün verimliliği çok az olmasına karşın, su kuşları için önemli bir konaklama ve yaşama ortamı oluşturması nedeniyle ekolojik yönden çok önemlidir. Bu önem; gölün en önemli kuş populasyonunu oluşturan ve son yıllarda (2004) sayıları %50 ye varan oranlarda azalan Fulica atra (Sakar Meke) ve Batı Akdeniz den Orta Asya Steplerine kadar uzanan bir alanda çok düzensiz dağılım gösteren ve dünya çapındaki populasyonu küçük olan, sayıları giderek azalması nedeniyle Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) ince Ender Kategorisine dahil edilen Dikkuyruk (Oxyura leucacephala) ların populasyonlarının %70 ten fazlası kışlama alanı olarak gölü tercih etmeleri nedeniyle, göl korunması yönünde uluslararası bir değer kazanmaktadır. Burdur Gölü nün özel alan ilan edilmesinin sebebi doğal yapısının korunması içindir. Fakat bugün için Burdur Gölü çok ciddi boyutta sorunlar içermektedir. Burdur Gölü nde; kirlilik sorununu oluşturan etkenlerle gölün kirlenmesi ve su alanının daralması gibi oluşumlarla havzada ekolojik yapının bozulmasına neden olan tehditlerin artması sonucu, nesli dünya çapında tehlike altında olan dikkuyruk lar; IUCN ce hassas kategorisine dahil edilecektir (IWRB, 1992; Anon, 1994). Bu karar, Burdur Gölü nün mutlaka korunması gerektiğinin bir kez daha belirtilmesidir.*bu çalışma Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi tarafından desteklenen projenin bir bölümüdür. * Yrd.Doç.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, ekesici@sdu.edu.tr. ** Yrd.Doç.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi. *** Yrd.Doç.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi.
504 I.BURDUR SEMPOZYUMU RAMSAR ALANLARININ TANIM VE ÖNEMLERİ Ankara da 1967 yılında yapılan Uluslararası Ekoloji Teknik Toplantısındaki sonuç bildirgesinin 10. maddesinde sulak alanların korunması için sözleşme hazırlanması benimsenmiştir. Bunda öncelikli amaç; Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslar arası Öneme Sahip Sulak Alan Korunması olan Sulak Alan Sözleşmesi nin temeli bizim ülkemizde atılmıştır. Bu sözleşme 2 Şubat 1971 de İran ın Hazar Denizi nin güney kıyısında bulunan Ramsar kentinde imzaya açıldığından, genellikle o kentin ismiyle Ramsar Sözleşmesi olarak anılmaktadır. Ramsar Sözleşmesi; tüm dünyadaki ülkeleri ilgilendiren belli bir sulak alan ve bu sulak alana bağımlı olan bitki ve hayvan türlerini içeren sulak alanların akılcı kullanımı ile sürdürülebilir kullanımlarını içeren Sulak Alan Sözleşmesidir. Ramsar a göre sulak alanın tanımı: Denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde 6 m yi geçmeyen deniz suyu alanlarını da kapsamak üzere doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu sulu; bataklık, ıslak çayırlar, turbalıklar ya da bütün sular olarak tanımlanır. Çok sayıdaki dünya ülkeleri tarafından önemle benimsenen bu sözleşmeye Türkiye; 28.12.1983 tarihinde benimsemiş ve 1994 yılında 94-5434 sayılı bakalar kurulu kararlarının 17.05.2004 tarih 21937 sayılı resmi gazetede yayınlanmasından sonra taraf olmuştur. Türkiye in taraf oluşuyla birlikte, 1994 yılında Burdur Gölü (Burdur 38125 ha kısmı), Sultan Sazlığı (Kayseri ), Kuş (Manyas Gölü- Balıkesir- bir kısmı), Seyfe Gölü (Kırşehir) ve Göksu Deltası (İçel) gibi beş sulak alanımız sözleşme listesine dâhil edilmiştir. Daha sonra 5 Nisan 1998 20314 sayılı resmi gazete yayınlanan karar ile de Gediz Deltası (İzmir), Ulubat Gölü (Bursa), Kızılırmak Deltası, Akyatan Gölü (Adana) ve Burdur ile Manyas Gölü ünün geri kalan kısımları Ramsar alanı ilan edilerek, uluslar arası öneme sahip olan Ramsar alanımızın sayısı dokuz olmuştur. Ramsar kriterleri sulak alanları önceliklerine göre 3 temel gruba ayırmaktadır. Bunlar ; Balık kriterlerine göre uluslar arası öneme sahip olan sulak alanlar Kuş kriterlerine göre uluslar arası öneme sahip olan sulak alanlar Balık ve Kuş kriterlerine göre uluslar arası öneme sahip olan sulak alanlar dır. Bunlardan balık ve kuş kriterlerini taşıyan uluslar arası öneme sahip olan sulak alanlar Ramsar Alanı olarak ilan edilmektedir. Ülkemizde bu sözleşme hükümlerine dayanarak 30 Ocak 2002 tarihinde Ulusal Sulak Alanları Koruma Yönetmeliği yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğin amacı sulak alanların korunması ve geliştirilmesini hedeflemektedir. Yönetmelik kapsamında uluslar arası ölçekte korunan Ramsar Alanları ilan edilebileceği gibi, ulusal ölçekte başka sulak alanlarda, koruma sahası olarak ilan edilebilecektir. Bu sözleşmeden amaçlanan: Sulak alanların bulunduğu bölgenin su rejimini düzenlemesi Bölgeye özgü bitki ve hayvan topluluklarının; özellikle su kuşlarının barınmasına olanak sağlaması Ekonomik, kültürel, bilimsel ve rekreasyonel olarak büyük bir kaynak teşkil etmesi Kaybedilmeleri halinde bir daha kazanımları mümkün olmaması nedenliyle sulak alanların kaybına neden olabilecek hareketleri önlemek Mevsimsel göç yapan su kuşlarının ülkelerin sınırlarını aşmaları nedeniyle uluslar arası bir kaynak olduğu belirtilerek, sulak alanların ve onlara bağımlı bitki ve hayvan topluluklarının ileri görüşlü ulusal politikalarla işbirliği içerisinde, uluslar arası etkinliklerin birlikteliğini sağlanmasıdır. Bu amaçlar doğrultusunda Ramsar Sözleşmesine taraf olan ülkeler aşağıdaki hususları yerine getirmeye taahhüt (üstlenme-söz verme) etmişlerdir. Bunlar; Sözleşmeye taraf olan ülkeler listeye dâhil ettikleri sulak alanların korunmasını geliştirecek ve ülkelerindeki diğer sulak alanlarını mümkün olduğu kadar akılcı kullanılmasını sağlayacak şekilde formüle edecek ve uygulayacaktır Sulak alanların akılcı kullanımından kast edilen: Sulak alanların insan yararı için, ekosistemin doğal özelliklerini devam ettirebilmesini sağlayacak şekilde sürdürülebilir olarak kullanılmasıdır
505 Sulak alanların sürdürülebilirliğinden kasıt; Sulak alanların şimdiki nesillere azami ve devamlı yararlar sunabilecekleri ve aynı zamanda gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve özlemlerini karşılayabilme potansiyellerini devam ettirebilecek şekilde kullanılmasıdır Sözleşmenin yürütülebilmesi ve uygulanması için her üç yılda bir Akit Taraflar toplantısı düzenlenmektedir. Materyal ve Metod Bu çalışma Burdur Gölü çevresi, göl aynası ve gölü besleyen su kaynaklarından 2000-2004 yılında yapılan etüd ve gözlemlerle ve gölle ilgili