Erkek Kaynaklı Şiddetin 7 Nedeni (The 7 P's of Men's Violence)



Benzer belgeler
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

Toplumsal cinsiyet ve şiddet

City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

TRAVMATİK YAŞANTILAR ÖLÇEĞİ (T. E. C.)

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

Medyada Riskler. Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi

Adapazarı Özel ENKA Anadolu Lisesi REHBERLİK BÜLTENİ

ÇOCUK İSTİSMARININ MEDYADA YER ALMA BİÇİMİNİN RUHSAL ETKİLERİ

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet

Seks. Psikolojiye Giriş. 2 zekice soru. Arasınav. Bizi Güdüleyen Nedir? Seks Ders 14

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

İş Yeri Hakları Politikası

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Kadına Yönelik Şiddet mi? Aile İçi Şiddet mi? Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet

Kadınlar kimsenin namusu değildir

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

NASIL MÜCADELE EDİLİR?

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK

KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ?

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

AÇEV AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA

SINIF İÇİ İSTENMEYEN DAVRANIŞLAR

İş Yerinde Ruh Sağlığı

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERDE PERSONEL SEÇİMİ

Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı

Cinsiyet ve Cinsel Yönelim Temelinde Önyargı ve Ayrımcılık

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

AİLE İÇİ ETKİLİ İLETİŞİM

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

- Dünya'da aile içi şiddet: - Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir."

Araştırma Notu 16/202

ÇOCUĞUNUZUN RUH SAĞLIĞI Bu yazıyla ilgilenip okuduğunuza göre bir yetişkin olmalısınız. Çocuğunuza sevginizi göstermenin ya da ona yardımcı olacak en

Mobbing Araştırması. Haziran 2013

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

DEĞERLER EĞİTİMİ FARKLILIKLARA SAYGI

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

Nattvandring.nu nun kuruluşu

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Kadınlar Ne İster? Erkekler Ne Verir?

E T Ö. Essen Travma Ölçeği. Kod/Ad-Soyad: Yaş: Tarih:

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABALAR ve ERGENLER

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Mülteci topluluklarından herhangi birinde, evlerinden uzaklaşmış olan insanların yaklaşık yüzde ellisini kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır.

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

KADIN CİNSELLİĞİNİN SÖYLEMSEL İNŞASI VE NAMUS CİNAYETLERİ: ŞANLIURFA ÖRNEĞİ

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

1/23/2015. Karne Ne Anlatır. Ocak Beylikdüzü A.K.Koleji Rehberlik Servisi Veli Paylaşımı

uzman yaklaşımı sınıf yönetimi Branş Analizi Uzm. İrfan UYGAR

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Kadına Yönelik Şiddet

ANADOLU Eğitim Sendikası BASIN DUYURUSU

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

2. HALKLA İLİŞKİLERDE AMAÇLAR VE TEMEL İLKELER 2.1. Halkla İlişkilerde Amaçlar

AFET PSİKOLOJİSİ. GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri

Dinamik Formülasyon Üzerine Bir Olgu Sunumu. Dr. Abdullah AKGÜN Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi

VERITAS FOCUS. İş Yerinde Ruh Sağlığı Programları

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

Transkript:

