Melikgazi Rehberlik ve Araştırma Merkezi Filiz DOĞAN Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmen

Benzer belgeler
Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür.

TANI, TEDAVİ VE ARAŞTIRMA AÇISINDAN CİNSEL BOZUKLUKLAR VE DSM 5. Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

OKB HASTALARINDA EMDR UYGULAMALARI. Doç Dr Önder Kavakcı 2017, Antalya

DEPRESYON HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

İNTİHAR DAVRANIŞINDA TEDAVİ STRATEJİLERİ ve İNTİHARIN ÖNLENMESİ. Dr Çiğdem Aydemir

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

PSİKOFARMAKOLOJİ 7. Anksiyete Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

ilişkin fiziksel ve psikolojik durumlarının iyileştirilmesi planlanmaktadır. Ebelerin sağlık eğitimcisi


1. GEBE EĞİTİM ODASI EĞİTİMLERİ

HIV SÜRECİNDE DEPRESYON VE OLASI İLİNTİLİ DURUMLARI ELE ALMAK. Dr. M.Kemal Kuşcu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

DAVRANIŞSAL KİLO KONTROLÜ VE PSİKOLOJİK FAKTÖRLER - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER DEPRESYON

DEPRESYON. Belirtiler

Psiko-Onkoloji Onkoloji Hastalarına Psikolojik Yaklaşım

Panik Bozukluk/Panik Atak nedir? Evli erkeler daha az panik atak yaşar. Eğitim düzeyi yüksek erkeklerde daha fazla görülüyor

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

Reflü Hastaları Ne Yapmalı?

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

SAINT-JOSEPH LİSESİ EĞİTİM VAKFI ÖZEL KÜÇÜK PRENS OKULLARI ÖĞRENCİ KAYIT FORMU

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ:

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Tedavi sürecinde sık sık evden ve okuldan uzak kalmak, alıştıkları sosyal destekten uzak kalmalarına sebep olur. Bazı çocuklar içe kapanabilir.

GECE YATAK ISLATMA-GÜNDÜZ ISLATMA GECE YATAK ISLATMA

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

Depresyon Belirtileri

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

KANSER VE CİNSEL YAŞAM

Transkültürel psychosomatik rehabilitasyon tedavisi

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği

MAHIR KAYNAK VEFAT ETTI

KANSER TANIMA VE KORUNMA

Obezite ve Yeme Alışkanlıklarının Psikolojik Temelleri

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

Ses dalgaları. Dış kulağın işitme kanalından geçer. Kulak zarına çarparak titreşir.

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI SINAV KAYGISI

Sperm Bozuklukları Sperm Testi: Sperm testi nasıl yapılır, gerekli koşullar nelerdir?

ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER

DAVRANIŞ BİLİMLERİ STRES

Sınav Kaygısına Bilişsel Davranışçı Yaklaşım

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ


Transkript:

Melikgazi Rehberlik ve Araştırma Merkezi Filiz DOĞAN Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmen

Kaygı, strese verilen normal bir tepkidir. Korku ve kaygılarla ortaya çıkan sıkıntı, gerginlik ve huzursuzluk küçük çocukların normal gelişiminin bir parçasıdır. Örneğin doğdukları zaman bebekler düşmekten ve yüksek seslerden korkarlar; yabancı kişilerden ve nesnelerden korkma genellikle yaşamın ilk aylarında gelişir.çocuklar, orta çocukluğa doğru ilerledikçe özellikle hayali yaratıklara veya olaylara ilişkin korkular geliştirebilirler.

Korkular; aşırı olduğunda, çocuğu güçsüzleştirdiğinde, normal sosyal etkileşimlere girmesini, uymasını, okula devam etmesini veya çevresini keşfetmesini engelleyecek kadar şiddetli olduğunda o zaman normal, koruyucu bir insan özelliği olmaktan çıkarak bir problem haline gelir ve kaygıyı bir bozukluk olarak görürüz. Bunun tam tersi hiç korkusu olmayan çocuklar alışılmışın son derece dışında olmakla kalmazlar, aynı zamanda uygun olmayan arsızlıkları ve risk almaları nedeniyle kendilerini tehlikeye de atabilmektedirler.