literatür çalışmalarıyla desteklenmiştir. Gölün hidrolojik ve biyolojik zenginlikleri verileri için sahadaki gözlemler ve araştırma sonuçları ile, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü nün Burdur Gölü Hidrolojisi, Planlaması Raporu ndan yararlanılmıştır. Kuş türleri yaşama alanları, sayıları ile ilgili çalışmada Batı Akdeniz Platformu Katılımcılarının Temsilcileriyle yapılan arazideki sayımlar, IWBR (2000), Anon, (1995) ve Anon, (2000) den yararlanmıştır. Burdur Gölünün Ornitolojik Özellikleri Burdur Gölü nün en yoğun ve en önemli faunasını su kuşları oluşturmaktadır. Gölün güney batı, kuzey doğu bölümündeki Eski Yazı, Karakent, İlyas Köyleri ile Özköprü, Kumluca, Gökçebağ ve Şeker Plajının bulunduğu bölgeler, gölün habitat özelliği yönünden verimli sulak alan özelliğindedir. Bu alanlar, omurgalı türleri ve özellikle amfibi, bazı böcekçil, kemirici ve karnivor memeli hayvanlar ile sürüngenlerin yaşam alanlarını oluşturmaktadır. Çok farklı omurgalı türünü içeren bu bölgeler yağışlı, nemli hava koşullarında ve göle ulaşan derelerin sularının etkisiyle batak hale gelmektedir. Biyolojik özelliklerini araştırdığımız bu alanlardaki su kesimlerinde, çamur düzlüklerindeki zengin besin kaynakları kuşlara ve diğer organizmalara kışlama, konaklama olanakları sağlamaktadır. Her yıl sonbahar ve kış mevsimlerinde 300.000 nin üzerinde su kuşu barındıran Burdur Gölü nün derin, geniş ve açık su yüzeyine sahip olması, kış aylarında suyunun donmaması su kuşlarının güvenliği ve beslenmesi yönünden çok önemli bir özelliktir. Bu nedenle göl, su kuşları için tercih edilen kışlama alanını oluşturmaktadır. Dikkuyruk (Oxyura leucacephala Ruddy Duck) Burdur Gölü nün Ramsar alanı olarak ilan edilmesinde en önemli etken olan Dikkuyruklar, hayvanlar aleminin sınıflandırılmasında; Anatidae familyasından, Anseriformes ordosundan ve Oxyurini cinsinde yer almaktadır. Dikkuyruklar dünyada 9 tür ile temsil edilmekte olup Oxyura leucacephala Avrupa ve Asya ya ait tek türdür. Dikkuyruklar kısa kanatlı, küçük tombul gövdeli olup göç dışında ender uçan ve diğer ördeklere göre fazla yürüyemeyen bir türdür. Adlarını; uzun ve yukarıya doğru kalkık kuyruk tüylerinden alırlar (Resim 1). Resim 1. Dikkuyruk (Oxyura leucacephala Ruddy Duck) Sucul (aquatik) yaşama çok iyi uyum gösteren dikkuyruklar, suyun altında yiyecek ararken özelleşmiş olan kuyruk teleklerini dümen gibi kullanırlar. Karaya çok nadir olarak çıkan ördekler su üzerinde uyurlar. Dişilerin yüzlerinde yer alan bir yada iki renk şeridi ile genellikle tek renklidirler. Dişileri; genellikle tek renkli, yüzlerinde bir yada iki renk şeridi yer almakta olup her üreme döneminde 4 5 yumurta bırakırlar. Gagaları parlak mavi renkli olan erkek dikkuyruklar soluk renkli olup, çiftleşme dönemi tüyleri parlak kırmızı renge
