İDARİ REJİM OLARAK ÖRNEK ALDIĞIMIZ FRANSA DA, İDARİ USUL VE BİLGİ EDİNME HAKKINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ



Benzer belgeler
M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASI YÖNERGESİ

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/01/ /01/2012) ĠÇĠNDEKĠLER

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI *

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

ĐDARĐ YARGI FĐNAL SINAVI

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

TÜRKİYEDE ÇEVRESEL BİLGİLENME HAKKI VE AB DİREKTİFLERİ. Yrd. Doç. Dr. Necla Akdağ Güney

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR

Sosyal Düzen Kuralları

T.C. KONYA MERAM BELEDİYE BAŞKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...V KISALTMALAR... XIII GİRİŞ... 1

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

TÜRKİYE SAGLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖN MALİ KONTROL FAALİYET RAPORU

PAZARLIK USULÜNDE DAVET EDİLMEYEN FİRMALAR İHALEYE KATILABİLİR Mİ? DANIŞTAY KARARI ÇERÇEVESİNDE BİR DEĞERLENDİRME

İşbu Veri Sahibi Başvuru Formu nda yer alan bilgilerin doğru ve güncel olduğunu kabul ederim.

4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİ

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel: KAPSAM

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

Anahtar Kelimeler : Merciine Tevdi Kararı, Süre Aşımı Dava Açma Süresi

KAŞ BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK, TANIMLAR VE TEMEL İLKELER

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ. Karar N0: KARAR

Yetki Devri YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİ

TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

KAMU DÜZENİ K AVR AMI

T.C. İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASI YÖNERGESİ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Esas Sayısı : 2015/60 Karar Sayısı : 2016/2

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

GİRESUN BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. YÜKSEKOVA BELEDİYE BAŞKANLIĞI. BASIN YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb. bütünü.

ŞİKAYET NO : /317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu

T.C. KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TEŞKİLAT, GÖREV VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA YÖNETMELİK I. KISIM BİRİNCİ BÖLÜM

İdare Hukuku Ve İdari Yargı Alanında Anayasa Değişikliği İle İlgili Bazı Öneriler

GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASI YÖNETMELİĞİ

2017 FAALİYET RAPORU. Teftiş Kurulu Müdürlüğü

Tüm Kamu Personeli İçin GYS. Görevde Yükselme Sınavlarına Hazırlık El Kitabı. Konu Anlatımı + Soru Bankası

SAYIŞTAYA VERİLEN HER ÇEŞİT GiDER VE GELİR EVRAKI İLE HER ÇEŞİT BELGELERİN SAKLANMA SÜRELERİ VE YOKEDİLME USULLERİ HAKKINDA TÜZÜK

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

T.C. İzmir Bornova Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

HAFTA 7. SAĞLIK MEVZUATI VE HEMġĠRELĠK YÜKSEKÖĞRETĠM KANUNU NDA ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ HEDEFLER ĠÇĠNDEKĠLER

BİRİNCİ BÖLÜM ORTAK HÜKÜMLER

ÇİMKO ÇİMENTO VE BETON SAN.TİC.A.Ş. VERİ SAHİBİ BAŞVURU FORMU

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

Yrd. Doç. Dr. Emre CAN İDARİ İŞLEMİN ŞEKİL UNSURU

KAPAKLI BELEDİYESİ ETÜD PROJE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç,Kapsam,Dayanak,Tanımlar ve Temel İlkeler

RS CTA GIDA TEKSTİL SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ KİŞİSEL VERİ SAHİBİ BAŞVURU FORMU


HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

VOLVO CAR TURKEY OTOMOBİL LİMİTED ŞİRKETİ KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİNE İLİŞKİN BAŞVURU FORMU

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

SİRKÜLER RAPOR ( )

Kamu İhale Kurumu 2012 Yılı Denetim Raporu Sayfa 1

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

T.C. MALİYE BAKANLIĞI MALİYE UZMAN YARDIMCILARI EĞİTİM VE SINAV YÖNERGESİ

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

T.C. ADALET BAKANLIĞI, T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI, ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI VE T.C

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

ÖĞRETİDE VE UYGULAMADA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE İCRASI

T.C. DERĠNCE BAġKANLIĞI YAPI KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ

GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İNSAN ARAŞTIRMALARI ETİK KURUL YÖNERGESİ. Birinci Bölüm Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kuruluş

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Sevgi USTA. ÇOCUK HAKLARI ve VELAYET

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

DİKEY INTERNATIONAL Law & Consultancy ULUSLARARASI TAHKİM KURUMUNUN YİD SÖZLEŞMELERİNDE UYGULANABİLİRLİĞİ

SAAT/YERİ. Öğretim Üyesi Odası. Öğretim Üyesi Odası SOE5903 SOE6904. Öğretim Üyesi Odası KHU5001 Seminer. Öğretim Üyesi Odası. 08:30/11:20 Derslik 10

MÜKELLEFLERİN ÖZELGE TALEPLERİNE İLİŞKİN YENİ DÜZENLEMELER

VERİ SAHİBİ BAŞVURU FORMU

12 Mart 2016 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda. İşveren Yükümlülükleri -II- Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda İşveren Yükümlülükleri -II-

Sayı :2015/S-21 Ankara, Konu : Elektronik Tebligatın Usul ve Esasları SİRKÜLER 2015/21. Elektronik Tebligatın Usul ve Esasları

T.C. ESOGÜ MÜHENDİSLİK MİMARLIK FAKÜLTESİ İÇ KONTROL SİSTEMİ

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI İSTANBUL ELEKTRİK, TRAMVAY VE TÜNEL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2012 YILI DENETİM RAPORU

Ş U B A T MALİ YÖNETİM MERKEZİ UYUMLAŞTIRMA DAİRESİ 2006 YILI FAALİYET RAPORU BÜTÇE VE MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

İDARİ REJİM OLARAK ÖRNEK ALDIĞIMIZ FRANSA DA, İDARİ USUL VE BİLGİ EDİNME HAKKINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ Dr. Gürsel ÖZKAN I.GİRİŞ Günümüzde insanlar, idarenin etrafını çeviren gizemi dağıtmasını, elindeki dosyaları ve arşivleri geniş bir şekilde açmasını, kapılarını halka açık tutmasını, faaliyetlerinin yönünü ve amacını anlatmasını, daha insancıl olmasını, vatandaşları sıcak karşılamasını ve nihayet karanlıkta kalan yanlış ve sebepsiz uygulamaların son bulmasını istemektedir. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde bu ve benzeri taleplerin karşılanması amacıyla, birbirinden farklı olarak görünen idari faaliyetlerin mümkün olduğu kadar yeknesak şekil ve usul kurallarına bağlanmasının gerekli ve yararlı olduğu, gerek hukuk teorisi gerekse hukuk politikası açısından kabul edilerek İdari Usul Kanunu adı altında yasal düzenlemeler yapılmış ve uygulamaya geçilmiştir i. Çağdaş anayasal demokrasilerde kamu idaresinin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi farklı biçimlerde gerçekleştirilmektedir. Bunlardan tipik olan ikisi, idari rejim in geçerli olduğu Fransa daki geleneksel idari yargı modeli ile, yargı birliğine dayanan Anglo-Amerikan modeli olarak bilinen adli idare dir. Fransa başta olmak üzere Kıt a Avrupa sı ülkelerinde uygulanan idari rejim de, idarenin kuruluş ve işleyişi, genel hukukun dışında gelişen ve tamamen kendine özgü kurallardan oluşan idare hukukuna bağlı bulunmaktadır. Ayrıca idare hukukunun uygulanmasından çıkan anlaşmazlıklar, adalet mahkemeleri dışında oluşturulan ve kendine özgü yetkisi ve çalışma usulleri olan bir idari yargılama düzeninde çözümlenmektedir. Bu hukukun dayandığı ilkeler, özellikle sorumluluk esasları bakımından özel hukukunkinden hatta yer yer evrensel hukuk anlayışından- farklıdır ve bu özelliğiyle bireysel özel alanların korunmasından çok, veya en az onun kadar, kamu yararı/çıkarı nın geliştirilmesi kaygısını yansıtmaktadır ii. İdari rejimin, özel bir kamu idaresi yönetim biçimi ve sisteminin adı olduğu belirtilmektedir i i i. İcrai idare sistemi de denilen idari rejimden söz edebilmek için, üç esas unsurun bir arada bulunması gerekmektedir i v * Ankara İdare Mahkemesi Üyesi (Başbakanlıkta Görevli)