Erkek Kaynaklı Şiddetin 7 Nedeni (The 7 P's of Men's Violence) Michael Kaufman www.michaelkaufman.com Bir an için gözlerimi çalıştay katılımcılarından ayırdım ve küçük konferans odasının penceresinden ileride uzanan, Katmandu'nun kuzeyindeki, Himalaya dağlarına baktım. Bir yıl önce Güney Asya'nın dört bir yanından kadınları ve erkekleri biraraya getiren UNICEF ve UNIFEM ortak çalışmasının başarısı neticesinde gerçekleşen bir çalıştayı yürütmek amacıyla orada bulunmaktaydım. Yürütülen çalışmalar ve o günkü çalıştay kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet sorunuyla ilgiliydi ve birarada çözüm adına neler yapılabileceğini tartışıyorduk. Sonra grubumdaki kadınlara ve erkeklere döndüm; gördüklerim aslında çok tanıdık geldi: kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadele için büyük riskleri, bazen hayatları pahasına, göze alan kadınlar. Daha yeni yeni ataerkil düzenin dışına çıkarak konuşmaya başlayan ve kadınlarla beraber çalışmanın yollarını keşfeden erkekler. Erkek kaynaklı şiddete dair sunduğum bir dizi fikrin olumlu karşılanması beni çok şaşırtmış ve menun etmişti: O zamana kadar bu fikirlerimin temel olarak Avrupalılaşmış kültüre ait Kuzey ve Güney Amerika ve Avrupa ülkelerine ait gerçeklikleri karşıladığına inanıyordum ve daha geniş bir kapsamda ses getirebileceklerinden çok emin değildim. Gelelim yukarıda bahsettiğim fikirlerin içerdiği çözümlemenin temeline: 1. Ataerkil İktidar: Erkeklerin bireysel şiddet hareketleri, erkek kaynaklı şiddet triyadı adını verdiğim düzen içerisinde meydana gelmektedir. Kadınlara yönelik erkek kaynaklı şiddet, erkeklerin diğer erkeklere uyguladığı şiddetten bağımsız değildir ve aynı zamanda şiddetin içselleştirilmesiyle bağlantılıdır. İçselleştirmeden kastedilen erkeğin kendisine uyguladığı şiddettir. Gerçekten de erkek egemen toplumlar sadece erkeklerin kadınlar üzerindeki hakimiyetine değil, aynı zamanda bazı erkeklerin diğer erkekler üzerindeki hakimiyetine dayalıdır. Erkekler arasındaki şiddet veya şiddete başvurma tehdidi sözkonusu resmi olmayan hiyerarşiyi kurmak adına çocukluktan itibaren kullanılan bir mekanizmadır. Bunun neticesinde erkekler şiddeti içselleştirmekte ya da ataerkil toplumsal yapı neticesinde, normalde nispten daha hareketsiz veya iyi huylu olabilecek, biyolojik içgüdüleri şiddete yol açmaktadır. Böylece erkek çocukları ve erkekler seçerek şiddeti kullanmayı öğrenmekte ve de daha sonra da göreceğimiz üzere, farklı duyguları öfke

olarak dışarı vurmaktadırlar. Bu durum bazen kendi kendilerine yönelttikleri şiddet biçiminde tezahür etmektedir, madde ve alkol kötüye kullanımı örneklerinde saptandığı üzere. İşte bu erkek kaynaklı şiddet triyadı - her bir şiddet türü diğerinin oluşumuna neden olmaktadır - şiddeti besleyen bir çevrede ortaya çıkmaktadır: ataerkil veya erkek egemen toplumların örgütsel yapısı ve talepleri. Şiddetin ideolojilerimize ve toplumsal yapılarımıza eklemlenmesi neticesinde şiddet bir yaşam/çalışma biçimi haline gelmiş ve insan ilişkilerinde fiili bir standart olarak doğallaşmıştır. En basit haliyle ifade etmek gerekirse insan grupları kendi kendini idame ettiren toplumsal örgütler kurar ve yaratılan bu gerçekleri anlamlandırmak, gerekçelendirmek ve de devamlı kılmak için ideolojiler oluştururlar. Belirli gruplara sağladığı büyük nimetlerden ötürü de şiddet olgusu sözkonusu yapılar ve ideolojiler içerisine inşa edilmiştir: her şeyden önce şiddet (ya da en azından şiddet kullanma tehdidi) erkeklerin (bir grup olarak) oldukça zengin ayrıcalıklara sahip olmalarını sağlamış ve iktidar olmalarına yardımcı olmuştur. Eğer gerçekten de sosyal hiyerarşi ve iktidarın kökenleri cinsiyete dayalı yapıdaysa bu durum sosyal sınıf, ırk, yaş, din, cinsel yönelim veya fiziksel beceriler temelinde yapılandırılan sosyal ilişkilerin çok uzun zaman önce zaten bir şablona oturtulduğu anlamına gelmektedir. Bu bağlamda şiddet veya tehdidi ayrıcalıkları kazanmak ve iktidarı uygulamanın bir yolu haline gelmektedir. Şiddet hem bir sonuç hem de sonuca götüren bir araçtır. 2. Ayrıcalık Taşımanın Hak Olduğu Algısı: Şiddet uygulayan bir erkeğin bireysel deneyimleri iktidarını koruma arzusu üzerine kurulu olmayabilir. Burada etkili olan bilinçli deneyimleri değildir. Bu tarz şiddet hareketleri, feminist çözümlemelerin bir çok defalar ortaya koyduğu üzere, daha ziyade erkeğin belli ayrıcalıklara sahip olmayı hakettiği algısının mantıksal bir yansımasıdır. Bir erkeğin eşini akşam yemeği hazırlamaması nedeniyle dövmesi sadece bunu bir kez daha tekrarlamamasını tembih yöntemi değil aynı zamanda kendisne hizmetçilik edilmesi gerektiği algısının bir göstergesidir. Bir başka örnek ele almak gerekirse; bir erkeğin randevuları esnasında bir kadına cinsel taciz/şiddet uygulaması erkeğin fiziksel tatminin hakkı, tek taraflı bile olsa, olduğu algısından kaynaklanmaktadır. Bir başka deyişle, bir çok kadının ifade ettiği gibi, şiddete yol açan sadece iktidar paylaşımındaki eşitsizlikler değil aynı zamanda erkeklerin bilinçli ama çoğunlukla bilinçsiz biçimde ayrıcalık taşıma hakkına sahip oldukları algısıdır. 3. Onaylama/İzin Verme Erkek kaynaklı şiddetin karmaşık sosyal ve psikolojik nedenleri ne olursa olsun sosyal törelerde, kanunlarda ve belirli dini öğretilerde şiddete açık veya zımni onay/izin verilmemesi halinde bu sorunun devam etmesi mümkün olmazdı. Bir

