TÜRKİYE DE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM: MEVCUT DURUM, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ İsmail ŞAHİN* Tayfun FINDIK**



Benzer belgeler
SANAYİİ BÖLGELERİNDEKİ İŞ GÜCÜ İLE MESLEKİ EĞİTİM / ÖĞRETİM İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ OSTİM, İVEDİK VE SİNCAN ORGANİZE SANAYİİ BÖLGELERİ ÖRNEĞİ ÖZET

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

Yeni kanun teklifi neden yeterli değildir?

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ

tepav OECD Beceri Stratejisi ve UMEM Projesi Aralık2011 N POLİTİKANOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Mesleki ve Teknik Yükseköğretim ve Meslek Yüksekokullarının Yeniden Düzenlenmesi Çalışmaları

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Education at a Glance: OECD Indicators Edition

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Rekabetçilik İçin Kaliteli Eğitim Şart

Siirt İli İşgücü Piyasasında Nitelikli İşgücü İhtiyacı ve Mesleki Eğitim by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış

TÜRKİYE SAĞLIK İNSANGÜCÜ DURUMUNUN ULUSLARARASI KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Şebnem ASLAN

5.1. Ulusal Bilim ve Teknoloji Sistemi Performans Göstergeleri [2005/3]

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU 2018 YILI YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAVI YERLEŞTİRME SONUÇLARI RAPORU

ÜNİVERSİTE - SANAYİ İŞBİRLİĞİ BULUŞMASI 11 ŞUBAT 2012, İSTANBUL. Adnan DALGAKIRAN Yönetim Kurulu Başkanı

Endişeye mahal yok (mu?)

ENDÜSTRİDE İSTİHDAMA GÖRE BRANŞLARIN ÖNEMİ VE MESLEKİ EĞİTİM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Artan Sağlık Harcamaları Temel Sağlık Göstergelerini Nasıl Etkiliyor? Selin Arslanhan Araştırmacı

ÜNİVERSİTEDE KULLANILAN TERİMLER

tepav Eğitim ve beceriler üzerine bazı tespitler Ozan Acar Ankara, 12 Mart 2007 economic policy research foundation of turkey

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

Problems of vocational education in the light of expectations of labour market in Turkey

Türk Mesleki ve Teknik Eğitim Sisteminde Bilişim Teknolojileri Eğitiminin Yeri

TÜRKİYE VE PİSA Puanlarının Daha Altında

GENEL EKONOMİK DEĞERLENDİRME

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

Araştırma Notu 14/161

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

ERDEK KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI TANITIM KILAVUZU

Öğr. Gör. Halil YAMAK

İÇİNDEKİLER. Karşılaştırmalı Eğitim Nedir?... 1 Yabancı Ülkelerde Eğitim... 4 Uluslararası Eğitim... 5 Kaynakça... 12

Toplumlar için bilginin önemi

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ KÜRTÜN MESLEK YÜKSEKOKULU NA HOŞGELDİNİZ

KAYNAK MAKİNELERİ SEKTÖRÜ NOTU

2017 LYS: Tercihler Kalite ve İstihdam Odaklı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

Ülkelere göre öğretmen yetiştirme modelleri

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

SİNOP ÜNİVERSİTESİ BOYABAT İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

Beykoz İlçesi Üniversiteye Giriş Analiz Çalışması (2012, 2013 ve 2014 Yılları)

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Yükseköğretim Sistemimizdeki Yapısal Gelişmeler. ÜRP Kapsamında YÖK Maddeleri. Prof. Dr. Hasan Mandal

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

TÜRKİYE DE SOSYAL PLANLAMA; SORUNLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: GİRİŞ VE EĞİTİM

Çalışan İş Gücü

RAKAMLARLA KONYA İSTİHDAMI FEYZULLAH ALTAY

TÜRK TEKSTİL VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN ARA KADEME İNSANGÜCÜ İHTİYACI VE ORTAÖĞRETİM DÜZEYİNDE TEKSTİL EĞİTİMİ ARAŞTIRMASI

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANI

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

Kadınlar ikinci bir şansı hak ediyor!

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

MATBAA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, matbaa meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir.

BAKANLAR KURULU SUNUMU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Tuzaktan çıkmak için sanayisizleşmeyi durdurmak gerekmektedir

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ARASINDA YAPILAN İSTİHDAM İÇİN MESLEKÎ EĞİTİM PROJESİ (İMEP) İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ

KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU

Süleyman TAŞKIN Osmaniye Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Müdürü.

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ EĞİTİM

Geleceğin İşgünü Yetiştirmek İçin Geniş Tabanlı Sektörel Eğitim. Prof. Dr. Ali Şimşek Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi

BÖLGELERE GÖRE DEĞİŞMEKLE BERABER İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 30 U AŞIYOR

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ ve İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ SEMİNERİ

OTOMOTİV ÖĞRETMENİ TANIM

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Günümüzde, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler, hızla gelişen ülkemizde nitelikli iş gücüne olan ihtiyacın her geçen gün artmasına neden olmuştur.

Prof.Dr. Veli Ortaçeşme, Arş.Gör. Pınar Kınıklı, Dr. Emrah Yıldırım. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Antalya

Türkiye İleri Teknolojiye Sıçramayı Nasıl Yapar? Dün Nerede Hata Yaptık?

MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI ÖĞRENCİ KAYNAĞI: ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Eğitimin Ekonomik Temelleri

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ TORUL MESLEK YÜKSEKOKULU NA HOŞGELDİNİZ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ MESLEK ELEMANI

İTALYA DA ZORUNLU EĞİTİM, GENEL VE MESLEKİ ORTA ÖĞRETİM, TEMEL MESLEKİ EĞİTİM VE YETİŞKİN EĞİTİMİ

TÜRKİYE'DE EĞİTİM VE YÜKSEKÖĞRETİM

KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI SEKTÖRÜ

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

ENDÜSTRİYEL BAKIM ONARIMTEKNİSYENİ/ ENDÜSTRİYEL ELEKTRONİK TEKNİSYENİ

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

METAL SANAYİ İŞYERLERİ YÖNETİCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL TEKNİK ORTAÖĞRETİM MEZUNLARINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELERİ. Hasan Hüseyin AKSOY

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

TÜRKİYE DE MÜHENDİSLERİ N SORUNLARI VE MÜHENDİS

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

Üniversite Öğrencilerinin İş Bulma ve Kariyer Beklentilerinin İş ve Meslek Danışmanlığı Hizmetlerinden Etkilenmesi: Yalova Üniversitesi Örneği

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRONİK VE OTOMASYON BÖLÜMÜ

ÜRETİM REFORM PAKETİNDE YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU İLE İLGİLİ MADDELERİN AÇIKLAMALARI

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

ÖĞRENCİLERİN BİLGİ VE BECERİLERİNİ ULUSLARARASI DÜZEYDE DEĞERLENDİREN PROGRAM: PISA

Transkript:

