T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL OKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 3.DAHİLİYE KLİNİĞİ KLİNİK ŞEF DOÇ DR NECATİ YENİCE



Benzer belgeler
Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır

TRANSFÜZYONLA BULAŞAN HASTALIKLAR TARAMA TESTİYAPILANLAR: HEPATİTLER VE HIV

Hepatit B de atipik serolojik profiller HBeAg-antiHBe pozitifliği. Dr. H. Şener Barut Gaziosmanpaşa Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve KM AD

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

VİRAL HEPATİTLER. Doç.Dr.Mustafa Kemal ÇELEN

Doç.Dr. Funda Şimşek. SBÜ Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi

VİRAL HEPATİTLER. Dr. Selim Bozkurt. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

HEPATOTROPİK OLANLAR A, B, C, D, E, G F????? DİĞERLERİ HSV CMV EBV VZV HIV RUBELLA ADENOVİRÜS

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi. Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş

Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Kronik Delta Hepatiti Tanı ve Tedavi

VİRAL HEPATİTLER. Y.Doç.Dr.Gürdal YILMAZ

Viral hepatitler. Dr. Hayati Demiraslan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi

Uz. Dr. Ali ASAN. Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Akut ve Kronik Hepatit Tanısında Serolojik ve Moleküler Yöntemler Atipik Profiller

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Hepatit hastalığının farklı türleri mevcuttur ve bunlar Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D,

Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

GEBELİK VE VİRAL HEPATİTLER. Uz. Dr. Funda Şimşek Okmeydanı Eğitim Hastanesi İnfeksiyon Hast. ve Kli. Mikr.Kliniği

Hepatit B Hasta Takibi Nasıl Yapılmalı?

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

Hepatit C Virüsü: Tanıda Serolojik ve Moleküler Yöntemlerin Yeri. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Malatya

T.C. S.B. OKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 3.İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Hepatit B, akut hepatitin ve kronik viral enfeksiyonların en sık nedenidir.

Dünyada 350 milyonun üzerindeki hepatit B taşıyıcısının %50 sinden fazlasında infeksiyon perinatal yolla kazanılmıştır.

NESRİN TÜRKER İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ VE ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

HEPATİT DELTA VİRÜS İNFEKSIYONUNUN KLİNİK, TANI VE TEDAVİSİ

Hepatit B ile Yaşamak

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

Dr Gülden ERSÖZ Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr.Funda Şimşek Çanakkale, Ocak 2015

AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır.

Tedavi Ne Zaman Yapılmalı Ne Zaman Yapılmamalı?

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

HEPATİT GÖSTERGELERİNİN YORUMLANMASI

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya

Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN

HBV-HCV TRANSPLANTASYON. Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi

Akut Hepatit C Tedavisi. Dr. Dilara İnan Akdeniz ÜTF, İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikr AD, Antalya

T.C. Sağlık Bakanlığı. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. 2. İç Hastalıkları Kliniği. Şefi: Uzm. Dr. Refik DEMİRTUNÇ

Kronik Hepatitlerin serolojik ve moleküler tanısı Doç. Dr. Kenan Midilli

HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ

Yrd. Doç. Dr. Koray Ergünay MD PhD Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD. Viroloji Ünitesi

Hasta ve/veya enfekte materyal ile potansiyel teması olan tüm personel

Eyvah iğne battı! Ne yapmalıyım? Acil Uzm. Dr. Esra Kadıoğlu Giresun Üniversitesi Prof. Dr. İlhami Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi

VİRÜS ENFEKSİYONLARDA LABORATUVAR TANISI

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ

HEPATİT TARAMA TESTLERİ

Dr. Funda Şimşek SB Okmeydanı EAH Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER

SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA BAĞIŞIKLAMA

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş.

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Lütfen cep telefonlarınızı kapatınız

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

HEPATİT A MİKROBİYOLOJİ EPİDEMİYOLOJİ. Dr. Asım ÜLÇAY

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

KRONİK HEPATİT B (Olgu Sunumu) Dr. İlkay Karaoğlan Gaziantep Ün. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik. AD.

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Kronik HCV İnfeksiyonlarında Güncel Tedavi Yaklaşımları Dr. Kaya Süer

ÇOCUK GASTROENTEROLOJİ BD SABAH OLGU SUNUMU

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.


Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

Hepatit Delta Virüs infeksiyonunun klinik, tanı ve tedavisi

Belge No: Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: Güncelleme No: Sayfa No: EKÖ/YÖN /5 GÜNCELLEME BİLGİLERİ

KRONİK HEPATİT B DE LAMİVUDİN DİRENCİ VE LAMİVUDİN DİRENCİ GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLER

Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi

DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

BOS, idrar, doku, diğer doku ve sıvılarda (DDS) Kalitatif testler (pozitif / negatif sonuç) Kantitatif testler (miktar belirten; viral yük)

KRONİK HEPATİT B, DELTA AJANLI

Özel Konakta Viral Hepatitler: «Gebelik» Dr. Berivan Tunca Kızıltepe Devlet Hastanesi

Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

J Popul Ther Clin Pharmacol 8:e257-e260;2011

Kronik Viral Hepatit B Mikrobiyolojik Laboratuvar Tanı Yönetimi. Selda Erensoy Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

HBV Viroloji - Epidemiyoloji

Hepatit Hastalığı Gebelikten Etkilenir mi?