çok ülkede eşlere karşı şiddet veya cinsel şiddet üzerine ya hiç yasal düzenleme yoktur ya da varolanlar gevşek yapıdadır. Bir çok ülkede kanunlar güç bela uygulanabilmektedir, daha trajikomik ülke örneklerinde ise, örneğin, bir tecavüz suçlaması için kadınların tanıklığına değer verilmediğinden çok sayıda erkeğin şahitliğine gerek duyulmaktadır. Bu arada erkek kaynaklı şiddet ve şiddet içeren saldırgan davranışlara (genellikle bir başka erkeğe karşı) spor, sinema ve edebiyat dünyasında ve de savaşlarda büyük değer verilmektedir. Şiddete sadece onay vermekle kalmayan bu mecralar aynı zamanda onu daha da çekici hale getirmekte ve ödüllendirmektedir. Ataerkil toplumların en eski kökenlerinde şiddet, bireyler, erkek grupları ve daha ileri dönemde uluslar arasında, anlaşmazlıkların çözümü ve farklılıkların giderilmesinde anahtar bir yol olarak öngörülmektedir. Ne zaman bir kadın veya çocuk komşularının dayak yediklerini gördüğü halde polisi aramayan bir kadın veya erkeği dinlesem aklıma bu onaylama/izin verme süreci gelir. Bu şiddet türü mahrem bir mesele olarak algılanmaktadır. Hiç bir dükkanın soyulduğunu görüp, bu hırsızla dükkan sahibi arasındaki özel bir mesele bahanesiyle polisi aramayan birini gördünüz mü? 4. Erkek İktidarının Yarattığı Paradoks Benim kanım yine de bu anlatılanların tek başlarına erkek kaynaklı şiddetin genel doğasını anlatmaya yetmedikleri yönündedir. Aynı şekilde kadına yönelik erkek kaynaklı şiddetle erkekler arasındaki şiddetin farklı türlerinin ilintileri de bu şekilde anlatılamayacaktır. Burada yapmamız gereken erkek iktidarının yarattığı paradoksu veya benim erkeklerin çelişkili iktidar deneyimleri adını verdiğim süreci kullanmaktır. Erkeklerin sosyal ve bireysel iktidarı kurmak için başvurdukları yollar aslında çelişkili bir biçimde büyük korkuların, tecridin ve erkeklerin kendilerine dair hissettikleri acının kaynağını oluşturmaktadır. İktidarın hakim olma ve kontrol etme kapasitesi olarak kurgulandığını, güçlü biçimde davranabilme becerisinin kişisel bir zırh girmeyi ve diğerleriyle korkuya dayalı bir mesafe bırakmayı gerektirdiği dikkate alınırsa ve eğer iktidar ve ayrıcalık dünyası bizleri çocuk yetiştirme ve bakım dünyasından uzaklaştırıyorsa, işte o zaman iktidar deneyimleri arızalı sorunlarla dolu erkekler yaratıyoruz demektir. Bu durum özellikle içselleştirilmiş erkeklik beklentilerinin zaten ulaşması imkansız yapıları düşünüldüğünde daha da net ortaya çıkmaktadır. Bu pekala ataerkilliğin bünyesinde olan bir sorun olabilir, ancak özellikle katı toplumsal cinsiyet sınırlarının aşıldığı günümüz kültürel yapısında sorun özellikle geçerlilik kazanmaktadır. Erkekliğin gerekleri; fiziksel ve mali başarılar veya insani duyguların ve ihtiyaçların bastırılması; biyolojik erkekliğin getirdiği basit gerçeklerin aksine sürekli tetikte olmayı ve çalışmayı gerektirmektedir, özellikle