Bunlar, yürütme organı içinde ve onun bir uzantısı konumunda olduğu halde ayrı ve kendi kendine davranabilme yeteneği bulunan idare, idareye özgü bağımsız bir hukuk kuralları bütünü ve adli yargıdan ayrı bir düzen oluşturan ve işleyen genel yetkili idari yargının varlığıdır. İdari rejimde, idarenin, bireyler üzerinde, onların rızasını almadan kullanabileceği bir egemenlik hakkı ve emretme gücü bulunmaktadır. İcrai karar alma yetkisi denilen bu gücüne dayanarak idare, bireylere sormaksızın onları bağlayan kararlar alabilmekte ve bu kararları gerekirse zorla uygulayabilmektedir. Zorla uygulama, bireyi idare karşısında güçsüz, çaresiz ve boyun eğme noktasına taşımaktadır. İşte bu noktada, bireylerin yasal olmayan yollarla idareyi etkileme girişimlerine olanak sağlanmakta, yolsuzluk, rüşvet gibi hukuk dışı durumlar ortaya çıkmakta, idare de ehliyet ve liyakat ölçülerine uyamaz hale gelmektedir. Kamu idaresinin hukuka uygun işlemesini sağlamanın diğer yöntemi, bu denetimi de genel mahkemelere bırakan, ayrı bir idari yargı düzenine yer vermeyen İngiliz-Amerikan sistemidir. Elbette bu sistemde de idari faaliyete, onun özelliğinden doğan bazı farklı kurallar uygulanmaktadır; ancak bu kısmi ayrışma hukuk ve yargı birliğini bozacak nitelikte olmamakta, idare de, esas itibariyle, özel kişilerle aynı hukuka tabi bulunmaktadır. Türkiye de öteden beri esas itibariyle Fransız modeli uygulanmaktadır. Ülkemizdeki uygulamada idari yargı denetimi, hem bazı yasal düzenlemeler hem de yargı mercilerinin tutumu (yargısal içtihatlar) yüzünden, büyük ölçüde kamu ajanlarının korunmasına hatta onların ayrıcalıklı hale getirilmelerinehizmet etmekte, buna karşılık özel kişiler için koruyucu işlevi son derece sınırlı kalmaktadır. Öte yandan, hukuktaki ve yargıdaki bu ikilik, benzer nedenlerle, demokratik de bulunmamaktadır v. Kamu görevlilerini vatandaşlar karşısında ayrıcalıklı hale getirme eğilimi taşıyan böyle bir uygulama eşitlikçi olmayıp, vatandaşları devletin karşısında adeta tebaa olarak gören bir zihniyeti çağrıştırmaktadır. Bireyin idare ile Milletin Devleti ile barıştırılması, toplumsal huzur ve sosyal barış için bir zorunluluktur. Dolayısıyla Fransa dan kurum ve kurallarıyla örnek aldığımız idare yapımızın işleyişindeki sorunların çözümüne esas olması bakımından, Fransız idari sisteminin işleyişinde bir değişme ve gelişme olup olmadığının belirlenmesi ve ülkemizdeki mevcut durumun ortaya konulması gerekmektedir. Bu nedenle, Fransız idaresinin işleyişi ile bireye tanınan haklar bakımından idari usul ve açıklık konusu genel olarak incelenecek, ülkemizin durumu hakkında bilgi verilecektir. II. FRANSA DA MEVCUT DURUM 1. Genel Olarak

