Stalin in Burnunu Kırmak 1
2
Stalin in Burnunu Kırmak EUGENE YELCHIN Çeviri: Didem Bayındır Yenici 3
Stalİn İn Burnunu Kırmak Orijinal Adı: Breaking Stalin s Nose Yazan ve Resimleyen: Eugene Yelchin Genel Yayın Yönetmeni: Meltem Erkmen Çeviri: Didem Bayındır Yenici Editör: Fırat Yenici Düzenleme: Nurhan Seyrekbasan Kapak Uygulama: Berna Özbek Keleş Kapak Tasarım: April Ward Kapak İllüstrasyon @ 2012 Eugene Yelchin 1. Baskı: Ocak 2014 ISBN: 978-9944-82-782-9 YAYINEVİ SERTİFİKA NO: 12280 2011 Eugene Yelchin Türkçe Yayım Hakkı: Aslı Karasuil Ajans aracılığıyla Epsilon Yayıncılık Hizmetleri Tic. San. Ltd. Şti. Baskı ve Cilt: Kitap Matbaacılık Davutpaşa Cad. No: 123 Kat: 1 Topkapı / İstanbul Tel : (0212) 482 99 10 (pbx) Fax : (0212) 482 99 78 Sertifika No: 16053 Yayımlayan: Epsilon Yayıncılık Hizmetleri Tic. San. Ltd. Şti. Osmanlı Sk. Osmanlı İş Merkezi 18/4-5 Taksim / İstanbul Tel: (0212) 252 38 21 (pbx) Faks: (0212) 252 63 98 İnternet adresi: www.epsilonyayinevi.com e-mail: epsilon@epsilonyayinevi.com 4
Terör Rejiminden sağ kurtulan babama 5
6
M 1 Babam bir komünist ve kahraman, ben de aynı onun gibi olmak istiyorum. Tabii asla Yoldaş Stalin gibi olamam. O bizim büyük Liderimiz ve Öğretmenimiz. Radyodaki spiker şöyle diyor: Sovyet Halkı, büyük Önder ve Öğretmenimiz, sevgili Stalin imiz Komünizm ideali yolunda yürürken peşinden ayrılmayın! Stalin bizim sancağımız! Stalin bizim geleceğimiz! Stalin bizim saadetimiz! Sonra da bir marş başlıyor: Önümüzde Işıklı Bir Gelecek Var. Her sözcüğünü ezbere biliyorum ve bir yandan söylerken, bir yandan da kâğıtla kalem çıkarıp yazmaya başlıyorum: 7
Sevgili Yoldaş Stalin, Mutlu bir çocukluk geçirdiğim için sana çok teşekkür ederim. Sovyetler Birliği nde, dünyanın en demokratik ve ilerici ülkesinde yaşadığım için şanslıyım. Kapitalist ülkelerdeki çocukların ne zor şartlar altında yaşadıklarını okudum ve SSCB de yaşamayan tüm çocuklar adına üzülüyorum. Onlar asla hayallerinin gerçekleştiğini göremeyecekler. Her zaman en büyük hayalim Genç Sovyet Öncülerine katılmaktı, o zaman babam gibi gerçek bir komünist olmak için ilk adımı atmış olacaktım. Daha bir yaşındayken babam bana Öncü selamını öğretmiş bile. Bana Genç Öncü! Komünist Parti ve Yoldaş Stalin in yolunda savaşmak için hazır mısın? diye soruyormuş. Ben de yanıt olarak elimi kaldırıp Öncü selamı veriyormuşum. Tabii gerçek Öncüler gibi Daima hazırım! diye haykıramıyormuşum çünkü daha çok küçükmüşüm ve konuşamıyormuşum bile. Ama artık büyüdüm ve hayalim gerçek olacak. Yarın okulumuzda Öncüler toplantısı var, sonunda ben de bir Öncü olacağım. Herkes Stalinist ruhu tam kavramadan gerçek bir Öncü olunamayacağını söylüyor. Kendimi fiziksel olarak güçlü tutacağıma, Komünist karakterimi çelik gibi sağlamlaştıracağıma ve her zaman tetikte olacağıma ant içerim, çünkü kapitalist düşmanlarımız asla uyumaz. 8
Sevgili Sovyet anavatanımız ve size gerçekten faydalı olana kadar asla durup dinlenmeyeceğim, sevgili Yoldaş Stalin. Bana bu muhteşem fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Saygılarımla, Sasha Zaichik Moskova İlkokulu #37 Yoldaş Stalin in mektubumu okuyacağını düşündükçe yerimde duramıyorum, içim içime sığmıyor. Tıpkı Öncüler gibi ayağa fırlayıp odanın içinde marş temposuyla yürüyor, sonra da mutfağa gidip babamı beklemeye başlıyorum. 9
10
M 2 Akşam yemeği saati, mutfak kalabalık. Kırk sekiz emekçi ve dürüst Sovyet vatandaşı, ortak kullandığımız, adına kısaca Komunalka dediğimiz dairede mutfağı ve ufacık tek tuvaleti paylaşıyoruz. Burada kocaman, tek bir aile gibiyiz, hepimiz eşitiz, birbirimizden gizli-saklımız yok. Kimin saat kaçta kalktığını, yemekte ne yediğini ve odalarında ne konuştuğunu biliriz. Duvarlar ince, bazıları tavana kadar yükselmez bile. Hatta iki ailenin ortak kullanabildiği, Stalin hakkında kitaplarla dolu bir kütüphane odamız bile var. Yoldaş Stalin yaşam alanlarımızı paylaşmanın bize kapitalistler gibi ben yerine gerçek Komünistler gibi BİZ demeyi aşıladığını söylüyor. Herkes aynı fikirde. Sabahları tuvalet sırasında sık sık vatansever marşlar ve şarkılar söyleniyor. 11