erkekler için. Erkeklik düzeyine ulaşmada yaşanan başarısızlıkların yarattığı kişisel güvensizlikler veya daha basit bir ifadeyle başarısız olma korkusu erkekleri, özellikle gençken, bir korku, tecrit, öfke, kendinden nefret etme ve saldırganlık girdabına itmeye yeterli olmaktadır. Bu duygusal durum içerisinde şiddet bir telafi mekanizması olarak ortaya çıkmaktadır. Erkeklik dengesini yeniden sağlamanın ve kendisine ve diğerlerine bir erkek gibi yaşadığını beyan etmenin yolu olarak şiddet kullanılmaktadır. Şiddet ifadesi genellikle fiziksel olarak daha zayıf ve savunmasız bir hedef seçimini de içermektedir. Bu hedef bir çocuk veya bir kadın, eşcinsel erkeler veya dinsel-toplumsal bir azınlık gibi özel bir grup veya göçmen kesimler olabilir. Sözkonusu grupların kanun tarafından daha az korunabilecekleri de düşünüldüğünde erkeklerin güvensizliklerini ve öfkelerini dışarı vurmaları için ideal ortam oluşmaktadır (Anlatılan telafi edici mekanizma aşağıdaki örnekle açıkça doğrulanmıştır: erkeklik seviyesine ulaşma noktasında hayatlarının en güvensiz döneminden geçen genç erkek gruplarının gerçekleştirdiği eşcinsellik nefretine dayalı söylem ve eylemler). Şiddetin bireysel bir telafi mekanizması olarak varolmasına izin veren şiddetin farklılıkları çözmek ve hakimiyet kurmak için meşru bir araç olarak yagın kabul görmesidir. Şiddeti mümkün kılan erkeklerin yararlandıkları iktidar ve ayrıcalıklar, inançlarda, uygulamalarda, sosyal yapılarda ve kanunlarda yer alan kodlardır. Erkek kaynaklı şiddet, sayısız türüyle, hem erkek iktidarının ve ayrıcalık taşıma hakkı algısının hem de belirli şiddet türlerine onay verilmesinin ve iktidarı kaybetme korkusunun (ya da gerçekliğinin) bir sonucudur. Ama dahası da var. 5. Psişik Erkeklik Zırhı Erkek kaynaklı şiddet, aynı zamanda, diğerleriyle araya duygusal mesafe koymaya dayalı karakter yapısının bir sonucudur. Ben ve diğerleri tarafından daha önce belirtildiği üzere psişik erkeklik yapıları erken çocukluk döneminde ortaya çıkmakta, bir baba veya yetişkin erkek figürünün olmadığı ya da duygusal mesafesini koruduğu ortamlarda beslenmektedir. Bu vakalarda erkeklik yokluğa dayalı biçimde sisteme bağlanmakta ve bir hayal dünyasında kurgulanmaktadır. Ancak babaların varlıklarının çok daha yoğun olduğu ataerkil kültürlerde bile erkeklik sistemi annenin ve kadınlığın reddine dayandırılmaktadır. Bir başka deyişle ilgi ve bakımla ilişkili değerler reddedilmektedir. Bir çok feminist psikanalistin söylediği gibi bu durum egoda engeller yaratmakta ya da mecazi söylemek gerekirse güçlü bir zırh giymekle