506 I.BURDUR SEMPOZYUMU bezenir. Erkeklerin yavru bakımına yardımcı olmaları, boyun kısmında yer alan hava keselerini kur yapma davranışları sırasında şişirerek ses çıkarmaları önemli özellikleridir. Avrasya nın tropik bölgelerinin dışında kalan kesimi ile Afrika nın Kuzey kısmını içeren Batı Paleartik Zoocoğrafya bölgesinde doğal olarak dağılım gösteren O. leucacephala lar, Kazakistan ve Batı Sibirya nın step göllerinde üreyip; Türkiye, İran ve Pakistan da kışlamaktadır. Türkiye de; 1965 yılından bugüne 41 sulak alanda dikkuyruk saptanmıştır. Kışlama populasyonlarının 11000 den fazla birey oluşturduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde dikkuyrukların üreyen toplam 750 bireyinden 180 250 çiftinin yerleşik populasyon varlığı bildirilmektedir. Dikkuyruk ların kışlayan dünya populasyonunun çoğunluğu %75 i (1988 yılında 9200 adet, 1991 de 10927 adet sayılmıştır.) Burdur Gölü nde toplanmaktadır (Şekil 1,2)(IWRB, 1993). 5 5 5 4 2 2 2 Türkiye İran Pakistan Rusya İspanya 75 Cezayir Tunus Diğer Şekil 1: Kışlayan Dikkuyrukların dünyadaki dağılımı(%) 10 5 2 1 2 80 Rusya Türkiye İran İspanya Cezayir Diğer Şekil 2: Üreyen Dikkuyrukların dünyadaki dağılımı(%) Dikkuyrukların yaşama alanlarının korunması için, Uluslararası Su Kuşları ve Sulak Alanları Araştırma Bürosu (IWRB) ile Su Kuşları ve Sulak Alanlar Birliği (WWT) 1989 yılından bu yana uluslararası bir araştırma ve koruma programı yürütmektedir. O. leucocephala tehdit altında bulunan (threatened) tür olarak sınıflandırılmış olup, IUCN tarafından geçici olarak Ender kategorisine dâhil edilmiştir. Türün korunmasıyla ilgili önlemler alınmadığında ise O. leucocephala lar Hassas (vulnerable) kategorisine dâhil edileceği bildirilmektedir (IWRB, 1992). Bölgedeki Salda, Beyşehir, Yarışlı Gölleri ülkemizin önemli kuş alanları olmasına karşın, Burdur Gölü nde en az 20.000 su kuşu düzenli olarak görülmektedir. Gölde, Ekim 2002 de 24.085 Podiceps nigricollis (Karaboyunlu Batagan) ve 102.358 adet Fulica atra (Sakar Meke) Ekim 1997 de, 252.726 adet Sakar Meke, 1991 Ocak ta 10.927 adet Dikkuyruk/şimdiye kadar ki en yüksek sayı/ sayılmıştır. Herhangi bir türün Batı Paleartik populasyonunun %1 nin düzenli olarak gözlenmesi ve tüm dünyada nesli en çok tehlikede olan türleri barınması gibi özelliklerinden dolayı, gölün önemli kuş alanı sayılması için istenilen kriterleri oluşturması nedeniyle Burdur Gölü uluslararası öneme sahiptir. Kuşlar; Burdur Gölü nde kışlama, kuluçkaya yatma ve konaklama ekolojik alan özelliklerine göre çok farklı sayıda ve türde yer almaktadır (Çizelge1) (IWRB,1992;Anon, 1995;Kazancı, 1998).
507 KIŞLAYAN TÜRLER KULUÇKAYA YATAN TÜRLER KONAKLAYAN TÜRLER Oxyura leucocephala (Dikkuyruk) Hoploteraus spinosus(mahmuzlu Kız K.) Podiceps nigricollis (Batagan) Anas platyrhynchos (Yeşil Baş) Todarno ferruginea (Angıt) Fulica atra (Sakar Meke A. strepera (Boz Ördek) Irania gutturalis (Taş Bülbülü) Chilidonios niger (Kara Sumru) A. penepole (Fiyu) Emberiza caesia (Kızıl Kiraz Kuşu) Phoenic opterusruber (Pelikan) A. crecca (Çamurcun) Todorna todorna (Suna) Phalacrocorax carbo (Karabatak) A. acuta (Kılkuyruk) Fulica atra (Sakar Meke) Emberiza schoenicius(bataklık Kiraz K) A. querquedula (Çıkrıkcın) Himantopus himatopus (Uzun Bacak) Numenius arquata (Kervan Çulluğu) A. clypeta (Kaşık Gaga) Podiceps ruficollis (Bahri) Netta rufina (Macar Ördeği) Aythya ferina (Elmabaş Pakta) A. nyroca (Pasbaş Pakta) A. fuligula (Tepeli Pakta) Haliaeetus albicila (Akkuy. Kartal) Anser albifrons (Sakarca) Larus ridibundus (Karabaş Martı) P. cristatus (Tepeli Batagan) Calidris minuta (Küçük Kum Kuşu) Çizelge 1. Burdur Gölü nde kışlayan, kuluçkaya yatan ve konaklayan bazı kuş türleri Burdur Gölü nün Konumu ve Doğal Özellikleri Burdur Gölü nün; coğrafik koordinatları 37 0 45 I N 030 0 13 I E, denizden yüksekliği 846 m olup göl, pleistosen (4. dönem Kuvaterner de günümüzden 2.5 milyon on bin yıl önce) dönemde tatlı su gölü olduğu bilinmektedir. Göl gelişimini günümüze kadar devam ettirebilmiş aktif faylarla sınırlı, oluk biçimindeki tektonik kökenli bir çöküntünün sularla dolmasıyla oluşmuştur. Burdur Gölü tabanı ve kıyısı kuvaterner e ait klasik tortullarla kaplıdır. Göl çevresindeki sedimentler son derece gevşek tutturulmuş kil, kum, çakıl depolamalarından oluşmuştur. Oygu, dolgu yapılar gibi çeşitli sedimentel yapılar ve çökelmeyle yaşıt faylarda alüvyonlar içeren ve yumuşak zemin üzerinde bulunan Yazıköy, Yarıköy, Düger ve Hacılar gibi küçük yerleşim alanlarının depremselliğini olumsuz yönde etkilemektedir (Kazancı, 1998). Burdur Gölü nün Hidrolojik Özellikleri: Burdur Gölünün havza alanı 4152 km 2, maksimum yüzey alanı 205 km 2, uzunluğu 34 km, genişliği 9 km, en derin yeri 110 m dir. Gölün dışa akışının olmaması ve suyunun sodyum karbonat sülfat ve sodyum klorür tuzlarını (22g/lt) içermesi nedeniyle suyu tuzludur. Göle doğrudan düşen yağış ve göle ulaşan derelerden beslenmektedir. Gölü besleyen en büyük dere Boz Çay, Sulu Dere, Keçiborlu Deresi ve Soğanlı Kaynağı dır. Burdur Gölü nün en önemli su kaynağını oluşturan ve gölün kıyı kesiminde biyolojik çeşitliliği sağlayan Boz Çay üzerine 1975 yılında, Karamanlı Barajı, Kara Çay Barajı, Tefenni ile Beleni Göletleri (1991) ve Çay dan Karataş Gölü ne su depolanmıştır. Keçiborlu Deresi nin üzerine Güneykent Uzundere Göleti (1994), Kemer, Akpınar, Kozluca, Elmacık, Gökçebağ ve Teffenni Hasan Paşa Göletleri yapılmıştır. Bu nedenle bir çok dere ve yüzey suları göle ulaşamamakta, dere yatakları kurumaktadır. Bu oluşumlar; Burdur Gölü nün bugünkü kötü durumunun temel nedenlerindendir. Burdur Gölü ne giren fiili yıllık ortalama su akımı 193.97hm 3 tür. Gölü besleyen dereler üzerine şu an için yapılan baraj ve göletler nedeniyle 51hm 3 lük su göle ulaşamayacaktır. Bölgede 1990 2000 yıllarındaki görülen yağış azlığı, baraj ve gölet yapımı göldeki su seviyesinin 6 8 m düşmesine neden olmuştur. Gölle ilgili hidrolojik değerler çizelge 2 de belirtilmiştir (Anon1998-2004). 1970 yılı* 1990-2000 yılı 2003 yılı Su Kotu (m) 858 847 846 Su Yüzeyi (km 2 ) 274 180 171 Su Hacmi (hm 2 ) 7414 5287 5050 Çizelge2: Burdur Gölü nün bazı hidrolik değerleri *1970 yılı Gölet- Baraj yapımı ile tarım amaçlı kurutmalar