TÜRKİYE DE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM: MEVCUT DURUM, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ İsmail ŞAHİN* Tayfun FINDIK** Özet: Nitelikli iş gücü, verimli bir ekonomi için vazgeçilmez unsurdur. Nitelikli iş gücüne sahip olmanın yolu ise iyi planlanmış mesleki eğitimle mümkündür. Mesleki ve teknik eğitim bu açıdan gelişmekte olan ekonomiler için hayati önem arz etmektedir. Türkiye, gelişmekte olan sanayisinde istihdam etmek için nitelikli işgücü sıkıntısı çekmektedir. Bu sıkıntının nedeni Türk Mesleki ve teknik eğitim sisteminin gerek ortaöğretim gerekse de yüksek öğretim düzeyinde karşı karşıya olduğu sorunlardır. Yapılan çalışmada mesleki teknik eğitimin mevcut durumu tespit edilmiş, yaşanan sorunlar belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada sorunun çözümüne katkı sağlayacak öneriler getirilmektedir. Anahtar kelimeler: Mesleki ve Teknik Eğitim, Eğitim Vocational and Technical Education in Turkey: Current Situation, problems and proposition for solutions Abstract: The well qualified labor force is an indispensable component for a productive economy. The way that has been the well qualified labor force is possible with well planned vocational and technical education. In this respect, vocational and technical education is critically important for the developing economies. Turkey feels a lack of well qualified labor force to employ in its own developing industry. The cause of the problem has been faced problems both secondary and higher education level of the Turkish vocational and technical education system. In this study, current situation and problems in vocational and technical education was determined. Original proposals were suggested to contribute important solutions of problems. Key Words: Vocational and Technical Education, Education 1. GİRİŞ Mesleki ve teknik eğitim, milli eğitim sisteminin bütünlüğü içinde endüstri, tarım ve hizmet sektörleriyle birlikte her türlü mesleki ve teknik eğitim hizmetlerinin planlanması, araştırılması, geliştirilmesi, organizasyonu ve eşgüdümü ile yönetim, denetim ve öğretim etkinlikle- * Dr., Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi, Makine Eğitimi Bölümü Araştırma Görevlisi. **Dr., Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi, Metal Eğitimi Bölümü Araştırma Görevlisi.

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK rinin bütünü şeklinde tanımlanabilir (Alkan, Doğan ve Sezgin, 1994). Mesleki eğitim gelişmiş batılı ülkelerde el becerisi veya pratik aktiviteler yoluyla kariyer kazandırmayı amaç edinen bir meslek dalı olarak tanımlanmaktadır (Öçal, 2008: 12-19). Mesleki teknik eğitimin amacı, genel olarak, bireyleri sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde istihdam için nitelikli iş gücü olarak eğitmek ve yetiştirmek, mesleklerinin devamı olan yüksek öğretim kurumlarına geçiş için gerekli temel eğitimi vermektir (Eşme, 2007). Türkiye de mesleki eğitim örgün ve yaygın eğitim kurumlarında verilmektedir. Örgün mesleki ve teknik eğitime yönelik orta öğretim kurumları iki ana kategoride toplanmaktadır: Meslek Liseleri ve Teknik Liseler. Meslek Liselerinin bütün alanları temel eğitimini tamamlayan herkese açıktır. Teknik Liseler ise, Meslek Liselerindeki ilk yılını başarıyla tamamlayan öğrencileri almaktadır. Anadolu Meslek Liselerinde 1 yıllık hazırlık sınıfında yabancı dil öğretilmekte, üç yıllık mesleki eğitim bunu izlemektedir. Teknik Liseler, mesleki eğitim müfredatlarıyla birlikte, genel liselerin fen kollarında uygulanan eğitime benzer bir eğitim vermektedir. Dolayısıyla, bu okullara devam eden öğrencilerin yüksek öğrenim şansları daha fazladır (TEKEV, 2008). Yüksek öğrenimde Mesleki Teknik Eğitim iki yıllık Meslek Yüksekokulları ve dört yıllık mesleki ve teknik eğitim fakülteleri aracılığıyla yürütülmektedir. İki yıllık meslek yüksekokulları sanayinin ihtiyacı olan ara eleman (Tekniker) ihtiyacını sağlamaya yönelik olarak kurulmuşlardır. Dört yıllık eğitim verilen Mesleki, Endüstriyel Sanatlar, Teknik ve Ticaret Turizm Eğitim Fakültelerinin temel amacı ise mesleki ortaöğretim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamaktadır. Bu makale kapsamında yapılan çalışmada Mesleki ve Teknik Eğitim sisteminin orta ve yükseköğretim düzeyinde mevcut durumu analiz edilerek yaşanan sorunların kaynağına inilmektedir. Çalışma sonunda sorunun çözümüne katkı sağlayacak öneriler getirilmektedir. 2. Tarihi perspektif Sanayi öncesi toplumlarda meslek eğitimi formal bir eğitimden ziyade usta-çırak ilişkisi ile yürüyen bir yapıya sahipti. Türk toplumunda 66 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... da 18. yy a kadar mesleki eğitim geleneksel usullere dayalı bir sistem içerisinde Selçuklu döneminde Ahilik, Osmanlı döneminde ise Lonca teşkilatları tarafından yürütülmüştür. Bu yapıda anne ve babaları tarafından meslek öğrenmek üzere bir ustanın yanına verilen çocuklar, belli bir süre burada çalışarak önce kalfalığa, sonra da ustalığa terfi ederdi. Bunun yanı sıra devlete bağlı bazı büyük kuruluşlar da kurs ya da okullar açarak ihtiyaç duydukları kalifiye elemanları yetiştirmekteydiler (Semiz ve Kuş, 2004: 272-295). Buralarda mesleki yeterliliğin esasları belirlenirken aynı zamanda ticaret ahlakının korunması da esas alınmıştır. Sanayi devriminin etkilerinin Türk toplumunda hissedilmesiyle birlikte mesleki eğitimin okul disiplini içinde yürütülmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır (http://etogm.meb.gov.tr). Osmanlı Devleti nde modern anlamda Mesleki Teknik Eğitim kuruluşlarının izlerine 19. yy ın ikinci yarısında rastlanabilir. Mithat Paşa nın Tuna Valisi iken 1860 yılında Niş te, 1864 yılında Rusçuk ve Sofya da açtığı Islahhâneler Mesleki Teknik Öğretim kurumlarının temeli sayılır (Semiz ve Kuş, 2004: 272-295). Yine Mithat Paşa tarafından 1865 te Rusçuk ta öksüz kızlar için açılan Islahhane Kız Sanat Okullarının öncüsüdür. Paşa nın 1868 yılında İstanbul da açılmasına öncülük ettiği İstanbul Sanayi Mektebi ise hiref (sanatlar), sanayi, demircilik, dökmecilik, makinecilik, mimarlık, her türlü maden imalat gibi derslerin bulunduğu müfredatla eğitime başlayan ilk modern sanat okuludur (Akyüz, 1982: 116). Cumhuriyet dönemine kadar bu okulları örnek alan pek çok meslek okulu, İmparatorluğun değişik köşelerinde açılmıştır. Cumhuriyet sonrası Atatürk ün direktifleri doğrultusunda Mesleki Teknik Eğitimin daha modern bir yapıya kavuşturulması çalışmalarına hız verilmiştir. 1931 Yılında; 1867 Sayılı Kanunla iller 9 bölgeye ayrılmış ve her bölgede; malî ve yönetimi bölgeye dahil illerce karşılanmak üzere, birer sanat okulu faaliyete geçirilmiştir. Böylece, sanat okulları Bölge Sanat Okulları haline getirilmiştir (http://etogm.meb.gov.tr). Bu çalışmalar okullaşma yanında, Mesleki Teknik Eğitimin kurumsal bir yapıya kavuşturulmasını da kapsamıştır. 1933 yılında 2287 sayılı kanunla, Mesleki ve Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü kurulmuştur. TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 67