Fransa'da idari usul adı altında bir kanun bulunmamaktadır. Ancak Fransa, Avrupa daki kanunlaştırma hareketlerinden etkilenmiş idari usul kanunu görevi ifa edebilecek bir dizi kanuni düzenlemeyi yürürlüğe koymuştur v i. Fransız kamu yönetimi, katı merkeziyetçiliği, kuralcı ve bürokratik niteliği ile tanınan bir sistemdir. Fransa, Türkiye de kamu yönetiminin yapılanmasında ve idari yargının kurum ve kurallarıyla yerleşmesinde örnek olmuştur. Her ne kadar idari usul kanunu düzenlemesi bulunmamakta ise de, bu amaca hizmet eden açıklık ve bilgi edinme hakkına ilişkin gelişme ve düzenlemeler ülkemiz bakımından önem taşımaktadır. İdare hukukunun, idare mahkemesinin içtihatlarıyla geliştirildiği Fransa da, bireysel işlemlerin yapılışında uygulanacak prosedürün genel ilke ve kuralları tespit edilmemiştir. Bu durum, her şeyden önce Fransız doktrin ve uygulamasının, sadece tamamlanmış bir idari işlemin hukuka uygunluğu kabul edilerek, bu işlemin yapılmasından önceki prosedürü idare tekniğine ait bir konu içerisinde değerlendirip, hukuki bir incelemeye tabi tutmamasından ileri gelmektedir v i i. 1970 li yılların başından itibaren başlatılan reform çalışmalarının ilki, vatandaş ile idare arasında bir arabuluculuk fonksiyonu gören Mediateur ün 1973 yılında oluşturulması olmuştur. Bilgi edinme hakkını tanıyan 6 Ocak 1978 tarih ve 78-17 sayılı Bilgi İşlem, Fişler ve Özgürlükler (Informatique, Fichiers et Libertes) Hakkındaki Kanun, kişiler hakkında tutulmuş fişlerin kullanımını ve onlara ulaşmayı (acces) düzenlemektedir v i i i. Bu kanun, ilk olarak, idari demokrasiyi kurma ve gizli topluma son verme eğilimlerini başlatmıştır. Başlatılan bu girişimler içinde ikinci seriyi, bireylere idari dokümanlara ulaşma (acces aux documents administratifs) imkanı sağlayan 17 Temmuz 1978 tarih ve 78-753 sayılı İdari Belgeleri Öğrenme Hakkına İlişkin Kanun oluşturmaktadır i x. Girişimlerin üçüncü serisinde ise, yönetim-halk ilişkilerini düzenlemeye, idarenin kararlarını daha demokratik hale getirmeye ve idari faaliyetlerin gerekçelendirilmesine yönelik olan 11 Temmuz 1979 tarihli İdari Kararların Gerekçesi ve İdare ile Halk Arasındaki İlişkilerin İyileştirilmesi Hakkındaki Kanun yer almaktadır. Bunun dışında, İdari Soruşturmaların Demokratikleştirilmesi ve Çevrenin Korunması Hakkındaki 12 Temmuz 1983 tarih ve 83-630 sayılı Kanun ile İdare ile Hizmetten Yararlananlar Arasındaki İlişkiler Hakkındaki 28 Kasım 1983 tarih ve 83-1025 sayılı Kanunu x da bu çerçevede saymak gerekmektedir. Ayrıca, İdari Belgelere Giriş Usulü Hakkındaki 28 Nisan 1988 tarih ve 88-465 sayılı Kararname de bu kapsamda bulunmaktadır x i. Kanunda ayrıca,