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

KARACIGER HASTALIKLARI TANISI, TEDAVISI, ÖNLENMESI - HASTA VE HASTA YAKINLARI IÇIN BILGI

SINIR DEĞERLER NE ÖNERİLİR? Düzen Laboratuvarlar Grubu

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

Çocukluk Çağı Aşılamaları. Doç. Dr. Güldane Koturoğlu

KRONİK HEPATİT B OLGUSU

Transkript:

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL OKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 3.DAHİLİYE KLİNİĞİ KLİNİK ŞEF DOÇ DR NECATİ YENİCE KALICI VİROLOJİK YANIT SAĞLANAN KRONİK HEPATİT B VE C Lİ HASTALAR İLE VİROLOJİK YANIT SAĞLANAMAYAN KRONİK HEPATİT B VE HEPATİ C Lİ HASTALARDA TTV İNSİDANSI (Uzmanlık Tezi) Dr. YETER BAYRAM İSTANBUL 2009

ÖNSÖZ Asistanlık eğitimim boyunca engin bilgi ve tecrübeleriyle yetişmemizi sağlayan değerli hocam Dahiliye Klinik Şefi Sayın Doç.Dr.Necati YENİCE ye, Hastanemizde düzenli bir çalışma ortamı sağlayan değerli başhekimimiz Sayın Doç. Dr.Adem Akçakaya ya, önceki başhekimimiz Uzm. Dr. Hayri Özgüzele, Asistanlığım boyunca bana verdiği manevi, akademik desteğinden dolayı Dahiliye Klinik Şef Yardımcısı Sayın Uzm. Dr.Kemal Kutoğlu na, Eğitimime katkılarından dolayı Dahiliye Klinik Şefi Doç. Dr. Ayşen Helvacı ya, Dahiliye Klinik Şefi Doç. Dr. Laika Karabulut a Bu tezi hazırlamam sırasında bilgi ve birikimlerinden faydalandığım Uzm. Dr. Nurten Arıcan a, Uzm. Dr. Semih Kalyon a, Uzm. Dr. Mehmet Küçük e, Uzm. Dr. Nevzat Aksoy a, Uzm. Dr. Yasemin Gökten e, Rotasyonlarım süresince değerli bilgilerinden faydalandığım Kartal Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Benan Çağlıyan a, Koşuyolu Kalp Eğitim ve Araştıma Hastanesi ndeki hocam Doç. Dr. Cevat Kırma ya, hastanemiz Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Şefi Uzm. Dr. Taner Yıldırmak a, hastanemiz Biyokimya Klinik Şefi Doç. Dr. Sembol Yıldırmak a, Asistanlığım süresince iyi ve kötü günleri birlikte paylaştığımız, uyum içinde çalıştığımız, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum çok değerli asistan arkadaşlarım Dr Arzu kayalara a,dr Ülkü Tunc a, Dr Hasan Yılmaz a, Dr.Mustafa Karaağaç a, Dr Hikmet Uzun a,dr Güngör Sitar a, Dr Fevkiye İpek e ve Dr Zafer seren Yeğenli ye Son olarak bugünlere gelmemde büyük emeği olan aileme, Sonsuz teşekkürü bir borç bilirim. Dr. Yeter Bayram 2

İÇİNDEKİLER sayfa ÖNSÖZ. 2 GİRİŞ VE AMAÇ 5 GENEL BİLGİLER. 7 MATERYAL VE METOD. 48 BULGULAR... 51 TARTIŞMA. 64 SONUÇ 70 ÖZET 71 KAYNAKLAR.. 73 3

KISALTMALAR HBV: Hepatit B virüsü HCV: Hepatit C virüsü KHC: Kronik Hepatit C KHB: Kronik Hepatit B HCC: Hepatosellüler kanser HCV-RNA: Hepatit C virüsü ribonükleik asit HBV-DNA: Hepatit B virüsü deoksiribonükleik asit HBeAg: Hepatit B e antijeni HBsAg: Hepatit B yüzey antijeni HBcAg: Hepatit B kor antijeni Anti HCV: Hepatit C virüs antikoru Anti HBe: Hepatit B e antikoru ALT: Alanin amino transferaz AST: Aspartat amino transferaz HCC:Hepatosellüler karsinom CAV:Chicken Anemia virus PCV:porcine virus BFDV:Beak and disease virus KD:Kan dönorleri HD:Hemodializ grupları TTV:Transfüsion transmitted virus ORF:Open reading frame 4

GİRİŞ VE AMAÇ Günümüzde duyarlı teknikler ile yapılan taramalara rağmen nedeni bilinmeyen bazı hepatit olgularının bulunması araştırmacıları sorumlu olabilecek yeni etkenlere yönlendirmiştir.kronik hepatit olgularının yaklaşık %5-10 undan, akut viral hepatit olgularınında özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyada yaklaşık %10 undan bilinen viral etkenler sorumlu değildir. Son olarak 1997 yılında japonyada kan transfüyonu sonrası hepatit gelişen ve bilinen hepatit viruslarının saptanamadığı 3 olguda yeni bir virus bulunmuş ve TTV(Transfüsion Ttransmitted Virus) olarak isimlendirilmiştir.ttv circoviridea viruslerine benzer özelliklere sahip zarfsız, tek sarmallı ve 3739 nukleotidli bir virustür. Japonya da kriptojenik siroz ve fulminan hepatit olan hastalarda %40-50 ye varan prevelans bildirilmiş, ancak diğer çalışmalarda bu hastalarda daha düşük oranlar çıkmıştır.bu araştırmalar kan vericiler arasında da yüksek oranda TTV-DNA olduğunu göstermiş ve TTV nin düşük patojenik etkiye sahip bir ajan olduğunu göstermiş ve TTV nin düşük patojenik etkiye sahip bir ajan olduğunu ileri sürmüşlerdir.ttv nin bulaşma yolları açık değildir.ancak kan transfüzyonunun rolü olduğuna dair kuvvetli kanıtlar vardır ve muhtemelen fekal/oral bulaşma gösteren bazı çalışmalar vardır.ttv nin yol açtığı infeksiyonun doğal seyri ve virusa karşı ortaya çıkan immun yanıtlar hakkında ki bilgiler henüz oldukça yetersizdir. Etyolojisi bilinmeyen akut viral hepatit olgularında TTV nin rolü araştırıldığında bu olguların bir bölümünde TTV DNA saptanmasına rağmen TTV titresi ile serum ALT seviyeleri arasında bir tutarlılık bulunmamıştır. Jia-hong Kao ve arkadaşları tayvanda HBV ve HCV enfeksiyonunun yaygın bulunma avantajını kullanarak TTV koenfeksiyonunun kronik hepatit B ve C li 5