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK Bakanlık Merkez Örgütü Kanunu 1941 yılında 4113 sayılı kanunla değiştirilerek, Mesleki ve Teknik Öğretim Müsteşarlığı kurulmuştur. 1942 yılında başlatılan planlı çalışmalar neticesinde mesleki ve teknik öğretim kurumları günümüze kadar büyük gelişmeler göstermiştir. VII. Beş Yıllık Kalkınma Plânı nda, ileri teknoloji geliştirilmesi, üretimi ve kullanımında gereksinim duyulan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinin önemine değinilmiş bu amaçla orta ve yüksek öğretimde meslekî ve teknik eğitime önem verilmesi öngörülmüştür (Şahin, Okay ve Özdemir, 2007: 1018-1021). VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planında ise meslek yüksek okulları ve mesleki orta öğretim kurumlarının program bütünlüğünü sağlamak için kurumlar arası işbirliği kurulmasına yönelik kararlar alınmıştır (Kazu ve Demirli, 2002: 155-156). Ortaöğretim düzeyindeki meslek okullarının ihtiyacı olan öğretmenleri yetiştirmek için üzere lisans düzeyinde eğitim vermek için Yüksek Teknik Öğretmen Okulu (Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi) ilk olarak 1937 yılında Ankara da açılmıştır. Kız Teknik ve Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulları 1983 yılında YÖK ün kurulmasından sonra Teknik Eğitim, Mesleki Eğitim, Endüstriyel Sanatlar ve Ticaret Turizm Eğitimi Fakülteleri olarak yapılandırılmıştır. 3. Mevcut Durum Türkiye de mesleki eğitim ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeyinde yapılanmıştır. 3.1. Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirmek, başarılı öğrencilerin yükseköğretim kurumlarına geçiş için gerekli ve yeterli eğitimi vermek amacıyla kurulan Mesleki ve Teknik Ortaöğretim kurumlarının sayısı 2007/2008 eğitim öğretim yılı verileriyle toplam 4450 dir. Bu okullar, çoğu endüstri meslek, ticaret meslek, kız meslek, imam hatip ve teknik liselerden oluşmak üzere yaklaşık 60 farklı türdedir. Mesleki ve teknik ortaöğretimde % 43 lük dilimle erkek teknik ilk sırada % 25,3 ile Ticaret liseleri ikinci sırada gelmektedir (Grafik 1). 68 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... 9,7% 0,3% 3,1% 25,2% Sağlık Ticaret Kız tek. 42,9% 18,7% Erkek T. Din öğ. Diğer Grafik 1. Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında öğrenci dağılımı. (Kaynak: Yılmaz, 2007: 31) Mesleki ortaöğretim kurumlarında 1.264.870 öğrenci eğitim görmektedir. Yine bu okullarda 84.771 öğretmen görev yapmakta ve derslik sayısı 39.798 dir (TÜİK, 2008). Bu verilere göre öğretmen başına 14.9, derslik başına ise 31.7 öğrenci düşmektedir. Her bir mesleki ortaöğretim öğretim öğrencisi için ayrılan kaynak 2002 yılında 1.261 YTL iken bu rakam 2007 yılında 2.904 YTL ye çıkmıştır. Aynı dönemde genel lise öğrencileri için bu rakam 723 YTL den 1620 YTL ye çıkmıştır (Yılmaz, 2007: 33). Bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi mesleki teknik eğitim genel eğitime göre pahalı bir eğitimdir. Eğitim harcamalarında öğrenci başı maliyetin en yüksek olduğu alanlar ise sağlık ve din ortaöğretimidir. 3.2. Mesleki Yüksek Öğretim Mesleki yükseköğretim iki yıllık Meslek Yüksekokulları ve dört yıllık mesleki ve teknik eğitim fakülteleri aracılığı ile yürütülmektedir. Meslek yüksekokulları ile iş sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli ara elemanların yetiştirilmesi amaçlanmaktadır. Mesleki ve teknik eğitim fakülteleri ise, mesleki ve teknik ortaöğretimin öğretmen ihtiyacını karşılamaya yönelik eğitim vermektedir. Mesleki ve teknik eğitim fakülte mezunlarının son yıllarda öğretmen olarak atanamaması sonucunda bu fakültelerden mezun olan öğrenciler istihdam için sanayi kollarına yönelmiştir. 3.2.1. Meslek Yüksekokulları Meslek yüksekokulları Mesleki ve Teknik Eğitim Sistemi nin en önemli aşamalarından biridir. Meslek Yüksekokulları Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerine yeterli bilgi ve beceriyle donanmış ara eleman TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 69

