Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve altı-on yaş grubunda tanı konan çocuklarla karşılaştırılması



Benzer belgeler
Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımları

ÇOCUK PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirtiler, Tanýlar ve Tanýya Yönelik Ýncelemeler

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ/SAĞLIK BİLİMLERİ YÜKSEKOKULU/ÇOCUK GELİŞİMİ BÖLÜMÜ)

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuyla (DEHB) Nasıl Başa Çıkabilirim?

Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu: Alt tipleri*

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN 8-12 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARDA YAŞAM KALİTESİ DEĞERLENDİRMESİ

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Sempozyum ARAŞTIRMA MAKALESİ

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

ÇOCUKLUKTA DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU TANISI ALMIŞ OLGULARIN ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ PSİKİYATRİK DURUMLARININ İNCELENMESİ

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Zekâ Geriliği Olan Çocuk ve Ergenlerde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Özellikleri

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

ÖZGEÇMİŞ. Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı ve Danışman(lar)ı :

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Çocuk ve ergen psikiyatri poliklinikleri farklı ruhsal. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Tanı Dağılımı

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ARAŞTIRMA MAKALESİ. Çiğdem Yektaş 1, Sümeyra Elif Kaplan 1. Yektaş Ç ve ark. Fakültesi Çocuk Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye

ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN DİZİNİ

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Kliniğine Başvuran Ergenlerde Belirti ve Tanı Dağılımı

Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

DEHB, okul çağı çocuklarının yaklaşık olarak

Çocuk ve ergenlerde okul reddi davranışının nedenlerinin incelenmesi

Bir Eğitim Hastanesi nde Yatan Hastalar İçin İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Madde Kötüye Kullanım Öyküsü Olan Bireylerde Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtilerinin Yaygınlığı

Kısa Araştırmalar / Brief Reports. Cem Gökçen 1, Bilge Burçak Annagür 2

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

Araştırma. Burcu ÇAKALOZ 1, Aynur PEKCANLAR AKAY 2, Ece BÖBER 3, Neslihan EMİNAĞAOĞLU 2, Türkan GÜNAY 4

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Özürlü Çocuk Sağlık Kurulu Raporlarının Değerlendirilmesi

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) DEHB Tanılı Çocukların Ebeveynlerinde DEHB ile İlişkili Bazı Sorunlu Yaşam Olayları

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

Birinci Trimester Gebelerde Depresyon ve Anksiyete Bozukluðu

EĞİTİM DÜZEYİNİN BENLİK SAYGISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Epidemiyolojik çalışmalar belirli bir hastalığın toplumda dağılımını ve bu hastalıkla. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Epidemiyolojisi

Hastalarla Ortaklık. Dikkat Eksikliği Sendromu. ESOGÜ Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Dr.Ş.Soner ÖZDEMİR

Nuran DEMİR*, Zehra TOPAL*, Basri KÖYLÜ**, Evren TUFAN***, Umut Mert AKSOY**** *Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak. ÇERSAH AD **Arş. Gör. Dr., AİBÜ Tıp Fak.

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

Ergenlerde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Sıklığının Araştırılması ARAŞTIRMA

Araştırma / Research. Şükriye Boşgelmez 1, Ali Evren Tufan 2

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılı Türk çocuklarında OROS-metilfenidatın etkinlik ve güvenilirliğinin değerlendirilmesi

ÇOCUK VE ERGENLERDE DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN SOSYO-DEMOGRAFİK OLARAK İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA: ARDAHAN ÖRNEĞİ

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN

Cirriculum Vitae and Publications

JOURNAL OF SOCIAL AND HUMANITIES

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: Üçkuyular İzmir

Çocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini

Zeynep Eras, Gözde Kanmaz, Banu Mutlu, Fuat Emre Canpolat, Evrim Durgut Şakrucu, Uğur Dilmen

Üniversite öğrencilerinin Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Ölçeği nin alt boyutları düzeylerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan Çocuk ve Ergenlerde Eşlik Eden Psikiyatrik Bozukluklar

Bir İlköğretim Okulunda Öğrenim Gören Çocuklarda Ruhsal Uyum Sorunları

Yetişkinlerde DEHB Değerlendirmesi 46. Ulusal Psikiyatri Kongresi 5 9 Ekim 2010, İzmir

