2 Temmuz 2014 Çarşamba



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Teknik Bülten. 24 Kasım 2016 Perşembe

Cumhuriyet Halk Partisi

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Sabah Analizi

Teknik Bülten 12 Nisan 2017 Çarşamba

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

GÜNLÜK BÜLTEN 20 Haziran 2014

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

Teknik Bülten. 21 Haziran 2016 Salı

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK FOREX BÜLTENİ - 11 Ağustos 2014

Bu Hafta Piyasalarda

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Başbakan Yıldırım, Ankara YHT Garı açılış töreninde konuştu

GÜNLÜK BÜLTEN 25 Mart 2014

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

21 Kasım 2018 Çarşamba GÜNE BAKIŞ FX EMTIA

GÜNLÜK BÜLTEN 26 Kasım 2014

ABD Merkez Bankası (FED) iki gün sürecek faiz toplantısına başlayacak.

Bu Hafta Açıklanacak Olan FOMC Toplantı Tutanakları Sonrasında Piyasada Volatilite Artabilir

14 Ağustos Haftaya Zayıf Veri Akışı İle Başlıyoruz. 14 Ağustos 2017

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ALTIN TEMEL VE TEKNİK ANALİZİ

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Teknik Bülten 09 Haziran 2017 Cuma

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

08 Kasım 2018 Perşembe GÜNE BAKIŞ FX EMTIA

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

Teknik Bülten. 02 Şubat 2016 Salı

Teknik Bülten. 02 Aralık 2015 Çarşamba

Teknik Bülten. 22 Temmuz 2016 Cuma

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Aralık. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

06 Temmuz 10 Temmuz 2015

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

Teknik Bülten. 20 Kasım 2015 Cuma

7 Kasım Yoğun Veri Akışının Olduğu Bir Haftayı Geride Bırakıyoruz. Haftalık Ekonomik Takvim

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

Teknik Bülten 16 Mart 2017 Perşembe

Teknik Bülten. 24 Ağustos 2016 Çarşamba

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 14 Haziran 2016 Salı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Reel Sektör Risk Yönetimi

24-28 Mart2014 PİYASALARDA HAFTANIN ÖZETİ VE GELECEK HAFTA

Teknik Bülten 15 Aralık 2016 Perşembe

Teknik Bülten. 09 Haziran 2016 Perşembe

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten 24 Nisan 2017 Pazartesi

27 Mart Haftalık Ekonomik Takvim SAKİN VERİ AKIŞININ OLDUĞU BİR HAFTAYI GERİDE BIRAKTIK

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Teknik Bülten 20 Mart 2017 Pazartesi

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

13 Eylül Trump Vergi Reformunda Israrcı. 13 Eylül 2017

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalar Öne Çıkanlar EURUSD BRENT PETROL USDTRY GBPUSD ALTIN

Almanya,16 Ekim 2020 vadeli tahvili yeniden ihraç edecek. Tahvil ihalesinde 3 milyar euro satış hedefleniyor.

EUR-USD. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Piyasalar Euro Bölgesi Büyüme Verisine Odaklandı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

02 Mart Fed in Mart Ayı Faiz Artırım İhtimalleri Yüzde 84 Seviyesine Yükseldi. 02 Mart 2017

Teknik Bülten. 18 Temmuz 2016 Pazartesi

Teknik Bülten 12 Aralık 2016 Pazartesi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

03 OCAK OCAK Yurtiçi Piyasalar Enflasyon Verisine Odaklandı

Ekonomik Gündem ABD Başkanı Trump'ın damadı ve başdanışmanı Kushner, Senatodaki ifaabd B

10 Aralık 2018 Pazartesi GÜNE BAKIŞ FX EMTIA

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

24 Şubat Şubat 2017 TÜRK LİRASI DOLARA KARŞI GÜÇLÜ DURUŞUNU KORUMAYA DEVAM EDİYOR

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten 13 Aralık 2016 Salı

Teknik Bülten 04 Mayıs 2017 Perşembe

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Transkript:

www.sondakikagazetesi.com Duayen Gazeteci-Televizyoncu-Yazar Uğur Dündar, Sondakika Gazetesinden Yavuz Atalay a konuştu 2 Temmuz 2014 Çarşamba AK Parti nin aylardır merakla beklenen Cumhurbaşkanı adayı Mehmet Ali Şahin tarafından açıklandı. Şahin cumhurbaşkanı adaylarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu duyurdu. Başbakan Erdoğan, 10 Ağustos'ta sadece 12. cumhurbaşkanı seçilmeyecek, 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile aynı zamanda kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak" dedi devamı 6 da Ahmetbeyli'ye YAT LiMANI! 6 gün otopark bir gün pazar! İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından devreye alınan ancak TMMOB tarafından tepkiyle karşılanan Ulaşım Sisteminin Yeniden Tasarımı projesini vatandaşlar da beğenmedi. ESHOT' un tam not verdiği sisteme vatandaş sanal ortamda tepki gösteriyor İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin açıklamalarına rağmen vatandaşlar yeni ulaşım sistemine tepkilerini sosyal medyada sürdürüyor. "İzmir de ulaşım krizini çözdüler. Artık her yere yürüyerek gidiyoruz. Teşekkürler ESHOT, teşekkürler İzmir Büyükşehir Belediyesi" şeklinde ifadelere yer veren vatandaşlar, aktarma sistemine geçilmesiyle çok sayıda araç değiştirdiklerine yönelik eleştiriler yapıyorlar.

SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 2 Temmuz 2014 Çarşamba ''Türkçe'ye ilginin bu şekilde sürmesi halinde, kısa sürede Bosna Hersek'teki okullarda İngilizce'nin ardından ikinci yabancı dil olarak okutulacağını, bu anlamda Almanca ve Fransızca'nın önüne geçeceğini düşünüyorum.'' Türkiye geliştikçe Türkçe'ye ilgi artıyor Bosna ve Türk edebiyatındaki çalışmaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Gül tarafından Liyakat Nişanı'na layık görülen Boşnak Türkolog Nametak, ''Son dönemde, Türkiye'nin kaydettiği gelişme ve kalkınma, Türkçe'ye olan ilginin artmasındaki en temel nedenlerden biri tanesi" dedi Bosna ve Türk edebiyatındaki çalışmaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Liyakat Nişanı'na layık görülen Boşnak Türkolog Fehim Nametak, son dönemde Türkiye'nin kaydettiği gelişme ve kalkınmanın, Türkçe'ye olan ilginin artmasındaki en temel nedenlerden biri olduğunu söyledi. Çankaya Köşkü'nde, 11 Haziran'da düzenlenen nişan tevcih törenine katıldıktan sonra ülkesi Bosna Hersek'e dönen Nametak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Liyakat Nişanı'na layık görüldüğünü öğrendiği ilk anda ve tören sırasında hissettiklerini anlattı. Liyakat Nişanı'na layık görüldüğünün Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçiliği tarafından Mart ayında kendisine bildirildiğini anlatan Nametak, ''Bana, nişanı kabul edip etmeyeceğim soruldu. Tabiki kabul edeceğimi, onur duyacağımı söyledim. Bu nişan, gerek Şarkiyat Enstitüsü'ndeki gerekse görev yaptığım filoloji fakültelerindeki çalışmalarımın karşılığıydı. Bu nişan, benim için büyük bir ödüldü'' şeklinde konuştu. Nametak, nişanı kabul edeceğini beyan ettikten sonra organizasyona dair detayları çözdüklerini belirterek, 11 Haziran'da, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen tevcih törenine katıldığını, törende dünyanın farklı ülkelerinde 12 Türkoloğun daha bulunduğuna dikkat çekti. Nametak, tevcih töreninde yaşanılanları şöyle anlattı: ''Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, herbirimizi teker teker çağırdı. Bu vesileyle, beni çağırdığında çalışmalarımdan övgüyle bahsetti. Onurlandım. Boşnak dilinde Osmanlı ve Türk edebiyatı üzerine çalışmalar yaptığımı, çalışmalarımın iki ülkenin kültürel anlamda yakınlaşmasına katkı sağladığımı söyledi. Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti ve onun halkı için faydalı işler yaptığımı belirtti. Törenin ardından sadece nişan tevcih edilen kişilerin ve bakan, bürokrat ve büyükelçilerin katıldığı bir resepsiyona iştirak ettim. Burada, bize önemli edebi eserler hediye edildi.'' Et yiyen lahitler için özel ekip kurulmalı! Çanakkale'nin Ayvacık ilçesindeki Assos Antik Kenti'nde yöreye özgü taşlardan yapılan dünyaca ünlü lahitler, içine konan cesetlerin "kısa sürede tamamen çürüyüp yok olması" nedeniyle "et yiyen" olarak biliniyor. Antik kentteki kazıların başkanlığını yürüten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "lahit" tanımının ilk önce Assos'ta ortaya çıktığını, kentteki taşları anlatırken kullanılan bir kavram olduğunu söyledi. Arslan, 37 ciltlik "Tabiat Tarihi" adlı eseri bulunan Romalı yazar Plinius'un, Assos'ta bir taş türü olduğunu ve bundan üretilen lahitlerin içine konan cesetlerin 40 gün içinde tamamen çürüyüp, yok olduğunu ifade ettiğini belirterek, "Başka antik kaynaklarda da buradaki taşların ünüyle ilgili bilgiler verildiğini biliyoruz. Bu bilgiler sayesinde andezit taşından, mermerden çok ihtişamlı lahitlerin yapıldığını tespit ettik" dedi. Gösterişsiz olmasına rağmen büyük olasılıkla Plinius'un verdiği bilgi, yaptığı övgüden dolayı Assos'taki andezit taşından imal edilen lahitlerin antik dönemde Lübnan, Suriye, Yunanistan ve Roma'ya ihraç edildiğini aktaran Arslan, "Bunların bütün örnekleri var. Yunanistan'ın güneyinde bir batık gemi var. Bu gemide Roma'ya ihraç edilmek üzere yüklü bulunan Assos lahitlerinin olduğunu biliyoruz" diye konuştu. "Ağırlıkları 3 tona yaklaşıyor" Arslan, lahitlerin içleri boş, işlenmiş olarak diğer kent ve ülkelere gönderildiğine işaret Babam, Türkçe'nin önemini iyi biliyordu Nametak, lisede öğrenim gördüğü dönemde lisenin 8 yıl olduğunu ve o dönemde öğrencilere birden fazla dilin öğretildiğini belirterek, birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar Fransızca ve Arapça eğitimi aldığını söyledi. Bunun dışında, beşinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar Türkçe ve Latince öğrendiğini aktaran Nametak, ''Babam Aliya bir tarihçiydi ve bizim için Türkiye'nin ve Türkçe'nin ne denli önemli olduğunu iyi biliyordu. Türkçe üzerine çalışmalar yapmamı ilk o tavsiye etti. 1966 yılında Saraybosna Üniversitesi Filoloji Fakültesi'nden mezun olduğumda ilk işim Şarkiyat Enstitüsü'nde oldu. Buradaki ilk görevim, Osmanlıca eserler kaleme alan Boşnak şair Hasan Kaimi üzerine çalışmak oldu. Daha sonraki araştırmalarımı da Osmanlıca üzerine yoğunlaştırdım'' şeklinde konuştu. Nametak, mezun olduğu fakültede 1991 yılında modern Türk edebiyatı dersleri vermeye başladığını, daha sonra Türk edebiyatı üzerine çalışmalar yaptığını ve geçen yıl ''Türk Edebiyat Tarihi'' isimli kitabının yayımlandığını vurguladı. Türkiye'nin gelişmesi, Türkçe'ye ilgiyi arttırıyor Son dönemde, Türk dizilerinin Bosna Hersek başta olmak üzere tüm Balkan coğrafyasında yoğun ilgi gördüğünü ve bunun Türkçe'ye ilgiyi arttırdığı yönündeki görüşlere kısmen katıldığını söyleyen Nametak, Türkçe'ye ilginin artmasının asıl nedeninin, Türkiye'nin her alanda kaydettiği kalkınma olduğunu vurguladı. Nametak, Türk dizilerinin, Türkçe'ye ilgiyi az da olsa etkilediğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Ama bundan daha önce burada Latin Amerika dizileri çok yaygındı. Buna rağmen, İspanyolca ya da Portekizce'ye insanların ilgisi kısa sürdü. Türkçe'ye ilginin de böyle kısa süreceğine inanmıyorum. Dizilerden ziyade, Türkçe öğrenmeye olan ederek, şu bilgileri verdi: "Lahitlerin gemilerde ve değişik ülkelerde bulunması bunların ne kadar pahalı olduğunu gösteriyor. Assos lahitlerinin, Plinius'u okuyan bilinçli insanlar tarafından özellikle tercih edildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Lahitlerin genelde boyu 2 metre 30, genişliği ise 80-90 santimetre dolayında. übu ebattakilerden daha büyük örnekleri de Assos'ta görmek mümkün. Ağırlıkları 3 tona yaklaşıyor. Lahitlerin en büyük özelliği malzemesinin andezit taşı olması ve süslemeleri. Bunlar sadece Assos'a has örnekler. Örneğin Roma'daki bütün lahitlerin uzun yüzlerinde 3 çelenk vardır. Assos'ta yapılanlarda ise bu sayı 2'dir. Assos'ta yapılan lahitlerin uzun yüzlerinde yer alan tabula ansata (yazıtın yer aldığı levha kısmı) fincana benzer şekillerde biçimlendirilmiştir." Ceseti nasıl çürüttüğü araştırılıyor ilgi, bizim asırlık bağlarımızdan kaynaklanıyor. Öte yandan, Türkiye'nin son dönemde her alanda kaydettiği gelişme ve kalkınma, Türkçe'ye olan ilginin artmasındaki en temel neden. Türkçe'ye ilginin bu şekilde sürmesi halinde, kısa sürede Bosna Hersek'teki okullarda İngilizce'nin ardından ikinci yabancı dil olarak okutulacağını, bu anlamda Almanca ve Fransızca'nın önüne geçeceğini düşünüyorum.'' dedi. (AA) Assos'un kuzeyindeki taş ocaklarında, yarım kalmış, atölyede kesilmiş, iç kısmı kısmen boşaltılmış lahit örneklerinin hala mevcut olduğuna işaret eden Arslan, şöyle devam etti: "Buradaki lahitler önce kabaca dörtgen şeklinde kesiliyor. İçleri oyuluyor. Üzerindeki süslemelerin ise götürüldüğü mezarlıkta işlendiğini biliyoruz. Lahitlerin gerçekten eti yok eden bir taştan mı yapıldığı konusunda uzun araştırmaların yapıldığını biliyoruz. Bazı araştırmacılar lahit içinde şap maddesinin yoğun olarak bulunduğunu ve cesedi bunun çürüttüğünü ileri sürüyor. Ancak geçmişteki kazılarda bazı lahitler içinde ele geçen beyaz maddelerin şap olduğunu söyleyebiliriz. Assoslular belki de taş ocaklarında çalışırken şapın özellikle deriyi yaktığını fark etti ya da bu maddeyi başka yerden getirip, ilave olarak lahitlerin içine koyup etlerin hızlı şekilde çürümesini sağladı. Böylece Assos lahitlerinin dünyaca üne kavuştuğunu söyleyebiliriz." (AA) Atık camlar sanata dönüşüyor Okulların yaz tatiline girmesinin ardından çocuklara yönelik etkinliklere hız veren Karşıyaka Belediyesi, bu kez annelerin de katılımıyla müze turları düzenledi. Program kapsamında ilçedeki müzeleri gezip geçmişe kısa bir yolculuk yapan anne ve çocuklar, daha sonra da Taypark ta eğlenceli vakit geçirdi. Başkan Akpınar Çocuklarımızın tatillerini en iyi şekilde geçirmesi için çalışıyoruz dedi. Karşıyaka Belediyesi nin yaz dönemi faaliyetleri çerçevesinde anne ve çocuklara özel olarak düzenlediği müze gezileri yoğun ilgi gördü. Latife Hanım, Örnekköy, Zübeyde Hanım ve Mustafa Kemal mahallelerini kapsayan etkinlik, dört gün sürdü. Her mahalleye özel bir günün ayrıldığı organizasyona toplam 200 anne ve çocuk katıldı. TAYPARK TA EĞLENCELİ FİNAL Muhtarlar aracılığıyla kayıtları alınan anne ve çocuklar, yaşadıkları mahalleden otobüslerle alınarak Haberleşme Müzesi, Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi Sedat KAYA 05326601776 sedatkaya20@hotmail.com İşi bittiğinde çöpe atılan cam soda, kola ve su şişeleri, usta ellerde ateşle buluşturularak sanat eserine dönüştürülüyor. İlçede etrafa atılan boş soda, kola, ayran ve alkol şişelerini toplayıp Bodrum Kalesi girişindeki standına getiren İsmail Şenol, atık camları parçalara ayırıyor. Yaklaşık 20 yıldır ateşle atık camları buluşturup insanı kem gözlerden koruduğuna inanılan nazar boncuklarına dönüştüren Şenol, ortaya çıkardığı ürünleri 5 liradan satışa sunuyor. Şenol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tatil döneminde İngiltere, İtalya, Rusya, Almanya gibi ülkelerden Bodrum'a gelen turistlerin bir hatıra götürmek istediklerini söyledi. Bu kapsamda ilçedeki esnafın yerli ve yabancı turistler için yeni ürünler ortaya çıkardığını ifade eden Şenol, "Önceleri imalathanem vardı. Atölyede gece gündüz çalışıp rengarenk boncuklar ortaya çıkarıyorduk. Çin malları piyasaya girdikten sonra atölyeyi kapatmak zorunda kaldım. Sonrasında da kale önünde üretip satış yapmaya başladım" dedi. Normalde nazar boncuklarının özel bir camla yapıldığını belirten Şenol, "Ben nazar boncuklarını atık camlardan yapıyorum. Etrafa atılmış soda, kola, alkol şişelerini toplayıp parçalara ayırıyorum. Sonrasında bu camları 600 ila bin derecede oksijen gazıyla eriterek bal kıvamına getiriyorum. Özel gözlükler takarak kor cama balık, damla küpe, ve anahtarlık şekillerini veriyorum" diye konuştu. Çalışması sırasında yerli ve yabancı turistler tarafından da ilgiyle izlendiğini dile getiren Şenol, "Süs eşyalarının atıkların değerlendirilmesiyle yapılması turistlerin daha çok ilgisini çekiyor. Hatta bazen bazıları nasıl yapıldığını merak ediyor ve öğrenmek istiyor. Ben de heveslerini alması için nasıl yapıldığını tarif ediyorum. Sonrasında birlikte bir ürün ortaya çıkarıyoruz" şeklinde konuştu. (AA) ANNE VE ÇOCUKLA- RA MÜZE TURU Hamza Rüstem Fotoğraf Müzesi ve Latife Hanım Anı Evi ne götürüldü. Müzeleri gezip, sergilenen eserler hakkında bilgi alan anne ve çocuklar için Taypark ta da dinlenme programı yapıldı. Anne ve çocuklar, proje sayesinde, hem eğitici hem de eğlenceli bir gün geçirmiş oldu. Yoğun ilgi gören müze gezilerinin Ramazan ayının ardından devam edeceği belirtildi. YAZ BOYUNCA SÜRECEK Karşıyakalı çocukların yaz tatillerini en iyi şekilde değerlendirmesi için böyle bir çalışma başlattıklarını söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Çocuklarımız için yaz boyunca sürecek kurslar, çeşitli gösteri ve etkinlikler düzenliyoruz. Müzeler sayesinde öğretici olan, sosyal tesislerimizde ise eğlendiren bu programa anneleri de dahil ettik. Yaz boyunca bu tür etkinliklerimiz sürecek dedi.. Sayı: 965. 2 Temmuz 2014 Çarşamba Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ 217 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba İnternetten ALDI 24 kilo, kargoyla geldi 200 GRAM İnternet üzerinden yapılan alışverişler vatandaşları mağdur etmeye devam ediyor. Bunun son örneği Eskişehirli M.E. oldu. İnternet üzerinden 24 kilo ağırlığında bir deniz motoru satın alan M.E., kendisine gönderilen kargoyla şaşkına döndü. 2 bin lira vererek bir site üzerindeki ilandan 24 kilo ağırlığında 8 beygir gücünde deniz motoru satın alan M.E. ye deniz motoru yerine 200 gramlık bir cisim gönderildi. M.E., gelen kargoyu görünce şaşkına döndü. Kargoyu açmadan iade eden M.E., durumu, avukatı aracılığıyla tutanak altına aldırıp, satışı yapan kişiyle ilgili suç duyurusunda bulundu. Eskişehir de yaşayan M.E., internet sitesinde yayınlanan bir ilandaki Yamaha marka, 8 beygir gücünde ve 4 zamanlı dıştan takma deniz motorunu ve ekipmanlarını gördü. Satıcı Egemen Usta ile görüşüp 2 bin liraya anlaştığı deniz motorunu satın aldı ve motorun kargo ile verilen adrese gönderilmesi konusunda mutabakata vardı. M.E. anlaşma sonrası bedeli, satıcı Egen Usta nın verdiği İş Bankası'nın Gebze şubesindeki hesabına yatırdı ve makbuzlarını da şahsa iletti. Bir süre sonra M.E. ye kentteki bir kargo şirketinden telefonla aranarak kargonuz var, gelip almanız gerekiyor diye haber verildi. Kargonun geç gelmesinden şüphelenen M.E., yanına avukatı Selamet Şen'i de alarak kargo şirketine gitti. Görevliye kimliğini gösterip gelen kargosunu almak istediğini bildirdi. Ancak M.E. görevli tarafından yapılan işlemin ardından kendisine verilen kargoyu görünce adeta şoke oldu. Çünkü M.E. ye gelmesi gereken kutuda 24 kilo ağırlığında Yamaha marka deniz motoru olması gerekirken 200 gram ağırlığında ne olduğu belli olmayan bir cisim olduğunu gördü. Şaşkına dönen M.E., gelen kargoyu hem videoya aldı, hem de fotoğrafladı. Kargoyu teslim almadan Av. Selamet Şen ve kargo görevlileri nezaretinde tutanak tutarak, geri iade edilmesi için kargo şirketine teslim etti. M.E., gönderilen malzemenin, anlaştığı şey olmadığını söyledi. Kargo şirketine gidince elime verilen poşet karşısında şaşkına döndüm. diyen M.E., Çünkü, 24 kiloluk bir deniz motoru nasıl olur da bir kargo poşetine girebilir. İnternet üzerinden yaptığım bu satın alma işlemi ile dolandırıldığı burada anladım. diye konuştu. M.E. nin avukatı Selamet Şen ise müvekkilinin internet üzerinden yapılan ticaretle dolandırıldığını tespit ettiklerini kaydetti. Vatandaşları internet üzerinden yaptıkları alışverişlerde çok dikkatli olmalarını tavsiye eden Av. Şen, motoru söz konusu internet sitesine ilan verip satan kişiyle ilgili savcılığa dolandırıcılıktan dolayı suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. Yaşanan bu gelişme üzerine motoru satan Egemen Usta, müvekkiline verdiği cep telefonu ile ev telefonunu defalarca aramalarına rağmen bir cevap verilmediğini aktaran Avukat Şen, şöyle dedi: Müvekkilimin dolandırıldığından şüphelendik. Yaptığımız araştırma üzerine ilgili bankadaki hesap sahibinin, bankadaki bilgilere göre, Egemen Usta değil Birol D- eniz olduğu, ikametgah adresinin de Çankırı'da beyan edildiği öğrenildi. Ancak bu şahsın çalıştığı banka olan İş Bankası nın 2420 nolu şubesi Gebze/Kocaeli'ndedir. İnternette kullandığı adres de Tekirdağ Hayrabolu Çerkezmüslim beldesidir. Yapılan bu araştırmalar sonucunda müvekkilimin dolandırıldığını anladık. Hakkımızı hukuki yollarla arayacağız. Yargılanan polisler: Günah keçisi olduk İzmir'de 2 Haziran 2013 tarihindeki Gezi Parkı olayları eylemleri sırasında Kordon'da bir kızın saçını çekip copla vurduğu iddia edilen polis memurlarının yargılanmasına başlandı. Eylemler sebebiyle 60 saat aralıksız çalıştıklarını ve psikolojilerinin bozulduğunu belirten sanık polis İ.G., yaptığından pişman olduğunu belirterek, "Biz günah keçisi olduk." dedi Gezi Parkı olaylarıyla ilgili İzmir'de yapılan eylemler sırasında saç çekme görüntülerinin basına yansımasının ardından açığa alınan ve haklarında görevi kötüye kullanmaktan 1 ile 3 yıl arasında hapis cezaları istenen Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memurları İ.G. ve M.K., İzmir 11. Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada İ.G. ve M.K. ile avukatları Tolga Yurdakul hazır bulundu. Olaylar sırasında saçı çekilen genç kız ve coplanırken görüntülenen diğer gençler, kimlikleri tespit edilemediği için davada müşteki ve mağdur bulunmadı. Sanık İ.G., olayın yaşandığı gün eylemcileri Basmane'den Alsancak'a kadar kovaladıklarını, grup içinde yer alan sarı lacivert formalı bir kişinin kendilerine taş atıp küfürler ettiğini, gruba müdahale sırasında bu k- işinin kaçamayacağını anlayınca halktan biriymiş gibi davrandığını, bu kişiyi gözaltına almak için yanına gittiğinde küfürlerine devam etmesi üzerine kendisine hakim olamadığını söyledi. Eylemler sebebiyle 60 saatten fazla kesintisiz ve uykusuz görev yaptıklarını, aç ve yorgun olduklarını anlatan İ.G., Bu nedenle p- sikolojim iyi değildi. Kendime, mesleğime yakışmayan hareketlerde bulundum, pişmanım. dedi. Salı lacivert renkli kıyafeti bulunan kişiyi iterek ve tartaklayarak müdahalede bulunduğunu, yanında karşı koyan kıza kendisinin dokunmadığını söyleyen İ.G., görüntüler incelendiğinde kıza vuran polisin, iddianamede tanık o- larak yen alan "T152" kask numaralı M.B. olduğunun anlaşılacağını iddia etti. M.B.'nin, iddianamedeki ifadesinde, "Vurma" demesi üzerine vurmaktan vazgeçtiğini söylediğini ancak bunun gerçek olmadığını belirten İ.G., polis memuru M.B.'nin kendini kurtarmak adına yalan i- fade verdiğini öne sürdü. Sanık İ.G., Biz günah keçisi olduk. şeklinde savunma yaptı. Diğer sanık polis memuru M.K. de Basmane'de görev yaparken 5 bin kişilik gruptan bazı kişilerin AK Parti ilçe binasını taşlamaya başladığını ve kendilerine müdahale emri geldiğini anlattı. Grubun ardından Kordon'a kadar koştuklarını ifade eden M.K., olayla ilgili basında yer alan görüntülerinin parça parça çekilip sonradan birleştirilmiş olduğunu, bazı bölümlerin o görüntülerde bulunmadığını iddia etti. Mavi tişörtlü bir kişinin, elindeki sopayı yere atarak devlet büyüklerine ve kendisine ağza alınmayacak küfürler ettiğini, bu kısımların görüntülerde yer almadığını kaydeden M.K., bu şahsın üzerine yürümesi sebebiyle copla iki kez vurduğunu, bu sırada yanındaki kadının da elindeki taşları denize attığını gördüğünü, içinde gaz maskesi ve taş bulunduğunu tahmin ettiği sırt çantasından çekmek isterken eline saçlarının geldiğini belirtti. Olaylar sebebiyle üç gün aralıksız çalıştıklarını, kaldırımlarda uyuduklarını, yüzündeki gaz maskesi sebebiyle hava almakta zorlandığını ifade eden M.K., Yorgunluk ve stres nedeniyle mantıklı düşünemedim. Artık ne yaptığımı bilmiyordum. Bilinçli bir vurma değildi, hattâ şahıs çığlık attığında bayan olduğunu anladım. Bu bayan ve mavi tişörtlü erkek, daha önce göstericiler arasında bulunan ve biz kovalarken kaçıp gruba yetişemeyen şahıslardır. Suç işleme kastım yoktu, böyle bir olaya karışıp görüntü verdiğim için pişmanım. Aradan 14 ay geçti, şimdi keşke yapmasaydım diyorum. Ben bana verilen emirler doğrultusunda hareket ettim, emirlerin dışına kesinlikle çıkmadım. Ben normal vatandaşa müdahale etmedim. dedi. Her iki sanık da ceza almaları halinde halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etti. Hakim, olayın görüntülerini çeken gazetecinin ve olay y- erinde bulunan polis memurlarının şahit o- larak dinlenmesine, sulh ceza mahkemelerinin asliye cezaya devredilmesi söz konusu olduğu için de CD'lerin incelenmesinin daha sonraki celselere bırakılmasına karar vererek, duruşmayı 2014 Ekim ayına erteledi. Evlenmeye hazırlanan çiftin kavgası kanlı bitti Beykoz'da evlenme hazırlığı yapan bir çift, arasında çıkan kavga kanlı bitti. Birlikte tuttukları evde nişanlısını silahla vuran kız, polis tarafından gözaltına alındı. Ağır yaralanan erkek ise ambulansla hastaneye kaldırıldı. Olay saat 12.30 sıralarında Çavuşbaşı, Yavuz Sultan Selim Mahallesi, Edebali Caddesi üzerindeki bir evde meydana geldi. İddialara göre teyze çocukları olduğu öğrenilen Şahin C. (34) ile Bahar A. istemedikleri halde ailelerinin zoruyla evlenmeye teşvik edildi. Serada damlama sistemi ile kenevir yetiştirmişler Çorum İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 941 kök Hint keneviri ele geçirdi. Bir ihbarı değerlendiren polis, şehir merkezinde bir serada damlama sistemi ile kenevir yetiştirildiğini ve esrar yapımında kullanılacağı bilgisine ulaştı. Düzenlenen operasyonda 941 kök Hint keneviri ele geçirildi, 3 kişi gözaltına alındı. Boyları 2 metreden fazla olan kenevirler imha edildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. Ailelerini kıramayan çift evlenmek için hazırlıklara başladı. Çift, bu amaçla Beykoz Çavuşbaşı'nda tek katlı bir ev kiraladı. Sabah saatlerinde kiraladıkları eve gelen çift arasında, bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Kavga sırasında evdeki ruhsatsız silahı alan Bahar A., Şahin C.'ye 2 el ateş etti. Vücuduna 2 kurşun isabet eden Şahin C., yere yığıldı. Silah seslerinin duyulması üzerine olay yerine gelen çevredeki vatandaşlar, hemen polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen polis, Şahin C.'nin aşırı kan kaybettiğini görünce, yaranın bulunduğu yere tampon yaparak sağlık ekiplerini bekledi. Bir süre sonra gelen ambulans ekipleri yaralı C'yi Beykoz Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Bahar A. ise polis tarafından gözaltına alınarak Kavacık Polis Merkezi'ne götürüldü. Bahar A. nın neden evlenme hazırlığı yaptığı Şahin C. yi vurduğu açıklanmadı. Olayda kullanılan ruhsatsız silaha da polis tarafından el konuldu. Olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Çimento fabrikasında iş kazası: 2 ölü İzmir in Bornova ilçesinde bulunan Çimentaş Çimento Fabrikası'ndaki iş kazasında iki işçi hayatını kaybetti, bir işçi yaralandı. Kaza, geçen cumartesi günü meydana geldi. İddiaya göre fabrikada doldur boşalt işleminin yapıldığı silolarda temizlik yapan üç işçinin üzerine beton artıkları döküldü. Kazada Mustafa Köseoğlu, Engin Dülger ve Okan Şen yaralandı. Ege Üniversitesi Hastanesi ne kaldırılan işçilerden Köseoğlu, bir gün sonra taburcu edildi. Dülger ve özel bir hastaneye sevk edilen Şen ise iki gün sonra hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Küçük yaştaki Gezi eylemcilerinin yargılanmasına devam edildi İzmir'deki Gezi Parkı eylemleri sırasında Gündoğdu Meydanı'nda kurdukları çadırları kaldırmamak için polise direndiği iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında İstanbul'da başına kapsül isabet e- den M.A.T.'nin de bulunduğu beş lise öğrencisinin yargılanmasına devam edildi. İzmir 4. Çocuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından haklarında 1 ile 4,5 yıl hapis cezası talebiyle dava açılan M.E. ve avukatları D- inçer Çalım katıldı, Diğer tutuksuz sanıklar M.A.T., B.S., C.A.U. ve Z.M.K. ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada şahitler, olay günü yaşananlar hakkında mahkemeye bilgi verdi. Hakim Cahit Kargılı, söz konusu olayla ilgili yaşı büyük sanıkların asliye ceza mahkemesinde devam eden dava dosyasının istenerek incelenmesine, İzmir Emniyeti Foto Film Şube Müdürlüğü'nden olay anına ilişkin görüntü olup olmadığının sorulmasına, çadırların kaldırılmasıyla ilgili kararın tebliğine dair bir tutanağın bulunup bulunmadığının sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Davanın sanıkları arasında bulunan M.A.T.'nin, 8 Temmuz 2014 günü İstanbul'da Gezi Parkı yakınlarında başına gaz bombası kapsülü isabet etmiş, uzun sürede hastanede tedavi görmüştü. Kaçak kazı yapan İranlılar yakalandı Kayseri nin Tomarza ilçesinde kaçak kazı yaptıkları iddiasıyla jandarma tarafından 7 kişi yakalandı. Yakalananlar arasında İran vatandaşları da bulunuyor. Tomarza ilçesi Avşarobası Mahallesi'nde devriye gezen jandarma ekibi, Çamlıoluk mevkiinde yapılan kontrolde, kaçak kazı yaptıkları belirtilen şahısları yakaladı. Jandarma, kaçak kazı yaptıkları iddia edilen Türk vatandaşları C.Ö., E K., B.S.'yi ifadeleri alındıktan sonra serbest bıraktı. İran vatandaşı S.Z. (40), İran vatandaşı H.N.İ. (22), Irak doğumlu İran vatandaşları F.E.(34) ve N.Z.P. (34) Kayseri İI Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğüne teslim edildi. Jandarma, şahıslarla birlikte ele geçirilen jeneratör, kazma, balyoz, murc, hilti, el feneri, 2 adet L biçiminde demir, 30 metre seyyar elektrik kablosunu muhafaza altına aldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