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK yetiştirmek amacıyla kurulmuştur. Meslek Yüksekokulları lisans düzeyinde eğitim veren Mesleki ve Teknik Eğitim kurumları ile ortaöğretim kurumlarının hedef aldığı istihdam sahaları arasında kalan boşluğu doldurma işlevini yerine getirmektedir. 2007 rakamlarına göre Türkiye de 497 Meslek Yüksekokulu nda 482208 öğrenci eğitim görmekte ve 7086 öğretim elemanı görev yapmaktadır (ÖSYM, 2007). Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı 68,07 dir. Bu sayı, Tüm yükseköğretim ortalamasının yaklaşık 2,5 katıdır (Grafik 2). Grafik 2. Mesleki Teknik Eğitim ve diğer bazı alanlarda öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı (Kaynak: ÖSYM istatistikleri, 2007.) MYO lar öğrencilerinin büyük kısmını Mesleki ve teknik liselerden sağlamaktadır. 2004 yılı istatistiklerine göre MYO lara yerleşen öğrencilerin % 65,5 i Mesleki ve Teknik Liselerden gelmiştir (YÖK, 2005). Tablo 1 de de görüldüğü gibi MYO lara yerleşen öğrenci sayısı 2002 yılından itibaren büyük bir artış göstermiştir. Bunun nedeni Mesleki ve Teknik Ortaöğretim öğrencilerine MYO lara sınavsız geçiş hakkı verilmesidir. 2008 yılında MYO lara kayıt yapan öğrenci sayısı 190,291 e yükselmiştir. Tablo 1. Mesleki ve teknik lise çıkışlı adaylardan MYO lara yerleşenler Yıl Sayı Yerleşenler içindeki Yüzdesi 1995 28.909 42,2 1996 32.784 41,3 1997 38.486 38,2 70 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... 1998 32.922 37,2 1999 48.485 48,4 2000 56.674 53,6 2001 64.076 54,1 2002 166.402 85,9 2003 121.718 75,8 2004 128.098 65,5 Kaynak: YÖK, 2005 3.2.2. Mesleki ve Teknik Eğitim Fakülteleri Mesleki ve Teknik Eğitim Fakülteleri, mesleki ortaöğretimde ihtiyaç duyulan öğretmenleri yetiştirmek için kurulmuştur. Bunlar Teknik Eğitim, Mesleki Eğitim, Ticaret ve Turizm Eğitimi ve Endüstriyel Sanatlar Eğitimi Fakülteleridir. 2008 yılı itibariyle 19 Teknik Eğitim, 2 Mesleki Eğitim, 1 Ticaret ve Turizm Eğitimi ve 1 Endüstriyel Sanatlar Eğitimi Fakültesi bulunmaktadır. Bu okullarda 2006/2007 eğitim-öğretim yılında toplam 38272 öğrenci eğitim görmektedir. Aynı eğitim-öğretim döneminde Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültelerin mezun vermiştir. Tablo 2, 2006/2007 eğitim öğretim döneminde Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültelerinde eğitim gören öğrencilerin ve mezunların okullara göre dağılımını göstermektedir. Tablo 2. Mesleki ve Teknik Eğitim Fakülteleri öğrenci ve mezun sayıları (2006/2007 eğitim-öğretim yılı) Okul Öğrenci Sayısı Mezun Sayısı Teknik Eğitim Fakültesi 27889 4960 Mesleki Eğitim Fakültesi 7187 1933 Ticaret Turizm Eğt. Fak. 1822 372 Endüstriyel San. Eğt. Fak. 1374 255 Toplam 38272 7520 (Kaynak: ÖSYM, 2007) 2006/2007 eğitim öğretim yılı itibariyle Mesleki ve Teknik Eğitim Faküllteleri nde 1682 öğretim elemanı görev yapmaktadır. Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı ise 22,7 dir (Grafik 3). Bu fakültelerin öğrenci kaynağı büyük oranda mesleki ortaöğretim kurumlarıdır. 2004 yılı verilerine göre Teknik Eğitim Fakültelerine giren öğrencilerin % 53.5 i, mesleki eğitim fakültelerine giren öğrencilerin % 82,1 i mesleki ve teknik ortaöğretimden gelmiştir (YÖK Rapor, 2005). TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 71

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK Son yıllarda Mesleki ve Teknik Eğitim fakülte mezunları öğretmen olarak atanamamaktadır. Bu okul mezunlarının öğretmen olarak atanma oranı % 5 lere kadar düşmüştür. Bunun sonucu olarak mezunlar sanayi işkollarına yönelmiştir. Grafik 3. Dünyada ve Türkiye de yükseköğretimde öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayıları 4. Verİmlİlİk, Nİtelİklİ İş Gücü ve Meslekİ Teknİk Eğİtİm Gelişmiş ülkeler insan kaynaklarını istedikleri nitelik ve nicelikte yetiştirmiş olmasına karşın, geri kalmış ülkelerin çoğu, ekonomilerinin gereksinim duyduğu insan kaynaklarını yetiştirme konusunda ciddi bir bunalım yaşamaktadır (Ünal, 1996: 87-97; Kurul-Tural, 2002). İnsan kaynaklarının niteliği ve etkisinin en önemli göstergelerinden birisi bir ülkenin verimliliği ile ilgili rakamlarıdır. Verimlilik ile ilgili istatistiklere bakıldığı zaman Türkiye nin bu konuda iyi bir performans sergilemediği ortaya çıkmaktadır. Örneğin Çin son 20 yılda verimliliğini 5 kat arttırırken; Türkiye yerinde saymaktadır (Saygılı, Cihan, Yavan, 2006: 40-42). 1975-2002 yılları arasında ülkelerin göreceli verimlilik konumlarına bakıldığında bu durum daha açık bir şekilde görülmektedir. Bu 27 yıllık dönemde İrlanda nın verimlilik konumu 22 basamak ve G. Kore nin konumu 15 basamak artarken, Türkiye nin sıralamadaki yeri sadece 1 basamak yükselmiştir (Tablo3). 72 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... Tablo 3. Ülkelerin Göreceli Verimlilik Düzeylerinin Gelişimi (ABD= 100) 1975 Yılı 2002 Yılı Ülke Sıralama Değişimi Sıra No Sıra No 1 10 İsviçre - 2 1 Lüksemburg + 3 4 ABD - 4 7 Hollanda - 8 13 Kanada - 11 9 Fransa + 9 12 Avustralya - 20 23 Yunanistan - 22 28 Arjantin - 24 2 İrlanda + 25 31 Meksika - 38 46 Jamaika - 40 25 G. Kore + 41 40 Türkiye + 43 32 Malezya + 45 44 Mısır + 48 48 Hindistan 0 49 45 Çin + (Kaynak: Saygılı ve ark., 2006: 40-42) Küresel pazarda rekabet eden ülke ekonomilerinin nitelikli işgücü bakımından durumları incelenerek yapılan sıralamada ise Türkiye nin 60 ülke arasında 37. sırada olduğu görülmektedir (Grafik 4). Grafik 4. Seçilmiş Ülkelerin Nitelikli İşgücü Sıralamasındaki Yerleri, 2003. (Kaynak: IMD 2004) TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 73