hastalarda kliniğine, histolojik ve virolojik gidişata etkili çalışmalar yapılmış.ek olarak kronik hepatit C li hastalarda interferon alfa tedavisi alan hastalarda tedaviye cevabı değerlendiridilmiş.sonuç olarak raporlarını kronik hepatit B li ve C li hastalarda TTV infeksiyonu sık görülmüş ancak TTV nin kronik hepatit B li ve C li hastalarda interferon alfa terapisine yanıtta ve klinikopatolojik gidişatta etki etmememktedir şeklinde yayınlamışlardır. Bizde tedavi görmüş olan ve kalıcı virolojik yanıt sağlanan ve sağlanamayan kronik hepatit B ve C li hastalarında TT virus insidansına baktık.tt virusun tedaviyi olumsuz etkileyip etkilemediğini inceledik.aynı zamanada TTV nin bulaş yolları açısından hastlar diş tedavisi olup olmadığı,geçirilmiş operasyon öyküsü, kan transfüzyonu açısından gözlemledi. 6

GENEL BİLGİLER TRANSFÜZYON TRANSMİTTED VİRÜS(TTV) TTV kılıfsız, tek zincirli, 3739 nukleotidlik bir DNA virüsüdür. Günümüzde bilinen viral serolojik belirleyicilerin, duyarlı tanı yöntemlerine rağmen gösterilemediği, bir kısım posttransfüzyonel hepatitin, ayrıca kriptojenik olarak tanımlanan bir grup kronik hepatit ve sirozun ve nihayet fulminant hepatit olgularının bir bölümünün nedeninin henüz saptanmammış olması, keşfedilmeyi bekleyen yeni viral hepaptit etkenlerinin bulunduğunu düşündürmektedir. Nitekim 1997 yılı sonunda Japonyada postransfüzyonel non A-G hepatit tanısı konmuş beş hastanın serumunda, klonlama-sekanslama işlemi uygulanmış ve 500 baz çiftlik yeni bir DNA dizisi izole edilmiştir.n22 olarak tanımlanan bu klonun, bilinen viral nükleik asit dizileri ve insan genomuyla homoloji göstermediği ve yeni bir virusa ait olduğu düşünülmüş ve ilk kez saptandığı hastanın isminin baş harflerine gönderme yapılarak TT virusu(ttv) adı verilmiştir.ttv isimlendirmesinin transfuson transmitted virus ile uyumlu olduğu da görülerek bu şekildede kullanılabileceği öngörülmüştür.n22 klonu kullanılarak, ilk olarak 3739 nukleotidilik baz dizisi elde edilen bu viral genomun (Gen Bank accesion no: ABO- O8394), DNA-az I e duyarlı olduğu bulunmuş ve bu nedenle bir DNA virusu olabileceği anlaşılmıştır. İndeks olgu dahil, post transfüzyonel non A-G hepatitli beş olgunun üçünün serumunda TTV-DNA sı tespit edilmiştir ve bu hastalarda transaminazların artışı ile paralellik gösterdiği, bu nedenle TTV nin posttransfüzyonel non A-G hapatitlerden sorumlu yeni bir virus olabileceği öne sürülmüştür.(1) 7

VİRUSUN YAPISI VE MOLEKÜLER ORGANİZASYONU TTV, İkozahedral simetrili (-) tek iplikli, zarfsız bir DNA virusudur.kapsit boyutları bilinmememektedir.sirküler yapıdaki DNA sı 3852 nukleotidden oluşmuştur.ttv- DNA sının tümünün sekans analizi tamamlanmıştır.(gen Bank no:af122913).cscl deki boyut dansitesi 1.31-1.32 g/cm3(2).şimdiye kadar elektron mikroskopta gösterileyemeyen virüs, henüz hücre kültür sisteminde de üretilemememiştir.(3) TTV nin virus taksonimetresindeki yeri tartışmalıdır.bu virusu ilk keşfeden Nishizawa-Mayumi gurubu, tek iplikli lineer DNA içerdiğini, zarfsız olduğunu bu nedenle parvovirus ailesinde yer alması gerektiğini bildirmişlerdir.(2)ama TTV nin yoğunluğunun daha az olması (parvo virus için 1.49g/cm3) ve yapılan TTV sekans analizlerinde, parvovirus ORF lerinin gözlenmemesi, bu aileden olma olasılığını azaltmıştır.daha sonraki iki ayrı çalışma gurubunun bir birinden bağımsız yaptığı araştırmalar, viral genomun negatif, çembersel tek iplikli 3852 baz çiftlik DNA olduğunu ortaya koymuştur.(4,5)bunun sonucunda da, TTV nin zaten var olan Circoviridea familyası, çembersel tek iplikli DNA lı hayvan viruslarının yer aldığı bir ailedir.bu familyanın önemli üyeleri ise, Chicken Anemia virus(cav), Beak and Disease virus(bfdv) ve porcine Circovirus(PVC)dur.Kübik simetrili, zarfsız,cscl deki yoğunluğu 1.33-1.37g/cm3 olan bu familyada, pek çok bitki virusununda yer aldığı düşünülmektedir(6).cav DNA sı 2298, BFDV nin 1993 ve PCV nin ki ise 1759 baz şekli Circoviridea familyasında yer alan diğer viruslardan bazı farklılıklar göstermektedir(7.8). TTV-DNA sının tümünü kapsayan sekans analizlerinde, TTV-DNA ORF lerinin, CAV-DNA sında bulunan ORF lerle büyüklük ve yerleşim olarak benzerlik gösterdiği görülmüştür.ancak TTV nin DNA nükleotit ve aminoasit 8