508 I.BURDUR SEMPOZYUMU Burdur Gölü nde önceki yıllarda kıyı çizgisinde yer alan kayaların üzerlerinde oluşan su izleri son yıllarda göldeki su seviyesinin önemli oranda azaldığının silinmeyen izleridir(resim2). Resim 2: Gölde su seviyesinin azalmasıyla oluşan alanlar ve kayalardaki su izleri Burdur Gölü nü ulaşan çayların üzerine baraj gölet yapımı gölün ekolojik yapısının yanı sıra, gölün su seviyesinin azalmasına buna bağlı olarak buharlaşmanın artmasıyla birlikte gölün yüzey alanında son 35 yıl içerisinde 100 km2 ulaşan azalmalar olmuştur(çizelge1)(resim3). Tartışma ve Sonuç Resim 3: Burdur Gölü nde göl aynasında küçülme Gölün belirli kıyı kesiminin ekolojik özellikleri, su kalitesi, gölün aynası ve kışın donmaması dikkuyrukların ve diğer kuş türlerinin kışlama özellikleri ile paralellik göstermektedir. Dikkuyruklar Burdur Gölü nün genellikle batı ve kuzeybatı kesimini kışlama alanı olarak kullanırlar. Yaptığımız araştırmalar, kuşların; gölün havzada tatlı su gölü olan Söğütlü Gölü yle bağlantılı olduğu ve yeraltı kaynak sularının yoğunluk teşkil ettiği alanlarda yer aldığı belirlenmiştir. Söğütlü Gölü, bilhassa makroflora ve fauna yönünden zengin bataklık alandır. Dikkuyrukların kışlama alanı olarak seçtiği göl sahası derelerle bağlantılı olan ıslak ve su ile kaplı verimli sahalardır. Burdur Gölü nde; Özdere ve Yarıtaş Deresi arasındaki Karkent Köyü, Selyarıntısı mevkiindeki Tepecik tepesi ve Kuruçay deresi nin yer aldığı İlyas Köy ü mevkii dikkuyrukların en çok dağılım gösterdiği alanlardır. Ramsar ve Doğal Sit Alanı (Yaban Hayatı Koruma Alanı) nda faaliyet gösteren soda, mensucat, yem fabrikaları, atölyeler, meyve bahçeleri, kuru tarım alanları ve boş alanlar yer almaktadır. Kentsel ve endüstriyel gelişim hızla bu alanlara yönelmektedir. Burdur Gölü nün kapalı havzada yer alması ve gölün su kalitesi nedeniyle gölün kendisini yenileme potansiyeli yüksek değildir. Bu özelliğine rağmen, Isparta Burdur Organize sanayi bölgelerinin atık suları ve Burdur ilinin kanalizasyon atıklarının doğrudan göle bırakılması gölün ekolojik yapısını önemli oranda etkilemektedir. Göle çok yakın olan yapıların (Resim 4))atıkları Ramsar alanını kirletmektedir. Araştırmalarımızda göl kıyılarında kitleler halinde ve çok sayıda ölü A. burduricus balık türleri belirlenmiştir. Tarımsal, evsel ve endüstriel atıkların göle ulaşmaları engellenmeli ve gölün biyolojik zenginliğinin korunması için gölle ilgili biyolojik ve kimyasal araştırmalar sürekli olarak yapılmaktadır.
509 Resim 4: Ramsar Alanında yer alan toplu konutlar Dikkuyrukların yaşadığı ortamlar, su kalitesi özelliğine bağlı olarak kapalı havzalarda yer alır. Bu ortamlardaki sulak alanlara suyun ulaşabilmesi yerel yüzey drenaja ve taban suyuna bağlıdır. Göle gelen sulara karışan havzanın endüstriyel-evsel kirleticileri, yoğun ve ilkel tarımdan kaynaklanan gübre-pestisitlerin gölü hızla kirletmeleri, organizmaların yaşama ortamlarının kalitesini farklılaştırmaktadır. Gölün kirlenmesini çok büyük oranda etkileyen ve ekolojik yapısını tehdit eden ünitelerin atıkları göle bırakılmamalı ve bu yerlerin arıtma sistemleri mutlaka günün teknolojik koşullarına göre düzenlenmeli ve çalıştırılmalıdır. Kış mevsiminde dikkuyruk populasyonunun %70 inden fazlasını neden kışlamak için Burdur Gölü nü tercih ettikleri ve kuşların kışlama ortam istekleri belirlenmelidir. Bu tercihte, çevredeki aynı özellikteki diğer göllerin yüzey alanlarının küçük ve kış mevsiminde donuyor almaları önemli bir etken olarak kabul edilebilir. Kuşların ekolojik istekleri ile ilgili daha