sonuçlanmaktdır. Psikolojik gelişim sürecinin bu karmaşık ve özel evresinde empati kurma becerisinde azalma ve başka insanların ihtiyaçları ve duygularını kendi ihtiyaç ve duygularıyla ilişkilendirememe ortaya çıkmaktadır. Başka insanlara karşı şiddet hareketleri dolayısıyla mümkün hale gelmektedir. Kimbilir kaç erkekten duymuşuzdur vurduğu kadının aslında canını yakmadığını. Evet erkek bahaneler uyduruyordur ancak sorunun bir diğer parçası da gerçekten de neden olduğu acıyı tecrübe edemeyişi olabilir. Yine bir çok erkekten duymuşuzdur: Cinsel ilişkiye girmeyi o istedi. Burada yine bir bahane bulma sözkonusu olabilir, ancak bu durum pekala başkasının duygularını okuma ve anlama becerisinin azalmasından kaynaklanıyor olabilir. 6. Ruhsal bir Düdüklü Tencere; Erkeklik: Erkekliğin dominant türlerinden bir çoğu bir dizi duygunun içselleştirilmesi ve öfkeye yeniden yönlendirilmesine dayanmaktadır. Bu sadece erkeklerin duygusal durumlarını dillendirememesinden ya da duygusal antenlerinin ve empati becerilerinin çalışmamasından kaynaklanmamaktadır. Bir çok doğa duygu hissedilmesi yasak ve geçersiz olarak karara bağlanmıştır. Bu belki de kültürlere özgü bir durum olmakla birlikte bir çok erkek çocuğu küçüklüklerinden itibaren korku ve acı duygularını bastırmayı öğrenmektedir. Spor salonlarında erkek çocuklarına acıya aldırış etmemeleri aktarılmaktadır. Evde ise ağlamamaları ve bir adam gibi davranmaları beklenmektedir. Bazı kültürler ise stoacı bir erkekliğe değer vermektedir (tabi bu toplumlarda sözkonusu özellikler hayatta kalmak için öğretilmektedir: bu nedenden ötürü mevcut davranışlarının kökeninden dolayı bireysel olarak erkek çocuklarını ve erkekleri suçlamamalı ancak yine de eylemlerinden ötürü onları sorumlu tutmamız gerektiğini atlamamalıyız). Kuşkusuz biz insanlar duygusal tepkiler verdiğimiz olaylar yaşamaktayız. Ancak duygusal bir deneyim neticesinde hissettiklerimizi serbest bıraktığımız/dışarı vurduğumuz tipik duygusal tepki süreçleri birçok erkekte kısa devre yapmış gözükmektedir. Öte yandan yine bir çok erkek için az da olsa geçerli olan bir duygu vardır: öfke. Bu tarz bir sevk sadece erkeklere özgü değildir; korku, güvensizlik, acı, reddedilme veya küçük düşürülme karşısında şiddetli tepkiler gösterme oldukça yaygındır. Bu durum özellikle sonuçta ortaya çıkan duygunun iktidar barındırmadığı hallerde doğrudur. İktidarsız duygular erkeklerin güvensizliklerini artırır: erkeklik iktidar ve kontrol demekse iktidarsızlık erkek olmama anlamına gelmektedir. İşte bu noktada şiddet bir kez daha böyle olmadığınızı kendinize ve diğerlerine kanıtlama yolu olarak ortaya çıkmaktadır. 7. Geçmiş Deneyimler

Bu anlattıklarım bazı erkeklerde daha bariz deneyimlerle birleşmektedir. Dünyada çok fazla sayıda erkek annelerinin babaları tarafından dövüldüğü ortamlarda yetiştirilmişlerdir. Kadınlara karşı şiddet içeren davranış sergilemenin bir kural olarak algılandığı ve yaşamın bundan ibaret olduğu zannedilen ortamlar. Bu durum bazı erkeklerin şiddetten tiksinmelerine yol açarken bazı erkeklerde öğrenilmiş tepkilere neden olmaktadır. Bir çok durumda ise ikisi birden yaşanmakta ve kadına yönelik şiddet uygulayan erkekler, kendilerine ve davranışlarına dair büyük bir nefret/iğrenme duymaktadırlar. Aslında öğrenilmiş tepki ifadesi çok basit kalmaktadır. Araştımalar göstermiştir ki şiddete tanık olarak büyüyen kız ve erkek çocuklarının kendilerinin de şiddete başvurma ihtimali yüksektir. Bu şiddet dikkat çekme çabası, sorunlarla başa çıkma yolu ve başa çıkması imkansız duyguları dışsallaştırma yöntemi olabilir. Bu tarz davranış örüntüleri çocukluğun ötesine geçerek devam ederler: şiddet uygulayan erkeklere yönelik programlara katılan erkeklerin çoğu ya annelerinin mağduriyetine şahit olmuş ya da kendileri mağdur olmuşlardır. Bir çok erkeğin geçmiş deneyimlerinde kendi yaşadıkları şiddet de yer almaktadır. Bir çok kültürde erkek çocukların, kız çocuklara göre, cinsel istismara maruz kalma ihtimalleri yarı yarıya düşük olmakla birlikte fiziksel şiddete uğrama ihtimalleri de iki katı fazladır. Bu durum da tek ve sabit bir sonuç doğurmamaktadır ve yine ulaşılan sonuçlar sadece erkek çocuklarına özgü değildir. Yine de bazı vakalarda sözkonusu kişisel deneyimler derin karmaşa ve hüsran örüntüleri telkin etmekte ve de erkek çocukları sevdikleri birine acı vermenin mümkün olduğunu, derinde hissettikleri acıyla ancak öfke yoluyla başa çıkabileceklerini öğrenmektedirler. Son olarak erkek çocuklarına karşı uygulanan bir çok küçük şiddet hareketi de vardır ve genelde bu durum erkek çocuklarına hiç de önemsiz gelmemektedir. Erkek çocukları, birçok kültürde, kavga, kabadayılık ve vahşi davranışlarla büyümektedir. Hayatta kalabilmek için şiddeti bir davranış normu olarak kabul etmek ve içselleştirmek gerekmektedir. Şiddeti Sonlandırmak Burada özet olarak sunulan çözümleme erkek kaynaklı şiddete karşı durmak için aşağıdaki hususları içeren bütüncül bir yanıt önermektedir: Erkek iktidarının ve ayrıcalığının dayandığı yapılara karşı durmak ve ortadan kaldırmak ve de şiddet hareketlerinin kültürel ve sosyal manada onay görmesinin önüne geçmek. Eğer şiddet tam bu noktada başlıyorsa, kadınların ve erkeklerin feminizmi desteklemeleri olmaksızın ve de feminizmin önerdiği sosyal, siyasi, yasal ve kültürel reformları gerçekleştirmeksizin şiddeti sona