başvurunun ilgili olmayan idari makama yapılması halinde ise, idarenin gerçek hasma talebi iletmesinin zorunluluğu belirtilmiştir (md.7). Sözü edilen bu kanunlar, idari usulün sadece temelini değil mekanizmasını da belirlemektedir. 2. Bilgi Edinme Hakkı ve İdarede Açıklık 1 Ocak 1980 de yürürlüğe giren Bilgi İşlem, Fişler ve Özgürlükler Kanunu, hem halkın bilgilendirilmesini hem de bilgisayarlarda veya elde işlenen fişlerin, kişilerin özel hayatına zarar getirmemesini ve özel hayatın korunmasını düzenlemektedir x i i. Kanun temelde, bilgilenmenin iyileştirilmesini öngörürken, bilginin işlenmesinde ortaya çıkan gizli uygulamalarla mücadeleyi hedeflemekte, gerçek kişilere idarenin elinde bulunan ve kendilerini ilgilendiren bilgileri inceleme ve düzeltme hakkı tanımaktadır. Böylelikle kişiler, kamu yönetimine, kendileri hakkında düzenlenmiş bir fişin varlığını veya herhangi bir fişte isminin geçip geçmediğini sorabilmekte, söz konusu fişlerin içeriğini görebilmekte ve eğer yanlışlık ve hata varsa onları düzeltebilmektedir. Fişlere giriş hakkı genel bir şekilde düzenlenmesine rağmen bazı istisnalar da getirilmiştir; devlet güvenliğini, milli savunma ve kamu güvenliğini ilgilendiren bilgileri kapsayan fişler ve dosyalar bu kapsamda bulunmaktadır x i i i. 17 Temmuz 1978 tarihli İdari Belgeleri Öğrenme Hakkına İlişkin Kanun eski hukuk yapısını değiştirerek, kamusal özgürlüklerin temel güvencesi olarak bilgi alma hakkını ilke haline getirmiştir. Kanun, isteyen herkesin dokümanları inceleyerek bilgilenmelerini bir hak olarak kabul etmiş bulunmaktadır. Bu haktan sadece vatandaşlar değil, sürekli ya da geçici olarak Fransa da yaşayan gerçek kişiler, dernekler, şirketler, sendikalar ve çeşitli gruplar da faydalanmaktadır. Görüldüğü gibi, bilgi edinme hakkı, fişlere ulaşma hakkından farklı olarak tüzel kişilere de tanınmaktadır. Kişiler, merkezi ve mahalli idarelerin veya bir kamu hizmetinin yönetimiyle görevli özel hukuk organlarının elinde bulunan, yazılı belgeler, ses veya görüntü kayıtları, bilgisayar kayıtları, isme ait olmayan (non nominatif) bilgilere serbestçe ulaşabilmekte ve onları inceleyebilmektedirler. Bir dokümanı talep edenin, bundan çıkarının olduğunu belirtmek zorunluluğu yoktur. Eğer doküman kendisi ile ilgili yani isme ait (nominatif) ise, bunun başkası hakkında da bir bilgi taşımaması gerekmektedir x i v. Bununla birlikte, bireylerin dokümanlara giriş hakkından yararlanabilmesi için onların varlığını bilmesi de gerekmektedir. Kanunun 9. maddesi ve 22 Eylül 1979 tarihli uygulama kararnamesi, büroların çalışması ve

kamu hizmetlerinin yürütülmesi konusunda detaylı bilgi ve açıklamalar veren direktif, sirküler, yönerge ve bir kuralın yorumlanmasını kapsayan bakanlık notları gibi dokümanların resmi bültenlerde yayımlanmasını ve arşivlerde birer suretinin bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Kanunun uygulanması çerçevesinde, bilgilere ulaşma bazı şartlara bağlanmış ve bunun yanında bazı güvencelerle de donatılmıştır. Yerinde inceleme ve bilgilenme, hizmetlerin yürümesini engellememek ve büroları rahatsız etmemek için bir düzenlemeye tabi tutulabilir, ama kesinlikle yasaklanamaz (md.4). Ayrıca kanunun 3. maddesi, inceleme ve bilgilenme sonunda, bir cevap hakkı tanımaktadır. Bu hükme göre, herkes kendisiyle çatışan sonuçlara sahip bir idari dokümanın (kontrol veya soruşturma raporu gibi) içeriğini bilme hakkına ek olarak, eğer isterse söz konusu dokümanın ekine gözlemlerini ve düşüncelerini eklettirebilir. İdare ve memurlar, istenileni vermekle veya talebin reddedildiğini bildirmekle yükümlüdürler. Bu amaçla memurların sır saklama yükümlülüğü, 11 Temmuz 1978 tarihli Kanunun 11. maddesi ile değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre, sır saklama yükümlülüğü, idari dokümanlara giriş serbestisini düzenleyen kanun çerçevesinde belirlenmektedir. 13 Temmuz 1983 tarihli Kanunla yapılan yeni bir düzenleme memurlara halkın bilgi talebini karşılama yükümlülüğü getirmiştir (md.27). Kanun, bireylere, istedikleri dokümanın verilmemesi durumunda idari yargı dışında, müracaat yolu da tanımıştır. 6 Aralık 1978 tarihli Kararname ile oluşturulan ve kanunun uygulanmasını izlemekle görevli İdari Dokümanlara Giriş Komisyonu (La Comission d Acces aux Documents Administratifs- CADA) bu konuda önemli rol oynamaktadır x v. 3. Kararların Gerekçelendirilmesi İdari İşlemlerin Gerekçelendirilmesi Hakkındaki 11 Temmuz 1979 tarihli Kanunun çıkmasında Mediateur ün önerisi temel rol oynamıştır. Kanuna göre, gerekçe, yazılı ve kararı doğrulayan hukuk ve olayın unsurlarını kapsamalıdır. Gerekçelendirme ilkesinin uygulama alanı, bireysel, olumsuz ve bozucu işlemleri kapsamaktadır. Bu ilke söz konusu türdeki işlemleri yapan ve kararları alan, bütün kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve bir kamu hizmetinin yürütülmesini üstlenmiş özel hukuk kişileri için geçerli bulunmaktadır x v i. Kanunun 4. ve 5. maddelerinde gerekçeye ilişkin genel ilkeye bazı istisnalar getirilmektedir. Buna göre, gizli olması gereken olayların kanunla açıklanmasının veya yayınlanmasının yasaklanması durumunda; mutlak aciliyet söz konusu olduğunda ve zımni kararlarda gerekçe gösterilmemektedir x v i i.