2 Temmuz 2014 Çarşamba Uluslararası rekabet konusunda uyarıda bulunan EBSO Başkanı Yorgancılar, "Yurtdışındaki rakiplerinin ödediği düzeyde reel faiz ödemek, sanayicilerin en büyük isteği ve beklentileridir" şekilnde konuştu Türkiye Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Altunbilek,"Ramazanda gıda fiyatlarında öindirim göreceğiz. Sebze ve meyvede yüzde 5 indirim olur. Çünkü tam mevsimindeyiz" şeklinde konuştu Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, "ramazanda gıda ürünlerinin fiyatlarının yükseleceği" iddialarına tepki göstererek, "Fiyatlar aksine ucuzlayacak. Ramazanda gıda fiyatlarında indirim göreceğiz" dedi. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Altunbilek, federasyon çatısı altında Türkiye genelinde 4 bin perakende satış noktası olduğunu, toplamda 350 şirketleri bulunduğunu kaydetti. "Sektörün yıllık cirosu 10 milyar dolar" diyen Altunbilek, 2014 yılında sektörün yüzde 13 büyümesini beklediklerini bildirdi. Mevsimsel olaylardan dolayı bu yıl kayısı ve fındık gibi bazı ürünlerde üretim düşüklüğü yaşandığına işaret eden Altunbilek, ancak bunun bazı ürün gruplarında olduğunu, tüm ürünleri kapsamadığını anlattı. Altunbilek, ramazan öncesi federasyona bağlı üye marketlerde sebze, meyve veya et fiyatlarında yükselme olmayacağını vurgulayarak, tüketicilere, bölgesinde güven duyduğu marketlerden alışveriş yapma çağrısında bulundu. Fırsatçıların "et fiyatlarının 40-50 liraya yükseleceğini" söylediğini dile getiren Altunbilek, "Şu an müşteriler marketlerdeki ürünlere bakarsa kıyma ve kuşbaşıda 30 liranın üzerinde ürün yok" şeklinde konuştu.altunbilek, "Ramazan öncesi kırmızı ette sıkıntı olmadığı gibi, tavukta hiç sıkıntı yok. Aksine tavukta üretim fazlası var" dedi.türkiye'nin Irak'a olan yüzde 20-25'lik tavuk ihracatının bölgede yaşananlardan dolayı durduğunu belirten Altunbilek, bu nedenle iç piyasada beyaz et fazlalığı olduğunu söyledi. Altunbilek, bu durumun ramazanda et fiyatlarına yüzde 5 ile 10 arasında indirim olarak yansıyacağını ifade etti. Ramazanın sebze ve meyvenin bol olduğu bir dönem geldiğine dikkati çeken Altunbilek, fiyatların yükseleceği yönündeki iddialara tepki göstererek, şunları kaydetti: "Şu an bolluk, bereket zamanı, fiyatlar ucuzluyor. 'Fiyatlar çıkacak' lafı da nereden çıkıyor? Fiyatlar aksine ucuzlayacak. Ramazan'da gıda fiyatlarında indirim göreceğiz. Sebze ve meyvede yüzde 5 indirim olur. Çünkü tam mevsimindeyiz." Mustafa Altunbilek, ramazanda gıda perakendesinde yüzde 10'luk bir ciro artışı beklediklerini, sadece ramazan ayında sektörün 2 milyar dolarlık ciro yapabileceğini söyledi.altunbilek, ramazan öncesi halkı merdivenaltı üretime karşı da uyardı.tüketicilerin ürün alırken markanın bilinir olmasına dikkat etmesi gerektiğini belirten Altunbilek, "Bilinmeyen marka demek merdivenaltı demek. Bilinmeyen markaları kesinlikle almasınlar" ifadelerini kullandı. "Bir baklava 10 lira ise bilin ki içinde ceviz yoktur, başka bir şey vardır" diyen Altunbilek, tüketicilerin bir baklavayı 10 liraya alırken düşünmeleri gerektiğini, illa tatlı alacaklarsa da fiyatı daha uygun olan tulumba tatlısını seçebileceklerini söyledi.altunbilek, şunları kaydetti: "TÜİK verilerine göre toplam perakende sektörü 235 milyar dolarlık büyüklüğe sahip. Perakende sektörünün 120 milyar doları da organize perakende sektörüne ait. Organize perakendenin 70 milyar dolarını ise gıda perakendesi oluşturuyor. Gıda perakendesinin 10 milyar doları da Türkiye Perakende Fedarasyonu'- na ait. Yerel zincir marketler 2011 yılında yüzde 21, 2012 yılında yüzde 17, 2013 yılında yüzde16 büyüdü. 2014 yılı büyüme tahmini ise yüzde 15."(AA) Yılın 300 günü esen rüzgarıyla ünlü Alaçatı, rüzgar sörfü sayesinde dünyaca tanınan bir destinasyon haline geldi. Her yıl yaklaşık 10 bin kişinin rüzgar sörfü eğitimi için geldiği beldede konaklama tesisleri doluluk sorunu yaşamıyor. Yaz kış turistin geldiği beldenin sadece rüzgar sörfünden kaynaklanan yıllık getirisinin 15 milyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor

1Şubat 2 Temmuz 2013 2014 Perşembe Çarşamba Saxo Capital Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Müdürü Hatipoğlu, "Eğer tekrar bir Ukrayna krizi veya batılı devletlerin içinde bulunabileceği bir kara herakatı söz konusu olursa altın fiyatlarında yükseliş görülür. Aksi takdirde altın fiyatlarının gerilemesi çok muhtemel" dedi Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatı Irak'ta yaşanan kaosun etkisiyle dün 1.333 dolara yükselirken, analistler yılın ikinci yarısında altın fiyatlarının aşağı yönlü baskılanacağını belirtiyor. Bu ylın en yüksek seviyesini, 1.392 dolarla mart ayında gören altının ons fiyatı, ardından görülen düşüş trendini, haziran ayında I- rak'ta yaşanan kaos ve Ukrayna-Rusya gerginliği ile sonlandırarak kayıplarının bir kısmını telafi etti. Böylece yılın ilk yarısında yatırımcısına yaklaşık yüzde 10 kazandıran altının ons fiyatı için analistler, yılın ikinci yarısında jeopolitik risklerin gündemden düşmesiyle birlikte 1.200-1.150 dolar seviyelerine kadar bir gerileyiş yaşanacağını tahmin ediyor. AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Saxo Capital Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Müdürü Özgür Hatipoğlu, altın fiyatlarında bu yılın ikinci yarısı için biraz gerileme olacağını belirterek, "Kritik seviyeler olan 1.200-1.150 seviyelerinde fiyatların taban yapacağı beklentisi hakim" dedi.emtiaların 2014 yılına kompleks o- larak alıcılı başladığını ve altının bunların içinde başı çeken emtia olduğunu, bütün büyük spekülatörler ve hedge fonların neredeyse sıfıra yakın hale getirdikleri altın alış pozisyonlarını ciddi oranda artırdığını aktaran Hatipoğlu, şunları ifade etti: "1.200 dolar seviyesinde olan altın fiyatları çok kısa sürede 4 bin dolara çıktı. Ukrayna krizi patlak verdi, o da bu işe bahane oldu. Piyasa bu sebepten veya başka bir sebepten dolayı zaten almaya başlamıştı. Rusya'nın yorulmaya başlaması ve o- radaki endişelerin azalmaya başlaması, gerçekte bir savaş çıkmayacağının anlaşılması ile birlikte öncelikle altında başlayan bu emtia rallisi soğumaya başladı. En hızlı çıkan altın bir anda en az istenen enstrüman haline geldi. Diğer enstrümanlar, alışa devam etmediler a- ma yatırımcılar alım pozisyonlarını korumaya devam ederken, altında bir anda alım pozisyonlarını azaltmaya başladılar."hatipoğlu, özellikle hedge fonlardan gelen satışların, hem vadeli kontratlar ve opsiyonlar bazında hem de borsada işlem gören borsa yatırım fonlarındaki pozisyonlarının azaltılmasıyla birlikte, altın fiyatlarının kısa zaman içerisinde 1.380 derecesine kadar gerilediğini ve burada bir direnç oluşturduğunu hatırlattı.mart sonu itibariyle söz konusu seviyeye kadar gelen altın fiyatının, 1.280-1.330 arasında yaklaşık 2 ay kadar zaman geçirdiğini belirten Hatipoğlu, "Ardından tamamen teknik bir satış olduğunu düşündüğümüz bir şekilde mayıs ayının sonlarında çok hızlı bir şekilde bir günlük büyük satış ardından gelen küçük satış günleriyle 1.242'ye kadar geldi. Haziran ayının başına gelindiğinde bin 242 seviyelerinden 1.300'lere kadar arttı. Şu anda bu seviyedeyiz. Bu noktada aslında dikkatlice bakmamız gerekenlerden bir tanesi fiziksel emtia alan fonlarda büyük yatırımcının pozisyonları. Haftalık olarak altında piyasanın geçen haftadan bu haftaya büyük spekülatörlerin alış yaptığını görüyoruz. Daha sonrası için ne çıkar ona bakalım" değerlendirmesinde bulundu."tekrar bir Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın iki yıl aradan sonra tekrar saman ithalatına kapı açması, sektör tarafından tepkiyle karşılandı. Meraların iyileştirilmesi halinde saman ithalatına gerek kalmayacağı belirtiliyor savaş olasılığının ortadan kalkması halinde - ki şu anda öyle görünüyor - altın fiyatları 1.250 seviyelerine kadar gelecektir" diyen Hatipoğlu, eğer sene sonuna kadar herhangi bir sebeple altın fiyatının 1.200 dolar seviyesine kadar gelirse, bu noktanın orta vade için alım fırsatı olabileceğini öngördü. Hatipoğlu, bu fiyatın daha fazla aşağı inmesi için yakın vadede çok fazla bir sebep görmediğini belirterek, burada çok güçlü bir destek olduğunu ama piyasada teknik hareketlerin de olası bir durum olduğunu dile getirdi.altının yükselmesi için piyasanın takip ettiği verilerden bir tanesinin de faizler olduğuna dikkati çeken Hatipoğlu, "Faizler yükselirse altın o kadar hızlı yükselmez. ABD'deki faiz artış periyodunu yakından takip etmek lazım. Bu süreç başladığında altının yükselişi bir miktar yavaşlayacaktır, yükselişi bir miktar sekteye uğrayacaktır. Herhangi bir zaman diliminde çıkıp, 'faizleri şu takvime göre yükseltmeyi planlıyoruz' gibi bir açıklamayla altın fiyatları biraz darbe yiyecektir. Bu kritik bir veri olur. Fakat ardından bu satış bile altın için bir alış fırsatı olarak değerlendirilebilir" diye konuştu.hatipoğlu, bu yılın ikinci yarısı için altın fiyatlarında biraz gerileme olacağını belirterek, "Kritik seviyeler olan 1.200-1.150 seviyelerinde fiyatların taban yapacağı beklentisi hakim diyebiliriz. Eğer tekrar bir Ukrayna krizi veya batılı devletlerin içinde bulunabileceği bir kara herakatı söz konusu olursa altın fiyatlarında yükseliş görülür. Bu kaçınılmazdır. Ancak bu şartların oluşmadığı durumlarda altın fiyatlarının gerilemesi çok muhtemel" ifadelerini kullandı.alb Menkul Değerler Analisti Enver Erkan ise, altın fiyatlarının bu yılın ilk çeyreğinde ABD'de yaşanan ağır kış şartlarına bağlı olarak ekonomik aktivitenin azaldığını gösteren olumsuz veriler ve Çin'de fiziki talebin artması gelişmelerinden beslenerek yükselişe geçtiğini belirterek, "ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımlarını piyasa beklentisi dahilinde azaltması ve ABD faizlerinin daha uzun süre sıfıra yakın seviyelerde kalacağına dair sinyaller de altın için destek oluşturan faktörlerdi" dedi.buna karşılık birinci çeyreğin sonlarında tırmanan Ukrayna krizinin altın için uzun süre destekleyici olduğunu ve güvenli varlık fiyatlamasının etkili olduğu bu dönemde altın fiyatlarının 1.392 seviyesinde yıllık zirvesini yaptığını aktaran Erkan, "Önce Kırım'da ayrılıkçı hareketler ve düzenlenen referandumla Rusya'ya katılma kararı, akabinde batı dünyasının Rusya'ya yönelik yaptırımları ve bu esnada özellikle Ukrayna'nın doğusunda Rus yanlılarının yol açtığı şiddet olayları, çatışma haberleri, uzun süre piyasaların siyasi riskleri de fiyatlamasına neden oldu" diye konuştu.erkan, bu arada Çin'de ekonomik büyümenin zayıflaması altında fiziki talep açısından olumsuz sinyaller verdiğini belirterek, şunları kaydetti:"çin'de 2013'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 7,8 olan büyüme iki çeyrek üst üste yavaşladı ve sırasıyla yüzde 7,7 ve yüzde 7,4 olarak gerçekleşti. Tabii bu sırada önemli öncü göstergeler olan imalat sektörü PMI verilerinin de 50 baz puan seviyesinin altına gerilemesi Çin'de ekonomik yavaşlamaya yönelik endişeleri artırdı. Bu süre içerisinde AB- D'de de özellikle ekonomik aktiviteye ve istihdama dair olan ekonomik verilerin düzelmesi, resmi olarak dillendirilmese de ABD'de faizlerin beklenenden erken artırılabileceği görüşleri altında ikinci çeyrekle beraber aşağı yönlü hareketlerin görülmesine neden oldu. Tabii Ukrayna krizinin ilk etapta yeterince fiyatlanması, sonrasında da barışçıl çözüm beklentileri güvenli varlık fiyatlamasını ortadan kaldırdı. Bu süreç içerisinde altın senelik dip seviyesini haziran ayının başında 1.240 ile gördü."erkan, haziran ayının ortası itibarıyla ortaya çıkan I- rak riskinin altında yeniden güvenli varlık fiyatlamasını ortaya çıkardığını kaydederek, bu süreç içerisinde altında yeniden 1.325 seviyesine doğru yükseliş görüldüğünü anımsattı.ancak mevcut hareketler itibarıyla altının hem siyasi risk unsurunun yeterince fiyatlanmış olduğu algısı, hem de Fed toplantıları ilerledikçe faiz artırımı isteyen şahinlerin yükselmesine bağlı olarak aşağı yönlü de eğilim gösterdiğini ifade etti."piyasalarda Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) gelişmeleri ve temmuz ayında açıklanacak Fed tutanakları ile 30 Temmuz'da Fed'in yeni toplantısından çıkacak kararlar, altının seyri açısından da belirleyici olacaktır" diyen Erkan, istihdam ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin genel trendinin, şahinlerin elini güçlendirmiş durumda olduğunu ve bu bakımdan faizlerin artırabileceğine ilişkin bir sinyalin altın açısından negatif olabileceğine işaret etti.erkan, bu durumda altında ilk hedef olarak 1.240 seviyesine doğru yeni bir aşağı yönlü trend başlayabileceğine dikkati çekerek, "Mevcut konjonktürde altını destekleyebilecek unsurlar ya yeni bir siyasi risk, ya da Çin'de ekonominin yeniden güçlenmesi veya bir başka senaryo olarak Fed'in güvercin tutumunu devam ettirmesi olacaktır. 1.340 seviyesi burada önemli bir direnç olacaktır, yukarı yönlü kırılması halinde ise yıl içi hedef 1.375 direncinin de kırılması halinde 1.400 bandı olabilir" değerlendirmesinde bulundu.(aa)