çok araştırmalara gereksinim vardır. Gölün biyolojik-hidrolojik özellikleri ve değişimleri her yıl araştırılıp, düzenli kuş sayımları yapılarak, tüm çalışmalar arşivlenip diğer çalışmalar için veri tabanı oluşturulmalıdır. Su kuşlarının yaşam alanlarının genellikle sığ sular olmaları ve bu alanların kolaylıkla kurutulup, tarım, imar alanı olarak kısa vadeli ekonomik çıkarlar için değerlendirilmesi, gölü besleyen yüzey taban suyunun aşırı ve yanlış kullanımı ile gölün doğal ekolojik yapısı yok edilmektedir. Burdur Gölü nün güneybatısındaki Soğanlı Gölü, gölün çok önemli bir tatlısu kaynağıdır. Bölgedeki diğer küçük göllerin son yıllar içerisinde tarım amaçlı kurutulmaları, yol yapımları, suların göle ulaşımlarının engellenmesi sonucunda havzada su rejimi değişikliğe uğramıştır. Bu oluşumların diğer bir yansıması ise, göllerin kıyısındaki delta çökellerindeki binlerce yıllık alüvyonların kum ocağı işletmesine dönüştürülmesidir. Burdur Gölü ile Soğanlı Gölü arasındaki bağlantı küçük bir yapay kanalla sağlanmaktadır. Bu oluşum, göle su, besin ve organizma akışını engellemektedir. Hidrolik yapıdaki müdahaleler göldeki tuz oranının artmasına ( 21), atık maddelerinde buna katkısıyla Acıgöl olarak bilinen Burdur Gölü nün Tuz Gölüne dönüşümü söz konusudur. Bu da gölde ekolojik yapı başta olmak üzere çok şeyin değişeceğinin göstergesidir. Burdur Gölü nün uluslararası ortamda kullanım amacı, statüleri ödüllendirilerek belirlenmiştir. Bu statüleri bir kez daha hatırlarsak; Önemli Kuş Alanı, Ramsar Alanı ve Yaban Hayatı Koruma Sahası dır. Bu ünvanların bildiğimiz anlamını, neden verildiğini ve bunun için neler yapılması gerektiğini tekrar anımsamalıyız. Ekonomide büyüme ve sanayileşme için verilen politik kararlar Burdur Gölü nün ekolojik yapısını, peyzajını bozmaktadır. Sulak alanları feda etmeden koruyarak kullanılmalı; kaynak ihtiyaç ve statü önceliklerine göre düzenlenmelidir. Kuşların bu alanlara az sayıda veya hiç gelmemeleri, ortamın bozulduğunun habercisidir. Kaynaklar Anonim, 1994. Türkiye Çevre Vakfı Ramsar Sözleşmesinin Türkiye ye Getirdiği Yükümlülükler, Biyolojik Zenginlikler, Sayı:6. Anonim, 1995. Türkiye nin Kuş Cennetleri. Çevre Bakan. Yay. Yeşil Seri.114s. Ankara. Anonim, 1998-2004. Burdur Gölü Hidrolojisi Planlama Raporu. DSİ. Isparta. Anonim, 2000. Ramsar Sözleşmesi El Kitabı. Çevre Bakanlığı Yayınları. 168s. Ankara. Anonim, 2002. Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği, 30.01.2002 tarih ve 24656 say. Resmi Gazete. Kazancı, N., 1998. Burdur Gölü ve Acı Göl ün Limnolojisi, Çevre Kalitesi ve Biyolojik Çeşitliliği. Türkiye İç Suları Araştırma Dizisi:III, 117s, Ankara. Kesici, E., Kesici, C.,2003.Kovada Gölü Milli Parkı (Eğirdir) nın Dünü, Bugünü. Türkiye nin Kıyı ve Deniz Alanları IV. Ulusal Konferansı, 5-8 Kasım 2002, s171-181. İzmir. IWRB, 2000, Managing Mediterranen Wetlands and Their Birds for the Year 2000 and Beyond. Üçüncüoğlu, E., Gürkan, Ö.,Gier, G.Y., Cihangir, B., 2002. Sulak Alanların Sürdürülebilirliğinin Sağlanmasına Yönelik Yönetimsel Model: İzmir Körfezi Örneği. Türkiye Kıyı ve Deniz Alanları IV. Ulusal Konferansı, 5-8. Kasım. 2002. İzmir.