Týp Fakültesi Öðrencilerinde Dikkat Eksikliði Ve Hiperaktivite Bozukluðunun Sosyodemografik Ve Klinik Özellikleri

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Hastalarda Belirti ve Tanı Dağılımları

Üniversite öğrencilerinde kendilerinin bildirdikleri dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtilerinin değerlendirilmesi

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

ÖZGEÇMİŞ. Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı ve Danışman(lar)ı :

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN ANNE BABALARINDA PSİKOLOJİK BELİRTİLER VE AİLE İŞLEVSELLİĞİ

ilk 12 ayındaki durumları ile ilgili verilerinin analizi edildi.

Dersin adı: Elektif (Çocuk Psikiyatrisi) Görüşme Saatleri: Salı:14:00-15:00

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Hastaların Sosyodemografik Özellikleri ile Tanı Grupları Arasındaki İlişki

Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna Birinci Basamak Yaklaşım

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

İBRAHİM DURUKAN Doçent

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Bir Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine Başvuran Çocuk ve Ergenlerin Ruhsal Belirtileri ve Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ÖSS ve ÖZEL YETENEK SINAVI PUANLARINA GÖRE GENEL AKADEMİK BAŞARILARI

Erişkin Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu ve Duygudurum Bozuklukları

Transkript:

48 Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve altı-on yaş grubunda tanı konan çocuklarla karşılaştırılması Özden Ş. ÜNERİ, 1 Nilgün VATANDAŞ, 2 Gülsüm ATAY 3 ÖZET Amaç: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) yaşam boyu etkileri sürebilen nörogelişimsel bir bozukluktur. Çocukluk döneminde DEHB özellikleri çok iyi bilinse de, ergen ve erişkin yaş grubunda DEHB tanı ölçütleri hala tartışılmaktadır. Bu çalışmada 12-18 yaş aralığındayken DEHB tanısı konulan ergenlerin sosyodemografik özellikleri, doğum ve gelişim basamakları, başvuru yakınmaları, WISC-R puanları, eş tanı ve farmakoterapi uygulamaları açısından incelenmesi, bu özelliklerin ergenlik öncesinde DEHB tanısı konan çocuklarla karşılaştırılması ve geç tanıyı yordayan etkenlerin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Bu geriye dönük (retrospektif) çalışma Başkent Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları bölümünde yapılmıştır. DSM-IV tanı ölçütlerine göre DEHB tanısı konularak takip ve tedaviye alınan ergenlerden ilk kez tanı konan, Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği (WISC-R) puanları 80 ve üstünde olan olgular çalışmaya alınmıştır. Bu veriler altı-on yaşları arasındayken ilk kez DEHB tanısı konulan ve WISC-R puanları 80 ve üstü olan olgularla karşılaştırılmıştır. Sonuçlar: On iki-on sekiz yaş grubunda yer alan ergenlerin (s=31) yaş ortalaması 14.4±1.57, altı-on yaş grubunda yer alan çocukların yaş ortalaması 8.3±1.39 dur. Veriler değerlendirildiğinde ergen ve çocuk grupları arasında başvuru yakınmaları, tedavide kullanılan ilaç, eş tanıların dağılımı, doğum sırasında annenin yaşı gibi etkenler için istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Altı-on ve 12-18 yaş gruplarında tedavide en çok tercih edilen ilaç metilfenidat olarak bulunmuştur. Tartışma: İki grupta da en çok tercih edilen ilaç metilfenidat olsa da, iki grup arasında tercih edilen ilaçlar açısından fark olduğu bulunmuştur. DEHB tanısı geciktikçe yakınmalar şekil değiştirmekte, anksiyete bozuklukları ve depresyon eş tanısında artış olmaktadır. Eş tanının tedavide kullanılan ilaç seçiminde etkili olduğu düşünülmüştür. Çalışmamızda annenin çocuk sahibi olduğu yaşın küçük olmasının geç tanı için yordayıcı etkenlerden biri olduğu saptanmıştır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:48-54) Anahtar sözcükler: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, geç tanı, ergen Characteristics of ADHD first diagnosed during adolescence and comparison with patients diagnosed at six - ten years of age ABSTRACT Objective: Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) is a complex neurodevelopmental disorder that affects many aspects of the patient s life across lifespan. Although the diagnostic criteria used to diagnose ADHD during 1 Uzm.Dr., Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara 2 Uzm.Dr., Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Sağlam Çocuk Bölümü, Ankara 3 Uzm.Dr., Mesa Hastanesi, Ankara Yazışma adresi/address for correspondence: Uzm.Dr. Özden Ş. ÜNERİ, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Altındağ-Ankara/Türkiye E-mail: ozdenuneri@yahoo.com