dizilimi, biri hariç CAV ile benzer homoloji göstermez.benzer homoloji gösteren bölge TTV-DNA sında yakın zamanda tanımlanan ORF-2 de bulunan 113 nukleotidli GC-rich region(g-c den zengin bölge) olup sekans analizlerinde CAV daki ilgili DNA bölgesi ile %80.6 homoloji saptanmıştır.takahashi ve arkadaşları, TTV ORF-I ile CAV ORF-I nın, CAV nın aminoterminal ucunda bulunan argininden zengin domen içeren yapısal proteini kodladığını belirtmişlerdir(9).genom organizasyonundaki belirgin bu benzerliğe dayanarak,ttv ve CAV nın Circoviridea familyası içinde yer alan bu iki virustan ibaret yeni bir genusun üyeleri olduğu düşünülmektedir(9).ttv-dna sı kısmen üst üste gelen, Mushohwar ve arkadaşları tarafından 1999 da gösterilen 3 adet ORF, 1997 de Nishizawa(1) tarafından bildirilen virusun ilk klonu olan ORf-I de yer alan N22 klonu ve yakın zamanda tariflenen ORf-2 deki(5,6) GC-rich region(gc den zengin bölge) den oluşmuştur.daha büyük olan ORF-I, 589-2898, ORF-2 107-712, baz çiftleri arasında yer alır.üçüncü ORF ise iki yüklü parçadan oluşmuştur.birincisi 45-344, ikincisi 372-686 baz çiftleri arasında bulunur. TTV nun genetik yapısındaki heterojenite, günümüzde bu konuda yapılan araştırmaların esasını oluşturmaktadır.çok sayıda hasta serumunda PCR ile amplifiye edilerek uygulanan TTV-DNA sekans analizlerinde, ciddi boyutlarda sekans değişimleri olduğu görülmüştür.diğer DNA virusları ile mukayese edildiğinde, TTV nin önemli düzeyde genetik varyasyon gösterdiği bilinmektedir.araştırmalar arasında bu konuda tam bir görüş birliği henüz oluşmamıştır.okamato ve arkadaşları(5) 3 tane, Tanaka ve arkadaşları(10) ise 6 farklı ana genotipi ve bir dizi subtipi olduğunu tanımlamıştır.(1-a,2ab,3,4,5,6).genotip 1 ve ondan sonra genotip 2 en fazla saptanan genotiplerdir.japonyada yapılan iki ayrı araştırmanın sonuçlarına bakıldığında, Masashi ve ark.(12) nın araştırmasında izole edilen 50 TTV izolatının genotip dağılımı 1a(%14.5), 1b(%30.9), 2a(38.1),2b(%5.4) ve 4(%1.8), Takanuba ve arkadaşlarının(13) kinde ise 115 izolatın genotip 1(%70.4), 2(%22.6),3(%0), 9

4(%6.1), 5(%0.9) şeklindedir.ülkemizde erensoy ve arkadaşlarının(14) yaptığı araştırmada ise, kan donorlerinde(kd) izole edilen 10, hemodializ grubundan(hd) ve fulminant hepatitli(fh) gruptan sekiz izolatı sekanslanmış ve yedi KD, Dört HD, beş FH izolatı TTV genotip 2, üç KD, iki HD, üç FH izolatı ise genotip 1 olarak saptanmıştır.başta çoğul kan transfüzyonu yapılan hastalarda olmak üzere, birden fazla TTV genotipinin yokl açtığı mix veya ko-enfeksiyonlarında sık rastlanan bir durum olduğu bildirilmektedir.(15). VİRUSUN DETEKSİYONU TTV nin keşfinden sonra, değişik popülasyonlarda prevalans belirlemeye yönelik çoğunluğu Japonlar tarafından olmak üzere çok sayıda araştırma yapılmış ve TTV viremisinin tüm kıtalarda görüldüğü anlaşılmıştır.bu araştırmaların tümü PCR esasına dayalı çalışmalardır.ancak araştırmacılar arasında PCR uygulamalarında, primer seçimi, siklus sayısı ve ısı bakımından farklılıklar söz konusdur.bu araştırmalardaki farklı seroprevelans oranlarını kısmen izah etmektedir.nitekim sağlılıklı kişilerde, 1.9(İngilterede) dan %92 ye(japonyada) kadar değişik oranlarda saptanmıştır.(9,11).hatta aynı ülkede yapılan araştırmalarda bile farklı sonuçlar zaman zaman bildirilmektedir.tayvanda da, sağlıklı dönörlerde yapılan iki ayrı çalışmadan birinde % 7 lik diğerinde %36 lık TTV-DNA pozitifliği saptanmıştır (16-17). Günümüzde TTV-viremisi PCR yöntemiyle gösterilmektedir. Ancak TTV- PCR teslerinde, hüz tam olarak standardizasyon ve optimizasyonun sağlandığını söylemek mümkün değildir.rutin tanıda kullanılmak üzere geliştirilmiş basit bir yöntem yada hasta serumunda veya KC dokusunda virusa özgül antikor-antijen sistemini aramaya yönelik testler henüz mevcut değildir.uygulanan TTV- PCR larının hemen hepsi araştırma amaçlı olup, rutin kullanıma girmemiştir.çoğunluğunda Okamata ve ark. larının geliştirdiği primer seti olan P2 yi ya da bunun modifikasyonu olan primer setlerin kullanıldığı seminested ya da nested PCR testleridir. İlk kullanılan primer seti(p1) Nishizawa tarafından(1) geliştirilen ORF-1 deki N22 klonunu hedef alan RD037, RDO38, RDO52 10