erdiremeyiz. Erkekliğin yeniden tanımlanması, veya bir başka deyişe beraberlerinde bir çok tehlike barındıran psişik ve sosyal toplumsal cinsiyet yapılarının ortadan kaldırılması. Ataerkilliğin çelişkisi, nispi iktidar ve ayrıcalığın verildiği yarım elmanın yaşadığı acı, öfke, hüsran, tecrit ve korkuda ortaya çıkmaktadır. Ne yazık ki bütün bunları, bize tehlikeli geri dönüşleri pahasına, görmezden gelmekteyiz. Erkeklere başarıyla ulaşabilmek için çalışmalarımız şefkate, sevgiye, saygıya ve olumsuz erkeklik normlarına ve yıkıcı sonuçlarına kararlılıkla karşı durmaya dayanmalıdır. Feminizm yanlısı erkekler diğer erkeklerle temasa geçmeli ve onlara uzaylı gibi değil sadece bizler kadar aydınlanmamış kardeşleri gibi yaklaşmalıdır. Toplumdaki ve özellikle çocuklarımızı yetiştirdiğimiz kurumlar ve ilişkilerdeki toplumsal cinsiyet örgütlenmesini yeniden şekillendirmek için erkekleri kadınlarla işbirliği yönünde örgütlemek ve süreçlere dahil etmek. Bunu yapabilmek için erkeklerin bakım ve ilgi sağlayıcı olarak taşıdıkları öneme daha fazla odaklanmak gerekmektedir. Erkeklerin, çocuk bakımı ve yetiştirme süreçlerine olumlu ve şiddetten uzak katılımları gerekmektedir. Şiddet uygulayan erkeklerle çalışmak ve eşzamanlı olarak bir taraftan ataerkil varsayımlarına ve ayrıcalıklarına meydan okurken diğer taraftan saygı ve şefkatle yaklaşmak. Onlarla empati kurmamız ve küçük bir çocuğun zaman zaman korkunç şeyler yapan bir adama dönüşmesine neden olan etmenlerden dehşete düşmemiz için illa yaptıklarına sempati duymamız gerekmemektedir. Onlara saygı göstererek bu erkeklerin kendilerine ve diğerlerine meydan okumalarına imkan verebiliriz. Aksi takdirde, onlara erişme çabaları bir erkek olarak yaşadıkları güvensizliği artıracak ve şiddet doğal telafi yöntemleri olmaya devam edecektir. Erkekleri ve erkek çocuklarını sürece dahil eden ve kendilerine ve diğer erkeklere meydan okumaya çağıran eğitim faaliyetleri, Beyaz Kurdele Kampanyası gibi, yoluyla her türlü şiddetin sona erdirilmesi. Kadınlar, erkek çocukları, kız çocukları ve diğer erkekler hakkında sevgi ve şefkatle hissettiklerini açıkça söyleyebilmek erkekler için olumlu bir meydan okuma olacaktır. Michael Kaufman Toronto, Kanada, 1999 www.michaelkaufman.com (c) Michael Kaufman, 1999 Not to be reproduced without permission. mk@michaelkaufman.com