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK Orta ve Doğu Avrupa Ülkelerindeki işgücü nitelik düzeyi de Türkiye den yüksektir. Bu durum Türkiye nin nitelikli insan gücü yetiştirme konusunda ciddi problemlerle karşı karşıya olduğunu gözler önüne sermektedir (TİSK, 2004). Ülkemizde ileri teknoloji kullanılan işletmelerde işgücü sıkıntısı yaşanırken, geleneksel sahalarda işsizlikten yakınılması da bu savı desteklemektedir (Savaşır, 1999) Toplumsal kalkınmayı gerçekleştirebilecek nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi büyük ölçüde eğitim sisteminin görevidir. Eğitim sistemi, bu görevini yerine getirirken öğrencileri üretken birer yurttaş olarak görür ve onları toplum yaşamına, meslekler dünyasına ya da ileri eğitime hazırlar. Özellikle ortaöğretim düzeyinde, söz konusu işlevler tutarlı biçimde kaynaştırılarak kişisel ve mesleki gelişim açısından bütünlüğü olan programlar uygulanmaya çalışılır (Aksoy, 1987: 143-160; Aksoy, 1997: 73-104). Göstergeler incelendiği zaman, AB ülkeleri, ABD ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde nitelikli insan gücü yetiştirmeye yönelik olarak mesleki eğitime gerekli önemin verildiği görülmektedir. Tablo 4. de de görüldüğü gibi AB ülkelerinde Mesleki Eğitimin Ortaöğretim içindeki payı % 60 larda gezinirken Türkiye de bu oran % 35 lerdedir. Sanayisi henüz gelişmekte olan Türkiye de ise Mesleki Eğitim Kurumlarına gerek öğrenciler, gerekse de kamu yönetimi tarafından yeterli ilginin gösterilmemesi nitelikli eleman sıkıntısının sebebini gözler önüne sermektedir. Tablo 4. Bazı ülkelerin genel ve mesleki-teknik programlara kayıt oranları Ülkeler Genel programlar (%) Mesleki ve teknik programlar (%) Polonya 45,7 54,3 Fransa 43,6 56,4 Almanya 37,8 62,2 Hollanda 30,9 69,1 İsviçre 35 65 Belçika 29,71 70,3 Finlandiya 41,2 58,8 Avusturya 20,7 71,8 Çek Cumhuriyeti 20,5 79,3 İngiltere 30,8 69,2 Norveç 40,8 59,2 Danimarka 46,4 53,3 Tunus 94,6 3 Ürdün 75,1 19,6 74 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... Uruguay 81,3 18,7 Şili 63,1 36,9 Endonezya 64,7 35,3 Ülkeler Ortalaması 51,2 50,2 (Dünya) Türkiye 63,3 36,7 (Kaynak: TÜSİAD, 2006) 5. SORUNLAR Ekonomik gelişmelerin tetiklediği istihdam talebi ve nitelikli işgücü ihtiyacına gibi nedenlerin mesleki eğitime olan ilgiyi arttırması beklenirken Türkiye de tam tersi bir durum yaşanmaktadır. Tablo 5 incelendiğinde 1996-2007 yılları arasında mesleki teknik eğitime ilginin giderek azaldığı görülmektedir (TÜİK, 2008). Tablo 5. Genel ve Meslek Lisesi Öğrenci Sayılarının Toplam Ortaöğretim İçindeki Oranları Öğretim Yılı Mesleki (%) Genel (%) 1996/ 1997 45,8 54,2 1997/ 1998 45,2 54,8 1998/ 1999 43,76 56,24 1999/ 2000 39,56 60,44 2000/ 2001 37,04 62,96 2001/ 2002 35,1 64,9 2002/ 2003 32,59 67,41 2003/ 2004 34,8 65,2 2004/ 2005 36,2 63,8 2005/ 2006 36,2 63,8 2006/ 2007 36,7 63,3 Dünyada tam tersi bir gidiş yaşanırken Türkiye de mesleki eğitime ilginin azalmasının temelinde sorunlu bir eğitim sistemine sahip olmamızın etkisi olduğu gibi, bu ilgi azalmasının yarattığı sorunlar da vardır. 5.1. Mesleki yönlendirmede yaşanan olumsuzluklar Bireyin ilgi ve yetenekleri ile işin gerektirdiği özellikler arasındaki uyum, bireyin işe karşı motivasyonunda ve işteki başarısında da etkili olan faktördür. Meslek seçiminin isabetli olması bireyin kendi ilgi ve TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 75

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK yetenekleri ile işin gerektirdiği nitelikleri tanıması ile mümkündür. Ülkemizde ilköğretimin ikinci devresinden itibaren mesleki yönlendirme yapıldığından bahsedilse de uygulamanın gerçekliği şüphelidir. Okullarda verilen rehberlik hizmetleri de bireye isabetli meslek seçimi yapması yönünden yetersiz kalmaktadır. Ülkemizde mesleki yönlendirmede bireyin yeteneklerinden ziyade ailenin talepleri ve çevresel faktörler belirleyici olmaktadır. Çocuğunun üniversite okumasını isteyen aileler, Üniversiteye giriş sınavında göreceli olarak dezavantaja sahip olan meslek okullarına yönelmemektedirler. Çocuğum üniversite okusun düşüncesi ile öğrencilerin enerjisi yıllarca dershane yollarında tüketilmektedir. Meslek lisesi öğrencilerinin kendi alanlarındaki mühendislik fakültelerine girişte dahi büyük dezavantajlara sahip olması meslek liselerini krize sokmuştur. Mevcut sınav sistemi ve rehberlik hizmetindeki eksikliklerden dolayı bilinçli bir mesleki yönlendirme yapılamamakta bu ise zaten ortaöğretimde büyük bir krizin içine yuvarlanmış olan mesleki eğitimi yükseköğretim aşamasında da yok etme noktasına getirmektedir. 5.2. Eğitim programlarından kaynaklanan sorunlar Örgün ve yaygın mesleki ve teknik eğitim kurumlarında uygulanan eğitim programları, bu programlarla yetiştirilen becerili ve teknik işgücü ile işgücü piyasasının ihtiyaçları arasında nitelik ve nicelik yönünden bir uyum görülmemektedir. Bu durumun genelde mesleki eğitime olumsuz etkileri olmaktadır. İşletmelerde beceri eğitimi de belirtilen durumdan olumsuz yönde etkilenmektedir. Hangi mesleklerin hangi seviyede yetişkinlik gerektirdiği, eğitim talebinin örgün ve yaygın hangi eğitim kurumlarında etkili olarak karşılanabileceği belirlenmelidir. Bu durum uygulanan mesleki ve teknik eğitim programlarının yeniden tanımlanmasını gerektirecektir (TİSK, 2004). Orta ve yükseköğretimde mesleki eğitim programlarında teknolojik gelişmenin zorlamasıyla bazı gelişmeler olsa da, programlar geleneksel mesleklere dönük ve güncelliğini yitirmiş durumdadır. Programlar kurumsal bir yaklaşımla güncellenmemekte öğretim elemanının bireysel uğraşları ile güncellenmektedir. Okullarda verilen eğitim mesleki ihtiyacı karşılamamakta, öğrenci 76 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... mesleği ile ilgili bilgiyi iş hayatında öğrenmektedir. Bu durum, uygulanan eğitim programlarının ilgili meslek dalının güncel ihtiyacını karşılamadığını göstermektedir. Gerek ortaöğretimde gerekse de yükseköğretimde adları farklı olan, fakat içerikleri aynı olan programlar açılmaktadır. Bu durum, birbirinin tekrarı olan programları ortaya çıkarmaktadır. Özellikle Yükseköğretimde farklı fakülte disiplini altına benzer programların açıldığı görülmektedir. Bu durum, kaynakların verimli olarak kullanılmasını önlemekte, mezunların farklı yeterlikler kazanmasına neden olmaktadır (Fer, 2000). Örgün ile yaygın eğitimi ve orta öğretim ile yüksek öğretimi bütünleştirecek esnek bir program yapısı kurulamamıştır. Yerel düzeyde yetkiler yeterli olmamakta, uygulanan programlar çevre ihtiyaçları ile tutarlı olmamakta ve istihdam olanağı sınırlı olan alanlar için gereğinden fazla eleman yetiştirilmektedir (Fer, 2000). 5.3. Reel sektörle yaşanan uyumsuzluklar Ülkemizde iş gücü arzı ile talebi arasında ciddi uyumsuzluk mevcuttur. Bunun nedeni olarak mesleki eğitim kurumlarında uygulanan eğitim programları, bu programlarla yetiştirilen teknik iş gücü ile iş gücü piyasasının ihtiyaçları arasında nitelik ve nicelik yönünden bir uyum sağlanmamasından kaynaklanmaktadır (Ünal, 1988: 87-97). İş gücü piyasası ve eğitim kurumu arasındaki uyumsuzluk, mesleki ve teknik eğitime gerek ortaöğretim ve gerekse de yükseköğretim düzeyindeki ilgisizliğin temel nedenlerindendir. Türkiye deki teknik ara insan gücünün sahip olduğu insan sermayesi nin piyasa ihtiyaçları ile uyumlu olup olmadığının saptanması çözüm yolunda atılacak en önemli adım olacaktır. Bu saptama nitelikli insan gücü problemini ortadan kaldırmasının yanında verimlilik probleminin çözümü için de önemlidir. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarının etkinliği, yetiştirdiği becerili ve teknik işgücünün, işgücü piyasasının talepleriyle nitelik ve nicelik yönünden uygunluğu ile orantılıdır. İşgücü piyasasının işgücü talebi ekonomik ve teknolojik gelişmelere göre değişmektedir. Bu nedenle işgücü piyasası işgücü talebinin sürekli ve düzenli olarak izlenmesi gerekmektedir (TİSK, 2004). Ülkemizde bu izlemenin yapılamadığı gözlenmektedir. Eğitim kurumları reel sektörü izlemediği gibi reel sek- TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 77