primerlerinden oluşmuştur.daha sonra Okamata ve Tanaka 1998 de ORF-1 nin belli bölgelerini hedef alan NGO59, NGO63, NGO61 primer seti(p2) ni kullanmışlardır(2,16). TTV-DNA sının, P2 primer seti ile ile negatif olduğu bazı örneklerin P1(21), P3(11) ve P5(8)primer setleriyle pozitif sonuç verdikleri görülmüştür.ttv genomundaki heterojenite, kullanılan primer setlerine göre, farklı sonuç alınmasına neden olmaktadır.ttv-dna sında ORF-2 nin 5 non-colding bölgesi(5 NCR) ORF- 1 göre çok daha iyi korunan bir bölgedir. Gerçekten de Tanahashi ve ark. ları(8), ORF-2 nin 5 NCR dan elde ettikleri P5 primer setinin, ORF-1 i hedef alan primer setlerine göre özgüllük ve duyarlılığın çok daha yüksek olduğunu, P5 seti ile yapılan PCR testleri ile Japon toplumunda P2 ile % 23 olan TTV-DNA pozitifliğinin % 92 lere çıktığını göstermiştir.benzer şekilde Masashi ve ark. ları da (12), aynı hasta gurubunda P2 seti ile %29.2, P5 ile ise %70.8, P2+P5 ile ise %72.5 TTV-DNA pozitifliği saptanmış ve P2 primer setinin, P5 den 10-100 kez daha duyarlı olduğu bildirilmiştir.bütün bu sonuçlar,ttv-dna sının tek bir primer seti ile gösterilmesinin doğru olmadığı, gelecekte yapılacak araştırmalarda özgüllük ve duyarlılığı daha yüksek primer setlerinin bulunmasını takiben TTV-PCR ında standardizasyon sağlanıncaya kadar iki farklı primer setinin birlikte kullanılması gerektiği ancak bu sayede en yüksek TTV-DNA pozitifliğinin gösterilmesinin mümkün olabileceğini göstermektedir. Son zamanlar da, Tsuda ve ark ları(153) TTV-DNA sı pozitif kişilerin dışkılarında elde edilen TTV unu kullanarak, TTV-DNA antikorlarını kanda saptayan yeni bir metod geliştirmişlerdir.bu metod ile, TTV-DNA sı(+) altı donorden birinde ve TTV-DNA sı negatif otuzsekiz kişinin onbirinde TTV antikor pozitifliği gösterilmiştir.ancak antikor saptanmaya yönelik bu metodun, rutin kullanımına girmesi için daha çok sayıda araştırma yapılması gerekmektedir. 11

EPİDEMİYOLOJİ TTvirus(TTV) infeksiyonu dünyada yaygın olarak görülebilen bir infeksiyondur. İnfeksiyonun doğal hikayesi akut ve geçirilmiş infeksiyonu göstermeye yönelik yeterli antikor testleri geliştirilmesi ile daha iyi anlaşılabilecektir.(153)ttv prevelansı %1.9-7.4 arasında değişmektedir. Avrupa da (%20) TTV prevelansı, Asya populasyonundan daha(%34) düşüktür.(17)güney Amerikada, orta Afrikada, Papua, Yeni Ginede viremi sıklığı yükesektir(29).nijerya, Gambia, Brezilya, Ekvator gibi ülkelerde TTV prevelansı %7-74 arasında bildirilmiştir.(152) TTV-DNA nın İngiliz kan dönörlerinde oranı %1.9 olup, yaşlı dönörlerde(ortalama 53 yaş) artmaktadır(159).ttv infeksiyonunun, Japonyada kan donörlerinde oranı %12, sağlıklı kontrollerde %10 oranında belirlenmiştir.(159). japonyada etyolojisi belirlenmeyen non-a non-g kronik karaciğer hastalığı olanlarda TTV-DNA %46, fulminant hepatitlerde %47 oranlarındandır(2). Amerikada volanter kan donorlerinde % 10, ticari kan donörlerinde %13, IV ilaç bağımlılarında %17 oranlarında bulunmuştur. İtalya da TTV-DNA volanter kan donörlerinde %18 karaciğer hastalığı olanlarda %25, kronik HBV olanlarda %35, kronik HCV olanlarda %32, kriptojenik karaciğer hastalığı olanlarda %16 oranlarındadır.ttv prevelensi kan teması olanlarda(%42) risk olmayanlarda(%21) 2 kat daha yüksektir(161). Akut ve kronik kriptojenik non A-non G karaciğer hastalığı olanlarda kan donorleri ve viral nedenli olmayan karaciğer hastaları, alkolik karaciğer hastalığını ile karşılaştırıldığında TTV prevelansı önemli derecede artığı bildirilmiştir. Tuveri ve ark. nın çalışmasında Akdeniz orjinli olmak ve HBV infeksiyonu pozitifliği risk faktörü olarak bildirilmiştir.analiz edilen sekansların çoğu genotip 1 iken az bir kısmında genotip 2 saptanmıştır(17). 12

TTV ile HBV ve herpes virus, HBV+HCV infeksiyonu arasında önemli ilişki saptanmış, ancak aynı ilişki HCV ile belirlenememiştir.(17).bunun aksine Mikozami ve ark. nın çalışmasında kronik HCV infeksiyonu olanlarda TTV infeksiyonunun sık olduğu bildirilmiş, ancak klinik yönden önemli bulunmamıştır(3). Hepatosellüler karsinoması olan hastlarda TTV pozitifliği araştırmasında TTV DNA en az 1 primer seti kullanılarak 24,3 primer seti ile %45 oranlarında bildirilmiş(162). Danimarka da HIV ile enfekte hastalarda TTV pozitifliğinin araştırıldığı çalışmalarda oran % 76 iken, kan donorlerinde TTV pozitifliği sadece %7 bulunmuştur.ttv pozitif bulunanların %51 inde yüksek viremi saptanmıştır.yüksek TTV viremisi ile hastanın survisinin azalması ve düşük CD4 sayısı arasında önemli ilişki saptanmıştır.hiv pozitif hastalarda düşük TTV viremisi yada TTV negatif olanlar arasında ise survisi açısından fark bulunmamıştır.ttv infeksiyonu HIV infekte hastalar arasında fark bulunmamıştır.ttv infeksiyonu HIV infekte hastalar arasında prevalandır, TTV titreleri immun statusu zayıflamış hastalar arasında artmıştır.ttv, HIV progresyonunda önemli etkisi olan bir oportunistik patojen olarak düşünülebilir(163). Volanter kan donörlerinden arasında TTV pozitifliği oranı GBV den 7 kat daha fazla iken GBV nin predominant olarak paranteral geçişli olduğu bildirilmiştir.ttv nin bulaşma yolları açık değildir.ttv infeksiyonlu çoğu hastda kan transfuzyonu veya IV ilaç kullanımının varlığı transmisyonun parenteral yönünün önemini vurgulamaktadır(164). TTV viremisinin genel donör populasyonun daki sıklığı onun plazmadaki varlığının kan ürünlerinin kontaminasyonuna yol açtığını gösterebilir.ancak kan 13