Bu konuda yapılan araştırmalar gözden geçirildiğinde bulgular, çocuk ve gençlerin % 5-8 inin belirli bir zamanda sürekli kaygılarının olduğu ve %15-20 sinin bazı zamanlarda bir tür kaygı bozukluğu yaşamış olabileceğini ileri sürmektedir.

İlginç bir nokta da kaygı düzeyi yüksek kişilerin huzursuzluk ve kaygı hissinin yanı sıra sürekli gerilim tipi baş ağrıları, yaygın vücut ağrıları, bulantı, midede şişkinlik gibi şikayetler çekmeleridir. Bu nedenle hastaların bir kısmı öncelikle psikiyatrist dışındaki hekimlere başvururlar. Kaygı hali ile deney hayvanlarında görülen savaş yada kaç refleksi arasında benzerlikler kurulmaktadır. Ciddi bir tehditle karşı karşıya kalmış bir hayvandakine benzer olarak, kişi yaşamsal bir tehlike algılamakta, buna gerek ruhsal gerekse bedensel yollarla cevap vermektedir. Böylesi bir durumda kişinin otonom sinir sistemi aktifleşmekte; dolaşım ve solunumu hızlanmaktadır. Kişi bunları titreme, huzursuzluk, kas gerginlği, nefes darlığı, çarpıntı hissi, ellerde, ayaklarda üşüme, ağız kuruması, bulantı ve midede şişkinlik olarak algılamaktadır. Göründüğü gibi beyin ve beden sürekli birlikte çalışmakta; belirtiler en belirgin olarak beden yoluyla hissedilmektedir.

Kaygının Nedenleri Kaygının nedenlerine bakıldığında öğrenme ve biyolojik etmenlerin bileşimi olduğu düşünülmektedir. Anne babaların ve diğer yetişkinlerin nesnelere, etkinliklere, yerlere,kişilere veya olaylara ilişkin yorumları ya da sözel olmayan davranışları çocukların korkuları öğrenmesinde güçlü bir etkiye sahiptir. Aynı zamanda kaygı bozukluğu ailevi bir özellik olma eğilimindedir. Kanıtlar kaygı bozukluklarının ekonomik sorunlar yaşayan ailelerde, eğitim başarısının düşük olduğu bireyler arasında, istismar edilmiş çocuklar arasında ve kadınlar arasında daha yaygın olduğunu ortaya koymaktadır. Kaygılı bir mizaç ile doğmuş,kaygı bozukluğu olan bir anne babası olan, anne babası aşırı koruyucu olan çocukların kaygı bozukluğu geliştirme riski yüksektir.

Teşhis Nasıl Konulur? Yaygın anksiyete(kaygı) bozukluğu teşhisi psikiyatrist tarafından konulmalıdır. Teşhis sürecinde amaç, belirtilerin bedensel ve diğer ruhsal rahatsızlıklardan ayırt edilmesidir. Bu amaçla ayrıntılı fizik muayene, çeşitli kan tetkikleri, görüntülemeler ve gerekirse diğer branş hekimlerinden konsültasyon istenir. Belirli bedensel bir nedene bağlanamayan midede şişkinlik, baş ağrısı, yaygın kas ağrıları gibi şikayetlerle giden tablolarda kaygı bozuklukları akla ilk gelmesi gereken durum olmalıdır.

Tedavi Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilmediği takdirde yıllarca sürerek, kişide önemli bir yeti yitimine yol açar. İleri dönemlerde hastalarda mevcut rahatsızlıklara ikincil olarak depresyon eklenebilir. Hastalar huzursuzluk ve sıkıntıları için kısa süreli rahatlatıcı etkilere sahip olduğundan alkol kullanmaya başlayabilirler veya kullandıkları alkol miktarını artırabilirler. Bu sebeplerle hastalığın daha başlangıçta tedavi edilmesi büyük önem taşır. Ayrıca eşlik eden bedensel rahatsızlık bulunsun bulunmasın aşırı kaygı halinin tedavi edilmesi hipertansiyon ve kalp-dolaşım sistemi ile ilişkili risklerin azaltılması noktasında önemli bir adımdır.