Üneri ve ark. 49 childhood are well described, there are still controversies in the classification of the disorder in adolescents and adults. In this study we aimed to investigate the familial demographic characteristics, some characteristics about the perinatal history and major developmental milestones in infancy, symptoms at admission, WISC-R scores, comorbidities and medications used in adolescents first diagnosed between 12-18 years old age and compare the data with patients diagnosed between six-ten years of age and describe the factors that might have delayed the diagnosis of ADHD. Methods: This retrospective study was conducted in Baskent University School of Medicine, Department of Child and Adolescent Psychiatry. Adolescents first diagnosed as ADHD according to the DSM-IV criteria at 12-18 years and followed by the child psychiatrist were recruited in the study if their WISC-R points were above 80 points. Data of the adolescent group were compared with patients first diagnosed between six and -ten years of age and whose WISC-R points were above 80 points. Each age group was comprised of 31 patients. Results: Mean age of the adolescent group and children group were 14.4±1.57 and were 8.3±1.39 years, respectively. Complaints at first admission, therapeutic agents used for treatment, distribution of psychological comorbidities and maternal age at birth were statistically different between two age groups. Methylphenidate was the most preferred medication for the treatment of ADHD in both six-ten and 12-18 age groups. Discussion: Treatment regimens were different between two age groups. Symptoms and patients complaints seem to change and the rate of comorbidities like anxiety disorder and depression increase in time as the diagnosis of ADHD is delayed. This was thought to be related to the increased number of comorbidities in the adolescent group. Younger maternal age at birth had been found to be the factor related to the delayed diagnosis. () Key words: attention deficit hyperactivity disorder, delayed diagnosis, adolescent GİRİŞ Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) bireyin kendi yaşı ve gelişim düzeyi için beklenen dikkat, hareketlilik ve dürtüsellik düzeylerinde, bireyin işlevselliği etkileyecek ölçüde sapma ile karakterize bir ruhsal bozukluktur. 1 Tanı için bozukluk belirtilerinin yedi yaşından önce başlaması ve birbirinden farklı en az iki ortamda görülmesi gereklidir. 2 Çocukluk çağı ruhsal patolojileri içinde en sık görülenlerden biri olan DEHB nin görülme oranı araştırmanın tanı koyma ölçütlerine, seçilen örneklemin özelliklerine göre değişmektedir. Amerikan Psikiyatri Birliği, DEHB görülme oranını %3-5 olarak belirtmektedir. Bir çalışmada üç-on üç yaşları arasındaki çocuklarda DEHB yaygınlığı %10.5 olarak saptanmış, 3 yaşam boyu DEHB yi inceleyen bir gözden geçirmede ise DEHB yaygınlığı çocuk ve ergenlerde %5.29, erişkinlerde %4.4 olarak bildirilmiştir. 4 Bazı çalışmalarda genetik, çevresel ve yapısal etkenlerin DEHB nin etiyolojisinde rol oynadığı, DEHB gelişiminde doğum öncesi ve doğum sonrası komplikasyonların, düşük doğum ağırlığı, anne sütü alış süresi gibi etkenlerin etkili olabileceği, emzirmenin DEHB de koruyucu rol oynayabileceği belirtilmektedir. 5,6 DEHB de erken tanı ve tedavi ile bozukluğun doğasından kaynaklanan ve ileri yaşlarda belirtilere ikincil olarak gelişebilen zorluklar önlenebilmektedir. 7 Son yıllarda DEHB belirtilerinin erken saptanabilmesine yönelik çok sayıda çalışma dikkati çekmektedir. Bu çalışmalarda okul öncesi dönemde DEHB belirtilerinin neler olduğu ve bu belirtilerin nesnel olarak nasıl değerlendirilmesi gerektiği araştırılmaktadır. 8 Öte yandan ergenlerde ve erişkinlerde DEHB belirtilerinin yüksek oranlarda sürdüğü anlaşıldıkça, bu dönemlerde yakınmalardaki değişiklikler ve DEHB tanı ölçütlerinin farklı yaş dönemleri için nasıl uyarlanması gerektiği tartışılmaktadır. 9,10 DEHB olan olgularla yapılan uzunlamasına çalışmalarda hareketlilik alanında yaşanan sorunların yaşla birlikte şekil değiştirerek içsel huzursuzluk biçimini aldığı, dikkat eksikliği yakınmasının daha az değişikliğe uğradığı, dürtüsellikle ilgili yakınmaların ise kural dışı yaşam şekline dönüşebildiği belirtilmektedir. 11 Bu bulgular DEHB nin ergenlik ve erişkinlik döneminde de tanınabilirliğini artırmıştır. Çocukluk döneminde DEHB olan olgularda en sık görülen eş tanılar karşıt olma-karşı gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, özgül öğrenme güçlüğü, duygudurum bozuklukları ve anksiyete bozuklukları olarak belirtilmektedir. 12,13 Ergen ve erişkin grubunda bu alanda ne tür değişiklikler olduğu tartışılsa da, genel kanı DEHB tanılı ergenlerde eş tanı sıklığının arttığı ve duygudurum bozukluklarına, anksiyete bozukluklarına eş tanı olarak sık rastlandığıdır. 14,15 Ergen yaş grubunda DEHB tanısı konurken eş tanı olasılığının artması kadar karışıklık yaratan bir başka sorun ise, bu yaş gruplarında değişmeden sürdüğü belirtilen dikkat eksikliği yakınmasının DEHB dışında birçok psikopatolojide de sıkça dile getirilen bir yakınma olmasıdır. 16 Literatür bilgisi DEHB tanısı konulmasını Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:48-54