donörlerinde belirlenen viremi miktarı diğer kan yolu ile bulaşan viral etkenlerden daha düşüktür(159). TTV infeksiyonunun geçiş yolunun belirlenebilmesi için seksüel ve paranteral geçişli infeksiyonlar için yüksek riskli olduğu düşünülen gruplar araştırılmıştır.kan ile bulaşabilen viruslar için riskli gruplarda hemofili hastalarında %68, hemodializ hastalarında % 46, IV ilaç bağımlılarında %40 oranlarında belirlenmiştir.bir diğer nokta hemofilide asemptomatik taşıyıcılığın güçlü kanıtına rağmen geçici infeksiyon bazı vakalarda fulminan fepatitle ilşkili bulunmuştur(153). Bu çalışmalar TTV nin kan veya kan ürünleri ile geçebileceği ve bazı kriptojenik hepatitlerle ilişkili olabileceği önerilir.(152)nishizawa ve ark.ttv ile transfüzyon sonrası hepatitler arasındaki ilişkiyi göstermişlerdir.(1).ttv nin kontamine kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu yolu ile geçişinin güçlü kanıtına rağmen, bu yol ile geçiş infeksiyonunun toplumda gözlenen yüksek sıklığını açıklayamamaktadır.parquet ve ark. nın çalışmasında TTV virus DNA sı sadece sporadik akut hepatitli hastalarda değil, aynı zamanda genel popülasyonda da yüksek oranda bulunmuştur(155).genel popülasyondaki yüksek prevelans transmisyon için alternatif geçiş yollarının varlığını önermektedir. TTV infeksiyonu için vertikal yol diğer bir geçiş yolu olarak ileri sürülmüştür.morrica ve ark. larının çalışmasında kord kanı virüs yükü annenin serumuna benzer bulunmuştur.bu bebeğe transplasental yol ile geçişin olabileceğini ortaya koyabilir.(166) Buna karşın simmond ve ark. ları Yaşamın ilk 3 ayına kadarki sürede bebeklerde TTV DNA sonuçlarını negatif bildirmişlerdir.3 ay ile 1 yaş arasındaki çocuklarda belirlenebilen TTV viremi prevelansı ise %46-47 oranındadır.çalışmacılar infeksiyonun in utero kazanılmadığını, ancak perinatal ve 14

post natal dönemde muhtemelen çevresel faktörlerin etkisi ile kazanıldığını savunmuşlardır(11). Diğer bir çalışmalarda TTV pozitif kadınlarından doğan çocuklarda infeksiyonun prevelansının yüksekliğinine rağmen(%68), TTV negatif annelerin çocuklarındada TTV prevalansı(%43) bildirilmiştir.bu çalışmada TTV geçişi annenin HIV durumundan etkilenmemiş, anne yaşı ile TTV infeksiyonu arasında ilişki saptanamamıştır(160).bu çalışmaların sonuçlarını değerlendirildiğinde TTV nin vertikal yol ile geçişi halen çelişkilidir. Fekal-oral infeksiyonun bulaşması için diğer bir yol olabilir.ttv infeksiyonunun fekal oral geçişini bildiren raporlar mevcuttur.bazı infekte kişilerde TTV DNA nın feçeste düşük titrede belirlenmesi enteroviruslar da olduğu gibi fekal oral yolla geçişe işaret edebilir(167).bir diğer çalışmada TTV infeksiyonunun ABD deki çiftlik hayvanlarında gözlenmesi, iyi pişirilmemiş yiyecekler vasıtasıyla enterik yol ile de geçebileceğini düşündürür(159). TTV infeksiyonun infekte kan ve kan ürünleri ile bulaşı ve fekal-oral yolla geçebilmesi mümkündür.tropikal ülkelerdeki yüksek prevelans, bulaşın parenteral yol dışı olabileceğini güçlü bir şekilde düşündürmektedir(160).ttv DNA böbreklerde, prostatta, beyin dokusunda da belirlenebilmiştir(162).tükrükte, gözyaşında, menide, gaitada da TTV-DNA gösterilmiştir.normal sağlıklı bireylerde yüksek oranda TTV prevalansı bu etkenin olası fekal-oral, damlacık, seksüel geçişine bağlı olabilir.(153).gelişmekte olan ülkelerde TTV nın yüksek insidansından ajanın fekal-oral transmisyonu ile sonuçlanan kötü sağlık koşulları sorumlu olabilir(152). Sonuç olarak TTV nin her yerde yaygın, patojenitesi kanıtlanmış bir insan simbiyotu olduğu tartışabilir. 15

KLİNİK TTV nin inkubasyon periyodu 6 hafta olarak bildirilmiştir.bununla birlikte inkubasyon peryodu bulaşa ve geçiş yoluna olarak değişebilir. TTV nin primer hepatit virusu olup olmadığı ve ortaya çıkardığı patojenik etki açık değildir.(17)nona-nong sporadik akut hepatitli hastlarda TTV DNA % 26 oranında belirlenmiştir.(155).ttv nin kronik hepatit, kriptojenik siroz, idyopatik fulminant hepatit yetmezlik, hepatocellüler Ca ile ilşkisini savunan çalışmacılar(2.1), olduğu gibi diğer çalışmalar da akut ve/veya kronik karaciğer hastalığı arasında ilşki bulunmamıştır(164,154,156). TTV-DNA fulminant hepatitli ve etyolojisi bilinmeyen kronik karaciğer hastalığı olan hastaların serumlarında da belirlenmiştir.ancak hepatitden sorumlu olduğuna dair fazla kanıt yoktur(159,156,157).ttv DNA titreleri safrada serumdakinden 10-100 kat daha fazla oranda tespit edilmiştir(167,17).bu bulgular virusun hepatotropik olabileceğine işaret eder(161). TTV post transfüzyon hepatite neden olabilir.klinik olarak saptanan hepatit bulgularının olmamasına rağmen, TTV DNA seviyeleri ile ALT seviyeleri arasında ilişki bildirilmiştir(1).transfüzyondan sonra orta derecede ALT artışı( 200U/L düşük) olan hastaların serumlarında TTV DNA belirlenmiştir(161,159).buna karşıt olarak bir diğer çalışmacı TTV pozitif ve TTV negatif hasta grupları arasında ALT seviyeleri veya bilirubin konsantrasyonu açısından önemli fark saptanmamıştır(155). Asemptomatik HBV taşıyıcıları ve sirotik hastalarda TTV DNA prevelansında önemli artış bulunmamıştır.hbv ile TTV nin birlikte olduğu olgularda TTV nin hepatit B infeksiyonunun seyrinin kötüleşmesine katkıda bulunmadığı bildirilmiştir(17). 16