İlaç Tedavisi Yaygın anksiyete bozukluğunun önde gelen tedavisi uygun şekilde seçilmiş antidepresanlardır. Tedaviye bazen de kısa süreyle benzodiazepin grubu ilaçlar eklenmektedir. İlaç tedavisi tek başına ya da gereğinde bilişsel-davranışçı terapi ile birlikte uygulandığında %90 lara ulaşan oranlarda başarılı olunmaktadır.

Antidepresanlar Hakkında Bilinmesi Gereken Hususlar: Bu ilaçlar kesinlikle doktor gözetiminde kullanılmalıdır. İlaçların etkilerini gösterebilmeleri için az 2-4 hafta kadar beklenmelidir. Kullandığınız ilacın yeterli gelip gelmediğine, ilaç değişikliğine, etkiyi güçlendirme amacıyla ilave ilaç gerekip gerekmediğine,tedavinin sonlandırılmasına hekiminiz karar vermelidir Belirgin düzelme sağlandıktan sonra tedavinin en az 6-9 ay süre ile devam ettirilmesi önerilmektedir. Sanılanın aksine antidepresanlar etkilerini uyuşturarak yapmazlar. Antidepresan kullandığınız takdirde düşünme ve karar verebilme işlevleriniz olumsuz etkilenmeyecektir. Antidepresanlar kesinlikle bağımlılık yapan ilaçlar değildirler. Antidepresan ilaçlar ile ilişkili görülen yan etkiler genellikle hafif olup, kısa sürelidir. Genellikle tedavinin ilk haftasında görülürler. Bunlar bulantı, kusma, baş ağrısı, sersemlik hissi gibi belirtilerdir. Daha uzun süreye yayılan yan etkiler arasında da cinsel isteksizlik, sertleşme ve boşalma güçlüğü yer alır. Kilo alımı ise ilaçların sadece bir grubunda rastlanan bir yan etki olup genellikle aşırı boyutlara ulaşmamaktadır

Psikoterapi Yaygın anksiyete bozukluğunda etkisi gösterilmiş olan terapi türü bilişsel davranışçı terapidir. İlaç tedavisine ek olarak uygulanabilecek psikoterapi ile kişinin olumsuz düşünce ve davranış biçimlerinin değiştirilmesi ve hastalıkla mücadele etmesi için daha aktif olması amaçlanır. Terapi 6-12 seans kadar sürmektedir. Bilişsel davranışçı terapide hasta öncelikle hastalığının ne olduğu ve sebepleri konusunda eğitilmektedir. Bunun yanı sıra nefes alma ve çeşitli gevşeme egzersizleri, stresle başa çıkma yöntemleri ile kişinin rahatlaması sağlanır. Bunun yanı sıra çeşitli ödevler verilerek kişinin kaygı verici durumlara karşı duyarsızlaşması sağlanır.

Kaygı Bozukluklarına Yönelik Müdahaleler Çoğu müdahalenin hedefi çocukların kaygılarını ve bu kaygıları tetikleyen şeyleri belirlemelerine ve anlamalarına yardımcı olmak ve korku üreten olaylardan kaçınmayı değil onlarla yüzleşmeyi sağlayan becerileri öğretmektir. Şimdiye kadar birlikte kullanılabilecek olan özellikle üç yaklaşım başarılı olmuştur: 1. Model olma 2. Duyarsızlaştırma 3. Oto kontrol eğitimi Bu yaklaşımların ilaç tedavisiyle birlikte kullanımı kaygı bozukluğunda olumlu sonuçlar yaratmaktadır.

Model Olma:Korkuları olan çocuklara, diğer çocukların korkulan nesneye tereddüt etmeden yaklaşırken eğlendiğini gösteren filmler izletmek Sistematik Duyarsızlaştırma: Bireyin kaygı yaşamadığı bir anda korku uyandıran uyaranlara giderek artan bir şekilde ve tekrarlı olarak maruz kalmasıdır. Oto Kontrol Eğitimi: Bireylerin kaygılarıyla baş etmek için pek çok farklı tekniği kullanarak, sorunlarını anlatarak onlardan kurtulmayı öğrenmesidir. Rahatlama,kendini pekiştirme,kendini cezalandırma, kendine öğretme, görsel canlandırma yapma ve problem çözme stratejilerini öğrenebilirler.