50 Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve geciktiren olası etkenlerin klinisyenler tarafından bilinmesinin tanıda gecikmeleri ve ileri yaşlarda yaşanan tanı zorluklarını azaltacağını göstermektedir. 17 Çalışmamızda DEHB tanısı ilk kez ergen yaş grubundayken konan olguların sosyodemografik özellikleri, doğum ve gelişim basamakları, başvuru yakınmaları, WISC-R puanları, eş tanı ve farmakoterapi uygulamaları açısından incelenmesi, bu özelliklerin ilk kez çocukluk döneminde tanı konan DEHB li olgularda karşılaştırılması ve geç tanıyı yordayan etkenlerin araştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM Ağustos 2005-Ağustos 2006 tarihleri arasında Başkent Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği nde DSM-IV tanı ölçütlerine göre DEHB tanısı ile takip ve tedavi edilen olguların dosya kayıtları geriye dönük olarak incelenmiştir. Olgularda DSM-IV tanı ölçütlerine göre çocuk psikiyatristi tarafından klinik görüşme, Conners Anne-Baba Değerlendirme Ölçeği, Conners Öğretmen Değerlendirme Ölçeği ve Turgay çocuk ve ergenlerde davranım bozuklukları için DSM-IV e dayalı tarama ve değerlendirme ölçekleri kullanılarak konulan tanı ve eş tanılar çalışma sırasında gözden geçirilmiş, eksik dosya verisi olan olgular çalışma dışı bırakılmıştır. İncelenen örneklem iki gruba ayrılmıştır. Birinci grup 12-18 yaşları arasında ilk kez DEHB tanısı konan ergenlerden oluşturulmuştur. Bu grupta yer alan 43 olgunun %25.6 sı (s=11) ergenlik öncesinde tanı konması ve/veya zeka geriliği nedeniyle çalışma dışı bırakılmıştır. İkinci grupta ise, altı-on yaşları arasında ilk kez DEHB tanısı konan olguların dosyalarından rasgele belirlenen çocuklar yer almaktadır. Rasgele seçim birbirini izleyen dosya sıra numarasına göre ergen grubu ile eş sayı sağlanacak şekilde yapılmıştır. Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları poliklinik dosya kayıtlarında bulunan yaş, cinsiyet, tanı konma yaşı, soygeçmiş ve özgeçmiş özellikleri, gelişim bilgileri, WISC-R sonuçları ve kullanılan ilaç tedavisine ilişkin bilgiler çalışmamızda veri olarak kullanılmıştır. Eş tanılardan davranım bozukluğu, karşıt olma-karşı gelme bozukluğu, enürezis nokturna, tik bozukluğu, enkoprezis tanıları örneklemin küçüklüğü nedeniyle diğer tanılar başlığında birleştirilerek istatistiksel değerlendirme yapılmıştır. İstatistiksel değerlendirme İstatistiksel değerlendirmeler Windows için SPSS (Statistical Package for Social Sciences) ver. 10.0 programı ile yapılmıştır. Grupların karşılaştırılmasında olgu sayısı yeterli olduğu ve normal dağılıma uygun dağılım gösterdiği için, kategorik verilerde ki-kare testi, süreklilik gösteren verilerde Student t testi kullanılmıştır. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlılık sınırı olarak kabul edilmiştir. BULGULAR Çalışmaya katılan grupların sosyodemografik özellikleri ile ilgili bulgular Tablo 1 ve 2 de yer almaktadır. Tablo 1 de yer alan anne-babaların sosyodemografik özellikleri açısından iki grup arasında çalışmaya alınan çocuğun annesinin ve babasının yaşı, annenin doğumdaki yaşı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu bulunmuştur (p<0.05). Ergen grubunda çocuğu olan annelerin ve babaların yaş ortalamalarının çocuk grubuna göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Ergen grubunda çocuğu olan anneler çocuk grubuna göre daha erken yaşta DEHB tanısını konan çocuklarını doğurmuştur. Tablo 2 de çalışmada yer alan olguların sosyodemografik özellikleri ve gelişim basamakları bulunmaktadır. Değerlendirilen parametreler açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). Tablo 3 te grupların başvuru yakınması, eş tanı, tedavide kullanılan ilaç değişkenleri için yapılan değerlendirmeler yer almaktadır. Gruplar arasında başvuru yakınması, eş tanı ve tedavide kullanılan ilaç açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu bulunmuştur (p<0.05). Olguların WISC-R sonuçları incelendiğinde toplam puan, sözel ve performans puanları açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0.05). TARTIŞMA Çalışmamızın verileri değerlendirildiğinde, başvuru yakınmaları açısından ergen ve çocuk grupları arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır. DEHB olan bireylerde ergenlik döneminde yakınmaların şekil değiştirdiği bilinmektedir. 18 Bu değişiklik ergenlik dönemi özelliklerinden ve DEHB olan ergenlerde artan eş tanı oranından kaynaklanıyor olabilir. Ülkemizde Öner ve arkadaşları tarafından yapılan bir