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK tör de mesleki eğitim sisteminin yapılandırılmasında aktif olarak rol almamaktadır. Meslek eğitiminde meslek standartlarının belirlenememesi ve müfredat programlarının oluşturulmasında iş hayatından kopuk geleneksel yöntemlerin uygulanması, eğitimin yetersizliğinin nedenlerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Buna bağlı olarak meslek liselerinin mezunları, işletmelerin talep ettiği niteliklere sahip olamamaktadır (TEKEV, 2007). Bunun temel nedeni ise, bir türlü sektörün ihtiyacı olan meslek elemanı eğitimlerinin bölgesel ihtiyaçlar dikkate alınarak oluşturulmamasıdır. Sonuç olarak, mesleki eğitimin pahalı bir eğitim olması arz talep dengelerinin daha dikkatli ele alınmasını gerektirmektedir. Reel sektörle yaşanan tüm bu uyumsuzluklar istihdam problemini de beraberinde getirmektedir. Orta ve yükseköğretimde mesleki eğitim kurumlarının düşük profilli öğrencilerin tercih ettiği okullar haline dönüşmesi, yetenekli öğrencilerin mesleki eğitimden uzaklaşması ve eğitim sisteminden kaynaklanan problemler, reel sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman sıkıntısını da beraberinde getirmiştir. Verilen eğitimin niteliğinden kaynaklanan sektörün ihtiyacını karşılamaktan uzak mezunların istihdamında güçlükler yaşanmaktadır. 5.4. Yetersiz altyapı ve eski teknoloji Ülkemizdeki orta ve yükseköğretim kademesindeki mesleki teknik eğitim kurumları gerek alt yapı, gerekse de mesleki donanım olarak büyük sıkıntılarla mücadele etmektedir. Mesleki teknik eğitim pahalı bir eğitimdir. Bunun yanında mesleki eğitim kurumları teknolojinin durmak bilmeyen ilerlemesini takip etmek zorundadır. Dijital devrimden bahsedilen bir teknoloji dünyasında ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün 60 lı yıllardan kalma klasik makine ve teçhizatlarda yapılan eğitimle yetiştirilemeyeceği açıktır. Son dönemde özellikle Avrupa Birliği fonları kullanılarak geliştirilen projelerle Mesleki Teknik eğitimin modernizasyonu konusunda çalışmalar yürütülmektedir. Bunun yanında genel bütçe kaynakları kullanılarak mesleki teknik eğitime kaynak aktarılmaktadır. Türkiye de genel bütçeden eğitime ayrılan payın OECD ülkeleri ortalamasının yarısı kadar olduğu dikkate alınınca aktarılan kaynakların yetersizliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. 2006 verilerine göre, OECD ülkelerinin 78 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... kamudan eğitime ayırdıkları payın ortalaması % 5,9 iken, ülkemizde bu oran % 3,7 dir (OECD, 2006). Türkiye nin GSMH sinin gelişmiş ülkelere göre daha düşük, ancak nüfus artış oranının ise daha yüksek olduğu da hesaba katılırsa, eğitime ayrılan % 3,7 lik payın ne kadar yetersiz olduğu açıkça anlaşılmaktadır (Şahin ve ark. 2007: 1018-1021). Bu durum, hem genel eğitimin hem de mesleki teknik eğitimin kalitesini doğrudan etkileyen önemli bir parametredir. 5.5. Mesleki ve Teknik Yükseköğretimde Yaşanan Problemler 5.5.1. Katsayı problemi Üniversiteye giriş sınavında (ÖSS) uygulanan katsayı sistemi ile ilgili olarak pek çok görüş dile getirilmektedir. Toplumun bir kesimi uygulamada olan katsayı sisteminin meslek liselerindeki öğrencilerin üniversiteye girişte önlerini kestiğini ve bunun da meslek liselerine olan talebi azalttığını ileri sürerken, karşı fikir belirtenler ise meslek liselerindeki problemlerin katsayı uygulamasından kaynaklanmadığını, bunun başka yapısal nedenlerinin olduğunu ifade etmektedir. Çoğunlukla politik tavırla ilişkilendirilebilecek olan tüm bu lehte ve aleyhte düşünceler bir tarafa, son on yıllık veriler dikkate alındığı zaman katsayı değişikliği ile birlikte meslek liselerine olan talebin düştüğü ortaya çıkmaktadır (Grafik 5). Grafik 5. Son on yıllık Meslek ve Genel lise öğrenci sayıları (Kaynak: TÜİK, 2008) TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 79