Çoğu TTV pozitif hastada prospektif izlemde 4 ay ve daha uzun süreyle persistan viremi saptanmıştır.hastalarda klinik ve biokimyasal iyileşmeden sonra uzun süreli viremi kronik TTV taşıyıcılığını gösterebilir(24).ttv nin kan donorlerinde belirlenmesi de asemptomatik taşıyıcılığını ortaya koymaktadır(159). Turevi çalışmasında TTV nin yaygın olarak görüldüğü ancak zayıf patojeniteye sahip olduğu bildirilmiştir.(17)ttv pozitif olguların çoğunluğunda önemli karaciğer hasarının histolojik ve biokimyasal kanıtı bulunmamıştır(164).ttv karaciğer hücrelerini infekte edebilmesine rağmen karaciğer hastalığına neden olduğu hakkında dayanak yoktur.(17)bu çalışmada hastalar yalnız TTV pozitif ve hem TTV hem de HBV yada HCV pozitif olarak ayrılarak infekte hepatositler ve ALT seviyeleri açısından karşılaştırıldı. HCV veya HBV birlikteliği olan TTV pozitiflerde histolojik aktivite indeksi, infekte hepatositlerin yüzdesi veya bireysel skorlama fark yoktu(17).bu sonuçlar TTV ile infeksiyon, karaciğerin hasarını artırmadığı, karaciğer hastalığında minör rolü olduğu şeklinde yorumlanır.bu çalışmaya TTV nin karaciğer hücrelerini infekte ettiği, ancak onlarda replike olmadığı bildirilmiştir.hibridizasyon sinyali hepatositlerin herhnagi bir morfolojik değişiklik göstermemesi, TTV nin infekte hücreler için patojenik olmadığını göstermektedir.ttv DNA sı ayrıca periferik kanda mononükleer hücrelerde belirlenmiştir(17). Hepatosellüler karsinoması olan hastlarda TTV pozitif olanlar ile negatif olanlar arasında tümör çapı ve siroz prevelansının bakımından önemli farklar bulunmuştur.hepatosellüler Ca lı hastlarda TTV önemli derecede HBV infeksiyonu ile ilişkili olduğu izlenmiştir.ttv pozitif hastlarda siroz oranının yüksekliği HBV veya HCV infeksiyonu ile ilişkili prevelansı yansıtır.ttv nin bu viruslarla sinerjistik patojenik etkisi bulunmamıştır(162).ttv konakta komensal ilişki kurabilen yaygın ve hayli başarılı bir örnek gibi görülmektedir(11).sonuç olarak 17

TTV nin yeni hepatit virusu olarak yer alabilmesi için daha fazla çalışmalarta ihtiyaç vardır(17) TANI Serum örneklerinde TTV DNA, nükleik asit amplifikasyon yöntemleri ile aranmaktadır.henüz rekombinant viral proteinler elde bulunmadığından TTV infeksiyonunun tanısı genomik DNA nın araştırılmasına dayanmaktadır.ilk çalışmaların çoğunluğu TTV genomunun protein kodlayan bölgelerinden biri olan ORF- i hedefleyen primerlerin kullandığı polimeraz zincir reaksiyonu(semi-nested PCR) ile yapılmıştır.daha sonraki çalışmalarda protein kodlamayan bölgenin 5 veya 3 ucuna yakın bölgelerini hedefleyen primerlerin kullanıldığı sistemlerin daha duyarlı olduğu bildirilmektedir.bir çalışmada sağlıklı popülasyonda TTV-DNA pozitifliği ilk primerlerle %7 saptanırken yeni pirimerlerle %93 e, başka bir çalışmada da kan donorlerinde oran %13 iken % 40 a yükselmektedir(16-17).ttv nin yüksek düzeydeki değişkenliği ve konaktaki viral popülasyonun karmaşıklığı nedeniyle seçilen primerlere bağlı olarak TTV-DNA pozitiflik oranları değişebilir.ayrıca tüm RNA-PCR testlerinde olduğu gibi örneklerin işlenmesinden saptama sistemlerine kadar her basamak testlerin duyarlılığını etkiler.sonuçlar değerlendirilirken Bu faktörler dikate alınmalıdır. HEPATİT B VİRUS ENFEKSİYONU VE GENOM YAPISI Hepatit B Virusu (HBV) akut / kronik hepatit, siroz ve hepatoselüler karsinomun en önemli etkenlerinden birisidir. Tüm dünyada 400 milyonu aşkın sayıda kişinin HBV ile kronik olarak infekte olduğu ve her sene global olarak izlenen 530.000 hepatoselüler karsinom olgusunun 316.000'inin HBV ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Her yıl dünyada 500.000-1.200.000 kişi, HBV enfeksiyonu 18