12
13
14
M 3 Komşumuz Marfa İvanovna bana sürpriz yaptı, bir havuç verdi. Havucu alıp mutfak penceresine gittim, radyatörün tepesine tırmanıp babam geliyor mu diye avluya baktım. Bazen sabaha karşı geldiği olur, çünkü Lubyanka Meydanı ndaki Devlet Güvenlik Komitesi nde çalışıyor. Güvenlik Komitesi bizim gizli polisimiz, işleri de sınırlarımızdan içeri sızan sinsi düşmanları yakalamak. Babam bu işte en iyilerden biri. Yoldaş Stalin ona Kızıl Sancak Nişanını bizzat taktı ve onun içimizdeki asalakları silip atan çelikten bir süpürge olduğunu söyledi. 15
Havucum hemen bitmesin diye azar azar yedim, tadı çok güzeldi. Bazen acıkınca içimden bir Öncü adayının yemek gibi önemsiz şeylerle uğraşmaması gerektiğini söylerim. Komünizm ufukta göründü, yakında herkes için fazlasıyla yemek olacak. Yine de arada sırada lezzetli bir şeyler yemek güzel. Kapitalist ülkelerdeki çocuklar ne yapıyorlar merak ediyorum. Oradaki çocuklar havuç nedir bilmiyordur herhalde. 16
M 4 Babam içeri girince mutfaktaki herkes susar. Ürkmüş gibi görünürler, ama ben saygıdan olduğunu biliyorum. Babam bu akşam vaktinde geldi, beni radyatörün tepesinden alıp herkese selam vererek mutfaktan çıkardı. Paltosu buruş buruştu ve kar kokuyordu. Komşumuz Stukachov bizimle koridora geldi, gülerek ve başını sallayarak babama bugün kaç casus enselediklerini sordu. Ama babam söylemez, devlet sırrı çünkü. Her gün birilerini yakalıyor, biliyorum. Bana hep sokakta şüpheli birini görürsem onu izlememi ve gözetlememi, casus olabileceğini söylüyor. Hepimiz uyanık ve tetikte olmalıyız çünkü düşmanlar her yerde. Odamıza girdik, Stukachov hâlâ peşimizdeydi. Bizi rahat bırakıp odasına gitsin istiyorum ama tek göz odada karısı, üç küçük çocuğu ve annesi ile nasıl sıkış tıkış olduğunu biliyorum. Babamla ben büyük bir odada oturuyoruz. Lüks yaşadığımız için utanıyor ve çoğu zaman Stukachov a bakamıyorum 17
18
19
bile, ama babam kapıyı üzerine kapatırken bile kapıda öylece dikildiğini biliyorum. Babam Onunla konuşma, diyor hep. Kullanabilir. Ben de başımı sallıyorum ama ne demek istediğini hiç anlamıyorum. Neyi kullanabilir? Bunu biraz araştırmam lazım. Ben Stalin e yazdığım mektubu sesli okurken babam da çizmelerini çıkarmaya başladı. Gülümsedi ve güzel yazdığımı söyledi. Mektubu çantasına koydu, Yoldaş Stalin e ileteceğine söz verdi. Sonra da Müdürünüz Sergey İvaniç beni bugün işten aradı, dedi. Neden? Bizim okulda casus ya da düşman yok ki? Babam bana sertçe baktı, o an yine tedbirsizce düşündüğümü anladım. Bundan kesinlikle emin olabilir misin? diye sordu. Okulda aklıma casus ya da düşman olabilecek kimse gelmiyordu, ama yine de Hayır, olamam, dedim. Başını salladı ve elime kahverengi kâğıda sarılı bir şey tutuşturdu. Onun için aramamış. Aç bakalım. Paketi açınca içinden kırmızı bir şeyler göründü. Genç Öncü fuları bu! Her öncü bu sade kırmızı fuları takmak zorunda, öyle güzel ki! Onca bekledikten sonra fuları ilk kez yarın gerçek bir Öncü olunca takacağım. Fuları masaya yaydım, kırışıklıklarını düzelttim ve Fuların üç ucu üç neslin buluşmasını; yetişkin Komünistleri, Komünist Gençliği ve Genç Öncüleri temsil eder, dedim. Neden kırmızı, onu da söyle, dedi babam. Öncü fularının kırmızısı Komünist bayrağımızın rengidir ve Komünist Parti için dökülen kanları temsil eder! Babam başını salladı ve fuları boynuma tıpkı kuralların söylediği gibi, sağ uç soldan daha aşağı inecek şekilde bağladı. 20