Üneri ve ark. 51 Tablo 1. Anne-babaların sosyodemografik özellikleri Ergen grubu Çocuk grubu Özellikler Sayı % Sayı % Test p Anne yaşı 42 ± 5 38 ± 6 t=2.21 0.000 Baba yaşı 45 ± 6 40 ± 9 t=2.45 0.020 Çocuğun doğumunda annenin yaşı 26 ± 4 30 ± 6 t=-2.88 0.005 Çocuğun doğumunda babanın yaşı 31 ± 4 33 ± 5 t=-1.88 0.060 Annenin eğitimi χ 2 =0.141 0.932 İlköğretim 5 16.1 4 12.9 Lise 10 32.3 10 32.3 Yüksekokul ve üniversite 16 51.6 17 54.8 Babanın eğitimi χ 2 =1.382 0.501 İlköğretim 4 12.9 2 6.4 Lise 5 16.1 8 25.9 Yüksekokul ve üniversite 22 70.0 21 67.7 Annenin çalışma durumu χ 2 =1.043 0.594 Çalışıyor 15 48.4 16 51.6 Çalışmıyor 11 35.5 11 35.5 Emekli 5 16.1 4 12.9 Babanın çalışma durumu χ 2 =2.963 0.227 Çalışıyor 25 80.7 29 93.6 Çalışmıyor 2 6.4 0 0 Emekli 4 12.9 2 6.4 Çocuk sayısı χ 2 =1.391 0.868 Bir çocuk 9 29.1 7 22.6 İki çocuk 16 51.6 17 54.8 Üç çocuk 5 16.1 4 12.9 Dört ve daha fazla çocuk 1 3.2 3 9.7 Annenin gebeliği sırasında sağlık sorunu χ 2 =0.081 1.000 Yok 22 70.9 23 74.1 Var 9 29.1 8 12.9 çalışmada ergenlik döneminde dikkat eksikliği yakınması ile yapılan başvurularda majör depresif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, DEHB tanıları en sık konulan tanılar olarak belirtilmiş ve DEHB tanısı konan ergenlerde eş tanı oranının arttığı bildirilmiştir. 16 Literatür bilgisinden farklı olarak çalışmamızda eş tanı konma oranı çocuk ve ergen grupları için aynı bulunmuştur. İki grup arasında eş tanı dağılımı karşılaştırıldığında ise, eş tanı dağılımı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır. Bu durum örneklemin küçüklüğünden kaynaklanıyor olabilir. Ergen grubunda çocuk yaş grubuna göre anksiyete bozuklukları ve depresif bozukluk eş tanılarının daha sık, çocuk grubunda ise ergen yaş grubuna göre özgül öğrenme güçlüğü tanısının daha sık olduğu bulunmuştur. Birçok çalışmada tanı konma yaşındaki gecikme ile benlik saygısında azalmanın olduğu, bu durumun da anksiyete bozuklukları ve depresyona eğilimi artırabileceği belirtilmektedir. 19,20 Ülkemizde yapılan bir çalışmada da geç tanı konmanın ergenlik döneminde içe yönelim sorunlarını artırdığı saptanmıştır. 21 Çalışmamızın verileri bu bulguyu destekler niteliktedir. Çalışmamızda yer alan altı-on yaş Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:48-54