ile ilgili komplikasyonlardan kaybedilmektedir. Etkili bir aşısı olan HBV enfeksiyonları bütün dünyada ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak önemini sürdürmektedir (19,20). HBV küçük, zarflı bir DNA virusudur ve diğer DNA viruslarından farklı bazı özellikler taşımaktadır. Viral genom yaklaşık 3200 nükleotidten oluşan oldukça küçük ve kısmen çift ( ~ % 70), kısmen tek iplikli ( ~ % 30) çembersel DNA'dan oluşur ve ikozahedral bir kapsid içerisinde bulunur; bunun dışında da üç farklı yüzey antijenini taşıyan lipid yapılı zarf yer alır. HBV bir DNA virusu olmasına karşın Revers Transkriptaz (RT) enzimi kodlar ve RNA aracısı üzerinden replike olur. HBV infekte hücre çekirdeğinde bir minikromozom şeklinde bulunan ve kovalent bağlı çembersel DNA (covalently closed circular DNA, cccdna) adı verilen replikasyon ve transkripsiyon aracısı moleküle dayanan karmaşık bir replikasyon stratejisine sahiptir. Zarflı bir virus olmasına rağmen eter, düşük ph, ısı, dondurma ve çözmeye oldukça dirençlidir. Bu özellikler virusun kişiden kişiye geçişteki etkinliğine katkıda bulunur ve dezenfektan direncini sağlar (21,22). HBV genotipleri; tüm genom dizisinde %8'i; S geninde ise %4'ü aşan farklılık taşıyan varyantlar olarak tanımlanır. Buna göre HBV genomu A'dan H'ye 8 majör genotip oluşturmaktadır. Bunun dışında HBs antijeninin yapısal farklılıklarına göre HBV serotipleri de tanımlanmıştır. Ortak "a" determinantı taşıyan HBV serotipleri günümüzde 9 grupta incelenmektedir. S geninin dizi analizi hem genotipleri hem serotipleri tanımlayabilmesine karşın, genotipler ve serotipler tam olarak birbiri ile örtüşmemekte, serotip benzerlikleri genetik ilişkiyi doğrulamamaktadır. Virusun coğrafi dağılımı ile genotiplerin serotipe göre daha uyumlu olduğu olduğu ve moleküler epidemiyolojik çalışmalar için genotiplerin kullanımının daha yararlı olduğu belirlenmiştir. Farklı genotiplerle ko-enfeksiyon ve genotipler arası rekombinasyon olasılığı da çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir (21-24). 19

ŞEKİL 1 - HBV GENOM YAPISI HBV genomu dört açık okuma çerçevesi (open reading frame, ORF) oluşturacak şekilde organize olmuştur. Bunlardan en büyüğü olan Pol, viral polimerazı kodlar. Zarf yapılarına ait ORF da Pol ORF'si içinde yer alır. Özyapı (core, C) ve X ORF'leri de zarf ORF'si ile kısmi olarak üst üste binmiş şekilde bulunur. cccdna yapısı tüm viral transkriptler için kaynak oluşturur ve virusa ait 3.5- (pre-genomik RNA), 2.4-, 2.1-, ve 0.7-kb'lik mrna'lar cccdna kalıp alınarak sentezlenir. Viral RNA'ların ekspresyonu sırasıyla enhancer II / bazal core, büyük yüzey antijeni (L) ve majör yüzey antijeni (S) ve enhancer I / X geni promotorları tarafından kontrol edilir (25). HBV zarf protenleri, karboksi terminalinde yer alan 225 aminoasitleri ortak olan küçük HBs antijeni (SHBs Ag; p24 ve gp27), orta HBs antijeni (MHBs Ag; gp33 ve gp36) ve büyük HBs antijeni (LHBs Ag; p39 ve gp42)' den meydana gelmektedir. Her üç zarf proteini, S domaininde yer alan sistein 20

grupları arasında oluşan disülfit bağlarıyla stabilize edilen glikozile, tip 2 transmembran proteini özelliği gösterir. 42 nm' lik infeksiyöz Dane partiküllerinde her üç bileşen de yer alır. L ve M antijenleri, yaklaşık eşik miktarlarda bulunur ve birlikte virion zarfındaki proteinlerin % 30'unu meydana getirir. S antijeni ise virion zarfının ana proteini şeklinde karşımıza çıkar. HBV yüzey antijenleri infekte hücrelerden infektif virion miktarının yaklaşık 100 katı oranında salınan, non-infektif filamentöz ve sferik yüzey antijeni partiküllerinin de yapısını oluştururlar. Bu sferik ve filamentöz partiküller, infekte kişilerin plazmasında mililitrede birkaç yüz mikrogram düzeylerinde bulunabilmekte ve partiküllerin antikorlarıyla oluşturduğu komplekslerin HBV ile infekte kişilerde izlenen immün kompleks reaksiyonlarından sorumlu olduğu bilinmektedir (21,26,27). Viral özyapı (core) ve polimeraz gen ürünleri, kapsid proteinlerinden (HBcAg) nükleokapsid oluşumu ve viral DNA replikasyonunda görev alır. Core proteinlerinin subviral ikozahedral partikülleri meydana getirmesi için; protein ünitelerinin disülfit bağları ile stabilize edilerek dimerleşmesi ve dimerlerin bir çekirdek yapı oluşturması gereklidir. Viral polimeraz polipeptidi de amino ve karboksi terminallerinde yer alan iki domainin bir bağlantı bölgesi (spacer) ile ayrılması şeklinde sentezlenmektedir. Polimerazın terminal protein adı da verilen amino terminali, pre-genomik RNA'nın paketlenmesi ve DNA sentezi için priming görevini üstlenirken; karboksi terminali ise revers transkriptaz ve RNaz H aktivitesinden sorumludur. Hepadnavirus polimerazları enzimatik aktiviteleri için çeşitli hücresel faktörlere ihtiyaç göstermektedir (22,28,29,30). Tablo 1- HBV Genleri ve sentezledikleri proteinlerin özellikleri Gen bölgesi Protein Amino asit Molekül sayısı ağulığı(kda) Pre-Sl LHBs> 389 39 Pre-S2 MHBs 231 33 S SHBs 226 24 Pre-C/C HBeAg 212 15 C HBcAg 183 19 P DNA polimeraz 832 92 X HBxAş> 154 16 21