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK Grafik 6. Meslek ve genel lise öğrenci sayılarının, tüm ortaöğretim içindeki yüzdelik oranlarının on yıllık gelişimi (Kaynak: TÜİK, 2008) Sayısal anlamda mesleki ortaöğretime talepte bir artış gözlense bile, ÖSS giriş sınavında yapılan katsayı değişikliğinden sonra bu okullarla genel liselere talep arasındaki fark büyümüştür. TÜİK verileri temel alınarak son on yıllık dönem incelendiği zaman 1997/1998 öğretim yılına göre Mesleki Ortaöğretimdeki öğrenci sayısı yaklaşık 303000 artmıştır. Aynı dönemde genel liseler öğrenci sayısını yaklaşık 800000 arttırmıştır. 1996/1997 eğitim öğretim döneminde lise öğretimi gören öğrencilerin % 45,8 i meslek, % 54,2 si genel lise eğitimi alırken, 2006/2007 öğretim döneminde bu oran % 36,72 meslek ve % 63,28 genel lise olarak değişmiştir (Grafik 6). 5.5.2. MYO larda yaşanan problemler ÖSS sisteminde yapılan değişiklikle meslek yüksek okullarına (MYO) meslek liselerinden doğrudan sınavsız geçiş imkanı sağlanmıştır. Bu uygulama ile iş piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücü ihtiyacı karşılamak hedeflenmektedir. Mesleki eğitimi yükseköğretimde yaygınlaştırma düşüncesi de sınavsız MYO sistemini ortaya çıkarmıştır. Uygulamanın hayata geçirildiği 2002 yılında öğrenci sayısı % 159 artmıştır. Daha sonraki yıllarda bu artış eğilimi devam etmiştir (Tablo 1). MYO lardaki bu büyük öğrenci artışına karşın bu kurumların alt yapı, fiziksel mekan, donanım ve öğretim elemanı ihtiyaçları aynı oranda 80 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... karşılanmamıştır. Bunun sonucunda uygulama, MYO ların eğitim kalitesini düşürmüş ve deyim yerindeyse sistem felç olmuştur. MYO lara ciddi ve bilimsel kriterlere dayanmadan yapılan öğrenci alımları sonucunda MYO lar iş piyasasının kalifiye eleman ihtiyacını karşıladığı eğitim merkezleri olmaktan çıkmış başarısız öğrencilerin eğitimde son durağı haline gelmiştir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yürütülmeye çalışılan eğitim, var olan atelye ve laboratuar teknolojilerinin çoğunlukla günün teknolojik ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olması sebebiyle aksamaktadır. MYO ların piyasanın teknolojik ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak mezunları, sektörel talepleri karşılayamaz hale gelmiştir. Mezunlar okul ortamında edinemediği ileri teknolojik mesleki becerileri kurslar yardımıyla edinmeye çalışır hale gelmiştir. MYO lara sınavsız geçiş sisteminin yürürlüğe girmesiyle birlikte ortaya çıkan öğretim elemanı ihtiyacına cevap verilememesi de eğitim kalitesinin düşmesinin önemli nedenlerindendir. MYO ların yaşadığı öğretim elemanı sorununu rakamlarda ortaya koymaktadır. 2005-2006 verilerine göre, ülkemizde MYO larda öğretim elemanı başına 68,07 öğrenci düşerken, bu rakam Almanya da 5, Japonya da 9, Belçika da 10 dur (Eşme, 2007). 5.5.3. Mesleki ve Teknik Eğitim Fakülteleri nde yaşanan problemler Mesleki eğitime ilginin azalması Meslek Liselerini öğrenci krizine sokmuş, bu durum Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültelerinden mezun olan öğretmen adaylarının öğretmen olarak atanamamalarına neden olmuştur. Örneğin Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi nden 1998-2003 yılları arasında mezun olan öğrencilerin sadece %32 si teknik öğretmen olarak istihdam edilmiştir. Bugün ise Teknik Eğitim Fakülteleri için bu rakam ortalama % 5 tir (Eşme, 2007). Her yıl bu fakültelerden mezun olan binlerce mezun yanlış eğitim politikaları yüzünden büyük istihdam problemi yaşamaktadırlar. İş piyasasına yönelen mezunlar iş piyasası ile uyum sorunu yaşamakta, temelde öğretmen olarak yetiştirildikleri için, gerekli niteliklere sahip olmadıklarından ya iş bulamamakta, ya da mesleğiyle ilgisiz alanlarda, düşük ücret ve statülerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Mezun ettiği bireylerin memnuniyeti ve iş dünyasındaki başarıları ile yükseköğretim kurumlarının saygınlığı arasında yakın bir ilişki kurulan günümüzde TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 81

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK bu durum, başta mezunlar olmak üzere üniversiteler, öğretim elemanları, diğer bütün ilgililerde rahatsızlık meydana getirmektedir (Akpınar, 2005: 259-274). Mesleki ve teknik eğitim fakültesi mezunlarının iş piyasasında karşılaştığı önemli engellerden bir diğeri de unvan ve yetki belirsizliğidir. Öğretmen olarak istihdam edilemeyen mezunların sektörde çalışabilmesi için tanımlanmış bir unvanları, yetkileri ve sorumlulukları yoktur. Sanayi ve MEB dışındaki kamu sektöründe teknik öğretmen, ticaret turizm öğretmeni olarak tanımlanan bir pozisyonun olmaması, yoğun olarak sanayi kollarına ve hizmet sektörüne yönelen mesleki ve teknik eğitim fakültesi mezunlarının diplomalı fakat yetkisiz bireyler olmasına yol açmaktadır. Öğretmen olarak atanamama, özel veya kamu sektöründe unvan ve yetki problemlerine ilave olarak Teknik Eğitim Fakültelerinin akreditasyon sorunu da vardır AB ülkelerinde Teknik Eğitim Fakülteleri ile eşdeğer herhangi bir yükseköğretim kurumunun bulunmaması nedeniyle öğrenci ve öğretim elemanı değişim programlarının uygulanmasında büyük güçlükler yaşanmaktadır (YÖK, 2007). Teknik Eğitim Fakülteleri mevcut yapıları ile uluslar arası kuruluşlar tarafından akredite edilememekte, AB, ABD gibi ülkelerde diploma denklikleri bulunmamaktadır. 6. SONUÇ Mesleki ve teknik eğitim gerek ortaöğretim gerekse de yüksek öğretim düzeyinde büyük sorunlarla karşı karşıyadır. Yapılan çalışmada mesleki teknik eğitimin mevcut durumu tespit edilmiş, yaşanan sorunlar belirlenmeye çalışılmıştır. Gelişmiş ülkelerde % 65-70 aralığında olan Mesleki Eğitimin tüm ortaöğretime oranı ülkemizde % 36,7 seviyelerindedir. Son on yılda Mesleki eğitimin tüm ortaöğretim içindeki payının gelişmiş ülkeler oranına yaklaşması gerekirken, mesleki eğitim oransal olarak % 45,8 den % 36,7 ye gerilemiştir. Bu gerilemenin üniversite giriş sınavında Meslek liseleri aleyhine yapılan katsayı düzenlemesinin sonrasına rastlaması, mesleki eğitime olan talep gerilemesinin en önemli nedenini gözler önüne sermektedir. Türk mesleki ve teknik eğitimi öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı bakımından gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmıştır. Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı ortaöğretimde 31.7, MYO larda 82 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008