52 Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve Tablo 2. Olguların sosyodemografik özellikleri ve gelişim basamaklarının değerlendirilmesi Ergen grubu Çocuk grubu Özellikler Sayı % Sayı % Test p Cinsiyet χ 2 =0.791 0.554 Erkek 25 80.7 22 70.9 Kız 6 19.3 9 29.1 Doğum sırası χ 2 =0.722 0.868 Birinci 12 38.7 11 35.5 İkinci 1 3.2 1 3.2 Sonuncu 9 29.05 12 38.7 Tek 9 29.05 7 22.6 Doğum şekli χ 2 =2.345 0.202 NSVY 20 64.5 14 45.2 C/S 11 35.5 17 54.8 Doğum komplikasyonu χ 2 =0.000 1.000 Var 8 25.8 8 25.8 Yok 23 74.2 23 74.2 Doğum ağırlığı (gr) 3446±479 3503±622 t=-0.403 0.689 Anne sütü alma süresi (ay) 8±6 11±8 t=-1.346 0.183 İlk kelimelerin başlangıç zamanı (ay) 10±3 11±6 t=-0.870 0.388 Yürümeye başlama zamanı (ay) 13±3 13±4 t=-0.466 0.643 İlk sözcüklerin başlangıç zamanı (ay) 18±5 19±7 t=-0.714 0.478 Tuvalet eğitimini tamamlama zamanı (ay) 28±9 26±7 t=0.712 0.479 Tablo 3. Başvuru yakınmaları, eş tanı ve farmakoterapi uygulamalarının değerlendirmesi Ergen grubu Çocuk grubu Sayı % Sayı % Test p Başvuru yakınması χ 2 =-13.845 0.003 Dikkat eksikliği 12 38.7 9 29.1 Hareketlilik 1 3.2 13 41.9 Okul başarısızlığı 3 9.7 8 25.8 Diğer 15 48.4 1 3.2 İlaç kullanımı χ 2 =0.130 1.000 Yok 4 12.9 5 16.1 Var 27 87.1 26 83.9 Kullanılan ilaç χ 2 =13.376 0.004 Yok 4 12.9 5 16.1 Metilfenidat 16 51.6 26 83.9 İmipramin 6 19.4 0 0 Diğer 5 16.1 0 0 Eş tanılar (s=12) (s=12) χ 2 =6.329 0.042 Anksiyete bozuklukları ve/veya depresyon 5 41.7 1 8.3 Özgül öğrenme güçlüğü 1 8.3 6 50.0 Diğer 6 50.0 5 41.7