Gerekçenin, yazılı olması ve kararın dayanağını oluşturan hukuki sebep ve olayların değerlendirilmesini kapsaması gerekmektedir. Kanuna göre, her kamu hizmeti yürüten kurum, kendi alanında gerekçe zorunluluğu uygulanacak işlemlerin ayrıntılı bir listesini hazırlamak zorunda bulunmaktadır. III. TÜRKİYE NİN DURUMU Ülkemizde, genel idari usul alanında, şimdiye kadar çok az ve yetersiz doktrin çalışması dışında x v i i i mevzuat ve tatbikatta idari işlemlerin yapılmasında kamu gücünün tabi olması gereken şekil ve usullerin sistematik bir biçimde tespiti yoluna gidilmemiştir. İdare sistemimizde, idare makamlarının, bireylerle işbirliği yapması, işlemlerini demokratik bir idareye yakışacak bir biçimde açıklıkla yürütmesi, idare edilenlere (kamu hizmetinden yararlananlar) hiç değilse hak ve hürriyetleriyle ilgili önemli meselelerde, kendilerini savunma imkanını vermesi gibi hususlar, tamamen ihmal edilmiştir. Doktrinde genel olarak kabul edildiğine göre, idari işlemlerde şekil ve usul, sadece merasim, formalite anlamına gelmekte x i x ve işlemin bir unsurunu oluşturmaktadır. Bu unsur ise, işlemin yapılacağı idari faaliyet alanının, çeşidine ve özelliğine göre belirlenmektedir x x. Mevzuatta, idari işlemlerin yapılmasında uygulanacak usuller, x x i genellikle maddi idare hukuku alanındaki hükümler içinde ve dağınık olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Özellikle kamu hizmetinden yararlananların hukuki güvenliği açısından son derece önemli olan bazı idari faaliyetler kendi kanunlarında özel idari usule tabi tutulmuştur. Kamulaştırma Kanunu, İmar Kanunu, Devletleştirme Kanunu, Sıkıyönetim Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Devlet İhale Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu gibi kanunlar böyle özel idari usuller getiren düzenlemelere örnektir. Bunun dışında idarenin çalışma usulleri yargı içtihatları sonucu belirlenen ilkeler x x i i doğrultusunda bizzat idare tarafından belirlenmektedir. Ayrıca, Fransız hukuk sisteminde idari bir faaliyet şeklinde görülen memurlara disiplin cezası verilmesi faaliyeti, ülkemizde yargısallaştırılmış bulunmaktadır. Ülkemizde, idari usul alanında yasal düzeyde ilk düzenleme girişimi, 2977 sayılı İdari Usul ve İşlemlerin Yeniden Düzenlenmesi ile ilgili Yetki Kanunu ile gündeme gelmiştir. Ancak bu yetki Kanunu, bilinen anlamda, idari usulü düzenleme amacından çok uzak, farklı gayeler için çıkartılmış x x i i i ve sonuçta Anayasa Mahkemesinin 12 Ekim 1990 gün ve 20663 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6.2.1990 gün ve E.1988/62, K.1990/3 sayılı kararıyla x x i v iptal edilmiştir.