Kaygı İle İlişkili Bozukluklar

Obsesif-Kompulsif Bozukluklar Obsesyon: Gerçek yaşam sorunlarına yönelik olmayan şeylerle ilgili kaygı yaratan tekrarlayıcı, süreğen, rahatsız edici dürtüler veya düşüncelerdir. Kompulsyonlar: Bireyin korktuğu bir olayı önlemek için sergilemek zorunda hissettiği tekrarlayıcı, basmakalıp eylemlerdir. Hem obsesyonlar hem de kompulsyonlar bireyin kaygıyı azaltma amacıyla kullandığı törensel davranışların bir parçası olabilir. Bu tür davranışlar ciddi sıkıntıya neden olduğunda, bireyin aşırı derecede zamanını aldığında veya bireyin evde,okulda veya işinde rutin işlerini engellediğinde obsesif-kompulsif bozukluk(okb) olarak nitelendirilmektedir. OKB olan çocuklar genellikle davranışlarının aşırı ve mantıksız olduğunu anlamazlarken,genellikle yetişkinler bunu anlarlar.

Öğrencinin OKB ile ilişkili problemleri şiddetliyse tedavinin ilk aşaması psikiyatrisin yazdığı farmakolojik tedavi(ilaç tedavisi) olabilir. Birçok olguda ilaçların davranışsal veya bilişseldavranışsal müdahalelerle birlikte kullanılması çok iyi sonuçlar vermektedir. Doktorlar uyguladıkları ilaç tedavisinin etkilerini gözlemleyebilmek adına öğretmen ve velilerden veri toplamaları için davranışsal kontrol listeleri veya dereceleme ölçekleri isteyebilir.

Posttravmatik Stres Bozukluğu Ölümle sonuçlanan veya bireyin kendisinin veya başkalarının ciddi biçimde yaralanmalarıyla sonuçlanabilecek aşırı travmatik bir olaya maruz kalmanın ardından uzun süreli, tekrarlayıcı duygusal ve davranışsal tepkilerdir. Çocukların birçoğu 20 yaşına gelmeden en azından bir kez travmatik bir olay yaşamışlardır, ancak bu çocukların çoğu PTSB geliştirmemektedirler. PTSB olan bireyler travmatik bir olayı tekrarlayan ve rahatsız eden düşünceler, görüntüler veya rüyalar gibi çeşitli şekillerde yeniden yaşayabilir, olayla ilişkili uyaranlardan kaçınabilirler. PTSB tedavisi, kaygıları azaltmak ve baş etme stratejilerini güçlendirmek için grupla psikolojik danışma, destek etkilikleri, kriz danışmanlığı ve bireysel terapi gibi birçok yaklaşımı içerir.

Seçici Mutizm Normal veya normale yakın konuşma kapasitesi gösteren ancak konuşmanın sosyal olarak beklendiği durumlarda konuşmayan çocukların seçici mutizmi olduğu söylenmektedir. Seçici mutizm sosyal kaygının bir sonucu oluşuyor gibi görünmektedir. Seçici mutizmin nedenleri hem genetik hem de çevresel etmenleri içerecek şekilde çok çeşitlidir. Seçici mutizmi tedavi etmede kullanılan en etkili yaklaşım tek başına veya farmakolojik müdahalelerle birlikte kullanılan davranışsal veya bilişsel-davranışsal müdahalelerdir.

Kaynakça J.M. Kauffman/T.J.Landrum.Duygusal ve Davranışsal Bozuklukları Olan Çocukların ve Gençlerin Özellikleri. Sema Kanar(ed.) (s. 272-281)Ankara: Nobel Yay. http://www.kemalarikan.com/anksiyete-kaygibozuklugu-hakkinda-hersey.html