Üneri ve ark. 53 grubundaki çocuklarda saptanan özgül öğrenme güçlüğü eş tanısı, akademik başarıyı yüksek oranda bozarak daha erken yaşta başvuruya neden olmuş, bu durum da DEHB tanı yaşını düşürmüş olabilir. Çalışmamızda, beklendiği gibi, ergen grubunda çocuğu olan anne-babaların yaş ortalamalarının çocuk grubuna göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Annelerin doğum yaptıkları yaş değerlendirildiğinde, 12-18 yaş grubu annelerinin altıon yaş grubu annelerine göre istatistiksel olarak anlamlı oranda erken yaşta anne oldukları saptanmıştır. Doğumda anne yaşının küçük olmasının çocuklarda DEHB tanısı konulması yaşını nasıl etkilediği ile ilgili literatür bilgisine rastlanmamıştır. Erken yaşta anne olma, annenin DEHB belirtilerini anlamasını geciktirmiş, bu durum da DEHB tanısı konma yaşını yükseltmiş olabilir; ancak bu bulgu örneklemin özelliklerinden de kaynaklanıyor olabilir. Literatürde DEHB nin ilaç tedavisinde birinci seçenek olarak psikostimülanlar önerilmekte, 20,22 tedaviye yanıt alınamayan olgularda, nonstimülan ilaçlar ve trisiklik antidepresanlar ikinci seçenek olarak sunulmakta, 23 ayrıca stimülan ilaçlardan yarar görmeyen, zihinsel/ gelişimsel geriliği olan olgularda antipsikotik ilaçların tek başına veya tedaviye ek olarak kullanılmasının yararlı olacağı belirtilmektedir. 20,24 Çalışmamızda tedavide tercih edilen ilaç açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olsa da, iki grupta da metilfenidat en sık kullanılan farmakoterapötik ajan olmuştur. Bu bulgu literatür bilgisi ile uyumludur. 7,15 Çalışmamıza katılan ergen yaş grubundaki olgularda çocuk yaş grubuna göre imipramin ve diğer ilaçlar grubunda yer alan serotonin geri alım inhibitörlerinin daha çok kullanıldığı saptanmıştır. Bu duruma, DEHB li ergenlerde anksiyete bozuklukları ve majör depresif bozukluk eş tanılarının daha sık olmasının neden olduğu düşünülmüştür. 20 Çalışmadaki olgulardan antipsikotik ilaç kullanan yoktur. Bu duruma olgular seçilirken WISC-R zeka testi ile zeka bölümleri 80 in altında olan olguların çalışmadan dışlanmış olması, olguların ilk kez tanı konan grupta yer alması ve örneklemde davranış bozukluğu tanısı konan yalnız bir olgunun olması yol açmış olabilir. Çalışmamızın kısıtlılıkları arasında geriye dönük bir çalışma olması nedeniyle yapılandırılmış görüşme tekniklerinin kullanılamaması, kontrol grubunun olmaması, örneklemin küçüklüğü nedeniyle tüm eş tanıların değerlendirilmeye alınmaması sayılabilir. Çalışmamızın verileri ergen yaş grubunda DEHB tanısı ile ilgili olarak yakınmaların dönem özellikleri nedeniyle değişebileceği, dikkat yakınmalarının yaştan daha az etkilenen bir yakınma olduğu savını destekler niteliktedir. Son yıllarda kitle iletişim araçlarının yardımıyla DEHB belirtilerinin daha çok bilinir duruma gelmesi ve çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzman sayısının artmış olması tanıda gecikme ile ilgili zorlukları azaltsa da, özellikle dikkat eksikliğinin ön planda olduğu DEHB nin daha iyi tanıtılmasına gereksinim olduğu, uzunlamasına izlemeyi de içeren, çalışma kısıtlılıklarını taşımayan yeni araştırmaların DEHB ile ilgili bilgilerin artırılmasında yararlı olacağı düşünülmüştür. 1. Samuel VJ, Biederman J, Farone SV, George P, Mick E, Tornell A, et al. Clinical characteristics of ADHD in African American children. Am J Psychiatry 1998; 155:696-698. 2. Amerikan Psikiyatri Birliği. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, dördüncü baskı (DSM-IV), E Köroğlu (Çev. Ed.), Ankara, Hekimler Yayın Birliği, 1995. 3. Montiel-Nava C Peña JA, Montiel-Barbero I. Epidemiological data about attention deficit hyperactivity disorder in a sample of Marabino children. Rev Neurol 2003; 37:815-819. 4. Polanczyk G, Rohde LA. Epidemiology of attention-deficit/hyperactivity disorder across the life span. Curr Opin Psychiatry 2007; 20:386-392. 5. Yorbik Ö, Kırmızıgül P, Selcen D, Söhmen T. KAYNAKLAR Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda anne sütü alma süreleri. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 2003; 10:115-120. 6. Çakaloz B, Akay AP. Dikkat eksikliği ve yıkıcı davranış bozukluklarında doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası yaşanan sorunların ve anne sütü alış sürelerinin psikopatoloji gelişimine katkıları. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 2005; 12:3-10. 7. Dodson WW. Pharmacotherapy of adult ADHD. J Clin Psychol 2005; 61:589-606. 8. Maniadaki K, Sonuga-Barke E, Kakourus E, Karaba E. Parental beliefs about the nature of ADHD behaviours and their relationship to referral intentions in preschool children. Child Care Health and Dev 2007; 33:188-195. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:48-54