Bunun dışında, Başbakanlık Müsteşarlığının 23.10.1996 gün ve B.02.0.İGB/16-710-530 sayılı oluru ile uygun bulunan İdari Usul Kanununda Düzenlenecek Hususlar konulu projeye ilişkin bir komisyon x x v tarafından yürütülen çalışmaların başlatılmış olması, ülkemizde de idari usule ilişkin bir yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesi için bu anlamda atılmış ilk adımdır x x v i. İdari Usul Kanununda Düzenlenecek Hususlar konulu sözü edilen proje çalışmaları; çeşitli ülkelerdeki x x v i i idari usul kanunları temin edilerek çevirilerinin değerlendirilmesi tamamlanarak, komisyon tarafından hazırlanarak müstakil daire başkanları, genel müdürler, kurum ve kurul başkanları, müsteşar yardımcıları, müsteşarlar, rektörler ve valilerin bizzat doldurmaları istenen ve 30 sorudan oluşan Araştırma Anketi ne x x v i i i 500 civarında kişinin verdiği cevapların değerlendirilmesi yapılmış olup,17-18 Ocak 1998 tarihinde yerli ve yabancı idari hukukçuları, Danıştay ve kamu kurum ve kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirilmiş olan İdari Usul Kanunu Hazırlığı Uluslararası Sempozyumundan sonra bu sempozyum sonuçlarının değerlendirilmesini müteakiben hazırlanacak olan kanun çalışmasına ilgili kesimlerin görüş-öneri ve katkıları eklenerek son şekli verilmek suretiyle Kanun Taslağı olarak tamamlanmıştır. x x i x IV. SONUÇ Özgürlükler açısından en hayati sorun, idari faaliyetlerin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır. Bunun nedeni, tarihsel olarak özgürlüklere yönelik en ciddi tehditlerin genellikle yürütme ve idare makamlarından gelmiş olmasıdır. Devletin asıl uygulayıcı birimi yürütme ve idare olduğu için, günlük hayatta en fazla devletin bu yüzüyle karşılaşılmaktadır. İdari işlem ve eylemler hukuki ilişkileri, hak ve yükümlülükleri doğrudan doğruya etkileyen sonuçlar yaratmaktadırlar. Ayrıca, idari faaliyet devletin cebir-kullanıcı yönünün cezalandırma alanından sonra- en çok ortaya çıktığı alanı oluşturmaktadır. Dolayısıyla idarenin, özellikle bireylerin hak ve çıkarlarına etkide bulunan türden idari faaliyetlerini yürütürken, idare karşısında bireylere belli haklar tanınması suretiyle güçlü konuma getirilmesi bir zorunluluktur. Türk kamu idaresinin temeli saylan Osmanlı kamu bürokrasisi Tanzimat la birlikte köklü değişikliklere uğramış ve yeniden düzenlenmiştir. xxx Önceleri adem-i merkeziyetçi bir nitelik taşıyan Osmanlı idari sistemi, bu dönemden itibaren Fransız sisteminin örnek alınmasıyla; merkeziyetçi, statükocu, kırtasiyeci, formalitelere bağlı, kuralcı ve gizliliği amaç edinen içine kapalı ve bürokratik bir nitelik kazanmıştır. Bu nitelik daha çok topluma hakim olmak ve onu bir merkezden yönetmek isteğinden kaynaklanmış olmakla birlikte, yaşadığımız dönemin sosyo-ekonomik ve demokratik gerekleriyle bağdaşmayan bu niteliklerin değişmesi ve global gelişmelere kendini

uyumlaştırması bir zorunluluktur. Yıllar önce kapalı bir tarım toplumunu yönetmek ve ona hizmet götürmek için oluşturulmuş idari yapı ve işleyiş düzeni, günümüz Türkiye sinin ihtiyaçlarına cevap verememektedir. İdare yapımızın, esas alınan Fransa örneğinden yararlanılarak karar alma sürecinin global gelişmelere uyumlaştırılması gerekmektedir. Çünkü yıllar önce kapalı bir tarım toplumunu yönetmek ve ona hizmet götürmek için oluşturulmuş idari yapı ve işleyiş düzeni, günümüz Türkiye sinin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak bulunmaktadır.