17 2 Temmuz ubat 2013 2014 Per Çarşamba embe AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "10 Ağustos'ta sadece 12. cumhurbaşkanı seçilmeyecek, 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile aynı zamanda kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak" dedi Başbakan Erdoğan, Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi Salonu'nda düzenlenen AK Parti Cumhurbaşkanı Aday Tanıtım Toplantısı'nda, hiçbir zaman kutuplaştıran olmadıklarını, kendilerine yapılanı başkasına yapmadıklarını belirterek, son 30 Mart seçimlerinde Türkiye'nin tüm illerinde AK Parti'nin olduğunu söyledi. Erdoğan, "Diğer siyasi partilere bakıyorsunuz, onlar lokal, mevzi. Kimisi belli bir etnik unsurun, bir diğeri farklı bir diğer etnik unsurun, bir diğeri de kumsalların partisi olarak kalmış ama AK Parti her yerde var" dedi. Ayrımcı olmadıklarını, inkar etmediklerini, reddetmediklerini, asimilasyon yoluyla hiçkimseyi kendilerine benzetmenin peşinde olmadıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Onlar kutuplaştırdılar, biz birleştirmenin mücadelesini verdik. Onlar ayrıştırdılar, biz kardeşliğin müadelesini verdik. Biz, başı dik bir Türkiye hayal ettik. Özgüveni yüksek bir Türkiye hayal ettik. 200 yıldır özgüveni hırpalanan, hem içeriden hem dışarıdan iteklenen tartaklanan ve yağmalanan bir Türkiye'den kendi ayakları üzerinde duran bölgesinde ve dünyada 'Ben de varım' diyerek iddia sahibi olan bir Türkiye hayal ettik. 200 yıldır sistemli şekilde bizim özgüvenimizi kırmak istediler. Bizi tarihimizden koparmak istediler, bizi ecdadımızdan koparmak istediler, bizim boynumuzu bükmemizi istediler, iddialarımızdan vazgeçmemizi istediler. Herkesin karşısında elpençe divan durmamızı istediler. Bir bir kalıba girmemizi istediler. O kadar ileri gittiler ki Türkiye'de gündem belirlemek, Türkiye'yi azarlamak, Türkiye'ye kibirle parmak sallamak istediler. İşte biz, siyasi tarihimiz boyunca cesaretle, korkmadan, çekinmeden 'Siz, kimsiniz' sorusunu sorduk. Evet, siz kimsiniz? İçeride ve dışarıda, siz kimsiniz? Bize tepeden bakma, bize kibirle bakma cüretini nereden buluyorsunuz? Size bu hakkı kim veriyor? Biz, halkız. Biz, Alparslan'ın, Kılıçarslan'ın, Süleyman Şah'ın, Ertuğrul Gazi'nin, Osman Gazi'nin torunlarıyız. Biz, Fatih'in, Kanuni'nin, Yavuz Sultan Selim'in mirasçılarıyız. Gazi Mustafa Kemal'in, Adnan Menderes'in, Turgut Özal'ın, Necmettin Erbakan'ın hatırasını muhafaza edenlerdeniz. Biz, destanlarını kanla, cesaretle, kahramanlıkla yazmış şehitlerin takipçileriyiz. Biz, ilmiyle sanatıyla, devlet yönetimiyle, medeniyet inşa etmiş, medeniyetlere istikamet çizmiş bir milletin mensuplarıyız. Siyasi tarihimiz boyunca bu şuuru yüceltmenin ve yükseltmenin mücadelesini verdik. Unutturulmak istenen bir medeniyeti yeniden diriltmenin, yeniden inşa etmenin, dizlerinin üzerinde yeniden yükseltmenin mücadelesini verdik. 200 yıl boyunca yüzüstü sürünen bir medeniyetin yüzünü ağartmanın mücadelesini verdik. Allah'a hamdolsun, bunu da başardık. Bu ülkenin gençlerine özgüven aşıladık, bu ülkenin çocuklarına aydın bir g- elecek umudu aşıladık. Bu aziz millete hayal gibi görünen seviyelerin ulaşılabilir olduğunu gösterdik. Biz, bir çığır açtık. Biz, bir kapıyı araladık. İnşallah, arkamızdan gelen nesiller, bu kapıdan geçecek, kadim medeniyet sancağımızı çok daha yüksek burçlara dikmenin mücadelesini verecekler."erdoğan, 2007'de Türkiye'nin 11. cumhurbaşkanını seçmeye hazırlanırken karşılarında bir kez daha vesayetin ve statükonun soğuk yüzünü bulduklarına işaret ederek "Bize, yani milletin partisine cumhurbaşkanı seçtirmek istemediler. Ortaya koydukları akıl almaz bahanelerle, hukuku katleden hiçe sayan yorumlarla cumhurbaşkanı seçimini bir kaos ve krize seçirmek istediler. S- tatüko partileri, vesayet partileri, bu kriz ve kaos sürecine, her zaman olduğu gibi destek verdiler" dedi. Yaptıkları Anayasa değişikliğini halkoylamasına götürdüklerini anlatan Erdoğan, Meclis'in 11. cumhurbaşkanını seçmesinin önündeki engeli kaldırdıklarını ve sonraki cumhurbaşkanlarının halkın oyları ile seçilmesine ilişkin düzenleme yaptıklarını dile getirdi. Erdoğan, "Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, demokrasimiz adına çok büyük bir dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanının Meclis tarafından değil halkın bizzat kendisi tarafından seçilmesi basit, teknik bir değişiklik değildir. Bu, sadece yöntemin değişmesi değildir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, bir tarihin, vesayetler tarihinin bu ülkede kapatılmasıdır, bunu böyle bilelim" dedi. Atatürk'ün ölümünden bir gün sonra 11 Kasım 1938'de askerlerin TBMM'yi kuşattığını anlatan Erdoğan, "İsmet İnönü, askerler tarafından kuşatılmış, tehdit altında bir meclis tarafından cumhurbaşkanı seçildi" dedi. 1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle Celal Bayar'ın cumhurbaşkanı seçildiğine işaret e- den Erdoğan, "Bu ilk sivil cumhurbaşkanını 1960 yılında derdest ettiler, idama mahkum ettiler, yaşı büyük olduğu için i- dam edemediler" diye konuştu. 1961'de dönemin partilerinin telkini ile cumhurbaşkanı olmak isteyen Ali Fuad Başgil'in Ankara'da cumhurbaşkanlığı için adaylığını açıklayacağı sırada Başbakanlığa çağırıldığını bildiren Erdoğan, şunları söyledi:"başbakanlık iki generali, Ali Fuad Başgil'e cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesini kendisine söyler. Eğer aday olursa Meclis açılmadan dağılacağını, seçimlerin iptal edileceğini, askeri idarenin devam edeceğini söylerler. Hatta bir general, cumhurbaşkanlığı için aday olmaya hazırlanan Ali Fuad Başgil'e şunları söyler: 'Bil ki sen, cumhurbaşkanı olursan, ne top atılır, ne tören yapılır. Senin jipin hazır. Koyacaklar seni bir jipe, yukarıda bir yere götürecekler, orada akıbetin meçhul. Belki Etlik'te mezarını bile hazırlamışlardır.' O gün Başgil'in yanında olanlar, Devlet Lisan Okulu'- na götürülerek kendisi için kazılan mezarın göterildiğini de anlatıyorlar. Bu şekilde tehditle Ali Fuad Başgil'in aday olması önlenir. Yerine 27 Mayıs darbesini yapan Cemal Gürsel aday olur. Seçilir ve asker üniformasıyla yemin eder. Tıpkı birilerinin seçildiği gibi ülkemizde, Mısır'da, şurada burada..."cumhurbaşkanlığı makamının siyasi iktidar karşısında devlet iktidarını temsil eden bir konum o- larak şekillendirildiğini vurgulayan Erdoğan, "İsmet İnönü, ardından 1960 darbesini yapanlar, cumhurbaşkanlığı makamını halkın karşısına ceberrut devlet olarak koydular. İşte, Cumhuriyet Halk Partisi bu. Ya bunlar kendi geçmişlerini bilmiyorlar ya da akşam başka, sabah başka devam ediyorlar" dedi. Türkiye'de hemen her cumhurbaşkanlığı seçiminin olay olduğunu, her seçim sırasında vesayet ve siyasetin karşı karşıya geldiğini, çok azında siyasetin kazandığını belirten Erdoğan, sivil siyasetin cumhurbaşkanı seçmesine, sivil sişasetçilerin cumhurbaşkanı olmasına hiçbir zaman hoşgörü ile bakılmadığını ifade etti. Özal'a yapılanları çok iyi hatırladıklarını dile getiren Erdoğan, 2007'de Meclis iradesinin nasıl ipotek altına alındığını bizzat yaşadıklarını bildirdi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Biz, bunun karşısında dimdik durmasaydık, milletimiz de yüzde 47 oy oranı ile bize muazzam bir destek vermemiş olsaydı o zaman da yine vesayet kazanacaktı. 10 Ağustos'ta sadece 12. cumhurbaşkanı seçilmeyecek, 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile aynı zamanda kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak. Siyasi iktidarın karşısında duracak, halka karşı devleti temsil edecek cumhurbaşkanı seçmiyoruz. Halkın seçtiği, halktan bir cumhurbaşkanı göreve g- elecek, fark bu. Şu anda çatı ne diyor? umhurbaşkanının siyaset dışı olmasını savunuyor. Cumhurbaşkanının siyaset dışı olmasını savunmak, bir defa siyaseti inkar etmektir. Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunmak, işte İsmet İnönü'nün, Cemal Gürsel'in yaptığı gibi vesayeti savunmaktır. Şu anda eski Türkiye'nin parametreleri ile hareket eden millet karşısında devleti temsil edecek cumhurbaşkanı arayan muhalefet partileri, en başta kendilerini inkar ediyorlar, siyasetin içindeymiş gibi görünüp, siyasetin dışında duruyorlar. Siyaset dışı bir cumhurbaşkanı ile eski Türkiye'nin ruhunu geri çağırabileceklerini zannediyorlar. Cumhurbaşkanı tarafsız olsun, derken esasen cumhurbaşkanının devletin tarafında, milletin karşısında durmasını istiyorlar. Bu dönem artık kapandı. Millet meseleye el koydu. (AA)

SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >> 7 SİYASET 217 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba Duayen Gazeteci-Televizyoncu-Yazar Uğur Dündar, Sondakika Gazetesinden Yavuz Atalay a konuştu Mevzu din olunca Çok sert yazmak veya kişileri yargılamak istemiyorum Ama Böyle de olmuyor ki Bekle, bekle, bekle, bekle Ha düzeldik, ha düzeleceğiz Yok En ufak bir düzelme yok Git gide, daha kötü oluyor Dur demek lazım, dini kavrayıştaki bu kötü gidişe Nasıl denir, bilmiyorum ama Demek lazım İZMİRLİLER BİLİMİ SEVER İzmirliler, bilimi sever Onlara bilimsel ve basit bir cevap vermek, basit de bir soru sormak istiyorum Şu havaya bir bakınız Ramazandan önce nasıldı? Cayır cayır yanıyordu ortalık Ramazanın ilk günü ile beraber; bir rüzgar, bir serinlik Sorma gitsin Yahu, Allah (cc) açıkça mesaj veriyor Orucu tutmanız için daha ne istiyorsunuz, diyor RAMAZANLA BİRLİKTE, İZMİR DE İLAÇ KULLANIMI 100 DE 100000 ARTTI Bakınız Samimi yazıyorum Asla derdim, insanları yargılamak filan değil Gerçekten tutamayacak olan var ki bunları tenzih ederim Benim kızgınlığım, rahatça tutabileceği halde; tutmayanlara Yani, sevap depomuz; ramazanda oruç tutmayarak alacağımız günahları örtecek kadar fazla mı? Sanmıyorum Çevremdeki insanlara tabi ki de sormuyorum, neden oruç tutmuyorsun diye Haddime de değil Din de böyle bir hak vermiyor bana zaten Ancak, bazıları, neden oruç tutmadığını açıklama ihtiyacı hissediyor -Doğal savunma psikolojisi- İzmir de oruç kullanmayanların çoğunun açıkladığı neden, İlaç kullanıyorum. O değil de, gerçekten ilaç kullanıp tutamayanları zan altında bırakıyorlar, ona üzülüyorum İzmir Eczacılar odasına, İzmir de ramazan ayıyla birlikte ilaç satış oranındaki değişikliği sorduk (sormadık) Eczacılar odasının dediği (demedi), ilaç satış oranı; 100 de 100000 oranında artmış Allah ım (cc) sen şifa ver (Âmin) E, İmam Cuma Namazında, 10 Rekâttan sonra tespihe geçerse olacağı budur Muhafazakâr illerin tümünde; 4 Rekat Cuma Namazının Sünneti, 2 Rekat Cuma Namazının Farzı, 4 Rekat Cuma Namazının Son Sünneti, 4 Rekat Zühr-i Ahir Namazı, 2 Rekat Vaktin Son Sünneti kılınır, tespihe geçilir İzmir de..? 10 Rekattan sonra tespih Sebep? Cemat kaçmasın Giden gitsin yahu O gidince, Cehennemde ben yanacak değilim ya DİN KONUSUNDA SERTLEŞME ZAMANI GELDİ Yıllardır; dinin gereklerini yerine getirmeyenlere, Allah (cc) ile onun arasında diyerek karışılmadı Ama yok kardeşim Dinin gereklerini yerine getirmeyen adam Cehennemde yanacak Allah (cc) bunu, ayetlerde açıkça ifade etti Bunu bile bile, Cehenneme giden, kişiye ben niye engel olmayayım? Öldükten sonra, dönüşü yok! Ölmemişken; uyarırım, anlatırım bi yerden sonra da sert konuşurum Kalbinin kırılması, yanmasından daha iyidir herhalde Allah ın (cc) ayetleri çok açık ve nettir Yaradan diyor ki: İster iman edin, ister etmeyin Sertbestsiniz. Ve Yüce Yaradan, Kuran-ı Kerim de bizlere; iman edenlerin ve iman etmeyenlerin neyle karşılaşacağını, aktarıyor İzmir ve Din Ailelerin ve İzmirlilerin, özgürlük palavralarını bir kenara bırakması lazım EKMELEDDİN BEY İLE İLGİLİ KAFAMDA SORU İŞARETLERİ VAR Türkiye nin önemli Gazetecilerinden Uğur Dündar, Sondakika Gazetesine konuştu. Cumhurbaşkanlığı seçiminden, iktidara kadar tüm sorularımızı yanıtlayan Dündar; İzmir i çok sevdiğini ifade etti EKMELEDDİN İHSANOĞLU HAKKINDA SORU İŞARETLERİ VAR Hocam, son dönemden başlayalım. Cumhurbaşkanı Ekmeleddin İhsanoğlu Takip ediyorum kendisini. Kafamda soru işaretleri var. Kendisi hakkında yorum yapmam hususunda acele etmek istemiyorum. Kendisinin görüşlerini dinledikten sonra, desteğimi vereceğim veya vermeyeceğim. Uğur Hocam, sürekli anlattığınız bir fıkra var Sondakika Gazetesi okurları için bir kez daha anlatır mısınız..? Çok sevdiğim bir fıkradır. Gerçeklik payı da vardır. Şimdi, Türkiye nin Bern Büyükelçiliği nde kokteyl veriliyor. Büyükelçi de davete katılan AKP li bakanları İsviçreli mevkidaşlarıyla tanıştırıyor. Sıra İsviçre Denizcilik Bakanı na gelince, bizimkilerden biri atılıyor: Nee, Denizcilik Bakanı mı? İsviçre de deniz yok ki!.. İsviçre Denizcilik Bakanı ise bu çıkışı gülerek cevaplıyor, diyor ki: Ama sizde de Adalet Ba-kanlığı var!.. (Kahkaha) Onun için her şeye atlamamak lazım KÖLN BELEDİYE BAŞKANI ROTERS, TÜRKİYE İÇİN ENDİŞELİ Yurt dışı gezileriniz oldukça fazla Sizin, iktidar hakkındaki düşüncelerinizi de biliyoruz. Onun için ayrıca size şu soruyu yönelteyim: Avrupa nın Türkiye Yönetimine bakışı nedir? Yani, Sayın Başbakan Avrupa dan nasıl görünüyor? Veya iktidar Size çok basit bişey anlatayım. Çok değerli bir dostum, bir gün bir yerde bir kahvaltı organize etti. Kahvaltıda, dostlarımın yanında bir isim vardı. Köln Büyükşehir Belediye Başkanı Jürgen Roters Önemli, bilgi-birikim sahibi bir isim. Yan yana oturduk. Sohbet ettik. Seçimleri yüzde elli dört ile kazandı. Bölgede yaşayan Türk lerden büyük destek aldı. Kendisine, Türkiye de yaşanan gelişmeleri sordum. Kaygıyla izlediğini ifade etti. Yakın zamana kadar icraatlerini başarılı bulduğu AKP iktidarının giderek artan antidemokratik uygulamalarını eleştirdi. AKP iktidarının baskıcı ve özgürlükleri kısıtla-yan tutumunu sürdürmesi halinde hem demokratik kazanımların, hem de ekonominin olumsuz yön-de etkilenebileceğini düşündüğünü, söyledi. Daha ne söyleyeyim Sürekli Başbakanın çocuklarıyla uğraşıyorsunuz. Gemicik filan Bilal ile Burak ın seyahatleri Normal değil mi bunlar? Değil. Kimin parasıyla aldıkları önemli Nasıl aldıkları önemli Ayrıca Burak ile Bilal in seyahatlerinin benle bir alakası yok. İzmir Milletvekili Aytun Çıray ın meclise verdiği bir önergeden alıntılamıştım onu. Aynı soruları ben de soruyorum Ama cevap vermiyorlar. SANDIKTAN ÇIK DA, NASIL ÇIKARSAN ÇIK Ben, yüzde ellinin üzerine oy alan bir iktidarın saygıyı hak ettiğini düşünüyorum. Çok acımasızca eleştiriliyorlar Sizin buna bakışınız nedir? Başbakan için demokrasinin tek koşulu, sandıktan çıkmış olmak. Sandıktan çık da, nasıl çıkarsan çık! Diktatörlerin de sandıktan çıktıkları, hem de yüzde 90 ın üzerinde oy aldıkları gerçeği, onun için hiç önemli değil. Bir ara Meclis te yine aynı şeyleri söyledi: Demokraside sandıktan çıkmak esastır, geri-si laftır demeye getirdi. Bence bu doğru değil. Kaldı ki, başbakan böyle söyler de yandaşlar durur mu? Onlar da sandıktan çıkabilmek için her yolu dener! Mesela? Örneğin Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu nun Genel Kurul u Ankara da yapılmış. Kongreye Başbakan Erdoğan da katılmış. Mevcut yandaş Başkan Fevzi Apaydın tek aday olarak orta-ya çıkmış. Yandaş Apaydın 4 binden fazla delegenin oyunu alabilmek için başka kentlerden gelenle-rin yol masraflarını karşılamış. Hepsini 5 yıldızlı otellerde ağırlayıp, hediye yağmuruna tutmuş. De-mokrat başkan ayrıca her delegeye imza karşılığında içinde 250 şer lira bulunan zarflar dağıtmış. Bu amaçla şoför esnafının parasından 1 milyon 260 bin liralık bir fon ayırmış. Sonuçta tek aday olarak gir-diği yarışı (!) ezici bir zaferle (!) kazanmış! Seçimi kazandıktan sonra da, bu haberin yer aldığı Hürriyet ten Ümit Çetin e, sandıktan çıkmanın anlam ve önemini belirten şu veciz (!) açıklamayı yapmış: 2010 da 200 er lira vermiştik. Bu yıl 300 er vermemiz gerekiyordu, ama paramız yoktu. Parayı ver-mezsek, sana, bana oy vermek için gelmezler! Şahane bir demokrasi tanımı değil mi Yavuz cum? Peki siz açıklayın demokrasiyi Ben ne açıklayacağım. Bakın Türkiye ye İşte Türkiye nin demokraside geldiği yer budur: Sandıktan çıkmak tek yoldur! Verirsin parayı, alırsın oyu! Kaptırmazsın koltuğu! ÇOK ENTERESAN ŞEYLER BUNLAR Türkiye de basın özgürlüğü var mı Uğur Hocam? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir iddia attı ortaya ve bir soru sordu. Dedi ki: TÜRGEV in banka hesabına 99 milyon 999 bin 990 dolar yattı mı? Bu rüşvet parası mı? Bir okurum da yazdı, neden 100 değil de 99. filan diye Ben de, düşüncemi aktardım. Düşüncelerimde hakaret yok, ifti-ra yok, kişilik haklarına saldırı yok, özel hayatın gizliliğini ihlal yok. Ama buna rağmen, Sayın Başbakan ve oğlu Bilal Erdoğan; Freedom House un Türkiye yi basın özgürlüğü olmayan ülke ilan eden rapo-runu onaylarcasına, cezalandırılmamı ve hapse atılmamı istemişler. Şimdi buna baktığınızda, basın özgürlüğü olmuş olabilir mi? Çok enteresan şeyler bunlar. ESKİ BAKAN BİZİ YARI YOLDA BIRAKTI Uzun süre, ses getiren Arena programını yaptınız. Programı yaparken, yaşadığınız enteresan bişey oldu mu? Olmaz olur mu..? Hangi birini anlatayım. Zannediyorum yıl 2005 yılıydı. Biz o zaman Arena Programını yapıyoruz. Bir ihbar aldık. Ekibimiz, ihbar üzerine; Güneydoğu dan getirilen 10-15 yaşları arasındaki çocukların Tekirdağ ın Kumbağ yöresindeki tuğla fabrikalarında kaçak olarak çalıştırıldıklarını belgele-di. Olayın özeti de şöyleydi, simsarlar tarafından minibüslere sardalye istifi doldurulan çocuklar fabri-kalara getiriliyor, kimliklerine el konulduktan sonra, maske falan takmadan toz toprak içindeki fırın-lardaki en ağır işlerde çalıştırılıyorlardı. Yattıkları koğuşlar, hayvan bağlasanız durmayacak kadar berbattı. Bu gerçekleri o dönem AKP de siyaset yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başes-gioğlu na anlattım. Çünkü bu bizim tek başımıza müdahale edebileceğimiz bir olay değildi. Devletle birlikte hareket etmeliydik. Ben bunu Başesgioğlu na anlattıktan sonra Başesgioğlu iki müfettiş gö-revlendirdi. Müfettişlerle Kanal-D binasında buluştuk. Ben onların aracına bindim, muhabir arkada-şım Serap Belet ile kameraman Murat Sis de Arena aracına geçtiler. Biz önde, onlar arkada, Tekirda-ğ a doğru yola çıktık. Tuğla fabrikasına geldiğimizde tam görüntü almaya başlamıştık ki, fabrika jan-darmalar tarafından basıldı. Ben önce çocuk işçileri kaçak olarak çalıştıran kişileri gözaltına alacaklarını sandım. Ama yanılmışım! Sadece beni karakola götürüp, ifademi aldılar, kasetlerimize el koymaya kalktılar. Tabii kargaşa sırasında çocuklar da kaçırıldılar. Uzatmayayım, yanımızdaki müfettişler sanki Bakan ın emri üzerine bizimle gelmemişler gibi kaşla göz arasında ortalıktan kayboldular! Biz meske-ne tecavüzden yargılanırken; Bakan Başesgioğlu, bırakın lehime tanıklık yapmayı, mahkemeye iki sa-tır yazı yazarak Evet Uğur Dündar bana başvurdu, ben de iki müfettiş görevlendirdim. Bilgim dâhilinde hep birlikte fabrikaya gittiler deme gereğini bile duymadı. Çocuk simsarları ve köle tacirle-ri yerine ben mahkûm oldum! SİYASET YAPMAK NEDİR? Dokuz Eylül Üniversitesi ve Ege Üniversitesi ndeki söyleşileriniz, rektörlerin talimatıyla iptal edilmişti Bunlar, düşünceyi yasaklayan rektörler, olarak tarihe geçtiler bir kere. O kesin. Böyle bir şeyi mantık kabul etmez. Bizim, Dokuz Eylül Üniversitesinde söyleşimiz var. Onun öncesinde de, Halk Arenası programı var. Soma yı konuştuk orada. Rektör, buradaki konuşmalardan rahatsız olmuş. Siyaset yaptığımız gerekçesiyle de, söyleşiyi iptal etti. Bu durumda, Sayın Rektörün siyaset yapmanın, ne olduğu sorusuna cevap vermesi lazım. Faciayı anlatmak mı, siyaset yapmak; yoksa, bunun konuşulmasını engellemek mi? ISRARLI YAYINLARIMIZ, HABERCİLİK BAŞARISI GETİRDİ Röportaj Sizin bir Artı Bir TV maceranız vardı Evet. Patronajın ilkelerimizle bağdaşmayacak davranışlar sergilemesi üzerine, kısa bir süre sonra kapıyı vurup, Artı Bir TV den ayrıldık. Gezi döneminde, ısrarlı gezi yayını yapıyordunuz. Sana bir olay anlatayım mı? Elbette. Buyurun lütfen Gezi olayları başladı. Tüm ekip günlerdir uykusuz. Gezi den sürekli yayın yapıyoruz. Haber merkezini yöneten değerli meslektaşım Mustafa Hoş, bırakın uyumayı, bir şeyler yemeye bile vakit bulamıyor. Çoğu kez açlığını bisküvi, gofret vs ile bastırıyor. Uykusuzluktan bitap düştüğünde de başını masaya dayayıp birkaç dakika kestiriyor, hepsi o kadar. Kadim dostum Haluk Şahin, alkışı hak eden başarıyla haberleri sunan Özlem Gürses, haber merkezinin tek kişilik ordusu Alev Gürsoy, Salvo Kohen gibi muha- Yavuz ATALAY-Uğur DÜNDAR birler ve tüm çalışanlar, insanüstü bir gayretle, ilkeli, kışkırtıcılıktan uzak, sorumlu ama cesur bir anlayışla yayını götürüyor. Sonra, televizyon seyircileri o gece müthiş bir haberciyle tanışıyor: Gökmen Ulu Polis, Gezi Parkı nı acımasızca biber gazı ve tazyikli su sıkarak dağıttıktan sonra, can havliy-le Divan Oteli ne sığınanlara yöneliyor. Gaz maskesi bile bulunmayan Gökmen de kameraman arka-daşı Volkan Kamber le birlikte, itilip kakılmalarına, dumandan boğulacak duruma gelmelerine, göz-yaşları içinde kalmalarına rağmen, otel önünde yaşananları canlı yayında anlatıyor. Artı Bir televizyo-nu ekranında tarih yazılıyor. Çünkü Divan Oteli nin önünden sadece Artı Bir TV canlı yayın yapıyor. Otelin içindeki can pazarında her biri iyi eğitim almış, meslek sahibi olmuş, Türkiye nin gurur duyacağı pırıltılı portrelerin yanı sıra, annelerinin kucağında ağlaşan, çevresine dehşetle bakan küçük çocuklar da göze çarpıyor. Sığınmacılardan hiç kimse polise şiddetle karşılık vermiyor, hatta bunu aklından bile geçirmiyor. Ama polis, neredeyse masumiyetin simgesi olarak tarif edilebilecek bu güzel insanlara gaz bombası yağdırmaya devam ediyor. Görüntüler ve giderek artan şiddetin boyutu, Gökmen Ulu ve Volkan Kamber in orada olmamaları halinde daha korkunç olayların yaşanabileceğini düşündürü-yor. Penguenlerin çoktan uyumalarına karşın bizim televizyon ısrarla canlı yayını sürdürüyor. Çok geçmeden otelin bodrum katı, seyyar hastaneye dönüşüyor. Şiddet sona erip, içeridekiler hayati tehlikeleri atlattıktan sonra saat 03.00 de yayın bitiyor. Tüm ekip bitkin ama vicdani ve mesleki so-rumluluğu yerine getirmiş olmanın iç huzuruyla, birkaç saat uyuyabilmek için evlerinin yolunu tutu-yor. Biz başardık ve başarmak için böyle çalıştık. Israrlı yayınlarımız, bu habercilik başarısını getirdi. ZİYARETİ DOĞRULATMAM, BÜYÜK BİR HABERDİ Habercilik başarısı demişken Var mı, yakın dönemde habercilik başarınız? Çalıştığınız yayın gruplarında aktif olarak haber de yapıyordunuz. Biliyorsunuz, İlker Başbuğ ile bir röportaj yaptım. Elbette. Takip ettik. Benim de röportaj yapmayı arzuladığım bir kişi Bir gün neden olmasın Başbuğ, tahliye olduktan sonra Ankara ya gitmişti. Bazı görüşmeler için. Benim röportajım da bunun akabine denk gelmişti. Ve röportaj öncesi de bazı duyumlarım vardı. Buna dayanarak, sordum Sayın Başbuğ a; Hazır Ankara ya gitmişken Genelkurmay Başkanı Orgene-ral Necdet Özel le de görüşmediniz mi? Bir istihbaratınız mı oldu? diye soruyor. Evet deyince de anlatıyor: Cuma günü Genelkurmay Karargahı ndan bir telefon aldım. Hattın ucundaki görevli; Or-general Özel in, uygun bir zamanımda beni ziyaret etmek istediğini söylüyordu. Ertesi gün için Mer-kez Orduevi nde beklediğimi belirttim. Nitekim cumartesi günü; Genelkurmay Başkanı, yanında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ve Ankara da görev yapan tüm Orgeneraller ziya-retime geldiler. Sadece Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Servet Yörük, Ankara dışına gittiği için gelememiş. Sonra ben, Peki görüşme ne kadar sürdü? diye sordum. Bir saat kadar dedi. Memnun kaldınız mı? dedim. Niçin kalmayayım? Sonuçta hepsi birlikte görev yaptığım silah arka-daşlarım dedi Başbuğ İçeriği hakkında biraz bilgi rica etsem? diye sorarak, habercilik sınırlarını zorladım. Benden bunu istemeyin. Çünkü özel bir ziyaretti. Ne konuştuğumuz bize kalsın! dedi Sayın İlker Başbuğ. Israr ettim ama cevap vermedi. Ancak, bu ziyareti doğrulatmam zaten başlı başına bomba bir haberdi. İZMİR BENİM İÇİN BAŞKA İzmir e çok sık geliyorsunuz. Çok seviyorsunuz burayı İzmir benim için çok başka bir yerdir. Evimdir. Harika bir yer. Buraya gelince, huzurum yerine geliyor. Gidip gelmeye devam edeceğim. Benim vatanım burası. Son olarak gazetemizi sorayım size. Usta bir gazetecisiniz. Nasıl buldunuz gazetemizi? İzmir e geldiğimde bakıyorum. Oldukça iyi işler yapıyorsunuz. Haberlerinizi beğeniyorum... Yakın dönemde, bölgeye hâkim olabilir. Umarım, özgür yayın yapıyorsunuzdur. Sizce yapıyor muyuz? Bence yapıyorsunuz. Bizce de yapıyoruz

SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL 217 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL 217 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba İmet TUNÇ imettunc@gmail.com İzmir e taraf olmak İzmir İl Özel İdaresi ne ait mallar kent gündemini işgal etmeye devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yaşadığı mide rahatsızlığından hemen sonra İzmir Ticaret Odası nda (İZTO) iş dünyası ile buluştu. Öncelikle kendisine geçmiş olsun diyoruz. Çok geniş yelpazede bir konuşma yapan Kocaoğlu, İzmir İl Özel İdaresi malları ile ilgili bana kalırsa ilginç açıklamalarda bulundu. Konuşmanın ayrıntısına geçmeden önce, Kocaoğlu nun ustalıklı bir şekilde siyasi yetersizliğini gizleyen bir konuşma tarzı olduğunun altını çizelim. Bunun adı, mazlum edebiyatıdır. Ancak, bu kentin 3 defa seçilmiş bir numaralı koltuğunda oturan kişi olarak kendisini tanımlayan bir kişinin, mazlumluk ve masumluk edebiyatını bırakması gerekir. Hele de, Benim bilgim yok, Benim haberim yok, Bize bilgi verilmiyor gibi bir üslup büyük bir yönetici olduğunu söyleyen yöneticinin,yöneticiliğine gölge düşürür. Sayın Kocaoğlu, İZTO da, kendisinin İzmir İl Özel İdaresi malları ile ilgili ideolojik bir tutum sergilemediğini söyledi ve ardından şöyle devam etti: Bana ideolojik davranayım diye yetki verilmedi. Bu mallar İzmirlinin malı. Biz günlerce sonucun gelmesini bekledik. Bugün Valilik tarafından malların listesi geldi. Hükümet Konağı ndan belediyeye 24 günde teşrif edebildi... Bunun nedeni tapu işlemlerinin yapılmasıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Kocaoğlu nun masum olduğunu düşündürecek sözler. İzmir Valiliği koskoca, belediye başkanı ile oynuyor. Meseleye diğer taraftan bakalım. Aziz Kocaoğlu, 3. dönemdir başkanlık yapıyor. Belki de İzmir tarihinin en uzun belediye başkanlığı yapanlardan birisi olacak. İl Özel İdaresi de, şunun şurasında 1 Nisan dan beri kalkmış durumda. Peki 10 yıl boyunca Aziz Kocaoğlu, bu kentte İl Özel İdaresi nin elinde hangi mallar olduğunu bilmiyor muydu? Etrafında gereksiz yere maaş alan sayısız danışmanında bir tanesine kısacık bir araştırma yaptıramaz mıydı? Konunun bir diğer boyutu da, Aziz Kocaoğlu nun elinde hiçbir veri olmayışıdır. Diyelim ki, Aziz bey, 2009 yılındaki verileri öğrenmişti. Son 5 yıl ile ilgili bir veri yoktu. Durum bu bile değildir. Aziz Kocaoğlu, 10 yıldır yönettiği bir kentin yatırım kurumuna ait malları bilmiyor. Ama şimdi de o malların İzmir e kalmasını istiyor. Çok üzgünüm ama ne olduğunu ne kadar olduğunu bilmediğin mallar senin değildir. Osmanlı devleti zamanında bile tarlasını iki dönem üst üste ekmeyenlerin tarlasına devlet el koyuyordu. Sayın Başkan, bırakın ekim yapmayı, bostana uğramamış bile. Halk içinde yaygın olan ve özellikle büyüklerin söylediği bir sözü hatırlatmak isterim: Başında beklemediğin mekandan hayır bekleme. Toplantının bir diğer konuşmacısı İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş da, performans olarak Kocaoğlu ndan geri kalmadı. İl Özel İdare nin İzmir in 30 ilçesinde toplam 1704 taşınmaz olduğunu söyleyen Demirtaş, Bunların içerisinde turizm tesisleri, hizmet binaları, lojman, okul, arsa, tarla, iş merkezi, türbe, dükkan, muhtelif bina, iş merkezi, sulama göleti, sosyal tesis, gençlik merkezi, sağlık tesisi, şantiyeler varmış. Mış diyorum çünkü bu mallar nerede, nereye verildi bilmiyoruz. Bunların tam listesi bizde yok. Hatta bildiğim kadarı ile Büyükşehir Belediyesi nde dahi bu liste yok. Maalesef İzmir in malını İzmirli bile bilmeden Ankara ya vermiş oluyoruz. Tüm kurumlar olarak tasfiye olan İl Özel İdaresi nin mallarının İzmir e ait olduğu belirtiyor ve İzmir in tasarrufunda olmasını istiyoruz. Biz bilgi almak istiyoruz. Bunu bir hak olarak görüyoruz. Sayın Demirtaş, mış lı cümleyi, ironi olarak kullanıyor; ama asıl ironik duruma düşen kendisi. Kocaoğlu bu kenti 10 yıldır yönetiyor; kendisi de patronlar kulübün başı. Onun, bu kentin malları hakkında, mış lı konuşması ancak cık cık cık yapabileceğimiz bir hüzün hali yaratabilir bizde. Sayın Demirtaş, bilgilendirme yasasından haberdar. Bu işin iyi tarafı (!). Ancak, bu bilgilendirme yasasından neden yararlanmadığını da sormak gerek. Taraf değiliz, dedikten sonra İzmir - den tarafız demesi de onun taraf olduğunun itirafı. Allah şahittir ki, biz de taraf değiliz.bizde İzmir'den tarafız. İl Özel İdare mallarının nereye kalacağı ile ilgili şimdilik! yorum yapmıyoruz. Biz sadece, İZTO nun ve Büyükşehir belediyesinin başında duran iki şahsın, böyle olmaz dedirten laflarını ele alıyoruz. Bu bilgisizlik durumunda ; Kocaoğlu İzmir în malları konusunda bir şey isteme hakkını baştan şaibeye soktu. dersini iyi çalışmamış bi ögrencinin ; test sınavında tüm şıkları işaretliyeyim dercesine, tüm şıkların denenmesinin yanında bu kentte neyin nerede olduğunu bilmeyen bir belediye başkanının çok sağlıklı bir yatırım politikası izleyebileceğini düşünmüyorum. Unutmadan şunu da not düşelim: Doğrusu yazıya başlarken, elden geldiğince Nurullah Ataç ustamızın nazik, planlı ve güzel Türkçesini kullanmak istedik. Ancak, elimizdeki malzeme, tam da avam üslubu olunca, biz işin içinden çıkamadık. Nazım Hikmet in dediği gibi Kabahat bende değil; ilham verende! Türk bilimadamı implantlara nanoteknolojiyle antibiyotik kapladı Gediz Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Türkan, tıp dünyasını umutlandıran bir buluş yaptı. Vücut içine yerleştirilen metal protezlerin ölüme kadar varabilen enfeksiyon riskini neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. Genç bilimadamı, daha çok iskelet sistemine takılan, dişte de sıkça kullanılan ve implant olarak adlandırılan metal protezleri, nanoteknoloji yöntemiyle ilaçla kaplayarak bakterilerden arındırmayı başardı. Laboratuvardan sonra hayvanlar üzerindeki deneyleri de tamamlanan protezler, hastalarda deneme aşamasına geldi. Yrd. Doç. Dr. Türkan, Şifa Üniversitesi'nin hekimleri 16 bin hastayı evinde ziyaret etti Özel Şifa Üniversitesi hastaneleri, hastalarını taburcu ettikten sonra da yalnız bırakmıyor. Hastanede yapılan rutin kontrollerin dışında evinde ziyaret eden sağlık ekipleri ilaç kullanımını, sağlık durumunu ve tedaviye cevap verme hızını kontrol ediyor, ihtiyaç halinde tıbbi destek sağlıyor. Bu uygulamayı 1998 yılında başlattıklarını belirten Şifa Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Direktörü Doç. Dr. Faik Fevzi Okur, Uygulama, kalp ameliyatı olmuş hastalarla başladı. Ameliyatlarından iki ay sonra bu hastaları ziyaret edelim, ilaç kullanımlarına bakalım, hal hatırlarını soralım, problemi olan varsa da sağlık ekibimiz vasıtasıyla tekrar getirip ücretsiz bir şekilde kontrol edelim. Ne gerekiyorsa yapalım düşüncesiyle bu ziyaretleri başlamıştık. dedi. Günümüzde kalp dışında büyük ameliyat geçiren hastaları da içine alacak şekilde uygulamayı genişlettiklerini belirten Okur, 16 yıldır süren bu uygulamadan kendilerinin de çok şey öğrendiğini kaydetti. Bu güne kadar yaklaşık 16 bin hastanın evinde ziyaret edildiğini belirten Doç. Dr. Okur, Bu uygulama, binlerce hastamızı birebir takip etmemizi sağladı. Bu çok önemliydi, çünkü bir hasta gelip size ameliyat olur, sonra siz ucunu kaybedersiniz. Kontrole başka yere gitmiştir. Bu hastaları takip etmek, işin manevi yönü dışında tıbbi olarak da hem onlara hem de bizlere fayda sağladı. Biz hekimlerin yaptığı ameliyatların seyri, hastanın ne kadar fayda gördüğüyle ilgili elde ettiğimiz bilgiler, kendimizi teknik olarak da bilgi olarak da sorgulamamızı sağladı. 16 yıldır bu ziyaretlerle kendimizi devamlı sorgudan geçiriyoruz. Bu aynı zamanda bilimsel olarak da sizi devamlı bir iyileştirme sürecinde tutuyor. Ameliyatlarda bilimsel, güncel ve en etkili teknikleri kullanıyorsunuz; bunların hasta üzerinde ne kadar etkili olduğunu ise ancak hasta takibi yaparak anlayabiliyorsunuz. O yüzden biz bugün bir şey yapıyorsak, net olarak o tekniğin faydasına inanarak yapıyoruz. Şifa Üniversitesi hastaneleri olarak bugüne kadar 20 binin üzerinde açık kalp ameliyatı gerçekleştirdik, bu hastalardan en az 16 bin tanesini evlerinde ziyaret ettik. şeklinde konuştu. Uygulamanın bugün önemli ameliyatlar geçirmiş diğer hastaları da içine alacak şekilde genişletildiğini belirten Okur, Şifa Üniversitesi hastaneleri sadece İzmir'e veya Ege Bölgesi'ne hizmet vermiyor, çok uzak bölgelerden de hastalarımız oluyor. Dolayısıyla bu ziyaretler de bölge bölge planlanarak, en uzak yere kadar gidiliyor. dedi. Hasta ziyareti yapan sağlık ekiplerinde birer pratisyen doktor, hemşire, tıbbi sekreter ve şoförün görev aldığını sözlerine ekledi. İzmir in Karşıyaka Belediyesi, Bostanlı semti ve çevresindeki otopark sıkıntısına kalıcı bir çözüm bulmak için harekete geçti. Bostanlı Pazaryeri'nin çarşamba hariç haftanın altı günü park alanı olarak kullanılması için çalışma başlattı. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, yaptığı açıklamada, Bostanlı ve çevresindeki otopark sıkıntısını bu şekilde aşacağız. İlerleyen süreçte yeni otopark iki yıldır üzerinde çalıştığı implantları, yine iki yıl sürecek uygulamaların ardından dünyanın kullanımına sunacaklarını söyledi. Türkan, yaptığı açıklamada, Metal protezlere, yaşam kalitesini arttırmak için günümüzde sıkça ihtiyaç duyuluyor. Trafik kazası, düşme, darbe alma sonucu oluşan kemik kırıklarında ve iskelet sistemi rahatsızlıklarında vücuda yerleştirilerek, günlük hayatın sürmesi sağlanıyor. Ayrıca implant dişler de giderek daha çok takılıyor. Tüm bu müdahaleler, protezlere yerleşen bakteriler yüzünden enfeksiyon riski taşıyor, ölüme varan komplikasyonlar oluşabiliyor. Diyabet gibi yüksek risk grubundaki Tartışmalı sisteme ESHOT'tan tam not İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından devreye alınan ancak TMMOB tarafından tepkiyle karşılanan Ulaşım Sisteminin Yeniden Tasarımı projesinin ilk gününde kent trafiğinin beklenenin üstünde rahatladığına dikkat çekildi İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından devreye alınan Ulaşım Sisteminin Yeniden Tasarımı projesi etkilerini göstermeye başladı. Raylı sisteme yönelen yolcu sayısı artarken, kent içi trafikte önemli ölçüde rahatlama görüldü. ESHOT yetkilileri, uyum sürecinin ardından yeni sistemin avantajlarının daha net bir şekilde görüleceğini dile getirdi. Kent içindeki trafik yoğunluğunu azaltmak, duraklarda bekleme süresini kısaltmak ve toplu ulaşımda alternatifleri artırmak amacıyla devreye alınan Ulaşım Sisteminin Yeniden Tasarımı projesinde hedefler bir bir gerçekleşiyor. 4 yıllık akademik çalışma ve akıllı kart biniş verilerinin analiziyle oluşturulan yeni sistemle birlikte ilk günden itibaren kent merkezlerindeki önemli arterlerde trafik akışı rahatladı. Basmane ve Gümrük te sona eren otobüs hatlarının kaldırılarak ring seferlerinin getirilmesi, bu bölgede geçmişte yaşanan karmaşanın da sona ermesini sağladı. Uzun hatların hareket saatlerinin sarkması nedeniyle yaşanan belirsizliğin ortadan kalkmasıyla birlikte duraklarda uzun süreli beklemeler sona erdi. Sistem oturuyor Ulaşım Sistemi nin Yeniden Tasarımı Projesi nin uyum aşamasında yaşanabilecek sorunlara karşı ESHOT Genel Müdürlüğü sahada tam kadro olarak görev yaptı. Aktarma merkezlerinde hazır tutulan otobüslerle her türlü aksamaya anında müdahale edildi. Buralarda görevli personel, vatandaşları doğru otobüslere yönlendirmek, hat ve güzergâhlardaki değişiklikler hakkında bilgi vermek için tüm gün görev yaptı. Duraklara, ulaşım araçlarına, aktarma istasyonlarına bilgilendirme afişleri asıldı, broşürler dağıtıldı. Alanında uzman personel, ESHOT Genel Müdürlüğü Halkla İletişim Merkezi nin 320 0 320 numaralı telefonunu arayan vatandaşların yeni sisteme ilişkin tüm sorularını yanıtladı. İlk gün belli merkezlerde yaşanan Otopark sıkıntısına pazaryeri çözümü alanlarını da ilçemize kazandıracağız. dedi. Çalışmaya göre Bostanlı Pazaryeri, pazarın kurulduğu salı 22.00 ile çarşamba 00.00 saatleri arası dışında otopark olarak kullanılacak. Buraya aynı anda 700 araba park edebilecek. Otoparktan daha fazla vatandaşın faydalanması amacıyla park saatine göre ücretlendirme yapılacak. Sadece Bostanlı da ikamet edenlerin dışında, bölgedeki kafeterya ve lokantaların müşterileri de bu otoparka yönlendirilecek. Başkan Akpınar, yoğunluk ve küçük çaplı karışıklıklar, vatandaşların yeni sisteme alışması nedeniyle ikinci gün tekrarlanmadı. Aksaklıklara anında müdahale ESHOT Genel Müdürlüğü yetkilileri, sistemin henüz adaptasyon sürecinde olduğunu belirterek, Toplu ulaşımda alışık oldukları düzenin değişmesi nedeniyle, tedirginlik ve rahatsızlık duyan hemşerilerimiz de, birkaç günlük uyum sürecinin ardından, bu sistemin avantajlarını somut olarak görecektir. Elbette bazı noktalarda aksamalar yaşanabilir. Tüm bölgelere ilişkin veri akışlarını detaylarıyla inceliyoruz. Aksaklıkların olduğu yerlerde anında müdahale ediyoruz dedi. Daha az hat, daha çok sefer artan nüfus karşısında yollar ve park alanlarının arabaları taşıyamaz duruma geldiğini belirterek, "Bunun üzerine yeni otopark arayışlarımız sürerken mevcut alanları da değerlendirmek için çalışma başlattık. Bostanlı ve çevresinin park sorununu bir nebze de olsa çözeceğiz. Büyükşehir Belediyemiz'in bölgesel otopark projeleriyle de otopark sorununu tamamen ortadan kaldıracağız. şeklinde konuştu. Mavi kapaklar engellilere umut oldu Urla Rotary Kulübü ve Yılay Hakan Çeken Kız Teknik ve Meslek Lisesi iki yıldır eğitim kurumu ve sivil toplum kuruluşu işbirliğinin harika örneği olan çalışmalar sürdürüyor. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma bilincini geliştirmek üzere Urla Rotary Kulübü ve Yılay Hakan Çeken Kız Teknik ve Meslek Lisesi mavi kapak toplama kampanyasını birlikte yürüttüler. Toplanan her kapağı beraber aynı havayı soluduğumuz bir hemşehrimizin engelini kaldırmak ve onlara destek olmak için birikerek göle dönüşecek birer damla gibi gördük diyen Urla Rotary Kulübü Başkanı Turgut Yemişçi Toplanan o minik mavi kapaklar tam yüz bin oldu ve ikisi akülü ikisi manuel olmak üzere dört adet tekerlekli sandalyeye dönüşerek ihtiyaç sahiplerine umut oldu diye konuştu. Yemişçi katkılarından dolayı Yılay Hakan Çeken Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürü Raziye Tandoğan ve Proje sorumlusu öğretmen Fatma Çamdalı na teşekkür etti. Alınan sandalyeler, 13 yaşındaki Batuhan Elçim, 34 Yaşındaki Mustafa Dalak, 39 yaşındaki Elmas Bulut ve 76 Yaşındaki Cemile Erdem e yaşamlarını kolaylaştırmak üzere teslim edildi. hastalarda tehlike daha da büyük. Gediz Üniversitesi Nanoteknoloji Laboratuvarı ndaki çalışmalarımız sonucunda implantları, özel bir filtrelemeyle antibiyotik ve gerekli diğer ilaçlarla kapladık. Bu kaplamayı hastanın diyabet gibi başka rahatsızlıklarına göre de yapabilir, farklı ilaçlar kullanarak kişiye özel tedavi imkanı sunabiliriz. Dünyada örneği bulunmayan bu uygulama sayesinde bakteriler protezde tutunamıyor. Cerrahi işlem sırasında o bölgeye bulaşan mikropların hastalığa yol açmasına da kaplamadaki antibiyotik engel oluyor. dedi. Uğur Türkan, nanoteknolojik protezlerin tedavide başarı oranını arttırırken iyileşme süresini hızlandırdığına, ayrıca antibiyotik kullanımına da son verdiğine dikkat çekti: Mevcut uygulamalarda, enfeksiyon riski yüzünden hastalara antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Bir bölge enfeksiyondan korunurken başta sindirim sistemi olmak üzere tüm vücut etkileniyor. Tüm bunlara rağmen protezlerden kaynaklı enfeksiyonlar yine de gelişebiliyor, cerrahi müdahaleler tekrarlanmak, protezler çıkarılmak zorunda kalınabiliyor. Nanoteknolojiyle ilaç kaplanan implantlarla bu ve benzeri olumsuzlukların önüne geçiyoruz. Yeni ulaşım sistemiyle birlikte raylı sistem kullanımı daha aktif bir hale getirildi. İZBAN ın yolcu sayısı daha ilk günden yüzde 4 oranında arttı. ESHOT Genel Müdürlüğü nün yeni düzenlemesi sonrasında hat sayısı ise 341 den 287 ye, trafikteki otobüs sayısı 1.488 den 1.396 ya düştü. Buna karşılık daha fazla sefer yapılması sağlandı. Günlük servis sayısı 12 bin 379 dan 13 bin 884 e yükseldi. Eski sistemde 06.00-09.00 saatleri arasında merkeze 89 hat ile 1212 kez sefer yapılıyordu. Bu rakam gün boyu 4 bin 16 ya ulaşıyordu. Yeni sistemle, bir dakikada geçen araç sayısı Şair Eşref Bulvarı nda yüzde 72, Fevzipaşa Bulvarı nda yüzde 35, Gazi Bulvarı nda yüzde 56 oranında azaltıldı. Başkan Piriştina dan ekmek israfını engelleyecek proje! Buca Belediyesi ve İzmir Fırıncılar Esnaf Odası, ramazan ayında ekmek paylaşımını sağlamak ve israfın önüne geçmek amacıyla "Ekmeğini benimle paylaşır mısın?" adıyla proje başlattı. Projenin protokol imza töreninde konuşan Başkan Piriştina, Buca da ekmek israfı engellenecek, paylaşımı sağlanacak ve bayat ekmekler değerlendirilecek dedi. Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, İzmir Fırıncılar Esnaf Odası Başkanı Fikri Sırtı ile Ekmeğini benimle paylaşır mısın? projesinin protokol imza törenini gerçekleştirdi. Başkan Piriştina, projenin "askıda ekmek" uygulamasına benzediğini belirtti. İlçede ekmek satılan noktalara asacakları afiş ve broşürlerle Bucalıları ekmek paylaşımı ve israfı konusunda hassas davranmaya davet edeceklerini kaydeden Piriştina, "Projenin iki katkısı var. Kendisine ekmek alan kişi, eğer imkanı varsa fazla ekmek alacak ve onu oluşturulan özel rafa koyacak. İhtiyacı olan vatandaşlarımız o raftan ücretsiz ekmek alabilecek. İkinci olarak da, dağıtacağımız broşürde bayat ekmeklerin değerlendirilebilmesi için yemek tarifleri var. Böylece bayat ekmekler israf edilmeyecek, yemek olarak değerlendirilecek" diye konuştu. İzmir'de kaybolan turistler Suriye'ye geçmiş İzmir'e "Costa Magica" isimli kruvaziyerle geldikten sonra geri dönmeyen üç turistin önce Hatay'a, oradan da Suriye'ye geçtiği belirlendi. Alsancak Limanı'na 20 Haziran 2014 günü saat 08.30 sıralarında geldikten sonra şehre giren üç turist gemiye dönmeyince kayıp başvurusu yapıldı. Araştırmaya göre İtalya bayraklı kruvaziyerden inen turistlerden bazıları, pasaport işlemlerinin ardından kültür turlarına katıldı. Kayıp olduğu bildirilen turistlerden Oussama Saidi (31), Lura Passoni (29) ve Ilyess Passoni'nin (4) ise 35 T 6629 plakalı taksiyle limandan ayrıldığı, saat 14.30'da kalkışa hazırlanan gemiye dönmediği belirlendi. Polis ekipleri, güvenlik kamerası görüntülerinden turistleri taksisine alan şoföre ulaştı. Taksi şoförü, verdiği ifadede İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde gitmek isteyen üç turistin gemiye dönmek istemediğini, buradan başka bir ile gitmek istediklerini söylediğini aktardı. Buradan bir yolcu otobüsüne binerek İzmir'den ayrıldığı belirlenen üç turistin, ağırlık yapabilecek eşyaları gemiden almadıkları, yalnızca giysilerini ve paralarını aldıkları öğrenildi. Şoförün, turistleri İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde bıraktığını söylemesi üzerine çalışmasını bu yönde sürdüren polis, Hatay'a gittiklerini tespit etti. Hatay'daki emniyet birimleriyle bağlantı kuran ekipler, orada yaptıkları çalışmalarda Fas kökenli Belçika pasaportlu biri çocuk üç turistin, otobüsle Hatay'a geldiği ve Suriye'ye geçtiğini belirledi. ANNEDEN OĞLUNA İKİNCİ HAYAT Başarılı bir iş birliği protokolü ile birlikte kullanıma örnek olan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İKÇÜ Tıp Fakültesi başarılı operasyon örnekleri vermeyi devam ediyor. Kadavradan böbrek nakil programının yanı sıra canlıdan böbrek nakli programını da başarıyla uygulayan Genel Cerrahi Kliniği, Organ nakli Sorumlusu Op.Dr. Ahmet Er başkanlığında Doç.Dr.Erdinç Kamer, Op.Dr.Fevzi Cengiz, İKÇÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları A.B.D. Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Zeki Soypaçacı, Uzm.Dr.Mehmet Polat tan oluşan nakil ekibi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD öğretim üyesi Prof.Dr.Cüneyt Hoşcoşkun un da verdiği destek ile nakil bekleyen hastalara şifa veriyor. Son olarak bu ekibin gerçekleştirdiği başarılı bir operasyon sonucu kronik böbrek hastası olan oğluna ikinci bir hayat hediye eden Fatma Uzunay(50) oğlu Adem Uzunay(28) ile yeni bir hayata birlikte merhaba dedi. Başkalarına can olacak organlar toprak olmasın Başarılı operasyon ile ilgili bilgi veren Nakilden Sorumlu Uzman Op.Dr.Ahmet Er, esas amaçlarının kadavradan organ naklini arttırmak olduğuna işaret etti. Op.Dr.Er, Ülkemizde canlıdan canlıya organ bağışlanıyor ama öldüğünde organları kullanılabilecek kişilerin organları bağışlanmıyor, bağışlatamıyoruz. Dinimizce de bu uygundur. Ancak bunda tezatlık var. Avrupa da ise bu durum tam tersidir. Kadavradan bağışlar daha fazladır. Amaç canlıdan canlıya nakil yapmak olmamalı, organ nakli ile başka hayatlara can verebilecek organların toprakta çürümesini önlemek olmalıdır. Yaptığımız operasyonda annenin ve oğlunun genel sağlık durumu gayet iyi. Taburcu etmeye hazırlanıyoruz diye konuştu. Nakil bekleyen çok hastamız var İKÇÜ AEH Organ Nakli Merkezi Koordinatörü Dr. Rahmi Baykan bu yıl 3 ü canlı 3 ü kadavra olmak üzere 6 başarılı nakil gerçekleştirildiğini ifade etti. Bu işin doğrusu kadavradan organ bağışıdır diyen Dr.Baykan, Bugün itibariyle 21.566 böbrek hastası nakil beklemektedir. Bu rakam İzmir ve Bölgemizde de oldukça fazla. Organ nakli bekleyen çok hastamız var. 2007 de açılan ama bir süre ara veren merkez 2012 yılından bu yana Nakilden Sorumlu Uzman Op.Dr.Ahmet Er ve ekip arkadaşlarımızla birlikte organ nakli bekleyen hastalara şifa dağıtıyor. Yeni kurulan bir merkez olarak burada yapılan toplam nakil 39 a ulaştı dedi. Böbrek hastalıklarında ciddi artış var Nakillerden Sorumlu Uzman Yardımcısı İKÇÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları A.B.D. Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Zeki Soypaçacı ise İzmir de böylesine önemli tam teşekküllü bir merkezin olmasının önemine değindi. Böbrek naklinin hem hastanın yaşam süresini hem de kalitesini arttıran bir işlem olduğunu kaydeden Yrd.Doç.Dr. Zeki Soypaçacı, Ayrıca ülke ekonomisine de büyük katkı sağlıyor. Böylece diyalize giren bir hastanın yıllık maliyeti de yarı yarıya düşmüş oluyor. Bir diyaliz hastasının devlete bir yılda 25 bin dolar maliyeti olurken nakil olduktan sonra bu yarı yarıya düşmüş oluyor. Son yıllarda çok ciddi ölçüde böbrek hastalıklarında artış var. Hastalarımızın birçoğu organ nakli bekliyor şeklinde konuştu. Başarılı operasyonun ardından oğluna ikinci bir hayat hediye eden Fatma Uzunay, oğlu Adem Uzunay ı ziyaret etti. Oldukça mutlu olduğunu ifade eden anne Uzunay, onların bu mutluluğuna vesile olan başta operasyonu gerçekleştiren ekip olmak üzere; hemşirelere, tüm sağlık personeline ayrı ayrı teşekkür etti. Büyükşehir MELES in kokusunu gidermek için DÜĞMEYE BASTI İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Meles Deresi nde kokuya sebep olan balçık ve çamuru tamamen kaldırarak, tabanı betonlama çalışmalarına başladı. Sümerbank Köprüsü'nden körfez girişine kadar olan 20 bin metrekarelik bölümde pompalarla çamuru hızla susuzlaştıran ekipler, daha sonra çamur ve balçık birikimini özel amfibik araçlarla tabandan alarak yerine kireç, anrojman taşı ve mıcırdan oluşan stabil malzemeler seriyor. Çalışmaların ardından stabil malzemelerin üzerine beton dökülecek ve dere tabanının tamamen iyileştirilmesi sağlanacak. Tabana çökertme havuzları da yapılarak adım adım devam eden çalışmaların bu yıl sonuna kadar tamamlanması ve Meles Deresi'ndeki iyileştirmenin kalıcı olarak sağlanması hedefleniyor. İZSU ekipleri, özellikle haziran ayındaki sağanak yağmurlardan sonra Meles ve Arap derelerinde temizlik çalışmaları yaptı. 2 milyon liralık yatırımla bu yıl hizmete giren ve "yüzer-gezer gemi" tabir edilen amfibik dere temizlik aracı ve üç adet çamur pompası da çalışmaları hızlandırdı. Bu derelerden 17 27 Haziran 2014 arasında, 200 kamyon seferine denk gelen 3 bin ton malzeme temizlendi. İZSU yetkilileri, son 35 yılda metrekareye düşen yağış ortalamasının 10 15 kg. olduğunu, bu yılın sadece 11 Haziran günü ise şehir merkezinde miktarın 48 kg. olduğunu bildirdi. Yağışlar sebebiyle malzemelerin derelerde biriktiğini ifade eden yetkililer, mayıs ayından bu yana ise Meles ve Arap derelerinden 2 bin 400 kamyon seferine denk gelen toplam 36 bin ton malzeme çıkarıldığını belirtti. Yetkililer, çalışmaların kalıcı olması için vatandaşlardan derelere malzeme atılmaması ve korunması konusunda destek istedi. İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com Bazen siz onu seversiniz ama onun bundan haberi bile olmaz. Bazen de haberi olur ama karşılık vermez. Karşılığını alamadığınız sevgi için ne yaparsınız? İşte Türk Milletinin yüzde 99'unun yaptığı gibi aklınız erdiğince, yapabildiğinizce kaleme kağıda sarılıp, duygularınızı dizelere dökersiniz. 1998 yılının Nisan ayında işte böyle bir duygu ile yazdığım bir şiirle sizlere merhaba demek istedim. SANA Okyanusda dalgalar gönlüm kadar çoşmadı. kalbimde fırtınalar, bir sana ulaşmadı... Binbir geçit aştımda, bir sana ulaşmadı. uçarak yaklaştım da, bir göz atıp bakmadı. Dağar, denızler geçtim, aşk sinemden çıkmadı, bır tek ben onu seçtım, dönüp bile bakmadı. Yaralandım yar deyi, yaram açıp bakmadı. Al INCE bır gül deyı, verdım amma kokmadı. 17.4.1998 kayseri/sabit ince SANA Ali GÜRBÜZ aligurbuzgayrımenkul@gmail.com SANANLAR Aristokrat yapıdan geldiğine inananlar,batının en uygar ve çağdaş yollarından geçtiğini sananlar,entellektüel birikiminin uzaya merdiven olduğunu sananlar vardır. Dünyayı gezdim,özellikle ben Amerikadayken diye söze başlayanlar,boğazın serin sularının kenarında çok özel lokantalarda beyaz şarapları yada rakılarını içerken, müstesna yemeklerden yiyenler,bu kombinasyonsa memlekete gelen en önemli yabancı sanatçı ve aydınla aynı ortamı paylaştğı için, kendisini çok müstesna sananlar var bu ülkede. Daha sayamayacağım kadar özellikleri bünyesinde barındıran bu zevattan gazeteci ve TV proğramı yapanlar,bankacılığın en tavanında olanlar, daha yüzlerce kalem. Bu zevatın önemli bir bölümü kendi kafalarında çakan ışık kümelerinden şu sonucu çıkarırlar, biz dünyayı yönetecek kadar çapımız var ama! Diye çok cümleler kurarlar. Levent bölgesindeki plazalarının çok yüksek katlarındaki ofislerinden, muazzam İstanbul manzarasını seyrederlerken sorunların yaşandığı alanların gerçeklerinden bi haberdirler. Kendisini hep bu şekilde sananlarla kısa bir zaman yolculuğu yapmakta fayda var. Şimdilerde sorunların merkez üssü konumundaki Irak ve bölgenin geçmişine bir pencereden bakalım. Irak bölgesi özellikle Musul ve havalisi zamanında hangi ülkenindi?. Dünyanın böl parçala ve yeniden imar ustası ingilizler Musul u nasıl elde ettiler?. Misakı milli sınırlar çizilince bu cümlenin ne olduğunu dahi anlamadan kendi vatan topraklarımızı verdiler. Ege denizindeki on iki adalar,mısır,libya,batı trakya,batum ve buna benzer daha nice hadiseler. Batı ülkelerinde tahsil,yada seyahat için gidenler mum ışığı iken güneş oldum sanarak ülkelerine döndüler. Bu yanılgıyı anlamadan devletin en önemli kademelerinde yönetici olarak, ülkeyi ne hallere getirdiler. Orta doğu bir çok etnik kökenin ve milletin yaşadığı saha olarak,cıfıt kazanı gibi kaynamaya devam ediyor. Arap yöneticilerde kendilerini bizim ülkemizdeki gafiller sandıkları için, başlarından nusubet eksik olmuyor. Şimdilerde ülkemizde bir seçim yapılacak malum. Yapılacak seçimlerde Cumhur kendi başkanını serbest iradesiyle seçecek kısmetse. 77 milyon olduğu söylenen ülkemizin Cumhur başkanını seçmek cumhurun işi, adayı bulmak iki partinin işi oldu. Kimse alınmasın marketlerde reyon idare edemeyecek kadar olanlar, kapı kapı dolaşarak aday belirlemekle meşguller. Cumhurun kendisine danışılmadan ortaya aday çıkaranlar,bu kadar haberleşmenin kolay oduğu bir zamanda cumhurun kendisinden bir aday belirlemesini istemezler. Hepsi bir yana, bölgede ateş çemberi git gide yayılırken, kendi içerimizde hala melekler erkekmi dişimi muhabbeti yapmakla meşgulüz. Ülkesinin çıkarlarını düşünen,geleceğine dair çalışmalar yapan muhakkak var. Ama bu vatan severler alavere dalavere bilmediklerinden dolayı siyaset sahnesine sokulmazlar. Bazı sermeyesi din olanların,okumadan alim olanların,gerçeklerden habersiz kalanların,içerisindeki fitne ateşini söndüremeyenlerin, kafalarındaki batı uşaklığı silinmediğinden dolayı hep cılız ve korkak kalmalarının sebebi budur. Dirayetli,sözünü geçiren,kalkınmada yarışan,halkına cesaret aşılayan,her alanda otoritesini ortaya koyacak lider bu pısırıkların işine gelmediği için, kopardıkları fırtınanın nedeni bundandır. Bizim kendi içerimizdeki sorunlar artmaya başladığında, bölgemizdeki olaylarda mutlaka yığılmalar oluyor. Hükümet tarihinin belkide en büyük kararını alarak bu kürt meselesini kökünden halledecek,alevilerle,diğer etnik kökenlilerle kesin uyum içerisinde olacak ve dağdaki yurttaşlarını şevkatle indirmesini bilecek. Kürt bölgesi ile, Arap liderler ile, özellikle Suriye ve Libyayla sorunları bitirip, hasımla hısım olmasını bilecek ve kendisini dünyanın merkezi sananlara bu ülke kendi içerisinde ve bölgesinde nasıl yönetilir gösterecek.

SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER 297 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba Başkan Zolan Çal'da Uzmanından Ramazan uyarısı Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Osman Acar, Denizli halkının Ramazan ayını tebrik ederek, sıcaklık değerlerinin yüksek seyrettiği yaz mevsimine denk gelen ramazan ayı boyunca oruç tutanlar için dikkat edilmesi gereken konular hakkında uyarılarda bulundu. Ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesi nedeniyle yüksek seyreden hava sıcaklıklarında oruç tutanların zorlanmaması için vatandaşlara çeşitli uyarılar yapan Acar, özellikle risk grubuna giren hastaların gerekmedikçe dışarı çıkmamalarını istedi. Acar: Çok şükür on bir ayın sultanı olan mübarek Ramazan ayındayız. Rahmet kapılarının açıldığı, ibadetlerin bollaştığı bir ay olan Ramazan, bu yıl sıcaklıkların yüksek olduğu yaz mevsimine denk geldi. Bu nedenle diyabet, kalp hastalığı, hipertansiyon, böbrek hastalığı, mide ülseri gibi kronik hastalıkları olanlar, solunum sıkıntısı olan hastalar, yaşlılar, gebeler ile emzikliler, 65 yaş üzeri bireyler ve kanser hastaları doktorlarına danışmadan oruç tutmamalıdırlar. Bu kişiler, gün ışınlarının en dik geldiği 12.00-16.00 saatleri arasında, özellikle sıcaklıkların yüksek olduğu ve nem oranının arttığı günlerde, gerekli olmadıkça dışarıya çıkmamalılar. Bu sıcak havalarda özellikle giyimimizde pamuk, keten ve yün gibi doğal liflerden yapılmış, havalandırma ve ter emme kabiliyeti yüksek kumaşlardan yapılmış elbiseleri tercih etmeliyiz. " diye konuştu. İftarla sahur arasında en az 2 ara öğün yapın Genel Sekreter Op. Dr. Osman Acar, Ramazan ayında oruç tutanların özellikle iftar ve sahurda ağır yiyeceklerden uzak durması gerektiğini de vurguladı. Acar, normalde 3 ana ve 3 ara öğünden oluşan günlük beslenmede alınması gereken günlük karbonhidrat, protein, yağ, posa, vitamin, mineral ve sıvı miktarının, oruç tutulan günlerde de sahur ve iftar arasında ara öğünlere bölerek karşılanması gerektiğini belirtti. Acar, şöyle konuştu: Bu sene Ramazan ayı sıcak yaz günlerine rastladığı için özellikle sıvı kaybına çok dikkat etmeliyiz. Fakat aniden iftarda soğuk ve fazla miktarda sıvı alınması da boğaz enfeksiyonları, gastrit gibi bazı olumsuzluklara yol açabilir. Bu nedenle, günlük tüketmemiz gereken 2-3 litre suyu iftar ve sahur arasına bölmeliyiz. Sahurda, kahvaltılık gıdalar, süt ya da yoğurt, az yağlı yufka böreği, taze sebze, meyve ve tam buğday ekmeğini tercih etmeliyiz. Ve aşırı şekerli yiyeceklerden kaçınmalıyız. İftarda da; ağır kızartmalı yiyecekler yerine sebze yemekleri, ızgara beyaz et ve bol salataya ağırlık vermeliyiz. Gıdaları iyi çiğnemeye özen göstermeliyiz. Bu mide yükünü azaltarak, kabızlığın önlenmesini sağlar. İftar sonrası tatlı tüketilecekse de, hamur tatlıları yerine sütlü tatlıları tercih etmeliyiz. Diğer günlerde olduğu gibi ramazanda da ara öğünlere önem vermeliyiz. İftarda fazla miktarda yemek yerine az yemek ve gıda alımını sahura kadar yaymak daha uygundur. İftardan sonra sahura kadar süt ürünleri ve meyvelerden oluşan iki ara öğün daha yapabiliriz dedi. İftardan sonra en az 30 dakika yürüyüş yapılmalı Ramazanda bağırsak rahatsızlığı, tansiyon, mide rahatsızlığı ve ishal gibi şikâyetlerle hastanelere ramazanda başvuruların çok fazla olduğunu belirten Genel Sekreter Op. Dr. Osman Acar, ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirebilmek için uyarıların dikkate alınması gerektiğini söyledi. Acar, iftardan sonra hareketsizliğin sağlık riskleri oluşturabileceğini vurgulayarak; Yaşamın her döneminde olduğu gibi ramazanda da fiziksel aktivitenin yapmak büyük önem taşıyor. Çünkü iftardan sonra hareketsizlik, obezite ve sindirim sistemi hastalıklarına yakalanma riskini arttırıyor. Bu yüzden mutlaka iftardan 1,5 ila 2 saat sonra 30 dakikadan az olmayan bir yürüyüş yapılmalıdır diye konuştu. İftarda yoğun sigara içimi, ölümcül sonuçlar doğurabilir Sigara içenlere de uyarılarda bulunan Genel Sekreter Op. Osman Acar, Ramazan ayında iftarda aniden yoğun sigara içilmesinin, kalp krizi, felç, beyin kanaması, ritm bozukluğu gibi öldürücü ve sakatlayıcı birçok hastalığa davetiye çıkardığını söyledi. Acar, Ramazan dolayısıyla oruç tutan sigara kullanan kişilerin bir ay boyunca gündüz 16-17 saat sigarasız kalabildiklerini, aslında bu durumun, sigara alışkanlığının zihinsel olarak kontrol altına alınabileceğinin görülmesi bakımından çok önemli olduğunu dile getirdi. Acar: Aslında esas olay zihinde başlamaktadır. Burada esas olan, kişinin karar vermesi. 15 saat sigarasız kalabilen bir kişi, 24 saat de istese sigarasız kalabilir. Önemli olan kişinin sigarayı bırakmaya karar vermesi ve bu kararlılığını sürdürmesidir" dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ilçe gezilerine Çal ile devam etti. İlçede muhtarlar ile bir araya gelen ve talepleri alan Başkan Zolan, " Büyükşehir'in kazanımlarını en çok köyden mahalleye dönen yerleşim birimleri hissedecek. Buralarda ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımız için 24 adet proje üretildi. Bu projelerden her hangi birini seçen vatandaşlarımızın cebinden ne proje ne de ve yapı denetim parası çıkmayacak" dedi Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, ilçe ziyaretlerini sürdürüyor. Son olarak Çal'a giden Başkan Zolan, ilçede mahalle muhtarları ve belediye meclis üyeleri ile bir araya geldi. İlçe ziyaretine Çal Belediyesi ile başlayan Başkan Zolan'ı Belediye Başkanı Fethi Akcan makamında misafir etti. Akcan'a görevinde başarı dileyen Başkan Zolan'a burada özel yapım seramik hediye takdim edildi. Bir süre burada kalan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan daha sonra Çal'a bağlı mahalle muhtarları ve belediye meclis üyelerinin hazır bulunduğu toplantıya katıldı. Ziyaretine ilişkin bilgi veren Başkan Zolan, " Büyükşehir'in ilçelerde gerçekleştireceği projeleri yerinde incelemek ve büyükşehir birimlerinin ilçe yapılanmalarını kontrol etmek için bir süredir ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bu gün de Çal'dayız. Çal her zaman olduğu gibi bizi yine sıcak karşıladı. Bu güzel karşılama için herkese teşekkür ediyorum. 2 ay gibi kısa bir sürede tüm ilçelerde sorumluluk alanımıza giren tüm konularda hizmet birimlerimizi oluşturduk. İtfaiye Teşkilatı, DESKİ cenaze hizmetleri ve park bahçelere bağlı personelimiz diğer ilçelerde olduğu gibi burada da görevlerinin başındalar. Biz Büyükşehir'in insanımızın yanında olduğunun bilinmesini istiyoruz. Büyükşehir ile birlikte Denizli'nin her noktası hizmetin nasıl verildiğini hissedecek. Özellikle köy statüsü sona eren ve mahalleye dönüşen yerleşim birimleri Büyükşehir'in avantajlarını daha çok yaşayacak. 5 yıl boyunca büyükşehir kanunu gereği, emlak, inşaat ruhsatı ve içme suyu gibi konularda bu yerleşim birimleri önemli kazanımlar elde ediyor. Örneğin bu yerleşim birimlerinde ev sahibi olmak isteyenler için 24 adet proje üretildi. İmar mevzuatı doğrultusunda yörenin geleneksel, kültürel ve mimari özelliklerine uygun farklı büyüklüklerden oluşan projeleri ilçe belediyelerimize verdik. Köyden mahalleye dönen yerleşim yerinde yaşayan vatandaşlarımız ev yapmak istediklerinde bu projelerden kendisine uygun olanı seçerek ilçe belediyesine başvuracak. Sadece dilekçe verecek olan vatandaşımızın cebinden ne proje parası, ne de yapı denetim parası çıkacak. Tüm bunlardan yasa gereği vatandaşımız Çok amaçlı açılış Yaşamında hukuka büyük katkılar sağlamış olan merhum Cumhuriyet Başsavcımız İsmail ALKAN'ın adını taşıyan ve yaşatacak olan İsmail ALKAN çok amaçlı salonun açılışı, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı vekili Muhammet SAVRAN, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı vekili Niyazi YAZ, Adli Yargı Komisyon Başkanı Bekir ERİM, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Ali ÖZGÜR, Denizli Cumhuriyet Savcısı Cemil CEYLAN, Sarayköy Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Raif CORA, Sarayköy Açık Ceza İnfaz Kurumu II. Müdürü Erhan KAPICI, İzleme Kurulu Başkanı Halil DOKUMACI, İzleme Kurulu Üyeleri Hüseyin MUSAN, Tamer KAVAKOĞ- LU, Meral ALTINTAŞ, Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Üzeyir GÜL, Honaz Belediye Başkanı Turgut DEVECİOĞLU, Honaz Milli Eğitim Müdürü Nihat DEMİRBİLEK, Denizli Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Oğuz, Merhum Cumhuriyet Başsavcısı İsmail ALKAN'ın eşi Hüsniye ALKAN, abisi Neşat ALKAN ve salonumuzun yapılmasında bizlere destek olan Öz Kuvvet İnşaat Yapının sahibi Vedat BAYSAL'ın katılımıyla gerçekleştirildi Geniş bir etkinlik programıyla gerçekleştirilen açılış töreninde, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından izleyecilere kurumumuzun 2013-2014 yılı faaliyetlerini içeren bir slayt gösterisi sunuldu. Oyuncu kadrosu, kurumumuzda bulunan hükümlüler tarafından kurulmuş, Cevval TUFAN yönetmenliğinde sahnelenen "Yoksun" isimli tiyatro oyunu izleyicilere keyifli anlar yaşatırken güldürürken düşündürmeyi de ihmal etmedi. Hükümlüler, sergiledikleri oyunculuk performansı sonrası izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı. Babalar günü kapsamında kurumumuz bünyesinden kura ile belirlediğimiz hükümlüleri babaları ve kızları ile sürpriz bir şekilde buluşturarak babalar günü kutlandı. Hükümlü Teoman YAKUT'un kızı Elif Nur YAKUT ile buluşması izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı. Kurum müdürlüğü tarafından hazırlanan hediyeler çocukları tarafından babalarına verildikten sonra kurum öğretmenimiz Halime BAŞARAN'ın kendi kaleme aldığı ve babası ithaf ettiği şiir sonrası izleyiciler gözyaşlarını tutamadı. Kurum personellerimizden İnfaz Koruma Memuru Sonay KIRCA ve Hasan KAYIHAN ile kurumumuzda bulunan hükümlülerden oluşan halk oyunları ekibimiz, kurum öğretmenimiz Halime BAŞA- RAN yönetiminde hazırladıkları koreografilerini sergilediler. Program sonunda bir konuşma yapan Cumhuriyet Başsavcı Vekili Sayın Muhammet SAVRAN, İsmail ALKAN Çok Amaçlı Spor Salonunun yapımında emeği geçen bütün arkadaşlara teşekkür ederek merhum Cumhuriyet Başsavcımız İsmail ALKAN'ı rahmetle andı. İsmail ALKAN Çok Amaçlı Spor Salonunun yenilenmesinde emeği geçen personel arkadaşlarımıza ve hükümlü/tutuklulara ve aynı zamanda tiyatro oyununda üstün performans gösteren hükümlü/tutuklulara teşekkür belgeleri dağıtılırken, büyük beğeni ile izlenilen tiyatro oyununun yönetmeni Cevval TUFAN'a ve salonun yapımında bizlere destek olan Öz Kuvvet İnşaat Yapının sahibi Vedat BAYSAL'a plaket takdim edildi. muaf olacak. İnsanımız böylece planlı, projeli, deprem yönetmeliğine uygun yapı denetimi yapılmış bir eve kavuşmuş olacak" dedi. Muhtarların taleplerini alan Başkan Zolan tüm bu taleplerin öncelik sırasına göre tek tek yerine getirileceğini söyledi. Başkan Zolan ve beraberindekiler daha sonra Çal Kaymakamlığı'na ziyarette bulundu. Kaymakam Erdal Çetinbaş tarafından karşılanan Başkan Zolan, bir süre burada kaldı. Kaymakamlık ziyareti sonrasında ise ilçeye yapılması planlanan garaj yerinde incelemelerde bulunan Başkan Zolan ve beraberindekiler daha sonra Çal'dan ayrıldı. Doktora danışın Denizli Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uz. Dr. Murat Gökhan Kinaş hamilelerin ve emzirme döneminde olan annelerin ramazan ayında oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları gerektiğini söyledi. Ramazan ayında anne adaylarının oruç tutup tutamayacakları yönündeki sorularla sık sık karşılaştıklarını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uz. Dr. Murat Gökhan Kinaş gebelikte tutulan orucun normal sağlıklı bir insanın tuttuğu oruçtan ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kinaş gebelikte vücudun gereksinimlerinin sağlıklı insanın normalde olan gereksiniminden farklı olduğunu, normalde insanların uzun süre açlığa dayanabilirken gebelikte bu sürenin üçte bir oranında kısaldığını söyledi ve şöyle devam etti: Sağlıklı bir insanın oruç tutması herhangi bir sıkıntı neden olmamakla beraber hamile kişilerde aynı şeyi söyleyemeyiz. Gebelikte vücudun enerji ve sıvı gereksinimi artmaktadır. Ayrıca gebelikte vücutta şeker kullanımının artması sonucunda kan şeker düzeyleri düşer ve daha sık acıkılır. Oruç tutulması durumunda düşen ve karşılanamayan kan şekerleri yağ asitlerinin yıkımını arttırmakta ortaya çıkan bazı maddeler ise bebekte bazı sorunlara neden olmaktadır. Bu konuda yapılan çok fazla çalışma olmamakla beraber oruç tutan gebelerin bebeklerinde çeşitli yan etkiler görülmüştür. Bunların başında ise büyüme-gelişme bozuklukları ve amnion sıvı bozukluklarıdır. Gebeliğin hızlı büyüme dönemlerinde oruç tutmuş olan annelerin biraz daha düşük ağırlıklı bebekler doğurdukları bilinmektedir. Normalde bu tür bebekler %4 oranında görülürken, oruç tutan annelerin bebeklerinde bu oran %8 dir. Bir çalışmada da gebeliğin son üç ayında tutulan orucun sezaryen oranını ve şeker hastalığını arttırdığı, yeni doğan bakım ihtiyacının arttığı (kuvöz gereksinimi) ifade edilmiştir. Ayrıca gebelikte oluşan mide, bulantı, kusma gibi şikâyetler açlık durumunda şiddetlenmektedir dedi. Emzirme döneminde olan annelerin sıvı ve besin alımının düzenli ve yeterli olmasının önemli olduğunu ve gebelik için sayılan oruç tutmanın yan etkilerinin emziren anneler için de geçerli olduğunu anlatan Uz. Dr. Murat Gökhan Kinaş: Emzirme döneminde oruç tutuluyorsa özellikle sıvı ve vitamin desteği ihmal edilmemelidir. Aksi durumda ek besin gereksinimi artacak bu da bebeğin emdiği süt miktarının azalmasına, sütün daha az salgılanmasına hatta erken kesilmesine neden olacaktır dedi.

SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 217 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba Teyzemin bıyığı olsaydı dayım mı olurdu? Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Batı'daki bazı üniversitelerin tarih kürsülerinde "Olmayana ergi" yöntemi ile dünyayı etkileyen o- laylar irdelenir... Örneğin "Fransız İhtilali'nin olmadığını varsayın" benzeri modeller üzerinden, Avrupa'nın tarihi yeniden yazılmaya çalışılır... Bu arada "Waterloo savaşını Napolyon kazansaydı, İngiltere Fransa tarafından işgal edilir ve mesela bugün İngiltere'de de trafik kara Avrupa'sındaki gibi sağdan akardı" gibi varsayımlara da ulaşılabilir, olmayana ergi yöntemli tarih yorumlarında... Tabii bu arada "Fransız İhtilali olmasaydı Napolyon da olmazdı" varsayımı daha önce ele alınır. 1'inci Dünya Savaşı Geçen hafta 28 Haziran 1914'te Saraybosna'daki suikastla başladığı kabul edilen 1'inci Dünya Savaşı'nın 100'üncü yıldönümü dolayısıyla, taraf olan tüm ülkelerin medyalarında bu savaşın kendilerini ve dünyayı nasıl etkilediğini ele alan yorumlar yayınlandı... Örneğin Almanya'nın yenilgisinin Hitler'i ve Nazizm'i ürettiği ve Amerika'nın içine kapanmasının yani "İzolasyonizm"e girmesinin, 2'nci Dünya Savaşı'nın yolunu açtığı benzeri yorumlar da yapıldı. Bunun gibi erkeklerin cephede bulunmaları sonucu kadınların Avrupa ülkelerinde çalışma hayatında yer almaları süreci 1'inci Dünya Savaşı sayesinde hızlanmış... Bu da kadın-erkek eşitliğinin her alanda gerçekleşmesini hızlandırmış. En fazla biz etkilendik 1'inci Dünya Savaşı'ndan en fazla etkilenen toplumlardan biri olmamıza rağmen bu savaşın yıldönümü, bizde fazlaca değerlendirilmedi. Örneğin 1'inci Dünya Savaşı yenilgisi olmasaydı belki Osmanlı İmparatorluğu hâlâ devam etmekte olurdu ve Cumhuriyet de kurulmazdı... Ve eğer Osmanlı'nın Ortadoğu'daki varlığı devam etseydi, belki bugün haritalarda İsrail devleti de bulunmazdı... Ya da Almanya'nın 1'inci Dünya Savaşı yenilgisi Hitler'i üretmeseydi Yahudi Soykırımı da, Yahudilerin Filistin'e göçleri de (Exodus) belki olmazdı... Hilafet ilan etmişler Bu varsayımlardan biri de "Eğer İttihatçılar Abdülhamit'i devirmeselerdi, Osmanlı 1'inci Dünya Savaşı'na girmezdi" şeklinde değil midir? Kendilerini "Irak Şam İslam Devleti" olarak sunan IŞİD terör örgütünün bir de Hilafet ilan ettiğini ve örgütün lideri Ebubekir el-bağdadi'nin de "Halife" olduğunu duyunca tarihi olmayana ergi yöntemi ile irdelemenin zaman zaman denenmesinin doğruluğuna inandım... Şöyle bir varsayımlar dizisinden gidersek... Osmanlı yıkılmasaydı, Padişah hâlâ Halife olarak kalacaktı. Diyelim ki Osmanlı yıkıldı... Amerika I- rak'ı işgal edip Saddam'ı devirmeseydi ne Maliki ne de IŞİD olacaktı. Teyzemin bıyığı olsaydı Evet... 12 Eylül olmasaydı "Turgut Özal Olayı" da olmayacaktı... 28 Şubat olmasaydı AK Parti iktidarı ve "Tayyip Erdoğan Olayı" da olmayacaktı... Tayyip Erdoğan Olayı olmasaydı, Kemalist CHP k- endisini bazen Pensilvanya'daki "Gülenist Örgüt"te, bazen de Cidde'deki "İslam Teşkilatı"nda bulmaya çalışmayacaktı... Bu "Olmayana ergi" yöntemi ile tarihi yeniden yazmayı deneyin... "Teyzemin bıyığı olsaydı dayım olurdu" benzeri varsayımlara yabancı olmadığımıza göre, bu yöntemi tarihe de uygulayabiliriz... 01.07.2014 Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Vay be, işe bak! Ekmel bey resmen aday! Başvuruyu CHP adına Grup Başkanvekili Engin Altay, MHP adına ise Grup Başkanvekili Oktay Vural gerçekleştirdi. İhsanoğlu nun adaylığı için CHP - den 111, MHP den 52 milletvekilinin imzaladığı dilekçe Çiçek e verildi. Bağımsız milletvekilleri Hami Yıldırım ve İdris Bal da CHP dilekçesine imza attı. Böylece cemaatin katılımı da tescillenmiş oldu.. Bu arada bir son dakika haberi: Koç da kampanyaya destek verecekmiş.. Öte yandan Cumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar, CH- P de İhsanoğlu çatlağı başlıklı yazısında ilginç bir iddia ortaya attı. Dündar, İhsanoğlu nun adaylığının İstanbul Sanayi Odası eski Başkanlarından Memduh Hacıoğlu nun evindeki yemekte kararlaştırıldığını yazdı. Önce kim bu İhsanoğlu nu teklif eden Hacıoğlu? MEM- DUH HACIOĞLU Üsküp doğumlu - 1947, Maksut, Rukiye, İşletme İktisadı, ABD Harvard Üniversitesi Makro Ekonomi Dalında İhtisas yaptı, İngilizce biliyor, Sanayici, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Sanayi Konseyi ve DEİK Yönetim Kurulu Üyesi, 22. Dönem İstanbul Milletvekili, Parlamentolararası Birlik Türk Grubu Üyesi, Evli, 1 Çocuk. DANONE, NESTLE gibi firmaların fındık-fıstık tedarikçisi. MEMDUH Beğenilmiş. Medholunmuş. Övülmüş, Peygamberimizin (SAV) sevmiş olduğu hareketi övülmüş övülen anlamlarına geliyor. Ona kısaca MEMO demek de mümkün.. Hacı unvan olarak yasak bir kelime ama, o Hacının oğlu. Ekmel bey de CHP lilerin sürgüne gönderdiği İhsan efendinin oğlu idi.. Fark etmiyor, önemli değil! Hacıoğlu nun evindeki o sözü edilen yemek, 24 Mayıs 2014 Cumartesi günki haber bültenlerinde var. Basında haber, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul da Kemal Derviş ile görüştü şeklinde yer almış. Görüşme, CHP eski Milletvekili Memduh Hacıoğlu nun Kabataş taki evinde gerçekleşmiş ve yaklaşık 3 saat sürmüş. Ardından Kılıçdaroğlu bir açıklama yapmış. Ekonomiyi tartıştık, dünyayı tartıştık, Türkiye yi tartıştık, geleceği tartıştık. Gayet güzel bir sohbet oldu diye konuşmuş. Kemal Derviş i cumhurbaşkanı adayı gösterme ihtimaliniz var mı? şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, Şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Şu anda kişileri tartışmıyoruz. Şu anda cumhurbaşkanı olabilecek kişinin niteliklerinin ne olduğunu tartışıyoruz. Halkımız nasıl bir cumhurbaşkanı istiyor. Bunu tartışıyoruz. Tabii doğal olarak bu da görüşüldü. Görüşülmesi de gerekiyordu. Önce niteliklerini tartışmalıyız. Çünkü cumhurbaşkanı olacak kişi Türkiye yi temsil edecek. Ve bizi onurlandıracak. Bütün dünyada temsil edecek. Onun temiz birisi olmasını istiyoruz. Onun bilgili birisi olmasını istiyoruz. Onun ülkedeki bütün insanları kucaklamasını istiyoruz. Bunları tartıştık şeklinde konuşmuş. Sonunda varılan karar; DERVİŞ değil Ekmel olsun demişler.. Ekmel beyin eskiden Erdoğan ve Cemil Çiçek le, Şevki Yılmaz la resimleri var. CHP liler ona da bahane bulurlar. Bu durumda Erdoğan ın Şevki Yılmaz la resmini de eleştiri konusu yapamayacaklar. Çünkü karede Ekmel bey de var.. Ekmel beyin Siret Konferansı koordinatörlüğü de şeriatçı olduğunu göstermez. O da İİK Genel Sekreterliği gibi bir şey.. Hem zaten CHP liler Kelam, Akaid ve Siret-Siyer gibi şeylerden pek anlamazlar.. Memduh Hacıoğlu biraz Cem Boyner, biraz Kemal Derviş.. Biraz CHP, biraz Yeni Demokrasi Hareketi, işte öyle bir şey.. Aslında hışımlılardan değil, ılımlılardan Tuzaklar, komplolar, operasyonlar ve cumhurbaşkanlığı... Ülkemizin hak ettiği ve çok ihtiyaç duyduğu ilerici ve dinamik bir sosyal demokrasi hareketinin önünü açmak, Türkiye ile dünya arasındaki mesafenin kapanması için gereken büyük bir yenileşme atılımına omuz vermek hedefleriyle CHP ye katıldım diye başladığı yolculuğa; Aradan geçen 3 yıla yakın sürenin bize gösterdiği gerçek ise, CHP merkez yönetiminin bu hedeflerle tutarlı bir yol izleme irade ve cesaretini göstermediğidir. Bu değerlendirmelerimin ışığında CHP den istifa ediyorum diye noktayı koyuyor.. Fehmi KORU STAR GAZETESİ Türkiye de siyasette komplo neredeyse bir alışkanlık... Çok partili siyasi hayata geçildikten sonra, seçimlerde kendilerinin başarısız olacağını anlayanlar, rakiplerini durdurmak amacıyla akla gelen gelmeyen pek çok yollara başvurdular. Operasyonların işe yaramadığı durumlarda daha büyük komplolara başvurulduğunu da hatırlıyoruz... Cumhurbaşkanını halka seçtirmek bu tür operasyonların etkisini azaltmak için alınmış bir tedbirdi zaten... Bu seçimde yine komplo yoluna sapmaya kalkışılırsa, tuzağı işlevsiz bırakmada en önemli unsur, halkın sağduyusu olacaktır. Tek tek insanları aldatmak mümkün olabiliyor; ancak bir milleti aldatmak o kadar kolay değil... Bugün ise yeniden CHP li dostları ile buluşuyor ve Ekmel beyi aday gösteriyorlar.. Hacıoğlu nun CHP ye yönelik açıklamalarına bakar mısınız? Parti örgütü CHP yi taşıyacak yapıda değil. Toplumla ilişkisi zayıf, Bir siyasi partinin türban ı çözmeyi kendine görev bilmesinin zamanı geldi, hatta geçti. Halk çözüm istiyor. Bunu görmeyen siyasetçi yanlış yapar. CHP, Tayyip Erdoğan ın adaylığı kesinleşir kesinleşmez, düğmeye basacakmış... Operasyon düğmesine... CHP ye sağlanan bazı görüntüler varmış; kamuoyunu yanıltmak için gerçeği çarpıtacak ve cumhurbaşkanlığına giden yolda Tayyip Bey in önünü kesmek amacıyla o çakma görüntüleri kullanacaklarmış... Olabilir mi böyle bir şey? Eğer CHP Tayyip Erdoğan ın birinci turda seçilmesini istiyorsa olabilir... Bugüne kadar Ak Parti yi siyaseten başarısız kılmak için birkaç kez denendi böyle operasyonlar; hepsinde de başarılı olunacağı beklentisiyle... Sonucu biliyoruz: İlk kez girdiği 3 Kasım 2002 seçiminden yüzde 35 oyla çıkan Ak Parti, her seçimde başarısını büyüterek bugünlere geldi. Her operasyon düğmeye basanların beklentilerinin tam tersi sonuç verdi. Yeni bir operasyonla Tayyip Erdoğan ın önünü kesebileceğine inanıyorsa CHP, yeni ve daha büyük bir hayal kırıklığına şimdiden k- endini hazırlasın... Eski Türkiye nin simgesi olan askeri müdahaleler, başarısızlığa uğramış operasyonların ardından gelmiştir hep... Ülkemizin siyasi tarihi aynı zamanda komplolar tarihidir... Menderes, Demirel, Özal, Erbakan... Hangisini ele alırsanız alın, en güçlü oldukları dönemlerde, onlara karşı kurulmuş komplo tuzaklarını hemen fark edersiniz: Turgut Özal ın iktidarının Koskotas dosyaları diye meydanlarda sallanan içi boş dosyalarla zaafa uğratıldığını herhalde unutmadık... Necmettin Erbakan ı sahte şeyhlerle milletin gözünden düşürmeye çalışmadılar mı? 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yaşanan 367 krizi bir operasyon değil miydi? 30 Mart seçimi öncesinde ise en yoğun ve birbiri ardına meydana gelen operasyonlara muhatap oldu Ak Parti... Bu defa da aynı yola başvurulması hiç şaşırtmayacaktır... İlk defa cumhurbaşkanını halkımız seçecek... Muhalefet, Ak Parti adayı olacağı anlaşılan Tayyip Erdoğan ın karşısına kıymetli bir insanı aday gösterdi... Beklenen, seçim yarışının düzeyli bir zeminde geçmesi ve milletin, cumhurbaşkanını, içine sine sine seçmesidir... Bu havayı bozacak ve seçim sürecine gölge düşürecek her türlü desise siyasi sistemi yaralar; özellikle de başarıyı rakibine tuzak kurmada arayan partileri... Gerçekten kamuoyunun bilmesi gereken bir yanlışlığı varsa Ak Parti nin veya adayının, bunun vakitlice bilinmesini sağlamaktır doğru olan; kamuoyu Madem öyledi, bunu bunca zamandır neden gizlediniz? diye sormaz ve bunun aslında kendi iradesini eğip bükme amaçlı bir tuzak olduğunu anlamaz mı sanılıyor? Olmaz ya, diyelim tuzağınız başarılı oldu; seçilen k- işi operasyon sayesinde seçilmiş bir cumhurbaşkanı olmayı kendisine nasıl yakıştırır? Evet, operasyon ihtimali var; ama bu yola başvuran hayrını göremez... 01.07.2014 Hacı realpolitik denen şeyi biliyor.. Ekmel bey de bu düşünce ortamında öne çıkıyor.. Hacıoğlu hem Atatürkçü, hem sosyal demokrat.. Ona göre Sosyal demokratlık ve Atatürkçülük iki ayrı kimlik değil. Çünkü Atatürkçülük bir siyasi hareket değil. Atatürkçülük çağdaşlaşma hareketidir. Kemalizm ise bir siyasi harekettir. Bu karışık akıl, İhsaniddin Ekmeloğlu nu (?!) CHP den aday yapıyor. Bu arada keşke Ekmel bey, şu Mehmet Akif in meali ile ilgili Soner Yalçın ın açıklamalarından sonra yeni bir açıklama yapsa da bu iş açıklığa kavuşsa.. Ah CHP, vah CHP! Sahi ne olacak bu CHP nin hali.. Kılıçdaroğlu diyor ki, sanki, bizim tek başımıza bu işlere ne aklımız erer, ne gücümüz. Onun için önlerinde cemaat, arkalarında MHP; bir eliyle şehadet parmağını yükseltiyor, öteki eli bozkurt işareti yapıyor.. Diyanet İşleri Başkanı, Ramazan eğlence ayı değil dese de, söz dinlemeyen, dinden fazla anlamayanlar da var aramızda. Tevbe tevbe, Ramazan eğlencesi diye işte ben buna derim! Yar bana bir eğlence! Selâm ve dua ile.. 01.07.2014

SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS110 110 Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka 372 58 74 Kadifekale 225 49 99 Bornova 388 10 03 Bostanlı 386 17 86 Buca 487 13 61 Karabağlar 237 13 07 Çamdibi 433 65 59 Çiğli 376 73 23 Balçova 278 76 02 Evka 4 351 09 04 Evka 1 452 24 77 Gaziemir 251 00 44 Hatay 250 86 40 Narlıdere 238 35 97 Güzelbahçe 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Karataş 441 41 70 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Kadın gazeteciler için özel Komite! Medya çalışanlarının üçte birini oluşturan kadın gazetecilerin örgütlenmesi için düğmeye basan Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Kadın Gazeteciler Komitesi ni kurdu. Komite; Kadın Gazeteciler Çalıştayı na imza atarak, sorunlar ve taleplerin yüksek sesle dillendirilmesini sağlayacak Türkiye Gazeteciler Federasyonu nun (TGF), 20-22 Haziran 2014 tarihleri arasında Elazığ da yapılan 45. Başkanlar Konseyi Toplantısı nda; TGF Kadın Komitesi kurulması kararı alındı. Anadolu da gazetecilerin örgütlülüğünü esas alarak 1980 li yıllarda ortaya çıkan bir fikirle doğuş süreci başlayan ve bugün ülkenin dört bir yanında faaliyet gösteren 81 cemiyet ve derneğin omuzlarında yükselen TGF nin gücüne güç katmak için yola çıkan Komitenin Başkanlığını Balıkesir Merhaba Gazetesi İmtiyaz Sahibi Semra Aman Akyürek üstlenirken, Başkan Yardımcılığını Çorlu dan Yorum Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gülgün Keçeci ve Genel Sekreterlik görevine Mersin den Akdeniz Gazetesi Muhabiri Hediye Eroğlu getirildi. Kadın Gazeteciler Çalıştayı yapılacak İlk toplantısını TGF Genel Başkanı Atila Sertel in başkanlığında yapan komite; öncelikle ülke genelindeki kadın gazetecilerin sayısının belirlenmesi ve -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara 11811 Danışma 444 14 44 Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova 277 25 25 Afm Park Bornova 373 73 20 Afm Forum Bornova 373 03 50 Afm Ege Park 324 42 64 Afm Passtel 489 22 00 ardından da ulusal ölçekti bir Kadın Gazeteciler Çalıştayı na imza atma kararı aldı. Çalışmaları ile ilgili bilgi veren Komite Başkanı Semra Aman Akyürek, Türkiye de görev yapan gazetecilerin çatı kuruluş olan TGF nin attığı bu önemli adımın federasyonun gücüne güç katacağına inandıklarını belirterek, komitenin; erkeklerden oluşan tüm cemiyet ve dernek başkanlarının oy birliği ile kurulmasının çok anlamlı ve değerli olduğunu söyledi. Engelleniyoruz Son açıklanan TÜİK verilerine göre, Türkiye de medya çalışanlarının üçte ikisinin erkek olduğunu söyleyen Akyürek, Kadınlar medya kuruluşlarının karar Avşar Palmiye 277 48 00 Cinebonus 278 87 87 Cinebonus 446 90 40 Cinebonus (Ykm) 425 01 25 Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88 Çeşme Hollywood 712 07 13 Çamlıca 343 83 15 Deniz Karşıyaka 381 64 61 Batı Sineması 347 58 25 Çınar Sineması 489 88 85 Karaca Sineması 445 87 76 Kipa Hollywood 252 56 66 Menemen Kültür 832 14 11 Şan Konak 483 75 11 Çınar Center 277 11 00 2 Temmuz 2014 Çarşamba mekanizmalarında neredeyse hiç yoklar. Medya çalışanlarının üçte birini oluşturan kadın çalışanlar; ayrımcılıktan mobbinge, eşdeğer işe eşit ücret verilmeyişinden cinsel tacize kadar, erkek egemen sistemin tüm olumsuz uygulamalarına maruz kalmakta. Kadınların ucuz iş gücü olarak görülmesi, pasif-geri görevlerde çalıştırılması, kadınların annelik haklarının yerine getirmesinin engellenmesi, kadınların mobbing ve tacize maruz kalması, kıdem hakları engellenerek kariyer planlamalarının sekteye uğratılmasını önlemek için çıktığımız bu yolda sorunlarımızın; uzlaşı kültürü ve ortak akıl oluşturma anlayışı ile çözüme kavuşturmak için çalışacağız diye konuştu. İzmir Tabip Odası ndan Sağlık Müdürlüğü önünde protesto İzmir Tabip Odası üyesi doktorlar, geçici görevlendirme ve aile hekimlerinin acil servislerde görevlendirilmesini protesto etti. İl Sağlık Müdürlüğü binası önünde toplanan doktorlar, bir basın açıklaması yaptı. İzmir Tabip Odası Genel Sektereti Mete Güzelant ın da arasında bulunduğu 15 kadar doktor, geçici görevlendirme uygulamaları ve aile hekimlerinin acil servislerde görevlendirilmesini protesto etti. Grup adına açıklamalarda bulunan Güzelant, acil servis hekimliğinin farklı bir mesleki eğitim süreci gerektirdiğini ifade ederek, Acil birimlerde sağlık hizmeti sunan çalışanlar, belirli periyotlarda bilgi becerilerini yenilemek için birtakım eğitimlerden geçer. Bu alandaki ihtiyacı, yeterli mesleki eğitimi ve deneyimi olmayan sağlık çalışanlarıyla gidermeye çalışmak, halkın sağlığını tehlikeye atmak anlamına gelir. Sağlık Bakanlığı'nın aile sağlığı merkezleri çalışanlarına dayattığı hastane acillerinde ve 112 istasyonlarındaki nöbet uygulamaları, ne çalışanlar ne de toplum nezdinde kabul görmemiştir. Sağlık çalışanları yüzde 90 oranında bu haksız, görev ve sorumluluk kavramlarıyla bağdaşmayan, hukuka uygun olmayan nöbetlere gitmemişlerdir. Mücadelemizi kendi haklarımız, mesleğimiz, geleceğimiz ve halkın nitelikli sağlık hizmeti alması için devam ettireceğiz." dedi. Basın açıklamasının ardından grup sessizce dağıldı. Afyonkarahisar a bölge laboratuvarı kuruldu Afyonkarahisar da Halk Sağlığı Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren laboratuvar, bölge laboaratuvarına dönüştürüldü. Çevre illere de hizmet verecek olan laboratuvarda daha önce yapılmayan bir çok tahlil yapılabilecek. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yapılandırıldıktan sonra Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı ve bağlı Bölge Hıfzısıhha Enstitüsü müdürlükleri ile beraber halk sağlığı laboratuvarlarında da yapılandırmaya gidildi. Bu kapsamda bazı illerde bina, alt yapı, cihaz gibi şartları uygun olan illerdeki laboratuvarlar L1 tipi olarak bölge laboratuvarına dönüştürüldü. Halk Sağlığı Müdürü Dr. Lütfi Akgün, alt yapısı ve fiziki imkanları hazır olan laboratuvarın L1 tipi Halk Sağlığı Laboratuvarı'na dönüştürülmesi için onay verildiğini söyledi. Akgün, böylelikle çevre illere de hizmet verecek olan bir bölge laboratuvarı olduğunu kaydetti. Akgün, "Bu güzel gelişmeyle daha önce ilimiz laboratuvarında yapılamayıp diğer illerde yaptırılan bazı analizler artık ilimizde yapılacaktır. Bundan böyle çevre iller ilimiz laboratuvarından hizmet alabilecektir. İçme- kullanma suları, kaplıca ve otel suları analiziyle evlilik öncesi tarama sıtma tarama ve kaplıca çamur analizlerini yaptırabilecekler." dedi. Sema Sineması 483 91 00 Konak Sineması 483 21 91 Desem Sineması 422 53 10 Karşıyaka Sineması 381 50 98 İzmir Sİneması 421 42 61 -Tiyatro- Konak Sahnesi 483 50 35 Ragıp Haykır Sahn. 369 14 87 İzmir Devlet Tiyat. 445 89 41 Uğur Mumcu Sahnesi 343 04 33 İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi 446 77 95 İsmet İnönü Sanat Merkezi 441 09 02 POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi 255 04 44 Bornova Yeni Yaşam 388 03 31 Bozyaka Halk 261 39 13 Bozyaka Dispanseri 256 09 86 Buca Çözüm 438 76 26 Cansu Karabağlar 237 73 83 Çamdibi Derman Polik. 435 00 77 Çizgi Polik. 226 34 34 Deniz Sağlık Polik. 369 90 91 Ege Sağlık 487 57 64 Egeform Fizik 464 24 24 Eşrefpaşa Ö.Sağ. 227 35 26 Eşrefpaşa Zinde Polik. 262 64 71 Gaziemir Dr. Polik. 252 36 92 Gazi Kent Polik. 274 13 74 Halk Polik. 285 46 34 Hatay Özel Sağlık 250 51 52 İhtisas Polik. 254 13 13 Karşıyaka Park Sağlık 367 22 22 Mevlana Polik. 343 32 43 Mersinli Özel Sağlık 461 19 99 Neron Psikiyatri 256 76 76 Nergiz Özel Sağlık 364 08 10 Onur Polik. 458 77 45 Özel 9 Eylüllüler Polik. 453 81 11 Özel Altındağ 458 05 89 Özel Brn Dr. Dispanseri 347 38 92 Özel Çiğli Polik. 386 05 95 Özel Eylül Polik. 373 85 74 Özel Gülhan Polik. 347 99 91 Özel İrem Sağlık Polik. 251 84 24 Özel İzmir Polik. 343 23 50 Özel Pınarbaşı Polik. 479 80 25 Özel Sarnıç Polik. 281 64 03 Özel Seferihisar Polik. 743 58 48 Özel Serin Polik. 261 29 99 Özel Yedigöller Polik. 442 29 92 Özel Yenişehir Polik. 433 09 24 Park Sağlık Polik. 367 22 22 Sevgi Özel Sağlık 438 37 38 Şöferler Odası Sağlık Polik. 227 99 35 Teos Polik. 743 57 77 Vefa Polik. 341 84 24 Yeşiltepe Polik. 351 38 72 Yıkık Cami Halk. 271 27 27 -Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan Merkezleri- Kızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları 464 88 89 THY Rezervasyon 444 08 49 Basm. Rezervasyon 484 86 38 Alsancak Gar 464 77 95 Santral Garaj 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskeleler- Konak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 Eşrefpasa 261 48 04 Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46

SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK 217 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba SAMAN NEZLESİNİ CİDDİYE ALIN İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İ- brahim Aladağ; genellikle bahar aylarında ortaya çıkan saman nezlesinin (alerjik rinit), tedavi ile kontrol altına alınabilecek bir hastalık olduğunu; ancak saman nezlesi gibi aylar süren rinit bulgularının farklı nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabileceğini söyledi. Saman nezlesinin, polen ve akar gibi alerjik özelliği olan maddelerin, hassas bünyelerde oluşturduğu üst solunum yollarının iltihabi hastalığı olduğunu ve diğer rinit tabloları gibi burun akıntısı, burun tıkanıklığı gibi durumlara yol açtığını belirten Doç. Dr. İbrahim Aladağ, bu hastalığın uzun süreli rinite yol açan başka hastalıklarla karıştırılabileceğini söyledi. Doç. Dr. İbrahim Aladağ, Saman nezlesi bulguları gösteren her dört hastanın birinde alerjik olmayan rinit denilen farklı bir hastalık mevcuttur. Hamilelik, yaşlılık gibi normal fizyolojik süreçler alerjik olmayan rinit tabloları oluşturabileceği gibi, sosyal yaşamda karşılaştığımız birçok dış etkenler bu duruma yol açabilir. Uzun süreli burun akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi durumlarda uzmana danışmadan ve hastalığın sebebi ortaya konmadan, soğuk algınlığı ilaçları ve alerji şurupları gibi geçici yöntemlerin kullanılması hastalığı kötüleştirebileceği gibi tedavide geç kalınmasına da yol açabilmektedir diye konuştu. Burun hijyenine dikkat edilmeli Sebebi ne olursa olsun, burun iltihabıyla ortaya çıkan uzun süreli burun tıkanıklığı ve burun akıntısının, bedensel ve zihinsel performanslarını düşürerek hastaların sosyal yaşamlarını ciddi şekilde etkilediğini belirten Doç. Dr. İ- brahim Aladağ, Alerjik ve alerjik olmayan rinitte, muhtemel alerjen ya da tahriş edici maddelerden uzak durmak ve sık burun yıkama alışkanlığını edinmek, bu hastalarda hekime gitmeden önce yapmaları gereken en önemli koruyucu tedavi yöntemleridir dedi. Tümörlerin de saman nezlesi benzeri belirtileri olabilir Sigara dumanı, egzoz gazları, temizlik malzemeleri, parfüm ve deodorantlar gibi solunumla alınan birçok tahriş edici maddenin vücutta farklı etkiler bıraktığını söyleyen Doç. Dr. Aladağ, uzun süreli burun tıkanıklığının ihmale gelmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Doç. Dr. Aladağ, Rinit nedeni olabilecek onlarca farklı hastalık olabilir. Hatta tümörlerin de saman nezlesi benzeri belirtiler oluşturabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, uzun süreli burun tıkanıklığı ve burun akıntısı gibi durumlarda, kesin tanının konulması ve uygun tedavinin düzenlenmesi için mutlaka bir uzman kontrolünden geçmek gereklidir şeklinde konuştu. Şeker hastaları sahurda tercih edecekleri yiyeceklere dikkat etmeli Şeker hastalarının, oruç tutma ile ilgili kararı kişiye özel değerlendirme sonrasında verilebileceğini aktaran İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Karagöz, oruç tutacakların, sahurda glisemik endeksi düşük yani şekerin kana karışma hızı yavaş olan yiyecekler tüketmesini önerdi. Dr. Karagöz, çok şekerli ve yağlı gıdalar tüketmemeye özen gösterilmesi konusunda uyarıda bulundu Acıbadem Kayseri Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Karagöz, Ramazan ayında diyabet hastalarının oruç tutup tutamayacağına dair evet ya da hayır şeklinde bir cevap vermenin uygun olmayacağını ifade etti. Bu cevabı tamamen kişiye özel bir değerlendirme yaptıktan sonra verebilmenin mümkün olacağını aktaran Dr. Hatice Karagöz, Hastanın ilaç tedavisi mi yoksa insülin tedavisi mi kullandığı, insülin kullanmakta ise günde kaç kez ve hangi dozda yaptığı, yakın zamanda bir hipoglisemi (kan şekerinin 60'ın altına düşmesi durumu) ya da tam tersi çok yüksek şekere bağlı bir koma durumu yaşayıp yaşamadığı, şeker hastalığına bağlı bir iç organ hasarı bulunup bulunmadığı mutlaka sorgulanmalıdır. Ayrıca, Ramazan ayı öncesinde kişinin kan şekeri takip çizelgesi görülmelidir. dedi. Dr. Hatice Karagöz, kişinin, Ramazan'dan önceki son 3 ay içinde bilinç bozukluğu yapacak düzeyde hipoglisemi yaşayan ya da sık sık hipoglisemi atağı geçiren hastalar ve tip 1 diyabeti olan hastaların yüksek risk altında olduklarını hatırlattı. Bununla birlikte, kan şekeri düzeyi sürekli 300'ün üzerinde seyreden diyabet hastalarının da oruç tutmalarının riskli olacağını anlatan Dr. Hatice Karagöz, Ayrıca, özellikle böbrek yetmezliği gelişmiş diyabet hastaları da tüm gün su içemeyeceklerinden dolayı yine riskli grupta yer almaktadırlar. Hastaların oruç tutarken özellikle sersemlik, halsizlik, baş dönmesi, bulanık görme, terleme ve fenalaşma hissi gibi hipoglisemi bulguları açısından uyanık olmaları son derece önemlidir. Yukarıda belirtilen durumlar dışında, hem insülin hem de ağızdan ilaç kullanan diyabet hastaları tedavi dozları a- yarlanarak oruç tutabilirler. uyarısında bulundu. Dr. Hatice Karagöz, şeker hastalığı olanlara, oruç tutarken yapmaları gerekenlerle ilgili şu önerilerde bulundu: "Öncelikle sağlıklı beslenme kurallarına uymaları önemlidir. Özellikle sahurda glisemik endeksi düşük yani şekerin kana karışma hızı yavaş olan yiyecekler tüketilmelidir. Çok şekerli ve yağlı gıdalar tüketmemeye özen gösterilmelidir. Aşırı su kaybını önleyebilmek için özellikle sıcak günlere denk gelen Ramazan ayında iftardan sonra bol su tüketilmelidir. Ramazan ayı boyunca kan şekeri değerleri daha sıkı takip edilmeli ve bir sonraki muayene randevusunda doktora göstermek a- maçlı kaydedilmelidir. Özellikle belirli şeker i- laçları, oruç tutarken hipoglisemi riskini artırabileceğinden Ramazan süresince mevcut tedavi ve dozajı yeniden gözden geçirilmelidir. Oruçluyken hafif egzersizler güvenli olmakla birlikte, hipoglisemi riski nedeniyle iftar vaktine gelen saatlerde yapılacak ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Oruçlu bir şeker hastasının kan şekeri 300'ün üzerinde ya da 60'ın altında ise derhal en yakın sağlık kurumuna başvurmalıdır. Ramazan'da uykusuzluk kurbanı olmayın Ramazan'da uyku düzensizliğinin artabileceği, aşırı miktarda kahve ve demli çay tüketiminden kaçınılması, elektronik eşyalardan uzak durulması gibi basit önlemlerle sağlıklı uykunun mümkün olabileceği uyarısında bulunuldu. AA muhabirine açıklamaya yapan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yavuz Selvi, Ramazan ayında uykusuz kalmamanın kişinin kendi elinde olduğunu söyledi. Bu ayda uyku düzensizliklerinin artabileceğine dikkati çeken Selvi, alınacak basit önlemlerle GENEL KURUL KARARI Pak Sağlık İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu Levent YEŞİL başkanlığında toplanarak aşağıdaki kararı almıştır. Pak Sağlık İşçileri Sendikası 1. Olağan genel kurulunun28/06/2014 tarihinde ve saat 14:00 da aşağıdaki gündem maddelerini görüşmek üzere Yeşillik cad. No:169 Karabağlar -İZMİR Adresinde yapılması planlanan genel kurulunun yasal süre tamamlanamaması nedeniyle tarihte düzeltme yapılmasına genel kurulun 20/07/2014 tarihinde pazar saat 10:00 da yapılmasına 1. toplantıda çoğunluğun sağlanamaması durumunda ikinci toplantının 6 gün sonra 26/07/2014 cumartesi aynı, saatt adres ve gündem ile tekrarlanmasına yasal duyuru ve bildirimlerin yapılması için Levent YEŞİL ve Faruk YAZAR ın görevlendirilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir. GÜNDEM 1- Yoklama ve Açılış 2- Divan Teşekkülü 3- İstiklal Marşının Okunması 4- Genel Başkanın Konuşması 5- Misafirlerin Konuşması 6- Tüzük Değişikliği ve Genel Kurul Kararlarının görüşülmesi 7- Adres Değişikliği 8- Faaliyet Raporunun Müzakeresi ve İbrası 9- Yönetim,Denetim,Disiplin,Kurulları asil ve yedekleri ile üst kurul delege adaylarının teklifi 10- Dilek ve Temenniler a- seçimler b- sendika genel başkanının seçimi c- yönetim kurulunun seçimi d- denetim kurulunun seçimi e- disiplin kurlunun seçimi f- üst kurul delege seçimi 11-Kapanış Sondakika: 2/7 Basın: 7580 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de sağlıklı bir uykunun mümkün olabileceğini ifade etti. Düzensiz uykunun vücut saatini bozduğunu, sağlıklı bir uyku düzeni ayarlanamadığında vücudun tüm hormonal dengesini ve işleyişini sağlayan biyolojik saat ritmini kaybedebileceğini anlatan Selvi, "Bu durum baş ağrısı, mide-bağırsak şikayetleri, halsizlik, y- orgunluk, dikkatsizlik ve sinirlilik oluşturacaktır" dedi. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak ve sağlıklı uyku için önerilerde bulunan Selvi, şöyle devam etti: "İftar ve sonrasında hazmı zorlaştıracak, uykuyu engelleyecek şekilde ağır, yağlı yiyeceklerden kaçınmalı, çok miktarda kahve ve demli çay tüketilmemelidir. İftar sonrasında mümkünse hareket edilmeli, yürüyüş yapılmalı, ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Sağlıklı yetişkinlerde günlük uyku ihtiyacı 6-8 saattir. (AA) Psikiyatri hastalarına sporla terapi Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniği'ndeki hastalara, tedavi sonrası toplumla daha kolay kaynaşmalarını sağlamak amacıyla haftanın 3 günü sağlık görevlileri ve beden eğitimi öğretmeni tarafından spor yaptırılıyor. Hastane yönetimi tarafından 2 ay önce uygulanmaya başlanan proje kapsamında psikiyatri hastalarının, günlük yaşama adapte olmalarını sağlamak için spor yapması, güncel kitapları okuması ve tercih ettikleri filmleri izlemeleri sağlanıyor. Hastaların hastane yakınında oluşturulan bir bahçede ise domates, soğan, biber gibi ürünleri yetiştirerek moral ve motivasyonlarını yüksek tutmalarına katkıda bulunuluyor. Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi Başhekimi Şenol Gedik, AA muhabirine, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Gaziantep'ten sonra en donanımlı psikiyatri kliniğinin Diyarbakır'da bulunduğunu söyledi. Gedik, psikiyatri hastalarının terapisi için yoğun çaba sarf ettiklerini ifade e- den Gedik, bunun için hazırladıkları proje kapsamında haftanın 3 günü psikiyatri hastalarının uzman bir ekip gözetiminde s- por yaptığını belirtti. Hastanenin arkasındaki bir bahçeyi bostana dönüştürdüklerini kaydeden Gedik, burada domates ve çilek gibi ürünleri yetiştiren hastaların moral ve Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniği'ndeki hastalara, tedavi sonrası toplumla daha kolay kaynaşmalarını sağlamak amacıyla haftanın 3 günü sağlık görevlileri ve beden eğitimi öğretmeni tarafından spor yaptırılıyor. Hastaların hastane yakınında oluşturulan bir bahçede ise domates, soğan, biber gibi ürünleri yetiştirerek moral ve motivasyonlarının yüksek tutulması sağlanıyor motivasyonlarının arttığını dile getirdi. Gedik, hastaların tüm ihtiyaçlarının hastane içinde görülmesini sağladıklarına işaret ederek, "Hastanemize günde ortalama 4 bin hasta geliyor. Eksikler giderildiğinde bu sayının 6 bine çıkmasını bekliyoruz. Uyguladığımız projeler hastaların moral, motivasyonunu yüksek tutuyor. Hastane idaresi olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz" dedi. "Hastaların sosyal hayatlarını işlevsel hale getirmiş oluyoruz" Psikiyatri uzmanı Süleyman Dönmezdil ise hayata geçirdikleri proje ile psikiyatri k- liniğinde bir sinema salonu, 2 kütüphane ve bir oyun salonu oluşturduklarını anlatarak, ayrıca hastalarla haftanın 3 günü sabah s- poru yaptıklarını kaydetti. Hastaların taburcu edildikten sonra topluma adaptasyonlarını hızlandırmayı hedeflediklerine dikkati çeken Dönmezdil, şöyle konuştu. "Psikiyatri hastaları da toplum içerisinde yaşayan insanlar. Taburcu edildiklerinde sağlıklı insanlarla iç içe yaşıyorlar. Amacımız hastaların toplumdan izole olmadan rahat bir şekilde normal hayata geçişlerini sağlamaktır. Burada, 'zorla ilaç verildiği' yönündeki olumsuz algıyı değiştirip, tedaviyi hayatın olağan aktiviteleri içerisinde bir eylem olduğunu göstermek istiyoruz." Dönmezdil, hastaların klinikte sabah sporunun ardından, ilaçlarını aldıklarını, kitap okuma saatinin ardından yine ilaçlarını alarak tedavilerini sürdürdüklerine işaret ederek, hastaların tercih ettikleri filmleri de sinema salonunda seyretme imkanı bulduğunu belirtti. Sosyal medyada kampanya başlatılarak kütüphane oluşturuldu Dönmezdil, sosyal medyada başlattıkları kampanya ile klinikte bir kütüphane oluşturmak istediklerini kaydederek, gösterilen y- oğun ilgi ile kütüphanenin oluşturulduğunu dile getirdi. "Bu konuda destek talep ederek toplumun da bilinçlenmesine katkıda bulunmak istedik" diyen Dönmezdil, oluşturdukları kütüphanede kitap okuma etkinliği gerçekleştirdiğini anlattı. Dönmezdil, klinikte hastaların faydalanabileceği bir de sanat atölyesi kurmak istediklerini aktararak, "Bu çalışmamaz da tamamlanma aşamasında. Atölyede resim, el işi, ebru etkinlikleriyle hastalara terapi yapmayı planlıyoruz" şeklinde konuştu. Hastaların ve yakınlarının projeyi tepkilerinin son derece olumlu olduğunu vurgulayan Dönmezdil, vatandaşlara açık psikoetkinlik toplantıları gerçekleştirerek hastalarla toplum arasında köprü kurmayı istediklerini söyledi. (AA)

SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 27ubat Temmuz 2013 2014 Perşembe Çarşamba Sağlık Bakanlığı, tütün ve tütün ürünlerinin tüketiminin azaltılması amacıyla yürüttüğü kapalı mekanlarda Dumansız Hava Sahası çalışmasının kapsamını genişletiyor. Kapalı mekanların ardından sigara yasağı açık alanlara da yayılacak Açık havada da sigara içme yasağı geliyor Bakanlık, Ulusal Tütün Kontrol Programı 2014-2018 Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı nda özelikle yoğun olarak kullanılan alışveriş merkezleri, sinema, tiyatro gibi yerlerin bina girişleri ile çocuk parkları, ikram sektöründeki lokanta ve kahvehane gibi yerlerin açık alanlarının belirli bölgeleri dumansız hava sahası kapsamına alınacak. Sağlık Bakanlığı, Ulusal Tütün Kontrol Programı 2014-2018 Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı nda tamamladı. Cihan Haber Ajansı nın (Cİ- HAN) ulaştığı 2014-2018 yıllarını kapsayacak eylem planı 10 çalışma grubu başlığında 133 faaliyetten oluşuyor. Faaliyetlerin uygulamasından sorumlu toplamda 21 kurumu ve kuruluş bulunuyor. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının sağlık, ekonomik ve sosyal açıdan zararlı etkileri konusunda halkın eğitilmesi, bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışması yürütülecek. Bu kapsamda 2018 yılı sonuna kadar toplumun yüzde 95 inde tütün ve tütün ürünlerinin kullanımına karşı tutum oluşturulması hedefleniyor. Bu kapsamda ilk ve orta öğretim kurumları yönelik çalışmalara ağırlık verilecek. Tıp, sağlık bilimleri fakülteleri ve eğitim fakülteleri ile diğer yüksek öğretim kurumlarının müfredatlarına tütün ve tütün ürünleri ile mücadele konusunda bilgi, tutum ve davranış değişikliği oluşturacak konular konulacak. Kurum ve kuruluşlara ait çağrı merkezi ve santrallerin karşılama mesajında sigara ve nargile ile mücadele sürecine katkı sağlayacak spot bilgiler verilecek. Kurumsal telefon hatlarından kurum mensuplarına tütün ve tütün ürünleri ile mücadele konusunda mesajlar gönderilecek. HASTANELERDE SİGARA BIRAKMA TEDAVİSİ HİZMETİ SUNABİLECEK EN AZ BİR HEKİM OLA- CAK Planın sigarayı bırakma bölümündeki hedeflere göre sigara bırakma yüzdesinin toplumda yüzde 50 nini üzerine çıkarmak yer alıyor. Sağlık profesyonellerinde, öğretmenlerde, din adamlarında, emniyet ve yargı mensuplarında bırakma yüzdesini yüzde 60 a çıkarılması amaçlanıyor. Hamilelerdeki bırakma o- ranının ise yüzde 90 lara çıkarılması düşünülüyor. Bu kapsamda üniversitelerin ilgili fakülte ve yüksekokulları ile uzmanlık eğitimi veren eğitim hastaneleri ve sağlık meslek liselerinin müfredatına tütün ve tütünle mücadele konuları eklenecek. Hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru ve psikologlara sigara bırakma konusunda eğitimler verilecek. Birinci basamak sağlık hizmeti sunan kuruluşlarda davranışsal tedavi, sosyal destek gibi hizmetleri verebilecek hemşire veya psikolog bulunacak. Hastanelerde sigara bırakma tedavisi hizmeti sunabilecek en az bir hekim olacak. Sağlık kuruluşlarında verilen sigara bırakma Muhtarlar konuşacak başkan çözüm bulacak Karabağlar Belediyesi, 480 bin nüfusla İzmir in en büyük ilçesi Karabağlar ın sorunlarını yakından takip edebilmek, daha iyi hizmet üretebilmek için mahalle muhtarıyla bölgesel toplantılara başladı. Buna göre 57 mahallesi bulunan Karabağlar 6 bölgeye ayrıldı ve her bölge için periyodik toplantı yapılması kararı alındı. İlk toplantı 11 mahalleyi kapsayan Üçkuyular bölgesinde gerçekleştirildi. Tek tek söz alan mahalle muhtarları sorunlarını Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ile başkan yardımcıları ve ilgili birimlerin müdürlerine iletme fırsatı buldular. Muhtarlar ayrıca, uygulamadan dolayı Başkan Selvitopu ve ekibini kutladılar. Seçim sürecinde halkla, sivil toplum örgütleriyle ve muhtarlarla iç içe olma sözü veren Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, sözlerini birer birer gerçekleştirmeye başladı. 480 bin nüfuslu Karabağlar'ı daha iyi yönetmek, sorunları çözmek için bölgesel muhtarlık buluşmalarına başlayan Başkan Selvitopu ve kurmayları muhtarlardan tam puan aldı. Karabağlar Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü nün muhtarlık masası tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen bölgesel muhtarlar buluşmasının ilki Mimkent'de başladı. İlk olarak Üçkuyular bölgesindeki Fahrettin Altay, Üçkuyular, Esentepe, Muammer Akar, General Kazım Özalp, Poligon, Şehitler, Metin Oktay, Esenyalı, Adnan Süvari ve Maliyeciler mahalle muhtarları Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Başkan Yardımcıları ve birim müdürleriyle bir araya geldi. Katılımcı anlayışla yöneteceğinize inanıyoruz Meclis üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda mahallelerindeki sıkıntıları tek tek anlatan muhtarlar, böyle bir uygulamanın ilk kez gerçekleştiğini belirterek bundan sonra da Karabağlar ın katılımcı anlayışla yönetileceğine inandıklarını i- fade ettiler. Muhtarlar yaptıkları değerlendirmelerde belediyenin çalışmalarını başarılı bulduklarını, Selvitopu ve ekibine güvendiklerini söylediler. Muhtarlar, Sıkıntılarımızı sizlere anlatma imkanı verdiğiniz için teşekkür ederiz. Bu uygulamayı son derece doğru buluyoruz. Seçim döneminde bizlerle birlikte Karabağlar'ı yönetme sözü vermiştiniz. Bu sözünüzü tutmanızdan dolayı size teşekkür ediyoruz. Bu şekilde Karabağlar'ı şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yöneteceğinize eminiz. diye konuştular. Sorunların takipçisi olacağız Muhtarların sorunlarını tek tek not alan Başkan Selvitopu, bu toplantının a- macının kenti daha düzenli, daha yaşanabilir, insanların rahat yaşayabileceği bir hale getirmek olduğunu söyledi. Bunu gerçekleştirmenin muhtarlarla mümkün olduğunu belirten Başkan Selvitopu, Bu toplantıları periyodik olarak yapmayı planlıyoruz. Burada sorunları alıp tespit ederek, diğer toplantıda hangisinin çözümlenip çözümlenmediğine bakacağız. Bir sorun gündeme geldiğinde o- nun üzerine yatılması söz konusu olmayacak. Mutlaka neden yaptık, neden yapamadık onun değerlendirmesini yapacağız. Bu sayede işleri takip edeceğiz Belediye olarak biz de kendimizi test edeceğiz. Mahalle sorunlarıyla ilgili neler var, neler yok tek tek not alacağız. Daha sonraki toplantıya kadar bunları çözmeye çalışacağız. dedi Herkese eşit hizmet vermek zorundayız Belediyelerle ilgili sorunlar olduğunda bu sorunların sistem içinde otomatik rutin olarak halledilmesi gerektiğinin altını çizen Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu herkese eşit hizmet etme anlayışında olduklarını ifade etti. Selvitopu şöyle konuştu: Bir sorun varsa adama göre ayrım yapmamız mümkün değil. Herkese eşit hizmet vermek zorundayız dedi. hizmetinin danışma, tetkik ve tedavilerin SGK tarafından ücretlendirilmesi sağlanacak. Tütün bağımlılığı tedavisinde kullanılan bilimsel farmakolojik tedavi preparatlarının geri ödeme kapsamına alınması veya ücretsiz olarak vatandaşa sunulması sağlanacak. Okul, hastane ve diğer işyerlerinde veya özel gruplara sağlık personeli, öğretmenler, gençler, emniyet, yargı ve silahlı kuvvetler mensuplarına yönelik bırakma kampanyaları düzenlenecek. ÖTV nin sigara perakende satış fiyatının en az yüzde 70 ini oluşturması sağlanarak vergi artış oranının enflasyon oranının üzerinde kalması sağlanacak. Eylem planının tütün dumanından pasif etkilenimin önlenmesi bölümünde ise bakanlık önemli düzenlemeler yapacak. Kapalı mekanlarda başlatılan sigara yasakları açık alanlara yayılacak. Tütün dumanından pasif etkilenimin sağlık risklerine ilişkin bilgiler toplumun yüzde 90 ına ulaştırılacak. Mevzuat kapsamında kapalı alan olarak belirlenmiş alanlarda tütün ve tütün ürünlerinin tüketiminin yüzde 100 engellenmesine ilişkin denetim kapasitesi güçlendirilecek. Evlerde, yaşam alanlarında, özel mülkiyetlerde pasif etkilenimin önlenmesi için toplumun en az yüzde 80 inin desteği sağlanacak. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ve karın hastalıkları ve doğum uzmanları ile Aile Sağlığı ve Toplum Sağlığı Merkezi nde görevli hekimlerin tütün dumanından pasif etkilenim hakkında farkındalığını arttırmaya yönelik bilgilendirme ve hizmetiçi eğitim çalışması yapılacak. Pasif etkilenimi ölçmeye yönelik ulusal, akredite bir referans ölçüm yöntemleri ve laboratuvarı konusunda araştırma yapılacak. PARKLARDA SİGARA TÜKETİMİ YASAKLANACAK Tütün ve tütün ürünü kullanılmayan alanların genişletilmesine yönelik önemli değişiklikler olacak. Özellikle yoğun olarak kullanılan alışveriş merkezleri, sinema, tiyatro vb. yerlerin bina girişlerinde tütün ve tütün ürünü kullanımına bağlı pasif etkilenim mesafesi tespit edilecek ve bu mesaferinin korunmasına yönelik çalışma yürütülecek. Pasif etkilenim açık alanlardaki zararları konusunda duyarlılık çalışmaları belirlenecek. Kamuya açık çocuk parkı gibi temelde çocukların faydalandığı tüm açık alanlarda tütün ve tütün kullanımı önlenecek. İkram sektöründe lokanta ve kahvehane vb. açık alanların da da tütün ve tütün kullanılmayan alanlar oluşturulacak. Pasif etkilenimin çocuklar ve evde yaşayan tüm bireyler için sağlık riskleri olduğu bilgisinin yaygınlaştırılması için kamu spotları hazırlanacak TV ve radyolarda gösterilecek. Elektronik sigara, tütün ve tütün ürünlerinin internetten satış ve reklamları ile ilgili ihlalleri engellemeye yönelik taramalar yapılacak ve gerekli cezalar kesilecek. Tütün endüstrisinin reklam, promosyon ve sponsorluk etkinliği olarak kullandığı kurumsal sosyal sorumluluk kampanyaları çerçevesinde yaptığı her türlü çalışma izlenecek. Tütün endüstrisinin gençlerin tütün kullanımına teşvik eden ve tütün ürünlerine erişimini kolaylaştıran kampanya ve programları takip edilecek. İkram ve eğlence yerlerinde dekorasyon, yenileme, özel bölme, camekan, tente ve güneşlik yapılması için mali katkı verilmesi takip edilerek önlenecek. Soldan sağa: 1. Aylardan biri. Bağımlı, bağlı. 2. İhtimal. 3. İslamiyet ten önce Kâbe de bulunan üç puttan biri. İtalya nın eski para birimi. 4. Irmak ya da dere suyunun hızlı aktığı yer. Otomobillerde direksiyonla tekerlekler arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk. 5. Kırsal kesimlerde sözü geçen varlıklı kimselere verilen san. Hayvanın erkekliğini giderme, hadım etme. 6. Bir ilimiz. Bir renk. 7. Asap. Yelkenleri açmak için verilen komut. 8. Binek hayvanı. Bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör. 9. Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ortak ad. Bir nota. 10. Dolaylı anlatım. Türk müziğinde bir makam. 11. Kanun. Lahza. 12. Güzel sanatların dokuz perisinden biri. Doğu Anadolu da bir göl. 13. Alın yazısı, yazgı, kader. 14. Bir çeşit hamur yemeği. Yumurtanın bir bölümü. 15. Etki. Güney Afrika nın plaka işareti. 16. Satrançta bir klasman ve değerlendirme sistemi. Mersin ilinin bir ilçesi. 17. Renyumun simgesi. Kiraya verilerek gelir getiren mülkler. 18. Komut, buyruk. Doğal ya da tarihi güzellikleri nedeniyle koruma altına alınmış yer. 19. Engel. Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz. 20. Tek hücreli canlı. Mikroskop camı. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Yolculuk sırasında verilen dinlenme. Sinirlilik. Ölen bir kimseden kalan her şey, bırakıt. 2. İlgi. Köpek. Yılan. Irmaklarda işleyen altı düz kayık. 3. Muğla ilinin bir ilçesi. Değersiz, önemi olmayan. Verme, ödeme. 4. Sahip, iye, malik. Az görülen, çok değerli. Bir tür bilgisayar oyunu. Utanma, utanç duyma. 5. Bir kimsenin doğup büyüdüğü yere duyduğu özlem. Boğa güreşi alanı. Arkalıksız iskemle. İlgi eki. 6. Kaşındırıcı bir tür deri hastalığı. Eski Mısır da bir tanrı. İlenme, beddua. Bir kimsenin payına düşen şey. 7. Uzun yol taşımacılığında kullanılan büyük kamyon. Geçinme parası. Kökboyası. 8. Öküz yemliği. Bir sayı. İtalya da bir kent. Metal olmayan elementler. 9. Dürülerek boru biçimi verilmiş kâğıt. Argoda tanışıyormuş gibi yaparak para sızdırma. Bir çalgı. Şaşma anlatan ünlem. 10. Duman karası. Bir tür sağlam, yumuşak dana veya öküz derisi. Ölüleri mezarda sorguya çeken iki melekten biri. Bir kimseyi kötüleme, yerme, yergi.

SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR 217 Temmuz Şubat 2013 2014 Perşembe Çarşamba İZMİRLİ DAĞCILAR Foça'da yelken şenliği düzenlendi İzmir in Foça ilçesinde, amatör yelkenciler tarafından 1 Temmuz Kabotaj ve Denizcilik Bayramı dolayısıyla Yelken Şenliği düzenlendi. Şenlik kapsamında Çandarlı, Didim, Dikili, İzmir ve Urla dan 32 tekne yarıştı. Yarışlar, heyecanlı ve çekişmeli dakikalara sahne oldu. Yarışmalar sonucunda dereceye girenler ödüllendirildi. Foça Yelken Şenliği yarışlarında şu sonuçlar alındı: IRC Sınıfı: 1. Blue Miles, 2. Good Day Sunshine, 3. Mezamorta Destek 1 Sınıfı: 1. Tutku, 2. Müge, 3. Manunu Destek 2 Sınıfı: 1. Sun & Fun, 2. Ayandon, 3. Gin Destek 3 Sınıfı: 1. Analada, 2. Saygılı, 3. Esmeralda Destek 4 Sınıfı: 1. Lucky, 2. Nü, 3. Rainbow Ahşap Sınıfı: 1. Bakış, 2. Turlad, 3. Nelea Almanya, tarihi maçta Cezayir'i 2-1 yenerek çeyrek finale çıktı FIFA 2014 Dünya Kupası 2. tur maçında Almanya, büyük çekişmeye sahne olan ve uzatmaya giden maçta Cezayir'i 2-1 yenerek adını çeyrek finale yazdırdı. Türkiye'nin çatısında Yıllardır güvenlik sebebiyle sivillere kapalı olan, geçen yıl Türkiye nin önde gelen dağcılarından Tunç Fındık ve beş arkadaşının 31 yıl aradan sonra ilk defa çıktığı Cilo Dağları, bu kez de İzmirli dağcıları misafir etti Genel merkezi İzmir de bulunan Zirve Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü ne bağlı 19 kişi, son olarak 1982 yılında tırmanılan ve 4 bin 130 metreyle Türkiye nin ikinci yüksek noktası olan Cilo Reşko zirvesine tırmandı. Son yıllardaki en kalabalık dağcı grubuyla yapılan tırmanışa, Hakkari den de beş dağcı refakat etti. Zirve yapanların arasında, İzmirli iki kadın dağcı da bulundu. Ekip, Cilo Reşko Tepesi ne tırmanmadan önce Iğdır daki 2 bin 520 metrelik Tekelti Dağı ve 3 bir 898 metrelik Küçük Ağrı Dağı'nda da zirve yaptı. Tırmanışın son derece başarılı geçtiğini belirten Zirve Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Genel Başkanı Orhan Kozan, 22 kişilik ekibimize, Hakkari den de beş arkadaşımız dahil oldu. Bu zor faaliyette 19 kişiyle zirve yaptık. Bu son yıllarda Reşko ya yapılan en kalabalık zirve faaliyeti. Ekipte bulunan Seher Kayacık ve Aygül Kaplanseren de Türkiye nin ikinci yüksek noktası olan Reşko Zirvesi ne ayak basan ilk kadın dağcılar arasına katıldı. Böyle önemli bir yerde, önemli bir faaliyeti başarıyla tamamladığımız için çok mutluyuz. dedi. Hakkari bölgesinin dağcılık eğitimleri için adeta bir laboratuvar olduğunu söyleyen Kozan, Hakkari dağlarını da Türkiye nin Alpleri olarak nitelendirdi. Son bir1 yılda yaşanan gelişmelerle bölgedeki tansiyonun düşmesi üzerine Hakkari dağlarının dağcılar için cazip hale geldiğini ifade ederek, Dağcılar için bulunmaz bir bölge olan bu muhteşem dağların, şimdiye kadar çeşitli nedenlerden dolayı tırmanışlara kapalı olması üzücü ancak barış süreciyle birlikte artık dağların üzerindeki yasakların kalkması bizim için çok sevindirici. Türkiye nin Alpleri olarak nitelendirdiğimiz bu el değmemiş dağların, bir an önce dağcılığa ve doğa turizmine kazandırılması gerekiyor. Zirve Dağcılık olarak biz de elimizden gelen tüm desteği vereceğiz. şeklinde konuştu. Porto Alegre şehrindeki Estadio Beira-Rio'da oynanan maçın normal süresi 0-0 berabere tamamlandı. Uzatmalara geçilen mücadelenin 92. dakikasında Almanya Schürrle'nin golüyle 1-0 öne geçti. 119. dakikada Mesut Özil Almanya'yı rahatlatan ikinci golü atarken, Cezayir'in tek golünü ise 120+1. dakikada Djabou kaydetti. Bu sonuçla Almanya, çeyrek finale adını yazdırırken, Fransa'ya da rakip oldu. ÜNVANI: PLAKA: Hiro Tekstil 35 HEP 43 San. Tic. Ltd. Şti. ÜNVANI: Çağın Kalıp. San.Tic.Ltd.Şti. 2170016384 TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ ÜNVANI: PLAKA: TÜRÜ: Haciz Tutanağının Adresi : Büyükmegataş 35 AC 3054 1995 Model Ford tarih ve sayısı : Pınarbaşı Hacizli araçlar Taş. Tem. San. 17.02.2014 Muhafaza Deposu 7022 Sk. Tic. Ltd. Şti. G1:0488415 No:38/A Pınarbaşı/İZMİR 1930363941 Yukarıda adı yazılı mükellefin adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edemediğinden 213 sayılı V.U.K.nun 103 ve 106 maddelerine göre ilgilinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmez ise bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 2/7 Basın: 7482 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ Yukarıda adı yazılı mükellefin adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edemediğinden 213 sayılı V.U.K.nun 103 ve 106 maddelerine göre ilgilinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmez ise bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 2/7 Basın: 7474 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ PLAKA: 35 AH 5651 TÜRÜ: 2005 Model KIA Bongo K 2500 Kamyonet TÜRÜ: 2006 Model BMC Kamyonet Haciz Tutanağının tarih ve sayısı : 03.01.2014- G1/00488328 Haciz Tutanağının tarih ve sayısı : 07.11.2013 G1:0488089 Adresi : Oktaylar Yediemin Deposu Tel: 0232 2553852-342 0486-348 3522 Adresi : Hitap Yediemin Deposu 11930 Sok.No:7/A Evka 3 Bornova/İZMİR Yukarıda adı yazılı mükellefin adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edemediğinden 213 sayılı V.U.K.nun 103 ve 106 maddelerine göre ilgilinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmez ise bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 2/7 Basın: 7479 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de ÜNVANI: Necati ÇAĞA 2160051170 TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ ÜNVANI: PLAKA: TÜRÜ: Haciz Tutanağının Adresi : CMSPlastik Dağ. 35 AU 267 2004 Model Honda tarih ve sayısı : Oktaylar Yediemin Deposu Rek.İnş San. 13.01.2014 Yunusemre mah. 7402/7 Tic.Ltd.Şti. G1: 0488352 Sk..no:1 Bornova/İZMİR 2110125733 Yukarıda adı yazılı mükellefin adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edemediğinden 213 sayılı V.U.K.nun 103 ve 106 maddelerine göre ilgilinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmez ise bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 2/7 Basın: 7484 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ ÜNVANI: PLAKA: TÜRÜ: Haciz Tutanağının Adresi : Kadim 35 TV 102 1997 Model Skoda tarih ve sayısı : Keser Yediemin İcra Deposu Müh.Mak.Müh. Fellicia Pıck Up 06.03.2014-4088 sk.no:65 Yeşilova/ Asan.İnş.Pet.Ürü. Kamyonet G1/00488387 Bornova/İZMİR 0232 435 28 07 Ltd.Şti Yukarıda adı yazılı mükellefin adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edemediğinden 213 sayılı V.U.K.nun 103 ve 106 maddelerine göre ilgilinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmez ise bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 2/7 Basın: 7478 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de TAŞITLAR VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ PLAKA: TÜRÜ: Haciz Tutanağının tarih ve sayısı : Adresi : 35 AP 9681 1990 Model Zeybek Yediemin Bilişim Leyland 13.03.2014 Oto.Tic.Ltd.Şti.7077/1 Sk. Kamyonet G1:0488463 No:17/AZümrüt Apt.Pınarbaşı kevecik mevkii Bornova/İZMİR Yukarıda adı yazılı mükellefin adına tanzim edilen haciz tutanağı bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle tebliğ edemediğinden 213 sayılı V.U.K.nun 103 ve 106 maddelerine göre ilgilinin ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgraf ile açık adresini bildirmesi halinde kendisine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir ay bitiminde müracaatta bulunmaz veya adresini bildirmez ise bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Sondakika 2/7 Basın: 7477 Resmi İlanlar: www.ilan.gov.tr de

SAYFA 16 İzmir'de, Denizcilik ve Kabotaj Bayramı etkinlikleri kapsamında halat çekme, uzaktan kumandalı yelkenli tekne yarışı yapıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin, İzmir Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen projesi kapsamında güneş enerjili teknesi hizmete girdi www.sondakikagazetesi.com 2 Temmuz 2014 Çarşamba Güneş enerjisiyle çalışan gemi Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, İzmir'de düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı.1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı 88. yıl dönümü nedeniyle Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen törende saygı duruşunda bulunulup İstiklal marşının okunmasının ardından Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu. İzmir Liman Başkanlığı binası önündeki alanda halat çekme yarışması düzenlenirken, etkinlikler kapsamında Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü İzmir İşletme Müdürlüğü tarafından hazırlanan Zübeyde Hanım müze gemisi ile denize açılan protokol üyeleri, deniz şehitleri anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu, denize çelenk bıraktı. Güneş enerjili tekne Pasaport rıhtımında ise Dokuz Eylül Üniversitesi'nin İzmir Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen "Entegre Yenilenebilir Enerji Sistemlerinin İmal Edilmesi ve Ulaşım Taşıtlarında Uygulanması" projesi kapsamında yapımı gerçekleştirilen güneş enerjili, elektrikli ve CPP'li deniz taşıtı hizmete girdi. "Yeşil Eylül" ismindeki tekne, içi birlikte bir süre d- enizde yüzdükten sonra kıyıya yanaştı. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, geminin güneş enerjisiyle çalıştığını, içerisinde güneş enerjisini normal enerjiye dönüştüren bir akünün bulunduğunu anlattı. Şu anda kısa süreli denizde kalabilen teknenin ileri zamanlarda daha uzun süre kalacağını ifade eden Füzün, yenilenebilir enerjinin önemine işaret etti. Bir süre önce güneş enerjisiyle çalışan otomobili vatandaşlara tanıttıklarını, şimdi ise güneş enerjisiyle çalışan tekneyi yaptıklarını ifade eden Füzün, emeği geçenlere teşekkür etti. Pirireis Denizcilik Derneği ise, "Engelliler-Engelsizler Uzaktan Kumandalı Yelkenli Tekne" yarışması düzenledi. (AA) Turizm markası Alaçatı'ya '5 yıldızlı' ortaokul yapılacak Yola kazık çakan vatandaş, ana yolu tarlaya çevirip sebze yetiştirecek Samsun da birinci hat dolmuşlarının da kullandığı işlek caddenin bir bölümünün kendisine ait olduğunu mahkeme kararıyla ispat eden ve yola kazık çakarak trafiğe kapatan İbrahim Akbulut, 12 gündür kapalı olan yola toprak döküp sebze yetiştirecek. Başkan Dalgıç'ın aracılığıyla; hayırseverler ve Milli Eğitim Müdürlüğü arasında gerçekleşen protokolle, Alaçatı'ya her şeyin düşünüldüğü '5 yıldızlı' bir ortaokul binası inşa edilecek Alaçatılı hayırsever Özgür Güral, Özgül Güral, Bingül Güral ve Perihan Kabacan kardeşler; İzmir Valiliği Çeşme Milli Eğitim Müdürlüğü ile Alaçatı'nın Dikencik Mevkii'ndeki Hazine arazisine ortaokul binası inşa etmek için protokol imzaladı. Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç'ın aracılığıyla gerçekleşen protokol, Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Vehbi Koç'un da katılımıyla gerçekleşti. Hayırseverlerin yaptıracağı okul, babaları İsmail Güral'ın adını taşıyacak; zemin+2 kat üzerine 24 derslikten oluşacak. Teknoloji atölyeleri Alaçatı Turizm Eğitim Merkezi'nin (TUREM) bahçesinin 12 bin 614 metrekarelik bölümüne inşa edilecek olan "İsmail Güral Ortaokulu", gençlerin daha da iyi bir eğitim alması amacına uygun olarak tasarlanacak. İçinde sığınaktan spor salonuna, fen laboratuarlarından teknoloji atölyelerine kadar her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü okulun çatı katında da çok a- maçlı seminer ve konferans salonu bulunacak. Bir an önce tamamlanması için çalışmaların şimdiden başladığı okulun, bölgenin en kapsamlı eğitim kurumu olacağı düşünülüyor. İyi bir eğitim alacaklar Gençlerin küçük yaşlardan itibaren iyi bir eğitim almasının, hem bölge hem de ülke için önemini vurgulayan Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, bölgede yaşayan gençlerinin ihtiyaç duyduğu tam teşekküllü bir ortaokulun inşa edilecek olmasından duydukları sevinci vurguladı; "Gençlerimiz 5 yıldızlı bir ortaokula kavuşacağı için mutluyuz" dedi. Gerçekleşen okul protokollerinin kendisi için ayrı bir öneme sahip olduğunu belirten Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel ise böyle güzel bir projeye katkı koymaktan mutluluk duyduğunu kaydetti. İlkadım ilçesi Gençlik Caddesi nde Bulvar ile Kalkanca yolu üzerinde çift şeritli yolun bir kısmının kendisine ait olduğunu iddia ederek dava açtı. Yolu yapan Büyükşehir Belediyesi'nin 2007 yılından itibaren arazisini işgal ettiğini belirten 64 yaşındaki evli ve 2 çocuk babası İbrahim Akbulut, açtığı davaları kazandığını bu sebeple yolu trafiğe kapattığını söyledi. Ancak bazı sürücüler ile belediye görevlilerin gelip levhaları kaldırarak yolu trafiğe açma girişimleri olduğunu hatırlatan Akbulut, bunu önlemek için her gün trafiğe kapattığı yolda nöbet tutuyor. Bazı sürücülerin yolun kapanmasına kızıp uyarı levhalarını kaldırmaya çalıştığını aktaran Akbulut, "Ben de 'burası benim tapulu malım' deyince özür diliyorlar. Bugün 12 gün oldu. Başkanımın yola ihtiyacı yok benim de araziye ihtiyacım yok. Ben de sabah 00.08 de gelip buraya yolun başına oturuyorum. Akşam 17.00 de evime gidiyorum. Yeni bir işe başladım arazimi bekliyorum." diyor. Belediyeden hakkını istediğini dile getiren Akbulut, "Belediye gerekeni ister yapsın ister yapmasın. Benim hakkım ne ise o yerine getirilecek. Onlara benim talebimi ilettiğim dilekçelerim vardı onları yürürlüğe koyarlar. Gelirler oturur konuşuruz gereken yapılır. Ben bu yolun tamamen iptali için mahkemeye vereceğim. Avukatımla da konuştum. Bir aylık mahkeme ile burayı ömür boyu iptal ettireceğim. En son çarem o kaldı. Ben araziden ayrıldıktan sonra yetkililerden gelenler oluyormuş. Buralarda keşif yapıp gidiyorlarmış herhalde bizden çekiniyorlar." dedi. "YETİŞEN SEBZELERİ KOMŞULARA DAĞITACAĞIM" Yolun kenarındaki taşlık arazinin temizlenerek kendi tapulu arazisi kadar bir yerin kendisine verilmesini talep eden İbrahim Akbulut, bu isteğinin yerine getirilmemesi halinde ay sonuna kadar yolu tarlaya çevireceğini kaydetti. Başkan Kocaoğlu tepki amacıyla İzmir Turizm Konseyi'ne katılmayacak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Vali Mustafa Toprak arasındaki Özel İdare mallarının dağıtımı gerginliği büyüyor. Kocaoğlu, Toprak'ın başkanı olduğu İzmir Turizm Konseyi'ne katılmama kararı aldı. Belediye ve İZFAŞ, geçen hafta da Vali Yardımcısı Şahin Aslan başkanlığındaki toplantıya temsilci göndermemişti. Geçen hafta Vali Yardımcısı Aslan başkanlığındaki İzmir Turizm Konseyi'nin ikinci toplantısında bir icra kurulu oluşturulması planlanıyordu ancak belediye temsilci göndermedi. Belediyenin konseye katılmayacağı yönünde yazılı bir bilgiyi de verdiği öğrenildi. Ayrıca konseyde yer alması düşünülen CHP'li ilçe belediyelerinin de Büyükşehir'in kararından sonra konseye katılıp katılmayacağı belirsiz. İzmir Turizm Konseyi kurma fikri, Vali Mustafa Toprak tarafından gündeme getirilmişti. Bu kapsamda turizm sektörüyle doğrudan veya dolaylı bağlantılı kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, ilgili sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinin yer alacağı konseyin başkanı Vali Toprak olacak, yardımcılık görevini Kocaoğlu yapacaktı. Bu arada İzmir Turizm Konseyi'ne karşı çıkan İzmir Ticaret Odası da toplantıya temsilci göndermedi. Soma'ya iş mahkemesi kuruluyor Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Manisa Barosu nun başvurusu üzerine 301 maden işçisinin şehit olduğu Soma ilçesinde iş mahkemesi kurulmasına karar verdi. Bu amaçla biri Yargıtay'dan olmak üzere iki uzman hakim görevlendirildi. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye ait maden ocağında 13 Mayıs 2014 günü çıkan yangında 301 işçi şehit oldu. Kurtarma çalışmalarının tamamlanmasıyla başlayan adli soruşturmada ise aralarında şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ve İşletme Müdürü Akın Çelik'in de bulunduğu sekiz kişi tutuklandı. Bunun yanısıra can veren işçilerin aileleri, firma a- leyhinde yüzlerce maddi ve manevi tazminat davası açtı. Yine Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. bünyesinde çalışan yaklaşık 6 bin işçi ve ilçedeki diğer iş kollarında çalışanların da y- oğun olarak devam ettiği dava süreçleriyle ilgili ihtisas mahkemesine duyulan ihtiyaç da artmış oldu. İlçede iş davalarına bakan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin hem bu konularda uzmanlaşmamış olması hem de iş yükünün aşırı artmasından dolayı özellikle avukatlar, bunun sıkıntıya yol açacağını sık sık dile getirdi. Bunun üzerine Manisa Barosu da Soma'da iş mahkemesi kurulması için H- SYK'ye başvurdu. Başvuruyu değerlendiren HSYK, olumlu karşılayıp ilçede iş mahkemesi kurulmasına karar verdi. Bu konudaki yazısını da Soma'nın bağlı olduğu Ahkihar Adalet Komisyonu Başkanlığı'na gönderdi. HSYK, iş mahkemesinin önümüzdeki eylül ayında başlayacak yeni adli yılla birlikte faaliyete geçmesine karar verdi. İş mahkemesinde görev yapmaları için de iş hukuku davalarına bakan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nde görevli tetkik hakimi Hamit Çakmak ve Konya'nın Cihanbeyli ilçesindeki iş mahkemesinde görevli hakim Battal Şener Soma'ya atadı. Bu hakimlerin, yeni adli yılla birlikte göreve başlayacağı öğrenildi. Maden faciasıyla ilgili tazminat davaları ve şirketlerle yaşanan iş anlaşmazlıklarının, bu mahkemede görüleceği açıklandı. Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, iş mahkemesinin açılmasının kendilerini memnun ettiğini söyledi. Faciada hayatını kaybedenlerin aileleri için önemli çalışmalar yaptıklarını, davalar açtıklarını belirterek, Ancak ilçede iş mahkemesi yoktu. Bunun için görevlendirilmiş olan mahkemenin yükü de oldukça fazlaydı. Bunun üzerine HSYK bünyesinde gerekli adımları attık, onlar da bunu olumlu karşıladı. Soma Adliyesi'nde iş mahkemesinin kurulmasına yönelik gerekli yazı, buranın bağlı olduğu Akhisar Adalet Komisyonu Başkanlığı'na geldi. Adli yılla birlikte iki hakimle faaliyete geçecek. Artık davalar, bu konuda ihtisaslaşmış bir mahkemede görülecek. İşlemler daha kolay yürüyecek. dedi. Tazminat, maden ve iş sağlığı konusundaki bütün ihtilafları bu mahkemenin çözeceğini belirten Balkız, Soma'da asliye hukuk mahkemesi vardı. iş mahkemesi yoktu. Soma gibi işçi yoğunluğu olan bir ilçede iş mahkemesi olmalıydı. 13 Mayıs'taki, 301 işçimizin şehit olduğu kazadan sonra Akhisar Adalet Komisyonu ve Manisa Barosu'nun istekleri doğrultusunda iş mahkemesi kuruldu. Maden ocaklarındaki her türlü sıkıntı, iş güvenliği, iş akdi, tazminat gibi işleri iş mahkemesi çözecek. Bugüne kadar Soma'da adli yargıda bir sıkıntı vardı. 100 bin nüfusun üzerindeki yerlere 2. sınıf hakim atanması gerekirken Soma'da yıllardır bu kural uygulanmadı. Soma'da en az dört yılı geçkin kıdemde hakim olması gerekirdi. İlk defa atamalar, bu kademelerin de üstünde oldu,1. sınıf iki hakim atandı. diye konuştu.