54 Ergenlik döneminde DEHB bozukluğu tanısı konan bir grubun özellikleri ve 9. Öncü B, Ölmez Ş. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan erişkinlerde nöropsikolojik bulgular. Türk Psikiyatri Dergisi 2004; 15:41-46. 10. White HA, Shoh P. Traning attention switching ability in adult with ADHD. J Att Dis 2006; 10:44-53. 11. Resnick RJ. Attention deficit hyperactivity disorder in teens and adults: They don t all outgrow it. J Clin Psychol 2005; 61:529-533. 12. Biederman J. Attention deficit/hyperactivity disorder: A life span perspective. J Clin Psychiatry 1998; 59:4-16. 13. Kılıç BG, Şener Ş. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda karşı olma-karşı gelme bozukluğu/davranım bozukluğu eş hastalanımında aile işlevleri ve psikososyal değişkenlerin karşılaştırılması. Türk Psikiyatri Dergisi 2005; 16:21-28. 14. Klossen AF, Miller A, Fine S. Health-related quality of life in children and adolescents who have a diagnosis of attention deficit/hyperactivity disorder. Pediatrics 2004; 114:541-547. 15. Parr JR, Ward A, Inman S. Current practice in management of Attention Deficit Disorder with Hyperactivity (ADHD). Child Care Health Dev 2003; 29:215-218. 16. Öner Ö, Öncü B, Sağduyu G, Canat S. Dikkatsizlik yakınması ile başvuran ergenlerin aldıkları tanılar. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 2002; 9:167-170. 17. Gillberg C, Gillberg IC, Kadesjö B, Söderström H, Rastam M, Johnson M, et al. Co-existing disorders in ADHD-implications for diagnosis and intervention. Eur Child Adolesc Psychiatry 2004; 13:80-92. 18. Marczinski CA. Self report of ADHD symptoms in collage students and repetation effects. J Atten Disord 2005; 8:182-187. 19. Weyandt LL, DuPaul G. ADHD in collage student. J Atten Disord 2006; 10:9-19. 20. Turgay A. Gençlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB): Sınıflandırma, tanı ve tedavide yenilikler. Ergenlikte Ruhsal Sorunlara Yaklaşım-I, Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları 1997; 2:413-451. 21. Oncü B, Oner O, Oner P, Erol N, Aysev A, Canat S. Symptoms defined by parents and teachers ratings in attention-deficit hyperactivity disorder: changes with age. Can J Psychiatry 2004; 49:487-491. 22. Greydanus DE. Psychopharmacology of ADHD in adolescents. Adolesc Med 2002; 13:599-624. 23. Plizka SR. Non-stimulan treatment of attentiondeficit hyperactivity disorder. CNS Spectr 2003; 8:253-260. 24. Turgay A. Treatment of comorbidity in conduct disorder with attention-deficit hyperactivity disorder (ADHD). Essent Psychopharmacol 2005; 6:277-290.