Türkiye de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm... 60.8 ve 4 yıllık mesleki ve teknik eğitim fakültelerinde 22.7 ila 33.6 arasında değişmektedir. Gelişmiş ülkelerde bu rakamlar ağırlıklı olarak 5 ila 10 arasında değişmektedir. Yüksek öğrenci ortalaması, gerek orta gerekse yükseköğretimde verilen eğitimin kalitesini düşürmektedir. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarının öğrenci sayısının ve öğretim elemanı eksikliğinin yanında en önemli sorunu altyapı, teknolojik ekipman, laboratuar ve atölye eksiklikleridir. Bu eksiklerin yanında özellikle ortaöğretim kurumları ve MYO ların eğitim programları istihdam kollarının beklentilerini karşılayacak şekilde güncellenememiştir. Eğitim kurumlarında yaşanan bütün bu eksikler mesleki eğitim kurumlarının reel sektörün beklentilerini karşılamakta zorlanmasına yol açmıştır. Eğitim kurumlarının reel sektörü takip etmemesinin yanında reel sektör de mesleki eğitimin yapılandırılmasında aktif olarak rol almamaktadır. Mesleki ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştiren mesleki ve teknik eğitim kurumlarının akreditasyon (eşdeğerlilik) problemi vardır. Özellikle Teknik Eğitim Fakültelerinin Türkiye nin girmeye çalıştığı AB ülkelerinde benzeri yoktur. Son yıllarda uygulanan Milli Eğitim politikaları sonucu meslek liselerinin öğrenci sayıları oransal olarak 1/3 oranında azalmış, buna zıt bir şekilde Teknik Eğitim Fakültelerinin sayısı altı kat artmıştır. Bu durum, Teknik Eğitim Fakültesi mezunu öğretmen adaylarının öğretmen olarak istihdam edilememesini beraberinde getirmiştir. Öğretmen olamayan Teknik Öğretmenler, kamunun farklı alanlarına ve özel sektöre yönelen Teknik Öğretmenlerin karşılaştığı en önemli problem unvan ve yetki sorunudur. Yıllardır yapılan çalışmalara rağmen bu sorun aşılamamıştır. Türkiye nin nitelikli işgücü ve verimlilik karnesine bakıldığı zaman mesleki ve teknik eğitimdeki performansı gözler önüne serilmektedir. Türkiye verimlilik düzeyinde 1975-2002 yılları arasında geçen 37 yılda bulunduğu pozisyondan sadece bir kademe yükselebilmiştir. Nitelikli işgücü sıralamasında ise dünyada 37. sırada yer almaktadır. Nitelikli işgücü sıralamasında Doğu Avrupa ülkeleri ve Kolombiya gibi ülkeler Türkiye nin üzerinde yer almaktadır. Nitelikli işgücünün yetiştiği yerler olan mesleki ve teknik eğitim kurumlarına olan kamu ve özel sektör ilgisizliği ve milli eğitim politikalarının iç siyaset malzemesi yapılması bu tablonun önemli sebep- TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008 83

İsmail ŞAHİN / Tayfun FINDIK lerindendir. Bunların yanında yerel beklentilerin Ülke Yükseköğretim stratejisinin önüne konulması ve meslekler arası didişmenin akreditasyon çalışmalarını geciktirmesi sorunların azalacağına giderek büyümesine yol açmaktadır. 7. ÖNERİLER Yapılan çalışma kapsamında ifade edilen sorunların çözümü, Türkiye nin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünün yetişmesine katkı sağlayacak, bu ise beraberinde verimlilik artışını gündeme getirecektir. Bu doğrultuda yapılması gerekenlerle ilgili olarak aşağıdaki çözüm önerileri sunulabilir; - Üniversiteye giriş sınavında uygulanan katsayı sistemi değiştirilmelidir. Mesleki ortaöğretim mezunları ortaöğretim eğitimlerinin devamı niteliğindeki okullara girebilmelidir. Örneğin, Endüstri Meslek lisesi mezunları alanları ile ilgili mühendislik fakültelerine, Ticaret Lisesi mezunları alanları ile uyumlu iktisadi ve idari bilimler fakültelerindeki ilgili bölümlere girebilmelidir. - Teknik eğitim fakültesi (TEF) mezunlarının kamu ve özel sektörde karşılaştıkları unvan ve yetki problemleri çözülmelidir. AB ile akreditasyon çerçevesinde yürütülen TEF lerini Teknoloji Fakültesine dönüştürme çalışmalarında yetki ve unvan boyutu eksik bırakılmamalıdır. Dönüşüm ile ortaya çıkacak yeni unvan ve yetkilerle ilgili olarak kamu ve özel sektör kuruluşlarının düzenleme yapmasına dönük çalışmalar yürütülmelidir. - Yeni Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültleri ve MYO lar bölgesel ve ulusal ihtiyaçlar doğrultusunda açılmalıdır. Bu konuda ciddi bir planlama politikasına ihtiyaç olduğu açıktır. Mesleki Yükseköğretimi iç siyaset malzemesi olmaktan kurtaracak bağlayıcı kamu politikaları gündeme gelmelidir. - Mesleki alanlar bölgesel ve sektörel ihtiyaçlar doğrultusunda belirlenmeli, bu çerçevede gelişen teknoloji ile birlikte ortaya çıkan yeni mesleklerle ilgili çalışmalar yapılmalıdır. - Gelişen teknolojik ihtiyaçları karşılayabilmek için, teknolojik gelişmelere hızla ayak uydurabilecek, daha esnek bir mesleki eğitim yapısı oluşturulmalıdır. - MYO ların üniversitelere bağlı biçimde çalışması ve 84 TSA / Yıl: 12, S: 3, Aralık 2008